ALVARLI EFE HAZRETLERİ (18681956)
1868 tarihinde Erzurum'un Hasankale'ye bağlı Kındığı köyünde dünyaya gelmiştir. İsmi Muhammed Lütfi'dir. Pederleri Hâce Hüseyin Efendi, valideleri Seyyide Hatice Hanımdır. Evlad-ı Resuldür.Tahsilini basta pederleri olmak üzere devrinin şöhretli alimlerinden tamamlamış, icazet alarak 1891de Hasankalenin Sivaslı Camii'ne imam olmuştur. Aynı yıl pederleri ile birlikte Bitlis'e giderek her ikisi de Hace Muhammed Pir-i Küfrevi Hazretleri'nin mümtaz bir halifesi olarak Hasankale'ye geri dönmüşlerdir. Merhum Osman Demirci Hocaefendi bu ziyareti şöyle anlatmıştı: Tabi o(Efe hazretleri) gençliğinde de büyük bir zat imiş
Babası Hüseyin Efendi de, Erzurumda Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeniler tarafından şehid olmuş, o da meşayihten, evliyaullahtan büyük bir zat. Hüseyin Efendi oğlunu 17 yaşlarındayken Bitlise götürmüş, Muhammed Küfrevi hazretlerinin dergahına
Bitliste dergahın etrafında binlerce insan bekliyor. Ne zaman ziyarete kabul edilecek? O da bir tarafta oturuyor. Bir bakıyorlar ki, dergahtan bir adam çıkıyor ve diyor ki: Erzurumlu Hüseyin Efendi hocanın mahdumu Muhammed Lütfi Efendi kim? Buyur ediyorlar. Kendi anlattı, Allah şefaatlerini nasip eylesin; İçeri girdik, oturduk, öyle bir nazar etti ki, başım sanki semalara değdi.
Fethullah Gülen Hocaefendi de 1996da yaptığı bir sohbette şu hatırayı naklediyorlar: Pir-i Küfrevi Hazretlerinin Alvar İmamı için dediği bir şey vardı. Mollalar Alvar İmamı ve babasının başını sarıyorlar, gece yarısına kadar zorluyorlar, nasıl oldu da bu adamlar hemen dün bir, bugün iki geldiler, hilafet postuna oturdular, Pir-i Küfrevi Hazretleri bunlara iltifat etti Gece yarısı birden kapı açılıyor, Hazret don gömlek içeri giriyor; Mollalar, mollalar diyor, Lütfü Efendinin, Hüseyin Efendinin bize ihtiyacı yoktu, kemâlleri getirdi buraya.
Daha sonra buradan Erzurum'un Dinarkom köyüne gitmiş ve orada Birinci Cihan Harbi'ne kadar kalmıştır. Rusların istilası müddetince orada kalmış; Ermenilerin katliama başlaması üzerine, köyden ve diğer köylerden topladığı altmış kadar çete halindeki bir müfreze ile Rusların karargâh deposu olan köye, o gün Ermeni topluluğunun da burada bulunuşu dolayısıyla taarruz etmiş. Böylece, Ermeniler püskürtülmüş ve kendileri müfrezesiyle birlikte Oyuklu köyünün yanı başında Rusların yığdığı kıyas kabul etmez bir depoyu teslim almış ve Zergideler Köyü'nde Türk ordusuna iltihak ederek ordu ile birlikte gün ışırken Erzurum'a girmiş ve hemen pederlerinin yanına koşmuş. Pederleri Hüseyin Efendi bir Ermeni dipçiği ile ağır yaralı bir vaziyettedir. Pederlerini kana bulanmış, ağır yaralı bir halde bulmuş ve o günün ikindisine kadar pederleriyle meşgul olmuş. Akşama doğru vefat eden pederlerini Kavak Kapısı Kabristanına defnetmiştir.
Fethullah Gülen Hocaefendi bir sohbetinde şunları ifade ediyor; Babaları Hüseyin Kındı efendiyi ben görmedim. Ermeni taşnaksiyonu on sekizli yıllarda şehit etmişler. Elli dörtte, mezarından çıkarıldığında, sakalının bir tüyü bile dökülmemiş, dipdiri çıkardıkları o günleri ben idrak ettim.
Bilahare görevini Yavi nahiyesine, oradan da, anavatanı olan Hasankale'ye nakletmiştir. Kendisine teklif edilen Hasankale Müftülüğünü kabul etmemiş, Hasankale'ye bir saat mesafede bulunan Alvar köyü halkının istirhamı üzerine oraya giderek bu köyde yirmi dört sene vazife yapmıştır Halk arasında "Alvar imamı" ve "Efe hazretleri" unvanıyla tanındı.. Efe Hazretlerinin duygu ve düşüncesinin piştiği yer Alvar Köyü'dür.
1939 yılında Prostat hastalığından dolayı tedavi için Erzurum'a gitmiş, Mehdi Efendi Mahallesi'nde kiracı olarak bir evde ikamet ederek 16 sene de burada olmak üzere 90 yıllık çok bereketli ömrünü dine ve insanlığa adamıştır. 1947,49 ve 1950de olmak üzere üç defa Hacca gitmiştir. 12.03. 1956 tarihinde ebedi âleme intikal etmiş ve naş-i şerifi Alvar köyünde pederleri Hüseyin Efendi yanında gömülmüştür.
ŞEMAİL VE AHLAKI
Efe hazretleri mütebessimdi. Nurani idi. Beyaza yakın buğday benizli idi ve mübarek kaşlarının arası açıktı.
Efe hazretleri, Resulullah ahlakının canlı bir numunesi idi. Alvar İmamında dikkatimizi çeken en önemli özellikler şefkati, cömertliği ve halktan istiğna duygusu idi. Kısaca bunlara değinelim:
1-İstiğnası: İstiğna, halktan maddi yardım talep etmemektir,şahsına yönelik olarak minnet altında kalmamaktır. Özellikle din düşmanlarının ilmi kazanç vasıtası yapıyorlar ithamına karşı istiğna düsturu bu zamanda çok ehemmiyet kazanmıştır. Efe hazretleri de mübarek ömrü boyunca istiğnaya azami dikkat etmiş bir zattır. Oğlu merhum Hâce Seyfeddin Efendi bu yönü için şunları demektedir: Bu zat, şu doksan sene ömrü hayatı içinde, taşı taşın üstüne koymamış, bir ev sahibi olmayı daha hatırlamamış, dünya metaı ve malına malik olmayı hiç arzu etmemiş. Gayet temiz elbise giyer, mu'tedilen her hareketi vakur, müstağni...Dünyası ve geçimi hatırası için bay-geda hiç kimseye göz ucu ile veya ima ile dahi olsa tenezzül etmemiş ve dar-i maişetini temin etmek üzere hiç kimseden ufacık bir yardım hatırından bile geçmemiş. Her zaman için ve her gün sofrasında müteaddit insanlara ikram etmek üzere misafirperverliğini her şahıs hayretle takdir ederdi.
M. Fethullah Gülen Hocaefendi de 1982de yapmış olduğu bir sohbette Efe hazretlerinin istiğnasına şöyle değinir: Kendisi, emanet evde ruhunu Allaha teslim etti. İhtimal ki altındaki sedir de emanetti. Beyin yapıcımız gibi müstağni bir insandı. Kendisine ait hiçbir şey yoktu. 40 sene postnişin olduğu tekkede hatırımda kaldığına göre hasır serilirdi. Halı kilim yoktu. Gayet müstağni idi..
2-Cömertliği:
Misafirin kademleri kesilse,
O evden bereket ref olur elbet.
Gönülde sehavet gülleri solsa,
Hurmet-i ahbaba kalır mı himmet.
Alvar İmamının nazarı dikkati çeken mühim bir hususiyeti de alabildiğince cömertliği idi. Oğlu Seyfeddin Mazlumoğlu bu hususiyetini şöyle anlatır: Son zamanlarında kendisine niyaz ve istirhamla hediye edilen neler ise, yerli yerince mahallini keşif ederek bir emaneti yerine tevdi etmek üzere ulaştırır idi.. Bu meyanda gidavi(gıdasal) her hangi hediyeleri misafirlerine ikram eder ve kendilerine dua ederek ikramını minnet bilir, kemal-i iltifatla misafirlerini yolcu ederdi. Ve hatta şunu da kasemle ilave edeyim ki, yirmi iki yaşından doksan yaşına kadar yani altmış sekiz sene sofrasına misafirsiz el sunduğu ender görülmüş idi.
Mehmed Kırkıncı Hocaefendi, Efenin cömertliği hakkında şunları ifade ediyor; Dikkatimi çeken mühim bir meziyeti de onun cömertliği idi. O, eşe, dosta, ihtiyaç sahiplerine ikram etmekten çok zevk alırdı. Herkesin isteklerini ve ihtiyaçlarını büyük bir sürur içerisinde yerine getirmeye gayret eder, böylece gönüllerle muhabbet ve uhuvvet tohumlarını ekerdi.
3-Şefkat ve merhameti:
Sakın incitme bir canı
Yıkarsın arş-ı Rahmanı
dizeleri Alvar İmamının inceliğine ne güzel bir misaldir.
Düşkünlere ve hastalara o derece merhametli idi ki, hiçbir ana ve baba evladına o derece şefkat ve merhamet edemez... Yanına gelen muzdariplerin ızdıraplarına çareler aramak üzere maddi ve manevi onlarla beraber muzdarip olur ve çok kimseler yanından ızdıraplarına çare ve dertlerine derman olunmuş halde ayrılırlar idi.
Bir başka ölçüsü de şöyledir:
Adalet, merhamet, insaf gerektirir ehl-i imane
Mürüvvet et kıyas-i nefs ile zulmetme insane
İRŞADI VE SOHBETLERİ
Alvar İmamı bir Nakşbendiyye-Halidi şeyhi olamkala beraber aynı zamanda Kadiriyy tarikinde de mürşid-i Kamil idi. Nakşi yanıyla Küfrevilerin halifesi idi, diğer yanıyla Kadiriler açısından, Azerbaycan Türk'ü Seyyid Hamzanın halifesi idi.
O'nun meclisi herkese açıktı. Sohbetleri Tevhid derslerini talim mahiyetindedir. Hadis-i şeriflerden bahseder, Peygamber ve Sahabe sevgisini işlerdi. Mehmed Kırkıncı Hocaefendi bu konuda şunları söylüyor: Ekseriya sohbetlerinde marifetullah ve muhabbetullahtan, Allahı sevmekten bahsederdi.Bu bakımdan meclisinde bulunanlar onu zevk ve şevkle dinlerlerdi. Doğrusu onun sohbetinde başka bir haz, başka bir tat var idi. Bu ise ona Allahın bahşettiği bir lütuftu.
Dergâhında hatm-i hacegan denilen zikir toplantılarında cehri ve hafi zikirler çekilir, aynı zamanda Efe hazretlerinin bestelenmiş şiirleri ile kalpler coşardı.
Efe hazretleri bir felaket ve helâket devrin gül yetiştiren dertli bahçevanlarındandı. Hep ızdırablı yaşadı. Halk içinde Hak ile beraber olma güzelliği içinde kalbine gelen ilhamlarla etrafını çemenzara çevirdi. İnşallah bu küçük çalışma içimizde onu yakından tanıma aşkı şevki uyandırır.
HAKKINDA SÖYLENİLENLER:
Merhum Osman Demirci Hocaefendi 6 Ekim 2002de Alvarlı Efe hazretleri için şunları söyler:
1950de askerden terhis olduktan sonra, Erzurumda Arapça tedrisata başlarken ilk defa o zatı ziyaret ettik.Ziyaret ettiğimde hayalimin üstünde bir zat gördüm. Karşıma, ayın on beşi gibi bedirlenmiş,beyaz sakalı, nurani simasıyla şahsiyeti mükemmel bir insan çıktı. Ben hayalimde asr-ı saadetten sonra,sahabe-i kiramdan sonra Kuran-ı Kerimin emirlerine kayıtsız şartsız tabi olan,yaşayan acaba bir Müslüman var mı? diye hayal ederken o zatı görünce, her haliyle sanki sahabeden bir zat geri kalmış gibi geldi barekallah. İslama karşı olan bütün hadiseler karşısında ateş gibi yanıyor, gece gündüz Kuran,iman, Resulullah diyerek,etrafına gelenlere bir taraftan ümid veriyor, bir taraftan da hadiseleri şiirleriyle değerlendiriyordu.
O zatı gördüğümde ben tatmin olmuştum. Demek ki her asırda Cenab-ı Hakkın Kur'an-ı Kerimin bütün emirlerine bağlı, Peygamberimiz (SAV) verasetini deruhte eden şahsiyetler bulunuyor. Zaten onlar olmazsa kâinat yaşayamaz. Onlar bir nevi sütun ve direk mesabesindedir. O'nun o vazifeyle tavzif edildiğini müşahede ettim. Sohbetlerine devam ettim. O'na bağlandım.
Mehmed Kırkıncı Hocaefendi 6 Ekim 2001de Alvar İmamı ile ilgili şunları söyledi:
Çok mükemmel bir adam, aklı da, ubudiyeti de, irfanı da... Çok severdim kendisini. 1946-48lerde medresede ders okuduğum zamanlarda, yanına gittiğimde çok sevinirdi. O kadar çok severdi ki, sohbetlerine gittiğimde yaşlı başlı insanların yanında beni yanına alırdı. Çok utanırdım. İlme çok ehemmiyet verirdi.
- Ana sayfa Forum ana sayfa GÖNÜLDEN ESİNTİLER Dua Köşesi
-
- Zaman: 24 Nis 2024, 13:19
- Tüm zamanlar UTC+02:00
ALVARLI EFE
- hasanfehmi
- Yeni Üye
- Mesajlar: 9
- Kayıt: 20 Kas 2009, 02:00
Geçiş yap
- SİTE GENEL
- ↳ MuhammediNur.com Önsöz
- ↳ Ana Sayfa Haber Arşivi
- ↳ 2007
- ↳ 2008
- ↳ 2009
- ↳ 2010
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2011
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2012
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2013
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ Yönetici Odası
- ↳ Sohbet Odası
- ↳ Münir Derman (k.s.)
- FORUM GENEL
- ↳ Tanışalım mı? ~Hoş geldiniz~
- ↳ Forum Kuralları
- ↳ Duyurularımız
- ↳ Yenilikler
- ↳ Önerileriniz
- ↳ Yardım
- ↳ Anma ve Kutlama Mesajları
- ↳ Bayram ve Kandil Mesajları
- ↳ Mübarek Gün ve Geceler
- ↳ Tebrik ve Taziye
- ↳ Basın ve Güncel haberler
- İSLAM
- ↳ Esmaü’l – Hüsna
- ↳ Kur'an-ı Kerim
- ↳ ►Kuranda Geçen 28 Peygamber◄
- ↳ ►Günün Ayeti◄
- ↳ Peygamber Efendimiz (S.A.V)
- ↳ ►Salavat-ı Şerifeler◄
- ↳ ►Sünnet-i Seniyye◄
- ↳ ►Hadis-i Şerifeler◄
- ↳ ►Günün Hadisi◄
- ↳ ►Sahabeleri◄
- ↳ Ehl-i Beyt (A.S.)
- ↳ ►Hz. Ali Keremallahu Veche◄
- ↳ ►Nehc'ül-Belağa◄
- ↳ Allah (c.c.) Dostları
- ↳ ►Abdulkadir Geylani◄
- ↳ ►Ahmed Kuddisi◄
- ↳ ►Ahmed Er Rufaî◄
- ↳ ►Ahmed Yesevi◄
- ↳ ►Ataullah İskenderi◄
- ↳ ►Aşık Sümmani◄
- ↳ ►Bawa Muhyiddin◄
- ↳ ►Celaleddin-i Rumi◄
- ↳ ►Hacı Bektaşı Veli◄
- ↳ ►Haluk Nurbaki◄
- ↳ ►İmam-ı Busiri◄
- ↳ ►İmam-ı Gazali◄
- ↳ ►İmam-ı Şazeli◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık◄
- ↳ ►Muhiddin-i Arabi◄
- ↳ ►Niyazi Mısri◄
- ↳ ►Sadreddin Konevi◄
- ↳ ►Said Nursi◄
- ↳ ►Seyyid Muhammed Nur'ül Arabi◄
- ↳ ►Somuncu Baba◄
- ↳ ►Şems-i Tebrizi◄
- ↳ ►Ümmi Sinan◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Yusuf-i Hakiki◄
- ↳ ►Diğerleri k.s.◄
- ↳ İz Bırakanlar
- ↳ ►Aşıklar◄
- MÜNİR DERMAN (K.S.)
- ↳ Münir Derman (k.s) Kimdir?
- ↳ Münir Derman (k.s) Eserleri
- ↳ ► Münir Derman(k.s) Eserleri
- ↳ Münir Derman (k.s) Sohbetleri
- ↳ TAKDİM
- ↳ SOHBET - 1
- ↳ SOHBET - 2
- ↳ SOHBET - 3
- ↳ SOHBET - 4
- ↳ SOHBET - 5
- ↳ SOHBET - 6
- ↳ SOHBET - 7
- ↳ SOHBET - 8
- ↳ SOHBET - 9
- ↳ SOHBET - 10
- ↳ SOHBET - 11
- ↳ SOHBET - 12
- ↳ SOHBET - 13
- ↳ SOHBET - 14
- ↳ SOHBET - 15
- ↳ SOHBET - 16
- ↳ SOHBET - 17
- ↳ SOHBET - 18
- ↳ SOHBET - 19
- ↳ SOHBET - 20
- ↳ SOHBET - 21
- ↳ SOHBET - 22
- ↳ SOHBET - 23
- ↳ SOHBET - 24
- ↳ SOHBET - 25
- ↳ SOHBET - 26
- ↳ SOHBET - 27
- ↳ SOHBET - 28
- ↳ SOHBET - 29
- ↳ SOHBET - 30
- ↳ SOHBET - 31
- ↳ SOHBET - 32
- ↳ SOHBET - 33
- ↳ SOHBET - 34
- ↳ SOHBET - 35
- ↳ SOHBET - 36
- ↳ SOHBET - 37
- ↳ SOHBET - 38
- ↳ SOHBET - 39
- ↳ SOHBET - 40
- ↳ SOHBET - 41
- ↳ SOHBET - 42
- ↳ SOHBET - 43
- ↳ SOHBET - 44
- ↳ SOHBET - 45
- ↳ SOHBET - 46
- ↳ SOHBET - 47
- ↳ SOHBET - 48
- ↳ SOHBET - 49
- ↳ SOHBET - 50
- ↳ SOHBET - 51
- ↳ SOHBET - 52
- ↳ SOHBET - 53
- ↳ SOHBET - 54
- ↳ SOHBET - 55
- ↳ SOHBET - 56
- ↳ SOHBET - 57
- ↳ SOHBET - 58
- ↳ SOHBET - 59
- ↳ SOHBET - 60
- ↳ Münir Derman (k.s) Albümü
- ↳ Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler
- KUL İHVÂNİ
- ↳ Kul İhvâni Kimdir?
- ↳ Kul İhvâni Söz ve Sohbetler
- ↳ ►Sohbetleri◄
- ↳ ►SÖZ mü? KÖZ mü? lerinden!◄
- ↳ ►Divanından Sistemler!◄
- ↳ Kuran-ı Kerim Sohbetleri
- ↳ Kul İhvani Divanında Esmalar
- ↳ Divanında Muhammedi Tasavvuf
- ↳ Divanında Sall ve Namaz
- ↳ Kul İhvâni ŞERHleri
- ↳ ►Salavat Şerhleri◄
- ↳ ►Allah Dostları Divan Şerhleri◄
- ↳ ►Kul İhvÂNi ŞiiR ve ZeVK ŞeRH'leri◄
- ↳ Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri
- ↳ ►Kul ihvâni ŞİİRleri◄
- ↳ ►Kul ihvâni ZEVKleri◄
- ↳ Kul İhvÂNi SÖZ SOHBETi ZEVKleri
- ↳ Muhammedi Teknik Tasavvuf
- İLİM
- ↳ İlim
- ↳ ►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄
- ↳ Tasavvuf
- ↳ ►Tasavvuf Kavramları Sözlüğü◄
- ↳ ►Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sözlüğü◄
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►Ç◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►İ◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►Ö◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►Ş◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►Ü◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄
- ↳ Namaz
- ↳ İslamda Kadın
- ↳ ORUÇ
- TARİH/EDEBİYAT – DÜŞÜNCE/FİKİR
- ↳ Tarih
- ↳ ►İslam Tarihi◄
- ↳ ►Peygamberler Tarihi◄
- ↳ Türk Edebiyatı Klasikleri
- ↳ ►Kitap tavsiyesi◄
- ↳ Hikaye, Makale ve Yazılar
- ↳ ►Kendi Yazdıklarınız◄
- ↳ ►Nasihat ve Güzel Sözler◄
- ↳ ►Günün Sözü◄
- GÖNÜLDEN ESİNTİLER
- ↳ Dost Emin
- ↳ Şiirler
- ↳ Kendi Şiirleriniz
- ↳ Dua Köşesi
- ↳ ►Günün Duası◄
- GENEL
- ↳ Serbest Kürsü
- ↳ ►İslami Sohbetler◄
- ↳ ►Soru - Cevap◄
- ↳ ►Tartışmalı Konular◄
- ↳ ►Gençlik Köşesi◄
- ↳ Toplum ve aile
- ↳ ►Şifalı Bitkiler◄
- ↳ ►Beden ve Ruh Sağlığı◄
- ↳ ►İbretlikler◄
- ↳ Resim ~ Video Galerisi
- ↳ İslami Resimler
- ↳ Görsel Tasarım
- ENGLİSH FORUM
- ↳ Islamic Articles
- ↳ ►Munir Derman◄
- ↳ ►Bawa Muhaiyaddeen◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık Hekim◄
- ↳ ►Kulihvani◄
- ↳ ►Islam General◄
- ↳ ►Poetry◄
- ↳ Dictionary of Tasawwuf
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►J◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►Q◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►W◄
- ↳ ►X◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