
MuhaMMedî TasaVVuf'ta; Kur'ÂN-ı KERİM KELİMElerinin, ZÂHİR ve BÂTIN açıLımLarı!
ALLAHu Zü'l-Celâl'imiz SÖZünü, RASÛLALLAH SALLallâhu aleyhi ve SELLem efendimizin SESinden buyuruyor:
"Eûzu billâhi’s-semî'il-'alîmi mine’ş-şeytâni’r-racîmi min hemzihi ve nefhihi ve nefsih.:Kovulmuş şeytanın dürtmesinden, üflemesinden ve kötü nefesinden her şeyi en iyi işiten ve bilen ALLAH'a sığınırım."
Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ

Sadakallâhu'l-Azîm

'' Lebbeyke ALLAHümme RABbiye ve sâ’deyke







“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”!
(7 letâifimizin sallini-isalini-sılasını-ulaşımını sağla!)
Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn..
Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
Âmin Yâ Latîf Yâ Kerîm ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Rahîm Yâ Vedûd ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Fettâh Yâ Gaffâr ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Settâr Yâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin... Âmin... Âmin... Âmin!.. Yâ Muîn Celle Celâluhu.


Habli’l- Verîd; varidattır, dâimiyet yaşayışında RÜŞDün vüCÛDa gelişidir.. Yâni bir kişi inanmadığı ciddiye almadığı bir RABBu’l- ÂLemîn’e nasıl olacak da ona kulluk edecek?!. mümkün değil o kendi nefsinin hevâ ve hevesine, yâni şeytanlığına uyar ve tapar bilinçli ya da bir sapık peşine düşerek!. ALLAH celle celâlihu Korusun ve BİZi Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem İZİnden ve ÖZÜnden ayırmasın İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.



Senin “basar”ın buna ulaşır, basîretin basarın birleşmiştir dürbüne gerek kalmamıştır.. Sen fiilen o işi yaşamaktasın.. Çünkü hesaba çekiliyorsun o gün yevmdir.. yâni yevm, o gün Hadîd Günüdür.. Ha-de-ye-de.. bâtın dâimiyetin.. zâhir dâimiyetin.. Ezelden geldin, ebede gidiyordun ya.. şu arada bir “ye” harfi var hadîd de, sen bu ikisinin arasında yaşadın.. Bâtın hayr olarak iki boyutlu zâten.. ezele ve ebede/âhire gidemezsin iki boyuttur, doğru gibidir.. İnsân o doğruyu da, dosdoğru Sırat-ı Müstakîmi de aslında nedir?. Bir yarı çaptır ve daire çemberidir..
Böyle yapanlar kurtulanlar.. Bunu niçin söylüyorum hani diyorduk ya altı yüzü sekiz köşesi on iki ayrıtı olan Benlik Kâbesi’ni köşelerinden kese kese küreye çevirenler, korkusuz ve hüzünsüzler her noktası “RABB” kesenler, Rasûlullah kesenler.. Rasûl ve RABB kesenler, aradaki Merkezle Muhit arasındaki “re” yarı çapının bu çapın içte RUBUBÎYyet çemberine değen yeri Rusûlîyyet bunu ne yaparlar RABBıyla BİZ BİR-İZ oluverirler, NAHNU ederler.. yâni onun inceliği vardır onu belirtmeye çalışıyorum..



Bu KeLime =>KORku, SEVgi gibi kelimelerin çok ötesindedir!.»

ALLAHu zü’L- CeLÂL buyuruyor ki.: Ve hanânen min ledunnâ.. “O hannândır ve ona BİZ Hannânlık verdik.” buyuruyor.
وَحَنَانًا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَاةً وَكَانَ تَقِيًّا








