Münir Derman (k.s) Sohbetleri » SOHBET - 45

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Münir Derman (k.s) Sohbetleri » SOHBET - 45

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SU…

Şirk koşmaktan daha elimdir bu, şirk koşmakla ALLAHa bir şey yapamazsın.
Emirlerini yapmazsan ALLAHa üzüntü vermiş olursun.
Halbu ki Cenâb-ı Hakk sana nimet rızk sıhhat, mal mülk veriyor, akıl veriyor bunlara hıyânet etmiş olursun
Evladın sana hücum etse, iyilik ve hayır yolundaki dileklerini yapmasa büyük bir üzüntüye düşersin. Hakkın üzüntüsünün milyarlarda biridir bu üzüntü.
Hakiki saâdet ve hayrın, ebedi rahatlık, Hakkın emirlerini yerine getirmekle elde edilir.
“Bak vakıt kaybettik, zaman geçti!” demeyiniz!. İslamda tövbe kapıları dâima açıktır. Hakkın en büyük nimet olarak yarattığı ve her şeyi ondan halk ettiği içtiğimiz SU, aynı zamanda insanoğlunun ben, benimle abdest alsın diye bekliyor. Aklınızı toplayın ahir zamandayız!.
Hakka bir adım yaklaşana Hakk on adım yaklaşacağını bir Hadis-i Kudsîde va’z etmiştir.

Abdest almak sorarsan SUya SU şunu söyler sana: “Hakk beni yarattı, benden de her şeyi yarattı. Ben siz hayat olmaz! Ne olur kul benimle abdest alsın, benimle beni yaratana doğru dursun! Ben de Hakkın huzurunda ifthar edeyim!” der. Abdestin SU tarafından târifi böyledir.

Bir Salih kul onun ne kıymeti vardır ondan biraz bahsedeceğim.
Bir Salih kul bir mahalleye gelecek bütün afeti önler.
Bir velî bir diyarda bulunursa oranın her türlü afattan masun kalacağı bildirilmiştir. Her zehrin bir panzehiri vardır.
Kıyamete kadar her Musanın bir Firavunu, her Firavunun karşısında bir Musa vardır. ALLAH ve Resûl yolunda bulunan bir mü’min bir mahallede bir cemiyette bulunursa, kendinin bilmediği ve haberi olmadığı halde ne büyük iş yaptığını kimse bilemez, kendisi dahi.. Herkes uyurken kıyamda secdeye kapanmış bir mü’minin ne büyük bir iyilik ve iş yaptığının kimse farkında değildir.
Gece yarısı: “Lâ ilâhe illâ ALLAH!” diyen bir insanın bu haykırışı, bütün dünyaya faydası vardır.
Haşyetullahdan secdede gece vaktı gözünden yaş gelen bir mü’minin yaptığı işin beşeriyet için faydasını anlayacak çok az insan varıdr bu dünya içinde.
Dâima abdestli bulunan bir mü’minin cemiyette diğer küfr içinde bulunan sapmış insanlara ne büyük iyilik yaptığını anlamak her insana nasib değildir.
ALLAHın kullarının ibâdetine ihtiyacı yoktur.
Onlara, küfr içinde bulunanlara, sapmışlara rahmetini böyle bir vasıtayla gönderir. Mahluk kendi fiilini ALLAHu TeÂLÂnın yaptığını bilemez.
Çünkü kendinden çıkan fiilleri ALLAHın yaptığını bilirse görürse vücudu dayanamaz erir. Bunun için Cenâb-ı Hakk vâsıtalar halketmiştir.
Melekler safi nurdan yaratılmış oldukları için buna dayanır. Toprak unsuru onlarda yoktur. Meleklerden başkasında bu hususîyet bulunmaz.
ALLAH keşf nasib ederse o zaman göreceksiniz ki hiçbir mekan yoktur ki Melek bulunmasın. Melekleri hicâbda, arşta, onun üsütünde, altında, cennette, cehennemde, gökte ve yerde de, denizlerde de, mağaralarda da her yerde görürsün.
İşte Melekler dâima mahlukat ile ALLAHın arasına girdiği için Meleklere iman farz oldu. Daha ileri gidersek akıllar dayanamaz!.
Küfr içinde bulunanlara, hakiki mü’min tarafından habersiz rahmet Cenâb-ı ALLAH tarafından böyle gelir.

Onun için Cenâb-ı ALLAH zengine para verir, zengin de onu zekat olarak fakire yardım ederse o zenginin gözlerinde Cenâb-ı ALLAH el Basîr esmasıyla tecelli eder ve memnun ve mesrur olur.
“Lâ ilâhe illâ ALLAH!” “ALLAH!” diyen kalmayınca ALLAH kıyameti koparır.
Bu günkü dünyada hakiki velînin, bir kıtayı her türlü afattan kurtardığını ancak velî olan bilir.
Bu kulları kimse bilemez. Hakkın perdesi altında gizlidir hadis-i kudsîdir.
hakiki âlim bir velînin dünyadan çekilişi, bir kavmin mahvolmasından daha büyük bir kayıptır.
Bir küfür diyarında gece namazı kılıp gözyaşı döken hakiki bir kul, Resûl-i Ekremin vazifesini deruhde etmiştir.
Cuma namazı kılınan bir diyarda oranın seyyiatı hemen yok olur.
Gür bir sesle okunan ve gözyaşıyla süslenen bir sabah ezanı bütün o memleketi temizler. Şirk içinde hayır, hayrın içinde şirk gizlidir.
Ramazandan başka günlerde oruçlu bir kimse, bulunduğu mıntıkanın rızık ve bereketini haberi olmadan çoğalması için Hakka dua etmiş olur.
Gök kubbesi böyle insanların hürmetine duruyor, yoksa sonu gelir.. hadis-i şerif..

Hacc sûresinde ALLAH bazı insanların şerrini diğer bazısı ile def’ etmeseydi, içlerinde “ALLAH” adı çok anılan manastırlar, havralar, kiliseler, mescidler muhakkak yıkılır giderdi.
Bu âyet-i kerime çok büyük bir hakikatı haykırmakta ve bildirmektedir, kimse bunun farkında değildir…


Resim

Masun: Korunan, mahfuz, emin, muhafaza olunan. * Sâlim, sağlam.
Vâsıta: İki şeyi birbirine ulaştıran. * Aracı. Arada bulunan. Vasıtalık eden.
Unsur: Kimyevî maddeden her biri. Mürekkeb cisimlerde bulunan basit maddelerin her birisi. * Umumdan ayrilân kısım. * Tam olan şeyin her bir parçaları. * Madde, esas, kök. Element.
Deruhde: f. Üstüne almak. Kendini vazifeli bilmek. * Üzerine alınan iş.



Resim

Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem: “ALLAH celle celâluhu: "Bana bir adım yaklaşana, ben iki adım yaklaşırım" buyurdu.
(Buhârî Tevhid, 15, 50; Müslim, Zikr, 20, 21, 22; Tirmizî, Deavât, 131)

Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem: “ ALLAH celle celâluhu: "Kulum bana bir karış yaklaştığı zaman, Ben onu bir arşın yaklaşırım; O Bana bir arşın yaklaşınca Ben ona bir kulaç yaklaşırım; O bana yürüyerek geldiği zaman, Ben ona koşarak varırım." buyurdu.
(Buharî, Tevhid 50; Müslim, Zikir 2,3 20-22)

“Lâ ilâhe illâ ALLAH!” diyen:

Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem: "İmanınızı dâima 'Lâilâhe illâllah! ile yenileyin" buyurmuştur.
(İ. Ahmed, Müsned, 2/359.)

“ALLAH!” diyen kalmayınca ALLAH kıyameti koparır:


ـ5037 ـ4ـ وعن أنس رَضِيَ اللَّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللَّهِ #: َ تَقُومُ السَّاعَةُ عَلى أحَدٍ يَقولُ: اللَّهُ اللَّهُ[. أخرجه مسلم، وهذا لفظه، والترمذي
Enes radıyALLAHu anh anlatıyor: "Resûlullah sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdular ki:
"Kıyamet ALLAH ALLAH diyen bir kimsenin üzerine kopmayacaktır."
(Müslim, İman 234, (148); Tirmizî, Fiten 35, (2208)

Hadisin bir başka veçhinde: "Yeryüzünde ALLAH ALLAH diyen kaldıkça kıyamet kopmaz" buyrulmuştur.

Resim

ve her şeyi ondan halkettiği içtiğimiz SU:

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
“E ve lem yerellezîne keferû ennes semâvâti vel arda kânetâ retkan fe fetaknâhuma, ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy(hayyin), e fe lâ yu’minûn(yu’minûne): O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?” (Enbiyâ, 21/30)

وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِن مَّاء فَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى بَطْنِهِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى رِجْلَيْنِ وَمِنْهُم مَّن يَمْشِي عَلَى أَرْبَعٍ يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاء إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Vallâhu halaka kulle dâbbetin min mâin, fe minhum men yemşî alâ batnih(batnihi) ve minhum men yemşî alâ ricleyn(ricleyni) ve minhum men yemşî alâ erba’(erbain), yahlukullâhu mâ yeşâu, innellâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun): ALLAH, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... ALLAH dilediğini yaratır; şüphesiz ALLAH her şeye kadirdir.” (Nur, 24/45)

الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِن دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ إِلَّا أَن يَقُولُوا رَبُّنَا اللَّهُ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لَّهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ فِيهَا اسْمُ اللَّهِ كَثِيرًا وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ
“Ellezîne uhricû min diyârihim bi gayri hakkın illâ en yekûlû rabbunallâh(rabbunallâhu), ve lev lâ def’ullâhin nâse ba’dahum bi ba’dın lehuddimet savâmıu ve biyaun ve salavâtun ve mesâcidu yuzkeru fîhesmullâhi kesîrâ(kesîran), ve le yansurennallâhu men yansuruh(yansuruhu), innallâhe le kaviyyun azîz(azîzun): Onlar, başka değil, sırf "Rabbimiz ALLAH'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer ALLAH, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, içlerinde ALLAH'ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. ALLAH, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak sûrette yardım eder. Hiç şüphesiz ALLAH, güçlüdür, galiptir.” (Hacc 22/40)
Resim
Cevapla

“SOHBET - 45” sayfasına dön