PIRILTILAR

Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

Lâ İlâhe İllâ ALLAH

Evvelinde tek idin
Âhirinde yine tek
Vahdet kesret bilindin
Mevcud olan Sensin tek

Vahid-i Ahad ALLAH
Lâ ilâhe illâ ALLAH


*

Yarattın âlemleri
Sensin Rabbü'l- âlemin
Yağdırdın rahmetleri
İnandık olduk mümin

Rahmân Rahîmdir ALLAH
Lâ ilâhe illâ ALLAH


*

İslâmiyet yüce din
Mümine Sensin Muîn
Doğru yolu gösterdin
Sapkınlardan etmedin

Şükür elhamdülillah
Lâ ilâhe illâ ALLAH


*

Zȃhir oldun efendim
Dost Eminden göründün
Bȃtın oldun efendim
Gönüllerde taht kurdun

La mevcude illallah
Lâ ilâhe illâ ALLAH


***
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

ResimREHBER

Mekkenin tozlu yollarında, kavuran güneşin sıcağında Hira Dağına doğru saatlerdir yürüyordu, ne yoruluyor ne sıcaktan bunalıyordu, çünkü zihninde mekȃn ve zaman kavramlarıyla ilgili duyumlar yok olmuştu, hatta bedeninde beş duyusu çalışmıyor, sadece yüreği ile düşünüyor, kalbinden zikrediyor ve her nefesinde ALLAH! diyor, her görünende Hu!” yu görüyordu
Düşündüğü Yüce Mevlâsıydı gördüğü her şey de yine Onun yansımasıydı

Hedefine az kalmıştı gelmişti Hira dağının eteklerine.
Önünde taşlık, kayalık boz bir dağ yükseliyordu. Mevlâsı ile halvet olmaya, tepedeki mağaraya doğru tırmanmaya başlamıştı.
Sanki bir dağ tepesine değil de Arş-ı Âlȃ'ya doğru yükseliyordu
Kayalara, taşlara basarak ilerledikçe her adımında ayağının altında dünyaya ait bir şeyler eziliyor yok oluyordu
Her adımda ayağını bastığı taşlarda dünyaya ait para, pul maddiyat, çoluk, çocuk, mahlȗkat, şehvet, istek, beklenti, emeller, gayeler, şanlar, şöhretler her bir kavram ezilip toz oluyor, yok oluyordu
Beden buharlaşıyor sadece ruh kalıyordu
Zaman mekȃn kalkıp gidiyor, kesret vahdete dönüyordu
Her bir nefesten çıkan
ALLAH! zikri kȃinata yayılıyordu

*

Tepeye çıktığında Lȃtif bir ruh halinde secdeye kapanıp Yüce Mevlâsına hamd ediyor şükrediyordu
Mağarada mutlak bir sessizlik içinde sadece her zerreden
Allah zikri duyuluyordu


Ve bir ünlem!..
İkra !.. Yüce Mevlâsından Vahiy geliyor, Kurân dilleniyordu
Abdullah oğlu Allahın kulu Muhammed canlı Kurân oluyordu, Şah-ı Resul oluyordu

(Dost Emin der ki; Övgülerden övgü beğen Seni öyle öveyim
Sevgilerden sevgi beğen Seni öyle seveyim…)


ResimŞAH-I RESÛL

Âlemlerin rahmetisin
Şah
-ı Resûl MuhaMMedsin
Yüce HaKK
ın habibisin
Şah
-ı Resûl MuhaMMedsin!
sallallahu aleyhi ve sellem

Resim

Kȃinatın kandilisin
Işıtıyor nurun senin
Evvel Âhir Nebî sensin
Şah
-ı Resûl MuhaMMedsin!
sallallahu aleyhi ve sellem

Resim

RaBBin ulu elçisisin
HaKK Yolunun rehberisin
Ahlâk sende örnek sensin
Şah
-ı Resûl MuhaMMedsin!
sallallahu aleyhi ve sellem

Resim

İslam nedir bildirensin
Din yolunu gösterensin
Şeriatı öğretensin
Şah
-ı Resûl MuhaMMedsin!
sallallahu aleyhi ve sellem

Resim

Seni seven tevhid etsin
Zikir etsin
ALLAH!” desin
Şefaat et rahmet gelsin
Şah
-ı Resûl MuhaMMedsin!
sallallahu aleyhi ve sellem

Resim

El- Emînsin doğru sensin
Dost Eminin dostu sensin
Tebessüm et hicran dinsin
Şah
-ı Resûl MuhaMMedsin!
sallallahu aleyhi ve sellem


Hatem-ül Enbiyâ bir nur kaynağı olarak parlıyordu
Zâten ALLAH celle celâluhu onun yani habibinin nuruyla yaratmıştı tüm kȃinatı, şimdi de Kurân Nuruyla mahlukatın nuruna nur katıyor ve
Nûrun alȃ Nûr oluyordu

Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Yâ Rasûlullah!..

''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi...''
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim
UMMAN

Bir UMManın dalgasıyız KİMi iri KİMi ufak
Tayfın yedi rengi bizde birleşince görünür ak
Sonsuz esmâ bu âlemde müsemmâsı Odur mutlak
Varlık tekdir ayrısı yok var olan O, enfüs âfak

*

Ayrı değil ummandasın.. su üstünde bir dalgasın
Zâhir oldun buradasın sen ummanda bir noktasın
Hakikate erdin ise tek umman var sen damlasın
O ummana dalacaksın sönüp umman olacaksın

*

Her AN işte oluştadır.. her fiilde faildir Hakk
Sıfatlanmış zuhurdadır varlık Birdir mevcuddur Hakk
Dost Emin der ayrı sanma senden benden işleyen Hakk
Ondan geldin döneceksin.. devrÂN eden Odur mutlak...
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

EFENDİM!..

Derdimin dermânı sensin Efendim
Her derdin ilacı sensin Efendim
ALLAH’ın Rasûlü sensin Efendim
Muhammed Mustafa sensin Efendim!

ALLAH'ın nûrusun dünyâya güneş
Benzemez kimseler olmaz sana eş
ALLAH’ın Nebîsi sensin Efendim
Muhammed Mustafa nursun Efendim!

Kȃinat seninle oldu müşerref
Ümmetinden olmak ne büyük şeref
ALLAH’ın Habîbi sensin Efendim
Muhammed Mustafa gülsün Efendim!

Kendini bilenler sana dost olur
Doğru yoldan gider felahı bulur
ALLAH’ın Velîsi sensin Efendim
Muhammed Mustafa birsin Efendim!

Ezelden ebede parlayan nursun
Dost Eminim ister şefaat bulsun
ALLAH’ın güzeli sensin Efendim
Muhammed Mustafa sensin Efendim!
sallallâhu aleyhi ve sellem…

***


Düşündün mü hiç, kuş uçmaz kervan geçmez Hira dağının tepesinde bir mağarada kulu Muhammed’e neler bahşetti Yüce ALLAH celle celâluhu… En olumsuz şartlardan Nebi’lerin en üstününü, Resul’lerin şahını, mȃna aleminin padişahını var etti… Düşünelim ve titreyelim…

Anla ki
Oisterse seni kendi yanına çeker de arş-ı ȃlada sana konaklar verir, senin vekilin, velîn, mâşukun olur, şaşar kalırsın… Seni Habibinin , ümmeti kılar, vârisi kılar… Ve sen her yanındaOnu görürOna taparOnun sevgili kulu olursun… O zaman dersin kiEy büyük RABBim ben bir hiçtim bana bu nimetleri layık gördün, hidayet verdin, aşkını taddırdın, arş-ı ȃlaya çıkardın, her zerrem titremekte sana şükretmekteyim, bu zevkten beni ayırma… Her nefeste Sen’sin bana can veren, nasip et ki kulluğumuzu tam yapalım, rızanı kazanalım, MuhaMMed’in güzel ümmeti içinde sana dönelim"

***


Ümmeti olmak ne büyük şereftir o MuhaMMed’in, o güzeller güzelinin…
O bizim rehberimizdir. Ömür denen sermâyemiz bitmeden onun attığı gibi adımlar atarak bizler de kendi Hira dağımıza çıkabiliyor muyuz?
O bize maddî mânevî rehberliğini yaptı, yapıyor, bizler ona layık üMMet olabiliyor muyuz?...
Aleyhi's-selâm…
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

Resim


CERYAN ÇARPTI

Birdenbire kontak yaptı, sanki beni ceryan çarptı
Anladım ki ben bir hiçim aslındaysa ben her şeyim
Vücuttaki bir hücreyim tek vücut var ben dahilim
İşte böyle kontak yaptı
, sanki beni ceryan çarptı

Resim

Hayy olandır dâim diri kȃh Bȃtıni kȃh Zȃhiri
Bȃki olan görüntüde olmuş tek tek birer fȃni
Fenȃ bulup ölür isen olursun sen dâim diri
Düşünürken kontak yaptı
, sanki beni ceryan çarptı

Resim

Canı sana veren Odur Ol!” diyerek oldurandır
Ruhundan da katan O
dur bu dünyaya gönderendir
Gönüldedir O
nun yeri kalemiyle yazdırandır
İçim coştu kontak yaptı
, sanki beni ceryan çarptı

Resim

Rahmet geldi Arş-ı Âlȃdan gök boşaldı yağmur yağdı
Benliği yen çık aradan!” tek ummana sular aktı
Biz ummanda dalga olduk umman bizden bize baktı
Dost Emin der kontak yaptı
, sanki beni ceryan çarptı


Resim


Resim

ResimEs-selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.

Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.

Es-selâtu ve's-selâmu aleyke Ya Rasûlullah!
''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin

Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...''

Dâimen ebeden
İn şâe ALLAH.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Ve'l-hamdu li'llâhi RABBi'l-âlemîn.


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim
REHBER

Şunu şöyle et demem bilemem doğru mudur
Düşün her adımını yanlış mı doğru mudur
Ölçütümüz bir tane ona uyan doğrudur
Rehberimiz Muhammed ne etmişse doğrudur

Resim

Sözünü düşün konuş yanlış bir şey konuşma
Câhilden fikir sorma ham insana danışma
Söz ebesi bencilin yakınına yanaşma
Rehberimiz Muhammed ne demişse doğrudur

Resim

Yapacağın her işte akıl dışına çıkma
Doğruysa yaptıkların devam etmekten bıkma
Örneğimiz bir tane yolundan hiç ayrılma
Rehberimiz Muhammed ne yapmışsa doğrudur

Resim

Dost Eminim diyor ki, Muhammedim doğrudur
Ne ederse doğrudur, ne söylerse doğrudur
Örnektir bize Resûl ne yapmışsa doğrudur
Rehberimiz Muhammed ona uymak doğrudur
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

VAHDET-i VÜCUD

Hem yaratır hem yaşatır
Her bir şeyi O kuşatır
Her an yeni OLuştadır

Tüm OLuşum bir andadır
O hiç durmaz hep şandadır
Döner durur devrandadır

Bir devrandır döner durur
Bir ruh gelir şekil alır
O ruh döner adı kalır

Mikro-makro evrenlerde
Her bir zerre harekette
Tesbihinde ibadette

Fail Odur her fiilde
Mevsuf Odur her sıfatta
Mevcud Odur tek vücudda

Ol! deyince hemen olur
Beşer doğar insan olur
İman eden kulu olur

Kulluk eden kâmil olur
Hilafete nâil olur
Dünya ona cennet olur

Ölmeden öl varlığı bul
Abid mâbud bir tek sen ol
Mâşuku gör aşka gark ol

Bu devranda döneceksin
Kim olduğun bileceksin
Nice zevke ereceksin

Gelen gider uğur ola
Adı burda iyi kala
Gidilen yer gerçek sıla

Devran döner varsın dönsün
İnsan olan bunu bilsin
Kendisine tȃzim etsin

Düşünsene olan nedir
Ruhu sana veren kimdir
Hep kendinden kendinedir

Ondan gelen Ona döner
Fȃni ölür Ona döner
Bȃki Odur devran döner

O burada Zȃhirdedir
Hem Bȃtında bilinendir
Hem sendedir hem bendedir

Şekil veren Musavvirdir
Hayy ismiyle hep diridir
Evvel dedir Âhir dedir

Hem göktedir hem yerdedir
Hem görünmez Ledündedir
Varlık Birdir Allah tekdir

Bir şey olan her şey olur
Vahdet iken kesret olur
Kesret Odur Vahdet Odur

Sırra eren bunu bilir
Onu kalpte canda bulur
Ondan gelen Onla olur

Dost Emin der aşka düştüm
Doldum doldum birden taştım
Açılmayan sırlar açtım
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

ZEVȂL

Kimsin sen düşündün mü hiç? Bedenin nelerden oluşmuş?
Analiz edilirse; toprak, su, hava, ateş yani anȃsır-ı erbaa
olduğunu anlarsın ama bu elementler yığınını canlandıran bir şey var sende…
Ol” dedi yüce Tanrı hücre hücre çoğaldın ve sana ruhundan ruh verdi canlandın, can oldun…
O ruhtur seni sen yapan, yoksa ne farkın olur topraktan…
RABBin terbiye edecek seni kemȃle ereceksin ve dünyâdan zevȃl ile menşe’ine yâni O’na döneceksin…
Ölmeden önce ölenler” burada da kemȃle ererler, O’nunla “Bir” olurlar…



Toprağa su eklenmiş çamurdandır heykeli
Ateşte pişmiş çamur hava canın nefesi
Anȃsır-ı erbaa şu insanın bedeni
İçinde ruh olmasa olur muydu önemi


Lütuf kerem O’ndandır ALLAH verir kemȃli
İnsan olarak hiçsin bekliyorsun zevȃli...


*

Hamd-ü senâ O’nadır rûhundan ruh üfledi
O’ndan geldiği için insan oldu değerli
O verdi emâneti hem halife eyledi
Kendini bil ey insan O’ndan iste kemȃli


Lütuf kerem O’ndandır ALLAH verir kemȃli
İnsan olarak hiçsin bekliyorsun zevȃli...


*

Şu hayâtı incele kim işliyor fiili
Bende bir şey var sanma düşünme sakın şirki
Sıfatlanmış burada idrȃk eyle tevhidi
Varlık birdir efendim kesrette gör vahdeti


Lütuf kerem O’ndandır ALLAH verir kemȃli
İnsan olarak hiçsin bekliyorsun zevȃli...


*

İnsan denilen mahluk hem ȃladır hem deni
Kȃh hayvandan aşağı kȃh melekten ileri
ALLAHa kul olursan lütuf eder kemȃli
Kȃmil insan olanlar olur Hakkın zȃhiri


Lütuf kerem O’ndandır ALLAH verir kemȃli
İnsan olarak hiçsin bekliyorsun zevȃli...


*

Dost Eminim diyor ki düşün de bil kendini
Ömür gelip geçmeden tanı yüce RABBini
Hiç olduğun unutma zikir kulun görevi
Zikrullahla aşka gir yaşa gerçek tevhidi


Lütuf kerem O’ndandır ALLAH verir kemȃli
İnsan olarak hiçsin bekliyorsun zevȃli...


Zevȃl sözcüğü, yok olma, sona erme anlamına geliyor. Bu dünyaya gelen her mahlȗk fȃni olup zevȃle uğrayacaktır.
Kemȃle ulaşmış kȃmil insanlardan olmak istiyorsak Peygamberimizin tavsiyesine uyup “ölmeden ölen” yani varlığını Hakka veren, şirk-i hafi’den çıkan, hiç olduğunu bilerek zevȃlini burada yaşayanlardan olalım inşaallah…


Resim

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in:Mûtû kable en temûtû: Ölmeden önce ölünüz!buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II-291-2669)
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim



MÂRİFET

Allah Allah deyince neler olmaz ȃlemde
Olmaz olmaz ȃlemde Yaratan Ol deyince
Sen kalpten isteyince açılır nice perde
Devâ olur her derde Rahmân rahmet edince..

*

Ne dert kalır ne tasa Allahı dost bilince
Yer yoktur hiçbir şansa hikmet Ondan deyince
Deme olsa olmasa şükret Ondan gelince
Düşme yeise yasa Allaha güvenince

*

Dert kalmamış âlemde faili Hakk bilince
Kötü de yok iyi de sıfat Hakkın deyince
Sen de gel gir tevhide mevcudu Hakk görünce
Dost Eminim var oldu mârifete erince
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen der-ya »

Yarabbi aşkın ver bana efendim
Hu diyeyim Allah Allah döne döne
Aşkın ile yana yana efendim
Hu diyeyim Allah Allah döne döne

Cahe düştüm Yusuf gibi efendim
Derde düştüm Allah Allah Eyyub gibi
Ağlayayım Yakub gibi efendim
Hu diyeyim Allah Allah döne döne

Mevlam koma beni bana efendim
Al gönlümü Senden yana
Müştakın olam ben sana efendim
Hu diyeyim Allah Allah döne döne

Seyyid Nizam oğlu kuldur efendim
İster güldür Allah Allah ister öldür
Aşkınla gönlümü doldur efendim
Hu diyeyim Allah Allah döne döne

alıntı
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

ÖZündeki KİM?..Resim

İzâh etmeye, söze girmeye gerek duymadım, altta üç şiirimi sundum …

KİM?.

Ezel ebed O varmış
Zaman yokmuş an varmış
Hayyum kim ki, Kayyum kim?.

Resim

Kenz-i Mahfî açılmış
Güzellikler saçılmış
Açan kim ki, saçan kim?.

Resim

Âlemleri yaratmış
Kendine ayna yapmış
Aslı kim ki, sûret kim?.

Resim

Duran yoktur evrende
Döner durur her zerre
Döndüren kim, dönen kim?.

Resim

Bȃtınında Hakk iken
Zâhirinde Halk olmuş
Mahlȗk kim ki, Hâlık kim?.

Resim

Beden vermiş Âdem’e
Göndermiş bu Âlem’e
İlâh kim ki, kulu kim?.

Resim

Bütün ef’al O’ndandır
Her an ayrı şa’ndadır
Fail kim ki, Fettah kim?.

Resim

Bir ses olup ünlemiş
Zevk duyarak dinlemiş
Diyen kim ki, duyan kim?.

Resim

Sıfatı sonsuz yerde
Görene yoktur perde
Bakan kim ki, gören kim?.

Resim

Vahiy gelmiş Nebîye
İlham vermiş Velîye
Veren kim ki, alan kim?.

Resim

Aşk için O yaratmış
Hem Mâşuk hem Âşıkmış
Mâşuk kim ki, Âşık kim?.

Resim

Hikmetsiz bir şey olmaz
Hikmeti sual olmaz
Hakîm kim ki, Alîm kim?.

Resim

Dost Emin der Bâki O
Lâ mevcude illâ HU
Sen kimsin ki “Ben !” de kim?..
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen simurg »

Çok kıymetli dostemin hocam,
ne zaman bir düşünme hali içerisinde bocalasam,
aklım karışsa, kurcalansa, herşey zor görünse,
zorlar daha zor olup gözümde büyüse,

Canlar Can'ı, Can Sultan'ı, biricik Kulihvani hocamızın
Zevk, Şiir, Yazı ve Dersleri ile de aynı istikamette OL-AN şiirleriniz de,
Biz'e klavuzluk etmekte şükürler OL-sun.

Çoğu zaman, ders niteliğindeki bir şiir,
allak bullak düşüncelerime bir sükun ulaşmasına vesile olmakta,

Rabbi Teala daimen razı olsun.

Şiir'in dilindeki yapıcı-onarıcı-yatıştırıcı-sükunet verici-islah edici etkiden olsa gerek,
birçok şeyler daha kolay anlaşılabilmete şiir anlatımı ile.
.
Lakin yukarıdaki şiiri okuyunca düşündüklerimi izah etmek isterim,
Bu tarz ifadeleri okumakta ve bazen haddimi aşmak pahasına lafzen bende kullanmaktayım.

"Bilen KİM?- Bildiren KİM?"
tarzında kendimle de bu ifadelerle konuştuğum olmakta.
Ancak sanırım ben ASL'en şahidi olmadığım bu ifadeleri kullanmak ile yalancı şahitlik etmiş olmaktayım.
Çünkü sadece söz ile bilmekte olduğum,
öyle olduğuna ise artık şüphesizce inandığım için kullanmaktayım bu ifadeleri.

İşite işite, okuya okuya, artık bu ikilemlerin yapay ve
akla izah etmeye yönelik tabirler olduğuna da tam bir kanaat içerisindeyim.

Aslolanın İllaALLAH olduğunu ve varlığın ancak O var diye ve dilediği için mevcutmuş gibi hissedildiğini bilmekteyim.

Ancak dediğim gibi, bu benim için hiç delil ve isbat ve misal asla getiremeyeceğim,
hiç şahidi olmadığım bilginin sadece bilgi olarak bende mevcut olduğunu çok iyi bilmekteyim.

Ve bu sebeple de içim çok huzursuz ve rahatsız olmakta.
"Ne biliyorsun, neyin şahidisin ki,
bu kelimeleri sahiplenmektesin"diyorum kendi kendime.

Gören de sadece kelimeler benden çıktı diye, beni birşey biliyor sanacak,
Allah muhafaza yanıltmış olacağım kendimi ve herkesi.

Ancak hep söylediğim gibi,
Bu Her fiilin Faili'nin Rabbi Teala'mız olduğunun inşaallah şu aklım ile şahidi de olacağıma dair umudum hep var.
ve ancak umudum var şimdilik.

Siz değerli büyüklerimizin hizmetlerinin feyz-ü berekatı ile inşaallah bu Bizim de nasibimiz OL-sun.

Hakikat-ı İlahi, Biz'ler için bir iman ettiğimiz menzil,
bir Saklı cennet bahçesi,
Yolunu ancak İZ İZ'leyerek ve şifreleri çözerek bulacağımız vazgeçilmez kıymette bir hedef.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin ümmeti için müjdelemiş olduğu cennet de ancak budur sanırım.

Rabbim edep yoksunluğundan muhafaza buyursun inşaallah,
Haddimi aşmış olan sözler sarf etmiş olmamayı diliyorum Rabbimden,
her daim maksadımız hayr ve iyilik ise de,
uslubumuz ve sözlerimiz kendimiz gibi kaba ve kusurlu olmuş olabilir.

İçinde bulunduğumu hissettiğim durumu arz etmeye yönelikti sözlerim.

Rabbim ebeden daimen razı ve sonsuz memnun olsun inşaallah,
en başta Canımız Kulihvani hocamızdan ve siz büyüklerimizden.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerine sonsuz salat ve selamımız olsun,
Muhabbet-i Muhammediye ile ebedi saadete Nail OL-AN bahtlı kullarından OL-alım Rabbimizin inşaallah.
Elhamdülillahirabbülalemin. İnşaallah ve Amin.
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

KEMTER

Her nimet Senden gelir lütfun keremin çoktur
Dilencinim ben Sen
in isteklerim pek çoktur
Subhanallah
tır ismin Senin eksiğin yoktur
Kulun ise bir kemter
, eksik, kusurum çoktur
Eksiğimi gider et Sen
in rahmetin çoktur
Bu kemtere yardım et yanında yüzüm yoktur


*

Eksiğin kafadadır nefis ister dünyayı
Nefsini yenmez isen bulamazsın Mevlâyı
Mecnun olup dolaşma arama sen Leylâyı
Tevhide gir Hakk
ı bul bırak hatta ukbâyı

*

Hamd ile şükür ile eyvallah dedin ise
Kalmaz hiçbir eksiklik tevhide girdin ise
Müsemma bir vücutta bir esma oldun ise
İkilikten kurtulup Bir
liğe vardın ise
Eksik meksik hiç olmaz her şey harika olur
Gönül Mevlâyı bulur aklın fikrin Hakk olur
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen der-ya »

ZEVK 1105

Merkebim hoş – mezhebim hoş, meftun olmuşem Mevlâ’ya
Sîne sahrasında Serhoş serim salmışem Mevlâ’ya
Maksad-ı Mevlâ muhabbet… mânâ : Muhammedî Maya
Zaman-mekan Can Cünbüşü, O değil – O’nda olmaya.. Muhammed

Kulihvani

23.11.1994 08:09 dr..

Merkeb: Binek, eşek. Beden.

Mezheb : Gidilen yol. İzlenen İmamın yolu.
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

ÖZ (1)

Doğdun büyüdün bir perde ördün
Özü kapattın dışını gördün
Gördüğün bildin benliğe girdin
Benlik tozuyla özünü örttün


*


Perdeyi kaldır özün parlasın
Özünü tanı
, özde aynasın
Pasları sil ki
, Cemȃl yansısın
Benliği öldür
, özün yaşasın

*


Ölmeden öl sen gözünü kapa
Topluma kanma kulağı tıka
Sahte yargılar tuzaktır sana
Özünde olan yeter insana


*


Özüne in sen, özünde Hakk var
Özün aynadır
, sûrette Hakk var
Benliği öldür kalbinde Hakk var
Dost Emin diyor
, özünde Hakk var
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

ÖZ ( 2 )

Özünden içeri bak, özünde bir ÖZ vardır
O
ÖZ'ü görmek için, kalbinde bir göz vardır
ÖZ'ünü bilirsen sen, her mevsimin bahardır
İnsan
-ı Kâmillerde ÖZ'ü gören göz vardır


Küllenmiş bile olsa herkeste bir köz vardır
ÖZünden konuşanda nice güzel söz vardır
Dost Eminim düşün sen
ÖZ'ünü göreceksin
ÖZünden içeri bak ÖZünde bir ÖZ vardır


***

ÖZümüzde ne olduğunu bilen, tevhide giren, hakikate erenlerden oluruz inşallah!..
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

NARSİST!..

“Ben kendimi beğeniyom, çok mu banal çok mu narsist
Bende her şey mevcut diyom, çok mu banal çok mu narsist
Beni sevin sayın diyom, çok mu banal çok mu narsist
Her şey egom için diyom, çok mu banal çok mu narsist!..

*

Akıllıyım hem zekiyim, çok mu banal çok mu narsist
Yakışıklı ve güzelim, çok mu banal çok mu narsist
Her bir şeyi çok biliyom, çok mu banal çok mu narsist
Aferini hak ediyom, çok mu banal çok mu narsist!..

*

Yemek hakkım içmek hakkım, çok mu banal çok mu narsist
Gezmek hakkım yatmak hakkım, çok mu banal çok mu narsist
Dünya zevki tatmak hakkım, çok mu banal çok mu narsist
Egom ile ben yaşıyom, çok mu banal çok mu narsist!..

*

Neden beni kınıyonuz, çok mu banal çok mu narsist
Ben hayvana benzemiyom, çok mu banal çok mu narsist
Hayvan böyle yapamıyo, çok mu banal çok mu narsist
Ben hayvandan ileriyim, çok mu banal çok mu narsist? ”

*

Dost Eminim bu ne haldir çoğu insan hayvan gibi
Görünse de insan gibi çoğu insan hayvan gibi
Sen onlardan uzakta dur çoğu insan hayvan gibi
Kur’ân dahi yazıyor ki çoğu insan hayvan gibi!..


***

Resim

Banal: Bayağı,sıradan., alalade, adi, pespaye.
Narsist: Kendine tapinan kişi, işi ilerletmiş megaloman. kendine aşık olmak durumunun örneği insanlar.
Narsisizm veya özseverlik, kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. Narsistik kişilik bozukluğu kendini mükemmel görmek, başkalarını düşünmemek ve başkaları tarafından yargılanmaya aşırı hassasiyet olarak tanımlanabilir. Sadece kendini düşünmek ve davranışlarının başkalarına olan etkisini umursamamak bu kişilerin en temel özellikleridir.

Resim

وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِّنَ الْجِنِّ وَالإِنسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لاَّ يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لاَّ يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَانٌ لاَّ يَسْمَعُونَ بِهَا أُوْلَئِكَ كَالأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُوْلَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
Resim---Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîran minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne): Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (A’raf 7/179)
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen simurg »

Bu şiiri doğrudan kendime aldım,
kendime yakıştırdım,
hatta pek bir memnun da oldum.
başım gözüm üzeri kabul ettim çok kıymetli dostemin hocam.
İnsanı alkışlayan, güya hayvanlığını örtmeye çalışır gibi yapıp gözüne sokan çok olduğu halde,
ikaz edip, bak aynaya gör kendini diyen neredeyse yok.
Allah razı olsun.
Birgün şifamızı da Yaratır Rabbimiz inşaallah,
ümit etmek de birşeydir der avunuruz bir süre daha.

Bakalım gerisi Allah kerim.
Saygı ve hürmetlerim ile selam ederim inşaallah.
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »


MEVSUF

Tevhid; görünen görünmeyen tüm varlığı Allah’ın Bir’liği içinde bir bütün olarak algılama, tefekkür ederek zevk içinde kendinin de o tek varlık içre bir var olduğunu keşfetmeye dayalı Bir’lik kavramını ifade etmektedir ki sen, ben, o, bu veya şu yok, sadece ve sadece “O” var demektir…
Tevhid düşüncesini özümsemek için kendini ayrı bir varlık olarak görmemek ve tanık olduğumuz her fiilin failinin, her sıfatın mevsufunun ve var oluşta sadece O’nun varlığını ( vücudunu ) görmek gerekir…
Mevsuf; nitelenmiş, nitelikleriyle belirlenmiş. (sıfat tamlamalarında) tamlanan demektir. Fenȃ mertebelerinde tevhid-i sıfat aşamasında “ Lâ mevsufe illâllah” anahtar bir anlayıştır.

İlâhî sıfatlar, zâtî ve sübutî olarak ayrılır.


Zâtî sıfatlar :
1- Vücud (Varlık)
2- Kıdem (Ezeli)
3- Bekâ (Ebedi)
4- Vahdaniyet (Bir olma )
5- Kıyam binefsihî (Varlığının Zât’ından olması )
6- Muhalefetün-lil-havâdis ( Zât’ının mahlukata benzememesi)

Sübutî sıfatlar:
İmam Eşarî’ye göre yedi tanedir.
1- Hayat
2- İlim
3- İrade
4- Kudret
5- Sem’ (işitme)
6- Basar (görme)
7- Kelâm
Maturidî Mezhebine göre sekizinci bir sıfat olarak Tekvin (Yaratma, var etme) sıfatı da mevcutdur, ancak bu sıfatı “Kudret” sıfatı içinde kabul edenler vardır.
Allah’ın bütün güzel isimleri bu sıfatlardan birine dayanır.


***

Tevhid anlayışında Allah’tan gayrı olan hiçbir şey mevcud olamaz yani “mâsivâ” yoktur…
Bu konuya uygun bir şiirimi aşağıda sunuyorum,


MÂSİVÂResim

Tek Sen varsın âlemde mâsivâ yok sen varsın
Fail Sen’sin fiilde mâsivâ yok sen varsın
Sıfatta mevsuf Sen’sin mâsivâ yok sen varsın
Tek Sen varsın âlemde mâsivâ yok sen varsın…

*

Fiilde fail Sen’sin her işi Sen yaparsın
Sonsuz esma görünür bilinen müsemmâsın
Canlı cansız mahlukta her an ayrı şandasın
Lâ faile illâllah mâsivâ yok sen varsın…

*

Başka yoktur âlemde mevsuf Sen’sin Sen varsın
Hayat, ilim, irade, kudret Sen’sin Sen varsın
Semi, basar, sıfatın kevni kelam Sen varsın
Görünen görünmeyen mâsivâ yok Sen varsın..

*

Dost Emin Sen’den gelir mahlukat yok Sen varsın
Varlık Sen’i gösterir ezel, ebed Sen varsın
Eşya göze perdedir içte dışta Sen varsın
Ârif olanlar bilir mâsivâ yok Sen varsın…

***

Bu yazıda tevhid yolunda tevhid- sıfat anlayışı ve “ Lâ mevsufe illâllah” kavramının zevki için birkaç açıklama yapılmıştır. Tasavvuf ilmi içinde bizimki bir küçük damladır. Nefsimize aldanıp da bizde bize ait ayrı bir şey olduğunu sananlardan olmayız inşallah…

MEVSUFResim

Tüm sıfat-ı sübutu insan kendinden sandı
Hayat, ilim, irade, kudret sanki ondandı
Semi, Basar ondaydı, kevni kelam sıfattı
Aklı O’na tuzaktı mevsuf olan Allah’tı


İnsan nefse aldandı akıl ermez bu işe
Gerçekten hayret bir şey şaştım kaldım bu işe…


*

Düşünsene ey insan sen kimsin ki sıfat ne
Ayrı bir varlık mısın olacak sıfat sende
Halk etti seni Hȃlık görünürsün Zȃhirde
Bȃtın, Zȃhir tek O var, tek O işler âlemde


İnsan nefse aldandı akıl ermez bu işe
Gerçekten hayret bir şey şaştım kaldım bu işe…


*

Dost Eminim biliyor, fiil, sıfat, Zât’ından
Bizde bir şey yok diyor, bizdeki de hep O’ndan
İnsanlar aldanıyor sanıyor sıfat ondan
Olmayan bir varlıkta bahsedilmez sıfattan


İnsan nefse aldandı akıl ermez bu işe
Gerçekten hayret bir şey şaştım kaldım bu işe…
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

TEKTİR “O”Resim


Tektir tektir tektir O
Çok görünen tektir O
Varlık tektir tektir O
Tektir tektir tektir O…

*

En evvelde tekti O
Bir şey yoktu tekti O
Tek O vardı tekti O
El ÂN yine tektir O…

*

“Kenz-i Mahfi” açıldı
ÂLEMlere saçıldı
Güzellikler seçildi
Kesret sanma tektir O…

*

Kendinden kendineydi
Benimle - seninleydi
Mü’minin kalbindeydi
Zȃhir olan tektir O…

*

Zȃhir Bȃtın tek O var
Her sıfatta tek O var
Âşık olmuş mâşuk var
AŞK içinde tektir O…

*

Dost Emin yine coştun
Titredin AŞKa düştün
Var olanla buluştun
Her şey Bir’dir tektir O..


Resim
Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'den hadis-i kudsi : " ALLAH celle celâluhu : " Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi istedim ve bu yüzden âlemi yarattım. " buyurmuştur. (Aclunî, Keşfu’l- Hâfâ II, 132)
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

HAYATResim


Hiçbir şey yok idi, ȃmȃ idi, tek var olan “O” idi… O’nun indinde ise her bir şey var idi, ayan-ı sabite halinde O sahib idi… Zuhura gelip bilinsinler istedi ve “Ol!” emriyle var kıldı her bir şeyi… Kenz-i mahfi açıldı ve hȃla açılır durur, güzellikler saçılır durur, görenler âşık olur, akıllar durur…

“Ol!” denince önce nur oldu ( Biz buna Muhammedin Nuru deriz..) ki bu enerji dalgası kapladı âlemleri… Bu dalgalardan mini minnacık partiküller oluştu ve sonra çeşit, çeşit özellikte, nitelikte, nicelikte atomlar var oldu… Bu atomlar duydu “Ol!” emrini de karışımlar, bileşimler oluşmaya başladı… Hareket hiç durmadı, hareketten ısı doğdu, ateşte birleşen atomlardan hava oldu uçtu gökte ve ayrı iki cins atomdan su doğdu, aktı durdu ve diğer birleşimlerden elementler oluştu, karıştı, toprak yeryüzüne yayıldı…

“Ol!” emri ile yine bu görünür âlemde canlılar oluştu ki önce tek hücreden başladı ama bölündü çoğaldılar, evrildiler, geliştiler. Peki can nasıl geldi dersen “Ol!” diyenden O’ndan geldi zirâ üflemişti ruhundan… O’nun emri ile ortamın şartları ve işleyen yasaları sonucunda cansızdan bitkiye, bitkiden hayvana, hayvandan beşere ve beşerden insana kadar bir evrim söz konusu idi..

İşte bu hayatı var eden ve daim diri olan El-Hayy diğer bir ismiyle hayat veren El-Muhyî’dir…


***

Peki gaye ne idi? Kur’ânda ne deniyor bakalım;

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
” Resim---Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn(tâ’lemûne): “Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.”
(Bakara 2/30 )

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
” Resim---İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu): Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.” (YâSîn 36/82)

Bu hayatın gayesi olan halife, İnsan-ı Kȃmildir ve o yer yüzünde zâhir olmuş Hakk’ın aynasıdır…

Hayat böylece ortaya çıktı ve halen “Ol!” dedikçe Allah, hayat sürmekte, hatta evren gibi genişleyerek sürmekte.. Evren için ikinci fazda büzüşme var diyorlar yani başlangıç noktasına geri dönüş… Şüphesiz O’ndan gedik yine O’na döneceğiz…


***

Tohumdan tohum çıkar
İlk tohum nerden çıkar

Ol demeseydi Hȃlık
Nasıl olurdu mahluk

İlk tohuma “ol!” dedi
Çiçekler meyve verdi

Tohumdan tohum geldi
Vahdete kesret dendi

İşte bunu bilenler
Kemâlâta ererler
Kemâlâta erenler
Menşe’ine dönerler…


Resim

İnd: Arapçada zaman veya mekân ismi yerine kullanılır. Hissî ve manevî mekân. Maddî ve manevî huzura delâlet eder. Nezd, huzur, yan, vakt, taraf gibi mânâlara gelir.
Âyan-ı Sabite: Tas: İlm-i İlâhide eşyanın ezelden beri sâbit olan sûret ve hakikatları. Mevcudat-ı ilmiye.
Partikül: bir fizik terimidir.bir maddenin veya enerjinin en küçük parçacığı olarak tanımlanabilir.
Menşe’: (Neş'et. den) Esas. Kök. Bir şeyin çıktığı, neş'et ettiği yer. Beslenip yetişilen yer.

El Hayy :
Resim

El Muhyî :
Resim

El Hâliku :
Resim

Resim

Meşhur “Küntü kenzen mahfî” Kudsî Hadisi..
” Resim---ALLAH celle celâluhu: “Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, mahlukatı yarattım” buyurur.
(Aclunî,Keşfu'l-hafa II, 132)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e soruluyor: “RABB’ımız, gökleri ve yeri yaratmadan önce neredeydi?

” Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “''Üstünde ve altında hava bulunmayan bir “a’m┠daydı”.'' buyuruyor.”
(İbni Mâce, Mukaddime 13)

Resim

“Ol!” emriyle:

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu): Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.” (YâSîn 36/82)

üflemişti ruhundan:

ثُمَّ سَوَّاهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِن رُّوحِهِ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ
Resim---Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne): Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?” (Secde 32/9)

halen “Ol!” dedikçe:

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin: Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır.” (Rahmân 55/29)
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

CEZBEResim


Düştüm cezbeye çıktım gezmeye
Akıl yok oldu bu hazz bitmeye
Bu zevk ruhumdan sakın gitmeye
Mâşuk kalbimde çıktım gezmeye!..

*

Bu ne duygudur eşyâ yok oldu
Her yönde O var her şey terk oldu
Aşkla titredim vuslat zevk oldu
Düştüm cezbeye keşke gitmeye!..

*

Gönül titredi gökler yer oldu
Yıldızlar çaktı her yer nur oldu
Boyandı semâ rengârenk oldu
Bu nasıl zevktir n’olur gitmeye!..

*

Dost Emin kimsin, sen neredesin
Gök yer bir olmuş hangi yerdesin
Mâşuk seninle, aşk içindesin
Düştün cezbeye bu zevk bitmeye!..
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »


İRADEResim


İrade; bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç olarak tanımlanmakta. Ezelden ebede yapan çatan Hakk’ın iradesine “küllî irade” diyoruz. Ayrıca insanın yapma yetisine de “cüz’i irade” deniyor.

Yola çıkan sȃliklerde irade kavramı hakkında çelişkili düşünceler olabiliyor. “Cüz’i irade var mı? Var ise ne kadar?” gibi…

Kendimce şöyle bir formül düşündüm; cüz’i iradenin küllî iradeye oranı yani küllî iradedeki miktarı, kişiye özel esmanın toplam esmadaki miktarı kadardır diyebiliriz…
( cüz’i irade / küllî irade = kişisel esma / toplam esma )
Bu değerin sıfıra çok yakın olduğu açıktır…

Yine formüle göre düşünürsek; topluluk olarak edilen dualarda kişisel esma miktarı artacağından cüz’i iradenin, isteğin etkinliği de artacaktır, ne kadar kalabalık kişi aynı dilekte bulunursa cüz’i irade artışa geçer yani diğer bir ifade ile sinerjik etki oluşur… Diğer yandan Allah’ın velîlerinde normal bir kişiye göre daha etkili ve fazla miktarda esma zuhura geldiğinden onların cüz’i iradesinin etkisi de normalden fazla olur… Velîyullahta mevcut etkin esmanın niteliği itibariyle cüz’i iradeleri netice verir ki biz bunlara kerâmet diyoruz… Yani bu üstün kapasiteli velîlerin duası, dileğiyle bazı istekler yerine gelir, sonuç verir… Diğer bir ifadeyle o velîler senin için Hızır aleyhi's-selâm yerindedir…


Resim

Ancak tevhid ehli için işin doğrusu şu ki; fail Allah, mevsuf Allah ve mevcud Allah olduğu için cüz’i irade de yoktur… Tek O vardır ve sadece O’nun iradesi söz konusudur…

Topraktın yani cansız, hareketsiz bir elementler yığını… “Ol!” dedi yüce Tanrı ve sen hücre, hücre çoğaldın… Sana ruhundan ruh verdi sen o ruhunla can buldun, insan oldun… O ruhtur seni canlı kılan, insan yapan, bedenin tamamen yaratıldı topraktan… Akıl verdi, idrȃkini açtı ve seni terbiye etti Rabbin… Anladın ki ben O’nun ruhuyla mücehhez bir canlıyım… Sen kendinde ve tüm yaratılmışlarda O’nu gördün, O’nu bildin tevhide girdin, varlığı “Bir” ledin… O halde idrȃki açılmamış insanlar gibi “ ben şunu yaptım, ben şuna sahibim vb.” diyebilir misin, kendini ve diğer yaratıkları Allah’tan ayrı görebilir misin? Fiili, sıfatı kendine nisbet etmek şirke düşmek olur ki en büyük günahtır…


Resim Resim

Sen senlikten çıkmadıkça
Şirk-i hafî senden gitmez
Benliğini atmadıkça
Şirk-i hafî senden gitmez…

Fail Hakk’tır bilmedikçe
Sıfatların vermedikçe
Vücud O’nun demedikçe
Şirk-i hafî senden gitmez…

Dâim zikir etmedikçe
Zannlarını silmedikçe
Tevhid ile ölmedikçe
Şirk-i hafî senden gitmez

Dost Eminim boşa demez
Fenâ bulan şirke düşmez
Ne zaman ki benlik bitmez
Şirk-i hafî senden gitmez


Resim Resim Resim

Allah bizleri benliğinden çıkmış, tevhide girmiş, hakikate ermiş, mârifete ulaşmış âriflerden etsin inşallah… O zaman sen O’dan razı O senden razı olarak cennetine buyur eder ki o cennet hem burada hem oradadır… Razı olan Bir’dir, sen senden razı ol yeter, kim olduğunu bil yeter…
Hayatı ilmiyle var eden, iradesiyle yöneten kudret O’nundur… Nisbetler farklı görünse de kesrette Vahid-i Ahad O’dur… Bir tek irade vardır o da O’nundur…


Sevgili ne isterse ben de onu isterim
İstemek ne kelime irâdem yoktur benim
İrade hep O’nundur belki de murad benim
Sevgili ne isterse ben de onu isterim…

Allah dilemez ise dileyemez bir insan
Hakkın iradesine boyun eğmektir iman
Gerçekten mü’min isen hareketin hep Hakk’tan
Mürid O’dur murad O, irade gelir O’ndan…

Mutlak küllî irade Allah’ındır Dost Emin
“Bizde bir şey yok” diyen sufîler gerçek mü’min
Tevekkülle boyun eğ Hakk sana verir elin
Müridi ol kulluk et muradı ol Rabb’inin…
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »



Resim

YOL

Yolum yol olsun yolum Hakk olsun
Can veren Hakka canım kul olsun
Benlik yok olsun her şey Bir olsun
Tevhide gir ki Hakk senle olsun...

*

Senden işleyen sâdece Hakk’tır
Benden işleyen sâdece Hakk’tır
Senden görünen sâdece Hakk’tır
Benden görünen sâdece Hakk’tır...

*

Ya Hakk nerdesin sen kalbimdesin
Yerde göktesin var olan sensin
Bȃtın bilindin hem zȃhirdesin
Hem her şeydesin hem bir tanesin...

*

Dost Emin diyor yolum Hakk olsun
Can veren Hakka canım kul olsun
Var olan O’dur benlik yok olsun
Gördüğün her şey Hakk’la var olsun...
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

BEKLEMEK…

Belirli veya belirsiz bir zaman içinde bir şeyin oluşumunu ummak, istemek, gözetlemek, sabretmek bizim için o oluşumu beklemek olarak tanımlanabilir. Bekleme esnasında arzuladığımız bir sonucun olduğunu görme isteği ve bu sonuç olursa mutlu olacağımız umudu vardır. Yaşantımızda beklentiler değişir, yenilenir ve hiç bitmeden ömür boyu sürer gider. Çünkü kendi düşüncemize göre dünyalar kurar ve o beklentilerde tatmin ve mutlu olacağımız ve hayatı anlamlı kılacağımız sanılır…

Beklentilerin çıkışındaki kaynak ve sürükleyici temel güç, insanın benliği ( nefsi, egosu vb.. ) olmaktadır. Kendini ve dışındaki her muhatabını ayrı birer varlık olarak gören insan kendini diğerlerinden üstün kılmak için düşler kurar ve beklentileri bitmez…

Çocukken oyunlarda üstün olmayı, büyüklerden aferin almayı isterdik. Öğrenciyken derslerde başarılı olmayı, öğretmenin gözüne girmeyi, sınıfları geçmeyi düşünürdük. Sonra, başkalarına göre iyi bir meslek sahibi olmayı, çokça para kazanmayı, evlenmeyi, ev almayı, çocuk sahibi olmayı, vs. türlü şeyleri hayal ederek yaşadık, yaşlandık… İyi, kötü her istediğin ya oldu, ya kısmen oldu, ya da olmadı, yaş ilerleyince gördük ki, beklentiler hiç bitmiyor, beklediğin mutluluk, bir başka hayal ile ve hep geleceğe kalıyor…

Peki neden hep beklenti içinde huzursuz, mutsuz bir ömür tüketiyoruz? Çünkü yarına çıkabileceği bile şüpheli olan insan, bu ȃlemde küçük aklıyla işlerin kendi istediği gibi olmasını diliyor ve gerçeği görmemekte ısrar ediyor da ondan…


***

Güzel dostum, gerçekten huzuru ve mutluluğu yaşamak istiyorsan; önce şöyle fikren uzaya çıkıp gökcisimlerini, dünyayı düşün, yeryüzüne in etrafındaki canlıyı cansızı gözlemle, dokümanları topla makro, mikro yaratılmışları gör ve hayretle kendine sor ki bu yaratılmış düzeni kim var etti? Kim bu işleyişi sağlıyor? Bu düzenin yaratılıp aksamadan işlemesi için aklın alamayacağı bir ilim, kudret ve irade sahibi zorunlu olarak bir “Yaratan” , ( vacibü’l- vücud ) gerekiyor… İşte o “ALLAH celle celâluhu ” dur.. Ve o Bir’dir, doğmamış, doğurmamıştır, her şey O’na muhtaçtır… Bȃtın ( görünmeyen ) ȃlemde de Zȃhir ( görünen ) bu ȃlemde de tek O vardır… Yani tanımlanan her şey O’ndandır… Bu zȃhir ȃlemde sen ve dışındaki her şey fiiliyle, sıfatıyla, varlığıyla O’ndan zuhur etmiştir… Düzen O’nun düzeniyken sen kendini ayrı sanıp kendi nefsinle düşünüp düzenleme yapmak istersen aldanırsın, mutsuz olursun… Bu rüya ȃleminde yaptıklarından tatmin olmayı beklersen yardımı, inâyeti O’ndan bekliyeceksin!..




İNÂYET OLA Resim

Huzuru dünyada kimse bulamaz
Taa ki Mevlâ’mızdan inâyet ola
Bir rüya içinde mutluluk olmaz
Ta ki Mevlâ’mızdan inâyet ola

*

Kimisi az bulur parayı pulu
Çalıp çırpmak için dener her yolu
Bulamaz yine de o mutluluğu
Açgöze Mevlâ’dan inâyet ola

*

Kimisi kusuru kadında arar
Başka bir hanıma aklını takar
Mutluluk adına eşini boşar
Şaşkına Mevlâ’dan inâyet ola…

*

Kimisi şarapla kafayı bulur
Dünyayı unutur beyni uyuşur
Geçince etkisi çok kötü olur
Sarhoşa Mevlâ’dan inâyet ola…

*

Dost Emin diyor ki huzur imanda
Muhammed dininde yani İslam’da
Başka huzur yoktur yalan dünyada
Mü’mine Mevlâ’dan inâyet ola…
Resim
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön