KUL İHVANİ SOHBETLERİ-I
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
KUL İHVANİ SOHBETLERİ-I
KUL İHVANİ SOHBETLERİ-I
01 MART 2008 SOHBETİ
....BİSMİLLAHİRRAHMÂNİRRAHÎM....
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...
Muahammed Aleyhissalâtü vesselâmın Abdike
Allahım! Senin ilk ve tek kulun Muahmmed Aleyhissalâtü vesselâma salât ve selâm ediyoruz
Abdike; bedene girmiş, son halini almış, daha önceki aşamaların tümünü içinde tutan, fiilen en son tekâmül hale gelmiş, eşya bazına inmiş, en alt kadamede bütün ötekileri içinde tutan hali demek Abdike
Bu Şeriat âlemi demektir Abdike
Çünkü Şeriat bedenle görülür, fiilen beden işleri ile ancak şeriat vardır
Hayali olamaz...
Sadece fikirle olamaz yani düşünmekle olamaz
Abdest alacaksınız, namaz kılacaksınız gibi
Abdike Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın kendisinin de Abdullah olarak gelip bu âlemde fiilen yaşadığı
Muhammediyyettir daha doğrusu
Ve Nebiyyike
Allahım! Senin Nebine
Nebe haber getirmek demektir.
Nebi haberi getirendir.
Kaynaktan, aracısız, bizzat kendisi en doğru haberi, haberin sahibi adına getiren demektir
Ve Nebiyyike
İşte bu da fikir bazındadır.
Tarikat bazındadır.
Fiiliyat işlerin karar mekanizmasının başladığı yerdir
Yani amel ile karar verme mekanizmasıdır Tarikat
Çünkü işlemek Şeraitte olur.
İnsan kafasında bir şeyi tasarlar, işlerken yürümesi lazımsa yürür, konuşursa konuşur.
Fakat arkasındaki aşama karar aşamasıdır
İşte bu Tarikattır.
Burada Nebidir Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm
Amellerin habercisidir
İşte Tarikat makamındaki, ikinci makamdaki, sohbet makamındaki bütün bu şeyleri sayabiliriz
Yani dörtlü sistemin ikinci sistemindeki her şeyi sayabiliriz
Zâtullahın seçtiği kişi Muahmmed Aleyhissalâtü vesselâmın kabuğunun hemen içindeki olan Mahmudiyyettir
Makam-ı Mahmud dediğimiz
Nebi makamıdır Nebiyyettir
Ona da salâtü selâm olsun
Ve Rasûlike Onun bir daha içindeki Ahmediyyettir
Marifet makamıdır
İnsan fikrinin oluşabilmesi için temel çekirdektir
Ana bilgidir Akıl gibi
Bunlar olmadan, ana bilgi olmadan, akıl çalışmadan, fikir vs olmadan olamaz
İşte o içerdeki Marifet bölümü dediğimiz Rasûliyet; fiilen haber getirmenin ötesinde tek seçicilik, tek elçicilik Ahmediyyet makamıdır
Ona da salâtü selâm olsun
Dördüncü aşamada Ve Nebiyyil- Ümmiyi
Allahü zül-Celâlin zât makamıdır
Kendisinden başka orada bir şeyin olması söz konusu değildir
Onun için Zât makamında, senin şunun var bunun var da denemez
Orada Allah cc. vardır nokta
Başka bir şey olamaz
Bizim bildiğimiz bir şey olamaz, yani bir şey söyleyemeyiz
Allahü zül-Celâl tek başına var iken, kendisi var iken Muahmmed Aleyhissalâtü vesselâm vardı denemez
Çünkü öyle bir şey olamaz
Onun içinde zâten orası Nebiyyil- Ümmiyi makamıdır
Hiç birşey yok iken, Allah kendi âleminde Allahü zül-Celâl iken, varlık ve yokluk yok iken; o bölümden, o amâdan, o körlükten, o karanlıktan, bilinemezlikten, varılamazlıktan bize ana haberi, Allah ismini getiren, bize Kuranı taşıyan, hükmü taşıyan, varlığı taşıyan yani kâinatın ilk ana tohumunu Nur-u Mimi taşıyan o Habibiyyet makamındaki, Hakikat Makamındaki, Nur-u Mimin hakikati, Nur-u Mim bile değil yani
Ona da salâtü selâm olsun
İşte bu dört âlemde bu salâtü şerife Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi, Allahü zül-Celâl, melekler ve bütün varlık birlikte selâm ettiği için dört makam o da çok ilginçtir yani
BismillahirRahmânirRahîm
İnnallahe ve mela iketehu yüsallüne alennebiyyi ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellima teslima
Ey kâinat, ey insan ve ey melekler ve Allahü zül-Celâlin bizzat kendisi dördü birden bu salâvâtta cemdir yani
Biz burada en uçta salâvâta başladığımız anda Allahü zül-Celâl dahi direk iştirak eder
Hiçbir ibadete Allah iştirak etmez hâşâ
Salâvât hariçtir
Ve diğer ibadetler de yapmadan da sevap alınabilir, fakat salâvâtta asla alınamaz
Mutlaka yapılması lazım
Yani imam durmadan salâvât okusa biz de dinlesek hiç birşey söylemesek sıfıra sıfırdır yani
Sevap alamayız..
Çünkü salâvât fiilen iştirakı emreder, farz-ı ayndır yani
Onun için Allahü zül-Celâl: Şüphesiz ki Allah ve melekleri şimdi peygamberine salâtü selâm ediyorlar. Ey iman edenler siz de salâtü selâm edin ve teslim olun!
Öyle bir teslimiyet ki ve teslima
teslimukum değil yani, siz teslim olun değil
teslima bütün sistem, bütün kâinat ve maddi mânâ bütün sistemin Allahü zül-Celâl salâvâta iştirakini emretmektedir
Ve kendisinin de bizzat Tekliğini ilan etmiştir bu âyette
Onun için çok önemlidir yani
Dolayısıyla biz de salâvâtı getirirken Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimize dört âlemde getirmemiz gerekiyor
Yani bu anlamda bu salâvât:
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyûl-ümmîyyi dediğimiz zaman böyle güzel kelimeleri arka arkaya sıralıyor değiliz
Dört âlemi birden aşmaktayız
Peygamber Aleyhissalâtü vesselâmın Şeriatına iştirakı arz ediyoruz, Tarikatına iştirakı arz ediyoruz, Marifet ve hakikatına da kendi kablarımız kadar, kendi kalblerimiz kadar, kaderlerimiz ve kadarlarımız kadar iştiraka varız diyoruz yani
Buna mecburuz yani
Biz tercihimizi böyle kullanıyoruz
İşte bu salâvât bağlantıdır
Şuandaki TS2 ye bağlandığımız gibi bağlantıdır
Bunu kullanırız, kullanmayız, iyiye-kötüye kullanırız, sadakat gösteririz, ya da Allah korusun ihanet edilir, her şey yapılabilir fakat bağlantı olmadan hiç bir şey olamaz, sadece hayal olur yani
İşte burada sall kökü, sıla kökü, sılah-yı Rahîm kökü Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma direk bağlantıyı emreder
Bu bağlantı sağlanmadığı sürece avara kasnak yıllarca, adına ne derseniz deyin hiç bir şey olmaz
Bu bağlantı kurulursa kişi meyhanedeyse de ampul yanar, Mekkedeyse de yanar
Hesab ayrı şey
Hesabı herkes kendi verecektir
Fakat ceryan olacaktır orda onu demek istiyorum
Yani orada Nur-u Mim vardır
Oranın iyiliği kötülüğü, yanlışı doğrusu Nur-u Mimle hiç ilgisi yoktur
Yani bir ahırda ampul yanar, orada o iş onunla görülür
Ama ceryanı keserseniz Kabeyi bulamazsınız
Yok olur, Mekke yok olur yani
Kâinat yok olur
İşte onun için diyorum
Sall kökü Nur-u Mim bağlantısını kurmak içindir
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem bir işe başlarken;
Euzibillahimişşeytanirracim deyin, şeytandan emniyete geçin!.
BismillahirRahmânirRahîm deyin, Rahmân ve Rahîm olana, maddiyatta Rahmân, mâneviyatta Rahîm olana sığının
böyle olan Allahın ismiyle başlayın
Bana bir salâvât getirin!.
Dediğimiz gibi:
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyûl-ümmîyyi ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi diyerek başlamamız gerekir
Bir istiğfar edin!.
İnsan yemek tabakları gibidir, her zaman kirlenmek zorundadır
Hiç birşey yapmasa da kirlenir
Dolayısıyla tevbe istiğfar sürekli nefesler gibidir yani
Aldığın nefesin gereğini yapmadığımız için, çünkü imtihan olmaktayız, bu kadar mükemmel olamayız, olsak zâten imtihan olamayız, mümkün değil
Dolayısıyla her an tevbe istiğfarı Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizinki ile buluşturmak çok akıllıca ve de dinen doğru olan bir haldir
Rasûlullah Efendimizin işidir yâni
Şurası muhakkakki, bazen kalbime bulut çöker. Ancak, Ben ALLAHa 100 sefer istiğfâr ederim! (1)
Bunu buyuran Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdır
Yâni Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemdir
O zaman bizim hepimizin çok çok dikkat etmesi gerekiyor
Tevbe istiğfara demek istiyorum
(1) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Şurası muhakkakki, bazen kalbime bulut çöker. Ancak, Ben ALLAHa 100 sefer istiğfâr ederim (affımı dilerim) buyurmuştur.
(El Egarrul-Mûzenî (ra) dan; Müslim, Zikr 41-2702; Ebu Dâvud, Salât 36-1515)
Hadis-i şerîfte geçen gayn: buluttur, örten ve kaplayandır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in kalbî hayatını idrak gerçekten mümkün olmayıp kendisi bizi ikâz etmektedir.
Biz ise insanız, elbette süreklilik olamaz. Yaratılış, yapımız ve emredilen itidâl üzere ibâdette iken; aksaklık, noksanlık ve hatanın olması da onun içindedir ki kulluğunun gereklerinden olan tevbe istiğfâr edilebilsin.
Bir hamd ediniz
Elhamdülillahi Rabbil âlemin
Hamd, Nur-u Mimin Nurullaha karşı secdesi gibidir
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın, Rasûlullahın Allaha secdesi gibidir
İşte bu hamd, aklın bu hamdı Allaha aittir
Başka hiçbir varlığa diyemeyiz
Şükür farklı bir şeydir
Şükrü her varlık yapar
Bir çiçeğe su verirseniz yapraklarını açar, çiçek açar, güler
Suyu bir köpeğe verirseniz neşelenir, size saygı gösterir
Şükrü her varlık yapar
Fakat hamd ancak akıl gereğidir
Hangi aklın gereğidir?
Nakli bulan aklın gereğidir
Yani 7N 1K
7 N yi sorup Kim sorusunun cevabını; Allah olarak bulandır
Rabbdır daha doğrusu
Bunu bulduğu taktirde, olduğu taktirde, İnşaAllah, Allahın izni ve inayetiyle hamdimiz Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hamdi ile en azından Makam-ı Mahmudda birleşir
Şimdi ben konuya girmeden basit şeyleri tekrar ediyorum
Akıllarımızda kalsın çünkü bunlar kapı anahtarı gibidir
Eğer bunları çok iyi bilirsek, elimizde bir sürü anahtar var, evin anahtarını elli tane anahtarın içinde eğer bilemezsek ellisini de denemek zorunda kalırız ki bu büyük bir zaman kaybıdır, doğru değildir
Çok basit gibi gözüken bu bilgiler çok önemlidir
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
En son aNKa tarafından 14 Eyl 2008, 22:55 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
ÇOK DEĞERLİ SİTEMİZİN MODERATORU ANKAKUSU KARDEŞİMİZ, GERÇEKTEN LATİF HOCAMIZIN SÖZLÜ SOHBETİNİ BÜYÜK ZAHMETLER İÇİNDE YAZIYA DÖKEREK BİZLERLE PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN ÖNCE SİZE VE TABİİKİ ÇOK BİLGİLENDİRİCİ GÜZEL OLDUĞU KADAR ÖZEL SOHBETİ İÇİN DE LATİF HOCAMIZA ÇOK TESEKKÜRLER EDERKEN ALLAH CC SİZLERDEN GANİ GANİ RAZI OLSUN İNSAALLAH. EMEĞİNİZE SAĞLIK TEKRARDAN.
EN GÜZEL DUALARLA...786
EN GÜZEL DUALARLA...786
- ozgur_11
- Üye
- Mesajlar: 31
- Kayıt: 21 Mar 2008, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
Muhammed sallallahu aleyhi vessellem de üç Mim var
Mahmud Aleyhissalâtü vesselâm da iki Mim vardır
Ahmed Aleyhissalâtü vesselâm da bir Mim vardır
Ve Habib Aleyhissalâtü vesselâm da Mim yoktur
Ne vardır?..
Bir Ha vardır, iki tane de Be vardır yani
Be lerin ayrı sırrı vardır
Yani iki Be oluşu
Hakikatta iki Be oluşu
Maddiyatta, mâneviyatta Be ler
O iki nokta
Noktanın ikileşmesi daha doğrusu
İkileşeceği daha doğrusu
Tohumunun öyle oluşu
Sistem kurulurken imtihan üzere kurulduğu...
Onun için yaratıldığı
Rabbül Âlemin kendisine kulluk etmek için İnsin ve cinni yarattığının temel tohumdaki işaretleri be ler
İşte bu gözüken, bu anladığımız şey, tüm Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdaki üç Mim Şeriâttaki
Tarikattaki Mahmud Aleyhissalâtü vesselâmdaki iki Mim
Mârifetteki Ahmed Aleyhissalâtü vesselâmdaki bir Mim
Geriye doğru dönersek
Allah celle celâluhu kendi Zâtında, Muhabbet ve Merhamet olarak bir Habbe vardı
Bu habbe Nurullah tecellisi olarak, Nur-u Mim olarak zuhûr ettiği anda, yani ilk halkedilen şey Nur-u Mim olduğu için, Nur-u Muhammed sallallahu aleyhi vessellem olduğu için hemen Ahmedîyyet başladı
Ahmedîyyet dediğimiz
Ahmed hamede hamd etmektir,
Ahmed tek hamd eden demektir
Kebir büyüktür Ekber en büyüktür
Arapçada bir kelimenin başına Elifi aldı mı, o işi tek başına en iyi yapan, tek yapan anlamında olur
İşte Ahmed Aleyhissalâtü vesselâm tek, ilk Allahü zül-Celâle hamdi sunandır
Sebeb?..
Çünkü, küllî akıl, varlığın tüm aklı, doğrudan Nur-u Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdır
Onun için Nebîyyûl-ümmî denmektedir
Haberi doğuran buradaki bütün mâneviyi doğuran her türlü şeyi doğuran anlamındadır
Ümmî ana demektir
Yoksa çoğu câhillerin söylediği gibi kara câhil değildir
Karanlıktan haber verendir
Câhile de ümmî derler ama
Onun sebebi câhillerin de karanlıkta kaldıkları içindir
Amâ oldukları için öyle denir
Anneye amâ denmesi, annenin amâ olduğundan değil
Anne sıla-yı Rahîminde dokuz ay, amâda tutar çocuğunu, bebeğini
Ve üç aşamada, üç karanlıktan geçirir
Onun için var oluş ortamımızdır orası
Bu sebeble Allahın lutfü keremi ile Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm halk edildikten sonra Nur-u Mim olarak, bakıyoruz ki Ahmedîyyette Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm bütün kâinât adına Allahü zül-Celâle hamd etmiştir
Burada herkesin çok rahatça anlayacağı gibi daha Bezm-i Elest falan yoktur
Sadece olan bir Noktadır yâni
Tek başına bir Noktadır ve hiçbir şey yapamaz
Bir şey bir şey daha olursa bir şey yapar olay olur
Tek şey hiçbir şey yapamaz yâni
Tek elin sesi olmadığı gibi bir hâl
İşte Mahmudîyyete, insanların hamd edip etmeme imtihanına Bezm-i Eleste girdiği anda, o zaman bakıyoruz ki Mahmudîyyet hamd edilen, hamd ediş yeri
Mahmud hamd edilen ve hamd eden yeridir
Hem hamd edilen yerdir, hem de hamd edenin yeridir yâni
Hamd ettirenin de yeridir
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma tâbi olanlar, câmi gibi yâni
Makam-ı Mahmuda gelenler, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma, Mahmud Aleyhis-selâma uyanlar Allahü zül-Celâle hamd ederler
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hamdine iştirak ederler
Onun için iki tane Mim vardır zâten
Birisi kendi adınadır, Abdullah Aleyhis-selâm adına
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin kendi adınadır
Birisi kendisine uyan cemaatların adınadır
O da bir cemaattır zâten
Amma
Bu beden ortamına geldiğimizde, bir de o açıdan baktığımızda, taa arkaya bakalım
Allahü zül-Celâl kendi âlemindeyken ruh nerde?..
Allahü zül-Celâl'de
Ahmedîyyete geldiğimizde kalb ortamı doğmuştur beden doğmamıştır
Mahmudîyyete geldiğimizde nefiste ortaya çıkmıştır
Çünkü hamd edecek olan nefistir
Beden âlemine geldiğimizde, Şeriât âlemine, şühûd âlemine, şimdiki âleme geldiğimizde beden de ortaya çıkmıştır
Dördü bir araya gelmiştir
Lâ ilâhe illâllah demek ya da dememek tercihi ile baş başa kalmıştır insan
Onun için Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmda üç Mim vardır
Neden?..
Lâ vardır
İlahe vardır
İllâ aynı zamanda vardır
Allah isminde olmaz yoktur zâten Allahdır çünkü
Bir de Şeriâttaki Muhabbetullah, Merhametullahın tecelli yeri olan Mim
Tarikattaki muhabbet ve merhametin tecelli yeri olan Mim
Matifetteki yâni kalbdeki tecelli yeri olan Mim tüm Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmda cem olmuştur
Orada Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin bu dörtlü sistemini çok iyi anladığımız takdirde hamd o kadar önemli ki;
Allahü zül-Celâl, Allah olabilmesi için dört vasfı taşımak zorundadır
Bir ilâhın, Allah olabilmesi için dört ana vasfı şarttır:
Ulûhiyyeti olacak
Rübûbiyyeti olacak
Merhametiyyeti olacak Rahmâniyyeti ve Rahîmiyyeti
Aksi takdir de kendi yapıp kendi eza ederse olmaz
Mâlikîyyeti olacak
Mülkü yoksa olmaz
Mülkünü idare edemiyorsa olmaz
Mülkünü var etmemişse de olmaz
Fâtiha Sûresiz namaz olmayışı budur.
... Ebu Saîd (Radiallahu anhu): Namazda Fâtiha Sûresi ile kolay gelen bir miktar (Kurân âyeti) i okumakla emrolunduk. dedi.
(Ebu Dâvud, Salât 136 (8l8)
... Übâdetübni Sâmit (ra)dan; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Ümmül - Kurânı okumayanın namazı yoktur. buyurdu.
(Müslim, Salât (36))
... Hz Câbir (Radiallahu anhu): Kim Fâtihayı okumadan bir rekât namaz kılarsa, imâmın arkasında bulunmadığı takdirde namaz kılmış sayılmaz dedi.
(Muvatta, Salât 38 (1,64); Tirmizî, Salât 233 (313)
İşte bu dördü
Azîz kardeşler, bu dördü Fâtihanın ilk dört âyetindedir
Elhamdülillahi Rabbil âlemin
Âlemlerin Rabbi ve Allahı dediğimizde Ulûhiyyet ve Rübûbiyyeti direk ortaya koyar
Er Rahmânir Rahîm
Merhametiyyeti koyar
Rahmânîyyetle kalbin nefis ve dünya kapısına
Rahîmiyyet ile ise kalbin ruh ve âhiret kapısına merhametini, Allahü zül-Celâlini ilan eder
Mâliki yevmiddin
Din günün sahibi Allah Dinin Mâliki Allah
Burda din günü herkesin dediği gibi âhirette ki gün olmakla beraber küllî şeydir
Mâliki yevmiddin yevmiddin burdaki yevm
İnşâallah birgün burdaki Ye nin Vavın ve Mimninde yevm derken açılımını İnşâallah birgün yaparız
Çünkü konumuz tamamen dağılır, paramparça olur diye ama bunların bizim için zaman dediğimiz şey, aldığımız nefes yada alıp veremediğimiz nefes gibi bir ortamdır
Soru sormak isteyen var mı acaba?..
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
Muhammed sallallahu aleyhi vessellem de üç Mim var
Mahmud Aleyhissalâtü vesselâm da iki Mim vardır
Ahmed Aleyhissalâtü vesselâm da bir Mim vardır
Ve Habib Aleyhissalâtü vesselâm da Mim yoktur
Ne vardır?..
Bir Ha vardır, iki tane de Be vardır yani
Be lerin ayrı sırrı vardır
Yani iki Be oluşu
Hakikatta iki Be oluşu
Maddiyatta, mâneviyatta Be ler
O iki nokta
Noktanın ikileşmesi daha doğrusu
İkileşeceği daha doğrusu
Tohumunun öyle oluşu
Sistem kurulurken imtihan üzere kurulduğu...
Onun için yaratıldığı
Rabbül Âlemin kendisine kulluk etmek için İnsin ve cinni yarattığının temel tohumdaki işaretleri be ler
İşte bu gözüken, bu anladığımız şey, tüm Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdaki üç Mim Şeriâttaki
Tarikattaki Mahmud Aleyhissalâtü vesselâmdaki iki Mim
Mârifetteki Ahmed Aleyhissalâtü vesselâmdaki bir Mim
Geriye doğru dönersek
Allah celle celâluhu kendi Zâtında, Muhabbet ve Merhamet olarak bir Habbe vardı
Bu habbe Nurullah tecellisi olarak, Nur-u Mim olarak zuhûr ettiği anda, yani ilk halkedilen şey Nur-u Mim olduğu için, Nur-u Muhammed sallallahu aleyhi vessellem olduğu için hemen Ahmedîyyet başladı
Ahmedîyyet dediğimiz
Ahmed hamede hamd etmektir,
Ahmed tek hamd eden demektir
Kebir büyüktür Ekber en büyüktür
Arapçada bir kelimenin başına Elifi aldı mı, o işi tek başına en iyi yapan, tek yapan anlamında olur
İşte Ahmed Aleyhissalâtü vesselâm tek, ilk Allahü zül-Celâle hamdi sunandır
Sebeb?..
Çünkü, küllî akıl, varlığın tüm aklı, doğrudan Nur-u Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdır
Onun için Nebîyyûl-ümmî denmektedir
Haberi doğuran buradaki bütün mâneviyi doğuran her türlü şeyi doğuran anlamındadır
Ümmî ana demektir
Yoksa çoğu câhillerin söylediği gibi kara câhil değildir
Karanlıktan haber verendir
Câhile de ümmî derler ama
Onun sebebi câhillerin de karanlıkta kaldıkları içindir
Amâ oldukları için öyle denir
Anneye amâ denmesi, annenin amâ olduğundan değil
Anne sıla-yı Rahîminde dokuz ay, amâda tutar çocuğunu, bebeğini
Ve üç aşamada, üç karanlıktan geçirir
Onun için var oluş ortamımızdır orası
Bu sebeble Allahın lutfü keremi ile Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm halk edildikten sonra Nur-u Mim olarak, bakıyoruz ki Ahmedîyyette Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm bütün kâinât adına Allahü zül-Celâle hamd etmiştir
Burada herkesin çok rahatça anlayacağı gibi daha Bezm-i Elest falan yoktur
Sadece olan bir Noktadır yâni
Tek başına bir Noktadır ve hiçbir şey yapamaz
Bir şey bir şey daha olursa bir şey yapar olay olur
Tek şey hiçbir şey yapamaz yâni
Tek elin sesi olmadığı gibi bir hâl
İşte Mahmudîyyete, insanların hamd edip etmeme imtihanına Bezm-i Eleste girdiği anda, o zaman bakıyoruz ki Mahmudîyyet hamd edilen, hamd ediş yeri
Mahmud hamd edilen ve hamd eden yeridir
Hem hamd edilen yerdir, hem de hamd edenin yeridir yâni
Hamd ettirenin de yeridir
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma tâbi olanlar, câmi gibi yâni
Makam-ı Mahmuda gelenler, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma, Mahmud Aleyhis-selâma uyanlar Allahü zül-Celâle hamd ederler
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hamdine iştirak ederler
Onun için iki tane Mim vardır zâten
Birisi kendi adınadır, Abdullah Aleyhis-selâm adına
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin kendi adınadır
Birisi kendisine uyan cemaatların adınadır
O da bir cemaattır zâten
Amma
Bu beden ortamına geldiğimizde, bir de o açıdan baktığımızda, taa arkaya bakalım
Allahü zül-Celâl kendi âlemindeyken ruh nerde?..
Allahü zül-Celâl'de
Ahmedîyyete geldiğimizde kalb ortamı doğmuştur beden doğmamıştır
Mahmudîyyete geldiğimizde nefiste ortaya çıkmıştır
Çünkü hamd edecek olan nefistir
Beden âlemine geldiğimizde, Şeriât âlemine, şühûd âlemine, şimdiki âleme geldiğimizde beden de ortaya çıkmıştır
Dördü bir araya gelmiştir
Lâ ilâhe illâllah demek ya da dememek tercihi ile baş başa kalmıştır insan
Onun için Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmda üç Mim vardır
Neden?..
Lâ vardır
İlahe vardır
İllâ aynı zamanda vardır
Allah isminde olmaz yoktur zâten Allahdır çünkü
Bir de Şeriâttaki Muhabbetullah, Merhametullahın tecelli yeri olan Mim
Tarikattaki muhabbet ve merhametin tecelli yeri olan Mim
Matifetteki yâni kalbdeki tecelli yeri olan Mim tüm Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmda cem olmuştur
Orada Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin bu dörtlü sistemini çok iyi anladığımız takdirde hamd o kadar önemli ki;
Allahü zül-Celâl, Allah olabilmesi için dört vasfı taşımak zorundadır
Bir ilâhın, Allah olabilmesi için dört ana vasfı şarttır:
Ulûhiyyeti olacak
Rübûbiyyeti olacak
Merhametiyyeti olacak Rahmâniyyeti ve Rahîmiyyeti
Aksi takdir de kendi yapıp kendi eza ederse olmaz
Mâlikîyyeti olacak
Mülkü yoksa olmaz
Mülkünü idare edemiyorsa olmaz
Mülkünü var etmemişse de olmaz
Fâtiha Sûresiz namaz olmayışı budur.
... Ebu Saîd (Radiallahu anhu): Namazda Fâtiha Sûresi ile kolay gelen bir miktar (Kurân âyeti) i okumakla emrolunduk. dedi.
(Ebu Dâvud, Salât 136 (8l8)
... Übâdetübni Sâmit (ra)dan; Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Ümmül - Kurânı okumayanın namazı yoktur. buyurdu.
(Müslim, Salât (36))
... Hz Câbir (Radiallahu anhu): Kim Fâtihayı okumadan bir rekât namaz kılarsa, imâmın arkasında bulunmadığı takdirde namaz kılmış sayılmaz dedi.
(Muvatta, Salât 38 (1,64); Tirmizî, Salât 233 (313)
İşte bu dördü
Azîz kardeşler, bu dördü Fâtihanın ilk dört âyetindedir
Elhamdülillahi Rabbil âlemin
Âlemlerin Rabbi ve Allahı dediğimizde Ulûhiyyet ve Rübûbiyyeti direk ortaya koyar
Er Rahmânir Rahîm
Merhametiyyeti koyar
Rahmânîyyetle kalbin nefis ve dünya kapısına
Rahîmiyyet ile ise kalbin ruh ve âhiret kapısına merhametini, Allahü zül-Celâlini ilan eder
Mâliki yevmiddin
Din günün sahibi Allah Dinin Mâliki Allah
Burda din günü herkesin dediği gibi âhirette ki gün olmakla beraber küllî şeydir
Mâliki yevmiddin yevmiddin burdaki yevm
İnşâallah birgün burdaki Ye nin Vavın ve Mimninde yevm derken açılımını İnşâallah birgün yaparız
Çünkü konumuz tamamen dağılır, paramparça olur diye ama bunların bizim için zaman dediğimiz şey, aldığımız nefes yada alıp veremediğimiz nefes gibi bir ortamdır
Soru sormak isteyen var mı acaba?..
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
Tasavvuf bir küllî ilimdir
Yâni bir filin târifi gibi o yandan, bu yandan yürünemez
Zamanında lâzım olan, lâyık olan kadar bilinirse
Mesela bir bebeğe ne lâzımsa o
Üç yaşında ne lâzımsa o
Efendim, 15 yaşında ne lâzımsa o
18 yaşında ne lâzımsa şu
Ondan sonra evlenmek lâzım mesela
Ama 7 yaşındaki çocuğa lâzım değil
Olursa çok kötü olur zâten
Onun için demek istiyorum ki, belli bir program içerinde lâzım ve lâyık olan ilim ve edeb verilirse, böyle bir bilgiyle yol alınır
Ve böyle bir bilgi doğrudur yâni
Onun içinde tasavvufta, Muhammedî Tasavvufta boşluk yoktur
Biz inceleyemeye biliriz
Biz anlamaya biliriz
Biz bulamaya biliriz
Ama
Münir Derman hocaya bakın
Bawa hazretlerine bakın
Yunus Babaya bakın
Niyazi Mısriye bakın
Baktığımız zaman görürüz ki bunlar, parça gibi anlattıkları şeyler bir fabrikanın bölümleridir yâni
Belli belli yerleridir
Buralar doğru dürüst anlaşılırsa ve sırayla ise, düzgünse netice hakikaten, gerçekten ilim ve irfan sahibi olarak
Yâni ilim, edeb, irfan ve erkan dörtlüsü tamamlandığı zaman zâten olur
Neden?..
İlim ve edeble insan kendini bilir
İrfan ve erkanla Rabbini bilir
İrfan ve erkan ise doğrudan doğruya Muhammed Aleyhis-selâmın işidir
İlim ve edeb bizim işimizdir yâni
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin hâşâ edebli olup olmamaya ihtiyacı yoktur
İrfan ve erkan Onun işidir
İşte bunu çok iyi anladığımız zaman meseleyi çözeriz
Benim demin arz ettiğim şey şuydu yâni
Efendim Ahmed demişler Mahmud demişler Muhammed demişler böyle olmuş . Öyle değil
Bunlar hep Tümü, küllîsi bir iştir yâni
Ahad dediğiniz zaman yazarsınız oraya, Elifi çekersiniz had kalır had
Hudud demektir had
Bildiğimiz hudud demektir yâni
Dâimiliğin hak oluşudur
Kendine mahsus oluşudur
Ortaksızlığıdır, tekliğidir, eşsizliğidir, bir taneliğidir yâni
İşte bu başına Elifi alıverdi mi, En olur Tek olur Bir tane olur Eşsiz olur Zıtsız olur Benzersiz olur Allah olur
Bilinemezlikte, bulunamazlıkta, bir şey denilemezlikte, her zaman çaresiz kalınan, bir karanlık, sonsuz bir karanlık
Bilinemezlik karanlığı, varılamazlıkta Tek oluş
Bir tane oluş değildir
Vahiddir bir tane oluş
Tek adet olarak bir tane oluş Vahiddir
Ama Ahad bütün Kendine mahsus, her şeyinin Kendine mahsus oluşta Tek oluştur
İşte bu bizim tasavvufu doğru dürüst öğrenmekte, doğru dürüst uygulamakta, ilim ve edebi doğru dürüst yapmakta amacımızdır
Bedeni, nefsi, kalbi, ruhu, aklı, fikri, vicdanı, imkânları el veren kişiler, hakikaten bu işi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hizmetçisi olarak yürütecek şekilde anlarsa uygularsa
Allahü zül-Celâlin inâyet ve hidâyetine mahzar olursa
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın şifa ve şefaatını yakalarsa kendisine cezbederse o lûtfedilirse
Yaşayan Allah Dostlarının hayır dua ve himmetiyle birleşirse
Kişi kendisi de Muhammedî bir gayret gösterirse
Muhabbet gösterirse
Merhamet gösterirse
Hasbi hizmeti fiilen yaparsa
İşte bu neyi getirir?..
Bu, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hilâfet, halîfeliğini getirir
Yâni câhil cühelânın biraz bir şeyler okuyupta bizde vâris olduk işi değil bu iş
Yâni Muhammedîyyette, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın BİZi olmak
Mahmudiyyette BİZi olmak
Ahmediyyette BİZi olmak
Habibiyyette BİZi olmak ne demek?..
Tek kelimeyle Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde olmak demek
Yüreğinde olmak demektir
Sevgisinde, muhabbetinde, merhametinde olmak demektir
Bu arzu edilen bir şeydir
Kuran-ı Kerimde belki biraz sonra bakacağız şöyle kısaca bir bakacağız
25 bildiğim kadarıyla 25 ana başlık halinde Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma Allahü zül-Celâl yer ayırmıştır, Kuran-ı Kerimde
25 yerde şekilde yâni
Bütün bunlar neyi gösterir?..
Ey Hakka inanıp, hayrı işlemek için tercih yapanlar. Siz Allaha ve Resûlüne teslim olunuz.
Allaha ve Resûlüne imân ediniz.
Allah ve Resûlüne tabi olunuz.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz.
Meşhur bir kişiye sorduk İstanbulda: Kime teslim olacağız? diye
Çok ucuz, çok basit cevabı yapıştırdı:
Allaha teslim olacağız hâşa başkasına da mı olacağız
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme olsak falan
Böyle şey mi olur dedi
Kime inanacağız?
Allaha inanacağız.
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme de inansak olur mu?
Hâşa
Neden?.. neden diyor bunu neden?..
Çünkü bilmiyor
İlimsizlik kötü
Ama bir de edebsiz ilimsizlik daha da kötü
İşte bütün bunlar bir şey biz bilsek ne bilmesek ne
Bizim bileceğimiz bir şey vardır; Muhammed Aleyhis-selâmdır
Duyacağımız bir kişi vardır; Muhammed Aleyhis-selâmdır
Uyacağımız tek kişi vardır; Muhammed Aleyhis-selâmdır
Bunun dışındakiler?...
Bunun dışındakiler birbirinin hizmetçileridir
Ben Garibana hizmet ederim Gariban da bana eder
O yorulursa ben taşırım Ben yorulursam o taşır
Neden?..
Biz Muhammedîyiz çünkü
Biz halis muhlis kesinlikle öyleyiz yâni
Hatta o kadar öyleyiz ki; Allahü zül-Celâl dese ki: Sizi cehenneme koyacağım ki koyar Kendi bilir
İstemeyiz ama isterse koyar
Koyarsa da bize bir hak tanır
Nedir o?..
Tercih hakkı..
Biz Muhammedî oluruz yâni
Bundan neyi demek istiyorum?..
Çünkü Biz Muhammedîyiz demek 28 Peygamberi de içinde tutar
Aynı zamanda İbrahimîyiz demektir
Biliriz ki, İbrahim Aleyhis-selâmı Nemrud nârı yakamaz yâni
Cehennem yakamaz çünkü
Biz İbrahimîyiz demekte kasdım bu
Sadakâtımız meselesini söylemek için söylüyorum
Yoksa iki yerde iki şey olmaz
Hem cennet, hem cehennem olmaz
Yâni şimdi Antalya bir şehirdir
Güneş varsa gündüzdür
Güneş yoksa gecedir
Yâni iki tane Antalya yoktur
Bir gece Antalyası, bir gündüz Antalyası yoktur
İki tane kişi olmaz Bir kişi olur
İki tane, cennet ve cehennem olmaz
Bir kişi için ya cennet vardır ya cehennem vardır
Ne demek?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duydu ve uyduysa cennet vardır
Çünkü Nur-u Mim güneşine ulaşmıştır
Yâni Nurullah güneşine ulaşmıştır Bu kişi
Artık cehennem diye bir şey olamaz
Kim söylüyor bunu?..
Ben mi?.. Hâşâ
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin kendisi buyuruyor
Elinde olanlar bakabilir
Fahreddin Razî Efendimizin tefsirinde
Ruh, Emr Âlemindendir âyeti geldiğinde
Bundan ne anlayalım? sorusuna Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin cevabı: Aklınız kadar anlayın! olmuştur.
Âl-i İmrân Sûresinin sanıyorum 133. âyeti:
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!
Bu âyet geldi zaman, bir Bizans casusu Arab kişi, Hıristiyan bir kişi geliyor inceliyor da ne oluyor diye
Bu âyeti duyunca gülüyor
Diyor ki; bu kadar da olmaz.
Neden?..
Çünkü cehenneme yer bırakmadı diyor
Her tarafı cennetle doldurdu.
Dediği akla göre doğru
Soluğu Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin meclisinde alıyor yâni
Ben yolcuyum diyor
Bu şehre geldim. Sizi duydum. Siz böyle bir şey söylediniz mi?
Evet, evet böyle bir âyet geldi.
İyi ama yerlerden göklere kadar her yeri kaplayan bir cennet
Evet evet öyledir.
Cehennem nereye gitti diyor
Yok mu yoksa! gülerek
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin cevabı çok hoştur:
Arapça Sözünün başında:
Fe Subhanallah! Ben güneş doğdu diyorum, siz gece nereye gitti diyorsunuz.
Bunu çok iyi anlamamız lâzım
Ben güneş doğdu diyorum, sen gece nereye gitti diyorsunuz.
Ben cennet var diyorum, siz cehennem nerde diyorsunuz
Cehennem, Muhammedî imânsızlığındadır
Tahkik imânsızlığındadır
Sadakatsızlığındadır
Samimiyetsizliğindedir
Sabırsızlığındadır
Selâmetsizliğindedir
Eee bunlar var.
Bunlar varsa zâten cennettesin
O zaman cehennem ikiliği yoktur
Şeytan yoktur
Muhammed Aleyhis-selâm vardır
Şeytan yoktur
Rasûlullahın bizzat kendisi vardır
Bu bakımdan bizim Muhammedî Tasavvuf
Biraz sonra, bu yaz dönemi de dahil İnşallah
Hangi konuları işlemeyi düşündüğümüzü şöyle bir genişçe hazırladık
Başlıklarını sayacağım size
Bu belki yarım saat sürecek
Bunu neden yazdım şunun için
Biz ne yapmak istiyoruz?..
Biz bir şey yapmak istiyoruz
Bir şeyin eksikliğini gördük
Bu eksikliğini gördüğümüz şey şuydu:
Ümmî Sinân hazretleri, Niyazi Mısrî Efendimizi yetiştiriyor
Tapduk Baba, Yunus Emreyi yetiştiriyor
Bir Baba, bir Babayı yetiştiriyor
Ama öyle bir zamana geldi ki
Gariban gitti Basildona
Gökhan gitti Solingene
Öteki gitti bir yere
Herkes bir yerlerde
İşin peşinde
Aşın peşinde
Eşin peşinde
Bir sürü işler değişti
Bugün bir şey yapmamız lâzım
O gün yapılanları, bugünün çağında
Hepsini taştan bir binada toplamaktan ziyade, böyle bir parmak başı kadar bir noktada sanal ortamda
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın aşkını meşk etme noktasında buluşmamız gerekiyor
Ve bütün bunları yaparken aklımızın hiçbir zaman unutmayacağı şey:
Muhammedî oluş inancı, ameli, ahlâkı ve hâli;
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın adına, hesabına ve şerefine yapmaktır
Kendi kimlik ve kişiliğini ancak bedensel olarak kullanabilir
Mesela o da bizimdir yâni o da bizimdir
Barbaros orda bir bardak çay içse, o da bizimdir
Çünkü onu içecek, biraz sonra diyecek ki:
Allahım "BİZ"i bağışla "BİZ"i yâni "BİZ" kim isek Enterkollekte bağlı olanlardan bahsediyor
Allahım "BİZ"i bağışla
Demek ki, çayda bizim işimize yaradı yâni su da
Demek istiyorum ki:
Ama hadi hadi Eee o kadar da olsun herkesin kendi kullandığı eli ayağı var
Bunun dışındakilerin bu BİZliğini, BİRliğini çok çok iyi anlamamız gerekiyor... çok iyi anlamamız gerekiyor
Aksi takdirde böyle internet bilgisiyle Rasgele bilgilerle
Ya da ne bileyim ben, doğruluğu meçhul
Daha doğrusu Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemle bağlantısı meçhul bilgilerin
Böyle kendi şahsileşmiş, şirketleşmiş, şöyle olmuş, böyle olmuş
Kimse için söylemiyorum
Ben Allah için söylüyorum
Yâni çok zor olanlarla uğraşmaktansa, en kolay olan Allahın seçtiği Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmla buluşmak aklın, naklin, vicdanın, her şeyin hilkatıdır ve doğrusudur
Çok açık bir şeydir
Bunu çocuk bile bilir yâni bunu bilmemiz gerekir
Aksi taktirde nefsimizin elinde oyuncak oluruz
Ve son nefeste cidden çok pişman oluruz
Kendi başımıza şehâdet getirmeye kalkışırız
Bu ise çok zordur
Oysa umumî şehâdet, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın şehâdeti
Onun denizinin içinde bir damlaysak
Sonuç şu olur?..
Deniz donar mı?..
Vallahi BİZim deniz donmaz
Bunun içinde bir damlayım ben. Ben de donar mıyım? diyen böyle bir şey BİZden değildir zâten
O damla denizde değildir yâni hayal görüyor
Bu kadar emin
Neden emin?..
Çünkü Muhammedül Eminden dolayı emindir
Kendinden değil
Çok rahat şunları şunları yapmam lâzım daha da yapmam lâzım çok şey yapmam lâzımın ötesinde
Her şeyin ötesinde bir defa imân etmeden önce
Allah demeden önce
Kurân nedir bilmeden önce
Hiçbir şey yok iken
Bomboş bir insan iken
Şimdi diyelim ki; Barbaros kardeşim Allah razı olsun orda bu işleri yapmakta
Bir tane Katolik gelse, dese ki; Müslüman olacağım ne öğretirsin bana?
Ben derim ki : Sana Muhammed Aleyhis-selâmı öğreteyim önce.
Çünkü Muhammed Aleyhis-selâm bize Kurânı getirdi
Muhammed Aleyhis-selâm Allah dedi de biz Allah dedik
O ne dediyse biz onu dedik
Bizzat ağzından sesinden duyduk Allahü zül-Celâlin emrini-yasağını
Bize yazıp vermedi yâni
Hiç kimseye yazıp vermedi
Herkes, duyanlar duydu ve bize ağzından aktardı
O gündür bugündür ağızdan ağıza aktarılmaktadır
Hadislerde böyle yazılmıştır
Sonradan karışanları demiyorum ama
Bütün bu enterkollekte olan sistemde, elektrik hatları gibi olan sistemde güzellik vardır
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
Tasavvuf bir küllî ilimdir
Yâni bir filin târifi gibi o yandan, bu yandan yürünemez
Zamanında lâzım olan, lâyık olan kadar bilinirse
Mesela bir bebeğe ne lâzımsa o
Üç yaşında ne lâzımsa o
Efendim, 15 yaşında ne lâzımsa o
18 yaşında ne lâzımsa şu
Ondan sonra evlenmek lâzım mesela
Ama 7 yaşındaki çocuğa lâzım değil
Olursa çok kötü olur zâten
Onun için demek istiyorum ki, belli bir program içerinde lâzım ve lâyık olan ilim ve edeb verilirse, böyle bir bilgiyle yol alınır
Ve böyle bir bilgi doğrudur yâni
Onun içinde tasavvufta, Muhammedî Tasavvufta boşluk yoktur
Biz inceleyemeye biliriz
Biz anlamaya biliriz
Biz bulamaya biliriz
Ama
Münir Derman hocaya bakın
Bawa hazretlerine bakın
Yunus Babaya bakın
Niyazi Mısriye bakın
Baktığımız zaman görürüz ki bunlar, parça gibi anlattıkları şeyler bir fabrikanın bölümleridir yâni
Belli belli yerleridir
Buralar doğru dürüst anlaşılırsa ve sırayla ise, düzgünse netice hakikaten, gerçekten ilim ve irfan sahibi olarak
Yâni ilim, edeb, irfan ve erkan dörtlüsü tamamlandığı zaman zâten olur
Neden?..
İlim ve edeble insan kendini bilir
İrfan ve erkanla Rabbini bilir
İrfan ve erkan ise doğrudan doğruya Muhammed Aleyhis-selâmın işidir
İlim ve edeb bizim işimizdir yâni
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin hâşâ edebli olup olmamaya ihtiyacı yoktur
İrfan ve erkan Onun işidir
İşte bunu çok iyi anladığımız zaman meseleyi çözeriz
Benim demin arz ettiğim şey şuydu yâni
Efendim Ahmed demişler Mahmud demişler Muhammed demişler böyle olmuş . Öyle değil
Bunlar hep Tümü, küllîsi bir iştir yâni
Ahad dediğiniz zaman yazarsınız oraya, Elifi çekersiniz had kalır had
Hudud demektir had
Bildiğimiz hudud demektir yâni
Dâimiliğin hak oluşudur
Kendine mahsus oluşudur
Ortaksızlığıdır, tekliğidir, eşsizliğidir, bir taneliğidir yâni
İşte bu başına Elifi alıverdi mi, En olur Tek olur Bir tane olur Eşsiz olur Zıtsız olur Benzersiz olur Allah olur
Bilinemezlikte, bulunamazlıkta, bir şey denilemezlikte, her zaman çaresiz kalınan, bir karanlık, sonsuz bir karanlık
Bilinemezlik karanlığı, varılamazlıkta Tek oluş
Bir tane oluş değildir
Vahiddir bir tane oluş
Tek adet olarak bir tane oluş Vahiddir
Ama Ahad bütün Kendine mahsus, her şeyinin Kendine mahsus oluşta Tek oluştur
İşte bu bizim tasavvufu doğru dürüst öğrenmekte, doğru dürüst uygulamakta, ilim ve edebi doğru dürüst yapmakta amacımızdır
Bedeni, nefsi, kalbi, ruhu, aklı, fikri, vicdanı, imkânları el veren kişiler, hakikaten bu işi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hizmetçisi olarak yürütecek şekilde anlarsa uygularsa
Allahü zül-Celâlin inâyet ve hidâyetine mahzar olursa
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın şifa ve şefaatını yakalarsa kendisine cezbederse o lûtfedilirse
Yaşayan Allah Dostlarının hayır dua ve himmetiyle birleşirse
Kişi kendisi de Muhammedî bir gayret gösterirse
Muhabbet gösterirse
Merhamet gösterirse
Hasbi hizmeti fiilen yaparsa
İşte bu neyi getirir?..
Bu, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hilâfet, halîfeliğini getirir
Yâni câhil cühelânın biraz bir şeyler okuyupta bizde vâris olduk işi değil bu iş
Yâni Muhammedîyyette, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın BİZi olmak
Mahmudiyyette BİZi olmak
Ahmediyyette BİZi olmak
Habibiyyette BİZi olmak ne demek?..
Tek kelimeyle Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde olmak demek
Yüreğinde olmak demektir
Sevgisinde, muhabbetinde, merhametinde olmak demektir
Bu arzu edilen bir şeydir
Kuran-ı Kerimde belki biraz sonra bakacağız şöyle kısaca bir bakacağız
25 bildiğim kadarıyla 25 ana başlık halinde Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma Allahü zül-Celâl yer ayırmıştır, Kuran-ı Kerimde
25 yerde şekilde yâni
Bütün bunlar neyi gösterir?..
Ey Hakka inanıp, hayrı işlemek için tercih yapanlar. Siz Allaha ve Resûlüne teslim olunuz.
Allaha ve Resûlüne imân ediniz.
Allah ve Resûlüne tabi olunuz.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz.
Meşhur bir kişiye sorduk İstanbulda: Kime teslim olacağız? diye
Çok ucuz, çok basit cevabı yapıştırdı:
Allaha teslim olacağız hâşa başkasına da mı olacağız
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme olsak falan
Böyle şey mi olur dedi
Kime inanacağız?
Allaha inanacağız.
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme de inansak olur mu?
Hâşa
Neden?.. neden diyor bunu neden?..
Çünkü bilmiyor
İlimsizlik kötü
Ama bir de edebsiz ilimsizlik daha da kötü
İşte bütün bunlar bir şey biz bilsek ne bilmesek ne
Bizim bileceğimiz bir şey vardır; Muhammed Aleyhis-selâmdır
Duyacağımız bir kişi vardır; Muhammed Aleyhis-selâmdır
Uyacağımız tek kişi vardır; Muhammed Aleyhis-selâmdır
Bunun dışındakiler?...
Bunun dışındakiler birbirinin hizmetçileridir
Ben Garibana hizmet ederim Gariban da bana eder
O yorulursa ben taşırım Ben yorulursam o taşır
Neden?..
Biz Muhammedîyiz çünkü
Biz halis muhlis kesinlikle öyleyiz yâni
Hatta o kadar öyleyiz ki; Allahü zül-Celâl dese ki: Sizi cehenneme koyacağım ki koyar Kendi bilir
İstemeyiz ama isterse koyar
Koyarsa da bize bir hak tanır
Nedir o?..
Tercih hakkı..
Biz Muhammedî oluruz yâni
Bundan neyi demek istiyorum?..
Çünkü Biz Muhammedîyiz demek 28 Peygamberi de içinde tutar
Aynı zamanda İbrahimîyiz demektir
Biliriz ki, İbrahim Aleyhis-selâmı Nemrud nârı yakamaz yâni
Cehennem yakamaz çünkü
Biz İbrahimîyiz demekte kasdım bu
Sadakâtımız meselesini söylemek için söylüyorum
Yoksa iki yerde iki şey olmaz
Hem cennet, hem cehennem olmaz
Yâni şimdi Antalya bir şehirdir
Güneş varsa gündüzdür
Güneş yoksa gecedir
Yâni iki tane Antalya yoktur
Bir gece Antalyası, bir gündüz Antalyası yoktur
İki tane kişi olmaz Bir kişi olur
İki tane, cennet ve cehennem olmaz
Bir kişi için ya cennet vardır ya cehennem vardır
Ne demek?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duydu ve uyduysa cennet vardır
Çünkü Nur-u Mim güneşine ulaşmıştır
Yâni Nurullah güneşine ulaşmıştır Bu kişi
Artık cehennem diye bir şey olamaz
Kim söylüyor bunu?..
Ben mi?.. Hâşâ
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin kendisi buyuruyor
Elinde olanlar bakabilir
Fahreddin Razî Efendimizin tefsirinde
Ruh, Emr Âlemindendir âyeti geldiğinde
Bundan ne anlayalım? sorusuna Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin cevabı: Aklınız kadar anlayın! olmuştur.
Âl-i İmrân Sûresinin sanıyorum 133. âyeti:
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!
Bu âyet geldi zaman, bir Bizans casusu Arab kişi, Hıristiyan bir kişi geliyor inceliyor da ne oluyor diye
Bu âyeti duyunca gülüyor
Diyor ki; bu kadar da olmaz.
Neden?..
Çünkü cehenneme yer bırakmadı diyor
Her tarafı cennetle doldurdu.
Dediği akla göre doğru
Soluğu Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin meclisinde alıyor yâni
Ben yolcuyum diyor
Bu şehre geldim. Sizi duydum. Siz böyle bir şey söylediniz mi?
Evet, evet böyle bir âyet geldi.
İyi ama yerlerden göklere kadar her yeri kaplayan bir cennet
Evet evet öyledir.
Cehennem nereye gitti diyor
Yok mu yoksa! gülerek
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin cevabı çok hoştur:
Arapça Sözünün başında:
Fe Subhanallah! Ben güneş doğdu diyorum, siz gece nereye gitti diyorsunuz.
Bunu çok iyi anlamamız lâzım
Ben güneş doğdu diyorum, sen gece nereye gitti diyorsunuz.
Ben cennet var diyorum, siz cehennem nerde diyorsunuz
Cehennem, Muhammedî imânsızlığındadır
Tahkik imânsızlığındadır
Sadakatsızlığındadır
Samimiyetsizliğindedir
Sabırsızlığındadır
Selâmetsizliğindedir
Eee bunlar var.
Bunlar varsa zâten cennettesin
O zaman cehennem ikiliği yoktur
Şeytan yoktur
Muhammed Aleyhis-selâm vardır
Şeytan yoktur
Rasûlullahın bizzat kendisi vardır
Bu bakımdan bizim Muhammedî Tasavvuf
Biraz sonra, bu yaz dönemi de dahil İnşallah
Hangi konuları işlemeyi düşündüğümüzü şöyle bir genişçe hazırladık
Başlıklarını sayacağım size
Bu belki yarım saat sürecek
Bunu neden yazdım şunun için
Biz ne yapmak istiyoruz?..
Biz bir şey yapmak istiyoruz
Bir şeyin eksikliğini gördük
Bu eksikliğini gördüğümüz şey şuydu:
Ümmî Sinân hazretleri, Niyazi Mısrî Efendimizi yetiştiriyor
Tapduk Baba, Yunus Emreyi yetiştiriyor
Bir Baba, bir Babayı yetiştiriyor
Ama öyle bir zamana geldi ki
Gariban gitti Basildona
Gökhan gitti Solingene
Öteki gitti bir yere
Herkes bir yerlerde
İşin peşinde
Aşın peşinde
Eşin peşinde
Bir sürü işler değişti
Bugün bir şey yapmamız lâzım
O gün yapılanları, bugünün çağında
Hepsini taştan bir binada toplamaktan ziyade, böyle bir parmak başı kadar bir noktada sanal ortamda
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın aşkını meşk etme noktasında buluşmamız gerekiyor
Ve bütün bunları yaparken aklımızın hiçbir zaman unutmayacağı şey:
Muhammedî oluş inancı, ameli, ahlâkı ve hâli;
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın adına, hesabına ve şerefine yapmaktır
Kendi kimlik ve kişiliğini ancak bedensel olarak kullanabilir
Mesela o da bizimdir yâni o da bizimdir
Barbaros orda bir bardak çay içse, o da bizimdir
Çünkü onu içecek, biraz sonra diyecek ki:
Allahım "BİZ"i bağışla "BİZ"i yâni "BİZ" kim isek Enterkollekte bağlı olanlardan bahsediyor
Allahım "BİZ"i bağışla
Demek ki, çayda bizim işimize yaradı yâni su da
Demek istiyorum ki:
Ama hadi hadi Eee o kadar da olsun herkesin kendi kullandığı eli ayağı var
Bunun dışındakilerin bu BİZliğini, BİRliğini çok çok iyi anlamamız gerekiyor... çok iyi anlamamız gerekiyor
Aksi takdirde böyle internet bilgisiyle Rasgele bilgilerle
Ya da ne bileyim ben, doğruluğu meçhul
Daha doğrusu Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemle bağlantısı meçhul bilgilerin
Böyle kendi şahsileşmiş, şirketleşmiş, şöyle olmuş, böyle olmuş
Kimse için söylemiyorum
Ben Allah için söylüyorum
Yâni çok zor olanlarla uğraşmaktansa, en kolay olan Allahın seçtiği Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmla buluşmak aklın, naklin, vicdanın, her şeyin hilkatıdır ve doğrusudur
Çok açık bir şeydir
Bunu çocuk bile bilir yâni bunu bilmemiz gerekir
Aksi taktirde nefsimizin elinde oyuncak oluruz
Ve son nefeste cidden çok pişman oluruz
Kendi başımıza şehâdet getirmeye kalkışırız
Bu ise çok zordur
Oysa umumî şehâdet, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın şehâdeti
Onun denizinin içinde bir damlaysak
Sonuç şu olur?..
Deniz donar mı?..
Vallahi BİZim deniz donmaz
Bunun içinde bir damlayım ben. Ben de donar mıyım? diyen böyle bir şey BİZden değildir zâten
O damla denizde değildir yâni hayal görüyor
Bu kadar emin
Neden emin?..
Çünkü Muhammedül Eminden dolayı emindir
Kendinden değil
Çok rahat şunları şunları yapmam lâzım daha da yapmam lâzım çok şey yapmam lâzımın ötesinde
Her şeyin ötesinde bir defa imân etmeden önce
Allah demeden önce
Kurân nedir bilmeden önce
Hiçbir şey yok iken
Bomboş bir insan iken
Şimdi diyelim ki; Barbaros kardeşim Allah razı olsun orda bu işleri yapmakta
Bir tane Katolik gelse, dese ki; Müslüman olacağım ne öğretirsin bana?
Ben derim ki : Sana Muhammed Aleyhis-selâmı öğreteyim önce.
Çünkü Muhammed Aleyhis-selâm bize Kurânı getirdi
Muhammed Aleyhis-selâm Allah dedi de biz Allah dedik
O ne dediyse biz onu dedik
Bizzat ağzından sesinden duyduk Allahü zül-Celâlin emrini-yasağını
Bize yazıp vermedi yâni
Hiç kimseye yazıp vermedi
Herkes, duyanlar duydu ve bize ağzından aktardı
O gündür bugündür ağızdan ağıza aktarılmaktadır
Hadislerde böyle yazılmıştır
Sonradan karışanları demiyorum ama
Bütün bu enterkollekte olan sistemde, elektrik hatları gibi olan sistemde güzellik vardır
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
Bunlar çok güzel şeylerdir
Söylenmesi de güzeldir
Dinlemesi de güzeldir
Fakat hepimizin dikkat etmesi gereken bir şey vardır; biz mutlaka sadakattan imtihan oluruz
Çünkü; sâdık olmayan bir inanç, imân; imân değil
Sâdık olmayan bir imân, sâlih bir amel asla doğuramaz
Katiyen doğuramaz
Sâlih olmayan bir amel, hiçbir zaman Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın, Kurân-ı Kerimin ve Allahın ahlâkını doğuramaz
Ve böyle olmayan bir ahlâkta, Hakkın hâli ile hâllenemez
Halkın hâliyle hâllenir.
Burda değilse orda gümler
Onun içindir ki, etrafımıza bakıyoruz, hele bu devirde bir kişi âlim olarak çıkar ortaya, güzel de konuşursa hele, balon gibi halk onu şişirir şişirir şişirir şişirir
Sonra?..
Bırakırsa uçar gider sonsuza doğru Nere gittiğini kimse bilmez Yok olur
Ya da patlar
Muhammedi sistemde bu yoktur
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem bizzat kendisi çocuklarla çocuk, olur, herkesle herkes
Yâni Yahudi kadınlar bile sokakta önüne geçip, gösteriyorlar, diyorlar ki : Ya Muhammed kocalarımız bizi kandırıyorlar. Şu kitaba bir bak. Ne yazıyor. Biz okuyamıyoruz diye bize haksızlık yapıyorlar.
Yâni bu kadar emin, bu kadar güzel, bu kadar hakikaten beyefendi
Âli cenâb Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem
Böyle gösterişten dolayı, görünüşten dolayı, bana bakın! bu kelime açık ya da gizli bana bakın! diyorsa, onun arkasında hakikat şu ki; şeytan vardır
Neden?..
Muhammed Aleyhis-selâm böyle dememişti
BİZe bakın! demişti
Allahü zül-Celâl karşısında kendisini varlık olarak da görmemişti
BİZe bakın
İyyake nabudu ve iyyake nestain.
Biz ancak Sana kulluk ederiz ve ancak Senden istiane ederiz-Senden yadım dileriz
Yâni maddiyatta Sana kulluk ederiz, maneviyatı da Senden isteriz
BİZ kim?..
Ben tek başıma kılıyorum
Hâşa Allahü zül-Celâl, Ben derken burda BİZ niye?..
Bunu buyuran Muhammed Aleyhis-selâm
Fatihanın muhatabı Muhammed Aleyhis-selâmdır
El-Fettahın muhatabı El-Fatih Aleyhissalâtü vesselâmdır
BİZ Muhammed Aleyhis-selâmın cemaatıyız
Yâni Allah Onu seçmiştir çok güzel seçmiştir
Bunda bir şey yok ki yâni
Benlik-senlik çok dışarıdaki bir kabuktur
Heykelin kabuğudur
Üzerindeki şeylerdir
Bu gerçekleri, bu doğruları, bu hakikatları yüreklerimiz sindire sindire anlarsa BİZ o zaman gerçekten İNSAN oluruz
Ve mutlaka BİZim olmayan şeyleri atmamız gerekir
Canavar tırnakları uzatsak tırnaklarımızı kesmemiz gerekir
Ne biliyim, yâni bizim olmayan, bize yaramayan, fazla olan ne gibi şeyler varsa
İnançta, amelde, ahlâkta
Ben kaba sofuluk demiyorum
Yâni efendim buğday tanesi kadar kanla mı abdest bozulur, çizilse mi bozulur, yazılsa mı bozulur ama yetim hakkı yerse bozulmaz
Dünyanın en büyük yalanlarını söylerse bozulmaz
Kelimeler hurdalar hâşâ Allahü zül-Celâli atlatmaya kalkışsa dahi bozulmaz
Faiz yer, ötesini yapar
Ben demek istiyorum ki
Kötülük olarak demiyorum
İslamiyet çok saf bir dindir
Temiz bir dindir..
Basit bir dindir
İslamiyetin ilk dört yılında köleden başka kimse yoktu
Hatice validemizden başka kimse yoktu
Hazreti Ali efendimizden başka kimse yoktu
Hiç kimse yoktu
Hiiiç
Demek istiyorum ki; sadakat vardır
Yiğitliğin şahı vardır
Arap dünyasında ilk çarmıha gerilen kadın Sümeyye validemizdir
Belki de dünya tarihinde ilktir
Dört deveye iki kolu iki bacağı bağlanıp : Muhammede küfret! Son sözünü söyle!
Son sözüm; Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullahtır!.
Çekin develeri! dendiğinde, develeri çekenlerde gizli Müslüman kölelerdir
Allahın tecellisi ki dördü de müslümandır
Gizli müslümandır
Ve develeri çekmişlerdir yâni
Her devenin arkasında bir kol, bir bacak gitmiştir
O gün yasak bir şey yoktu
Hiçbir yasak yok İslamın getirdiği
Ne zina, ne faiz
Hiçbir şey yoktu
Gelmemiştir ki
Her ne ise öyle devam etmekteydi
Eski ne ise
Hiçbir mahsuru yoktur yâni hiç
Hiç
İsterse ayyaş olsun
İsterse hiç
Ne vardı?..
Namaz yoktu, oruç yoktu, haç yoktu, zekat yoktu
İslamın dört şartı yoktu
Ama birşey vardı yalnız
Allah Allahtır, Muhammed sallallahu aleyhi vessellem Rasûlullahtır vardı tek
Tek
İşte SADAKAT deyip durduğumuz bu
İnsanlar basit görebilir, ne var sadakatta
İmandan önce gelir diyorsunuz
Doğru diyorum tabi
Doğru diyorum çünkü Sümeyye validemiz onu söylüyor:
Vallahi lâ ilâhe illallah Billâhi Muhammeder Resûlullah
İşte onun için; hacca gidip-gelip de Sümeyye validemize, bu vahşetin uygulandığı yerde çığlığını duymayan, şimdi şimdi duymayan bir yürek Muhammedi prize takılı bir fiş değildir
Ya şaşkındır, ya taşkındır benim gibi
Yoksa bu sedâyı duyması lâzım
Gökten okurdu gökten
Arştan okurdu yâni duyardı demek istiyorum
Bu BİRliktir çünkü
Bunun dünü, bugünü, yarını olmaz
Enterkollekte bağlıdır
İşte Muhammedi sistem bir bütündür
Bunu çok iyi bilmemiz gerekiyor
Aksi taktirde, hep havanda su döveriz yâni
Laf tokuşturmalar, yakıştırmalar
Güzel söz söylemeler
Bütün bunlar
Şimdi değerli kardeşlerim
Bu anlattığım çerçevenin bütün özü ve özeti
Anlattığımız, bu tasavvuf dediğimiz, İslamı bilmek
Daha doğrusu Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı bilmek, bulmak, emrettiği gibi olmak ve yaşamak için izlenmesi gereken ilim ve edeb, sonra da irfan ve erkan yolunun adı tasavvuftur
İlim ve edeble kişinin kendini bilmesi
Sonra Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdan alacağı, kalb ve ruhla alacağı irfan ve erkanla Rabbini bileceği taahhüd altına alınmıştır
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm tarafından
Garantiye alınmıştır
Vaad edilmiştir Allahü zül-Celâl tarafından
Âyetlerle açık seçiktir
semigna ve ategna
Biz şimdi duyduk daha
ve ategna
Derhal itaat ediyoruz
Buradaki, bu ikililer yedi âyettir bunlar Kurânda
İyyake nabudu ve iyyake nestain.
Efendim bir tanesi bu semigna ve ategna
Bir tanesi yasin suresindeki
Yâni bir gün bu yedi âyeti bir gün göreceğiz İnşaallah
Yâni bu yedi nefsin yedi âyetidir bunlar
İşte burada ve kâlu semigna ve ategna
İyi kardeşim ben altmış yaşındayım ama semigna biz yeni duyduk biz yâni ben değil
Benim adıma Muhammed Aleyhis-selâm buyuruyor
Biz yeni duyduk yâni
Peygamber Aleyhis-selâmı yeni duyduk daha biz
ve ategna
Derhal itaat ettik
Kime itaat ettik?..
Allah ve Rasûlüne yâni
Allahın adına Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma itaat ettik
O ne yaptıysa bizde onu yapmaya çalışıyoruz
Ne dediyse biz etmeye çalışıyoruz
Yâni işte bu BİZlik ve BİRlik
Bir kişi İlahi ilim ve Muhammedi edeb sahibi ise BİZdir
İlahi irfana ve Muhammedi erkana da kavuşmuşsa BİRdir artık
BİZlik BİRlik hikayesi budur
İkilik olamaz
Şehadet şehadettir
Tevhid tevhiddir
Lâ ilâhe illâllah iki tane değildir... Bir tanedir artık
Çünkü;
Lâ ilâhe ayrıdır inkardır..reddir..
İllâllah ayrıdır ikrardır.. tasdiktir..
Ama birlikte Lâ ilâhe illâllah tektir
İnkârım ikrâr oldu demektir kalktı demektir
Benim gecem vardı gündüz oldu demektir
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın buyurduğu gibi:
Benimde şeytanım vardı Müslüman oldu demektir
İşte bütün bu özellikler ve güzellikler
İnşallah Allahın izni ve inâyetiyle
Önümüzdeki zamanlarda bu konuları işleyeceğiz
Bizim kendimizin işleyeceği ara konuların yanında, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizle ilgili hususları eklemenin yanında, sanıyorum sufi söylemişti diğer konulara da gireceğiz
Şimdi biraz sonra ben onların neler olacağını söyleyeceğim
Ama demin beri söylediğim iki şeye dikkatinizi çekmek istiyorum
Bir insanın letaif katmanları; beden, nefis, kalb, ruh, sır, hafî, ahfâ her insanda vardır
Kullanır kullanmaz ayrı şeydir
Ama mutlaka vardır
Allahü zül-Celâl kendi kaderince ona vermiştir
Verilmezse zâten sorumlu değildir
Bu kıyamete kadar gelecek her insanda vardır; akıl verilmişse
Bu insanlar kendi prizlerini Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hattında bulmak zorundadırlar
Kullanmaktan sorumludurlar
Bunun için her insanın kendi kısır düşüncelerini aşması, tekemmül edip gelişmesi gerekir
Yâni Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem geldi, tebliğini yaptı, Kurân-ı Kerimi bıraktı, öldü gitti diyenler ahmak bile değildir
Ölen Abdullah Aleyhis-selâmdır
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin nuru, Allah celle celalihunun var ettiği İLKtir
Ve hiçbir zaman ölmesi mümkün değildir ebedidir yâni
Biz kime inanacağız, Rasûlullah öldü de?..
Allaha ve Resûlüne teslim olunuz.
Allaha ve Resûlüne imân ediniz.
Allah ve Resûlüne tabi olunuz.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz.
Âyetler bunlar..
Kime edecek?..
Kim diyor bunu?..
Eğer böyle derse bunlar, kafalarındaki çeşitli şekilde oluşmuş, doldurulmuş, kokuşmuş, alışkanlık hâline gelmiş, kalbsiz, ruhsuz, hevâ ve hevesine kul bir kişi durumuna çeker
Bizim derdimiz hiç kimseyle değil
Kavga, cedel vs hâşa olamaz
Bizim derdimiz o değildir
Onun için de biz Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme
Neden teslim olacağız, itaat edeceğiz, imân edeceğiz?..
Bakın
Hucurât suresi 15. âyet:
Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve Resulüne iman ettikten sonra şübheye düşmeyip Allah yolunda mallariyle, canlariyle mücahede etmektedirler işte onlardır ki sâdıklardır (Hucurât 49/15)
İşte doğrular yâni kelimeyi söylüyorum sâdıklar ancak onlardır.
Hadid suresi 7. âyet:
Allah'a ve Resûlü'ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden harcayın. Sizden iman edip de (Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardır. (Hadid 57/7)
19. âyet Hadid
Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve nûrları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır. (Hadid 57/19)
Yine Hadid 21:
Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu, Allah'ın lütfudur ki onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. (Hadid 57/21)
Yine Saff 11:
Allah'a ve Resûlüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (Saff 61/11)
Bir başkası Nur 62:
Müminler ancak Allaha ve Rasûlüne iman etmişlerdir.
Devam edelim İman daha çok var Başka âyetlerde
Ama itaate geçelim
Bakın Âl-i İmrân 132:
Allaha ve Resûlüne itaat edin ki rahmete erdirilesiniz. (Âl-i İmrân 3/132)
Hani söyleniyor ya
Efendim şeyhine ölü gibi falana teslim olacaksın!
Ölü gibi ölü
Yâni bir ölü nasıl teslim olursa
Malınla, canınla, ırzınla teslim olacaksın gibi söyleyenler Kurân-ı Kerimde bir tek harf bile bulamazlar kendilerine insanların teslim olması hakkında
Bulunan tek şey:
Allaha ve Resûlüne itaat edin.
Allah ve Resûlüne teslim olun.
Allah ve Resûlüne imân edin.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz ki rahmete erdirilesiniz.
Âl-i İmrân 132. âyet
Nisa 59 âyet:
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. (Nisâ 4/59)
Buradaki ulül emr; emir sahibi olan kişi Ehlullahtır
Haktır
Hamdolsun etmekteyiz ve ederiz de zâten
Yine Nisa 69:
Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır! (Nisâ 4/69)
Yâni söylediğimiz şeyi eğer kendimiz söylersek gerçektem çok hata etmiş oluruz
Ben bunlarla uzatmak istemiyorum
O kadar çok âyet var ki
Nisâ 80, Maide 92, Enfal 1, Enfaz 20, Enfaz 24, Enfal 46
Ve çook
İşte bütün bunlar Allahü zül-Celâle ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme de;
Teslim olmayı,
İman etmeyi,
Tâbi olup
İtaat etmeyi farz kılmaktadır
Farz-ı ayn kılmaktadır
De ki; eğer Allahı seviyorsanız Bana tabi olun. Uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınız bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir (Âl-i İmrân 3/31)
Biz İnşaallah uzun şekilde bu konuyu işleyeceğiz
İşlerken de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hakkındaki bütün bilgileri bileceğiz
Bizim bir özelliğimiz daha vardır; biz sadık ve salih bildiğimiz insanlarla irtibat kurarız
Aramıza başkaları girse de, onları da böyle yapmaya uğraşırız
Olmazsa zâten deniz hiçbir zaman hafifi tutmaz yâni sahile atar
Kendi çıkar demek istiyorum
Ama geri kalandan kasdım
Sadakat sahibi, samimiyet sahibi, sabır sahibi, selameti arzulayanlar için, iğne ucu kadar sır saklamayız
Eğer lâzımsa ve lâyıksa
Zamanıysa mutlaka söyleriz
Söyleriz ki bir işine yarasın ve Rasûlullah Efendimizin hizmetinde kullanılsın isteriz
Onun için kendi kimlik ve kişiliğimiz diye bir şey taşımayız
Hatta ben şahsen şeref bile taşımam
Şeref varsa Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın şerefidir
Yoksa şeref yok demektir yâni
Ben bu inançta olan birisiyim
İnşaallah
Bunu şunun için söylüyorum
Bu çok önemlidir çünkü
Bu çok önemlidir
Hayatta çok olaylarla karşılaşırız
Bakacak, yardım edecek, bize yol gösterecek diye sıkıştığımız da tek şey:
Şimdi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem olsaydı ne derdi, ne yapardı, ne söylerdi? kelimesi binlerce sorunun çözümü oluverir bir anda
Şuanda olsa ne yapmamızı isterdi, ne derdi?
Eğer buna sadakat gösterebilirsek, samimiyet gösterebilirsek ve bu konuda Muhammedi bir sabır gösterebilirsek Allahü zül-Celâl tecellisini haktan ve hayırdan yana yapacaktır
Yoksa bu işi için özel görevli, merhametsizliğin başı olan iblis, şeytan işini birkaç saniyede hallettirir, tetiğe bastırıverir
Beşinci kattan atlatıverir
Her şeyi yaptırır
Bir evi yaktırır
Birlerce yetim bıraktırır
Acılar, ahlar bir ömür boyu sürer
Bütün bunlar, bu vahşetler bir tek tercihten dolayıdır
Bir kere yanlıştan dolayıdır
Yâni
Ben çekmeseydim yâni
Bir tetiğe basıverdiydim
Basıverdiydin amma adam öldü bak!..
Yâni her şey bitti yâni
Onun için zâten Muhammedi oluş şuuru, nefsin menfaatlerini garantiye almak için değildir
Nefsin alaveresini, dalaveresini, hevâsını, hevesini, ötesini, bötesini ayarlamak için değildir
Nefsi adam etmek içindir
Münir hocamın buyurduğu gibi, insanı İNSAN etmek içindir
Allahü zül-Celâlin
Bismillahirrahmanirrahim
Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. İrci'iy ila rabbiki radiyeten merdiyyeten. Fedhuliy fiy 'ibadiy. Vedhuliy cennetiy. (Fecr 89/ 27-30) dediği yere çıkarmaktır
Ey tatmin olmuş nefis, anyayı konyayı bilmiş, dünyayı âhireti anlamış, kim kimdir, ne nedir ve bu sistemin sahibi kimdir, neden bu sistemi kurmuştur?..
lehvun vela laibun mudur?..
Oyun ve eğlence bahçesi midir?..
Mezarlıktaki dolu insanlar neden susuyorlar, bir gerçeği söylemiyorlar?..
Mezar taşlarına yazdırıyorlar da kendileri susuyorlar
Bütün bunların altında yatan şey, tümü bize bir gerçeği hep haykırır durur
Nefis biziz
Öyle biziz ki, beden hizmetindedir
Kalb hizmetindedir
Ruh yol göstericisidir, dinlerse
Işık kapısıdır
Allah kapısıdır
Allahtandır çünkü
İyi de bizim nefis uyuyorsa!
Yelleniyor, delleniyor
Uykudaki adam ne yapar?..
Kurân okusa ne yazar?..
Başka iş yapsa ne yazar?..
Savaş yapsa ne yapar?..
Uyanıklar gülerler yâni
Hatta çıldırarak kalkan insanlar vardır uykudan
Çünkü müthiş bir şey oluyor orda
Biz hiçbir şey görmüyoruz gibi
İşte bu ya da uyurgezerdir
Görünürde bakıyorsunuz her şey düzgün gibi
Nerden anlıyorsunuz?..
Vurduğu yeri indiriyor
Herkes koşar, balkondan düşmesin, Bu uyur gezer! diye
Camları kırıyor çünkü
Çarptığı yerde indiriyor
Zarar görmesin diye diyorum
Ee adam sarhoştur
Bir ufak içiyor işte diyor ki ne biliyim
Sizi öldürürüm
Büyük içtiği zaman diyor ki: bütün insanları öldürürüm
Yâni içtiğine göre konuşuyor
Ama ayık öyle mi ya?..
İyi insan demiyorum
Ayıktır, suçludur Tövbe eder
Ayıktır kirlidir Habibullah hamamında yıkanır
Ayıktır hastadır Habibullah hastanesinde yatar
Ayık delidir, akıllandırılır
Onun için ayıklar mesul insanlardır
Neden?..
Neden olacak
Uyuyanlar, uyurgezerler ve sarhoşların; ayıklar üzerinde uyandırılıp ayıktırılmak için hizmet hakları vardır
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleminde hakkı vardır
Neden uyuyanlara, uyurgezerlere ve sarhoşlara hizmet etmediniz?..
Uyuyanı uyandırmadınız, sarhoşu ayıktırmadınız! diye
Yâni kemâl dileyenler mutlaka hizmet ehli olması gerekir
Hizmet ile dest-i kemâl
Himmet ile seyr-i cemâl
Bir kişi Allahın cemâlini seyretmek istiyorsa mutlaka himmet bulması lâzımdır
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
Bunlar çok güzel şeylerdir
Söylenmesi de güzeldir
Dinlemesi de güzeldir
Fakat hepimizin dikkat etmesi gereken bir şey vardır; biz mutlaka sadakattan imtihan oluruz
Çünkü; sâdık olmayan bir inanç, imân; imân değil
Sâdık olmayan bir imân, sâlih bir amel asla doğuramaz
Katiyen doğuramaz
Sâlih olmayan bir amel, hiçbir zaman Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın, Kurân-ı Kerimin ve Allahın ahlâkını doğuramaz
Ve böyle olmayan bir ahlâkta, Hakkın hâli ile hâllenemez
Halkın hâliyle hâllenir.
Burda değilse orda gümler
Onun içindir ki, etrafımıza bakıyoruz, hele bu devirde bir kişi âlim olarak çıkar ortaya, güzel de konuşursa hele, balon gibi halk onu şişirir şişirir şişirir şişirir
Sonra?..
Bırakırsa uçar gider sonsuza doğru Nere gittiğini kimse bilmez Yok olur
Ya da patlar
Muhammedi sistemde bu yoktur
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem bizzat kendisi çocuklarla çocuk, olur, herkesle herkes
Yâni Yahudi kadınlar bile sokakta önüne geçip, gösteriyorlar, diyorlar ki : Ya Muhammed kocalarımız bizi kandırıyorlar. Şu kitaba bir bak. Ne yazıyor. Biz okuyamıyoruz diye bize haksızlık yapıyorlar.
Yâni bu kadar emin, bu kadar güzel, bu kadar hakikaten beyefendi
Âli cenâb Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem
Böyle gösterişten dolayı, görünüşten dolayı, bana bakın! bu kelime açık ya da gizli bana bakın! diyorsa, onun arkasında hakikat şu ki; şeytan vardır
Neden?..
Muhammed Aleyhis-selâm böyle dememişti
BİZe bakın! demişti
Allahü zül-Celâl karşısında kendisini varlık olarak da görmemişti
BİZe bakın
İyyake nabudu ve iyyake nestain.
Biz ancak Sana kulluk ederiz ve ancak Senden istiane ederiz-Senden yadım dileriz
Yâni maddiyatta Sana kulluk ederiz, maneviyatı da Senden isteriz
BİZ kim?..
Ben tek başıma kılıyorum
Hâşa Allahü zül-Celâl, Ben derken burda BİZ niye?..
Bunu buyuran Muhammed Aleyhis-selâm
Fatihanın muhatabı Muhammed Aleyhis-selâmdır
El-Fettahın muhatabı El-Fatih Aleyhissalâtü vesselâmdır
BİZ Muhammed Aleyhis-selâmın cemaatıyız
Yâni Allah Onu seçmiştir çok güzel seçmiştir
Bunda bir şey yok ki yâni
Benlik-senlik çok dışarıdaki bir kabuktur
Heykelin kabuğudur
Üzerindeki şeylerdir
Bu gerçekleri, bu doğruları, bu hakikatları yüreklerimiz sindire sindire anlarsa BİZ o zaman gerçekten İNSAN oluruz
Ve mutlaka BİZim olmayan şeyleri atmamız gerekir
Canavar tırnakları uzatsak tırnaklarımızı kesmemiz gerekir
Ne biliyim, yâni bizim olmayan, bize yaramayan, fazla olan ne gibi şeyler varsa
İnançta, amelde, ahlâkta
Ben kaba sofuluk demiyorum
Yâni efendim buğday tanesi kadar kanla mı abdest bozulur, çizilse mi bozulur, yazılsa mı bozulur ama yetim hakkı yerse bozulmaz
Dünyanın en büyük yalanlarını söylerse bozulmaz
Kelimeler hurdalar hâşâ Allahü zül-Celâli atlatmaya kalkışsa dahi bozulmaz
Faiz yer, ötesini yapar
Ben demek istiyorum ki
Kötülük olarak demiyorum
İslamiyet çok saf bir dindir
Temiz bir dindir..
Basit bir dindir
İslamiyetin ilk dört yılında köleden başka kimse yoktu
Hatice validemizden başka kimse yoktu
Hazreti Ali efendimizden başka kimse yoktu
Hiç kimse yoktu
Hiiiç
Demek istiyorum ki; sadakat vardır
Yiğitliğin şahı vardır
Arap dünyasında ilk çarmıha gerilen kadın Sümeyye validemizdir
Belki de dünya tarihinde ilktir
Dört deveye iki kolu iki bacağı bağlanıp : Muhammede küfret! Son sözünü söyle!
Son sözüm; Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullahtır!.
Çekin develeri! dendiğinde, develeri çekenlerde gizli Müslüman kölelerdir
Allahın tecellisi ki dördü de müslümandır
Gizli müslümandır
Ve develeri çekmişlerdir yâni
Her devenin arkasında bir kol, bir bacak gitmiştir
O gün yasak bir şey yoktu
Hiçbir yasak yok İslamın getirdiği
Ne zina, ne faiz
Hiçbir şey yoktu
Gelmemiştir ki
Her ne ise öyle devam etmekteydi
Eski ne ise
Hiçbir mahsuru yoktur yâni hiç
Hiç
İsterse ayyaş olsun
İsterse hiç
Ne vardı?..
Namaz yoktu, oruç yoktu, haç yoktu, zekat yoktu
İslamın dört şartı yoktu
Ama birşey vardı yalnız
Allah Allahtır, Muhammed sallallahu aleyhi vessellem Rasûlullahtır vardı tek
Tek
İşte SADAKAT deyip durduğumuz bu
İnsanlar basit görebilir, ne var sadakatta
İmandan önce gelir diyorsunuz
Doğru diyorum tabi
Doğru diyorum çünkü Sümeyye validemiz onu söylüyor:
Vallahi lâ ilâhe illallah Billâhi Muhammeder Resûlullah
İşte onun için; hacca gidip-gelip de Sümeyye validemize, bu vahşetin uygulandığı yerde çığlığını duymayan, şimdi şimdi duymayan bir yürek Muhammedi prize takılı bir fiş değildir
Ya şaşkındır, ya taşkındır benim gibi
Yoksa bu sedâyı duyması lâzım
Gökten okurdu gökten
Arştan okurdu yâni duyardı demek istiyorum
Bu BİRliktir çünkü
Bunun dünü, bugünü, yarını olmaz
Enterkollekte bağlıdır
İşte Muhammedi sistem bir bütündür
Bunu çok iyi bilmemiz gerekiyor
Aksi taktirde, hep havanda su döveriz yâni
Laf tokuşturmalar, yakıştırmalar
Güzel söz söylemeler
Bütün bunlar
Şimdi değerli kardeşlerim
Bu anlattığım çerçevenin bütün özü ve özeti
Anlattığımız, bu tasavvuf dediğimiz, İslamı bilmek
Daha doğrusu Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı bilmek, bulmak, emrettiği gibi olmak ve yaşamak için izlenmesi gereken ilim ve edeb, sonra da irfan ve erkan yolunun adı tasavvuftur
İlim ve edeble kişinin kendini bilmesi
Sonra Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdan alacağı, kalb ve ruhla alacağı irfan ve erkanla Rabbini bileceği taahhüd altına alınmıştır
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm tarafından
Garantiye alınmıştır
Vaad edilmiştir Allahü zül-Celâl tarafından
Âyetlerle açık seçiktir
semigna ve ategna
Biz şimdi duyduk daha
ve ategna
Derhal itaat ediyoruz
Buradaki, bu ikililer yedi âyettir bunlar Kurânda
İyyake nabudu ve iyyake nestain.
Efendim bir tanesi bu semigna ve ategna
Bir tanesi yasin suresindeki
Yâni bir gün bu yedi âyeti bir gün göreceğiz İnşaallah
Yâni bu yedi nefsin yedi âyetidir bunlar
İşte burada ve kâlu semigna ve ategna
İyi kardeşim ben altmış yaşındayım ama semigna biz yeni duyduk biz yâni ben değil
Benim adıma Muhammed Aleyhis-selâm buyuruyor
Biz yeni duyduk yâni
Peygamber Aleyhis-selâmı yeni duyduk daha biz
ve ategna
Derhal itaat ettik
Kime itaat ettik?..
Allah ve Rasûlüne yâni
Allahın adına Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma itaat ettik
O ne yaptıysa bizde onu yapmaya çalışıyoruz
Ne dediyse biz etmeye çalışıyoruz
Yâni işte bu BİZlik ve BİRlik
Bir kişi İlahi ilim ve Muhammedi edeb sahibi ise BİZdir
İlahi irfana ve Muhammedi erkana da kavuşmuşsa BİRdir artık
BİZlik BİRlik hikayesi budur
İkilik olamaz
Şehadet şehadettir
Tevhid tevhiddir
Lâ ilâhe illâllah iki tane değildir... Bir tanedir artık
Çünkü;
Lâ ilâhe ayrıdır inkardır..reddir..
İllâllah ayrıdır ikrardır.. tasdiktir..
Ama birlikte Lâ ilâhe illâllah tektir
İnkârım ikrâr oldu demektir kalktı demektir
Benim gecem vardı gündüz oldu demektir
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın buyurduğu gibi:
Benimde şeytanım vardı Müslüman oldu demektir
İşte bütün bu özellikler ve güzellikler
İnşallah Allahın izni ve inâyetiyle
Önümüzdeki zamanlarda bu konuları işleyeceğiz
Bizim kendimizin işleyeceği ara konuların yanında, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizle ilgili hususları eklemenin yanında, sanıyorum sufi söylemişti diğer konulara da gireceğiz
Şimdi biraz sonra ben onların neler olacağını söyleyeceğim
Ama demin beri söylediğim iki şeye dikkatinizi çekmek istiyorum
Bir insanın letaif katmanları; beden, nefis, kalb, ruh, sır, hafî, ahfâ her insanda vardır
Kullanır kullanmaz ayrı şeydir
Ama mutlaka vardır
Allahü zül-Celâl kendi kaderince ona vermiştir
Verilmezse zâten sorumlu değildir
Bu kıyamete kadar gelecek her insanda vardır; akıl verilmişse
Bu insanlar kendi prizlerini Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hattında bulmak zorundadırlar
Kullanmaktan sorumludurlar
Bunun için her insanın kendi kısır düşüncelerini aşması, tekemmül edip gelişmesi gerekir
Yâni Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem geldi, tebliğini yaptı, Kurân-ı Kerimi bıraktı, öldü gitti diyenler ahmak bile değildir
Ölen Abdullah Aleyhis-selâmdır
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin nuru, Allah celle celalihunun var ettiği İLKtir
Ve hiçbir zaman ölmesi mümkün değildir ebedidir yâni
Biz kime inanacağız, Rasûlullah öldü de?..
Allaha ve Resûlüne teslim olunuz.
Allaha ve Resûlüne imân ediniz.
Allah ve Resûlüne tabi olunuz.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz.
Âyetler bunlar..
Kime edecek?..
Kim diyor bunu?..
Eğer böyle derse bunlar, kafalarındaki çeşitli şekilde oluşmuş, doldurulmuş, kokuşmuş, alışkanlık hâline gelmiş, kalbsiz, ruhsuz, hevâ ve hevesine kul bir kişi durumuna çeker
Bizim derdimiz hiç kimseyle değil
Kavga, cedel vs hâşa olamaz
Bizim derdimiz o değildir
Onun için de biz Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme
Neden teslim olacağız, itaat edeceğiz, imân edeceğiz?..
Bakın
Hucurât suresi 15. âyet:
Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve Resulüne iman ettikten sonra şübheye düşmeyip Allah yolunda mallariyle, canlariyle mücahede etmektedirler işte onlardır ki sâdıklardır (Hucurât 49/15)
İşte doğrular yâni kelimeyi söylüyorum sâdıklar ancak onlardır.
Hadid suresi 7. âyet:
Allah'a ve Resûlü'ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden harcayın. Sizden iman edip de (Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardır. (Hadid 57/7)
19. âyet Hadid
Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve nûrları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır. (Hadid 57/19)
Yine Hadid 21:
Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu, Allah'ın lütfudur ki onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. (Hadid 57/21)
Yine Saff 11:
Allah'a ve Resûlüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (Saff 61/11)
Bir başkası Nur 62:
Müminler ancak Allaha ve Rasûlüne iman etmişlerdir.
Devam edelim İman daha çok var Başka âyetlerde
Ama itaate geçelim
Bakın Âl-i İmrân 132:
Allaha ve Resûlüne itaat edin ki rahmete erdirilesiniz. (Âl-i İmrân 3/132)
Hani söyleniyor ya
Efendim şeyhine ölü gibi falana teslim olacaksın!
Ölü gibi ölü
Yâni bir ölü nasıl teslim olursa
Malınla, canınla, ırzınla teslim olacaksın gibi söyleyenler Kurân-ı Kerimde bir tek harf bile bulamazlar kendilerine insanların teslim olması hakkında
Bulunan tek şey:
Allaha ve Resûlüne itaat edin.
Allah ve Resûlüne teslim olun.
Allah ve Resûlüne imân edin.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz ki rahmete erdirilesiniz.
Âl-i İmrân 132. âyet
Nisa 59 âyet:
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. (Nisâ 4/59)
Buradaki ulül emr; emir sahibi olan kişi Ehlullahtır
Haktır
Hamdolsun etmekteyiz ve ederiz de zâten
Yine Nisa 69:
Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır! (Nisâ 4/69)
Yâni söylediğimiz şeyi eğer kendimiz söylersek gerçektem çok hata etmiş oluruz
Ben bunlarla uzatmak istemiyorum
O kadar çok âyet var ki
Nisâ 80, Maide 92, Enfal 1, Enfaz 20, Enfaz 24, Enfal 46
Ve çook
İşte bütün bunlar Allahü zül-Celâle ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme de;
Teslim olmayı,
İman etmeyi,
Tâbi olup
İtaat etmeyi farz kılmaktadır
Farz-ı ayn kılmaktadır
De ki; eğer Allahı seviyorsanız Bana tabi olun. Uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınız bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir (Âl-i İmrân 3/31)
Biz İnşaallah uzun şekilde bu konuyu işleyeceğiz
İşlerken de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hakkındaki bütün bilgileri bileceğiz
Bizim bir özelliğimiz daha vardır; biz sadık ve salih bildiğimiz insanlarla irtibat kurarız
Aramıza başkaları girse de, onları da böyle yapmaya uğraşırız
Olmazsa zâten deniz hiçbir zaman hafifi tutmaz yâni sahile atar
Kendi çıkar demek istiyorum
Ama geri kalandan kasdım
Sadakat sahibi, samimiyet sahibi, sabır sahibi, selameti arzulayanlar için, iğne ucu kadar sır saklamayız
Eğer lâzımsa ve lâyıksa
Zamanıysa mutlaka söyleriz
Söyleriz ki bir işine yarasın ve Rasûlullah Efendimizin hizmetinde kullanılsın isteriz
Onun için kendi kimlik ve kişiliğimiz diye bir şey taşımayız
Hatta ben şahsen şeref bile taşımam
Şeref varsa Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın şerefidir
Yoksa şeref yok demektir yâni
Ben bu inançta olan birisiyim
İnşaallah
Bunu şunun için söylüyorum
Bu çok önemlidir çünkü
Bu çok önemlidir
Hayatta çok olaylarla karşılaşırız
Bakacak, yardım edecek, bize yol gösterecek diye sıkıştığımız da tek şey:
Şimdi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem olsaydı ne derdi, ne yapardı, ne söylerdi? kelimesi binlerce sorunun çözümü oluverir bir anda
Şuanda olsa ne yapmamızı isterdi, ne derdi?
Eğer buna sadakat gösterebilirsek, samimiyet gösterebilirsek ve bu konuda Muhammedi bir sabır gösterebilirsek Allahü zül-Celâl tecellisini haktan ve hayırdan yana yapacaktır
Yoksa bu işi için özel görevli, merhametsizliğin başı olan iblis, şeytan işini birkaç saniyede hallettirir, tetiğe bastırıverir
Beşinci kattan atlatıverir
Her şeyi yaptırır
Bir evi yaktırır
Birlerce yetim bıraktırır
Acılar, ahlar bir ömür boyu sürer
Bütün bunlar, bu vahşetler bir tek tercihten dolayıdır
Bir kere yanlıştan dolayıdır
Yâni
Ben çekmeseydim yâni
Bir tetiğe basıverdiydim
Basıverdiydin amma adam öldü bak!..
Yâni her şey bitti yâni
Onun için zâten Muhammedi oluş şuuru, nefsin menfaatlerini garantiye almak için değildir
Nefsin alaveresini, dalaveresini, hevâsını, hevesini, ötesini, bötesini ayarlamak için değildir
Nefsi adam etmek içindir
Münir hocamın buyurduğu gibi, insanı İNSAN etmek içindir
Allahü zül-Celâlin
Bismillahirrahmanirrahim
Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. İrci'iy ila rabbiki radiyeten merdiyyeten. Fedhuliy fiy 'ibadiy. Vedhuliy cennetiy. (Fecr 89/ 27-30) dediği yere çıkarmaktır
Ey tatmin olmuş nefis, anyayı konyayı bilmiş, dünyayı âhireti anlamış, kim kimdir, ne nedir ve bu sistemin sahibi kimdir, neden bu sistemi kurmuştur?..
lehvun vela laibun mudur?..
Oyun ve eğlence bahçesi midir?..
Mezarlıktaki dolu insanlar neden susuyorlar, bir gerçeği söylemiyorlar?..
Mezar taşlarına yazdırıyorlar da kendileri susuyorlar
Bütün bunların altında yatan şey, tümü bize bir gerçeği hep haykırır durur
Nefis biziz
Öyle biziz ki, beden hizmetindedir
Kalb hizmetindedir
Ruh yol göstericisidir, dinlerse
Işık kapısıdır
Allah kapısıdır
Allahtandır çünkü
İyi de bizim nefis uyuyorsa!
Yelleniyor, delleniyor
Uykudaki adam ne yapar?..
Kurân okusa ne yazar?..
Başka iş yapsa ne yazar?..
Savaş yapsa ne yapar?..
Uyanıklar gülerler yâni
Hatta çıldırarak kalkan insanlar vardır uykudan
Çünkü müthiş bir şey oluyor orda
Biz hiçbir şey görmüyoruz gibi
İşte bu ya da uyurgezerdir
Görünürde bakıyorsunuz her şey düzgün gibi
Nerden anlıyorsunuz?..
Vurduğu yeri indiriyor
Herkes koşar, balkondan düşmesin, Bu uyur gezer! diye
Camları kırıyor çünkü
Çarptığı yerde indiriyor
Zarar görmesin diye diyorum
Ee adam sarhoştur
Bir ufak içiyor işte diyor ki ne biliyim
Sizi öldürürüm
Büyük içtiği zaman diyor ki: bütün insanları öldürürüm
Yâni içtiğine göre konuşuyor
Ama ayık öyle mi ya?..
İyi insan demiyorum
Ayıktır, suçludur Tövbe eder
Ayıktır kirlidir Habibullah hamamında yıkanır
Ayıktır hastadır Habibullah hastanesinde yatar
Ayık delidir, akıllandırılır
Onun için ayıklar mesul insanlardır
Neden?..
Neden olacak
Uyuyanlar, uyurgezerler ve sarhoşların; ayıklar üzerinde uyandırılıp ayıktırılmak için hizmet hakları vardır
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleminde hakkı vardır
Neden uyuyanlara, uyurgezerlere ve sarhoşlara hizmet etmediniz?..
Uyuyanı uyandırmadınız, sarhoşu ayıktırmadınız! diye
Yâni kemâl dileyenler mutlaka hizmet ehli olması gerekir
Hizmet ile dest-i kemâl
Himmet ile seyr-i cemâl
Bir kişi Allahın cemâlini seyretmek istiyorsa mutlaka himmet bulması lâzımdır
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
- gulgoncaa
- Aktif Üye
- Mesajlar: 182
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
teşekkür
Kıymetli Anka Kuşu, Allah'ın selam, rahmet ve bereketi Resulullah (sav)'üzerine olsun.
Sözlerinizi yeni okudum.
Merhametli buldum.
Teşvik edici buldum.
İçim hem coştu, sevindi neden bilmiyorum çok da mahzun oldu.
Gözlerim doluyor ama mutluluktan.
Şu anda bir şeyler söylemekten çok ağlamak istiyorum.
Rabbimi ve Resul'unu (sav) hakkıyla tanımamış ve sevememiş olmaktan dolayı ...
Anka Kuşu'nun sayfası çok güzel...
Bizim yazımız ancak bir itirafnamedir; Rabbimize.
Rabbim ilminizi Cemal'ine kavuşturana kadar arttırsın.
Nasihat, sohbet ettiğiniz hiç bir kimseden kayba uğramadan, kazançlı olarak Rabbime kavuşasınız.
Sözlerinizi yeni okudum.
Merhametli buldum.
Teşvik edici buldum.
İçim hem coştu, sevindi neden bilmiyorum çok da mahzun oldu.
Gözlerim doluyor ama mutluluktan.
Şu anda bir şeyler söylemekten çok ağlamak istiyorum.
Rabbimi ve Resul'unu (sav) hakkıyla tanımamış ve sevememiş olmaktan dolayı ...
Anka Kuşu'nun sayfası çok güzel...
Bizim yazımız ancak bir itirafnamedir; Rabbimize.
Rabbim ilminizi Cemal'ine kavuşturana kadar arttırsın.
Nasihat, sohbet ettiğiniz hiç bir kimseden kayba uğramadan, kazançlı olarak Rabbime kavuşasınız.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Ve aleykümesselam değerli üyemiz gulgoncaa.
Öncelikle Muhammedinur gönül tekkesine hoşgeldiniz.
Mesajınızda ben acize iltifatlar etmişsiniz ancak gönderilen mesajlarımda değerli büyüğümüz Kul İhvani'nin sohbetlerini sadece yazıya dökmekle hizmet etmekteyim.
Yani sözler bana ait olmayıp Dosd Kul İhvani'ye ait olduğunu belirtmek isterim...
Size ve diğer üyelerimize faydalı oluyorsa bu hizmet bizim için şereftir...
Bizler sadece birbirimizin hizmetçileriyiz.
Hakk Dosdlarının dedği gibi:
"HİZMET İLE DEST-İ KEMAL
HİMMET İLE SEYR-İ CEMAL"
gayemiz ve gayretimizdir...
Hakta ve hayrda, Muhammedinur Gönül gemisinde
Muhammedi muhabbet ve hasbi hizmette
BİZ ve BİR olmak dileğiyle
değerli katkılarınızı bekleriz...
Muhammedi Muhabbetler...
Öncelikle Muhammedinur gönül tekkesine hoşgeldiniz.
Mesajınızda ben acize iltifatlar etmişsiniz ancak gönderilen mesajlarımda değerli büyüğümüz Kul İhvani'nin sohbetlerini sadece yazıya dökmekle hizmet etmekteyim.
Yani sözler bana ait olmayıp Dosd Kul İhvani'ye ait olduğunu belirtmek isterim...
Size ve diğer üyelerimize faydalı oluyorsa bu hizmet bizim için şereftir...
Bizler sadece birbirimizin hizmetçileriyiz.
Hakk Dosdlarının dedği gibi:
"HİZMET İLE DEST-İ KEMAL
HİMMET İLE SEYR-İ CEMAL"
gayemiz ve gayretimizdir...
Hakta ve hayrda, Muhammedinur Gönül gemisinde
Muhammedi muhabbet ve hasbi hizmette
BİZ ve BİR olmak dileğiyle
değerli katkılarınızı bekleriz...
Muhammedi Muhabbetler...
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
Himmet dediğimiz Allah dosdlarının duasına iştiraktir. Moral desdeklerini almaktır.
Nur-u Muhammed zincirine halka oluştur ve direkt alıştır.
Nur-u Mimsiz kalış, korkunç uçurumlara yuvarlandırmıştır hepimizi
Dünya âlemini, İslam âlemini yok etmiştir
Çökertmiştir!
Geçen gün gariban kardeşimiz söylüyordu
Şimdi birazdan konuşma imkanı sağlarız yine söyler
Efendim Pakistanlı Müslümanlar, şuralı Müslümanlar, buralı Müslümanlar
Muhammedi Müslümanlar nerde?..
Muhammedi Müslüman kalmadı ki artık
Neden?..
Cemaatçi, şucu, bucu, parça, parça, parça, parça
Ama Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın tümlüğünde, BİZliğinde, BİRliğinde olanlar nerede?
İyi ama bu bir şey getirmiyor ki
Ne getirmiyor?..
İşte Cuma suresini okuyun
Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Cumua 62/11)
Çok ağır kelimeler vardır Kurân-ı Kerîm de
Nefis böyledir çünkü
Onun için nefsimizi, işte Fecr Sûresi sonunda buyurduğu gibi:
Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir! (Fecr 89/ 27-30)
Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. : Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis!
Her şeyin aslını astarını öğrenmiş
Ben bedeni ve dünyayı şu şekilde kullanırım kardeşim. Şurdan gelip, şura gidiyorum. Netice budur. Yapmam gereken budur ve yapıyorum! gibi net, açık ifadelerle tatmin olmuş nefis
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duymuş ve uymuş bir nefis!
Teslim olmuş, iman etmiş, tabi olmuş ve itaat etmiş bir nefis
Mutmainne nefis
İrci'iy ila rabbiki.
Rucü et Rabbine
Allahına değil
Sistemi var eden terbiyeciye
Rucü et
Neden?..
Sonuca geldin diyor
Neticeye geldin
Radiyeten : Sen ki Allahtan razı oldun
Merdiyyeten : Allahta senden razı olmuş olarak
Fedhuliy fiy 'ibadiy. : Kullarımın arasına gir
Cennet?..
Cennet sonra, bir dakika, yâni önce bir kullarımın arasına gir
Ben bunu sordum Derbentli Deli Hasana
Ne oluyor? dedim, cennetten önce kulları kim bunlar?..
Ula oğlum işte BİZiz dedi
Kim BİZ?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duyan ve uyanlar BİZ
Bunun şakası, şukası olmaz
Ölümün şakası var mı?..
Şimdi birimiz içimizden geçse öbür tarafa şaka mı yapıyor?..
Şehâdet gerekmiyor mu?..
Bitti mi her şey?..
Testi kırıldı da iş bitti mi?..
Sular kayıp mı oldu?..
Hayır efendim!
Onun için biz her nefes verişte ölür, her nefes alışta diriliriz
İşte mesele Muhammedi ölüş, Muhammedi diriliştedir
Her an Muhammedi şuûrda oluştur
Böyle olduğunu biliştir
Böyle olmayı buluştur
Böyle oluş ve yaşayıştır!
İşte bunu demek istiyorum
İşte bütün bu Fedhuliy fiy 'ibadiy. : haydi kullarımın arasına gir
Vedhuliy cennetiy.
İşte cennette budur zâten
Çünkü kulları
Allahü zül-Celâli bilen, bulan, olan ve yaşayan kulları
Şâhidi olan kulları yâni
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullahı, bu kelimeyi Muhammeder Rasûlullahın sesinin içinde söyleyenler
Kendi başına değil!
Allahu Ekber! diyen bir imam gibi arkasında, Onun, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın Eşhedü enlâ ilâhe illallah ına Muhammeder Rasûlullah ın sesi, sözü, özü ve izi ile birlikte diyenler var ya!
Allahu Ekber! dediği gibi yapanlar var ya!
İşte bunlar şehâdet ehlidir
Kendi başına orada, burada, şurada, çeşitli şartlarda desin demesin bilmiyorum ama ben doğrusu Kurân-ı Kerîm de ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemde göremiyorum
Yâni, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duyuş, Allahü zül-Celâli duyuştur
Gerçekten böyledir!
Çünkü biz Allahü zül-Celâlin sözünü, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın sesinden duyduk ve duyacağız zâten
Allahü zül-Celâl resim değildir, Ressam gibidir
Apayrıdır yâni
Resmin içinde aranamaz demek istiyorum
Resim değildir, Kâinâttaki canlı-cansız resimler, her şey Onundur, doğrudur da, hiçbir şey O değildir yâni
Ama Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem öyle değildir
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem ara kesit gibidir
Bize dönük yönüyle Abdullah Aleyhis-selâmdır
Taifte kan içinde kalır
Taşa tutulur
Vallahi üç gündür buraya bir şey girmedi ya Eba Hureyre. Allah şahit ki taş bağlamışım! buyurmuştur!
Kuldur Abdühudur!
İmtihan olmuştur!
Ayşe validemize Ayşe şeytanını da mı alıp geliyorsun
Ayşe validemiz diyordu ki: yerler zangırdıyordu, çok hırslı gidiyordum kavgaya, bahçeye çıkmıştı, oturmuştu, hiç bana dönmeden Ayşe şeytanını da mı getiriyorsun dedi.
Çok zeki olan Annemiz
İslam şeriatının nerdeyse üçte birini kuran Annemiz
Onun getirdiği hadislerle kurulmuştur fıkıh sistemi
Ve İslam şurasında hayatı boyunca var olmuştur
Şurada yâni
O zaman, o zaman
Şurada ki tek kadın yâni..
En etkili ve yetkili kadın
Erkeklerin çoğunu susturan kadın
Annemiz
Bırakıverdim kavgayı diyor
Herkesin bir şeytanı var mı ya Rasûlullah dedim
Evet dedi
Bende sordum seninde var mı?
Cevap verdi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem:
Evet benim de var idi ancak ben onu Müslüman ettim buyurdu
İşte Fedhuliy fiy 'ibadiy
Eyyy şeytanlarını Müslüman edenler
Vedhuliy cennetiy
Buyrun Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğine girebilirsiniz
Yâni Nur-u Mim sizindir
Siz Nur-u Mimsiniz
Nurullahsınız
Yâni Nur-u Mimsiniz
Nur-u Mim, Nurullahtan yaratılmıştır
İşte Fenafillah arayanlar, vs arayanlar
Kitabda okuyupta böyle okuduk, oldu! diyenler
Şimdi ben bakıyorum karşıya, diyelim ki Ayşe bana yazıyor orda .
Efendim çay içiyorsunuz Çay için buyurun! diyor
Bu bir konuşmadır yâni
Çay içmek değildir
Yazmak, söylemek çay içmek değildir
Hatta bardağı hanım getirse bardağı ağzıma kadar götürse de çay içmek değildir
Çay odur ki ben içtiğim zaman zerrelerime girerse, BİZ olursa çaydır
Gerisi yanlıştır
Laftır, yalandır belki de yâni
Bunlar güvenilemez sözlerdir
Çok özür dilerim belki böyle heyecanlı konuşuyorum ama
Ben zâten konuşurken kendi kendime konuşurum hep
Muhatab olarak genellikle kendimi alırım
Başkasına sözüm olmaz onun için doğru anlaşılmam da lâzım onu demek istiyorum
Şehâdet de öyledir
Eşhedü enlâ ilâhe illallah diyor
Valla yazıyor mu, konuşuyor mu anlamadım
İçtiği yok yalnız!
Şehâdet içildiği zaman tesirini gösteren şeydir
Ters bir misâlle içki gibidir
Kediye de içirseniz sarhoş eder
Başka şeylere de
Çiçeğe dökseniz de sarhoş eder
Şehâdet de güzel misâl olarak böyledir
Kirliyi temizler
Hastayı iyi eder
İmasızı imana getirir
Ahlâksızı ahlâklı yapar
Onun için Rasûlullah efendimize söylüyorlar, meâlen demiyorum:
Efendim falan kişi var ya şöyle kötü
Namaz kılıyor mu?
Kılıyor
Haa iyi o halleder
Efendim ama hırsızlıkta yapıyor
O namaz kılıyor mu?
Kılıyor
Halleder
Şöyle böyle mi
Yalan söylüyor mu?
Söylüyor
Namaz kılıyorsa halleder
Haaaaa
İşte mesele
Bakın!
Nereye geliyor mesele?..
Doğru, sıddık, sadık bir şehâdete geliyor
Yoksa kelime basit bir şey yaa
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullah.
İşte söyledik
Bunu bir Hıristiyan söylese anında Müslüman olur
Başka dinden birisi söylediği anda Müslüman olur
Peki biz Müslüman olduğumuz halde binlerce kez söylüyoruz bir netice belli değil!
Belli değil çünkü bizim söyleşimizde bir gariplik var!
Uyduruk şeyler yapıyor gibi mesela
Bir teneke bal yedim! der gibi
Ya da şöyle dedim gibi
Konuşuyor, hiçbir şey yok ortada
Alâkası yok yâni
Söylemek
Onun için iman, amel, ahlâk ve hâl dördü bir araya geldiği zaman : Lâ ilâhe illâllah tır
İman bir tarafta, amel bir tarafta, ahlâk bir tarafta, hâl bir tarafta bağlar gazeli, efendim Lâ ilâhe illâllah! bu bir laf
Bu bir laf
İşte bak bir kardeşimiz biliyor orda
Bir zaman Aksaraydaki bir toplantıda, orda ki, belki doksan yaşındaki insanlar, yaşlı insanlar bizim bu söylediklerimizi anlayamamışlardı
Bir de rahmetli bir dede vardı
Adamlar diyorlar ki:
Ya bizim böyle bir alışılmış sistemlerimiz vardı
Böyle bazı günler Aksaray da çok güzel zikirler olur
Şimdi gene oluyordur
Perşembe akşamları binlerce insan toplanır yer göğe katılır
Harika olur
Olur da
Bu demirci ateşine sokulan bir demir gibidir genellikle
Ateşi verirsiniz, körüğü basarsınız ateşle içindeki demiri ayıramazsınız
İkisi de bir olur
Ama çıkarır da suya sokarsanız çelik olur yalnız
Daha beter olur!
Ama Muhammedi sistem böyle değildir
Muhammedi sistem Ateşle Demir gibi değildir
Buzla Su gibidir
Ateşle işi yoktur
Buzu götürür Akdenize atarsınız, bir kere eridi mi bir daha hayatta kendine gelemez artık
Yok olur Muhammediyyetin içinde, mahv olur
Muhammedi mahviyette yok olur, erir, biter
Onun Ben dediği Akdeniz de bir damla
Senin gibi trilyon var deriz BİZde
Fedhuliy fiy 'ibadiydir yâni
Cennet Allahü zül-Celâlin vaad ettiği yerdir
Ama Fedhuliy fiy 'ibadiy işte burasıdır
Bu âlemdir
Bu âlemdeki Allahın seçkinleridir
Allah! diyenlerdir
Bu bir üstünlük değildir
Olması gerekendir
Ana görevdir bu
Böyle olanlar üstün insanlar değildir
Allahü zül-Celâlin istediği insanlardır
Doğru insanlardır
Büyük harflerle İNSAN olan insanlardır
Ne melektir ne de hayvandır
İnsandır yâni
Doğru insandır
Sırat-ı Müstakîm insanıdır
Muhammedi insandır
İtidal insanıdır
Tefrit ve ifrat değildir
Maksimum, minimum değildir
Optimumdur
En faydalıdır
İşte Aksaraydaki o toplantıda adamlar diyorlar ki
Adam hatta Arapça biliyor bir tanesi
Nifak âyetini okudu yâni münafık âyetini okudu
Ne dedi
Muhammedi şuur, Muhammedi nur vs.. diyorsunuz
Evet diyoruz.
Bu nifak değil midir?..
İşte o zaman ben rahmetli o dedeye sordum:
Dede bak
Kurânı gösterdim dikkat etsin diye
Sen kaç senedir tarikattasın
Elli mi, altmış mı öyle bir rakam söyledi
Herhalde elli dedi galiba
Öyle bir şey söyledi
Dede tarikatçıdır, mükemmel bir insandı zâten
Harikaydı yâni
Ama hayat böyle değil ki
Hayat zor!
Hayatta çeşitli şeyler var
Siz yalan söylediğiniz olur mu? dedim
Evet dedi olur!
Bana o soruyu soran Arapça bilen bir efendiydi, ismini söylemeyim şimdi
Sizde de olur mu? Yalan söyler misiniz? dedim
Kızardı dedi ki:
Ben sıkışınca söylerim
Haa siz sıkışınca münafık olursunuz, sıkışmazsanız olmazsınız haa!
O sırada bizim bir genç girdi kapıdan ki şu anda bu sohbette kendisi
Ben bu gence dedim ki:
Muhammediyette sadakat birinci düsturdur
Hiçbir yalancı asla Muhammedi olamaz
Kokusu bile olsa olamaz!
Sen yalan söyler misin? dedim
Daha yerine oturmadı ayakta
O da dedi ki:
Dayı ben yalan söylemem. O gündür, bu gündür söylemiyorum. Fakat ben işte, bir yerde görevliyim, orda bir listeyi bana soruyorlar bende yok! diyorum
Zâten üstünde bir yetkilisi vardı, bu da yalan değildi zâten
Çünkü siyasî nedenle soruyorlar
Dedim ki: O yalan değil
Ama şunu söylemek istiyorum
Bir kişi hem Muhammedi, hem yalancı olamaz!
Eğer yalancı ise Muhammedi değildir!
Çünkü ahlâkı İblis ahlâkıdır
Muhammedi ahlâk değildir o çünkü
İşte bu, bizi mahveden budur
Bana bakıyorsunuz harika inanıyorum
Çok güzel amel ediyorum
Ama yalan söylüyorum
Bu ne iştir?..
Ne iş olacak
O birinci sınıfı çok güzel okuyor, ikinci sınıfı çok güzel okuyor, üçüncü sınıfta bırakmış okulu başka işlere geçmiş gibi..
Bırakmış gitmiş yapmıyor ama diplomam da var demekte..
İşte bütün bu birlik ve dirlik, Muhammedi BİZlik ve BİRlik içinde buluşmayı yaşamadıktan sonra bu hayal bizi nereye götürür
Onun için arada sırada mezarlığa gidip mezar taşlarına sormak lâzım:
Sizi nereye getirdi?
Bizi de oraya götürecek çünkü
Biz bütün bunları ne cennete tez elden gidelim, nede cehennemden kurtulalım
Biz bunları isteriz
Cennete gitmekte isteriz, cehennemden kurtulmak
Fakat bunların tümünün ötesinde Allahü zül-Celâlin açık bir emri vardır
Allah ve Resûlüne teslim olunuz.
Yâni Müslüman olunuz
Âyetlerde vardır
Kaletil a'rabü amenna kul lem tü'minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütiy'ulahe ve Rasûlehu la yelitküm min a'maliküm şey'a innellahe ğafurur rahiym : Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. (Hucurât 49/14)
Ve yine;
Ya eyyühellezine amenu aminu billahi ve Rasûlihi vel kitabillezi nezzele ala Rasûlihi vel kitabillezi enzele min kabl ve me yekfür billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusülihi vel yevmil âhiri fe kad dalle dalalem beiyda : Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam mânâsıyle sapıtmıştır. (Nisâ 4/136)
Ya eyyühellezine amenu amenu
Eyyy Allaha inanlar amenu : bir daha inanın
Bize hitab ey Allaha inananlar amenu bir daha inanın
Ne demek?...
İnanmış bir insana hitab ediyorsunuz
Ey Allaha inananlar
Eee buyur! diyorlar
Amenu diyorsunuz
Bir daha inanın
Haaaa
Akıllarıyla inananlar!
Naklede bir zahmet buyurun, nakle nakle!
Allahın kitabına bir bakın
Bir daha inanın, bir daha inanın!
Tekrar bir daha düşünün!
Aklınızı nakille birleştirin de inanın bakayım buyurun!
Sistemin sahibi olan Allahü zül-Celâl nasıl bir iman emretmiştir
Neyi emretmiştir?
İşte onun için, ben yakınım olduğu için yâni sevdiğim için söylüyorum
Kendisine de söyledim zâten
Yine de söylerim karşılaşsam
Meşhur birsiyle buluştuk bir zamanlar..
Çok hayır hizmet yapmıştır
Camiler donatmıştır
Onun çok genç yaşta bir kızı trafik kazasında gidince
Her yere onun adına eserler yaptı
Çünkü adamın varlığı da vardı
O acıyı kapatamadı çünkü
Sanki ben Ankara da manevi olarak görevlendirildiğim için gitmiştim
Kendisiyle görüştüm
Bana çok büyük hüsn-ü kabul gösterdi
O holdinginin büyük salonunda kızının göğüsleri gözükmeyen çıplak bir resmi vardı
Çok iyi bir ressam yapmıştı
Hatta kıble tarafı bura mı diye de gösterdim, resmin olduğu tarafı yâni
O da : Bu acıyı kapatamadım! dedi
Bende : Farkındayım dedim
Şunun için söylüyorum bunu
Çok hayır hasenat yapmışınız
Evet yaptım efendim çok yaptım
Bir sürü şeyler konuştuk
O evrensel nurdan bahsediyordu
Bu kişi bana bazen yazılar falan gönderiyor şimdi
Ahmet Kayhan dedeyle de görüşürmüş sık sık
Evrensel nur
Ben dedim ki : Evren dediğin senin iğne ucu değildir. Sen Muhammedi Nura geç. Nur-u Mime geç. Bu A. H.cılığı bırak!
Ve ayrılacağımız zaman sizi temin ederim ki, o sekreterleri ve müdürleri falan, efendim şu bu dedikleri zaman onlara çok kızdı, dedi ki : Gidin başımdan
Ve hüngür hüngür ağlıyordu
Bana söyleyeceğin bir şey var mı? dediğinde şunu söyledim:
Sen her yaptırdığıyın alnına Falanın adına yazmışsın. Düzelt bunu. Falanıı Yaratanın adına yaz da paçayı kurtar!
Şunu demek istiyorum
Tüm bu sistem Allahındır
Maddesi, mânâsı
Küllî şey Allahındır
Herkes Allahtan alıp, Allahın malını Allahın kullarına verir, vermez
Eğer gerçeği bilirse
Allahın emâneten ellerini kullanıyoruz
Onun malını kullanıyoruz demek istiyorum
Her şey Onundur
Ortağı olmayanındır
Bu tablodaki bütün resmin her zerresi Ressama aittir
İster cennet yapar, ister cehennem yapar
Onun bileceği iştir
Bizim bileceğimiz iş ise; Rasûlullah efendimizi duymak ve uymaktır
Onun için Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi bilmede, doğru dürüst bulmada, gerçekten Muhammedi olmada ve Muhammedi şuuru bizzat şehâdetle yaşamakta, hayatta yaşayıp Şâhidi olmakta birbirimizin hizmetçisi olalım inşallah!
Ve birbirimizin dünyada şefaatçıları olalım âhiretten önce
Fedhuliy fiy 'ibadiy olabilmek için birbirimizin zincirleri olalım
El ele verelim birbirimizle
İnşaallah Nur-u Muhammed aktaralım
Direkler gibi başımızdan, kalblerimizden, küplerimize Allahın Nuru geçsin!
İşte burada bu tesbihe, kalbi mühürlüler dizilemez
Çünkü onların ip geçecek yerleri yoktur
Çatlak, patlak, öte, böte bunlar da dizilemez
Dizilse de zâten parçalanır
Çünkü sadakat ehli değildir
Onun için hepimiz ne yükseğiz, ne alçağız
O iki tâbir Muahmmed Aleyhis-selâmda yoktur
Eğer aklımızı vicdanımızı kullanırsak Muhammed Aleyhis-selâm, önümüzde İmam olsa bizimle aynı seviyededir iman seviyesi
Bizden yukarda da alçakta da hâşa değildir
Azlık-çokluk değil seviye
Aynı seviyede iman, amel, ahlâk ve hâl olarak İmamımızdır
Çok iyi anlamamız lâzım
Biz birbirimizden bir zerre kadar ne fazlayız ne eksiğiz
Çok bilenimiz, az bilenimizin hizmetçisidir
Ve az bilenin çok bilenin üzerinde bir hukuku vardır
Hakkı vardır
Onun anlayacağını bilirde söylemezse Allah soracaktır
Haaa!
Domuzlara inci takmayınız!.
Ehli olmayan, gerçekten açıkça cahilce olanlara Allahın sırrını vermeyiz, bizde içimizde öyle bir insan görmüyoruz
Allah korusun, öyle bir insan da yok demek istiyorum
Onun için bizim bu çalışmalarımız, benim şahsen düşündüğüm şu anda ki bu yirmi dört kişilik çalışma gurubu temelinde şunu amaçladı:
Esas genç olan kardeşlerimiz, kız-erkek
Çünkü bizim kızlardan da çok sıkıntımız var
Hanımlardan
Neden?..
İslam âlemi, Allah kadınla var etmiştir
Muhammed Aleyhis-selâm kadından doğmuştur
Teklik sıfatı kadından yürümüştür
İslama dört yıl ilk iman eden Hatice validemizdir
İlk şehit kadındır
Kadın İslamın rotudur
Bel kemiğidir
Anasıdır
Kadın çöktüğü için İslam Âlemi çökmüştür
Yok olmuştur
Bugün Fatümatüz Zehra Vâlidemizin nerdeyse kızı kalmamıştır toplumda!
O kadar kısa sürede yok edildi ki, mahv olduk!
Olduğunu sananlar ki böcekler gibi bürünüp, sarınıp, dürünüp yürüyenlerin kahkahası yâni söylemek istemiyorum
Kaç sokak öteleri çınlatmakta bazen..
Bunlar Muhammedi şuurdan, Muhammedi nurdan habersiz, çeşitliiii firaksiyonların elinde oyuncak halinde kullanılır haldeler
Canı yürekten yapıyor gibi, fakat ne çare ki ipin ucunu tutan Muhammed Aleyhisselâm değilse!
İşte o zaman tehlike
Yoksa Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi seven, sayan, bilen, hakikaten bulan kişilerin ayaklarının altına biz de türab oluruz
Olmuşuzdur da
İşte bütün bu söylediğimiz şeylerde, bizim hiçbir kardeşimiz bizden bir şey öğrendiği takdirde bize minnet duyamaz
Duyarsa kendi hak kaybeder
Çünkü Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın adına yapılan bir hizmette ödenecek bir bedel yoktur
Onun bedelini Allahü zül-Celâl ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem takdir edecektir
İnanç böyledir çünkü
Herkes, hep BİZlikte ve BİRlikte hizmet görmekteyiz hepimiz
Bir kişi, bir kişi velev ki, diyelim ki dünyanın en kötü kadını, herkesin şeriat bakımından taşlayıp öldüreceği bir kadın dahi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin kapısını çalmıştır nitekim
Ben duymadım git! demiştir
Dört halifeyi dolaşmıştır
Sonra halife olanları
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem ne dedi?
Ben duymadım dedi.
Bizde duymadık demişlerdir
Yâni ne demek?..
Tövbe et, istiğfar et, Fatmatüz Zehra ol! demektir
Demek istiyorum ki; başka gidecek kapı yok!
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin kapısı BİZ Kapısıdır çünkü
Yâni kötü yoktur
Eksik vardır
Yanlış vardır
Genç vardır
Bilemeleyen vardır
Alışkanlıklarını yenemeyen vardır
Uğraşan vardır
Didinen vardır
Bir sürüüüüüü herkes kendi içinde öz hesaplarını bir Allah bir kendisi bildiği bir âlemde çözmeye çalışmaktadır
Biz bunları karıştırmak değil
İnşaallah haremine girerek de değil
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem ve Kurân-ı Kerîm in hükümlerini üzmeden, kırmadan, yıkmadan anlatarak, söyleyerek çözümler bularak, arapsaçı gibi gözüken o karanlıklardan bir ferec, bir çıkış yolunu göstermemiz gerekir inşâallah
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
Himmet dediğimiz Allah dosdlarının duasına iştiraktir. Moral desdeklerini almaktır.
Nur-u Muhammed zincirine halka oluştur ve direkt alıştır.
Nur-u Mimsiz kalış, korkunç uçurumlara yuvarlandırmıştır hepimizi
Dünya âlemini, İslam âlemini yok etmiştir
Çökertmiştir!
Geçen gün gariban kardeşimiz söylüyordu
Şimdi birazdan konuşma imkanı sağlarız yine söyler
Efendim Pakistanlı Müslümanlar, şuralı Müslümanlar, buralı Müslümanlar
Muhammedi Müslümanlar nerde?..
Muhammedi Müslüman kalmadı ki artık
Neden?..
Cemaatçi, şucu, bucu, parça, parça, parça, parça
Ama Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın tümlüğünde, BİZliğinde, BİRliğinde olanlar nerede?
İyi ama bu bir şey getirmiyor ki
Ne getirmiyor?..
İşte Cuma suresini okuyun
Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Cumua 62/11)
Çok ağır kelimeler vardır Kurân-ı Kerîm de
Nefis böyledir çünkü
Onun için nefsimizi, işte Fecr Sûresi sonunda buyurduğu gibi:
Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir! (Fecr 89/ 27-30)
Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. : Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis!
Her şeyin aslını astarını öğrenmiş
Ben bedeni ve dünyayı şu şekilde kullanırım kardeşim. Şurdan gelip, şura gidiyorum. Netice budur. Yapmam gereken budur ve yapıyorum! gibi net, açık ifadelerle tatmin olmuş nefis
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duymuş ve uymuş bir nefis!
Teslim olmuş, iman etmiş, tabi olmuş ve itaat etmiş bir nefis
Mutmainne nefis
İrci'iy ila rabbiki.
Rucü et Rabbine
Allahına değil
Sistemi var eden terbiyeciye
Rucü et
Neden?..
Sonuca geldin diyor
Neticeye geldin
Radiyeten : Sen ki Allahtan razı oldun
Merdiyyeten : Allahta senden razı olmuş olarak
Fedhuliy fiy 'ibadiy. : Kullarımın arasına gir
Cennet?..
Cennet sonra, bir dakika, yâni önce bir kullarımın arasına gir
Ben bunu sordum Derbentli Deli Hasana
Ne oluyor? dedim, cennetten önce kulları kim bunlar?..
Ula oğlum işte BİZiz dedi
Kim BİZ?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duyan ve uyanlar BİZ
Bunun şakası, şukası olmaz
Ölümün şakası var mı?..
Şimdi birimiz içimizden geçse öbür tarafa şaka mı yapıyor?..
Şehâdet gerekmiyor mu?..
Bitti mi her şey?..
Testi kırıldı da iş bitti mi?..
Sular kayıp mı oldu?..
Hayır efendim!
Onun için biz her nefes verişte ölür, her nefes alışta diriliriz
İşte mesele Muhammedi ölüş, Muhammedi diriliştedir
Her an Muhammedi şuûrda oluştur
Böyle olduğunu biliştir
Böyle olmayı buluştur
Böyle oluş ve yaşayıştır!
İşte bunu demek istiyorum
İşte bütün bu Fedhuliy fiy 'ibadiy. : haydi kullarımın arasına gir
Vedhuliy cennetiy.
İşte cennette budur zâten
Çünkü kulları
Allahü zül-Celâli bilen, bulan, olan ve yaşayan kulları
Şâhidi olan kulları yâni
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullahı, bu kelimeyi Muhammeder Rasûlullahın sesinin içinde söyleyenler
Kendi başına değil!
Allahu Ekber! diyen bir imam gibi arkasında, Onun, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın Eşhedü enlâ ilâhe illallah ına Muhammeder Rasûlullah ın sesi, sözü, özü ve izi ile birlikte diyenler var ya!
Allahu Ekber! dediği gibi yapanlar var ya!
İşte bunlar şehâdet ehlidir
Kendi başına orada, burada, şurada, çeşitli şartlarda desin demesin bilmiyorum ama ben doğrusu Kurân-ı Kerîm de ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemde göremiyorum
Yâni, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı duyuş, Allahü zül-Celâli duyuştur
Gerçekten böyledir!
Çünkü biz Allahü zül-Celâlin sözünü, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın sesinden duyduk ve duyacağız zâten
Allahü zül-Celâl resim değildir, Ressam gibidir
Apayrıdır yâni
Resmin içinde aranamaz demek istiyorum
Resim değildir, Kâinâttaki canlı-cansız resimler, her şey Onundur, doğrudur da, hiçbir şey O değildir yâni
Ama Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem öyle değildir
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem ara kesit gibidir
Bize dönük yönüyle Abdullah Aleyhis-selâmdır
Taifte kan içinde kalır
Taşa tutulur
Vallahi üç gündür buraya bir şey girmedi ya Eba Hureyre. Allah şahit ki taş bağlamışım! buyurmuştur!
Kuldur Abdühudur!
İmtihan olmuştur!
Ayşe validemize Ayşe şeytanını da mı alıp geliyorsun
Ayşe validemiz diyordu ki: yerler zangırdıyordu, çok hırslı gidiyordum kavgaya, bahçeye çıkmıştı, oturmuştu, hiç bana dönmeden Ayşe şeytanını da mı getiriyorsun dedi.
Çok zeki olan Annemiz
İslam şeriatının nerdeyse üçte birini kuran Annemiz
Onun getirdiği hadislerle kurulmuştur fıkıh sistemi
Ve İslam şurasında hayatı boyunca var olmuştur
Şurada yâni
O zaman, o zaman
Şurada ki tek kadın yâni..
En etkili ve yetkili kadın
Erkeklerin çoğunu susturan kadın
Annemiz
Bırakıverdim kavgayı diyor
Herkesin bir şeytanı var mı ya Rasûlullah dedim
Evet dedi
Bende sordum seninde var mı?
Cevap verdi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem:
Evet benim de var idi ancak ben onu Müslüman ettim buyurdu
İşte Fedhuliy fiy 'ibadiy
Eyyy şeytanlarını Müslüman edenler
Vedhuliy cennetiy
Buyrun Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğine girebilirsiniz
Yâni Nur-u Mim sizindir
Siz Nur-u Mimsiniz
Nurullahsınız
Yâni Nur-u Mimsiniz
Nur-u Mim, Nurullahtan yaratılmıştır
İşte Fenafillah arayanlar, vs arayanlar
Kitabda okuyupta böyle okuduk, oldu! diyenler
Şimdi ben bakıyorum karşıya, diyelim ki Ayşe bana yazıyor orda .
Efendim çay içiyorsunuz Çay için buyurun! diyor
Bu bir konuşmadır yâni
Çay içmek değildir
Yazmak, söylemek çay içmek değildir
Hatta bardağı hanım getirse bardağı ağzıma kadar götürse de çay içmek değildir
Çay odur ki ben içtiğim zaman zerrelerime girerse, BİZ olursa çaydır
Gerisi yanlıştır
Laftır, yalandır belki de yâni
Bunlar güvenilemez sözlerdir
Çok özür dilerim belki böyle heyecanlı konuşuyorum ama
Ben zâten konuşurken kendi kendime konuşurum hep
Muhatab olarak genellikle kendimi alırım
Başkasına sözüm olmaz onun için doğru anlaşılmam da lâzım onu demek istiyorum
Şehâdet de öyledir
Eşhedü enlâ ilâhe illallah diyor
Valla yazıyor mu, konuşuyor mu anlamadım
İçtiği yok yalnız!
Şehâdet içildiği zaman tesirini gösteren şeydir
Ters bir misâlle içki gibidir
Kediye de içirseniz sarhoş eder
Başka şeylere de
Çiçeğe dökseniz de sarhoş eder
Şehâdet de güzel misâl olarak böyledir
Kirliyi temizler
Hastayı iyi eder
İmasızı imana getirir
Ahlâksızı ahlâklı yapar
Onun için Rasûlullah efendimize söylüyorlar, meâlen demiyorum:
Efendim falan kişi var ya şöyle kötü
Namaz kılıyor mu?
Kılıyor
Haa iyi o halleder
Efendim ama hırsızlıkta yapıyor
O namaz kılıyor mu?
Kılıyor
Halleder
Şöyle böyle mi
Yalan söylüyor mu?
Söylüyor
Namaz kılıyorsa halleder
Haaaaa
İşte mesele
Bakın!
Nereye geliyor mesele?..
Doğru, sıddık, sadık bir şehâdete geliyor
Yoksa kelime basit bir şey yaa
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullah.
İşte söyledik
Bunu bir Hıristiyan söylese anında Müslüman olur
Başka dinden birisi söylediği anda Müslüman olur
Peki biz Müslüman olduğumuz halde binlerce kez söylüyoruz bir netice belli değil!
Belli değil çünkü bizim söyleşimizde bir gariplik var!
Uyduruk şeyler yapıyor gibi mesela
Bir teneke bal yedim! der gibi
Ya da şöyle dedim gibi
Konuşuyor, hiçbir şey yok ortada
Alâkası yok yâni
Söylemek
Onun için iman, amel, ahlâk ve hâl dördü bir araya geldiği zaman : Lâ ilâhe illâllah tır
İman bir tarafta, amel bir tarafta, ahlâk bir tarafta, hâl bir tarafta bağlar gazeli, efendim Lâ ilâhe illâllah! bu bir laf
Bu bir laf
İşte bak bir kardeşimiz biliyor orda
Bir zaman Aksaraydaki bir toplantıda, orda ki, belki doksan yaşındaki insanlar, yaşlı insanlar bizim bu söylediklerimizi anlayamamışlardı
Bir de rahmetli bir dede vardı
Adamlar diyorlar ki:
Ya bizim böyle bir alışılmış sistemlerimiz vardı
Böyle bazı günler Aksaray da çok güzel zikirler olur
Şimdi gene oluyordur
Perşembe akşamları binlerce insan toplanır yer göğe katılır
Harika olur
Olur da
Bu demirci ateşine sokulan bir demir gibidir genellikle
Ateşi verirsiniz, körüğü basarsınız ateşle içindeki demiri ayıramazsınız
İkisi de bir olur
Ama çıkarır da suya sokarsanız çelik olur yalnız
Daha beter olur!
Ama Muhammedi sistem böyle değildir
Muhammedi sistem Ateşle Demir gibi değildir
Buzla Su gibidir
Ateşle işi yoktur
Buzu götürür Akdenize atarsınız, bir kere eridi mi bir daha hayatta kendine gelemez artık
Yok olur Muhammediyyetin içinde, mahv olur
Muhammedi mahviyette yok olur, erir, biter
Onun Ben dediği Akdeniz de bir damla
Senin gibi trilyon var deriz BİZde
Fedhuliy fiy 'ibadiydir yâni
Cennet Allahü zül-Celâlin vaad ettiği yerdir
Ama Fedhuliy fiy 'ibadiy işte burasıdır
Bu âlemdir
Bu âlemdeki Allahın seçkinleridir
Allah! diyenlerdir
Bu bir üstünlük değildir
Olması gerekendir
Ana görevdir bu
Böyle olanlar üstün insanlar değildir
Allahü zül-Celâlin istediği insanlardır
Doğru insanlardır
Büyük harflerle İNSAN olan insanlardır
Ne melektir ne de hayvandır
İnsandır yâni
Doğru insandır
Sırat-ı Müstakîm insanıdır
Muhammedi insandır
İtidal insanıdır
Tefrit ve ifrat değildir
Maksimum, minimum değildir
Optimumdur
En faydalıdır
İşte Aksaraydaki o toplantıda adamlar diyorlar ki
Adam hatta Arapça biliyor bir tanesi
Nifak âyetini okudu yâni münafık âyetini okudu
Ne dedi
Muhammedi şuur, Muhammedi nur vs.. diyorsunuz
Evet diyoruz.
Bu nifak değil midir?..
İşte o zaman ben rahmetli o dedeye sordum:
Dede bak
Kurânı gösterdim dikkat etsin diye
Sen kaç senedir tarikattasın
Elli mi, altmış mı öyle bir rakam söyledi
Herhalde elli dedi galiba
Öyle bir şey söyledi
Dede tarikatçıdır, mükemmel bir insandı zâten
Harikaydı yâni
Ama hayat böyle değil ki
Hayat zor!
Hayatta çeşitli şeyler var
Siz yalan söylediğiniz olur mu? dedim
Evet dedi olur!
Bana o soruyu soran Arapça bilen bir efendiydi, ismini söylemeyim şimdi
Sizde de olur mu? Yalan söyler misiniz? dedim
Kızardı dedi ki:
Ben sıkışınca söylerim
Haa siz sıkışınca münafık olursunuz, sıkışmazsanız olmazsınız haa!
O sırada bizim bir genç girdi kapıdan ki şu anda bu sohbette kendisi
Ben bu gence dedim ki:
Muhammediyette sadakat birinci düsturdur
Hiçbir yalancı asla Muhammedi olamaz
Kokusu bile olsa olamaz!
Sen yalan söyler misin? dedim
Daha yerine oturmadı ayakta
O da dedi ki:
Dayı ben yalan söylemem. O gündür, bu gündür söylemiyorum. Fakat ben işte, bir yerde görevliyim, orda bir listeyi bana soruyorlar bende yok! diyorum
Zâten üstünde bir yetkilisi vardı, bu da yalan değildi zâten
Çünkü siyasî nedenle soruyorlar
Dedim ki: O yalan değil
Ama şunu söylemek istiyorum
Bir kişi hem Muhammedi, hem yalancı olamaz!
Eğer yalancı ise Muhammedi değildir!
Çünkü ahlâkı İblis ahlâkıdır
Muhammedi ahlâk değildir o çünkü
İşte bu, bizi mahveden budur
Bana bakıyorsunuz harika inanıyorum
Çok güzel amel ediyorum
Ama yalan söylüyorum
Bu ne iştir?..
Ne iş olacak
O birinci sınıfı çok güzel okuyor, ikinci sınıfı çok güzel okuyor, üçüncü sınıfta bırakmış okulu başka işlere geçmiş gibi..
Bırakmış gitmiş yapmıyor ama diplomam da var demekte..
İşte bütün bu birlik ve dirlik, Muhammedi BİZlik ve BİRlik içinde buluşmayı yaşamadıktan sonra bu hayal bizi nereye götürür
Onun için arada sırada mezarlığa gidip mezar taşlarına sormak lâzım:
Sizi nereye getirdi?
Bizi de oraya götürecek çünkü
Biz bütün bunları ne cennete tez elden gidelim, nede cehennemden kurtulalım
Biz bunları isteriz
Cennete gitmekte isteriz, cehennemden kurtulmak
Fakat bunların tümünün ötesinde Allahü zül-Celâlin açık bir emri vardır
Allah ve Resûlüne teslim olunuz.
Yâni Müslüman olunuz
Âyetlerde vardır
Kaletil a'rabü amenna kul lem tü'minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütiy'ulahe ve Rasûlehu la yelitküm min a'maliküm şey'a innellahe ğafurur rahiym : Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. (Hucurât 49/14)
Ve yine;
Ya eyyühellezine amenu aminu billahi ve Rasûlihi vel kitabillezi nezzele ala Rasûlihi vel kitabillezi enzele min kabl ve me yekfür billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusülihi vel yevmil âhiri fe kad dalle dalalem beiyda : Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam mânâsıyle sapıtmıştır. (Nisâ 4/136)
Ya eyyühellezine amenu amenu
Eyyy Allaha inanlar amenu : bir daha inanın
Bize hitab ey Allaha inananlar amenu bir daha inanın
Ne demek?...
İnanmış bir insana hitab ediyorsunuz
Ey Allaha inananlar
Eee buyur! diyorlar
Amenu diyorsunuz
Bir daha inanın
Haaaa
Akıllarıyla inananlar!
Naklede bir zahmet buyurun, nakle nakle!
Allahın kitabına bir bakın
Bir daha inanın, bir daha inanın!
Tekrar bir daha düşünün!
Aklınızı nakille birleştirin de inanın bakayım buyurun!
Sistemin sahibi olan Allahü zül-Celâl nasıl bir iman emretmiştir
Neyi emretmiştir?
İşte onun için, ben yakınım olduğu için yâni sevdiğim için söylüyorum
Kendisine de söyledim zâten
Yine de söylerim karşılaşsam
Meşhur birsiyle buluştuk bir zamanlar..
Çok hayır hizmet yapmıştır
Camiler donatmıştır
Onun çok genç yaşta bir kızı trafik kazasında gidince
Her yere onun adına eserler yaptı
Çünkü adamın varlığı da vardı
O acıyı kapatamadı çünkü
Sanki ben Ankara da manevi olarak görevlendirildiğim için gitmiştim
Kendisiyle görüştüm
Bana çok büyük hüsn-ü kabul gösterdi
O holdinginin büyük salonunda kızının göğüsleri gözükmeyen çıplak bir resmi vardı
Çok iyi bir ressam yapmıştı
Hatta kıble tarafı bura mı diye de gösterdim, resmin olduğu tarafı yâni
O da : Bu acıyı kapatamadım! dedi
Bende : Farkındayım dedim
Şunun için söylüyorum bunu
Çok hayır hasenat yapmışınız
Evet yaptım efendim çok yaptım
Bir sürü şeyler konuştuk
O evrensel nurdan bahsediyordu
Bu kişi bana bazen yazılar falan gönderiyor şimdi
Ahmet Kayhan dedeyle de görüşürmüş sık sık
Evrensel nur
Ben dedim ki : Evren dediğin senin iğne ucu değildir. Sen Muhammedi Nura geç. Nur-u Mime geç. Bu A. H.cılığı bırak!
Ve ayrılacağımız zaman sizi temin ederim ki, o sekreterleri ve müdürleri falan, efendim şu bu dedikleri zaman onlara çok kızdı, dedi ki : Gidin başımdan
Ve hüngür hüngür ağlıyordu
Bana söyleyeceğin bir şey var mı? dediğinde şunu söyledim:
Sen her yaptırdığıyın alnına Falanın adına yazmışsın. Düzelt bunu. Falanıı Yaratanın adına yaz da paçayı kurtar!
Şunu demek istiyorum
Tüm bu sistem Allahındır
Maddesi, mânâsı
Küllî şey Allahındır
Herkes Allahtan alıp, Allahın malını Allahın kullarına verir, vermez
Eğer gerçeği bilirse
Allahın emâneten ellerini kullanıyoruz
Onun malını kullanıyoruz demek istiyorum
Her şey Onundur
Ortağı olmayanındır
Bu tablodaki bütün resmin her zerresi Ressama aittir
İster cennet yapar, ister cehennem yapar
Onun bileceği iştir
Bizim bileceğimiz iş ise; Rasûlullah efendimizi duymak ve uymaktır
Onun için Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi bilmede, doğru dürüst bulmada, gerçekten Muhammedi olmada ve Muhammedi şuuru bizzat şehâdetle yaşamakta, hayatta yaşayıp Şâhidi olmakta birbirimizin hizmetçisi olalım inşallah!
Ve birbirimizin dünyada şefaatçıları olalım âhiretten önce
Fedhuliy fiy 'ibadiy olabilmek için birbirimizin zincirleri olalım
El ele verelim birbirimizle
İnşaallah Nur-u Muhammed aktaralım
Direkler gibi başımızdan, kalblerimizden, küplerimize Allahın Nuru geçsin!
İşte burada bu tesbihe, kalbi mühürlüler dizilemez
Çünkü onların ip geçecek yerleri yoktur
Çatlak, patlak, öte, böte bunlar da dizilemez
Dizilse de zâten parçalanır
Çünkü sadakat ehli değildir
Onun için hepimiz ne yükseğiz, ne alçağız
O iki tâbir Muahmmed Aleyhis-selâmda yoktur
Eğer aklımızı vicdanımızı kullanırsak Muhammed Aleyhis-selâm, önümüzde İmam olsa bizimle aynı seviyededir iman seviyesi
Bizden yukarda da alçakta da hâşa değildir
Azlık-çokluk değil seviye
Aynı seviyede iman, amel, ahlâk ve hâl olarak İmamımızdır
Çok iyi anlamamız lâzım
Biz birbirimizden bir zerre kadar ne fazlayız ne eksiğiz
Çok bilenimiz, az bilenimizin hizmetçisidir
Ve az bilenin çok bilenin üzerinde bir hukuku vardır
Hakkı vardır
Onun anlayacağını bilirde söylemezse Allah soracaktır
Haaa!
Domuzlara inci takmayınız!.
Ehli olmayan, gerçekten açıkça cahilce olanlara Allahın sırrını vermeyiz, bizde içimizde öyle bir insan görmüyoruz
Allah korusun, öyle bir insan da yok demek istiyorum
Onun için bizim bu çalışmalarımız, benim şahsen düşündüğüm şu anda ki bu yirmi dört kişilik çalışma gurubu temelinde şunu amaçladı:
Esas genç olan kardeşlerimiz, kız-erkek
Çünkü bizim kızlardan da çok sıkıntımız var
Hanımlardan
Neden?..
İslam âlemi, Allah kadınla var etmiştir
Muhammed Aleyhis-selâm kadından doğmuştur
Teklik sıfatı kadından yürümüştür
İslama dört yıl ilk iman eden Hatice validemizdir
İlk şehit kadındır
Kadın İslamın rotudur
Bel kemiğidir
Anasıdır
Kadın çöktüğü için İslam Âlemi çökmüştür
Yok olmuştur
Bugün Fatümatüz Zehra Vâlidemizin nerdeyse kızı kalmamıştır toplumda!
O kadar kısa sürede yok edildi ki, mahv olduk!
Olduğunu sananlar ki böcekler gibi bürünüp, sarınıp, dürünüp yürüyenlerin kahkahası yâni söylemek istemiyorum
Kaç sokak öteleri çınlatmakta bazen..
Bunlar Muhammedi şuurdan, Muhammedi nurdan habersiz, çeşitliiii firaksiyonların elinde oyuncak halinde kullanılır haldeler
Canı yürekten yapıyor gibi, fakat ne çare ki ipin ucunu tutan Muhammed Aleyhisselâm değilse!
İşte o zaman tehlike
Yoksa Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi seven, sayan, bilen, hakikaten bulan kişilerin ayaklarının altına biz de türab oluruz
Olmuşuzdur da
İşte bütün bu söylediğimiz şeylerde, bizim hiçbir kardeşimiz bizden bir şey öğrendiği takdirde bize minnet duyamaz
Duyarsa kendi hak kaybeder
Çünkü Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın adına yapılan bir hizmette ödenecek bir bedel yoktur
Onun bedelini Allahü zül-Celâl ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem takdir edecektir
İnanç böyledir çünkü
Herkes, hep BİZlikte ve BİRlikte hizmet görmekteyiz hepimiz
Bir kişi, bir kişi velev ki, diyelim ki dünyanın en kötü kadını, herkesin şeriat bakımından taşlayıp öldüreceği bir kadın dahi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin kapısını çalmıştır nitekim
Ben duymadım git! demiştir
Dört halifeyi dolaşmıştır
Sonra halife olanları
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem ne dedi?
Ben duymadım dedi.
Bizde duymadık demişlerdir
Yâni ne demek?..
Tövbe et, istiğfar et, Fatmatüz Zehra ol! demektir
Demek istiyorum ki; başka gidecek kapı yok!
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin kapısı BİZ Kapısıdır çünkü
Yâni kötü yoktur
Eksik vardır
Yanlış vardır
Genç vardır
Bilemeleyen vardır
Alışkanlıklarını yenemeyen vardır
Uğraşan vardır
Didinen vardır
Bir sürüüüüüü herkes kendi içinde öz hesaplarını bir Allah bir kendisi bildiği bir âlemde çözmeye çalışmaktadır
Biz bunları karıştırmak değil
İnşaallah haremine girerek de değil
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem ve Kurân-ı Kerîm in hükümlerini üzmeden, kırmadan, yıkmadan anlatarak, söyleyerek çözümler bularak, arapsaçı gibi gözüken o karanlıklardan bir ferec, bir çıkış yolunu göstermemiz gerekir inşâallah
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
İşte bugün söylemek istediğim şey, bu yirmi dört kişiyi, bu yirmi dört kişilik gurup yeterlidir
Çünkü Gökhan canım soruyordu bana yâni daha fazla yapalım mı? diye
Bence gerek yok, çünkü bizim maksadımız çok kişi tarafından duyulmak falan da değil
Esas amacımız; böyle bir çekirdek kadronun oluşması
Bunların, meselenin özünü astarını çok iyi öğrenmeleri, kendi hayatlarında yaşamaları ve önümüzdeki, bizler diyelim ki ben altmış yaşındayım birgün çekipte öbür âleme geçtiğimiz de Muhammedi hizmetin yürümesi açısından, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizin güvendiği ilmine, edebine, irfanına ve erkanına güvendiği gençler kalması için bunlar hiç fark etmez, kim olursa olur, olur da olur burda hepsi, herkes lâyık buna demek istiyorum, lâyık ki burda zâten
İşte bu da öyle çözümlenemez bir iş, bulunamaz bir iş, yapılamaz bir iş felan değildir
Bi Rahmetike ya ErhamerRahîmin.
Bi Rahmetike ya ErhamerRahîmin.
Bi Rahmetike ya ErhamerRahîmin.
Üç kere arka arkaya sadakatla söyleyene Allahü zül-Celâl buyurur ki:
Lebbeyk : Emret!
Bu hadis-i şeriftir
Üç kere söyleyene arka arkaya, Allahü zül-Celâl buyurur ki:
Lebbeyk : Ne istiyorsun?
Bu Lebbeyk diyen Allahü zül-Celâldir Buyur! diyen
Bizim dinimiz bu kadar açık, seçik ve nettir yâni öyle bilmece, bulmaca, çözmece yoktur, açık seçiktir
Allah!
Buyur?
Sana bakar
Onun için Siirtli Hocamın, Efendi Babanın bir sohbetinde bir tarikatçı arkadaş geldi
Genç bir çocuk, heyecanlı, yerinde duramıyor, çok kanı kaynıyor, hakikaten de samimi, dürüst
Efendim bende tarikattayım.
Ne güzel dedi
Efendim biz de zikrediyoruz.
İyi edelim oğlum edelim.
Efendim ben elli bin "Allah!" diyorum deyince Siirtli Hocamın sigortası attı
Ulan oğlum biz on kere Allah diyemiyoruz. Kasnak mı çeviriyorsunuz siz. dedi
Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz.
Elli bin kere "Allah" diyen adam, ne dediğini bildiği yok! diyor
Biz on kere diyemiyoruz!
Bütün mesele şuûrdur şuûr
Dediği çok önemli yâni
Adam sözünün ne dediğini bilmiyorsa
Eee git bunu öldür
Dedim git öldür
Bu sözü, ne dediğini biliyor musun sen?..
Yâni Allah yok dediydim
Allah yok! dediysen kafir oldun sen işte
Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Resûlullah dediydim bir Hıristiyan için.
Ee güzel ya işte İslam oldun ya
Efendim İslam için bir millet ölüyor, binlerce insan ölüyor, doğrudur
Hepsi şehit oluyor
Haçlı seferleri oluyor
Beşincisi geliyor, altıncısı geliyor geliyor
Efendim adam bir kelimeyle Müslüman oldu evet efendim
Bir kelimeyle olur, bir kelimeyle çıkar.
Yalnız, buradaki bütün mesele Muhammedi şuûrdur
ZEVK 833
Lâ ilâhe illa Allah tır, kast-ı Muhammed Mustafa
On sekiz bin âlem üzre post-u Muhammed Mustafa
Kıyam-rüku-secdesi hoş, tâhiyyatta selam O na
Dünya âhret âbâd olur, Dost-u Muhammed Mustafa
26.04.1991 08:24 dr.
Haa bir şey yazmışlar
Lâ ilâhe illâllahtır kasd-ı Muhammed Mustafa
Bütün bu sistem Lâ ilâhe illâllah için yaratılmıştır
Muhammed Mustafa Aleyhissalâtü vesselâmında bir tek kasdı vardır, tek görevi vardır
O da nedir?..
Lâ ilâhe illâllahı Allahın Rasûlullahı olarak söylemek İmamlığıdır
Tebliğidir
Tenziridir
Tebşiridir
Ve bir yerde de teşhididir
Tebliğ şeriat
Tenzir tarikattır
Tebşir mârifettir
Teşhid hakikattir
Allahın bu kanunlarını Allah(c.c.) adına, yâni Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın mübarek ağzıyla şahidi olma şerefidir.
Onun için kasd-ı Muhammed Mustafa Lâ ilâhe illâllah tır
Başka türlü olamaz
Söyleyeceği son söz budur
Onun ve Onu duyup ve uyanların söyleyeceği tek kelime budur
Eşhedü en lâ ilâhe illallah
Ne diyosun?.. ne diyorsun?...
Eşhedü enne Muhammeder Rasûlullah
Muhammed Aleyhis-selâmın söylediğine şahidim yâni
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma şahidim
Neyine?..
Ben Onun dediğini duydum ve uydum, Ona şahidim
Bu!..
Onsekizbin âlem üzere postu Muhammed Mustafa
Onsekizbin âlem Muhammed Mustafa Aleyhissalâtü vesselâmın nurundan halk edilmiştir
Yâni içindedir, özündedir demek istiyor
Kıyâm, rüku, secdesi hoş, tahiyatta selâm Ona
Dünya âhiret âbâd olur, Dost-u Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vessellem
Bu 91 deki bir şiir, dairede yazılmış bir şiir, bir dörtlük zevk daha doğrusu
Kıyâm, rüku, secdesi hoş
Ne kadar ilginç
Kıyamda okunur sadece Kurân
Başka yerde okunamaz
Çünkü şeriat âlemidir kıyâm
Allah(c.c.) karşısında duruştur
Tek duruştur
Alnı alnına hesaptır
BENin hesabını gerçek gerçek BENe veriştir yâni
BENi Allaha veriştir
Ben falanın, Allah olan gerçek BENe verdiği hesaptır kıyâm
Onun için orda âyet okunur
Allahın kelâmı okunur
Rüku tarikat makamıdır
Secde mârifet makamıdır
Neden iki secde?..
Neden olacak; birinci secde Rahmâniyet secdesidir Beden ve nefisten geçiş kapısıdır
İkinci secde ruh, sır vs ye geçiş kapısıdır Rahîmiyet kapısıdır
Mârifette böyledir
Çünkü mârifet ara kesittir
Ondan sonra artık öbür tarafa geçti mi başka âlem başlaaaaar
Onun için tahiyatta ne yapılır tahiyatta?...
Tahiyatta; Essalâtu vesselâmu aleyke ya Rasûlullah denir
Başka bir şey denmez
Ettehiyatü lillahi
Ettehiyatü : vallahi ben diriliyorum
Tahiyye : diriliyorum
Ettehiyatü lillahi
Vallahi Allahda diriliyorum Hayy oluyorum
Vesselevat : ve ben sılamı buldum yâni
Gerçek ulaşım yolumu buldum
Tıpkı kardeşlerin göbek bağı gibi yâni
Beş çocuk doğurmuş bir kadının, beşinin de göbek bağları kesilmemiş gibi çekerek gelen bir bağ
Nereye gelir bu bağ?..
Bu bağ bu ananın canının canına gelir
İçinin içine, özünün özüne gelir
Ettahiyat böyledir yaa Sıla
Ettahiyatta selâm olsun Ona
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammed
Dünya âhiret âbâd olur
Böyle oldumu, bu sıla bağlandımı, sıla-yı rahim Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde gerçekleşti mi
Diri olan Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdan bahsediyoruz biz, Medinede yatan Abdullah Aleyhis-selâmdan değil
Allahın Kendisinden sonra ilk halkettiği Nur-u Mimin Resûlünden bahsediyoruz
Kıyamet günüde Buraya gelin! Buraya gelin! diyenden bahsediyoruz
Kevserin başında olurum. Ravzanın başında olurum. Beni şurda bulun, burda bulun. diyen, cennet kendisinin nurundan yaratılan Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemden, Ona ulaşmaktan bahsediyoruz
Hayali, uydurma, kaydırma, tahmini vs değil
Açık, seçik, net
Allah Hayy, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Hayy
Açık Net Bilinen bir şey
Söylemiyorlarsa söylemesinler
Saklasınlar ya da bilmiyorlarsa bilmesinler
Devam etsinler
Gümrük kapısına kadar
Orda görüşülür demek istiyorum
İşte dünyası, âhireti âbâd olur, Dost-u Muhammed Mustafa
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vessellem kimi dost edinmişse mesele bitmiştir
Artık Allahın izni ve inayetiyle bütün bu güzellikler, özellikler yaşanır, fiilen yaşayışa geçer
Artık hiç kimse, kendi nefis atını ruhun kalb sarayına çıkarıp et ikram ederken, ruhunu atın ahırı olan bedene indirip ot yiyeceksin diyemez
Bu dönem kapanmıştır
At olan ahırda ot yiyecek, süvari sarayda et yiyecek kardeşim, Allah böyle istemiştir diyecek yâni
Aksi takdirde kimin nerede ne yediğini, sanki elektrikler kesilince bilmediği bir evde mutfağı-tuvaleti karıştırmış bir kişinin nerede ne yediğini fark etmiyorcasına başı boooş
Sen ne söylersen söyle
Canının istediğini söyle
Kokudan anlaşılıyor ki sen mutfakta değilsin
Bu kadar açık, net
Konuşmalar, söylemeler, kapıda ne yazmalar vs ler önemli değildir
Önemli olan ne yeniliyor, ne içiliyor, ne deniliyor ona bak sen
İşte bu
Baştaki beş delik ve başın altındaki bedende iki delik
Beş delik bu iki deliğin emrindedir hep
İmtihanda buradadır ve ilginçtir
Onun için baş kudsaldır
Allahü zül-Celâlin en yüce sıfatlarının tecelli yeridir
İki göz görüş, iki kulak deliği dediğimiz iki duyuş ve tek delik ağız, dil, koku, söz, şu, bu
Sakın sakın haram girmesin, yalan çıkmasın deliği
Ve hiç sesleri çıkmıyor gibi duran bedendeki üreme ve boşaltım delikleri
Alttaki iki delik
İşte bunlar BEN dediğimiz kişiliklerin, bu bedenlerin, bu cisimlerin, resimlerin şuanda nazına oynadıkları, gece gündüz hizmetinde bulunduğumuz bu yedi delik ve yedi nefis
Bunlar yedi nefistir aslında
Ve bütün bunlar tek tek bilinmeden, bulunmadan, olunmadan hiç birşey olmaz
Geçen gün bir arkadaşımızın yakını için Andızlı mezarlığına gittik, orda çok yakînen tanıdığımız, yirmi sene birlikte yaşadığımız insanların öldüğünü gördük, kendi kendime dedim ki:
Bu insanda çok güzel işler yapmıştı, çok kötü de yapmıştı. Vay anasına demek ki hepsi boşmuş ve hesaba çekilecekmiş Gerçekten
Bir hayal yâni Rüya yâni Belki rüya bile değil
Onun için Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem:
Herkes uykudadır. Öldüğü zaman uyandığını anlayacaktır.
Kim bunlar?..
Ölmeden önce ölemeyenler, tatlı canlılar, yalandan ölenler
Yâni uydur kaydır tasavvufçular
Şunu öğrenmiş de, bunu öğrenmiş de, ne bileyim ben fenafinnefs nedir, fenafillah nedir?
Yâni iki yaşındaki çocuk soruyor ki, işte diyor ki :
Ben yarın evlenirim, bir günde dokuz tane çocuğum olur! gibi böyle saçma sapan şeyler
Mantıksız, şuursuz Olası şeyler değil yâni
Bunların bir mantığı yoktur
Onun için biz bir şey aramıyoruz ki bulalım
Bir şey istemiyoruz ki verilsin
Bir şey sormuyoruz ki söylensin
Biz bir tek bir şey biliyoruz
Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi duymak ve uymak istiyoruz
Hepsi bu kadar
Başka hiçbir derdimizde yok
Ham dolsun yok yâni
Eğer duyar ve uyarsak mesele bitmiştir
O kadar basit ve rahattır
Yeri yoktur Herkes bulunduğu yer kendi kaderidir ve en güzel yeridir
Kadındır, erkektir, dünyanın o köşesindedir, kolay iştedir, zor iştedir, Musadır bir Firavun çıkmıştır olabilir, ne bileyim ben Nemruttur bir İbrahim denk gelmiştir olabilir, kaderdir yâni bunlar hep olacaktır
Fakat nefsin ne yapacağı çok önemlidir
İmtihan olmaktadır onu demek istiyorum.
Zaman da önemli değildir
Hâl de önemli değildir
Çünkü hepsi geçicidir
O da geçeeeeer, o da geçeer
Geçmeyen ne kalır bu âlemde
Kim geçmiyor ki onlar geçmesin
Her şey geçer
Geçmemesi gereken bir tek şey var
Her nefesin şehadeti var
Demin demiştim, o demin gitti yeni bir demin geldi
Şimdi dedim, şimdi gitti yeni şimdi geldi
Yine Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Resûlullah
Bizi bu noktaya getirmeyen imân, imân değil...
İbadet, ibadet değil
Hiç bir şey, bir şey değil
Çünkü işin anası, astarı, temeli budur
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullah dır.
Onun için bizim gençlerimiz özellikle, kardeşlerimiz, yavrularımız Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimize karşı, gerçekten çok iyi bilmeleri lâzım, bulmaları lâzım, gerçekten yürekleri Muhammedi olması lâzım ve yaşamaları lâzım ki Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizi sevebilsinler.
Bu çok önemli
Ömer (r.a.) çok bıçkın bir insan, çok hızlı Müslüman olmuştur, sadık Müslüman olmuştur
Ya Rasûlullah sana anam babam feda olsun buyurduğunda Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem:
Hayır demiştir. Sen imân etmiş olamazsın.
Neden ya Rasûlullah
Nefsimden de çok seviyorum Seni demediğin sürece imân etmiş değilsin.
Demiştir: Nefsimde feda olsun ya Rasûlullah
İşte şimdi imân ettin.
Onun için tanımadığı bir insana, bilmediği bir insana değil canını, saçının telini bile vermez kimse vermiyor zâten lafa gelince söylüyor
İşte bütün bu önümüzde ki, buradan baktığımızda Kâbeyi görmek kıbledir.
Ama buradan baktığımızda buradan Kâbeye kadar önümüzdeki putları temizlemekte tasavvuftur
Allahdan başkası olmaması gerekir
Bir tek kişi olur, o da Allahın İmamıdır, O da aramızda değildir, bizi oraya yönlendirmeye, götürmeye görevli olandır, döndürmeye
İmamdır yâni
Ara değildir, onu demek istiyorum
İşte bütün bu anlatmaya çalıştığım, bu özellik ve güzelliklerin tümünde Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı biz zaman zaman Kurân-ı Kerîm ve Hadis-i Şeriflerin ışığında ve nurunda inşaallah inceleyeceğiz
Burda demin bir ara bahsettim:
Besmelenin, hamd etmenin mahiyeti özellikleri, bunlardan bahsedeceğiz bir zaman
Akılı doğru dürüst bir ele alacağız, çünkü akıl Allahü zül-Celâlin aynasıdır
Akıl her şeydir daha doğrusu
Nefis ve diğer letâifler akıl sahnesinde var olurlar
Aklı çektiğiniz anda ne Yaratan kalır, ne yaratılan kalır, ne de imtihan kalır
Fakat aklın mertebeleri, nakille buluşması ve aklın takvası, Allahtan korkması, Allaha inanması, Muhammedi edebi doğru dürüst yaşamaya başlaması ve akılla beraber nefsin çeldiricileri nelerdir, şeytanlar, şeytanlaşmışlar, bunlar neler bunlara bakacağız
Nakil dediğimiz şey nedir
Kitab nedir, Sünnet nedir, Kurân-ı Kerîme sarılmak, sünnete sarılmak, hadislere sarılmak nedir
Ve burada çoook çook önemli bir şey var: Bidatlar
İblis; elbise kökünden gelir telbis kökünden gelir
İblis; batıla ve şerre, daha doğrusu kötülüğe iyilik elbisesini giydirip iyi kabul ettiren demektir
Elbise giydiren demektir, iblis
Öyle süsler, öyle değiştirir, öyle bir yapar ki : işte hakikat bu der kandırır, cehennemi cennet gibi yapar, neticede çökertir
İşi bu çünkü işte bunun için iblis denmiştir
Elbisede o kökten gelir
Bunu bidatla yapar genellikle
Yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş
Efendim ne diyor işte, söylüyor adamlar, yapıyor açıkça yapıyorlar artık
Bir gün gelir Faiz haramdır, yiyenler Allaha ve Peygambere savaş açmıştır âyetlerini alır, işler, arkasından bir holding kurar, arkasından bir banka kurar, bankasının da derki: bak bura İslam bankası bak, kâr-zarar ortaklığı , binlerce insanın parasını toplar adına islamın en değerli kelimelerini diyor, öte diyor, böte diyor, sonra hepsine el koyar, amerikan yahudilerine peşkeş çeker ortaklık kurar, sonra döner faiz değil bu der, arkasından olmadı banka yapar, finansı minansı bırakır düpedüz banka yapar, kredi alır-kredi verir, faiz alır-faiz verir
Bir insan faiz yeseydi günahkâr olurdu, ömür boyu yeseydi hatta
Allah bilirdi hesabını
Ama faiz helal dediği için kâfir oldu, İslam dışına çıkarır
Kendinin çıktığı bir tarafa insanları da çıkarır
Bunlar nedir?..
Bunlar bidattır
Ne biçim bidat?..
Küfre götürücü bidattır
Herhangi birisi desin ki: faiz değildir dese bana göre küfre girer
Çünkü faizdir
Açık seçik faizdir
Biz bunun derdinde değiliz
Faiz yiyebilir bir insan işinin gereğidir, gider bankadan yemek istemese de para gönderiyor, para alıyordur, ticaret yapıyordur, bu bir günahtır yâni yapmak zorunda olduğu için yapıyordur, istediğinde de değil
Yapsın demiyorum ama yapıyorsa da helal dediği anda başka yere gider
Onu demek istiyorum
İşte bu
Başka şeylerde vardır
Bidatlar nelerdir..
İnançta bidat, amelde bidat, efendim ahlâkta bidat var
Bunlara karşı Kurân-ı Kerîm Peygamber Aleyhis-selâmı ve Allah Dostlarının koydukları şeyler nedir
Ehl-i sünnet kimdir
Sapıklar nerde sapmıştır
Ana şeyleri ile girmek suretiyle demek istiyorum
Allahü zül-Celâlle ilgili, belli Peygamber Aleyhis-selâmın müsaade ettiği şekilde Zâtıyla ilgili, sıfatıyla, fiilleriyle, Şeenullahla ilgili şeylerden bahsedeceğiz inşaallah
Yâni böyle kısım göreceğiz
Bunun devamında; dünya hayatı, kıyamet alâmetleri, bunları işleyeceğiz
İmân, taklidî imân-tahkikî imân geçişleri ve yaşayışları
İnsan sınıfları
Vahyi olanlar, Allahü zül-Celâlin seçtikleri peygamberler
Peygamberlerin seçtiği veysîler Veysel Karâni gibi
Veysîlerin seçtiği vehbîler, şemsîler ve onların seçtiği bizim gibi kesbîler yâni çalışarak kazananlar
Çalışırsa bir yerlere gelir, yapar bir şeyler Emeğine bağlı
Bu insan gurupları nelerdir
Bunun altındaki hayvanlar, üstündeki melekler nelerdir
İnsanın altındaki hayvanlar ve üstündeki melekler nelerdir
Bu şeylere bir bakacağız
Yâni öncelikleri tabi istendiği takdirde şey yapabiliriz
İlim nedir, edeb nedir, hikmet nedir ve takva nedir
Bunların yerleri mesela
Ahlâk kalbîdir
Amel nefsîdir
İnanç direk bedenîdir
Hayâlen namaz kılamaz kimse
Bu bölümleri göreceğiz
Kötü ahlâk-iyi ahlâk nedir ve hangi nedenlerle bunlar insanı çok kısa bir sürede şirke çeker, küfre çeker buna bakacağız
Şimdi burada da şunu arz etmek istiyorum:
Bedenin terbiyesi gerekiyor Muhammedi sistemde
Nefsin tezkiyesi gerekiyor, temizlenmesi gerekiyor
Kalbin tasfiyesi gerekiyor, arıtılması gerekiyor
Ruhun tecliyesi, cilalanması gerekiyor
Çünkü ruh Allah âlemindendir, içine hiç bir şey alamaz, cam gibidir yâni, dışından kirletebilirsiniz, içeriye giremez zâten birşey
Ancak bir ampule sinek pisliyor gibi durmadan yaparsa veya siyah boyayla boyarsanız içindeki nuru göstermiyor sanırsınız ama siz kirlettiğiniz için göstermiyor, yoksa onu silseniz yine içindedir o, içine giremezsiniz, emir âleminde olduğu için
Amaaaa kalb falan öyle değildir, onlar sizin elinizdedir, oraları duman edebilir yâni, her şey yapabilir
Onun için de zâten bu kirlenmelerde ne gibi şeyler var
Mesela riyâ nedir, gizli riyâ nedir
Bu çok önemli bir husustur
Uzun emel, çok hırslı olmak, hain olmak, hased olmak, fesat olmak ve bunların doğurduğu yalan vs gibi öne çıkmak, insanlara tahakküm etmek, kibir duymak, kin sahibi olmak ve bütün bu siyanür gazı gibi çok aşırı şekilde, kısa sürede zehirleyici ve öldürücü iblis nefesleri, ahlâkları, hâllerine karşılık İslamın kendisinin getirdiği, ne bileyim ben, riyâya karşı tevekkül sahibi olabilmek, tamaha, aç gözlülüğe karşı ihlas benzeri şeyler ne olacak
İşte şeytanın cüz-i irademizi aklımıza karşı saldırıları ne olur
Bunlara karşı İslam ne gibi sistemle ona karşı gelmiştir, karşı koymuştur
İnsandaki hased, şeytanın bir numaralı ahlâkıdır
Yalan hasedden doğar zâten
Her şey hasedden doğar
Ve hased olduğunu kişi çok az anlar yâni
Daha doğrusu çok az anlaşılır
Hased olduğunu bilemez kişi
Ve bu hased, hiç bir şey yokken iblisin başını belaya sokmuştur
Yalan söyletmiş her şey yaptırmıştır
Bu hased; topraktan yaratıldı, bir balçıktan, kokmuş bir balçıktan yarattın, sonra da kokmuş bir leşken Ademi benden üstün kıldın ha! diye kaldırıvermiştir,
Hasedden dolayı duman etmiştir ortalığı, kendisi de kötülerin lideri olmuştu İblis
İşte burada ki; hasedin doğurduğu yalan, kin, gazap, aşırı kızgınlık, yıkıcılık, kibir, kendini beğenmişlik, sözünde durmamak, hilim sahibi olmamak, şüphe, suizan, şom ağızlılık, uğursuzluk, elektriksizlik deniyor ya şimdi böyle negatiflik yâni, bunlarda zamanla yerleşe yerleşe mikrop gibi bir adamı nasıl çökertiyorsa, bu gizli mikroplar onu da çökertebilir
Bunu dışında aşırı mal sevgisi, cimrilik, hep cimri olmak, hırs, hiç doymamak
Karşı olarak; zühd sahibi olmak, kanaat sahibi olmak, Allahın zengin-kendisinin fakir ve biçare (miskin) olduğunu, her şeyin Allahın olduğunu bilebilmek
İsraf, her şeyde israf ne, neler olabilir
Bunlar bizim tasavvuftaki nefis temizlenmesinde, kalb tasfiyesinde dediğimiz bölümler bunlardır
Acelecilik, kaba olmak, katı olmak, hayâsızlık, sürekli şikayet etmek, hiç memnun olmamak, hiç kendinden memnun olmamak, kendi özünde denge kuramamış, evinde denge kuramamış, toplumda denge kuramamış, Allah dengesi aramak, bir hayal içinde olmak
Bütün bunlar tasavvufta olmaz, bunlar zikkedir çünkü
Bir hayvanı bile bir yere, bir tek yere zikkeleseniz bile sizin arkanızdan koşamaz artık
Kırk yerden zikkelenmiş bir insan kıpırdayamaz bile, ancak kafasının içinde kıpırdar
Bunların zikkeleri, zincirleri kesilmesi lâzım
Rasûlullah efendimize de uyamaz, kimseye de uyamaz zâten
Bu belli şeyleri vardır, oralara zikkelenmiştir
Ömür boyu bunların keyfine oynar artık çünkü, bu nedir?..
Bir at bir noktaya kazıklanmıştır, zikkelenmiştir, yirmi metre bir ipi vardır, yirmi metrede koşar, coşar, her ne edecekse bu yirmi metrelik dairenin içinde eder, dışına çıkamaz
Ama Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmda böyle değildir
Muhammedi bir insan mirâc eder
İki rekat namazda Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde çıkacağı yere çıkar, indiği zaman iner
Oyun değildir bu
Laf, söz de değildir
Haktır, hakikattır, doğrudur, yapmakta boynumuzun borcudur, bir üstünlükte değildir, yapmamak alçaklıktır, bence yâni, ihanettir, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme nankörlüktür
İşte burda öfke, zıttı; Allah için öfke nedir, buğuz nedir, Allah için sevmek yada sevmemek nedir, fâsık kimdir, fâcir kimdir, âlim kimdir, ârif kimdir, aşık kimdir, bunları inşaallah bir zaman içinde göreceğiz
Allahü zül-Celâl azabından rahmetine geçiş işleri
Mutlaka yaşamamız gereken, çoluğumuz var, çocuğumuz var, kendimizin boğazımız var yâni, yemek zorundayız bir lokma, hayat var, bütün bunlara rağmen bu dengeleri nasıl kurmalıyız, nasıl kurmuş Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm
İşte ve kainatın yürümesinin merkez mili olan şehvet
Allah celle celâlihu Hayy ismini, ana karnındaki göbek bağına bağlamıştır ve bu dirilik zinciri göbekten göbeğe bağlanarak devam etmektedir
Kıyamete kadar gelecek torunlarımızın biz Adem babasıyız ve hep diriyiz Allahın izniyle
İşte bu zincir müthiş bir zincirdir
Onun için
Haaaa
Bunu şeytanın eline verirsek elbette zina olur
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın elinde nikah olur,
ALLAHÜ zül-Celâlin saygı duyduğu, hürmeti emrettiği bir noktaya gelir ama öbür tarafa geçtiğiniz de ise tam tersi olur
Korkunç olur yâni Rezalet olur İğrenç olur
İşte bütün bunlar çooook çook daha burda binlerce şey sayabiliriz
Dalkavukluk, yağcılık, efendim hakkı söylememek, hafiflik, hoppalık, öte, böyle bir sürüüüü problemler
Ama bunların çokluğundan ziyade nerelerden gelip, nerelerden gaçtiğidir
Mesela gıybet, mesela iftira, mesela yetim hakları
Uçmalar-kaçmalar vs ler ammaaa komşu aç haber yok, alt kattaki yetimi bilinmiyor, bu uçmak Muhammed Aleyhis-selâmın uçması kaçması değil, başka iş bu iş
Demek istiyorum ki, bir kişi lafla Muhammedi şuura ermiş olamaz
Muhammedi şuur bir bütünlük ister
Her şeyi yapmayın demiyorum, elde olan yapılır
İşte burda pek çok olan bu konuları inşaallah Allahın izni ve inayetiyle hep birlikte bir program dahilinde sunacağız
Bunlar bende programlı halde var ama öncelik isteyenler olabilir tabi, bu benim düşündüğüm şey ve muhakkak en doğrusu bu diye bir şey söyleyemem ama mesela gerekir ki şu konuları anlasak da öyle gitsek yada o konulara geçsek
Mesela ben şuanda önümdeki nota bakıyorum
İnsan duyduğuna
Kulak daima görmekten önce gelir Kurân-ı Kerîmde
Bütün şeylerde öyledir âyetlerde
Bütün şeylerde aşağı yukarı duymak görmekten önce gelir
Önce duymayı Semi sonra Basîr gelmiştir arkasında
Dolayısıyla, halbuki şimdi tam terse dönmüştür, herkes gördüğüne inanmaktadır
Biz kimden duyacaktık bunu?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdan duyacaktık
Ama görmek duymayı kapatmışsa, davulun sesi Dostun sesini bastırmışsa haaaa o zaman seyret gümbürtüyü yâni
İşte kulak ve gözün afetleri nelerdir
Yoksa..
Birisi Siirtli hocaya gelmiş, Sivastan gelmiş dergâh ta boşmuş, dergâhta buyurun yazıyor kapısında zâten, demiş burada dergâh var gelmiş oturmuş, of pof çekmiş..
Hayrola noldu? demiş yaşlı zat:
Efendim demiş ben bu şehirde bir saat bile yaşayamam
Ya demiş biz 60-70 senedir yaşıyoruz, neden, noldu?
Efendim demiş her taraf çıplak yav bu ne biçim şehir böyle
O zaman Siirtli demiş ki:
Allah! Allah! Vallahi ben hiç görmedim! demiş
Görmüyorum! demiş yâni
Ben hiç görmüyorum! demiş yaa..
Yâni hakikaten yaa
Allah! Allah! demiş
Yaa demek, nerelerini açmışlar ben hiç görmüyorum
Efendim şurasını açmış, burasını açmış, şu, bu filan deyince:
Hocaaaa! Hoca! Senin gözün terbiyesiz! demiş
Onlara bakma, onlar uyuyorlar, uyurgezer, sarhoş onlar, onlar senden görev bekleyen insanlar, senden taş bekleyen değil onlar!
İşte bu bir anlayış meselesidir, görüş meselesidir
Şurda birkaç sene kalmışsa,
Bu birkaç seneyi hangi pislikle doldurayım! vardır,
Hangi pislikleri temizleyeyim! vardır
Bu bir tercih meselesidir
İmtihan da budur zâten, yapıp yapmamayı Allah bilir yâni
Ben hacca gitmek istiyorum diyorsun, diyorsun ama belki de hava alanına gidemeyeceksin
Senin elinde değil, sen niyetten mesulsun, sen samimi olarak diyorsun ki ben bu işi yapacağım
İşte bu
Yaptıracak Allahdır yâni
Sen zâten yapmaya hazırsın
İnşaallahuRahman
Böyle bir program Allahın izni ve inayetiyle düşünüyoruz önümüzdeki zaman içerisinde
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
İşte bugün söylemek istediğim şey, bu yirmi dört kişiyi, bu yirmi dört kişilik gurup yeterlidir
Çünkü Gökhan canım soruyordu bana yâni daha fazla yapalım mı? diye
Bence gerek yok, çünkü bizim maksadımız çok kişi tarafından duyulmak falan da değil
Esas amacımız; böyle bir çekirdek kadronun oluşması
Bunların, meselenin özünü astarını çok iyi öğrenmeleri, kendi hayatlarında yaşamaları ve önümüzdeki, bizler diyelim ki ben altmış yaşındayım birgün çekipte öbür âleme geçtiğimiz de Muhammedi hizmetin yürümesi açısından, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizin güvendiği ilmine, edebine, irfanına ve erkanına güvendiği gençler kalması için bunlar hiç fark etmez, kim olursa olur, olur da olur burda hepsi, herkes lâyık buna demek istiyorum, lâyık ki burda zâten
İşte bu da öyle çözümlenemez bir iş, bulunamaz bir iş, yapılamaz bir iş felan değildir
Bi Rahmetike ya ErhamerRahîmin.
Bi Rahmetike ya ErhamerRahîmin.
Bi Rahmetike ya ErhamerRahîmin.
Üç kere arka arkaya sadakatla söyleyene Allahü zül-Celâl buyurur ki:
Lebbeyk : Emret!
Bu hadis-i şeriftir
Üç kere söyleyene arka arkaya, Allahü zül-Celâl buyurur ki:
Lebbeyk : Ne istiyorsun?
Bu Lebbeyk diyen Allahü zül-Celâldir Buyur! diyen
Bizim dinimiz bu kadar açık, seçik ve nettir yâni öyle bilmece, bulmaca, çözmece yoktur, açık seçiktir
Allah!
Buyur?
Sana bakar
Onun için Siirtli Hocamın, Efendi Babanın bir sohbetinde bir tarikatçı arkadaş geldi
Genç bir çocuk, heyecanlı, yerinde duramıyor, çok kanı kaynıyor, hakikaten de samimi, dürüst
Efendim bende tarikattayım.
Ne güzel dedi
Efendim biz de zikrediyoruz.
İyi edelim oğlum edelim.
Efendim ben elli bin "Allah!" diyorum deyince Siirtli Hocamın sigortası attı
Ulan oğlum biz on kere Allah diyemiyoruz. Kasnak mı çeviriyorsunuz siz. dedi
Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz.
Elli bin kere "Allah" diyen adam, ne dediğini bildiği yok! diyor
Biz on kere diyemiyoruz!
Bütün mesele şuûrdur şuûr
Dediği çok önemli yâni
Adam sözünün ne dediğini bilmiyorsa
Eee git bunu öldür
Dedim git öldür
Bu sözü, ne dediğini biliyor musun sen?..
Yâni Allah yok dediydim
Allah yok! dediysen kafir oldun sen işte
Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Resûlullah dediydim bir Hıristiyan için.
Ee güzel ya işte İslam oldun ya
Efendim İslam için bir millet ölüyor, binlerce insan ölüyor, doğrudur
Hepsi şehit oluyor
Haçlı seferleri oluyor
Beşincisi geliyor, altıncısı geliyor geliyor
Efendim adam bir kelimeyle Müslüman oldu evet efendim
Bir kelimeyle olur, bir kelimeyle çıkar.
Yalnız, buradaki bütün mesele Muhammedi şuûrdur
ZEVK 833
Lâ ilâhe illa Allah tır, kast-ı Muhammed Mustafa
On sekiz bin âlem üzre post-u Muhammed Mustafa
Kıyam-rüku-secdesi hoş, tâhiyyatta selam O na
Dünya âhret âbâd olur, Dost-u Muhammed Mustafa
26.04.1991 08:24 dr.
Haa bir şey yazmışlar
Lâ ilâhe illâllahtır kasd-ı Muhammed Mustafa
Bütün bu sistem Lâ ilâhe illâllah için yaratılmıştır
Muhammed Mustafa Aleyhissalâtü vesselâmında bir tek kasdı vardır, tek görevi vardır
O da nedir?..
Lâ ilâhe illâllahı Allahın Rasûlullahı olarak söylemek İmamlığıdır
Tebliğidir
Tenziridir
Tebşiridir
Ve bir yerde de teşhididir
Tebliğ şeriat
Tenzir tarikattır
Tebşir mârifettir
Teşhid hakikattir
Allahın bu kanunlarını Allah(c.c.) adına, yâni Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın mübarek ağzıyla şahidi olma şerefidir.
Onun için kasd-ı Muhammed Mustafa Lâ ilâhe illâllah tır
Başka türlü olamaz
Söyleyeceği son söz budur
Onun ve Onu duyup ve uyanların söyleyeceği tek kelime budur
Eşhedü en lâ ilâhe illallah
Ne diyosun?.. ne diyorsun?...
Eşhedü enne Muhammeder Rasûlullah
Muhammed Aleyhis-selâmın söylediğine şahidim yâni
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma şahidim
Neyine?..
Ben Onun dediğini duydum ve uydum, Ona şahidim
Bu!..
Onsekizbin âlem üzere postu Muhammed Mustafa
Onsekizbin âlem Muhammed Mustafa Aleyhissalâtü vesselâmın nurundan halk edilmiştir
Yâni içindedir, özündedir demek istiyor
Kıyâm, rüku, secdesi hoş, tahiyatta selâm Ona
Dünya âhiret âbâd olur, Dost-u Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vessellem
Bu 91 deki bir şiir, dairede yazılmış bir şiir, bir dörtlük zevk daha doğrusu
Kıyâm, rüku, secdesi hoş
Ne kadar ilginç
Kıyamda okunur sadece Kurân
Başka yerde okunamaz
Çünkü şeriat âlemidir kıyâm
Allah(c.c.) karşısında duruştur
Tek duruştur
Alnı alnına hesaptır
BENin hesabını gerçek gerçek BENe veriştir yâni
BENi Allaha veriştir
Ben falanın, Allah olan gerçek BENe verdiği hesaptır kıyâm
Onun için orda âyet okunur
Allahın kelâmı okunur
Rüku tarikat makamıdır
Secde mârifet makamıdır
Neden iki secde?..
Neden olacak; birinci secde Rahmâniyet secdesidir Beden ve nefisten geçiş kapısıdır
İkinci secde ruh, sır vs ye geçiş kapısıdır Rahîmiyet kapısıdır
Mârifette böyledir
Çünkü mârifet ara kesittir
Ondan sonra artık öbür tarafa geçti mi başka âlem başlaaaaar
Onun için tahiyatta ne yapılır tahiyatta?...
Tahiyatta; Essalâtu vesselâmu aleyke ya Rasûlullah denir
Başka bir şey denmez
Ettehiyatü lillahi
Ettehiyatü : vallahi ben diriliyorum
Tahiyye : diriliyorum
Ettehiyatü lillahi
Vallahi Allahda diriliyorum Hayy oluyorum
Vesselevat : ve ben sılamı buldum yâni
Gerçek ulaşım yolumu buldum
Tıpkı kardeşlerin göbek bağı gibi yâni
Beş çocuk doğurmuş bir kadının, beşinin de göbek bağları kesilmemiş gibi çekerek gelen bir bağ
Nereye gelir bu bağ?..
Bu bağ bu ananın canının canına gelir
İçinin içine, özünün özüne gelir
Ettahiyat böyledir yaa Sıla
Ettahiyatta selâm olsun Ona
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammed
Dünya âhiret âbâd olur
Böyle oldumu, bu sıla bağlandımı, sıla-yı rahim Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde gerçekleşti mi
Diri olan Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdan bahsediyoruz biz, Medinede yatan Abdullah Aleyhis-selâmdan değil
Allahın Kendisinden sonra ilk halkettiği Nur-u Mimin Resûlünden bahsediyoruz
Kıyamet günüde Buraya gelin! Buraya gelin! diyenden bahsediyoruz
Kevserin başında olurum. Ravzanın başında olurum. Beni şurda bulun, burda bulun. diyen, cennet kendisinin nurundan yaratılan Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemden, Ona ulaşmaktan bahsediyoruz
Hayali, uydurma, kaydırma, tahmini vs değil
Açık, seçik, net
Allah Hayy, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Hayy
Açık Net Bilinen bir şey
Söylemiyorlarsa söylemesinler
Saklasınlar ya da bilmiyorlarsa bilmesinler
Devam etsinler
Gümrük kapısına kadar
Orda görüşülür demek istiyorum
İşte dünyası, âhireti âbâd olur, Dost-u Muhammed Mustafa
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vessellem kimi dost edinmişse mesele bitmiştir
Artık Allahın izni ve inayetiyle bütün bu güzellikler, özellikler yaşanır, fiilen yaşayışa geçer
Artık hiç kimse, kendi nefis atını ruhun kalb sarayına çıkarıp et ikram ederken, ruhunu atın ahırı olan bedene indirip ot yiyeceksin diyemez
Bu dönem kapanmıştır
At olan ahırda ot yiyecek, süvari sarayda et yiyecek kardeşim, Allah böyle istemiştir diyecek yâni
Aksi takdirde kimin nerede ne yediğini, sanki elektrikler kesilince bilmediği bir evde mutfağı-tuvaleti karıştırmış bir kişinin nerede ne yediğini fark etmiyorcasına başı boooş
Sen ne söylersen söyle
Canının istediğini söyle
Kokudan anlaşılıyor ki sen mutfakta değilsin
Bu kadar açık, net
Konuşmalar, söylemeler, kapıda ne yazmalar vs ler önemli değildir
Önemli olan ne yeniliyor, ne içiliyor, ne deniliyor ona bak sen
İşte bu
Baştaki beş delik ve başın altındaki bedende iki delik
Beş delik bu iki deliğin emrindedir hep
İmtihanda buradadır ve ilginçtir
Onun için baş kudsaldır
Allahü zül-Celâlin en yüce sıfatlarının tecelli yeridir
İki göz görüş, iki kulak deliği dediğimiz iki duyuş ve tek delik ağız, dil, koku, söz, şu, bu
Sakın sakın haram girmesin, yalan çıkmasın deliği
Ve hiç sesleri çıkmıyor gibi duran bedendeki üreme ve boşaltım delikleri
Alttaki iki delik
İşte bunlar BEN dediğimiz kişiliklerin, bu bedenlerin, bu cisimlerin, resimlerin şuanda nazına oynadıkları, gece gündüz hizmetinde bulunduğumuz bu yedi delik ve yedi nefis
Bunlar yedi nefistir aslında
Ve bütün bunlar tek tek bilinmeden, bulunmadan, olunmadan hiç birşey olmaz
Geçen gün bir arkadaşımızın yakını için Andızlı mezarlığına gittik, orda çok yakînen tanıdığımız, yirmi sene birlikte yaşadığımız insanların öldüğünü gördük, kendi kendime dedim ki:
Bu insanda çok güzel işler yapmıştı, çok kötü de yapmıştı. Vay anasına demek ki hepsi boşmuş ve hesaba çekilecekmiş Gerçekten
Bir hayal yâni Rüya yâni Belki rüya bile değil
Onun için Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem:
Herkes uykudadır. Öldüğü zaman uyandığını anlayacaktır.
Kim bunlar?..
Ölmeden önce ölemeyenler, tatlı canlılar, yalandan ölenler
Yâni uydur kaydır tasavvufçular
Şunu öğrenmiş de, bunu öğrenmiş de, ne bileyim ben fenafinnefs nedir, fenafillah nedir?
Yâni iki yaşındaki çocuk soruyor ki, işte diyor ki :
Ben yarın evlenirim, bir günde dokuz tane çocuğum olur! gibi böyle saçma sapan şeyler
Mantıksız, şuursuz Olası şeyler değil yâni
Bunların bir mantığı yoktur
Onun için biz bir şey aramıyoruz ki bulalım
Bir şey istemiyoruz ki verilsin
Bir şey sormuyoruz ki söylensin
Biz bir tek bir şey biliyoruz
Biz Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi duymak ve uymak istiyoruz
Hepsi bu kadar
Başka hiçbir derdimizde yok
Ham dolsun yok yâni
Eğer duyar ve uyarsak mesele bitmiştir
O kadar basit ve rahattır
Yeri yoktur Herkes bulunduğu yer kendi kaderidir ve en güzel yeridir
Kadındır, erkektir, dünyanın o köşesindedir, kolay iştedir, zor iştedir, Musadır bir Firavun çıkmıştır olabilir, ne bileyim ben Nemruttur bir İbrahim denk gelmiştir olabilir, kaderdir yâni bunlar hep olacaktır
Fakat nefsin ne yapacağı çok önemlidir
İmtihan olmaktadır onu demek istiyorum.
Zaman da önemli değildir
Hâl de önemli değildir
Çünkü hepsi geçicidir
O da geçeeeeer, o da geçeer
Geçmeyen ne kalır bu âlemde
Kim geçmiyor ki onlar geçmesin
Her şey geçer
Geçmemesi gereken bir tek şey var
Her nefesin şehadeti var
Demin demiştim, o demin gitti yeni bir demin geldi
Şimdi dedim, şimdi gitti yeni şimdi geldi
Yine Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Resûlullah
Bizi bu noktaya getirmeyen imân, imân değil...
İbadet, ibadet değil
Hiç bir şey, bir şey değil
Çünkü işin anası, astarı, temeli budur
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeder Rasûlullah dır.
Onun için bizim gençlerimiz özellikle, kardeşlerimiz, yavrularımız Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimize karşı, gerçekten çok iyi bilmeleri lâzım, bulmaları lâzım, gerçekten yürekleri Muhammedi olması lâzım ve yaşamaları lâzım ki Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizi sevebilsinler.
Bu çok önemli
Ömer (r.a.) çok bıçkın bir insan, çok hızlı Müslüman olmuştur, sadık Müslüman olmuştur
Ya Rasûlullah sana anam babam feda olsun buyurduğunda Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem:
Hayır demiştir. Sen imân etmiş olamazsın.
Neden ya Rasûlullah
Nefsimden de çok seviyorum Seni demediğin sürece imân etmiş değilsin.
Demiştir: Nefsimde feda olsun ya Rasûlullah
İşte şimdi imân ettin.
Onun için tanımadığı bir insana, bilmediği bir insana değil canını, saçının telini bile vermez kimse vermiyor zâten lafa gelince söylüyor
İşte bütün bu önümüzde ki, buradan baktığımızda Kâbeyi görmek kıbledir.
Ama buradan baktığımızda buradan Kâbeye kadar önümüzdeki putları temizlemekte tasavvuftur
Allahdan başkası olmaması gerekir
Bir tek kişi olur, o da Allahın İmamıdır, O da aramızda değildir, bizi oraya yönlendirmeye, götürmeye görevli olandır, döndürmeye
İmamdır yâni
Ara değildir, onu demek istiyorum
İşte bütün bu anlatmaya çalıştığım, bu özellik ve güzelliklerin tümünde Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı biz zaman zaman Kurân-ı Kerîm ve Hadis-i Şeriflerin ışığında ve nurunda inşaallah inceleyeceğiz
Burda demin bir ara bahsettim:
Besmelenin, hamd etmenin mahiyeti özellikleri, bunlardan bahsedeceğiz bir zaman
Akılı doğru dürüst bir ele alacağız, çünkü akıl Allahü zül-Celâlin aynasıdır
Akıl her şeydir daha doğrusu
Nefis ve diğer letâifler akıl sahnesinde var olurlar
Aklı çektiğiniz anda ne Yaratan kalır, ne yaratılan kalır, ne de imtihan kalır
Fakat aklın mertebeleri, nakille buluşması ve aklın takvası, Allahtan korkması, Allaha inanması, Muhammedi edebi doğru dürüst yaşamaya başlaması ve akılla beraber nefsin çeldiricileri nelerdir, şeytanlar, şeytanlaşmışlar, bunlar neler bunlara bakacağız
Nakil dediğimiz şey nedir
Kitab nedir, Sünnet nedir, Kurân-ı Kerîme sarılmak, sünnete sarılmak, hadislere sarılmak nedir
Ve burada çoook çook önemli bir şey var: Bidatlar
İblis; elbise kökünden gelir telbis kökünden gelir
İblis; batıla ve şerre, daha doğrusu kötülüğe iyilik elbisesini giydirip iyi kabul ettiren demektir
Elbise giydiren demektir, iblis
Öyle süsler, öyle değiştirir, öyle bir yapar ki : işte hakikat bu der kandırır, cehennemi cennet gibi yapar, neticede çökertir
İşi bu çünkü işte bunun için iblis denmiştir
Elbisede o kökten gelir
Bunu bidatla yapar genellikle
Yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş yavaş
Efendim ne diyor işte, söylüyor adamlar, yapıyor açıkça yapıyorlar artık
Bir gün gelir Faiz haramdır, yiyenler Allaha ve Peygambere savaş açmıştır âyetlerini alır, işler, arkasından bir holding kurar, arkasından bir banka kurar, bankasının da derki: bak bura İslam bankası bak, kâr-zarar ortaklığı , binlerce insanın parasını toplar adına islamın en değerli kelimelerini diyor, öte diyor, böte diyor, sonra hepsine el koyar, amerikan yahudilerine peşkeş çeker ortaklık kurar, sonra döner faiz değil bu der, arkasından olmadı banka yapar, finansı minansı bırakır düpedüz banka yapar, kredi alır-kredi verir, faiz alır-faiz verir
Bir insan faiz yeseydi günahkâr olurdu, ömür boyu yeseydi hatta
Allah bilirdi hesabını
Ama faiz helal dediği için kâfir oldu, İslam dışına çıkarır
Kendinin çıktığı bir tarafa insanları da çıkarır
Bunlar nedir?..
Bunlar bidattır
Ne biçim bidat?..
Küfre götürücü bidattır
Herhangi birisi desin ki: faiz değildir dese bana göre küfre girer
Çünkü faizdir
Açık seçik faizdir
Biz bunun derdinde değiliz
Faiz yiyebilir bir insan işinin gereğidir, gider bankadan yemek istemese de para gönderiyor, para alıyordur, ticaret yapıyordur, bu bir günahtır yâni yapmak zorunda olduğu için yapıyordur, istediğinde de değil
Yapsın demiyorum ama yapıyorsa da helal dediği anda başka yere gider
Onu demek istiyorum
İşte bu
Başka şeylerde vardır
Bidatlar nelerdir..
İnançta bidat, amelde bidat, efendim ahlâkta bidat var
Bunlara karşı Kurân-ı Kerîm Peygamber Aleyhis-selâmı ve Allah Dostlarının koydukları şeyler nedir
Ehl-i sünnet kimdir
Sapıklar nerde sapmıştır
Ana şeyleri ile girmek suretiyle demek istiyorum
Allahü zül-Celâlle ilgili, belli Peygamber Aleyhis-selâmın müsaade ettiği şekilde Zâtıyla ilgili, sıfatıyla, fiilleriyle, Şeenullahla ilgili şeylerden bahsedeceğiz inşaallah
Yâni böyle kısım göreceğiz
Bunun devamında; dünya hayatı, kıyamet alâmetleri, bunları işleyeceğiz
İmân, taklidî imân-tahkikî imân geçişleri ve yaşayışları
İnsan sınıfları
Vahyi olanlar, Allahü zül-Celâlin seçtikleri peygamberler
Peygamberlerin seçtiği veysîler Veysel Karâni gibi
Veysîlerin seçtiği vehbîler, şemsîler ve onların seçtiği bizim gibi kesbîler yâni çalışarak kazananlar
Çalışırsa bir yerlere gelir, yapar bir şeyler Emeğine bağlı
Bu insan gurupları nelerdir
Bunun altındaki hayvanlar, üstündeki melekler nelerdir
İnsanın altındaki hayvanlar ve üstündeki melekler nelerdir
Bu şeylere bir bakacağız
Yâni öncelikleri tabi istendiği takdirde şey yapabiliriz
İlim nedir, edeb nedir, hikmet nedir ve takva nedir
Bunların yerleri mesela
Ahlâk kalbîdir
Amel nefsîdir
İnanç direk bedenîdir
Hayâlen namaz kılamaz kimse
Bu bölümleri göreceğiz
Kötü ahlâk-iyi ahlâk nedir ve hangi nedenlerle bunlar insanı çok kısa bir sürede şirke çeker, küfre çeker buna bakacağız
Şimdi burada da şunu arz etmek istiyorum:
Bedenin terbiyesi gerekiyor Muhammedi sistemde
Nefsin tezkiyesi gerekiyor, temizlenmesi gerekiyor
Kalbin tasfiyesi gerekiyor, arıtılması gerekiyor
Ruhun tecliyesi, cilalanması gerekiyor
Çünkü ruh Allah âlemindendir, içine hiç bir şey alamaz, cam gibidir yâni, dışından kirletebilirsiniz, içeriye giremez zâten birşey
Ancak bir ampule sinek pisliyor gibi durmadan yaparsa veya siyah boyayla boyarsanız içindeki nuru göstermiyor sanırsınız ama siz kirlettiğiniz için göstermiyor, yoksa onu silseniz yine içindedir o, içine giremezsiniz, emir âleminde olduğu için
Amaaaa kalb falan öyle değildir, onlar sizin elinizdedir, oraları duman edebilir yâni, her şey yapabilir
Onun için de zâten bu kirlenmelerde ne gibi şeyler var
Mesela riyâ nedir, gizli riyâ nedir
Bu çok önemli bir husustur
Uzun emel, çok hırslı olmak, hain olmak, hased olmak, fesat olmak ve bunların doğurduğu yalan vs gibi öne çıkmak, insanlara tahakküm etmek, kibir duymak, kin sahibi olmak ve bütün bu siyanür gazı gibi çok aşırı şekilde, kısa sürede zehirleyici ve öldürücü iblis nefesleri, ahlâkları, hâllerine karşılık İslamın kendisinin getirdiği, ne bileyim ben, riyâya karşı tevekkül sahibi olabilmek, tamaha, aç gözlülüğe karşı ihlas benzeri şeyler ne olacak
İşte şeytanın cüz-i irademizi aklımıza karşı saldırıları ne olur
Bunlara karşı İslam ne gibi sistemle ona karşı gelmiştir, karşı koymuştur
İnsandaki hased, şeytanın bir numaralı ahlâkıdır
Yalan hasedden doğar zâten
Her şey hasedden doğar
Ve hased olduğunu kişi çok az anlar yâni
Daha doğrusu çok az anlaşılır
Hased olduğunu bilemez kişi
Ve bu hased, hiç bir şey yokken iblisin başını belaya sokmuştur
Yalan söyletmiş her şey yaptırmıştır
Bu hased; topraktan yaratıldı, bir balçıktan, kokmuş bir balçıktan yarattın, sonra da kokmuş bir leşken Ademi benden üstün kıldın ha! diye kaldırıvermiştir,
Hasedden dolayı duman etmiştir ortalığı, kendisi de kötülerin lideri olmuştu İblis
İşte burada ki; hasedin doğurduğu yalan, kin, gazap, aşırı kızgınlık, yıkıcılık, kibir, kendini beğenmişlik, sözünde durmamak, hilim sahibi olmamak, şüphe, suizan, şom ağızlılık, uğursuzluk, elektriksizlik deniyor ya şimdi böyle negatiflik yâni, bunlarda zamanla yerleşe yerleşe mikrop gibi bir adamı nasıl çökertiyorsa, bu gizli mikroplar onu da çökertebilir
Bunu dışında aşırı mal sevgisi, cimrilik, hep cimri olmak, hırs, hiç doymamak
Karşı olarak; zühd sahibi olmak, kanaat sahibi olmak, Allahın zengin-kendisinin fakir ve biçare (miskin) olduğunu, her şeyin Allahın olduğunu bilebilmek
İsraf, her şeyde israf ne, neler olabilir
Bunlar bizim tasavvuftaki nefis temizlenmesinde, kalb tasfiyesinde dediğimiz bölümler bunlardır
Acelecilik, kaba olmak, katı olmak, hayâsızlık, sürekli şikayet etmek, hiç memnun olmamak, hiç kendinden memnun olmamak, kendi özünde denge kuramamış, evinde denge kuramamış, toplumda denge kuramamış, Allah dengesi aramak, bir hayal içinde olmak
Bütün bunlar tasavvufta olmaz, bunlar zikkedir çünkü
Bir hayvanı bile bir yere, bir tek yere zikkeleseniz bile sizin arkanızdan koşamaz artık
Kırk yerden zikkelenmiş bir insan kıpırdayamaz bile, ancak kafasının içinde kıpırdar
Bunların zikkeleri, zincirleri kesilmesi lâzım
Rasûlullah efendimize de uyamaz, kimseye de uyamaz zâten
Bu belli şeyleri vardır, oralara zikkelenmiştir
Ömür boyu bunların keyfine oynar artık çünkü, bu nedir?..
Bir at bir noktaya kazıklanmıştır, zikkelenmiştir, yirmi metre bir ipi vardır, yirmi metrede koşar, coşar, her ne edecekse bu yirmi metrelik dairenin içinde eder, dışına çıkamaz
Ama Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmda böyle değildir
Muhammedi bir insan mirâc eder
İki rekat namazda Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde çıkacağı yere çıkar, indiği zaman iner
Oyun değildir bu
Laf, söz de değildir
Haktır, hakikattır, doğrudur, yapmakta boynumuzun borcudur, bir üstünlükte değildir, yapmamak alçaklıktır, bence yâni, ihanettir, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme nankörlüktür
İşte burda öfke, zıttı; Allah için öfke nedir, buğuz nedir, Allah için sevmek yada sevmemek nedir, fâsık kimdir, fâcir kimdir, âlim kimdir, ârif kimdir, aşık kimdir, bunları inşaallah bir zaman içinde göreceğiz
Allahü zül-Celâl azabından rahmetine geçiş işleri
Mutlaka yaşamamız gereken, çoluğumuz var, çocuğumuz var, kendimizin boğazımız var yâni, yemek zorundayız bir lokma, hayat var, bütün bunlara rağmen bu dengeleri nasıl kurmalıyız, nasıl kurmuş Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm
İşte ve kainatın yürümesinin merkez mili olan şehvet
Allah celle celâlihu Hayy ismini, ana karnındaki göbek bağına bağlamıştır ve bu dirilik zinciri göbekten göbeğe bağlanarak devam etmektedir
Kıyamete kadar gelecek torunlarımızın biz Adem babasıyız ve hep diriyiz Allahın izniyle
İşte bu zincir müthiş bir zincirdir
Onun için
Haaaa
Bunu şeytanın eline verirsek elbette zina olur
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın elinde nikah olur,
ALLAHÜ zül-Celâlin saygı duyduğu, hürmeti emrettiği bir noktaya gelir ama öbür tarafa geçtiğiniz de ise tam tersi olur
Korkunç olur yâni Rezalet olur İğrenç olur
İşte bütün bunlar çooook çook daha burda binlerce şey sayabiliriz
Dalkavukluk, yağcılık, efendim hakkı söylememek, hafiflik, hoppalık, öte, böyle bir sürüüüü problemler
Ama bunların çokluğundan ziyade nerelerden gelip, nerelerden gaçtiğidir
Mesela gıybet, mesela iftira, mesela yetim hakları
Uçmalar-kaçmalar vs ler ammaaa komşu aç haber yok, alt kattaki yetimi bilinmiyor, bu uçmak Muhammed Aleyhis-selâmın uçması kaçması değil, başka iş bu iş
Demek istiyorum ki, bir kişi lafla Muhammedi şuura ermiş olamaz
Muhammedi şuur bir bütünlük ister
Her şeyi yapmayın demiyorum, elde olan yapılır
İşte burda pek çok olan bu konuları inşaallah Allahın izni ve inayetiyle hep birlikte bir program dahilinde sunacağız
Bunlar bende programlı halde var ama öncelik isteyenler olabilir tabi, bu benim düşündüğüm şey ve muhakkak en doğrusu bu diye bir şey söyleyemem ama mesela gerekir ki şu konuları anlasak da öyle gitsek yada o konulara geçsek
Mesela ben şuanda önümdeki nota bakıyorum
İnsan duyduğuna
Kulak daima görmekten önce gelir Kurân-ı Kerîmde
Bütün şeylerde öyledir âyetlerde
Bütün şeylerde aşağı yukarı duymak görmekten önce gelir
Önce duymayı Semi sonra Basîr gelmiştir arkasında
Dolayısıyla, halbuki şimdi tam terse dönmüştür, herkes gördüğüne inanmaktadır
Biz kimden duyacaktık bunu?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdan duyacaktık
Ama görmek duymayı kapatmışsa, davulun sesi Dostun sesini bastırmışsa haaaa o zaman seyret gümbürtüyü yâni
İşte kulak ve gözün afetleri nelerdir
Yoksa..
Birisi Siirtli hocaya gelmiş, Sivastan gelmiş dergâh ta boşmuş, dergâhta buyurun yazıyor kapısında zâten, demiş burada dergâh var gelmiş oturmuş, of pof çekmiş..
Hayrola noldu? demiş yaşlı zat:
Efendim demiş ben bu şehirde bir saat bile yaşayamam
Ya demiş biz 60-70 senedir yaşıyoruz, neden, noldu?
Efendim demiş her taraf çıplak yav bu ne biçim şehir böyle
O zaman Siirtli demiş ki:
Allah! Allah! Vallahi ben hiç görmedim! demiş
Görmüyorum! demiş yâni
Ben hiç görmüyorum! demiş yaa..
Yâni hakikaten yaa
Allah! Allah! demiş
Yaa demek, nerelerini açmışlar ben hiç görmüyorum
Efendim şurasını açmış, burasını açmış, şu, bu filan deyince:
Hocaaaa! Hoca! Senin gözün terbiyesiz! demiş
Onlara bakma, onlar uyuyorlar, uyurgezer, sarhoş onlar, onlar senden görev bekleyen insanlar, senden taş bekleyen değil onlar!
İşte bu bir anlayış meselesidir, görüş meselesidir
Şurda birkaç sene kalmışsa,
Bu birkaç seneyi hangi pislikle doldurayım! vardır,
Hangi pislikleri temizleyeyim! vardır
Bu bir tercih meselesidir
İmtihan da budur zâten, yapıp yapmamayı Allah bilir yâni
Ben hacca gitmek istiyorum diyorsun, diyorsun ama belki de hava alanına gidemeyeceksin
Senin elinde değil, sen niyetten mesulsun, sen samimi olarak diyorsun ki ben bu işi yapacağım
İşte bu
Yaptıracak Allahdır yâni
Sen zâten yapmaya hazırsın
İnşaallahuRahman
Böyle bir program Allahın izni ve inayetiyle düşünüyoruz önümüzdeki zaman içerisinde
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
Geçen söylediğiniz şeyler beni çok duygulandırdı
Gerçekten o insanların, Almanyada da gördüm çünkü aynı şeyi, orda da diyanetin ayrı, tarikatların ayrı câmileri vardı
Giresunlu bir Mustafa abi vardı çok değerli bir insan
Bir câmiden bir câmiye nasıl kaçtığını, o câmide ise daha beterine yakalandığını, nasıl parçalandığımızı
Nasıl Muhammedi Şuurdan uzaklaştıkça bölündüğümüzü
Gerçekten, işte bütün dünyadaki Müslümanların, İslam âleminin çöküşünün tek sebebi
Ben Allahü zül-Celâli ve Kurân-ı Kerîmi, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizden duyduğumuz için Muhammedi diye başlıyorum
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın kapısından girmeden Kurân-ı Kerîmi anlamak veya Allahü zül-Celâle geçmek gerçekten mümkün değil
Onun için Muhammedi Şuur, Muhammedi Nur, Muhammedi Sürur ve Muhammedi Onur taşınmadığı sürece
Ne diyor insanlar?..
Çeşitli mesela örgütler kuruyor, çeşitli şeyler kuruyor, her türlü şeyin içerisinde ama İslam adına yapıyoruz diyor
İslamın kendi prensiplerinin dışında bunu yaptığını söylüyor demek istiyorum
Mesela şunu hiç kimse söyleyemez
Hıristiyanlarla, Yahudilerle can ciğer dost olanlar kafirlerin ta kendileridir ayetini kimse kaldıramaz
Diyalog kuruyorduk, öte kuruyorduk, böte kuruyorduk filan bunlar kendilerinin bildiği şeyler ama Allahü zül-Celâlin buyurduğu emir açıktır
Zaten kabul etmezler sizi, dinlerine girseniz de kabul etmezler anlamında âyet var
Bundan şunu demek istiyorum
Onlara düşman olun değil
Düşman değiliz de
Yani onların merhametinde bir İslam da olmaz, onu demek istiyorum
Adam altıncı haçlı seferini, beşinci haçlı seferini başlatıyorum derken
Şu anda bizim televizyonda izledim de hayret ettim
İngiltere veliahdı Afganistanda Taliban avına çıkmışta, bu neymiş asker olmak istiyormuş adam cihad ediyorum diyor resmen cihad ediyorum diyor fiilen cihad ediyorum diyor
Orda resimler çekmişler gördüm
Makinalı tüfeğin başında ve adamlar açık seçik haçlı seferi yürütüyor resmen yürütüyor açıkça söyleyerek yürütüyor...
Dahası bunun, öyle anlamayalım böyle anlayalım felanı yok
Siz daha iyi biliyorsunuz, İngilizce konuşmuşlardı zaten
Bush olsun ya da onun gibi olanlar olsun, diğerleri olsun bütün bunlar en kısa sürede meşhur Kudüsü ele geçirelim, yani o civarı ele geçirelim ki İsa Aleyhis-selâm gelsin, gelince de Hıristiyanlık gerçekleşsin
Onları Yahudiler böyle bir oyunun arkasına takmıştır
İşte Bush ve diğerleri böyle bir hayal peşindedirler
Bir an önce büyük Yahudi Devleti kurulsunda İsa Aleyhis-selâm gelsin, gelince de Hıristiyanlık yeniden doğsun gibi bir saçmalık içindeler
Ama Bizim için bütün bunların temelinde yatanda Muhammedi Şuurdan uzaklaşmamızdır
Bu gerek kendi nefsimizde, ailemizde, toplumda ve İslam aleminde böyledir yani
Evet başka bir şey söylemek isteyen varmı?..
İlim ve edeble kendimizi biliriz, irfan ve erkanla RABBımızı biliriz
Rabbımızı çünkü Allah, Zâtullah İsmi ayrıdır bakın bu çok önemlidir o Zâttır Rabb başkadır, Hakk başkadır, Allah başkadır Onlar birbirine hiç karışmaması lazım oradaki tabir Rabbinizi yani bizi terbiye edeni biliriz
İlim ve Edeble kişi kendini bilir.
Ama İrfan ve Erkanı, Muhammed Aleyhis-selâmı bulduktan sonra bulabilir.
Yani piyasadan temin edemez
Kendisine elektrik bağlanırsa, kendi makineleri çalışmaya başlarsa
Bu nedir?..
Nakli Direk BULursa ve CAN CERYANI alırsa yani, Kebandan elektrik almaya başlarsa, doğru dürüst sistem çalışmaya başlarsa irfan sahibi olur
İrfanı kimden alır?..
Muhammed Aleyhis-selâmdan alır
Doğrudan doğruya alır
Doğrudan kasdım; elektriği nasıl alıyorsa onu da öyle alır
O zaman erkana girer
Yani erkan; rükunları doğru işler
Artık beden adam bedeni gibi büyük harfle İNSAN Bedeni, nefis büyük harfle İNSAN Nefsi
Münir Derman Hazretlerinin dediği gibi: İnsanı İNSAN insan eder
Temel daima Muhammed Aleyhis-selâmdır
Mesela şuanda biz Irakta olsaydık kaç senedir?.. aşağı yukarı 15 sene İran savaşını da sayarsak, Irakta bir Ayşe olsaydınız şartlar çok değişikti
Her gün kimin öleceği belirsiz, kimin kalacağı belirsiz
Bütün bunlara rağmen namaz yine kılınır
İbadetler yine yapılır yapılması emredilir
Yani şartlar çok önemli, doğru tesbitleri yapmamız açısından bunları konuşuyoruz
Yoksa Allahü zül-Celâl işinin başında
Ne isterse o yapılmaktadır
Sadece imtihan sahnelerini biz böyle görmekteyiz
Yani bir toplum, nere ihanet etmişse ora yanmakta mesela
Şimdi Türkiyede mesela bir savaşa girsin altı ay sonra yerle bir olur bütün bu sistemler
Her şey mahvolur
Şunu demek istiyorum kişilerde böyledir
Mesela; ben kendimdeki gerçekten maddi mikrop gibi manevi mikropları tam tespit etmezsem bu benim için bir hayal olur
Bir gün başa çıkamayacağım hale geldiğinde, tıpkı bir verem hastası adamı veremi indirdiği gibi yere ya da bir başka şeyi yok ettiği gibi, insanı yok ettiği zaman, mahvettiği zaman görmesi hiç doğru değil
Bundan önce tedbir olarak bunları bilmemiz, görmemiz, toplumun neresinde problem geliyor, Muhammedi Birliği kaybettiği için Filistin kimin türküsünü çağırdığını bilemiyor
Yani Suudi Arabistandan para yardımı alıyor, Suudi Arabistan kıralı Bushla beraber elinde kılıçla dans ediyor, Suud Sarayında kendim izledim poz veriyor izliyorsunuz beş dakika
Bir soytarı, bir sahtekar, bir kalleş adam, bir hain adam
Yani diğer taraftan İran la aynı şekilde bir başka şeyi söylüyor
Diğer taraftan Lazkiye; hâşâ Ali Allahtır! diyen bir gurupla irtibat kuruyorlar
Ve böyle böyle parça parça parça parça gidiyorlar
Hakikat neydi?..
Hakikat; Kurân-ı Kerîm, herkesin bileceği, hele onların okuyup Türkçeden daha iyi anladıkları şekilde ellerindeyken, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm Rasûlullah olarak Hayy iken, fiilen her bakımdan ortada iken bütün bunları bir tarafa itip parça parça olunca, işte bir milyara yakın Arap ikibuçuk-üç milyon yahudinin elinde, emrinde ve bütün bu sonsuz denecek kadar büyük paralar da tümü Yahudi bankalarındadır hatta Amerikadan falan çekememişlerdir çünkü el koyarlar diye
Bir parça para bile çekememekteler, çekerlerse herhangi bir örgütle alakası var deyip el koymaktadırlar
Yok ama öyle el koymaktadırlar
Demek istiyorum ki bu İslam âlemi bu noktaya nerden geldi?..
Biz, ben iki kere kara yolunda bir de normal şekilde hacca gittik
Iraktan geçtik
Beş gün o yolları, o insanları 89 da, 90 da kendilerini gördük konuştuk yani günlerce kaldık oralarda
Sadece bir rezaletti gerçekten bir rezaletti her bakımdan bir rezaletti
Bir sömürge bile değildi
Bir devlet değildi
Ya hiçbir şey değildi daha doğrusu
Bir kilo muz için arkamızdan bir sürü insanlar koşuyordu yani
Çünkü yokluğa mahkum edilmiş, çeşitli şeylere
Bütün bunlara sebep neydi bunu söylemek istiyorum
Bir gün Kabenin üst katı vardır oraya çıkın gerçekten deli gibi ağlamaya başladım yani
Benim arkadaşlarım vardı, Orhan, hasan Beyler diye beni bulamamışlar, sonra yukarı çıkıp arkadan gelmişler onlar bi geldiler dediler ki: Hocam aşk olsun dediler.
Konuşamayacak kadar ağlıyordum çünkü.
Ne güzel ağlıyorsun biz hiç ağlayamıyoruz dediler.
Dedim ki: Şaşkınlık yapmayın beni ağlatan şey aşk meşk değil
Beni ağlatan şey şu ki; buradaki bir milyon insandan on bin ordu çıkmaz be onbin kişilik bir ordu çıkaramazsınız onbin kişi çıkaramazsınız bir milyon insandan...
Bu bir milyon insan Hacer-ül Esvet taşına gitmek için yüzlerce insanı ayakları altında böyle bir gazete kağıdı gibi ezebiliyor
Merhametten, muhabbetten, şundan bundan eser kalmıyor
Şeytan taşlayacağım diye akıl fikir almaz işler çevriliyor
Şemsiyeler atılıyor kafanız gözünüz parçalanıyor ayakkabısını atıyor
Oysa orada duran ne şeytan var ne şu var ne bu var
Kimin ne yaptığını bilemiyorsunuz
Böyle şuursuz
Bunları görmek eksiklik değildir
Bunları görmek şudur: Sana Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin bir kızı olarak ne görev düşüyor bunu iyi anlaman içindir
Ne bileyim bir oğlumuz bir kızımız işini öyle düzene sokmalıdır ki, bu kısacık geçecek hayatını, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın Şeriat-ı Garrasına hizmetçi olarak nasıl yönlendireceğini ve ömrü boyunca bu yolda nasıl yürüyeceğini, ama dosdoğru yolda, Kurân-ı Kerîm ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin sünneti içerisinde kalmak kayıt ve şartıyla
İşte bunlar bir Muhammedi Şuurun doğuşudur, bunu kaybettiğimiz kıyametler kopar
Bakın kendi içinizde, kendi içlerimizde kopar
Evlerde kopar cehenneme çevrilir
Yataklar kabre dönüşür kabir azabını burada çektirir
Ve binlerce uykusuz geceler geçirtir
Bütün bunlar nereye gelir; Muhammedi Şuurdan yoksun oluşa gelir
O zaman bu zilleti, bu karanlığı Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizin buyurduğu gibi güneşsizlik çilesini yok etmenin çaresi Nur-u Muhammedi yüreklerimizde doğurmaktır
Buna ise hakkımız vardır, Allahın emridir
Kendi evimizde, vicdanımızda, evimizde yüzümüzü gören her insanda İslam âleminde bu olduğu zaman gündüzdür artık
Olmadığı zamanda ise karanlıktır
Yani cehennemdir
Bu bakımdan diyorum dediğiniz çok doğru
Karamsarlık değil bu
Şimdi hiçbir problemi olmayan bir insan ne işin var senin bu işlerle kardeşim, işte git orda en lüks yerler var, ye, iç, gez, vur, kır.. ne işin var senin ne yaparlarsa yapsınlar, sen en üstte en güzel şekilde yaşa.. bu nedir?..
Muhammedi Şuurdan uzaklaşmışlıktır
Yani olmaması gerekendir
İşte bu
O dile getirdiği şey
Önüne gelen kıble tayin etmiştir
Önüne gelen, önüne gelen
Akıl fikir ermeyecek şekilde
Tarifler, sözler, en kudsal değerlerimiz, en kudsal şeylerimiz kılıflara konmakta
Demin başta söylediğim şey oydu
Eğer adamın elinden gelse Kurân-ı Kerîm bankası kuracak
Bu kadar hayasız, edepsiz, ahlaksız yani
Çünkü artık her şey yok olmuş
Din adına yok bir de işin garip tarafı, acı tarafı
Bunları söylemek, onları teşhir etmek, zaten bunları herkes biliyor
Maksat o değil, maksat şu; Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem var ise vardır yok ise yoktur, güneş gibidir kardeşim
İkisinin ortası yoktur
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem var ise Onun İmanıyla, Ameliyle, Ahlâkıyla, Halleriyle yaşarsın.
Yoksa, rüya görürsün gece ooooohh bin cennete girer çıkarsın! Rüyada ne ederse eder kişi
İstediğini eder yani
İster Kurân okur, ister dellenir, ister yellenir istediğini yapabilir serbest çünkü
Ölü gibidir
Ordinaryüs olsa da ölü gibidir, bebek olsa da ölü gibidir
Onlar tüm uyuyanlar ölüdür
Ayrı âlemin adamlarıdır
Ammaaaaaaa her şey güllük gülistanlık iken ev yanıyor üç yaşındaki bir kız çocuğu bir çocuk diyelim, annesinin saçlarını yolarak uyandırıyor ev yanıyor diye
Ağır uykuda annesi uyanamıyor, saçlarını iki eliyle bütün gücüyle havaya kaldırıyor başını ki ev yanıyor ev!.. diyor
Uyanmayı görüyor musunuz?..
Ve uyuyanı görüyor musunuz?..
Onun için diyorum Muhammedi Şuur, Muhammedi can ceryanı Nur-u Muhammed bir yere gelmişse oraya Allah gelmiştir
Yani şuuru gelmiştir onu demek istiyorum
Yoksa, boş laftır
İstediği kadar desin ki, dağın başına müthiş bir şehir kurmuş elektrik yok, o yazmış elektrik var diyor, aletleri gösteriyor, saç, sakal, öte, böte, görüntü, cak, cuk, giyinti vs. her şey, laf, söz ooohh sana elli tane aşk tarifi yapıyor
Tek soru soruyorsunuz
İki elini uzat, ne var elinde diyorsun
Söyle
Cevap tek
Sadakati olmayanın;
Sözü yoktur,
Sohbeti yoktur,
Zevki yoktur,
Hazzı yoktur
Hiçbir şeyi yoktur hiç
Hiçbir şeyi yoktur, hayvan bile değildir
Hayvanın bir şeyi vardır mesela kedi kedidir, daima kedilik yapar, öl deseniz öldürürsünüz
Koyun koyunluk yapar, ama iyi yapar yalınız
Köpek köpekliğini en güzel şekilde yapar, ama başka bir şey yaptıramazsınız
Onun için bu Muhammedi Şuur insana İNSANlık yaptıran bir özellik ve güzelliktir
Allâme-yi Cihan dahi olsa elektriksiz bir şehir gibidir laftan ibarettir sözden ibarettir
Bir Japon profesör Antalyaya gelmişti, deniz kenarındaki bizim lokale geldik, orda yine Japonyadan bir baraj için gelenler vardı onlarda bir gurup, buluşuldu orda, o profesörü de tanıyorlarmış o da geldi de, deniz kenarında sohbet ederken işte tasavvuftan falan dem vuruldu konuşuldu
Bir profesör vardır, Muhyiddin Arabi ile ilgili eserler filan yazan ismi şuanda aklımda değil harika bir insandır fakat Müslüman olmamıştır
Onu da biliyor o, tanıyor.
Bu adamla biz çok iyi anlaşmıştık, işte tercüme ediyorlar şöyledir böyledir ooooo her şey yerli yerinde
Ben dedim ki : Her şey güzel de ben bir şeyi anlamadım! dedim
Bu güneşe tapma hikayesini, güneşi anlayamadım! güneşi göstererek sordum: Bu nedir, bu?..
Dedi ki dostum, bu bir simgedir, esas güneş benim içimdedir dedi böyle ayağa kalkıp göksüne vurarak
Dedim ki: Sende o zaman bir tek lâ ilâhe illallah Muhammeder Rasûlullah kalmış gel şunu söyle mesele bitsin! dedim
Sen katı bir Hıristiyan da değilsin yani sen ki İsa Allahın oğludur gibi hâşâ öyle bir derdin de yok!
İşte Muhammedi Şuur ve ona cevap vermedi adam
Dedim ki: İşte hiçbir farkın yok, senin bilginin hiçbir değeri yok, sen kendi başına bilmektesin bunu, Sistemin Sahibini DUYmak ve UYmak gibi bir endişen yok, sen biliyorsun!
Şuanda da böyledir
Bakınız etrafınıza herkes sizden daha bilgilidir
Niye namaz kılmadığını sorduğunuzda; kalbi temizdir, şöyledir, böyledir, bin bir şey söyleyecektir
O bilmediğinden değildir, bilerek kılmadığındandır
İçinden gelmemektedir
Çünkü içi emretmemektedir
Siz zorlarsanız ona zulmedersiniz zaten
İlla kıl! derseniz zulmedersiniz
Siz içine hizmet edip aydınlatırsanız, içindekine ulaşır da ceryanı, Nur-u Mimi bağlar da içeriyi aydınlatırsanız, o eyvaaaah mutfak diye girdiğim yer meğer tuvaletmiş! diye anlarsa o zaman muhakkak ki temizleyecektir, parlatacaktır yani en güzel hale getirecektir
Kendi içine çünkü bir Allah bir kendi girer
Hiç kimse kimsenin içine giremez, Allah bunu engellemiştir
Özeldir
Dışardan söylersiniz
Yardımcı olursunuz, hizmet edersiniz
Haliyle oda kendi sistemini çalıştırır inşâallah
Ama birazda tabi merhametli ve genç olduğunuz için doğru, etkilenmemek mümkün değildir
Ama neler görüyoruz neler görüyoruz neler
Yani paramparça olmuş aileler
Şuanda bizim yakınımızda çok yakınımızda komşuda görüyoruz
On beş yaşında tek yapabildiği bir tek çığlık atmak olan bir kız çocuğu yatalak yüzde doksan beş sakat raporu alınmış.
Babası nerde diye soruyoruz?
Bırakıp kaçmış iki kız bir anayı!.
Sandalyeyle hayatını yaşıyor?
Bu nerde?
Burada, önümüzde
Kim imtihan oluyor?..
Hepimiz
Hepimiz imtihan oluyoruz
Sadece onlar imtihan olmuyor
Yani kapı komşumuz!
Eğer bir gün kapıda karşılaştığınızda Es Selamualeyküm.. nasılsınız efendim?.. demiyorsanız imtihan oluyorsunuz
Neşesine iştirak etmediyseniz, üzüntüsüne iştirak etmediyseniz imtihan oluyorsunuz
Ben bana yeterim diyorsanız imtihan oluyorsunuz
Bütün bunların tümü Muhammedi Şuuru bilmeyi, bulmayı, olmayı ve yaşamayı gerektiren bir hususturYani kendini bilmek, Rabbini bilmek dediğimiz şey nedir?..
Yani herkes dizilecekmiş cennete de anladım anladım da Fedhuliy fiy 'ibadiy ne olacak?..
Cennetten önce cennetlik kullarının içinde oluş ne olacak?..
Bu neresi acaba bu?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma baktığımızda net görürüz bunu
Çok net!..
Açık!..
Çünkü Rasûlullah efendimiz daima bir halk adamıdır
Hiçbir zaman, hiçbir zaman, hayatının hiçbir noktasında doyarak yemek bile yememiştir
Yokluğundan, olmadığından değil olanı paylaştığı için
Allahü zül-Celâlde böyle emrettiği için
Yani demek istiyorum ki bu bir yaşayış tarzıdır ve itidaldir
Mesela elinizdekini saçıp savurup mahvolmayın, itidalli davranın şudur, hepsi yerli yerincedir, ama güzeldir, ama özeldir, ama hoştur
İşte bütün bunlar tümü ile demin saydığım mesela bir şeyler okudum, bunlar, bunlar, bunlar böyle ama zaman içinde işledikçe, zaman içinde işledikçe, yani bir gün bir haset konusunu işleyeceğiz, diyeceğiz, bakacağız âyetlerde hadislerde birkaç tanesini, birkaç tanesini göreceğiz
Meğer haset, şeytanı doğuran şeymiş ya
Merhametsizlikmiş, muhabbetsizlikmiş ya
Meğer şeytan yokmuş, meğer HASET varmış
Yalan da yokmuş, ondan doğmuş çünkü ilk doğurduğu çocuğun adı yalan
Sonra kibir, kin, nefret, şu, bu tüm bunların temelinde bu yatar
Ama dediğim gibi toplumda bakarsanız haset olmayan insan zor bulursunuz yani
Çünkü neden?..
Bu bir hastalıktır
Virüs gibi yani
İnsanlar tahrik eder, tahriş eder, durmadan birbirlerine, birbirlerine, birbirlerine, etrafına bakar kahreder, derken, derken, derken bi yangının içine düşer
Haa terside doğrudur
Allahü zül-Celâle güvenen ve Allahın güvendiği insanlarda derler ki; Allahü zül-Celâl lâzım olan yere verir, lâyık olan yere verir, öbürüne de alır, biz elimizden geleni yapalım bakalım Allah ne idecek, eee hayr eder der yürür
Verdiyle de mutlu yaşar
Ama öbür tarafa bin tanede verseniz, yüz bin tanede verseniz doymaaaaaz, bitmez yani o zalımın tekiyse neyedecek
İstanbulu verseniz Ankarayı da ister
Bitmez
Dolayısıyla bütün bunlar Muhammedi Şuursuzluktan geliyor derim
***
Doğrudur ki bu en zayıf, imanın en zayıf halidir bu biliyorsunuz hadis böyle
Eliyle yapmayan, diliyle yapmayan kalben buğz edenler ki imanın en zayıf halidir diye biter o hadis
Ben orda hacda bütün Afrikalıları gördüm, Afrikalı Müslümanları
Biz beslemede kalıyorduk kilometre yol boyunca hiç yan yana yürümüyorlardı adamların
Hiç yan yana yürüyen yok, hep arka arkaya tek sıra
Kendilerine sorduk yani neden böyle yürüyorsunuz?..
Arapça dediler ki: Ee biz böyleyiz, kavmimiz böyle... Yüzlerinde bıçakla açılmış Ha harfleri, Fe harfleri filan vardı Ee bu nedir?..
Ee kabile birbirini bilmesi için bu böyledir, çocukken yapılır bunlar
Yani biz toplum olarak
Bizim kafilemizde doksan altıda gittiğimizde Antalya huzur evinden iki tane seksen yaşında dede vardı
Birisi diyor ki birisine: ben sana bir vurursam yer dört tane vurur
O diyor ki öbürü: ben de kalkar vurursam sana sekiz vurur
Kurân-ı Kerîm de buyuruyor ki: Aman cidal etmeyin
Farzı ayın cidal etmemek, fakat
Ben de ikisine de bakıyorum işin garip tarafı, çünkü ikisi de iteleseniz düşecek haldeler
Bu ne iştir bu iş?..
Seksen yaşımızda böyle, ötede böyle, beride böyle, bizim bir yerde bir sorunumuz var, ana sorun
Şimdi bir yerde ben diyorum ki ceryan kesildi adam diyor ki arıza marıza!
Ne arızası kardeşim
Arızasız arızalı belli olabilir mi?..
Bütün aletler arızalı demektir
Arızanın arızası elektrik geldikten sonra ortaya çıkar
Nur-u Muhammed sallallahu aleyhi vessellemin olmayışının getirdiği korkunç bir acının içine düştü İslam Âlemi, onu demek istiyorum
Onun için kimin kim olduğu belli değil yani
Talibanın arkasında kim var?..
Bu dağlarda gezenin adamın arkasında kim var?..
Böyle bir adam var mı yok mu bile belirsiz
Amerikanın kendimi var?..
Ne yapmak istiyor?..
Ya bir yere girip mesela yıllarca çıkmıyor hatta bütün dünyayı oraya götürüyor şimdide Türkiyeyi tekrar Afganistana gidip onları savaşmaya zorluyor
Sebep?..
Sebep ne?..
Yani sebep yok hiç sebep yok
Aynı şeyi Türkiyeye yapsa, rahatlıkla yapar menfaati gerekirse
Demek istiyorum ki; İslam adına, Kurân-ı Kerîm adına, Allahü zül-Celâl adına, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm adına olan bu BİRlik ve dirlik doğru olması gerekirdi, Hakk olması gerekirdi fakat şimdi başkaaaa başka hâle döndü
Hele oralara gittiğinizde inşâallah gideceksiniz göreceksiniz çoğu yerlerde mecburen ağlıyorsunuz, merhametten eser yok yani
İnsanlar birbirini tepeleyip geçiyor, vuruyor, kırıyor
Ya bu nedir kardeşim ya?..
Biz buraya niye geldik?..
Ne yapıyoruz?..
Yani anlaşılır gibi değil demek istiyorum
Bugün toplumda da böyle
Yani bakın bir hadis ama kaynağını bulamadım ben
Millette merhamet, devlette adalet yoksa kıyamet kopmuştur. hadis olarak biliyorum fakat kaynak bulamadım
Bu millette merhamet var mı?..
Devlette adalet var mı?..
Cevap; hayır
Hayırsa kıyamet kopmuştur, daha bunun geldisi gittisi yok
Kıyamet nedir?..
Ayağa kalkıştır
Ayağa kalkacak olan ilk şey Muhammedi Şuurdur
Haa işte insanların akılları olduğu için tabi ihtiyaçları var
Nedir ihtiyaçları?..
Elinden geldiği kadar Allaha yaklaşmak, Rasâlullah efendimize yaklaşmak
Bunları samimi olarak ister
O zaman ahmak avcıları piyasaya çıkıyor, ben onu demek istiyorum
Avcıya gerek yok
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın daveti açıktır
Kendiside Hayydır
Rasâlullah olarak ortadadır
Allahü zül-Celâl nasıl ortadaysa Rasâlullah sallallahu aleyhi vessellem de öyle ortadadır
İşinin başındadır
O zaman bilgilerin, en azından bizim gibi düşünen insanların, düşünenden kastım inanan insanların doğrudan doğruya direkt olarak Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hizmetçiliğine talip olması lazım
Müritliğine, mürşitliğine, öteliğine, böteliğine, beyliğine, paşalığına değil ayakkabılığına kendi tercihini kullanması lazım
Ve bunu yaşayarak ispat etmesi lazım
Dürüst olması lazım
Yani sadakat ehli olması lazım
Onun için bize sık sık soruluyor, işte özellikle İstanbula gittiğimizde o meşhur fabrikatörler, beyler, paşalar, parayla dünyayı hallettiği gibi ahireti de ayarlayacağını zanneden ahmaklar ne diyor?..
Biz Muhammedi değimliyiz, Muhammedi siz misiniz?
Cevap şuydu: Eğer inancınız, ameliniz, ahlakınız ve halleriniz Muhammedi değilse siz Muhammedi değilsiniz Bizim değilse biz değiliz
Bu çok açık bir ölçüdür
Kim öyleyse Muhammedidir, değilse değildir
Birkaç tane fabrikası olan bir vatandaşa, para putunun arkasında canının istediği gibi konuşan birisine demiştim
Yani Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın adamları, Gariban, ben, sen, BİZler en az Sümeyye Anamız kadar yiğit olmamız lazım
Onun kadar onurlu, onun kadar şuurlu, onun kadar nurlu, onun kadar sürurlu olmamız lazım
Kız-erkek çocuklarımız, kendilerimiz, hepimiz
Bakın bu ölçünün içerisinde ben bunun ısrarla üzerinde duruşum; ben İslam dinine elli tane Kurân kursu açtım, beş tane câmi yaptırdım, yok yok, hiçbir şey yok iken bir SADAKAT var
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma direkt olarak inanç var
Direkt bağlanma var
Onun için ölebilmek var
Onun şehadetine ölebilmek var
Bütün bu sizin de buyurduğunuz gibi gerçekten Muhammedi Şuurun doğması için çaba gösteriyoruz
Bunun içinde inşâallah son nefese kadar, son ana kadar elimizin gelen bütün gücümüzle, yani yirmi dört saatin gerekirse uyuyabildiğimiz kadar az uyuyup geriye kalan zamanını, oturmaktan öyle zamanlar olur ki kalkıyoruz da vücudumuz yürümeye alışamıyor yani
Sebep?..
Sürekli saatler geçiyor ama bundan memnun musunuz?...
Vallahi çok memnunum
Çünkü
Bütün bunlara sebep nedir?..
O sebep
Bakın şimdi Muhyiddin Bawa hazretleri bana göre son devrin en büyük Ehlullahındandır, o kadar harika bir anlatım tarzı ve anlayışı vardır ki mükemmeldir yani
Kaldı ki onun sözleri Tamilceden İngilizceye, Arabçadan Tamilceye, Tamilceden İngilizceye, İngilizceden Türkçeye geçerken zararlar görmüştür
Buna rağmen bugün yüklemesini tamamladım, Hayatın Sufi Yönü denilen ölmeden ölmeyi mutlaka okusun arkadaşlarımız
Yani ölmeden ölmek öyle basit bir şey değildir
Ölmeden ölmek kendini bilmek, Rabbini bilmekte dirilmektir
Gerçeğini istiyorsa
Hayalini istiyorsa herhangi bir kitap alsın orda çok fenafillah, fenafişşeyh, indirir bindirir, uçurur kaçırır, göçürür
Ama Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm da ise öyle değildir
Sümeyye validemiz gibidir
Hemen halat gibi gererler, gerilir çarmıha şehadeti var mı yok mu bakılır
Dolayısıyla bizim arzumuz yok, isteğimizde yok Allah biliyor ya çok şükür
Hiçbir şey hiiiç
Allahü zül-Celâl ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin emrettiği gibi, yaşadığı gibi bir hayat yaşamak ve inancımız doğrultusunda şehadetle geçip gitmektir
Bu bence doğru olandır
Buna mecburuz, hepimiz mecburuz
Aksi takdirde bu kargaşanın içinde yok olur gideriz
Bir gün ölürüz yani
Bütün bu arz etmeye çalıştığımız şeyler temelinde Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem olan bilgimizi, bulgumuzu, olgumuzu ve yaşayışımızı inşâallah düzgün bir şekle getirmektir
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
Geçen söylediğiniz şeyler beni çok duygulandırdı
Gerçekten o insanların, Almanyada da gördüm çünkü aynı şeyi, orda da diyanetin ayrı, tarikatların ayrı câmileri vardı
Giresunlu bir Mustafa abi vardı çok değerli bir insan
Bir câmiden bir câmiye nasıl kaçtığını, o câmide ise daha beterine yakalandığını, nasıl parçalandığımızı
Nasıl Muhammedi Şuurdan uzaklaştıkça bölündüğümüzü
Gerçekten, işte bütün dünyadaki Müslümanların, İslam âleminin çöküşünün tek sebebi
Ben Allahü zül-Celâli ve Kurân-ı Kerîmi, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizden duyduğumuz için Muhammedi diye başlıyorum
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın kapısından girmeden Kurân-ı Kerîmi anlamak veya Allahü zül-Celâle geçmek gerçekten mümkün değil
Onun için Muhammedi Şuur, Muhammedi Nur, Muhammedi Sürur ve Muhammedi Onur taşınmadığı sürece
Ne diyor insanlar?..
Çeşitli mesela örgütler kuruyor, çeşitli şeyler kuruyor, her türlü şeyin içerisinde ama İslam adına yapıyoruz diyor
İslamın kendi prensiplerinin dışında bunu yaptığını söylüyor demek istiyorum
Mesela şunu hiç kimse söyleyemez
Hıristiyanlarla, Yahudilerle can ciğer dost olanlar kafirlerin ta kendileridir ayetini kimse kaldıramaz
Diyalog kuruyorduk, öte kuruyorduk, böte kuruyorduk filan bunlar kendilerinin bildiği şeyler ama Allahü zül-Celâlin buyurduğu emir açıktır
Zaten kabul etmezler sizi, dinlerine girseniz de kabul etmezler anlamında âyet var
Bundan şunu demek istiyorum
Onlara düşman olun değil
Düşman değiliz de
Yani onların merhametinde bir İslam da olmaz, onu demek istiyorum
Adam altıncı haçlı seferini, beşinci haçlı seferini başlatıyorum derken
Şu anda bizim televizyonda izledim de hayret ettim
İngiltere veliahdı Afganistanda Taliban avına çıkmışta, bu neymiş asker olmak istiyormuş adam cihad ediyorum diyor resmen cihad ediyorum diyor fiilen cihad ediyorum diyor
Orda resimler çekmişler gördüm
Makinalı tüfeğin başında ve adamlar açık seçik haçlı seferi yürütüyor resmen yürütüyor açıkça söyleyerek yürütüyor...
Dahası bunun, öyle anlamayalım böyle anlayalım felanı yok
Siz daha iyi biliyorsunuz, İngilizce konuşmuşlardı zaten
Bush olsun ya da onun gibi olanlar olsun, diğerleri olsun bütün bunlar en kısa sürede meşhur Kudüsü ele geçirelim, yani o civarı ele geçirelim ki İsa Aleyhis-selâm gelsin, gelince de Hıristiyanlık gerçekleşsin
Onları Yahudiler böyle bir oyunun arkasına takmıştır
İşte Bush ve diğerleri böyle bir hayal peşindedirler
Bir an önce büyük Yahudi Devleti kurulsunda İsa Aleyhis-selâm gelsin, gelince de Hıristiyanlık yeniden doğsun gibi bir saçmalık içindeler
Ama Bizim için bütün bunların temelinde yatanda Muhammedi Şuurdan uzaklaşmamızdır
Bu gerek kendi nefsimizde, ailemizde, toplumda ve İslam aleminde böyledir yani
Evet başka bir şey söylemek isteyen varmı?..
İlim ve edeble kendimizi biliriz, irfan ve erkanla RABBımızı biliriz
Rabbımızı çünkü Allah, Zâtullah İsmi ayrıdır bakın bu çok önemlidir o Zâttır Rabb başkadır, Hakk başkadır, Allah başkadır Onlar birbirine hiç karışmaması lazım oradaki tabir Rabbinizi yani bizi terbiye edeni biliriz
İlim ve Edeble kişi kendini bilir.
Ama İrfan ve Erkanı, Muhammed Aleyhis-selâmı bulduktan sonra bulabilir.
Yani piyasadan temin edemez
Kendisine elektrik bağlanırsa, kendi makineleri çalışmaya başlarsa
Bu nedir?..
Nakli Direk BULursa ve CAN CERYANI alırsa yani, Kebandan elektrik almaya başlarsa, doğru dürüst sistem çalışmaya başlarsa irfan sahibi olur
İrfanı kimden alır?..
Muhammed Aleyhis-selâmdan alır
Doğrudan doğruya alır
Doğrudan kasdım; elektriği nasıl alıyorsa onu da öyle alır
O zaman erkana girer
Yani erkan; rükunları doğru işler
Artık beden adam bedeni gibi büyük harfle İNSAN Bedeni, nefis büyük harfle İNSAN Nefsi
Münir Derman Hazretlerinin dediği gibi: İnsanı İNSAN insan eder
Temel daima Muhammed Aleyhis-selâmdır
Mesela şuanda biz Irakta olsaydık kaç senedir?.. aşağı yukarı 15 sene İran savaşını da sayarsak, Irakta bir Ayşe olsaydınız şartlar çok değişikti
Her gün kimin öleceği belirsiz, kimin kalacağı belirsiz
Bütün bunlara rağmen namaz yine kılınır
İbadetler yine yapılır yapılması emredilir
Yani şartlar çok önemli, doğru tesbitleri yapmamız açısından bunları konuşuyoruz
Yoksa Allahü zül-Celâl işinin başında
Ne isterse o yapılmaktadır
Sadece imtihan sahnelerini biz böyle görmekteyiz
Yani bir toplum, nere ihanet etmişse ora yanmakta mesela
Şimdi Türkiyede mesela bir savaşa girsin altı ay sonra yerle bir olur bütün bu sistemler
Her şey mahvolur
Şunu demek istiyorum kişilerde böyledir
Mesela; ben kendimdeki gerçekten maddi mikrop gibi manevi mikropları tam tespit etmezsem bu benim için bir hayal olur
Bir gün başa çıkamayacağım hale geldiğinde, tıpkı bir verem hastası adamı veremi indirdiği gibi yere ya da bir başka şeyi yok ettiği gibi, insanı yok ettiği zaman, mahvettiği zaman görmesi hiç doğru değil
Bundan önce tedbir olarak bunları bilmemiz, görmemiz, toplumun neresinde problem geliyor, Muhammedi Birliği kaybettiği için Filistin kimin türküsünü çağırdığını bilemiyor
Yani Suudi Arabistandan para yardımı alıyor, Suudi Arabistan kıralı Bushla beraber elinde kılıçla dans ediyor, Suud Sarayında kendim izledim poz veriyor izliyorsunuz beş dakika
Bir soytarı, bir sahtekar, bir kalleş adam, bir hain adam
Yani diğer taraftan İran la aynı şekilde bir başka şeyi söylüyor
Diğer taraftan Lazkiye; hâşâ Ali Allahtır! diyen bir gurupla irtibat kuruyorlar
Ve böyle böyle parça parça parça parça gidiyorlar
Hakikat neydi?..
Hakikat; Kurân-ı Kerîm, herkesin bileceği, hele onların okuyup Türkçeden daha iyi anladıkları şekilde ellerindeyken, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm Rasûlullah olarak Hayy iken, fiilen her bakımdan ortada iken bütün bunları bir tarafa itip parça parça olunca, işte bir milyara yakın Arap ikibuçuk-üç milyon yahudinin elinde, emrinde ve bütün bu sonsuz denecek kadar büyük paralar da tümü Yahudi bankalarındadır hatta Amerikadan falan çekememişlerdir çünkü el koyarlar diye
Bir parça para bile çekememekteler, çekerlerse herhangi bir örgütle alakası var deyip el koymaktadırlar
Yok ama öyle el koymaktadırlar
Demek istiyorum ki bu İslam âlemi bu noktaya nerden geldi?..
Biz, ben iki kere kara yolunda bir de normal şekilde hacca gittik
Iraktan geçtik
Beş gün o yolları, o insanları 89 da, 90 da kendilerini gördük konuştuk yani günlerce kaldık oralarda
Sadece bir rezaletti gerçekten bir rezaletti her bakımdan bir rezaletti
Bir sömürge bile değildi
Bir devlet değildi
Ya hiçbir şey değildi daha doğrusu
Bir kilo muz için arkamızdan bir sürü insanlar koşuyordu yani
Çünkü yokluğa mahkum edilmiş, çeşitli şeylere
Bütün bunlara sebep neydi bunu söylemek istiyorum
Bir gün Kabenin üst katı vardır oraya çıkın gerçekten deli gibi ağlamaya başladım yani
Benim arkadaşlarım vardı, Orhan, hasan Beyler diye beni bulamamışlar, sonra yukarı çıkıp arkadan gelmişler onlar bi geldiler dediler ki: Hocam aşk olsun dediler.
Konuşamayacak kadar ağlıyordum çünkü.
Ne güzel ağlıyorsun biz hiç ağlayamıyoruz dediler.
Dedim ki: Şaşkınlık yapmayın beni ağlatan şey aşk meşk değil
Beni ağlatan şey şu ki; buradaki bir milyon insandan on bin ordu çıkmaz be onbin kişilik bir ordu çıkaramazsınız onbin kişi çıkaramazsınız bir milyon insandan...
Bu bir milyon insan Hacer-ül Esvet taşına gitmek için yüzlerce insanı ayakları altında böyle bir gazete kağıdı gibi ezebiliyor
Merhametten, muhabbetten, şundan bundan eser kalmıyor
Şeytan taşlayacağım diye akıl fikir almaz işler çevriliyor
Şemsiyeler atılıyor kafanız gözünüz parçalanıyor ayakkabısını atıyor
Oysa orada duran ne şeytan var ne şu var ne bu var
Kimin ne yaptığını bilemiyorsunuz
Böyle şuursuz
Bunları görmek eksiklik değildir
Bunları görmek şudur: Sana Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin bir kızı olarak ne görev düşüyor bunu iyi anlaman içindir
Ne bileyim bir oğlumuz bir kızımız işini öyle düzene sokmalıdır ki, bu kısacık geçecek hayatını, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın Şeriat-ı Garrasına hizmetçi olarak nasıl yönlendireceğini ve ömrü boyunca bu yolda nasıl yürüyeceğini, ama dosdoğru yolda, Kurân-ı Kerîm ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin sünneti içerisinde kalmak kayıt ve şartıyla
İşte bunlar bir Muhammedi Şuurun doğuşudur, bunu kaybettiğimiz kıyametler kopar
Bakın kendi içinizde, kendi içlerimizde kopar
Evlerde kopar cehenneme çevrilir
Yataklar kabre dönüşür kabir azabını burada çektirir
Ve binlerce uykusuz geceler geçirtir
Bütün bunlar nereye gelir; Muhammedi Şuurdan yoksun oluşa gelir
O zaman bu zilleti, bu karanlığı Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizin buyurduğu gibi güneşsizlik çilesini yok etmenin çaresi Nur-u Muhammedi yüreklerimizde doğurmaktır
Buna ise hakkımız vardır, Allahın emridir
Kendi evimizde, vicdanımızda, evimizde yüzümüzü gören her insanda İslam âleminde bu olduğu zaman gündüzdür artık
Olmadığı zamanda ise karanlıktır
Yani cehennemdir
Bu bakımdan diyorum dediğiniz çok doğru
Karamsarlık değil bu
Şimdi hiçbir problemi olmayan bir insan ne işin var senin bu işlerle kardeşim, işte git orda en lüks yerler var, ye, iç, gez, vur, kır.. ne işin var senin ne yaparlarsa yapsınlar, sen en üstte en güzel şekilde yaşa.. bu nedir?..
Muhammedi Şuurdan uzaklaşmışlıktır
Yani olmaması gerekendir
İşte bu
O dile getirdiği şey
Önüne gelen kıble tayin etmiştir
Önüne gelen, önüne gelen
Akıl fikir ermeyecek şekilde
Tarifler, sözler, en kudsal değerlerimiz, en kudsal şeylerimiz kılıflara konmakta
Demin başta söylediğim şey oydu
Eğer adamın elinden gelse Kurân-ı Kerîm bankası kuracak
Bu kadar hayasız, edepsiz, ahlaksız yani
Çünkü artık her şey yok olmuş
Din adına yok bir de işin garip tarafı, acı tarafı
Bunları söylemek, onları teşhir etmek, zaten bunları herkes biliyor
Maksat o değil, maksat şu; Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem var ise vardır yok ise yoktur, güneş gibidir kardeşim
İkisinin ortası yoktur
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem var ise Onun İmanıyla, Ameliyle, Ahlâkıyla, Halleriyle yaşarsın.
Yoksa, rüya görürsün gece ooooohh bin cennete girer çıkarsın! Rüyada ne ederse eder kişi
İstediğini eder yani
İster Kurân okur, ister dellenir, ister yellenir istediğini yapabilir serbest çünkü
Ölü gibidir
Ordinaryüs olsa da ölü gibidir, bebek olsa da ölü gibidir
Onlar tüm uyuyanlar ölüdür
Ayrı âlemin adamlarıdır
Ammaaaaaaa her şey güllük gülistanlık iken ev yanıyor üç yaşındaki bir kız çocuğu bir çocuk diyelim, annesinin saçlarını yolarak uyandırıyor ev yanıyor diye
Ağır uykuda annesi uyanamıyor, saçlarını iki eliyle bütün gücüyle havaya kaldırıyor başını ki ev yanıyor ev!.. diyor
Uyanmayı görüyor musunuz?..
Ve uyuyanı görüyor musunuz?..
Onun için diyorum Muhammedi Şuur, Muhammedi can ceryanı Nur-u Muhammed bir yere gelmişse oraya Allah gelmiştir
Yani şuuru gelmiştir onu demek istiyorum
Yoksa, boş laftır
İstediği kadar desin ki, dağın başına müthiş bir şehir kurmuş elektrik yok, o yazmış elektrik var diyor, aletleri gösteriyor, saç, sakal, öte, böte, görüntü, cak, cuk, giyinti vs. her şey, laf, söz ooohh sana elli tane aşk tarifi yapıyor
Tek soru soruyorsunuz
İki elini uzat, ne var elinde diyorsun
Söyle
Cevap tek
Sadakati olmayanın;
Sözü yoktur,
Sohbeti yoktur,
Zevki yoktur,
Hazzı yoktur
Hiçbir şeyi yoktur hiç
Hiçbir şeyi yoktur, hayvan bile değildir
Hayvanın bir şeyi vardır mesela kedi kedidir, daima kedilik yapar, öl deseniz öldürürsünüz
Koyun koyunluk yapar, ama iyi yapar yalınız
Köpek köpekliğini en güzel şekilde yapar, ama başka bir şey yaptıramazsınız
Onun için bu Muhammedi Şuur insana İNSANlık yaptıran bir özellik ve güzelliktir
Allâme-yi Cihan dahi olsa elektriksiz bir şehir gibidir laftan ibarettir sözden ibarettir
Bir Japon profesör Antalyaya gelmişti, deniz kenarındaki bizim lokale geldik, orda yine Japonyadan bir baraj için gelenler vardı onlarda bir gurup, buluşuldu orda, o profesörü de tanıyorlarmış o da geldi de, deniz kenarında sohbet ederken işte tasavvuftan falan dem vuruldu konuşuldu
Bir profesör vardır, Muhyiddin Arabi ile ilgili eserler filan yazan ismi şuanda aklımda değil harika bir insandır fakat Müslüman olmamıştır
Onu da biliyor o, tanıyor.
Bu adamla biz çok iyi anlaşmıştık, işte tercüme ediyorlar şöyledir böyledir ooooo her şey yerli yerinde
Ben dedim ki : Her şey güzel de ben bir şeyi anlamadım! dedim
Bu güneşe tapma hikayesini, güneşi anlayamadım! güneşi göstererek sordum: Bu nedir, bu?..
Dedi ki dostum, bu bir simgedir, esas güneş benim içimdedir dedi böyle ayağa kalkıp göksüne vurarak
Dedim ki: Sende o zaman bir tek lâ ilâhe illallah Muhammeder Rasûlullah kalmış gel şunu söyle mesele bitsin! dedim
Sen katı bir Hıristiyan da değilsin yani sen ki İsa Allahın oğludur gibi hâşâ öyle bir derdin de yok!
İşte Muhammedi Şuur ve ona cevap vermedi adam
Dedim ki: İşte hiçbir farkın yok, senin bilginin hiçbir değeri yok, sen kendi başına bilmektesin bunu, Sistemin Sahibini DUYmak ve UYmak gibi bir endişen yok, sen biliyorsun!
Şuanda da böyledir
Bakınız etrafınıza herkes sizden daha bilgilidir
Niye namaz kılmadığını sorduğunuzda; kalbi temizdir, şöyledir, böyledir, bin bir şey söyleyecektir
O bilmediğinden değildir, bilerek kılmadığındandır
İçinden gelmemektedir
Çünkü içi emretmemektedir
Siz zorlarsanız ona zulmedersiniz zaten
İlla kıl! derseniz zulmedersiniz
Siz içine hizmet edip aydınlatırsanız, içindekine ulaşır da ceryanı, Nur-u Mimi bağlar da içeriyi aydınlatırsanız, o eyvaaaah mutfak diye girdiğim yer meğer tuvaletmiş! diye anlarsa o zaman muhakkak ki temizleyecektir, parlatacaktır yani en güzel hale getirecektir
Kendi içine çünkü bir Allah bir kendi girer
Hiç kimse kimsenin içine giremez, Allah bunu engellemiştir
Özeldir
Dışardan söylersiniz
Yardımcı olursunuz, hizmet edersiniz
Haliyle oda kendi sistemini çalıştırır inşâallah
Ama birazda tabi merhametli ve genç olduğunuz için doğru, etkilenmemek mümkün değildir
Ama neler görüyoruz neler görüyoruz neler
Yani paramparça olmuş aileler
Şuanda bizim yakınımızda çok yakınımızda komşuda görüyoruz
On beş yaşında tek yapabildiği bir tek çığlık atmak olan bir kız çocuğu yatalak yüzde doksan beş sakat raporu alınmış.
Babası nerde diye soruyoruz?
Bırakıp kaçmış iki kız bir anayı!.
Sandalyeyle hayatını yaşıyor?
Bu nerde?
Burada, önümüzde
Kim imtihan oluyor?..
Hepimiz
Hepimiz imtihan oluyoruz
Sadece onlar imtihan olmuyor
Yani kapı komşumuz!
Eğer bir gün kapıda karşılaştığınızda Es Selamualeyküm.. nasılsınız efendim?.. demiyorsanız imtihan oluyorsunuz
Neşesine iştirak etmediyseniz, üzüntüsüne iştirak etmediyseniz imtihan oluyorsunuz
Ben bana yeterim diyorsanız imtihan oluyorsunuz
Bütün bunların tümü Muhammedi Şuuru bilmeyi, bulmayı, olmayı ve yaşamayı gerektiren bir hususturYani kendini bilmek, Rabbini bilmek dediğimiz şey nedir?..
Yani herkes dizilecekmiş cennete de anladım anladım da Fedhuliy fiy 'ibadiy ne olacak?..
Cennetten önce cennetlik kullarının içinde oluş ne olacak?..
Bu neresi acaba bu?..
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma baktığımızda net görürüz bunu
Çok net!..
Açık!..
Çünkü Rasûlullah efendimiz daima bir halk adamıdır
Hiçbir zaman, hiçbir zaman, hayatının hiçbir noktasında doyarak yemek bile yememiştir
Yokluğundan, olmadığından değil olanı paylaştığı için
Allahü zül-Celâlde böyle emrettiği için
Yani demek istiyorum ki bu bir yaşayış tarzıdır ve itidaldir
Mesela elinizdekini saçıp savurup mahvolmayın, itidalli davranın şudur, hepsi yerli yerincedir, ama güzeldir, ama özeldir, ama hoştur
İşte bütün bunlar tümü ile demin saydığım mesela bir şeyler okudum, bunlar, bunlar, bunlar böyle ama zaman içinde işledikçe, zaman içinde işledikçe, yani bir gün bir haset konusunu işleyeceğiz, diyeceğiz, bakacağız âyetlerde hadislerde birkaç tanesini, birkaç tanesini göreceğiz
Meğer haset, şeytanı doğuran şeymiş ya
Merhametsizlikmiş, muhabbetsizlikmiş ya
Meğer şeytan yokmuş, meğer HASET varmış
Yalan da yokmuş, ondan doğmuş çünkü ilk doğurduğu çocuğun adı yalan
Sonra kibir, kin, nefret, şu, bu tüm bunların temelinde bu yatar
Ama dediğim gibi toplumda bakarsanız haset olmayan insan zor bulursunuz yani
Çünkü neden?..
Bu bir hastalıktır
Virüs gibi yani
İnsanlar tahrik eder, tahriş eder, durmadan birbirlerine, birbirlerine, birbirlerine, etrafına bakar kahreder, derken, derken, derken bi yangının içine düşer
Haa terside doğrudur
Allahü zül-Celâle güvenen ve Allahın güvendiği insanlarda derler ki; Allahü zül-Celâl lâzım olan yere verir, lâyık olan yere verir, öbürüne de alır, biz elimizden geleni yapalım bakalım Allah ne idecek, eee hayr eder der yürür
Verdiyle de mutlu yaşar
Ama öbür tarafa bin tanede verseniz, yüz bin tanede verseniz doymaaaaaz, bitmez yani o zalımın tekiyse neyedecek
İstanbulu verseniz Ankarayı da ister
Bitmez
Dolayısıyla bütün bunlar Muhammedi Şuursuzluktan geliyor derim
***
Doğrudur ki bu en zayıf, imanın en zayıf halidir bu biliyorsunuz hadis böyle
Eliyle yapmayan, diliyle yapmayan kalben buğz edenler ki imanın en zayıf halidir diye biter o hadis
Ben orda hacda bütün Afrikalıları gördüm, Afrikalı Müslümanları
Biz beslemede kalıyorduk kilometre yol boyunca hiç yan yana yürümüyorlardı adamların
Hiç yan yana yürüyen yok, hep arka arkaya tek sıra
Kendilerine sorduk yani neden böyle yürüyorsunuz?..
Arapça dediler ki: Ee biz böyleyiz, kavmimiz böyle... Yüzlerinde bıçakla açılmış Ha harfleri, Fe harfleri filan vardı Ee bu nedir?..
Ee kabile birbirini bilmesi için bu böyledir, çocukken yapılır bunlar
Yani biz toplum olarak
Bizim kafilemizde doksan altıda gittiğimizde Antalya huzur evinden iki tane seksen yaşında dede vardı
Birisi diyor ki birisine: ben sana bir vurursam yer dört tane vurur
O diyor ki öbürü: ben de kalkar vurursam sana sekiz vurur
Kurân-ı Kerîm de buyuruyor ki: Aman cidal etmeyin
Farzı ayın cidal etmemek, fakat
Ben de ikisine de bakıyorum işin garip tarafı, çünkü ikisi de iteleseniz düşecek haldeler
Bu ne iştir bu iş?..
Seksen yaşımızda böyle, ötede böyle, beride böyle, bizim bir yerde bir sorunumuz var, ana sorun
Şimdi bir yerde ben diyorum ki ceryan kesildi adam diyor ki arıza marıza!
Ne arızası kardeşim
Arızasız arızalı belli olabilir mi?..
Bütün aletler arızalı demektir
Arızanın arızası elektrik geldikten sonra ortaya çıkar
Nur-u Muhammed sallallahu aleyhi vessellemin olmayışının getirdiği korkunç bir acının içine düştü İslam Âlemi, onu demek istiyorum
Onun için kimin kim olduğu belli değil yani
Talibanın arkasında kim var?..
Bu dağlarda gezenin adamın arkasında kim var?..
Böyle bir adam var mı yok mu bile belirsiz
Amerikanın kendimi var?..
Ne yapmak istiyor?..
Ya bir yere girip mesela yıllarca çıkmıyor hatta bütün dünyayı oraya götürüyor şimdide Türkiyeyi tekrar Afganistana gidip onları savaşmaya zorluyor
Sebep?..
Sebep ne?..
Yani sebep yok hiç sebep yok
Aynı şeyi Türkiyeye yapsa, rahatlıkla yapar menfaati gerekirse
Demek istiyorum ki; İslam adına, Kurân-ı Kerîm adına, Allahü zül-Celâl adına, Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm adına olan bu BİRlik ve dirlik doğru olması gerekirdi, Hakk olması gerekirdi fakat şimdi başkaaaa başka hâle döndü
Hele oralara gittiğinizde inşâallah gideceksiniz göreceksiniz çoğu yerlerde mecburen ağlıyorsunuz, merhametten eser yok yani
İnsanlar birbirini tepeleyip geçiyor, vuruyor, kırıyor
Ya bu nedir kardeşim ya?..
Biz buraya niye geldik?..
Ne yapıyoruz?..
Yani anlaşılır gibi değil demek istiyorum
Bugün toplumda da böyle
Yani bakın bir hadis ama kaynağını bulamadım ben
Millette merhamet, devlette adalet yoksa kıyamet kopmuştur. hadis olarak biliyorum fakat kaynak bulamadım
Bu millette merhamet var mı?..
Devlette adalet var mı?..
Cevap; hayır
Hayırsa kıyamet kopmuştur, daha bunun geldisi gittisi yok
Kıyamet nedir?..
Ayağa kalkıştır
Ayağa kalkacak olan ilk şey Muhammedi Şuurdur
Haa işte insanların akılları olduğu için tabi ihtiyaçları var
Nedir ihtiyaçları?..
Elinden geldiği kadar Allaha yaklaşmak, Rasâlullah efendimize yaklaşmak
Bunları samimi olarak ister
O zaman ahmak avcıları piyasaya çıkıyor, ben onu demek istiyorum
Avcıya gerek yok
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın daveti açıktır
Kendiside Hayydır
Rasâlullah olarak ortadadır
Allahü zül-Celâl nasıl ortadaysa Rasâlullah sallallahu aleyhi vessellem de öyle ortadadır
İşinin başındadır
O zaman bilgilerin, en azından bizim gibi düşünen insanların, düşünenden kastım inanan insanların doğrudan doğruya direkt olarak Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hizmetçiliğine talip olması lazım
Müritliğine, mürşitliğine, öteliğine, böteliğine, beyliğine, paşalığına değil ayakkabılığına kendi tercihini kullanması lazım
Ve bunu yaşayarak ispat etmesi lazım
Dürüst olması lazım
Yani sadakat ehli olması lazım
Onun için bize sık sık soruluyor, işte özellikle İstanbula gittiğimizde o meşhur fabrikatörler, beyler, paşalar, parayla dünyayı hallettiği gibi ahireti de ayarlayacağını zanneden ahmaklar ne diyor?..
Biz Muhammedi değimliyiz, Muhammedi siz misiniz?
Cevap şuydu: Eğer inancınız, ameliniz, ahlakınız ve halleriniz Muhammedi değilse siz Muhammedi değilsiniz Bizim değilse biz değiliz
Bu çok açık bir ölçüdür
Kim öyleyse Muhammedidir, değilse değildir
Birkaç tane fabrikası olan bir vatandaşa, para putunun arkasında canının istediği gibi konuşan birisine demiştim
Yani Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın adamları, Gariban, ben, sen, BİZler en az Sümeyye Anamız kadar yiğit olmamız lazım
Onun kadar onurlu, onun kadar şuurlu, onun kadar nurlu, onun kadar sürurlu olmamız lazım
Kız-erkek çocuklarımız, kendilerimiz, hepimiz
Bakın bu ölçünün içerisinde ben bunun ısrarla üzerinde duruşum; ben İslam dinine elli tane Kurân kursu açtım, beş tane câmi yaptırdım, yok yok, hiçbir şey yok iken bir SADAKAT var
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma direkt olarak inanç var
Direkt bağlanma var
Onun için ölebilmek var
Onun şehadetine ölebilmek var
Bütün bu sizin de buyurduğunuz gibi gerçekten Muhammedi Şuurun doğması için çaba gösteriyoruz
Bunun içinde inşâallah son nefese kadar, son ana kadar elimizin gelen bütün gücümüzle, yani yirmi dört saatin gerekirse uyuyabildiğimiz kadar az uyuyup geriye kalan zamanını, oturmaktan öyle zamanlar olur ki kalkıyoruz da vücudumuz yürümeye alışamıyor yani
Sebep?..
Sürekli saatler geçiyor ama bundan memnun musunuz?...
Vallahi çok memnunum
Çünkü
Bütün bunlara sebep nedir?..
O sebep
Bakın şimdi Muhyiddin Bawa hazretleri bana göre son devrin en büyük Ehlullahındandır, o kadar harika bir anlatım tarzı ve anlayışı vardır ki mükemmeldir yani
Kaldı ki onun sözleri Tamilceden İngilizceye, Arabçadan Tamilceye, Tamilceden İngilizceye, İngilizceden Türkçeye geçerken zararlar görmüştür
Buna rağmen bugün yüklemesini tamamladım, Hayatın Sufi Yönü denilen ölmeden ölmeyi mutlaka okusun arkadaşlarımız
Yani ölmeden ölmek öyle basit bir şey değildir
Ölmeden ölmek kendini bilmek, Rabbini bilmekte dirilmektir
Gerçeğini istiyorsa
Hayalini istiyorsa herhangi bir kitap alsın orda çok fenafillah, fenafişşeyh, indirir bindirir, uçurur kaçırır, göçürür
Ama Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm da ise öyle değildir
Sümeyye validemiz gibidir
Hemen halat gibi gererler, gerilir çarmıha şehadeti var mı yok mu bakılır
Dolayısıyla bizim arzumuz yok, isteğimizde yok Allah biliyor ya çok şükür
Hiçbir şey hiiiç
Allahü zül-Celâl ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin emrettiği gibi, yaşadığı gibi bir hayat yaşamak ve inancımız doğrultusunda şehadetle geçip gitmektir
Bu bence doğru olandır
Buna mecburuz, hepimiz mecburuz
Aksi takdirde bu kargaşanın içinde yok olur gideriz
Bir gün ölürüz yani
Bütün bu arz etmeye çalıştığımız şeyler temelinde Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem olan bilgimizi, bulgumuzu, olgumuzu ve yaşayışımızı inşâallah düzgün bir şekle getirmektir
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
Fırını, fırıncı ve çocuklarına taşlatan haçlı zihniyetini düşündüm evet sanırım o bölümden aşmışsınız onu
Doğru
Fırını, fırıncıya ve çocuklarına, fırıncının çocuklarına taşlatan haçlı zihniyeti
İslamı, Müslümana ve Müslümanın çocuklarına dövdüren zalımlar ve bu fırın çökerse aç kalırız dedirmeyen sebastiyan, siyonist
Kim kime ne yapıyor, her şey karman çorman içerisinde ama bir şey var ki toptan hepsi beraber vurun İslama! diyor
Bugün Antalya da açılan kiliseleri sayamıyorsunuz
Kaleiçi diye bir semte girdiğinizde bir hıristiyan ülkesine girdiğinizi sanıyorsunuz
Tüm üniversiteli çocuklar, hepsine burs veriliyor
Her akşam kebap ziyafetleri, şarap ziyafetleri çekiliyor
Kapıda kontrol yapılıyor rasgele berduşları almamak için Grantuvalet, kravatla giriliyor
Bir millet işgal ediliyor
Dumura uğratılıyor
Yok ediliyor
Nerden icap ediyorsa ordan giriliyor
Bu, böyle bir millet yok edilirken, ahlâken çökertilirken, hayâsızlaştırılırken, iffetsizleştirilip geçimsizleştirilirken, her şeyler elinden alınırken;
Allahını bilen, Allahtan korkan, Rasûlullah Efendimizden utanan insanlar, şeref haysiyet sahibi insanlar, elinden geldiği kadar muhakkak ki muhakkak, muhakkak Şeriat-ı Garranın hizmetçisi olması gerekir
***
Evet Esma biliyorsunuz
Eşya Esmanın yoğunlaşmış hali gibidir yani
İntegral-türev gibi
Ya da buharın yoğunlaştığı zaman çiğ damlası oluşu gibi Esmanın sonucu Eşyadır
Bütün Eşya Esma zuhurudur
Esma Türkçedeki gibi bir şeyin iki anlamında değildir tasavvufta bir açıklama adıdır yani
Zat Sıfat Esma Eşya diye gelir
Bu tarafa da; iki EŞYA oldu mu OLAY iki olay oldu mu ZAMAN iki zaman oldu mu insan aklı ZANN da kalır artık öbür tarafa geçemez
Zamandan öteye insan zanda kalır
Kendi bir şeyi hayal eder, gerçeği bilir bilemez belli olmaz
Zanların çoğu çürüktür âyeti var
Burda şu
Eşya içindeyiz şuanda biz zaten
Bir Şeyiz yani
Amaaa
Bütün bir tezahürdür bunlar hep
Yani sizin buyurduğunuz gibi orda 1001 Esma Aziz kardeş Elifdostu bunun üzerinde çalışmıştı
1001 Esma üzerinde çok güzel bir çalışma yapmıştı
Şuanda elimizde o bizim 1001 Esma
Fakat bir türlü kitap haline getiremedik
Ha şundan getiremedik yani Arapçalarını yazsak yanına Türkçeleri Latincesini yazsak, altına mânâlarını yazsak diye düşündük fakat onu, bende Arapça klavye var kullanabiliyorum ama zaman bakımından yetişmedi
Yapmayı çok istedim
Ama üzerinde konuşmak için elimizde var
Word da yazılı olarak da var
99 Esma değil yani 1001 Esma
İnşâallah dediğim gibi öyle bir şey yaparız
Evet Esmanın yoğunlaşmış hali Eşyadır
Eşyanın buharlaşmış hali Esmadır
Daha ötesi Sıfattır
Ve her şey Nurullahtan halkedilmiştir yani
Bu da bir gerçektir
Evet
Allah her yerde hazır, göz gerektir görene
Yunus Emre kaddesallahu sırrahu haktır
Elifdostu görmek bakmak başkaaa görmek başka evet
DUÂmızı Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin buyurduğu gibi yapalım:
BismillahirRahmânirRahîm
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyûl-ümmîyyi ve âlâ alihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...
Allahümme neselükel affe vel-afiye fid dini ved dünyayi vel-âhire!
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahım!
Kulun, Nebîn, Resûlün, Nebiyyül-Ümmîn Efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi vessellemine Salât, Selâm ve Bereket SALLimizi sağla! Selâmet SILAmıza kavuştur! Yüce Âilesine, Sahabelerine ve Ehl-i Beytine de!..
Allahım!
Biz, SENden Dinimiz, Dünyamız ve Âhiretimiz için aff ve âfiyet dilemekteyiz!
El Cemîl ismin yüzü suyu hürmetine Es Settar isminle bizim geçmişteki hatalarımızı, yanlışlarımızı sil, ört!..
Üzerimizde olan kul haklarını hatırlat, karşılaştır, ölmeden halletmeyi bize nasib et!..
Ya Rabbi!
Bizim GEÇMİŞ zaman için olan TÖVBE İSTİĞFARımızı Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın tövbe istiğfarına kat!..
Kuran da bir tek âyet vardır: Ya Muhammed! Tövbe istiğfar et! Allah Senin ve müminlerin tövbe istiğfarını kabul edecektir diye bir tek âyet vardır
Bu âyeti bizi de mazhar kıl!..
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemden bizi ayırma!
BİZ eyle!..
Tevbe ve istiğfar BİRliğimizi sağla ya Rabbi!..
Ya Allah celle celâluhu!
ŞU AN senin elindedir
Biz yaşarken hakkı ve hayrı, bâtılı ve şerri birbirinden ayıramayız
Bir âyet vardır: Siz hayır sanarsınız şer, şer sanarsınız hayırdır. Allah bilir diye
Sen bilirsin, o zaman bizim razı olacağımız işleri Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın rızasında kıl!..
Bizi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın RIZA BİRliğinde BİZ eyle!..
Ya Allah celle celâluhu!
İkinci zamanda geçti
Geçmiş ve şuan
GELECEK Senin elinde
Bunun için DUA gerekir
Duaların en güzel ve özelini de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm yapmıştır ve yapmaktadır
Bizi de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın Muhammedi Dua BİRliğinde BİZ eyle!..
Ya Allah celle celâluhu!
Şöyle ya da böyle gün gelir geçer
Nefesler biter son nefese gelir iş
Burdan oraya geçiş başlar
İşte o zaman ömrümüzün en son noktasında ŞEHÂDET kapısından çıkmadan:
Eşhedü en lâ ilâhe illallah şehâdetimizi Rasûlullah olan Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın inşâallah izinden, sözünden, özünden olduğumuz için, sâdık olduğumuz için inşâallah, şehâdetimizi de Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin o yüce şehâdeti içerisinde şahitlerinden kıl! İnşâallahurRahmân!
Allahım!
Bu dört BİRlik ve BİZlik;
Muhammedi oluş ŞUÛRU,
Muhammedi oluş NÛRU,
Muhammedi oluş SÜRÛRU,
Muhammedi oluş ONURU,
ŞEREFİ İçinde içnde Haşr ü Neşr et BİZi İnşâallah!..
Âmin! Âmin!
Yâ Muîn! (celle celâluhu)
Yâ Lâtif! (celle celâluhu)
Yâ Kerîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahmân! (celle celâluhu)
Yâ Hannân! (celle celâluhu)
Yâ Mennân! (celle celâluhu)
Yâ Deyyân! (celle celâluhu)
Yâ Furkân! (celle celâluhu)
Yâ Sultân! (celle celâluhu)
Yâ ALLAH! (celle celâluhu)
Âmin! Âmin!..
Onun için biz her işimizi inşâallah Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Adına, Hesabına ve Şerefine yaparız
Kötülükler, eksikler ve yanlışlarımız için de ah! çekeriz, özür dileriz
Bu hususta da birbirimizin Tövbe ve İstiğfarcısıyız
Birbirimizin Rızacısıyız
Birbirimizin Duacısıyız inşâallah
Ve birbirimizin Şefaatçısıyız, Şâhidiyiz inşâallah
Allahın izni ve inâyetiyle bu dünyada olduğu gibi ahiret âleminde de, Allahü zül-Celâlin huzurunda da birbirimizi böyle tanıdığımızı, böyle bildiğimizi söyleyeceğiz ve birbirimizin burda olan el eleliklerimiz, gönül gönüleliklerimiz Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmla ebediyen devam edecek
Hayatın kendi içinde olan bu çeşitli hâller, acılar-tatlılar, inişler-çıkışlar, şunlar-bunlar, bunlar bu tiyatro oyunundaki rol elbiseleridir
Bunları soyunduğumuz an kahkaha ile güleceğiz
Kadınlıklar, erkeklikler, isimlikler, cisimlikler bunlar tüm tiyatrodaki figürlerdir
Dışarı çıktığımızda gerçekten ne kral ne köle olmadığımızı anlayacaz
Kadın ve erkek olmadığımızı göreceğiz
Her şeyi görecez görecez de ne çare ki bu sahnede bu rol oynanmak zorunda başka da yol yok
Onun için Allahü zül-Celâl: lehvun ve laibun diyor
Oyun ve eğlence bahçesine soktuk
Liyeblüveküm eyyüküm ahsenü amelâ
Hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için, sizi şöyle bir evire çevire imtihan edelim bakalım, hanginiz sözünün eriymiş bi görüverelim
İşte görülmekteyiz
Allah celle celâlihu, bizi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma bağışlasın!
Şeytan ve şeytanlaşmışların şerrilerinden, tuzaklarında korusun!
Allah celle celâlihu Muhammedi gençlerimize, kardeşlerimize, çocuklarımıza, bütün İslam âlemini inşâallah
Özellikle gençler için hep ben dua ediyorum, bu devirde çok önemli çünkü
Hayırlı bir İŞ nasib etsin
Helal bir AŞ nasib etsin
Salih-Saliha bir EŞ nasib etsin
Ve Muhammedi bir BAŞ nasib etsin ki;
Muhammedi Gayret,
Muhammedi Muhabbet,
Muhammedi Merhamet,
Muhammedi Hasbi Hizmet ve,
Muhammedi Hakikat içerisinde bir ömür sürsünler
Pişman olmasın ne geçmişe, ne geleceğe
Muhammedi gençlerimizle, Allah celle celâluhu bütün insanları şereflendirsin, nurlandırsın, böyle bereketli, böyle güzel bir insan olsunlar inşâallahurRahmân
Allahın izni ve inâyetiyle
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimiz kendisi buyuruyor:
Allahümme islâh ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! Ümmeti Muhammedi islâh et!
Allahümme iflâh ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! İslâh olanları, bunları iflâh et!
Allahümme Ferec an ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! Milyarlarca insanların milyarlarca sırrı vardır, problemi vardır, derdi vardır, der-diyemez, şöyle olur-böyle olur, çözer-çözemez bunlara bir ferec ver
Nedir ferec?...
Çıkış kapısı ver, çözüm yolu ver, bir hallet, çöz ya Rabbi!
Yani bu acılarını dindir ya Rabbi!
Bilinmez anlaşılmaz problemler içerisinde böyle birbirimizin Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın mübarek ağzıyla, sözüyle duacısıyız
Ve nasıl bitiriyor:
Allahümme irham ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem rahmeten amme!..: Allahım! Rahmeten amme umûmen
Kim ki Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Rasûlullah diyorsa merhamet et ya Rabbi!.. demek BİZe farzdır
BİZe farzdır
Neden?..
Çünkü BİZ Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizden DUYduğumuza UYarız
HAKK olduğuna İNANdık mı UYarız
Sahte, uydurma vs. değilse, tahkikse hakte uyarız yani
Ya Rabbi kim Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Rasûlullah diyorsa merhamet et Ya Rabbi!.. deriz
İşte bütün bunlar inşâallah bize, geçmişlerimize rahmet getirir
Allah celle celâluhu onlara merhamet eder, hatalarını örter, ehl-i cennet eder ve bizi karşıladıklarında sevinç içinde olurlar
Bizim bu hayattaki hizmetlerimiz onlara Allahü zül-Celâlin nuru olarak, rahmeti olarak yansır
Bizimle şeref duyarlar, iftihar ederler inşâallahurRahmân
Gelecek nesillerimizi Allahü zül-Celâl;
Ehli beytî,
Muhammedî,
Kuranî ve,
Rabbanî kılar
Salih kılar inşâallah
Kıyamate kadar rahmet gibi,
Allahü zül-Celâlin yağmurları gibi bize durmadan güzellikler, muhabbetler, merhametler yağdırırlar arkamızdan inşâallah
İşte bütün bunlar bizim tercihlerimiz, hayat tarzlarımızı Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı BİLmeye, BULmaya, Onun buyurduğu gibi OLmaya ve bizzat YAŞAmaya bağlamıştır
İnşâallahurrahman Allah celle celâluhu bizi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin;
İnancında,
Amelinde,
Ahlâkında ve,
Hâllerinde kılar!..
Tercihlerimizi öyle yaptırır
İçimize SADAKAT verir
SAMİMİYETimizi dosdoğru kılar
SABIRlarımızı sağlamlaştırır
Ve SELÂMETimizi inşâallah Dârüs-Selâmda Peygamber Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde Can Cennetlerinde buluşmayı Allahü zül-Celâl cümlemize inşâallah;
Lûtfen,
Keremen,
İhsânen,
Kendi Kurân-ı Kerîm de vaat ettiği üzere nasib eder, müyesser eder inşâallah!.
Allah celle celâluhu hepimize rahmet etsin, güzellikler versin
Es Selâm;
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme,
Bütün Allah Dosdlarına ve,
BİZ ümmet-i Muhammede olsun inşâallah
Hepimize hayırlı geceler olsun
Allah razı olsun kardeşlerim
1. SOHBETİN SONU
Fırını, fırıncı ve çocuklarına taşlatan haçlı zihniyetini düşündüm evet sanırım o bölümden aşmışsınız onu
Doğru
Fırını, fırıncıya ve çocuklarına, fırıncının çocuklarına taşlatan haçlı zihniyeti
İslamı, Müslümana ve Müslümanın çocuklarına dövdüren zalımlar ve bu fırın çökerse aç kalırız dedirmeyen sebastiyan, siyonist
Kim kime ne yapıyor, her şey karman çorman içerisinde ama bir şey var ki toptan hepsi beraber vurun İslama! diyor
Bugün Antalya da açılan kiliseleri sayamıyorsunuz
Kaleiçi diye bir semte girdiğinizde bir hıristiyan ülkesine girdiğinizi sanıyorsunuz
Tüm üniversiteli çocuklar, hepsine burs veriliyor
Her akşam kebap ziyafetleri, şarap ziyafetleri çekiliyor
Kapıda kontrol yapılıyor rasgele berduşları almamak için Grantuvalet, kravatla giriliyor
Bir millet işgal ediliyor
Dumura uğratılıyor
Yok ediliyor
Nerden icap ediyorsa ordan giriliyor
Bu, böyle bir millet yok edilirken, ahlâken çökertilirken, hayâsızlaştırılırken, iffetsizleştirilip geçimsizleştirilirken, her şeyler elinden alınırken;
Allahını bilen, Allahtan korkan, Rasûlullah Efendimizden utanan insanlar, şeref haysiyet sahibi insanlar, elinden geldiği kadar muhakkak ki muhakkak, muhakkak Şeriat-ı Garranın hizmetçisi olması gerekir
***
Evet Esma biliyorsunuz
Eşya Esmanın yoğunlaşmış hali gibidir yani
İntegral-türev gibi
Ya da buharın yoğunlaştığı zaman çiğ damlası oluşu gibi Esmanın sonucu Eşyadır
Bütün Eşya Esma zuhurudur
Esma Türkçedeki gibi bir şeyin iki anlamında değildir tasavvufta bir açıklama adıdır yani
Zat Sıfat Esma Eşya diye gelir
Bu tarafa da; iki EŞYA oldu mu OLAY iki olay oldu mu ZAMAN iki zaman oldu mu insan aklı ZANN da kalır artık öbür tarafa geçemez
Zamandan öteye insan zanda kalır
Kendi bir şeyi hayal eder, gerçeği bilir bilemez belli olmaz
Zanların çoğu çürüktür âyeti var
Burda şu
Eşya içindeyiz şuanda biz zaten
Bir Şeyiz yani
Amaaa
Bütün bir tezahürdür bunlar hep
Yani sizin buyurduğunuz gibi orda 1001 Esma Aziz kardeş Elifdostu bunun üzerinde çalışmıştı
1001 Esma üzerinde çok güzel bir çalışma yapmıştı
Şuanda elimizde o bizim 1001 Esma
Fakat bir türlü kitap haline getiremedik
Ha şundan getiremedik yani Arapçalarını yazsak yanına Türkçeleri Latincesini yazsak, altına mânâlarını yazsak diye düşündük fakat onu, bende Arapça klavye var kullanabiliyorum ama zaman bakımından yetişmedi
Yapmayı çok istedim
Ama üzerinde konuşmak için elimizde var
Word da yazılı olarak da var
99 Esma değil yani 1001 Esma
İnşâallah dediğim gibi öyle bir şey yaparız
Evet Esmanın yoğunlaşmış hali Eşyadır
Eşyanın buharlaşmış hali Esmadır
Daha ötesi Sıfattır
Ve her şey Nurullahtan halkedilmiştir yani
Bu da bir gerçektir
Evet
Allah her yerde hazır, göz gerektir görene
Yunus Emre kaddesallahu sırrahu haktır
Elifdostu görmek bakmak başkaaa görmek başka evet
DUÂmızı Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin buyurduğu gibi yapalım:
BismillahirRahmânirRahîm
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyûl-ümmîyyi ve âlâ alihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...
Allahümme neselükel affe vel-afiye fid dini ved dünyayi vel-âhire!
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahım!
Kulun, Nebîn, Resûlün, Nebiyyül-Ümmîn Efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi vessellemine Salât, Selâm ve Bereket SALLimizi sağla! Selâmet SILAmıza kavuştur! Yüce Âilesine, Sahabelerine ve Ehl-i Beytine de!..
Allahım!
Biz, SENden Dinimiz, Dünyamız ve Âhiretimiz için aff ve âfiyet dilemekteyiz!
El Cemîl ismin yüzü suyu hürmetine Es Settar isminle bizim geçmişteki hatalarımızı, yanlışlarımızı sil, ört!..
Üzerimizde olan kul haklarını hatırlat, karşılaştır, ölmeden halletmeyi bize nasib et!..
Ya Rabbi!
Bizim GEÇMİŞ zaman için olan TÖVBE İSTİĞFARımızı Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın tövbe istiğfarına kat!..
Kuran da bir tek âyet vardır: Ya Muhammed! Tövbe istiğfar et! Allah Senin ve müminlerin tövbe istiğfarını kabul edecektir diye bir tek âyet vardır
Bu âyeti bizi de mazhar kıl!..
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemden bizi ayırma!
BİZ eyle!..
Tevbe ve istiğfar BİRliğimizi sağla ya Rabbi!..
Ya Allah celle celâluhu!
ŞU AN senin elindedir
Biz yaşarken hakkı ve hayrı, bâtılı ve şerri birbirinden ayıramayız
Bir âyet vardır: Siz hayır sanarsınız şer, şer sanarsınız hayırdır. Allah bilir diye
Sen bilirsin, o zaman bizim razı olacağımız işleri Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın rızasında kıl!..
Bizi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın RIZA BİRliğinde BİZ eyle!..
Ya Allah celle celâluhu!
İkinci zamanda geçti
Geçmiş ve şuan
GELECEK Senin elinde
Bunun için DUA gerekir
Duaların en güzel ve özelini de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm yapmıştır ve yapmaktadır
Bizi de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın Muhammedi Dua BİRliğinde BİZ eyle!..
Ya Allah celle celâluhu!
Şöyle ya da böyle gün gelir geçer
Nefesler biter son nefese gelir iş
Burdan oraya geçiş başlar
İşte o zaman ömrümüzün en son noktasında ŞEHÂDET kapısından çıkmadan:
Eşhedü en lâ ilâhe illallah şehâdetimizi Rasûlullah olan Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın inşâallah izinden, sözünden, özünden olduğumuz için, sâdık olduğumuz için inşâallah, şehâdetimizi de Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin o yüce şehâdeti içerisinde şahitlerinden kıl! İnşâallahurRahmân!
Allahım!
Bu dört BİRlik ve BİZlik;
Muhammedi oluş ŞUÛRU,
Muhammedi oluş NÛRU,
Muhammedi oluş SÜRÛRU,
Muhammedi oluş ONURU,
ŞEREFİ İçinde içnde Haşr ü Neşr et BİZi İnşâallah!..
Âmin! Âmin!
Yâ Muîn! (celle celâluhu)
Yâ Lâtif! (celle celâluhu)
Yâ Kerîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahmân! (celle celâluhu)
Yâ Hannân! (celle celâluhu)
Yâ Mennân! (celle celâluhu)
Yâ Deyyân! (celle celâluhu)
Yâ Furkân! (celle celâluhu)
Yâ Sultân! (celle celâluhu)
Yâ ALLAH! (celle celâluhu)
Âmin! Âmin!..
Onun için biz her işimizi inşâallah Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Adına, Hesabına ve Şerefine yaparız
Kötülükler, eksikler ve yanlışlarımız için de ah! çekeriz, özür dileriz
Bu hususta da birbirimizin Tövbe ve İstiğfarcısıyız
Birbirimizin Rızacısıyız
Birbirimizin Duacısıyız inşâallah
Ve birbirimizin Şefaatçısıyız, Şâhidiyiz inşâallah
Allahın izni ve inâyetiyle bu dünyada olduğu gibi ahiret âleminde de, Allahü zül-Celâlin huzurunda da birbirimizi böyle tanıdığımızı, böyle bildiğimizi söyleyeceğiz ve birbirimizin burda olan el eleliklerimiz, gönül gönüleliklerimiz Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmla ebediyen devam edecek
Hayatın kendi içinde olan bu çeşitli hâller, acılar-tatlılar, inişler-çıkışlar, şunlar-bunlar, bunlar bu tiyatro oyunundaki rol elbiseleridir
Bunları soyunduğumuz an kahkaha ile güleceğiz
Kadınlıklar, erkeklikler, isimlikler, cisimlikler bunlar tüm tiyatrodaki figürlerdir
Dışarı çıktığımızda gerçekten ne kral ne köle olmadığımızı anlayacaz
Kadın ve erkek olmadığımızı göreceğiz
Her şeyi görecez görecez de ne çare ki bu sahnede bu rol oynanmak zorunda başka da yol yok
Onun için Allahü zül-Celâl: lehvun ve laibun diyor
Oyun ve eğlence bahçesine soktuk
Liyeblüveküm eyyüküm ahsenü amelâ
Hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için, sizi şöyle bir evire çevire imtihan edelim bakalım, hanginiz sözünün eriymiş bi görüverelim
İşte görülmekteyiz
Allah celle celâlihu, bizi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma bağışlasın!
Şeytan ve şeytanlaşmışların şerrilerinden, tuzaklarında korusun!
Allah celle celâlihu Muhammedi gençlerimize, kardeşlerimize, çocuklarımıza, bütün İslam âlemini inşâallah
Özellikle gençler için hep ben dua ediyorum, bu devirde çok önemli çünkü
Hayırlı bir İŞ nasib etsin
Helal bir AŞ nasib etsin
Salih-Saliha bir EŞ nasib etsin
Ve Muhammedi bir BAŞ nasib etsin ki;
Muhammedi Gayret,
Muhammedi Muhabbet,
Muhammedi Merhamet,
Muhammedi Hasbi Hizmet ve,
Muhammedi Hakikat içerisinde bir ömür sürsünler
Pişman olmasın ne geçmişe, ne geleceğe
Muhammedi gençlerimizle, Allah celle celâluhu bütün insanları şereflendirsin, nurlandırsın, böyle bereketli, böyle güzel bir insan olsunlar inşâallahurRahmân
Allahın izni ve inâyetiyle
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimiz kendisi buyuruyor:
Allahümme islâh ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! Ümmeti Muhammedi islâh et!
Allahümme iflâh ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! İslâh olanları, bunları iflâh et!
Allahümme Ferec an ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! Milyarlarca insanların milyarlarca sırrı vardır, problemi vardır, derdi vardır, der-diyemez, şöyle olur-böyle olur, çözer-çözemez bunlara bir ferec ver
Nedir ferec?...
Çıkış kapısı ver, çözüm yolu ver, bir hallet, çöz ya Rabbi!
Yani bu acılarını dindir ya Rabbi!
Bilinmez anlaşılmaz problemler içerisinde böyle birbirimizin Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın mübarek ağzıyla, sözüyle duacısıyız
Ve nasıl bitiriyor:
Allahümme irham ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem rahmeten amme!..: Allahım! Rahmeten amme umûmen
Kim ki Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Rasûlullah diyorsa merhamet et ya Rabbi!.. demek BİZe farzdır
BİZe farzdır
Neden?..
Çünkü BİZ Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizden DUYduğumuza UYarız
HAKK olduğuna İNANdık mı UYarız
Sahte, uydurma vs. değilse, tahkikse hakte uyarız yani
Ya Rabbi kim Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Rasûlullah diyorsa merhamet et Ya Rabbi!.. deriz
İşte bütün bunlar inşâallah bize, geçmişlerimize rahmet getirir
Allah celle celâluhu onlara merhamet eder, hatalarını örter, ehl-i cennet eder ve bizi karşıladıklarında sevinç içinde olurlar
Bizim bu hayattaki hizmetlerimiz onlara Allahü zül-Celâlin nuru olarak, rahmeti olarak yansır
Bizimle şeref duyarlar, iftihar ederler inşâallahurRahmân
Gelecek nesillerimizi Allahü zül-Celâl;
Ehli beytî,
Muhammedî,
Kuranî ve,
Rabbanî kılar
Salih kılar inşâallah
Kıyamate kadar rahmet gibi,
Allahü zül-Celâlin yağmurları gibi bize durmadan güzellikler, muhabbetler, merhametler yağdırırlar arkamızdan inşâallah
İşte bütün bunlar bizim tercihlerimiz, hayat tarzlarımızı Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı BİLmeye, BULmaya, Onun buyurduğu gibi OLmaya ve bizzat YAŞAmaya bağlamıştır
İnşâallahurrahman Allah celle celâluhu bizi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin;
İnancında,
Amelinde,
Ahlâkında ve,
Hâllerinde kılar!..
Tercihlerimizi öyle yaptırır
İçimize SADAKAT verir
SAMİMİYETimizi dosdoğru kılar
SABIRlarımızı sağlamlaştırır
Ve SELÂMETimizi inşâallah Dârüs-Selâmda Peygamber Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde Can Cennetlerinde buluşmayı Allahü zül-Celâl cümlemize inşâallah;
Lûtfen,
Keremen,
İhsânen,
Kendi Kurân-ı Kerîm de vaat ettiği üzere nasib eder, müyesser eder inşâallah!.
Allah celle celâluhu hepimize rahmet etsin, güzellikler versin
Es Selâm;
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme,
Bütün Allah Dosdlarına ve,
BİZ ümmet-i Muhammede olsun inşâallah
Hepimize hayırlı geceler olsun
Allah razı olsun kardeşlerim
1. SOHBETİN SONU
- sev-guzel
- Özel Üye
- Mesajlar: 609
- Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00
Âmin! Âmin!ankakusu yazdı:
DUÂmızı Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin buyurduğu gibi yapalım:
BismillahirRahmânirRahîm
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyûl-ümmîyyi ve âlâ alihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...
Allahümme neselükel affe vel-afiye fid dini ved dünyayi vel-âhire!
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahümmestürnâ bi setrikel-cemîl...
Allahım!
Kulun, Nebîn, Resûlün, Nebiyyül-Ümmîn Efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi vessellemine Salât, Selâm ve Bereket SALLimizi sağla! Selâmet SILAmıza kavuştur! Yüce Âilesine, Sahabelerine ve Ehl-i Beytine de!..
Allahım!
Biz, SENden Dinimiz, Dünyamız ve Âhiretimiz için aff ve âfiyet dilemekteyiz!
El Cemîl ismin yüzü suyu hürmetine Es Settar isminle bizim geçmişteki hatalarımızı, yanlışlarımızı sil, ört!..
Üzerimizde olan kul haklarını hatırlat, karşılaştır, ölmeden halletmeyi bize nasib et!..
Ya Rabbi!
Bizim GEÇMİŞ zaman için olan TÖVBE İSTİĞFARımızı Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın tövbe istiğfarına kat!..
Kuran da bir tek âyet vardır: Ya Muhammed! Tövbe istiğfar et! Allah Senin ve müminlerin tövbe istiğfarını kabul edecektir diye bir tek âyet vardır
Bu âyeti bizi de mazhar kıl!..
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemden bizi ayırma!
BİZ eyle!..
Tevbe ve istiğfar BİRliğimizi sağla ya Rabbi!..
Ya Allah celle celâluhu!
ŞU AN senin elindedir
Biz yaşarken hakkı ve hayrı, bâtılı ve şerri birbirinden ayıramayız
Bir âyet vardır: Siz hayır sanarsınız şer, şer sanarsınız hayırdır. Allah bilir diye
Sen bilirsin, o zaman bizim razı olacağımız işleri Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın rızasında kıl!..
Bizi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın RIZA BİRliğinde BİZ eyle!..
Ya Allah celle celâluhu!
İkinci zamanda geçti
Geçmiş ve şuan
GELECEK Senin elinde
Bunun için DUA gerekir
Duaların en güzel ve özelini de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm yapmıştır ve yapmaktadır
Bizi de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın Muhammedi Dua BİRliğinde BİZ eyle!..
Ya Allah celle celâluhu!
Şöyle ya da böyle gün gelir geçer
Nefesler biter son nefese gelir iş
Burdan oraya geçiş başlar
İşte o zaman ömrümüzün en son noktasında ŞEHÂDET kapısından çıkmadan:
Eşhedü en lâ ilâhe illallah şehâdetimizi Rasûlullah olan Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın inşâallah izinden, sözünden, özünden olduğumuz için, sâdık olduğumuz için inşâallah, şehâdetimizi de Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin o yüce şehâdeti içerisinde şahitlerinden kıl! İnşâallahurRahmân!
Allahım!
Bu dört BİRlik ve BİZlik;
Muhammedi oluş ŞUÛRU,
Muhammedi oluş NÛRU,
Muhammedi oluş SÜRÛRU,
Muhammedi oluş ONURU,
ŞEREFİ İçinde içnde Haşr ü Neşr et BİZi İnşâallah!..
Âmin! Âmin!
Yâ Muîn! (celle celâluhu)
Yâ Lâtif! (celle celâluhu)
Yâ Kerîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahmân! (celle celâluhu)
Yâ Hannân! (celle celâluhu)
Yâ Mennân! (celle celâluhu)
Yâ Deyyân! (celle celâluhu)
Yâ Furkân! (celle celâluhu)
Yâ Sultân! (celle celâluhu)
Yâ ALLAH! (celle celâluhu)
Âmin! Âmin!..
Onun için biz her işimizi inşâallah Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Adına, Hesabına ve Şerefine yaparız
Kötülükler, eksikler ve yanlışlarımız için de ah! çekeriz, özür dileriz
Bu hususta da birbirimizin Tövbe ve İstiğfarcısıyız
Birbirimizin Rızacısıyız
Birbirimizin Duacısıyız inşâallah
Ve birbirimizin Şefaatçısıyız, Şâhidiyiz inşâallah
Allahın izni ve inâyetiyle bu dünyada olduğu gibi ahiret âleminde de, Allahü zül-Celâlin huzurunda da birbirimizi böyle tanıdığımızı, böyle bildiğimizi söyleyeceğiz ve birbirimizin burda olan el eleliklerimiz, gönül gönüleliklerimiz Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmla ebediyen devam edecek
Hayatın kendi içinde olan bu çeşitli hâller, acılar-tatlılar, inişler-çıkışlar, şunlar-bunlar, bunlar bu tiyatro oyunundaki rol elbiseleridir
Bunları soyunduğumuz an kahkaha ile güleceğiz
Kadınlıklar, erkeklikler, isimlikler, cisimlikler bunlar tüm tiyatrodaki figürlerdir
Dışarı çıktığımızda gerçekten ne kral ne köle olmadığımızı anlayacaz
Kadın ve erkek olmadığımızı göreceğiz
Her şeyi görecez görecez de ne çare ki bu sahnede bu rol oynanmak zorunda başka da yol yok
Onun için Allahü zül-Celâl: lehvun ve laibun diyor
Oyun ve eğlence bahçesine soktuk
Liyeblüveküm eyyüküm ahsenü amelâ
Hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için, sizi şöyle bir evire çevire imtihan edelim bakalım, hanginiz sözünün eriymiş bi görüverelim
İşte görülmekteyiz
Allah celle celâlihu, bizi Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma bağışlasın!
Şeytan ve şeytanlaşmışların şerrilerinden, tuzaklarında korusun!
Allah celle celâlihu Muhammedi gençlerimize, kardeşlerimize, çocuklarımıza, bütün İslam âlemini inşâallah
Özellikle gençler için hep ben dua ediyorum, bu devirde çok önemli çünkü
Hayırlı bir İŞ nasib etsin
Helal bir AŞ nasib etsin
Salih-Saliha bir EŞ nasib etsin
Ve Muhammedi bir BAŞ nasib etsin ki;
Muhammedi Gayret,
Muhammedi Muhabbet,
Muhammedi Merhamet,
Muhammedi Hasbi Hizmet ve,
Muhammedi Hakikat içerisinde bir ömür sürsünler
Pişman olmasın ne geçmişe, ne geleceğe
Muhammedi gençlerimizle, Allah celle celâluhu bütün insanları şereflendirsin, nurlandırsın, böyle bereketli, böyle güzel bir insan olsunlar inşâallahurRahmân
Allahın izni ve inâyetiyle
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimiz kendisi buyuruyor:
Allahümme islâh ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! Ümmeti Muhammedi islâh et!
Allahümme iflâh ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! İslâh olanları, bunları iflâh et!
Allahümme Ferec an ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem : Allahım! Milyarlarca insanların milyarlarca sırrı vardır, problemi vardır, derdi vardır, der-diyemez, şöyle olur-böyle olur, çözer-çözemez bunlara bir ferec ver
Nedir ferec?...
Çıkış kapısı ver, çözüm yolu ver, bir hallet, çöz ya Rabbi!
Yani bu acılarını dindir ya Rabbi!
Bilinmez anlaşılmaz problemler içerisinde böyle birbirimizin Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın mübarek ağzıyla, sözüyle duacısıyız
Ve nasıl bitiriyor:
Allahümme irham ümmet-i Muhammedin sallallahu aleyhi vessellem rahmeten amme!..: Allahım! Rahmeten amme umûmen
Kim ki Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Rasûlullah diyorsa merhamet et ya Rabbi!.. demek BİZe farzdır
BİZe farzdır
Neden?..
Çünkü BİZ Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizden DUYduğumuza UYarız
HAKK olduğuna İNANdık mı UYarız
Sahte, uydurma vs. değilse, tahkikse hakte uyarız yani
Ya Rabbi kim Lâ ilâhe illâllah Muhammeder Rasûlullah diyorsa merhamet et Ya Rabbi!.. deriz
İşte bütün bunlar inşâallah bize, geçmişlerimize rahmet getirir
Allah celle celâluhu onlara merhamet eder, hatalarını örter, ehl-i cennet eder ve bizi karşıladıklarında sevinç içinde olurlar
Bizim bu hayattaki hizmetlerimiz onlara Allahü zül-Celâlin nuru olarak, rahmeti olarak yansır
Bizimle şeref duyarlar, iftihar ederler inşâallahurRahmân
Gelecek nesillerimizi Allahü zül-Celâl;
Ehli beytî,
Muhammedî,
Kuranî ve,
Rabbanî kılar
Salih kılar inşâallah
Kıyamate kadar rahmet gibi,
Allahü zül-Celâlin yağmurları gibi bize durmadan güzellikler, muhabbetler, merhametler yağdırırlar arkamızdan inşâallah
İşte bütün bunlar bizim tercihlerimiz, hayat tarzlarımızı Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı BİLmeye, BULmaya, Onun buyurduğu gibi OLmaya ve bizzat YAŞAmaya bağlamıştır
İnşâallahurrahman Allah celle celâluhu bizi Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin;
İnancında,
Amelinde,
Ahlâkında ve,
Hâllerinde kılar!..
Tercihlerimizi öyle yaptırır
İçimize SADAKAT verir
SAMİMİYETimizi dosdoğru kılar
SABIRlarımızı sağlamlaştırır
Ve SELÂMETimizi inşâallah Dârüs-Selâmda Peygamber Aleyhissalâtü vesselâmın yüreğinde Can Cennetlerinde buluşmayı Allahü zül-Celâl cümlemize inşâallah;
Lûtfen,
Keremen,
İhsânen,
Kendi Kurân-ı Kerîm de vaat ettiği üzere nasib eder, müyesser eder inşâallah!.
Allah celle celâluhu hepimize rahmet etsin, güzellikler versin
Es Selâm;
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme,
Bütün Allah Dosdlarına ve,
BİZ ümmet-i Muhammede olsun inşâallah
Hepimize hayırlı geceler olsun
Allah razı olsun kardeşlerim
1. SOHBETİN SONU
Yâ Muîn! (celle celâluhu)
Yâ Lâtif! (celle celâluhu)
Yâ Kerîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahîm! (celle celâluhu)
Yâ Rahmân! (celle celâluhu)
Yâ Hannân! (celle celâluhu)
Yâ Mennân! (celle celâluhu)
Yâ Deyyân! (celle celâluhu)
Yâ Furkân! (celle celâluhu)
Yâ Sultân! (celle celâluhu)
Yâ ALLAH! (celle celâluhu)
Âmin! Âmin!..
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
HAYY ALLAH CELLE CELÂLİHU razı olsun Dost Kul İhvanimİZ ağzına sağlık, ömrüne bereket inşaallah..ankakusu yazdı:01 MART 2008 SOHBETİNİN DEVAMI...
....
Şimdi değerli kardeşlerim
Bu anlattığım çerçevenin bütün özü ve özeti
Anlattığımız, bu tasavvuf dediğimiz, İslamı bilmek
Daha doğrusu Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmı bilmek, bulmak, emrettiği gibi olmak ve yaşamak için izlenmesi gereken ilim ve edeb, sonra da irfan ve erkan yolunun adı tasavvuftur
İlim ve edeble kişinin kendini bilmesi
Sonra Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdan alacağı, kalb ve ruhla alacağı irfan ve erkanla Rabbini bileceği taahhüd altına alınmıştır
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm tarafından
Garantiye alınmıştır
Vaad edilmiştir Allahü zül-Celâl tarafından
Âyetlerle açık seçiktir
semigna ve ategna
Biz şimdi duyduk daha
ve ategna
Derhal itaat ediyoruz
Buradaki, bu ikililer yedi âyettir bunlar Kurânda
İyyake nabudu ve iyyake nestain.
Efendim bir tanesi bu semigna ve ategna
Bir tanesi yasin suresindeki
Yâni bir gün bu yedi âyeti bir gün göreceğiz İnşaallah
Yâni bu yedi nefsin yedi âyetidir bunlar
İşte burada ve kâlu semigna ve ategna
İyi kardeşim ben altmış yaşındayım ama semigna biz yeni duyduk biz yâni ben değil
Benim adıma Muhammed Aleyhis-selâm buyuruyor
Biz yeni duyduk yâni
Peygamber Aleyhis-selâmı yeni duyduk daha biz
ve ategna
Derhal itaat ettik
Kime itaat ettik?..
Allah ve Rasûlüne yâni
Allahın adına Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma itaat ettik
O ne yaptıysa bizde onu yapmaya çalışıyoruz
Ne dediyse biz etmeye çalışıyoruz
Yâni işte bu BİZlik ve BİRlik
Bir kişi İlahi ilim ve Muhammedi edeb sahibi ise BİZdir
İlahi irfana ve Muhammedi erkana da kavuşmuşsa BİRdir artık
BİZlik BİRlik hikayesi budur
İkilik olamaz
Şehadet şehadettir
Tevhid tevhiddir
Lâ ilâhe illâllah iki tane değildir... Bir tanedir artık
Çünkü;
Lâ ilâhe ayrıdır inkardır..reddir..
İllâllah ayrıdır ikrardır.. tasdiktir..
Ama birlikte Lâ ilâhe illâllah tektir
İnkârım ikrâr oldu demektir kalktı demektir
Benim gecem vardı gündüz oldu demektir
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın buyurduğu gibi:
Benimde şeytanım vardı Müslüman oldu demektir
İşte bütün bu özellikler ve güzellikler
İnşallah Allahın izni ve inâyetiyle
Önümüzdeki zamanlarda bu konuları işleyeceğiz
Bizim kendimizin işleyeceği ara konuların yanında, Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimizle ilgili hususları eklemenin yanında, sanıyorum sufi söylemişti diğer konulara da gireceğiz
Şimdi biraz sonra ben onların neler olacağını söyleyeceğim
Ama demin beri söylediğim iki şeye dikkatinizi çekmek istiyorum
Bir insanın letaif katmanları; beden, nefis, kalb, ruh, sır, hafî, ahfâ her insanda vardır
Kullanır kullanmaz ayrı şeydir
Ama mutlaka vardır
Allahü zül-Celâl kendi kaderince ona vermiştir
Verilmezse zâten sorumlu değildir
Bu kıyamete kadar gelecek her insanda vardır; akıl verilmişse
Bu insanlar kendi prizlerini Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hattında bulmak zorundadırlar
Kullanmaktan sorumludurlar
Bunun için her insanın kendi kısır düşüncelerini aşması, tekemmül edip gelişmesi gerekir
Yâni Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem geldi, tebliğini yaptı, Kurân-ı Kerimi bıraktı, öldü gitti diyenler ahmak bile değildir
Ölen Abdullah Aleyhis-selâmdır
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemin nuru, Allah celle celalihunun var ettiği İLKtir
Ve hiçbir zaman ölmesi mümkün değildir ebedidir yâni
Biz kime inanacağız, Rasûlullah öldü de?..
Allaha ve Resûlüne teslim olunuz.
Allaha ve Resûlüne imân ediniz.
Allah ve Resûlüne tabi olunuz.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz.
Âyetler bunlar..
Kime edecek?..
Kim diyor bunu?..
Eğer böyle derse bunlar, kafalarındaki çeşitli şekilde oluşmuş, doldurulmuş, kokuşmuş, alışkanlık hâline gelmiş, kalbsiz, ruhsuz, hevâ ve hevesine kul bir kişi durumuna çeker
Bizim derdimiz hiç kimseyle değil
Kavga, cedel vs hâşa olamaz
Bizim derdimiz o değildir
Onun için de biz Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme
Neden teslim olacağız, itaat edeceğiz, imân edeceğiz?..
Bakın
Hucurât suresi 15. âyet:
Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allaha ve Resulüne iman ettikten sonra şübheye düşmeyip Allah yolunda mallariyle, canlariyle mücahede etmektedirler işte onlardır ki sâdıklardır (Hucurât 49/15)
İşte doğrular yâni kelimeyi söylüyorum sâdıklar ancak onlardır.
Hadid suresi 7. âyet:
Allah'a ve Resûlü'ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden harcayın. Sizden iman edip de (Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardır. (Hadid 57/7)
19. âyet Hadid
Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve nûrları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır. (Hadid 57/19)
Yine Hadid 21:
Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu, Allah'ın lütfudur ki onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. (Hadid 57/21)
Yine Saff 11:
Allah'a ve Resûlüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (Saff 61/11)
Bir başkası Nur 62:
Müminler ancak Allaha ve Rasûlüne iman etmişlerdir.
Devam edelim İman daha çok var Başka âyetlerde
Ama itaate geçelim
Bakın Âl-i İmrân 132:
Allaha ve Resûlüne itaat edin ki rahmete erdirilesiniz. (Âl-i İmrân 3/132)
Hani söyleniyor ya
Efendim şeyhine ölü gibi falana teslim olacaksın!
Ölü gibi ölü
Yâni bir ölü nasıl teslim olursa
Malınla, canınla, ırzınla teslim olacaksın gibi söyleyenler Kurân-ı Kerimde bir tek harf bile bulamazlar kendilerine insanların teslim olması hakkında
Bulunan tek şey:
Allaha ve Resûlüne itaat edin.
Allah ve Resûlüne teslim olun.
Allah ve Resûlüne imân edin.
Allah ve Resûlüne itaat ediniz ki rahmete erdirilesiniz.
Âl-i İmrân 132. âyet
Nisa 59 âyet:
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. (Nisâ 4/59)
Buradaki ulül emr; emir sahibi olan kişi Ehlullahtır
Haktır
Hamdolsun etmekteyiz ve ederiz de zâten
Yine Nisa 69:
Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır! (Nisâ 4/69)
Yâni söylediğimiz şeyi eğer kendimiz söylersek gerçektem çok hata etmiş oluruz
Ben bunlarla uzatmak istemiyorum
O kadar çok âyet var ki
Nisâ 80, Maide 92, Enfal 1, Enfaz 20, Enfaz 24, Enfal 46
Ve çook
İşte bütün bunlar Allahü zül-Celâle ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vesselleme de;
Teslim olmayı,
İman etmeyi,
Tâbi olup
İtaat etmeyi farz kılmaktadır
Farz-ı ayn kılmaktadır
De ki; eğer Allahı seviyorsanız Bana tabi olun. Uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınız bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir (Âl-i İmrân 3/31)
Biz İnşaallah uzun şekilde bu konuyu işleyeceğiz
İşlerken de Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hakkındaki bütün bilgileri bileceğiz
....