11 Hz. YAKUB aleyhis selam

Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen 28 peygamberimizin hayatı, risaletleri, mukaddes kitapları.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

11 Hz. YAKUB aleyhis selam

Mesaj gönderen nur-ye »

----KURÂN-ı KERÎM'in RESMÎ sıralamasına göre---

11. Hz. Yakub : يَعْقُوب aleyhi's-selâm....
.

Resim

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...


Resim

ALLAHu Zü'l-Celâl'imizin İZni ve İNAYETi ile RABB'ül Âleminimiz SÖZünü, RESÛLALLAH SALLallahu aleyhi ve sellem Efendimizin SESinden buyuruyor:

Resim

وَوَصَّى بِهَا إِبْرَاهِيمُ بَنِيهِ وَيَعْقُوبُ يَا بَنِيَّ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَى لَكُمُ الدِّينَ فَلاَ تَمُوتُنَّ إَلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ
Resim---''Ve vassâ bihâ ibrâhîmu benîhi ve ya’kûb(ya’kûbu), yâ beniyye innallâhestafâ lekumud dîne fe lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).: Bu dini İbrahim, kendi oğullarına vasiyyet etti, Yakub da öyle yaptı: «Ey oğullarım! Muhakkak ki, bu dini size Allah seçti, başka dinlerden uzak durun, yalnızca müslüman olarak can verin!» dedi.’’
BAKARA:132 (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)


أَمْ كُنتُمْ شُهَدَاء إِذْ حَضَرَ يَعْقُوبَ الْمَوْتُ إِذْ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعْبُدُونَ مِن بَعْدِي قَالُواْ نَعْبُدُ إِلَهَكَ وَإِلَهَ آبَائِكَ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ إِلَهًا وَاحِدًا وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Resim---''Em kuntum şuhedâe iz hadara ya’kûbel mevtu, iz kâle li benîhi mâ ta’budûne min ba’dî kâlû na’budu ilâheke ve ilâhe âbâike ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ilâhen vâhidâ(vahiden) ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).: Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz; Yakub'a ölüm hali gelip çattığı zaman, oğullarına; «Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?» dediği zaman, oğulları; «Senin Allah'ına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan o Allah'a ibadet edeceğiz. Biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız.» dediler.’’
BAKARA:133 (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)

قُولُواْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Resim---''Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).: Deyiniz ki, «Biz, Allah'a iman ettik ve bize ne indirildiyse İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve torunlarına ne indirildiyse, Musa'ya ve İsa'ya ne indirildiyse ve bütün peygamberlere Rablerinden ne verildiyse hepsine iman ettik. Biz onların arasında fark gözetmeyiz ve biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız.»
BAKARA:136 (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)


أَمْ تَقُولُونَ إِنَّ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأسْبَاطَ كَانُواْ هُودًا أَوْ نَصَارَى قُلْ أَأَنتُمْ أَعْلَمُ أَمِ اللّهُ وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَتَمَ شَهَادَةً عِندَهُ مِنَ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Resim---''Em tekûlûne inne ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâta kânû hûden ev nasârâ kul e entum a’lemu emillâh(emillâhu), ve men azlemu mimmen keteme şehâdeten indehu minallâh(minallâhi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).: «Yoksa siz, İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakup da ve torunları da hep yahudi ve hıristiyan idiler mi demek istiyorsunuz?» De ki: «Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?» Allah'ın şahitlik ettiği bir hakikatı bile bile inkar edenden daha zâlim kim olabilir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.’’
BAKARA:140 (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)

قُلْ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَمَا اُنْزِلَ عَلَيْنَا وَمَا اُنْزِلَ عَلٰى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ وَاِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ وَالْاَسْبَاطِ وَمَا اُوتِىَ مُوسٰى وَعٖيسٰى وَالنَّبِيُّونَ مِنْ رَبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ اَحَدٍ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Resim---''Kul amenna billahi ve ma unzile aleyna ve ma unzile ala ibrahime ve ismaile ve ishaka ve ya'kube vel esbati ve ma utiye musa ve isa ven nebiyyune mir rabbihim, la nuferriku beyne ehadim minhum ve nahnu lehu muslimûn.:De ki: «Biz, Allah'a, bize indirilene; İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene; Musa'ya İsa'ya peygamberlere Rablerinden verilene inandık iman getirdik. Onlardan hiçbiri arasında ayırım yapmayız ve biz, ancak O'na boyun eğen müslümanlarız!»''
(ÂLİ IMRÂN suresi 84. ayet) (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)


إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِن بَعْدِهِ وَأَوْحَيْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإْسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطِ وَعِيسَى وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا
Resim---'' İnnâ evhaynâ ileyke kemâ evhaynâ ilâ nûhin ven nebiyyîne min ba’dih(ba’dihî), ve evhaynâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâti ve îsâ ve eyyûbe ve yûnuse ve hârûne ve suleymân(suleymâne), ve âteynâ dâvûde zebûrâ(zebûran).: Muhakkak biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.’’
NİSA:163 (Resmi:4/İniş:98/Alfabetik:82)
Resim
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 778
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Re: 11 Hz. YAKUB aleyhis selam

Mesaj gönderen tamersah tarik »

Hz. Yakup aleyhis selamın hayatı
Yâkub Aleyhisselâmın Soyu Ve İsimleri:
Yâkub b. İshak, b. İbrahim Aleyhisselâmlardır.[1] Yâkub Aleyhisselâmın Annesi: Refaka'dır. [2]
Yâkub Aleyhisselâmın, kardeşi Ays ile ikiz olarak doğarken, elini, Aysın ökçe­sinden tutmuş olduğu halde, arkasından doğduğu için, Yâkub diye anıldığı [3] ve kardeşi Ays, tarafından öldürülmek korkusuyla, Dayısının yanına gitmek üzere, gündüzleri saklanıp geceleri yürüdüğü için de, kendisine İsrail adı verildiği riva­yet edilir. [4]

Yâkub Aleyhisselâmın Şekil Ve Şemaili:
Yâkub Aleyhisselâm: kılsız vücutlu [5], zayıf yapılı, ağır başlı, vakarlı, uzun boylu [6], güzel yüzlü idi. Kardeşi Ays'dan daha güzel konuşurdu.[7]


İshak Aleyhisselâmın Yâkub Aleyhisselâma Tebşir Ve Tavsiyeleri: İshak Aleyhisselâm; oğlu Yâkub Aleyhisselâma:"Allah, seni, Peygamber yapacak, oğullarının soyundan Peygamberler çıka­racak, sende hayır ve bereket vücuda getirecektir!" dedi. [8]
Ken'anlılardan hiç bir kadınla evlenmemesini, Feddan'da oturan Dayısı Leban'ın yanına gitmesini [9], onun kızları ile evlenmesini emir ve tavsiye etmişti.[10]
Zâten Annesi de, dayısının yanına gitmesini tavsiye etmişti.[11]
Bunun üzerine, Yâkub Aleyhisselâm, Feddan'a doğru yönelip gitti.
Yolun bazı kesiminde, gece karanlığı çökünce, bir taşı, yastık yaparak yatıp geceledi.
Uyurken rüyâsında: başucunda, gök kapılarından bir kapıya doğru bir merdi­ven kurulduğunu, ve Meleklerin, ondan indiğini ve onun içinde göğe çıktığını gördü.
Yüce Allah, ona:"Muhakkak, Allah, ben'im. Ben'den başka hiç bir ilâh yoktur.
Ben, senin İlâh'ın'ım ve Atalarının da, İlâh'ıyım!
Şüphesiz ki: seni ve senin zürriyetini ve senden sonrakileri bu Arz-ı mukaddes'e, vâris kıldım.
Orayı, sana ve onlara mübarek kıldım.
Kitabı, Hikmeti ve Peygamberliği de, sizlere nasib kıldım.
Sonra, ben, senin yanındayım ve seni, o mekâna erişinceye kadar koruyacağım.
Orada, içinde, senin ve zürriyetinin bana ibadet edeceğiniz bir Beyt de, yap ki, o, Beytülmakdis'dir." diye Vahy etti.[12]
Yâkub Aleyhisselâm; önce, Dayısı Leban'ın büyük kızı Leyya ile, sonradan da, küçük kızı Râhil ile evlendi. Leyya'dan:
1) Rubil,
2) Yehuza,
3) Şem'un,
4) Lavi adlarındaki oğulları doğdu.
Râhil'den de:
1) Yûsuf,
2) Bünyamin adındaki oğlu doğdu. [13]
Leyya ile Râhil; Yâkub Aleyhisselâmla evlenirlerken, babaları Leban, onlara, çehiz olarak, birer Câriye (kadın köle) hediye etmişti.
Onlar da, bunları, Yâkub Aleyhisselâma, oğlan doğursunlar diye, hediye et­mişlerdi.
Bunların her birinden de, Yâkub Aleyhisselâmın üçer oğlu daha doğmuştu. [14]
Yâkub Aleyhisselâmın on ikiyi bulan oğulları [15], İsrail oğulları, Esbat diye anılırlar. [16]

Yâkub Aleyhisselamın Sey Ah Atları, Peygamber Oluşu Ve Bazı Faziletleri:
Yâkub Aleyhisselâm; Harran'da yirmi yıl oturduktan sonra, Ken'an iline gitmesi, kendisine emrolununca, oradan ayrılıp Oraşalıma (Beytülmakdis'e) geldi.
Orada, bir tarla satın alıp çadırını kurdu.
Sahra mevkiinde yüksek ve sağlamca bir Beyt (Mâbed) yaptırıp ona İl adını verdi.
Sonra, Babası İshak Aleyhisselâmın Kenan ilindeki Habrun kariyesine gidip orada oturdu.
İshak Aleyhisselâm vefat edince, onu, Babası İbrahim Aleyhisselâmın Mağa­radaki kabrinin yanına gömdü.
Yâkub Aleyhisselâm, babasının vefatından sonra, onun yerine geçti. [17]
Yâkub Aleyhisselâmın Peygamberliği ve Faziletleri hakkında Kur'ân-ı kerimde şöyle buyrulur:"Ona (İbrahim'e), İshak'ı, üstelik bir de, Yâkub'u ihsan ettik, ve her birini, Salih (Zat)ler yaptık.
Onları, Emrimiz (Vahyimiz)le doğru yolu gösterecek Rehberler kıldık.
Hayırlı işler yapmayı, dosdoğru namaz kılmayı, zekât vermeyi kendilerine Vahy ettik.
Onlar, bize ibadet edicilerdi." (Enbiyâ: 72-73)
"Biz, ona, İshak ile Yâkub 'u da, ihsan ettik.
Peygamberliği ve Kitapları, onun zürriyetine tahsis ettik.
Dünyada ona, mükâfatını verdik.
Gerçekten, o, Âhirette de, her halde, Salih insanlardandır. [18]
"Çünkü, onlar (İbrahim, İshak ve Yâkub), bizim katımızda, gerçekten, hayırlı (Zatlardandı."[19]

Tâbûtussekîne'nin Yâkub Aleyhisselama Teslim Edilişi:
Rivayete göre: Tâbut: tarak yapılan Şimşad (Cimşir) ağacından yapılmış bir san­dık olup altundan levhalarla kaplanmıştı.
Vefatına kadar Âdem Aleyhisselâmın yanında, ondan sonra da, vefatına kadar Şis Aleyhisselâmın yanında bulunmuştu.
Tâbut'a, İbrahim Aleyhisseiâma kadar Âdem Aleyhisselâmın oğulları, zaman zaman vâris olagelmişler, İbrahim Aleyhisselâm vefat edince, Tâbut, İbrahim Aley­hisselâmın büyük oğlu İsmail Aleyhisselâmın yanında kalmış, o da, vefat ettiği zaman, oğlu Kaydar'ın yanında bulunmuştu.
İshak Aleyhisselâmın oğulları, Kaydar'a: "Peygamberlik, sizden başka tarafa çevirildi. Sizin (Tâbut içindeki) bir tek Nûr'dan (Muhammed Aleyhisselâmın Nûr'-undan) başka nasibiniz yoktur. Tâbut'u, bize ver!" demişlerdi.
Kaydar ise; Tâbutu, onlara vermeğe yanaşmamış ve: "O, bana, Babamın Va­siyetidir. Ben, onu, hiç kimseye vermem" demiştir.
Kaydar, bir gün, Tâbut'u, açmağa gitmiş, Tâbut'un açılması, kendisine güçleşince, semâdan, bir seslenicinin:"Ey Kaydar! Vaz geç! O Tâbut'u, açmağa, senin için yol yoktur! O, Peygambere vasiyet edilmiştir. Onu, Peygamberden başkası açamaz.
Sen, onu, Amcanın oğlu, Allah'ın İsrail'i Yâkub'a ver!" diye seslenmesi üzeri­ne, Kaydar, Tâbut'u, omuzuna alarak, o zaman, Yâkub Aleyhisselâmın oturduğu Ken'an iline doğru yollanmış.
Kaydar yaklaştığı zaman, Tâbut, seslenmeğe başlamış. Yâkub Aleyhisselâm, oğullarına:"Allâha yemin ederim ki: Kaydar, Tâbût'la size geliyor! Kalkınız, ona doğru va­rınız!" demiş.
Yâkub Aleyhisselâmla oğulları, ayağa kalkarak onu karşılamışlar. Yâkub Aleyhisselâm, onu görünce, ağlayarak ona doğru koşmuş ve:"Ey Kaydar! Ben, ne diye senin yüzünün rengini solmuş, gücünü zayıflamış görüyorum?
Sen, düşman zulmüne mi uğradın? Yoksa, Baban İsmail'den sonra, başına bir kötülük mü geldi?" diye sordu.
Kaydar:Ben, ne düşman zulmüne uğradım, ne de benim başıma bir kötülük geldi.
Fakat, sırtımda taşıdığım, Muhammed'in Nûr'u, bana çok ağır geldi.
Bunun için benzim sarardı, bacaklarım, zayıfladı!" demiş.
Yâkub Aleyhisselâm:"İshak'ın kızlarından nikâhın altında bulunan var mı?" diye sormuş.
Kaydar:"Yoktur. Fakat, Cürhümî Araplarından Âminlerden bir kadınla evliyim." diye cevap vermiş.
Yâkub Aleyhisselâm:"Ne güzel! Ne güzel! Muhammed Aleyhisselâmın şerefi için, Allah, Onu, iffetli Arap kadınlarından başkasından çıkarmayacaktır.
Ey Kaydar! Ben, seni, bir müjde ile müjdeleyeceğim!" demiş.
Kaydar:"Nedir o müjde?" diye sormuş.
Yâkub Aleyhisselâm:"Bil ki: Âminlerden olan zevcen, dün gece bir oğlan doğurdu!" demiş.
Kaydar:"Ey Amcamın oğlu! Sen, Şam toprağındasın, o ise, Harem toprağındadır. Sa­na, bunu, ne bildirdi?" demiş.
Yâkub Aleyhisselâm:"Ben, gök kapılarının açıldığını gördüm!
Gökle yer arasında Ay gibi yuvarlak bir Nûr gördüm!
Meleklerin, semâdan, bereketle ve rahmetle indiklerini gördüm!
Anladım ki: bu, Muhammed Aleyhisselâm içindir!" demiş.
Kaydar, Tâbut'u, Amcasının oğlu Yâkub Aleyhisselâma teslim edip ailesinin yanına dönünce, onu, bir oğlan çocuğu doğurmuş bularak ona, Hamel ismini ver­miştir.[20]
Yâkub Aleyhisselâmın, elli yıl, halkı, Yüce Allah'a itaat ve ibadete davetle meş­gul olduğu [21] ve kendisinin, Sâm b.Nuh Aleyhisselâmdan sonra, Mescid-i Aksâ'nın yenileyicileri arasında bulunduğu da, bil­dirilir. [22]

Yâkub Aleyhisselâmın Yûsuf Aleyhisselâmdan Dolayı Üzüntülere Düşüşü:
Yâkub Aleyhisselâm: zayıflamış [23], yaşlanmıştı.
Kaşları [24], gözlerinin [25] yanak­larının yumrusu [26] üzerine düşer, onları, bezle kaldırırdı.[27]
Bir gün, ona bir komşusu:"Ey Yâkub! Sende gördüğüm şu başına gelen hal nedir?"[28]
(İhtiyar olmadan) ihtiyarladın! Tükendin, gittin! [29]
Sen (bu gidişle) Babanın [30], kardeşinin [31] eriştiği yaşa bile erişemeyeceksin!" dedi.
Yâkub Aleyhisselâm:"Zamanın uzunluğu ve üzüntülerin çokluğu!" dedi.[32]
Yüce Allah:"Ey Yâkub![33]Sen, Beni, yaratığıma şikâyet mi ediyorsun?!" diye Vahy edince, Yâkub Aleyhisselâm:"Yâ Rab! Ben, bir hatâ işledim! Onu, bana, bağışla!" dedi.
Yüce Allah:"Bağışladım!" buyurdu.
Bundan sonra Yâkub Aleyhisselâm, derdini soranlara:"Ben, taşan kederimi ve üzüntümü, yalnız Allâha şikâyet ve arz ederim!" der­di.[34]
Yâkub Aleyhisselâmın Bütün Ev Halkıyla Birlikte Mısır'a Gidişi Yâkub Aleyhisselâmın Suçlu Oğulları İçin Allah'a Yalvarışı
Yâkub Aleyhisselâmın Oğullarına Vasiyette Bulunuşu ve Vefatı bahisleri (Yû­suf Aleyhisselâma aid bölümdedir.)[35]

--------------------------------------------------------------------------------
[1] İbn.Sa'd-Tabakat c.1,s.54, İbn.Kuteybe-Maarif s. 18, Taberi-Tarih c.1,s.162-163, Hâkim-Müstedrek c.2,s.569.
[2] İbn.Kuteybe-Maarif s.17, Taberî-Tarih c.1 ,s.162, Mes'udî-Murucuzzeheb c.1 ,s.46, Salebî-Arais s.101, ibn.Esîr-Kâmil c.1,s. 126.
[3] İbn.Kuteybe-Maarif s.17, Taberi-Tarih c.1,s.164, Salebi-Arais s.101, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.126.
[4] Taberi-Tarih c.1,s.165, İbn.Esir-Kâmil C.1.S.127.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/263.
[5] İbn.Kuteybe-Maarif s.18, Taberi-Tarih c.1,s.164, Salebi-Arais s.101, İbn.Esir-Kamil c.1,s. 126.
[6] İbn.Kuteybe-Maarif s.18.
[7] Hâkim-Müstedrek c.2,s.557.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/263.
[8] Yâkubi-Tarih C.1.S.29.
[9] İbn.Kuteybe-Maarif s.19, Yakubi-Tarih c.1,s.29.
[10] İbn.Kuteybe-Maarif s. 18.
[11] Taberî-Tarih c.1,s.164-165, İbn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.39.
[12] ibn.Kuteybe-Maarif s.18.
[13] ibn.Kuteybe-Maarif s.19, Yâkubî-Tarih c.1,s.3O, Taberi-Tarih c.1,s.163, Salebi-Arais s.102, İbn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.39.
[14] İbn.Kuteybe-Maarif s.19, Taberi-Tarih c.1,s.163, Salebi-Arais s. 102.
[15] Yakubi-Tarih c.1,s.31, Taberi-Tarih c.1,s.163, Mes'udi-Murucuzzeheb c.1,s.47, Salebi-Arais s.102, Ebülferec İbn.Cevzi-Tabsıra c.1,s.178, İbn.Esir-Kâmil c.1,s.126, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.197.
[16] Yakubi-Tarih c.1,s.31, Mes'udi-Murucuzzeheb c.1,s.47, Hâkim-Müstedrek c.2,s.57O, Salebi-Arais s.102, Ebül­ferec İbn.Cevzi-Tabsıra c.1,s.178.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/263-264.
[17] İbn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.4O.
[18] Ankebut: 27.[19] Sâd: 47.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/265.
[20] Şâlebî-Arais s.266-267.
[21] Mîr Hâvend-Ravzatussafa Tercemesi s.225.
[22] ibn.Hacer-Fethulbâri c.6,s.291.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/265-267.
[23] Sâiebî-Araiss.130.
[24] Taberî-Tefsir c.i3,s.46, Sâiebî-Arais s.135.
[25] Sâiebî-Arais s.135.
[26] Taberî-Tefsir d3, s.46.
[27] Taberî-Tefsir c.13,s.46, Sâiebî-Arais s.135.
[28] TaberîTefsir c.i3,s.46.
[29] Taberî-Tefsir c.i3,s.46, Sâiebî-Arais s.135, Zemahşerî Keşşaf c.2,s.34O.
[30] Taberî-Tefsir c. 13, s.46.
[31] Sâiebî s.135.
[32] Taberî-Tefsir c.i3,s.46, Sâiebî-Arais s.135.
[33] Taberî-Tefsirc.i3,s.46.
[34] Taberî-Tefsir c.13,s.46, Sâlebî-Arais s.135.
[35] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/267-268.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: 11 Hz. YAKUB aleyhis selam

Mesaj gönderen nur-ye »

وَوَهَبْنَا لَهُ اِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ كُـلًّا هَدَيْنَا وَنُوحًا هَدَيْنَا مِنْ قَبْلُ وَمِنْ ذُرِّيَّتِهٖ دَاوُدَ وَسُلَيْمٰنَ وَاَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسٰى وَهٰرُونَ وَكَذٰلِكَ نَجْزِى الْمُحْسِنٖينَ
Resim---''Ve vehebna lehu ishaka ve ya'kub, kullen hedeyna, ve nuhan hedeyna min kablu ve min zurriyyetihi davude ve suleymane ve eyyube ve yusufe ve musa ve harun, ve kezalike neczil muhsinîn.: başka ona İshak ve Ya'kub'u ihsan ettik ve herbirini hidayete erdirdik. Nuh'u da daha önce hidayete erdirmiştik, onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı, Harun'u da... İşte iyi işler yapanları böyle mükafatlandırırız.’’
(EN'ÂM suresi 84. ayet) (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

وَامْرَاَتُهُ قَائِمَةٌ فَضَحِكَتْ فَبَشَّرْنَاهَا بِاِسْحٰقَ وَمِنْ وَرَاءِ اِسْحٰقَ يَعْقُوبَ
Resim---''Vemraetuhu kaimetun fe dahiket fe beşşernaha bi ishaka ve miv verai ishaka ya'kûb.: İbrahim'in karısı ayakta duruyordu bunun üzerine yüzü güldü. Ona İshak'ı ve İshak'ın arkasından da Ya'kub'u müjdeledik.’’
(HÛD suresi 71. ayet) (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)




وَكَذٰلِكَ يَجْتَبٖيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِنْ تَاْوٖيلِ الْاَحَادٖيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلٰى اٰلِ يَعْقُوبَ كَمَا اَتَمَّهَا عَلٰى اَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْحٰقَ اِنَّ رَبَّكَ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ
Resim---''Ve kezalike yectebike rabbuke ve yuallimuke min te'vilil ehadisi ve yutimmu ni'metehu aleyke ve ala ali ya'kube kema etemmeha ala ebeveyke min kablu ibrahime ve ishak, inne rabbeke alimun hakîm.: «Ve işte böyle, Rabbin seni seçecek ve sana rüya tabirinden bilgiler öğretecek. Bundan önce ataların İbrahim'e ve İshak'a tamamladığı gibi, nimetini hem sana, hem de Yakup soyuna tamamlayacaktır. Muhakkak ki, Rabbin alîmdir, hakîmdir
(YÛSUF suresi 6. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)


وَاتَّبَعْتُ مِلَّةَ اٰبَائٖى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ مَا كَانَ لَنَا اَنْ نُشْرِكَ بِاللّٰهِ مِنْ شَیْءٍ ذٰلِكَ مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ عَلَيْنَا وَعَلَى النَّاسِ وَلٰـكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَشْكُرُونَ
Resim---''Vetteba'tu millete abai ibrahime ve ishaka ve ya'kub, ma kane lena en nuşrike billahi min şey', zalike min fadlillahi aleyna ve alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkurûn.:«Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub'un dinine uydum. Bizim, Allah'a hiçbir şeyi ortak tutmamız olmaz. Bu, bize ve insanlara Allah'ın bir lutfudur. Fakat insanların çoğu şükretmezler.»
(YÛSUF suresi 38. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

وَلَمَّا دَخَلُوا مِنْ حَيْثُ اَمَرَهُمْ اَبُوهُمْ مَا كَانَ يُغْنٖى عَنْهُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَیْءٍ اِلَّا حَاجَةً فٖى نَفْسِ يَعْقُوبَ قَضٰیهَا وَاِنَّهُ لَذُو عِلْمٍ لِمَا عَلَّمْنَاهُ وَلٰـكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Resim---''Ve lemma dehalu min haysu emerahum ebuhum, ma kane yuğni anhum minellahi min şey'in illa haceten fi nefsi ya'kube kadaha, ve innehu le zu ilmil lima allemnahu ve lakinne ekseran nasi la ya'lemûn.:Ne zaman ki, şehre vardılar, o zaman babalarının kendilerine emrettiği şekilde girdiler. (Gerçi bu şekilde girmeleri) onlar hakında Allah'ın takdir ettiği hiçbir şeyi önleyemezdi, bu sadece Yakub'un içinden geçirdiği bir isteğin yerine getirilmesi oldu. Şüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz öğretmiştik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.’
(YÛSUF suresi 68. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: 11 Hz. YAKUB aleyhis selam

Mesaj gönderen nur-ye »



يَرِثُنٖى وَيَرِثُ مِنْ اٰلِ يَعْقُوبَ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا
Resim---''Yerisuni ve yerisu min ali ya'kub, vec'alhu rabbi radiyya.:«Ki bana da mirasçı olsun, Yakub ailesine de mirascı olsun. Rabbim, onu sen rızana kavuştur.»
(MERYEM suresi 6. ayet) (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)


فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ وَهَبْنَا لَهُ إِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَكُلًّا جَعَلْنَا نَبِيًّا
Resim---''Fe lemmâ’tezelehum ve mâ ya’budûne min dûnillâhi vehebnâ lehû ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe) ve kullen cealnâ nebiyyâ(nebiyyen).: İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince, ona İshak ile Yakub’u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.''
(MERYEM suresi 49. ayet) (Resmi:19/İniş:44/Alfabetik:63)

وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةً وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِحِينَ
Resim---''Ve vehebnâ lehu ishâk(ishâka), ve ya’kûbe nâfileh(nâfileten), ve kullen cealnâ sâlihîn(sâlihîne).:Ona (İbrahim'e) İshak'ı, üstelik bir de Yakub'u ihsan ettik ve herbirini salih kimseler kıldık.''
(ENBİYÂ suresi 72. ayet) (Resmi:21/İniş:73/Alfabetik:21)


وَوَهَبْنَا لَهُ إِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَجَعَلْنَا فِي ذُرِّيَّتِهِ النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ وَآتَيْنَاهُ أَجْرَهُ فِي الدُّنْيَا وَإِنَّهُ فِي الْآخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحِينَ
Resim---''Ve vehebnâ lehû ishâka ve ya’kûbe ve cealnâ fî zurriyyetihin nubuvvete vel kitâbe, ve âteynâhu ecrehu fîd dunyâ, ve innehu fîl âhıreti le mines sâlihîn(sâlihîne).:Ona (İbrahim’e) İshak’ı ve Yakub’u bahşettik. Onun soyundan gelenlere peygamberlik ve kitab verdik. Ayrıca ona dünyada mükâfatını da verdik. Şüphesiz o, ahirette de salih kimselerdendir.''
(ANKEBÛT suresi 27. ayet) (Resmi:29/İniş:85/Alfabetik:8)


وَاذْكُرْ عِبَادَنَا إبْرَاهِيمَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ أُوْلِي الْأَيْدِي وَالْأَبْصَارِ
Resim---'' Vezkur ıbâdenâ ibrâhîme ve ishâka ve ya’kûbe ûlîl eydî vel ebsâr(ebsâri) .: Kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an. Onlar eller ve gözler sahipleri idiler.’’
(SÂD suresi 45. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

Re: 11 Hz. YAKUB aleyhis selam

Mesaj gönderen sev-guzel »

ResimFasil : ALEMİN YARATILIŞI BÖLÜMÜ
Konu : Alemin Yaratılışı Hakkında
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Yahudiler, gök gürültüsünün ne olduğunu Hz. Peygamber (sav)`den sordular: "Bulutlara müvekkel olan melektir. Beraberinde ateşten kamçılar var. Bununla bulutları Allah`ın dilediği yere sevkeder" diye cevap verdi. Onlar tekrar sordular: "Ya şu işitilen ses, o nedir?" "Bu, bulutların istenen yere gitmeleri için onlara yapılan bir sevkdir" dedi. Yahudiler: "Doğru söyledin. Şimdi de İsrail`in [Yakub (aleyhisselam)] kendisine haram kıldığı şey nedir onu söyle?" dediler. Resulullah (sav) "Hz. Yakub (ırku`n-nesa denen) uyluk mafsalından başlayıp dize, topuğa kadar inen bir ağrıdan muzdarib idi. Deve eti ve sütü dışında kendine uygun gelen (ne yiyecek, ne içecek) münasip bir şey yoktu. Bu sebeple o da bunları haram etti" dedi. Yahudiler: "Doğru söyledin" dediler.
Hadis No : 1695


Fasil : AHÂDÎS-İ ENBİYÂ ALEYHİMÜ`S-SALÂTÜ VE`S-SELÂM BAHSİ
Konu : Yâkub (A.S.)
Ravi : Abdullâh b. Ömer
Baslik : YA`KÜB ALEYHİ`S-SELÂM VE YÛSÜF AYEYHİ`S-SELÂM LA İLGİLİ HADİS
Hadis : Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem: "Kerîm oğlu, Kerîm oğlu, Kerîm oğlu Kerîm; İbrâhîm oğlu, İshâk oğlu, Ya`kub oğlu Yûsüf aleyhimü`s-selâm`dır" buyurmuştur.
HadisNo : 1388

Resim
Cevapla

“►Kuranda Geçen 28 Peygamber◄” sayfasına dön