Barbaros gönderdi 26.11.2008 00:47:
s.a Halim can masallah yine döktürmüşsün
A.s Barbaros... akşam üzeri Aziz'le görüştüm Sohbet zevkine yazdım bir şeyler dedi
Gördüm
Ben de altında kalmam inşallah hemen karşılığı gelir dedim
Ama akşam msn de görmedim
Yok, telefonla görüştüm
dışarıdaydım
Anladım
Dün gece ne yaptın?
Dün gece hep düşündüm... Düşüne düşüne uyudum
Ben de
Ama söylediklerim kafama gönlüme yattı
Şimdi de onunla ilgili biraz kafa yoruyordum
Dörtlü sistem
Dörtlü
Toprak, Ateş, Hava, Su
Âdem, Havva, İsa, Sav
biz her şeyi "SU" dan yarattık buyuruyor ya
Su ilk üçünün babasıdır
Havva'nın babası SU'dur
Yer ile gök bitişikken nasıl ayırdığımızı görmez misiniz?
(ENBİYÂ suresi 30. ayet)
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
"أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
"
E ve lem yerallezine keferu ennes semavati vel erda kaneta ratkan fe fetaknahüma ve cealna minel mai külle şey'in hayy e fe la yü'minun
Ya o küfredenler görmedilerdemi ki Semavât-ü Arz bitişik idiler de biz onları ayırdık, hayatı olan her şey'i sudan yaptık, hâlâ inanmıyorlar mı?
Buyurur bir ayette
Yer-Toprak Âdem
Gök Semâ İsa
Böyle böyle düşünüyorum
Orası öyle
hemen hemen bunun gibi ama
Akıl, Nefs, Ruh, Kâlb
Akıl Âdem
Nefs Havva
Ruh İsa
Kâlb SAV
ve her şey O'nun yüreğidir Kâlbidir
Bizim bulacağımız da O'dur
O, her şeydir
Her şey SU'dan yaratılmıştır
O zaman, Toprak-Ateş-Hava, SU'dandır
Su da H2O biliyorsun
İki Hidrojen ve bir Oksijen
Biri yakıcı biri yanıcı
Yakıcı olan Havva
Gönüller ona yanar
Hep ona âşık olunur
Ve seven sevgilisinin aşkına yanmadan BİR-leşemez, BİR olamaz.
Bir olunca "YAKAN-YANAN" dan SU olur
TEVHİD olur, söndüren olur
o zaman Ateş, GÜL olur.
Böyle düşündükçe neler neler çıkıyor
Ama ben ne zaman bir şey düşünsem böyle canı gönülden hep SOMON-lar çıkıyor
Ben de senin gibi şeyler buluyorum ama bana tatmin edici gelmemekte gönlüm eksikler demekte
Elbette eksik olacak
Çünkü bitmez ki... Hep arayacak gönül
Benim bulduklarımda sana ters gelen içine sinmeyen bir şey var mı?
Âdem ile Akıl eşleşmesini nasıl düşündün?
AKLI'mı N-akil ediyorum diye yazmıştım ya
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... pic&t=3595
Akıl Mecnun'dur
Nakil Leylâ
Akıl Nakil'e ... Mecnun, Leylâ' ya yanmalı
Beden, Nefs, Kâlb, Ruh desen de onu BEDEN'e koysan daha iyi değil mi?
Onu da dedik. O da ayrı bir dörtlü sistem
. Bak;
Âdem Toprak... Akıl...
Havva Ateş nefs
İsa Hava Ruh
SAV su Kâlb,
ve hepsi Kâlbte BİR leşir
Ancak Kâlb ten seven BİR leşir
Bazı yerlerde Kâlb için berzahlık ettiğinden
SAV ile ilgili belki bir yoruma varıla bilir belki
Nebiyyül Ümmî
Bilinemezlikten haber
Berzah neresidir
Bawa Baba Toprak icin Havva ve Âdem ikisi Toprak demekte
O'nunla varlık arası geçiş
Benim Ruhum Rabbimden... Müminlerinki de benden buyurur
Berzahlığı buradan
Bawa Baba bedensel kısmına öyle demekte
Zahirine
Yer aslında bedendir
Topraktır...
Arz dır
Arz eden arzu edendir
O da Mecnun'dur
Yanmak nedir... Kendi benliğini Ateşe atmak değil mi?
Yani Âdem aşkıyla Havva'nın Ateşinde yanar
O zaman Havva der ki
Ya da Leylâ
Ya da Mesnevi'deki gibi kapıyı çalana seslenen sevgili;
Kimsin?
O da senim der
O zaman buyur gel
Burada iki kişiye yer yok
"""Birisi geldi; bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı;
Sevgilisi; Kimsin a güvenilir er? Dedi.
Adam; Benim
Deyince;
- Git
Dedi
- Şimdi çağı değil
- Böylesine sofrada ham kişinin yeri yok.
Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, ikiyüzlülükten ne kurtarabilir?
O yoksul gitti; tam bir yıl yollara düştü
Sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı.
O yanmış-yakılmış kişi pişti, olgunlaştı
Geri geldi, gene sevgilinin evinin çevresine düştü.
Yüzlerce korkuyla, yüzlerce defa edebi gözeterek kapının halkasını çaldı; ağzından edebe aykırı bir söz çıkacak diye de korkup duruyordu. Sevgilisi;
kapıdaki kim?
Diye bağırdı. Adam;
A gönüller alan
Dedi,
Kapıdaki sensin. Sevgilisi;
Mademki BENsin, gel içeriye gir
Dedi.
Ev dar, iki kişi sığmıyor.""
(Mesnevi, c.1, sh.3068-3075)
"
Sana gönderdiğim dokümanı aldın mı?
Aldım baktım ona biraz da tam bakmadım daha
Hocama yazacağım bunları
Dün beni kıvrandırdı
Şaka yaptım diyor bana bugün
Biliyorum hocam sever şakayı
Ondan zaten ben de öyle konuşabiliyorum
Ne güzel gönlüme göre verdi
Canım o benim
Bak o sana gönderdiğim dökümanda
Vücûd var
Hakiki Vücûd
Ahadiyet halindeki bilinemezlik vücudu
Sonra oradan Âdemi Mahz var berzah
Âdem(Yokluk) geçiş var
Toprağın kimyasal formülü var mı?
Bak Âdeme Toprak diyoruz ama
Akşam da yazdık ya
Yok
Balçık... Toprak su karışımı
Çamur hamur
Su karışmadan olmaz
Çünkü Nur-u Mîm. her varlığın hamurudur
Bir bitki için ne lazım
Toprak Hava güneş su
Zaten Nur-u Mîm Âdeme geliyor
Yaratılışta alna
Ama yokluk olan Adem var birde
İlk yaratılan Nur-u Mîm ya
Yokluk olan Âdemden Havva çıkısı var
Âdem'in kendinden
Yokluk Âdemi
Şimdi bak önce yeryüzü denilen arz yaratılır
Zahir Âdem değil
Yer ile gök bitişikken
Ayrılır
(ENBİYÂ suresi 30. ayet)
Sonra Allah cc. meleklere yeryüzünde bir halife yaratacağını duyurur
Neden önce halife yaratılmıyor
Çünkü unsurlar yok
Saf Nur-u Mîm var
O zaman Nur-u Mîm in ayrışması ile
Önce gök ve yer
Arz ve sema
Arz Toprak Âdem...
Zaten özünde SU var ondan ayrıldı
Ve bu ayrılık zahirdeki ayrılık oldu
Batında Ruh nasıl bizimle biledir
"BİLE"dir yani hocamın sözü ile
Zahir de de öyledir... Ayrı gören akıl dır
Kâlb te gönülde batında hep BİR dir
Zaten biz bu BİR liği bilmeye bulmaya olmaya yaşamaya geldik
TEVHİD deyince ne oluyor
ALLAH
Ancak O
Nereye gitti Toprak Ateş Hava Su
Bana eşyanın hakikatini göster diye dua ettiğinde ne görmüştür
Kendi hakikatini
O da Nur-u Mîmdir... Yani her şeyin özü SU
dur bunları kopyalayıp hocama göndereyim
Bakalım diyeyim hocama... Bilmeceyi çözdük mü?
DOST-TAN DOST'A
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
25 Kasım 2008
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
SU' dan diye aradığımızda Orijinal Kur'an Metni (Arapça) içinde ara (19 sonuç)
--------------------------------------------------------------------------------
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
(BAKARA suresi 74. ayet)
ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُم مِّن بَعْدِ ذَلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاء وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
(A'RAF suresi 50. ayet)
وَنَادَى أَصْحَابُ النَّارِ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاء أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ قَالُوا إِنَّ اللّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِرِينَ
(A'RAF suresi 57. ayet)
وَهُوَ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ حَتَّى إِذَا أَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالاً سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَّيِّتٍ فَأَنزَلْنَا بِهِ الْمَاء فَأَخْرَجْنَا بِهِ مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ كَذَلِكَ نُخْرِجُ الْموْتَى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
(HÛD suresi 7. ayet)
وَهُوَ الَّذِي خَلَق السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاء لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَلَئِن قُلْتَ إِنَّكُم مَّبْعُوثُونَ مِن بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَـذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ
(HÛD suresi 43. ayet)
قَالَ سَآوِي إِلَى جَبَلٍ يَعْصِمُنِي مِنَ الْمَاء قَالَ لاَ عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ أَمْرِ اللّهِ إِلاَّ مَن رَّحِمَ وَحَالَ بَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَقِينَ
(HÛD suresi 44. ayet)
وَقِيلَ يَا أَرْضُ ابْلَعِي مَاءكِ وَيَا سَمَاء أَقْلِعِي وَغِيضَ الْمَاء وَقُضِيَ الأَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ وَقِيلَ بُعْداً لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
(RA'D suresi 14. ayet)
لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلاَّ كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاء لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ وَمَا دُعَاء الْكَافِرِينَ إِلاَّ فِي ضَلاَلٍ
(ENBİYÂ suresi 30. ayet)
أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
(HAC suresi 5. ayet)
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِن مُّضْغَةٍ مُّخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِّنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاء إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّى وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِن بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنبَتَتْ مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
(FURKÂN suresi 54. ayet)
وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاء بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا
(ŞUARA suresi 197. ayet)
أَوَلَمْ يَكُن لَّهُمْ آيَةً أَن يَعْلَمَهُ عُلَمَاء بَنِي إِسْرَائِيلَ
(SECDE suresi 27. ayet)
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاء إِلَى الْأَرْضِ الْجُرُزِ فَنُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا تَأْكُلُ مِنْهُ أَنْعَامُهُمْ وَأَنفُسُهُمْ أَفَلَا يُبْصِرُونَ
(FATIR suresi 28. ayet)
وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ كَذَلِكَ إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ
(FUSSİLET suresi 39. ayet)
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنَّكَ تَرَى الْأَرْضَ خَاشِعَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ إِنَّ الَّذِي أَحْيَاهَا لَمُحْيِي الْمَوْتَى إِنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
(KAMER suresi 12. ayet)
وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاء عَلَى أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ
(KAMER suresi 28. ayet)
وَنَبِّئْهُمْ أَنَّ الْمَاء قِسْمَةٌ بَيْنَهُمْ كُلُّ شِرْبٍ مُّحْتَضَرٌ
(VÂKIA suresi 68. ayet)
أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاء الَّذِي تَشْرَبُونَ
(HÂKKA suresi 11. ayet)
إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاء حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ
(ABESE suresi 25. ayet)
أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاء صَبًّا
--------------------------------------------------------------------------------
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
(BAKARA suresi 74. ayet)
ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُم مِّن بَعْدِ ذَلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاء وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
(A'RAF suresi 50. ayet)
وَنَادَى أَصْحَابُ النَّارِ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاء أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ قَالُوا إِنَّ اللّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِرِينَ
(A'RAF suresi 57. ayet)
وَهُوَ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ حَتَّى إِذَا أَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالاً سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَّيِّتٍ فَأَنزَلْنَا بِهِ الْمَاء فَأَخْرَجْنَا بِهِ مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ كَذَلِكَ نُخْرِجُ الْموْتَى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
(HÛD suresi 7. ayet)
وَهُوَ الَّذِي خَلَق السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاء لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَلَئِن قُلْتَ إِنَّكُم مَّبْعُوثُونَ مِن بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَـذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ
(HÛD suresi 43. ayet)
قَالَ سَآوِي إِلَى جَبَلٍ يَعْصِمُنِي مِنَ الْمَاء قَالَ لاَ عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ أَمْرِ اللّهِ إِلاَّ مَن رَّحِمَ وَحَالَ بَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَقِينَ
(HÛD suresi 44. ayet)
وَقِيلَ يَا أَرْضُ ابْلَعِي مَاءكِ وَيَا سَمَاء أَقْلِعِي وَغِيضَ الْمَاء وَقُضِيَ الأَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ وَقِيلَ بُعْداً لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
(RA'D suresi 14. ayet)
لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلاَّ كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاء لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ وَمَا دُعَاء الْكَافِرِينَ إِلاَّ فِي ضَلاَلٍ
(ENBİYÂ suresi 30. ayet)
أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
(HAC suresi 5. ayet)
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِن مُّضْغَةٍ مُّخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِّنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاء إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّى وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِن بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنبَتَتْ مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
(FURKÂN suresi 54. ayet)
وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاء بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا
(ŞUARA suresi 197. ayet)
أَوَلَمْ يَكُن لَّهُمْ آيَةً أَن يَعْلَمَهُ عُلَمَاء بَنِي إِسْرَائِيلَ
(SECDE suresi 27. ayet)
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاء إِلَى الْأَرْضِ الْجُرُزِ فَنُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا تَأْكُلُ مِنْهُ أَنْعَامُهُمْ وَأَنفُسُهُمْ أَفَلَا يُبْصِرُونَ
(FATIR suresi 28. ayet)
وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ كَذَلِكَ إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ
(FUSSİLET suresi 39. ayet)
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنَّكَ تَرَى الْأَرْضَ خَاشِعَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ إِنَّ الَّذِي أَحْيَاهَا لَمُحْيِي الْمَوْتَى إِنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
(KAMER suresi 12. ayet)
وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاء عَلَى أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ
(KAMER suresi 28. ayet)
وَنَبِّئْهُمْ أَنَّ الْمَاء قِسْمَةٌ بَيْنَهُمْ كُلُّ شِرْبٍ مُّحْتَضَرٌ
(VÂKIA suresi 68. ayet)
أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاء الَّذِي تَشْرَبُونَ
(HÂKKA suresi 11. ayet)
إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاء حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ
(ABESE suresi 25. ayet)
أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاء صَبًّا
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
19.02.2009 Perşembe
Saat: 11:45-14:15
Kulihvani
Barbaros
Halim
* * * *
Şimdi görünüyor mu Barbaros can...
Tamam şimdi
Hocam buradasınız değil mi?
Eş üç can BİZ-BİR CAN inşaAllah
İnşaAllah hocam
Evet, hocam ÜÇ CAN BİR ' dir
İvazsız ve garazsız BİR' lik
Hiç düğümsüzz
Saf sevgide
Hamdolsun
Dördüncüsü HAKK' tır idi sanırım buyrukta
Başlangıç
Barbaros can... Hasan DAĞI' na Huzur Dergâhı kuruyoruz
İnşaAllah
İnşaAllah
Kuralım tabi
Gerçekten ama... Hocam başlamış bile
Evet, söyledi geçen sabah
Ben bir süredir daldım işlere.
Forumda da yazdım gerçi
Ama gönlüme de ne gelirse hep böyle sıkışık zamanlarda geliyor
Öyle garip ki... Bomboş bir şey düşünürken bir şey çıkmıyor da
Öyledir zaten iki dakikada ettiğini bir ayda edemez adam
Ne zaman iki ayağım bir pabuca girse
Bakıyorum kendiliğinden bir sürü şey gelmiş
Pabuç alır çıkarırız ÇÖL' de -hasan Dağda
inşaallah hocam yalın ayak
Musa as gibi
Hocam valla ben doğaya hasretim... Bir de böyle manevi anlamda bir YOL olunca bilmiyorum artık ne olurum
Bir ağaç altında saatlerce oturabilirim... Bir su kenarında
O kadar özledim
Bisri Hafi gibi
Sıkışına bir FEREC EVİ
İnşaAllah
İnşaAllah
Hücre
BİZ' ce BİR' ce
Harama haram
Yazarız kapısız kapısına
Haramlar bize zaten hep haram oldu
İyisi mi uzak durmak daha güzel
Hasrımız yandı
Yerde yatmaktayız şükür
Yerde yatan kendi özüne dönmüştür
Toprakla birebir örtüşür
Havva anamızın kucağında
Toprak ayakaltında olduğu sürece başımız dertten kurtulmuyor çünkü
Ah Barbaros ah
Ne çektiysek Havva anamızın Haramlarından çektik
Açma halimce hallerimizi
Ateş deli
Ateş zır deli
Ateş zırzır deli
Ateş hınzır deli
Deli beğen halim 4 den birini gel konuşalım neymiş şu ateş
denilen ŞEY
Konuşalım hocam... Neymiş ateş... Ya da NEY ' miş... Hep merak ederim zaten
Azrail a.s in 4 yüzünden bir yüzüymüş hocam
YÜZ BİR iken 4 yüz O'nun Suretidir...
Dört boyutlu
Biz de orada yanmaktayız zaten
Toprak, su, hava, ateş bunlar mı Azrailin dört yüzü dediğin Barbaros can...
Yok, hatırımda kalmış Bawa babanın ölmeden evvel ölmek kitabından
Birisi süt çehresi v.s
demekte idi
Bal
Ölene görünen yüzleri
Evet, cennet ırmakları misali
Bal, su, süt... Bir de şarap diye geçer Arabî' de bir yerde
Evet, 4' lü cennet ırmakları
Bakarız
Bir şiir SALLadı ÇÖL size
Atarım şimdi
ÇÖL' ün Çarşısına
Anam gelmiş şimdi
Oğul namazıma imam ol der
93 yaşta
Allah kabul buyursun inşaAllah...
Siz yazın ben okurum inşa
Gelirim
Tamam hocam...
İnşaAllah hocam Allah kabul etsin
Ben bir çay alayım Barbaros can.
Barbaros
Dünyayı gözlerinin içinde seyredebiliyordum.
Süt çehresine baktığımda çok güzel bir yüz olduğunu gördüm.
Ateş yüzüne baktım, sanki bir ateş gibi yanıyordu.
Siyah yüzü simsiyahtı, dördüncü yüzü ağaca doğru dönmüştü.
Ruhlar Ona doğru geldikçe elini uzatıp ruhları yakalıyordu
Ruhların oluşturduğu kocaman bir dağ vardı.
Bazı insanların bağırdığını, çığlık attığını duydum.
Azrail (Aleyhisselâm) onlara ateş yüzüyle bakıyordu.
Onlar : Lütfen beni yakma! Bu bir ateş! diyerek bağırıyorlardı.
Başkaları da vardı.
Onlar da : Ah, beni kesiyorlar! Beni öldürüyorlar! diye feryat ediyorlardı.
Barbaros can...
Ben şuna iyice kanaat getirdim ki
Evet, kim ne diyorsa... Neye inanıyorsa... Odur onun için
Sonra bir ara vaktin olursa oku şu yazdığımı orada biraz bahsettim ama işte bir yerden sonra düşünceleri toplamak zor olduğundan
Öyle bıraktım
Dur bak linkini vereyim
Ver bakalım
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... highlight=
İster şimdi oku ister sonradan okursun devam edelim nasıl istersen
Sonra okurum
İyi
Gözlerim yanmada
Bak şimdi Ali İmran Suresinde
Al sana ateş
He ya o da ateştir ama asıl ateş gönülde yanmakta olan
Bir de iyi huylu ateş kötü huylu ateş var
Aşk ateşine can kurban
Ama dünya hırsı ile yanana ne demeli
Of demek lazım
Hz. İbrahim' in ateşi aşk ateşi idi
GÜL' e döndü
Ne güzel söyledin
Ama diğer ateş küle bile dönmüyor
Hep yanıyor
Barbaros Can. Ali İmran Suresinde
139 ayet sanırım
Sonunda diyor ki
Allah onların nitelendirmelerini- vasıflandırmalarını CEZA-landıracaktır
Başka bir yerde
Herkese yaptığının karşılığı vardır
Bunun gibi birçok ayet var
Bak şimdi ilk ayette
Nitelendirme denen şey nedir
Veya vasıflandırma
Tahayyül denebilir belki... Belki tasavvur... Ama basitçe
Tarif etmek tanımlamaktır
Her tanım CEZA' sını bulacaksa
CEZA nedir
HAKK-ça karşılıktır
Karşılık
Öyleyse insanın aklından gönlünden yaptığı her tanım
Allahın Sünnetüllah' ında
Bir KÛN emridir
Zannı gibiyim
Evet zan...
Her zan bir KÛN emridir
Ama onların zannı hakkı vermez buyurur
Bu yüzden İblis kendi zannında haklı çıkmıştır
Ama bu haklı çıkış iblise yarar sağlamaz
Öyleyse diyorum
ZAN isabetli olursa Allaha dair
O zaman CEZA cennettir
O her an yeni bir şe' ende
Akılın düşünmediği bir an var mı?
Yaşadığımız AKIL' ların her an düşündüğünden başka bir şey değil
Her biri cezasını bulmakta
Her iş oluş böyle diyorum
Bak mesela
İlim bir nokta idi
Onu cahiller çoğalttı denmiş
Bu söze dikkat ettin mi?
Şimdi cahil kimdir
İlimden uzak olan
Cehalet ehli
Bir şeyden uzak olan ona nasıl tesir eder
Bir şeye tesir etmek için ona ilişmek lazım
Cahil ilimden uzak
İlmi nasıl çoğaltabilir
Zannıyla mı?
İşte ÂLİM olan akıllara diyor ki
ZAN-ları çokluk olarak görmeyin
İlla ki tek noktaya gelin
Zaten ordasınız da cahil olup dağılmayın
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e3d3#26588
Bu da ateştir işte
Evet, doğru bir tespit
Hocam için diyorum
Bu şiir ateş saçar
İşte Barbaros can o yüzden sıratı müstakim
Yani sapmadan tek çizgide ilerlemek
Çünkü saptığın anda yaratış senin eyleminle olmakta
Yani YARATAN bizimle yaratmakta
O yüzden O zulmedici değildir
Çünkü kim ne düşünürse onu yaratmakta...
Evet, neyi tercih edersek onu yaratıyor
Ama bu düşünce sağlam bir kanaat halinde
O zaman biz Onu
Onun bildirdiği gibi
Ona ve Resulüne iman ederek
Bil bul ol yaşa diyenlerdeniz
O zaman bildik bulacağız
olacağız
Yaşayacağız
Bu ihtimal değil
İnanca bağlı bir oluş
Biliyorsun İnsanın bu yönünü
Allah ile bağdaştıramadığı için
Kerameti kendinden menkul Zanneden nice iblis yoldaşları var
Evet, bazı kuvvetlere kendisi sahiplik etmekte ama yarın hakikati anlayınca bakacak ki
La havle vela kuvvete illa billâh
İşte ateş o yanılgıdır
Orada gerçekle yüzleşmedir ateş
O yüzden Azrailin dört yüzünden biridir denmiştir belki
Çünkü ölen ancak bedendir
Zaten insan içine biriktirdiğini görür
Nefes ölmez ruh ölmez ve akıl ölmez
Yalnızca beden ölür
O beden de diğerleriyle uyumlu ise o da ölmez
Hocamın şiiri çok güzel maşaallah
Evet... Ve anında gelmekte ne güzel...
Sanki faks çektiler
Tabi haklisin
O zaman Barbaros can... Bize düşen
Aklı daim aynı o tek noktada tutmak
Zikir de bunun için gereklidir ve budur zaten
Odaklanmak
Çünkü Allah diyen akıl
Başka bir şey demediği için o anda
Mutlaka o anın cezası yaşanır
Yani bu ceza mükâfattır
Nimettir
Nurdur
Diğer türlü nardır
Gez göz arpacık
Hepsini ayni ipe dizince
He sonra on ikiden
Hizalayınca
Bedende katılmakta
Rezonansa (Tınlaşım)
Aziz bana bir ara sormuştu
İnsan nasıl Allah' ı her an akılda tutabilir diye
Ben de demiştim ki
ONDAN gayrını unutarak
BEN' i unutarak
Başka türlü mümkün değil
Çünkü Allah zaten her an benimle
Yeter ki ben beni ondan ayrı ZAN-netmeyim
Evet
Bu yüzden de bak... İşte demin dedim ya
Yoğunken işler
O beni bırakmamakta şükür
Belki unuturum diye
Çünkü O bir adım gelene on adım gelir
Evet, bu acaba 10 adımlık yerde
1 ini sen 9 unu O
Atınca 10 adim olmuş mu oluyor dersin?
Aslında benim bir adımımı atan da O
Sadece insan ZAN eder ki ben bir adım geldim
Oysa Ondan davet olmadan kimse bir yere gelmez gidemez
Onu biliyorum da bu 9 u
Nasıl oturturuz diye düşünmekteyim
Sevap ta böyledir
10 kattır mesela
Bak ON dediğinde O ve NUN
Biri varlık tarafı diğer yanı O
1 ve 0 gibi
Rakamla da 1 ve
0
BİR ve SIFIR' dır ON
Senin attığın adım sıfırdır
O seninle ise ON görünür
Bu daha güzel oldu
Sen yalnızca sana eşlik edene eşlik edersin
Onun yanında ise asıl değerin Ondan kaynaklandığını bilirsin
Çünkü 1 olmasa ON sıfırdır
Kalan yani
Şimdi on adım olması şöyle diyorum bir de
Hani dedik ya
NEY 9 deliklidir bilirsin
İlim bir nokta idi cahiller ONU cahiller çoğalttı
Yedi deliklidir diye kalmış benim aklımda
Sanırım 9 olsa gerek
Evet
NEY e mi bakıyorsun kaç delikli diye
Baktım
9 delikli imiş
hıı
Basta yedi delik
İki üreme ve boşaltma
Göbek deliğini bağlarsak
SILA edersek
9 delikte
10 olur
Sanırım
Evet. Şimdi ben de kafamdaki delikleri sayıyordum
Bak göbek bağı gibi bir de insanın tepesinde bıngıldak dediğimiz bir yer vardır
Küçükken yumuşaktır da sonra da kafatası sertleşince hissedilmez
Evet
Bence deliklerden biri odur
Çünkü burun deliği iki değildir
İkiliği dıştadır onun
Gerçek anlamda iki delik değildir burun
Doğum esnasında çocuk kafası çıkarken zarar görmesin diye
Esnek
Doğarken
İki delik göbek ve bıngıldak kapanmakta zamanla
Ama yedi delik kalmakta
Beşi yüzde
İkisi bel altında
Altında
Yüzdeki beş defa yıkanmakta günde
Diğer ikisi ise ihtiyaç halinde yıkanmakta... Göbek deliği hiç akıla gelmez normalde... Bıngıldak ta unutulur...
Burun deliği iki kokusu bir
Kulaklar iki sesi bir
Gözler iki görüntü bir
Sanki nereye bağlıyız ve aklıma doldurulan nerden doldurulur kapanır
Göbek deliği de ikiden bire gelmekte
Ana baba ve sonra çocuk
Evet, çok doğru söyledin
Ancak bıngıldak dediğimiz şey
Nasıl da katılaşır zamanla
Kemik bağlar...
İşte o yumuşakken ne dolduruldu ise
Doğuştan... Artık o senin bir adım atmana neden olur
Gerisi ise Onun dokuz adımıdır
Orayı ameliyatla açtırsak mı halim can
Ama sonuçta bakarsın ki o ilk bir adımı O sana başta vermiş zaten
Beynin yapısını anlayamadılar ki henüz
Altında hipofiz bezi var
Kimileri bu bez için alındaki kursi gözü
Hocam geldi sanırım
Demekte
Bak denizde
Yüzerken
Derin iken
Suya bakınca dibi göremezsin
Ama burnunu suya yarım
sokarsan
hıı
Dur
Biri geldi
Odaya
Hocam burada mısınız?
Burnunun ucuna bakarsan
Suda
Dibi görürsün
vayyy
O sırada bu alında hafif bir ağrı
Denize ilk gidişimde deneyeceğim bu dediğini... Bana tuzlu suları çektirirsen sorarım sana
Hissedilir
Ya sorma suda
O şekilde sabit durmak zordur
Ama baktın mı?
Deniz gözlüğü gibi
Evet, çok severim
Pırıl pırıl gösterir
Bir anda tüm bulanıklık gider
Bir cam değince
Belki de Barbaros can
Onunla aramızda da CAM vardır
Böyle net görmekteyiz ama CAM dan Ona ilişememekteyiz
CAM saydamdır biliyorsun
Ya cam bizizdir belki
Baktığında ardındakini görürsün de CAM görünmez tam saydam ise
O da öyle tabi
Bak Arabî bir yerde diyor ki
Mesela bir renk
Görünmesi için mutlaka bir VAR olan şeyde bulunmalı
Yani boyayı bir yere süreceksin ki göresin
Sürmeden önce de suyun ya da tozun içindedir neyse
Ama boya hiç bir şekilde kendi başına var olamaz
Ölüm de öyle mesela
Ölümün var olması için ölecek bir ŞEY lazım
Ölecek kimse yoksa ölüm nasıl var olur ki
O zaman bazı şeyleri VAR eden BİZ izi
Ama işte BİZ dediğimizi bilmekte mesele
BİZ diyen KİM? BİZ kim?
Ömer Hayyam da der ya
Ben düşündükçe var dünya
Ben yoksam o da yok
VAR eden biziz
Ama yeter ki BİZ kim olduğumuzu bilelim
Aklımıza geldik yine
Bak şimdi seneler evvel
İşte hep orada kalmak lazım zaten
Çocukken bizim sahilde
Kayalıklara dalmaya gidiyorduk
45 metre midye dalışı
Şnorkel ile
Gözümüzde gözlükler
Böyle balıkların arasından seyrederim bazen
Sürülerin içine girerim renk renk
Yine böyle bir gün
3 yani çevrili
Bir kaya arasına girdim
Bir C harfi düşün
Öyle kayalıklar
Bir anda nefesimde bitmek üzere
Derinde değilim
hıı
Sağıma dondum kaya
Soluma döndüm kaya
Önüme döndüm kaya
Şaşırdım panikledim
Bir daha karıştırıp
Sağıma falan derken zannettim ki her yerim sarılı
Çıkamayacağım
Geri dönmek aklıma gelmemiş
Geri dönsem girdiğim yerden
Baksam
İş çözülecek
Aklımıza geldik yine Halim can
He ben de onu yazıyordum da durdum
Elementlerle çevrili bir kayalık
Nasıl çıkacağız
Geldiğimiz gibi mi?
Bak ben de sana bir şey anlatayım
Sen kaya falan deyince aklıma geldi
Ben hayat boyu aklıma gönlüme sinmeyen şeylere bir şekilde hep direnmişimdir ve tepki vermişimdir
Askerlikte bunlardan biri idi
Ben askerde en çok kaytaran kimse idim
Sabahları kalkmazdım
Bakarım herkes gitmiş eğitime... Ben kalkarım gider çay içerim falan...
Hiç aklıma gelmezdi bunu yaptığın
Bizim de bir tabur komutanı var ki bizim başımızdaki alay komutanının canını alacak nerdeyse
Normalde yapmam da Barbaros can
Aklım kabullenmeli neyi niye yaptığımızı
Gidiyoruz abuk sabuk şeylerle vakit öldürüyoruz
Bize savaşmayı öğretseler tamam
Ama çöp topla çimen yol
Anlatabiliyor muyum bu benim tepkim
Evet, sana takılıyorum
Yoksa dağlara tırmandırsın canımı çıkarsın eğitim yapsın tamam
Neyse işte o tabur komutanı bahaneye bakıyor ki bizim başımızdaki alay komutanının canını alsa
Ben de bunu çok iyi biliyorum
O tabur komutanı her sabah tam sekizde hemen bizim koğuşa gelir
En ufak bir şey bulsa tamam
Ben o gün bir uyandım saat
Tam sekiz
Daha ben yataktayım kimse yok
Eşofmanla falan
Hemen aklıma geldi... Gidip giyineyim de bir an önce binadan çıkayım falan
Ama dolaplar tam onların koridora girip yaptığı yerde
Kapıdan kafamı şöyle bir uzattım ki
Tabur komutanı yanında titreye titreye bizim alay komutanı ve bir kaç asker daha bizim koğuşa doğru gelmekteler
Kafamı uzattıktan sonra geri de çekemedim sanki kaçar gibi
Tamam dedim buraya kadarmış çekirge bir sıçrar iki sıçrar
Ne olacaksa olsun artık
İşte senin gibi önüm kaya sağım solum kaya
Çarptık
Keşke görünmez olsaydım
Yürüdüm...
Ama o koridor nasıl uzunmuş
Yanlarına geldim... Koridor dar
Aralarından geçtim
Ne kimse baktı bana
Ne kimse sen ne arıyorsun burada dedi
Ne de sonradan soran oldu
Giyindim çıktım gittim
Kayaların içinden geçtim
Bu dediğini çok hissederim ben
Bak şimdi
Seneler evvel üniversite 4. sınıfta
Bir derste hesap makinesinin pili
Zayıfladı
Ekrandan eğerek okuya okuya
Bir rakam yanlış oldu
Biz sınavdan çaktık
Son yılım
Bir dönem kaybı olacak
Herkese o dersi öğretmişim
Ben kalmışım
Aferin bu da çok iyi
Sonra gittim
Dersi öğret kendin kal
Ertesi sene
Deliler gibi çalıştım
Geceyim diye
Yine bir şey oldu ben bütünlemeye kaldım
Takıldım kaldım oraya
Ya dedim bunu
Muhakkak geçemem lazım
Babamla balığa çıkıyoruz
Ben teknede elimde kitap çalışıyorum
Deli gibi iyicene sonunda
Kış günü İstanbul' dan İzmit geliyorum sınava
O gün de biraz kar yağmış
Yerler buzlu
İçeri giriyorum
Binadan karşımda bir önceki yıldan öğrenci kız
Aaa!!!... Barbaros hoş geldin nasılsın
Sınava niye gelmedin diyor
Ya diyorum sen ne diyorsun
Sınav dündü diyor
Ne kâbus
Olur mu ya diyorum ben baktım çarşamba günü idi
Allahım bütün tüylerim
Diken diken bir yıl beklemek daha var
Sonunda
Telaşla panoya bakıyorum
Onlarca satirlik çizelgeden ben bir alt satırdaki ile
Karıştırmışım dalgınlıklan öyle
Okumuşum
eyvaaah!
Tutuşuyorum içerisi yanmakta
Gidiyorum şimdi
hıı işte al sana ateş
Aynen ki ne ateş
Dekanı buldum
Konuşuyorum adama adam Nuh diyor
Peygamber demiyor
Açamayız sana sınav
Bu bütünleme bunun tekrarı olmaz diyor
Bekle bir yıl daha
Senin sınavın açılmış zaten çoktan
Ben o zaman ikinci dekan var
Kadın
Ona resimlerimden satmış dost olmuş idim
Gidiyorum ona annem geliyor
Ya diyorum hocam böyle böyle oldu
Bak diyor Barbaros
Sen doğruyu söylüyorsun
Ama böyle olmaz şimdi
Bu gece git dua et
Kar yağsın
Yollar kapansın
Sınavlara gelemeyen öğrenciler olsun
Senin memleketin Bolu
De ki Ben yollar kapandı gelemedim
Peki dedim
Gece dua ettim
Yollar zaten kapanmış ta Artık kardan mı YÂR dan mı?
Allah im dedim 30 gün oruç tutacağım
Niye Allah a rüşvet verir gibi insanlar böyle şeyler söyler... Ben çok düşünürüm
Senin için demiyorum da Allahtan bir şey isterken niye bir şey yapmayı vaat eder insan
Öyle de o zaman ben armudu elmayı sapını ayıramıyorum karıştırma şimdi
Neyse devam et sen
Bir şeyden anladığım yoktu zaten ilk yönelecek yer, neyse birden baktım ki
Sabah her yer kar oldu
Gittik okula
Karsımda aynı dekan
Adam yüzüme bakıyor
Diyorum ki hocam ben Bolu daydım
Böyle böyle oldu
Adam yüzüme baktı sanki beni tanımıyordu
Sanki iki gün evvel onunla konuşan ben değilmişim
Sanki bana o sözleri söyleyen o değilmiş
Tabi dedi
Sizin durumunuz özel
Bunu bir dilekçe ile yazın halledelim
Senin durumun gerçekten özelmiş belli
Neyse sınav oldu geçtik
Orucu da tuttuk
Allah kabul etsin inşaAllah.
Şimdi o oruç adandı ya
hıı
O orucu burada Basildon' da tamamladım
Daha güzel
O orucu tutarken
Bu din meselesine daha çok
Bağlandım
Bittiği gün Ahd' de durma var ya
İşte o oruç senin bir adımındı
İşte o çok ilginçti
Söz verip sözünde durma
SIDK
Bizim yaptığımızın O' na yararı yok tabi bize ama ne yapsın ALLAH Bir şeyler koyacak ki zamanla
O mekanizmadan geçelim
Bir gün cennet için dua eden inşaAllah Allah sevgisine yollanır
Biri yandan bir laf eder kendine geliverir
Kimi de yanarken
Dua eder
Yine döndük o gemi fırtına
Yazısına Halim can
Evet, aslında her şey aynı şeyi anlatmakta... Ama insan aradaki bağlantıyı kurana kadar ömür erimekte.
Yağan kar gibi
İlk yağışında tertemiz...
Bebekler gibi
Sonra çamur bulaşmakta
Hocam ne yapmaktasınız
Hocama seslendim ben de ama sanırım hocam ya okumakta veya meşguldür...
Barbaros can... Öğle geçmekte
İkindi yaklaşmakta burada
Ben işe başlayayım
Öğlen oldu
Bak hiç akılda yokken ne güzel bir sohbet oldu
Akılda yoktu ama gönülde istek olarak vardı
İstersen; Dosttan Dosta bölümüne ekleyelim
haa güzel olur ben kaydedeyim düzenleyeyim de inşaAllah
Tamam inşaAllah
Görüşürüz inşaAllah
Eyvallah Barbaros can
Allah razı olsun... İyi geldi muhabbet...
Ben de öğleyi kılayım inşaAllah
Sonra ben de işlere başlayayım... Ama daha başlamadan ikindi gelir
İnşaAllah
Haydi, Allaha emanet
S.a
Hocam s.a
aeo
A.s
Hocam s.a
Kulihvani
Barbaros
Halim
* * * *
Şimdi görünüyor mu Barbaros can...
Tamam şimdi
Hocam buradasınız değil mi?
Eş üç can BİZ-BİR CAN inşaAllah
İnşaAllah hocam
Evet, hocam ÜÇ CAN BİR ' dir
İvazsız ve garazsız BİR' lik
Hiç düğümsüzz
Saf sevgide
Hamdolsun
Dördüncüsü HAKK' tır idi sanırım buyrukta
Başlangıç
Barbaros can... Hasan DAĞI' na Huzur Dergâhı kuruyoruz
İnşaAllah
İnşaAllah
Kuralım tabi
Gerçekten ama... Hocam başlamış bile
Evet, söyledi geçen sabah
Ben bir süredir daldım işlere.
Forumda da yazdım gerçi
Ama gönlüme de ne gelirse hep böyle sıkışık zamanlarda geliyor
Öyle garip ki... Bomboş bir şey düşünürken bir şey çıkmıyor da
Öyledir zaten iki dakikada ettiğini bir ayda edemez adam
Ne zaman iki ayağım bir pabuca girse
Bakıyorum kendiliğinden bir sürü şey gelmiş
Pabuç alır çıkarırız ÇÖL' de -hasan Dağda
inşaallah hocam yalın ayak
Musa as gibi
Hocam valla ben doğaya hasretim... Bir de böyle manevi anlamda bir YOL olunca bilmiyorum artık ne olurum
Bir ağaç altında saatlerce oturabilirim... Bir su kenarında
O kadar özledim
Bisri Hafi gibi
Sıkışına bir FEREC EVİ
İnşaAllah
İnşaAllah
Hücre
BİZ' ce BİR' ce
Harama haram
Yazarız kapısız kapısına
Haramlar bize zaten hep haram oldu
İyisi mi uzak durmak daha güzel
Hasrımız yandı
Yerde yatmaktayız şükür
Yerde yatan kendi özüne dönmüştür
Toprakla birebir örtüşür
Havva anamızın kucağında
Toprak ayakaltında olduğu sürece başımız dertten kurtulmuyor çünkü
Ah Barbaros ah
Ne çektiysek Havva anamızın Haramlarından çektik
Açma halimce hallerimizi
Ateş deli
Ateş zır deli
Ateş zırzır deli
Ateş hınzır deli
Deli beğen halim 4 den birini gel konuşalım neymiş şu ateş
denilen ŞEY
Konuşalım hocam... Neymiş ateş... Ya da NEY ' miş... Hep merak ederim zaten
Azrail a.s in 4 yüzünden bir yüzüymüş hocam
YÜZ BİR iken 4 yüz O'nun Suretidir...
Dört boyutlu
Biz de orada yanmaktayız zaten
Toprak, su, hava, ateş bunlar mı Azrailin dört yüzü dediğin Barbaros can...
Yok, hatırımda kalmış Bawa babanın ölmeden evvel ölmek kitabından
Birisi süt çehresi v.s
demekte idi
Bal
Ölene görünen yüzleri
Evet, cennet ırmakları misali
Bal, su, süt... Bir de şarap diye geçer Arabî' de bir yerde
Evet, 4' lü cennet ırmakları
Bakarız
Bir şiir SALLadı ÇÖL size
Atarım şimdi
ÇÖL' ün Çarşısına
Anam gelmiş şimdi
Oğul namazıma imam ol der
93 yaşta
Allah kabul buyursun inşaAllah...
Siz yazın ben okurum inşa
Gelirim
Tamam hocam...
İnşaAllah hocam Allah kabul etsin
Ben bir çay alayım Barbaros can.
Barbaros
Dünyayı gözlerinin içinde seyredebiliyordum.
Süt çehresine baktığımda çok güzel bir yüz olduğunu gördüm.
Ateş yüzüne baktım, sanki bir ateş gibi yanıyordu.
Siyah yüzü simsiyahtı, dördüncü yüzü ağaca doğru dönmüştü.
Ruhlar Ona doğru geldikçe elini uzatıp ruhları yakalıyordu
Ruhların oluşturduğu kocaman bir dağ vardı.
Bazı insanların bağırdığını, çığlık attığını duydum.
Azrail (Aleyhisselâm) onlara ateş yüzüyle bakıyordu.
Onlar : Lütfen beni yakma! Bu bir ateş! diyerek bağırıyorlardı.
Başkaları da vardı.
Onlar da : Ah, beni kesiyorlar! Beni öldürüyorlar! diye feryat ediyorlardı.
Barbaros can...
Ben şuna iyice kanaat getirdim ki
Evet, kim ne diyorsa... Neye inanıyorsa... Odur onun için
Sonra bir ara vaktin olursa oku şu yazdığımı orada biraz bahsettim ama işte bir yerden sonra düşünceleri toplamak zor olduğundan
Öyle bıraktım
Dur bak linkini vereyim
Ver bakalım
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... highlight=
İster şimdi oku ister sonradan okursun devam edelim nasıl istersen
Sonra okurum
İyi
Gözlerim yanmada
Bak şimdi Ali İmran Suresinde
Al sana ateş
He ya o da ateştir ama asıl ateş gönülde yanmakta olan
Bir de iyi huylu ateş kötü huylu ateş var
Aşk ateşine can kurban
Ama dünya hırsı ile yanana ne demeli
Of demek lazım
Hz. İbrahim' in ateşi aşk ateşi idi
GÜL' e döndü
Ne güzel söyledin
Ama diğer ateş küle bile dönmüyor
Hep yanıyor
Barbaros Can. Ali İmran Suresinde
139 ayet sanırım
Sonunda diyor ki
Allah onların nitelendirmelerini- vasıflandırmalarını CEZA-landıracaktır
Başka bir yerde
Herkese yaptığının karşılığı vardır
Bunun gibi birçok ayet var
Bak şimdi ilk ayette
Nitelendirme denen şey nedir
Veya vasıflandırma
Tahayyül denebilir belki... Belki tasavvur... Ama basitçe
Tarif etmek tanımlamaktır
Her tanım CEZA' sını bulacaksa
CEZA nedir
HAKK-ça karşılıktır
Karşılık
Öyleyse insanın aklından gönlünden yaptığı her tanım
Allahın Sünnetüllah' ında
Bir KÛN emridir
Zannı gibiyim
Evet zan...
Her zan bir KÛN emridir
Ama onların zannı hakkı vermez buyurur
Bu yüzden İblis kendi zannında haklı çıkmıştır
Ama bu haklı çıkış iblise yarar sağlamaz
Öyleyse diyorum
ZAN isabetli olursa Allaha dair
O zaman CEZA cennettir
O her an yeni bir şe' ende
Akılın düşünmediği bir an var mı?
Yaşadığımız AKIL' ların her an düşündüğünden başka bir şey değil
Her biri cezasını bulmakta
Her iş oluş böyle diyorum
Bak mesela
İlim bir nokta idi
Onu cahiller çoğalttı denmiş
Bu söze dikkat ettin mi?
Şimdi cahil kimdir
İlimden uzak olan
Cehalet ehli
Bir şeyden uzak olan ona nasıl tesir eder
Bir şeye tesir etmek için ona ilişmek lazım
Cahil ilimden uzak
İlmi nasıl çoğaltabilir
Zannıyla mı?
İşte ÂLİM olan akıllara diyor ki
ZAN-ları çokluk olarak görmeyin
İlla ki tek noktaya gelin
Zaten ordasınız da cahil olup dağılmayın
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e3d3#26588
Bu da ateştir işte
Evet, doğru bir tespit
Hocam için diyorum
Bu şiir ateş saçar
İşte Barbaros can o yüzden sıratı müstakim
Yani sapmadan tek çizgide ilerlemek
Çünkü saptığın anda yaratış senin eyleminle olmakta
Yani YARATAN bizimle yaratmakta
O yüzden O zulmedici değildir
Çünkü kim ne düşünürse onu yaratmakta...
Evet, neyi tercih edersek onu yaratıyor
Ama bu düşünce sağlam bir kanaat halinde
O zaman biz Onu
Onun bildirdiği gibi
Ona ve Resulüne iman ederek
Bil bul ol yaşa diyenlerdeniz
O zaman bildik bulacağız
olacağız
Yaşayacağız
Bu ihtimal değil
İnanca bağlı bir oluş
Biliyorsun İnsanın bu yönünü
Allah ile bağdaştıramadığı için
Kerameti kendinden menkul Zanneden nice iblis yoldaşları var
Evet, bazı kuvvetlere kendisi sahiplik etmekte ama yarın hakikati anlayınca bakacak ki
La havle vela kuvvete illa billâh
İşte ateş o yanılgıdır
Orada gerçekle yüzleşmedir ateş
O yüzden Azrailin dört yüzünden biridir denmiştir belki
Çünkü ölen ancak bedendir
Zaten insan içine biriktirdiğini görür
Nefes ölmez ruh ölmez ve akıl ölmez
Yalnızca beden ölür
O beden de diğerleriyle uyumlu ise o da ölmez
Hocamın şiiri çok güzel maşaallah
Evet... Ve anında gelmekte ne güzel...
Sanki faks çektiler
Tabi haklisin
O zaman Barbaros can... Bize düşen
Aklı daim aynı o tek noktada tutmak
Zikir de bunun için gereklidir ve budur zaten
Odaklanmak
Çünkü Allah diyen akıl
Başka bir şey demediği için o anda
Mutlaka o anın cezası yaşanır
Yani bu ceza mükâfattır
Nimettir
Nurdur
Diğer türlü nardır
Gez göz arpacık
Hepsini ayni ipe dizince
He sonra on ikiden
Hizalayınca
Bedende katılmakta
Rezonansa (Tınlaşım)
Aziz bana bir ara sormuştu
İnsan nasıl Allah' ı her an akılda tutabilir diye
Ben de demiştim ki
ONDAN gayrını unutarak
BEN' i unutarak
Başka türlü mümkün değil
Çünkü Allah zaten her an benimle
Yeter ki ben beni ondan ayrı ZAN-netmeyim
Evet
Bu yüzden de bak... İşte demin dedim ya
Yoğunken işler
O beni bırakmamakta şükür
Belki unuturum diye
Çünkü O bir adım gelene on adım gelir
Evet, bu acaba 10 adımlık yerde
1 ini sen 9 unu O
Atınca 10 adim olmuş mu oluyor dersin?
Aslında benim bir adımımı atan da O
Sadece insan ZAN eder ki ben bir adım geldim
Oysa Ondan davet olmadan kimse bir yere gelmez gidemez
Onu biliyorum da bu 9 u
Nasıl oturturuz diye düşünmekteyim
Sevap ta böyledir
10 kattır mesela
Bak ON dediğinde O ve NUN
Biri varlık tarafı diğer yanı O
1 ve 0 gibi
Rakamla da 1 ve
0
BİR ve SIFIR' dır ON
Senin attığın adım sıfırdır
O seninle ise ON görünür
Bu daha güzel oldu
Sen yalnızca sana eşlik edene eşlik edersin
Onun yanında ise asıl değerin Ondan kaynaklandığını bilirsin
Çünkü 1 olmasa ON sıfırdır
Kalan yani
Şimdi on adım olması şöyle diyorum bir de
Hani dedik ya
NEY 9 deliklidir bilirsin
İlim bir nokta idi cahiller ONU cahiller çoğalttı
Yedi deliklidir diye kalmış benim aklımda
Sanırım 9 olsa gerek
Evet
NEY e mi bakıyorsun kaç delikli diye
Baktım
9 delikli imiş
hıı
Basta yedi delik
İki üreme ve boşaltma
Göbek deliğini bağlarsak
SILA edersek
9 delikte
10 olur
Sanırım
Evet. Şimdi ben de kafamdaki delikleri sayıyordum
Bak göbek bağı gibi bir de insanın tepesinde bıngıldak dediğimiz bir yer vardır
Küçükken yumuşaktır da sonra da kafatası sertleşince hissedilmez
Evet
Bence deliklerden biri odur
Çünkü burun deliği iki değildir
İkiliği dıştadır onun
Gerçek anlamda iki delik değildir burun
Doğum esnasında çocuk kafası çıkarken zarar görmesin diye
Esnek
Doğarken
İki delik göbek ve bıngıldak kapanmakta zamanla
Ama yedi delik kalmakta
Beşi yüzde
İkisi bel altında
Altında
Yüzdeki beş defa yıkanmakta günde
Diğer ikisi ise ihtiyaç halinde yıkanmakta... Göbek deliği hiç akıla gelmez normalde... Bıngıldak ta unutulur...
Burun deliği iki kokusu bir
Kulaklar iki sesi bir
Gözler iki görüntü bir
Sanki nereye bağlıyız ve aklıma doldurulan nerden doldurulur kapanır
Göbek deliği de ikiden bire gelmekte
Ana baba ve sonra çocuk
Evet, çok doğru söyledin
Ancak bıngıldak dediğimiz şey
Nasıl da katılaşır zamanla
Kemik bağlar...
İşte o yumuşakken ne dolduruldu ise
Doğuştan... Artık o senin bir adım atmana neden olur
Gerisi ise Onun dokuz adımıdır
Orayı ameliyatla açtırsak mı halim can
Ama sonuçta bakarsın ki o ilk bir adımı O sana başta vermiş zaten
Beynin yapısını anlayamadılar ki henüz
Altında hipofiz bezi var
Kimileri bu bez için alındaki kursi gözü
Hocam geldi sanırım
Demekte
Bak denizde
Yüzerken
Derin iken
Suya bakınca dibi göremezsin
Ama burnunu suya yarım
sokarsan
hıı
Dur
Biri geldi
Odaya
Hocam burada mısınız?
Burnunun ucuna bakarsan
Suda
Dibi görürsün
vayyy
O sırada bu alında hafif bir ağrı
Denize ilk gidişimde deneyeceğim bu dediğini... Bana tuzlu suları çektirirsen sorarım sana
Hissedilir
Ya sorma suda
O şekilde sabit durmak zordur
Ama baktın mı?
Deniz gözlüğü gibi
Evet, çok severim
Pırıl pırıl gösterir
Bir anda tüm bulanıklık gider
Bir cam değince
Belki de Barbaros can
Onunla aramızda da CAM vardır
Böyle net görmekteyiz ama CAM dan Ona ilişememekteyiz
CAM saydamdır biliyorsun
Ya cam bizizdir belki
Baktığında ardındakini görürsün de CAM görünmez tam saydam ise
O da öyle tabi
Bak Arabî bir yerde diyor ki
Mesela bir renk
Görünmesi için mutlaka bir VAR olan şeyde bulunmalı
Yani boyayı bir yere süreceksin ki göresin
Sürmeden önce de suyun ya da tozun içindedir neyse
Ama boya hiç bir şekilde kendi başına var olamaz
Ölüm de öyle mesela
Ölümün var olması için ölecek bir ŞEY lazım
Ölecek kimse yoksa ölüm nasıl var olur ki
O zaman bazı şeyleri VAR eden BİZ izi
Ama işte BİZ dediğimizi bilmekte mesele
BİZ diyen KİM? BİZ kim?
Ömer Hayyam da der ya
Ben düşündükçe var dünya
Ben yoksam o da yok
VAR eden biziz
Ama yeter ki BİZ kim olduğumuzu bilelim
Aklımıza geldik yine
Bak şimdi seneler evvel
İşte hep orada kalmak lazım zaten
Çocukken bizim sahilde
Kayalıklara dalmaya gidiyorduk
45 metre midye dalışı
Şnorkel ile
Gözümüzde gözlükler
Böyle balıkların arasından seyrederim bazen
Sürülerin içine girerim renk renk
Yine böyle bir gün
3 yani çevrili
Bir kaya arasına girdim
Bir C harfi düşün
Öyle kayalıklar
Bir anda nefesimde bitmek üzere
Derinde değilim
hıı
Sağıma dondum kaya
Soluma döndüm kaya
Önüme döndüm kaya
Şaşırdım panikledim
Bir daha karıştırıp
Sağıma falan derken zannettim ki her yerim sarılı
Çıkamayacağım
Geri dönmek aklıma gelmemiş
Geri dönsem girdiğim yerden
Baksam
İş çözülecek
Aklımıza geldik yine Halim can
He ben de onu yazıyordum da durdum
Elementlerle çevrili bir kayalık
Nasıl çıkacağız
Geldiğimiz gibi mi?
Bak ben de sana bir şey anlatayım
Sen kaya falan deyince aklıma geldi
Ben hayat boyu aklıma gönlüme sinmeyen şeylere bir şekilde hep direnmişimdir ve tepki vermişimdir
Askerlikte bunlardan biri idi
Ben askerde en çok kaytaran kimse idim
Sabahları kalkmazdım
Bakarım herkes gitmiş eğitime... Ben kalkarım gider çay içerim falan...
Hiç aklıma gelmezdi bunu yaptığın
Bizim de bir tabur komutanı var ki bizim başımızdaki alay komutanının canını alacak nerdeyse
Normalde yapmam da Barbaros can
Aklım kabullenmeli neyi niye yaptığımızı
Gidiyoruz abuk sabuk şeylerle vakit öldürüyoruz
Bize savaşmayı öğretseler tamam
Ama çöp topla çimen yol
Anlatabiliyor muyum bu benim tepkim
Evet, sana takılıyorum
Yoksa dağlara tırmandırsın canımı çıkarsın eğitim yapsın tamam
Neyse işte o tabur komutanı bahaneye bakıyor ki bizim başımızdaki alay komutanının canını alsa
Ben de bunu çok iyi biliyorum
O tabur komutanı her sabah tam sekizde hemen bizim koğuşa gelir
En ufak bir şey bulsa tamam
Ben o gün bir uyandım saat
Tam sekiz
Daha ben yataktayım kimse yok
Eşofmanla falan
Hemen aklıma geldi... Gidip giyineyim de bir an önce binadan çıkayım falan
Ama dolaplar tam onların koridora girip yaptığı yerde
Kapıdan kafamı şöyle bir uzattım ki
Tabur komutanı yanında titreye titreye bizim alay komutanı ve bir kaç asker daha bizim koğuşa doğru gelmekteler
Kafamı uzattıktan sonra geri de çekemedim sanki kaçar gibi
Tamam dedim buraya kadarmış çekirge bir sıçrar iki sıçrar
Ne olacaksa olsun artık
İşte senin gibi önüm kaya sağım solum kaya
Çarptık
Keşke görünmez olsaydım
Yürüdüm...
Ama o koridor nasıl uzunmuş
Yanlarına geldim... Koridor dar
Aralarından geçtim
Ne kimse baktı bana
Ne kimse sen ne arıyorsun burada dedi
Ne de sonradan soran oldu
Giyindim çıktım gittim
Kayaların içinden geçtim
Bu dediğini çok hissederim ben
Bak şimdi
Seneler evvel üniversite 4. sınıfta
Bir derste hesap makinesinin pili
Zayıfladı
Ekrandan eğerek okuya okuya
Bir rakam yanlış oldu
Biz sınavdan çaktık
Son yılım
Bir dönem kaybı olacak
Herkese o dersi öğretmişim
Ben kalmışım
Aferin bu da çok iyi
Sonra gittim
Dersi öğret kendin kal
Ertesi sene
Deliler gibi çalıştım
Geceyim diye
Yine bir şey oldu ben bütünlemeye kaldım
Takıldım kaldım oraya
Ya dedim bunu
Muhakkak geçemem lazım
Babamla balığa çıkıyoruz
Ben teknede elimde kitap çalışıyorum
Deli gibi iyicene sonunda
Kış günü İstanbul' dan İzmit geliyorum sınava
O gün de biraz kar yağmış
Yerler buzlu
İçeri giriyorum
Binadan karşımda bir önceki yıldan öğrenci kız
Aaa!!!... Barbaros hoş geldin nasılsın
Sınava niye gelmedin diyor
Ya diyorum sen ne diyorsun
Sınav dündü diyor
Ne kâbus
Olur mu ya diyorum ben baktım çarşamba günü idi
Allahım bütün tüylerim
Diken diken bir yıl beklemek daha var
Sonunda
Telaşla panoya bakıyorum
Onlarca satirlik çizelgeden ben bir alt satırdaki ile
Karıştırmışım dalgınlıklan öyle
Okumuşum
eyvaaah!
Tutuşuyorum içerisi yanmakta
Gidiyorum şimdi
hıı işte al sana ateş
Aynen ki ne ateş
Dekanı buldum
Konuşuyorum adama adam Nuh diyor
Peygamber demiyor
Açamayız sana sınav
Bu bütünleme bunun tekrarı olmaz diyor
Bekle bir yıl daha
Senin sınavın açılmış zaten çoktan
Ben o zaman ikinci dekan var
Kadın
Ona resimlerimden satmış dost olmuş idim
Gidiyorum ona annem geliyor
Ya diyorum hocam böyle böyle oldu
Bak diyor Barbaros
Sen doğruyu söylüyorsun
Ama böyle olmaz şimdi
Bu gece git dua et
Kar yağsın
Yollar kapansın
Sınavlara gelemeyen öğrenciler olsun
Senin memleketin Bolu
De ki Ben yollar kapandı gelemedim
Peki dedim
Gece dua ettim
Yollar zaten kapanmış ta Artık kardan mı YÂR dan mı?
Allah im dedim 30 gün oruç tutacağım
Niye Allah a rüşvet verir gibi insanlar böyle şeyler söyler... Ben çok düşünürüm
Senin için demiyorum da Allahtan bir şey isterken niye bir şey yapmayı vaat eder insan
Öyle de o zaman ben armudu elmayı sapını ayıramıyorum karıştırma şimdi
Neyse devam et sen
Bir şeyden anladığım yoktu zaten ilk yönelecek yer, neyse birden baktım ki
Sabah her yer kar oldu
Gittik okula
Karsımda aynı dekan
Adam yüzüme bakıyor
Diyorum ki hocam ben Bolu daydım
Böyle böyle oldu
Adam yüzüme baktı sanki beni tanımıyordu
Sanki iki gün evvel onunla konuşan ben değilmişim
Sanki bana o sözleri söyleyen o değilmiş
Tabi dedi
Sizin durumunuz özel
Bunu bir dilekçe ile yazın halledelim
Senin durumun gerçekten özelmiş belli
Neyse sınav oldu geçtik
Orucu da tuttuk
Allah kabul etsin inşaAllah.
Şimdi o oruç adandı ya
hıı
O orucu burada Basildon' da tamamladım
Daha güzel
O orucu tutarken
Bu din meselesine daha çok
Bağlandım
Bittiği gün Ahd' de durma var ya
İşte o oruç senin bir adımındı
İşte o çok ilginçti
Söz verip sözünde durma
SIDK
Bizim yaptığımızın O' na yararı yok tabi bize ama ne yapsın ALLAH Bir şeyler koyacak ki zamanla
O mekanizmadan geçelim
Bir gün cennet için dua eden inşaAllah Allah sevgisine yollanır
Biri yandan bir laf eder kendine geliverir
Kimi de yanarken
Dua eder
Yine döndük o gemi fırtına
Yazısına Halim can
Evet, aslında her şey aynı şeyi anlatmakta... Ama insan aradaki bağlantıyı kurana kadar ömür erimekte.
Yağan kar gibi
İlk yağışında tertemiz...
Bebekler gibi
Sonra çamur bulaşmakta
Hocam ne yapmaktasınız
Hocama seslendim ben de ama sanırım hocam ya okumakta veya meşguldür...
Barbaros can... Öğle geçmekte
İkindi yaklaşmakta burada
Ben işe başlayayım
Öğlen oldu
Bak hiç akılda yokken ne güzel bir sohbet oldu
Akılda yoktu ama gönülde istek olarak vardı
İstersen; Dosttan Dosta bölümüne ekleyelim
haa güzel olur ben kaydedeyim düzenleyeyim de inşaAllah
Tamam inşaAllah
Görüşürüz inşaAllah
Eyvallah Barbaros can
Allah razı olsun... İyi geldi muhabbet...
Ben de öğleyi kılayım inşaAllah
Sonra ben de işlere başlayayım... Ama daha başlamadan ikindi gelir
İnşaAllah
Haydi, Allaha emanet
S.a
Hocam s.a
aeo
A.s
Hocam s.a
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
s.a gariban can...
nasılsın
Ve a.s Halim canım
hamdolsun sen nasılsın
Allaha hamdolsun
hani ben bir rüya görmüştüm
denize dalacakken tam parmak uçlarım değince
geri çekilmiştim
evet onu düşündüm hemen
akşam bir rüya gördüm
sen de vardın
seninle denizde sandaldayız
bak diyorum sana nasıl atlıyorum gibi
ama bu sefer ayaklarım aşağı atlıyorum
balıklama değil
düşüncem denizin dibine ayaklarımla basıp kendimi yukarı itmek
bir giriyorum denize
gittikçe gidiyorum dibe doğru
ama bakıyorum ki dibi gelecek gibi değil
ben içime korku düşerken bu düşünceyle
çünkü tekrar çıkana kadar yüzeyden çok uzaklaştım diye
sen sesleniyorsun sandaldan
halim gel ... nefesin yetmez diye
nasıl oluyorsa o zaman ellerimi çırpa çırpa durabiliyorum
ve yukarı doğru çıkmaya başlıyorum
dibe doğru öyle hızla giderken
durmam çok zordu
yani kardeş
bu sefer de bir daldık ki sorma
çok güzel rüya maşallah
hayır olsun inşallah
eyvallah...
sanıyorum atlama sırası sana geldi
çünkü ben çıkınca sıra sende
bu sefer ben sandalda beklerken sen atlayacaksın
inşallah
zaten onu yapardık
küçükken de çok
he
sırasıyla atlardık
dibe kim deyip çıkacak
ondan dedim zaten
çünkü sandalda ikimiz varız
denizin üstü öyle güzel duru bir mavi ki
bende bir takım
rüyalar gördüm güzeldi
ama hatırlayamıyorum
Allah hayırlara çıkarsın inşallah...
derindeydim sanırım
bazen böyle olur
unuturum
bazen derindeyiz
bazen derdinde
evet
ben hocama bir şey demiştim
hocam bir şeyler olacak
kuran açılacak diye
inşallah yakındır
inşallah
çünkü bu rüya benim için çok anlamlı
beklemeye kalmıştım ya
senin bütünlemeye kaldığın gibi
kar kapladı vs.
şimdi işte
BÜTÜNLEME zamanı
evet inşallah
hani siz Ladiklide
kuyunun basındayken
ben abdest aldıydım çeşmeden
hıı
çeşmenin borusunun
üzerinde 3 tane 999 vardı
evet hatırlıyorum
yazmıştık bir şeyler onunla ilgili
üç tane VAV gibi
evet
o iste hocamın yazısı ile
alakalı
Zattan BİR den
şahadet alemine açılışta
her şey 9 ile çıktığı için
hocamın dediği gibi aynen tüm sonsuzluk
sonuçta 0.99999999 diye
giden bir toplama varmakta
güvercinin gerdanlığı filminde VAV harfi ile ilgili bir şey söylüyordu hatırlıyor musun
resmi hatırlıyorum
VAV kendi anlamını içinde taşıyan tek harftir alfabede diyordu
VAV nuru Muhammedlinin vücud buluşudur
hocam da der ya
VAV sav dir
şimdi kendi anlamını içinde taşıyan tek sav var
bizler ise yani ondan gayrısı
hep onu içimizde taşıyoruz
VAV ın sayısal değeri altı
altı ise mekanın altı yönü
vücud alemi yani
evet güzel dedin
işte bizler VAV' ı içimizde taşıyoruz
insanlar uykudadır öldüklerinde uyanırlar hadisi
VAV' ı içinde taşıyor olmak
bir nevi VAR-lığa örtü olmaktır
öyleyse biz gerçek varlık değiliz
çünkü uykudayız
yani bildiğimiz biz ben dediğimiz
bizim gerçek vücudumuz değil
gerçek vücudumuz İÇimizde
çünkü rüyadayız
rüyetteyiz
rüyetimiz ise şu an tek yönlü
zahir batın nefs eşleşmesi gerçekleşmedi henüz
demin beşer ve Beşir kelimelerine bakıyordum
bakara suresinde var ya
evet
ve beşşir is sabirin
sabredenleri müjdele
müjdelemek
ten
aynı zamanda beşer insan
yani müjdemiz içimizde
bir şahadetimiz eksik
çift yönlü olacak şahadet
zahir batın
işin ilginci de şu
aslında bizim zahirimiz gerçek zahir değil
çünkü uykudayız
biz batınımıza zahir demekteyiz
uyansak o zaman şu an zahir dediğimiz
batın olacak
batın dediğimiz ise zahir
güneşin batıdan doğması gibi
yer değiştirecek
hani başka bir hadis var
onlar sizin cehennemdeki yerlerinize varistir
siz de onların cennetteki yerlerine
yani yer değiştirme
sağın sol solun sağ olması
dünyanın tersine dönüşü
he
işte o zaman insan ne oluyor buna der herhalde
bildikleri hep tersine dönünce
Mevlanâ' nın kitaplarını atıyor ya şems
zaten bildiklerimiz ancak zıddını bilelim diye bildiriliyor
la ilahe bildiğimiz
varlık alemi olarak gördüğümüz
devreleri ters bağlanacak
oysa düşün varlığı var mıdır
evet burada epey bir cevher var gariban can
sanırım senin dediğin gibi
ben onu hep
bir şeyler çıkacak ama
çıkmıyor bir türlü
iki telin + -
kutup değiştirmesi
gibi düşünür anlatırdım
buradaki elemanlara
elektrikçiler ya
akimin ters yöne akışı
gibi
Derman hocam in
çeviride bu anlatılmakta
gecen yaptım ya
Herşey sağdan sola döner
diye
hıı
orda da var
dış iç olması
çorabın tersine çevirme
orada sanırım şu da var
yani alemdeki hareketin ötesinde
bilgi aleminde de
her şeyin ters dönmesi
evet mana da
sağdan sola dönmesi
da bu olacak
zaten o dönüş
Hz.İsa' nın da bir sözü vardı
sonsuz küçüğe doğru gidecek
insan anasından iki kere doğmadıkça melekutun sırlarına eremez diyordu
hımm
evet hatırlıyorum
bizim anamız biri bedensel anamızdır
diğer ümmi anamız
rahim olan
anadan iki kere doğmak için
birinci doğumdan sonra ölmeden ölmek
ki Allah cc. zaten ölümü yarattı
önce
şu an ölü olduğumuzun farkına varmak
insanlar uykudadır öldüklerinde uyanırlar
aslında ters
insanlar şu an ölüler
o yüzden uykudalar
dirilseler uyanmış olacaklar
bak bugün bir de aklıma şu ayet geldi
hani Allah cc. buyuruyor ya
sizler günah işlemeseydiniz Allah sizleri helak ederdi
evet
insan günahı ne ile işler
nefsi ile değil mi
evet
nefsin varlık nedeni bu ise
eğer nefis günah işlemekten arınırsa
zaten helak olur şu an ki benliğinden
helak hakikat lütfunun kevn e çıkışı değil mi
hakktan başkasının kalmayışı olmayışı
o gün sorar mülk kimindir diye
kendi cevap verir
öyleyse Allahın helak eder dediği
aslında nefs ancak günah işlediği sürece işi ile bilinen mevhumdur
hakikatine kavuştuğunda
yani helak olduğunda ise
nefsini bilen rabbini bilir hadisi
çünkü hakikat lütfuna ulaşmadı henüz
o yüzden günah işliyor oluşu
aslında günah dediğimiz şey de
nefsin kendine fiil atfetmesi
yoksa attığında sen atmadın ayeti
işin hakikatini anlatıyor
yani bazı ayetler
aslında Allahın tehdidi gibi görülürken
gerçekte bir doğruya işaret ediyor ama
zaten onu okurken
tehdit korku nedeniyle insanlar bundan perdeleniyor
gecen düşündüm burada herkesi toptan yok edip
yerine yeni insanlar getirmek değil de
olan kişilerin kendilerinde bir helak
ediş ve yeniden diriliş
kıyam yani
manasında kullanılmıştır bu demiştim
kıyametin kopması
benlikte
helak ancak öyle olur
Geylani Hz.
sizi diyor Allah cc.
Hz.de nefsinden kurtulmak
istiyor ya
sonra al onu içine
hıı çetin bir mücadele veriyor
biz senin onunla
seviyoruz
gibi
e zaten gariban can
nefsi kötülemek bir kere
yani senin olmayan bir şeyi
Allahın yarattığı bir şeyi kötülemek değil mi
sen aslında onu bilmediğin için sana içinde bulunduğun halin kötülüğü gösterilirken
gösterene kızmak
aynayı kırmak gibi
bak
birde biliyorsun
Resulullah SAV
o olmasa yüzümüzdeki pisliği nasıl göreceğiz
derine dalardı
öyle giderdi ki
döndüğünde Esini tanıyamazdı
evet
Ya Humeyra
beni zahire çek
Allah ile aramda öyle bir an vardır ki hadisi var ya
der gibi
heh iste o an bir an kendinden geçip
obur turlu esi peki onu zahire
nasıl çekecek
konuşarak mi
BEN' i örtün
üzerime kimliğimi örtün diyor
beşeri kimliğimi
Abdullah olayım tekrar
benim msn kesilmiş haberim yok
hani balonla
gök yüzüne çıkarsın
Derman hocamın
yeni yazıya baktın mi
Hıı... demin okudum
hamam böceği PIT diye
eziyorsun diyor ya
güler misin ağlar mısın
evet
ayda mahlukat yoktur
nasıl ispat etmiş
orda başka bir şey de anlatmakta
da çıkaramadım
tefekkür o nedenle bilmem kaç yıllık ibadetten makbuldür
içerdeki ayla
ilgili bir hadise
içimizdeki ay PİRimizdir
Hz. Ali kv
Güneş te Resûlullah SAV
Hz. Alinin ks. ikiye ayrılması
biliyorsun küçükken
Allah beni yaratırken anama babama mı sordu ki
diyerek İslam' a giriyor ya
anam da babam da sana feda olsun ya Resulullah
herhalde odur diyorum
Hımm... bir an secim ikiliğinde kalıp sonra
Resûlullah in yanına
geçişi mi
evet
gönlümce öyle gibi
şahadet parmağı ile kamer ikiye ayrılıyor çünkü
Hz. ali de şahadet edip etmeme konusunda
ikiye ayrıldı ve şahadeti seçti
evet
ben ise dönmeliyim
tamam can...
kolay gelsin inşallah
s.a
sağolasın
bunu atalım mı sohbetlerimize
atalım inşallah
tamam ben hallederim inşallah
eyvallah
tamam sen at ben su isleri halledeyim
sabahtan beridir erteledim
EL-HAKK
esmasını cevirdim
İngilizceye
3-4 yazı bir den paralel
hazırlanmakta
gibi
Allah kolaylıklar versin inşallah
aeo
amin inşallah
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOST-TAN DOST'A
28.09.2009 Msn Sohbet
Halim: S.a meşgul görünmektesin. . . ama gerçekten mi meşgulsün
yoksa öyle mi görünmektesin bilmiyorum
bir selam vereyim dedim
Barbaros: Halim can, hos geldin
Halim: Eyvallah, nasılsın ne etmektesin
Barbaros: ingilizce ugrasmaktayim aziz paul ile ilgili calistim, birde
peygamberimizin incilde geldigini mujdeleyen kısılar ile ilgili
yazdim. Geçenlerde birileri saldırdı cevap verdim
Şimdi standart bir yazı hazırladım.
İyi oldu artık gelen olursa cevap hazir. Zaten agizlari kapandi
Halim: eyvallah... gönlüne sağlık
bir ayet vardı ya...
onlar gelen hiç bir peygamber yoktur ki...
alaya almamış olsunlar
insanlığın bu kısmı her devirde var olacak
birileri hakkı söyleyecek
birileri alaya alacak
sataşacak
Barbaros: evet cok dogru maalesef boyle
yazik ki kendi dinlerini nasil bozulmus
farkinda degiller
gosterincede hayliyle
inanmamaktalar
aileden kalitim
din
o yuzden blokeleri
delmek zor
Halim: ve bir de allahın onların kalpleri mühürlemiş olması
yasin suresinde
hüküm çoğunun aleyhine gerçekleşmiştir diyor
geçen gün bu ayeti okurken
dikkatimi çekti
hüküm verilmiş bitmiş mesele yani
aslında böyle bakınca olan bir şeye üzülmek
ya da oldu diye sevinmek
ne kadar komik geliyor bir yerde... hani komik demek belki yerinde değil ama
tuhaf oluyor işte
Barbaros: size bunlari uzulmeyesiniz ve
Halim: onları uyarsan da uyarmasan da birdir diyor
evet
Barbaros: simarmayasiniz
diyen ayet
Halim: doğru o ayet çok daha açık izah ediyor
insan dışarıya bakınca
kendi dışına
sanki hakk olanı daha kolay anlıyor
ama kendi içimde kendimle ilgili
o kadar açık olamıyorum nedense
bu da çok garip geliyor bana
ve aslında git gide gariban
herşey garib geliyor
Barbaros: oyle hayret
denilen sey
Halim: ve ben şuna da hayret ediyorum ki
hayret denilen şey aslında
sana rağmen sende olan şeylerde gizliymiş
Barbaros: hz isa nin gunumuz
incillerinde bir sozu var
arayin bulunca cok sasiracaksiniz
bunun gibi bir sey
hakim senai
hz. lerinin cevirmekteyim
Halim: hatırladım evet
Barbaros: orda da var
benzeri peygamberler hayret eder
evliyalar sersemler
demekte
Halim: sen maşallah habire çevirmektesin...allah gönlüne zeval vermesin
ama benim hallerim öyle bir garip ki
bir dalda duramıyorum barbaros
Barbaros: amin
Halim: bazen canım hiç bir şey istemiyor
bazen ise tam tersi hiç doymuyorum
üzülmemem gerek diyorum üzülüyorum
mutlu olmamam lazımken mutlu oluyorum gibi
vs.
ve bakıyorum da
ben ne desem
sanki bir iddia ileri sürmüşüm gibi
hayat hemen karşılık veriyor
ve yanıldığımı anlatmaya çalışıyor
böyle düşünüp susunca da
bu sefer el uzatıyor
neyse
zaten şu aralar çok anlatılmaz hallerdeyim
rüyalarım vs.
bakalım durulur inş. zamanla
senin işin varsa oyalamayım ben seni
Barbaros: Halim can bu icimizdeki sorular bitmedigi icin
ve yanilgilarimiz bitmediginden
emin olunana kadar
dongu icinde surekli
ogretmekte
yeni sorgular ve
yeni cevaplar
habirem butun kirlerimiz
filtrelenecek
boyle bizim yararimiza
bunun olmasi bizim
uyandigimiz ve
dogru yolda oldugumuz ki
Rabbimiz bize surekli gostermekte
degisik sekillerde
halbuki digerleri bunun farkinda bile degiller
Halim: doğru diyorsun
biz şu veya bu şekilde
hani kendi halimizden menmun olmasak dahi
aklımız fikrimiz gönlümüz bu yol ile meşgul
bence bu hal aslında
rabbimizin lütfu
bir yanda benim sıkıntım var
yani öyle bir haldeyim ki
hayattan keyif almıyorum
yavan geliyor
sevgisiz muhabbetsiz geliyor
düşünüyorum gönlümün aradığını nerede bulurum
nereye gitsem ne yapsam vs.
kafam gönlüm sürekli bu arayışta
ve bu arayışın mahiyetinde işin doğrusunu görme anlama ihtiyacı talebi var
hani sen yazdın ya demin
görünce çok şaşıracaksınız diyor hz.isa
işte o şaşkınlığı neden yaşayamıyorum hayatta da böyle yavan geliyor
bunun cevabını verebilmiş değilim kendime
bilgi olarak versem de
hal olarak kendimde yaşabilmiş değilim
Barbaros: yakinlik meselesi biliyorsun cesit cesit
bawa baba diyor ki
orasi sorularin bittigi yerdir
Halim: evet...
zaten sorular bitse akıl ya iflas etmiştir...
ya da mutamin olmuştur
hani hz.ibrahim soruyor ya
ölüleri nasıl diriltiyorsun diye
Barbaros: aynen
Halim: bak allah cc. önce inanmıyor musun diyor
çünkü sormak
bir nevi inancı teyid ihtiyacıdır
sorular bitmişse iman tamdır
o da diyor ki
kalbim mutmain olsun istiyorum
bunu düşündüm geçen
ve bakayım dedim orjinaline
yani orada kalp mi diyor
arapçasında
çünkü eğer kalp diyorsa
bu çok ilginç
hani biz diyoruz ya
akıl bu yolda şöyledir böyledir
bir de fecr suresinde var mutmain oluşla ilgili
ama orada muhatabı nefs
mutmain olan olacak olan akıl mı gönül mü nefs mi
yoksa mutmain olmayış barbaros
bu üçünün ayrılığı mı ancak
Barbaros: biri ucunu etkileyecek gibi
Halim: ve geriye sadece ruh halıyor ki
o da zaten emr aleminden
bizim ona bir şey yapmamız vs. düşünülemez
sanırım üçü bir olunca
ruh ile aynı oluyor
aynel yakin
Barbaros: evet olabilir
Halim: fecr suresinde
eyy mutmain olmuş nefs diyor
gir cennetime
gir kullarımın arasına
işte cennetime de girdin
kullarımın arasına gir diyor ya
ondan önce nerde ki
insan
kulluk bir makam demek ki
Barbaros: kullar cennette zaten
Halim: he
Barbaros: hakiki kul olanlar
cennet agaclari veliler
peygamberler
Halim: cennet örtünün açılması demek... işte o zaman örtü açılınca da tüm sorular biter...
Barbaros: Tugba agaci nurumim koku sanirim
dallari buraya ulasan
veliler gibi
velayet v.s
gookten bas asagi olusu
bunu temsil etmekte
anladigim kadariyle
bak bu
hocam diyor ya
akla verip veristiriyorlar diye
simdi Hakim senai hz.lerinin
cevirisini yapiyorum
adam cevirirken ingilizceye
Reasoning demis
bu kelime akil, mantik, sebepleme,
akil surme
Halim: illiyet
Barbaros: aynen illiyet
15 manada
ingilizceden cevirirken turkceye
bu Mesnevi
ve ayni zaman da
velilerin
sozleri
cevirirken arapcadaki
akil mi kullanmislar
yoksa
baska bir kelimemi bunu incelemek lazim
yani akil dedigimiz arabca
kelimenin
altinda mantik ve sebepleme illiyet sade
aklin bir fonksiyonu
da olabilir ve baska
fonksiyonlarida iceriyordur
da biz bilmiyor
olabiliriz
bu yuzden bu husus dikkatimi cekti
cunku ceviri yaparken zorlanmaktayim
bunu aklima getirdi
Halim can
Halim: bak diyorsun ki çeviri yaparken zorlanmaktayım
bu da benim aklıma ne getirdi
biliyor musun
üç kere sıktı cebrail
Halim: sıkılmadan zorlanmadan olmuyor demek ki
Barbaros: kabiz bile olunca insan cok zorluk cekmekte halim can
Halim: e işte düşün
Halim: süt içeceksin o zaman
çünkü süt ilimdir
aynı zamanda kabızlığın da çaresidir
ne ilginç değil mi
Barbaros: evet
bak sut dedin de
Halim: hıı
Barbaros: o Hristiyanlara yaziyorum
dedim ki Israilin soz verilmis
topraklari
Tevratta gecen icinde
sut ve bal irmaklarinin aktigi yer bu cografyada neresi dedim
gosterin diye
bakalim cennetle bagdastiracaklarmi diye
cuvalladi hepsi
mecaz dediler
sankim mecaz oldugunu biz bilmiyoruz
Halim: mecaz sensin şaşkın deseydin
sen de mecazsın
çünkü henüz kendini bilmiyorsun
o zaman şu halin asıl kendine dair bir mesaj vermeli
yani insanlar uykudadır hadisi
haydi bunu anlamazlar
ama baksalar ya bugün yabancıların çevirdiği
filmlerde bu durum ne kadar açık bir şekilde işleniyor
yani bunu da mı görmüyorlar
işte uykuda isen
sen mecazsın
bir şey anlatmaktasın misal olarak
Barbaros: basiret yoksa nasil gorsun
Halim: gariban bazen bana
öyle geliyorki
sanki herkes ve herşey sözleşmiş anlaşmış
bir oyun oynamakta bana karşı
ve içten içten gülmekte halime sanki
yani bu insanların anlamaması durumunu düşünüyorum da
anlamamalarını anlamıyorum
çünkü normalde akıl sahibi bir insanın anlamaması mümkün değil
can ya
sanki anlamamakta ısrar ediyorlar ya da anlıyorlar da sanki bizden gizliyorlar gibi
Barbaros: adam anliyorda isine gelmemekte bazi seyler
biz nakille konusuruz diyor mesela
Halim: ama işte öyle bir şey üzerine iş inşa etmesi
Barbaros: bana nakilden bahsediyor
Halim: ne kadar çürük bunu anlasa ya
Barbaros: dedim ki
bana git dedim
Hz.Isa aramice konusurdu
bana bir tane aramice incil getir
orjinal arami
suriye dili
isa
dili
elindeki incilin
yarisi uzerinde oynanmis tevrat
diger yarisinin yazarlari belli degil
parca parca degisik
yuzyillarda bulunmus
kitapciklar
yuzde yetmis
Aziz paul un
soyledigi sozler
Hz.isa in
kendi soyledigi sozler dahi o kadar az ki
inan ki sayarsin boyle
bunun yaninda en erken kopya
300 yillarinda sanirim
yunanca
sen dedim bana nakille mi hani
nakille konusuyorsun
Halim: sen da vincinin şifresi kitabını okudun mu veya filmini izledin mi
orada zaten
Barbaros: izledim
Halim: he işte
onlar kendileri de biliyor kilisenin kendilerini uyuttuğunu ve hegamonyasını devam ettirmek için gerçekleri gizlediğini
yani onlar kol kırılsın yen içinde kalsın diyorlar
ama yenleri küçük geliyor artık
Barbaros: yaa
adam din kuruyor
tevhid dinini yok ediyor
dinamitle
Paul
gorsen neler yapiyor
incilin icinde Hz.Isa nin
sozleriyle celisiyor sozleri
ve bunlari getirip gozune sokuyorsun
adam inanmiyor
ben diyor sonunda inanmayanlarla tartismam
yaa
sen deki
benim ilmim yok köşeye sıkıştım
ben dede anlayayim
kaçışa bak
Halim: allah ıslah etsin ne diyelim
çünkü belli ki
gittikçe kıyamete gidiyoruz
o zaman bir şekilde inanmayanlar çoğalacak demektir
Barbaros: bak simdi yeni taktik ne biliyormusun… çöpçatanlık
beyoglunda
turkiyede
misyonerler
yabanci kadinlari guzel kizlari
turklerle evlendiriyorlar
para v.s verip
yardim ediyorlar
adamlar hristiyan oluyor
burda da ingilterede
kadinlar kullaniliyor
evlere geliyorlar
yehova sahitleri
ellerinde kitaplar
biliyormusun neyi savunuyorlar
herkes olecek mis
sadece 144000 kisi
cennete girecekmis
ulan ahmak
peygamberlerin sayisi 124000 zaten
sizin kendi klaninizdaki olen lerin sayisi milyonlari gecti
adama bak ya
Halim: şaşkın
allah ıslah etsin
Barbaros: amin
Halim: sağlıklı düşünmekten aciz
ama işin garibi şu ki
o da bizi aynen böyle görmekte
Barbaros: :)
evet bu dogru
Halim: bir sn tel... sen yaz
Barbaros: ben cikiyorum guzel dost
islerim var namaz v.s
gorusuruz yine ins
Sali sohbet olacak sanirim
Halim: eyvallah gariban görüşürüz inş... sen de allaha emanet ol
Barbaros: ins s.a
Halim: a.s
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOST-TAN DOST'A
Gariban Canım;
demiş... Ben de aradım eski sohbetlerimizden birini buldum bilgisayarda...
Dedim madem gönlüne ses oluyor ben de bir ses vereyim bari...
Düzenlemeye fazla vakit bulamadım ama bu sefer de böyle olsun... Acele tarafından oldu...
Maksat Muhabbet... Muhammedi Muhabbetlerimle
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 607&t=8350Gariban Can yazdı:Eyvallah Halim canım,
Bu güzel paylaşımın icin Allah razı olsun, bu bilgisayar ve PC'den PC'ye aktarımlar ile böyle nice yazışmalarımızı kaybettim ama yüreğimde yaptığımız sohbetler ve paylaşımlar sıcak bir dostluk ikliminde her dem tazelenir ve bunaldığım anlarda yardımıma yetişir, bana motivasyon veren bir ses olurlar.
demiş... Ben de aradım eski sohbetlerimizden birini buldum bilgisayarda...
Dedim madem gönlüne ses oluyor ben de bir ses vereyim bari...
Düzenlemeye fazla vakit bulamadım ama bu sefer de böyle olsun... Acele tarafından oldu...
Maksat Muhabbet... Muhammedi Muhabbetlerimle
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Re: DOST-TAN DOST'A
Çocuklarımız, bizim en yakın DOSTlarımızdan...
Safiyane sözleri, çıkarsız düşünceleri, samimi davranışlarıyla ihlasın nasıl olması gerektiğini yaşayarak gösterirler GÖRmek isteyenlere...
Bir mübarek İNSAN buyurmuş ki, en güzel sinemadan daha güzeldir, çocuklarımızla geçirdiğimiz zamANlar...Çocuklar sorar ya, yeni etrafı keşfetmeye çıktıkları, 2-3 yaşlarında, bu ne, şu ne, ruhi OLarak onlar BİZe, nerden gelip, nereye gittiklerini bunları ANlmaya çalıştıklarını, işaret etmekteler..ANlayamıyor bazen AKIL...
Hoş bir sohbet DİNledim DE, istedimki aldığım feyzi paylaşayım...
Daha güzel ve derin tefekkürlerle OLmanız dileğiyle...
Kızım sormuştu, annne küçükken namaz kılıyormuydun, bilmiyordum bilseydim kılardım dedim..
Allah affedermi sence beni, diye ben ona sorunca...şöyle cevap vermişti...
Eder, eder..O iyi kalpli BİR'i...
Safiyane sözleri, çıkarsız düşünceleri, samimi davranışlarıyla ihlasın nasıl olması gerektiğini yaşayarak gösterirler GÖRmek isteyenlere...
Bir mübarek İNSAN buyurmuş ki, en güzel sinemadan daha güzeldir, çocuklarımızla geçirdiğimiz zamANlar...Çocuklar sorar ya, yeni etrafı keşfetmeye çıktıkları, 2-3 yaşlarında, bu ne, şu ne, ruhi OLarak onlar BİZe, nerden gelip, nereye gittiklerini bunları ANlmaya çalıştıklarını, işaret etmekteler..ANlayamıyor bazen AKIL...
Hoş bir sohbet DİNledim DE, istedimki aldığım feyzi paylaşayım...
Daha güzel ve derin tefekkürlerle OLmanız dileğiyle...
Kızım sormuştu, annne küçükken namaz kılıyormuydun, bilmiyordum bilseydim kılardım dedim..
Allah affedermi sence beni, diye ben ona sorunca...şöyle cevap vermişti...
Eder, eder..O iyi kalpli BİR'i...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: DOST-TAN DOST'A
Mina can Allah razı olsun,
Bu sözleri kızımla sohbetler bölümünede ekle inşaALLAH. Cok doğru cocuklarımızdan öğreneceğimiz cok şey var.
Halim can iyi düşünmüşsün ALLAH razı olsun, Zahid can gibi msnin arşivine kaydetse idik bizimde cok konuşmalarımız kalırdı böyle ama ne edelim. Ben yinede PC yi araştıracağım tekrar inşaallah. Gecmişten bir konuşmayı tekrar dile getirdiğin icin ALLAH razı olsun.
Allah daha nice güzellikler nasip etsin cümlemize inşaALLAH.
Burası bir aile, Resulullah SAV'in bizleri beslediği bir gönül yuvası gibi hamdolsun.
Es-Selam ve sevgiyle
GaribAN
Bu sözleri kızımla sohbetler bölümünede ekle inşaALLAH. Cok doğru cocuklarımızdan öğreneceğimiz cok şey var.
Halim can iyi düşünmüşsün ALLAH razı olsun, Zahid can gibi msnin arşivine kaydetse idik bizimde cok konuşmalarımız kalırdı böyle ama ne edelim. Ben yinede PC yi araştıracağım tekrar inşaallah. Gecmişten bir konuşmayı tekrar dile getirdiğin icin ALLAH razı olsun.
Allah daha nice güzellikler nasip etsin cümlemize inşaALLAH.
Burası bir aile, Resulullah SAV'in bizleri beslediği bir gönül yuvası gibi hamdolsun.
Es-Selam ve sevgiyle
GaribAN
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Re: DOST-TAN DOST'A
mina...:
s.a
hayırlı akşamlar Barboros can..
Barbaros: a.s Mina can
mina...:
nasılsınız
Barbaros: hayirli aksamlar
hamdolsun Rabbimiza bildiginiz gibi
siz nasilsiniz?
mina...:
Allah ım iyilikler versin daimen..
hamdolsun MEVLAMA
Barbaros: amin ecmain
mina...:
iyiyiz..
bir şey soracaktım site ile ilgili
Barbaros: buyrun tabi ki
mina...:
site ana sayfada tıkladığım yazılar açılmıyor bende
sizde açılıyor mu
Barbaros:
bakayim
cunku zamandan zamana degismekte
is yerinde takiliyordu bugun
mina...:
hıhı
Barbaros: hangi yazi mesela
ayni seye tiklayalim
mina...: NUH SURESİ
Barbaros:
kiyas icin
mina...:
Gül kardeşimyazmış
en başta
Barbaros: cok suratle acti bir sorun yok
trafikten dir
mina...:
evet sanırım..
Barbaros: ulke farki
mina...:
bende açılmıyor
evet haklısın
Barbaros: yogunluk degisiyor
zaman zaman
oglen ben kac kez siteye
bile giremedim
Barbaros: bende hocamin Yunus Emre Divani Serhi ne bakiyordum
mina...: evet..ne hoş dizeler
Barbaros:
evet
bir yigin sey var sitede okuyamadigim
Halim can ilede ilgilenemedim
ne zamandir
mina...:
son günlerde yazmaz oldu oda..
iç alemine çekildi sanırım
Barbaros: ayrilamaz buradan onun kaderinin bir parcasi gibi sitemiz
mina...::)
Barbaros: doluyordur tefekkur v.s
mina...:
evet..
gönül İnsanı o da..
elhamdülllah..
Barbaros: evet elhmd.
Allah hepimize yardim etsin
mina...: Rabbim iyilerle bir eylesin bizleri
Barbaros: amin
bir gun Halim can ile bulustuk
hocamla birlikte bulustugumuz zaman
Hakan can bizi otobuse bindirdi
sabahleyin
mina...:
hıı
Barbaros: hocami geride biraktik
otobusle Ankaraya yola ciktik
yolda konusuyorduk
mina...: ne güzel muhabbet etmişsinizdir
Barbaros: cook ayri bir seydi
heyecanli idik
acaip
koltukta yan yana
otobus mola verdi
indik kenarda badem ve ceviz
satiyorlardi
mina...: ee
Barbaros:anneme almak istedim
biraz fazlacana aldim
otobustede yeriz dedim
cevizci bize kirmizi bir poset icine
koyarak verdi
mina...:
hıı
Barbaros:
oturduk koltuklara
mina...:
hepsini yedinizmi
Barbaros: bademleri kirdikca kirintilari yayildi
yook nerde
kahverengi bir ceket giyiyordum
tuhaf sekilde ceket kirmizi boyandi
mina...::)
Barbaros: kollari v.s
Haliminde bazi yerleri
megersem poset boyuyormus
mina...:
amanınn
Barbaros: kirmizi boya veriyor heryerimiz boyandimi
ALLANDIK
ya dedim bunu boyamadan nasil goturucez elimizde
otobus geldi ankaraya
mina...:
hıhı
Barbaros:
Halimle opustuk
Halim beni ucaga gidecegim otobuse bindirdi
elimde poset ama bir turlu ustume degmesin diye dikkatle tasiyorum
bir torba ceviz badem
geldikmi hava alanina
mina...:
ee: )
Barbaros: namaz vaktide geliyor
oglen kilinacak
dedim su posetin yerine baska bir poset bulsam
ona koysam
hava alaninda coplerin icini arastiriyorum biri bir poset atmismidir diye
yok
bulamadim
polislere sordum yok dediler
oldumu bir torba ceviz bana yuk
mina...:
artık kaderine razı olacaksın
Barbaros: yaa evet
bir gazete aldim
ona sarayim dedim
cok buyuk oldu paket olmadi
gittim namaz icin yer buldum altta mescid
torbayi ayakkabilarin uzerine koydum
mina...:
hıhı
Barbaros: namaza durdum
iceri giren cikan
aklima takildi mi torba
mina...:
hadi bakalım
Barbaros: al basina sorunu
vah dedim bir torba cevize sattin namazi
dunya gibi her biri
mina...: bazen elinde olmuyor insanın düşünceler..
Barbaros:
yaa aynen
mina...:
istiyor gönül ama akıl oyalıyor
Barbaros:
aldim ucaga goturdum anneme teslim edene kadar bir torba ne alem oldu
evet
annem de ceviz cani cekmis
iyi oldu dedi
mina...:
ne güzel hediye olmuş öyleyse
Barbaros: evet yerini buldu
mina...:
o zaman değmiş yaşadıklarına ..
Barbaros:
bunu yaziya dokerim dedim ama anlatmak sana kismet oldu
mina...:
sağolasınnn...Nasip işte..
s.a
hayırlı akşamlar Barboros can..
Barbaros: a.s Mina can
mina...:
nasılsınız
Barbaros: hayirli aksamlar
hamdolsun Rabbimiza bildiginiz gibi
siz nasilsiniz?
mina...:
Allah ım iyilikler versin daimen..
hamdolsun MEVLAMA
Barbaros: amin ecmain
mina...:
iyiyiz..
bir şey soracaktım site ile ilgili
Barbaros: buyrun tabi ki
mina...:
site ana sayfada tıkladığım yazılar açılmıyor bende
sizde açılıyor mu
Barbaros:
bakayim
cunku zamandan zamana degismekte
is yerinde takiliyordu bugun
mina...:
hıhı
Barbaros: hangi yazi mesela
ayni seye tiklayalim
mina...: NUH SURESİ
Barbaros:
kiyas icin
mina...:
Gül kardeşimyazmış
en başta
Barbaros: cok suratle acti bir sorun yok
trafikten dir
mina...:
evet sanırım..
Barbaros: ulke farki
mina...:
bende açılmıyor
evet haklısın
Barbaros: yogunluk degisiyor
zaman zaman
oglen ben kac kez siteye
bile giremedim
Barbaros: bende hocamin Yunus Emre Divani Serhi ne bakiyordum
mina...: evet..ne hoş dizeler
Barbaros:
evet
bir yigin sey var sitede okuyamadigim
Halim can ilede ilgilenemedim
ne zamandir
mina...:
son günlerde yazmaz oldu oda..
iç alemine çekildi sanırım
Barbaros: ayrilamaz buradan onun kaderinin bir parcasi gibi sitemiz
mina...::)
Barbaros: doluyordur tefekkur v.s
mina...:
evet..
gönül İnsanı o da..
elhamdülllah..
Barbaros: evet elhmd.
Allah hepimize yardim etsin
mina...: Rabbim iyilerle bir eylesin bizleri
Barbaros: amin
bir gun Halim can ile bulustuk
hocamla birlikte bulustugumuz zaman
Hakan can bizi otobuse bindirdi
sabahleyin
mina...:
hıı
Barbaros: hocami geride biraktik
otobusle Ankaraya yola ciktik
yolda konusuyorduk
mina...: ne güzel muhabbet etmişsinizdir
Barbaros: cook ayri bir seydi
heyecanli idik
acaip
koltukta yan yana
otobus mola verdi
indik kenarda badem ve ceviz
satiyorlardi
mina...: ee
Barbaros:anneme almak istedim
biraz fazlacana aldim
otobustede yeriz dedim
cevizci bize kirmizi bir poset icine
koyarak verdi
mina...:
hıı
Barbaros:
oturduk koltuklara
mina...:
hepsini yedinizmi
Barbaros: bademleri kirdikca kirintilari yayildi
yook nerde
kahverengi bir ceket giyiyordum
tuhaf sekilde ceket kirmizi boyandi
mina...::)
Barbaros: kollari v.s
Haliminde bazi yerleri
megersem poset boyuyormus
mina...:
amanınn
Barbaros: kirmizi boya veriyor heryerimiz boyandimi
ALLANDIK
ya dedim bunu boyamadan nasil goturucez elimizde
otobus geldi ankaraya
mina...:
hıhı
Barbaros:
Halimle opustuk
Halim beni ucaga gidecegim otobuse bindirdi
elimde poset ama bir turlu ustume degmesin diye dikkatle tasiyorum
bir torba ceviz badem
geldikmi hava alanina
mina...:
ee: )
Barbaros: namaz vaktide geliyor
oglen kilinacak
dedim su posetin yerine baska bir poset bulsam
ona koysam
hava alaninda coplerin icini arastiriyorum biri bir poset atmismidir diye
yok
bulamadim
polislere sordum yok dediler
oldumu bir torba ceviz bana yuk
mina...:
artık kaderine razı olacaksın
Barbaros: yaa evet
bir gazete aldim
ona sarayim dedim
cok buyuk oldu paket olmadi
gittim namaz icin yer buldum altta mescid
torbayi ayakkabilarin uzerine koydum
mina...:
hıhı
Barbaros: namaza durdum
iceri giren cikan
aklima takildi mi torba
mina...:
hadi bakalım
Barbaros: al basina sorunu
vah dedim bir torba cevize sattin namazi
dunya gibi her biri
mina...: bazen elinde olmuyor insanın düşünceler..
Barbaros:
yaa aynen
mina...:
istiyor gönül ama akıl oyalıyor
Barbaros:
aldim ucaga goturdum anneme teslim edene kadar bir torba ne alem oldu
evet
annem de ceviz cani cekmis
iyi oldu dedi
mina...:
ne güzel hediye olmuş öyleyse
Barbaros: evet yerini buldu
mina...:
o zaman değmiş yaşadıklarına ..
Barbaros:
bunu yaziya dokerim dedim ama anlatmak sana kismet oldu
mina...:
sağolasınnn...Nasip işte..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: DOST-TAN DOST'A
HiNDi-Ba
Zahidzenderun: Gariban ne yapalım bu gece ne üzerinde düşünelim ?
Gariban: Abla bilmiyorum açılır bir konu, üzerinde tartışırız şimdi. Planı birisi olamadım hiç biliyorsun geleni sallıyoruz hep.
Ölümle ilgili düşünüyordum ne zamandır. İnsan bir şeyleri veya birilerini tutku derecesinde sevmeye başladığında onları kaybetmek istemez hiç. Bu sebeple hep yitirme korkularını da içinde taşır. Hocam ve arkadaşlarımın hepsi de benim içinçok önemli oldular. Ben de onları hiç kaybetmek istemem.
Zahidzenderun: Biliyor musun? Ben ölsem, kimsenin benim ardımdan oturup yas tutmasını istemezdim!..
Gariban: Yapma abla şimdi, ben üzülürdüm yok öyle bir şey olsa. Geceleri sabaha kadar beraber çalıştığımız oldu hepimiz nette, kalplerimiz paralel bağlı çok şükür. Boşver bunları şimdi, Derman hocamızın yazılarında bir çiçek var bak , bugünlerde heryerde sokakta o çiçeklere gözüm takılmakta. Hindiba çiçeği, hani rüzgar üflese tüyleri uçuşuyor.
Zahidzenderun: Hımmm. Hatıirladım, ne düşünelim bunun hakkında.
Gariban: Derman hocamızın yazılarını ne zaman okusam o resmi görünce içimi bir hüzün kaplar. Ama çiçekteki rüzgarın tüyleri dağıtması insana huzun hissi versede bu resmin ardında cok daha derin hissiyatlar gizlenmiş sanki. Hindiba bilyorsun sapı yemyeşil olur , çimenler arasında serpili durur, bazı bahçeciler içinse çok yayılan bir çiçek olduğundan bir yaban ve kalitesiz çiçek kategorisinde bahçenin düşmanı gibi görülür ve yolunup atılır bir kenara. Fakat ayrık otu gibi kuvvetle ve ısrarla çıkar bir kenardan. Heryerde de vardır. Bu haliyle muminlere benzer çünkü insanlar hep renkli çok güzel çiçekleri görmek isterler etraflarında , bahçelerini onlarla süslemek isterler, hindibanın rengi soluk gelir onlara. Hindiba gibi sade süssüz muminler vardır, onlar diğer insanların giydiği elbise ve renklere bürünmemişlerdir , sonuçta bütün çiçekler hindiba gibi sararacaklardır, ölüm kaçınılmazdır mahlukat için fakat Hindiba ölmeden evvel ölmüşler gibi sararmıştır, gün batımı gibidir ama diridir, güneşte biliyorsun batmadan evvel sararır lakin ertesi gün yine oradadır.
Bir sonraki safhada başına tüylerden taç yapar Allah, ve rüzgar gelir özündeki tohumları heryere saçar. Her bir tohum adeta paraşute sahip gibi havada uçarak seyahat eder. Bazı muminlerde böyledir, yaşarlar, ölmeden evvel ölürler, Resulullah SAV’in ilim tacını taşırlar, ve ilmi tohumları yayılır her yere.
La ilahe - illa ALLAH
Kesret – Vahdet
Doğum – Ölüm
Tüylerin uçuşuyla ardında bırakılan binlerce tohum <---–> tek yerden çıkış ve merkeze yöneliş
Resulullah SAVce fikir ve düşüncelerin zahiren yayılması<–--->teklik mekanında hür oluş
Her akşam güneş batarken,
Sarı bir hüzün çiçeği açar yüreğimde
Kokusunu ruhum koklar,
Sesini kalbim işitir,
Görüntüsünü nefsim görür,
Islaklığını gözümdeki damladan hissederim ya HiNDi-Ba
Zahidzenderun: Bende o çiçekteyim biliyor musun garibAN
Gariban: Abla bak Niyazi Babam’da oradaymış, HiNDi-Ba’dan şöyle dua ettiğini duydum :
“Ya Rab bize ihsan et vuslat yolunu göster, Surette koma, can et, uzlet yolunu göster..” Niyazi MISRI (k.s)
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: DOST-TAN DOST'A
"BEN!" DEMEYİN
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "LÂ TEKÛLU "ENE". VE İÂZU BİLLÂH MİN KELİMÂTİ "ENE". İNNE "ENE" MİN AMELİ'Ş-ŞEYTAN: "BEN" DEMEYİN! "BEN" KELİMESİNDEN ALLAHA SIĞININ. ŞÜPHESİZ "BEN" DEMEK ŞEYTAN AMELİNDENDİR..” (Hadis-i Şerif)
MY: İşte tasavvuf, bu emr-i nebeviye uymak için benliğinde gerekli dönüşümü yapmaktır..
GL: Günümüzde tasavvuf denince yunan, batı, uzakdoğu felsefesinden serpmelerin olduğu bir yaklaşım anlaşıldığından yalıtkan durumuna düşmekte ve RABBânî CAN Cereyanının iletilmesini engellemektedir. Tasavvuf Temeli, Kâidesi, Tavanı Kur'an-ı Kerîm ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz (NAKL) Merkezli olmadıkça, Ali kerremullâhi veche ELi ile ulaşmadıkça AKLın dar labirentinde dolanmakta, ASL olana ulaşamamaktadır..
MS: "Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar; Allah'a karşı saygılıdırlar; Allah'ın ayetlerini birkaç paraya satmazlar. Onların da Rableri katında ödülleri vardır!"(Ali Imran 199) Demek ki Incil ve Hazreti Isa merkezli de olabiliyor...
GL: MS kardeşim, ehl-i Kitabı ve Îsâ aleyhi's-selâmı diğer nebîler-rasuller gibi, diğer kudsal kitablar gibi Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin ve Kur'ân-ı Kerîmi Azîmu'ş-şân'dan ayrı görüldüğünde böyle söylenmesi ma’zurdur... Oysa İslâm mükemmil olarak gönderilmiş bir din olarak ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizi de Hakîkat-ı Muhammediyye'yi tüm nebîler ve rasulleri cem’ etmiş Hateme'n- Nebî olan dâireyi tamamlayan HALKA olarak görürsek ayırmayız hepsini bir tutarız. ANCAK; kendini İslâm dîninden ayrı gören Hristiyan-Yahudi inancı ile yoğrulmuş tasavvufun, İran, Uzakdoğu ve Yunan felsefesinden etkilenmiş tasavvufun virüsleri maalesef GÖNÜLleri hasta etmekte ZEM-ZEMimimize ZEHİR katılmış olmakla mânevî şifadan mahrum kalmaktayız. Buna dikkat çekmek istedim efendim...
MS: Ezbere konuşuyorsunuz, bize gönderilen islam dinini HİÇ Mİ HİÇ tanımayan insanlar var ama kendi dinleri olan hıristiyanlık ve yahudilikten beslenerek (ki onların sahih hali Islamdir) Hakkın rızasını kazanmaktalar Kuran böyle söylüyor, biraz Kuranla haşir neşir olursak oradaki "fein" ince olan noktaları anlayabiliriz mesela kitap ehlinDEN derken kitap ehli hepsi ama onlarDAN diyor yani onlardan müslüman olanlar demiyorki onlar yine de kitap ehlidir ama salih insanlardan müteşekkildir bu olmaz birşey değil bizim memleketimizde bir ayırım yapmadan insanlar (daha cok eskiden) "Allah iyilerin yüzü suyu hürmetine" diye dua ederdi burada iyi bir ehli kitap da olabilir , bilmem anlatabildim mi (inşallah)
GL: MS kardeşim, yazdıklarımın muhatabı sâdece siz değilsiniz... OKUyanlar! Tasavvufun ASLı BİLinsin CERRyansız kalınmasın diye yazıyoruz... Etten kemikten bahsetmiyoruz, elbiseden kılıftan behsetmiyoruz zâten. Cisim İÇindeki CANdan bahsetmeye çalışıyoruz. ASLında dediğiniz dediğimizle aynı ancak İKİ GÖZ AYRI görmekte,.. sanmakta... Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz ve Kurân-ı Kerîmi ayrı gayrı bir kitab ve insan düşüncesinden hareketle bunları tanımadıkları halde HAKKın rızâsını kazanmaktalar demektesiniz, oysa kâinatın ASLı VARoluş kaynağı olan NÛRdan haberdâr olmaktan bahsediyoruz. BİLEN-BULAN-OLAN-YAŞAyandan değil BİLdim sanan BULdum sanan OLdum sanandan bahsediyoruz. Her insanın ÖZünde bu NÛR var, ancak kendi AKL kılıfına uyan malzemeyi "tasavvuf" "bilgi" "îman" olarak GÖRmekte ÂNlamakta... AKLının ihâta edebildiği ALLAHa inananlardan, bunun üzerine tasavvuf gidişâtı kurmakta olanlardan bahsediyoruz... Rasûlullah ve Kurân-ı Kerîm CANda CAN BULursa ÂNlayacak ALLAH Celle Celâluhuyu! Körün Fil târifi gibi bir tasavvuf olmasın YAŞAnsın DİRİlsin Yalanda kalmasın, boş HAYYal ile oyalanıp avunup gidilmesin demekteyiz... ÂNlayana selâm ola...
MS: Kuran i Kerim, eğer inanırsanız konuşan delil ile konuşsun der, bir kısmı büyük bir kısmı da küçük harlerle birşeylere vurgu yapmaya calıştığınız belli ancak vurgu yaptıklarınızın dahi Kuran da delilleri olmalı. delillerimi ortaya koydum, önce bana yazdılarımdan ötürü "evet ama kuran burada şöyle diyor:..." diye başlayıp olumsuzlamanız lazım, yok eğer kabul ediyorsaniz ki "dediğiniz dediğimizle aynı" derken kabul ettiğinizi beyan ediyorsunuz o halde daha sonraki yazdıklarınız da ne oluyor onların delilleri nerde nicin böyle tenakuza düşersiniz? lütfen ayetlerle konuşalım.
Gariban: Hem GL Hanımın hemde MS kardeşimizin yazışmalarını dikkatle bir kaç kez okudum.
GL Hanım bir paragraflık ilk başlangıç yazısında anlatmak istediği şeyi algıladığım kadarıyle kendi içinden söze dökerken biraz eksik aktarmış yahut iyice açmamış, bu da MS kardeşimizin söylenileni farklı algılamasına sebeb olmuş.
Bu durumu GL Hanım sonradan açıklamaya çalıştığında MS kardeşimiz bunun önceki sözle tezatlık içerdiğini düşünüp bazı açıklamalar yaparak yazışma şu anki karmaşık halini almış ne yazık ki.
Şimdi durumu ilk paragraftan, GL Hanımın anlatmak istediğinden doğru algılarsak bu husus daha netlik kazanacaktır inşaALLAH.
GL Hanımın bahsettiği hususu anladığım kadarıyla açıklamak isterim.
Bu garib, senelerdir hem Avrupa Mistisizmi, hem Budizm ve Hinduizm kaynaklı eserleri , hem günümüz İncillerini ve Tevratı incelemiş, Türkçeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye çeviriler yaptım hamdolsun!
İslam Tasavvufu ile aralarındaki benzerlik ve farklılıkları Kur’ân destekli uzun zamandır âcizâne sorgulayan biri olarak GL Hanımın kaygısını anladığımı düşünmekteyim.
Zamanında Imam-i Gazali kaddesallahu sırrahu ve Fahreddin Razi kaddesallahu sırrahu gibi bir çok alimlerimiz İslam Dinini çevreleyen Yunan felsefik akımlarına karşı Islamiyeti savunmuşlar ve bir çok eserler vermişlerdir.
Günümüzde ise New-age (yeni-çag) sitilinde mistik akımlar ortaya çıkmış, ve internet ile bu akımlar bir çok mistik öğretileri, kaynağını Kur’ândan ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den alan Tasavvuf ile harmanlayarak Şeriat Çerçevesinin dışına taşan edebsiz bir Tasavvuf anlayışı ortaya çıkarmıştır.
Hz.Rumi kaddesallahu sırrahu , Ibn Arabi kaddesallahu sırrahu, Feriduddin Attar kaddesallahu sırrahu, A.K.Geylani kaddesallahu sırrahu gibi veliyullahlar Dünyaca tanınmış fakat islami kimliklerinden soyutlanıp bir dine mensup olmayan mistikler olarak angaje edilmeye çalışılmış ve halen bu durum devam etmektedir.
Bir bakmışsınız tenasuh öğretisi Hz.Rumi’nin sözleriyle eşleştirilmiş ve inanç sistemi içine yerleşmeye çabalarken, başka bir yerde yoga namazın yerini almış, diğer taraftan Panteizm felsefesi Vahdet-i Vucud ile eşleştirilip, Yahudi Mistisizmi olan Kabala’daki 72 isim 99 Esma’nın yerini almış, hindu mantraları bir takım sosyetik çevrede zikir diye çekilmeye başlanmış , inanç ve i’tikad rayından çıkarılmaya başlanmış,
Islam tasavvufu hırpalanmaya başlanmıştır.
GL Hanımın anlatmak istediği; Tasavvufun İlahî Aşk ile diğer mistik öğretilerden ve ekollerden ayrı bir yapısının olduğu, Şeriat Zırhı ile korunup Kur’an ve Sünnete dayalı olduğu ve merkezde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Nurunu Hayy bilinerek işlediği, fakat bazı insanların edebsiz bir tasavvuf anlayışı ile Kur’ân ve Sünnetten uzaklaştıklarını ve bu anlayışların insanları özlerindeki Nur-u MuhaMMedilerinden yalıttığı ve gerçek bir tasavvuf anlayışından uzaklaşıldığıdır ki bu fevkalade doğru bir gözlemdir. Çünkü Allah celle celâlihu Kur’an-ı Kerimimizde bize :
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
"İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen): Muhakkak ki Allah ve Melâikesi Peygambere hep salât ile tekrim ederler, ey o bütün iyman edenler! haydin ona teslimiyyetle salât-ü selâm getirin" (Ahzab 33/56)
Demektedir ki, bu âyet Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Nurunun Hristiyan olsun yahudi olsun tum varlıkların merkezinde oldugunu ve akıl sahibi olan ve iman etmekle yükümlü olanların kendi özlerindeki merkezi noktada bulunan bu Nur’a sall etmelerini ve teslim olmalarını bize bildirmektedir ve Islam Tasavvufu bu noktada cereyan eder, bu sebeple Hasan El Basri hz.den tutun günümüze kadar bize evliya-i kiram dan ulasmış 60 küsür salavat-ı şerifede bu Nura salat ve selâm vardır.
GL Hanım, Hristiyanlar yahut Yahudiler cennete girip giremez sorgulaması yapmıyor.
Biz müslümanların hakiki Tasavvuf anlayışını ve Din-i İslam’ı yaşayıp hakikate erişimdeki tehlikeyi dile getirmektir.
Dışardan etkilendiği gibi içerdende (hakiki şeyhler bundan müstesna) krallık gibi babadan oğula geçen bir şeyhlik ve tarikat anlayışının da mevcud olduğu bugün bir gerçektir.
MS kardeşimiz ise bundan algıladığı gözlemlediğim kadarıyla, GL Hanımın İslam Dini mensubu müslümanlar haricinde kimse kurtuluşa eremeyecek dediğini düşünerek Al-i İmrân Sûresi 199 . âyeti ile Ehl-i Kitaptan bazı insanlarında kurtuluşa erebileceğini vurugulamak istemektedir.
Halbu ki GL Hanımın kastettiği mevzu’ ayrı bir husustur ve haktır.
Konu “Bu Al-i İmrân Sûresi 199. referansi ile, cennete Hristıyanlar da girebilir, Yahudiler de girebilir, Hz.İsa merkezli de olabilir Musa merkezli de olabilir!” sorgulamalarına kaymakta ve bu ise çok çetrefetli bir husustur!
Bir âyetin kapsamıyla anlaşılacak gibi değildir ve o kısma girdik mi sayfalarca yorum ve âyete girmemiz lazım. Kur’ân-ı Kerim’de Din kavramını, dinin zahiri ve batinini ifade eden ayetleri, Hanif Dini ile ilgili âyetleri ve hunefa kelime kökünün manasını, Hristıyanlığa sokulmuş ve İslamiyette Kur'ân-ı Kerimce redd edilen Teslis Akidesini redd eden âyeti, ruhbanlığı redd eden âyeti, “Hz.İsa aleyhisselâm’ın ALLAH celle celâluhu’nun oğlu olduğu” anlayışınının Kurân-ı Kerimimizde bir kaç âyetteki redlerini, Hz.Isa aleyhisselâm’ın günümüzün Evangelist Sistemindeki ilâh olduğu inanışını Kur’ân’ın reddine dair bir çok âyeti incelemek ve konuşmak gerekir ki bu bizi uzun tartışmalara sokar.
İnternetin farklı kültürleri karşılaştırması ile senelerdir gördük ve görüyoruz ki başka dinler içinden de tüm dinlerin temeli olan Tevhid Akidesini taşıyan ve ici İslam olan insanlar mevcuddur.
Örneğin Hristıyanların Teresa Avila’sı, Hinduizm’in Ramana Maharşi’si v.b bir çok Tevhid İnancı taşıyan insan yaşamışlardır ve yaşamaktadır.
Bu kişiler nâdiren, ALLAH celle celâluhu tarafından bu dinleri halen izlemeye çalışan topluluklara bir rahmet olarak gelmişler ve Nur-u Muhammedi’yi ismen olmasa da farklı şekilde görmüş ve yazılarında tanımlamışlardır. Cinostiklerin 30.Suleyman Gazelinde Resulullah SAV’in nuru akan bir kevser ırmağı gibi tasvir edilmis. Ramana Maharşi’nin yazılarında ise Akl-ı Küll bir ayna olarak tarif edilmis ve Cemalin seyredildiği tecelli yeri olarak tanımlanmıştır. Nag Hammadi Kodekslerinde Allahu Tealanın esmalarının bazılarına işaret eden sözler mevcuttur.
Bu insanlar şeriat kurma yetkileri olmadıkları için hadlerini bilmiş ve böyle bir işe kalkışmamışlar, dinin bâtınî kısmına dair açıklamalar yapmışlar, çevrelerindeki insanlara ışık saçmak ve halkın yanlışlarını ve o dindeki bâtıl hususları ve tevhide aykırı şeyleri yeri geldiğinde açıkça reddetmekten geri kalmamışlardır.
Bunları tek tek burada yazmak konuyu oldukça uzatacaktır.
Kaldı ki İnsanoğlunun İslam Diniyle Mükellef olma şartı açıktır ve kesindir:
1-Bedenen ve aklen rüşde erecek
2-İsalm Tebliğini duyacak.
3- Hür olacak…
Bu şartları bilip de İslamı Tercih etmeyen bir kimseyi İslam Dinin Kur'ân-ı Kerim âyetleri ile cenet-ceheneme sokup-sokmamanın bir mantığı zâten yoktur ve bizim işimiz de hiç değildir.
Elmalılı Hamdi Yazır kaddesallahu sırrahu’ın Maide sûresi 69. âyetteki tefsirinden bir kısım ile konuyu kapatmak isterim. Allah en doğrusunu bilir.
Es-Selam ve Sevgiyle
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالصَّابِؤُونَ وَالنَّصَارَى مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وعَمِلَ صَالِحًا فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
“İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiûne ven nasâra men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve amile sâlihan fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne): Şübhe yok ki iyman edenler ve Yehudîler, Sâbiîler, Nasrânîler: Bunlar içinden her kim Allaha ve Âhıret gününe iyman edib de salih olarak çalışırsa artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olacak değllerdir” (Maide Sûresi 5/69)
"Kim Allah'a ve ahiret gününe inanır ve güzel amel işlerse, işte bunlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar." düsturu, bir ezelî gerçektir.
Ve bunu kabül ve tatbik etmeyen hiçbir din, hak din değildir. Muhammed Aleyhisselâm'ın tebliğ ettiği bu gerçek, Musa'nın da, İsa'nın da ve bütün peygamberlerin de tebliğ ettikleri bir hakikattır. Gerek geçmiş ümmetlerde ve gerek şimdiki ümmetlerde hakikî müminler bu esasa uymuş olanlardır. Gerçekten müslüman ve sonunda da mesud olacak olanlar bunlardır. yahudiler, hıristiyanlar ve sâbiîler bu gerçeğe ciddî olarak iman ile uymadıkları ve bunu tatbik etmedikleri andan itibaren kâfir olmuşlardır ve bütün münafıklar da böyledir. Aynı şekilde buna imanı olup da tatbik etmeyen fâsıklar da korku ve hüzünden kat'î şekilde uzak kalamayacaklardır. Bundan sonra her kim bu gerçeğe ciddî olarak iman eder, sonuna kadar bağlanırsa, hiç şüphesiz hakikî mümin olur. Geçmişteki bütün kötülükleri silinir, o mesutlar zümresine girer.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "LÂ TEKÛLU "ENE". VE İÂZU BİLLÂH MİN KELİMÂTİ "ENE". İNNE "ENE" MİN AMELİ'Ş-ŞEYTAN: "BEN" DEMEYİN! "BEN" KELİMESİNDEN ALLAHA SIĞININ. ŞÜPHESİZ "BEN" DEMEK ŞEYTAN AMELİNDENDİR..” (Hadis-i Şerif)
MY: İşte tasavvuf, bu emr-i nebeviye uymak için benliğinde gerekli dönüşümü yapmaktır..
GL: Günümüzde tasavvuf denince yunan, batı, uzakdoğu felsefesinden serpmelerin olduğu bir yaklaşım anlaşıldığından yalıtkan durumuna düşmekte ve RABBânî CAN Cereyanının iletilmesini engellemektedir. Tasavvuf Temeli, Kâidesi, Tavanı Kur'an-ı Kerîm ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz (NAKL) Merkezli olmadıkça, Ali kerremullâhi veche ELi ile ulaşmadıkça AKLın dar labirentinde dolanmakta, ASL olana ulaşamamaktadır..
MS: "Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar; Allah'a karşı saygılıdırlar; Allah'ın ayetlerini birkaç paraya satmazlar. Onların da Rableri katında ödülleri vardır!"(Ali Imran 199) Demek ki Incil ve Hazreti Isa merkezli de olabiliyor...
GL: MS kardeşim, ehl-i Kitabı ve Îsâ aleyhi's-selâmı diğer nebîler-rasuller gibi, diğer kudsal kitablar gibi Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin ve Kur'ân-ı Kerîmi Azîmu'ş-şân'dan ayrı görüldüğünde böyle söylenmesi ma’zurdur... Oysa İslâm mükemmil olarak gönderilmiş bir din olarak ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizi de Hakîkat-ı Muhammediyye'yi tüm nebîler ve rasulleri cem’ etmiş Hateme'n- Nebî olan dâireyi tamamlayan HALKA olarak görürsek ayırmayız hepsini bir tutarız. ANCAK; kendini İslâm dîninden ayrı gören Hristiyan-Yahudi inancı ile yoğrulmuş tasavvufun, İran, Uzakdoğu ve Yunan felsefesinden etkilenmiş tasavvufun virüsleri maalesef GÖNÜLleri hasta etmekte ZEM-ZEMimimize ZEHİR katılmış olmakla mânevî şifadan mahrum kalmaktayız. Buna dikkat çekmek istedim efendim...
MS: Ezbere konuşuyorsunuz, bize gönderilen islam dinini HİÇ Mİ HİÇ tanımayan insanlar var ama kendi dinleri olan hıristiyanlık ve yahudilikten beslenerek (ki onların sahih hali Islamdir) Hakkın rızasını kazanmaktalar Kuran böyle söylüyor, biraz Kuranla haşir neşir olursak oradaki "fein" ince olan noktaları anlayabiliriz mesela kitap ehlinDEN derken kitap ehli hepsi ama onlarDAN diyor yani onlardan müslüman olanlar demiyorki onlar yine de kitap ehlidir ama salih insanlardan müteşekkildir bu olmaz birşey değil bizim memleketimizde bir ayırım yapmadan insanlar (daha cok eskiden) "Allah iyilerin yüzü suyu hürmetine" diye dua ederdi burada iyi bir ehli kitap da olabilir , bilmem anlatabildim mi (inşallah)
GL: MS kardeşim, yazdıklarımın muhatabı sâdece siz değilsiniz... OKUyanlar! Tasavvufun ASLı BİLinsin CERRyansız kalınmasın diye yazıyoruz... Etten kemikten bahsetmiyoruz, elbiseden kılıftan behsetmiyoruz zâten. Cisim İÇindeki CANdan bahsetmeye çalışıyoruz. ASLında dediğiniz dediğimizle aynı ancak İKİ GÖZ AYRI görmekte,.. sanmakta... Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz ve Kurân-ı Kerîmi ayrı gayrı bir kitab ve insan düşüncesinden hareketle bunları tanımadıkları halde HAKKın rızâsını kazanmaktalar demektesiniz, oysa kâinatın ASLı VARoluş kaynağı olan NÛRdan haberdâr olmaktan bahsediyoruz. BİLEN-BULAN-OLAN-YAŞAyandan değil BİLdim sanan BULdum sanan OLdum sanandan bahsediyoruz. Her insanın ÖZünde bu NÛR var, ancak kendi AKL kılıfına uyan malzemeyi "tasavvuf" "bilgi" "îman" olarak GÖRmekte ÂNlamakta... AKLının ihâta edebildiği ALLAHa inananlardan, bunun üzerine tasavvuf gidişâtı kurmakta olanlardan bahsediyoruz... Rasûlullah ve Kurân-ı Kerîm CANda CAN BULursa ÂNlayacak ALLAH Celle Celâluhuyu! Körün Fil târifi gibi bir tasavvuf olmasın YAŞAnsın DİRİlsin Yalanda kalmasın, boş HAYYal ile oyalanıp avunup gidilmesin demekteyiz... ÂNlayana selâm ola...
MS: Kuran i Kerim, eğer inanırsanız konuşan delil ile konuşsun der, bir kısmı büyük bir kısmı da küçük harlerle birşeylere vurgu yapmaya calıştığınız belli ancak vurgu yaptıklarınızın dahi Kuran da delilleri olmalı. delillerimi ortaya koydum, önce bana yazdılarımdan ötürü "evet ama kuran burada şöyle diyor:..." diye başlayıp olumsuzlamanız lazım, yok eğer kabul ediyorsaniz ki "dediğiniz dediğimizle aynı" derken kabul ettiğinizi beyan ediyorsunuz o halde daha sonraki yazdıklarınız da ne oluyor onların delilleri nerde nicin böyle tenakuza düşersiniz? lütfen ayetlerle konuşalım.
Gariban: Hem GL Hanımın hemde MS kardeşimizin yazışmalarını dikkatle bir kaç kez okudum.
GL Hanım bir paragraflık ilk başlangıç yazısında anlatmak istediği şeyi algıladığım kadarıyle kendi içinden söze dökerken biraz eksik aktarmış yahut iyice açmamış, bu da MS kardeşimizin söylenileni farklı algılamasına sebeb olmuş.
Bu durumu GL Hanım sonradan açıklamaya çalıştığında MS kardeşimiz bunun önceki sözle tezatlık içerdiğini düşünüp bazı açıklamalar yaparak yazışma şu anki karmaşık halini almış ne yazık ki.
Şimdi durumu ilk paragraftan, GL Hanımın anlatmak istediğinden doğru algılarsak bu husus daha netlik kazanacaktır inşaALLAH.
GL Hanımın bahsettiği hususu anladığım kadarıyla açıklamak isterim.
Bu garib, senelerdir hem Avrupa Mistisizmi, hem Budizm ve Hinduizm kaynaklı eserleri , hem günümüz İncillerini ve Tevratı incelemiş, Türkçeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye çeviriler yaptım hamdolsun!
İslam Tasavvufu ile aralarındaki benzerlik ve farklılıkları Kur’ân destekli uzun zamandır âcizâne sorgulayan biri olarak GL Hanımın kaygısını anladığımı düşünmekteyim.
Zamanında Imam-i Gazali kaddesallahu sırrahu ve Fahreddin Razi kaddesallahu sırrahu gibi bir çok alimlerimiz İslam Dinini çevreleyen Yunan felsefik akımlarına karşı Islamiyeti savunmuşlar ve bir çok eserler vermişlerdir.
Günümüzde ise New-age (yeni-çag) sitilinde mistik akımlar ortaya çıkmış, ve internet ile bu akımlar bir çok mistik öğretileri, kaynağını Kur’ândan ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den alan Tasavvuf ile harmanlayarak Şeriat Çerçevesinin dışına taşan edebsiz bir Tasavvuf anlayışı ortaya çıkarmıştır.
Hz.Rumi kaddesallahu sırrahu , Ibn Arabi kaddesallahu sırrahu, Feriduddin Attar kaddesallahu sırrahu, A.K.Geylani kaddesallahu sırrahu gibi veliyullahlar Dünyaca tanınmış fakat islami kimliklerinden soyutlanıp bir dine mensup olmayan mistikler olarak angaje edilmeye çalışılmış ve halen bu durum devam etmektedir.
Bir bakmışsınız tenasuh öğretisi Hz.Rumi’nin sözleriyle eşleştirilmiş ve inanç sistemi içine yerleşmeye çabalarken, başka bir yerde yoga namazın yerini almış, diğer taraftan Panteizm felsefesi Vahdet-i Vucud ile eşleştirilip, Yahudi Mistisizmi olan Kabala’daki 72 isim 99 Esma’nın yerini almış, hindu mantraları bir takım sosyetik çevrede zikir diye çekilmeye başlanmış , inanç ve i’tikad rayından çıkarılmaya başlanmış,
Islam tasavvufu hırpalanmaya başlanmıştır.
GL Hanımın anlatmak istediği; Tasavvufun İlahî Aşk ile diğer mistik öğretilerden ve ekollerden ayrı bir yapısının olduğu, Şeriat Zırhı ile korunup Kur’an ve Sünnete dayalı olduğu ve merkezde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Nurunu Hayy bilinerek işlediği, fakat bazı insanların edebsiz bir tasavvuf anlayışı ile Kur’ân ve Sünnetten uzaklaştıklarını ve bu anlayışların insanları özlerindeki Nur-u MuhaMMedilerinden yalıttığı ve gerçek bir tasavvuf anlayışından uzaklaşıldığıdır ki bu fevkalade doğru bir gözlemdir. Çünkü Allah celle celâlihu Kur’an-ı Kerimimizde bize :
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
"İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen): Muhakkak ki Allah ve Melâikesi Peygambere hep salât ile tekrim ederler, ey o bütün iyman edenler! haydin ona teslimiyyetle salât-ü selâm getirin" (Ahzab 33/56)
Demektedir ki, bu âyet Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Nurunun Hristiyan olsun yahudi olsun tum varlıkların merkezinde oldugunu ve akıl sahibi olan ve iman etmekle yükümlü olanların kendi özlerindeki merkezi noktada bulunan bu Nur’a sall etmelerini ve teslim olmalarını bize bildirmektedir ve Islam Tasavvufu bu noktada cereyan eder, bu sebeple Hasan El Basri hz.den tutun günümüze kadar bize evliya-i kiram dan ulasmış 60 küsür salavat-ı şerifede bu Nura salat ve selâm vardır.
GL Hanım, Hristiyanlar yahut Yahudiler cennete girip giremez sorgulaması yapmıyor.
Biz müslümanların hakiki Tasavvuf anlayışını ve Din-i İslam’ı yaşayıp hakikate erişimdeki tehlikeyi dile getirmektir.
Dışardan etkilendiği gibi içerdende (hakiki şeyhler bundan müstesna) krallık gibi babadan oğula geçen bir şeyhlik ve tarikat anlayışının da mevcud olduğu bugün bir gerçektir.
MS kardeşimiz ise bundan algıladığı gözlemlediğim kadarıyla, GL Hanımın İslam Dini mensubu müslümanlar haricinde kimse kurtuluşa eremeyecek dediğini düşünerek Al-i İmrân Sûresi 199 . âyeti ile Ehl-i Kitaptan bazı insanlarında kurtuluşa erebileceğini vurugulamak istemektedir.
Halbu ki GL Hanımın kastettiği mevzu’ ayrı bir husustur ve haktır.
Konu “Bu Al-i İmrân Sûresi 199. referansi ile, cennete Hristıyanlar da girebilir, Yahudiler de girebilir, Hz.İsa merkezli de olabilir Musa merkezli de olabilir!” sorgulamalarına kaymakta ve bu ise çok çetrefetli bir husustur!
Bir âyetin kapsamıyla anlaşılacak gibi değildir ve o kısma girdik mi sayfalarca yorum ve âyete girmemiz lazım. Kur’ân-ı Kerim’de Din kavramını, dinin zahiri ve batinini ifade eden ayetleri, Hanif Dini ile ilgili âyetleri ve hunefa kelime kökünün manasını, Hristıyanlığa sokulmuş ve İslamiyette Kur'ân-ı Kerimce redd edilen Teslis Akidesini redd eden âyeti, ruhbanlığı redd eden âyeti, “Hz.İsa aleyhisselâm’ın ALLAH celle celâluhu’nun oğlu olduğu” anlayışınının Kurân-ı Kerimimizde bir kaç âyetteki redlerini, Hz.Isa aleyhisselâm’ın günümüzün Evangelist Sistemindeki ilâh olduğu inanışını Kur’ân’ın reddine dair bir çok âyeti incelemek ve konuşmak gerekir ki bu bizi uzun tartışmalara sokar.
İnternetin farklı kültürleri karşılaştırması ile senelerdir gördük ve görüyoruz ki başka dinler içinden de tüm dinlerin temeli olan Tevhid Akidesini taşıyan ve ici İslam olan insanlar mevcuddur.
Örneğin Hristıyanların Teresa Avila’sı, Hinduizm’in Ramana Maharşi’si v.b bir çok Tevhid İnancı taşıyan insan yaşamışlardır ve yaşamaktadır.
Bu kişiler nâdiren, ALLAH celle celâluhu tarafından bu dinleri halen izlemeye çalışan topluluklara bir rahmet olarak gelmişler ve Nur-u Muhammedi’yi ismen olmasa da farklı şekilde görmüş ve yazılarında tanımlamışlardır. Cinostiklerin 30.Suleyman Gazelinde Resulullah SAV’in nuru akan bir kevser ırmağı gibi tasvir edilmis. Ramana Maharşi’nin yazılarında ise Akl-ı Küll bir ayna olarak tarif edilmis ve Cemalin seyredildiği tecelli yeri olarak tanımlanmıştır. Nag Hammadi Kodekslerinde Allahu Tealanın esmalarının bazılarına işaret eden sözler mevcuttur.
Bu insanlar şeriat kurma yetkileri olmadıkları için hadlerini bilmiş ve böyle bir işe kalkışmamışlar, dinin bâtınî kısmına dair açıklamalar yapmışlar, çevrelerindeki insanlara ışık saçmak ve halkın yanlışlarını ve o dindeki bâtıl hususları ve tevhide aykırı şeyleri yeri geldiğinde açıkça reddetmekten geri kalmamışlardır.
Bunları tek tek burada yazmak konuyu oldukça uzatacaktır.
Kaldı ki İnsanoğlunun İslam Diniyle Mükellef olma şartı açıktır ve kesindir:
1-Bedenen ve aklen rüşde erecek
2-İsalm Tebliğini duyacak.
3- Hür olacak…
Bu şartları bilip de İslamı Tercih etmeyen bir kimseyi İslam Dinin Kur'ân-ı Kerim âyetleri ile cenet-ceheneme sokup-sokmamanın bir mantığı zâten yoktur ve bizim işimiz de hiç değildir.
Elmalılı Hamdi Yazır kaddesallahu sırrahu’ın Maide sûresi 69. âyetteki tefsirinden bir kısım ile konuyu kapatmak isterim. Allah en doğrusunu bilir.
Es-Selam ve Sevgiyle
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالصَّابِؤُونَ وَالنَّصَارَى مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وعَمِلَ صَالِحًا فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
“İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiûne ven nasâra men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve amile sâlihan fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne): Şübhe yok ki iyman edenler ve Yehudîler, Sâbiîler, Nasrânîler: Bunlar içinden her kim Allaha ve Âhıret gününe iyman edib de salih olarak çalışırsa artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olacak değllerdir” (Maide Sûresi 5/69)
"Kim Allah'a ve ahiret gününe inanır ve güzel amel işlerse, işte bunlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar." düsturu, bir ezelî gerçektir.
Ve bunu kabül ve tatbik etmeyen hiçbir din, hak din değildir. Muhammed Aleyhisselâm'ın tebliğ ettiği bu gerçek, Musa'nın da, İsa'nın da ve bütün peygamberlerin de tebliğ ettikleri bir hakikattır. Gerek geçmiş ümmetlerde ve gerek şimdiki ümmetlerde hakikî müminler bu esasa uymuş olanlardır. Gerçekten müslüman ve sonunda da mesud olacak olanlar bunlardır. yahudiler, hıristiyanlar ve sâbiîler bu gerçeğe ciddî olarak iman ile uymadıkları ve bunu tatbik etmedikleri andan itibaren kâfir olmuşlardır ve bütün münafıklar da böyledir. Aynı şekilde buna imanı olup da tatbik etmeyen fâsıklar da korku ve hüzünden kat'î şekilde uzak kalamayacaklardır. Bundan sonra her kim bu gerçeğe ciddî olarak iman eder, sonuna kadar bağlanırsa, hiç şüphesiz hakikî mümin olur. Geçmişteki bütün kötülükleri silinir, o mesutlar zümresine girer.
- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re: DOST-TAN DOST'A
ZEVK 928
Bir girdabın ortasında-> arzu>şehvet ve para pul
Sıfırdan sonsuza “akıl”->“insan” denilen şu meçhul
Zerre–Kürre Devranında ->dönen kim döndüren nerde?
Bende aradım>ben de buldum ->sen de ara>sende bul!..
15.07. 1992 09:20
Kulihvani
Girdab : f. Suların dönerek çukurlaştığı yer. * Tehlikeli yer. Mühlike. Tehlikeli yer ve zaman.
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s