Kıbrıs Savaşı ve ibretlik bir HADİSE

İbret almasını bilenler için
Cevapla
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Kıbrıs Savaşı ve ibretlik bir HADİSE

Mesaj gönderen engkbb »

: internette gördüğüm bu olayı GÖRDÜĞÜMDE HAFIZAM O OLAYI HATIRLADI VE İNTERNETTE YANSIMASINI BİRAZ ARAŞTIRDIM 1974 YILINDA YAŞANAN BU OLAYI GENÇLİK YILLARIMDA GAZETELER YAZDI VE OYILLARDA ŞİMDİ BAZI SİTELERDE MELEK DİYE LANSE EDİLMİŞ İŞİN ASLI OLAYI YAŞAYAN PİLOT ANADOLUDA YAŞAMIŞ EHLİ SÜNNET EVLİYASININ(O zamanlar pilotun açıklamalarında vardı şimdi hatırlayamadım lakin Osmanlıda yaşayan ve Anadoluda kabri belli bir zattır.bu olay internette başka türlü lanse edilmiş ve sanırım yanlış ve bilinçli olarak lanse edilmiştir.) BEŞ PARMAK DAĞLARINDA PİLOTU EVLİYA RADARI İLE YUNANI VURMASIDIR.GÜVEN ERKAYANIN GEMİSİNİN VURULMASIDA DÜŞÜNÜLÜNCE BİZİMKİLERİN OGÜNKÜ,TEKNOLOJİNİN GADRİ ANLAŞILIR.(BU OLAY ANLADIĞIM KADARI İLE BİLİNÇLİ OLARAK MANİPÜLE EDİLMİŞTİR. GİDEN GELMEZ DİYENLERE ÇARPICI BİR ÖRNEKTİR. EHLİ SÜNNET EVLİYASININ GEÇİCİDE OLSA GELDİĞİNİ GÖSTEREN ÇARPICI BİR ÖRNEKTİR.EHLİ SÜNNETİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ GÖSTEREN ÇOK NET BİR DURUMDUR.GAZETECİLER BU OLAYI YAŞAYAN SUBAY YAŞIYORSA VEYA AİLE EFRADINLA GÖRÜŞÜP BU MANİPLASYONLARI DURDURMASI GEREKLİLİĞİNİN önemi anlaşılır.
Ayrıca bu olaydaki durumu ve Sunniliği anlayamayanlara tavsiyem Antalya Aksekideki Gidengelmez dağlarını keşif yapmalıdır!
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: Kıbrıs Savaşı ve ibretlik bir HADİSE

Mesaj gönderen Gariban »

: internette gördüğüm bu olayı GÖRDÜĞÜMDE HAFIZAM O OLAYI HATIRLADI VE İNTERNETTE YANSIMASINI BİRAZ ARAŞTIRDIM 1974 YILINDA YAŞANAN BU OLAYI GENÇLİK YILLARIMDA GAZETELER YAZDI VE OYILLARDA ŞİMDİ BAZI SİTELERDE MELEK DİYE LANSE EDİLMİŞ İŞİN ASLI OLAYI YAŞAYAN PİLOT ANADOLUDA YAŞAMIŞ EHLİ SÜNNET EVLİYASININ(O zamanlar pilotun açıklamalarında vardı şimdi hatırlayamadım lakin Osmanlıda yaşayan ve Anadoluda kabri belli bir zattır.bu olay internette başka türlü lanse edilmiş ve sanırım yanlış ve bilinçli olarak lanse edilmiştir.) BEŞ PARMAK DAĞLARINDA PİLOTU EVLİYA RADARI İLE YUNANI VURMASIDIR.


Sevgili engkbb kardeşim hoşgeldiniz, yukarıdaki paragrafı okuduğumda kafamda şunlar canlanmakta: Bir olay var fakat olayı açıklamadan olaya referans yapmaktasınız. Hangi olay, hangi evliya, pilot kim, nerede olmuş bu , evliya radarı ile yunanı vurduğunu belirten deliliniz nerede, pilot mu söylemiş böyle olduğunu, pilot evliyamıymış, bahsedilen pilotun açıklamaları nerededir (websitesi link, referans gazete küpürü, kitap sayfası v.s) ?

GÜVEN ERKAYANIN GEMİSİNİN VURULMASIDA DÜŞÜNÜLÜNCE BİZİMKİLERİN OGÜNKÜ,TEKNOLOJİNİN GADRİ ANLAŞILIR.(BU OLAY ANLADIĞIM KADARI İLE BİLİNÇLİ OLARAK MANİPÜLE EDİLMİŞTİR. GİDEN GELMEZ DİYENLERE ÇARPICI BİR ÖRNEKTİR. EHLİ SÜNNET EVLİYASININ GEÇİCİDE OLSA GELDİĞİNİ GÖSTEREN ÇARPICI BİR ÖRNEKTİR.EHLİ SÜNNETİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ GÖSTEREN ÇOK NET BİR DURUMDUR.GAZETECİLER BU OLAYI YAŞAYAN SUBAY YAŞIYORSA VEYA AİLE EFRADINLA GÖRÜŞÜP BU MANİPLASYONLARI DURDURMASI GEREKLİLİĞİNİN önemi anlaşılır.
Ayrıca bu olaydaki durumu ve Sunniliği anlayamayanlara tavsiyem Antalya Aksekideki Gidengelmez dağlarını keşif yapmalıdır!


Mesajınızın ikinci yarısı ile ilgili :
Güven Erkaya kimdir, onun gemisi nerede vurulmuştur bu açıklamadığınız konu ile ilgisi nedir? Bizimkiler diye bahsettiğiniz kimlerdir? Ehli sünnet evliyasının gelmesi ne demektir? Bir yere mi gitmişlerdi ki geçici olarak geliyorlar? Bu açıklanmayan sizin bildiğiniz olay ehli sünnetin üstünlüğünü göstermek için bir ölçüt müdür? Ehli sünnetin üstünlüğünü bu şekilde mi ölçecegiz? Siz bu mesaji kime atmaktasınız, sitedeki kardeşlerimize mi, olayı yaşayan subay ve ailesine mi, gazetecilere mi? Olayın sünnilik ile ilgisi nedir? Bu olayı ve sünniliği anlayamazsak, Hocam ve sitedeki kardeşlerimiz bir araştırma gurubu kurup Aksekideki dağları keşfe mi çıkalım? Bu sorularımızın yanıtını orada mı bulacağız? Sevgili kardeşim, bizi bilgilendirirseniz çok seviniriz inşaALLAH.

Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Re: Kıbrıs Savaşı ve ibretlik bir HADİSE

Mesaj gönderen engkbb »

BİR GAZİ PİLOTUN YAŞADIĞI OLAĞANÜSTÜ OLAY
Kıbrıs Gazilerinden Yüzbaşı Sedat, Eskişehir'e uğrar bir gün.
- Ben, piyade yüzbaşı Sedat Göl, komutanla gö¬rüşmek istiyorum! der.
- Buyrun yüzbaşım!
- Kıbrıs'tan geliyorum. Temmuz çıkartmasındaydım. Bir pilot, on üç canı kurtardı en sıkışık yerde. Bu bir mucizeydi. Adını bile öğrenemediğim bu pilota, teşekkür borcum var... Geliş saatini, gününü, yerini kaydettim. Yardım edilirse bu pilotla tanışmak istiyorum.
- Kıbrıs'a ... Birçok üsten uçak kalktı yüzbaşı! Hepsi de verilen görevleri hakkıyla başarıp döndü.
Özel olarak birini bulmaya gerek yok artık. Yapılanlar, vazife icabıdır!...
Her yerde verilen cevaplardan biridir bu. Yüzbaşı direnir:
- Evet efendim, ama ... Ben yine de o bir tanesini mutlaka bulmalıyım! Lütfedip yardımcı olsanız...
- Hangi üsten kalktığını da bilmiyorsunuz.
- Maalesef bilmiyorum! Sadece yerden gözledim onu.
- Emirler, Genelkurmay'dan geliyordu yüzbaşım. Onlar planlayıp emir veriyorlardı üslere. Siz ancak oradan araştırabilirsiniz!..
- Ama bu üsten kalkmışsa, uçuş emri kayıtlıdır.
- Bak yüzbaşı... Ortalık daha yatışmış değil! Böyle bir zamanda, kırılma ama... Böyle bir isim bizden alamazsınız. Zaten bizden kalktığı da belli değil!..
- Anlıyorum efendim!
- Sen... dediğim gibi, dilersen Ankara'dan araştır.
Haftalardır, aylardır beynime çakılmış bu iş. Bulacağım eninde sonunda!.. Ona, on üç can borcum var.
Nasıl başardı bu işi? Evlerin damları işaretli değil ki... Bunda silah yuvası var, bunda yok, bilesin! Ben yardım da istemiş değilim. Zaten böyle bir bağlantı da söz konusu değil.
Nasıl bilinir de bir ev atlanır. Öteki bombalanır? El, bunu nasıl ayarlar. Hiç atlamadan, şaşmadan? Bu nasıl bir pilot? Emri kim vermiş?
ve pilot bulunuyor...
Elindeki ipucu, giderek onu bir pilot üsteğmenle karşılaştırır bir akşam; merakın, sorumluluğun, azmin sonunda... Buluşmaya giderken, yüzlerce soru kafasında cirit atmaktadır.
İlk karşılaşış! Hayret! Sıradan, başkaları gibi bir insan... Neresinde ne var bu yüzün? Bu duruşun, bu kafanın içinin?.. Nasıl bir fark? Bu olağanüstü olayın kahramanının olağanüstülüğü neresinde?
Kibarca karşılar yüzbaşıyı.
- Beni aramışsınız yüzbaşım!
- Evet üsteğmenim, evet! Ben Piyade Yüzbaşı Sedat Göl. Kıbrıs'tan dönenlerdenim!
- Memnun oldum efendim! Üsteğmen Şencan Güner!
Tokalaşırlar. İçtenlikle üsteğmenin gözlerine bakıp:
- Sana, tam on üç can borcum var üsteğmen. Tam on üç!.. Oraya gelişinde, senin oraya uçuşunda oldu bu iş. Teşekkür ederim. Hem... Mahzuru yoksa, seni öpmek istiyorum ben! der.
Duygulanır Şencan üsteğmen, sarılırlar. İkisi de sivil giyinik. Orduevinin bir odasında bulunmaktalar.
- Sözün neresinden başlasam, bilemiyorum... Şimdi iyi dinle bak... Soruşturdum, araştırdım, buldum seni. Tarih, gün, saat, yer, hepsi yanımda. İşte şu... Evet şu kağıtta... Bak! Üsteğmen, uzatılan kağıda bakar. Gülümser. Ağzını oynatır anlamsızca:
- Evet, kuzey... Son sefer!.. Siz oradaydınız demek?
- Peki, tamam. Dinle öyleyse, şimdi merakımı: Ben pilot değilim > ama birazcık olsun şu aerodinamiği, şu sizin uçakların hızlarını ve gücünü bilirim. Şimdi soruyorum sana;

Bir, nereden bilebildin, -o son seferde işte- birkaç katlı evlerde gizli olan, havadan görünmemesi gereken silah yuvalarını?

İki, nasıl öyle kısa aralıklarla ve tam isabetle, hem de ev ev atlayarak bombalamayı nasıl başarabildin?
- Ben size...gerçeği anlatsam...
- Evet, kurtulurum meraktan!
- Amma, gerçeği anlatsam, belki de bana deli dersiniz! Belki de uydurdu dersiniz. Ne bileyim! Bir sivil arkadaşıma dayanamayıp anlattım, o da inanmadı!
- Ben inanırım Şencan kardeşim! Çünkü, o olağanüstü olayı gözlerimle gördüm bir delikten. On iki erle bir eve sığınmıştık ve kurtuluşumuz imkânsızdı o gün ... Şimdi sana teşekkür ederken, o on iki çocuğun da yerindeyim, bilesin!
Biraz rahatlar içi Şencan'ın.
- Ben de teşekkür ederim! Anlatayım dilerseniz.
Derin bir soluk alır üsteğmen. Sesi de değişik çıkar:
- Diyarbakır üssündeydim. Emir alınca, kuşandım uçağıma atladım. Tam havalanacakken, uçağımın yanına bir ihtiyar geldi. Ak sakallı bir ihtiyardı. Sivil... Selam verdi: 'Ne yana yolculuk evladım böyle?' Kıbrıs'a baba, dedim. 'Beni de götürür müsün oğul?' dedi. Peki, dedim. Aldım ve havalandım. Kısa kısa bir iki şey konuştuk aramızda. Bilirsiniz yüzbaşım, bizim uçaklar için mesafeler çabuk tükenir... Her şey normal. Uçağım saat gibi tık tık! Hava berrak. Hem de her zamankinden daha berrak... Akdeniz'i geçerken, yaşlı zat şöyle dedi bana : 'Oğlum, şimdi oraya varınca, ben ne dersem, sen öyle yap! Ben nerede düğmeye bas dersem, sen hemen bas oğlum. Unutma!'
- Peki, baba, dedim. Beşparmak Dağları'nı geçtik. Toroslar gibi.,.Evet, emre uygun olarak şehre yanaştım. Baba, konuştu yine: 'Oğul şöyle bir yay çiz ve alçal!' Parmağı ile de işaret veriyordu. Dediğini yaptım. 'Oldu* dedi. Şehrin kuzeybatısı... Uçağın burnu doğrulunca, kesik kesik, parmakla da işaret vererek 'Bas, bas' demeye başladı baba. Ben de sektirmeden, çarçabuk dediğini yapıyordum. Sonra, 'Bir tur daha at aynı yere oğul!?* dedi. Dediğini yine yaptım. 'Biraz sağa kay! dedi. Ardından da yine parmakla işaret... 'Bas, bas, bas* dedikçe bombaladım aşağıyı, düşünmeden...
Görev tamamlanınca, rahat, ama biraz dalgın olarak üsse döndüm. Uçağımı piste indirdim ve bir derin soluk aldım. İşte yüzbaşım, o zaman her şeyi yeniden düşünmeye, yeniden kavramaya başladım. Dank diye uykudan uyandım sanki... İçimden hızla geçirdim olayları. Yahu nasıl olur? Önce uçak tek kişilik, yaşlı zat nereye oturur?.. Yanıma kaydı gözüm, hiç kimse yok yüzbaşım! İhtiyar falan yok çevremde!.. Şoke olmuşum yerimde. Düşünmeye koyuldum her şeyi yeniden, uçaktan çıkmadan: Hava üssünde,hem de böyle alarmda, sivil bir ihtiyarın işi ne? Uçağın yanına kadar nasıl yaklaştı? Peki, nasıl anlıyordu bu bombalama işinden? Peki nereye bindi? Peki ben nasıl tehlikeyi göze alarak bir sivili savaş zamanı uçağa aldım? Peki şimdi o nerede? Ya nasıl oldu
da onun emrine girdim, dediklerini harfi harfine uyguladım?.. Şimdi yüzbaşım, sizden de her atışın işe yaradığını öğreniyorum. Gerçi kayıtlarda da var sonuçlar ama, sizin görüş ve anlatışınız, daha da sağlam bir görev başarıldığım doğruluyor. Olan bu yüzbaşım! Tutup da, bunu, mesela doktora anlatsam, 'Uçuş psikozu' der çıkar işin içinden... Halüsinasyon gördüğümü iddia eder. Şimdi ben sorayım size: Anlatamadığım, aydınlanmasını istediğiniz bir yer var mı?
İlk kez böyle bir şey dinleyen Sedat, donmuştur sanki. Uykudan uyanır gibi kımıldanır:
- Olağanüstü bir şey gerçekten!.. Şaşılası şey!.. Madem sor dedin, sorayım yeni merakımı: Uçaktayken, neden sormadın o yaşlı adama, sen kimsin, niçin bindin yanıma, niçin gidiyorsun falan?
Gülümser heyecanla Şencan:
- Ben olayı kısaca anlattım size. Zaten demin belirttiğim, yani Diyarbakır üssüne döndüğümde, kendi kendime sorduklarım vardı ya, zihnim açıldığı için düşünüp sorabilmiştim... Oysa o yaşlı baba yanıma geldiğinden itibaren, -ki bunun da sonra farkına vardım- zihnim, nasıl anlatayım, idrakim tutulmuştu sanki... Uçaktayken, havadayken yani, asla kafam çalışmadı. Çalışmadı derken, nasıl anlatayım, uçağımı falan rahat kullandım. Ancak, asla aklımagelmedi baba ile ilgili tek soru... Üstelik, sanki uykudaymışım, rüyadaymışım gibiydi her şey, kendiliğinden oluyordu bensiz. Hem de ben ile... Nasıl anlatayım, kelimelere sığmaz! Havadayken, hedefteyken, neler yaptığımı, havanın berraklığından tutun da, atışlara varıncaya kadar olan her şeyi, daha sonra kavrayıp tazeleyebildim yüzbaşım!..
Temmuz Çıkartmasından dört yıl sonra, İzmir'deki bir havacılar seminerinde, Yüzbaşı Şencan Güner, Temmuz 1974 operasyonuna katılmış pilot arkadaşlarıyla karşılaşır. Seminer aralarında, birbirlerine anlatırlar serüvenlerini. Pilot Güner'in bütün şüpheleri yerine oturur birden.
Meğer şaşıran, aklından zoru olduğunu sanan, bir kendisi değildir. Onun başına gelen olayın daha ilginçleri, başkalarının da başına gelmiştir.[ ]

[ ]Mehmet Dikmen “Esrarengiz Olaylar” s:60
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Re: Kıbrıs Savaşı ve ibretlik bir HADİSE

Mesaj gönderen engkbb »

Güven erkaya 1974 Kıbrıs savaşına girerken yarbay ve savaş gemisi komutanı.Bizim uçaklardan biri yunan gemisi zannıyla bombalıyor ve gemi batıyor. Şehid olanlar ve yaralananlar var. Bir balıkçı teknesi yaralıları topluyor,yaralılar içinde yarbay Güven Erkaya'da var ve tekne İsraile götürüyor. Ordan bir uçakla Türkiye'ye dönüyorlar. TEŞBİH YAPARKEN O GÜNKÜ TEKNOLOJİ DÜŞÜNÜLÜRSE (EVLİYA RADARI) MESELESİ ANLAŞILIR SANIYORUM/ Güven Erkaya 28 şubatta deniz kuvvetleri kuvvetleri komtanıdır.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: Kıbrıs Savaşı ve ibretlik bir HADİSE

Mesaj gönderen Gariban »

Tesekkurler Allah razi olsun "engkbb" kardesim, simdi oldu, daha net anlasilmakta olay.
Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Re: Kıbrıs Savaşı ve ibretlik bir HADİSE

Mesaj gönderen engkbb »

Kardeşler GİDENGELMEZ DAĞ MESELESİDE (Antalya Aksekide bulunan) orada meşhur boynuzu 1-1,5 metrelik keçiler vardırda SUNNİLİĞİ ANLAMAYANLARA ,birçok farklı fırkalardan ve diğer yahudi ve hiristiyanlar diyorki bizim yol doğru '' NE BİLİYORSUN ÖTEKİ TARAFA '' ''GİDEN GELMİŞ Mİ? ''
Cevapla

“►İbretlikler◄” sayfasına dön