18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Basın, Haberler ve Gündemle alakalı konular. (Siyaset ve politika yasaktır!)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Britanya, Fransa, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda ordularına karşı,
72 saat içinde 253 000 şehidle kazanılan Çanakkale savaşında:
Deniz savaşları
Arı Burnu
Seddülbahir
Anafartalar
Conkbayırı destanlarının yazıldığı gün…

Şehidlerimizin ruhuna rahmetler yağsın!…
Çanakkale Destanımız.. Buyurunuz!..


Resim

HAYY DOST!..

Cümle Cihan-Canlar cengi
Şehâdet tevhid mihengi
Kuzuların kına rengi
Kanın alı
Çanakkale…

Resim

Gönül gözün merceğinden
Tahkik Tevhid gerçeğinden
Şehidlerin çiçeğinden
Oğul balı
Çanakkale…

Resim

Elâ gözden kömür yüklü
Yaşanmamış ömür yüklü
Nice gonca-tomur yüklü
Dostun dalı
Çanakkale…

Resim

Ak yeleli atlar gibi
Dalga dalga patlar gibi
Can, cennete atlar gibi
Hâlin hâli
Çanakkale…

Resim

İlâhî Aşk’ın yazanı
Muhammedî meşk mizanı
Elest’in sabah ezanı
Mahşer malı
Çanakkale…

Resim

Dizginsiz-gemsiz kır atın
Suyu kan akan Fırat’ın
Nazın köprüsü Sır-at’ın
Niyaz nalı
Çanakkale…

Resim

Ağlamayıp-gülmeyenler
Gitti gider gelmeyenler
İlel ebed ölmeyenler
Sevdâ salı
Çanakkale…

Resim

Cehennem narı buzunda
Cenneti terin tuzunda
Anadolu omuzunda
Şehid şalı
Çanakkale…

Resim

Muhammedî Nur her biri
Ölüp-dirilenler, diri
El ele şehid zinciri
Hakk’ın Eli
Çanakkale…

Resim

Bülbülken güller bağında
Can vermiş gençlik çağında
Ruhların “Elest” dağında
“Belâ!” beli
Çanakkale…

Resim

Şâhid ol! Tevhidin şehid
Mâlik yevmi’d-din şehid
Üç günde üç yüz bin şehid
Derdi deli
Çanakkale…

Resim

Yandıran-yananla yakan
Narı görmez nûra bakan
Damla damla Dost’a akan
Sırlar seli
Çanakkale…

Resim

Can bahası gereğinde
Can, bayrak Dost Direği’nde
Âşıkların yüreğinde
Seher yeli
Çanakkale…

Resim

Bitmeyen şehid düğünü
Yaşamak için bu günü
Yarın düşünürsek dünü
Bin bir yılı
Çanakkale…

Resim

Şimdi yaşıyorlar diri
O sahillerde her biri
Binlerce şehid tekbiri
Dost’un dili
Çanakkale…

Resim

Azgınlar yolun yöndüren
Düşman ateşin söndüren
Cümle cihanı döndüren
Merkez mili
Çanakkale…

Resim

Canın verip-geçip serden
Dirilip gelip mahşerden
Bir avuçta bin bir yerden
Şehid dolu
Çanakkale…

Resim

Kur’ân ulaşınca akla
Şah olur şehid olmakla
Hakk’ta Hakk’tan Hakk’a Hakk’la
Hakk’ın Yolu
Çanakkale…

Resim

Dinle! Dîn’in bestesini
Şehidlerin nefesini
Duyarsın diri sesini
Sanma ölü
Çanakkale…

Resim
.
Gurbet-hasret, sıla-selâ
Elest-Mahşer, Kâlu: Belâ!
Her avuç toprak Kerbelâ
Çile Çölü
Çanakkale…

Resim
.
Şehâdet zülfü taranan
Ölümsüz diri aranan
Ara-sıra aralanan
Tevhid Tülü
Çanakkale…

Resim
.
Vedûd Allah Rızasında
Bir damla, Tevhid tasında
Rasûlullah Ravzasında
Gönül gülü
Çanakkale…


Resim

Anlayana bir “ah!” yeter
Ateş yanar-duman tüter
Kul İhvâni Sefil öter
Aşk Bülbülü
Çanakkale…


16.03.2007 15:44
Solingen- Almanya


Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.

ALLAHım!
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin Yüce RûHunda, Dün Bedir'de, o gün Çanakkale'de bu günse sayısız yerde, renkte ırkta mazlum müslümanlara can-siper ŞEHİDLerimize RAHMetler yağdır!
BİZ BİR-İZlik ŞUÛRu nasib et ÜMMet-i MuhaMMEde!
Es SaLÂt u v'es SeLÂm olsun inşâe ALLAHu Teâlâ!


Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah!
''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''
Dâimen ebeden İn şâe ALLAH.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.



MuhaMMedi MuHABBEtleriMle!....
Resim


KELİMELER:

Ceng : Savaş, harb.
Miheng : Mihenk. (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yaraya n vasıta.
Meşk : İnancın yaşanması.
Mizan : Terazi, ölçü, tartı. Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas.
Elest :
Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. Çok kalabalık.
Sırat Köprüsü : Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.
İlel ebed : Ebede kadar. Nihayetsiz.
Mâlik yevmi’d-din : Din gününün sahibi Allah (cc).
Tekbir : "Allahü ekber" demek. Allah'n her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek.


ÂYET:

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim--- “Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.” (A’raf 7/172)
Resim
Kullanıcı avatarı
rüzgargülü
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 184
Kayıt: 02 Haz 2011, 14:51

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen rüzgargülü »

ÇANAKKALE RUHU ANNELERİMİZİN ESERİYDİ


Çanakkale ruhuna bugün daha çok ihtiyacımız var.

Dün Çanakkale'yi geçemeyenler, bu gün ailemizi geçmeye çalışıyorlar. Zira iyice anladılar ki,

sahip olduğumuz bütün maddi ve manevi değerler, hep ailenin eseridir. Aile ise,

öncelikle annenin eseri...

Çanakkale 'de zafer kazanan yiğitlerin ruhları, hep o annelerin imanla

yoğuruşları sonucu şahlanmıştır.

AAilenin güçlü ve sağlam olması için onu ayakta tutacak güçlü annelere ihtiyaç var.

Anne yetiştirmek için de , anne yetiştirecek annelere muhtacız....

Anne yetiştirmenin en ideal ortamı ise aile yuvasıdır, evdir.

İşte, her güzellik gibi, Mehmetçik yetiştirmek için de aile lazım...

Çünkü o emsalsiz anne yürekleri, ancak o şefkat ortamında yoğurabilir Mehmetçiğin ruhunu...

O zaman da, Çanakkale siperlerinde hep analar hatırlanır, analar anlatılır, hatta

analar sayıklanır.

Şimdi biz, Çanakkale de Mehmetçiğin düşmana açtığı gönül genişliğini,

birbirimize açabilsek, ebedi kardeş olmaz mıyız ?

Mehmetçiğin Çanakkale'de hakkıyla temsil ettiği ruh, Çanakkale ruhu,

annelerimizin eseriydi. Yarını kuracak, yaşatacak ve güzelleştirecek olan ruh da,

öncelikle annelerin emeği ve eseri olacaktır.


Vehbi Vakkasoğlu
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen simurg »

Geçen bir resim gördüm.
Havada çarpışmış ve biribirisinin içinde kalmış kurşunları gösteriyordu,
Çanakkale de müzede varmışlar, oradan resmini çekmişler.
Çok şaşırdım.
Evvelce görmediğim bir resimdi.

O kadar çok sayıda kurşun olmalıydı ki,
havada biribirlerine isabet edebilmeliydiler.
Böylesi bir savaş meydanına can pazarı demek az kalır sanırım.
Gençlikler, hayaller, umutlar bedel edilmiş.
Vatan, Hürriyet,İlahi Dava,İslamiOnur, Şahsiyet, Millet olma ve millet kalma çabası
ve daha pek çok kutsal sebepler ile bütün bir millet (genç,yaşlı, çocuk, kadın)
topyekün ayaktaymış.
Hiç kimse "ben" diye kendisini düşünmemiş.
Gelecek adına, Hür İstikbal adına
Ya ölüm Yada kalım olan bu savaşa tereddütsüz katılmışlar.
Atalarımız olan o mübarek insanların hepsine sonsuz Rahmetler dua ederim,
ellerinden ayaklarından öper, selam ederim.

Aç karınları ile, gözyaşları ile,yalın ayak o mücadele
şimdi andığımızda bile bizi yüceltmekte.

Onlara layık nesiller yetişsin ebeden bu topraklarımızda inşaallah.
Hepsinin de şehitlikleri kutlu ve mübarek olsun. Âmin!.
Bazen sadece Çanakkale konulu bir ders verilse okullarda diye düşünürüm.
İnsanlığı öğretmek için de,
Varlığı- yokluğu tanıtmak için de,
bir dava adına yaşamanın heyecanını yeşertmek için de,
sadece Çanakkale Dersi yeterdi sanırım.

Rabbim bizi, Kendisine, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerine,
dinimize imanımıza, bayrağımıza, atalarımıza ceddimize, bugünümüze ve gelecek nesillerimize
sahip çıkanlardan eylesin inşaallah.
Asla nankörlerden olmayalım. Rabbim hıfz ve muhafaza buyursun inşaallah izzeti ve şanı adına hürmetine.
Âmin!.
Resim
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen Ahmed »

kulihvani yazdı: ŞaHiD-i ŞAH
RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve sellem
cAN VEReNler
ŞEHİDULLAH şefaatları üzerimize olsun…


ZEVK
4385

Mustakîm SıRaT Siperi.. cAN Çömleği ÇaNaKKaLe
cANların ÇİLE Cenginde.. KAN İle yANAN MeşâLe
RASÛLULLAH Yüreğinde.. NûR-u MîM-in CEM’ CEMREsi
YED’ULLAH Eli YEŞERen.. MîM-in MeŞKi GÜL-le LâLe..


18.03.11. 12:12
Ayazağa câmii..stnbl…

Şehidlerimizin Şahadet RAHM-ETleri Üzerimize olsun inşae ALLAH..
Resim

Tüm şehitlerimizin Ruhları Şad olsun, Allah Rahmet etsin, ŞEHİDULLAH şefaatları üzerimize olsun inşaeAllah!
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
israfil
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 202
Kayıt: 28 Kas 2009, 02:00

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen israfil »

Sav- CİHAD

Savaş-Cihad kavramı, sâhiplenilenin pay edilememesi ile birlikte sÖZ konusu OLmuş zaman aldatmacasının Mekân uydurmacasında, Sebebler Âleminin işâretler noktasında ANa mesele!

Yönsüz yansız elsiz ayaksız bilye gibi OLamayan BAŞım,
B ismi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm anahtarı ile açılan HaYYat sahnesinde lehvun laibun oyununda darda...

Bir UCunu
"ve iz kâle RABBuke li'l-melâiketi, innî câilun halîfeten" irâdesine bağlasam, diğer UCu ELimde, bAĞLAYACAK nokta aramakta "belâ" diyeli beri...

Söylenecek sÖZ çOK, söylemeye zamAN lâzım, ANlayacak cAN lâzım, şÂHİD tutmaya meydAN lâzım...


Urvetu'l-vuskâ ile habli'l-verîd sırât-ı mustakîm'inde kADEM tutalı, ELime ipin UCunu tutturalı AKLımın NAKLime cihadı Melâike'nin secde emrinden başlasak sonUCa varmaya dELÎL olur in şâe ALLAH!

seCDeye lâyık olmak ceHDe lâzım kıldı ya
"ben"i...

ADUVVum bELli oldu,


AKLı EVVELde iBLİS, AKLı nisyanda ŞEYtân, oldu bANa düşmAN!

Târih desem, milyonlarca yıldan bahsetmekte ehl-i bilim, arpa boyu yOLdan bahsetmekte maSALL Mîrim, ÂN içre zamÂNdan bahsetmekte PÎRim...

Siz deyin O gün ben diyeyim Bu gün PÎRim desin el-ÂN, işte bu müCÂDELEnin YOLları var YOLcuları var YOLlukları var YOLdaşları var...

ASLı fASLı, Hizb'ullah ile hizbu'ş-şeytan AYRımında; B-eriye düşen ŞEHÎD O-teye düşen LEŞ olmakta,
Hangi dağda hangi semâda hangi deryâda olursa olsun AKLımın CEHDi
HAKK GÜL bağı için cAN- mal- cedd fedâ kıldığında ŞEHÂDETe nâil olmakta,
Hâk batağı için (TÎN) direndiğinde NÂR azâbına dûçar olmakta.

İşte ÇANAKKALE bu muCÂDELEnin şAHlarından !



Ya destAN YAZacağız rucû edeceğiz HAKKa, ya hâktandık döneceğiz hâka

ŞEHÎDlerimize âciz damla olarak rAHMEDler niyaz ederim, ŞEHÎDlerimizin muHABBEtini istirham ederim...

Ancak RABBi'l-Âlemîne kulluk eder zikrim olur dâim Hizb-ULLAH olur felâhım,
Ancak sığınırım
RABBi'l-Âlemîne hizbu'ş-şeytandan ve rızâULLAH bulurum...



hâk: toprak

lehvun ve laibun:


وَمَا هَذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌ وَإِنَّ الدَّارَ الْآخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ


Ve mâ hâzihi'l-hayâtu'd-dunyâ illâ lehvun ve laib(laibun), ve inne'd-dâre'l-âhırete le hiye'l-hayevân(hayevânu), lev kânû ya’lemûn(ya’lemûne).

Bu Dünyâ hayâtı bir eğlence ve oyundan ıbâret ve hakîkaten son yurd (dâr-ı Âhıret) işte halîs hayat o amma bilselerdi

29 / ANKEBÛT - 64


إِنَّمَا الحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَإِن تُؤْمِنُوا وَتَتَّقُوا يُؤْتِكُمْ أُجُورَكُمْ وَلَا يَسْأَلْكُمْ أَمْوَالَكُمْ


İnnema'l-hayâtu'd-dunyâ laibun ve lehv(lehvun), ve in tu’minû ve tettekû yu’tikum ucûrekum ve lâ yes’elkum emvâlekum.

Muhakkak ki dünyâ hayâtı, ancak bir oyun ve eğlencedir. Şâyet îman eder ve sakınırsanız; O, size hem ecirlerinizi verir, hem de mallarınızı istemez.

47 / MUHAMMED - 36

urvetul vuska:


وَمَن يُسْلِمْ وَجْهَهُ إِلَى اللَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى وَإِلَى اللَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ


Ve men yuslim vechehu ilâllâhi ve huve muhsinun fe kadistemseke bi'l-urveti'l-vuskâ, ve ilâllâhi âkibetu'l-umûr(umûri).

Kim bütün benliğiyle ALLAH'a teslim olursa ve aynı zamanda doğru ve yararlı işlerde bulunursa, hiç sarsılmayan (sağlam) bir dayanak elde etmiş olur: çünkü her şeyin akibeti ALLAH'ın elindedir.

31 / LOKMÂN – 22


لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىَ لاَ انفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ


Lâ ikrâhe fî'd-dîni kad tebeyyene'r-ruşdu mine'l-gayy(gayyi), fe men yekfur bi't-tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bi'l-urveti'l-vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).

Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ile sapıklık birbirinden kesinlikle ayrılmıştır. Kim Tağut'u, azgınlığı reddederek ALLAH'a inanırsa kopması sözkonusu olmayan, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Hiç kuşkusuz ALLAH herşeyi işitir, herşeyi bilir.

2 / BAKARA - 256


hablil verid:


وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ


Ve lekad halakne'l-insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min habli'l-verîdi.

Hem şanıma kasem ederim ki hakîkat insanı biz yarattık ve biliriz; nefsi onu ne ile vesveselendirir ve biz ona «habl-i verîd»den daha yakınızdır.

50 / KAF - 16

belâ:


وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ


Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevme'l-kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
Ve senin RABBin, Âdemoğullarının sulblerinden onların soylarını çıkarıp, onları kendileri hakkında tanıklık etmeye çağırdığında: "Ben sizin RABBiniz değil miyim?" Onlar, cevâben: "Elbette!" , "Buna tanıklık ederiz!" dediler. (Bunu, böylece hatırlatıyoruz ki) Kıyâmet Gününde, "Doğrusu, bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz,

7 / A'RÂF - 172

secdeye lâyık olmak cehde lâzım kıldı


وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ


Ve iz kâle rabbuke li'l-melâiketi innî câilun fî'l-ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfiku'd-dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn(tâ’lemûne).

(Ey Habîbim!) Bir zaman RABBin, meleklere: 'Şübhesiz ki ben, yeryüzünde (insanı)bir halîfe kılacak olanım' buyurmuştu; (melekler:) 'Orada fesad çıkaracak ve orada kanlar dökecek bir kimse mi kılacaksın? Hâlbuki biz, hamdin ile (seni) tesbîh ediyoruz ve seni takdîs ediyoruz' dediler. (RABBin de onlara:) 'Sizin bilemeyeceğiniz şeyleri, şübhesiz ki ben bilirim!' buyurdu.

2 / BAKARA - 30

aduvvun mubin


َلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ


E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budû'ş-şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn(mubinun).

Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.

36 / YÂSÎN – 60


وَأَنْ اعْبُدُونِي هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ


Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun).

Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dâir ahd almadım mı?) Bu da Sırâtı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır.

36 / YÂSÎN – 61


وَلَقَدْ أَضَلَّ مِنكُمْ جِبِلًّا كَثِيرًا أَفَلَمْ تَكُونُوا تَعْقِلُونَ


Ve lekad edalle minkum cibillen kesîrâ(kesîran), e fe lem tekûnû ta’kılûn(ta’kılûne).

Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz?

36 / YÂSÎN - 62

sıratı mustakim


وَأَنْ اعْبُدُونِي هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ...


...Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun).

Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dâir ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır.

36 / YÂSÎN – 61

hizbullah-hizbuşşeytan


لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءهُمْ أَوْ أَبْنَاءهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ أُوْلَئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ الْإِيمَانَ وَأَيَّدَهُم بِرُوحٍ مِّنْهُ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ أُوْلَئِكَ حِزْبُ اللَّهِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ


Lâ tecidu kavmen yû’munûne billâhi ve'l-yevmi'l-âhîri yuvâddûne men hâddallâhe ve rasûlehu ve lev kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aşîretehum, ulâike ketebe fî kulûbihimu'l-îmâne ve eyyedehum bi rûhin minh(minhu), ve yudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihe'l-enhâru hâlidîne fîhâ, radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu), ulâike hizbullâh(hizbullâhi), e lâ inne hizbullâhi humu'l-muflihûn(muflihûne).

ALLAH’a ve âhiret gününe iman eden hiçbir milletin, ALLAH’ın ve Resulünün karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları, evlatları, kardeşleri ve sülâleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin. İşte ALLAH onların kalplerine îmânı nakşetmiş ve Kendi tarafından bir Ruhla onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de ebedî kalmak üzere yerleştirecektir. ALLAH onlardan, onlar da O’ndan râzıdırlar. İşte onlar ALLAHın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, felaha erenler, ALLAH’ın tarafında yer alanlar olacaklardır.

58 / MUCÂDELE - 22


اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ أُوْلَئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ


İstahveze aleyhimu'ş-şeytânu fe ensâhum zikrallâh(zikrallâhi), ulâike hizbu'ş-şeytân(şeytâni), elâ inne hizbe'ş-şeytâni humu'l-hâsirûn(hâsirûne).

Şeytan onları istila etmiş, onlara ALLAH'ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytanın taraftarlarıdır. İyi bilin ki şeytanın taraftarları mutlaka kaybedenlerdir.

58 / MUCÂDELE - 19


meleklere ademe secde edin emri


وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلاَئِكَةِ اسْجُدُواْ لآدَمَ فَسَجَدُواْ إِلاَّ إِبْلِيسَ أَبَى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ


Ve iz kulnâ li'l-melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs(iblîse), ebâ vestekbere ve kâne mine'l-kâfirîn(kâfirîne).

Ve meleklere: «Âdeme secde edin» dedik de İblis'ten başka (diğerlerinin tümü) secde ettiler. O ise, dayattı ve kibirlendi ve kâfirlerden oldu.

2 / BAKARA - 34


Hâk batağı için (TÎN) direndiğinde NÂR azâbına dûçar olmakta.


إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِن طِينٍ
فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ
فَسَجَدَ الْمَلَائِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ
إِلَّا إِبْلِيسَ اسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنْ الْكَافِرِينَ
قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنتَ مِنَ الْعَالِينَ
قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِّنْهُ خَلَقْتَنِي مِن نَّارٍ وَخَلَقْتَهُ مِن طِينٍ
قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ
وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِي إِلَى يَوْمِ الدِّينِ


İz kâle rabbuke li'l-melâiketi innî hâlikun beşeren min tîn(tînin). Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fe kaû lehu sâcidîn(sâcidîne). Fe secede'l-melâiketu kulluhum ecmaûn(ecmaûne). İllâ iblîs(iblîse), istekbere ve kâne mine'l-kâfirîn(kâfirîne). Kâle yâ iblîsu mâ meneake en tescude limâ halaktu bi yedeyy(yedeyye), estekberte em kunte mine'l-âlîn(âlîne). Kâle ene hayrun minh(minhu), halaktenî min nârin ve halaktehu min tîn(tînin). Kâle fahruc minhâ fe inneke recîm(recîmun). Ve inne aleyke la'netî ilâ yevmi'd-dîn(dîni).

RABBın Melâikeye dediği vakıt: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım Onu tesviye ettim de rûhumdan ona nefheyledim mi derhal ona secdeye kapanın Meleklerin hepsi topluca secde etti; Ancak (cinlerden olan) İblis hâriç. (O,) büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. Buyurdu ki: Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden mi oldun? Buyurdu ki: hemen çık oradan çünkü artık sen matrud (racîm) sin ve muhakkak ki din gününe kadar la'netim senin üzerinedir.

38 / SÂD – 71-78


Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'

Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakîkat mahşer.

Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,

Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse HUDÂ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.

Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ RABB, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni târihe' desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.

'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihâd...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.


Mehmet Akif Ersoy
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/dairem.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen Ahmed »

kulihvani yazdı:Resim

18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Britanya, Fransa, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda ordularına karşı,
72 saat içinde 253 000 şehidle kazanılan Çanakkale savaşında:
Deniz savaşları
Arı Burnu
Seddülbahir
Anafartalar
Conkbayırı destanlarının yazıldığı gün…

Şehidlerimizin ruhuna rahmetler yağsın!…
Çanakkale Destanımız.. Buyurunuz!..


Resim

HAYY DOST!..

Cümle Cihan-Canlar cengi
Şehâdet tevhid mihengi
Kuzuların kına rengi
Kanın alı
Çanakkale…

Resim

Gönül gözün merceğinden
Tahkik Tevhid gerçeğinden
Şehidlerin çiçeğinden
Oğul balı
Çanakkale…

Resim

Elâ gözden kömür yüklü
Yaşanmamış ömür yüklü
Nice gonca-tomur yüklü
Dostun dalı
Çanakkale…

Resim

Ak yeleli atlar gibi
Dalga dalga patlar gibi
Can, cennete atlar gibi
Hâlin hâli
Çanakkale…

Resim

İlâhî Aşk’ın yazanı
Muhammedî meşk mizanı
Elest’in sabah ezanı
Mahşer malı
Çanakkale…

Resim

Dizginsiz-gemsiz kır atın
Suyu kan akan Fırat’ın
Nazın köprüsü Sır-at’ın
Niyaz nalı
Çanakkale…

Resim

Ağlamayıp-gülmeyenler
Gitti gider gelmeyenler
İlel ebed ölmeyenler
Sevdâ salı
Çanakkale…

Resim

Cehennem narı buzunda
Cenneti terin tuzunda
Anadolu omuzunda
Şehid şalı
Çanakkale…

Resim

Muhammedî Nur her biri
Ölüp-dirilenler, diri
El ele şehid zinciri
Hakk’ın Eli
Çanakkale…

Resim

Bülbülken güller bağında
Can vermiş gençlik çağında
Ruhların “Elest” dağında
“Belâ!” beli
Çanakkale…

Resim

Şâhid ol! Tevhidin şehid
Mâlik yevmi’d-din şehid
Üç günde üç yüz bin şehid
Derdi deli
Çanakkale…

Resim

Yandıran-yananla yakan
Narı görmez nûra bakan
Damla damla Dost’a akan
Sırlar seli
Çanakkale…

Resim

Can bahası gereğinde
Can, bayrak Dost Direği’nde
Âşıkların yüreğinde
Seher yeli
Çanakkale…

Resim

Bitmeyen şehid düğünü
Yaşamak için bu günü
Yarın düşünürsek dünü
Bin bir yılı
Çanakkale…

Resim

Şimdi yaşıyorlar diri
O sahillerde her biri
Binlerce şehid tekbiri
Dost’un dili
Çanakkale…

Resim

Azgınlar yolun yöndüren
Düşman ateşin söndüren
Cümle cihanı döndüren
Merkez mili
Çanakkale…

Resim

Canın verip-geçip serden
Dirilip gelip mahşerden
Bir avuçta bin bir yerden
Şehid dolu
Çanakkale…

Resim

Kur’ân ulaşınca akla
Şah olur şehid olmakla
Hakk’ta Hakk’tan Hakk’a Hakk’la
Hakk’ın Yolu
Çanakkale…

Resim

Dinle! Dîn’in bestesini
Şehidlerin nefesini
Duyarsın diri sesini
Sanma ölü
Çanakkale…

Resim
.
Gurbet-hasret, sıla-selâ
Elest-Mahşer, Kâlu: Belâ!
Her avuç toprak Kerbelâ
Çile Çölü
Çanakkale…

Resim
.
Şehâdet zülfü taranan
Ölümsüz diri aranan
Ara-sıra aralanan
Tevhid Tülü
Çanakkale…

Resim
.
Vedûd Allah Rızasında
Bir damla, Tevhid tasında
Rasûlullah Ravzasında
Gönül gülü
Çanakkale…


Resim

Anlayana bir “ah!” yeter
Ateş yanar-duman tüter
Kul İhvâni Sefil öter
Aşk Bülbülü
Çanakkale…


16.03.2007 15:44
Solingen- Almanya


Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.

ALLAHım!
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin Yüce RûHunda, Dün Bedir'de, o gün Çanakkale'de bu günse sayısız yerde, renkte ırkta mazlum müslümanlara can-siper ŞEHİDLerimize RAHMetler yağdır!
BİZ BİR-İZlik ŞUÛRu nasib et ÜMMet-i MuhaMMEde!
Es SaLÂt u v'es SeLÂm olsun inşâe ALLAHu Teâlâ!


Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah!
''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''
Dâimen ebeden İn şâe ALLAH.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.



MuhaMMedi MuHABBEtleriMle!....
Resim


KELİMELER:

Ceng : Savaş, harb.
Miheng : Mihenk. (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yaraya n vasıta.
Meşk : İnancın yaşanması.
Mizan : Terazi, ölçü, tartı. Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas.
Elest :
Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. Çok kalabalık.
Sırat Köprüsü : Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.
İlel ebed : Ebede kadar. Nihayetsiz.
Mâlik yevmi’d-din : Din gününün sahibi Allah (cc).
Tekbir : "Allahü ekber" demek. Allah'n her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek.


ÂYET:

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim--- “Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.” (A’raf 7/172)
Tüm şehitlerimizin Ruhları Şad olsun, Allah Rahmet etsin, ŞEHİDULLAH şefaatları üzerimize olsun inşaeAllah!
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen Hakan »

Şehadete şahidliğin özündeki şehidlerimize
Ölmeyen diriliğin yüzündeki şehidlerimize
Kalb vatanının üstündeki şehidlerimize
Salatla-Salavatla Muhabbetimiz olsun inşae ALLAH...
Resim
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen Ahmed »

Resim

Tüm şehitlerimize canı gönülden teşekkür ediyor ve Cenab-ı Allahtan Rahmetler diliyorum. Allah Onların bu yüce ve onurlu davranışı hatrına bu güzel yurdun geleceğini zayi etmesin inşallah!
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen der-ya »

Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
ORHAN AFACAN
Üye
Üye
Mesajlar: 41
Kayıt: 02 Eyl 2010, 11:35

ÇANAKKALE ZAFERİNİN TESCİLİ

Mesaj gönderen ORHAN AFACAN »

Resim

ZAFERİN TESCİLİ

Sığındılar diye bir, iki gemi
Boyadılar kana Çanakkale'mi.
Göğsümü kabartır şehid matemi
Çanakkale adı; mânâ âlemi..

*

Bir Seyyid onbaşı, bir Yahya Çavuş.
Mümkünmü küfüre İslamı boğuş..?
Genelinde Resulün açtı ağuş
Çanakkale adı; mânâ âlemi..

*

Zaferin tescilidir 18 MART.
Muzaffer için bir Çanakkale şart.
Yapılamaz Tevhid, bu zaferden tart
Çanakkale adı; mânâ âlemi..

*

Yer al'dır, dağ, taş, gündüz, gece al'dır.
Çanakkale için güneş hilâl dır.
İmam MuhaMMed, müezzin Bilâl'dır
Çanakkale adı; mânâ âlemi..

*

İki rekat namazın son rekatı.
Şehadetle bitti, dünya hayatı.
Esaret, ölümden çok daha katı
Çanakkale adı; mânâ âlemi..


ORHAN AFACAN
İZMİR-20.03 2015
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: 18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Mesaj gönderen Ahmed »

kulihvani yazdı: 16 Mar 2012, 14:28 Resim

18 MART 1915 ÇANAKKALE SAVAŞI

Britanya, Fransa, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda ordularına karşı,
72 saat içinde 253 000 şehidle kazanılan Çanakkale savaşında:
Deniz savaşları
Arı Burnu
Seddülbahir
Anafartalar
Conkbayırı destanlarının yazıldığı gün…

Şehidlerimizin ruhuna rahmetler yağsın!…
Çanakkale Destanımız.. Buyurunuz!..


Resim

HAYY DOST!..

Cümle Cihan-Canlar cengi
Şehâdet tevhid mihengi
Kuzuların kına rengi
Kanın alı
Çanakkale…

Resim

Gönül gözün merceğinden
Tahkik Tevhid gerçeğinden
Şehidlerin çiçeğinden
Oğul balı
Çanakkale…

Resim

Elâ gözden kömür yüklü
Yaşanmamış ömür yüklü
Nice gonca-tomur yüklü
Dostun dalı
Çanakkale…

Resim

Ak yeleli atlar gibi
Dalga dalga patlar gibi
Can, cennete atlar gibi
Hâlin hâli
Çanakkale…

Resim

İlâhî Aşk’ın yazanı
Muhammedî meşk mizanı
Elest’in sabah ezanı
Mahşer malı
Çanakkale…

Resim

Dizginsiz-gemsiz kır atın
Suyu kan akan Fırat’ın
Nazın köprüsü Sır-at’ın
Niyaz nalı
Çanakkale…

Resim

Ağlamayıp-gülmeyenler
Gitti gider gelmeyenler
İlel ebed ölmeyenler
Sevdâ salı
Çanakkale…

Resim

Cehennem narı buzunda
Cenneti terin tuzunda
Anadolu omuzunda
Şehid şalı
Çanakkale…

Resim

Muhammedî Nur her biri
Ölüp-dirilenler, diri
El ele şehid zinciri
Hakk’ın Eli
Çanakkale…

Resim

Bülbülken güller bağında
Can vermiş gençlik çağında
Ruhların “Elest” dağında
“Belâ!” beli
Çanakkale…

Resim

Şâhid ol! Tevhidin şehid
Mâlik yevmi’d-din şehid
Üç günde üç yüz bin şehid
Derdi deli
Çanakkale…

Resim

Yandıran-yananla yakan
Narı görmez nûra bakan
Damla damla Dost’a akan
Sırlar seli
Çanakkale…

Resim

Can bahası gereğinde
Can, bayrak Dost Direği’nde
Âşıkların yüreğinde
Seher yeli
Çanakkale…

Resim

Bitmeyen şehid düğünü
Yaşamak için bu günü
Yarın düşünürsek dünü
Bin bir yılı
Çanakkale…

Resim

Şimdi yaşıyorlar diri
O sahillerde her biri
Binlerce şehid tekbiri
Dost’un dili
Çanakkale…

Resim

Azgınlar yolun yöndüren
Düşman ateşin söndüren
Cümle cihanı döndüren
Merkez mili
Çanakkale…

Resim

Canın verip-geçip serden
Dirilip gelip mahşerden
Bir avuçta bin bir yerden
Şehid dolu
Çanakkale…

Resim

Kur’ân ulaşınca akla
Şah olur şehid olmakla
Hakk’ta Hakk’tan Hakk’a Hakk’la
Hakk’ın Yolu
Çanakkale…

Resim

Dinle! Dîn’in bestesini
Şehidlerin nefesini
Duyarsın diri sesini
Sanma ölü
Çanakkale…

Resim
.
Gurbet-hasret, sıla-selâ
Elest-Mahşer, Kâlu: Belâ!
Her avuç toprak Kerbelâ
Çile Çölü
Çanakkale…

Resim
.
Şehâdet zülfü taranan
Ölümsüz diri aranan
Ara-sıra aralanan
Tevhid Tülü
Çanakkale…

Resim
.
Vedûd Allah Rızasında
Bir damla, Tevhid tasında
Rasûlullah Ravzasında
Gönül gülü
Çanakkale…


Resim

Anlayana bir “ah!” yeter
Ateş yanar-duman tüter
Kul İhvâni Sefil öter
Aşk Bülbülü
Çanakkale…


16.03.2007 15:44
Solingen- Almanya


Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.

ALLAHım!
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin Yüce RûHunda, Dün Bedir'de, o gün Çanakkale'de bu günse sayısız yerde, renkte ırkta mazlum müslümanlara can-siper ŞEHİDLerimize RAHMetler yağdır!
BİZ BİR-İZlik ŞUÛRu nasib et ÜMMet-i MuhaMMEde!
Es SaLÂt u v'es SeLÂm olsun inşâe ALLAHu Teâlâ!


Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah!
''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''
Dâimen ebeden İn şâe ALLAH.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.



MuhaMMedi MuHABBEtleriMle!....
Resim


KELİMELER:

Ceng : Savaş, harb.
Miheng : Mihenk. (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yaraya n vasıta.
Meşk : İnancın yaşanması.
Mizan : Terazi, ölçü, tartı. Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas.
Elest :
Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. Çok kalabalık.
Sırat Köprüsü : Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.
İlel ebed : Ebede kadar. Nihayetsiz.
Mâlik yevmi’d-din : Din gününün sahibi Allah (cc).
Tekbir : "Allahü ekber" demek. Allah'n her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek.


ÂYET:

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim--- “Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.” (A’raf 7/172)
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Cevapla

“Basın ve Güncel haberler” sayfasına dön