ölçü-yorum / tartı-yorum

Cevapla
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

ölçü-yorum / tartı-yorum

Mesaj gönderen gullale »

ölçü-yorum / tartı-yorum
ResimYaşadığım OL-ANda her şey bir şey düşündürüyor. Düşündüklerimin süzgeci RABBim... RABBimin dedikleri, yaşattıkları, sundukları bana ayırıcı, eleyici oluyor. Dallanıp budaklandıkça düşünceler ANA başlıklar altında toplanıveriyor sağanak yağmurda insanların toplandığı çatı altı, ağaç altı gibi...

Şimdi ağaç altı dedim ya işte benimki düşünüyor "şecere"yi. Kurân-ı Kerîm'de dikkatle bakıp anlamamız gerekn bir şecere tanımı var. O kadar önemli ki. Âdem aleyhi's-selâm'ın şecereye yaklaşmasıyla başlayan "inin yere" hitâbı, ileriki âyetlerde tevbe edenlerin Cennete girecekleri müjdesiyle kapanıyor. Âdem'in yaptığı tevbe kabul edilmişti de RABBi onu unutmamıştı, unutulanlardan arda kalanlardan olmamıştı. Bu tevbeden başka bir tevbe daha var ki tevbe-i nasuh denmekte bunu yapabildiğimizde ise Cennet'ten ayrılmamıza vesîle olan şecereye yaklaşmamız husûsundaki yanlışımızı düzeltecek bizi yeniden konduğumuz yere döndürecek...

Asıl anlatmak istediğim düşüncem ölçmek tartmak üzerineydi. Uzun zamandan beri bunu düşünüyorum. Ne kadar çok yaptığımız bir iş... Hem de artık otomatiğe bağlanmış durumda. Bir insanı ya da bir olayı gördük ölçüldü tartıldı hesabı kapandı? Olumlu ya da olumsuz bir etiket yapıştırıldı. Beynimiz sâbitlendi o etiketle ve ölçme tartmanın sonucunda etiketlenen ne o insan ne de o olay oldu beynimizi etiketledik. Etrafını demir parmaklıklarla çevirdik, hapsettik. Çıkışımız için okkalı bir başka tecrübeye ihtiyacımız var.

Tartımızı sağlam tutmadığımızda, kilo kilo stoklamış önyargılarımızı depolamaktayız bilincimize, bu da bizim derinliklere inmemize engel teşkil etmekte, sığda kalmamıza neden olmakta, üstelik hareket sahamızı engellediğimiz için kokuşmaya başlamakta. Yaşam renkliliğimiz siyah-beyaz arasında, iyi-kötü arasında körelmekte, durgunlaşmakta... Körü körüne bir hayat sürüp, güdülendiğimiz günlük işler, rızık telaşı içinde son nefese koşmaktayız. Aldığımız nefesi veremediğimiz noktada
"ölüm bana da mı vardı?" şaşkınlığı içinde heder olup gideceğiz hem bu dünyâyı hem âhiretin muhteşem dizaynına vâkıf olamadan.

Bu cümlede yine düşünüyor beynim. Kulihvâni büyüğümüzün sözü flaş manşet olarak bilincimin tam ortasında yanıp sönüyor. BURA-ORA YOKtur! Hmmmm... Yâni bu dünya-Âhiret olarak ayıran yine bizim bu meşhur ölçüp biçmelerimizin eseri. Serbest bıraksak, "ölçü ve tartı HAKKa âittir" desek, arkamıza rahatça yaslansak ta şu AT gözlüklerini çıkarsak gözlerimizden. Açımızı genişletsek te bu sözün içerdiği mânâyı ÂNlasak ya. ORA-BURA YOKsa benim AKLım Mekân üstüne Mekân beğenmekte, Zaman şartına bağlamakta Sebeb-Sonuc ilişkisi kurmakta ve sırtında YÜKleriyle ha bire taşınmakta...

Bu ölçü ve tartı âyetleri insanı derleyip toplayıp ÖZetleyen ve dermânının nerede olduğunu açık seçik olarak gösteren âyetler. Bunun gibi belli başlı âyetler var. Farkındalıkla okusak işinin USTAsı olan bir Doktor, bir Mühendis bir Aşçı bir Öğretmen gibi
"sorunu kaynağında tesbit ederek çözüm yollarını gösteren" açıklamaları anlayacağız, bize kalan alıp ta veremediğimiz son nefese vardığımızda "DİRİyiz dâim ÖLmeyiz, Çürüyüp toprak olmayız, Karanlıkta da kalmayız, Bize Leyl u Nehar olmaz" diyen USTAlarımızla bir ağız Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz'in mubârek ELini öperek ORA bilincine vâsıl oluruz in şâe ALLAH!

Konuyu dağıtmadan düşündüklerimi anlatabildiysem şükredeceğim.

MuhaMMedî MuhaBBetlerimle...


وَيَا قَوْمِ أَوْفُواْ الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ وَلاَ تَبْخَسُواْ النَّاسَ أَشْيَاءهُمْ وَلاَ تَعْثَوْاْ فِي الأَرْضِ مُفْسِدِينَ


Ve yâ kavmi evfûl mikyâle vel mîzâne bil kıstı ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne): Ey kavmim, ölçeği ve teraziyi tam dengi dengine tutun. İnsanların eşyasına densizlik etmeyin ve yeryüzünde bozgunculuk ederek fenalık yapmayın!
(HÛD 11/85)


وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ قَدْ جَاءتْكُم بَيِّنَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَوْفُواْ الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ وَلاَ تَبْخَسُواْ النَّاسَ أَشْيَاءهُمْ وَلاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ بَعْدَ إِصْلاَحِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Ve ilâ medyene ehâhum şuaybâ kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu kad câetkum beyyinetun min rabbikum fe evfûl keyle vel mîzâne ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ tufsidû fîl ardı ba’de ıslahıhâ zâlikum hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne):
Medyen kavmine de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik: «Ey kavmim ALLAH'a kulluk edin, O'ndan başka hiçbir tanrınız yoktur. İşte size RABBinizden açık bir delil geldi; artık ölçeği ve teraziyi tam tutun, insanların eşyasına haksızlık etmeyin, yeryüzünde, düzen sağlandıktan sonra, yine bozgunculuk etmeyin! Eğer bana inanırsanız bu söylediklerim sizin için hayırlıdır.
(Araf 7/85)


وَأَوْفُوا الْكَيْلَ إِذا كِلْتُمْ وَزِنُواْ بِالقِسْطَاسِ الْمُسْتَقِيمِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً


Ve evfûl keyle izâ kiltum vezinû bil kıstâsil mustekîm(mustekîmi), zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen): Ölçtüğünüz vakit tam ve doğru terazi ile tartın; bu hem hayırlı, hem de sonuç bakımından daha güzeldir.
(İSRA 17/35)
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: ölçü-yorum / tartı-yorum

Mesaj gönderen simurg »

gullale yazdı:ORA-BURA YOKsa benim AKLım Mekân üstüne Mekân beğenmekte, Zaman şartına bağlamakta Sebeb-Sonuc ilişkisi kurmakta ve sırtında YÜKleriyle ha bire taşınmakta...


Hem öyle güzel açıklamışsın ki Güllale CAN'ım düşünmelerden düşünmeye sürüklendi aklım ve kalbim.

Kaç kere okudum yeniden düşündüm bilemiyorum.

Daha çook ta düşünmem gerekiyor. bu izahlar bana ulaştı çünkü.

şimdi hazm etmeye gayret etmek gerekiyor. olacak inşaallah.

Benim zavallılığı artık ispatlanmış aklım da bir türlü ne yer, ne zaman beğenemeyenlerden,
Nasıl bir tartı ile tartıyorsa artık,hep kendini önemli olan kefeye bindiriyor.

bakalım onu nasıl ikna edebileceğim,

"ORA-BURA YOK. YOOK!"


Allah razı olsun sevgi ve muhabbetlerimle teşekkür ederim.
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön