Allah C.C dualara icabet edendir

Bizi silkeleyip kendimize getirecek nasihat ve sözler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Nida
Üye
Üye
Mesajlar: 24
Kayıt: 22 May 2015, 08:15

Allah C.C dualara icabet edendir

Mesaj gönderen Nida »

Resim


İnsanın kendisine ait müstakil hiçbir gücü yoktur. Hayatının her anında, karşılaştığı her olayda Allah’ın gücüne, kendisine rahmet edip, lütfunu ve nimetini bağışlamasına, koruyup kollamasına muhtaçtır. Sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz, insanlara, tüm dualarına ve her çağrılarına icabet edeceğini bildirerek onları yardımıyla müjdelemiştir:


Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)

Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir. (Mümin Suresi, 60)

Yeryüzündeki herşeyin tek hakimi ve her insanın, her varlığın, maddi manevi herşeyin tek sahibi olan Allah’ın, insanın her isteğini duyması, aklından geçen herşeyi bilmesi ve dualarına icabet etmesi, insan için çok büyük bir nimet ve rahmettir.

İnsan, Allah’ın rızasına, helal ve haram sınırına uyarak, hiçbir kısıtlama olmaksızın Rabbimiz’den herşeyi isteyebilir. Allah, Kuran’da birçok peygamberin duasına yer vermiş ve Kendisi’nin bu dualara nasıl icabet ettiğini bildirmiştir:

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın. Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımız’dan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik. (Enbiya Suresi, 83-84)

Balık sahibi (Yunus’u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: Senden başka İlah yoktur, Sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum diye çağrıda bulunmuştu. Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarırız. (Enbiya Suresi, 87-88)

Zekeriya da; hani Rabbine çağrıda bulunmuştu: Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, Sen mirasçıların en hayırlısısın. Onun duasına icabet ettik, kendisine Yahya’yı armağan ettik, eşini de doğurmaya elverişli kıldık. Gerçekten onlar hayırlarda yarışırlardı, umarak ve korkarak Bize dua ederlerdi. Bize derin saygı gösterirlerdi. (Enbiya Suresi, 89-90)

Andolsun, Nuh Bize (dua edip) seslenmişti de, ne güzel icabet etmiştik. Onu ve ailesini, o büyük üzüntüden kurtarmıştık. Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık. (Saffat Suresi, 75-77)

Allah Neml Suresi’nde, sadece peygamberlerin değil, sıkıntı ve ihtiyaç içinde olan herkesin duasına icabet ettiğini bildirmektedir:

Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi’ne dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz. (Neml Suresi, 62)


O’na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah’ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. (Araf Suresi, 56)

“Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiç bir şey Allah’a gizli kalmaz.” (İbrahim Suresi, 38)

Bir insanın, Allah’tan dilediği bir şeyin gerçekleştiğini görmesi, onun için büyük bir sevinç kaynağıdır. Allah’ın her an yanında olduğunu, kendisini gördüğünü, işittiğini, her düşüncesinden haberdar olduğunu bilmek, samimi olduğu sürece Allah’ın her işinde kendisine yardım edeceğini, her isteğini kabul edeceğini ümit etmek, bir müminin Allah’a olan sevgisini, teslimiyetini ve gönülden bağlılığını artırır.
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: Allah C.C dualara icabet edendir

Mesaj gönderen der-ya »

Bismillâhirrahmânirrahîm

81/TEKVÎR-1: İzeş şemsu kuvviret.
Güneş bürülüp dürüldüğü zaman.


81/TEKVÎR-2: Ve izen nucûmun kederet.
Ve yıldızlar solduğu (enerjilerini tükettiği) zaman.


81/TEKVÎR-3: Ve izelcibâlu suyyiret.
Ve dağlar yürütüldüğü zaman.


81/TEKVÎR-4: Ve izel ışâru uttılet.
Ve yüklü develer salındığı (başıboş bırakıldığı), kıymetli dünya malları terkedildiği zaman.


81/TEKVÎR-5: Ve izel vuhûşu huşiret.
Ve vahşi hayvanlar toplandığı zaman.


81/TEKVÎR-6: Ve izel bihâru succiret.
Ve denizler ateşlendiği zaman.


81/TEKVÎR-7: Ve izen nufûsu zuvvicet.
Ve nefsler eşleştirildiği (fizik vücutla birleştiği) zaman.


81/TEKVÎR-8: Ve izel mev’udetu suilet.
Ve diri olarak toprağa gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman.


81/TEKVÎR-9: Bi eyyi zenbin kutilet.
Hangi günah sebebi ile öldürüldü?


81/TEKVÎR-10: Ve izes suhufu nuşiret.
Ve sayfalar (amel defteri) açıldığı (hayat filmi oynatıldığı) zaman.


81/TEKVÎR-11: Ve izes semâu kuşitat.
Ve sema (mekânlarından) sıyrılıp kaldırıldığı (perdeler açıldığı) zaman.


81/TEKVÎR-12: Ve izel cahîmu su’ıret.
Ve cehennem kızıştırıldığı (şiddetle alevlendirildiği) zaman.


81/TEKVÎR-13: Ve izel cennetu uzlifet.
Ve cennet yaklaştırıldığı zaman.


81/TEKVÎR-14: Alimet nefsün mâ ahdaret.
Her nefs, hazırlamış olduğunu bilmiş olacak (hayat filminde yaptıklarının hepsini görecek).


81/TEKVÎR-15: Fe lâ uksimu bil hunnes(hunnesi).
Bundan sonra hayır, hünnese (merkezî çekim kuvvetine) yemin ederim.


81/TEKVÎR-16: El cevâril kunnes(kunnesi).
Cevalan edene (merkezî çekim kuvvetinin etrafında, yörüngede dönene).


81/TEKVÎR-17: Vel leyli izâ as’as(as’ase).
Ve kararmaya başladığı an geceye.


81/TEKVÎR-18: Ves subhı izâ teneffes(teneffese).
Ve ağarmaya başladığı zaman sabaha (yemin ederim ki).


81/TEKVÎR-19: İnnehu le kavlu resûlin kerîm(kerîmin).
Muhakkak ki O (Kur'ân), gerçekten Kerim Resûl'ün sözüdür.


81/TEKVÎR-20: Zî kuvvetin ınde zil arşi mekîn(mekînin).
Yüce arşın sahibinin yanında büyük şeref (makam ve itibar) sahibidir.


81/TEKVÎR-21: Mutâın semme emîn(emînin).
O, kendisine itaat edilen, orada emin olandır.


81/TEKVÎR-22: Ve mâ sâhıbukum bi mecnûn(mecnûnin).
Ve sizin arkadaşınız mecnun (deli) değildir.


81/TEKVÎR-23: Ve lekad reâhu bil ufukıl mubîn(mubîni).
Ve andolsun (resûl), O'nu (Cebrail A.S'ı) ufukta apaçık gördü.


81/TEKVÎR-24: Ve mâ huve alel gaybi bi danîn(danînin).
Ve o, gaybta vahyolunanı saklayıcı değildir (aynen tebliğ eder).


81/TEKVÎR-25: Ve mâ huve bi kavli şeytânin recîm(recîmin).
Ve O (Kur'ân), taşlanmış şeytanın sözü değildir.


81/TEKVÎR-26: Fe eyne tezhebûn(tezhebûne).
Öyleyse siz nereye gidiyorsunuz?


81/TEKVÎR-27: İn huve illâ zikrun lil âlemîn(âlemîne).
O sadece âlemler için bir zikirdir.


81/TEKVÎR-28: Li men şâe minkum en yestekîm(yestekîme).
O, içinizden, istikamet üzere olmak (Allah'a yönelmek) isteyen kimse içindir.


81/TEKVÎR-29: Ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâhu rabbul âlemîn(âlemîne).
Ve âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►Nasihat ve Güzel Sözler◄” sayfasına dön