DUA

Kendi yazdığınız Hikaye, Makale ve Yazıları paylaşalım.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

DUA

Mesaj gönderen der-ya »

Dua aklın bitip aşkın başladığı bir haldir. İnsan dua ederken akıl modundan aşk moduna geçer.

Geçerse, gereği gibi dua edebilir. Geçerse, dua kalbin Allah’la konuşması olur. Şah damarından yakın olan merkez, şah damarından yakın olanla temasa geçer. Orada söz biter, öz başlar. Orada tedbir biter, takdir başlar. Orada ceset biter, ruh başlar.
O makam talep makamıdır. Böyle yapılmış bir dua dergah-ı ehadiyyete varır.

Tıpkı Hz. İbrahim’in, İmran’ın kadını Hz. Hanne’nin, Hz. Zekeriyya’nın duası gibi. Hz. Zekeriyya, bahçıvan kılındığı Hz. Meryem’e bakıp içindeki evlat hasreti yekindi, tüm hücreleriyle “istemek” kesildi ve “Rabbim!” dedi, “Katından bana temiz bir nesil ver! Şüphesiz sen duayı işitensin!” Duayı aşk halinde etmişti. Anında kabul edildi ve kendisine bildirildi. Bu kez Hz. Zekeriyya şöyle sordu: “Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir? Şu kesin ki, ben ihtiyarlık çağımdayım, karımsa kısır!”

Oysa, Allah’tan evlat isterken de aynı durumdaydı. Ama durumuna bakmadan isteyen kendisiydi. İsteği kabul edilince “Ama bu nasıl olabilir ki?” diye soran da kendisi. İki tavır da aynı kişiden sadır oldu, fakat aynı yerden değil. O duayı aşk modunda yaptı, soruyu akıl modunda sordu. İşte dua böyle olmalıydı.


Haddini bilen dua eder. Çünkü haddini bilen yetersizliğini bilir. Haddini bilen Rabbini bilir. Haddini bilen insan, kulluğunu bilir. Kulluğun en güzel ifadesi duadır. Duanın zamanı ve mekanı yoktur. Her yerde ve her zaman dua edilir. Her hal ve şartta dua edilir.

Dua kalbin Allah’la konuşmasıdır. Dua diller üstü bir dildir. Kalbin dilidir dua eden. Kalp duaya durunca, değil sadece dil, her bir hücre ona katılır. İnsanın bütün varlığı “istemek” olur. Böyle bir duanın kendisi bizzat icabettir. Bütün hücreleri istemek kesilen birinin duasının kabul olup olmadığı merak edilmez. Çünkü böyle bir hal, kabul olmuş bir duanın ta kendisidir. Böylesine dua eden bir yüreğe sahip olmak, tüm duaların getireceği her şeyden daha üstününe sahip olmaktır.

İnsan, dua ile istemeden önce, duayı istemelidir. Bunu istemek, Allah’la konuşan bir kalp istemektir.



OKUmuştum BİR daha hatırlayalım istedim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: DUA

Mesaj gönderen der-ya »

Muhyiddîn-i Arabî, birgün Ebü’l-Abbâs hazretlerine yazdığı mektûbunda; “Bana duâ ve teveccüh etmenizi istirhâm ediyorum. O halde geleyim ki, kalbinizden geçirdiğiniz bir suâlin cevâbını verebileyim” diye yazdı.


Bir zaman sonra Ebü’l-Abbâs’dan mektûbun cevabı geldi. Yazıyordu ki: “Evvelki gece, ma’nâ âleminde bir dâire şeklinde toplanan velîleri gördüm. Onların da ortalarında iki zât var idi. Bunlardan birisi Ebü’l-Hasen bin Sibân idi. Diğeri de Endülüslü idi. O sırada kalbime hafiften bir nidâ geldi. Bir âyet-i kerîme okundu. Bunun üzerine ikisi birden secdeye kapandılar. Yine hafiften; “Secdeden hangisi önce kalkarsa, o “Kutb” ve “Gavs” dır” denildi. Merakla bekliyorduk, önce Endülüslü başını kaldırdı. Endülüslüye dilimi oynatmadan ya’nî kalbimden bir suâl sordum. Bana dönerek bir defa üfürdü. Onun bu nefesinde sorduğum sorunun cevâbı var idi.

Onun bu cevâbına, hem ben, hem de oradaki bütün velîler hayran kaldılar. Endülüslünün yüzüne dikkatle baktım, sen idin.”
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►Kendi Yazdıklarınız◄” sayfasına dön