HER GÜN BİR HADİS EKLEYELİM - 3
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- meryemnur
- Özel Üye
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00
"Kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir."
Kaynak : [Buhârî, Edeb 76; Müslim, Birr 107, (2760); Muvatta, Hüsnü'lhalk 12, (2, 906).]
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..
Ahzâb Sûresi, 6
O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..
Ahzâb Sûresi, 6
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
İbni Abbâs(r.a.): Onu acele(kavrayıp ezber) etmen için dilini onunla(Cebrail ile) hareket ettrime(Kıyame:16)ayeti hakkında şöyle demiştir.Râsulullah(s.a.v.) inen ayetleri kaybetmemek için çok zorluk çekiyor, bundan dolayı da dudaklarını Cebrail ile hareket ettiriyordu.-Bak, ben .Râsulullah(s.a.v.)in dudaklarını hareket ettiridiği gibi öyle hareket ettiriyorum.-Bunun üzerine Allah:Onu acele(kavrayıp ezber) etmen için dilini onunla (Cebrail ile) hareket ettirme. Şüphesiz Kurânın toplanıp bir araya getirilmesi ve okunması bize aittir.(Kıyame 16-17)-Yani senin göğsüne toplanması ve okuman bize aittir.-Biz onu okuduğumuzda okunmasına uy!-Yani sus ve dinle!-Sonra şüphesiz onun açıklanması da bize aittir.(Kıyame:19)-Yani onu tebliğ için okuman da bize aittir.-Şeklindeki ayetlerini indirdi. Bundan sonra .Râsulullah(s.a.v.) Cebrail kendisine geldiğinde susup dinler, Cebrail gittiğinde onun okuduğu gibi inen vahyi okurdu. (Kütüb-i Sitte Serisi:1, Hadis no: 5, Sahih-i Buhari)
- meryemnur
- Özel Üye
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00
Bir gün Peygamberimiz (s.a.s.) ashabına; "Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?" diye üç defa sordu. Üç defasında da "evet bildir, Ey Allah'ın Resulü" diyen-ashab-ı kirâma bunların sırasıyla; "Allah'a ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek" olduğunu belirtir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..
Ahzâb Sûresi, 6
O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..
Ahzâb Sûresi, 6
- meryemnur
- Özel Üye
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
----"... Talha bin Ubeydillah (Radiyallâhü anh)'den; Şöyle demiştir :Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde bir hurma bahçesinin yanından geçtik. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), hurma ağaçlarını döllendirmekte olan bir topluluk gördü ve:
«Şu adamlar ne yapıyorlar?» diye sordu. (Yanmdakiler) :
Onlar erkek hurma ağacın (m çiçeğin) den (bir parça) alıp dişi hurma ağacı (çiçeği) ne koyuyorlar (döllendiriyorlar), dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahâ Aleyhi ve Sellem) :
«Bunun bir yarar sağlıyacağını sanmıyorum» buyurdu. Resûl-i
Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in bu sözü onlara ulaştı. Onlar da bu işi bıraktılar ve hurma ağaçlarından indiler. Durum Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e ulaşınca şöyle buyurdu:
«O (söylediğim) söz ancak bir zandır. Eğer telkih (döllendirme) bir yarar sağlıyorsa bunu yapınız. Çünkü ben ancak sizin gibi bir beşerim. Zan da şüphesiz (gâh) isabet etmez ve (gâh) isabet eder. Ve lâkin ben.- Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size bir şey söyleyince Allah adına yanılmam (veyahut) velâkın ben: Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size söylediğim sözde Allah adına yanılmam.»" (Sunen-i Ibn Mace- 2470)
---- "... Aişe (Radiyallâhü anhâ) Şöyle demiştir:peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bir gün) bâzı sesler işitti ve :
«Bu ses nedir?» buyurdu. (O'nun yanında) olanlar: Hurma ağaçları (sesi)dir. Bunları döllendiriyorlar, diye cevab verdiler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«(Bunu) yapmasaydılar (kanımca meyvasi) iyi olurdu.» buyurdu. Bunun üzerine (ilgililer) o yıl döllendirme işini yapmadılar. (Fakat ağaçların verdiği) mahsûl şıys (yâni çekirdeği pekişmemiş, âdi
