Seher Sırrı

Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim




:. Seher Sırrı .:



Yatma seherde Uğrarsın derde Söyle her yerde Elhamdülillâh



Derviş Yunus der ki, dünya yalandır,
Güvenme malına, malın talandır,
Seherde âşıka uyku haramdır,
Uyuma der bana; Sultân-ı enbiyâ,
Hiç yatma der sana; Sultân-ı enbiyâ



Sûfîlere göre uyku tabiat muktezâsı, maddî ve nefsânî bir şey olduğu için gaflet hâli sayılır. Çünkü uyku halinde kul Hakk'ı düşünüp zikredemez. Ama uykuya temiz bir zihin ve berrak bir kalp ile giren kimse, uykusunu gaflet kirinden kurtarmış olur. Yatarken temiz bir kalb ile kendisi ve bütün müslümanlar için tevbe ve istiğfar eden; gönül dünyasında bir kimseye zarar vermek, bir günah işlemek gibi bir düşünce bulundurmayan; abdestli olarak yatağa giren ve Allah'ı zikrederek uykuya dalan kimsenin sabaha kadar yatağı mescid, uykusu da ibadet sayılır. Böyle bir sâlik uykudan uyandığında gönülden Allah'a yönelir, düşüncesini Allah'a, dikkatini O'nun emirlerine teksif eder ve zikirle meşgul olur.

İnsan zihni, teksif ve sürekliliğin etkisindedir. Nitekim narkozla bayıltılan hastalar, adeta videoda durdurulan kaset gibi, uyudukları sırada zihinleri her ne ile meşgul ise, uyanırken onu tekrarlamaktadırlar. Nasıl uzaktan kumanda ile durdurulan videodaki kaset, tekrar çalıştırıldığı yerden devam ederse zihin ve kalp de öyledir. Bu yüzden uykuya geçiş hali çok önem arzetmektedir. Nitekim engin gönüllü Hak âşıkları der ki:
"Kendisinin mânevî durumunu merak eden kimseler, uyandığında aklına gelen ilk düşüncenin ne olduğuna baksın. Çünkü kabirden kalkış uykudaki gibi ölmeden önceki hal ile irtibatlıdır. İnsan uyuduğu sıradaki düşüncelerle uyandığı gibi, öldüğü andaki inanç ve düşüncelerle haşrolacak ve hesâbı ona göre görülecektir."



Yatma seherde / Uğrarsın derde
Söyle her yerde / Elhamdülillâh



Sâlik seherî olmalı, tanyeri ağarmadan önceki seher vaktini ganimet bilmelidir. Gecenin son üçte biri sayılan seher vaktini uykusuz geçirenlere "seherî" denir. Seherî sâlik, geceleyin kalktığı teheccüd namazından sonra bir süre istiğfâr, tevhid, zikir, tesbih ve salât ü selâm ile meşgul olur. Gece namazı ve ardından bir süre istiğfâr ve evrad ile meşguliyet senâ ve teşvik edilen önemli bir husustur. Nitekim Allah Rasûlü:
"Bir koyun sağacak kadar bir süre de olsa geceleyin kalk ve namaz kıl!" 1 Koyun sağacak kadar zaman, iki veya dört rekat namaz kılacak bir zaman olarak açıklanmıştır.

Ebû Zer anlatıyor: Allah Rasûlü'ne sordum:
"Gecenin hangi vaktinde kılınan namaz daha faziletlidir?" Buyurdu ki: "Gecenin eksilmeye başlayan yarısındaki namaz."2


Bir başka rivayette, "Gecenin son vaktinin namazına sarıl! Çünkü o, meleklerin şahidlik ettiği namazdır." 3ifâdeleriyle seher vakti kılınan namazda gece ve gündüz meleklerinin hazır bulunduğuna işaret edilmektedir.

Hadis kaynaklarının verdiği bilgiye göre Allah Rasûlü seher vakti horoz sesini duyunca kalkardı.4

Seher vakti veya tanyerinin ağarması sırasında uykunun insanı esir almasından kurtulmanın yolunu Allah Rasûlü şöyle bir benzetme ile açıklamaktadır:
"İnsan uyuduğu zaman şeytan onun boynuna üç düğüm atar. Kişi uykudan uyandığında oturup besmele çekince bu düğümlerden biri çözülür. Kalkıp abdest aldığında ikincisi, iki rekat namaz kıldığında ise üçüncüsü çözülür. Böylece kul dinç ve kalbi huzurlu sabaha çıkar. Aksi halde tenbel ve berbat bir halde güne başlar. 5

Sabah namazına kalkamayacak kadar gafletle uyuyan kimsenin kulağını şeytanın kirlettiğini 6 ifade buyuran hadis-i şerif, seher dinamizmi ve sabah zindeliğinin güneş doğmadan kalkmakta olduğuna dikkat çekmektedir.

Tâbiîn neslinin büyüklerinden ve tasavvufun ilk üstadlarından Hasan Basrî hazretlerine bir adam:
"Üstadım, geceyi sağlık içinde geçirdiğim, geceleyin kalkmayı çok arzuladığım ve hazırlık yaptığım halde bir türlü kalkamıyorum." diye dert yandı. Hasan Basrî şu cevabı verdi: "Günahların seni buna bırakmıyor. Sen gündüzün, gece ibadetine engel olacak günahlarından uzak durmaya bak! Çünkü kullar işledikleri günahlarından ötürü gece ibâdetinden mahrum bırakılırlar."


Ebu'l-Hüseyn Nûrî de şöyle der: "İşlediğim bir günah yüzünden, yedi ay süreyle gece ibâdetinden mahrum kaldım. "Bu günah hangisiydi?" diye soranlara şu karşılığı vermişti: "Ağlayan bir adam gördüm ve bu adamın riyâkâr olduğu sû-i zannına kapıldım. Sonunda böyle bir cezaya uğradım."

Yine büyüklerden birisi, kalbinin üzerine çekilen gaflet perdesi sebebiyle feyz kapısının kapandığını ve geceleri evrad ve dersini yapamadığını söyler ve derdi ki:
"Bu benim işlediğim günahımın cezasıdır."

Seher vaktinde kalkmayı zorlaştıran şeylerin başında, dünya işlerine çok kafa yormak gelmektedir. Dünya ilgisi, kalbi meşgul ettiği gibi organları da yormakta ve bitkin düşürmektedir. Midenin çok dolu olması, lüzumsuz ve boş laflarla meşguliyet ve harama dalmak, seherin sırrına gölge düşürmektedir. Şüpheli şeylerle beslenmek, haram ve günahta ısrar ise işi iyice zorlaştırmaktadır.

