KUZU
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
KUZU
Her MeVSi-MÎM de M-eledim,
KÛN de Ye-KÛN lar eledim,
İLK NOKTA yı YAZ-AN KÂLEM,
SÎNeMde SEN i diledim
KuZu YuM RaHiM KOYNÛN da,
AŞK DÜŞ ümdeki OYNÛN da,
Dedim ki YÂR N VAR Bunda,
B-İLMİ-YOR AKIL VeLeDiM
HÂLimce... Me-ARA' larda
04.05.2010 - 15:14
En son halimkok tarafından 04 May 2010, 18:37 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Rüzgar Eser
Rüzgar eser çoban ateşleri
Dört bir yana serpişir
Yağmur ciser yıldızlar ıslanır
Hasret ile kıprışır
Dağlar küser tozlu yamacında
Can can ile çarpışır
Benim canım kim bilir nerede
Taş yastığa ağlaşır
Yollar tozar yayla çocukları
Kuzu gibi meleşir
Hasret uzar kardelen yüreği
Kar altında titreşir
Kuşlar uçar turnam yaralıdır
Boyun büker bekleşir
Benim yaram nevroz ateşinde
Yana yana depreşir
Yusuf Hayaloğlu
Rüzgar eser çoban ateşleri
Dört bir yana serpişir
Yağmur ciser yıldızlar ıslanır
Hasret ile kıprışır
Dağlar küser tozlu yamacında
Can can ile çarpışır
Benim canım kim bilir nerede
Taş yastığa ağlaşır
Yollar tozar yayla çocukları
Kuzu gibi meleşir
Hasret uzar kardelen yüreği
Kar altında titreşir
Kuşlar uçar turnam yaralıdır
Boyun büker bekleşir
Benim yaram nevroz ateşinde
Yana yana depreşir
Yusuf Hayaloğlu
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Kınalı Kuzu Hikayesi
Bunlardan birisi Çanakkalede şehit olan askerlerimizden Yozgatlı Hasanla ilgili. Yozgatlı Hasanın lakabı da Kınalı Hasan olmuş Çanakkalede.
Hasan, Yozgat ilinin Sorgun kazasına bağlı Kara Yakuplar köyünden
Daha bıyıkları terlememiş bu delikanlı, kendisi gibi gencecik arkadaşları ile beraber yayan yapıldak yürüyerek Yozgattan çıkıp Çanakkaleye ulaşmışlar. Burada 64. Piyade Alayı, 1. Tabur, 2. Bölüğe intisap edip çakı gibi Mehmetçik olmuşlar. Zaten taburlar, alaylar Çanakkalede eriyip bittiği için cepheye gelen gönüllülere şiddetle ihtiyaç vardır.
İkinci bölüğün komutanı Yüzbaşı Sırrı Bey, askerlerini savaşa hazırlamak için onların talimlerinden boş kalan istirahat anlarında onlarla tanışıp konuşmaya başlardı.
Böyle bir vakitte Yüzbaşı Sırrı Bey, Yozgatlı Hasanla da tanıştı. Hasanın başındaki kına Sırrı Beyin dikkatini çekti. Cepheye gelen askerlerin sağ ellerinde, sağ elinin üç parmağında ya da sağ ayağının parmaklarında kına görmeye alışıktı Sırrı Bey ama baştaki kınayı ilk defa görüyordu.
Hasana bunun mânâsının ne olduğunu sorduğunda Hasan utandı, üzüldü ve dedi ki komutanına:
-Komutanım, buraya geleceğim vakit anam yaktı bu kınayı. Ben de niye diye sormadım.
Sırrı Bey:
-Öyleyse bir mektup yaz da sor bakalım, biz de öğrenmiş olalım.
Hasan:
-Ben yazı yazmasını bilmem ki komutanım.
Sırrı Bey:
-Öyleyse sen söyle bölük yazıcısı yazsın köyüne, bakalım ne cevap gelecek?
Hasan:
-Baş üstüne komutanım.
Bir istirahat anında bölük yazıcısı Hasanın yanına gelir. Hasan söyler, o yazar. Selam kelamdan sonra Hasan, bulunduğu yerin güzelliğinden, çiçeklerin kokusundan, arkadaşlarının dostluğundan, komutanının tatlı dilinden bahsettikten sonra, konuyu kınaya getirir.
-Anacığım, kumandanım saçımdaki kınayı sordu, ben bilemedim. Arkadaşlarımın arasında mahcup oldum.
Kardeşlerimi askere gönderirken sakın onların saçlarını kınalama. Onlar benim gibi mahcup olmasınlar. Kınanın bir mânâsı varsa bildir de kumandanıma söyleyeyim.
Mektup Yozgat yollarına çıkar. Cevap gelir mi gelmez mi, anasına ulaşsa okur mu, okutur mu belli değil. Lakin Çanakkalede sırtlan gibi saldıran düşmana karşı koymak lazım geldiği için ihtiyat kuvvetlerinin fazla bekleyecek zamanı yoktur.
2. Bölük de savaşın en çetin alanlarında görev yapar. Bu öyle bir harptir ki, dünyada eşi benzeri olmayan bir vahşet yaşanmaktadır. Anadolunun kınalı koç yiğitleri, ellerindeki kıt imkanlarla, adeta etten bir duvar örüp düşmana geçit vermeden namusları için, vatan için buruşmaya başlamışlardır.
Bu ateş cehenneminde nice kınalı koç yiğitlerimiz, körpecik delikanlılarımız şehit olmakta, Avrupalının kan içen canavar makineleri, gemileri, topları Geliboluyu bir kan gölüne çevirmektedir.
Aradan iki ay geçmiştir. Bir gün Yüzbaşı Sırrı Beyin bölük karargahına birkaç mektup ulaşmıştır. Yozgatın Sorgun İlçesi Kara Yakuplar köyünün köy katibi mektubu Hasanın anasına ulaştırmış ve anasının söylediklerini de yazıp cepheye yollamış..
Mektup da anası şunları yazmış:
Yavrum, Hasanım, Kınalı Kuzum,
Mektubun geldi, sanki dünyalar benim oldu. Köy katibi okudu, ben ağladım. Kumandanını pek sevmişsin, ne güzel! O senin babının yarısıdır. Sakın ola yavrum kumandanının emrinden çıkma, önünden aykırı geçme. Ateşe bas dese basasın yavrum. Karstan, Siirtten, Adanadan, Uşaktan arkadaşların olmuş. Birbirinizi çok sevip iyi geçinirmişsiniz.
Elbette öylesi yakışır yavrum. Onlar senin dünya ahret hakiki kardeşlerindir. Sakın onları incitme yavrum. Südümü sana helal etmem. Kumandanın saçındaki kınayı sormuş. Bunda bilmeyecek ne varmış ki yavrum? Bizim burada Allah için kurban seçilen koçların başını kına ile süslerler.
Ben de dört kardeşin içerisinde en çok seni sevdiğim için seni Hz. İsmaile kardeş seçtim. O da kurban edilmek istendiğinde kınalanmamış mıydı? Yavrum, kıyamet günü, mahşer yerinde, o kına senin işaretin olacak, o kalabalıkta seni kolayca bulacağım. Aha işte benim kınalı kuzum da burada deyip seni bağrına basacağım.
Anan Hatçe
Sırrı Bey, iki gözü iki çeşme mektubu okur. Sonra posta erini çağırır.
-Şu Yozgatlı Kınalı Hasanı bulun bakalım. Mektubunu ona ben okuyacağım, onun okuması yoktu.
Çok geçmez posta eri geri döner.
-Kumandanım Hasan bir hafta önce Arıburnundaki şiddetli muharebede Hakka yürümüş.
Sırrı Bey, orada göz yaşarı içerisinde yana yakıla bağırmaya başlar:
- Bilmeliydim, bilmeliydim. Kurbanların kınalı olması gerek. Bu yiğitlerin hepsi de kınalı vatana kurban seçilip gönderildiler.
Bunların hepsi de kınalı kuzu, hepsi de Hasan gibi Bilmeliydim, bilmeliydim
[/size]
Bunlardan birisi Çanakkalede şehit olan askerlerimizden Yozgatlı Hasanla ilgili. Yozgatlı Hasanın lakabı da Kınalı Hasan olmuş Çanakkalede.
Hasan, Yozgat ilinin Sorgun kazasına bağlı Kara Yakuplar köyünden
Daha bıyıkları terlememiş bu delikanlı, kendisi gibi gencecik arkadaşları ile beraber yayan yapıldak yürüyerek Yozgattan çıkıp Çanakkaleye ulaşmışlar. Burada 64. Piyade Alayı, 1. Tabur, 2. Bölüğe intisap edip çakı gibi Mehmetçik olmuşlar. Zaten taburlar, alaylar Çanakkalede eriyip bittiği için cepheye gelen gönüllülere şiddetle ihtiyaç vardır.
İkinci bölüğün komutanı Yüzbaşı Sırrı Bey, askerlerini savaşa hazırlamak için onların talimlerinden boş kalan istirahat anlarında onlarla tanışıp konuşmaya başlardı.
Böyle bir vakitte Yüzbaşı Sırrı Bey, Yozgatlı Hasanla da tanıştı. Hasanın başındaki kına Sırrı Beyin dikkatini çekti. Cepheye gelen askerlerin sağ ellerinde, sağ elinin üç parmağında ya da sağ ayağının parmaklarında kına görmeye alışıktı Sırrı Bey ama baştaki kınayı ilk defa görüyordu.
Hasana bunun mânâsının ne olduğunu sorduğunda Hasan utandı, üzüldü ve dedi ki komutanına:
-Komutanım, buraya geleceğim vakit anam yaktı bu kınayı. Ben de niye diye sormadım.
Sırrı Bey:
-Öyleyse bir mektup yaz da sor bakalım, biz de öğrenmiş olalım.
Hasan:
-Ben yazı yazmasını bilmem ki komutanım.
Sırrı Bey:
-Öyleyse sen söyle bölük yazıcısı yazsın köyüne, bakalım ne cevap gelecek?
Hasan:
-Baş üstüne komutanım.
Bir istirahat anında bölük yazıcısı Hasanın yanına gelir. Hasan söyler, o yazar. Selam kelamdan sonra Hasan, bulunduğu yerin güzelliğinden, çiçeklerin kokusundan, arkadaşlarının dostluğundan, komutanının tatlı dilinden bahsettikten sonra, konuyu kınaya getirir.
-Anacığım, kumandanım saçımdaki kınayı sordu, ben bilemedim. Arkadaşlarımın arasında mahcup oldum.
Kardeşlerimi askere gönderirken sakın onların saçlarını kınalama. Onlar benim gibi mahcup olmasınlar. Kınanın bir mânâsı varsa bildir de kumandanıma söyleyeyim.
Mektup Yozgat yollarına çıkar. Cevap gelir mi gelmez mi, anasına ulaşsa okur mu, okutur mu belli değil. Lakin Çanakkalede sırtlan gibi saldıran düşmana karşı koymak lazım geldiği için ihtiyat kuvvetlerinin fazla bekleyecek zamanı yoktur.
2. Bölük de savaşın en çetin alanlarında görev yapar. Bu öyle bir harptir ki, dünyada eşi benzeri olmayan bir vahşet yaşanmaktadır. Anadolunun kınalı koç yiğitleri, ellerindeki kıt imkanlarla, adeta etten bir duvar örüp düşmana geçit vermeden namusları için, vatan için buruşmaya başlamışlardır.
Bu ateş cehenneminde nice kınalı koç yiğitlerimiz, körpecik delikanlılarımız şehit olmakta, Avrupalının kan içen canavar makineleri, gemileri, topları Geliboluyu bir kan gölüne çevirmektedir.
Aradan iki ay geçmiştir. Bir gün Yüzbaşı Sırrı Beyin bölük karargahına birkaç mektup ulaşmıştır. Yozgatın Sorgun İlçesi Kara Yakuplar köyünün köy katibi mektubu Hasanın anasına ulaştırmış ve anasının söylediklerini de yazıp cepheye yollamış..
Mektup da anası şunları yazmış:
Yavrum, Hasanım, Kınalı Kuzum,
Mektubun geldi, sanki dünyalar benim oldu. Köy katibi okudu, ben ağladım. Kumandanını pek sevmişsin, ne güzel! O senin babının yarısıdır. Sakın ola yavrum kumandanının emrinden çıkma, önünden aykırı geçme. Ateşe bas dese basasın yavrum. Karstan, Siirtten, Adanadan, Uşaktan arkadaşların olmuş. Birbirinizi çok sevip iyi geçinirmişsiniz.
Elbette öylesi yakışır yavrum. Onlar senin dünya ahret hakiki kardeşlerindir. Sakın onları incitme yavrum. Südümü sana helal etmem. Kumandanın saçındaki kınayı sormuş. Bunda bilmeyecek ne varmış ki yavrum? Bizim burada Allah için kurban seçilen koçların başını kına ile süslerler.
Ben de dört kardeşin içerisinde en çok seni sevdiğim için seni Hz. İsmaile kardeş seçtim. O da kurban edilmek istendiğinde kınalanmamış mıydı? Yavrum, kıyamet günü, mahşer yerinde, o kına senin işaretin olacak, o kalabalıkta seni kolayca bulacağım. Aha işte benim kınalı kuzum da burada deyip seni bağrına basacağım.
Anan Hatçe
Sırrı Bey, iki gözü iki çeşme mektubu okur. Sonra posta erini çağırır.
-Şu Yozgatlı Kınalı Hasanı bulun bakalım. Mektubunu ona ben okuyacağım, onun okuması yoktu.
Çok geçmez posta eri geri döner.
-Kumandanım Hasan bir hafta önce Arıburnundaki şiddetli muharebede Hakka yürümüş.
Sırrı Bey, orada göz yaşarı içerisinde yana yakıla bağırmaya başlar:
- Bilmeliydim, bilmeliydim. Kurbanların kınalı olması gerek. Bu yiğitlerin hepsi de kınalı vatana kurban seçilip gönderildiler.
Bunların hepsi de kınalı kuzu, hepsi de Hasan gibi Bilmeliydim, bilmeliydim
[/size]
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
O türküyü bir daha çal gene çal
Karşı dağı duman aldı pus aldı
Uzun ömrüm yar yolunda kısaldı
Sazına vuran eline kurban
Allahına kurban emmoğlu
Ben de bu dağların nesine geldim
Meleşir kuzular sesine geldim
Bir garip ölmüşte yasına geldim
Geldim emmoğlu
Yüce dağ başında yayılır atlar
Yar mendil işlemiş ikiye katlar
Mezarın üstünde beş karış otlar
Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz
Ayrılmaz emmoğlu ayrılmaz
Karşı dağı duman aldı pus aldı
Uzun ömrüm yar yolunda kısaldı
Sazına vuran eline kurban
Allahına kurban emmoğlu
Ben de bu dağların nesine geldim
Meleşir kuzular sesine geldim
Bir garip ölmüşte yasına geldim
Geldim emmoğlu
Yüce dağ başında yayılır atlar
Yar mendil işlemiş ikiye katlar
Mezarın üstünde beş karış otlar
Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz
Ayrılmaz emmoğlu ayrılmaz