Sizi de mi Yâ Resûlullah?

İslamiyet'de İ'tikad, İbâdet, Ahlâk, İtâat Hükümleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Sizi de mi Yâ Resûlullah?

Mesaj gönderen kulihvani »

Sizi de mi Yâ Resûlullah?


Ebû Hüreyre (radiyallahu anhu), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) 'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
«— Sizden hiç birinizi, asla ameli kurtaramaz.»
Ashab:
— Sizi de mi kurtaramaz, ey Allah'ın Resulü? dediler.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu :
«— Beni de kurtaramaz; ancak Allah kendinden bir rahmetle beni örtmesiyle kurtulurum. Doğruyu söyleyiniz ve itidal üzere olunuz, (büsbütün sevinmeyiniz ve tamamen ümitsizliğe düşmeyiniz), her işte mutedil olunuz, (ifrad ve tefride kaçmayınız). Sabahin ilk vakitlerinde ? Öğleden sonra ve gecenin ilk saatlarından bir kısmında ibadete koşunuz, çalışınız. Daima orta yolu tutunuz; hedefe ulaşırsınız.»


Buhârî: (81) KItabü'r-Rikak, (18.) Bab.
Müslim: (5(1) Kitabu Sıfatı'l-Münafıkin, Hadîs No: 71-76.
îbni Mace: (37) Kitabü'z-Zühd, (20.) Bab, Hadîs No : 4201.
Fadlu'llah: Cild : 1, Sayfa : 547-550.


Cennet'e girmek, hiç kimsenin ameli karşılığında olmaz; çünkü insan, kibir ve riyadan arınarak Allah için halis amel işlemiş olsa bile, bu şekildeki amellerinin bütünü Allah Tealâ'nın insanlara ihsan ettiği bir tek nimetin karşılığını tutamaz.
Ameller böyle tek bir nimete mukabil olamayınca, Allah'ın sayısız nimetlerine karşı kulların hiç bir hak iddiası bulunamaz.
Bunun için kullar, taşıdıkları halis niyet ve amelleri itibariyle Allah'ın rahmetine mazhar olarak Cennete girerler ve kurtulurlar.
Bir de azamet ve kemal sahibi bulunan Cenab-ı Hakkın şanına yaraşır şekilde, kulların noksan ve aciz halleriyle, İbadet etmeleri mümkün olamayacağından kulların amellerinin makbul oluşu da ancak Allah'ın bir lütfü ile husule gelir.
Allah Tealâ'nın lütfü ve ihsanı ile makbul olan ibadetler sebebiyle Cennet'e girmek yine insanlara Allah'ın rahmetidir.
Böylece Cennet'e girmeleri Allah'ın fazlı ve keremi ile olur.

İbadetlerde itidal:
Ameller, niyetlere göre kıymet kazanır. Allah rızasına uygun, maddî menfaat ve gösterişten uzak olarak ihlâsla yapılan ameller makbul olur. Ameller az dahi olsa, devamlı olursa daha hayırlıdır.
Usanacak ve biikin hale gelecek şekilde yapılacak ameller ve ibadetler makbul olmadığı gibi, ara sıra yapılanlar da makbul değildir.
Ifrad ve tefride kaçmaksızın, gönül neş'esi ile, istekle ve devamlı olarak yapılan ibadetler en makbul ibadetlerdir.
Hedefe, kurtuluşa erdiren ameller, işte böyle olanlardır.
Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetini buna teşvik etmektedir.
Orta yolu tutmak, en doğru bir gidiştir.
Geçim ve kazanç yollarında çalışmak da böyledir.
İfrata kaçarak çalışan yorulur ve yolda kalır.
Ara sıra çalışan kaybeder.
Devamlı ve plânlı, hesaplı ve ölçülü çalışan da kazanır.
Bu itibarla gayeye ulaşmak için ölçülü ve mutedil olmak icab eder.
Cevapla

“►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄” sayfasına dön