Gece kalkmayı kolaylaştıran şeylerin başında helâl yemek; tevbe ile istikamet üzre olmak, azab endişesi ve cennet ümidi gelmektedir.

Tasavvuf literatüründe kulun Hak ile olan gündüz vaktine muhâdese, gece vaktine de müsâmere denir. Bu vakit içinde sâlik Rabbıyla başbaşadır ve âdetâ mânen O'nunla mükâleme hâlindedir. Hak'tan onun gönlüne birtakım ilhâm ve tecellîler olmakta; gönlü bu güzelliklerle dolmakta, sâlikten de Hakk'a birtakım niyaz ve yakarışlarla duâlar yükselmektedir. Gündüzün aydınlığı sebebiyle, sâlikin Hak ile beraberliği, münâcât ve mülâkâtı keşf üzre, gecenin karanlığı sebebiyle bu mülâkât setr ve sırrîlik üzredir. Sûfîler, geceleyin meydana gelen ve müsâmere denilen muhabbet ve dostluğun, gündüz zâhir olan ve muhâdese denilen dostluktan daha mükemmel olduğuna kânîdirler.

Müsâmere aynı zamanda Allah Rasûlü ile alâkalı bir haldir. Hak Tealâ, onun kendisiyle olacağı bir vaktinin bulunmasını murâd edince, onu bir gece Mekke hareminden alıp tâ
"Kabe Kavseyn" makamına yükseltti. Hak Tealâ kendisine münâcât, sırrî bir mülâkât için, hitâb ve sözünü işittirmek amacıyla Cebrâil ve Burak'ı onun emrine tahsis etti. O şanlı peygamber, bütün bu azamet makamlarını kat'edip yüce zâtın mülâkâtıyla müşerref olunca hayret vâdisinde idrâkten âcizliğe düştü ve: "Ben, Seni senâ etmekten âcizim. Seni ancak Senin senâ ettiğin şekilde senâ ediyorum." dedi.

Bu mülâkat işte böyle bir gece vaktinde olmuştur. Çünkü gece dostların halvet vakti, yani başbaşa kalma zamanıdır. Gündüz ise kullara hizmet vaktidir. Kul ve köle statüsünde olanlar, belirlenen sınırları aşınca hizaya çekilirler. Ama sevgililer için sınır yoktur. Onlar, haddi tecavüz etti diye kınanmazlar. Çünkü dostun yaptığı dosta, sevgilinin yaptığı sevgiliye hoş gelir.


Gecenin sükût dili, dervişin sır kulağına ibâdet çoşkusu telkîn etmektedir. Seherin bereketi, bu sükût ile söylenen sırdadır...


________________________________________
Dipnotlar: 1- (Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 18-19; Zebidî, İthafu's-saâde V, 476) 2- (krş. İbn Hanbel, Müsned, V, 179) 3- (Müslim, müsafirin, 294; Nesâî, mevâkit, 35; İbn Mâce, ikâme, 148; İbn Hanbel, Müsned, III, 300, 315) 4- (bk. Buhârî, teheccüd, 7; Müslim, müsafirin, 131; Nesâî, kıyâmü'l-leyl, 8; İbn Hanbel, Müsned, VI, 110, 147, 203) 5 - (bk. Buharî, teheccüd,12; Müslim, müsafirin, 207; Ebû Dâvud, tatavvu', 17; İbn Mâce, ikâme, 174) 6- (bk. Buharî, teheccüd,13; Müslim, müsafirin, 205; Nesâî, kıyâmu'l-leyl, 5; İbn Mâce, ikâme, 174)

Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz , Altınoluk



Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Suya susuz bakmak…

SU SUSKUN değil, dalga durgun değil… Dinlenirse suyun sesi, çözülürse dalgaların dili, derinliklere inilir, yükseklere çağlanır.

Su sırlarla sarılı, dalgalar hikmetlerle dolu… Su hayat, hayat ise su gibi akıcı ve dalgalı… Bir damla su ile başladı hayatımız, dalgalana dalgalana bu hale geldik ve bir damla olarak yine toprağa düşeceğiz.

Bir damla suda ne fırtınalar kopar, ne coşkular yaşanır… Suskunluklar soluklanır, kederler derlenir, elemler devşirilir… Durmadan dalgalanır dalgalar…

Deryada damla, damlada derya saklı… Kâh olur bir damla koca deryayı yutar, kâh olur deryada kaybolur büyük bir dalga…

Dalgaların hep aynı olduğunu ve her dalganın değişmeden düz aktığını kim söyleyebilir? Deryada doğan bir dalga ne değişimlerden geçerek sahil sayfasına imzasına atarak noktalanır. Birbirine benzer fakat aynı değildir dalgalar… Her biri ayrı bir nokta koyarak farklı şekillendirir hayat sahilini… Bütün noktalar bir noktaya dolar; sonsuzluk duası… Hüznü ve coşkusu budur denizin; yükselişi göğe güneşe daha fazla yakın olma ve yansıtma çoksusu, dökülüşü ayrılık sancısıyla inleyişi…

Dalgaların dili ışığın renklerini söyler… Suyun renksizliği renklerin şarkısıdır… Şiirdir su; sessizliğin derinliğinde çağlar… Üstü ne kadar dalgalıysa, altı o kadar duru ve derindir… Nice canlının, nice bitkinin beşiğidir dalgaların altı… Yeryüzü yeşilliğinin yüzde seksene yakını denizlerin derinliklerinde olduğu düşünülürse hayatın nerede doğduğu ve yaşadığı dimağlara dökülür.

Su boğmaz dimağların sığlığı boğar. Dalgalarla yüzmeyi öğrenen dertlerle yatar, devalarla uyanır… Sabır suların sonu sahil selametlerdir… Yunuslar niye göğe sıçrar ki; duamızı duyun diye…

Kâinatın vücud âlemine yansıması ilkinde bir damla gibi olmadı mı? Damladan deryalar doğdu; yıldızlar, galaksiler raksa başladı… Hayata beşiklik etmekle güldü dünya… O derya kıyametle tekrar bir damlaya dönüşmeyecek mi? Kâinatın bütün dalgalanmaları sonsuzlukta tekrar doğma duası değil mi?

Tıpkı küçük âlem insanın büyük duası gibi… Biri okuyor diğeri âmin diyor kendi lisanıyla… Duasızlıkta boğulansa sonsuzluğu yitiriyor.

Dua damlalarla dolarsa kalp kabı, Nur denizler coşkudan taşar, hakikat renkleriyle raksa başlar, dimağlar hikmetle dolar, vicdan sükûna erer… Duadan inleyen bir kalp deryaları kurutur, damlaları deryaya dönüştürür…

Kabir sahiline vuruncaya kadar dua dalgalanmalarına devam, kâinat da kıyamet duvarına çarpıncaya dek… Soru ve sorun noktayı nerede, ne zaman koyacağımızda değil nasıl koyacağımızda.

Susuzluğumuz duasızlık… Yağmursuzluksa duanın çağlayış vakti… Yunus nidalarla inleme zamanı…

Suya susuz bakarsak dimağ denizi durgunluk ve dalgasızlıkta kokuşur, kararır kalp ummanı…

Dua suyu âleminizi doldursun, hikmet çağlayanlar kabre kadar kalbinizde eksik olmasın…

Gönlünüze damlayan bir damla olmuşsam, işte o benim duam… Ummanlar kazanmış kadar sevineceğim.

Evet, yağmurlar yağsın, yere de yüreklere de…
amin..


Resim
alıntı...

Seherin bereketi, ve sükût -SU-'yu çağrıştırdı içimde...
Bilmem ki niye...

Daim hayr üzere ve sevgiyle inşallah...
inşa eden Allah c.c..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim



Sual: Seher vaktinin önemi nedir ve nasıl hesaplanır?

CEVAP
Seher vakti gecenin son altıda biridir. Yani güneşin batışından imsak vaktine kadar olan zamanın son altıda biridir. Mesela akşam 17.30’da, imsak da 5.30’da oluyorsa, gecenin tamamı 12 saat demektir. Bunun altıda biri 2 saat eder. 5.30’dan çıkarılınca 3.30 kalır. Saat 3.30’dan saat 5.30’a kadar seher vakti demektir. Yaz ve kış bu vakit azalıp çoğalır.

Teheccüd namazını ve vitri, seher vaktinde kılmak iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan, gecenin evvelinde vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonunda uyanacağını ümit eden, vitri o zaman kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kalkmakta rahmet melekleri hazır olur.) [Müslim]

(Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Tirmizi]


(Seher vakti Allahü teâlâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, onu mağfiret edeyim. İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul edeyim.) [Müslim]


Seher vakti, dua ve istiğfarların kabul olduğu zamandır. Ramazan ayında sahur için kalkınca seher vaktinde kalkılmış olur. Bu vakitte dua etmeyi ganimet bilmelidir! Allahü teâlâ iyileri överken, (Onlar seher vaktinde istiğfar eder) buyuruyor. (Zariyat 18)


Yakub aleyhisselam, oğullarına, (Sizin için yakında [seher vakti] Rabbime istiğfar edeceğim) dedi. (Yusüf 98)



Al-i İmran suresinin 17. âyetinde, sabredenler, sadıklar, namaz kılanlar, zekat verenler ve seher vakitlerinde istiğfar edenler övülmektedir. Hepsinden sonra, istiğfar edenlerin bildirilmesi, insanın her ibadetini kusurlu görüp, daima istiğfar etmesi içindir
.

Fırsat ganimettir. Ömrü faydasız işlerle geçirmemeli, Hak teâlânın rızasına uygun şeylere sarf etmelidir! Beş vakit namazı, tadil-i erkan ile ve cemaat ile eda etmelidir! Teheccüd namazı kılmalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli, gaflet uykusuna dalmamalı, ölümü ve ahireti düşünmeli, haram olan dünya işlerinden yüz çevirip, ahiret işlerine yönelmelidir! Zaruri olan dünya kazancı ile meşgul olup, diğer vakitleri, ahireti imar etmekle meşgul olmalıdır!. (Mek.Masumiyye)


-alıntı
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
alemgir1888
Üye
Üye
Mesajlar: 40
Kayıt: 26 Nis 2009, 02:00

Mesaj gönderen alemgir1888 »

Yatma seherde / Uğrarsın derde
Söyle her yerde / Elhamdülillâh

Allah(C.C.) Razı ve Memnun olsun bu güzel konu için.

Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »


Gecenin sükût dili, dervişin sır kulağına ibâdet çoşkusu telkîn etmektedir. Seherin bereketi, bu sükût ile söylenen sırdadır...

Hepbirlikte seherin bereketi ve sırrına erişmek duası ile ALLAH hepimizden razı olsun güzel kardeşim..
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
mehrican
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 297
Kayıt: 18 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen mehrican »



Bülbüller Sazda

Bülbüller sazda
Güller niyazda
Söyler namazda
Elhamdülillah

Koşuşur herkes
Duyulur bir ses
Der ki her nefes
Elhamdülillah

Dilimde Kur'an
Virdim her zaman
Tesbihim her an
Elhamdülillah

Yatma seherde
Uğrarsın derde
Söyle her yerde
Elhamdülillah

Oldum halveti
Buldum devleti
Geçtim zulmeti
Elhamdülillah

Kalbimde iman
Gönlümde sultan
Elimde ferman
Elhamdülillah


http://www.ilahilerim.net/Ertugrul-Erki ... Sazda.html#
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mihrican_1.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
ayyildiz
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 710
Kayıt: 17 Ağu 2009, 02:00

Mesaj gönderen ayyildiz »

Resim
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim


Geceleyin yürü zira gece, sırlar rehberidir, herkes uyurken ilâhi aşk sırları, mânâ zevkleri gönle gelir. Çünkü geceleyin gönlün kapılan açılır, yapılan işler, yabancıların gözlerinden gizlenir Geceleyin, gönlümüz aşk ile, gözlerimiz ise uyku ile karışmış olduğu halde, bizim yarin güzel yüzü ile işimiz vardır, buluşmamız vardır.


Hz. Mevlâna Muhammed Celaleddin-i Rûmî (k.s.)
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

kulihvani yazdı:Resim

EMÎN OL!

Bu derûnî duyuşlarınızı ve uyuşlarınızı
RESÛL ü ALLAH İnşâallah duyulsun duasıyla..


Candan-Cânândan
Mekansız Zamandan
Harfsiz-Sözsüz BİZden yakın
İçerden gelen SIRR SESe bakın!
Kendi AT-Eşinde YUNmakta
AŞKın ARŞına SALL SEVdâsın SUNmakta..
İstivâ İLKinin Ahmedü’l Muhtarına muhabbet!
Ezel-Ebed El Emînü’l- Muhammed!
Sallallahu aleyhi Es Selâmullah!
Yâ Resûlullah!
Arz-ı Hâlimiz Bu!
Lâ Hüve İllâ Huu!..


Ubudiyyet ÇÖLünde SENi BİLmek için,
Velâyet Vâhâsında İZin BULmak için,
Resûliyyet Ravzanda-Rızanda OLmak için,
Uluhiyyet Ufkunda BİZ BİR Yaşamak için,
ANlardan OLuşAN ZamAN Zevkini sormakta cAN!
CANdan Kabı, KÂBEsindeki CÂNÂN!..

TEVHİDî Teslimiyyetin Şuyunî İstikametinde El SULTÂN cc!
Hava gibi yutan, küllî şeye MUHİT OL-AN El HANNÂN!
ÖZün Özünden de küllî şeye MERKEZ, İçe Yakîn OL-AN El MENNÂN!
KULLuluğumuzun Kabulünde KIBLendeyiz Kün fe yekûn! El FURKÂN!
“Yusebbuhu!” EMRin DUYduk – UYduk Yâ SUBHÂN!..

Şah damardan yakîn OLmakla SENle diri bu Beden!
HAKK’ta, HAKK’tan, HAKK’a, HAKK’la, HAKK gelen-giden!
NAKLi BUL-AN AKIL en diri KÂBE Kâinâtında!
Sadık-Samimi-Sabırla Muhammedü’l- Emîn Katında!
BİZ-BİR CANız Hazırında, Hasretinde, Firkatında!..

SALLa BİLdik SIRRImız Şe’eninde Şuûrunda,
SALLa BULduk Şuûrumuz Şe’eninde Nûrunda
SALLa OLduk Nûr-u Mîm’in Şe’eninde Sürûrunda
SALLa YAŞamak için “OL-AN Hakk!” Onurunda!
İle-Bile BİZ BİRiz!
El Emîn’de Emîniz!..
Duy SESimiz!..
Yâ RABB! Yâ HAKK!
Yâ Hakku’l-HALLÂK!..

Yâ ALLAHu Zü’l-CELÂLü Ve’l-İKRÂM!
CELÂL’inden İKRÂM eden MEVL’m!
Gübremizden GÜLümüzü
ÖMRümüzden ÇÖLümüzü
Muhammedî YOLumuzu
Emânda KIL Yâ MUHEYMÎN!
Ve Yâ Emînü’l- Emîn!
Yâ Hayy Amaan!
Yüce’s- SULTAN!..

İrsal Tahtın Direğinde
Birr ü Baht Mendirğinde
Habîbullah Yüreğinde
BAŞını ÖZüne eğen var!
YÜZünü yere değen var!
Naz-Niyaz Seccâdesinde
İki KÂB Kavseyn SECDESİnde
EL BAĞLAyan var! Yâ İLAHÎ!
DİL DAĞLAyan var! Yâ İLAHÎ!
CELÂL İÇİnde-Ateşinde YUNmaya!
CEMÂL’in İÇin TEVBE SUNmaya!
BİZ-BİR geldik Yâ GAFFÂR!
Yâ El CEMÎL! Yâ SETTÂR!

KAPI SENin! KÂB SENin!
Meryem SENin! Mihrâb SENin!
AY SENin! Mehtâb SENin!
İS’mız gibi Sâbi Kıl!
Nûr-u MÎM’imize Tâbi Kıl!
Koru BİZi!
SEVgimizi!...

Sırr-ı Seher Nefesiyle
Kün fe yekün Kafesiyle
Resûlullah’ın Sesiyle
Beldetü’l- EMÎN yerdeyiz
BİZ-BİRiz Seferdeyiz!
El hamdülillah!
Yâ ALLAH! Yâ Resûlullah!
Sallallahu aleyhi Es Selâmullah!

Yâ HUUUU! Yâ RAHMÂN!
Yâ MEN! Yâ DEYYÂN!..
Celle Celâlihu!..


SEHERin SIRR SESinin beldesi MUHAMMEDİNURda buluşan BİZler ALLAHu zü'l-Celâl'imize ne kadar şükretsek azdır...
cAN kardeşim meryemnur Güzel paylaşımınla çok mutlu ettin bizi ellerine sağlık.....HİZMETinde kolaylıklar dileriz...


İle-Bile-BİZ ve BİRiz!


MuhaMMedi SEHERlerde buluşmak dileğiyle...
Resim
Kullanıcı avatarı
feyz
Üye
Üye
Mesajlar: 40
Kayıt: 01 Eyl 2009, 02:00

Mesaj gönderen feyz »

Bu güzel anlatımı , bu güzel konuyu bu kadar anlaşılır, bu kadar deruni ve bu kadar tanıdık kim anlatıyor olabilir? Diye hem düşünüyor hem de bir taraftan okumaya devam eddiyorum ki.. Sonunda karşıma ALLAHcc dostlarından biri çıkıyor. "Tabii ya diyorum, başka nasıl olur bu kadar yaşanmışlık". ALLAH ondan razı olsun ve sırlarını kutsasın. Şefaatlerine bizi de nail etsin. Esselamlar olsun NURBAKİ HAKKDOST RUHANİYETİNİZE...

KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ , ŞU DÜNYA SAHNESİNDEN..
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/mzaaajf5.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

feyz yazdı: Esselamlar olsun NURBAKİ HAKKDOST RUHANİYETİNİZE...

KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ , ŞU DÜNYA SAHNESİNDEN..
Gönül Güzelliklerinin AŞKın Seli pehlivan, feyz ve diğer kardeşlerimiz hepinize derin sevgilerimi cANdan sunar ve derim ki:

Muhammedî Şuuru BİLişte Sadakatın
Muhammedî Nuru BULuşta Samimiyyetin
Muhammedî Sürurda OLuşta Sabrın
Muhammedî O-NURu YAŞAyışta Selâmetin Hasbî Hizmetçisi,
Aziz Nurbâki Hocamız RUHun Ebediyyen Şâd Olsun İnşaallah…


Resim

ZEVK 3953

Adana’daydım - Lisedeydim, İlkkez DUYmuştum İSMini
Gönül gÖZümle GÖRmüştüm, Cem’ül-Cem’de Can-CİSMini
Saf Kan Muhammedî Meşreb, Haluk Nurbâki Ebedî
DUAna UYarak DUYdum, ELlerin DİZde RESMini!...


28.12.09 11:28
ayazağa-istnbl.
Resim
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »

kulihvani yazdı:Resim


ZEVK 3379

SehERi SEV-ER-SEN Alev! Ateşe ÇEKme cANımı!
Devr-ÂNda SEYRe ÇIKARma! CevlÂNımı–HayrÂNımı
YAKacaksAN pERdemi YAK! Bırak BENi Çırılçıplak!
SIRRını SOYunsun da HAKK! ÜryÂN GÖsteR SultÂNımı!...


04.11.08 21:42
Lârâ - A N t a l Y A
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »


Resim


HAK Teala Hz. Davud'a (s.a.) şöyle buyurdu:

- Ya Davud, bir kişi beni sevdiğini iddia edip de geceleri uyuyorsa davası yalandır. Kendisi de yalancıdır.


*


Şeyh Şibli (k.s.) şöyle der:

-"Bir aşığın bin yıl ömrü olsa, o bin yıllık ömrü içinde bir gece sabaha kadar uyusa o âşığa HAK Teala'nın katında bundan büyük rezillik yoktur."

Yine o aziz şöyle şöyle demiştir:

-"Bir gece uykuya yenik düştüm. O gece uyudum. HAK Teala buyurdu:

-Ya Şibli, gözünü aç uyan. Uyuyan kişiler benden mahçup olur."


Şibli hazretleri (k.s.) bu hitabı işitir işitmez kalktı, gözlerine tuz koydu. Bundan sonra bütün ömründe gece uykusunu terketti.

Eğer gerçek talipsen sende gece uykusunu terket. Aşıklara gece uykusu haramdır.

HAK Teala'nın cemaline aşık olanlar nasıl olur da gece uykusu uyuyabilirler? Yâr ile kavuşma umudu uykuya fırsat vermez. Aşk bütün lezzetlerden kesip ehlini kederli kılar.


Eşrefoğlu RUMİ (k.s.)

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »



...devamı

Ey kardeş, eğer gece uykusunu terketmek elinden gelmiyorsa bari seher vakti uyanık ol. Seher vakti uyanık olanları HAK Teala bak nasıl övüyor:



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

"(O takva sahipleri) seherlerde ALLAH'tan mağfiret isteyen kimselerdir." (Âl-i İmrân 3/17)


HAK Teala gece ibadet edenleri seçdiğinden dolayı Habib'ine (s.a.v.) gece namazını emretti.


*

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

"(Ey Resûlüm), sana mahsus bir namaz olarak gece uykudan kalk da (Kur'an'la) gece namazı kıl" (İsrâ 17/79)

"Gerçek kulum ölümü unutmayan, gece uykusunu uyumayıp tesbihle horozları uyandırandır. Horozların çağırıp uyandırdıkları değil."


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »


Resim


Ey aziz, geceleri uyanık bulunmaya çalış. Gece tayfası üç bölüktür. Bu üç tayfa üç halle geçer. Kâfir veya müslüman bu üç halden uzak kalmaz.


Geceler kendileri için mutluluk vesilesi olan bir bölük insan vardır. Gece onlar için saadettir, herhangi bir ziyanları olmadığı gibi büyük bir devlete nail olmuşlardır. Şimdi sana onların kimler olduğunu anlatacağım.

Bunlar geceleri, gurbette kalan sevgilinin hasretiyle bekleyip gözetirler. Ehl-i gaflet güneş doğuncaya kadar uyurken, talipler uyumazlar. Etraf sakinleşip kavga ve gürültü âleminden el ayak çekilince onlar güzelce abdest alarak dost eşiğine başlarını secdeye koyarlar. Mevlâ'ya yalvarmakla meşgul olurlar. Bütün isteklerini o yüce dergaha arzederler. Bazan naz, bazan niyaz ederler, bazan yalvarıp yakarırlar, bazan da gözyaşlarını akıtarak ağlarlar. Sabah oluncaya kadar bütün işleri Mevlâ ile beraber olmaktır. Sabah olunca da halkın arasına karışıp, kendilerini hiç belli etmezler. Halktan biri gibi görünürler.

İşte bu gibiler, devlet ve saadete eriştikleri, dostun sohbetine ve alışverişine sebep olduğu için geceleri hasretle beklerle. Onlar, Mevlâ'nın sohbetine vesile olduğu için geceye âdeta âşıktırlar.



Bir diğer taife vardır ki geceler onlar için sıkıntı ve zorluktur. Gece olmasının onlar için azap ve cezalandırmalarına sebeptir. HAK Teâlâ hazretlerine karşı gece yaptıkları işlerden dolayı yüzleri karadır.

Onlar şunlardır: Gece olmasını gözetip her biri bir köşede hırsızlık eder vaya harabat hanelerde, fısk meclislerinde fasıklık ederler. Çeşitli şarkı ve türküler dinleyip nefsani zevklerle meşgul olurlar. Onlar, bu yaptıklarıyla zevk ve sefa yaptıklarını sanırlar. Halbuki bu yaptıkları canlarına mihnettir, cefadır, azaptır ve cezadır, cehennemden bir parça ateştir. Bu kişilerin kendi canlarını yakmak için ateş hazırladıklarından haberleri yoktur.



Bir tayfa daha vardır ki onlara gece ne zarar verir ne de fayda getirir. Gecenin tamamını uykuyla geçirirler. Arada uyanıp sağa sola dönerler ama hiç ALLAH'ı zikretmek akıllarına gelmez. Sanırsın ki ölüdürler. Kabirlerine uaznmış yatıyorlar. Sabah ezanıyla birlikte kalkarlar, adeta diridirler. Sanki İsrafil'in (a.s.) sûrunu işitip uyandılar. Bu tayfa gecelerini kâra çeviremediklerinden dolayı zarardadır. Geceleri gafletle geçirdikleri için ziyandadırlar.


Şimdi ey kardeş, sakın bu iki taifeden olma. Zarara uğrayanlardan olursun. HAKK'ın hışmına uğrarsın. Cehennemde türlü türlü azaba uğrarsın.

Geceleri zikir, tesbih ve tazarru ile geçirenlerden ol. Doğru cennete gidersin. Cennette tertemiz içeçeklerden içip, dostalrınla zevk ve eğlence içersinde olursun.


Kevâşi Tefsirinde naklolunur ki:

ALLAH Teâlâ'nın mümin kulları temiz bir abdestle uyduklarında onların ruhları göklere çıkar, orada secdeye varmaları emrolunur. Fakat abdestsiz yatarlarsa yine göklere yükselirler ama secdeyle emrolunmazlar."


Eşrefoğlu RUMİ (k.s.)
Müzekki'n Nüfus


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »


Resim


Acemi Taliplerin Uykusu



Şimdi bil ki Cemâlullaha aşık olanlar, yâr ile buluşmayı isteyenler sabaha kadar uyumazlar.

Arifler şöyle demişlerdir:

“Yolun başındaki talipler, gecenin üç bölümünde de uyumalı, bedenleri uykusuz kalmamalıdır. Yoksa başları ağrır, ıstırap duyarlar.”

Sadık müridler iki saat gündüz, altı saat gece olmak üzere toplam sekiz saat uymalıdır. Gece ve gündüzün uzayıp kısalmasına göre durumunu ayarlamalıdır.

Öyle zamanlar olur ki ruhla birlikte uykusuzluk ağırlık giderir. Çünkü uykusuzluk, yaratılışı gereği soğuk ve ıslaktır. Cesetten harareti ve kuruluğu gidererek cesede fayda verir. Günün üçte birinden az uyuması talibin dimağına zarar verir. Bedeni ıstıraba düşer. Mecalsiz kalır, yolu bağlanır, onun yerine gevşeklik gelir, ALLAH korusun.

Ama gönlün ünsiyet ruhu, uykunun yerini alırsa, o zaman belirtilen miktardan az uyumak zarar vermez. Çünkü ruh-i insaninin yaradılışı da soğuk ve ıslaktır. O da uykunun yerini tutabilir.

Ariflerden birine sordular:

-Gece ile aran nasıl?

Arif cevap verdi:

-Ben geceye hiç uymam. O gelir, mübarek cemalini gösterip döner gider. Onu hiç düşünmem.

Geceleri ibadet etmek ve dosta yalvarmak, cemâli müşahede eylemek içindir.

Ebû Süleyman Dârânî (k.s.) der ki:

“Geceleri uyanık olup ibadet ederler, bu ibadetlerinde öyle zevk, lezzet ve sefa bulurlar ki, ne yanları üstüne yatıp horul horul uyuyanlar, ne de sabahlara kadar âlem yapıp eğlenenler aynı zevk ve lezzete ulaşabilirler”

*

Arifler şöyle derler:

“Yâre kavuşma bir yıl sürse, uyku ile uyanıklık arasında geçen süre gibidir. Ayrılık uyku ile uyanıklık arasında geçen süre kadar olsa, bir yıl gibidir. Onun için ruhanilere ve yakîn ehline göre geceler kısadır.”

*

Ali b. Bekâr (k.s.) buyurdu:

“Kırk yıldır beni gecelerin sonunda güneşin doğması kadar hiçbir şey üzmedi.”

*

Arifler derler ki:

“Uyanıklara HAK Teala nazar eder. Onların kalplerini nurla doldurur, gönüllerine türlü türlü bereketler indirir. Sonra da onların gönüllerinden, gafillerin gönüllerine afiyet ulaşır.”



Eşrefoğlu RUMİ (k.s.)
Müzekki'n Nüfus

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim


HAK Teâlâ peygamberlerinden birine şöyle buyurdu:

Benim has kullarım şunlardır: Onlar beni sever, ben de onları severim. Onlar bana âşıktır, bende onlara âşığım. Onlar beni zikrederler, ben de onları zikrederim. Onlar bana nazar ederler, ben de onlara nazar ederim. Eğer sen de onların yolundan gidersen, seni de severim. Onların yolundan çıkarsan, sana nazar etmem.

O peygamber niyazda bulundu:

-Ya RABBi, onların alametleri nedir?

HAK Teâlâ buyurdu:

-Onlar çobanın koyu gütmesi gibi gündüz vakti gölgeleri güderler. Yavrusu bulunan kuşların yavasına âşık olduğu gibi güneşin batıp gecenin gelmesine âşıktırlar. Gcenin karanlığı gelip dostlar birbiryle yalnız kaldığında onlar benim için yüzlerini yere koyarlar, ayaklarının üzerinde ibadet ederler, bana yalvarıp yakarırlar, ayrılıktan şikayet ederek ah vah ile ağlayıp feryat ederler.

Ben onların benim için çekip katlandıklarını bilirim, şikayetlerini işitirim. Onlara ilk hediyem, NURumdan gönüllerine NUR vermektir. Şüphesiz onlar benden haberler verirler. İkinci hediyem şudur: Eğer yedi kat yer, yedi kat gök onların terazilerinde bulunsa, bunu kendilerine az görürüm.

Üçüncü hediyem şudur: Ben onlara zatımla ve bütün esma ve sıfatlarımla tecelli eylerim. Benim zatımla ve bütün esma ve sıfatımla tecelli ettiklerime verdiklerimi kimse bilemez.


*

Şeyh Şehabeddin Sühreverdi (k.s.) buyurdu:

Sadık bir mürid geceleri HAK Teâlâ’ya yalvarıp yakarmak için kalktığında onun gecesinin NURu, gündüzüne akseder. Böylece onun gündüzü, gecesizinin korumasında olur. Çünkü onun gönlü ALLAH Teâlâ’nın NURuyla aydınlanmıştır. Onlardan, gündüz ortaya çıkan bütün davranışlar, tasarruflar geceleyin kazandıkları NURların kaynağından ortaya çıkar.


Nitekim hadiste şöyle buyrulmuştur:

“Gece çok namaz kılanların yüzleri, gündüzleri güzel olur.”

(İbn Mace, İkame,174)


*

Davud peygamber (a.s.) niyaz etti:

- Yâ RABBi, geceleri kalkıp sana ibadet etmeyi severim. Acaba ne vakit kalkıp ibadet edeyim?

HAK Teâlâ buyurdu:

- Yâ Davud, gecenin başında kalkma, gecenin sonunda da kalkma. Çünkü gecenin başında kalkan kullar sonunda kalkamazlar. Sen gecenin ortasında kalk ki o vakitte kalkan kullarım seni rahatsız etmesinler. Sen benimle yalnız ol, ben de seninle olayım. O vakitte ihtiyacını arzeyle.

Bazılarına iki uyku arasında kalkmak uygundur. Onlar için doğru olan odur.

Gecenin evvelinde, yatsı namazından sonra biraz nâfile namaz kılıp zikir yapmalı, uyku bastırınca da uymalıdır. Uykudan uyanıldığı zaman da hemen kalkıp abdest almalı, on iki rekât nâfile namaz kıldıktan sonra vitir namazını kılmalıdır. Sonra da zikrullaha devam etmelidir. Ancak uyku bastırdığında namaz kılıp, zikretmekten sakınmak gerekir. Zira gafillerin ibadet ve zikrine benzer. ALLAH korusun.

Bu kitabın yazarı fakir de der ki :

Şeyhim Şeyh Hüsameddin b. Şehabeddin Ahmed b. Hüsameddin Muhammed Muhyiddin Abdülkadir-i Geylâni (k.s.) müridlerine şöyle söylerdi :

“Geceleri bir kere uyuyun, gündüzleri de bir kere yiyin. Gündüzleri de kuşlukla öğle arasında kaylule uykusu uyuyun.”

Şimdi şöyle bil:

HAKK’ı talep eden kişinin geceleri namaz kılması ALLAH’ı zikretmesi gerekir. Nitekim Resûlullah (s.a.v.)

“Gece bir koyun sağacak kadar bile olsa kalkıp ibadet edin” buyurmuştur.

(Taberani, el-Mu’cemül-Kebir, nr 787)

Bazıları bir koyun sağacak vaktin, dört rekat namaz kılacak kadar bir süre olduğunu, bazıları da iki rekat namaz kılınabilecek bir süre olduğunu beyan ettiler.

Bazıları da derler ki: HAK Teâlâ’nın,

“De ki: Ey bütün her şeyin sahibi ALLAHım! Sen mülkü dilediğine verir ve mülkü dilediğinden alırsın” (Âl-i İmrân 3/ 26) buyurması ALLAH azimüşşanın istediğine geceleri kalkıp ibadet etme kudreti verdiğine, istemediğine de vermediğine işarettir.

Şu halde bir kişi tembellik ve gevşeklik göstererek azimeti terkedip gece ibadetinden mahrum kalsa, üşenip gece namazını kılmasa, onun için hayır kapıları kapanır. O kişi yas tutup ağlasın!..



Eşrefoğlu RUMİ (k.s.)
Müzekki'n Nüfus

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »

kulihvani yazdı:
تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ

Resim---“Tetecâfâ cunûbuhum ani'l-medâcıi yed’ûne rabbehum havfen ve tamaan ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne) : Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. RABB'lerine korku ve umutla duâ ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.”
(Secde 32/16)

Yevm-Gün, Leyl-Gece ve Nehar-Gündüz CeM’idir.
24 saatin İÇinde Zikr-i Dâim oluş İBÂDETi Yayış..


Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki kişiye RABB’iniz şaştı; ev halkı içinden (gece) kalkıp namaza yönelene, savaşta yenilen, yine savaşan ve şehîd olana!..” buyurmuştur.
(Ebu Dâvud)

Ve geceler, sessiz, ıssız ve sâkin..
Sâdece kalb atışını duyuşlar ve VİRDÎ ZİKRe UYuşlar..
Tenhâda HaKK’a teheccüdler..


Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cennetteki şeffaf köşkler şu kimselere: tatlı konuşana, yemek yedirene, oruca devâm edene, gece namazına devâm edene...” buyurmuştur.
(Tirmizî)

وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ

Resim---“Ve kâle rabbukumud’ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an ibâdetî seyedhulûne cehenneme dâhırîn(dâhırîne) : RABB'iniz dedi ki: "Bana duâ edin, size icâbet edeyim. Doğrusu Bana ibâdet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir." (Mü’min 40/60)


*
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1305

Put gib sûrette kalma! AŞKın ÖZündeki DUYu
Her yerde OL-ANı arama! Yuusufun yeri bu kuyu
NUR DİLEyen VARın yaksın! Gönlün hâli kılan Halil!
Seher Seyri KUL İhvanî! Aç gÖZün terk et uykuyu…


12. 12. 96 19:30


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim


Şimdi ey aziz, Resûlullah’ın (s.a.v.) halinden daha yüksek bir hâlde bulunmak mümkün değildir. Resûlullah’ın (s.a.v.) gece kalkıp namaz kılmaktan mübarek ayakları şişerdi.


Hasan-ı Basrî’ye (k.s.) biri sordu:

- Geceleri namaza kalkmaya niyet ediyorum. Fakat bir türlü başaramıyorum, hikmeti nedir?

Hasan-ı Basrî (k.s.),

- Gece kalkıp abdest alıp namaz kılmaya günahların seni bırakmıyor, buyurdu.


Şimdi kul için gerekli olan gündüz günah işlemekten korunmaktır. Gündüz günahtan sakınan, gece namazını kılmayı başarır.


Birçok salih insan, geceyi ibadetle geçirip sabahlara kadar ibadet eder, hiç uyumazlar.

Hatta tâbiînden kırk kişinin yatsı namazının abdesti ile sabah namazı kıldığı rivayet edilmiştir.


Kişinin sabaha kadar uyanık durmaya gücü yetmiyorsa, gecenin üçte birini ibadetle geçirmesi müstehaptır. Müstehabın en azı da gecenin son üçte birini ihya edip, son üçte birinde uyuyup, gün ağarmadan uyanmaktır. Uyumanın birkaç yolunu gösterdim. İsteyen istediğini tercih eder.


Yukarıda beyan edilen hadis ve ayetlerden, azizlerin sözlerinden anlaşılan, sabaha kadar yatıp uymaya izin yoktur. Sabaha kadar yatıp uyumak hatadır.


Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) yanında sabaha kadar uyuyan bir kişiden bahsedildi. Resûlullah (s.a.v.) o kişi hakkında,

“Sabaha kadar uykudan kalkmadan uyuyan o kişinin kulağına şeytan gelip bevletmiştir” buyurdu.

(Buhari, Teheccüd,13)

Mesâbih Şerhi’nde bu hadis-i şerifin yorumunda, kulağa bevletmekten muradın, şeytanın, kişiye galebe çalması, onunla oynaması olduğu beyan edilmiştir.

Bazıları ise şeytanın gerçekten kişinin kulağına bevlettiğini beyan etmişlerdir.

Fakat Hitabî (k.s.) der ki:

“Bu bir benzetmedir. Resûlullah (s.a.v.), bu sözü söylerken geceleri sabahlara kadar uyuyup sabah namazına kalkmayanların, kulaklarında idrar varmış gibi işitmediklerini ve bedenlerine bir ağırlığın çöktüğünü belirtmek istemiştir. Bevletmenin kulağın duymasını engellediği misal olarak verilmiştir.”


Hâfız (k.s.) şöyle dedi:

- Gece namazını terkedenlerin biri şöyle rüya görmüş. Kara bir şahıs geldi. Ayağı ile üstüme basıp kulağıma bevletti.


Hasan-ı Basrî (k.s.) der ki:

“Geceleri sabahlara kadar uyuyanlar, kalkıp namaz kılmayı ve ALLAH’ın zikrini terkedenler, sabahleyin parmaklarını kulaklarına sokarlarsa idrarının kokusunu duyarlar.”


Bazıları da demişlerdir ki:

Resûlullah’ın (s.a.v.), “Şeytan onların kulaklarına bevleder” sözünden muradı şudur:

Şeytan onların kulaklarını bâtıl sözlerle doldurur, HAKKî işitmezler.



Eşrefoğlu RUMİ (k.s.)
Müzekki'n Nüfus
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »

nur_umim yazdı:
İBRİHİM DUSUKÎ (ks) den ÖĞÜTLER..

Seher Vakti

Kim seher vakitlerinde kalkar ve istiğfara devam ederse, ALLAH ona bütün nur pencerelerini açar, yakınlık (kurbiyet) âleminden kendisine mânevî lezzetler tattırır, kalbinde mânâ âlemine ait güneşler ve aylar doğar.

