KELÂMuLLAH’ta ve RESÛLuLLAH'ta Kefâ BiLLâHi..

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

KELÂMuLLAH’ta ve RESÛLuLLAH'ta Kefâ BiLLâHi..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim Ve Kefâ BiLLâHi!.

KELÂMULLAH'ta ve RESÛLULLAH'ta;
Ve Kefâ BiLLâHi.. ALLAH BİZe YETER!. DUÂSI.:


Ve Kefâ BiLLâHi VEKîLâ,
=>İBRAHîM ATAmız ELi!.
Ve Kefâ BiLLâHi->KEFîLâ,
HANif TEVHİDin TERMELi!.


ZEVK 9429


MuHaMMeDî TESLİMİYyet===>Ve Kefâ LiLLâHi.. Ez ZEKÂ!
MuHaMMeDî İSTİKÂMet====>Ve Kefâ BiLLâHi... EL BEKÂ!
Ve Kefâ BiLLâHi BASÎRâ,
Ve Kefâ BiLLâHi NASÎRâ,
Ve Kefâ BiLLâHi HASÎBâ!. =>KAd EFLeHa=>MeN TEZEKKÂ!.


09.10.19 02:39
brsbrsmmm.. tktktrstkkmdhyrÂNnn..


TÜM ESMÂsın ALLAH =>BİZe,
YÜKLEmiş =>AKLımız OLmuş!.
İMKÂN<->İMTİHÂN=>DENİZe,
DÜŞEN TEK DAMLAyLa DOLmuş!.

KUL İHVÂNİm=>SÖZ’ün ÖZü,
ELESt’teki==>“BELÂ!.” SÖZü!.
>MUHABBet MAHŞERin KURar,
>GÖR!.ür İSe =>GÖNÜL GÖZü!.


celle celâlihu.:
aleyhumusselâm..


ResimAzîz Kardeşlerimiz;
ALLAHu zü’L- CELÂL’in KELÂMuLLAH’ında BUYURduğu,
RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’in TÜMM İNsÂNLığa DUYURduğu,
Kur'ÂN-ı Kerîm BUYRUkLarından =>SEBîLiLLAH-ta =>LİVECHiLLAH =>Bir DEmet HASBî-HASBiBî DUÂ DERLedim ve ARZetttim.. El HamdulillahiRabbi’l- âlemin..



Resim

Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- ÜMMiyyi ve alâ âlihi, Ehl-i Beytihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâmet
İZZet-i İhsÂNınLa ve LûTFunLa =>BİZ ÜMMet-i MUHAMMEDi,
MUHAMMEDî TESLİMiYyet ve İSTİKÂMETLe YÜCE RABBımız TeÂLÂ’ya;
GÜVENip, İNÂNIp da SâLiH AMeL İŞLeyen KULLarından KIL!.
İnşâe ALLAH!..

ÂMiN!. Yâ MUÎN!. Yâ RABBenâ!.


ResimMuhaMMedî MuhaBBetLerimİZLe...


ZEKÂ.: Saflık, duruluk. Hâl düzgünlüğü.
ZEKÂ.: insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü. Soyutlama, öğrenme ve yeni durumlara uyma yeteneklerinin toplamı.. Bireyler birbirlerinden, karmaşık fikirleri anlama, çevreye etkili bir şekilde uyum sağlama, deneyimlerden öğrenme, çeşitli AKIL BİRLikteliğindeki Nicelik ve Nitelik OLuşum Tezâhüürü..
Zaman içinde İnsÂNLar; Sözel, Sayısal, Görsel Müziksel, Bedensel, Sosyal, İçsel, Doğal ve Üstün Zekâ gibi kataogorilere ayırmışlardır..
Üstün Zekâ.: Zeka dağılım eğrisinin bir ucunda zekâ geriliği gösteren kişiler yer alırken diğer ucunda ise üstün zekalı kişiler yer almaktadır. Toplumu oluşturan kişilerin ancak %2’lik bir bölümü 130 ve üstündeki IQ derecesine sahiptir. IQ derecesi 140’ın üzerine çıkıldığında bu oran % 0.2 ye düşmektedir..

TEZEKKi.: Mânevi temizlenme. Ahlâken yükselme..

BEKÂ.: Devamlılık. Evvelki hâl üzere kalma. Dâim ve sâbit olma. İlm-i Kelâm'da.: Varlığının asla sonu olmayan ALLAHu zü’L- CELÂL’in bir sıfatıdır. Bâki olmak. Ebedîlik..



Resim

MuHaMMeDî TESLİMİYyet.. KAd EFLeHa=>MeN TEZEKKÂ!.:
MuHaMMeDî İSTİKÂMet.. Ve ZeKeR İSMe RABBihî fe SALLÂ.:


قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّى
Resim ---“Kad efleha men tezekkâ.: Nefsini tezkiye eden/ temizlenip arınan kimse felâha (kurtuluşa) ermiştir.” (A’lâ 87/14)

وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّى
Resim ---“Ve zekeresme rabbihî fe sallâ.: Ve (o nefsini tezkiye eden) RABBinin İsmi'ni zikreden ve de namaz kılan.” (A’lâ 87/15)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KELÂMuLLAH’ta ve RESÛLuLLAH'ta Kefâ BiLLâHi..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Kur'ÂN-ı Kerîmimizde geçen;
Ve kefALLAHu =>ALLAH YETER!.” ÂYetLerimiz.:



Ve kefALLAHu.:

ALLAH celle celâlihu.:
Resim


El Kâfîyyu celle celâlihu.:
Resim

Resim Ve Kefâ BiLLâHi VekîLâ Resim ALLAH, VekîL OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

وَيَقُولُونَ طَاعَةٌ فَإِذَا بَرَزُواْ مِنْ عِندِكَ بَيَّتَ طَآئِفَةٌ مِّنْهُمْ غَيْرَ الَّذِي تَقُولُ وَاللّهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَ فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ وَكَفَى بِاللّهِ وَكِيلاً
Resim---“Ve yekûlûne tâatun, fe izâ berazû min indike beyyete tâifetun minhum gayrallezî tekûl (tekûlu). Vallâhu yektubu mâ yubeyyitûn (yubeyyitûne), fe a’rıd anhum ve tevekkel alâllâh(alâllâhi). Ve kefâ billâhi vekîlâ (vekîlen).: Ve "kabul (baş üstüne)" derler. Sonra senin yanından ayrıldıkları zaman onlardan bir grup, senin söylediğinden başka birşeyi geceleyin gizlice kurarlar ve ALLAH, onların gece neler kurduklarını yazıyor. Artık sen onlardan yüz çevir ve ALLAH'a tevekkül et (güven) ve ALLAH, vekîl olarak kâfidir.” (Nisâ 4/81)

وَلِلّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَفَى بِاللّهِ وَكِيلاً
Resim---“Ve lillâhi mâ fî’s- semâvâti ve mâ fil ard(ardı). Ve kefâ billâhi vekîlâ (vekîlen).: Ve göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) ALLAH'ındır. Ve ALLAH, vekîl olarak yeter.” (Nisâ 4/132)

يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لاَ تَغْلُواْ فِي دِينِكُمْ وَلاَ تَقُولُواْ عَلَى اللّهِ إِلاَّ الْحَقِّ إِنَّمَا الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ اللّهِ وَكَلِمَتُهُ أَلْقَاهَا إِلَى مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِّنْهُ فَآمِنُواْ بِاللّهِ وَرُسُلِهِ وَلاَ تَقُولُواْ ثَلاَثَةٌ انتَهُواْ خَيْرًا لَّكُمْ إِنَّمَا اللّهُ إِلَهٌ وَاحِدٌ سُبْحَانَهُ أَن يَكُونَ لَهُ وَلَدٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَات وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَفَى بِاللّهِ وَكِيلاً
Resim---“Yâ ehle’l- kitâbi lâ taglû fî dînikum ve lâ tekûlû alâllâhi illâ’l- hakk (hakka). İnnemâ’l- mesîhu îsâbnu meryeme resûlullâhi ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu, fe âminû billâhi ve rusulihî, ve lâ tekûlû selâseh (selâsetun). İntehû hayran lekum. İnnemâllâhu ilâhun vâhid (vâhidun). Subhânehû en yekûne lehu veled (veledun), lehu mâ fî’s- semâvâti ve mâ fî’l- ard (ardı). Ve kefâ billâhi vekîlâ (vekîlen).: Ey kitab ehli! Dîniniz hakkında haddi aşmayın! ALLAH'a karşı haktan (doğrudan, gerçekten) başka bir şey söylemeyin. Mesih İsa, Meryem'in oğludur ve sadece ALLAH'ın resûlü ve O'nun kelimesidir. (Ruh'ûl Kudüs) Onu Meryem'e ilka etti ve o, kendisinden (Ruh'ûl Kudüs'den) bir ruhtur. Öyleyse ALLAH'a ve O'nun resûllerine îmân edin! Ve "Üçtür." demeyin (baba ALLAH, oğul ALLAH ve Ruh'ûl Kudüs diye üç ALLAH vardır demeyin), vazgeçin, sizin için hayırlıdır. ALLAH sadece tek ilâhtır. O'nu, “çocuk sahibi olmaktan” tenzih edin. Göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) O'nundur. Ve vekîl olarak ALLAH yeter.” (Nisâ 4/171)

وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلًا
Resim---“Ve tevekkel alâllâh (alâllâhi) ve kefâ billâhi vekîlâ (vekîlen).: Ve ALLAH'a tevekkül et!. Ve ALLAH, vekîl olarak yeter!.” (Ahzâb 33/3)

وَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَالْمُنَافِقِينَ وَدَعْ أَذَاهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلًا
Resim---“Ve lâ tutıı’l- kâfirîne ve’l- munâfikîne veda’ezâhum ve tevekkel alâllâh (alâllâhi), ve kefâ billâhi vekîlâ (vekîlen).: Ve kâfirlere ve münafıklara itaat etme ve (onların) eziyetlerine aldırma ve ALLAH'a tevekkül et. Ve ALLAH, Vekîl olarak (sana) yeter.” (Ahzâb 33/48)

El Vekîlu celle celâlihu.:
Resim


Resim---Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhumâ.: “Ve Kefâ Billâhi Vekîlâ.: ALLAH bize yeter!. O, ne güzel VEKİLdir!.” sözünü, ateşe atıldığında İbrahîm aleyhisselâm söylemiştir. MuhaMMed sallallahu aleyhi ve sellem de bu sözü.: “Müşrikler size karşı toplandılar, başınızın çâresine bakınız!” dediklerinde söylemiştir. Nitekim bu haber müslümanların imanını arttırmıştı ve onlar hep birlikte.: “Ve Kefâ Billâhi Vekîlâ.: ALLAH bize yeter, O ne güzel vekîldir” demişlerdi..
Buhârî’nin naklettiği bir başka rivayette Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle demiştir.: “Ateşe atıldığı zaman İbrahim aleyhisselâm’ın son sözü: “Ve Kefâ Billâhi Vekîlâ.: ALLAH bize yeter!. O, ne güzel VEKİLdir!.” demek olmuştur..

(Buhârî, Tefsîrû sûre (3), 13)

El Vekîlu celle celâlihu.:

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KELÂMuLLAH’ta ve RESÛLuLLAH'ta Kefâ BiLLâHi..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Ve Kefâ BiLLâHi HaSîBâ Resim ALLAH =>Hesab GÖRücü OLarak KÂFİdir/Yeter!.:


وَابْتَلُواْ الْيَتَامَى حَتَّىَ إِذَا بَلَغُواْ النِّكَاحَ فَإِنْ آنَسْتُم مِّنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُواْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ وَلاَ تَأْكُلُوهَا إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَن يَكْبَرُواْ وَمَن كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَن كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ فَأَشْهِدُواْ عَلَيْهِمْ وَكَفَى بِاللّهِ حَسِيبًا
Resim---“Vebtelûl yetâmâ hattâ izâ belagûn nikâh (nikâha), fe in ânestum minhum ruşden fedfeû ileyhim emvâlehum, ve lâ te’kulûhâ isrâfen ve bidâren en yekberû. Ve men kâne ganiyyen felyesta’fif, ve men kâne fakîran felye’kul bil ma’rûf (ma’rûfi). Fe izâ defa’tum ileyhim emvâlehum fe eşhidû aleyhim. Ve kefâ billâhi hasîbâ (hasîben).: Ve yetimleri nikâh çağına gelinceye kadar deneyin. Bundan sonra eğer kendilerinde bir rüşd (yeterlilik) hissederseniz, o takdirde mallarını onlara teslim edin. Ve büyürler (geri alırlar) diye, onları (malları) israf etmeyin ve acele ile yemeyin. Ve (vâsi) zengin bir kimse ise, o takdirde iffetli olsun (yetimlerin mallarını yemekten kaçınsın). Ve (vâsi) fakir bir kimse ise, o taktirde örfe uygun olarak yesin. Nihayet onlara mallarını geri vereceğiniz zaman, onlara karşı şâhid tutun. Hesab görücü olarak ALLAH yeter.” (Nisâ 4/6)

وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ
Resim---“Ve nedau’l- mevâzînel kısta li yevmi’l- kıyâmeti fe lâ tuzlemu nefsun şey’â (şey’en) ve in kâne miskâle habbetin min hardelin eteynâ bihâ, ve kefâ binâ hâsibîn (hâsibîne).: Ve Biz, kıyâmet günü adalet mizanlarını koyarız. O zaman, kimseye hiçbir şeyle zulmedilmez. Ve hardal tanesi kadar bir ağırlık olsa, onu getiririz (hayat filminde gösteririz). Ve Bize, hesab görücüler kâfidir.” (Enbiyâ 21/47)

الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللَّهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَدًا إِلَّا اللَّهَ وَكَفَى بِاللَّهِ حَسِيبًا
Resim---“Ellezîne yubelligûne risâlâtillâhi ve yahşevnehu ve lâ yahşevne ehaden illallah (illallâhe), ve kefâ billâhi hasîbâ (hasîban).: Onlar (nebîler, peygamberler), ALLAH'ın risâletini tebliğ ederler ve O'na huşû’ duyarlar ve ALLAH'tan başka hiç kimseden korkmazlar. Ve ALLAH, hesab görücü olarak kâfidir.” (Ahzâb 33/39)

El Hasîbu celle celâlihu.:

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KELÂMuLLAH’ta ve RESÛLuLLAH'ta Kefâ BiLLâHi..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Resim Ve Kefâ BiLLâHi NaSîRâ Resim ALLAH =>Yardımcı OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

وَاللّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرًا
Resim---“Vallâhu a’lemu bi a’dâikum. Ve kefâ billâhi veliyyen, ve kefâ billâhi nasîrâ (nasîran).: Ve sizin düşmanlarınızı en iyi ALLAH bilir. Ve dost olarak ALLAH kâfidir. Ve yardımcı olarak ALLAH kâfidir.” (Nisâ 4/45)

En Nasîru celle celâlihu.:

Resim


Resim Ve Kefâ BiLLâHi ALîMâ Resim ALLAH =>En İyi BiLen OLarak OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

ذَلِكَ الْفَضْلُ مِنَ اللّهِ وَكَفَى بِاللّهِ عَلِيمًا
Resim---“Zâlike’l- fadlu minallâh (minallâhi). Ve kefâ billâhi alîmâ (alîmen).: İşte bu fazl (büyük ihsan) ALLAH'tandır. Ve ALLAH, “en iyi bilen olarak” kâfidir.” (Nisâ 4/70)

El Alîm celle celâluhu.:

Resim


Resim Ve Kefâ BiLLâHi ŞeHîDâ Resim ALLAH =>Şâhid OLarak OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّهِ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ وَأَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاً وَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا
Resim---“Mâ esâbeke min hasenetin fe minallâh (minallâhi), ve mâ esâbeke min seyyietin fe min nefsike. Ve erselnâke li’n- nâsi resûlâ (resûlen). Ve kefâ billâhi şehîdâ (şehîden).: Sana iyilikten (hasenatdan) ne isabet ederse, işte o ALLAH'tandır. Ve sana kötülükten (seyyiattan) ne isabet ederse, o taktirde o, kendi nefsindendir (derecat kaybedecek bir şey yapmandan dolayıdır). Ve seni, insanlara Resûl olarak gönderdik ve şâhid olarak ALLAH yeter.” (Nisâ 4/79)

لَّكِنِ اللّهُ يَشْهَدُ بِمَا أَنزَلَ إِلَيْكَ أَنزَلَهُ بِعِلْمِهِ وَالْمَلآئِكَةُ يَشْهَدُونَ وَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا
Resim---“Lâkinillâhu yeşhedu bi mâ enzele ileyke enzelehu bi ılmihî, ve’l- melâiketu yeşhedûn (yeşhedûne). Ve kefâ billâhi şehîdâ (şehîden).: Öyle ki, ALLAH sana indirdiği şeyi (Kur'an'ı), kendi ilmi ile indirdiğine şâhidlik eder. Ve melekler de şâhidlik ederler. Ve ALLAH şâhid olarak kâfidir.” (Nisâ 4/166)

فَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ إِن كُنَّا عَنْ عِبَادَتِكُمْ لَغَافِلِينَ
Resim---“Fe kefâ billâhi şehîden beynenâ ve beynekum in kunnâ an ibâdetikum le gâfilîn (gâfilîne).: Artık şâhid olarak bizim ve sizin (bizimle sizin) aranızda ALLAH kâfidir. Biz, sizin ibâdetinizden gerçekten gâfildik (habersizdik).” (Yûnus 10/29)

وَيَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَسْتَ مُرْسَلاً قُلْ كَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ وَمَنْ عِندَهُ عِلْمُ الْكِتَابِ
Resim---“Ve yekûlullezîne keferû leste murselâ (murselen), kul kefâ billâhi şehîden beynî ve beynekum ve men indehu ilmu’l- kitâb (kitâbi).: Ve kâfirler: “Sen, resûl olarak gönderilmiş değilsin.” derler. De ki: “ALLAH ve kitabın ilmi yanında olanlar, benimle sizin aranızda şâhid olarak kâfidir.” (Ra'd 13/43)

قُلْ كَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ إِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِهِ خَبِيرًا بَصِيرًا
Resim---“Kul kefâ billâhi şehîden beynî ve beynekum, innehu kâne bi ıbâdihî habîren basîrâ (basîren).: De ki: “Benimle sizin aranızda, ALLAH şâhid olarak yeter.” Muhakkak ki O, kullarından haberdar olandır, (onları) görendir.” (İsrâ 17/96)

قُلْ كَفَى بِاللَّهِ بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ شَهِيدًا يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالَّذِينَ آمَنُوا بِالْبَاطِلِ وَكَفَرُوا بِاللَّهِ أُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Resim---“Kul kefâ billâhi beynî ve beynekum şehîdâ (şehîden), ya’lemu mâ fî’s- semâvâti ve’l- ard (ardı), vellezîne âmenû bi’l- bâtılı ve keferû billâhi ulâike humu’l- hâsirûn (hâsirûne).: De ki: "Sizinle benim aramda şâhid olarak ALLAH, kâfidir. Göklerde ve yerde ne varsa bilir." Batıla inananlar ve ALLAH'ı inkâr edenler, işte onlar hüsranda olanlardır.” (Ankebût 29/52)

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ شَهِيدًا
Resim---“Huvellezî ersele resûlehu bi’l- hudâ ve dîni’l- hakkı li yuzhirehu aled dîni kullih (kullihî), ve kefâ billâhi şehîdâ (şehîden).: O'dur ki, Resûl'ünü hidâyetle ve hak dîn ile bütün dînlere izhar etmesi (açıklaması) için gönderdi ve şâhid olarak ALLAH yeter.” (Fetih 48/28)

Eş Şehîdü celle celâlihu.:

Resim


Resim Ve kefALLAHu’l- mu’minînel kıtâl, ve kânALLAHu Kaviyyen AZîZâResim Ve ALLAH =>Şavaşta mü'minlere kâfi geldi OLarak Ve ALLAH; Kavîyy'dir Azîz'dir!.:

وَرَدَّ اللَّهُ الَّذِينَ كَفَرُوا بِغَيْظِهِمْ لَمْ يَنَالُوا خَيْرًا وَكَفَى اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ الْقِتَالَ وَكَانَ اللَّهُ قَوِيًّا عَزِيزًا
Resim---“Ve reddallâhullezîne keferû bi gayzıhim lem yenâlû hayrâ (hayran), ve kefallâhu’l- mu’minînel kıtâl, ve kânallâhu kaviyyen azîzâ (azîzen).: Ve ALLAH, kâfirleri öfkeleriyle geri çevirdi, bir hayra nail olamadılar (gâlib gelemediler). Ve ALLAH, savaşta mü'minlere (onları gâlib kılarak) kâfi geldi. Ve ALLAH; Kaviyy'dir (kuvvetli), Azîz'dir (yüce, gâlib).” (Ahzâb 33/25)

El Kavîyyü celle celâlihu.:
Resim

El Azîz celle celâlihu.:

Resim

Resim Ve Kefâ BiLLâHi HaBîRâ Resim ALLAH =>Haberdâr OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

وَتَوَكَّلْ عَلَى الْحَيِّ الَّذِي لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِ وَكَفَى بِهِ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًا
Resim---“Ve tevekkel alel hayyillezî lâ yemûtu ve sebbih bi hamdih (hamdihî), ve kefâ bihî bi zunûbi ibâdihî habîrâ (habîren).: Ve ölümsüz olup, daima hayy (hayatta) olana (ALLAH'a) tevekkül et (güven ve O'nu vekîl tayin et). Ve O'nu, hamd ile tesbih et. Ve kullarının günahlarından haberdâr olması, O'na kâfidir.” (Furkân 25/58)

El Habîrucelle celâlihu.:

Resim


Resim Ve Kefâ bi rabbike bi zunûbi ıbâdihî HaBîRen BaSîRâ Resim Senin RABBin =>KuLLarının günahLarını görücü ve (onlardan) haberdâr OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِنَ الْقُرُونِ مِن بَعْدِ نُوحٍ وَكَفَى بِرَبِّكَ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًَا بَصِيرًا
Resim---“Ve kem ehleknâ mine’l- kurûni min ba’di nûh (nûhin) ve kefâ bi rabbike bi zunûbi ıbâdihî habîren basîrâ (basîren).: Nuh (A.S)'tan sonra asırlarca nice nesiller helâk ettik. Ve senin RABBin, kullarının günahlarını gören ve (onlardan) haberdâr olarak kâfidir.” (İsrâ 17/17)

Er RABB celle celâlihu.:
Resim

El Habîru celle celâlihu.:

Resim

El Basîru celle celâlihu.:

Resim


Resim Ve Kefâ BiLLâHi VeKîLâ Resim ALLAH =>VeKîL OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ وَكَفَى بِرَبِّكَ وَكِيلاً
Resim---“İnne ibâdî leyse leke aleyhim sultân (sultânûn), ve kefâ bi rabbike vekîlâ (vekîlen).: Muhakkak ki Benim kullarımın üzerinde, senin bir sultanlığın (yaptırım gücün) yoktur. Ve senin RABBin, vekîl olarak kâfidir (yeter).” (İsrâ 17/65)

Er RABB celle celâlihu.:
Resim

El Vekîl celle celâlihu.:

Resim


Resim Ve Kefâ bi RABBike Hâdiyen ve NaSîRâ Resim Senin RABBin =>Hidâyete ERdiren ve YARdımcı OLarak KÂFİdir/Yeter!.:

وَكَذَلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا مِّنَ الْمُجْرِمِينَ وَكَفَى بِرَبِّكَ هَادِيًا وَنَصِيرًا
Resim---“Ve kezâlike cealnâ li kulli nebiyyin aduvven mine’l- mucrimîn (mucrimîne), ve kefâ bi rabbike hâdiyen ve nasîrâ (nasîran).: Ve işte böylece nebîlerin hepsine mücrimlerden düşman kıldık. Ve senin RABBin, hidâyete erdiren ve yardımcı olarak kâfidir.” (Furkân 25/31)

Er RABB celle celâlihu.:
Resim

El Hâdî celle celâlihu.:
Resim

En Nasîru celle celâlihu.:

Resim

Resim

Resim RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem ve Kur'ÂN-ı Kerîm YETERLidir!.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Din konusundaki ihtilaflarda size Kur'ÂN yeterlidir." buyurmuştur.
(5424-Buhârî-Müslim-Nesâî; 4727-Muvatta-Müslim; 5406-Buharî-Müslim)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Bana mucize olarak verilen ise, ancak ALLAH'ın bana vahyettiğidir/Kur'ÂN'dır." buyurmuştur.
(Buhârî, Fedailu’l-Kur’ÂN,1, İ'tisâm, 1; Müslim, İman, 239)

Kur'ÂN-ı Kerîmi YETERsiz GörenLer Gelecektir ki =>günümüzde gelmiştir.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dikkat edin, bana kitab (Kur’ÂN) yanında bir o kadarı da verildi. Dikkat edin ki, yakında bir adam (karnı) tok, koltuğuna gerilerek.: “Siz Kur’ÂN’a bakın; onda bulduğunuz helâlı helâl, bulduğunuz haramı da haram sayın!.” diyeceği günler yakındır...”diyecek buyurmuştur.
(Ebu Davûd, es-Sünne, 5)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sakın! Sizden biriniz koltuğuna dayandığı bir halde, kendisine emir veya yasaklarımdan bir hüküm geldiğinde; ‘Biz bunu bilmiyoruz, ALLAH’ın kitabında ne varsa ona uyarız.’ derken görmüş olmayayım.”
(Ebu Davûd, es-Sünne, 6)

Resim---ALLAH’ın kitabında helâl kıldığı helâl, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. ALLAH’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki ALLAH hiçbir şeyi unutucu değildir." buyurmuştur.

(Ebu Davûd, Etime 39; Tırmizî, Libâs 6)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَسْأَلُواْ عَنْ أَشْيَاء إِن تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ وَإِن تَسْأَلُواْ عَنْهَا حِينَ يُنَزَّلُ الْقُرْآنُ تُبْدَ لَكُمْ عَفَا اللّهُ عَنْهَا وَاللّهُ غَفُورٌ حَلِيمٌ
Resim---“Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tes’elû an eşyâe in tubde lekum tesu’kum, ve in tes’elû anhâ hîne yunezzelu’l- kur’ânu tubde lekum afâllâhu anhâ vallâhu gafûrun hâlîm (hâlîmun).: Ey iman edenler! Açıklandığında sizi üzecek şeylerden sormayın. Eğer, Kur'ân indirilirken ondan sorarsanız, size açıklanır. ALLAH, onlardan (bu kuralı bilmeden önce sorduğunuz şeylerden) dolayı sizi affetti. ALLAH Gafûr'dur, Halîm'dir.” (Mâide 5/101)


Resim RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem RIZkta YETERLidir!.:

Resim---Câbir radiyallahu anhu anlatıyor.: “Biz Hendek günü çukur kazıyorduk. Bir ara çok sert bir yer karşımıza çıktı. Bunun üzerine sahâbîler Peygamber aleyhisselâm’a geldiler ve : “Hendek'te (taş parçası gibi) sert bir damar karşımıza çıktı.”, dediler.
Peygamber aleyhisselâm.: "Ben hendeğe ineyim." buyurdu.
Sonra Peygamber aleyhisselâm karnına (açlıktan) bir taş parçası sarılmış olarak kalktı. Çünkü biz (hendek kazarken) üç gün yiyecek içecek bir şey tatmadan orada kalmıştık. Peygamber aleyhisselâm sivri balyozu eline aldı ve o kayaya vurdu. O sert kaya ince kum gibi dağıldı. Ben.: “Yâ Rasûlallah, eve gitmeme izin ver!.” dedim.
Evime geldiğimde eşime (Mes'ûd kızı Suheyle'ye): “Ben Peygamber aleyhisselâmda bir açlık hâli gördüm ki, artık sabır gösterilecek / dayanılacak şey değildir. Evinde yiyecek bir şey var mı?” diye sordum.
O da.: “Yanımda biraz arpa ile bir keçi oğlağı var.” dedi. Hemen keçi oğlağını kestim. Eşim de o arpayı öğüttü. Nihâyet eti çömleğe koyduk. Hamur mayalanıp fırına, etin bulunduğu çömlek de tandıra konulduktan ve bunlar güzel pişmeye başladıktan sonra ben Peygamber aleyhisselâm'a geldim ve.: “Yâ Rasûlallah! Biraz yiyeceğim var, bir veyâ iki kişi ile kalk buyur gel!.” dedim.
Rasûlullah Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yiyeceğin ne kadardır?” diye sordu. Ben de miktarını bildirdim. O da: “Hem çok, hem de güzel!” buyurdu. Aynı zamanda: “Hanımına söyle! Ben evinize gelinceye kadar çömleği tandırdan, ekmeği de fırından ayırmasın!” diye tenbih etti. Bunun ardından Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem orada bulunanlara.: “(Ey Hendek ahâlîsi!) Kalkınız (Câbir'in ziyâfetine gideceğiz)” buyurdu.
Bu umûmî dâvet üzerine Muhacirler ve Ensar kalktılar.
Câbir karısının yanına girince telaşından.: “ALLAH sana iyilik versin! Peygamber aleyhisselâm Muhacirleri, Ensarı ve yanında bulunan kimseleri getiriyor!.” diye endişesini belirtti.
Kadın.: “Peygamber aleyhisselâm yemeğimizin miktarını sana sordu mu?' dedi.
Ben de.: “Evet sordu.” dedim. Eşim: “Mâdem ki biz evimizdeki yiyeceği Peygamber aleyhisselâm'a bildirdik, gerisini ALLAH ve RASÛLü bilir.” dedi.
Peygamber aleyhisselâm (hendek halkıyle evimizin önüne gelince yanındaki topluluğa).:"Giriniz ve birbirinizi sıkıştırmayarak serbest oturunuz." buyurdu. (Sahâbîler bölük bölük oturdular.)
Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kendi eliyle ekmeği fırından alıp parçalamağa ve üzerine et koyup dâvetlilere sunmaya başladı. (Bir bölük yiyip kalkınca diğerlerine) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bu sûretle ekmek bölüp üstüne et koymaya ve hendek halkına dağıtmağa devâm etti. Nihâyet dâvetliler doydular. Yemek de arttı kaldı.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Câbir'in hanımına: "Bu geri kalanı sen ye ve başkalarına da hediye et. Çünkü bütün insanlara açlık is’abet etmiştir." buyurdu.

(Buharî, Megazi, 29)




Resim


ALLAH DOSTU
MüNiR DERMAN kaddesallahu sırrahu..
HOCAMın SOHBet SONu DUÂsı.:


Âmiiiin!.
ALLAHumme salli alâ MuhaMMedin ve alâ âli Muhammedin ve alâ EhL-i Beyt-i MuhaMMed!.
SUBHÂNeke yâ ALLÂM!. Tealeyte Yâ SELÂM!
Ecirnâ mine’n-nâr ve bi affike Yâ mûcibi’d-dâvet. Yâ MECÎD!.
ALLAHumme ente’l- MENNÂNu BEDİU’s-semâvâti ve’l-ardı zü’L-CELÂLi ve’L-İKRAM!.
Yâ HAYyu yâ KAYYUM!. Yâ ALLAHu celle celâluhu!.

Yâ ERHAMe’r- RÂHÎMîn bizi yolumuzdan şaşırtma!. Bize sabır ihsÂN eyle!.
Kanaat hasletlerimizi takviye eyle!. Amalimizi kabul eyle!.
Rızıklarımızı helâl yoldan nâsîbi müyesser eyle!.
Mîdemize ve bütün mü’minlerin evimize çoluğumuza çocuğumuza helal lokma nasîb-i müyesser eyle Yâ RABBi!

Her şeyi hakkıyla duyan kemâliyle bilen SENsin!
Bizi cehennemden koru!. Hatâlarımızı bağışla!. Bize sıhhat âfiyet ve dirilik ver!.
RAHMetini ülkemizden esirgeme!. SEN her şeye KÂDİRsin Yâ İLAHî!

Ya İLÂHî Ümmet-i Muhammedi Her türlü âfât-ı maraziyye, âfât-ı belâiyye, âfât-ı semâviyye, âfât-ı araziyyeden, düşman salvetinden Sen muhafaza buyur Yâ RABBi!
Îcâb ettiği zaman ordumuzu dâimâ Mansûr-u Muzaffer eyle Yâ RABBi!.
Diğer İslâm ülkelerini de her türlü âfât-ı belâiyyeden koru Yâ RABBi!. Memleketimize kıtlık gösterme Yâ RABBi!

Yâ İLAHî! Kudret-i Kemâlin Aşkına bize Nûr-u MuhaMMedî Havzında yıkanmak nâsib eyle!.
Bize kadar uzanan RaSûLuLLaH’ın NÛRUnu, kalb penceremizi açarak bize göstermeye izin ver Yâ İLÂHÎ!.
SON NEFESimizde ki buyurun.:
Eşhedü en Lâ iLâHe iLLâ ALLAH ve eşhedü enne MuhaMMeden ve Abduhu ve RaSûLuHu!.Kelimesiynen bize SANA kavuşmak nâsîbi müyesser eyle Yâ RABBî!.

Ahrete geldiğimiz zaman bize mezarda, Münkir ve Nekir Meleklerinle iltifât nasîb eyle Yâ RABBi!

Ahrete intikalde Rûz-u Mahşerde Rasûlu Ekrem Nebîyyi Muhterem sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin güzel yüzünü görmek elinden öpmek nasîb-i müyesser eyle Yâ RABBi!.

Bizi cehennem azâbından koru Yâ İLÂHÎ!.

LiLLâHi’L- FâTiHâ!.



Resim


RÛHun ŞÂD OLsun!.
RAHMetLer yAĞsın!.
AZîZ MÜNİR-i DERMÂN HOCAmmm!.
kaddesallahu sırrahu..


Resim
Resim Resim

ALLAH celle celâlihu.:
Resim

er RABB celle celâlihu.:
Resim

El BEDÎu celle celâlihu.:
Resim

El İLÂHU celle celâlihu.:
Resim

er RaHMÂNu celle celâlihu.:
Resim

er RaHîMu celle celâlihu.:
Resim

El ÂLiMu celle celâlihu.:
Resim

El ALîMu celle celâlihu.:
Resim

El HAYyu celle celâlihu.:
Resim

El KaYYûMu celle celâlihu.:
Resim

El HaNNaNu celle celâlihu.:
Resim

El MeNNaNu celle celâlihu.:
Resim

El Mecîdu celle celâlihu.:
Resim

Es Selâmu celle celâlihu.:
Resim

Zü'l-CeLâLi Ve'L- İKRâMu celle celâlihu.:

Resim


Resim
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön