Dr. Münir Derman Kendimle Beraber

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Nurten
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 724
Kayıt: 25 Ağu 2007, 02:00

Dr. Münir Derman Kendimle Beraber

Mesaj gönderen Nurten »

KENDİMLE BERABER
Dr. Münir Derman

Ben lisanımla 'Ene'l-Hakk' lafzı etmem bir an
Halimi canım bilsin lafz-ı üryân istemem.


Münir DERMAN



KENDİ SÖZLERİYLE DR. MÜNİR DERMAN

KENDİMLE BERABER

Bir gün hocamı ziyarete gitmiştim.
17 yaşında idim.

Odası tavanında yalnız penceresi olan geniş yüksek tavanlı idi.
Odası çıplak. Bir post. Bir de yerde yatak...
Desti. Leğen. İşte o kadar...
Çok güzel koku vardı havasında...
Kendisi oturmuş, uzun saçları yele gibi omuzlarına sarkıyordu.
"-Gel bakalım!" dedi.
Elini öptüm.
"-Ben artık gidiyorum mektep bitti!" dedim.

Dua etti, nasihat şeklinde emirler verdi:
"-Arasıra kendi kendine bir odada kal!.."
Bunu adet edindim, arasıra bunu yaparım...
Tahsil için Fransa'ya gittim. Aradan 5-6 sene geçti...
Birgün bu nasihat ve emri yapmak için odama girdim...
Odamda iki zat gördüm.
Birdenbire şaşırdım.
Nereden girdiler bunlar...

Beni görür görmez yürüdüler, duvarın içinde kayboldular.
Şaşırdım kaldım.
Bir kağıt bıraktılar yere, küçük...
Hala saklarım o kağıdı...
Ve hayretim hala devam ediyor.
Otuz küsur sene oldu.
Son nefesime kadar bu hayret devam edecek...
Halledemedim...

Bu hadiseden 1 sene sonra yurda tatile döndüm.
Doğru hocama gittim...Yaşlanmış...Elini öptüm.
Bana halimi sordu...
Ağabeyimi sordu. "-Gelsin.." dedi. (...) Yanında oturduk...
Hocam hastalanmıştı. Yanında idik...
Bize nasihat etti, dua etti, bizi okşadı...

Bir aralık "O kağıt sende mi?" dedi.
Birdenbire anlayamadım. "-Ha..." derken baş parmağını ağzıma uzattı. "Sus!" dedi...
"Öyle yap..." (...) Birgün sonra hocamızdan ayrıldık, ağladık... (...)

Hâlâ hocam bizi bırakmamıştır.
Bunalırsak yetişir...
Yalnız 15 sene evvel ağabeyim 47 yaşında hocamın yanına gitti...
Nur içinde yatsın...

O kağıttaki yazı şu, size de söyleyim, böyle hareket edin:

"Vesveseyi bırak!..
Ne kadar işin ve arzun, dileğin varsa hepsini kaza ve kadere teslim et... Kendi nasıl dilerse öyle iş gören Allah'a bırak!..
Ve bekle!..
Telaşı terket!
Izdırabı, üzüntüyü kaldır!
Murat yolu kendi kendine görünür, o yola düşersin.
Aç kal, kimseye söyleme!
Dertlerini, yoksulluklarını, ızdıraplarını söz haline geçirme!
Melekler bile duymasın!..
Derdin olursa Hakk ile konuş, herşeye yeter.
Sefalete düşersen vakur ol!
Sabret!
Hak'ka bile ellerini istek için kaldırma!
Yalnız hamd için kaldır!
Allah seni senden iyi bilir...
Hakk'da erimek dünyada budur...
"

1958
Kullanıcı avatarı
illaedep
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 122
Kayıt: 25 Eki 2007, 02:00

Mesaj gönderen illaedep »

Teşekkür ediyorum Nurten ablama bu yazıyı foruma getirdiği
derdime ortak olup yardımcı olduğu için.

Bakın bakalım nelerden şikayet etmişim;



"Vesveseyi bırak!.."

Bense son zamanlarda ne kadar vesveseli oldum.
Durup durup 'Herkes ekmeğini taştan çıkartıyorken ben neden harekete geçemiyorum diyorum'.
Çok düşünüyorum.
Düşünürken de başka bir şeye odaklanamıyorum. Sonrada bakmışım ki düşündüğümle kalmışım, bir adım bile yol alamamışım.
Halbuki vesvese, kuru gürültü, yola koymayan düşünceler, dar pencereden bakmayı huy haline getirmiş görüşler BİZe ait değil.
BİZe yakışan BİRlikte adım atmak.
Çünkü tabanlarımız BİR!
Nasıl olurda sen ayrı ben ayrı yol alabiliriz?
Sakın bırakma ardında bıraktıklarını.
Sakın elinin üstünde elimi görmeden elini kolunu sallaya sallaya yola koyulma!
Sonra bak görüyorsun, nasılda vesvesenin elini tutmuş yürüyorum!!!

O Halde;
Allah BİZi BİRBİRimizden ayırmasın


"Ne kadar işin ve arzun, dileğin varsa hepsini kaza ve kadere teslim et... "


Ya Huu Nurten ablacım, Sen mi beni biliyorsun, Munir Hocam mı, yoksa Onun da hocası mı?
Şimdi bu sözleri yanağıma inmiş tokat gibi algılıyorum.
Kızarıyorum hem okurken hem de halimi düşünürken.
İşim, arzum, dileğim o kadar çok ki.
Kaza ve kaderi tam anlamış olsaydık şimdi böyle mi olurduk? Anlamadığımızdandır çırpınmalarımız.
Şöyle zannediyorum ben, çırpınıp çırpınıp isteğime arzuma kavuşucam.
Demek ki aslında şöyleymiş, elimden geleni yapıcam ama çırpınmadan sakin sakin, gerisini ise Her şeyin Malikine bırakıcam. Gerçi benim yaptığım-bıraktığım gibi fiilerle de işim olmamalı çünkü hep diyoruz tüm fiillerin faili Allah diye.
Eee o zaman bana ne kalıyor. Şu ayet yetişiyor ve veriyor cevabını;


" Halk ancak Hakkı bilmek ve Allah' ın BİRliğini SEYRetmek için bu aleme geldi "
O Halde;
Allah BİZi SEYRetmenin HAKKInı verenlerden eylesin inşallah.


"Kendi nasıl dilerse öyle iş gören Allah'a bırak!.."

İllaedep diyorsun ya ayşe. Ama gel gör ki nasılda sabırsızsın.
Hiç beklemeye tahammül edemiyorsun.
Sana boş boş dur bekle diyen yok,
sen neden öyle bakıp duruyorsun etrafa boş gözlerle?
Yola koyul! Çile çek! Azıcık terlesene!!!
Ah gençlik ahhh. Bu tez canlılık senin mi suçun yoksa benim mi?

O Halde;
Allah'ım sen BİZi genç, yaşlı demeden BİR araya getir. Yoldaki ayak izlerini yaşayanlardan eyle inşallah.


"Ve bekle!.."

Evet beklemeliyim..
Ama boşa zaman geçirerek değil.
Her bir an midye gibi. İçinde şahane bir güzellik taşıyor.
Hepsinin içi de dolu.
Hikmet diye buna derler.
İncileri toplamak düşüyor BİZe.

O Halde;
Allah BİZi incileri toplaya toplaya İNCİ gibi etsin İnşallah


"Telaşı terket!"

Nasılda telaşlıyım endişeliyim.
Sanki telaş edince işler yoluna girecek. Halbuki daha da beter oluyor farkına varıyorum.
Telaş ile hareket ettiğim zaman başım ağrıyor, etrafıma kötü kötü bakıyorum, güzelliklere değil nerede sıkıntı varsa oraya yaklaşıyorum
Sanki kaçar gibi oluyorum içinde bulunduğum her şeyden.
İnsan doğan güneşten nasıl kaçar ya ayşeee.
İnsan bu aydınlıklardan bu temizlikten nasıl çamura bulaşmaya çalışır.
Neden telaş edip bi an önce bataklıkların içerisinde bulanmak istiyorsun.
Boşunaymış telaş etmeler öyle derler bak, boşunaymış debinip durmalarım görüyormusun.
Ne kadar istesende gün tertemiz doğmaya devam edecek
Sen ise kendini bataklığa düşmüş gibi hissedeceksin.
Sadece zannedeceksin yazık edeceksin.
Günün temizliğine kapıl! İstesende kirlenemeyeceksin.

O Halde;
Allah BİZi kötü zanlarımızdan temizlesin. Ak pakız BİZ! BİZe hep hissettirsin!


"Izdırabı, üzüntüyü kaldır!"

BİZe yakışan budur çünkü.
Nasıl da Dünya heveslerinden yana yakınırız?
BİZim derdimiz Dünya hayatını rahat sürdürmek mi yoksa?
Tabi ki Cefayı, Sefa gören İNSAN hep huzurdadır ne kadar yiyecek bir ekmeği olmasa da.
Peki neden yiyecek ekmek bulamaz O Zat bilir misiniz?
Çalışmadığından, zamanını hep tefekkürle geçirdiğinden olmasa gerek.
Hak Dost'u ekmeğini bu devirde taştan çıkartır alın terini koyar ekmeğin mayasına.
Ama kazandığını dağıtır Ondan daha zor durumda olanlara.

O Halde;
BİZ üreteceğiz, kazanacağız, dağıtacağız Allah'ın izniyle.


"Murat yolu kendi kendine görünür, o yola düşersin."

O Halde;
Allah'ım bu güzel günde yolumuzu BİR kıl. Yolda olanlardan OLmayı nasip eyle.


"Aç kal, kimseye söyleme!"
"Dertlerini, yoksulluklarını, ızdıraplarını söz haline geçirme! "
"Melekler bile duymasın!.."
"Derdin olursa Hakk ile konuş, herşeye yeter."

O Halde;
Allah BİZi BİZden ayırmasın. BİZ derdimizi ancak BİRlikte giderebiliriz çünkü.


"Sefalete düşersen vakur ol!"
"Sabret!"
"Hak'ka bile ellerini istek için kaldırma! "
"Yalnız hamd için kaldır!"

O Halde;
Allah'ım BİZi Sana layık hal ve hareketlerde bulunan, HAS Kullarından eyle.


"Allah seni senden iyi bilir...
Hakk'da erimek dünyada budur"

Oh çok şükür gene rahatladım.
Beni benden daha iyi bilen, benim ne istediğimi de biliyor.
Verirse kabulum vermesse isteyemeye devam ederim.
İstediğim mi ne?
Söyleyeyim;


BİZlikten BİRliğe çıkmak
Benlikten kurtulup bende kalmak
Ağlayıp sızlanmadan sadece çalışmak, çabalamak
Dostlarda gülüp Dostlarla ağlamak...


Dinlediğiniz için teşekkür ederim. İyi geldi Dostlarım.
En son illaedep tarafından 22 Şub 2008, 17:15 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
ferhat
Üye
Üye
Mesajlar: 49
Kayıt: 24 Ara 2007, 02:00

Mesaj gönderen ferhat »

DERMAN HOCAM ın buyurduğu üzre halimizi sadece Rabbi Zülcelal bilsin ve vesvese...

Vesvese kaynağı şer ise uzaklaşmanın kaynağı ve ilacını da Derman Hocam vermiş. Abdest!!!

Eğer ki ibadetlerinden lezzet alamıyorsan vesvese ve dünya meşgalesi seni bu yoldan alıkoyuyorsa bunun ilk ve temel sebebi abdesttir buyuruyor.

Tevbe istiğfar ile bir güzel abdest alalım ki ardın sıra işlerimiz, ibadetlerimiz saf arı ve temiz huzura varsın inş...
Kullanıcı avatarı
Nurten
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 724
Kayıt: 25 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen Nurten »

Sevgili Ayşe kardeşim ve Ferhat Kardeşim,
bu yazı elime 2006 senesinde hiç ummadığım bir zamanda elime tutuşturuldu...
Murad yolu da o zaman göründü, Münir Babamın dediği gibi.
Yüce Rabbim o güzel insana ve himmetine lâyık eylesin cümlemizi...
Onlara o kadar çok ihtiyacımız var ki..
Selâm ve sevgilerimle
Nurten
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: Dr. Münir Derman Kendimle Beraber

Mesaj gönderen Gul »

Nurten yazdı:KENDİMLE BERABER
Dr. Münir Derman
Resim
"Vesveseyi bırak!..
Ne kadar işin ve arzun, dileğin varsa hepsini kaza ve kadere teslim et... Kendi nasıl dilerse öyle iş gören Allah'a bırak!..
Ve bekle!..
Telaşı terket!
Izdırabı, üzüntüyü kaldır!
Murat yolu kendi kendine görünür, o yola düşersin.
Aç kal, kimseye söyleme!
Dertlerini, yoksulluklarını, ızdıraplarını söz haline geçirme!
Melekler bile duymasın!..
Derdin olursa Hakk ile konuş, herşeye yeter.
Sefalete düşersen vakur ol!
Sabret!
Hak'ka bile ellerini istek için kaldırma!
Yalnız hamd için kaldır!
Allah seni senden iyi bilir...
Hakk'da erimek dünyada budur...
"

1958
Resim
Cevapla

“Münir Derman (k.s) Eserleri” sayfasına dön