Allah için bir sohbet arkadaşı talep ediyorsan...

Cevapla
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Allah için bir sohbet arkadaşı talep ediyorsan...

Mesaj gönderen MINA »

Resim


*Allah için bir sohbet arkadaşı talep ediyorsan*...


*Allah için sohbet arkadaşı talep ediyorsan, sâkin hâlinin avdetini bekle. Gözlerinin uykuya daldığı saati ara. İyi bir abdest al, sonra namaza başla. Yapacağın iç temizliği ile namaz kapısını aç. Namazınla da Rabbın kapısına yanaş. İşte bundan sonra Hak’tan sohbet arkadaşını talep et.

Yalvar ve şunları söyle...

_En iyi sohbet arkadaşı kim?...Kimdir bana delil olacak?...Senden bana haber verecek?...Tek olanın zamanın ferdi kim?...Halife kim?.. Vekil kim?...

O'ndan ümit kesme, çünkü O Kerim'dir...Ümidini boşa çıkarmaz. Şüphe etme, kalbine ilhamlar yağdırır, sırrına ondan nidalar olur. İstediğin yönü açar. Kapılar bir bir açılır. Yollar ışıklanır. Her kim ciddi olur, arar ve çalışırsa arzu ettiğini bulur. Hak Teâlâ, BİR ÂYET-i Kerimede şöyle ferman buyurur:

-O kimseler ki, uğrumuzda çabalarlar, elbette onlara hidayet yollarımızı açarız..(29/69)

Bu kelam gerçeğin ifadesidir. Hastalık senin, Hakk'ın kelâmında şüpheye kapılma.

Kalbini tek yöne bağla. Bütün cihetleri birleştir. Hepsi Bir için olsun. Böyle yaparsan yakınlık hâli bulursun. Gayen O olsun...


İLAHİ ARMAĞAN
ABDÜLKADİR GEYLANİ (k.s)
(altmış ikinci meclis sohbetinden)


***

İLAH-İ SEVgiyle...
Umduklarınıza nail olmanız dileğiyle..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Allah için bir sohbet arkadaşı talep ediyorsan...

Mesaj gönderen MINA »

Rabbim yine buyurdu:

— Ey Gavs-ı Â’zam! Kendi arkadaş ve yâranlarına de ki: Sizden kim Beni arzuluyorsa fakirliği seçip beğensin; sonra da fakirliğin fakirliğini… İşte bu fakirlik tamamlanınca artık onun ötesinde ancak Ben varım.


***


Resim

HEPsi İÇin..
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e&pid=2077
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: Allah için bir sohbet arkadaşı talep ediyorsan...

Mesaj gönderen simurg »

AHMED ER-RUFAİ HZ. EVRAD-I ŞERİFE DUASI


Rahman ve Rahiym olan Allahu teâlânın ismiyle başlarım:

De ki:
(O Allahu teâlâ birdir, büyüklük onda nihayet bulmuştur.
Dâ'im ve bakidir.
Her şeyden müstağnidir.
Her dileğin yegâne merci'idir.
Doğmamış ve doğurmamıştır.
Hiç bir eşi ve benzeri yoktur.)

Rahman ve Rahiym olan Allahu teâlânın ismiyle başlarım:

De ki:
(Yarattıklarının şerrinden,
karanlığı çöken gecenin şerrinden,
düğümlere üfleyen nefeslerin şerrinden,
hasedlerini açıkladıkları ve onunla amel ettikleri zaman hasedcilerin şerrinden,
sabahın Rabbine sığınırım.)

Rahman ve Rahiym olan Allahu teâlânın ismiyle başlarım:

De ki:
(Gerek cinden,
gerek insandan olsun,
insanların kalplerine daima vesvese veren o sinsi vesvesenin şerrinden,
insanların Rabbi ve mürebbisi,
yegâne hâlık ve mâliki,
hak mâ'budu olan Allahu azim-üş-şâna sığınırım.)

Rahman ve Rahiym olan Allahu teâlânın ismiyle başlarım:

Bütün hamd-ü sena,
âlemlerin Rabbi ve mürebbisi ve mâlik-i mutlâkı olan Allahu azim-üş-şâna mahsus ve münhasırdır.
O, dünya hayatında ayırdetmeksizin bütün yarattıklarına ni'met ve ihsanlarda bulunan Rahman ve âhirette yalnız mü'min kullarına ihsan ve ikramda bulunacak olan Rahimdir.

Hesap ve ceza günü olan din gününün hâkimidir.
Ancak sana kulluk ve ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz.
Bizi, rizâ-i ilâhine ulaştıracak olan doğru yola hidayet buyur.
Kendilerine ni'met verdiklerinin yoluna;
gazab-ı ilâhine uğrayarak islâmı terkedenlerin,
hevâ ve heveslerine uyarak doğru yoldan azmış ve sapıtmış olanların yollarına değil!
(Âmin)

Rahman ,ve Rahiym olan Allahu teâlânm ismiyle başlarım:

Elif-Lâm-Mim..
Bu, o kitaptır ki;
Allahu teâlâ tarafından gönderildiğine asla şüphe yoktur.
Şirk, günah va bütün kötülüklerden korunan mütteküere hidayet edici, yol göstericidir.
O müttekiler ki, gayba iman ederler,
namazlarını hudû ve huşu ve tâdil-i erkânına dikkat ve riayet ederek kılarlar
ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizle Allah yolunda başkalarına da infak ederler.

O müttekiler ki,
sana indirilen Kur-an-ı-azim-ül-bürhanı ve senden öncekilere indirilen
Tevrat, Zebur ve İncil gibi semavi kitaplarla suhufları tasdik ederler
ve âhireti de yakinen bilirler.
İşte, bunlar Allahu teâlâya giden doğru yol üzerine hidayet buyurulmuş olanlardır
ve felaha kavuşanlar da onlardır.

Hepinizin ilâhı, hak mâ'bud birdir.
Ondan gayrı ibadete lâyık ve müstehak mâ'bud yoktur.
Bütün ni'metleri ihsan buyuran odur.
Âhirette, yalnız mü'min kullarına in'am ve ikram edicidir.

O Allahu teâlâ ki,
ondan gayrı ibadete lâyık ve müstehak Hak mâ'bud yoktur, illâ o vardır.

Hayat sıfatıyle muttasıf, baki, dâim ve ebedidir.
Yarattıklarının korunup kollanmasına, daima kıyam edicidir.
Onu ne gaflet basar, ne uyku!
Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi onundur, onun mülküdür.
İzni olmaksızın, yüce katında kim şefaat edebilir?
O, yarattıklarının önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir.
Yarattıklarıysa, onun ilminden ancak dilediği kadarını kavrayabilirler.
Onun kürsüsü, gökleri ve yeri ihata etmiştir.
Bunların hıfzı ve korunması, ona hiç bir ağırlık ve meşakkat vermez.
O, pek ulu ve pek büyüktür.

Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allahu teâlânındır.
İçinizden geçenleri açıklasanız da, gizleseniz de Hak celle ve alâ onun hesabını sizden alır.

Dilediğini mağfiret ve dilediğine azap eder.
Allahu teâlânın her şeye hakkıyle gücü yeter.
Resûl-ü zişân ve mü'minler,
Allahu teâlânın ona indirdiği Kuran-ı azimi tasdik ve ona iman ettiler.

Resûl-ü zişân ve mü'minlerden her biri,
Allahu teâlânın varlığını ve birliğini,
meleklerinin mükerrem kulları olduğunu,
kitaplarının onun kelâm-ı kadimi bulunduğunu,
o kitaplarda beyan buyurulan helâlin helâl
ve haramın haram olduğunu
ve peygamberlerinin emir, nehiy, vâ'd ve vâ'idlerini kullarına tebliğ eden
ve kendilerine itaat vacip olan kulları olduğunu da tasdik ve iman ettiler.

Peygamberlerin hiç birisini, yahudi ve hıristiyanlarm yaptıkları gibi kimini tasdik ve kimini tekzip ederek,
risalet ve nübüvvet bakımlarından birbirlerinden ayırt etmeyiz.

Dediler ki:
(Ey Rabbimiz! İşittik ve emrine itaat ettik.
Senden gufranım niyaz eyleriz.
Önünde sonunda, dönüşümüz ancak sanadır.
Allahu teâlâ, hiç kimseye takat getiremeyeceği şeyi teklif etmez.
Herkesin kazandığı hayrın ecri ve sevabı vardır.
Kazandığı şerrin de günahı ve azabı vardır.
Hayrın yararı kendisinedir.
Şerri ise kimseye zarar vermez.

Ey Rabbimiz!
Unutarak veya yanılarak işlediklerimizden ötürü bizi mu'aheze buyurma.
Ey Rabbimiz!
Bizden öncekilere yüklediğin ağır yükü bize yükleme.
Ey Rabbimiz!
Takat getiremeyeceğimiz yükü bize yükleme.
Bizleri affeyle,
bize merhamet buyur,
Mevlâmız ve yegâne yardımcımız ancak sensin.
Kâfirlere karşı bize yardım et..

Ey, zâtında ve sıfatında bir ve yegâne Hak mâ'bud clup, künh-ü zâtını akılların idrak,
fikir ve hayallerin ihata edemeyeceği kadar yüce ve münezzeh bulunan vâcib-ül-vücud!

Ezeli ve ebedi sıfatlarını nefsinde cem'eden celâl ve ikram sahibi Allahu azim-üş-şândan gayrı ibadete lâyık ve müstehak Hak mâ'bud yoktur,

illâ sıfatında ve efalinde ferd-i vahid olan Allahu teâlâ ve tekaddes hazretleri vardır.
O, dünyada ayırdetmeksizin bütün yarattıklarına ihsan ve in'am edici
ve âhirette yalnız mü'min kullarına rahmet ve ikram eyleyicidir.

Göklerin ve yerin ve bütün mevcudatın,
mülküne zeval ermez mâliki, R
abbi ve mürebbisidir.
Azamet ve celâline lâyık olmayan her şeyden münezzehtir.
Bütün ayıp ve noksanlardan salim ve mü'min kullarını korkulardan selâmete eriştiricidir.

Kendisine inanan ve sığınanlara aman vericidir.
Yarattıklarını gözetleyici ve koruyucudur.
Mağlûp edilmesi mümkün olmayan galiptir.
Yarattıklarını, dilediği her şeye zorlayıcı ve eksikliklerini tamamlayıcıdır.
Her şeyde büyüklüğünü göstericidir.
Bütün kâinat ve mevcudatın mutlak yaratıcısıdır.

Yarattıklarını, birbirine uygun ve mülayim yaratıcıdır.
Her şeye bir şekil ve özellik vericidir.
Kullarının günahlarını yarlığayıcıdır.
Her şeye hâkim ve galip ve dilediğini kahredicidir.
Türlü türlü ni'metleri ve rahmetini bağışlayıcıdır.

Yarattıklarının rızıklarını vericidir.
Her türlü güçlükleri kolaylaştırıcı ve hayır kapılarını açıcıdır.
Her şeyi hakkıyle ve en iyi bilicidir.
Dilediği zaman sıkıcı ve daraltıcıdır.
Dilediği zaman açıcı ve genişleticidir.
Dilediği zaman yukarıdan aşağıya indirip alçaltıcı,
dilediği zaman yukarıya kaldırarak yükselticidir.

Dilediği zaman izzet verici,
dilediği zaman zelil edicidir.

Her zaman, her şeyi en iyi işiticidir.
Her zaman her şeyi en iyi görücüdür.
Daima hükmedici ve hakkı yerine getiricidir.
Yarattıklarına karşı adalet edicidir.
Her şeyi hakkıyle bilicidir.
Sevdiği kullarına yumuşak davranıcıdır.
Pek azametli ve çok uludur, yarlığayıcıdır.
Yarattıklarına karşı lûtfedicidir.
Rızasına uygun amelleri ve yapılan şükürleri ziyadesiyle karşılayıcıdır.
Gayet yüce ve yüksektir.
Ululardan ulu, büyüklerden büyüktür.
Yarattıklarını ve onlarla ilgili her şeyi, belli vaktine kadar saklayıcıdır.
Yarattıklarına kuvvet vericidir.
Yarattıklarının bütün ef'al ve amellerinin, hesabım tafsilât ve teferruatiyle tutucudur.

Celâdet ve ululuk sahibidir.
Keremi, lûtüf ve ihsanları boldur.
Yarattıklarım daima murakabe edicidir.
Kendisine sığınanların isteklerini vericidir.
Merhamet ve mağfireti, ihsan ve inayeti çok geniştir.
Bütün emir ve hükümlerinde hikmet sahibidir, iyi kullarını sevici ve onları rizasma eriştiricidir.

Şânı ve şerefi çok yüksektir.
Ölüleri kabirlerinden çıkararak dirilticidir.
Her zaman, her yerde olup bitenlere tanıklık edicidir.
Varlığı hiç değişmeden durandır.
Sevdiği kullarına yardım edicidir.
Gayet güçlü, sağlam ve metin, iyi kullarına dosttur.
Ancak kendisine hamdolunandır.
Her şeyin sayılarını tam ve eksiksiz bilendir.
Her şeyi, benzeri ve örnîği olmadan yaratandır.
Yarattıklarını, yok ettikten sonra tekrar yaratandır, hayat verici dirilticidir.
Daim ve ebedî diri olandır.
Yarattıklarını daima koruyup kollayandır.
İstediğini, dilediği zaman bulandır.
Kadri ve sânı yüce, kerem ve semahati bol olandır.
Zâtında, sıfatında, ef'alinde ve hükümlerinde ortağı ve benzeri olmaksızın bir ve tek olandır.

Zât-ı akdesi her türlü ihtiyaçtan münezzeh olup, bütün yarattıklarının hacetlerinin tek mercidir.

İstediğini, istediği gibi yapmaya gücü yetendir.
Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde de dilediği gibi tasarruf edendir.
İstediğini ileri geçirerek öne alan ve dilediğini geri bırakarak arkaya koyandır.
Zât-ı akdesi ezelidir, varlığının başlangıcı yoktur.
Ebedidir, bekasına da son yoktur.
Varlığı ve birliği zahir ve aşikârdır.
Zâtının hakikati, akıllardan ve duygulardan örtülüdür.
Kâinat ve mevcudatta her şeyi mutlak bir nizam ve intizam içinde idare edendir.
Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan yücedir.
Bütün yarattıklarına iyilik ve bahşişi bol olandır.
Kendisine rücû edenlerin tövbelerini kabul buyurandır.
Kötülük yapanları eşsiz adaletiyle müstehak oldukları cezalara çarptırandır.
Kullarını mübalâğa ile affedendir.
Merhamet ve şefkat sahibidir.
Mülkün ezelî ve ebedî mâlikidir.
Ululuk, yücelik ve fazl-ü kerem sahibidir.
Bütün işlerini denk ve birbirine uygun olarak yerli yerince yapandır.
Dilediğini, dilediği zaman, dilediği yere toplayandır.
Bi-zâtihi zengin ve her şeyden müstağnidir.
Dilediğine zenginlik verendir.
Dilediğine engel olandır.
Dilediğine zarar eriştirendir.
Dilediğine hayır ve yarar verendir.
Bütün âlemleri iyman ve marifetiyle nurlandırandır.
Dilediğine hidayet bahşederek sırat-ı müstakiyme ve felaha ulaştırandır.
Örneksiz ve benzersiz olarak, akıllara durgunluk veren âlemleri icat edendir.
Varlığının sonu olmayandır.

Dünya ehlinin fenasından sonra, yerlere ve göklere vâris olandır.
Yarattıklarına her işlerinde yol göstererek irşat edendir.
Kendisine isyan edenlere dahi gayet sabırlı olandır.

İşte, o Allahu teâlâ ve tekaddes hazretlerine,
bütün bu esmâ-i hüsnâsıyle tazarrû ve niyaz ederim ki,
zât-ı akdesi benzeri bulunmaktan kemal derecede mukaddes ve müberrâdır.

Sıfat-ı ezeliyyesi de başkalarına benzemekten kemal derecede münezzeh ve müberrâ olup zâtında ve sıfatında birdir.

Âlemlerin Rabbi ve mürebbisi olduğuna, âyetleri tanıklık etmektedir.
Birliğine ise; görünen ve görünmeyen,
bilinen ve bilinmeyen âlemleri yaratmaktaki ilâhi san'at ve kudreti delâlet etmektedir.

O, birdir; birliği azlığından değildir.

O, öyle bir mevcuttur ki,
vücudu herhangi bir sebeple zuhur etmediği gibi,
gayriden neş'et etmiş de değildir.

Yarattıklarına merhamet ve cömertliği ile mâ'ruf, iyilik ve ihsanlarıyle mevsuftur.
Öyle bir mâ'ruftur ki, mâ'ruflukta sonu yoktur.

Öyle bir mevsuftur ki, mevsuflukta da nihayeti yoktur.
İptidası olmayan evvel ve kadimdir.
Kerem ve inayeti gibi sonu olmayan baki ve kaimdir.

Doğmamış ve doğurmamıştır, eş ve çocuk edinmekten münezzeh ve müberrâdır.
Vakitlerin durmadan gelip geçmesi, yılların birbirini takiben geçip gitmesi, ona hiç bir zarar ve zaaf eriştiremez.
Bütün yaratılmışlar, KÜN emr-i cehlinin iki harfi olan KÂF ve NUN harflerinin arasındaki mesafe kadar onun kahr-ü azameti,
hüküm ve iradesi altındadırlar.

Muhlisler, onun zikriyle ünsiyyet ederler ve hakka enis olurlar.
Gözler, rü'yet-i cemaliyle aydınlanır ve nurlanır.
Onu teşbih edenler, tevhidiyle ferah ve sürura ererler.

İbadet ve tâ'at ehlini, rıza-i ilâhisine iletecek o dosdoğru yola hidayet buyurur.
Muhabbet ehline de, Na'im cennetini bahş ve mubah kılar.
Kadim olan ilmiyle, yarattıklarının ve yaratacaklarının sayılarını hakkıyle bilir.

Gecenin zifiri karanlığında, kara karıncanın, karataş üzerinde ayaklarının kımıldanmasını görür.

Uçan kuşlar onu zikr-ü tevhid ve bütün vahşi hayvanlar yaban yerlerde onu temcid-ü tahmid ederler.

Kullarının, gizli veya açık bütün amellerini de öylece görür ve bilir.
Mü'min kullarının kefilidir ve yardımını ulaştırarak onların kalplerini mutma'in kılar,
zikredenlerin kalplerini parlatır ve kendilerine zarar veren her şeyi,
bütün keder ve elemleri onlardan uzaklaştırır.

Onun emriyle, göklerin ve yerin durması, varlığının ve birliğinin delillerindendir.

Onun ilmi, her şeyi ihata etmiştir.
Hilmi ve keremi gereği olarak günahkârların bütün günahlarını yarlıgar ve bağışlar.
Hiç bir şey, onun misli ve benzeri olamaz,
o her şeyi hakkıyle işitir ve her şeyi hakkıyle görür.

(Allahım!
Her nasıl dilersen,
dilediğin gibi bizleri her türlü kötülüklerden,
günahlardan ve zarar veren her şeyden koru,
himaye ve muhafaza eyle,
muhakkak ki, sen dilediğin her şeyi yapmaya kadirsin..)

Ey, iyi ve güzel Mevlâ'mız!
Ey iyi ve güzel yardımcımız!
Bize mağfiret buyur ey ulu Rabbimiz!
Dönüşümüz, ancak sanadır.

Bizde, kötülük ve mâ'siyyetlerden kaçınmağa,
iyilik ve ibadetlere yönelmeğe kuvvet ve kudret yoktur.

Bütün kuvvet ve kudret, ululardan ulu, yücelerden yüce,
büyüklerden büyük Allahu azim-üş-şândadır.

Seni tevhid, teşbih ve tenzih ederiz,
seni bizzat zâtına, sıfatına lâyık
ve müstehak sena ile sena ettiğin gibi medh-ü sînâ etmeğe bizim gücümüz yetmez.

Sana yaklaşabilmek şeref ve bahtiyarlığına nail olanlar, aziz olurlar.
Allahu teâlâ, kudret ve azametiyle dilediğini işler,
şeref ve izzetiyle dilediği gibi hükmeder.

Ey, hayat sıfatiyle muttasıf ve daim diri olan!

Ey, bütün yarattıklarının korunup kollanmasına daima kıyam eyleyen!

Ey, gökleri ve yeri akıllara hayret ve durgunluk verecek güzelliklerle halk ve icat buyuran!

Ey, mülkün mutlak mâliki!

Ey, celâl ve ikram sahibi ulu Allah!
Göklerde ve yerde ibadete lâyık ve müstehak hak mâ'bud yoktur, illâ sen varsın.
Rahmet ve merhametin, iktizası olarak bize yardımcı ol, ey yardım edenlere de yardımcı olan ve yardım edicilerin en hayırlısı olduğuna asla şüphe bulunmayan yüce Rabbimiz..

Ey, merhamet edenlere de merhamet eden ve rahmedenlerin de en hayırlısı olduğuna asla şüphe bulunmayan Rahman ve Rahim. bizlere merhamet buyur...

Bizlere, tevfik ve inayetini bahşeyle yâ erham-er-râhimin..
Ehl-i-beyt-i Mustafa hürmetine, rahmet ve bereketinle bizleri islâh eyle ey ulu Allah!

Ey Ehl-i-beyt! Allahu teâlâ, sizden bütün kirlilikleri (Günahları) gidermek, sizi tertemiz etmek istiyor.

Allahu azim-üş-şânı ve melekleri, Nebiyyi zişâna salât ve salam ederler.
Ey iman edenler!
Siz de ona salât ve tam bir teslimiyyetle selâm ediniz.

Allahım! Hz. Muhammed'e ve onun âl ve evlâdına rahmet, ihsan ve inam eyle.
Nasıl ki, İbrahim'e ve onun âl ve evlâdına da rahmet, ihsan ve in'am buyurmuştun.
Muhakkak ki, sen kendisine hamdolunan, şan ve şerefi yüce ulu Rabbimizsin..

Allahım! Hz. Muhammed'e ve onun âl ve evlâdına hayır ve bereketler ihsan eyle..
Nasıl ki, İbrahim'e ve onun âl ve evlâdına da hayır ve bereketler ihsan buyurmuştun.
Muhakkak ki, sen kendisine hamdolunan şan ve şerefi yüce ulu Rabbimizsin..

Bu in'am ve ihsanın, bu hayır ve bereketin yarattıklarının sayısınca,
zât-ı akdesinin rızası miktarınca, arşının ağırlığınca,
kutsal kelimelerinin uzunluğunca olsun ve zâkirler onu zikrettikçe,
gafiller de onu zikretmekten gaflet eyledikçe devam eylesin.

Allahım!
Yarattıklarının en şereflisi olan efendimiz Hz. Muhammed'e ve onun âl ve evlâdına hayır,
rahmet ve bereketinin en efdalini, en üstününü bahş ve ihsan buyur.

Bu in'am ve ihsanın, bu hayır ve bereketin;
zât-ı akdesine mahsus ve münhasır olan ilimlerinin sayısınca ve kutsal kelimelerinin uzunluğunca olsun
ve zâkirler onu zikrettikçe,
gafiller de onu zikretmekten gaflet eyledikçe devam etsin.

Allahım! Senin kulun, nebi-i zişânın, habibin ve Nebiyyül-ümmi olan Resûl-ü ekremin efendimiz Hz. Muhammed'e ve onun âl ve evlâdına, ashabına hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Bu in'am ve ihsanın, bu hayır ve bereketin, yerler , ve gökler ve bu ikisi arasında bulunanların sayısınca, hayırlı işlerimize karşı lütfettiğin ecr-ü-sevap ve bütün müslümanlar kadar olsun ey âlemlerin Rabbi..

Allahım!
Efendimiz Hz. Muhammed'e ve onun âl ve evlâdına ve ashabına hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.
Bu in'am ve ihsanın ve bu hayır ve bereketin, hilkatin başlangıcından bugüne kadar gelmiş geçmiş ne kadar mahlûkat varsa, hepsinin toplamı ve ilm-i ilâhinde vücuda gelmiş veya gelecek, canlı veya cansız ne kadar mahlûkat varsa onların sayısınca olsun.

Allahım!
Efendimiz Hz. Muhammed'in ruhuna, ruhlar arasında hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur. Cesedine de, cesetler arasında hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.
Nurunla münevver olan kabr-i şerifine de hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur. îsm-i pâkine de, isimler arasında hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
Doğumlarından önce ve sonra vukua gelen harikulade hadiselerle kadem-nihade-i âlem olacağına dair alâmetler beliren, mübarek başları üzerinde gölgeleyici beyaz bulut eksilmeyen Efendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Şefaat ve keramet sahibi bulunan efendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.
Nübüvvet ve risâlet sahibi efendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
Efendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur ki, o güneş ve ay gibi azamet, mehabet ve güzelliktedir.
Efendimiz Hz. Muhammed'e, Hz. Ebu-Bekir, Ömer, Osman ve Ali rıdvanullahi teâlâ ecma'ınin yaptıkları iyilikler sayısınca hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Efendimiz Hz. Muhammed'e, yeryüzündeki bitkiler ve ağaçların yaprakları sayısınca hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
Makam-ı Mahmud'u bahşettiğin, o güzel yüzlü, açık ve tatlı sözlü efendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
İnsanları, güzel ve hikmetli sözler, tatlı ve inandırıcı öğütlerle hak ve hakikate,
iman ve hidayete davete gelen, esirgeyici ve yalnız mü'minlere değil,
can düşmanlarına karşı dahi şefkat ve merhametli olan efendimiz Hz. Muhammed'e
ve onun âl ve evlâdına salât ve selâmlarının en üstün ve en faziletlisiyle,
zât-ı akdesine mahsus ve münhasır bulunan ilimlerinin sayısınca ve kutsal kelimelerinin uzunluğunca,
zâkirler onu zikrettikçe ve gafiller onu zikretmekten gaflet eyledikçe hayır,
rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
Efendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur ki,
sen azim-üş-şân Resûl-ü zişânın hürmetine bâtıl dinlere saplanmış kalmış bölük pörçük insanları hak din üzerine topladın.
O nebiyyi muhterem izzetine onların kalplerindeki zulmetleri nurlandırdın.
O habib-i edibini diğer bütün sevdiklerin arasından seçip ayırdın.

Allahım! E
fendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur ki, o hak ile bâtılı, hayır ile şerri açık seçik beyan eden hak din ile gelmiş, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bir nebiyyi alışandır ve bütün insanlar âlemlerin Rabbi huzurunda toplanacakları gün, günahkâr ümmetine şefkat ve şefaat edecektir.

Allahım!
Efendimiz Hz. Muhammed'e, nübüvvet ve risaleti şerefine lâyık olacak şekilde hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur ki, yüce katında onun kadr-ü kıymeti gayet büyük ve çok yüksektir. Ona, bu kadr-ü kıymetinin değerince ve en büyük miktarda hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.
Yüce kişiliğine büyük bir emniyetle itaat ettiğimiz, kerem ve inayet sahibi Resûl-ü zişânın olan efendimiz Hz. Muhammed'e hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
Habib-i edibin olan efendimiz Hz. Muhammed'e, onun muhterem atası ve Halil'in Hz. İbrahim'e, onun kardeşleri ve senin Kelimin Hz. Musa'ya Ruhullah olduğuna emin bulunduğumuz Hz. isa'ya, kulun ve peygamberin Hz. Süleyman'a ve babası Hz. Davud'a ve diğer bütün nebilerinle resullerine, göklerde ve yerlerdeki tâ'at ehlinin hepsine, zâkirler zikrettikleri ve gafiller zikirden gaflet eyledikleri müddetçe hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
inayet kaynağı, kıyamet gününün ziyneti, hidayet hazinesi, iyman libasının süsü, haremsaray-ı vahdetinin mahrem-i esrarı, şeri'at güneşi, Kur'an-ı azim-ül-bürhanının ve ilâhi hükümlerinin lisanı, ümmetinin şefaatçisi, biz âciz kullarını zât-ı akdesine takdim eden imamımız ve çok merhametli peygamberimiz, kutluluğumuz ve mutluluğumuzun sebebi Hz. Muhammed ile Hz. Âdem, Nuh, Halil'in ibrahim, kardeşleri Kelim'in Hz. Musa, ruhullah olduğuna emin bulunduğumuz Hz. İsa, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya, Hz. Şuayib ve âl ve evlâtlarına zâkirler zikrettikleri ve gafiller zikirden gaflet eyledikleri müddetçe hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Allahım!
Ey, fazl-ü keremi, ihsan ve inayetleri devamlı olan, ey biz âciz ve günahkâr kullarına atiyyelerini bahşetmek üzere elleri daima açık bulunan, ey mâ'nen ve maddeten lütuf ve ihsanlarda, dünyevî ve uhrevî in'amlarda bulunan, ey hataları, kötülükleri ve günahları yarlığayarak bağışlayan yüce Rabbimiz!
Huy, ahlâk ve tabiat bakımlarından bütün yarattıklarının en hayırlısı ve en üstünü olan efendimiz Hz. Muhammed'e ve onun her bakımdan pâk ve temiz, her mânada üstün ve seçkin ashabına hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.

Ey yüce Rabbimiz!
Onların hürmet ve izzetine bizleri yarlığa ve bağışla..
Bu cemiyetimizi HAK LÂ İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDÜN RESÛLÜLLAH, İBRAHİM HALİ-LULLAH hürmetine bizler için mağfiret ve rahmet sebebi kıl.

Ey bizim efendimiz!
Yâ Resûlallah! Ey delil ve burhanımız ve yegâne sığınağımız!
Ey biricik ilticagâhımız ümmeti olmakla şeref ve bahtiyarlık duyarak öğündüğümüz,
sen bizlere Hak Lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah İbrahimii Halilullah kelime-i tayyibesini talim ve telkin buyurarak dünya ve âhirette necatımıza kifayet eylemiş bulunuyorsun.

Ey vaktin sahibi, ey zamanın yardımcısı, ey bütün peygamberlerin özü ve özeti,
ey iki dünyanın cevheri!
Hak lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah İbrahimü Halilullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Ey düşkünlere el uzatıp kaldıran,
ey fakirlere kucak açıp onları şefkat kanatları altında barındıran,
muhakkak ki sen bütün yaratılmışların gözbebeğisin.

Ey dünyada ve âhirette ümmetine yardımcı olan.
Hak lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah İbrahimü Halilullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)
Tam bir itimat, tevekkül ve teslimiyyetle Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellemi methederim. Zira, onun talim ve telkin buyurduğu Hak lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah İbrahimü Halilullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) kelime-i tayyibesi, iki cihanda bize necatımız için kâfi ve vâfidir.

O bize sevindirici ve müjdeleyici olarak gelmiş ve beraberinde fazlü keremini de getirmiştir ki, Allahu teâlâya mülâki olabilmemiz için bize telkin ve talim buyurduğu
Hak lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah İbrahimü Halilullah kâfi ve vâfidir.
(Ona bin salât-ü selâm olsun, sonra yüz ile seksen çarpılarak doksan bin salâtai selâm olsun.)

Lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah İbrahimü Halilullah kelime-i tayyibesini söyle,
zira bu mübarek sözler belli ve açık bir nurdur.
Ahmed-el-Mustafa, bütün peygamberlerin efendisidir.
Salât-ü selâmlarımız; onun, âl ve evlâdının ve bütün ashabının üzerlerine olsun.

Ey Allah!
Ey Rahman!
Müslümanlara merhamet buyur.

Ey Allah!
Ey Rahman!
Müslümanlara tevfikini ihsan buyur.

Ey Allah!
Yâ Rahman!
Müslümanlara yardım eyle..
Bin salât ve sonra selâm olsun o en büyük sırrına,
âlemlerin efendisi olan Ahmed-el-Mustafa ve onun âl ve evlâdına ve bütün ashabına..
Yâ Hannân-ü yâ Mennân!
Bizi, iman ile öldür.

Salât-ü selâmlar kıyamet gününe kadar, uzun zaman iman ve islâm ufuklarına bedr-i tamam halinde tulü eden Ha-bib-i edibinin üzerine olsun.

Allahu teâlânın rahmet ve bereketi, in'am ve ihsanı şefaat-i uzmâ makamının sahibi, doğuşundan önce beliren alâmetlerle nebiyyi âhir zaman olduğu belli olan,
başı ucundan kendisini daima gölgeleyen beyaz bir bulut eksik olmayan Resûl-ü zişân,

Yâ Mustafa! Allah hakkı için bize bir şey ihsan buyur..
Ey sırrı, Allah azim-üş-şânın sırrı olan, yâ Mustafa!
Allah hakkı için bize bir şey ihsan buyur..
Ey feyzi, Allahu teâlânın feyzi olan, Yâ Mustafa!
Allah hakkı için bize bir şey ihsan buyur..
Ey nuru, Allahu zül-celâl vel-kemalin nuru olan,
ey ümmetine şefkat ve merhameti, lütuf ve re'fetiyle tecelli eden,
zilletimize merhamet buyur..
Ey, Allahu teâlânın mâ'nen ve maddeten yüceltip yükselttiği Nebiyyi muhterem,
hallerimizi islâh eyle..

Yâ Resûlallah!
Bize imdat ve muavenet buyur..
Yâ Habiballah!
Sana güvendik, sana güveniyoruz..
Ya Nebiyyallah!
Bize şefaat eyle, vallahi senin şefaatin ind-i ilâhide asla reddolunmaz.

Ey Rabbimiz!
Sen ulu Allahımızsın..
Ey Rabbimiz!
Sen yüce Allahımızsın..
Ey kuluna her işinde kâfi gelen, sen.
Allahımızsın...

Bizlere Lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah ilmini kolaylaştır,
ki hakkıyle ve sıdk ile kail olabilelim.
Bütün peygamberlerinin en şereflisi ve nurlusu olan sevgili peygamberimize hayır, rahmet ve bereketler ihsan buyur.
Hamd-ü sena, ancak âlemlerin Rabbi ve mürebbisi olan Allahu azim-üş-şâna mahsus ve münhasırdır.


AMİN.
Cevapla

“Dua Köşesi” sayfasına dön