Ey gönlümün yavrusu! Sana söylediklerimi yap ki, kurtulanlardan olasın.


http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 70&start=0
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »


Resim


TALİPLERİN UYANDIĞINDA YAPMASI GEREKENLER

Uykudan uyanan talibin ilk yapacağı iş bâtınını HAK Teâlâ'ya yönlendirmek, fikrini ALLAH'ın emirlerine sarfetmek, ALLAH'tan başkasını düşünmeden, dilini ALLAH'ın zikriyle meşgul etmektir.

Sadık müridler, küçük çocuk gibi olmalıdır. Çocuklar bir şeye istekli olarak uyurlarsa uyandıklarında tekrar aynı şeyi isterler. Talip de küçük çocuk gibi muhabbet ettiği şey üzerine uyanıp ayağa kalkmalıdır.

Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurur:

"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz."

(Müslim, Cennet 83)

Sadık müridler uyandıkları zaman maksatlarının ne olduğuna dikkat etmelidir. Çünkü kıyamet günü de kabirden maksadı ve muradı neyse ona göre kalkacaktır. Eğer müridin maksadı ALLAH ise hoştur, derdi başka bir şeyse durum zordur. ALLAH korusun. Zira kul uyandığı zaman onun bâtını yaratılışındaki temizlik üzerine uyanır. Şu halde HAKK'ı talep edenlerin bâtınları ALLAH'tan başka bir şeyle meşgul etmemeleri gerekir ki yaratılışın NURu kendilerinden gitmesin.

Talip uykusundan uyanınca ALLAH'ın zikri üzerine uyanmalıdır. Bâtınını ALLAH tarafına yöneltmelidir. O yöne kaçmalı, başka şeylerin zikrinden korkmalıdır. Bâtınını ALLAH'ın zikrine yönlendirenlere RABBânî NURlar gelir, içini temizler. Ondan sonra da ilâhî kokular, esintiler bâtınında meydana gelir.

Tâlibin üzerine ilâhî marifetler dökülerek uyandığında şu duayı okuması uygundur:

"Şükür ve övgü, öldükten sonra bizi dirilten, ruhlarımızı bize geri veren ALLAH'a mahsustur. Öldükten sonra tekrar diriltmek ve mahşerde toplayıp hesaba çekmek ancak O'na aittir."

Sonra kalkıp hemen abdest almalı, gecenin son kısmına kadar namaz ve zikirle meşgul olmalıdır. Sonra yine abdest alıp sabah namazına kadar birkaç rekât daha namaz kılmalıdır...


Eşrefoğlu RUMİ (k.s.)
Müzekki'n Nüfus
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen Ahmed »

Resim

Teheccüd namazı, geceleyin bir miktar uyuduktan sonra kılınır. Uyumadan kılınan namaz teheccüd olmaz.
Teheccüdün en güzel şekli önce iki rekat tahiyyetül-vudü kılınır.
Bu iki rekatın ikisinde Fatiha’dan sonra Nisa suresinin 64. Ayeti ikincisinde yine Nisa suresinin 110. Ayeti okunur.
Sonra ilkinde Ayetel kürsü ikincisinde Amenerrasulü okunan iki rekat namaz daha kılınır.
Sonra da ikişer rekat olmak üzere on iki rekata tamamlanır.
Teheccüd sekiz rekat kılınabileceği gibi yirmi, otuz, kırk, elli, rekata kadar kılınabilir.

Teheccüd namazını adab ve erkana riayet ederek kılana Allah Teala beşi dünyada, dördü ahirette olmak üzere dokuz ikramda bulunacaktır.
Dünyadakiler, afetlerden korumak, kıldığı namazın eserinin yüzde görülme, salih kulların muhabbetine nail olmak, sadır olması ve iffet duygusudur.
Ahirettekiler ise yüz aklığı, hesap kolaylığı, sıratı rahat geçmek, kitabının sağ elden verilmesi gibidir.

Kaynak: Camiaul Fazail ve Kamilir Rezail - Aziz Mahmud Hüdayi

Cenab-ı ALLAH'tan TEHECCÜD VE SEHER VAKTİ ZEVKİ İÇİN MUHAMMEDİNUR AİLEMİZE HER DAİM YARDIM ETMESİNİ DİLERİM!
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »



Güzel duanıza cân-ı gönülden âmin sevgili kardeşim,
Mevlâm Habibi Kibriya Efendimizin (s.a.v.) NUR yolunu adım adım izlememizde yardımcımız olsun,
BİZleri her AN gayret üzere kılıp inayetini, Sevgili Efendimizin (s.a.v.) şefaatini ve Dostlarının himmetini nasip eylesin inşALLAH..

sevgilerimle..


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Seher Sırrı

Mesaj gönderen meryemnur »

nur_umim yazdı:
Seher Vakti


Ey evlâtlarım!
Sizden birisi ganimetlerin dağıtıldığı, hazinelerin açıldığı, ilimlerin neşredildiği, işaretlerin çözüldüğü, HAYY ve KAYYÛM olan ALLAH’ın tecellî ettiği seher vaktinde uyuduğu halde bu yolun müridi olduğunu nasıl iddia edebilir?
Sizler bu yalan davadan utanmıyor musunuz?.
Gayretleriniz ölmüş ve enerjinizi boş şeylere harcıyorsunuz.
ALLAH bütün evlâtlarıma felâh yolunu göstersin. Âmin!.
Zühd, kulun bütün işleri terk etmesi değildir.
Zühd, kulun işini ve sanatını icra ederken kalbinin onlardan uzak tutması, o işle kalbi arasına perde çekmesi, daima zikir ve tefekkür içerisinde olması, ALLAH’ın sanatındaki hârikaları görmesi, cihâd etmesi ve râbıtalı bulunması demektir.

Ey gönlümün yavruları!
ALLAH’a yemin ederim ki, sizden kim sadâkat sâhibi olur ve ihlasa sarılırsa dokunduğu her şeyden hikmet fışkırır ve bu dünyâda büyük mânevi zevklere erer.

Ey evlâtlarım!
Bu dünyâ, tedbir ve temkin ehli olan ALLAH dostlarının gözünde boş bir kap gibidir.
Tedbir ve temkin ehli ALLAH dostlarından bir kısmı kutuplara gider, bir kısım kutuplar da kendilerine gelir.
Evlâtlarım arasında sevdiklerim her an bir derece yükselenlerdir.
Böyle evlâtlarımızı gördüğümüzde gözlerimiz nurlanır.
İşte onlardan istifâde de edilir.

Resim


İBRİHİM DUSUKÎ (ks) den ÖĞÜTLER..


http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 70&start=0



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön