Hz. Peygamber’in Mirası: Edep

Rasulullah (sav) Efendimizin örnek kişiliği, hayatı ve davranışları.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Hz. Peygamber’in Mirası: Edep

Mesaj gönderen meryemnur »



Hz. Peygamber’in Mirası: Edep



Edep, günlük dilimizde toplum tarafından kurallaştırılmış olumlu davranış ve tavırlara verilen genel bir isimdir ve terbiye, ahlak gibi kelimelerle yakın anlamlı olarak kullanılır. Bunun yanı sıra kelimenin bir diğer boyutu da bu olumlanan davranış ve tutumlara uygun hareket etme manasına sahiptir. Günümüzden biraz eskiye gidilecek olursa, özellikle tasavvuf düşüncesinde edebin, bu olumlu tutum ve davranışları kazandıran bilgi anlamında da kullanıldığı görülecektir.

Resim

Allah Resulü’nün, bir peygamber olarak her an Allah’la irtibat halinde olması, O’nun davranışlarını şekillendiren en önemli unsur olarak öne çıkmaktadır. Buradan hareketle edep; kulun, her an Allah tarafından görüldüğü düşüncesiyle, hatta her an Allah’ı görüyormuş gibi hareket etmesi olarak yorumlanmıştır.

Fıkhî manada ise edep (veya çoğulu olan âdâb) Hz. Peygamber’in devamlı olmaksızın zaman zaman yaptığı şeyleri karşılamaktadır. Bu bakımdan edep; yapılması, terk edilmesinden daha olumlu olarak değerlendirilen ama terk edilmesinin karşılığında bir kınama gerektirmeyen davranışlardır.

Hz. Peygamber’in Davranış Ölçüsü Olarak Edep

Tüm bu teorik tanımların ötesinde edep kelimesi, çeşitli olaylar ve durumlar karşısında Hz. Peygamber’in davranış biçimlerini veya davranışlarındaki ölçüyü tanımlayan değerler bütünü olarak düşünülebilir. Bu noktada Allah Resulü’nün “Beni Rabbim edeplendirdi ve ne güzel edeplendirdi” biçimindeki hadis-i şerifi, O’nun davranışlarındaki mükemmelliğin sebebini de gözler önüne sermektedir. Bu açıdan Hz. Peygamber, edep noktasında bir zirveyi teşkil etmektedir. O’nun kılavuzluğunu kabul edenler için de O’nun davranış biçimini bilmek ve kendi hayatına tatbik etmek, bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır.

Edebin, Hz. Peygamber’in davranış biçimi olmasından hareketle O’nun davranışlarındaki temel noktaların, âdâb-ı Nebevi’nin de temel direkleri olduğu söylenebilir. Bu noktada Allah Resulü’nün, bir peygamber olarak her an Allah’la irtibat halinde olması, O’nun davranışlarını şekillendiren en önemli unsur olarak öne çıkmaktadır. Buradan hareketle edep; kulun, her an Allah tarafından görüldüğü düşüncesiyle, hatta her an Allah’ı görüyormuş gibi hareket etmesi olarak yorumlanmıştır.(1)

Hz. Peygamber âdâbının, Kur’an ilkelerine bire bir uygun olduğu düşüncesiyle O’nun davranışlarındaki bu ölçünün arka planında, Kur’an’da birçok kere tekrar edilen “Allah aşırı gidenleri sevmez” hitabının olduğunu da söyleyebiliriz.

Hz. Peygamber’in davranış biçiminin temellerinden birisinin de ölçü olduğu söylenebilir. Hz. Peygamber, bütün davranışlarında ölçülü olmayı tercih etmiş, ifrat ve tefritten uzak durmuş ve böyle davranılması gerektiğini de belirtmiştir. O’nun fiziki özellikleri ve davranış biçimleri hakkında yazılan şemail kitaplarında bu durum sıkça konu edilmektedir. Mesela Hz. Peygamber’in devamlı surette mütebessim bir çehreye sahip olduğu, bu tip eserlerde sıkça vurgulanan bir özelliktir. Fakat gülme veya gülümseme noktasında aşırıya gitmesi hususunda, birkaç istisna dışında bir kayda rastlanılmamaktadır.(2) Aksine Hz. Peygamber’in gülme konusunda aşırıya gitmediğini ve genel itibariyle tebessüm ettiğini belirten ifadeler, bu eserlerde sıkça geçmektedir. Diğer taraftan Hz. Peygamber’in, yaşadığı en büyük acılar karşısında bile halinden şikâyette bulunmadığı, feryat etmediği de bilinmektedir. Bu ölçülü tavır, yalnızca üzüntü veya sevinç durumlarında değil, Hz. Peygamber’in bütün davranışlarında görülebilmektedir. Kısacası davranışlarda ölçülülük, Hz. Peygamber âdâbının başlıca unsurlarındandır. Hz. Peygamber âdâbının, Kur’an ilkelerine bire bir uygun olduğu düşüncesiyle O’nun davranışlarındaki bu ölçünün arka planında, Kur’an’da birçok kere tekrar edilen “Allah aşırı gidenleri sevmez” (3) Âdâb-ı Nebevi’nin gereklerinden olan en önemli davranış kalıplarından birisi de sadelik ve tevazudur. Âlemlerin yaratılış sebebi olduğuna inanılan ve Allah’ın “Habibim” hitabına mazhar olan Hz. Peygamber, bütün bu yüce vasıflarının yanı sıra mütevazı bir hayatı tercih etmiş, kibirden ve gösterişten uzak durmuştur. Yeri geldiğinde torunlarını sırtında gezdiren, yeri geldiğinde bir hasırın üzerinde sabahlayan ve bunda üzüntü duyan Hz. Ömer’e “İstemez misin ki dünya onların, ahiret bizim olsun” (4) diyen Allah Resulü’nün, toplumsal ilişkilerinde de büyük bir tevazua sahip olduğu bilinmektedir. Hendek Savaşı öncesindeki çalışmalara bizzat iştirak edip çukur kazdığı, bu noktada bilindik bir örnektir. Diğer taraftan müşterek yapılan başka işlerde de kendisine düşen sorumluluğu bilerek hareket ettiği ve hatta kendisine iş düşmediği zamanlarda bile yapılan işe ortak olmak için çabaladığı bilinmektedir. Bir yolculuk esnasında verilen bir molada sahabeden bazılarının yemek hazırlamak üzere harekete geçtiklerini görüp “öyleyse ben de odun toplayayım” diyerek hareketlenmesi de bu duruma örnek teşkil etmektedir. Bu sadelik ve tevazuun bire bir yansımalarını, O’nun terbiyesinde yetişmiş olan sahabelerin davranışlarında, örneğin Hz. Ömer’in halifeliği döneminde bir fukara evine sırtında un taşıması örneğinde görebilmekteyiz. Buradan da Hz. Peygamber’in, güzel hasletleri yalnızca yaşayan değil, etrafındakilere de kazandırıp yaşatan bir nur kaynağı olduğu görülmektedir.

Elbette ki Hz. Peygamber âdâbı, bu birkaç durumdan veya örnekten ibaret değildir. Bu noktada O’nun bütün davranışlarının, edep başlığı altında incelenmesi gerekmektedir. O’nun hayatından, davranışlarından, yaşantılarından ve sözlerinden bahseden bütün bir literatürü, âdâb-ı Nebevi’nin içeriği olarak değerlendirmek, yanlış olmasa gerektir.

Nebevi planda edep, Hz. Peygamber’in davranış biçimlerine ve bu davranış biçimlerinden oluşan birikime verilen isimdir. Bizim açımızdan ise davranışlarımızda ve tavırlarımızda, Allah Resulü’nün davranış biçimlerine uyum sağlama ve hayatımızın her anını bu planda düzenleme işidir.

Bir Peygamber Mirası Olarak Edep

Edep kelimesinin, Hz. Peygamber’in davranış biçimlerini karşıladığını belirtmiştik. Diğer yandan kelimenin içeriğini dolduran anlam, yalnızca bundan ibaret değildir. Edep, kişinin davranışlarını, Hz. Peygamber’in davranış biçimlerine göre ayarlaması manasına da gelmektedir. Bu noktada edebin, Müslümanlar arasında bir Peygamber mirası gibi algılandığını ve yüzyıllardır yaşatıldığını söyleyebiliriz. Özellikle nefis terbiyesini merkeze alan tasavvuf düşüncesinde “edepli olmak”, “edep üzere yaşamak” ve “edep öğrenmek” gibi durumlar üzerinde önemle durulmuştur. Kaygusuz Abdal’ın bir şiirinde yer alan şu satırlar, edebin bir yaşam tarzı olmasının yanı sıra vakıf olunması gereken bir bilgi birikimi olarak da algılanmasına örnek teşkil etmektedir:

Ey özün insan bilen

Var edep öğren edep

Ey edep erkan bilen

Var edep öğren edep

Gel Hakk’a olma asi

Ta gide gönlün pası

Dört kitabın manası

Var edep öğren edep




Kısacası, Nebevi planda edep, Hz. Peygamber’in davranış biçimlerine ve bu davranış biçimlerinden oluşan birikime verilen isimdir. Bizim açımızdan ise davranışlarımızda ve tavırlarımızda, Allah Resulü’nün davranış biçimlerine uyum sağlama ve hayatımızın her anını bu planda düzenleme işidir. Bu noktada edebin, bir Peygamber mirası olarak sahiplenilmesi, bütün Müslümanlar için bir gereklilik olmanın yanı sıra bu sahipleniş, Müslümanlara hayatlarını, “en mükemmel hayat”ı örnek alarak düzenleme fırsatını da sunmaktadır.

------------------------


(1)M. Fethullah Gülen,Asrın Getirdiği Tereddütler 4, Nil Yayınları, İstanbul, 2008, s. 15.

(2)Hz. Peygamber’in ashabıyla olan sohbetlerinde zaman zaman onlarla şakalaştığı ve yapılan şakalara veya ortaya çıkan çeşitli durumlara güldüğü, bazı hadislerde yer almaktadır. Bu hadislerde “azı dişi görünecek kadar güldü” ifadesi öne çıkmaktadır. Fakat bu ifade, Hz. Peygamber’in genel davranış kalıplarının dışındaki olağandışı bir tavrı belirtmektedir.

(3)Bakara 190, Maide 87, Araf 55.

(4)Buhari, Tefsir, 21


sonpeygamber.info


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Hz. Peygamber’in Mirası: Edep

Mesaj gönderen MINA »

Resim


1400 sene önceydi.

Allah’ın Resulü (sav) bir meseleden dolayı üzgündü.
Ağır adımlarla "hane-i saadetlerine" doğru ilerliyordu.
Bu, günümüze göre çok fakir saadet evinin kapısını zevceleri Hz Ayşe açtı.
Yüzündeki tebessümle Peygamberi (sav) içeriye aldı. Selamdan sonra Allah'ın elcisi (sav) Hz Ayşe'ye yanından ayrılmamasını söyledi.
Hz. Ayşe yanına oturdu.

"Konuş ey Ayşe” dedi Peygamber! (sav) “Konuş da biraz içimiz ferahlasın!"
Ve Ayşe konuşmaya başladı. Allah’ın rahmetinden, merhametinden,Peygamberin (sav) şefkatinden, dünyanın faniliğinden bahsetti.

O konuştukça Peygamberin (sav) üzüntüsü dağıldı, yüzüne bir tebessüm geldi, ferahladı.
Rabbine şükretti..
~ ~ ~

''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
Metin1
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 9
Kayıt: 22 Nis 2011, 07:39

Re: Hz. Peygamber’in Mirası: Edep

Mesaj gönderen Metin1 »

ESSELAMÜALEYKÜM....değerli müminler..
Onun ismine, soyuna, ashabına bastığı topraklara gurban olayım.
O ne merhametlidirki hep ümmetim ümmetim der.Onun RAVZASI öyle güzel kokuyor ki, orada kendi kendime yalvardım RABBİME..
Onun yanında hiçmi hiç kötü birisi ölmedimi? Bende kötü biriyim al canımı yarab ,Onun Mescidinde bir çıtırtı dahi duyamazsın, insanlar orada,
Onu incitmemek için ellerinden gelen hertürlü harekete dikkat ediyorlar.
Onun müezzinleri minareye çıktıklarında Bilal-i Habeş'in güzel ve yanık sesi gibi yankı yapıyor duvarlar.
Dua edin lütfen tekrar RESULULLAH'A gitmek nasip olsun..
Tüm müminlere rahmet olsun...
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: Hz. Peygamber’in Mirası: Edep

Mesaj gönderen Gariban »

Aleykummes Selâm Ve Rahmatullahi Ve Berekatuhu Sevgili Metin 1 kardeşimiz Allah razı olsun, sözleriniz ne kadarda samimi hamdolsun. Dualarınıza amin diyoruz sevgili kardeşim. Şimdi eşime Bilali Habeşi (r.a)'den bahsediyordum, sonra bu mesajı açınca ne büyük bir mutluluk oldu sözlerinizi okumak.
Es Selâm ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Cevapla

“►Sünnet-i Seniyye◄” sayfasına dön