MEVLAM GÖR DİYEREK İKİ GÖZ VERMİŞ
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Geçilmez
Geçilmez
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli;
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.
Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekün?
Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez.
Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi;
Usta kaptan klavuza varılmadan geçilmez.
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava;
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez.
Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi;
İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez!
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli;
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.
Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekün?
Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez.
Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi;
Usta kaptan klavuza varılmadan geçilmez.
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava;
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez.
Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi;
İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez!
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- MBurak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 415
- Kayıt: 12 Ağu 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
İki yıldız arası göğe asılı hamak...
İki yıldız arası göğe asılı hamak...
Uyku, uyku...
Zamansız ve mekansız, uyumak.
Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;
Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı.
İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik;
Bilmeyiz ki, en büyük ilme denk bilgisizlik.
Usandım boş yere hep gitmelerden, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!
Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık.
Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
Raflarda toza batmış peygamberden bildiri.
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...
Uyku, uyku...
Zamansız ve mekansız, uyumak.
Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;
Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı.
İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik;
Bilmeyiz ki, en büyük ilme denk bilgisizlik.
Usandım boş yere hep gitmelerden, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!
Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık.
Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
Raflarda toza batmış peygamberden bildiri.
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- derunilale
- Saygın Üye
- Mesajlar: 268
- Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00
Rabbim razı olsun..ne kadar güzel..bende bir şiir paylaşayım ins..
Kes dünyâdan ümîdi divâne gönül,
Avamla değil de er ile bulun.
Hakkkın rızâsını talep edersen,
Kullardan vazgeçip, bir ile bulun.
Onun kapısına varmak istersen,
Eğer dîdârını görmek istersen,
Özünün aslına ermek istersen,
Nûr ile nûr ol da sır ile bulun.
Nefsini bırakıp, yerle yeksân ol,
Sıyrıl varlıktan, hepten üryân ol,
Kalma dünyâda, sen lâmekân ol,
Erenleri nûr eden, Nûr ile bulun.
Âşık-ı sâdıklar her dem olmuştur,
Gönülde bembeyaz bir gül bulmuştur,
Gönülden gönüle Hakka gelmiştir,
Seni Ona götüren pîr ile bulun.
Gönül Dostu kuldur Yüce Rahmâna,
Uymasa gerektir âhir zamana,
Dalmayı istersen aşk-ı ummâna,
Mâsivâyı unutup Yâr ile bulun.
Kes dünyâdan ümîdi divâne gönül,
Avamla değil de er ile bulun.
Hakkkın rızâsını talep edersen,
Kullardan vazgeçip, bir ile bulun.
Onun kapısına varmak istersen,
Eğer dîdârını görmek istersen,
Özünün aslına ermek istersen,
Nûr ile nûr ol da sır ile bulun.
Nefsini bırakıp, yerle yeksân ol,
Sıyrıl varlıktan, hepten üryân ol,
Kalma dünyâda, sen lâmekân ol,
Erenleri nûr eden, Nûr ile bulun.
Âşık-ı sâdıklar her dem olmuştur,
Gönülde bembeyaz bir gül bulmuştur,
Gönülden gönüle Hakka gelmiştir,
Seni Ona götüren pîr ile bulun.
Gönül Dostu kuldur Yüce Rahmâna,
Uymasa gerektir âhir zamana,
Dalmayı istersen aşk-ı ummâna,
Mâsivâyı unutup Yâr ile bulun.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Dost Dost Diye Hayaline Yeldiğim
Dost Dost Diye Hayaline Yeldiğim
Dost dost diye hayaline yeldiğim
Dost ise ayırmış özünü benden
Çatık kaşı benlerini saydığım
Dost ise çevirmiş yüzünü benden
Hani dost uğruna can baş verenler
Hasseten söylesin gözle görenler
Şimdi bizden yüz çevirmiş yârenler
Evvel geğitmezdi gözünü benden
Gözüm yaşı döner m'ola sellere
Bu ayrılık har düşürdü güllere
Evvel aşna idim her bir hallere
Şimdi sakınıyor sözünü benden
Sadık gerek dost yoluna soyuna
Gönül kail Hak'tan gelen oyuna
Besbelli ki oynayamam payına
Anın çün kaldırmış nazını benden
Her sabah naz ile gelip geçerken
Doldurup da al badeler içerken
Veli'm eder ak göğsünü açarken
Şimdi nikablamış yüzünü benden
Aşık Veli
Dost dost diye hayaline yeldiğim
Dost ise ayırmış özünü benden
Çatık kaşı benlerini saydığım
Dost ise çevirmiş yüzünü benden
Hani dost uğruna can baş verenler
Hasseten söylesin gözle görenler
Şimdi bizden yüz çevirmiş yârenler
Evvel geğitmezdi gözünü benden
Gözüm yaşı döner m'ola sellere
Bu ayrılık har düşürdü güllere
Evvel aşna idim her bir hallere
Şimdi sakınıyor sözünü benden
Sadık gerek dost yoluna soyuna
Gönül kail Hak'tan gelen oyuna
Besbelli ki oynayamam payına
Anın çün kaldırmış nazını benden
Her sabah naz ile gelip geçerken
Doldurup da al badeler içerken
Veli'm eder ak göğsünü açarken
Şimdi nikablamış yüzünü benden
Aşık Veli
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
GEL DOST!..
Mızrab hasta sazda tel kırık hâlde
Kahkahanın içi hıçkırık hâlde
Boynum bükük gönlüm çok kırık hâlde
Gurbet geceleri özlüyorum gel
*
Âşığın kesrette teklediğisin
Gurbetin hasrete eklediğisin
Yavrunun yuvada beklediğisin
Umut yollarını gözlüyorum gel
*
Ehl-i Beyt Eliyle AŞK diyârına
Varımı yok ettim vardım varına
Alevsiz-dumansız yandım nârına
Yüreğim korunu közlüyorum gel
*
İkimiz bir tende gibi güzelim
Ben sende sen bende gibi güzelim
Ben eridim Sende gibi güzelim
Ben beni Yâr Sana sözlüyorum gel
*
Aklımı erittin akmasın diye
Senden başkasına bakmasın diye
Kul İhvâni Sefil kokmasın diye
Beş vakit aşkınla tuzluyorum gel
14.11.1995 16:13
- Seleme
- Dost Üye
- Mesajlar: 94
- Kayıt: 01 Ağu 2007, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Dosta Doğru
Dosta Doğru
İçimde uzayan her yol
Çıkar gider dosta doğru
Menekşe, nergis, ıtır, gül
Kokar gider dosta doğru
Zamanım yoğrulur gamla
Birleşir sabah akşamla
Ilık kanım damla damla
Akar gider dosta doğru
Gel bende gör, sen gel beni
Durduramaz engel beni
Görmediğim bir el beni
Çeker gider dosta doğru
Beynim fırın, bağrım tandır
Yanarım hayli zamandır
Sevgim bir yavru ceylandır
Çeker gider dosta doğru
Ne saklarım ne gizlerim
Yalnızca onu özlerim
Tabutta bile gözlerim
Bakar gider dosta doğru.
Abdurrahim Karakoç
İçimde uzayan her yol
Çıkar gider dosta doğru
Menekşe, nergis, ıtır, gül
Kokar gider dosta doğru
Zamanım yoğrulur gamla
Birleşir sabah akşamla
Ilık kanım damla damla
Akar gider dosta doğru
Gel bende gör, sen gel beni
Durduramaz engel beni
Görmediğim bir el beni
Çeker gider dosta doğru
Beynim fırın, bağrım tandır
Yanarım hayli zamandır
Sevgim bir yavru ceylandır
Çeker gider dosta doğru
Ne saklarım ne gizlerim
Yalnızca onu özlerim
Tabutta bile gözlerim
Bakar gider dosta doğru.
Abdurrahim Karakoç
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
SULTANA GÖNÜL...
Sevdâlıdır sırr sözlüler
Dost dirisi diri özlüler
Geçmeden ceylan gözlüler
Erelim Sultana gönül...
Narından nur gübreden gül
Seher âşık, adı bülbül
Aşk çölünden lâle sümbül
Derelim Sultana gönül...
HAKK bir etsin dördümüzü
Mest-i Mevlâ merdimizi
Demet demet derdimizi
Verelim Sultana gönül...
Âşıksın Cânân canısın
Tevhidde Şahın şanısın
Subhânın Kâbe anısın
Serelim Sultana gönül...
Yok ile varı Tevhidde
Aşk Gülizârı Tevhidde
İnkâr-İkrârı Tevhidde
Karalım Sultana gönül...
Aşk Sır-atın eğerinden
Yâr nazarın değerinden
Meczubların meğerinden
Saralım Sultana gönül...
Hasret-Vuslatın arasın
Soralım derdin çârasın
Eldeğil, yürek yarasın
Yaralım Sultana gönül...
Dâim tevhidi giyen kim?
Bâki Bir Benim! diyen ki?
Acıktıran, aşk yiyen kim?
Soralım Sultana gönül...
Cenneti Kâbe içi mi?
Neden dört köşe biçimi?
Bir düş gördük su içimi
Yoralım Sultana gönül...
Ehl-i Beyte sîne türap
Harabatız hâlde harap
Yedi renkli iple çorap
Örelim Sultana gönül...
Lutf-ü Latîften lâmımız
Seher yeli kelâmımız
Götürür mü selâmımız
Görelim Sultana gönül...
Dünya kaygan beden kızak
Irak-yakın, yakın uzak
Sevdâ Vâdisinde tuzak
Kuralım Sultana gönül...
Sevgi suyun nilüferin
Görelim gözünün ferin
Açalım aşkın defterin
Dürelim Sultana gönül...
Alıp Âşık beratını
Dört adımda Sıratını
Işık kanat Aşk Atını
Sürelim Sultana gönül...
HAKKla ezelden beriyiz
Ehl-i Beyt ü Ahmed Eriyiz
İhvâniyiz Kırmîriyiz
Ürelim Sultana gönül...
10.03.1989 04:55 shr.
Sevdâlıdır sırr sözlüler
Dost dirisi diri özlüler
Geçmeden ceylan gözlüler
Erelim Sultana gönül...
Narından nur gübreden gül
Seher âşık, adı bülbül
Aşk çölünden lâle sümbül
Derelim Sultana gönül...
HAKK bir etsin dördümüzü
Mest-i Mevlâ merdimizi
Demet demet derdimizi
Verelim Sultana gönül...
Âşıksın Cânân canısın
Tevhidde Şahın şanısın
Subhânın Kâbe anısın
Serelim Sultana gönül...
Yok ile varı Tevhidde
Aşk Gülizârı Tevhidde
İnkâr-İkrârı Tevhidde
Karalım Sultana gönül...
Aşk Sır-atın eğerinden
Yâr nazarın değerinden
Meczubların meğerinden
Saralım Sultana gönül...
Hasret-Vuslatın arasın
Soralım derdin çârasın
Eldeğil, yürek yarasın
Yaralım Sultana gönül...
Dâim tevhidi giyen kim?
Bâki Bir Benim! diyen ki?
Acıktıran, aşk yiyen kim?
Soralım Sultana gönül...
Cenneti Kâbe içi mi?
Neden dört köşe biçimi?
Bir düş gördük su içimi
Yoralım Sultana gönül...
Ehl-i Beyte sîne türap
Harabatız hâlde harap
Yedi renkli iple çorap
Örelim Sultana gönül...
Lutf-ü Latîften lâmımız
Seher yeli kelâmımız
Götürür mü selâmımız
Görelim Sultana gönül...
Dünya kaygan beden kızak
Irak-yakın, yakın uzak
Sevdâ Vâdisinde tuzak
Kuralım Sultana gönül...
Sevgi suyun nilüferin
Görelim gözünün ferin
Açalım aşkın defterin
Dürelim Sultana gönül...
Alıp Âşık beratını
Dört adımda Sıratını
Işık kanat Aşk Atını
Sürelim Sultana gönül...
HAKKla ezelden beriyiz
Ehl-i Beyt ü Ahmed Eriyiz
İhvâniyiz Kırmîriyiz
Ürelim Sultana gönül...
10.03.1989 04:55 shr.
- ceylin
- Saygın Üye
- Mesajlar: 213
- Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Sendedir Sende
Sendedir Sende
Yine yaralandım gönül pareler,
Yarama melhemim sendedir sende ..
Göz göz olmuş gül sinemde yareler ,
Yarama melhemim sendedir sende ...
Divana dediler miskin gezeriz ,
İlmi ledun ile şerbet ezeriz,
Şefkatli dosttan ol meded dileriz,
Derdime deva yar sendedir sende...
Mücrimi kul idim fani dünyada,
Sıtk ile tutuldum aşkın narına ,
Sefil seyyah oldum hakkın yolunda ,
Yarama melhemim sendedir sende...
Metai deryadır şahı pirlerin ,
Ilgıt ılgıt eser aşkın yelleri ,
Nail olurmuş dosta hep halleri ,
Yarama melhemim sendedir sende..
Neyleyim faniyi düşmüşüm nara,
Bülbüller gül için durdular zara,
Larendelim karar kıldım ikrara,
Yaram melhemim sendedir sende .
Recep Uzun (Aşık Larendeli)
Yine yaralandım gönül pareler,
Yarama melhemim sendedir sende ..
Göz göz olmuş gül sinemde yareler ,
Yarama melhemim sendedir sende ...
Divana dediler miskin gezeriz ,
İlmi ledun ile şerbet ezeriz,
Şefkatli dosttan ol meded dileriz,
Derdime deva yar sendedir sende...
Mücrimi kul idim fani dünyada,
Sıtk ile tutuldum aşkın narına ,
Sefil seyyah oldum hakkın yolunda ,
Yarama melhemim sendedir sende...
Metai deryadır şahı pirlerin ,
Ilgıt ılgıt eser aşkın yelleri ,
Nail olurmuş dosta hep halleri ,
Yarama melhemim sendedir sende..
Neyleyim faniyi düşmüşüm nara,
Bülbüller gül için durdular zara,
Larendelim karar kıldım ikrara,
Yaram melhemim sendedir sende .
Recep Uzun (Aşık Larendeli)
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
MEVLAM GÖR DİYEREK İKİ GÖZ VERMİŞ
MEVLAM GÖR DİYEREK İKİ GÖZ VERMİŞ
Mevlam gör diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı
Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi
Mahsuni şerifim dindir acını
Bazı acılardan al ilacını
Pir sultanlar gibi dar ağacını
Bilmem boylasam mı boylamasam mı
AŞIK MAHZUNİ ŞERİF
AFŞİN YÖRESİ
Mevlam gör diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı
Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi
Mahsuni şerifim dindir acını
Bazı acılardan al ilacını
Pir sultanlar gibi dar ağacını
Bilmem boylasam mı boylamasam mı
AŞIK MAHZUNİ ŞERİF
AFŞİN YÖRESİ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
AĞLAMA GÖZLERİM MEVLAM KERİM'DİR
Gurbet elde bir hal geldi başıma, geldi başıma
Ağlamagözlerim Mevla Kerim'dir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
Huma kuşu yere düştü ölmedi, düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
Kağıda yazarlar ufak yazılar, ufak yazılar
Anasız olur mu körpe kuzular
Derdi yüreğinde olan sızılar
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
Abdal Pir Sultan'ım böyle buyurdu, böyle buyurduAyrılık dınların biçti geydirdi
Ben yarılmaz idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
PiR SULTAN ABDAL
Gurbet elde bir hal geldi başıma, geldi başıma
Ağlamagözlerim Mevla Kerim'dir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
Huma kuşu yere düştü ölmedi, düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
Kağıda yazarlar ufak yazılar, ufak yazılar
Anasız olur mu körpe kuzular
Derdi yüreğinde olan sızılar
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
Abdal Pir Sultan'ım böyle buyurdu, böyle buyurduAyrılık dınların biçti geydirdi
Ben yarılmaz idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim Mevla Kerim'dir.
PiR SULTAN ABDAL
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
GÖZ YAŞI KASİDESİ
GÖZ YAŞI KASİDESİ
Nadide bir divâneyim baştan başa efsâneyim
Hicranım ahvâline mâtem güler ben ağlarım
Esrar Dede
BİR:
Günahsız bir çift gözden akar gözyaşı
Sanki masum çimenler üstünde çiğdir bahar sabahı
Titretirken naif dudakları tuzlu tadı
Bir şebnemdir kırmızı gül yaprağında
Bir annenin ağlayışıdırçocuğu için
Derin denizlerden çıkarılmış inci tanesi gibi
Büyük sevdaların hüsranlı sonudur acıyla yoğrulmuş
Hüzzamdan bir ezgidir hüznün yanında
Yıldızlar kayarken gökyüzünde ve köpürürken denizler
Kimsesiz yetimlerin son sığınağıdır gözlerde büyüyen
İnsanlar azalıyor güleç yüzü sadaka bilen
Yoksul sessizlikler kuşatılıyor dar zamanlarda
Yaradanın yüce bir bağışıdır ihsanlarla dolu
Ulu yönelişlerde ıslanırken seccade
Gözlerin duasıdır eller açılmadan diller söylemeden
Rahmet kapısının girişinde dileklerle yüklü
Ruhlardaki depremi riyası olmayan tövbelerin
Bir göçmendir gözyaşı göz yurdunun ayrılmış
Ki bu yüzden çığlığına karışır hıçkırıkları
Soylu hasretler akıtır güzelliklere yorgun
Ululardan emanettir devredilir gözyaşı
İKİ:
Kalbini yatırır bağlamanın koluna
Kahrını yüklüyor nağmesine şimdi gurbetin
Yüzünü dönüp sılaya doğru
Bir bozlak haykırır Anadolu yaylasına
Eşliğinde süzülür gözyaşı solgun yanağa
Ağır ve kahırlı sevdalar gencecik omuzlarda
Birbirine hüzün sunarlar yaşanmış kederlerden
Uzun bir haykırıştır sevdaları kutlu kılan
Unutulurdu köşesinde tanık olmasaydı göçmen kuşlar
Kimseler bilmezdi kopup gelmeseydi yürekten
Sus ve ağlama artık gözyaşların ele veriyor seni
Matemini sarıyor gece korkulu karanlığıyla
Çılgın kısraklar üstünde uğulduyor rüzgar
Ölümü hatırlatıyor gök gürlemesi
Sus ve ağlama artık sabırla sessizliğine dön
Nadide bir divâneyim baştan başa efsâneyim
Hicranım ahvâline mâtem güler ben ağlarım
Esrar Dede
BİR:
Günahsız bir çift gözden akar gözyaşı
Sanki masum çimenler üstünde çiğdir bahar sabahı
Titretirken naif dudakları tuzlu tadı
Bir şebnemdir kırmızı gül yaprağında
Bir annenin ağlayışıdırçocuğu için
Derin denizlerden çıkarılmış inci tanesi gibi
Büyük sevdaların hüsranlı sonudur acıyla yoğrulmuş
Hüzzamdan bir ezgidir hüznün yanında
Yıldızlar kayarken gökyüzünde ve köpürürken denizler
Kimsesiz yetimlerin son sığınağıdır gözlerde büyüyen
İnsanlar azalıyor güleç yüzü sadaka bilen
Yoksul sessizlikler kuşatılıyor dar zamanlarda
Yaradanın yüce bir bağışıdır ihsanlarla dolu
Ulu yönelişlerde ıslanırken seccade
Gözlerin duasıdır eller açılmadan diller söylemeden
Rahmet kapısının girişinde dileklerle yüklü
Ruhlardaki depremi riyası olmayan tövbelerin
Bir göçmendir gözyaşı göz yurdunun ayrılmış
Ki bu yüzden çığlığına karışır hıçkırıkları
Soylu hasretler akıtır güzelliklere yorgun
Ululardan emanettir devredilir gözyaşı
İKİ:
Kalbini yatırır bağlamanın koluna
Kahrını yüklüyor nağmesine şimdi gurbetin
Yüzünü dönüp sılaya doğru
Bir bozlak haykırır Anadolu yaylasına
Eşliğinde süzülür gözyaşı solgun yanağa
Ağır ve kahırlı sevdalar gencecik omuzlarda
Birbirine hüzün sunarlar yaşanmış kederlerden
Uzun bir haykırıştır sevdaları kutlu kılan
Unutulurdu köşesinde tanık olmasaydı göçmen kuşlar
Kimseler bilmezdi kopup gelmeseydi yürekten
Sus ve ağlama artık gözyaşların ele veriyor seni
Matemini sarıyor gece korkulu karanlığıyla
Çılgın kısraklar üstünde uğulduyor rüzgar
Ölümü hatırlatıyor gök gürlemesi
Sus ve ağlama artık sabırla sessizliğine dön
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
ÜÇ
Ağlayın diyordu ağlamayana
Gözyaşı akıtıp o güzel insan
Dualar edildi gözyaşı ile
Rahmetin ümidi kabule yakın
Kalbe şifa verir içten ağlayış
Korkuyu dağıtan şefkat ışığı
Katı taşta ne ot biter ne de gül
Yeşerir toprakta binlerce çiçek
İnsan ki duygudur baştan aşağı
Gözyaşını dökmek insana mahsus
DÖRT:
Bir yetimin elleri arasındaysa başı
Hıçkırıkları duyulmuyorsa kanadı kırık güvercinlerin
Izdırabın kıvranışına duyarsızsa gönüller
Ölmeye uzanıyorsa bir ceylan gözleri açık
Çıplak ayaklara batan diken batmıyorsa yüreklere
Gece yıldızlara bakıp şarkılar söylenmiyorsa
Artık gözyaşı dökmenin vakti gelmiştir
BEŞ:
Ne şikayet etti ne boyun büktü
Razı oldu ondan gelen her derde
Bir hicran bürümüş ufuklar sisli
Gözyaşı damlamış mezar taşına
Gizledi yaşını öz gözlerinden
Acıyı akıttı gönül yurduna
Baharda açmadı tomurcuk güller
Sonbahar gazeli şimdi ümitler
Unutulmuş hikayesi Mecnun'un
Büyüsü bozulmuş efsanelerin
Ağlayın diyordu ağlamayana
Gözyaşı akıtıp o güzel insan
Dualar edildi gözyaşı ile
Rahmetin ümidi kabule yakın
Kalbe şifa verir içten ağlayış
Korkuyu dağıtan şefkat ışığı
Katı taşta ne ot biter ne de gül
Yeşerir toprakta binlerce çiçek
İnsan ki duygudur baştan aşağı
Gözyaşını dökmek insana mahsus
DÖRT:
Bir yetimin elleri arasındaysa başı
Hıçkırıkları duyulmuyorsa kanadı kırık güvercinlerin
Izdırabın kıvranışına duyarsızsa gönüller
Ölmeye uzanıyorsa bir ceylan gözleri açık
Çıplak ayaklara batan diken batmıyorsa yüreklere
Gece yıldızlara bakıp şarkılar söylenmiyorsa
Artık gözyaşı dökmenin vakti gelmiştir
BEŞ:
Ne şikayet etti ne boyun büktü
Razı oldu ondan gelen her derde
Bir hicran bürümüş ufuklar sisli
Gözyaşı damlamış mezar taşına
Gizledi yaşını öz gözlerinden
Acıyı akıttı gönül yurduna
Baharda açmadı tomurcuk güller
Sonbahar gazeli şimdi ümitler
Unutulmuş hikayesi Mecnun'un
Büyüsü bozulmuş efsanelerin
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
ALTI:
Bahar gelmişken mavi gözlerine binbir çiçekle
Doğumları çoğalırken az olan
Donanırken türlü rengini dünya mor-yeşil
Sarı saçlarınla sen nereye gidiyorsun
Niçin geriye dönüp dönüp bakarak gidiyorsun
Öğleye ulaşamamış güneşler gibi batıyorsun
Sensin gül tomurcuklarının ardından ağladığı
Baharına kırağı dokunan gül de sensin
Annelerin en dehşetli depremidir hayatlarında
Ansız ve birdebire gelmişken ölüm
Asude yaşantıların üstüne devrilirken dağlar
Yası hatırladıkça büyür sustukça çoğalır ızdırabı
Uzanmışsın yabanın toprağına boylu boyunca
Al-kanın kına olmuş o nazik ellerine
Sonra nurlu yüzündeki tebessümle kime bakıyorsun
Nereye gidiyorsun kanatları üstünde meleklerin
Yeni değil hayat karşısında yenilgisi masalların
Ve acımasızlığı gurbet ellerde hüzünlerle gelen akşamların
Tanımsız bir çiledir kor ateşin düştüğü her yürekte
Ve uzak şehirlerin tenha sokaklarında kim duyar ağıdımızı
Artık gözyaşı dökmenin vakti gelmiştir
YEDİ:
Gökten damla damla iner gözyaşı
Ebemkuşağıyla taçlanır hüzün
Acının içine siner gözyaşı
Fırtınalar başlar toprak yarılır
Pınar kuruyunca diner gözyaşı
Viraneye döner gönül çaresiz
Kederin üstüne biner gözyaşı
Hayat tuz basılmış kılıç yarası
Bahar gelmişken mavi gözlerine binbir çiçekle
Doğumları çoğalırken az olan
Donanırken türlü rengini dünya mor-yeşil
Sarı saçlarınla sen nereye gidiyorsun
Niçin geriye dönüp dönüp bakarak gidiyorsun
Öğleye ulaşamamış güneşler gibi batıyorsun
Sensin gül tomurcuklarının ardından ağladığı
Baharına kırağı dokunan gül de sensin
Annelerin en dehşetli depremidir hayatlarında
Ansız ve birdebire gelmişken ölüm
Asude yaşantıların üstüne devrilirken dağlar
Yası hatırladıkça büyür sustukça çoğalır ızdırabı
Uzanmışsın yabanın toprağına boylu boyunca
Al-kanın kına olmuş o nazik ellerine
Sonra nurlu yüzündeki tebessümle kime bakıyorsun
Nereye gidiyorsun kanatları üstünde meleklerin
Yeni değil hayat karşısında yenilgisi masalların
Ve acımasızlığı gurbet ellerde hüzünlerle gelen akşamların
Tanımsız bir çiledir kor ateşin düştüğü her yürekte
Ve uzak şehirlerin tenha sokaklarında kim duyar ağıdımızı
Artık gözyaşı dökmenin vakti gelmiştir
YEDİ:
Gökten damla damla iner gözyaşı
Ebemkuşağıyla taçlanır hüzün
Acının içine siner gözyaşı
Fırtınalar başlar toprak yarılır
Pınar kuruyunca diner gözyaşı
Viraneye döner gönül çaresiz
Kederin üstüne biner gözyaşı
Hayat tuz basılmış kılıç yarası
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
SEKİZ:
İçten kopan gözyaşı
Eritir en sert taşı
Kederler üstüne gam
Hüzünle gelir akşam
Yanağa süzülen su
Bir hicranın kokusu
Kalpte matem yazısı
Ruhun derin sızısı
Başlıyor gönül yası
Tükenirken hülyası
Kırık dal solgun çiçek
Görülen acı gerçek
Geldi ayrılık anı
Şimdi gurbet zamanı
Kirden arıt nefsini
Sen bulursun kendini
Bir hasretin türküsü
Gönüller üzüntüsü
Dert ile titrer sesi
Hayatın son gecesi
Her acıyla beraber
Buruk gözyaşı iner
DOKUZ:
Sakla son damlasını sevinç gözyaşının
Yeni efsanelerin ödülü olsun
AHMET URFALI
İçten kopan gözyaşı
Eritir en sert taşı
Kederler üstüne gam
Hüzünle gelir akşam
Yanağa süzülen su
Bir hicranın kokusu
Kalpte matem yazısı
Ruhun derin sızısı
Başlıyor gönül yası
Tükenirken hülyası
Kırık dal solgun çiçek
Görülen acı gerçek
Geldi ayrılık anı
Şimdi gurbet zamanı
Kirden arıt nefsini
Sen bulursun kendini
Bir hasretin türküsü
Gönüller üzüntüsü
Dert ile titrer sesi
Hayatın son gecesi
Her acıyla beraber
Buruk gözyaşı iner
DOKUZ:
Sakla son damlasını sevinç gözyaşının
Yeni efsanelerin ödülü olsun
AHMET URFALI
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
KADİR MEVLAM SENDEN BİR DİLEĞİM VAR
KADİR MEVLAM SENDEN BİR DİLEĞİM VAR
Kadir Mevlâm Senden Bir Dileğim Var,
Beni Muhannete Muhtaç Eyleme.
Yedi Deryalara Gark Eyle Beni,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme.
Muhannetin Suyu Dolayı Akar,
Değdiği Yerleri Od Olur Yakar.
Eyilik Etmeden Başına Kakar,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme.
Muhannetin Sözü Pareli Oktur,
Lûtfuna Kerem Et İhsanı Çoktur.
Sağ Elin Sol Ele Faydası Yoktur,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme.
Ben Dertliyim Hak Ayırsın İsimi,
Kaygılara Saldım Garip Basımı.
Varsın Kurtlar, Kuşlar Yesin Leşimi,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme
ERZİNCAN YÖRESİ TÜRKÜ
-ŞERİFE HATUN
-BEYSÜLEN
Kadir Mevlâm Senden Bir Dileğim Var,
Beni Muhannete Muhtaç Eyleme.
Yedi Deryalara Gark Eyle Beni,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme.
Muhannetin Suyu Dolayı Akar,
Değdiği Yerleri Od Olur Yakar.
Eyilik Etmeden Başına Kakar,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme.
Muhannetin Sözü Pareli Oktur,
Lûtfuna Kerem Et İhsanı Çoktur.
Sağ Elin Sol Ele Faydası Yoktur,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme.
Ben Dertliyim Hak Ayırsın İsimi,
Kaygılara Saldım Garip Basımı.
Varsın Kurtlar, Kuşlar Yesin Leşimi,
Yine Muhannete Muhtaç Eyleme
ERZİNCAN YÖRESİ TÜRKÜ
-ŞERİFE HATUN
-BEYSÜLEN
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
NASİB OLSA GİNE GİTSEM YAYLAYA
NASİB OLSA GİNE GİTSEM YAYLAYA
Yüce dağ başında pınar gözüsün
Sürüden seçilmiş emlik kuzusun
Güzellerin başı yayla kızısın
Belki seni bana yazar yaradan
Seni gördüm evvel bahar yaz iken
O güzellik sende cilve naz iken
Güller gonca iken tellez saz iken
Belki seni bana yazar yaradan
Nasib olsa yine gitsem yaylaya
Doya doya baksam suna boyluya
Senin için yalvarırım Mevlâ 'ya
Belki seni bana yazar yaradan
Talibî derdine derman bulmuyor
Aşıklar dünyada murad almıyor
Bu zamanda dilek kabul olmuyor
Belki seni bana yazar yaradan.
SiVAS YÖRESİ TÜRKÜ
Aşık TALİBİ ÇOŞKUN-Muzaffer SARISÖZEN
Erkan Oğur & İsmail Hakkı Demircioğlu
KORO
Yüce dağ başında pınar gözüsün
Sürüden seçilmiş emlik kuzusun
Güzellerin başı yayla kızısın
Belki seni bana yazar yaradan
Seni gördüm evvel bahar yaz iken
O güzellik sende cilve naz iken
Güller gonca iken tellez saz iken
Belki seni bana yazar yaradan
Nasib olsa yine gitsem yaylaya
Doya doya baksam suna boyluya
Senin için yalvarırım Mevlâ 'ya
Belki seni bana yazar yaradan
Talibî derdine derman bulmuyor
Aşıklar dünyada murad almıyor
Bu zamanda dilek kabul olmuyor
Belki seni bana yazar yaradan.
SiVAS YÖRESİ TÜRKÜ
Aşık TALİBİ ÇOŞKUN-Muzaffer SARISÖZEN
Erkan Oğur & İsmail Hakkı Demircioğlu
KORO
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- ceylin
- Saygın Üye
- Mesajlar: 213
- Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
CENNETTEN GELİYORUM
CENNETTEN GELİYORUM
Geç olmuş yatıyordum
Fakat uyku tutmadı ve kalkıp,
Yakıverdim şamdanı.
Gecenin zülüfleri, seccademin püskülleri
Yatıverdim pusuya
Vakit gelmiş tavına, tecelliyat avına.
Kur'an dinliyorum Davut (a.s.)'dan
Canım da nasıl istiyordu zaten.
Zerrelerimin ihtiyacı, kulaklarımı deliyor
İşte sesler geliyor
Hani bir de ağlamasam!..
Ne kaldı o bayrama dedim de durdum
Kur'an sesi gel diyordu peşimden
Ben de gittim.
Seyyah olup o alemi gezerim
Ve.. peş peşe neler sezerim.
Uykum gitti yücelerin katına
Ne güzelmiş hayal avına.
Sanki canım kuş idi
Seyahatin başlangıcı biraz yokuş idi
Duygularım şahlanıyor, kalben inlemek gibi
Olmaya devlet cihanda, Kur'an dinlemek gibi.
Şimdi ise nideyim?
Düşündüm ki cennetlere gideyim.
Gittim de gittim.
Yaklaşınca nihayet
Kulağımda şu ayet
"Hüve mevlakum"
"Esselamü aleyküm" bekçilerle karşılaştık
"Ebedi kalıcılar olarak girin cennete" dediler.
Tevhid çekip ilerledim, bakınıp şaşkın şaşkın
Dünyanın tadı yokmuş, ne Leyla 'nın ne aşkın
Anlatması mümkün değil, tarifinden acizim
Her tarafı ışıl ışıl
Cam göbeği ve yeşil.
Şeffaf şeffaf
Aman yarabbi, ne tuhaf?
Aklımdan. Belkıs geçti
Gezdiği saraylar hiçti.
Binler kere, yüzbinlerin misli misli katmer
Her biri ayrı renkte yıldız var.
Bu ne güzel bir koku,
Her şey var, yoktur yoku.
Geziniyor yetmiş kokulu güller
Sinelerde zehir olmuş, görünmeyen gönüller.
Kullar mesrur,
Her taraf nur.
Her köse şehr-i ayn
Hurilerin terennümü köpüklerden mülayim
İste gelen bir dilber,
Üstünde tüller
Yaklaştı durdu
Hatırımı sordu.
Elinde kadeh var, sunuyor.
Cennette ayak izim, hem içirdi hem içti
Ne kadar gençti.
Ceylan gözlü derler ya, evet öyle
Hem iri iri, hem kuzguni, hem meftuni
Yürüdükçe inci mercan döküyor, iliği gözüküyor
Endam ediyor, boyun büküyor, yürek söküyor.
Sanki düşmüş gökkuşağı kirpiğine takılmış
Yanağında gamzeleri, şule şule yakılmış.
Hele ki tebessümü
Unutturur ölümü.
Gönül ya bu, sevdalandı,
Aklim dolandı.
Arzum sevgim koşuştu
Müşterekte buluştu.
Arzu evse sevgi ona tavandır
Sevgi yoksa arzu zaten yavandır
Dedim ona: Düşte dahi senin gibisi yok idi
Dedi bana: Dünyada iken ibadetim çok idi
Dedim ona: Sizde vuslat var mıdır?
Dedi bana: Bos durması kar mıdir
Dedim ona: Tutalım mi el ele
Dedi bana: Cenneti bir gez hele.
Dedi ve gitti,
ordan seyirtti.
Yürüyorum ileri
Görecektim neleri.
Ayağım çıplak
Kadife toprak
İste tuba dalları
İste irem bağları.
İste güller bülbüller
Lal kesiyor diller.
Ağaçlar meyve yüklü; taru taze her yemiş
Katiyyen beklememiş.
Tanışıklık veriyordu dünyadan fakat çok farklı,
Tatlı mi tatlı
Mehoş mu mehoş
Anlatamam bos.
Güneş vardı, gölge vardı, birbirinden hoş
Ağaçların sesi,kuşların sesi
Ve yolun cazibesi, yürütüyordu beni.
Ayak izleri çoktu
Ne güzel, toz da yoktu.
Sel sebilden su içtim
Sonra bir yere geçtim.
Üç beş arşın aralıkla nehirler
Kenarında sedirler.
Şarap akar, su akar, süt akar
Biri bal, istediğin kadar al.
Ne bıktırır, ne yakar, hep akar
Etrafında mü'minler
Hud hudları dinler
Uzanınca eller
Çekirdeksiz meyveler iner
Bir meltem üfül üfül
Rengarenk gül
Süslü püslü koltuklar var, etrafı altın
Bir güzel ki yaşayışı, cennetteki halkın.
Kimi şarki okuyor, kimi gergef dokuyor
Kimi çelenk takıyor, kimi kına yakıyor.
Biri dalmış bakıyor, o da ben.
Soğuk da yok, sıcak da
Uçar gibi ayakta yürüyordum
Ve köşkler görüyordum çevrede
Hem de ne kadar muazzam
Azam mi azam.
Dedim simdi nideyim
Tefe'ül den birisine gideyim
Bahçesinde yavaşça ilerledim
Haşmetinden terledim
Yaklaşınca merak ettim
Acep kimedir nasip?
Kapısında yazıyordu "Ya Cüleybib"
Altın kapı acılınca geriye
Destur geldi, giriniz içeriye.
Merdivenler yumuşak tüylü hali
Kim bilir ne pahalı
Duvarların yüzeyleri pür ışık
Gözlerim kamaşık, ayaklarım dolaşık
Yeşil ışık, kırmızı ışık Lamiane birbirine karışık
Pencereleri gümüş, camları sırça
Bir ayet yazılı, her nereye bakınca
Yükselmiş döşekler var çevresi
İncilerle müzeyyendi perdesi.
Süslü süslü koltuklar
İhtişamlı tahtı var
Hem gittim Cüleybib'in yanına
Huriler girecekti ta canına.
Gözlerini yalnız o'na hapsetmiş
Sayıları iki, fazlası yetmiş
Bir elinde kitap Hurilere hitap.
Hikmet söz ediyordu
ALLAH diyordu.
O yüzünün ziyasını, güneş görse kıskanır
Kamer görse, kendini üvey evlat sanır.
Bir elinde yetmiş kokulu güldü.
Bana güldü.
Dedim o'na: "Ya Cüleybib cennet ne kadar güzel"
Dedi bana: "İhlas var ya, cennetten daha güzel"
Dedim o'na: "Ya Cüleybib bu köşk ne kadar güzel"
Dedi bana: "Sohbet var ya, köşkten daha güzel"
Dedim o'na: "Ya Cüleybib sen ne kadar güzel"
Dedi bana: "Hamza var ya benden daha güzel"
Dedim o'na: "Hamza hangi köşkte yaşıyor?"
Dedi bana: "Burada değil, Afkan'da savaşıyor"
- Ne zaman gelir?
- Allah (c.c.) bilir
- Canim isterdi ki görsün
- Meydanda görüşürsün.
Dedim o'na: "Ammar nerede, çok isterdim göreyim"
Dedi ki söyleyeyim:
- Annesiyle babasıyla nasıl karşılaştılar
Geldiği gün sarıldılar, hala ayrılmadılar
Ne yüzünü gören oldu, ne duyuldu sesi
Cennetlerden tatlıymış ebeveynin sinesi.
- Öyle ise söyler misin Ibn-I Erkam nerede?
- Sohbet varmış "gidiyorum" demişti sakirdlere
- Nerede bulunur?
- Her sohbette bulunur, çayın sekeri olur.
- Ne zaman gelir?
- Allah bilir.
- Ya Ebu Zer?
- Haa, o mu? O hala yalnız gezer
- Görmem nasıl olacak?
- Meydanda bulunacak.
- Peki "Ustad" nerede, hani o piri fani?
- Gördüğünde şaşıracaksın yine öyledir hali.
- Yaa.niye?
- Rabbim o'nu öyle seviyor diye.
Dedim "Görmek istiyorum nerde Ebu Hureyre?"
- O da gitti bir yerlere.
- Oralarda isi ne?
- Kedilerden biri kayıp, gitti onun pesine.
- Acep simdi ne yanda?
- Görürsün meydanda.
- Meydan dediğin nedir?
- Su yoldan ötedir.
Bir meydan ki yemyeşil
Nasıl anlatası dil?
Ortasında Ruhullah'tan bir ağaç
Çevresinde yaprakları nur sirac; hafif de yamaç
Bir ağaç ki nağmelerin ahengi
En güzel şarkı ne ki?
Bam teline geliyor, sine deliyor.
Etrafını dolanmaya ne zaman ki başlanır
Devenin yavrusu olsa, bitiremez yaşlanır.
Etrafında sahabeler
Musiki dinler
Mest olur baslar
Gezinir kuşlar, sende yavaşlar.
Huriler dolanır elinde bade
Aklından geçene, geçmiyor vade.
Sen simdi yürürsün
Gidince görürsün.
- Kimler vardı?
Lütfen söyler misin ya Cüleybib
- Herkes orda, hatta Rabbim demiştir O'na "Habib"
- Ne diyorsun?
- Daha mi duruyorsun
- Selamün aleyküm
- Aleyküm selam.Görüşürüz orada.
Huşu ile seyrederek her yeri
Bir parlak ki kenarları
Çiçeklerle müzeyyen
Geçene selam diyen.
Ayağım çıplak
Kadife toprak.
İnciden çakıl taşları
Ne tümsek var, ne yokuşları.
Ağaçlardan birisiydi, eğildi
Elime bir nari geldi.
Yedim, ilerledim.
Hafif güneşti
Bir meltem esti.
Sarigim düştü
Kuşlar gülüştü.
Kokuyordu buram buram zencefil
Ne muazzam bir sebil
Yürüdükçe gelincikler, laleler
Bana yüzünü döner, aynasıyla nilüfer.
Sağ cenahtan bir güvercin "gu" dedi
Yaklaşınca "su" dedi
Verdim içti "Hu" dedi
"İsteseydim su gelirdi, istedigim bu" dedi
O sırada bir zat gördüm nurani
Sanki tanıdım hani
Yolun sağında, ağacın yanında
Fakat üzgün
Ve süzgün.
Ağaça yaşlanmış
Kirpikleri ıslanmış.
Dedim "nedir kaygın", fakat o durgun
Anladım ki o nurani gönülden vurgun.
Ben sustum, o sustu
Sonra kendi konuştu
Dedi: "Ne yana?"
- Gidiyorum meydana
- İlk defa mi?
- Evet
- Ne mutlu sana
- Sen de gel
Yine sustu, sonra konuştu
- Bu kaçıncı buraya dek gelişim
Fakat gidemeyişim
Sayısını unuttum
Heyecanımı hep yuttum
Cesaretim olmadı, geldiğim yolu tuttum.
İçimden çok şeyler duyarım
Çok heyecanlanırım
Fakat içimdeki bu heyecanları
Dile getirmeye muktedir değilim
Ben o nameden müteheyyicim
Yoktur ihtimali terennümün
Ağlarım anlatamam
Söylerim dinletemem
Dili bağlı kalbimin
Bundan çok bizarım
Şehidim yok, gömleğine hediyelik sarayım
Hizmetim yok, hangi yüzle huzura varayım
Ben bir bahtı karayım
Sine hahem şerha şerha ezfirak
Tabe güyem şerh-i ferdi iştirak
Parça parça olmus sine isterim
İsterim ki esas derdimi anlasın
Esas derdi dertli olan anlar
Şerha şerha sine isterim, isterim ki anlasın
Ah Rabbim, ah Rabbim!
Küfür bir tekme vurdu
Senin, üzerinde adin dalgalanan o bayrağı
Taa, üç asır önce yıktı.
Ah Rabbim!
Uç asırdan beri kösede bucakta
Her yol kıvrımında sana küfürler savruldu.
Seni temsil eden maarif çoktan
Hak ile yeksan oldu, yerle bir edildi.
Ah Rabbim!
Biz sana zahiren sahip çıkıyor olduk
Ama sövüldüğün yerde ürpermedik
Hakaret edildiğin yerde kükremedik
Verdiğimiz şeyleri, cimrilik gibi sadece
Zekat ölçüsünde verdik; şahlanamadık
Küheylanlar gibi şahlanamadık
Rabbim. dedi ağladı
Sözü böyle bağladı
Çömeldi yere yine ağladı
Çok bekledim bitmedi
Eliyle "sen git" dedi
Söz dinlemem gerekti.
Başladım yürümeye, muradımı görmeye.
Kadife toprak
Ayağım çıplak
Bu yol ne kadar uzak
Bir kamçı kadar yeri dünyaya bedel
Sümbül açmış iki cenah
Hu çekiyor goncalar
Ritm tutmuş sallanıyor
Beş yapraklı yoncalar
Uhuvveti var, güneşle meltemin
Huzur veriyor, sürur veriyor.
Misk-i amber kokuyor her yan
Acaba çok mu uzaktı meydan?
İlerlerken ileri, neler gezdim neleri!
Bütün sahabeleri görecektim,
Huzeyfe'yi, Bilal'i
Asim bin Hilal'i, Hanzala'yi, Talha'yi
Ebu Derda'yi,Sad bin Ebi Vakkas'i
Ibn'i Abbas'i, Muaz bin Cebel'i
Abdurrahman bin Avf'i görecektim
Ve Kaab'i,Musab'i
Selman'i Farisi'yi vecümlesini (r.a.)
Terennümle anmak bile yetmiyor adlarını
Çok merak ediyorum Cafer'in kanatlarını.
Bir tahayyül geçiyor ki gözlerimin önünden
Göz kapalı seyretmesi gönülden.
Ayni birlik, ayni dirlik
Mübarek "besi birlik"
Ebu Bekir, Ömer, Osman,Alim
Aman Allahım, aman
Aralarındaki de kim?
O'na demiş Rabbim "Habibim"
Ne güzelmiş nasibim ki O'nu göreceğim
Ve söyle diyeceğim:
"Elfi elfi salatin ve elfi elfi
Selamün aleyke ya Rasulallah
Anam babam sana feda olsun
Sen!..
Gördüğüm su cennetten
Basa konan devletten
Yığın yığın servetten
Kesrat ile hürmetten
İzzetten ve lezzetten
Ve en güzel suretten
Daha da güzelsin
Ya Rasulallah!
Canim sana feda olsun.
Sen!..
Sine püryan şefkatten
İnsan üstü kuvvetten
Müjdeli son nefesten
Borcumu demekten
Arşı tutan melekten,
yanındaki semekten
Yemekten içmekten
Daha güzelsin Ya Rasulallah!
Ciğer parelerim sana feda olsun
Sen!..
Kardeşimiz Yusuf'tan
Kucak dolusu yakuttan
Magripten masripten
İçi dolu beşikten
Ağladığım geceden
Daha daha niceden
Daha da güzelsin Ya Rasulallah!
Gelecek zürriyetim sana feda olsun"
Diyeceğim. Evet öyle diyeceğim
Ne kaldı ki, iste şurada göreceğim
O sırada önüm gözüm biraz aklaştı
Anladım ki yaklaştım.
Biraz sona gelecekti o meydan
Ne müthiş bir heyecan.
Zemin henüz gözükmemişti
Üzerinde sema tasviri gayr-i kabil
Fakat bu cahil yine bir kaç söz ediversin.
Atmosfer tamamen nur, büyük mü büyük
Onlarda solunum nur mu olsa gerek?!
Akil ermeyecek!
Ne talihli bir kulum
Var miyim, yok muyum?
Düşünüyorum Melekler semada sema ediyor
Halka halka dönüyor
Ne güzel halkalar!
Yan yana, dizi dizi ve saf saf.
Sevgileri tavaf.pırıl pırıl parlıyor
Sema yıldızı gibi.
Demek ki simdi onlar görüyorlardı HABIBI
Üzerlerinde bir taç var
Meleklerin üstünde ve semanın üstünde
Nur üstüne nur, direksiz bir sur sanki
Geçtiğim yerleri unuttum.
Fakat unutmadığım bir şey var
Nedir bu içimdeki nükte?
Sevincim büyüklükte.
Neden bastan beri hep bu yari sevinç?
Aklımdan çıkmadı ki hiç
Niçin üzülüyorum?
Sorumun cevabini biliyordum.
Her sözünü hatırladım heyhat!
Ne demişti o nurani zat
"Parça parça sine isterim
İsterim ki esas derdimi anlasın.
Ah Rabbim, ayaklanamadık
Küheylanlar gibi şahlanamadık
Hizmetim yok ki
Hangi yüzle huzura varayım?!"
Demişti.Evet öyle demişti
Peki ya ben! Ben ne yapmıştım ki
Ve simdi ne yapıyorum?
Birden durdum, vuruldum sanki
Ne kadar akılsızmışım
Parmaklarım ağzımda
Çoktandır böyle ağlamamıştım
Ne yapayım simdi?
Karşımda cennetin en güzel yeri
Nasıl döneyim geri?
Nasıl döneyim?!..
Bırakıp Peygamberi, Sahabeleri
Ama yol bu, erkan bu.
Eli bos gidilmez ki Yakıştıramam kendime
O kadar da yüzsüz değilim hani!..
Ah. beni gidi beni!.
Ah. beni gidi beni!..
Ne yapsınlar seni
Boyunduruk yerde
Düşmanlar içerde
Kimse düşmesin böyle derde.
(Amin)
ŞEHİT NAMZEDİ
Geç olmuş yatıyordum
Fakat uyku tutmadı ve kalkıp,
Yakıverdim şamdanı.
Gecenin zülüfleri, seccademin püskülleri
Yatıverdim pusuya
Vakit gelmiş tavına, tecelliyat avına.
Kur'an dinliyorum Davut (a.s.)'dan
Canım da nasıl istiyordu zaten.
Zerrelerimin ihtiyacı, kulaklarımı deliyor
İşte sesler geliyor
Hani bir de ağlamasam!..
Ne kaldı o bayrama dedim de durdum
Kur'an sesi gel diyordu peşimden
Ben de gittim.
Seyyah olup o alemi gezerim
Ve.. peş peşe neler sezerim.
Uykum gitti yücelerin katına
Ne güzelmiş hayal avına.
Sanki canım kuş idi
Seyahatin başlangıcı biraz yokuş idi
Duygularım şahlanıyor, kalben inlemek gibi
Olmaya devlet cihanda, Kur'an dinlemek gibi.
Şimdi ise nideyim?
Düşündüm ki cennetlere gideyim.
Gittim de gittim.
Yaklaşınca nihayet
Kulağımda şu ayet
"Hüve mevlakum"
"Esselamü aleyküm" bekçilerle karşılaştık
"Ebedi kalıcılar olarak girin cennete" dediler.
Tevhid çekip ilerledim, bakınıp şaşkın şaşkın
Dünyanın tadı yokmuş, ne Leyla 'nın ne aşkın
Anlatması mümkün değil, tarifinden acizim
Her tarafı ışıl ışıl
Cam göbeği ve yeşil.
Şeffaf şeffaf
Aman yarabbi, ne tuhaf?
Aklımdan. Belkıs geçti
Gezdiği saraylar hiçti.
Binler kere, yüzbinlerin misli misli katmer
Her biri ayrı renkte yıldız var.
Bu ne güzel bir koku,
Her şey var, yoktur yoku.
Geziniyor yetmiş kokulu güller
Sinelerde zehir olmuş, görünmeyen gönüller.
Kullar mesrur,
Her taraf nur.
Her köse şehr-i ayn
Hurilerin terennümü köpüklerden mülayim
İste gelen bir dilber,
Üstünde tüller
Yaklaştı durdu
Hatırımı sordu.
Elinde kadeh var, sunuyor.
Cennette ayak izim, hem içirdi hem içti
Ne kadar gençti.
Ceylan gözlü derler ya, evet öyle
Hem iri iri, hem kuzguni, hem meftuni
Yürüdükçe inci mercan döküyor, iliği gözüküyor
Endam ediyor, boyun büküyor, yürek söküyor.
Sanki düşmüş gökkuşağı kirpiğine takılmış
Yanağında gamzeleri, şule şule yakılmış.
Hele ki tebessümü
Unutturur ölümü.
Gönül ya bu, sevdalandı,
Aklim dolandı.
Arzum sevgim koşuştu
Müşterekte buluştu.
Arzu evse sevgi ona tavandır
Sevgi yoksa arzu zaten yavandır
Dedim ona: Düşte dahi senin gibisi yok idi
Dedi bana: Dünyada iken ibadetim çok idi
Dedim ona: Sizde vuslat var mıdır?
Dedi bana: Bos durması kar mıdir
Dedim ona: Tutalım mi el ele
Dedi bana: Cenneti bir gez hele.
Dedi ve gitti,
ordan seyirtti.
Yürüyorum ileri
Görecektim neleri.
Ayağım çıplak
Kadife toprak
İste tuba dalları
İste irem bağları.
İste güller bülbüller
Lal kesiyor diller.
Ağaçlar meyve yüklü; taru taze her yemiş
Katiyyen beklememiş.
Tanışıklık veriyordu dünyadan fakat çok farklı,
Tatlı mi tatlı
Mehoş mu mehoş
Anlatamam bos.
Güneş vardı, gölge vardı, birbirinden hoş
Ağaçların sesi,kuşların sesi
Ve yolun cazibesi, yürütüyordu beni.
Ayak izleri çoktu
Ne güzel, toz da yoktu.
Sel sebilden su içtim
Sonra bir yere geçtim.
Üç beş arşın aralıkla nehirler
Kenarında sedirler.
Şarap akar, su akar, süt akar
Biri bal, istediğin kadar al.
Ne bıktırır, ne yakar, hep akar
Etrafında mü'minler
Hud hudları dinler
Uzanınca eller
Çekirdeksiz meyveler iner
Bir meltem üfül üfül
Rengarenk gül
Süslü püslü koltuklar var, etrafı altın
Bir güzel ki yaşayışı, cennetteki halkın.
Kimi şarki okuyor, kimi gergef dokuyor
Kimi çelenk takıyor, kimi kına yakıyor.
Biri dalmış bakıyor, o da ben.
Soğuk da yok, sıcak da
Uçar gibi ayakta yürüyordum
Ve köşkler görüyordum çevrede
Hem de ne kadar muazzam
Azam mi azam.
Dedim simdi nideyim
Tefe'ül den birisine gideyim
Bahçesinde yavaşça ilerledim
Haşmetinden terledim
Yaklaşınca merak ettim
Acep kimedir nasip?
Kapısında yazıyordu "Ya Cüleybib"
Altın kapı acılınca geriye
Destur geldi, giriniz içeriye.
Merdivenler yumuşak tüylü hali
Kim bilir ne pahalı
Duvarların yüzeyleri pür ışık
Gözlerim kamaşık, ayaklarım dolaşık
Yeşil ışık, kırmızı ışık Lamiane birbirine karışık
Pencereleri gümüş, camları sırça
Bir ayet yazılı, her nereye bakınca
Yükselmiş döşekler var çevresi
İncilerle müzeyyendi perdesi.
Süslü süslü koltuklar
İhtişamlı tahtı var
Hem gittim Cüleybib'in yanına
Huriler girecekti ta canına.
Gözlerini yalnız o'na hapsetmiş
Sayıları iki, fazlası yetmiş
Bir elinde kitap Hurilere hitap.
Hikmet söz ediyordu
ALLAH diyordu.
O yüzünün ziyasını, güneş görse kıskanır
Kamer görse, kendini üvey evlat sanır.
Bir elinde yetmiş kokulu güldü.
Bana güldü.
Dedim o'na: "Ya Cüleybib cennet ne kadar güzel"
Dedi bana: "İhlas var ya, cennetten daha güzel"
Dedim o'na: "Ya Cüleybib bu köşk ne kadar güzel"
Dedi bana: "Sohbet var ya, köşkten daha güzel"
Dedim o'na: "Ya Cüleybib sen ne kadar güzel"
Dedi bana: "Hamza var ya benden daha güzel"
Dedim o'na: "Hamza hangi köşkte yaşıyor?"
Dedi bana: "Burada değil, Afkan'da savaşıyor"
- Ne zaman gelir?
- Allah (c.c.) bilir
- Canim isterdi ki görsün
- Meydanda görüşürsün.
Dedim o'na: "Ammar nerede, çok isterdim göreyim"
Dedi ki söyleyeyim:
- Annesiyle babasıyla nasıl karşılaştılar
Geldiği gün sarıldılar, hala ayrılmadılar
Ne yüzünü gören oldu, ne duyuldu sesi
Cennetlerden tatlıymış ebeveynin sinesi.
- Öyle ise söyler misin Ibn-I Erkam nerede?
- Sohbet varmış "gidiyorum" demişti sakirdlere
- Nerede bulunur?
- Her sohbette bulunur, çayın sekeri olur.
- Ne zaman gelir?
- Allah bilir.
- Ya Ebu Zer?
- Haa, o mu? O hala yalnız gezer
- Görmem nasıl olacak?
- Meydanda bulunacak.
- Peki "Ustad" nerede, hani o piri fani?
- Gördüğünde şaşıracaksın yine öyledir hali.
- Yaa.niye?
- Rabbim o'nu öyle seviyor diye.
Dedim "Görmek istiyorum nerde Ebu Hureyre?"
- O da gitti bir yerlere.
- Oralarda isi ne?
- Kedilerden biri kayıp, gitti onun pesine.
- Acep simdi ne yanda?
- Görürsün meydanda.
- Meydan dediğin nedir?
- Su yoldan ötedir.
Bir meydan ki yemyeşil
Nasıl anlatası dil?
Ortasında Ruhullah'tan bir ağaç
Çevresinde yaprakları nur sirac; hafif de yamaç
Bir ağaç ki nağmelerin ahengi
En güzel şarkı ne ki?
Bam teline geliyor, sine deliyor.
Etrafını dolanmaya ne zaman ki başlanır
Devenin yavrusu olsa, bitiremez yaşlanır.
Etrafında sahabeler
Musiki dinler
Mest olur baslar
Gezinir kuşlar, sende yavaşlar.
Huriler dolanır elinde bade
Aklından geçene, geçmiyor vade.
Sen simdi yürürsün
Gidince görürsün.
- Kimler vardı?
Lütfen söyler misin ya Cüleybib
- Herkes orda, hatta Rabbim demiştir O'na "Habib"
- Ne diyorsun?
- Daha mi duruyorsun
- Selamün aleyküm
- Aleyküm selam.Görüşürüz orada.
Huşu ile seyrederek her yeri
Bir parlak ki kenarları
Çiçeklerle müzeyyen
Geçene selam diyen.
Ayağım çıplak
Kadife toprak.
İnciden çakıl taşları
Ne tümsek var, ne yokuşları.
Ağaçlardan birisiydi, eğildi
Elime bir nari geldi.
Yedim, ilerledim.
Hafif güneşti
Bir meltem esti.
Sarigim düştü
Kuşlar gülüştü.
Kokuyordu buram buram zencefil
Ne muazzam bir sebil
Yürüdükçe gelincikler, laleler
Bana yüzünü döner, aynasıyla nilüfer.
Sağ cenahtan bir güvercin "gu" dedi
Yaklaşınca "su" dedi
Verdim içti "Hu" dedi
"İsteseydim su gelirdi, istedigim bu" dedi
O sırada bir zat gördüm nurani
Sanki tanıdım hani
Yolun sağında, ağacın yanında
Fakat üzgün
Ve süzgün.
Ağaça yaşlanmış
Kirpikleri ıslanmış.
Dedim "nedir kaygın", fakat o durgun
Anladım ki o nurani gönülden vurgun.
Ben sustum, o sustu
Sonra kendi konuştu
Dedi: "Ne yana?"
- Gidiyorum meydana
- İlk defa mi?
- Evet
- Ne mutlu sana
- Sen de gel
Yine sustu, sonra konuştu
- Bu kaçıncı buraya dek gelişim
Fakat gidemeyişim
Sayısını unuttum
Heyecanımı hep yuttum
Cesaretim olmadı, geldiğim yolu tuttum.
İçimden çok şeyler duyarım
Çok heyecanlanırım
Fakat içimdeki bu heyecanları
Dile getirmeye muktedir değilim
Ben o nameden müteheyyicim
Yoktur ihtimali terennümün
Ağlarım anlatamam
Söylerim dinletemem
Dili bağlı kalbimin
Bundan çok bizarım
Şehidim yok, gömleğine hediyelik sarayım
Hizmetim yok, hangi yüzle huzura varayım
Ben bir bahtı karayım
Sine hahem şerha şerha ezfirak
Tabe güyem şerh-i ferdi iştirak
Parça parça olmus sine isterim
İsterim ki esas derdimi anlasın
Esas derdi dertli olan anlar
Şerha şerha sine isterim, isterim ki anlasın
Ah Rabbim, ah Rabbim!
Küfür bir tekme vurdu
Senin, üzerinde adin dalgalanan o bayrağı
Taa, üç asır önce yıktı.
Ah Rabbim!
Uç asırdan beri kösede bucakta
Her yol kıvrımında sana küfürler savruldu.
Seni temsil eden maarif çoktan
Hak ile yeksan oldu, yerle bir edildi.
Ah Rabbim!
Biz sana zahiren sahip çıkıyor olduk
Ama sövüldüğün yerde ürpermedik
Hakaret edildiğin yerde kükremedik
Verdiğimiz şeyleri, cimrilik gibi sadece
Zekat ölçüsünde verdik; şahlanamadık
Küheylanlar gibi şahlanamadık
Rabbim. dedi ağladı
Sözü böyle bağladı
Çömeldi yere yine ağladı
Çok bekledim bitmedi
Eliyle "sen git" dedi
Söz dinlemem gerekti.
Başladım yürümeye, muradımı görmeye.
Kadife toprak
Ayağım çıplak
Bu yol ne kadar uzak
Bir kamçı kadar yeri dünyaya bedel
Sümbül açmış iki cenah
Hu çekiyor goncalar
Ritm tutmuş sallanıyor
Beş yapraklı yoncalar
Uhuvveti var, güneşle meltemin
Huzur veriyor, sürur veriyor.
Misk-i amber kokuyor her yan
Acaba çok mu uzaktı meydan?
İlerlerken ileri, neler gezdim neleri!
Bütün sahabeleri görecektim,
Huzeyfe'yi, Bilal'i
Asim bin Hilal'i, Hanzala'yi, Talha'yi
Ebu Derda'yi,Sad bin Ebi Vakkas'i
Ibn'i Abbas'i, Muaz bin Cebel'i
Abdurrahman bin Avf'i görecektim
Ve Kaab'i,Musab'i
Selman'i Farisi'yi vecümlesini (r.a.)
Terennümle anmak bile yetmiyor adlarını
Çok merak ediyorum Cafer'in kanatlarını.
Bir tahayyül geçiyor ki gözlerimin önünden
Göz kapalı seyretmesi gönülden.
Ayni birlik, ayni dirlik
Mübarek "besi birlik"
Ebu Bekir, Ömer, Osman,Alim
Aman Allahım, aman
Aralarındaki de kim?
O'na demiş Rabbim "Habibim"
Ne güzelmiş nasibim ki O'nu göreceğim
Ve söyle diyeceğim:
"Elfi elfi salatin ve elfi elfi
Selamün aleyke ya Rasulallah
Anam babam sana feda olsun
Sen!..
Gördüğüm su cennetten
Basa konan devletten
Yığın yığın servetten
Kesrat ile hürmetten
İzzetten ve lezzetten
Ve en güzel suretten
Daha da güzelsin
Ya Rasulallah!
Canim sana feda olsun.
Sen!..
Sine püryan şefkatten
İnsan üstü kuvvetten
Müjdeli son nefesten
Borcumu demekten
Arşı tutan melekten,
yanındaki semekten
Yemekten içmekten
Daha güzelsin Ya Rasulallah!
Ciğer parelerim sana feda olsun
Sen!..
Kardeşimiz Yusuf'tan
Kucak dolusu yakuttan
Magripten masripten
İçi dolu beşikten
Ağladığım geceden
Daha daha niceden
Daha da güzelsin Ya Rasulallah!
Gelecek zürriyetim sana feda olsun"
Diyeceğim. Evet öyle diyeceğim
Ne kaldı ki, iste şurada göreceğim
O sırada önüm gözüm biraz aklaştı
Anladım ki yaklaştım.
Biraz sona gelecekti o meydan
Ne müthiş bir heyecan.
Zemin henüz gözükmemişti
Üzerinde sema tasviri gayr-i kabil
Fakat bu cahil yine bir kaç söz ediversin.
Atmosfer tamamen nur, büyük mü büyük
Onlarda solunum nur mu olsa gerek?!
Akil ermeyecek!
Ne talihli bir kulum
Var miyim, yok muyum?
Düşünüyorum Melekler semada sema ediyor
Halka halka dönüyor
Ne güzel halkalar!
Yan yana, dizi dizi ve saf saf.
Sevgileri tavaf.pırıl pırıl parlıyor
Sema yıldızı gibi.
Demek ki simdi onlar görüyorlardı HABIBI
Üzerlerinde bir taç var
Meleklerin üstünde ve semanın üstünde
Nur üstüne nur, direksiz bir sur sanki
Geçtiğim yerleri unuttum.
Fakat unutmadığım bir şey var
Nedir bu içimdeki nükte?
Sevincim büyüklükte.
Neden bastan beri hep bu yari sevinç?
Aklımdan çıkmadı ki hiç
Niçin üzülüyorum?
Sorumun cevabini biliyordum.
Her sözünü hatırladım heyhat!
Ne demişti o nurani zat
"Parça parça sine isterim
İsterim ki esas derdimi anlasın.
Ah Rabbim, ayaklanamadık
Küheylanlar gibi şahlanamadık
Hizmetim yok ki
Hangi yüzle huzura varayım?!"
Demişti.Evet öyle demişti
Peki ya ben! Ben ne yapmıştım ki
Ve simdi ne yapıyorum?
Birden durdum, vuruldum sanki
Ne kadar akılsızmışım
Parmaklarım ağzımda
Çoktandır böyle ağlamamıştım
Ne yapayım simdi?
Karşımda cennetin en güzel yeri
Nasıl döneyim geri?
Nasıl döneyim?!..
Bırakıp Peygamberi, Sahabeleri
Ama yol bu, erkan bu.
Eli bos gidilmez ki Yakıştıramam kendime
O kadar da yüzsüz değilim hani!..
Ah. beni gidi beni!.
Ah. beni gidi beni!..
Ne yapsınlar seni
Boyunduruk yerde
Düşmanlar içerde
Kimse düşmesin böyle derde.
(Amin)
ŞEHİT NAMZEDİ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
ŞOL CENNETİN IRMAKLARI
Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Salınır Tûba dalları
Kur'an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu
Kimi yiyip kimi içer
Hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hulle biçer
Diker Allah deyu deyu
Altındandır direkleri
Gümüştendir yaprakları
Uzandıkça budakları
Biter Allah deyu deyu
Aydan arıdır yüzleri
Misk-ü amberdir sözleri
Cennet'te huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Hakka aşık olan kişi
Akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı
Söyler Allah deyu deyu
Ne dilersen Hak'tan dile
Kılavuzla gir bu yola
Bülbül aşık olmuş güle
Öter Allah deyu deyu
Açıldı gökler kapısı
Rahmetle dolu hepisi
Sekiz Cennet'in kapısı
Açar Allah deyu deyu
Rıdvan-dürür kapı açan
İdris-dürür hulle biçen
Kevser şarabını içen
Kanar Allah deyu deyu
Miskin Yunus var dostuna
Koma bu günü yarına
Yarın Hakk'ın divanına
Varam Allah deyu deyu
YUNUS EMRE
Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Salınır Tûba dalları
Kur'an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu
Kimi yiyip kimi içer
Hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hulle biçer
Diker Allah deyu deyu
Altındandır direkleri
Gümüştendir yaprakları
Uzandıkça budakları
Biter Allah deyu deyu
Aydan arıdır yüzleri
Misk-ü amberdir sözleri
Cennet'te huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Hakka aşık olan kişi
Akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı
Söyler Allah deyu deyu
Ne dilersen Hak'tan dile
Kılavuzla gir bu yola
Bülbül aşık olmuş güle
Öter Allah deyu deyu
Açıldı gökler kapısı
Rahmetle dolu hepisi
Sekiz Cennet'in kapısı
Açar Allah deyu deyu
Rıdvan-dürür kapı açan
İdris-dürür hulle biçen
Kevser şarabını içen
Kanar Allah deyu deyu
Miskin Yunus var dostuna
Koma bu günü yarına
Yarın Hakk'ın divanına
Varam Allah deyu deyu
YUNUS EMRE
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
ALLAH DİYOR
ALLAH DİYOR...
Bir sevdânın ocağında;
Dilim Allah Allah diyor!..
Kalbin vuslât durağında;
Hâlım Allah Allah diyor!..
Kim anlar ki bu şaşkını?
Cana kurmuş aşk çarkını!..
Çağladıkça gül aşkını;
Selim Allah Allah diyor!..
Garip kulum çok acım var;
Kim sorar ki ne sancım var?!..
Mevsim mevsim, diyâr diyâr;
Gülüm Allah Allah diyor!..
Hasret doldu aşk sarayım;
İnler durur yanık nayım!..
Bir ömürdür günüm, ayım;
Yılım Allah Allah diyor!..
Bende rüyâ, bende gerçek;
Takvâ ister kutsal emek!..
Seçtim, aldım çiçek çiçek;
Balım Allah Allah diyor!..
Yerler gökler dağlar, taşlar;
Hakktan yana döner işler!..
Ey sonsuza uçan kuşlar;
Yolum Allah Allah diyor!..
RIFAT ARAZ
Bir sevdânın ocağında;
Dilim Allah Allah diyor!..
Kalbin vuslât durağında;
Hâlım Allah Allah diyor!..
Kim anlar ki bu şaşkını?
Cana kurmuş aşk çarkını!..
Çağladıkça gül aşkını;
Selim Allah Allah diyor!..
Garip kulum çok acım var;
Kim sorar ki ne sancım var?!..
Mevsim mevsim, diyâr diyâr;
Gülüm Allah Allah diyor!..
Hasret doldu aşk sarayım;
İnler durur yanık nayım!..
Bir ömürdür günüm, ayım;
Yılım Allah Allah diyor!..
Bende rüyâ, bende gerçek;
Takvâ ister kutsal emek!..
Seçtim, aldım çiçek çiçek;
Balım Allah Allah diyor!..
Yerler gökler dağlar, taşlar;
Hakktan yana döner işler!..
Ey sonsuza uçan kuşlar;
Yolum Allah Allah diyor!..
RIFAT ARAZ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
BENİ DE ÇAĞIR
BENİ DE ÇAĞIR
Çileyi koklayıp gül niyetine
Zindana girersen beni de çağır
Sabrı, kanaati bal niyetine
Ekmeğe dürersen beni de çağır.
Bazen iki dünya sığar içime
Bazen iki güneş doğar içime
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan beni de çağır.
Dostların var ise divanelerden
Gözyaşın aktıysa minarelerden
Binlerce senelik viranelerden
Birşeyler sorarsan beni de çağır.
Ezelin ezelden öncesi vardı
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı
Zaman yumağına bizi kim sardı
Aklını yorarsan beni de çağır.
Dışarda göz yanar, içerde yürek
Taahhüt ehline tahammül gerek
Mazlum yarasına merhem diyerek
Gözyaşı sürersen beni de çağır.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
Çileyi koklayıp gül niyetine
Zindana girersen beni de çağır
Sabrı, kanaati bal niyetine
Ekmeğe dürersen beni de çağır.
Bazen iki dünya sığar içime
Bazen iki güneş doğar içime
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan beni de çağır.
Dostların var ise divanelerden
Gözyaşın aktıysa minarelerden
Binlerce senelik viranelerden
Birşeyler sorarsan beni de çağır.
Ezelin ezelden öncesi vardı
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı
Zaman yumağına bizi kim sardı
Aklını yorarsan beni de çağır.
Dışarda göz yanar, içerde yürek
Taahhüt ehline tahammül gerek
Mazlum yarasına merhem diyerek
Gözyaşı sürersen beni de çağır.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]