hurma) oldu. Sahâbiler (bu durumu) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e anlattılar. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de:
«(Yapmak istediğiniz) bir şey dünyanız işinden olursa onunla ilgili bilginiz (esas) dır. O şey dininizin işlerinden olursa (onun hükmü) bana âiddir.» (Sunen-i Ibn Mace- 2471)
«Şu adamlar ne yapıyorlar?» diye sordu. (Yanmdakiler) :
Onlar erkek hurma ağacın (m çiçeğin) den (bir parça) alıp dişi hurma ağacı (çiçeği) ne koyuyorlar (döllendiriyorlar), dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahâ Aleyhi ve Sellem) :
«Bunun bir yarar sağlıyacağını sanmıyorum» buyurdu. Resûl-i
Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in bu sözü onlara ulaştı. Onlar da bu işi bıraktılar ve hurma ağaçlarından indiler. Durum Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e ulaşınca şöyle buyurdu:
«O (söylediğim) söz ancak bir zandır. Eğer telkih (döllendirme) bir yarar sağlıyorsa bunu yapınız. Çünkü ben ancak sizin gibi bir beşerim. Zan da şüphesiz (gâh) isabet etmez ve (gâh) isabet eder. Ve lâkin ben.- Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size bir şey söyleyince Allah adına yanılmam (veyahut) velâkın ben: Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size söylediğim sözde Allah adına yanılmam.»" (Sunen-i Ibn Mace- 2470)
---- "... Aişe (Radiyallâhü anhâ) Şöyle demiştir:peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (bir gün) bâzı sesler işitti ve :
«Bu ses nedir?» buyurdu. (O'nun yanında) olanlar: Hurma ağaçları (sesi)dir. Bunları döllendiriyorlar, diye cevab verdiler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«(Bunu) yapmasaydılar (kanımca meyvasi) iyi olurdu.» buyurdu. Bunun üzerine (ilgililer) o yıl döllendirme işini yapmadılar. (Fakat ağaçların verdiği) mahsûl şıys (yâni çekirdeği pekişmemiş, âdi
hurma) oldu. Sahâbiler (bu durumu) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e anlattılar. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de:
«(Yapmak istediğiniz) bir şey dünyanız işinden olursa onunla ilgili bilginiz (esas) dır. O şey dininizin işlerinden olursa (onun hükmü) bana âiddir.» (Sunen-i Ibn Mace- 2471)
- meryemnur
- Özel Üye
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
"Hz. Ali (r.a.) anlatır: " Fatıma (a.s.), el değirmeninin verdiği yorgunluktan dolayı şikayet etti, bu sırada Hz. Peygamber (s.a.v)'e ganimet olarak bir takım savaş esirleri gelmişti. Fatıma da (bunlardan istemek için) Peygamber (s.a.v.)'e gitti, ama kendisini bulamadı. Âişe'yi gördü, durumu ona bildirdi. Hz. Peygamber (s.a.v) geldiğinde Âişe, Fatıma'nın geldiğini bildirdi. Derken Hz. Peygamber (s.a.v) bize geldi, bu sırada bizde yatıyorduk. Ben hemen ayağa kalkmaya davrandım:" Yerinizden kalkmayın" buyurdu ve ikimizin arasına oturdu, hatta bu sırada göğsümde ayaklarının serinliğini hissetmiştim, bize şöyle buyurdu:"Benden istemiş olduğunuz şeyden daha iyi bir şeyi size bildireyim mi yatacağınız sırada otuz dört defa "Allahü ekber" otuz üç defa "Sübhanellah" otuz üç defa "el-Hamdülillah" dersiniz ki bu sizin için bir hizmetçiden daha iyidir." . (Kütüb-i Sitte Serisi:1, Hadis no: 1532, Sahih-i Buhari)
- alemgir1888
- Üye
- Mesajlar: 40
- Kayıt: 26 Nis 2009, 02:00
- alemgir1888
- Üye
- Mesajlar: 40
- Kayıt: 26 Nis 2009, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"(Andolsun ki) siz kendinizden önceki (millet) lerin yoluna; kulacı kulacına, arşını arşınına ve karışı karışına muhakkak tıpa tıp uyacaksınız. Hatta onlar (daracık) bir keler (kertenkele) deliğine girseler siz de muhakkak o deliğe gireceksiniz. Sahabiler: "Yâ Resûlullah! (o milletler) Yahudiler ve Hırıstiyanlar mı?" diye sorunca Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Başka kim var, bunlardan başka!" buyurdu.
(Ebu Hureyre (ra)'dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3994)
"(Andolsun ki) siz kendinizden önceki (millet) lerin yoluna; kulacı kulacına, arşını arşınına ve karışı karışına muhakkak tıpa tıp uyacaksınız. Hatta onlar (daracık) bir keler (kertenkele) deliğine girseler siz de muhakkak o deliğe gireceksiniz. Sahabiler: "Yâ Resûlullah! (o milletler) Yahudiler ve Hırıstiyanlar mı?" diye sorunca Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Başka kim var, bunlardan başka!" buyurdu.
(Ebu Hureyre (ra)'dan; İbni Mâce, Sünen-Fiten 3994)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz bir defasında Hz. Âişe (ranhâ)ya şöyle buyurmuştur:
Ey Âişe! Allâh Rafîktır (rıfk sâhibidir), rıfkla (yumuşaklıkla) muâmeleyi sever. Sertliğe ve diğer şeylere vermediği sevâbı, rıfkla muâmeleye verir.
(Müslim, Birr, 77)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
Nefsim kudret elinde olan Allâha yemin olsun ki; sizden biriniz, ben kendisine anasından, babasından, evlâdından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça hakikî mânâda îmân etmiş olamaz.
(Buhârî, Îman,
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
(Geçmiş) ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm, yanında üç-beş kişilik küçük bir grup vardı. Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu. Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana Bunlar Mûsânın ümmetidir, sen ufka bak! dediler. Baktım; (çok) büyük bir karaltı. İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız azabsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır dediler.
(İbni Abbas diyor ki) Söz buraya gelince Peygamber (sav) kalkıp evine gitti. Oradaki sahâbîler bu hesapsız azabsız cennete girecek yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hakkında konuşmaya başladılar: Kimileri, Bunlar peygamberin sohbetinde bulunanlar olmalıdır derken, kimileri, Bunlar İslâm geldikten sonra doğup, şirki tanımamış olanlardır dediler. Daha başka birçok görüş ileri sürenler oldu.
Onlar bu meseleyi tartışırken Peygamber (sav) çıkageldi.
-Ne hakkında konuşuyorsunuz? diye sordu.
- Hesapsız azabsız cennete gireceklerin kim oldukları hakkında konuşuyoruz, dediler.
Bunun üzerine Nebi (sav):
-Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir buyurdu.
Ukkâşe İbni Mihsan yerinden fırladı ve:
- Beni de onlardan kılması için Allaha dua et (Yâ Rasûlullah)! dedi.
Peygamber (sav) da:
-Sen onlardansın! buyurdu. Sonra bir başka kişi daha kalktı ve:
- Beni de onlardan kılması için dua buyur, dedi.
Peygamber (sav) bu defa:
-Fırsatı değerlendirmekte Ukkâşe senden önce davrandı buyurdu.
(Buhârî, Tıb 1, Rikak 50, Libâs 18; Müslim, Îmân 374.)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.
(Müslim, Îmân 78. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir. diyerek, ümmetini riyadan şiddetle sakındırmaktadır.
Ashab-ı Kiram dediler ki: Ya Rasûlullah, küçük şirk nedir? Rasûlullah (sav):
-Riyadır. Yani başkalarına gösteriş için ibadet yapmaktır. Allah Teala, kıyamet günü herkesin amelinin karşılığını verirken, insanlara gösteriş için ibadet yapanlara şöyle der: Dünyada kendileri için gösteriş yaptığınız kimselere gidin. Bakın bakalım onların yanında size verecekleri bir şey bulabiliyor musunuz?
(Tirmizî, Nüzur, 9; İbn Mace, Fiten, 9; Malik b.Enes, Muvatta, Büyu, 34)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
"Nefsim kudret elinde olan Allâha yemin olsun ki; sizden biriniz, ben kendisine anasından, babasından, evlâdından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça hakîkî mânâda îmân etmiş olamaz."(Buhârî, Îman, 8 )
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00
- yolcu
- Saygın Üye
- Mesajlar: 369
- Kayıt: 14 May 2009, 02:00