Çeviren.:Dr. Yusuf Ziyâ KESKİN.. (Harran Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi Hadîs Ana Bilimdalı Araştırma Görevlisi.)
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ.:
DUÂ=>İnsanın yaratılış mayasında var olan bir DUYgudur. Onunla ALLAH'ın Katı'nda değer kazanır, Olgunluğa, Huzura ve Mutluluğa ulaşır ve ALLAH'ı Hoşnut eder. Yüce ALLAH, Furkân Sûresi 77. âyette şöyle buyuruyor: "(Rasûlüm) de ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, RABBim size ne diye değer versin."
İnsan DUÂ ile kendini güven içerisinde bulur ve ALLAH'a yakınlık hisseder..
قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا “Kul mâ ya’beu bikum RABBî lev lâ DUÂ ukum, fe kad kezzebtum fe sevfe yekûnu lizâmâ (lizâmen).: (Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve DUÂ nız) yalvarmanız olmasa, RABBim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar! Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azâb yakanızı bırakmayacaktır!”(Furkân 25/77)
Gâfir Sûresi 60. âyette de.: "Bana DUÂ edin, size icâbet edeyim."
وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ “Ve kâle RABBukumud’ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an ibâdetî se yedhulûne cehenneme dâhırîn (dâhırîne).: Ve RABBimiz, şöyle buyurdu.: "BANA DUÂ ediniz ki size icâbet edeyim(kabul edeyim). BANA kul olmaktan kibirlenenler, muhakkak ki hakir ve zelîl olarak ( aşağılanarak) Cehenneme girecekler."(Mü’min 40/60)
Buyrularak insan DUÂ ya dâvet edilmekte ve DUÂ nın kabul edileceği bildirilmektedir. Her şey ALLAH'ın Kudret Elinde olduğu için insan O’nu her fırsatta hatırlamalı ve ona yönelmelidir.
Bakara sûresi 186. âyette ise.: "Kullarım sana, BENİ sorduğu vakit, de ki, BEN her halde yakınım. DUÂ edenin DUÂ sını BANA DUÂ ettiği anda işitir, ona karşılık veririm. O halde kullarım da BENİM dâvetime UYsunlar ve BANA İNANsınlar, umulur ki =>Doğru YoLu bulurlar." buyrulmaktadır.
وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ “Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb (karîbun) ucîbu da’vete’d- dâi izâ deâni, fe’l- yestecîbû lî ve’l- yu’minû bî leallehum yerşudûn (yerşudûne).: Ve kullarım Sana, BENden sorduğu zaman, muhakkak ki BEN, (onlara) YAKINım. BANA DUÂ edilince, DUÂ edenin DUÂ sına (davetine) icâbet ederim. O halde onlar da BANA (BENİM Dâvetime) icâbet etsinler ve BANA inânsınlar (BANA ulaşmayı dilesinler). Umulur ki böylece onlar irşâda ulaşırlar (irşâd olurlar).”(Bakara 2/186)
DUÂ iki çeşittir =>Biri fiille yapılan DUÂ , diğeri ise sözle yapılan DUÂ dır. Fiille yapılan DUÂ=>Bir İŞin olması veyâ olmaması için gerekli çalışmayı yapmaktır. Buğdayı ekip gübre ve SU vermek gibi.
Sözle yapılan DUÂ ise =>Yine bir İŞin olması veyâ olmaması için dile ile ALLAH'a yalvarmaktadır.
Bu iki çeşit DUÂ nın beraberce yapılması =>DUÂ nın kabul olmasında daha etkilidir.. DUÂ nın kabul olması için bâzı şartlar gerekmektedir. Öncelikle DUÂ=>İbâdet maksadıyla yapılmalıdır. Samimî duygularla ALLAH'a YALVARmalı ve DUÂ nın sonuçları birinci hedef olarak düşünülmemelidir. İnsan DUÂ yı sırf kendi arzularını gerçekleştirmek için yaparsa =>DUÂ daki ihlâs ortadan kalkar ve DUÂ kabul olmaz..
DUÂ=>Kelime ve Dilde kalmamalı =>KaLB ve RÛHta yankı bulmalı ve bir geriklim ve teslimiyetin sonunda ifâde edilmelidir. DUÂ=>Sâdece sıkıntılı anlarda ve günah işlendiğinde başvurulacak bir yol değildir.. DUÂ=>İbâdet olduğu için bilhassa mutlu zamanlarda yapılmalıdır. DUÂ nın kabul olması için =>Sabırlı olmalı ve acele edilmemelidir.
PeygamberimizBir Hadislerinde şöyle buyuruyor.:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "DUÂ ettim de DUÂ m kabul olmadı diyerek acele etmezseniz DUÂ nız kabul olur!."buyurmuştur. (Buhârî, Da'avat 22; Müslim. Zikir 90, 91; Ebû Dâvûd, Zikir 23; Tirmizî, Da'avât 12; İbn Mâce, DUÂ 7; Muvatta', Kur’ÂN 29; Ahmed b. Hanbel, II, 487.)
Yapılan her DUÂ, istenildiği şeklide kabul olmayabilir. Bunun sebebi, ya DUÂ nın kabulü için en uygun zamanın henüz gelmemiş olması, ya ihlâsın bulunmaması, ya istenen şeyin zulmü içermesi, ya da istenilen şeyin âhirette verilmek üzere tehir edilmesidir. Yüce ALLAHEzel ve Ebed'i en iyi bildiğinden, insan için en uygun olacak şekilde DUÂ yı kabul eder.
Ayrıca DUÂ nın kabul olmasında şu dört husus önem arzetmektedir.: DUÂ Eden, DUÂ Vakti, DUÂ Edilen Yer ve, DUÂ Lafızlarıdır.. Hadîs Kitaplarında, yukarıdaki hususlarla ilgili olarak çeşitli rivâyetler bulunmaktadır..
Tercüme etmeye çalıştığımız =>Suyûtî'nin =>"Sihâmu'l-İsâbe fi'd-Da'avâti'l-Müstecâbe.: Makbul DUÂ larla İlgili Hadîsler adlı Kitabı da bu özelliklere dair olup Hadîs Kitaplarından derlenmiş bir Eserdir. Bu Eser, 4 Bölüm ve bir Sonuç olarak düzenlenmiştir. Birinci Bölüm.:DUÂ Edenin Önemi, İkinci Bölüm.:DUÂ Vakitleri, Üçüncü Bölüm.:DUÂ nın Yapilâcağı Yerler, Dördüncü Bölüm.: Bâzı Örmek DUÂ Ları ihtivâ etmektedir.
Suyûtî, kaydettiği hadîslerin kaynağını genellikle Musannıf İsmi olarak vermiş, bâzı hadislerin kaynağında ise Musannif ve Eserinin İsmini açıkça belirtmiştir.
Bu eserde toplam 92 Hadîs derlenmiştir. Eser, 1403/1982 yılında Medîne'de yayımlanmıştır..
Amacımız bu küçük eseri Kültürümüze kazandırmak ve DUÂ ederken nelere dikkat edilmesi gerektiğini, Peygamberimizin Hadîslerinden öğrenerek DUÂ daki hedefe ulaşmaktır..
EBU'L-FADL CELÂLÜDDİN es-SUYÛTİ.. (D. 859/1445.. Ö. 911/1505)
Kısa bir ömürde yüzlerce eser meydana getiren ve böylece haklı bir şöhrete ulaşan Suyûtî, kendi Hal Tercemesini hayatta iken yazan nâdir şahsiyetlerden biridir.
Şimdi Suyûtî'nin Hayatını "Hüsnü'l-Mühâdara Adlı Eseri"nden Kendi Ağzı ile dinleyelim.. (Suyûtînin hayatı ile ilgili bilgiler mezkur, kitabından kısatılarak alınmıştır.).:
"Abdurrahmân b. Ebû Bekr b. MuhaMMed b. Sâbıkuddîn b. el-Fahr Osman b. Nâziruddin MuhaMMed b. Şeyfuddin Hadır b. Necmuddîn Ebu's- Salah Eyyüb b. Nasiruddin MuhaMMed b. eş-Şeyh Hemmâmuddîn el- Hammâm el-Hudeyri el-Asyûtî..
Doğumum (Kâhire'de) 859/1445 yılı Receb Ayının ilk günlerinde bir Pazar Gecesi akşamdan sonraya rastlar. (küçük yaşta Babamı kaybettim ve) Yetim olarak büyüdüm. Henüz sekiz yaşına varmadan Kur’ÂN'ı ezberledim. Sonra el- Umde, Minhâcu'l-Fikh ve'l-Usûl ve Elfiyetu İbn Mâlik'i ezberledim ve böylece ilim yolunca girdim. 864/1459 yılı başlarında Fıkıh ve Nahvi bir çok Âlimden istifâde ederek öğrenmeye başladım. 866/1461 yılında ise Arapça öğretmeye ve kitap yazmaya başladım. İlk te'lif ettiğim eser =>“Şerhu'l- İsti'âze ve'l-Besmele”dir.
Fıkhı, Şeyhulislam Sirâcuddîn el-Bulkînî'den öğrendim. O ölünce, Oğlunun derslerine katıldım ve Ders ve Fetvâ Verme konusunda icâzeti ondan aldım.
Hadîs ve Arapçayı, Hocamız Takıyyuddîn eş-Şiblîden; derslerine dört yıl devam ederek öğrendim..
14 yıl Hocamız Muhyiddîn el-Kâficî'nin Derslerine katıldım. O’ndan =>Tefsir, Usûl, Arapça ve Me'ânî öğrendim ve bu konularla ilgili icâzet aldım.
Yazmış olduğum eser sayısı 300'e yaklaştı.
Şam, Hicâz, Yemen, Hind ve Mağrib gibi yerlere seyâhatler yaptım. Hac görevimi îfâ ederken, Zemzem SUyunu; Fıkıhta ->Sirâcuddîn el-Bulkînî, Hadîste de ->İbn Hacer'in Mertebesine ulaşmak niyetiyle İÇtim.
371/1466 yılı başında fetvâ vermeye, 872/1467 yılında da hadîs yazdırmaya başladım..
Yedi İlimde =>Derin Bilgi Sâhibi OLdum.
Bu İlimler de =>Tefsîr, Hadîs, Fıkıh, Nahiv, Me'ânî, Beyân ve Bedî'dir.
Fıkhın Dışındaki İlimlerde Hocalarımın hepsini geçtim.
Bu Yedi İlmin dışında =>Usûl-i Fıkh, Kiyâs, Sarf, Yazı Yazma, Teressül (Harflerin Mahreçlerine ve Medlerine Riâyet Etme), Feraiz, Kıraat ve Tıb Sahasında da Bilgi Sâhibi oldum. Matemâtik ise bana zor gelen ilimlerden biriydi.
Bunları övünmek için değil, bilâkis ALLAH'ın bir Lütfu olarak söylüyorum. Gençlik gitti, saçlar ağarmaya başladı ve ömrün en güzel günleri geride kaldı.
Hocalarımın sayısı 150 civârında idi. Çalışmalarımda rivâyetten çok, dirâyetle meşgul oldum.."
İşte Suyûtî, bu şekilde hayatını anlatmaya çalışmıştır. O kötü söz ve işlerden uzak, Cömret, Sâlih Ve Müttakî biriydi. Menfaat için yöneticilere dalkavukluk etmez ve onların kapısına gitmezdi. Kendi Rızkına kanaat eder, başkasının malına göz dikmezdi.
Emîr ve Vezîrler onu ziyâret eder ve çeşitli hediyeler getirirlerdi. Fakat o, hediyelerini geri çevirirdi.
Ömrü boyunca ilimle meşgul olan Suyûtî 61 yıl 10 ay 18 gün yaşadıktan sonra 911 yılı Cumâdelûlâ Ayının 19'unda (Ekim 1505) Cumâ Gecesi Kâhire'de vefât etti. ALLAH RAHMEt Eylesin!. Âmin!.
Hamd, kendisine yalvaranın yalvarmasını boşa çıkarmayan ve DUÂ edenin DUÂ sını geri çevirmeyen ALLAH'a mahsustur. Salât ve Selâm=>Efendimiz MuhaMMed sallallahu aleyhi vesellem'e =>O’nun Soyundan Gelenlere ve =>Değerli Ashâbına OLsun!.
Bu kitapçık, Makbul DUÂ larla ilgilidir. Makbul olma, ya DUÂ edende bulunan güzel bir vasıftan, ya vakit veyâ mekânın faziletinden, ya da Hadîs-i Şerîflerde vârid olan DUÂ nın Şerefinden ötürüdür.
Bu kitapçığı "Sihâmu'l-İsâbe fi'd-Da'avâti'l-Müstecâbe..: Makbul DUÂ larla İlgili Hadîsler" diye İsimlendirdim. Bu vesîleyle ALLAH'tan yardım diliyorum.
Eseri 4 bölüm üzere ve güzel ve uğurlu bir sonuç kısmı halinde tertib ettim!.
BİRİNCİ BÖLÜM.:
DUÂ EDENLE İLGİLİ HADİSLER.:
1-)Ebû Hüreyre'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Üç DUÂ vardır ki, onların kabul olduğu hususunda şüphe yoktur.: Mazlumun DUÂ sı, yolcunun DUÂ sı ve anne-babanın çocuğuna DUÂ sı." (Hadîsi Buhârî (el-Edeb adlı eserinde), Ebû Dâvûd ve Tirmizî kaydetti.)
2-) Yine Ebû Hüreyre'den.: Dedi ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Günahkâr da olsa mazlumun DUÂ sı kabul olur. Onun günahı ise kendisinedir." (Hadîsi Ahmed b. Hanbel ve Bezzâr “hasen” dir kaydetti.)
Ahmed b. Hanbel'in, Enes (b. Mâlik) yoluyla rivâyet ettiği bir başka hadîste ise.: "Kâfir de olsa" lafzı vardır.
Hasen Hadis.: Senedinde yalan söylemekle ittiham edilmiş hiç bir kimse bulunmamakla beraber şazz da olmayan ve benzeri, diğer tariklerden rivâyet edilmiş olan hadise denir. (Çeviren)
3-)Ümmü Hakîm'den.:Dedi ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Babanın (çocuğuna) DUÂ sı ALLAH'ın Katı’na ulaşır." (Hadîsi İbn Mâce kaydetti.)
4-)Ebû Hüreyre'den.:Dedi ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Üç kimse vardır ki, DUÂ ları reddedilmez.: İftar vaktindeki =>Oruçlu =>Âdil Devlet Başkanı ve =>Mazlûm!." buyurdu. (Hadîsi Tirmizî kaydetti.)
5-) Yine Ebû Hüreyre'den.:O dedi ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem 'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etti.: "Üç kimse vardır ki, ALLAH DUÂ larını geri çevirmez =>ALLAH Çokça Zikreden =>Mazlûm ve =>Âdil Devlet Başkanı." buyurdu. (Hadîsi Beyhakî Şu'abu'l-İmân adlı eserinde kaydetti.)
6-)Sevbân'dan.:Dedi ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"Dört kimse vardır ki, DUÂ ları kabul olunur.: =>Âdil Devlet Başkanı =>Gıyabında (Müslüman) Kardeşine DUÂ Eden =>Mazlûm ve =>Çocuğuna DUÂ eden." buyurdu. (Hadîsi Ebû Nu’aym Hilyetu'l-Evliyâ' adlı eserinde kaydetti.)
7-)İbn Abbas'dan.:Dedi ki.:“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Kendileri ile ALLAH arasında perdenin olmadığı iki DUÂ vardır.: =>Mazlûmun DUÂ sı ve =>Kişinin ->Gıyabında (müslüman) Kardeşine DUÂ sı." (Hadîsi Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr adlı eserinde kaydetti.)
8-.)Abdullah b. Amr'dan.: "O, Nebî sallallahu aleyhi vesellem'in şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "DUÂ nın en çabuk kabul olunanı =>Başkasına Gıyaben yapılan DUÂ dır." (Hadîsi Buhârî (el-Edeb adlı eserinde), Ebû Dâvûd ve Tirmizî kaydetti.)
9-)Ebu'd-Derda'dan.:Dedi ki.:“Nebî sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Bir Müslümanın Gıyaben Müslüman kardeşi için yaptığı DUÂ makbuldür. DUÂ edenin başı ucunda görevli bir Melek vardır. O, Müslüman kardeşine her Hayır DUÂ da bulundukça ->Melek.: “Âmîn!. DUÂ ettiğinin misli sana da olsun!.” der. " (Hadîsi Buhârî (el-Edeb adlı eserinde) ve Ahmed b. Hanbel kaydetti.)
Sunâbihî Yoluyla gelen rivâyette ise O, Ebû Bekr es-Sıddîk'in şöyle dediğini işitti.: "ALLAH yolunda Kardeş Olanın (Müslüman Kardeşine) DUÂ sı makbuldür." (Bu rivâyeti Buhârî el-Edeb adlı eserinde kaydetti.)
10-)İmrân b. Hüseyn Dedi ki.:“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Müslümanın Müslüman kardeşine gıyaben yapmış olduğu DUÂ reddedilmez." (Hadîsi Bezzâr kaydetti.)
11-)İbn Abbas'dan.: Dedi ki.:"Nebî sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Beş DUÂ vardır ki, kabul olunur. Bunlar da; hakkını alıncaya kadar mazlûmun, dönünceye kadar hacı adayının, yine dönünceye kadar gâzînin, iyileşinceye kadar hastanın ve Gıyaben müslüman kardeşine DUÂ eden kimsenin DUÂ sı. Bunların en çabuk kabul olunanı, müslümanın Gıyaben müslüman kardeşine yaptığı DUÂ dır." (Hadîsi Beyhakî Şu'abu'l-İmân adlı eserinde kaydetti.)
12-)Abdullah b. Abbâs'dan.: Dedi ki.:"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Sizden biriniz ihrama girince; DUÂ sında ->“Âmîn!.” desin. ALLAH'm! Beni bağışla, dediğinde yine ->“Âmîn!.” desin. Hayvanlara ve insanlara lânet etmesin çünkü DUÂ sı makbuldür. Kim kadın-erkek bütün mü'minlere umûmî olarak DUÂ ederse, DUÂ sı kabul olunur." (Deylami hadisi kaydetmiştir.)
13-) Ebû Hüreyre'den.: Dedi ki.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem .: "Hacılar ve umre yapanlar, ALLAH'ın konuğudurlar. ALLAH'a DUÂ ederlerse, DUÂ ları kabul olunur. ALLAH'dan af dilerlerse, ALLAH affeder." buyurdu. (Hadîsi İbn Mâce kaydetti.)
14-)İbn Ömer'den.:O, Nebî sallallahu aleyhi vesellem'nin şöyle buyurduğunu rivâyet etti.: "ALLAH YoLunda savaşan, hacı ve umre yapan, ALLAH'ın Konuklarıdır. ALLAH onları dâvet etti ve onlar da ALLAH'ın dâvetine icâbet ettiler, O'ndan istediler ve ALLAH da onlara verdi." buyurdu. (Hadîsi İbn Mâce kaydetti. Bezzâr'ın Câbir yoluyla kaydettiği bir başka hadîs de bunun gibidir.)
15-)Ebû Hüreyre'den.: O, Nebî sallallahu aleyhi vesellem'nin şöyle buyurduğunu rivâyet etti.: "Üç kimse vardır ki, DUÂ larını reddetmemeyi ALLAH, kendi üzerine gerekli kılmıştır.: İftar edinceye kadar oruçlu, hakkını alıncaya kadar mazlûm ve dönünceye kadar yolcu." buyurdu. (Hadîsi Bezzâr kaydetti.)
16-)İbn Ömer'den.:"O. Nebî sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Oruçlunun iftar vaktinde yaptığı DUÂ makbuldür." (Hadîsi Nesâî kaydetti.)
17-) Yine İbn Ömer'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Hastayı ziyâret ettiğinde ona, sana DUÂ etmesini söyle. Çünkü hastanın DUÂ sı, meleklerin DUÂ sı gibidir." (Hadîsi İbn Mâce kaydetti.)
18-)Ebu'd-Derda'dan.: Şöyle dedi.:Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Hastalığa yakalanmış mü'minin DUÂsı'ndan istifâde et." (Bu rivâyeti Sa'id b. Mansûr Sünen adlı eserinde kaydetti.)
19-)Selman'dan merfû olarak şöyle rivâyet edildi.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.:"Musibete uğrayan kimsenin DUÂ sı makbuldür." (Hadisi Deylemî kaydetti.)
20-)Enes'den.:"Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Hastaları ziyâret ediniz ve onlara, size DUÂ etmelerini söyleyiniz. Çünkü hastanın DUÂ sı makbuldür ve günahları da bağışlanmıştır." (Hadîsi Taberânî Mu'cemu'l-Evsât adlı eserinde, Beyhakî de Şu'abu'l-İmân adlı eserinde kaydetti.)
21-) İbn Abbas'dan.:Dedi ki.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Hastanın DUÂ sı iyileşinceye kadar reddedilmez. " (Hadîsi İbn Ebi'd-Dünya ve Beyhakî kaydetti.)
22-) Ebû Hüreyre'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Üzüntü ve sıkıntılı anlarda DUÂ sının kabul olunmasını isteyen kimse, bolluk ve saâdet zamanlarında çokca DUÂ etsin." (Hadisi Tirmizî ve Hâkim kaydetti.)
23-)İbn Ömer'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.:Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "DUÂ sının kabul olmasını ve sıkıntısının gitmesini isteyen, zor durumda olan kimsenin sıkıntısını gidersin." (Hadisi Ahmed (b. Hanbel) kaydetti.)
Merfu olan Hadis.:Senedi nasıl olursa olsun, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem 'a sarahaten veyâ hükmen nisbet hadise denir.
24-) Ebû Hüreyre'den merfû olarak şöyle rivâyet edildi.:"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Sıkıntıya düşmüş olan kimsenin bedDUÂ sından sakınınız." (Hadisi Deylemî kaydetti.)
25-)Enes'den.: "O,Nebî sallallahu aleyhi vesellem'nin şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "ALLAH, saçı-sakalı ağarmış bir müslümanın, eğer o, sünnete bağlı ve hakka yönelmiş ise, istediği şeyi vermemekten hayâ eder." (Hadîsi Taberânî Mu'cemu'l-Evsât adlı eserinde çok zayıf(6) olmayan bir senedle kaydetti.)
27-)Ebû Umâme'den.: Dedi ki.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Kur’ÂN hâfızının kabul olunan bir DUÂ sı vardır. O DUÂ yı yapar ve DUÂ sı kabul olunur." (Hadîsi Beyhakî Şu'abu'l-İmân adlı eserinde kaydetti.)
DUÂ EDENLE İLGİLİ HADİSLER.: 28-)Habib b. Mesleme el-Fihrî'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem 'ı şöyle söylerken eşittim.: "Bir cemâat toplanır, onlardan bâzilârı DUÂ eder ve bâzıları da âmîn derse, muhakkak ALLAH onların DUÂ larını kabul eder." (Hadîsi Hâkim kaydetti.)
29-)Enes'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Üç kişi bir araya gelir de DUÂ ederlerse, muhakkak ALLAH, onların ellerini geri çevirmemeyi kendi üzerine gerekli kılar." (Hadîsi Ebû Nu'aym Hilyetu'l-Evliyâ' adlı eserinde kaydetti.)
30-)Tâvûs'dan şöyle rivâyet edildi.: "Adamın biri ona.: “Benim için ALLAH'a DUÂ et.” dedi. Tâvûs da.: “Kendin için ALLAH'a DUÂ et, çünkü O, sıkıntıda olan bir kimse DUÂ ettiğinde, onun DUÂ sını kabul eder.” dedi."
En son ahsen tarafından 27 Ara 2024, 06:56 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
28-)Sehl b. Sa'd'dan merfü olarak şöyle dediği rivâyet edildi.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "İki saat vardır ki, o saatlerde gögün kapıları açılır ve DUÂ edenin DUÂ sımın reddedildiği az olur.: Ezân okunduğunda ve ALLAH YoLunda savaş için saf tutulduğunda." buyurdu. Hadîsi Buhârî el-Edeb adlı eserinde kaydetti.
28-) Yine Sehl b. Sa'd'dan.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "İki DUÂ vardır ki, geri çevirilmez.: Ezân okunduğunda ve savaş sırasında insanlar birbirinin boğazına sarıldığında yapılan DUÂ ." Hadîsi Hâkim el-Müstedrek adlı eserinde kaydetti.
28-)Enes'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Ezânla kâmet arasında yapılan DUÂ makbuldür."
34-) Ebû Umame'den.:Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Müezzin ezân okuduğunda gök (kapıları) açılır ve DUÂ kabul olunur. Bir kimseye sıkıntı veyâ üzüntü gelirse, (DUÂ etmek için) müezzinin ezân okumasını gözetsin ve söylediklerini tekrarlasın. Sonra.: للهم رب هذه الدعوة التامة الصادقة المستجابة المستجاب لها دعوة الحق وكلمة التقوى أحينا وأمتنا عليها، واجعلنا من خيار أهلها أحياء وأمواتاً .: Ey takvâ kelimesinin ve hak dâvetinin RABBi ve dâvetine itaat edilen, bu makbul, doğru ve üstün dâvetin RABBi olan ALLAH'm! Bizleri bu dâvet üzere dirilt ve öldür. Bizleri diri ve ölü iken bu dâvet ehlinin seçkinlerinden eyle.” desin ve ihtıyacını ALLAH'dan istesin." (Hadîsî Hâkim kaydetti.)
35-)Câbir'den.:Dedi ki.: "Nebî sallallahu aleyhi vesellem'yi şöyle söylerken işittim.: "Gecede öyle bir saat vardır ki, Müslüman bir kimse o saate denk gelir de ALLAH'dan dünya ve âhiretle ilgili hayırlı bir şey iterse, muhakkak ALLAH ona istediğini verir. Bu, her gece için böyledir." (Hadîsi Müslim kaydetti.)
36-)İbn Abbas'dan.:Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, gecenin son üçte biri hakkında şöyle buyurdu.: "O vakitte melekler hazır bulunur ve yapılan DUÂ kabul olur." (Hadîsi Tirmizî ve Hâkim kaydetti.)
37-) Osmân b. Ebi'l-As es-Sakafi'den.: Dedi ki.: Nebî sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Gece yarısı semâ kapıları açılır ve bir münâdî şöyle seslenir.: “Yok mu DUÂ eden, DUÂ sı kabul olunsun, yok mu isteyen, istediği verilsin, yok mu sıkıntıya düşen, sıkıntısı giderilsin.” Hiç bir müslüman yoktur ki DUÂ etsin de, ALLAH onun DUÂ sını kabul etmesin. Ancak zinâkar kadın ve haksızlık eden vergi me'muru müstesnâdır." (Hadîsi Taberânî sâhih(7) bir senedle kaydetti.)
38-) İbn Ömer'den.: Dedi ki.:"Adamın biri Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem 'e şöyle sordu.: “DUÂ , gecenin hangi saatinde daha çok kabul olur?”Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de.:“Gecenin son bölümünün ortasında.” buyurdu." (Hadîsi Bezzâr ve sâhih bir senedle Taberânî kaydetti.)
39-)Ebü Umâme'den.: O, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem 'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etti.: "Semâ kapıları açılır ve dört yerde DUÂ kabul olur.: ALLAH YoLunda olarak (düşmanla) karşılaşıldığında, yağmur yağdığında, namaz için kâmet getirildiğinde ve Kâbe görüldüğünde." (Hadîsi Taberânî zayıf bir senedle kaydetti.)
Sâhih.: Senedinin başından sonuna kadar güvenilir râvîlerin birbirinden rivâyet ettiği, şazz ve muallel olmayan muttasıl merfü hadise denir..
40-)Aişe'den.: Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Müslüman kul için üç vakit vardır ki, o vakitlerde DUÂ ettiğinde, silâ-i rahmi kesmeyi ve günah işlemeyi istemedikçe, muhakkak DUÂ sı kabul olunur.: Müezzin namaz için ezânı okuyup bitirinceye, savaşta iki ordu birbiriyle karşılaşıp da ALLAH, onların arasındaki hükmünü verinceye ve yağmur yağıp kesilinceye kadar." (Hadîsi Ebû Nu'aym Hilyetu'l-Evliyâ' adlı eserinde kaydetti.)
41-)Ata'dan.: Şöyle dedi.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"Üç vakit vardır ki, semâ kapıları o vakitlerde açılır. Sizler DUÂ lı o vakitlerde yapmaya çalışınız =>Ezân okunduğunda, yağmur yağdığında ve iki ordu karşı karşıya geldiğinde."buyurdu. (Hadîsi Sa'îd b. Mansûr kaydetti.)
42-)Abdullah b. Ebî Evfa'dan.: Dedi ki.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Gölgeler çekildiğinde (akşamleyin) ve rüzgârlar estiğinde, ihtiyaçlarınızı ALLAH'a arzediniz. Çünkü bu vakitler Evvâbin (çok tövbe edenler)'in saatidir." (Hadîsi Ebû Nu'aym Hilyetu'l-Evliyâ' adlı eserinde kaydetti.)
43-)Sehl b. Sa'd'dan.:Dedi ki.: "Nebî sallallahu aleyhi vesellem, güneş gökyüzünün ortasından batıya doğru bir mızrak boyu meyledince kalktı ve dört rekât namaz kıldı. “Ey ALLAH'ın Rasûlü.: Bu ne namazıdır?” dedim. Şöyle dedi.: “Kim bu dört rekât namazı kılarsa, muhakkak gecesini ibâdetle geçirmiş gibi olur. Bu saatte semâ kapıları açılır ve DUÂ kabul olunur." (Hadîsi Ebû Nu'aym Hilyetu'l-Evliyâ' adı eserinde kaydetti.)
44-)Ebû Hüreyre'den.:Dedi ki.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemCuma Gününden bahsetti ve şöyle dedi.: "Bu günde öyle bir saat vardır ki, namaz kılarken ona tevafuk eden müslüman bir kul, ALLAH'dan bir şey isterse, muhakkak ALLAH ona verir." (Hadîsi Buhârî ve Müslim kaydetti.)
45-)Abdulmuttalib b. Abdillah b. Hantab'dan.:Dedi ki.: "Nebî sallallahu aleyhi vesellem .: "Arefe günü yapılan DUÂ , DUÂ nın en faziletlilerindendir." buyurdu. Hadîsi Sa'îd b. Mansûr Sünen adlı eserinde kaydetti.
46-)Ebû Umâme'den merfü olarak şöyle rivâyet edildi.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"Beş gece vardır ki, o gecelerde DUÂ reddolunmaz.: Receb Ayının ilk Gecesi, Şa'bân Ayının onbeşinci Gecesi, Cuma Gecesi ve Ramazan ve Kurban Bayramının ilk Gecesi." buyurdu. (Hadîsi Deylemî kaydetti.)
Yukarıdakine benzer bir başka hadîs de İbn Ömer'den merfû olarak rivâyet edilmiştir. Bu rivâyet Abdurrazzak, el-Musannef adlı Eserinde, Beyhakî de Şu'abu'l-İmân adlı Eserinde kaydetti.
47-)Şâfiî'den.: O.: "Beş gecede DUÂ kabul olunur!." dendiği bize ulaştı." dedi ve yukarıdaki hadisin benzeri rivâyet etti. (Bu rivâyeti Beyhakî Şu'abul-İmân adlı eserinde kaydetti.)
48-)Ubâdeb. es-Sâmit'den.: Dedi ki.: “Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan Ayının yaklaştığı bir gün şöyle buyurdu.: "Size Bereket Ayı geldi. O Ayda RAHMEt iner, hatalar affedilir ve DUÂ lar kabul olunur."
(Hadisi Taberânî kaydetti.)
Yine Taberânî Mu'cemu'l-Evsat adlı Eserinde Ömer b. el-Hattâb'dan rivâyet edilen şu hadisi de kaydetti. Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.: "Ramazanda ALLAH'ı zikreden affedilir ve ALLAH'dan bir şey isteyen mahrum kalmaz."
49-)Enes radiyallahu anhu'den.:Dedi ki.: “Nebî sallallahu aleyhi vesellem.:"Kur’ÂN'ı hatmettikten sonra (yapılan) DUÂ makbuldür."
Aynı hadis başka bir tarikten şu ifâdelerle rivâyet edildi.: "Kur’ÂN hatmedilince (yapılan) DUÂ kabul olunur ve (hatmedene) cennette bir ağaç verilir." buyurdu. (Her iki rivâyeti de Beyhakî Şu'abu'l-İmân adlı eserinde kaydetti.)
50-)Eyyûb es-Sahtıyanî'den.:Şöyle dedi.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:كل من عليها فان"Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacak."âyeti okunduğunda DUÂ nın kabul olacağına dair bilgi bize ulaştı."buyurdu. (Hadisi Ebu Bekr b. Ebyad meşhur cüz'ünde kaydetti.)
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ “Kullu men aleyhâ fân.:Bütün kişiler (insanlar ve cinler) fanidir (yok olucudur).”(Rahmân 55/26)
51-)Ebu Bekr b. Ebyad şu hadisi de kaydetti.:"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Her kim farz bir namazı kılarsa, onun için makbul bir DUÂ vardır. . Kur'ÂN'ı hatmeden kimsenin de bir makbul DUÂ hakkı vardır.” buyurdu. (Camiü’s-sağir-8818)
52-)Ebu Mûsâ radiyallahu anhu.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"ALLAH'a arzedeceği bir ihtıyacı olan kimse, (o ihtıyacının giderilmesi için) Farz Namazdan sonra DUÂ etsin." buyurdu." dedi. (Hadisi İbn Asâkir, el-Haccâc'ın hal tercemesini anlatırken kaydetti.)
53-) İbn Abbas radiyallahu anhu.:“Nebî sallallahu aleyhi vesellem.: "Ben rükû’ ve secde halinde iken Kur’ÂN okumaktan nehyedildim. Rükû’da RABBinizi ta'zîm edin, secdede ise DUÂ etmeye çalışın; zirâ (o vakit), DUÂ nızın kabul olmasına lâyık (bir vakit)tir." buyurdu. dedi. (Hadisi Müslim kaydetti.)
54-)İbn Ömer radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"Kul DUÂ etme imkânı bulunca RABBine DUÂ etsin. Çünkü Yüce ALLAH (DUÂ yı) kabul eder." buyurdu. dedi. (Hadisi Tirmizî kaydetti.)
55-)Halid el-Hazzâ radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:“İsâ aleyhisselâm.: "(ALLAH korkusundan) titrediğiniz ve (ALLAH için) gözyaşı döktüğünüz zamanlarda DUÂ ediniz." buyurdu.” dedi. (Hadisi Ahmed (b. Hanbel) Kitabu'z-Zühd adlı eserinde kaydetti.)
56-)Ebû Rehem es-Sem'ï radiyallahu anhu.:“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"DUÂ nın kabul olduğu vakitlerden biri de, aksırma ânıdır. " buyurdu.” dedi. (Hadîsi Taberânî hasen bir senedle kaydetti.)
57-) Ahmed (b. Hanbel) şöyle dedi.:“Bize el-Velîd b. Müslim anlattı, dedi ki.: “Yezîd b. Ebî Meryem'i işittim, dedi ki.: “Ebû İdrîs el-Havlânî'yi şöyle söylerken işittim.: “Mu'âz b. Cebel dedi ki.:"Sen, lakırdıya dalan birtakım kimselerle oturur da onların gaflete daldığını görürsen, RABBine yönelip DUÂ et.!"
el-Velîd dedi ki.: “Bunu Abdurrahmân b. Yezîd b. Câbir'e söyledim. Şöyle dedi.: “Evet. Bana Ebû Talha Hâkim b. Dinar anlattı ki ashâbın beyânlarına göre, o DUÂ makbuldür. Onlar şöyle söylerlerdi.: "Sen insanları gaflet içerisinde gördüğün vakit, RABBine yönelip DUÂ et." buyurdu.
55-)Halid el-Hazzâ radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:“İsâ aleyhisselâm.: "(ALLAH Korkusundan) titrediğiniz ve (ALLAH için) gözyaşı döktüğünüz zamanlarda DUÂ ediniz." buyurdu.” dedi. (Hadisi Ahmed (b. Hanbel) Kitabu'z-Zühd adlı eserinde kaydetti.)
59-) İbn Abbas radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"Hacer-i Esved ile Makâm-ı İbrâhîm arasındaki yer Mültezem'dir. Hasta olan bir kimse orada DUÂ ederse şifâ bulur." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Taberânî kaydetti.)
60-) İbn Abbas radiyallahu anhu.:“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:"Mültezem, Hacer-i Esved ile Kâbe kapısı arasındadır. Her kim orada ALLAH'dan bir şey isterse, muhakkak ALLAH ona verir." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Sa'id b. Mansûr ve Beyhakî kaydetti.)
61-)Rabî’a b. Vakkâs radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Üç yer vardır ki, kulun DUÂ sı o yerlerde geri çevrilmez.: 1-) Çölde, ALLAH'dan başka kimsenin kendisini görmediği adam, 2-) (ALLAH YoLunda savaşan) bir grupla beraber olup, arkadaşları kaçtığında kendisi kaçmayarak sebât eden ve, 3-) Gecenin son kısımında (ibâdet için) kalkan." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Ebû Nu'am Ahbâru's-Sahâbe (Ma'rifetu's-Sahâbe) adlı eserinde kaydetti.)
62-)Enes radiyallahu anhu.: “Nebî sallallahu aleyhi vesellem ile beraberdim. Adamın biri şöyle dedi.: يا بديع السموات، يا حي يا قيوم، إني أسألك .:Yâ Bedi’u’s-semâvât, Yâ Hayyum Yâ Kayyum. İNNî Eselüke.:“Ey semâları eşsiz yapan diri ve ezelden ebede Kâim, Dâim ve Var olan ALLAH.: Ben SENden istiyorum."
Bunun üzerine Rasûlulah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu.:"O adamın ne ile DUÂ ettiğini biliyor musunuz? Nefsim Kudret Elinde olan ALLAH'a yemin olsun ki o, ALLAH'a; kendisiyle DUÂ edildiğinde DUÂ nın kabul olunduğu İsmiyle DUÂ etti." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Buhârî el-Edeb adlı eserinde kaydetti.)
63-) Enes radiyallahu anhu.: “Nebî sallallahu aleyhi vesellem ile beraberdik. Adamın biri namaz kılıyordu. Rükû’ ve Secde yapıp teşehhüdde bulununca DUÂ etti ve DUÂ sında söyle dedi.: للهم إني أسألك بأن لك الحمد لا إله إلا أنت، بديع السموات والأرض، ياذا الجلال والإكرام يا حي يا قيوم .: ALLAHümme innî eselüke be’ni leke’l- hamdü lâ ilâhe ente, Bedi’u’s- semâvâti ve’l-arzu, arzu Yâ ze’l-Celâli ve’l-İkrâm, Yâ Hayyu Yâ Kayyum.:ALLAH'm! Ben; hamdin yalnız SANA mahsus olması, SENden başka İLÂH olmaması ve SENİN, göklerin ve yeryüzünün Eşsiz Yaratıcısı olman dolayısıyla SENden istiyorum. Ey İzzet, Heybet ve İhsan Sâhibi!Ey Diri ve ezelden ebede Kâim, Dâim ve Var olan (ALLAH)!." Nebî sallallahu aleyhi vesellem.:"Muhakkak ki o kimse, ALLAH'a; Kendisiyle DUÂ edildiğinde kabul ettiği ve istenildiğinde verdiği İsm-i Azâmı ile DUÂ etti."buyurdu.” dedi. (Hadîsi Hâkim kaydetti.)
64-) Enes radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Adamın birini şöyle söylerken işitti.:اللهم إني أسألك بأن لك الحمد لا إله إلا أنت الحنان المنان بديع السموات والأرض، ياذا الجلال والإكرام، أسألك الجنة وأعوذ بك من النار .:ALLAHümme innî eselüke be’ni leke’l- hamdü lâ ilâhe ente’l- Hannânü’l-Mennânü Bedi’u’s- semâvâti ve’l-arzu Yâ ze’l-Celâli ve’l-İkrâm, eselüke’l-CeNNeti ve euzu bike mine’n-nâr.:ALLAH'm Ben; hamdin yalnız SANA mahsus olması, SENden başka İLÂH olmaması, SENin Merhametli, ihsanı bol ve göklerin ve yeryüzünün Eşsiz Yaratıcısı olman dolayısıyla SENden istiyorum, Ey İzzet, Heybet ve İhsan Sâhibi! Ey Diri ve ezelden ebede Kâim, Dâim ve Var olan (ALLAH)! SENden CeNNeti istiyor ve ateşten SANA sığınıyorum."
Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi vesellem.:"Muhakkak ki o kimse, ALLAH'a; Kendisiyle DUÂ edildiğinde kabul ettiği ve istenildiğinde verdiği İsmiyle DUÂ ediyordu." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Hâkim kaydetti.)
65-)İbn Abbas radiyallahu anhu.:“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:“Bir kimse keder, üzüntü ve sıkıntıya maruz kalır veyâ âmirden korkar da şu DUÂ yı yaparsa, DUÂsı kabul edilir.: للهم إني أسألك بلا إله إلا أنت رب السموات السبع ورب العرش العظيم وأسألك بلا إله إلا أنت رب السموات السبع والأرضين وما فيهن أنك على كل شيء قدير.: ALLAHümme innî es elüke bilâ ilâhe illâ ente Rabbu’s-semâvâti’s-sebi’ ve Rabbu’l-Arşil-Azim. Ve es elüke bilâ ilâhe illâ ente Rabbu’s-semâvâti; Es sebi’ ve’l-arz vemâ fihînne ente alâ küllî şey’in Kadîr.:ALLAH'm!SENden başka İLÂH olmaması, yedi kat göğün ve Arş-ı Azîm (en yüksek gök)'in RABBi olman dolayısıyla SENden istiyorum. Yine SENden başka İLÂH olmaması, yedi kat gök ve yedi kat yerin ve içindekilerin RABBi olman hasebiyle SENden istiyorum. SEN her şeye KÂDİRsin." (de) ve sonra ALLAH'dan ihtıyacını iste." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Buhârî el-Edeb adlı eserinde kaydetti.)
66-)Büreyde radiyallahu anhu.: “Nebî (aleyhisselâm)Adamın birini şöyle söylerken işitti.: “ للهم إني أسألك بأنك أنت الله الذي لا إله إلا أنت الأحد الصمد الذي لم يلد ولم يولد ولم يكن له كفواً أحد.:ALLAHümme innî es elüke bi enneke ente ALLAH ellezi lâ ilâhe illâ ente’l-Ahadu’s-Samed ellezi Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekun lehu kufuven ehad.: ALLAH'm! SENin Kendisinden başka İLÂH olmayan - ALLAH, Bir ve - doğmamış, doğurmamış ve kendisine hiçbir şeyin denk olmadığı- SAMED (Her şeyin ALLAH'a muhtaç olması, onun hiç bir şeye muhtaç olmaması) olman dolayısıyla SENden istiyorum!."
Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi vesellem.:"Muhakkak ki sen, ALLAH'dan; Kendisiyle istediğinde verdiği ve DUÂ edildiğinde kabul ettiği İsm-i A’zmı ile istedin." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Hâkim kaydetti.)
67-)Âişe radiyallahu anha.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Kul dört defâ "Yâ RABB! Yâ RABB! Yâ RABB! Yâ RABB!." derse, ALLAH celle celâlihu.:"Evet kulum, iste, sana verilsin!." buyurur.” buyurdu.” dedi. (Hadîsi Ebu'ş-Şeyh (es-Sevâb adlı eserinde) ve Bezzâr kaydetti. Deylemî de eserinde, Câbir'den rivâyet edilen benzer bir hadîsi kaydetti.)
68-)Enes radiyallahu anhu.: “Nebî sallallahu aleyhi vesellem bir gün, fecirle güneşin doğuşu arasındaki vakitte Âişe'nin yanına gitti. Aişe.:“Yâ Rasûlullah! Kendisiyle DUÂ edildiğinde DUÂ nın kabul olduğunu ve istenildiğinde istenilenin verildiği İsm-i A’zamı bana öğretir misin?” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yüzünü çevirdi.
Bunun üzerine Aişe kalktı, abdest aldı ve şöyle dedi.: للهم إني أسألك من الخير كله ما علمت منه وما لم أعلم، وباسمك العظيم، الذي إذا دعيت به أجبت وإذا سألت به اعطیت .: ALLAHümme innî es elüke mine’l-hayri küllîhi mâ allemte minhu, vebi esmâike’l A’zîm, ellezî izâ de’ayte bihi ecebte ve izâ seeltu bihi ea’teyte.:ALLAH'm!. SENden, bildiğim ve bilmediğim bütün hayırları istiyorum. Bu talebimi, kendisiyle DUÂ edildiğinde kabul ettiğin, istenildiğinde verdiğin İsm-i A’zamınla yapıyorum." Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "ALLAH'a yemin olsun ki, İsm-i A’zam bu ismlerin içerisindedir." buyurdu.” dedi. (Hadîsi Taberânî Mu'cemu'l-Evsât adlı eserinde kaydetti.)
69-)İbn Abbas radiyallahu anhu.:“Nebî sallallahu aleyhi vesellem.: "Kendisiyle DUÂ edildiğinde DUÂ nın kabul olunduğu ALLAH'ın İsm-i A’zam'ı =>Âl-i İmrân Sûresinin şu âyetindedir.:"
قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاء وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاء وَتُعِزُّ مَن تَشَاء وَتُذِلُّ مَن تَشَاء بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ “Kulillâhumme mâlike’l- mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziu’l- mulke mimmen teşâ’ (teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’ (teşâu, bi yedike’l- hayr (hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr (kadîrun).: (Resûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sâhibi olan ALLAH'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye KADÎRsin.”(Âl-i İmrân 3/26)
(Hadîsi Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr adlı eserinde kaydetti.)
70-)Muaviyâ b. Ebî Süfyân'dan.:Dedi ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'i şöyle söylerken eşittim.: "Kim şu beş kelime ile ALLAH'a DUÂ eder ve O'ndan bir şey isterse, muhakkak ALLAH ona verir.: لا إله إلا الله والله أكبر، لا إله إلا الله وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير، لا إله إلا الله ولا حول ولا قوة إلا بالله
.: Lâ ilâhe illâllahu vallâhu Ekber.:ALLAH'dan başka İLâH yoktur. ALLAH en büyüktür. Lâ ilâhe illâllahu vahdehu lâ şerike lehu.:ALLAH'dan başka İLâH yoktur, birdir ve ortağı yoktur. Lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdu.:Mülk de Hamd de O’na mahsustur. Ve hüve alâ küllî Şey’in Kadîr.:O’nun her şeye gücü yeter. Lâ ilâhe illâllahu velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi.:ALLAH'dan başka İLâH yoktur. Güç ve Kuvvet ancak onun elindedir." (Hadisi Taberânî hasen bir senedle Mu'cemu'l-Kebir ve Mu'cemu'IEvsat adlı eserlerinde kaydetti.)