ESMA'ÜL HÜSNA BİLEŞENLERİM

Cevapla
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

ESMA'ÜL HÜSNA BİLEŞENLERİM

Mesaj gönderen senim »

ESMA'ÜL HÜSNA BİLEŞENLERİM

Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim

"Önce şeytani vesveseleri kovmak için içimdeki ALLAH İSİMLERİNE sığınıp onun Rahmân ve Rahîm isimleriyle kendimi bilme yoluna koyuluyorum" diyerek başladık çok şükür başlatana...

Efendim, mâlumunuz derdimiz tefekkürdü Şems'in kaynaklarını birer musluk gibi içimize açmasından sonra ki öğüdüydü bu ibadet ve bizde bu işin Elif inden başlamamız gerekir diye düşündük.

Öyle ya, bu işle az çok ilgilenen her meraklı ya da -(((KUL olmanın anlamını araştıran mı demeliyim bilemedim)))- ESMA'ÜL HÜSNA nın çeşitli ölçülerle birleştirilmiş herbirinden ayrı lezzette olan eşsiz kurabiyeler PİŞİRİLEBİLECEK " HAMURLAR" olduğumuzu bilir.


Bu nedenledir ki önce "BEN" NEY-mişim konusunu 99 güzel isimle inceleyip tefekkür etme ihtiyacı ilk sırada açığa çıktı.

ALLAH yazana OKUyana ve OKUyamayana kolaylaştıra...

Bu konuda okunması gereken önemli detaylar bilgiye AÇlara sunulacaktır...

Ardından bu başlık altında 99 ismin ZÂHİRDE ve BÂTINDA açığa çıkış noktalarının yansımalarıını anlamak için arayışa düşeceğiz Bİ İZNİLLAH...

Adım adım her bir isimi sizin bilgi birikiminizle incelemek, ilim, iznelim ve gözlemlerinizi OKUmak bu tefekkürün en güzel bölümünü oluşturacak...

Şimdiden tüm katkılarınız için TEŞEKKÜR EDERİM

ALLAH SİZDEN, SİZ ALLAH'TAN RAZI OLUN İNŞAALLAH...

Saygıyla, Duayla
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

İçimi bir heyecan kapladı.
Aradığın bu değil miydi Halim diyor içimde bir ses.
Olmaz sanıyordun... ondan mı inananmakta güçlük çekiyorsun.
Ya da ne yapsam da başarsam diye çareler arıyordun... sen hiç bir şey yapamazken geldi çareler buna mı şaşıyorsun... bundan da öte şaşkınlığına da mı şaşıyorsun,

Bir şeyler oluyor Canlar... ya bana öyle geliyor ya da gerçekten bir şeyler oluyor... Ağız birliği etmişçesine gönüllerden güzellikler ulaşmaya başladı ardı ardına... Bir süredir içim bomboş... içimi dolduran hep başka gönüllerden dışa vuranlardı. Keşke diyordum biraz daha açsa insanlar içlerini... Ben olanları sanki bu dualarımın kabulü gibi görüyorum.

Bu yüzden gönlünü bizden esirgemeyen canlardan Allah razı olsun ve onlarda razı olanlardan olsun inşallah...

Senim kardeşimizin yazdıklarını okuyunca sabırsızlandım...
Dilerim hep BİR'likte feyzlenelim, zevklenelim... karanlıklarımızı aydınlık edelim... Sürçü lisan ettikse affola... sonra kafamı gönlümü topladığımda inşallah daha derli toplu yazma imkanım olur...
Hayırlı Cumalar diliyorum CAN-lar...

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

NEYmişiz...

Mesaj gönderen senim »

Hayırlar Cem ola Cum'a nız hayrola...

Halim Hocam gibi çarpıyor yüreğimiz beynimizi GÖRME vakti geldikçe BASİR ile...

İnşaALLAH bu çalışma uzun ancak keyifli olacak her bir esmanın AKSİ ile

Aşağıda ilk olarak uzun ancak her bir cümlesi çok çok önemli bir genel ESMA'ÜL HÜSNA açıklaması var ki her bir CAN a kendi sesimle OKUmak elimden gelseydi hiç üşenmeden yapardım.

Çünkü bu açıklamalar son derece net açıklıyor ESMA'ÜL HÜSNA nın bizim için NEDEN ve NE DERECE önemli olduğunu...

Buyrun OKUyalım Bİ İZNİLLAH...




"Allah (CC) kendisinden başka ilah olmayandır. En güzel isimler O'na (CC) mahsustur." (Taha)

“Allah-ü Teala'nın (CC) doksan dokuz ismi vardır. O isimleri kim ezberlerse (sayar, manasını anlar ve şuûruna ererse) cennete gider. şüphesiz, Allah (CC) tektir ve tek olmayı sever.”[1]Arapça'da “isim” kelimesinin çoğulu olan “esma” ile “güzel, en güzel” anlamındaki “hüsna” kelimelerinden oluşan “Esmaül-Hüsna” terimi, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne nisbet edilen isimleri ifade eder. Sadece Kur'an-ı Kerim’de geçen ilahi isimler 100'den fazladır. Muhtelif Hadis-i Şerif’lerde Allah (CC) Hz.leri’ne nisbet edilen başka isimler de mevcuttur.

Esmaül-Hüsna terkibinin, geniş anlamıyla bunların hepsini kapsamakla birlikte terim olarak daha çok doksan dokuz ismi içerdiği kabul edilir.Esmaül-Hüsna terkibinde yer alan “hüsna” kelimesi “güzel” manasında sıfat veya “en güzel” anlamında ism-i tafdil (üstünlük sıfatı) sayılmıştır. Her iki halde de buradaki güzellik bir gerçeği vurgulamakta olup Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin güzel olmayan bir isminden söz edilemeyeceği için mefhûm-i muhalifini hatıra getirmez.


