HADİSLERLE İSLAM...

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4965
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

FİRAVUN, HÂMÂN VE KÂRUN

Resim---3309-)Enes (b. Malik) tarafından nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Yeryüzü kadınlarından İmran'ın kızı Meryem, Huveylid'in kızı Hatice, Muhammed'in kızı Fatıma ve Firavun'un karısı Asiye (örnek olarak) sana yeter."
(Tirmizl, Menakıb, 61)

Resim---3310-)İbn Mes'üd anlatıyor: "Bedir (Savaşı) günü Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve 'Ebü Cehil'i öldürdüm.' dedim. Hz. Peygamber, 'Kendinden başka ilah olmayan Allah aşkına (öldürdün mü onu)?' dedi. Ben de, 'Kendinden başka ilah olmayan Allah aşkına (evet öldürdüm)!' dedim. Üç kez tekrarladı. Ardından şöyle buyurdu: 'Allah en büyüktür. Vaadine sadık kalan, kuluna yardım eden, bütün grupları tek başına hezimete uğratan Allah'a hamdolsun! Gidelim de onu bana göster.' dedi. Gittik bir de baktık ki o (Ebü Cehil). Bunun üzerine, 'Bu (Ebu Cehil), bu ümmetin firavunudur.' buyurdu."
(İbn Hanbel, I, 445)

Resim---3311-) Firavun'un kızının hizmetkarı olan ve "Maşita" adıyla anılan mümin bir kadın vardır. Bir gün Firavun'un kızının saçını tararken tarak elinden düşer ve alırken, "Bismillah" der. Firavun'un kızı, kadına, "Babam Firavun(un ismiyle mi demek istiyorsun)?" diye sorar. Kadın, "Hayır! Benim Rabbim ve babanın Rabbi olan Allah(ın ismiyle demek istiyorum)." der. Bunun üzerine Firavun'un kızı, "Bunu babama haber vereceğim." der ve olanları babasına anlatır. Firavun, kadını yanına getirtir. Kadına, "Ey Kadın! Senin benden başka Rabbin mi var?" diye sorar. Kadın, "Evet! Benim Rabbim de senin Rabbin de Allah'tır." der. Firavun, bunun üzerine bakırdan tandır yapılıp kızdırılmasını, kadının ve çocuklarının o tandırın içine atılmasını emreder. Kadın, ölüme razıdır ancak Firavun'a, "Senden bir dileğim var." der. Firavun, "İstediğin nedir?" diye sorar. Kadın, "Benim ve çocuklarımın kemiklerini birleştirip gömmendir." der. Firavun, "Bunu yerine getirmek, bize düşen bir hak ve vazifedir." der. Sonra da çocuklarını annelerinin gözü önünde birer birer tandıra attırır. Henüz emzikli bir bebek olan son çocuğu atılırken bir an tereddüt yaşayan kadın, bebeğin dile gelerek ''Anneciğim korkusuzca atla! Çünkü dünya azabı ahiret azabından daha hafif tir." demesi üzerine kendini ateşe atar. Hz. Peygamber, Mi'rac gecesinde çok hoş bir koku hissedince Cebrail'e bu güzel kokunun mahiyetini sormuş, Cebrail (as) da bu olayı anlatarak bu güzel kokunun, Firavun'un kızının saçlarını tarayan kadının ve çocuklarının kokusu olduğunu bildirmişti.
İbn Mace'nin rivayetinde bu kokunun, kadının, iki oğlunun ve kocasının kabirlerinin kokusu olduğu ifade edilmektedir.
(İbn Hanbel,l, 309; Hakim, Müstedrek, IV, 1436 (2/497); İbn Mace, Fiten, 23)

Resim---3312-) Hz. Peygamber (sav) Bedir' de öldürülen müşrik cesetlerinin yanında durmuş ve onlara hitaben, ''Allah, benim yanımdaki bir grupla size ceza verdi. Şüphesiz, ben güvenilir bir kimse iken siz beni hain ilan ettiniz. Ben doğru bir kimse iken beni yalanladınız." buyurmuştur. Sonra da Ebu Cehil b. Hişam'a yönelerek, "Bu, Allah'a karşı Firavun'dan daha azgındı. Zira Firavun, öleceğini anladığında Allah'ın birliğini ikrar etti. Bu ise öleceğini anladığında Lat ve Uzza'ya dua etti." buyurdu.
(Taberani, elMu'ccmii'l-kebir, Xl, 302)

AYETLER

"Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı." (Bakara 2/249)

''Andolsun ki biz Musa'yı mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun'a, Hdmdn'a ve Kdrun'a gönderdik . (Mümin 40/23-24)

"Firavun'a git, çünkü o azmıştır." (Ta ha 20/24)

" ... İşte bunlar, Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir. .. " (Kasas 28/32)

"Bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan döndüresin de yeryüzünde hakimiyet (devlet) ikinizin eline geçsin diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz. " (Yunus 10/78)

"Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne dersiniz?" (Şuara 26/35)

"Biz alemlerin Rabbine iman ettik. Musa ve Harun'un Rabbine!" (Ar'af 7/115-122 ; Ta ha 20/65-73)

"Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin. Şüphesiz ki biz, günahlarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri affetmesi için Rabbimize inandık. Allah'ın vereceği mükafat daha hayırlı ve daha kalıcıdır. " (Ta ha 20/72-73)

"Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun'd.an ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! " (Tahrim 66/11)

"Onunla (Musa ile) beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın." (Mü'min 40/25)

" ... Biz, onların üzerinde ezici bir güce sahibiz/" (A'raf 7/127)

"Bırakın beni, Musayı öldüreyim. (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben, onun, dininizi değiştireceğinden yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum. (Mü'min 40/26)

" ... Ey Haman! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Musa'nın ilahına çıkar bakarım(!) Şüphesiz ben, onun mutlaka yalancılardan olduğunu sanıyorum. '' (Kasas 28/38)

"Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir. " (Bakara 2/153)

Firavun: "İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka hiçbir ilah olmadığına inandım. Ben de Müslümanlardanım."

"Şimdi mi?! Oysa daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun. Biz de bugün bedenini, arkandan geleceklere ibret olman için kurtaracağız. Çünkü insanlardan birçoğu ayetlerimizden gerçekten habersizdir. " (Yunus 10/90-92)

"Öyle bir ateş ki onlar sabah akşam ona sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, 'Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun.' denilecektir. Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara, 'Biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?' derler. Büyüklük taslayanlar ise şöyle derler: 'Biz hepimiz ateşin içindeyiz. Şüphesiz Allah, kullar arasında (böyle) hüküm vermiştir."' (Mümin 40/46-48)

"Keşke Karun'a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir." "Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah'ın vereceği mükdfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur." (Kasas 28/79-80)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4965
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

HABEŞİSTAN'A HİCRET ve ADiL HÜKÜMDAR NECAŞi

Resim---3313-) Ebü Musa' dan (ra) nakledildiğine göre,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem (Habeşistan'a hicret eden Müslümanlar hakkında) ... şöyle demiştir: "Ey gemi ahalisi! Sizin için iki hicret (sevabı) vardır."
(Buharı:, Menakıbü'l-ensar, 37)

Resim---3314-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hanımı Ümmü Seleme (ra) anlatıyor: ... Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem (Mekke' de işkence gören) ashabına şöyle demiştir: "Habeşistan'da, ülkesinde hiç kimseye zulmedilmeyen bir kral vardır. Allah sizin için bu durumdan bir çıkış ve kurtuluş yolu gösterinceye kadar orada kalın . .. "
(Beyhaki, es-Sünenü'l-hübra, IX, 17)

Resim---3315-)Cabir b. Abdullah'ın naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, 'Bugün Allah'ın salih bir kulu olan Ashame (Necâşi) vefat etti.' buyurdu. Sonra kalkarak bize imam oldu ve onun (gıyabi) cenaze namazını kıldırdı."
(Müslim, Cenaiz, 65)

Resim---3316-) Ebü Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bize Habeşlerin meliki olan Necaşi'nin ölüm haberini, öldüğü gün bildirdi ve 'Kardeşiniz için Allah'tan mağfiret isteyin.' buyurdu."
(Buhari, Cenaiz, 60)

Resim---3317-) Esma, kendisi gibi Habeşistan muhaciri olan Hz. Ömer'in kızı Hafsa'yı ziyaret etmek için onun evine gitmişti. Tam bu sırada Hz. Ömer de kızını görmek için onların yanına geldi. Kızına, "Bu kadın kim?" diye sordu. Hafsa, "Umeys'in kızı Esma" diyerek onu tanıttı. Bunun üzerine Hz. Ömer, "Habeşli mi, şu deniz yolcusu mu?" şeklinde ona takıldı. Esma da "Evet." dedi. Hz. Ömer, Esma'ya dönerek, "Medine'ye hicret ile biz sizi geçtik. Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem sizden daha layığız." dedi. Esma bu söze alınarak cevap verdi: "Hayır. Vallahi siz Resülullah'la birlikte hicret ettiniz ve o sizin açlarınızı doyurdu, cahillerinizi eğitti. Biz ise Habeşistan' da Müslümanların uzağında, onlara nefret besleyen bir memlekette bulunuyorduk. Bütün bu sıkıntılar, Allah ve Resülü'nün rızası içindi. Allah'ın adına yemin olsun ki, bana dediklerini gidip Resülullah'a sallallahu aleyhi vesellem söyleyinceye kadar ne bir lokma yiyeceğim ne de bir yudum su içeceğim. Biz eziyet görüyorduk ve korkutuluyorduk. Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem bunları söyleyeceğim ve ona soracağım. Yemin olsun ki ne yalan söylerim ne de gerçeği saptırırım. Tek bir kelime bile eklemeden anlatırım."
Hz. Ömer, Esma'yı hicret gibi hassas bir konuda kızdırmıştı. Çektikleri türlü sıkıntılar karşılığında Hz. Ömer'in söyledikleri ağırına gitmişti. Durumu Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem anlatmak üzere hemen onun yanına gitti. Peygamberimizin cevabı Esma'nın yüreğine su serpmişti: "O, bana sizden daha layık ve yakın değildir. O ve onunla beraber hicret eden arkadaşları için bir hicret sevabı vardır. "Ey gemi ahalisi! Sizin için ise iki hicret (sevabı) vardır. Birisi Habeşistan'a hicret, öbürü Medine'ye, Peygamber'in yanına hicret. ''
"İbn Hacer, İsdbe, VII, 489; Buharı, Meğazı, 39; Müslim, Fedai lü'ssahabe, 169; İbn Hanbel, IV; Buharı, Menakıbü' l-ensar, 37."

Resim---3318-) . Habeşistandan dönen Ca'fer b.Ebü Talib'in de içinde bulunduğu en son grup ise 628 yılında, Hayber'in fethi sırasında Medine'ye dönmüştü. Hayber'de Ca'fer'in geldiğini gören Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, onu kucaklamış, iki kaşının arasını öpmüş ve şöyle demişti: "Hangisine daha çok sevineceğimi bilemiyorum. Hayber'in fethine mi yoksa CaJer'in dönüşüne mil"
(Ebü Davüd, Edeb, 145 -146; Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra, VII , 157.)

Resim---3319-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, kendisine sığınan Müslümanlara kucak açan Habeşistan kralı Necaşt Ashame'ye gönderdiği ve onu Müslüman olmaya çağırdığı mektup şöyledir:
"Rahman ve Rahtm olan Allah'ın adıyla. Allah'ın Resulü Muhammed'den Habeş kralı Necaşt Ashame'ye...

Müslüman ol! Kendisinden başka tanrı olmayan gerçek melik, mukaddes, selam, koruyucu, kurtarıcı olan Allah'a hamdimi sana iletirim. Meryem oğlu
İsa'nın, Allah'ın ruhu ve bakire, iffetli, temiz ve namuslu Meryem'e (rahmine) bıraktığı kelimesi olduğuna şehadet ederim. Böylece Meryem, İsa'ya hamile kalmıştır. Allah, Adem'i kudreti ve nefesi ile nasıl yarattı ise İsa'yı da kendi ruh ve nefesinden öylece yaratmıştır.

Seni tek ve ortaksız olan Allah'a inanmaya, O'na itaatte devamlı olmaya, bana uymaya ve bana gelen vahye iman etmeye davet ediyorum. Çünkü ben Allah'ın Resulüyüm. Sana amcamın oğlu Ca'f er'i ve beraberinde Müslümanlardan bir grubu göndermiştim. Sana geldikleri zaman onları ağırla ve zorbalığı bırak. Seni ve askerlerini Allah'a Onanmaya) çağırıyorum. Ben tebliğ ettim, nasihatte bulundum. Nasihatimi kabul edin! Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.
(Taberi, Tarih, 11, 131-132)

Resim---3320-)Necaşt, Allah Resulü'nün bu davetine olumlu cevap vererek Müslüman olmuştu. Hatta kaynaklarda islam'ı benimsediğini ifade eden kendisine ait bir mektup da bulunmaktadır:

"Rahman ve Rahtm olan Allah'ın adıyla. Necaşt Ashame b. Ebcer'den Allah'ın Resulü Muhammed'e.

Ey Allah'ın Peygamberi! Allah'ın selamı, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Allah'tan başka ilah yoktur. O Allah ki beni İslam'a eriştirmiştir.
Şimdi, İsa'nın durumunu anlatan mektubun bana ulaştı ey Allah'ın Resulü! Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki İsa senin söylediğin gibidir, fazlası değil! Senin bize gönderdiğinle tanışmıştık. Amcanın oğlunu ve arkadaşlarını misafir etmiştik. Şehadet ederim ki sen Allah'ın Resulü'sün, doğrusun ve (Allah tarafından da) tasdik edilmişsin. Sana ve amcanın oğluna biat ettim ve onun aracılığıyla alemlerin Rabbine teslim oldum. Ey Allah'ın Resulü! Sana oğlum Erha b. Ashame b. Ebcer'i gönderiyorum. Ancak kendime sözüm geçer. Sana gelmemi istersen ey Allah'ın Resulü, gelirim. Şehadet ederim ki senin söylediklerin gerçektir. Sana selam olsun ey Allah'ın Resulü!"
(Taberi, Tarih, ll, İbn Kesir, Bidaye, lll, 104-105)

Resim---3321-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Habeşliler için ashâbına : "Onlar size dokunmadığı sürece siz de Habeşlilere dokunmayın." buyurmuştur.
(Ebü Davud, Melahim,Nesai, Cihad, 42)



AYETLER

"Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Ahiret mükafatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi. " (Nah!, 16/41.)
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön