2010 haber arşivi; Oruç =SAVM Münir DERMAN (ks)

Cevapla
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

2010 haber arşivi; Oruç =SAVM Münir DERMAN (ks)

Mesaj gönderen sev-guzel »

Tarih: 02.09.2010 Saat: 12:58 Gönderen: kulihvani

Resim
Münir DERMAN (ks)

ORUÇ = SAVM


Kıblenin değişmesinden 1 ay sonra oruç farz olmuştur.
Farz demek:
Allanın sevdiği ve onu korumak için istediği mahlûka bir iltifatıdır.
Hakk’ın arzuladığı hâle gelmek ve Hakk’a yanaşmak için mecburiyettir.
Ne?
Farz...
Orucun faydalarından hakiki İslama bahsetmek ayıptır.
Herkes kendine göre onu az çok bilir.
Veyahut tamamiyle sırrına vararak.
Oruç bir amel-i zâhir değildir, bir sırr-ı bâtındır.
“Oruç benimle kulun arasında bir sırdır” buyurur Cenâb-ı ALLAH bir hadîs-i kudsîde.
Onun için oruç yemenin günahı, tövbe ile sakıt olmaz...



Burada günah ALLAH'ın kul ile sırrı arasındaki ne ise ona hakaret ve ehemmiyet vermemektir.
Kefaret ortaya çıkar.
Kefaret orucu amelen farzdır, itikaden farz değildir. Muhtac-ı kefarettir. Kefarette bir nev’î kendi kendine cezâ vermek gizlidir.
İslâmda cehil, bilmemezlik özür değildir.
Oruç dış görünüşü ile gün doğmadan gün bâtıncaya kadar yemek içmek, cinsi arzulardan ibâdet niyetiyle kati olarak uzak durmaktır.
İbâdet ALLAHa yanaşmak usullerine verilen isimdir.
Bununla da oruç tam olmaz.
Yalan, Dedikodu, Gıybet, Küfür, Hiddet orucu sarsar.
“Bunlardan tamamiyle uzak olarak tutulan orucun mükafatını bizzât ben vereceğim” diyor Cenab-ı ALLAH . . .

Soru: Diğer ibâdetlerin mükâfatını kim veriyor o hâlde?..
Niçin?..
Burada oruçlunun mükâfatını bizzât ben vereceği buyrulmasındaki sır nedir?
Diğer bütün ibâdetlerde kul Hakk’a yanaşmaya doğru seyreder.
Oruçta ise Hakk insana doğru seyreder.
Oruçlu bir insan HAZRET-i İNSAN dır.
Burada “Kul huvallahu Ahad” sûresinin bir nebze sırrının tefsiri gizlidir.
Oruçlu bir insan şu âyet-i kerîme ve hadîs-i kudsîlerin âdetâ tecellî mihrakı olur :
“Ben size şah damarınızdan daha yakınım”
“Bana bir adım yanaşana ben on adım yanaşırım.”
“Ben kulumla görür kulumla işitirim.”

Oruç aç durmak değildir.
Orucun hususî ufkunda erenlerin diyarı gizlidir.
Oruçlu bir insan Hazret-i İnsandır.
“İnsanda zâhir olduğum gibi hiçbir şeyde zâhir olmadım.”
“ Eğer insan benim indimde olan mertebesini bilseydi her nefeste bugün mülk yalnız benimdir” sözünü söylerdi.
İftar sofrasında iyi hazırlanmamış diye tabağı kıran,
“Yarım saat kala yanına girmeyin çok sinirli!” diye oruç tutanlara söylüyorum.
Bunlara kim: “Oruç tut!” dedi.
Bu gibilere zâten oruç farz değildir.
Farz ALLAH'ın sevdiği ve onu korumak istediği mahluka bir iltifatıdır.
Bu iltifata biz “Farz” diyoruz.
Farz, Hakk’a yanaşmak için bir mecburiyetdir.
Oruç Hazret-i İnsana mahsustur.
Yalan, Gıybet, Hiddet, bunlar orucun mahiyetini bozar.
O zaman akşama kadar aç durmak olur…
İftar abdestli helâl lokma ile olur.
“Beş şey vardır ki orucu ifsad eder.” Resûlü Ekrem buyuruyor. Hadis. Yalan, Gıybet, Yalan yemin, Şehvetle bakmak, Küfretmek orucu ifsad eder. Bunlar büyük hadestir.
Abdestsiz bulunmak, ufak dedikodu etmek bu da küçük hadestir.
Hakiki böyle oruçluyu ALLAH korur.
Onunla beraberdir.
Bunu hissetmiyor musunuz?
Cesedi ile birlikte olanlara bu fetvâ verilmiştir.
Orucu ifsad eden şey ruha aittir.
Cesede değil.
ALLAH'a cesedle değil ruh ile yanaşılır.
Cesedî orucu bozan hâllerdir, onların verdiği fetvalar.
Bütün ibâdetler ALLAH için yapılır.
Mükâfatı ya vardır ya yoktur.
O hâlde mükâfatını beklemek diye bir şey yoktur.
Yalnız Cenab-ı ALLAH :
“Orucun mükâfatını bizzât ben vereceğim” buyuruyor.
Peki diğerlerinin mükâfatını kim veriyor?..
(Allah Dostu Derki Cilt 2=192-194)



KELİMELER:


Sakıt: Düşen, düşük. Kıymetsiz, sukut eden. Ölü olarak düşmüş çocuk.
Amel-i zâhir : Açık işlenenişler
Sırr-ı Bâtın : Gizli sırr.
Hakaret : Küçüklük. İtibarsızlık. Hor ve hakir görmek. Küçümseme. Küçük görme. Tâzimsizlik.
Kefaret: (Masdar gibi kullanılıyorsa da "keffâr" mübalâğa isminin müennesi olup, asıl mânası: örtücü ve imhâ edici demektir.) Bir mecburiyet altında veya yanlışlıkla işlenmiş günahı affettirmek ümidiyle şeriata uygun olarak verilen sadaka veya tutulan oruç. Günahtan arınma.
Ehemmiyet : Mühim olma, ağırlık, değerlilik, dikkate değer olma, dikkat ve ihtimam, kıymet, nazar-ı dikkati çekme.
Hazret :(Huzur. dan) Ön. Kurb. Pişgâh. Hürmet maksadı ile büyüklere verilen ünvan; “Hazret-i Kur'an, Hazret-i Peygamber, Hazret-i Üstad, Paşa Hazretleri” gibi.
Mihrak : Çok hareket eden. Hareket âleti. Karıştıracak nesne.
Hades : Fık: Abdest almayı icabettiren hâl. Bazı ibâdetlerin yapılmasına mâni olan ve necaset-i hükmiye sayılan hâl. Pislik.
İfsad: Bozmak. Azdırmak. Fesada uğratmak. Fitne salmak. Karıştırmak.


ÂYETLER:

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi: Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.”
(Kaf 50/16)


HADİSLER:

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Şüphesiz oruç, kulun kendisiyle cehennemden korunduğu bir kalkandır. (Allah Teâlâ) 'o (oruç), Benim içindir ve onun karşılığını Ben vereceğim” (buyurdu)."
(Ahmed bin Hanbel, Müsned, III/396)

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Her bir iyilik için on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık olabilir; fakat oruç başkadır. Çünkü oruç Benim içindir ve onun ecrini Ben vereceğim.” Buyurdu.
(Müslim, Sıyâm 164; Nesâî, Sıyâm 42)

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ALLAH celle celâlihu buyurdu ki: “Her kim benim velî bir kuluma düşmanlık ederse, ben ona karşı harb îlân ederim. Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık sağlayamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibâdetlerle de durmadan yaklaşır; nihâyet ben onu severim. Kulumu sevince de ben (âdetâ) onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum.”
(Buhârî, Rikâk, 38)
Resim
Cevapla

“EYLÜL” sayfasına dön