----KURÂN-ı KERÎM'in RESMÎ sıralamasına göre---
•19. Hz. Zülkifl: ذَا الْكِفْل aleyhi's-selâm....
.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...
ALLAHu Zü'l-Celâl'imizin İZni ve İNAYETi ile RABB'ül Âleminimiz SÖZünü, RESÛLALLAH SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimizin SESinden buyuruyor:
وَإِسْمَاعِيلَ وَإِدْرِيسَ وَذَا الْكِفْلِ كُلٌّ مِّنَ الصَّابِرِينَ
---''Ve ismaile ve idrise ve zelkifl, kullum mines sabirîn.:İsmail, İdris ve Zülkifl'i de (hatırla). Onların hepsi de sabredenlerdendi.’’
(ENBİYÂ suresi 85. ayet) (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ وَكُلٌّ مِّنْ الْأَخْيَارِ
---''Vezkur ismâîle velyesea ve zel kifl(kifli), ve kullun minel ahyâr(ahyâri) .: İsmail'i, Elyasa'yı, Zü'l-Kifl'i de an. Hepsi de en hayırlı kimselerdendir. ''
(SÂD suresi 48. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
19. Hz. Zülkifl aleyhis selam
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- tamersah tarik
- Moderatör
- Mesajlar: 779
- Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00
Re: 19. Hz. Zülkifl ذَا الْكِفْل aleyhis selam
Zülkifl Aleyhisselâmın İsmi Ve Soyu:
Bişr (Zülkifl) b.Eyyûb Aleyhisselâm´dır.[1]
Zülkifl Aleyhisselâmın Peygamberliği Ve Bazı Faziletleri:
Yüce Allah; Eyyûb Aleyhiselam´dan sonra, Bişr b. Eyyûb Aleyhisselâmı, Peygamber olarak göndermiş [2] ve ona Zülkifl ismini vermiş, halkı, Tevhîd akîdesine = Allah´ın Birliğine inanmağa davet etmesini, kendisine emretmiştir.
Zülkifl Aleyhisselâm, Şam´da otururdu. [3]
Yüce Allah, Enbiyâ sûresinde Eyyûb Aleyhisselâm in kıssasından sonra, ZülKifl Aleyhisselâm hakkında şöyle buyurur:
´İsmail´i, İdris ´i, Zülkifl´i de (an! Bunların) her biri de, Sabr (ve sebat) edenlerdendi. Onları da, rahmetimizin içine idhal ettik. Onlar, hakîkaten, Sarihlerdendi. [4]"
Yine, Yüce Allah, Sâd sûresinde Eyyûb Aleyhisselâmın kıssasından sonra, şöyle Duyurur:
"Kuvvetlerin ve basiretlerin sahipleri olan kullarımız İbrahim´i, Ishâk´ı, Yâkub´u da, an!
Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu dâima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — halis (insanlar) yaptık.
Çünkü, onlar, bizim katımızda, cidden seçkinlerden, hayırlı (Zat) lardandı. [5]
"İsmail´i, Elyesa´ı, Zülkifl´i de, an!
(İşte) Bütün bunlar, hayırlı (insan)lardı. [6]
Zülkifl Aleyhisselâmın, Kur´ân-ı kerimde, böyle, Kendilerinden, övülerek bahsedilen büyük Peygamberler arasında zikredilişi, kendisinin de, Peygamber olduğunu açıkça gösterir.
Meşhur olan da, budur. [7]
Zülkifl Aleyhisselâm´a; Rum toprağındaki halk, iman ettiler, tâbi oldular ve kendisini, doğruladılar.
Bunun üzerine, Yüce Allah, onlara, Allah yolunda cihad etmelerini, emredince, bunu, yerine getirmekten kaçındılar ve zaa´f gösterdiler:
"Ey Bişr! Biz, hayatı sever, ölümü, sevmeyiz.
Bununla beraber, Yüce Allâh'a ve Onun Resulüne âsi olmaktan da, hoşlanmayız.
Eğer, ömürlerimizi, uzatmasını ve ancak, biz, dilediğimiz zaman, bizi öldürmesini, Allâh´dan dilersen, Ona, ibadet ve Onun düşmanları ile cihad ederiz!" dediler.
Zülkifl Aleyhisselâm, onlara:
"Siz, benden, büyük bir şey istediniz. Bana, ağır teklifte bulundunuz." dedi.
Sonra, kalkıp namaz kıldı ve:
"Ey Allah´ım! Sen, Elçilik vazifelerini tebliğ etmemi, bana, emrettin, tebliğ ettim.
Düşmanlarınla, cihad etmemi, emrettin.
Sen de, biliyorsun ki, ben, kendimden başkasına güç yetirmeğe mâlik değilim.
Kavmimin, bu hususta benden istediklerini, Sen, benden daha iyi biliyorsun.
Beni, benden başkasının günahı ile muâhaze etme!
Ben, Senin gazabından rızâna, ukubetinden affına sığınırım!" dedi.
Yüce Allah, Zülkifl Aleyhisselâma:
"Sen kavmine, benim, onlar için seçtiğimin, kendilerinin, kendileri için seçtiklerinden daha hayırlı olduğunu öğretmedin mi?" diye vahy etti.
Bunun üzerine, onlar, ecelleri sonunda ölmeye razı oldular ve ecellerinde öldüler. [8]
Zülkifl Aleyhisselâmın Vefatı Ve Yaşı:
Zülkifl Aleyhisselâm, Şam´da vefat etti. [9] Vefat ettiği zaman, yetmiş beş yaşında idi. [10] Ona ve bütün peygamberlere selâm olsun![11]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Taberî-Tarih c.1,s.167, Hâkim-Müstedrek c.2,s.582, Sâlebî-Arais s.163, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.136, Ebülfida-Elbidayevennihaye c.1,s.225 .
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/323.
[2] Taberî-Tarih c.1,s.167, Hâkim-Müstedrek c.2,s.582, Sâlebî-Arais s.163, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.136, Muhyiddin
b.Arabî-Muhâdarat´ülebrar c.1,s.128, Ebülfida-Elbidaye vennihaye ç.1,s.225.
[3] Taberî-Tarih c.1 ,s.167, Hâkim-Müstedrek c.2,s.582, Sâlebî-Arais s.163, İbn.Esîr-Kâmil c.1 ,s.136, Ebülfida-Elbidayevennihaye c.1,s.225.
[4] Enbiyâ: 85-86.
[5] Sâd: 45-47.
[6] Sâd: 48.
[7] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.225.
[8] Sâlebi-Arais s. 164.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/323-324.
[9] Taberî-Tarih c.1,s.167, Hâkim-Müstedrek C.2.S.582, Sâlebî-Arais s.164, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.136.
[10] Taberî-Tarih C.1.S.167, Hâkim-Müstedrek C.2.S.582, İbn.Asakîr-Tarih c.5,s.269, ibn.Esîr-Kâmil C.1.S.136, Muh-yiddin b.Arabî-Muhadaratülebrar c.1,s.128.
[11] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/324.
Bişr (Zülkifl) b.Eyyûb Aleyhisselâm´dır.[1]
Zülkifl Aleyhisselâmın Peygamberliği Ve Bazı Faziletleri:
Yüce Allah; Eyyûb Aleyhiselam´dan sonra, Bişr b. Eyyûb Aleyhisselâmı, Peygamber olarak göndermiş [2] ve ona Zülkifl ismini vermiş, halkı, Tevhîd akîdesine = Allah´ın Birliğine inanmağa davet etmesini, kendisine emretmiştir.
Zülkifl Aleyhisselâm, Şam´da otururdu. [3]
Yüce Allah, Enbiyâ sûresinde Eyyûb Aleyhisselâm in kıssasından sonra, ZülKifl Aleyhisselâm hakkında şöyle buyurur:
´İsmail´i, İdris ´i, Zülkifl´i de (an! Bunların) her biri de, Sabr (ve sebat) edenlerdendi. Onları da, rahmetimizin içine idhal ettik. Onlar, hakîkaten, Sarihlerdendi. [4]"
Yine, Yüce Allah, Sâd sûresinde Eyyûb Aleyhisselâmın kıssasından sonra, şöyle Duyurur:
"Kuvvetlerin ve basiretlerin sahipleri olan kullarımız İbrahim´i, Ishâk´ı, Yâkub´u da, an!
Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu dâima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — halis (insanlar) yaptık.
Çünkü, onlar, bizim katımızda, cidden seçkinlerden, hayırlı (Zat) lardandı. [5]
"İsmail´i, Elyesa´ı, Zülkifl´i de, an!
(İşte) Bütün bunlar, hayırlı (insan)lardı. [6]
Zülkifl Aleyhisselâmın, Kur´ân-ı kerimde, böyle, Kendilerinden, övülerek bahsedilen büyük Peygamberler arasında zikredilişi, kendisinin de, Peygamber olduğunu açıkça gösterir.
Meşhur olan da, budur. [7]
Zülkifl Aleyhisselâm´a; Rum toprağındaki halk, iman ettiler, tâbi oldular ve kendisini, doğruladılar.
Bunun üzerine, Yüce Allah, onlara, Allah yolunda cihad etmelerini, emredince, bunu, yerine getirmekten kaçındılar ve zaa´f gösterdiler:
"Ey Bişr! Biz, hayatı sever, ölümü, sevmeyiz.
Bununla beraber, Yüce Allâh'a ve Onun Resulüne âsi olmaktan da, hoşlanmayız.
Eğer, ömürlerimizi, uzatmasını ve ancak, biz, dilediğimiz zaman, bizi öldürmesini, Allâh´dan dilersen, Ona, ibadet ve Onun düşmanları ile cihad ederiz!" dediler.
Zülkifl Aleyhisselâm, onlara:
"Siz, benden, büyük bir şey istediniz. Bana, ağır teklifte bulundunuz." dedi.
Sonra, kalkıp namaz kıldı ve:
"Ey Allah´ım! Sen, Elçilik vazifelerini tebliğ etmemi, bana, emrettin, tebliğ ettim.
Düşmanlarınla, cihad etmemi, emrettin.
Sen de, biliyorsun ki, ben, kendimden başkasına güç yetirmeğe mâlik değilim.
Kavmimin, bu hususta benden istediklerini, Sen, benden daha iyi biliyorsun.
Beni, benden başkasının günahı ile muâhaze etme!
Ben, Senin gazabından rızâna, ukubetinden affına sığınırım!" dedi.
Yüce Allah, Zülkifl Aleyhisselâma:
"Sen kavmine, benim, onlar için seçtiğimin, kendilerinin, kendileri için seçtiklerinden daha hayırlı olduğunu öğretmedin mi?" diye vahy etti.
Bunun üzerine, onlar, ecelleri sonunda ölmeye razı oldular ve ecellerinde öldüler. [8]
Zülkifl Aleyhisselâmın Vefatı Ve Yaşı:
Zülkifl Aleyhisselâm, Şam´da vefat etti. [9] Vefat ettiği zaman, yetmiş beş yaşında idi. [10] Ona ve bütün peygamberlere selâm olsun![11]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Taberî-Tarih c.1,s.167, Hâkim-Müstedrek c.2,s.582, Sâlebî-Arais s.163, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.136, Ebülfida-Elbidayevennihaye c.1,s.225 .
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/323.
[2] Taberî-Tarih c.1,s.167, Hâkim-Müstedrek c.2,s.582, Sâlebî-Arais s.163, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.136, Muhyiddin
b.Arabî-Muhâdarat´ülebrar c.1,s.128, Ebülfida-Elbidaye vennihaye ç.1,s.225.
[3] Taberî-Tarih c.1 ,s.167, Hâkim-Müstedrek c.2,s.582, Sâlebî-Arais s.163, İbn.Esîr-Kâmil c.1 ,s.136, Ebülfida-Elbidayevennihaye c.1,s.225.
[4] Enbiyâ: 85-86.
[5] Sâd: 45-47.
[6] Sâd: 48.
[7] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.225.
[8] Sâlebi-Arais s. 164.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/323-324.
[9] Taberî-Tarih c.1,s.167, Hâkim-Müstedrek C.2.S.582, Sâlebî-Arais s.164, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s.136.
[10] Taberî-Tarih C.1.S.167, Hâkim-Müstedrek C.2.S.582, İbn.Asakîr-Tarih c.5,s.269, ibn.Esîr-Kâmil C.1.S.136, Muh-yiddin b.Arabî-Muhadaratülebrar c.1,s.128.
[11] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/324.