GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1931 Resim Resim ResimResim

Kanda can cenneti cihan!.. Kapımızı açan hayat…
Çıplak girilen çıkılan, kovuldukça kaçan hayat…
“Sıfır - Sonsuz” târifsizdir, “Fenâ - Bekâ” bilen ârif
Nefes nefes içimizden gök yüzüne uçan hayat…


28/02/2002 22:45


ZEVK 1932 Resim Resim ResimResim

Bir ömür boyu düşündüm >“nedir Rabbım kulluk?” diye
Sistemin Sahibi “SEN” sin!. ->bu Bendeki “benlik” niye?
“Enâ ALLAH” “Ente ALLAH” ki>“Hüve ALLAH” şânın yüce
->Unutmamak!.. ->Hatırlamak!.. ->İştirak etmek sevgiye…


28/02/2002 23:00


Enâ ALLAH, Ente ALLAH, Hüve ALLAH : Âyet-i kerimelerde geçen,
ALLAH Tealânın buyurduğu : Ben ALLAH’ım, Sen ALLAH’sın, O ALLAH’dır.


ZEVK 1933 Resim Resim ResimResim

Beşikten mezara koşu giyindikçe soynuyoruz.
Denize akan damlalar, koşu oyunu oynuyoruz.
“Olmuş–olan-olacaklar” takdir–tecellî İHVÂNÎ
Düştük hayat tandırına yanıyoruz, göynüyoruz.


26/02/ 2000 23:14

Tandır : Ufak fırın. * Elleri ve ayakları ısıtmak için üstü kapalı küçük mangal.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1934 Resim Resim ResimResim

AŞK’ a ârifim, âşığım kimse beni bağlayamaz.
Yüreğimi “YAR” im yakar, “SADR” ımı el dağlayamaz.
Tevhid tecellimiz bilmez, Tagutperestler İHVÂNÎ
Sevgisiz erimez BUZLAR, “ALLAH…” deyip çağlayamaz…


28/02/2002 23:45


Tagut : İnsanları Allah'a (C.C.) karşı isyana sevkeden. İsyankâr. * Her bâtıl mâbud. * Şeytan. * İslâmiyetten önce Kâbe'deki putlardan birinin ismi.
Tagutperest Taguta tapanlar.




ZEVK 1935 Resim Resim ResimResim

HA, SIDK; MİM, ADL, “HA MİM” in yedi târifi.
“Yedi ses -> yedi ışıktır!..” derse Tevhidin ÂRİF’i
SIRR-ı SıFıR sazın teli -> sazı çalan CÂNÂN eli…
Benden duyduğun ses O’ nun, “Tevhid” dir sözün zârifi!..


28/02/2002 00:00


ZEVK 1936 Resim Resim ResimResim


El bağlayıp huzurunda -> namazı -> zaman orucu.
Merkeze HİCRET RUCÛ’u-> Muhite Mİ’RAC ÜRÛCU
Sıfır–Sonsuz–Fenâ–Bekâ -> AŞK’ta “AKL” ın âkıbeti.
Teslimiyyet- istikâmet ->TEVHİD’in sebeb - sonucu.


01/03/ 2000 00:14

Hicret Rucû : Hiretle geri dönüş.
Mi’rac Ürûcu : Mi’rac yükselişi.
Fenâ : (Beka'nın zıddı) Yokluk. Yok olma. * Geçici dünya. * Geçip gitme. *
Tas: Kendi varlığından geçmek.
Bekâ : Devamlılık. Evvelki hâl üzere kalma. Dâim ve sâbit olma. * İlm-i
Kelâm'da : Varlığının asla sonu olmayan Cenab-ı Hakk'ın bir sıfatıdır. * Bâki olmak. Ebedîlik
Âkıbet : Bir şeyin sonu. Nihayet. Netice, sonuç.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1937 Resim Resim ResimResim

Hatırlamak, unutmamak tevhidi tekmil Kemâlde.
HALK içinde “HAKK” la olmak; her yer, her zaman, her hâlde.
İmkan ile imtihanı celâlinden ikramı DOST!..
“İnni veccehtû vechiye!..” CAN” ın cenneti Cemâlde!...


01/03/ 2000 00:30


إِنِّي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَاْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
Resim---“İnni veccehtü vechiye lillezi fetaras semavati vel erda hanifev ve ma ene minel müşrikin : Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.” (En’âm 6/79)



ZEVK 1938 Resim Resim ResimResim

“Sâkin ol sukût et!..” dostum, sistemin “subbuh!..” zikrin duy.
“Semignâ ve etagnâ” de!..HANNAN’a , HABİB’ine uy.
Lâ ilâhe illâ ALLAH MUHAMMED’ER- RASÛLLÂH
Muhitten Merkeze Tevhid; Merkezden Muhite ALLAH!.. duy!..


01/03/2002 01:10

Semignâ ve etagnâ :

وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ...
Resim------...ve kalu semi'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masiyr : ... İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler(Bakara ‘/284)

El Hannan celle celâluhu


Resim
Hannan : Rahmetlerin en lâtif cilvesini gösteren, Rahman ve Rahîm olan ve çok merhametli olan Allah (C.C.)
Habib : (Hubb. dan) Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.
Lâ ilâhe ille ALLAH MUHAMMED’ER- RASÛLLÂH : ALLAH’tan başka ilâh yoktur. Muhammed sav ALLAH’ın Resûlüdür. n

ZEVK 1939 Resim Resim ResimResim

Azamet ü KudretiyLe Merkeze Rücu’ CeLâLLe
Şefuk, Atuf, Raûf Rabbım! Muhite Uruc CemâLLe
Muhitten Merkeze Hicret> Merkezden Muhite Mi’rac…
SaLâvât ü SaLât> “SıLa”…Tevhid Tekmili KemâLLe…


01/03/2002 12:10 (Paşa câmii Cuma)

Şefuk : Şefkatli, esirgeyen. Rikkat sahibi. Merhametli.
Atuf : Şefkat edici kimse. Merhametli, müşfik.
Raûf : Çok acıyan, esirgeyen, merhamet sâhibi. * Esmâ-i İlâhiyedendir.
Sıla : Kavuşmak, ulaşmak, vuslat. * Âşıkın mâşukuna kavuşması. * Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme.
Tekmil : Tamamlanması. İstenilen ve emredilen hâle gelmesi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1940 Resim Resim ResimResim

Adım adım yürüdük dost ->hatıra kalan izlerimiz
->Nefes nefes eskiyor bak ->aynalarda yüzlerimiz
Bir varmış da bir yokmuşuz ->sanki masal yolcusuyuz
Aynı deniz aktığımız ->onlar >bunlar >şunlar >siz >biz…


02/03/2002 20:55 (Antalya-Aksaray)

ZEVK 1941 Resim Resim ResimResim

Tasavvuftan dem vuruyor, dünya binmiş ensesine
Hevâ - hevesi kıblesi, düşmüş nefsin neşesine
Abdal - Ebrâr - Ahyâr - Ârif - Âşık olan HAKK Dostları
Canın dişine takan çıkar Aşk Dağının zirvesine…


02/03/2002 21:31


Hevâ : İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.
Heves : Gelip geçici istek. Nefsin hoşuna gitmek. Devran edip gezmek. Akıl ile olmayıp nefis ile olan istek.
Abdal : Ebdal. (Bedil veya Bedel. C.) Evliyâdan, ziyâde nûrlaniyyet kazanmış olanlar. Evliyâ zümresinden bir cemaat. Arapçada halkın lüzumlu işlerinin tasarrufuna memur bir cemaata denir. (Mâsivâ alâkasından mücerret ve Cenab-ı Hakk'ın muhabbetinde fâni ve müstağrak olan zâtlar.
Ebrâr : (Berr. C.) Özü sözü doğru olanlar, hamiyetliler. Sâdıklar. İyiler.
Ahyâr : Hayırlılar. * Dostlar. * İyilik sevenler. (Eşrar'ın zıddı)
Ârif : (İrfan. dan) Bilen, bilgide ileri olan. Aşinâ, vâkıf. Hakkı, hakkı ile bilen. * Sabırlı ve mütehammil. * Çok düşünmeğe ihtiyaç kalmaksızın, tekellüfsüz gördüğünü bilen ve anlayan. * Zevkî ve vicdanî irfan sâhibi olan.
Âşık : Çok fazla seven. Mübtelâ. Birisine tutkun. * Saz şairi. * (Cümledeki yerine göre) : Ahbab, hazret, ma'hut, seninki gibi mânâlara gelir. (Müennesi: Aşıka)
Zirve : Bir şeyin, hususan dağın en yüksek noktası, tepesi.


ZEVK 1942 Resim Resim ResimResim

Resûlullah : “Dünya leştir tâlibi küllâb” bBUYurdu
"AŞKULLAH"ı iLÂN etti ->cüMMLe cihÂNa DuYurdu
AhMedü’L- AHAD ÂŞıKı>“KûN KervÂNı” n Kıtmiriyiz
KaLbimiz cÂN ÇiLe Çölü ->SÎNEmizdir SeLâM YuRDu…


02/03/2002 21:34 (Bucak)

Küllâb : Köpekler.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1943 Resim Resim ResimResim

Çile derd değil İhvâni, zevk imiş aşk sofrasında
Dört mevsimin muhabbeti Kalb Kazan - Kafa Tasında
Dost dileyip derdin düşen, kendi ateşinde pişen
İhvâni’m hâli hazırda, huzurda haslar hasında…


02/03/2002 21:41


ZEVK 1944 Resim Resim ResimResim

Yüreğim aşkla pişirdim, âşıklara aşk aşıyım
Âriflerin sesi benim ->ağlarsa gözün yaşıyım
Hicretimiz Hakk-a bizim ->mi’racımız Rabbımıza
Bilye gibi gönül kâbem ->muhabbet mihenk taşıyım…



02/03/2002 22:00



ZEVK 1945 Resim Resim ResimResim

Soyunmyana haramdır âşıklar>aşkın hamamı
Teslimiyet - İstikâmet ârifler ->dînin tamamı
Çöplük sanma sakın kalbin>nazargâh-ı ilâhîdir
Gönül güneşini doğur >basmadan ecel akşamı…


02/03/2002 22:11

Nazargâh : f. Bakılan yer. Nazar edilen yer.
Ecel : Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek. * İleride olacağı şüphesiz olan. * Allah'ın takdir ettiği ömür.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1946 Resim Resim ResimResim

Çile çekmeyen adamı ->insandan sayma İhvâni
Lâtif-şerîf-şefûksun sen sözünden cayma İhvâni
“kaza-kader-meşiyyeti > iradesi” nde tek ALLAH
Eğri - büğrü söz söyleme yer yağlı kayma İhvâni…


02/03/2002 22:21 (Burdur)


Lâtif : Mülâyim. Yumuşak. Nâzik. Mütenasip. * Güzel. Şirin. Küçük ve hoşa giden. * Cisimle alâkası olmayan. Göze görünmeyen. * Çok lutf edici. * Derin, gizli.
Şerîf : Şerefli, mübarek. * Peygamber neslinden ve Hazret-i Hüseyin soyundan olup İslâmiyete tam sadâkatla bağlı temiz kimse. (Bak: Sâdât)
Şefûk : Şefkatli, esirgeyen. Rikkat sahibi. Merhametli.
Meşiyyet : Meşiet. Dilemek. İrade. Arzu. Matlub. Murad. İstek.


ZEVK 1947 Resim Resim ResimResim

Düzlüğe hasrettir özü, gâh iner gâh çıkar âşık
Cevr-i cihan çark-ı çile tatlı candan bıkar âşık
“Yâr” in tanır da inanır, onu gören deli sanır
Yüzünün mâsivâ pasın öz yaşıyla yıkar âşık…


02/03/2002 22:56 (Isparta)

Gâh : Gâhî. (Gehî) Arasıra, zaman zaman.
Mâsivâ : Ondan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.


ZEVK 1948 Resim Resim ResimResim

Hiç durmadan nefes nefes>nereye koşuyor İNSAN
Yalan dünya rüyasında -> saldırıp coşuyor İNSAN
Uğruna ömür verdiğin -> fitne dünya gelinini
İstese istemesede de sonunda boşuyor İNSAN…


02/03/2002 23:27 (Eğridir)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1949 Resim Resim ResimResim

Şu yalan dünya cakası bir anlıktır Kul İhvâni
Benlik Sarayının sonu viranlıktır Kul İhvâni
“Nefsini bil, Rabbini bil!” Ölmeden öl! Hakk’ta diril!
Kulluğun kölelik sanma “Sultanlık” tır Kul İhvâni…


03/03/2002 00:11

Caka : (Argo) Gösteriş, çalım. Caka, mal mülk, giyim, kuşam, yahut hareket davranış yoluyla olabilir. İslâm'da gösterişin her şekli haram ve günahtır.
Viran : f. Yıkık, harap. * Mc: Kederli, üzgün, gamlı.

ZEVK 1950 Resim Resim ResimResim

Selâm! Sâlih, sâdıklara…Merhaba! Meczub mestlere
Fitne Oynun oynasınlar değme dünyaperestlere
Müfettiş mi, Müftî misin? Hakk’ın halkına İhvâni!
Sîne sesin sal salâta, göz yaşın “SU” abdestlere


03/03/2002 00:22

Meczub : Başkasının te'siri ile hareket hâlinde olan. Cezbedilmiş. Aklı gitmiş olan. Aşk-ı İlahî ile kendinden geçmiş. * Deli. Divane. Mecnun.
Salât : Namaz. İlâhi vuslat. İlâhi sıla...


ZEVK 1951 Resim Resim ResimResim

İşine geldi mi haksız ->işine geldi mi hakçı
Nefsin oyuncağı olmuş döndürüyor fırıldakçı
Bir kaptırsa paçasını ->aşkın çarkına >İhvâni
Görür dünya kaç köşeymiş, yalama-yağcı-şakşakçı!..


03/03/2002 00:29
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1952 Resim Resim ResimResim

Ben aşk oynun oynamaktan usandım bıktım İhvâni
Kırdım çile çemberini-> yolların yıktım İhvâni
Av, avcısını avladı… ->Dostun ocağına düşdük
Yedi letâif eridi ->“Benlik” ten çıktım İhvâni…


03/03/2002 00:34

ZEVK 1953 Resim Resim ResimResim

Başımın belâsı aşkı, üste verip satacağım
Beleşe alan olmazsa, Kaf Dağı’ndan atacağım
Çırılçıplak çile çile, çektiren çekenle bile
Cennet - cehennem arası Sırat Sırtın yatacağım!..


03/03/2002 00:39


Sırat Sırtı : Sırlar. Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.


ZEVK 1954 Resim Resim ResimResim

Seherde gönlüme giremez, uyutulur uykularım
Öz ateşim, göz yaşlarım, Dost’a duâm, duygularım
Salât ü Selâm Sırrı’na çeker giderim İhvâni
Yığılır kalır ardımda umutlarım, kaygılarım!..


03/03/2002 00:53
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1955 Resim Resim ResimResim

Nefs kulu’na geniş dünya, Dost dileyene dâr gelir
Ahmağa altın akçesi, âşığa ah ü zâr gelir
Şu ân şe’en şevkindeyiz, Vücûd - Sücûd - Şühûd - Ühûd..
“Sâkin ol, sükût et gönlüm! Seher seyrine yâr gelir…


03/03/2002 01:12

ZEVK 1956 Resim Resim ResimResim

Geme gelmez atlar gibi ne kadar azgınsın nefsim
Hainsin, hırslısın tıpkı kurt gibi kızgınsın nefsim
Tuzuna kurt düşmüş artık belli, ayak değmiş suya
Hesaba aklın eriyor, canından bezginsin nefsim…


03/03/2002 01:22

ZEVK 1957 Resim Resim ResimResim

Aşk Aynamız arkasında SıRR-ı Sıfır vecde girdik
“SU” gibi serildik “SıRR” a her zerremiz secde girdik
Hannân ü Mennân Mektebi, Resûlullah’ın Hırası
Bir damla göz yaşı içine hâlihazır “hac” da girdik…


03/03/2002 01:38

Vecd : Aşk, muhabbet. Kendinden geçecek, unutacak kadar İlâhî bir aşk hâli. * Yüksek heyecan. İştiyakın galebesi.
Hannân : Rahmetlerin en lâtif cilvesini gösteren, Rahman ve Rahîm olan ve çok merhametli olan Allah (C.C.)
Mennân : İhsanı bol. Çok çok ihsan eden. En çok nimet veren. (Allah)
Mekteb : Okul.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1958Resim Resim ResimResim

"Sırat Sırtı"nda “Kır-at” ın ->Dolu Dizgin Süren Âşık
->Yalan Dünyaya >Boş VERip ->Defterini Düren Âşık
->AkLLıLara >ANLAtma ->DeLiLere de!. ->DeRDimiz
->Cânânın VeCHine Çağır ->Gelsin Küren Küren Âşık!.


03/03/2002 02:18


Vech:(Vecih) Yüz, çehre, surat.*Tarz, üslub.*Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan. Satıh. Ön. Alın. Cephe.* Tarih.* Suret.*Sebeb.*Bir şeyin nefsi ve zatı.*Semt. Cihet.* Münasebet.
Küren küren : Küme küme.


ZEVK 1959 Resim Resim ResimResim

Cennet - cehennem derdinde cem’ edip cemâl bilmiyor
Tenezzülsüz - tevâzusuz tevhidde kemâl bilmiyor
Sadakatsız - adaletsiz nefsin elinde lafazan
Emânet - ni’met bilmiyor, hâl içinde hâl bilmiyor…


03/03/2002 02:25


Lafazan : Geveze. Boş konuşan.
Hâl : Durum, vaziyet. Görünüş. Tavır. Suret. Keyfiyet. * Cezbe. * Dert, keder, elem. * Mecâl. Kuvvet

ZEVK 1960 Resim Resim ResimResim

Yedi letâif tevhidi bir kerecik “ALLAH!..” dese
Cümle cihan cevab verir, kulak kesilir bu sese
Her yer, her zaman, her hâlde Yâr’ini yâd eder dilde
Her nefeste adın anar gerçek âşık olan kimse…


03/03/2002 02:39


Yâd : . Anma. Hatırda tutma. Zikretme. * Hediye. * Hâtıra. * Hatır, gönül. * Uyanıklık.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1961 Resim Resim ResimResim

Sana verecek şeyim yok >ten de Senin can da SeNin
Emânet - ni’met cenneti ->mekan da zaman da SeNin
Aklım -> dünya içün yaşıyor -> bense ona şaşıyorum
“Latîf-Habîr-Vedûd” vasfın >“Rahîmü’r- Rahmân” da SeNin…
..celle celâlihu..


03/03/2002 02:42
antlyaa..



Çün : İçin.
Habîr : Haberli. Haberdar. Agâh. Âlim. Arif-i billâh. * Herşeyi bilen Allah (C.C.)


ZEVK 1962 Resim Resim ResimResim

Bir avuç çiledir bizim kestiğimiz - astığımız
Döşek çile, yorgan çile, çile oldu yastığımız
Bilye gibi baş ayaksız çileyle çıktık Aşk Dağı’n
Aşk olsun Dost!.. Aşk yeşerir, demir olsa bastığımız…


03/03/2002 02:49


ZEVK 1963 Resim Resim ResimResim

İki ata binme sakın, sakın haa!.. Sefil İhvâni
“Vech” ini tercih edene Rabbımız kefil İhvâni
Aşk ile oku Kur’ÂN’ı ->mânâsına ->sırrına er!
Bilmediğin bildirecek SIDDIK ol!. >gâfil İhvâni…


03/03/2002 02:53


Sefil : Sefalet çeken, muhtaçlık içinde olan. Çok sıkıntıda bulunan. * Uslu huy sahibi.
Kefil : (Kefâlet. den) Birisinin bir borcu ifâsı lâzım gelirken, ifâ etmediği takdirde, o borcu ifâyı kendi üzerine alan kimse. Kefâlet eden kimse.
Gâfil : Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan. Haberi olmayan, ihtiyatsız, başına geleceği önceden düşünmeyen. Allah'ı unutan. Kendi gayr-ı meşru zevkine dalan.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1964 Resim Resim ResimResim


Şikâyet değiLdir çiLLe ->çiLLe bizim yolumuz dost
Kâim-dâim Dostumuzun doLdurduğu dolumuz dost
“Naz<->Niyâz Neyi”-n nefesi ->NebîLerin Mirâsıdır
ÇiLe, Ehİ-i Beyt’in yolu ->Kâr ü BeLâ Çölümüz dost..


03/03/2002 03:03


Kâim : Ayakta duran. Mevcut. Baki. * Vaktini ibadetle geçiren
Dâim : Devam eden. (Daimî, daima, daimen şeklinde de söylenir.)

ZEVK 1965 Resim Resim ResimResim

Uykusuz kalan gözlerim, gönlüm aşk ile uyudu
Gözlerimin uykusunu sevgilim sevgiyle yudu
Bir fincan içinde cihan, Cânânımın Kâbesi CAN
Hakk’ta - Hakk’tan - Hakk’a - Hakk’la salât - selâm - huşû - huzû’…


03/03/2002 03:11


Huşû : Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.
Huzû’ : Mahviyet ve tevazu hâli, alçak gönüllü olmak. Allah'ın azametini, celal ve cemalini, büyüklüğünü tahattur ve tefekkürden hâsıl olan, insandaki huzur ve huşu' hâli.



ZEVK 1966 Resim Resim ResimResim

Şühûd Şehrinin şahbâzı Şems’in şavkına geldik Dost
Mevlânâ’nın muhabbetin şeref şevkine geldik Dost
Resûlullah Ravzasında dâim - kâim birleşmişiz
Gerçi kervan kıtmiriyiz, zâhir zevkine geldik Dost…


03/03/2002 03:19 (Konya)


Şahbâz : f. İri ve beyaz doğan kuşu. * Mc: Çevik ve becerikli. Yiğit, şanlı, kahraman.
Şavk : Işık, parıltı. * Şevk.
Şevk : Çok istek, şiddetli arzu. * Neş'e. *Bir şeyi bir yere şeye sağlamca bağlama. * Memnun. Şâduman.
Zevk : Lezzet alma, hoşa gitme, tatma. * Hoş, hoşa giden. Mânevi haz. Güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1967 Resim Resim ResimResim


Türâbı bürünmüş garib, uyur gibi uyanıklar
Ölmeden önce ölmüşler, diriler özü yanıklar
Resûlullah Ravzasının Rabb ü Birrun rıza rengi
Sibgatullah sancakdarı Hakk Boyasın boyanıklar…


03/03/2002 03:29 (Konya)


Türâb : Toprak, toz.
Rabb : Sâhib, mâlik, seyyid. Cenab-ı Hak (C.C.) * Besleyen, yetiştiren, terbiye eden.
Birrun : İn'âm ve ihsan etmede, iyilikte tek olan ALLAH cc.
Sibgatullah : Cenab-ı Hakk'ın dilediği tarz, manevî renk, biçim ve şekilde yaratması. İslâmî ahlâk ve karakteri halketmesi. * Allah'ın dini.
Sancakdar : f. Sancak taşıyan. Alemdar.


صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدونَ
Resim---Sibğatellah, ve men ahsenü minellahi sibğatev ve nahnü lehu abidun: Allah'ın (verdiği) rengiyle boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz (deyin).”
(Bakara 2/138)


ZEVK 1968 Resim Resim ResimResim

Öz gözünle cihana bak, nesi insanın İHVANÎ
Neyin verirsin MÂŞUK’a senin mi canın İHVANÎ
Eşya O’nun, amel O’ndan, dilemek dahi O’ndandır.
Sistemin sahibin tanı, sırr-ı SULTAN’ın İHVANÎ


Bolu 20/03/ 2000 20: 35

Mâşuk : Aşk ile sevilen, sevgili.

ZEVK 1969 Resim Resim ResimResim

Bu âlemde âşıkların ->yüzü cennet ->yüreği kor.
“Bilen demez–diyen bilmez!..” sen yine de bilene sor.
“HEPLik” ten “HİÇLik” e düşmek>sırr-ı sıfırda soyunmak
->Hepsi güzel güzel de DOST -> çırılçıplak yaşamak zor!.


21/03/ 2000 21:46 Bolu
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1970 Resim Resim ResimResim

Bir sokak köpeği çalsa gece kapım, uyanırdım!
Mürşidim bilirdim onu ->boyasına boyanırdım!
Hasta-yorgun yalnız kaldım>halk içinde tek başıma!
-->Bir kerre yüzüme baksa -->çiLLesine dayanırdım!..


21/03/ 2000 21:52 Bolu


Mürşid : (Rüşd. den) İrşad eden, doğru yolu gösteren, gafletten uyandıran. Peygamber vârisi olan, kılavuz. Tarikat piri, şeyhi.

ZEVK 1971 Resim Resim ResimResim

Muhabbetten dem vurmasın mâsivânın meçhulları.
“Zât - sıfat - esmâ” ya hasret “eşya ve olay” kulları.
->Biz hiçbir şey getirmedik -> götürecek de değiliz.
->Dünyaperestlere gerek ->oyuncak ->para pulları!..


22/03/ 2000 10:20 Bolu

ZEVK 1972 Resim Resim ResimResim

İŞte ->“Lehven ve Lâiben” ANLAtır ->KİTÂB İhvÂNi
ÇıpLak Gir<–>Çık! ELde Sıfır!. bu NasıL HisÂB İhvÂNi
->HAKk’ın HaLkını İNcitme!. ->"ALLAH’ın Rızası"n Ara!
“EMRoLunduğun Gibi OL!." ->RABB’ından HitÂB İhvÂNi!.



22/03/ 2000 15:15 Bolu


Lehvûn ve Lâibûn : Eğlence ve oyuncak.

وَذَرِ الَّذِينَ اتَّخَذُواْ دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَ...ا
Resim---''Ve zerillezinettehazu dinehüm leiben ve lehven ve ğarrathümül hayatüd dünya... : Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et!..” (En’âm 6/70)

الَّذِينَ اتَّخَذُواْ دِينَهُمْ لَهْوًا وَلَعِبًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَ...ا
Resim---Ellezinettehazu dinehüm lehven ve leiben ve ğarrathümül hayatüd dünya.... : O kâfirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı....(A’raf 7/51)


Emrolunduğun gibi…” ol! :

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَمَن تَابَ مَعَكَ وَلاَ تَطْغَوْاْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Resim---"Festekim kema ÜMiRte ve men tabe meake ve la tatğav innehu bi ma ta'melune besiyr : O hâlde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte EMRolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.(Hûd 11/112)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1973 Resim Resim ResimResim

AŞK GİRDABI’na düştü nefsim kurtulmaya çırpınıyor.
Elinden tutan olmuyor, türlü yolları sınıyor.
Ruhum çağırıyor onu hakk-ı ZÂT’a, zât-ı HAKK’a!
Şükür çaresiz kaldı da kendi kendini kınıyor.


22/03/ 2000 15:59 Bolu


Hakk-ı ZÂT : ZÂT’ın hakkı.
Zât-ı HAKK : HAKK’ın ZÂT’ı. Kendisi.
ZÂT : ALLAHU ZÜ’L-CELÂL’in yüce kendiliği..

ZEVK 1974 Resim Resim ResimResim

Şu ÂN şe’ÂN Şevkindeyiz ->Evvel-Âhir-Zâhir-Bâtın
TeVHiDin TeK Tepesinde ->HâL-i Hazırı ->Hilkatın
>SeLâm OLsun Seyyidinâ ve MevLânâ MuhaMMedâ
Ni’met-i UZMÂmız SENsin ->Mübârek OLsun Miâdın!.

22/03/ 2000 16:04 Bolu


Hilkat : Doğuştan gelen vasıf. Yaratma. Yaratılış.
Selâm olsun seyyidinâ ve melânâ Muhammedâ : Ey Efendimiz ve Mevlâmız Muhmmed sana selâm olsun!
Ni’met-i uzmâ : Azîm ni’met. En büyük ni’met.
Miad: Vaad edilen gelecek zaman veya yer. * Müsaade edilen zaman. * Kıyâmet. Mahşer. * Vaad. Müddet.



ZEVK 1975 Resim Resim ResimResim

HAKK kendine tahsis etti, zamanını Kul İhvâni
Hâl-i hazır Hakk’a harca >her ânını Kul İhvâni
“Kaza-Kader-Meşiyyeti-İradesi”nde tek ALLAH
->Sıkısıkı sıkıp durma ->şu canını Kul İhvâni!..


22/03/ 2000 16:07 Bolu


Tahsis : (Husus. dan) Belli bir gaye için kullanmak. * Bir şey veya bir kimse için ayırmak.
Meşiet : Meşiyyet. Dilemek. İrade. Arzu. Matlub. Murad. İstek.
Kaza-Kader-Meşiyyeti-İradesi : Tek yaratıcı ve yerine getirtmede Mutlak İlâh olma şartı. Bu ise ALLAHU ZÜ’L-CELÂL’in Tek ALLAH oluşudur.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1976 Resim Resim ResimResim

Zerre - Kürre DEVRAN’ın gör ->DEVR eyle ki KUR’ÂN ile
->Sırr-ı sıfır SEYRAN’ın gör ->SEYR eyle ki KUR’ÂN ile
Âşık - Mâşuk CEVLAN’ın gör ->CEVL eyle ki KUR’ÂN ile
Âriflerin HAYRANın gör ->HAYR eyle ki KUR’ÂN ile


22/03/ 2000 16:12 Bolu

Devran : Devir, felek, zaman, deveran, dünya.
Devr : Durmadan dönüş.
Seyran : (Aslı: Seyeran) Gezme, gezinme. Bakıp görme. * Hareket etme. * Açılma, ferahlanma, teferrüc.
Seyr : Yürüyüş. * Eğlenme ve ibret için bakma. Gezip görme. * Görülecek şey ve yer. * Uzaktan bakıp karışmama. * Yolculuk.
Cevlan : Dolaşma. Kaynama. Yerinde durmayıp gezme.
Cevl : Gizli tavaf.
Hayran : Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmiş.
Hayr : Meşru iş. Faydalı, nûrllu ve sevablı amel. Halkın rağbet ettiği akıl, ilim. İbadet, adalet, ihsan, mal gibi nimet. (Bak: Hayrat)



ZEVK 1977 Resim Resim ResimResim

İçindeki Kurbu’l- Kurb>HAKk ->Dışındaki Bû’du’l- Bu'd Ne?
->Şe’en Şehrinde >Şeriat.. ->Vahdetindeki VüCÛD Ne?
->Sırr-ı sıfırdaki ->SüCÛD.. ->Şe’ÂNuLLaH’a ŞüHÛD Ne?
“KaLû BeLâ!.. Semiğnâ ve Âtagnâ!..” ALıp VERiLen UHÛD Ne?.

22/03/ 2000 18:08 Bolu


Mevcûd: Vücûd-u Mutlak sahibi El Hâlik cc. nun Yarattığı tüm mahlüklar âlemi.
Vücûd : Gerçek vücûd sahibi olarak ALLAHU ZÜ’L-CELÂL’i bilmek Vahdet-i Vücûd. Tüm eserlerinde O’nu görebilmek ise Vahdet-i Mevcûd.
Sücûd : Secdeler.
Şühûd : Şahid oluşlar.
Ühûd : HAKK’a verilen ilk aahidler, sözler..

Kurbu’l- kurb : Yakından da yakın:
إِنَّ رَبِّي قَرِيبٌ مُّجِيبٌ...
Resim---“...inne rabbi karibüm mücib : .... Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir.(Hûd 11/61)

Bû’du’l- b’ud : Uzaktanda uzak:

كَأَن لَّمْ يَغْنَوْاْ فِيهَا أَلاَ إِنَّ ثَمُودَ كَفرُواْ رَبَّهُمْ أَلاَ بُعْدًا لِّثَمُودَ
Resim---Kel el lem yağnev fiha e la inne semude keferu rabbehüm e la bu'del li semud : Sanki orada hiç oturmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilesiniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak kılındı.(Hûd 11/68)

Kalû Belâ!.. :

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim---" Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.” (A’raf 7/172)

Semiğnâ veetagnâ!.. :

وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمِيثَاقَهُ الَّذِي وَاثَقَكُم بِهِ إِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Resim---Vezküru ni'metellahi aleyküm ve misakahüllezi vasekaküm bihi iz kultüm semi'na ve eta'na vettekullah innellahe alimün bi zatis sudur : Allah'ın size olan nimetini, «Duyduk ve kabul ettik» dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O'na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, kalblerin içindekini bilmektedir.(Mâide 5/7)


Şe’enullah : ALLAH Tealâ’nın her an yok edip tekrar var edişi işi...

ZEVK 1978 Resim Resim ResimResim


Arz’dan Arş’a âşıkların, bağsız bağla bağlamışsın!
Bir nazar bakıp yakmışsın, yüreklerin dağlamışsın!
Sırr-ı sıfır Sahrası’nda, imkanla imtihanın Dost!..
Velîn kayar - delin kayar, aşkın yolun yağlamışsın!.
.

22/03/ 2000 21:37 Bolu


Arz : Yer yüzü. Eşya Bazarının en alt seviyesi.
Arş : Yüce makam. En yüksek gök. Allahın kudret ve saltanatının tecelli yeri. Eşya Bazarının en üst seviyesi ve ara kesiti...
Sırr-ı sıfır : SIFIR sırrı.
Sırr-ı sonsuz : SONSUZ sırrı

Sıfır:
Yok demek değildir. Tarifsizdir. Tasavvufta HİÇLİK kavramının tam analmıdır. Fenâ demektir. Eşyâdan İLÂH olamaz. Lâ İlâhe... İnsan aklının ve vicdanının inebileceği açık ve gizli “Benlik Davası” nın en alt seviyesinde örnek tek insanoğlu Firavun’un :

فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى
Resim---" Fekale ene rabbukumul'a'la. :Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.(Nâziât 79/24)

Sonsuz:
Çok demek değildir. Tarifsizdir. Tasavvufta HEPLİK kavramının tam anlamıdır. Bekâ demektir. Eşyâdan İLÂH olamaz. İllâ ALLAH... Ancak gerçek ve mutlak İlâh ALLAH’tır.. İnsan aklının ve vicdanının anlayabileceği açık ve gizli “Ulühiyyet Davası”nın en üst seviyesinde Sistemin Yaratıcısı ALLAHU ZÜ’L-CELÂL’in :

إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
Resim---İnneni enallahü la ilahe illa ene fa'büdni ve ekimis salate li zikrî : Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.(Tâ Hâ 20/14)

İşte, Sırr-ı sıfır Sahrası dediğimiz şu imkanla imtihan dünyasında Kulluk İmtihanı... HİÇ oluşu anlayıp HEP Olanı; O’nun adına, hesabına ve şerefine yaşayıp şâhidi olma Şuûru ve Nûr-u M. Onuru...
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1979 Resim Resim ResimResim

Öyle içli inilti AŞK, sızlar Sîne Sazı gibi
Afif, lâtif, şerîf, şefûk, su üstünde yazı gibi
Camlarda rüzgâr ıslığı, Şu ân’a şiir şafağı
Âriflerin nazı gibi, Âşıklar niyâzı gibi…


22/03/ 2000 21:45 Bolu


Naz:f. Bir şeyi beğenmeyiş, şımarıklık. *Beğendirmek maksadiyle kendini ağır satmak. *Celb-i muhabbet için edilen nezâket, letâfet ve zarafet. *Yalvarma, rica. Sevilenin işi...
Niyâz : f. Yalvarma, yakarma. Dua. * Rağbet ve istek. * Hâcet, ihtiyaç.

ZEVK 1980 Resim Resim ResimResim

BOLU’da bulduk rızkımız, kanaryalarım uzakta
Av, avcısın avlayacak, zaman takılı tuzakta
Yersiz yurtsuz rüzgâr gibi, her şey akıyor Deryaya
Saatin sesini dinle, herkes kayıyor kızakta…


22/03/ 2000 21:50 Bolu

ZEVK 1981 Resim Resim ResimResim

Keşke ben de herkes gibi, lafla avunabilseydim
Çark-ı çile - cevr-i cihan, kendim savunabilseydim
Ben Rabbıma teslim oldum, başkasın nasıl olurum?
Korku - Umutla kirlendim, çileyle yunabilseydim…


22/03/ 2000 22:03 Bolu

Yunmak : Yıkanmak.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1982 Resim Resim ResimResim

Her şey haram oldu bize, Mâsivâ Meyhânesi’nde
Eşya, Olay, Zaman ve Zann, şu ân’ın “Şey” hânesinde
Firkat Fırtınası yıktı, “kün feyekün!” etti kalbim
“El aman Rabbım!..” üflüyor, neyzenin neyhânesinde…


22/03/ 2000 22:14 Bolu

Şey hâne : Şey’lerin doldurdğu Dünya..

Eşya, Olay, Zaman ve Zann...


Yaratılmış bir şey yokken... İlk şey var edildi... Birşey olmadı tek başına... Bir şey daha halkedildi... İki ŞEY (eşya) in ilişkisinden OLAY doğdu... İki OLAY ın ilişksinden ZAMAN doğdu... İki ZAMAN ın ilişki ve alâkasında ZANN dogduki insanoğlunun neticedeki kanısı oup sadece akılla çözüm arandığında zannlarının çoğunun çürük olduğu buyurulmuştur Kelâmullah’da...

“El aman Rabbım!..” : gerçek Hak Âşıklarının bitmez tükenmez her nefesteki İlâhi Duaları...
Aman : (Emân) Emniyet. İmdat. Yardım dileği. Afv, ricâ, niyâz.
Neyzen : Ney üfleyen. İnsanoğlu.
Neyhâne : Ney üflenen yer. İnsan bedeni.


ZEVK 1983 Resim Resim ResimResim

Yarım nefeslik diriyim, beni kim anlar Arkadaş
“Bir varmış bir yokmuş…” gibi, geçen zamanlar Arkadaş
Evvel - Âhir - Zâhir - Bâtın Tevhidin tekmil kemâli
“El Hayy Birliği” nde bile, Cânân’da “CAN” lar Arkadaş...


22/03/ 2000 22:20 Bolu


Yarım nefeslik diri :

İnsan oğlu aldığı veya verdiği yarım nefesle yaşar ve var olur bu âlemde. Alıp veremese her şey yok olur... tezgâkta halı dokur gibi ilmek ilemek alınıp-verilen nefesler sanki sürekli gibi gözükür ve yaşanır.
Oysa ALLAHU ZÜ’L-CELÂL ŞeÂN Hâlinde her an nabız atışı gibi “kün feyekün!” edip “var-yok” etmektedir.
Sinemanın esası olan belli bir sayıda resmi göz önünden belli bir hızla geçirince hareketli ve canlı gözükmesi gibidir.
Yada Elektirikteki mekik sisteminde gelip giden akımın yakınından bakılınca sürekli sanılması gibidir...
Uzaktan dağlardan bakılınca şehrin ışıkları size göz kırpacaktır... deneyin ve uyanın!...

El Hayy Birliği :

وَهُوَ الَّذِيَ أَنشَأَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ فَمُسْتَقَرٌّ وَمُسْتَوْدَعٌ قَدْ فَصَّلْنَا الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَفْقَهُونَ
Resim---Ve hüvellezi enşeeküm min nefsiv vahidetin fe müstekarruv ve müstevda' kad fassalnel ayati li kavmiy yefkahun : O, sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum için âyetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.(En’âm 6/98)

ALLAHU ZÜ’L-CELÂL Âdemoğlunu tapraktan halkedip RUH’undan üfürmüştür.
Ne varki geçmiş, şimdiki ve gelecek tüm insanlar hâlâ o bir nefese enterkollekte (hep birlikte aynı anda) bağlı olarak alıp-vermekteler.
Burada bir hususu iyi anlatmak ve anlamak gerekir ki; senin kulağın, kedinin kulağı ve gülün yaprağındaki “dirilik” de aynı EL HAYY celle celâlihu Kaynağından ve birdir.
Hayy Birliği Hayatta Şehâdetin anahtarıdır MuhaMMedî Tasavvufta ve MeLÂMette..





ZEVK 1984 Resim Resim ResimResim

“SIR” da sükûn - sükût bulup, sistemin “SUBBUH!..” un dinle
Zerre - Kürre haykıracak “hâl-i hazır” ı seninle
Kâinât kalbinde nokta, cümle sesler “HU!..” çeksin de
“Olsun! Olmasın!” ı unutup, “Olan!” da “BİR” olup dinle…


22/03/ 2000 22:37 Bolu


Sükûn : Durgunluk. Sâkin olmak. Hareketsizlik. * Dinmek, kesilmek. Dış dinginliği...
Sükût : Susma. Konuşmama. İç dinginliği...
Hâl-i hazır : Sen ALLAHU ZÜ’L-CELÂL’de hazır nazır olduğun şuûru içinde Olan’ın Hükm-ü HAKK olduğunu anlayıp külli şey’in, tüm olay, zaman ve zannların gölge oyunu olduğunu, tek gerçek ve yaşayanın “HÜVE = Hu = O” oduğunu, O’nda yaşamak şerefidir hâl-i hazır... Eserler, USTA’sını zikretmekte ve anlatmaktadır...
Subbûhun Kuddûsun : "Allah (C.C.) subbûhtur, kuddûstür. Zâtına ve sıfatına fena, noksan ve kusur yanaşamaz. Her zaman ve her dilde, her mahluk onu tesbih ve takdis eder." gibi mânâları ifade eder.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim ResimResim


Yedi Sanırdık Biz Rengi ->Bin Bir Küpte Boyandık Dost
Tevhidin Çile Çarmıhı ->“DOST” Derdine Dayandık Dost
Latîf-Kerîm-Rahmân-Rahî -Müheyminü’l - Vedûd ALLAH
RASÛL’ünün ->Lûtf ü İkram ->İhsanıyla -->UYandık Dost!.


22/03/ 2000 22:55 Bolu

Çarmıh: f. (Çar: Dört; Mıh: Çivi) Salib. Suçluyu haça germek için kurulmuş, haç şeklinde darağacı. * Geminin direkleri başından aşağıya inen kalın ipler.
Char mıh : Farsça dört mıh (çivi).



El Kerîmu: :Resim

El Latîfu:
Resim

er Rahmânu:
Resim

er Rahîmu:
Resim

El Müheyminu:
Resim

El Vedûdu:
Resim

ZEVK 1986 Resim Resim ResimResim


->Mâsivânın Mevlâsına ->Vuslatla Vakur Âşıklar
Zâhirî Zulmet İçinde ->NÛRun alâ ->NÛR Âşıklar
Hizmet ile Dest-i KemÂL
Himmet ile Seyr-İ CemÂL
MuhaBBete-Merhamete->Mecbur ve Me’mur Âşıklar!.


22/03/ 2000 23:03 Bolu


Vakur : Ağırbaşlı, temkin sahibi. İzzetli, vakarlı.
Nûrun alâ nûr: Nûr üstüne nûr.
Hizmet ile Dest-i KemÂL: Kemâl elde edebilmenin şartı HASBî HİZMET etmektir..
HiMMet ile Seyr-i CemÂL : CemÂL seyredebilmenin şartı bir Hak Dostunda HiMMet ALaBİLmektedir.
Mecbur: İcbâr edilmiş. Zor görmüş. Zorla bir işe girişmiş. İcbar görmüş. * Hatırı alınmış, gönlü yapılmış. (Hakiki mânâsı: Kırıldıktan sonra TÜMMLenmiş/bütünlenmiş.)
Me’mur: Emredilmiş. Emir ile hareket eden. Emir altında olan. Vazifeli. Kendi istediği gibi olmayıp başka emre göre çalışan. Bir emir alan. Bir işe tâyin olunmuş adam.


ZEVK 1987 Resim Resim ResimResim


ÂRiF ->Tevhid Bıçağıyla “Benlik Derisi”n YÜZendir
ÂŞIK ->GÖZün Yaşı ile YÜZüne ->Yâ Sabır!. ÇİZendir
KÛN Feye KÛN KervÂNında Kul İhvÂNi Kıtmir ->KâMiL
->KENDi YEDi LETÂİFin --->İSTİKÂMETe --->DİZendir!.


22/03/ 2000 23:15 Bolu


İstikâmet: Hatt-ı hareketi doğru olmak. Doğruluk, nâmuslu hareket. Her işte i’tidâl üzere bulunmak. Adâletten, doğruluktan ayrılmayıp, diyânet ve akıl içinde yürümek. * Allah'a kulluk etmek. * Bir şeyin bir tarafa doğru olarak uzanması. * Yön, cihet.

KâMiL ->KENDi YEDi LETÂİFin --->İSTİKÂMETe --->DİZendir!.:

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَمَن تَابَ مَعَكَ وَلاَ تَطْغَوْاْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Resim---"Festekim kema ümirte ve men tabe meake ve la tatğav innehu bi ma ta'melune besiyr : O hâlde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.(Hûd 11/112)

وَأَنْ اعْبُدُونِي هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ
Resim---Ve eni'büduni haza siratum müstekiym : «Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur» demedim mi?(Yâ Sîn 36/61)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1988 Resim Resim ResimResim

Girdik çile çarşısına, beğen beğen al İhvâni
Çile, kemâlât gereği, gerisi masal İhvâni
Nebîlerin yolu çile, Ehl-i Beyt’in eli çile
Hâlimizi ârif anlar, hâl içinde hâl İhvâni


22/03/ 2000 23:30 Bolu

Çile: f. Eziyet. Sıkıntı. * İplik. * Yay kirişi. * Tas: Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün. Bu gün için çile hayatın binbir zorluğu içinde HAKK’a inanıp HAYR’ı yaşamakta çırpınış...


ZEVK 1989 Resim Resim ResimResim

Âyet - Hikmet - Kudret - Vahdet, ALLAH - LİLLAH - LEHU ve HUU
Zâhir - Bâtın - Âhir - Evvel ,”cem” in “mîm” in mânâsı bu…
“Söz - Sohbet - Zevk - Hazz” Bazarı; “Bilen demez, diyen bilmez!”
“Mîm Aynası” ndaki cemâl, “ÖZ” de duyulan bir duygu…


22/03/ 2000 23:45 Bolu



ALLAH Lafz-ı Celili, Elif – Lâm – Lâm - He harflerinden oluşur. Birer harf soyulduğunda analamları. 4 lü sistemdeki aklın ve vicdanın kemâlâtında Şeriat – Tarikat – Mârifet – Hakikat açısından Uluhiyyet seyridir.
ALLAH : Harf-i Tarifsiz tek esmâ, tüm esmâları kapsayan târifi olmayan Lafzullah..
LİLLAH : ALLAH için..
LEHU : Her şey O’nun..
HU : O...

Şeriatta Söz,
Tarikatta Sohbet,
Mârifette Zevk,
Hakikatta Hazz esastır..


ZEVK 1990 Resim Resim ResimResim

“ASL”ımız “ANA”mız BeLLi->“BeLâ!” Beşiğinde Dostum
->“EDEB” İLe BÜYÜtmüştür ->“İLİM” IŞIğında Dostum
->Noksan Arama ->BOŞuna ->MükeMMeLi SEYReyLe ki
“MÂŞUK” CemÂLin GÖResin ->HAKk’ın ÂŞığında Dostum!.


22/03/ 2000 23:55 BoLu



BeLÂ!”:

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim---" Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû BeLÂ, şehidnâ, en tekûlû yevme'l- kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn (gâfilîne).: Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin RABBin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (ALLAHu TeaLâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin RABBiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim RABBimizsin), biz şâhid olduk.(A’râf 7/172)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1991 Resim Resim ResimResim

Çoluk - çocuk her birimiz, bir köşede binbir telden
Çilesini çiliyoruz, çilemiz Vech-i Güzelden
Garib - Kârib kalbimize, “İrhamnâ!..” yı ilham eyle!
“Raziyeten - Merziyyeten” sırrın mahzar kıl ezelden!..
(Fecr 89 /28)

23/03/ 2000 00:12


Vech-i Güzelden : Güzelin yüzüden.
Garib : Kimsesiz. Zavallı. * Gurbette olan.
Kârib : Çok yakın. Yerce ve mekânca uzak olmayan
İrhamnâ!..: Bize acı!..”
Raziyeten : Razı olmuş.
Merziyyeten : Razı olunmuş.

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
وَادْخُلِي جَنَّتِي

Resim---Ya eyyetühennefsülmutmeinnetü. İrci'iy ila rabbiki radiyeten merdiyyeten. Fedhuliy fiy 'ibadiy. Vedhuliy cennetiy. : Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” (Fecr 89/27-30)


Mahzar : Sahib olma, nâil olma. Şereflenme. * Bir şeyin göründüğü, izhar olunduğu yer. Çıktığı yer.


ZEVK 1992 Resim Resim ResimResim

Yüzümdeki “Benlik Sırrı” bunca yıldır tuttu BEN’i
Özümdeki “Sabit Nokta” yavaş yavaş yuttu BEN’i
Şe’en Şehrinde şaşırdım, aklım başın aldı gitti
Külli şey’e Kâdir olan, sanma ki unuttu BEN’i


23/03/ 2000 00:24


Sabit Nokta : Yaratılan herşeyin en merkezindeki sabit nokta. Ulaşım Kara Deliği. Mesela 1000 km/saat hızla dönen tekerleğin döndüren milinin göbeğinde tam merkezinde bir nokta vardır ki tektir, sabittir. Diğer tüm noktalar kendi yarı çapları kadarlık bir daire çizer ve dönerler. Rabbımızın bu Sabit Nokta’dan da yakın olduğunu bildirmesi, Muhammedî Melâmette Tevhidin Nûr-u Muhammedle ilgisini anlayış ışığıdır...

ZEVK 1993 Resim Resim ResimResim

Yedi yüzlü gelin dünya, aklın yalancısı gibi
Nice “CAN” a mezar oldu, gel de geç Hancısı gibi
Örüp çile kozasını, tırtılken kelebek olmak :
Ahmak, uyanınca Âşık… Dost, doğum sancısı gibi..


23/03/ 2000 00:35


Dervişin ya da Sufînin nefsinin 7 kademede ki kemâlâtı; ipek kelebeği yumurtasından çıkan tırtılının hızla yeşil yaprak yiyerek semirmesi, zamanı gelince başına koza örmesi, zamanı gelince başkalaşım gösterip Kelebekleşmek ve kozasını delerek Kâinâtta seyr ü sefere
Çıkına tıpatıp uyar... Çile bı yolun yaşanılan gerçeğidir, doğum sancısıdır...
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1994 Resim Resim ResimResim

Dokunma bana Arkadaş! Aşk Hastalığı bulaşır
Bir anda yakar yüzünü, gönlün özüne ulaşır
“Öz” ün üfler “Niyâz Neyi” n, “YÜZ” ün döner “Naz Semâ” ın
Adı güzel Muhammed’e muhabbetin melek taşır…


23/03/ 2000 01:30


Nay : Ney. Kamış düdük. (Bak: Ney).
Sema’ : İşitmek, kulakla dinlemek. * Mevlevilerin zikir esnasındaki dönüşleri.


ZEVK 1995 Resim Resim ResimResim

Gerçi birkaç kerre geldim, bulamadım İstanbul’u
Sokaklarında kayboldum, aklım kendinin meçhulu
Yol yokuş, yorgun yolcuyum; tek yoldaşım Yaradanım
Kervan kıtmiri İhvâni, Hakkın taşkın-şaşkın kulu…


23/03/ 2000 01:36

ZEVK 1996 Resim Resim ResimResim

Uykuyu uyuttu gözüm, aşkın okları geliyor
Işık gibi dakîk-rakîk, Sîne Surlarım deliyor
Harab oldu, turab oldu!... Yazık oldu kalbime Dost
Zavallı nefsim yaralı, her darbede sendeliyor…


23/03/ 2000 01:41


Dakîk : (Ekseri mânevi mânalar için) Pek ince. Nâzik. Ufak.
Rakîk : Acıma, incelik, yufka yüreklilik. Yumuşaklık.
Sur : (Rikkat. den) Yufka yürekli, ince merhamet ve şefkat sahibi olan.
Darbe : (C.: Darabât) Vuruş, vurma, çarpma.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 1997 Resim Resim ResimResim

Ârif OLanLar “Bir ÂN” da =>Bin Bir Baharı Yaşadı
KÛN FeyeKÛN Şe’ÂN Şehri… ÂŞıKLarın AŞK Feryadı
=>Kervân Kıtmiri İhvÂNi =>Tasmamda Sahibim Adı
MuhaMMed’den MuhaBBet Dost.. KâmiLLerin Damak Tadı


23/03/ 2000 01:57
Resim


ZEVK 1998 Resim Resim ResimResim


Arz’dan Arş’a Kadar Âşık=>TevhidLe YüceLen Başı
=>ALNında Ârif-i BiLLah Yazan Başı =>Mezar Taşı
“KırıLan Testi!.. SU Bâki!..
"Hakk’ta-Hakk’tan-Hakk’a-Hakk’La
=>MeLekLerin GözyaşıyLa Yıkanır =>Âşığın Nâaşı!..


23/03/ 2000 02:10


Ârif-i Billah: Mürşid, ermiş, evliyâ. Hakkın nûrlu ile Cenab-ı Hakk'ı bilen. Âlemi, hâdiseleri İlahî feyz ve ilim ile gören veli.
Nâaş: Na’ş. Kefene sarılıp tabuta konmuş ölü. * Cansız vücud.

ZEVK 1999 Resim Resim ResimResim

Canevinde Cânân cennet, bense esen yeli olurum
Seven - Sevilen - Sevgili, sevgi güzeli olurum
Lûtf ü kerem, ihsan Hakk’tan, aslı güzel Muhammed’in
Sûk-i Muhabbet Meclisi’n Sır Sazı’n teli olurum…


23/03/ 2000 03:02


Sûk: Çarşı, pazar. Alım satım yeri.
Sûk-i Muhabbet Meclisi: CENNette Muhabbet Çarşısındaki Sohbet Meclisi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: GÖNLÜMÜZÜN SESİ

Mesaj gönderen nur-ye »

ZEVK 2000 Resim Resim ResimResim

Anka Kuşu…Kaf Kalesi.. Kapı..Kilit..Anahtarım
Bazen kitler kapatırım, bazen sıkılır açarım
Sûr’umuz sînemizdendir, üfürür Rahmân Nefesi
Yedi kat göğe yükselir, yıldızlar gibi yaşarım…


23/03/ 2000 03:05



Sûr : (Suret. C.) Kıyamet günü İsrafil Aleyhisselâm'ın çalacağı boru. Buna Sur-u İsrafil de denir. * Boynuzdan yapılan düdük.
Resim
Cevapla

“Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri” sayfasına dön