Sultan Veled
İbtida Nâme
Susarken sen, şüphe yok ki bir denizsin; ama dudağını açtın da söze başladın mı, çiy tanesine dönersin,
Susmak asıldır, söylemekse onun parça - buçuğu; susmak, Ahmed'dir de söz, şeriat,
Mustafâ kaynaktır, şerîatıysa su, Mustafâ güneştir, şerîatıysa ışık
Şeriat parça - buçuktur, Mustafâ asıl, Mustafâ atadır, şerîatıysa soya sopa benzer,
Bunun gibi sen de bir ırmaksın sanki; oysa denizdir, kaynaktır, nehirdir,
Sen kimi barıştasın, kimi savaşta; kimi de çalgıcıyla, çeng çalanla eş dostsun,
Kimi yakar - yıkarsın, kimi yapar - onarırsın; kimi sarhoş olursun kimi mahmurlaşırsın,
Kimi taştan, topraktan, kerpiçten evler kurarsın; kimi senin yüzünden sevinirler, kimi gamlara batarlar,
Suret senin yüzünden dâima onarılır; anlamlar da senden hoşnuttur, gönülleri neşeli,
Sen bir denizsin, yaptığın işlerse katre; sen güneşe benzersin, sözlerinse zerre,
240, İşte Peygamber'in işiyle sözü de buna benzer; bunu anla da düşünceye dalıp tasalanma,
Şeriat gibi yüzbinlerce hüküm, onunla kuruldu da o, bunların yüzünden ne arttı, ne eksildi,
Ondan alırlar, oysa azalmaz; onun denizinden içerler, o deniz eksilmez,
Dünyâda eşini - benzerini kimse görmediği hâlde Ebû - Cehil, ona karşı kötülüğe kalkışmadı mı?
Ama kötülükleri, onun ululuğunu eksiltti mi? Aksine her solukta daha da arttıkça arttı,
O, bir kaynak gibi coştukça coşuyordu; kendi cinsinden olanların katında Ay gibi parladıkça parlıyordu,
Ama öbürü karanlıktan ibaretti; oysa nur, Bunların tümü de yastı, oysa tamâmiyle düğün-dernek,
Bu kör ederdi, oysa göz verirdi; o ilim ihsan ederdi; buysa adamı öfkelere boğardı,
O, huriler, cennet, Kevser ihsan ederdi; buysa adamı, şüphe yok, cehennemin dibine çeker-atardı,
İbtida Name (Sultan Veled)
- gulgoncaa
- Aktif Üye
- Mesajlar: 182
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
İbtida Name (Sultan Veled)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/gulgonca.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
ALFABE DUASI...
Küçük bir çoban bir Cuma günü koyunları güdüyordu ki, ezanın sesini duydu. Uzaktan, köy ahalisinin birer ikişer camiye doğru yol aldığını görünce:
Ben de Rabbime yönelmeliyim? Ama Ona ne diyeceğim, nasıl ibadet edeceğim? diye düşünmeye başladı.
Küçük çoban namaz kılmayı bilmiyor, ezberinde de ne bir sûre, ne bir dua bulunuyordu.
Dizüstü yere çöktü, Elif, be, te, se... diye, duyduğu kadarıyla alfabenin harflerini saymaya başladı. Bu duayı birkaç defa etti.
Oradan geçen bir adam çocuğun sesini duydu ve çalılar arasından ona baktı. Diz çökmüş, elini açmış, gözleri kapalı bir çocuğun alfabeyi okuduğunu gördü.
Çocuğa:
Burada ne yapıyorsun, küçük? diye seslendi.
Çocuk Dua ediyorum efendim dedi.
Adam şaşkın bir şekilde:
Niçin alfabeyi okuyorsun? diye sordu.
Çocuk cevap verdi:
Hiç dua bilmiyorum, efendim. Fakat, Allahın beni korumasını ve koyunlarımı güderken bana yardım etmesini istiyorum. O herşeyi bildiğine göre, harfleri yanyana koyar ve ne söylemek istediğimi bilir, diye düşündüm.
Adam gülümsedi ve:
Kalbini ferah tut dedi. İnanıyorum ki, Allah duanı kabul edecektir.
Selim Gündüzalp
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78