SEVELİM SEVİLELİM DÜNYA KİMSEYE KALMAZ...

Cevapla
mukarreb
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 98
Kayıt: 30 Eyl 2007, 02:00

SEVELİM SEVİLELİM DÜNYA KİMSEYE KALMAZ...

Mesaj gönderen mukarreb »

Resim

Sevgi…Ne büyülü bir kelime…Sitemiz gönüllüleriyle aramızda hiç bir akrabalık olmadan, hatta yüzlerimizi dahi görmeden birbirimize duyduğumuz sevgiyi düşündüm. Gerçekten, nasıl bir sevgi bu ?? Hiç bir çıkar ve karşılık beklemeksizin duyulan bu sevgi neyin nesi?? Gönlüme ilk gelen cevap, "ALLAH İÇİN DUYULAN SEVGİ.”idi. Evet, Bizler birbirimizi sırf Allah için seviyorduk. Aklıma Hz. Ömer (R.A)’den rivayet edilen bir hadis-i şerif gelmişti. Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştu: “Allah’ın bazı kulları vardır ki; onlar ne peygamber ne de şehittirler. Fakat peygamberler ve şehitler onlara verilen makam dolayısıyla gıpta edip imrenirler. Ashab-ı Kiram: 'Onlar kimlerdir?' diye sordular. Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle devam etti: 'Onlar (aralarında) neseb ve akrabalık olmadığı, mal alışverişi olmadığı halde birbirlerini Allah için sevenlerdir. Onların yüzü nurdur, nur üzerindedirler. İnsanların korktukları günde onlara korku yoktur. İnsanların hüzünlendikleri günde onlar mahzun da olmazlar.” (Ebu Davud) Allahım! Bizler de birbirimizi sırf senin için seviyoruz, Ne olur bizler de bu müjdeye nail olalım diye niyaz ettim Rabbime.

İlkbaharın son günlerinin güzelliğini yaşayan İzmir de, iş yerine yürüyerek ve denizi seyrederek gittim, bu gün. İşe geliş gidişlerde denizi seyretmek, tefekkür etmek ve her adımda Allah'ı zikretmek günümün en huzurlu anları gerçekten. Denize bakarken hep aklıma Allah Rasulünün üç şey ibadettir hadisi geliyor. "Ana babanın yüzüne bakmak, Kur'ana bakmak ve denize bakmak." İbadet şuuruyla inceliyorum denizi. Her dalga sesi sanki bir zikir gibi. Ben kelime-i tevhid zikriyle yürürken, o da başlıyor dalgalanıp coşmaya, bana eşlik etmeye. Evet, hiç istisnasız her şey Allah'ı zikrediyor, tesbih ediyor, İsra Suresi 44.Ayette Yüce Allah'ın bizlere haber verdiği gibi..."Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır."

Ara sıra denizden dışarı doğru balıklar sıçrıyor, biraz ötede kendini oltayla bekleyen balıkçılardan bihaber... Bir sohbette söylenenleri hatırlıyorum o sıçrayan balıkları ve balıkçıları görünce. Diyordu ki Allah dostlarından birisi, "Balık, zikri bir an terk ettiğinde oltaya yakalanır." Allah'ın zikrinden bir an uzaklaşmanın bedeli... Bir de insanoğlunu düşündüm. Allah'tan uzaklaşan insanlar da oltaya yakalanıyorlardı. Ne oltası mı??? DÜNYA oltası ve onun en büyük yemlerine mal, evlat, makam ve para hırsı yemlerine takılıp kalıyorlardı. Üç günlük dünya menfaati için ahirlerini mahvediyorlardı. Bir damla su uğruna koskoca derya terk edilir miydi??

Gafletin tesiriyle özümüzdeki hazineden habersiz, çöplükte define arayan zavallılar gibiyiz, dedim, ne yazık!!! Peki, ahiretimiz için her şeyi satıp, evladımızı terkedip, bir lokma, bir hırka mı yaşayalım yani? diyor bazıları. Sorun, mala, makama ve evlada sahip olmak değil ki... Sorun, onları putlaştırmak, onlara taparcasına bağlılık. Gönülde bu kadar pranga varken mana diyarına nasıl gidilir?? Roket bile ağırlıklarını dünya semasında terk ettikten sonra, özüyle yörüngeye oturuyor. Allah Rızası için gönülden hangi prangayı sökebildik? Makam prangasını mı? Hırs prangasını mı? Övgüyü sevme, kendini beğenme prangasını mı? Aziz Mahmud Hüdai Bursa Kadılığını terk edip sokaklarda ciğer sattı, tuvalet temizledi ta ki kendindeki makam prangasını söküp atıncaya kadar... Dünya Kadılığını terkedip, MANA Sultanlığına kavuştu.

Gönül Allah'ın evidir. Bizse bundan gaflette, oraya Allah'tan gayrı her şeyi doldurmuşuz da, dışarıda Allah'ı aramaktayız. Dam üstünde deve arayan adam misali Can içinde Canan'ı göremeyip, taşrada CANAN aramaktayız Niyazi Mısri'nin şiirinde dediği gibi:

Sağı solu gözler idim, DOST yüzün görsem deyu,
Ben taşrada arar idim, ol can içinde CAN imiş!..

Öyle sanırdım, ayrıyem; DOST ayrıdır, ben gayrıyem
Benden görüp işiteni, bildim ol canan imiş!..


Ne mutlu gönüllerini saraya çevirenlere, can içre cananı görenlere. O'nun aşkıyla yanıp, O'nun aşkıyla manaya göçenlere. Yüce Allah bizlere de aşkını nasip etsin. O'nu öyle sevelim, O'nun ebedi dost olduğunu öyle idrak edelim ki, nasıl iki samimi dosttan biri görüldüğünde diğeri hatırlanırsa, bizi gören de yalnız ALLAH'ı hatırlasın.


Mukarreb
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Dünyayı kim istiyorsa onun OLSUN!...

GEL DOSTA GİDELİM GÖNÜLL

O'nun İÇin SEVelim..
O'nun İçin SEVilelim...
Kendimizden GEÇelim...
DOSTluk badeSİNden İÇelim...
......


İNŞALLAH!...

Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »

Resim

Abdullah bin Mübarek’i çok özleyen bir
Allah dostuna müjde gelir.
Abdullah bin Mübarek kapıdadır…
Fakat Allah dostu Onu görmek istemez..
“Gidince ayrılığına dayanamam özlemim iyice artar,
Ben ona ayrılık olmayan yerde kavuşmak istiyorum” der…

Ayrılık olmayan yerde birlikte olalım inşallah..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
mukarreb
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 98
Kayıt: 30 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen mukarreb »

habibi yazdı:
Ayrılık olmayan yerde birlikte olalım inşallah..
Amin...Amin...Kardeşim, ayrılık olmayan yerde birlikte olalım, inşallah.
Resim
Cevapla

“Kendi Şiirleriniz” sayfasına dön