Filim-Bab'Aziz

İslami Resim, video, program, eKitap ve görsel tasarım çalışmaları.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Filim-Bab'Aziz

Mesaj gönderen Gariban »

Resim


BAB' AZIZ:
Tunuslu filim yönetmeni Nacer Khemir tarafından 2005 yılında sinemaya aktarılan bu filim, 1001 gece masalları türünden yapılmış semboller içeren bazı hikayelerden oluşan bir Nacer Khemir filmi. Filmin konusu kısaca şöyle:

Bab'Aziz isminde gözleri ama bir sufi dede ile kız torunu Istar birlikte çölde yayan olarak seyahat etmektedirler. Her 30 yılda bir sufiler çölde bir yerde buluşup orada şenlikler yapmaktadırlar. Dede de bu toplantıya katılmak için torunuyla seyrdedir. Fakat toplantının yeri gizemlidir ve imanları onlara rehberlik etmektedir. Dede ve torunu, belli bir yeri olmayan bu toplantıya katılmak üzere yolculuk yapan çeşitli insanlarla karşılaşırlar ve her birinin yaşantılarında başlarına gelmiş bazı olaylar vardır ve filim onların hikayelerine de yer vererek akış yapmakta ve bu yolculuğun maksadını semboller ile ifade etmektedir. Filimde görsel efektlere ve masalvâri anlatımlara yer veren yönetmen Nacer Khemir daha öncede buna benzer bir kaç filim yapmıştı. Ömrü boyunca çöllerde anlatılan hikayeleri derlediği söylenir. Bu bir festival filmi olup uluslar arası bazi filim festivallerinde ödül almıştır. Ülkemizde gösterime girdiğini hiç duymadım, yoksa muhakkak filim linkleri olurdu ve türkçe alt yazısı bulunurdu.

Oyuncular:
Parviz Shahinkhou ... Bab'Aziz
Maryam Hamid ... Istar
Hossein Panahi
Nessim Khaloul ... Zeyd
Mohamed Graïaa ... Osman
Maryam Mohaid

Golshifteh Farahani ... Nur
Oyuncuların geri kalanı:
Soren Mehrabiar ... Dervis
Reza Najifi


Filimi indirmek isteyenler aşağıdaki rapidshare linklerinden indirebilirler. Rapidshare üyeliği olmayanlar yine aynı linklerden 1 er saat ara ile her bir dosyayı indirebilirler filim arabça ve farsi dilde olup türkçe alt yazısı da ektedir. Film dosyalarini indirdikten sonra birinci dosyanın üzerine tıklayarak filmi boş bir klasöre çıkarın ve aynı klasörün içine filmin alt yazı teksti olan srt dosyasını da koyun. Windows Media Playerinizde seyrederken alt yazıları otomatik olarak gösterime gelecektir.

Filim Linkleri:


Not: Linkler asagida yenilenmistir eski linkler silindi lutfen yeni rapidshare linkler icin asagiya bakiniz


Türkce alt yazıyı tekrar gözden gecirdim ve bazı harf yanlışlıklarını düzelttim. Bu son yazı linki , daha once alt yazıları emaille gönderdiğim kardeşlerim e-maildekini değil bu alt yazı linkini kullansınlar.

Selam sevgi ve muhabbetlerimle
Gariban
En son Gariban tarafından 03 Eyl 2008, 22:23 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

Nacer Khemir


BAB' AZİZ

Bu dünyanın insanları

BİR MUMun AL-EVi önünde ki ÜÇ KELEBEK gibidir.

İLK ol-an yaklaştı ve dedi ki:

Ben AŞKı biliyorum.

İKİNCİ olan kanatlarıyla azıcık aleve dokundu ve dedi ki:

Ben AŞK ATEŞinin nasıl yaktığını biliyorum.

ÜÇÜNCÜ olan kendisini alevin kalbine attı ve alev tarafından tüketildi.

HAKiki AŞKın ne olduğunu sadece O bilir.



Filimden bazi sahneleri ekliyoruz:




Resim



Resim

Resim

Resim





Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Filmin alt yazilarinin windows media player'da oynatirken ekrana gelisinde sorun cikmistir, 41.dakikadan sonrasi ingilizce alt yaziya gecmektedir, bu yuzden linkleri tazeleyecegiz. Biz bu sorunu duzeltene kadar filmi indirmeyin dostlarim. Bu hatanin meydana gelmesinden dolayi ozurdilerim.

Selam ve sevgiler
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

sevgili gariban
ben bilgisayarıma sizin bildirdiğiniz .str codec yüklediğim de sorun çözüldü.
muhabbetle..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sağolun Hocam ,

Daha önceden yukarıdaki linkteki dosyaları indiripte calıştıramayanlar hocam gibi sistemlerine Storm Codec indirip sorunu öyle çözmeyi deneyebilirler codec linki asağıdadır:


http://www.free-codecs.com/download_sof ... 4595&s=571

Daha henüz indirmeyenler varsa onlar beklesinler yeni linkleri yuklemekteyim, yeni linklerde bu sorun olmayacak insaallah.

Selam ve Muhabbetle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Filmin yeni linkleri aşağıdadır, eski linkleri siliyorum. Yazı dosyasını indirmenize gerek yok sanırım çünkü türkçe yazılar filmi küçültürken filmin içine eklendi. Bu dört dosyayı indirip filmi birinci dosyaya basarak winrar ile çıkarmanız gerekli. Bunu yapar yapmaz filim diger dosyalardaki parçaları otomatik olarak açıp birleştirmekte ve tek filim olarak çıkarmakta. Her bir dosyaya tek tek tıklamayacaksınız birinci dosyaya basmanız yeterlidir. İyi seyirler dilerim.

http://rapidshare.com/files/141868814/B ... .part1.rar
http://rapidshare.com/files/141926673/B ... .part2.rar
http://rapidshare.com/files/141943522/B ... .part3.rar
http://rapidshare.com/files/141951832/B ... .part4.rar

Selam ve sevgiler
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
Sufican
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 163
Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen Sufican »

Muhteşem bir çalışma,Yüreğine sağlık Gariban Abi...
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Filmi eski linkkerden indirmek isteyen dostlarim, eski film linkleri silindi çünkü alt yazı sorunu içermekteydiler.
Bunu tekrar anons etme geregi gördüm, yeni filim linkleri yukarıda verilmiştir lutfen onları kullanınız.

Selam ve sevgiler
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
fatmaana
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 199
Kayıt: 15 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen fatmaana »

Sevgili barboros oğlumuz,
BAB AZİZ'i komşularımla izledik.
Aynen BİZden bulduk bu filmi.
İki kere geçtiğimiz 900 kmlik Kerbelâ çölünü yaşadık..
Hacı Osman Babada zikir esnasında gördüğümüz o muhteşem cezbe ve coşkunlukları yaşadık...

Küçük kızın Dedesine olan Saygı ve teslimiyyet bağlılığını,
Bab Azizin yoldaşı Torununa Sevgi ve istikamet bağınıgördük..

Üç kelebeğin sırayla, durumlarını AŞK sanmasını ve Üçüncü kelebeğin HAKİKİ AŞKta yanmasını ve yok olmasını SIFIRlanmasını gördük

Hanımların da nasıl AYNı adım adım BİZ ve BİR olduğuna şahid olduk.
Biz hanımlar da böylesi yüce yürekli BÂB-ı AZİZler dileriz RABBımızdan..
Yoksa bu Dünya Çölü tüm kadınları yutacak kum fırtınalarıyla tek tek..

Yeniden izleyeceğiz.
Daha iyi zevketmek için..

ALLAH cc senden razı olsun!
Sen ne iyi evlat ve ne güzel kardeşsin..
Hasbî Hizmetin kıyamete kadar sürsün Resûlullah sav yüreğinde BİZ BİRlikte..
[url=http://www.muhammedinur.com][img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/mesajresimleri/ftm11fh9.gif[/img][/url]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sağolun Fatmaanam ALLAH razı olsun,
BİZlerin bu hisleri yaşayacagını bildiğim ve hocamın anlattıklarıyla filmin konusunu bagdaştırdığım için bu filmi koymayı uygun gördüm.
Hizmet amacına ulaştığı için çok sevindim.
Çocukluktan beri tutkum olan sinema filimlerinde çok şeyler bulmuşumdur, bunun gibi bazi ilginç kesitleri arada zamanımız olursa inşaallah sitemize aktarıp birlikte zevk edeceğiz.

Selam saygı ve hurmetlerimle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Gerçekten şimdiye kadar hiç bir filmi bu kadar severek izlemedim...
İndireli iki gün oldu ama belki üç-dört kez izledim... daha da kaç kere izlerim bilmiyorum...

Bu yüzden hakkın ödenmez Barbaros Can... Allah razı olsun...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Her izleyişinde insan ayrıntıların daha çok farkına varıyor...
İzledikçe olaylar insanın kafasında daha da netleşiyor ama henüz o kadar çok şey var ki cevap bekleyen...

Fakat en azından şunu farkettim ki... Bab'Aziz'in anlattığı hikayedeki PRENS Bab'Aziz'in kendisi...

İştar ile birlikte uğradıkları kasabada hani yemek alıp yerken oturdukları yer var ya orası da prensin adamlarının yaptığı saray...

Bir de tam emin değilim ama İştar'ın anne ve babasının Zeyd ile Nur olduğunu düşünüyorum... buna dair bir delil bulamadım filmde ama sanki öyle gibi hissettim...

Bir başka hissettiğim şey de o toplantıya gidiş nedenlerine dair... asıl İştar'ın nasiplenmesi amaçlanmış gibi...

Neyse daha fazla anlatmayım da izleyecek olanların heyecanı kaçmasın...

Tekrar teşekkürler Barbaros Kardeşim...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Aziz Halimcan,

1996 Haccımızda belki demişimdir Resûlullah sav in Ravzasında
50 yıldan fazla mesken tutmuş hak Erenlerden muhammed YUsuf Dede vardı.
Medine'de 8 gün kalınır ve 40 vakit namazda Ravzaya gelinir.
BU Muhterem ZÂT bana 5 günde Kur'ânı nerdeyse zorla hatmettirdi Resûlullah sav in Huzurunda.
Sonunda 2 saat dua etti ve bana: "Resûlullah sav bana BABÎ, ben de sana" dedi.

bu filmin senaristi ya bir eserden yararlanmış veya işi bilmekte..
ben de 2 defa izledim.

Nur'un aradığı Babası Bâb Aziz olmasın..
İştar da kızları gibi..

Mukaddes Tuvâda Yalın ayak ve çıplak kalan Hasan bir nevi GAVS oldu...

Diriden Diriye SIRR aktarımı var..

Hikayeni anlat kalbin rahatlayacak!..
Sevgilinin EŞİĞİnde süpürgen CANdan olsun!.
CENNET gözün Müşahadesi..
DEVR-ÂN-Evren, O'na ŞÜKÜR DANSı etmekte..
sözleri hoştu..

Zikir esnasındaki ritmik raksı bendenizde çok kez izledim Halaka-yı Zikirde Kalaycı Yahya, Hacı Osman, Çolak Rasim Babalardan..

Bab Aziz, son anda sol kulağındaki küpeyi çıkarıp ne yaptı?
Hasana mı bıraktı yoksa!..

Barborosumuza teşekkür ederken oralardan kaçmaya çalışan kızıl saçlı Osmana derim ki:
ÇÖLden çıkmak-KUMdan kurtulmak ne mümkün Kervancılara...
Hele Kıtmirlere..

Cennetin rengi de harika..
gariban can..

muhabbetle..
En son kulihvani tarafından 07 Eyl 2008, 09:02 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Değerli kardeşimiz Gariban, seyretmemize vesile olduğun Babaziz filminin acizde uyandırdığı bilgilenmeleri hem paylaşmak hem de size bu bilgilenmemize güzel vesile olduğunuz için teşekkür etmek istedim;

1. Kırmızı saçlı meczubu, kardeşini öldürdüğü için arayan Hasan, meyhanelerde zevk safa süren bir genç, ikiz kardeşi Hüseyin, camiden çıkmayan sufi. Hüseyin aşık olduğu kız ile diri diri kabre gömdürüyor kendisini. Hasan bunu öğreniyor ve kırmızı saçlı meczubu öldürmek istiyor. Bu süre içerisinde yaşadıkları gördükleri zaten mey-hane sarhoşluğuna kendisini salan o yangın köz oluyor, kıvamını buluyor olmalı ki, hikmetli bir hırsızlık neticesi elbisesiz, ayakkabısız olarak ortada kalıyor. Bunun kendisi için kötü kader olduğunu düşünürken, kendisine HAKKa kavuşmuş bir can'ın elbiseleri giydiriliyor...Demek ki çıplak kaldığımızda gerek madde olarak gerek mana olarak bize bir kutlu elbise hazırlanıyor, onu giydirecekler anlıyorum. Ve Hasan'ın bu yolda aradığı kardeşinin katili mi oluyor şimdi?

2. Alev karşısında üç kelebeğin, alevi görmek, alevin sıcağını hissetmek ve alevde yanıp kül olmak ile aşkın gerçeği anlatılmaya çalışılıyor filmde. Acizi bu kelebeklerden biri değil alevin kendisi ilgilendirdi. Orada seçtiğim -alev- olmak oldu.

3.Kırmızı saçlı meczubun diline pelesenk olan cümle, benim için filmin hit cümlesi oldu." Sevgilinin eşiğini can süpürgen ile süpür..." Sevgilinin kapısının eşiğini canın ile temizle, süpür... Bu nasıl yapılabilir diye düşündüm? Bunu anlamalıyım ki yapabileyim.

4. Babaziz kendini kuyuya atan çocuğa hikayeni anlat bu sendeki hali iyileştirecektir anlamında bir söz söylüyor... Herkesin bir hikayesi var... Yine filmin başında denen ALLAHA giden pekçok yol var, yaratılmış nefisler kadar, sözünde olduğu gibi her nefsin ALLAHA yürüme yolunda hikayesi var ve bu hikaye başa çıkamadığımız durumlarda paylaşarak susuzluğumuzu giderir...

5. Filmde dikkatimi çeken başka bir husus ta güven'in ve emin'liğin işlenmesi. Bilge dede Babaziz yanındaki küçük kız İştar'ı gözlerinin görmediği yol'da karşılarına çıkan her kişiye emanet edebilme rahatlığında. Film bu anlamıyla bize korku masalları oluşturulan zihniyetlerden farklı bir pencere açıyor. Batı kaynaklı filmlerin çoğunda işlenen cadı, zombi, vampir, katil v.b. karakterlerin olmadığı herkesin güvenilir, emin kişi olduğu bilinci hakim.

6. Filmde evli kadına olan aşk, içki, dans, sıra düzenine riayet etmeme, tembellik, nikahsız ilişki gibi konular işlenmekte, ancak kötü, günah, çirkin, yanlış, eğri, rezil, utanç, kınama gibi kavramlara yer verilmemekte. Adeta Rıza bahçesi senaryosu gibi düşünülmüş. Böyle olunca da sorgusuz, sualsiz, huzurlu, sade, sorunsuz insanlar ve bu insanların -doğal- HAKK yolu yolcuları olmaları ön plana çıkıyor.

Kötü, günah, yanlış, çirkin olarak adlandırılan işlerin bir yapanı bir göreni bir nitelendireni ve bir yargılayanı vardır. Tabi iyi, güzel, sevap olarak yapılan işlerin de buna mukabil, yapanı, göreni, bileni, beğeneni ve onaylayanı vardır. Fiiller nitelendirilmediğinde, nicelik verilmediğinde yapan-gören-bilen-onaylayan ve reddeden olmadığından kimse kimse ile ilgilenmemekte herkes yürüyüşüne kanalize olmakta filmden algıladığım.

Bu yargılama mercii olmadığından insanlar yaptıkları ile oyalanmamakta, birilerine göre davranma maskelerine ihtiyaç duymamakta ve yaptıklarını olduğu gibi paylaşma rahatlığında olmakla arkaya atılan ve yük olanlar olmamakta.

Bizler açısından düşündüğümüzde onaylayan ya da reddeden olmak ana huyumuz halinde. Bu da asıl varlık sebebimiz olan yürüyüşümüzü engellemekte, akım-akış olmamakta, tıkanmakta, pislenmekte ve kokuşmakta...

Film bu anlamda gerçek özgürlüğe örnek teşkil etmiş oluyor.
Şimdilik film ile ilgili paylaşacaklarım bunlar. Anladıklarım hakkında bir onaylayan ya da bir reddeden olacaktır toplumsal öğretimiz gereği. Sürçi lisan ettik ise affola...
Resim
Kullanıcı avatarı
ahmet
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 281
Kayıt: 26 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahmet »

emeginize saglik güzel bir paylasim

imani olan kayip olmaz buluruz elbet yeterki yürüyelim diyor azizbaba.
filimde en önemli konu bu cümlenin oldugunu düsünüyorum ve bana göre aciklamasi:
elbet insan dert cile keder ile karsilacak ama imanini sarsmadan bozmadan devam etmeliki yolunu bulsun.ve bu sekilde hayata ilahi ask ile gögüs gelenlerede kayip olmak mümkün degildir.
azrail a.s. geliside gercek bir dügündür.

eger dügüne varmak istiyorsa kisi cölden gecmek zorundadir
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim


Tunus'lu Film Direktoru ve Bab'Aziz'in Yazari Nacer Khemir ile röportaj:

Sinema, Müslüman toplumların geçmişte ihmal ettiği bir alan.
Günümüzde ise beyazperdeye gönül verenlerin en büyük sıkıntısı maliyetler.
Tunus sinemasını dünyaya tanıtan usta yönetmen Nacer Khemir, söz konusu durumu bizzat yaşayanlardan.
Ona göre, sermayenin niteliksiz ellerde bulunması İslâmî sinema önündeki en ciddi engel.

Nacer Khemir, Tunuslu bir yönetmen.
Uzun süredir Fransa'da yaşıyor.
Tunus sinemasını dünyaya tanıtan bir isim.
Aynı zamanda masalcı ve şair de...
Filmlerinde masalları şiirsel bir dille anlatıyor.
Estetik bir dil kullanarak görüntülerle şiir yazıyor adeta.
İyi Tanrı'nın Ülkesinin Tarihi (1976), Dişi Dev (1977), Çöl Işaretçileri (1984) filmleriyle Tunus sinemasına dikkatleri çeken yönetmen, özellikle İbn Hazm'ın 'Güvercinin Gerdanlığı' kitabından esinlenerek 1990'da çektiği 'Güvercinin Kaybolan Kolyesi' filmiyle tanındı.
Film, 1991 yılında Avrupa'daki çeşitli festivallerde gösterildi.
Neo-oryantalist söylemin geliştirildiği ve hastalıklı bir İslâm toplumunun ifade edildiği o dönemde yönetmenin filmi, Batılı medyadaki fanatik İslâm söylemine şâirane bir cevap olarak da değerlendirildi.
Nacer Khemir, geçtiğimiz mayısta Konya'da düzenlenen Mistik Film Festivali için Türkiye'deydi.
Sinemanın Müslüman toplumlarda hak ettiği yerde olmamasından rahatsızlık duyan Nacer Khemir, İslâmî sinemanın önündeki en büyük engelin niteliksiz sermaye olduğunu düşünüyor.
Yakında İbn Arabi'nin hayatını filme çekmeyi planlayan Nacer Khemir'le doğulu bir sinema yönetmeni olmaktan,
İslâm estetiğinden beslenen bir sinema dilinin mümkün olup olmadığına kadar birçok konuyu konuştuk.


Resim

-Filmlerinizi çekerken hangi kaygılardan yola çıkıyorsunuz?

-Beni sinemaya yönelten birçok neden var.
Fakat burada üç tanesinden bahsedeceğim.
Birincisi çocukluk dönemimle ilgili.
Öğrencilik hayatımı yatılı olarak geçirmem, bende hapsedilmişlik duygusunu artırdı.
Sinema seansları benim için özgürlüğü teneffüs etme geliyordu.
Işıkların kapatılıp filmin başlamasından itibaren tüm yasaklar ortadan kalkıyordu.
Yani, çocukluğumda sinema özgürlük kaçış duygusuna sıkı sıkıya bağlıydı.

İkinci nokta babamın ölümü.
O dönem resim yapmak ve köşeme çekilmek istemiştim.
Oluştan ileri gelen duygu beni ihtiyari ya da gayr-i ihtiyari olarak etkiledi.
Yine aynı dönemde, sinemada Bergman'ındestanlarını izlemekteydim ve bir gün, çocukluğumun arazisine doğru ilerlerken, yolların birbirinden ayrıldığı bir patikada durdum.
Sinemacı olmaya karar vermiştim.

Üçüncü nokta ise en açık olanı.
Bu dünya ile buluşmasının; gözleri, kalbi ve ruhu açmanın yollarından birinin sinema olduğunu keşfettim.
Zamanla çalışmalarım, toplumun görünen değil de görünmeyen, hayaletlerle dolu yanına yöneldi.
Çektiğim filmlerle anlatmak istediğim, olup biteni çabucak gösterme duygusuna ve toplumun kendi ölümünü tepkisiz
izlemesine karşı bir reddiye tavrıydı.


Resim

-Tunus sinemasının içinde kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

-Tunus sinemasından bahsetmek pek mümkün değil.
Çünkü, içinde faklı eğilim ve tarzlar var.
Her yapımcı, kendi deneyimlerinden kaynaklanan farklı bir dil ortaya koyuyor.
Bu benim çalışmalarım için de geçerli.
Beni besleyen çocukluğuma dayanan bir duygu.
Kaybın ve yok oluşun belirsiz ve hüzünlü duygusu.
Bu yok oluş, Endülüs gibi klasik temaları ya da içinde her çeşit ağacın bulunduğu çocukluğumun meyve bahçesi gibi kişisel kodları içine alıyor.


-Doğduğunuz topraklar güçlü bir kültürel birikimin de vârisi. Sinema dilinizi oluştururken bu birikimin hangi noktalarından
faydalanıyorsunuz?


-Mimari, hat, el yazmaları ve en soylusundan en popülerine her çeşit nesne arasından sizi besleyecek bir damar bulabilirsiniz.
Bu kültürde, sizi yakalayan özel bir duygu var.
Öncelikle kırılgan ve sade bir özelliğe sahip.
Hatta, hayâlı ve şefkatli demek yerinde olur.
Bu iki kelime; hayâ ve şefkat, benim sinema çalışmamın kaldıracı. Aynı zamanda bunlar, Müslüman estetik ve ahlâkını en şekilde ortaya koymakta.
Bugünün İslâm kültüründe bu iki temel anlayış yok oldu.
Kendi hayatımdan örnek verecek olursam.

Çocukluğumun insani boyuttaki minarelerinin yerini ölçüsüz, yalnızca bulutlar ve yıldırımlara hitap eden minareler aldı.
Bu muzaffer ve edepsiz özellik, kültürümüzün özüne zarar vermekte.
Benim arayışım ise geleneksel mimari içine nüfuz ederek, bu yumuşak sadeliği hissettiren bir film yapabilmek.

Geçmişte birçok sanatın doğuşuna sebep olan İslâm estetiği sinemaya da uyarlanabilir mi?
Örneğin, mistik, metafizik imgeler sinemada estetik dilin oluşturulmasında nasıl kullanılabilir?


-Filmlerinizi çekerken bu tarz sorulara cevap arıyor musunuz?

İzlediğim yolu anlatmak çok uzun olacak.
Yaptığım çalışmalar, etkilendiğim duyguları ortaya koyuyor.
Özellikle İslâmî olan bazı var; ama tüm mistiklerdeki gibi özü insaniyete dayanıyor.
İçinde aynı konular, aynı ateş, aynı aşk bulunmakta.
Ancak, kendine yönleri de var.
Bu kültürün ahlâk ve estetiğinin gözlenmesi ve onun üstüne çalışılmasından doğan pek çok sorgulama söz konusu.
Bazı geleneklerde baş zanaatkâr bir resim yapar ve onu eserinin içine saklar?
Üstelik bunun hiç kimse tarafından görülemeyeceğine emin olduğu halde!
Her şeyin sergilendiği bir dünyada, çalışmasını gizleyen zanaatkârın bu davranışı benim çok ilgimi çekiyor.
Gerçeklerin böylesine basite indirgendiği bir dönemde kültürlerin gösterdiği bu direnç, insandaki inancın korunması açısından çok önemlidir.


Resim

-Filmleriniz bütün dünyada beğeniyle karşılanıyor.
Tunus'tan böylesi özgün bir sinema dilinin çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


-Filmlerimin dili yalnızca Tunus'tan doğmuyor.
İçinde Türk'ü, Moğol'u, Endülüs'ü, Magrip'i, Akdeniz'i barındıran geniş İslâm kültüründen besleniyor, tıpkı 'Binbir Gece Masalları' gibi.
Filmlerim, her tanışmak isteyene 'buyur' diyen bir kültüre demir atmış.
Zaten tümünü anlamak gerekmiyor, bir dünyayı keşfetmek önemli.
Bu bana çocukluk ve yetişkinlik dönemlerimde etkilenmiş olduğum Bergman veya Tarkovski ya da Satyajit filmlerini hatırlatıyor.
Her şeyi anlamıyordum ama benim için hem uzak, bir o kadar da yakın olan o dünyalara dalmak çok keyifliydi.


-Peki, bahsettiğiniz sinema dilinde Tunus'un Fransa ile yaşamış olduğu tarihi tecrübe ne kadar etkili?

-Fransa'ya ya da daha çok Fransızca'ya olan bağım, benim için bereketli bir sürgündü, bir sınırı geçmek anlamına geliyordu.
Başka sistemde, başka bir dilin kendine has özelliklerini ve ortak olan yönlerini keşfetmek...
Fransızca ile inceleme alanım genişledi ve kültürüme yönelik eleştirel bakışım billurlaştı.
Bugün, kendimi Akdeniz'in kuzeyiyle güneyi arasında, bilinçli veya bilinçsiz pek çok unsurdan oluşan bir köprü gibi hissediyorum.


-Batı'da üretilen sinema ile İslâm toplumlarında çekilen filmler çok farklı.
Sizce Batı sineması ile İslâm dünyasında üretilen filmler
arasında pozitif bir bağ kurulabilir mi?


-Bilmiyorum. Her halükarda her yerde iyi ve kötü var.
İyi niyetle mutlaka iyi eserler ortaya konacak diye bir şey yok. Çok çirkin, indirgemeci, insanları köleliğe indiren anlatımları görmek için bazı İslâmî eğilimli televizyonları izlemek yeterli. Suudi veya başka milyarderlerin ellerinde bulunan bu kanallar, kültürümüzün yeniden doğuşunu zorlaştıran hatta imkânsızlaştıran bir felaket.
Petrolden kaynaklanan para ciddi bir bela ve yavaş yavaş İslâm kültürüne şekil vermekte.
Sorumsuzca davranan yüzlerce kanalın bulunduğu bu medya bataklığında benim çalışmalarımın ne kadar yardımcı olacağını bilemiyorum.
Gerçek bir kültür olmadan geleceğimizi


-Sinema sanayiinin sadece belli merkezler tarafından kontrol edilmesi ülke sinemaları için ciddi bir problem.
Bu pazarda yer alabilmek adına Batı'nın karşısında Doğu toplumları nasıl bir tavır geliştirebilir?


-Mesele karşı olmak değil, kendi potansiyelini geliştirmek. Öncelikle, sinema iyi ya da kötü Müslüman toplumlarda az yere sahip.
Beraberinde sanatta aristokrasiyi doğuruyor.
Bu kültür Batı'dan ödünç alınmıştır ve maalesef bizlere zarar vermekte.
Yavaş yavaş dayanak noktalarımızı kaybediyoruz ve bir klişeden diğerine sürükleniyoruz.
Bu durumdan kurtulmak için de her çeşit tartışma diyalogdan uzak, katı ve fosilleşmiş radikal İslâmı oluşturuyoruz.
Oysa ki, bu dinin büyüklüğü insanlara ve fikirlere karşı hoşgörüsünden gelmekte.
Büyük sermaye sahiplerince düzenlenen bu medyatize olma durumu, toplumlarımızı kör edecek.
Bu noktada çok çalışmak, dikkatli olmak, araştırmak, sorgulamak, mücadele etmek, kendi aramızda ve diğerleriyle diyalog kurmak gerekmekte.


-Müslüman bir yönetmen olarak filmlerinizi çekerken sorunlar yaşıyor musunuz?

-Kendi toplumlarımızla ve Batılı sinema tutkunlarıyla sıklıkla aramızda anlaşılamama durumu söz konusu.
İkinci grup açısından yaptığım yeterince gürültülü ve vurucu değil.
Birinciler için ise anlattıklarım geçmişe ait.
Sorun şu ki, her ikisi de bu kültür konusunda Müslümanlar sinemanın önemini kavrayamamış.
Araştırmak ve çaba harcamaktan kaçınıyorlar.
Ikinci grup içinse ötekine yer Neyse ki, burada ve orada keşfetmeye ve dinlemeye hazır birileri daima var.
Ancak en büyük problem derneklerin ve sanatbilim
koruyucularının yokluğu.
Her filmimin hazırlanması on yılı buluyor.
Fakat bu filmleri gösterecek yer bulmak ciddi bir sorun.
Yalnızca festivaller ve Avrupa piyasasında bu imkân bulunabiliyor.


Kaynak: AKSIYON, Tuba Özden - [email protected]
- Sayı: 554 - 18.07.2005
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

çok çalışkan ve yürekli sevgili kardeşimiz Barboros,
bu değerli gösterimle buluşturduğun için Allah cc hizmetini kabul etsin.
gönüllerimizi çiçeklendirdin sağ olasın.

Cennetin Rengi de harika idi.
defalarca izledim ve ilk defa rol ile gerçeği arakesitinde gördüm..
sadece ses zamanlamasında sorun ve gecikme vardı
Muhammedi muhabbetlerimle
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Sevgili Hocam, daha filmin başındaki ilk bir kaç cümle bile insanın gönlünü dolduruyor;

-İmanı olan asla kaybolmaz
-Huzurda olan birisi asla yolunu kaybetmez
-Yürümek kâfidir, sadece yürü. Davet edilenler yolu bulacaktır.

Ne güzel bir yaşam... teslimiyet içerisinde... tevekkül ve huzur içerisinde.

Bir de benim çok hoşuma giden bir söz;
-Konuştuğun zaman soğuk daha az.

Bu söz ne kadar da gizemli ve ilahi bir düzene işaret ediyor.
Gönülleri besleyen MUHABBET'e...

Muhammedi Muhabbetlerdir insanın gönlünü de bedenini de besleyen...

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
ahmet
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 281
Kayıt: 26 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahmet »

sevgili gariban abimiz gercekten güzel bir paylasimda bulundu ve sanirim herkez de yararlandi.katilim cok büyük.
elinde böyle güzel dini filimler olanlarimizda sitede bunu yayinlar ise hepimiz yararlanabilecegiz.devamini bekliyoruz insaallah
.
Kullanıcı avatarı
Mecnun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 681
Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00

Mesaj gönderen Mecnun »

DEĞERLİ ''GARİBAN'' KARDEŞİMİZ NE İYİ ETTİNİZDE BÖYLE MÜBAREK GECELERDE BİZE BU FIRSATI VERDİNİZ. ÇOK DUYGULANDIK VE ETKİLENDİK
SEVGİ VE MUHAMMETLE....
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Kıymetli Gariban Kardeşimiz;

Emeğine sağlık Allah CC yar ve yardımcımız olsun ki bunun gibi nice eserler ile tanışabilelim.

Defalarca izlenip detaylardaki sırlarına erilesi bir çalışma sağolunuz varolunuz...


Es Selam
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Can Dostlar,
Filim hakkındaki guzel yorumlariınız ve dualarınız icin ALLAH hepinizden razı olsun.
Cennetin Rengi isimli film sıradadır.
Forumda yakında onu n linklerini vericez.
Bu film kadar olmasada Cennetin Rengi filmi de cok özel hazırlanmıs etkileyici bir filim.
İnşaallah yakında o filimden de sitede bahsedecegiz.

Selam ve sevgiler
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Sevgili Gariban bu film üzerinde düşünecek, konuşacak çok şey var ama bilsek kimler seyretti, kimler seyretmedi...

Ya bu şekilde forumda karşılıklı mesajlarla ya da bir sohbette aslında sırf bu film üzerine konuşmak lazım bence... Karşılıklı görüş alışverişi ile anlamak daha kolay olur sanırım...

Her sahnesi anlamlı... mesela elinde kapla prense su taşıyan kişi çadıra girmeden şöyle bir durup prensin atına bakıyor ve başını sallıyor...
Ne düşünüyor olabilir o esnada...

Veya İştar... Bab'Aziz'in yakasına yapışan kişinin ardından koşuyor ve bir daha gelirsen seni mahvederim diye bağırıyor...

Bunlar en basiti... sorulacak o kadar çok şey var ki
Paylaşmak lazım...anlamak için...
Çünkü iyi anlaşılması gereken mesajlarla dolu bir film...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
yektes
Üye
Üye
Mesajlar: 34
Kayıt: 08 Nis 2008, 02:00

Mesaj gönderen yektes »

Kıymetli kardeşim çok güzel bir paylaşım ailece seyrettik duygulandık Allah razı olsun
muhabbetle kalınız.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/llllllllllllllllllllllllllllll.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Garibanım ne iyi yaptın da bu güzelliği Bizlerle paylaştın. Defalarca izledim ve arşivime aldım. Mübarek RAMAZAN günlerimizde çok anlamlı bir flim yüreğine MUHAMMEDi Mutluluklar dilerim.

Bab'Aziz'in çok etkiliyen söz-közleri var ceylanı çok anlamlı ve demekte ki ;''küçüklükten beri beni tanır!''

KULİHVANİmİZin SÖZ-KÖZlerinde anlattığı aklımdan çıkmayan dizelerini hatırlattı. Sizlerle yeniden paylaşıyorum!



Resim

*** '' Aklın kemâli deyip geçme...
Akl, "ASL"ını arayan ceylan yavrusu...
NAKL YOLunu bulursa SILAsına ulaşır...''
Kulihvani

http://muhammedinur.com/modules.php?nam ... ec38b4eb20
Resim
Cevapla

“Görsel Tasarım” sayfasına dön