ER REŞÎDÜ-ER RÂŞİDÜ celle celâlihu

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

ER REŞÎDÜ-ER RÂŞİDÜ celle celâlihu

Mesaj gönderen kulihvani »

ER REŞÎDÜ Resim ER RÂŞİDÜ Resim


Er Reşîdü : Mahlûkatına maslahatlarını (maksat-keyfiyet) gösteren, doğru yola, olgunluğa, kemâlâta, hayra delâlet eden. İsabetli, ulaştırıcı ve irşâd edici olan. Mutlak mürşîd, Emrullah'ın uygulanışında doğru yolun ve görüşün tek ve eşsiz göstericisi, Muradullah'a ulaşımda mutlak irşâd edici olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.

Er Râşid : Dâimî şehâdet rüşdünün bizzât ve aslen sahibi olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL. Kullarına rüşdü (doğru yola, hayra, mânevî bülûğa ve istikamete girme, doğru düşünme) gösteren, rüşdün kaynağı olan.


Raşede : Maddî-mânevî doğru yolu bulup, girip ve gereğini yerine getirerek sülûk eylemek.
Erşede : İrşâd etmek. Doğru yol göstermek. Tâlim (öğretim) ve terbiye (eğitim) etmek.
Râşid : Hak yolunda istikâmeti doğru (müstakîm) olan.
Rüşd : Maddî-mânevî erginlik. Bâlig oluş. Akl- ı selim sahibliği. Teklifle mükellef oluş sınırından giriş. Hak yolda müstakîm olma başlangıcı…


El REŞÎDU celle celâlihu

Rüşd-Reşed-Reşâd: doğru yolu bulup onda sebat etmek.
Reşîd: Doğru yolu bulan, doğru ile yanlışı ayırt edebilecek çağa giren.
Allah celle celâlihu için Reşîd: Bütün işleri isabetli ve hedefine ulaşıcı, doğru yolu gösterici irşad edeci olan.
El REŞÎDU celle celâlihu İsminin El Hakîm celle celâlihu ve El Hâdî celle celâlihu İsimleriyle anlam yakınlığı vardır.

Reşîd; Doğru Yolu-Hakk’a SILAyı, BİLme, BULma, Olma ve YAŞAma özelliği Fıtraten var olan SELİM AKIL sahibi içindir..


تُسَبِّحُ لَهُ السَّمَاوَاتُ السَّبْعُ وَالأَرْضُ وَمَن فِيهِنَّ وَإِن مِّن شَيْءٍ إِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدَهِ وَلَـكِن لاَّ تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ إِنَّهُ كَانَ حَلِيمًا غَفُورًا

"Tüsebbihu lehüs semavatüs seb'u vel erdu ve men fihinn ve im min şey'in illa yüsebbihu bi hamdihi ve lakil la tefkahune tesbihahüm innehu kane halimen ğafura: Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.” (İsrâ 17/44)

Bu Genel ve tüm var edilen Mevcudatı kapsarken AKIL , İrade ve Şuur sahibi olanlara ayrıca İmtihan getirilmiştir.
Kulluk imtihanı gereği İnsan İç Yapısına iyilik-Kötülük seçme yeteneği yüklenmiştir.


وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا

"Ve nefsin ve ma sevvaha. Feelhemeha fücureha ve takvaha. Kad efleha men zekkaha.: Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.” (Şems 91/7-9)

Muradullahı DUYup Emrullaha Uymayanlar ise Dünya, Din ve Âhirettte azaba uğramaktalar:

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَسْجُدُ لَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَمَن فِي الْأَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِّنَ النَّاسِ وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَن يُهِنِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن مُّكْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاء

"E lem tera ennellahe yescüdü lehu men fis semavati ve men fil erdi veş şemsü vel kameru ven nücumü vel cibalü veş şeceru ved devabbü ve kesirum minen nas ve kesirun hakka aleyhil azab ve mey yühinillahü fe ma lehu min mükrim innellahe yef'alü ma yeşa': Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah, kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.” (Hac 22/18)

Mürşîd ise bu Özelliğin İlim, Edeb, İrfan ve Erkanında Hasbi Hizmetçi OL-Andır Allah celle celâlihu için..

Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem’i, ANA SILAyı, BİLme, BULma, Olma ve YAŞAmakta gerçek Hasbî Hizmetçiler o kadar önemli ki,
Kişi kendi Aklıyla ve iradesiyle asla yol alamaz bocalar durur.

El REŞÎDU celle celâlihu esmasının bir kimsede Tecellîsi;

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: “Nefsini bilen RABB’isini (hemence) bilir...” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532))

Bundan sonra o kimse Kur’ân-ı Kerimi DUYar ve Uyar ki:
“Allah celle celâlihu ve VeResûlullah sallallahu aleyhi ve selem’e TESLİM Ol: Müslim Ol!”
“Allah celle celâlihu ve VeResûlullah sallallahu aleyhi ve selem’e İMAN ET!: Mü’min Ol!”
“Allah celle celâlihu ve VeResûlullah sallallahu aleyhi ve selem’e TÂBİ Ol: Evliyâullah Ol!”
“Allah celle celâlihu ve VeResûlullah sallallahu aleyhi ve selem’e İTÂAT ET: Ehlullah Ol!”

Âyetlerini fiilen ŞE’ENULLAHta yaşayarak ŞÂHİDi olur İnşâallah..

Bu dâvet değil EMRULLAHtır:


وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ

" Ve iza seeleke ibadi anni fe inni karib, ücibü da'veted dai iza deani felyestecibu li vel yü'minu bi leallehüm yarşüdun: Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.” (Bakara 2/186)

Rüşd Çizgimiz:

وَاعْلَمُوا أَنَّ فِيكُمْ رَسُولَ اللَّهِ لَوْ يُطِيعُكُمْ فِي كَثِيرٍ مِّنَ الْأَمْرِ لَعَنِتُّمْ وَلَكِنَّ اللَّهَ حَبَّبَ إِلَيْكُمُ الْإِيمَانَ وَزَيَّنَهُ فِي قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ إِلَيْكُمُ الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ أُوْلَئِكَ هُمُ الرَّاشِدُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَنِعْمَةً وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ


" Va'lemu enne fiküm rasulellah lev yütiy'uküm fi kesirim minel emri le anittüm ve lakinnellahe habbebe ileykümül imane ve zeyyenehu fi kulubiküm ve kerrahe ileykümül küfra vel füsuka vel isyan ülaike hümür raşidun. Fadlem minellahi ve ni'meh vallahü alimün hakim : Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize sindirmiştir. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır. Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah alîmdir, hakîmdir.” (Hucurât 49/7-8)

Rüşdümüz:

وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِن قَبْلُ وَكُنَّا بِه عَالِمِينَ

" Ve lekad ateyna ibrahime ruşdehu min kablü ve künna bihi alimin: Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü- doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.” (Enbiyâ 21/51)

3 Âyetteyse Reşed keimesi olarak geçmektedir:

إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا

" İz evel fityetü ilel kehfi fe kalu rabbena atina mil ledünke rahmetev ve heyyi' lena min emrina raşeda: Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, “Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır” demişlerdi.” (Kehf 18/10)

إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ وَاذْكُر رَّبَّكَ إِذَا نَسِيتَ وَقُلْ عَسَى أَن يَهْدِيَنِ رَبِّي لِأَقْرَبَ مِنْ هَذَا رَشَدًا

" İlla ey yeşaellahü vezkür rabbeke iza nesite ve kul asa ey yehdiyeni rabbi li akrabe min haza raşeda: Ancak, “Allah dilerse yapacağım” de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve “Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır” de.” (Kehf 18/24)


وَأَنَّا لَا نَدْرِي أَشَرٌّ أُرِيدَ بِمَن فِي الْأَرْضِ أَمْ أَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًا

"Ve enna la nedriy eşerrun uriyde bimen fiyl'ardi em erade bihim rabbuhum reşeden.: “Hakikaten biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü istendi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?”” (Cin 72/10)

Mürşid olarak:

وَتَرَى الشَّمْسَ إِذَا طَلَعَت تَّزَاوَرُ عَن كَهْفِهِمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَت تَّقْرِضُهُمْ ذَاتَ الشِّمَالِ وَهُمْ فِي فَجْوَةٍ مِّنْهُ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ مَن يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِي وَمَن يُضْلِلْ فَلَن تَجِدَ لَهُ وَلِيًّا مُّرْشِدًا

"Ve teraş şemse iza taleat tezaveru an kehfihim zatel yemini ve iza ğarabet takriduhüm zateş şimali ve hüm fi fecvetim minh zalike min ayatillah mey yehdillahü fe hüvel mühted ve mey yudlil fe len tecide lehu veliyyem mürşida: (Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.” (Kehf 18/17)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uğursuzluğu sevmez ve evden çıkarken:
“Yâ Râşid! Yâ Necîh! Ey doğru olanı seçen, işini başaran!” gibi sözlerden memnun olduğunu bildirmiştir.

(Tirmizî, Siyer, 47-48)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem İmran’ın Babası Husayn’a tavsiye ettği şu duada:
“Allahım! Bana RÜŞDümü ilham et ve Beni Nefsimin Şerrinden koru!”
(Tirmizî, da’avât, 69)

Yüce El SULTAN celle celâlihu dan her AKIL ve İnsan sûreti verilene RÜŞD Dua ederiz İnşâallah!..

Muhammedi Muhabbetle..
Resim
Kullanıcı avatarı
yolcu
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 369
Kayıt: 14 May 2009, 02:00

Re: ER REŞÎDÜ-ER RÂŞİDÜ celle celâlihu

Mesaj gönderen yolcu »

kulihvani yazdı:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uğursuzluğu sevmez ve evden çıkarken:
“Yâ Râşid! Yâ Necîh! Ey doğru olanı seçen, işini başaran!” gibi sözlerden memnun olduğunu bildirmiştir.

(Tirmizî, Siyer, 47-48)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem İmran’ın Babası Husayn’a tavsiye ettği şu duada:
“Allahım! Bana RÜŞDümü ilham et ve Beni Nefsimin Şerrinden koru!”
(Tirmizî, da’avât, 69)

Yüce El SULTAN celle celâlihu dan her AKIL ve İnsan sûreti verilene RÜŞD Dua ederiz İnşâallah!..

Muhammedi Muhabbetle..
Hakiki MÜRŞİD in yolunda gidenlerden olmak duasıyla. RÜŞD duanıza gönülden amin deriz, RABBim BİZi BİRlikte kılsın ve bİZden ayırmasın. Allah sizden razı olsun. GÖNÜLden selam ve muhabbetler.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/1.jpg[/img]
Cevapla

“Kul İhvani Divanında Esmalar” sayfasına dön