Doktor Münir Derman

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Sufican
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 163
Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00

Doktor Münir Derman

Mesaj gönderen Sufican »

Aşağıdaki Yazılar Sabri Tandoğan'ın (ALLAH(C.C.) Ondan razı olsun) Kitaplarından,İnternet sitesinden ve röpartajından derlenmiştir...


---------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 6
Konu: Doktor Münir Derman

Bazı kimseler vardır, onlarla tanışmak, görüşmek bir insanın bütün hayatını değiştirebilir. Dünya görüşüne yeni bir ışık, yeni bir renk getirebilir. O şahsı tanıdıktan sonra, hayat bambaşka bir hüviyet kazanır. İşte Doktor Münir Derman böyle bir insandı. Bir gönül sultanı, bir Allah dostu idi.

Altmışlı yılların başı, Ankara’da bir dergi çıkıyor: İslâm Der­gisi. Görür görmez çok beğendim, hayranlık duydum ve derhal abone oldum. Her sayısı birbirinden dolgun, birbirinden zengin. Hem bilim adamlarının, hem gönül insanlarının birbirinden güzel yazıları...

O yazıları tekrar tekrar okuyor, doyamıyordum. Yalnız bir imza vardı ki, hayranlığımın da ötesinde beni büyülemişti. Dok­tor Münir Derman’ın yazıları “Allah Dostu der ki...” başlığı al­tında çıkıyor, okuya okuya ezberliyordum. Gün geldi, kendisiyle tanışmak, elini öpmek, içimde biriken soruları sormak istedim. Soruşturdum, Eskişehir’de Devlet Hastanesinde operatör oldu­ğunu öğrendim, telefon ettim, görüşme isteğimi bildirdim. “Hay­hay evlâdım” dedi, “Eskişehir’e buyurun, sizi bekliyorum”. Ve şükürler olsun beklenen gün geldi, Eskişehir’de Münir Bey’in odasındaydım. Hürmetle ellerinden öpüyorum, sohbet başlıyor. O gün ne kadar mutlu olduğumu, ne kadar huzurla dolduğumu anlatamam. Karşımda olağanüstü bir insan vardı, sorularıma verilen cevaplar beni çok kısa bir zamanda içten fethetti ve o günden itibaren Münir Bey’i kelimelerle ifadesi mümkün olma­yan büyük bir aşkla, heyecanla sevdim. Bütün varlığımla ona bağlandım. Artık her hafta sonu Eskişehir’e gidiyor, birbirinden güzel “inci dakikaları” yaşıyordum.

Münir Bey çok yönlü bir insandı; bir yönüyle değerli bir bilim adamıydı. Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmayan, kılı kırk yaran titiz­liğiyle her ameliyattan evvel tıp atlasını açar, ameliyat edeceği organı en ince ayrıntılarıyla incelerdi. Yüzlerce defa aynı ame­liyatı yapmış olsa bile, yeni de incelemesini sürdürürdü. “Ha­yatta” derdi, “Tesadüf diye bir şey yoktur, o sadece lügatlarda olan bir kelime. Belli sebeplerden, belli sonuçlar doğar.” Altı dil biliyordu, Eskişehir’de hizmet süresi bitip emekli olduktan sonra Almanya’ya gitmişti, oradaki profesörler Münir Bey’in Alman­ca’sına hayran olmuşlardı. Lise tahsilini yaptığı Trabzon’da oku­lunu birincilikle bitirmiş, mükafat olarak Fransa’ya gönderilmişti. Sorbon’da psikoloji tahsili yaptı, orada da çevresindeki insanlar Münir Bey’in Fransızca’sının mükemmelliğine hayran olmuş­lardı. Sorbon’u başarı ile bitirdikten sonra Ezher Üniversitesine gitti, orada İslâmî ilimler tahsil etti. Sonra Ankara’ya geldi, Dil Tarih Fakültesinde tarih ve felsefe okudu. İstanbul Tıp Fakül­tesinde tıp tahsili yaptı. Münir Bey’in insan aklının ve havsa­lasının alamayacağı kadar muhteşem bir kültürü vardı. Ede­biyata çok meraklı bir insanım ama ömür boyu Münir Bey kadar Türk diline hâkim bir kimse görmedim. Gerek konuşma üslûbu, gerek yazı tarzı beni her zaman büyüledi. Münir Bey’in soh­betinde bulunmak başlı başına bir güzellikti, bir ilim ve sanat olayıydı. Bazen sabahlardınız ama yine de doyamazdınız. Münir Bey hayatta gördüğüm en büyük Allah ve Peygamber âşığı idi. Kırk velî zattan ilim tahsil etmeye çalıştım, her birinde ayrı ayrı güzellikler, meziyetler gördüm. Ama Münir Bey’deki Allah ve Peygamber aşkını kimsede görmedim. Çok küçük yaştan itibaren, hocası Ömer İnan Efendi Hazretleri tarafından özel olarak yetiştirilmişti. Münir Bey’i bir kere de olsa gören ve dinleyen insanın bütün dünyası değişirdi, artık o günden itibaren hayata ve insanlara farklı bakar, eşyadan olaylara kadar her şeyi farklı algılardı. Allah kelâmı yazacağım diye kaleminin yon­galarını çöpe atmaz, bir torbada saklardı. Tırnaklarını edeben atmaz, bir yerde biriktirir, sonra onları saygıyla toprağa gömerdi. Çok az yemek yerdi, birkaç kaşık çorba içer çekilirdi. Suyu çok soğuk sever, kış günü bile buzlu su içerdi. Hayatının hiçbir dö­neminde paraya, mala, mülke önem vermedi. Pantolon ve göm­lekle gezerdi, Münir Bey’i tanıdığım süre içinde hep öyle gör­düm. Çok mütevâzı idi, herkesle çok çabuk kaynaşır, dost olur­du. Almanya’da on yıl operatörlük yaptıktan sonra Ankara’ya geldi, Ulucanlar’da Hanecioğlu Oteli’ne yerleşti. Yaşadığı süre­ce ne evi barkı, ne malı mülkü, ne serveti oldu. Hastasından üc­ret almadı. Fakir hastalarının ilâçlarını kendi yaptırır, yol ücret­lerini verirdi. Münir Bey çok az uyku uyurdu, gecenin önemli bir kısmını ibadetle geçirirdi. Emekli olduktan sonra birçok eser ka­leme aldı. Münir Bey’in kitapları okumakla doyulacak gibi değil­dir. Aynı eseri otuz kere de, kırk kere de okusanız doyamaz­sınız, yine okumak istersiniz. Münir Bey’in yanına oturduğunuz zaman mübârek bedeninden mis gibi bir koku yayılırdı. Hiçbir kokuya benzemeyen mânevi bir koku idi bu. Sohbetlerde birçok kimse yanında oturmak için çareler arardı. Münir Bey’in annesi Şahver Hanımefendi, muhteşem bir İslâm hanımefendisi idi. Bir gün Eskişehir’e gitmiştim, hocam: “Sabri oğlum, annem hasta, hastanede yatıyor, görmek, geçmiş olsun demek ister misin?” demişti. Beraber gittik, o günü hiç unutamıyorum, beyazlar için­de sanki bir melek yatıyordu. Elini öptük, sohbet açıldı gelen­lere: “Biliyor musunuz?” dedi, “Ben cambaz olmak isterdim”. Hayretler içinde kalmıştık, seksen küsur yaşındaki bir muhterem İslâm hanımefendisinin cambaz olmak isteği bizleri şaşırtmıştı. Niçin der gibi yüzüne baktık, sebebini izah etti: “Efendim” dedi, “Eğer cambaz olsaydım, eğilir ayaklarımın altını öperdim, bu ayaklar seksen küsur sene beni üzerinde taşıdı, kahrımı çekti, onlara teşekkür etmek istiyorum, saygılarımı, minnetlerimi be­lirtmek istiyorum ama gücüm yetmiyor.” Aradan bunca yıl geçti, o cevaptaki edebi, inceliği ve zarâfeti unutamadım. Ne zaman hatırlasam ürperirim, gözlerim dolar.

Münir Bey anlatmıştı: “Küçük bir çocuktum, beş yaşınday­dım, sokakta arkadaşlarımla oynamış, terlemiştim. Su içmek için eve geldim, annem: “Aman yavrum dikkâtli ol, Sürpik Teyze Bayram ziyaretine geldi, onu rahatsız etmeyelim” dedi. Su içtim, tekrar oynamak üzere dışarı çıktım. Bir süre sonra yine su­sadım, eve geldim annem, Sürpik Teyzenin olduğunu, ses çıkartmamam gerektiğini söyledi. Canım sıkılmıştı: “Aman anne” dedim, “Bu gavur karısı ne zaman gidecek?” İlk ve son olarak, o gün annemden bir tokat yedim, beni şiddetle azarladı, “Böyle konuşmaya utanmıyor musun?” dedi. “Sürpik Hanım komşu­muz, Allah razı olsun bayramda ilk gelen ziyaretçi o oldu.” İşte rahmetli Münir Bey, böyle muhterem bir annenin evlâdıydı. Anneden alınan terbiye, bir ömür boyu evlâdı takip ediyor ve üzerinde hiç silinmeyecek izler bırakıyor. Tanıdığım velî bir zat, çocuklarını terbiye etmek için öğüt isteyenlere: “Aman efendim” der, “Siz önce kendi kendinizi eğitin, size bakarak çocuklarınız da edepli ve saygılı olurlar.” Tanıdığım, beğendiğim, hayran olduğum Münir Bey’le uzun yıllarımız beraber geçti, bu süre içinde kendisini İslâm edebine, inceliğine, Peygamber ahlâkına uymayan bir tek davranış içinde görmedim. Mübârek sultan, her an için saygı dolu, edep ve incelik dolu, son derece dikkâtli ve uyanık bir ruh hâli içindeydi. Nur içinde yatsın, Allah’ın rahmeti, Peygamberin şefaati üzerine olsun.


----------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5 : Şahsiyet ve Tekâmülü konusunda

...Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, aziz ve değerli hocam Münir Derman Hazretleri de, hayattan şikâyet eden, yılgınlık gösteren insanlara karşı, “Bunlar lâkırdı amma sonu ne?” derdi ve ilâve ederdi. “Seccaden sana yetmiyor mu?”....
-------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5: Örnek Olabilmek konusunda

...Rahmetli Hocam operatör doktor Münir DERMAN; “Sözleriyle değil, fiil­leriyle örnek olanlara uyun, gerisine gülün geçin” derdi. ...

---------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5: En Büyük Mürşit konusunda

...Öteden beri hayret ederim. Peygamber Efendimizin gerek sözleri, gerek yaşantısı en ince nüanslarına kadar açık seçik ortada iken, bazı kimselerin kendilerine kapı kapı dolaşıp, yalvar yakar mürşit aramaları biraz tuhaf kaçmıyor mu? Pırıl pırıl güneş ışığı başucumuzda iken, aydınlanmak için mum ışığı ara­mak sizin de garibinize gitmiyor mu? Bu ne gaflet? Ne aradın da İslâm’da bulamadın? Rahmetli hocam Dr. Münir Derman bu gibi durumlarda “Evlâdım, seccaden sana yetmiyor mu, ne arıyor­sun?” derdi. ...
-----------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 5: Karışık Kafalar konusunda

...Rahmetli hocam Op. Dr. Münir Derman “Oğlum serseriliğin birçok çeşidi vardır. Önüne gelen her kitabı okuyan, onun eleştirisini yapamayan, sadece oku­duğu kitapların sayısı ile övünen insanlar, ne kadar zavallı­dırlar.” derdi. Her işittiğine inanan, her sakallıyı hoca sanan, her ukalâlık yapanı âlim sanan kimseler için, ne sıfat kullanılır, onu siz söyleyin. ...
--------------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 6 Leman Hanım konusunda:

...Rahmetli hocam Doktor Münir Derman sohbetlerinde sık sık “karıncadan dostun olsun” derdi. Şu kâinat sahnesinde, bir insanın en büyük başarısı, bir insanın gönlüne girebilmektir. Hele bu insan bir Allah Dostu olursa. ....
------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 6 Mânevi Açıdan Yoksulluk ve Yoksul konusunda:

...Rahmetli operatör Doktor Münir Derman, bir Ramazan günü, akşam iftara bize gelecekti. Yolda bir vizon kürklü hanım, say­gısızca Münir Beye çarpıyor. Münir Bey de garibim yaz kış bir tişört, bir pantolon giyer. Güzeller güzeli bir insan. Birden asa­bileşiyor. Bakıyor kadın çok sert bir şekilde çarptığı halde özür dilemiyor. “Hanımefendi” diyor, “Bu sizin sırtınızdaki kürk manto, vaktiyle bir hayvanın sırtındaydı. Ona bir değer kazandırmadı, size mi kazandıracak?” Münir Bey hayatı boyunca, yalnız ope­ratörlükten, hastaneden aldığı maaştan başka bir kuruş ne zengin, ne fakir hiçbir hastasından para almadı. Sadece bin­lerce hastaya Allah rızası için baktı. Ama gönlü ince bir insandı, büyükler büyüğü bir insandı. Biz de hemen her gün onu say­gıyla, edeple, tazimle anıyoruz. ...
-----------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 4 :Öğretmedeki Sır konusunda

...Rahmetli Operatör Doktor Münir Derman hep sohbetlerinde tekrarlardı. “Dili ile değil, fiili ile öğüt verenlere uyun” derdi. Bir insanın kendi söylediği güzellikleri kendisinin yaşamaması ne acı bir olaydır. ...
---------------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 4 : Dikkatin Sırrı konusunda

...Rahmetli Hocam Dr. Münir Derman, “Şim­diki zamanda insanın hakiki dostu, Allah’la aynı sayıdadır.” der­di. ...
------------------------------------------
Sabri Tandoğan - Gönül Sohbetleri Cilt 4 : Saygının Önemi Konusunda

...Rahmetli Doktor Münir Bey anlatmıştı. Vaktiyle bir devlet büyüğünün, bir valinin, bir kaymakamın hu­zuruna çıkılırken edeple, dikkâtle abdest alınırmış. ...
-------------------------------------

Aşağıdaki yazı http://siratimustakim.blogcu.com/ adresinden alınmıştır…

Dr. Münir Derman (k.s)


- Hocanız ve sizi en fazla etkileyen zat diye nitelediğiniz, mürşidiniz Dr. Münir Derman hakkında detaylı hatıralar almak isterdim ama vakit bir hayli geçti. Sizi en çok etkileyen yönleri, ya da zahiren şahit olduğunuz kerametleri?
- Çok var efendim nasıl anlatsam. Mesela bir tarihte bundan 35 sene önce eşim o zaman savcı idi. Elinde egzama çıktı. Benden rica etti “Sabri dedi heyette dosya okurken elim cılk yara, egzamalı halde çok utanıyorum. Dua eder misin” dedi. “Rânâ gel Münir Beye dua ettirelim” dedim. Münir Bey de o gün Eskişehir’ e gidecek. Gardayız. Tren hareket etmek üzere neredeyse kampana çalacak.

“Efendim Rân⒠nın eline okur musunuz” dedim. “Gel kızım” dedi elini eline aldı şehadet parmağını ağzına götürüp ıslattı ve yarayı meshetti. “Geçmiş olsun” dedi. O oldu, yaradan eser kalmadı. Halbuki o ana kadar ne cilt profesörlerine gitmiş idik. Münir Bey okudu, geçti.
Ve Rân⒠nın eli bir hafta gül koktu!.. Bir de hastanede ateist bir doktorla tartışması var Münir Bey’in.
- Nasıl, lütfen buyurun.
- Ateist doktor ateş yakar doğa kanunu demiş. Münir Bey “Allah dilemezse yakmaz” demiş. “Bak göstereyim” demiş Münir Bey. Çakmak taşırdı merhum. Elini uzatmış ve avucunun altına çakmağı çakmış. Tam 45 dakika avucuna ateş tutmuş. Normalde bu durumda el kömür olur. Nice sonra avucunu o doktora göstermiş, hiçbir şey yok ve ateş yakmamış. Münir Bey kükremiş, “gördün mü Allah dilemedikçe yakmadı” demiş. Ateist doktor gözyaşına boğulmuş hayretten ama, “iman bana zor geliyor” demiş!.. Nasip meselesi dedik ya!

- Münir Derman Bey yaz kış kısa kollu gömlek ve pantolonla gezermiş öyle mi?.
- Evet bir tişört, gri bir pantolon. Hatta çoğu kere tişörtün içine atlet de giymezdi. Öyle gezerdi. Mesela bize geleceği zaman biz 10 bardak su koyardık buzluğa. Öyle su içerdi ki bardağın yarısı buz, yarısı su olurdu. Hem de zemheride!.. Bazen öyle bir aşk ateşi basardı ki gömleğinin birkaç düğmesini açardı. Ondan bir koku yayılırdı ki gül kokusu, manevi bir koku, sanki cennet efendim. Hiçbir kokuya benzemezdi!
- O kokuyu herkes hisseder miydi?
- Hayır efendim herkes hissedemez! Bu gönül bağı ile alakalı!..
- Münir Beyin kabri Ankara Memluk Köyünde. Biz yarın gitmek istesek yakın mıdır?..
- Uzak efendim. Nasip olursa bir daha ki Ankara’ya gelişinizde birlikte gideriz.
- Allah razı olsun sizden. Çok vaktinizi aldık, yorduk sizi.
- Hepimizden efendim. Davetimizi kabul ettiniz, şeref verdiniz, Allah sizden de razı olsun.

***

ALLAH'IN RAHMETİ VE SELAMI ÜZERİNİZE OLSUN
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Allah razı olsun

Mesaj gönderen Hakan »

Dosd Muhammedi Münir Derman Hocamdan şefaat diliyoruz. Saygı ve sevgilerimizi sunuyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun....
Kullanıcı avatarı
Sufican
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 163
Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00

Re: Allah razı olsun

Mesaj gönderen Sufican »

Hakan yazdı:Dosd Muhammedi Münir Derman Hocamdan şefaat diliyoruz. Saygı ve sevgilerimizi sunuyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun....
AMİN din kardeşim...
hsngl
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 11
Kayıt: 01 Nis 2014, 01:12

Re: Doktor Münir Derman

Mesaj gönderen hsngl »

huzurunda ögrencisi olmak nasip olmadı en azından kitaplarından faydalanıyoruz o bile çok büyük nimet Allah razı olsun ...
Cevapla

“Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler” sayfasına dön