2010 temmuz Haber Arşivi; KİM-SİN HalimKök

Cevapla
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

2010 temmuz Haber Arşivi; KİM-SİN HalimKök

Mesaj gönderen sev-guzel »


KİM - SÎN !!!!
Tarih: 14.07.2010 Saat: 02:41 Gönderen: kulihvani


Resim

KİM - SÎN !!!!

Halim KÖK

Allah cc. KUL’ un KÂLB’ inden bakar… KUL ise AKIL AYN-asında görür…
Bu “BEN” im der… Ne zaman ki AN-lar “BEN” diyenin KİM ? olduğunu… O zaman İKİ’ lik ortadan kalkar…
KÂBE’ de pencere yoktur… Çünkü KÂBE GÖNÜL’ dür…GÖNÜL dışarı bakmaz ki…
İÇ’ ER’ i bakar… Dışarı bakan, dışarıda olan AKIL’ dır…



O yüzden AKIL gelir kapıya;

İÇ-ER’ ideki SORar;
- Kimsin?
- BEN-im… Der AKIL…
Gönül der ki;
- Git… Şimdi çağı değil. Böylesine sofrada ham kişinin yeri yok.

AKIL gider… Ham Akıl Diyâr-ı Gurbette pişmelidir…
Çile çekmelidir… Cahilliğinin çilesini çeker AKIL ÂLEM’ de… Bilememiştir çünkü.

Oysa Allah cc.
- Bilmek istedim Âlem’i yarattım. Bilinmek istedim Âdem’ i yarattım… Buyurur…

Bilmek AKIL’ ın işidir ve AKIL YARATILAN’ dır…
Dolayısıyla, AKILLI olma veya OLMAMA ancak YARATILAN için düşünülebilir.

YARATILAN ise ÂLEM-ÂDEM’ dir…

ÂLEM büyük ÂDEM' dir... ÂDEM ise küçük ÂLEM...

ÂLEM' de OL-AN N VAR' sa Allah' (cc)ı bilmiştir... İnsandan gayrı...

تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ فيهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَیْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ وَلٰـكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْبيحَهُمْ اِنَّهُ كَانَ حَليمًا غَفُورًا
Tusebbihu lehus semavatus seb'u vel erdu ve men fihinn, ve im min şey'in illa yusebbihu bi hamdihi ve lakil la tefkahune tesbihahum, innehu kane halimen ğafûra.
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır. İSRÂ Suresi 44.Ayet

Allah cc. BİR’ iyle BİLMEK ve BİR’ iyle BİLİNMEK istemiş… Murad etmiş… İrade eylemiştir.

Ve O’ nun istediği AN’ ında OL-ur.

اِنَّمَا اَمْرُهُ اِذَا اَرَادَ شَيْپًا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. Ya-SÎN Suresi 82.Ayet

Allah cc. Mutlak doğruyu söyler. “BİLMEK” ve “BİLİNMEK” istediği AN’ da bu OL-muştur… Biz buna iMaN etmişiz. Ama OL-AN’ ı göremiyoruz, ŞAHİD OLamıyoruz.

Çünkü;
اَلَّذينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقيمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ
Ellezine yu'minune bil ğaybi ve yukîmunas salate ve mimma razaknahum yunfikûn. Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar. BAKARA Suresi 3.Ayet

BİZ GAYB’ e iMaN edenleriz.
GAYB; Olduğu halde gözükmeyendir… GİZ’ li OL-AN’ dır…
GİZ’ li OL-AN SIRR’ dır ve Allah cc.
- Ben İnsanın SIRR’ ıyım, İnsan da benim SIRR’ ımdır buyurur.

Oysa insan AKIL AYN-asında KENDİ’ ni görür…
- Kimsin? Diye soran GÖNÜL’ dür O AYN-ada…
- SEN’ im…
Diyemez AKIL;
- BEN-im… Der…

Bunu dediği sürece de SEN-BEN İKİ’ liği kalkmaz ortadan…
Ve AKIL bu İKİ’ liği… Bu ZID’ lığı görür ÂLEM’ de…
“UZUN’ un ZID’ dı KISA’ dır” der. Oysa “DAHA UZUN da UZUN’ un ZID’ dıdır.
Çünkü; “UZUN , DAHA UZUN’ a göre KISA konumundadır.

Öyleyse AKIL BİLMELİDİR;

“UZUN 'un ZID’ dı sandığı KISA’ yı da ÖZ’ ünde barındırmaktadır “UZUN"
Ve Gerçekte BİR ŞEY’ in ZID’ dı KENDİ gibi OLMAYAN HER ŞEY’ dir.

Ve her ŞEY ZID’ dını ÖZ’ünde barındırır. Çünkü;
“ZERRE KÛLL’ ün AYN-ıdır.”

BİR’ i DİĞER inin AYN-ı ise İKİ’ lik… ZID’ lıktan söz etmek bir yanılgıdır.
Yanılan DIŞARIDA kalır…

Dışarısı ÂLEM’ dir… AKIL ÂLEM’ e bakar ve BİLMEK ister…
Allah’ (cc) ın da istediği buydu ya… ÂLEM’ le BİLMEK istedi…
Ve Allah’ ın (cc) istediği AN’ ında OLur dedik…
Böyle iMaN ettik.

O AN’ ı mı bulamıyor AKIL acaba?

AN’ da OL-AN N’ ki?
KÛN buyurduğu AN’ da OL-AN?

Dışarıda AKIL’ ın en iyi BİL’ işini BİLİM dillendirir.

Bilimin dediğine göre Güneş ışınları kaynaktan çıktığı AN’ dan itibaren Dünya’ ya ulaşıncaya kadar yaklaşık Sekiz Dakika zaman geçiyor.

Öyleyse insan bakıp ta;
- GÜNEŞ doğdu…
Dediği AN’ da Sekiz Dakika öncesinden bahsediyor… Yani dışarıda gördüğü GEÇMİŞ’ tir…

KENDİ' SÎN' e seslenen bir insanın sesini duyduğu AN o sesin kaynaktan çıktığı AN değildir… Bir süre geçmiştir az veya çok…

Ancak ve ancak KENDİ ÖZ’ ünde OL-AN… AN’ da OL-makta…
Dışarıda hep GEÇMİŞ’ i seyretmektesin ey insan…
Yarın ahirette seyredeksin ya HAYY-at geçmişini…
Yarın da GELECEK’ tir SEN’ in için değil mi?

Geçmiş ile Gelecek arasında TAM AN' da bulunmaktasın SEN... ORTA YOL' da...

SEN AN' sın... ve OL-AN' ı bilmiyorsun öyle mi?

Bıraksan da GEÇMİŞ’ i ve GELECEK’ i KENDİ’ ni AN’ da ÖZ’ ünde SEYR ET-SEN…
OL-AN’ ı AN’ ında bilsen ya… Çünkü Allah’ ın (cc) istediği AN’ ında OL-makta…

HÂLimce…
12.07.2010 – 15:09 AN’ ında yazılan…
Resim
Cevapla

“TEMMUZ” sayfasına dön