İlahi isimlerin güzellikle nitelendirilmesinin sebeplerini Ebû Bekir İbnü'l-Arabi (RA) şöyle sıralamaktadır:
1. Esmaül-Hüsna Allah (CC) hakkında yücelik ve aşkınlık ifade eder ve kullarda saygı hissi uyandırır.
2. Zikir ve duada kullanılmaları halinde kabule vesile olur ve sevap kazandırır.
3. Kalplere huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder.
4. Bilginin değeri bilinenin değerine bağlı bulunduğu ve bilinenlerin en şereflisi de Allah (CC) Hz.leri olduğu için Esmaül-Hüsna bilgisine sahip olanlara bu bilgi meziyet ve şeref kazandırır.
5. Esmaül-Hüsna Allah (CC) Hz.leri için vacip (olması gereken), caiz (olması uygun) ve mümteni' (olması imkansız) olan sıfatları içermesi sebebiyle O'nun (CC) hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmemize imkan verir.

İnsanların büyük çoğunluğu kainatın bir yaratıcı ve yöneticisinin bulunduğunu kabul etmekle birlikte madde özelliği taşımadığından O'nu (CC) duyularıyla idrak etmeleri mümkün değildir. Şu halde yaratıcı ancak kainat ve insanla olan ilişkisi bakımından tanınabilir. Bundan dolayı Esmaül-Hüsna bilgisi, Allah (CC) - alem ilişkisine ışık tutması ve sonuçta Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni tanıtması açısından önem taşımaktadır.Şunu da belirtmek gerekir ki evrenin bir parçasını oluşturan insan, akli istidlalleri yanında gönül hayatı bakımından da yaratıcı ile münasebet kurmak ihtiyacındadır. Bu münasebetin sağlanmasında Esmaül-Hüsna’nın vazgeçilmez bir rolü vardır.


İsimlerin kelimeler ve seslerle ifade edilmesi ve bu seslerin kulaklarda yankılanması söz konusu iletişimi geliştiren ve güçlendiren sebeplerdir. Kur’an-ı Kerim’de dua ve zikrin ısrarla tavsiye edilmesinin bir sebebi de bu olmalıdır. Hz. Resul (SAV) Efendimiz’den rivayet edilen dua metinlerinde Esmaül-Hüsna’nın çokça yer alması dikkat çekicidir.İbnü'l-Arabi’nin de (RA) belirttiği gibi her dindar insanın manevi yöneliş ve ibadetlerinin yüce yaratıcının bizzat kendisine olduğu şüphesizdir.

O'nunla (CC) iletişim kurmak ve söyleşmek dindar için vazgeçilmez bir ihtiyaç, paha biçilmez bir haz olup bu iletişime zihinle kalbin yanında bunlarla etkileşim halinde bulunan dilin ve kulağın da katılması lazımdır. Dil O'nun (CC) isimlerini zikreder, kulak da bu zikri algılar.En önemli konusunu Allah (CC) bilgisinin oluşturduğu ilahi dinler içinde İslamiyet Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isim ve sıfatlarına ayrı bir önem vermiş, tevhid inancının açık bir şekilde anlaşılabilmesi için yaratanla yaratılmışların niteliklerinin açıklığa kavuşturulmasını fevkalade gerekli görmüştür.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin zatının bilinmesi isimleri ve sıfatlarıyla mümkün olacağından Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın (CC) güzel isimlerinin bulunduğu, O’na (CC) bu isimlerle dua, niyaz ve ibadette bulunulması gerektiği, bu konuda doğru yoldan ayrılanlara itibar edilmemesi lazım geldiği, “En güzel isimler Allah'ındır (CC). O halde O'na (CC) o güzel isimlerle dua edin. O’nun (CC) isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.”[2], Ayet-i Kerime’sinde belirtilmiş,ayrıca Esmaül-Hüsna’nın hangisiyle olursa olsun dua edilebileceğine “De ki: ‘İster Allah (CC) deyin, ister Rahman (CC) deyin.Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na (CC) hastır’.”[3], Ayet-i Kerimesi’yle işaret buyrulmuş ve Haşr Suresi’nde Allah (CC) Hz.leri’nin on altı kadar isim bir arada zikredilmiştir.[4]


Esmaül-Hüsna ve sayısı konusunda ilk akla gelen şeylerden biri de, sayıyı doksan dokuz olarak belirleyen ve Esmaül-Hüsna’yı ard arda sayan meşhur Hadis-i Şerif’tir. Sahabi Ebû Hüreyre'ye (RA) ulaşan rivayetlerin muhtevası iki kısma ayrılır: Bütün rivayetlerin kaydettiği birinci kısmın meali şöyledir: “Allah'ın (CC) doksan dokuz -yüzden bir eksik- ismi vardır. Kim bunları sayarsa (ihsa) Cennet'e girer.” Hadisin bu kısmını içeren bazı rivayetlerin sonunda, “O (CC) tektir, tek olanı sever.” şeklinde bir ilave de mevcuttur.

Hadis metnindeki “kim onu sayarsa (men ahsaha)” lafzı bazı rivayetlerde “kim onu ezberlerse (men hafizaha)” ibaresiyle nakledilmiştir. Hadis-i Şerif’te Cennet'e girmeye vesile olarak gösterilen “ihsa” kelimesinin buradaki anlamı üzerinde Buhari’den (RA) itibaren önemle durulmuş ve kelimenin “saymak, ezberlemek, anlamak” şeklindeki sözlük anlamının ötesinde bir mana taşıdığı görüşü ağırlık kazanmıştır.

Öyle anlaşılıyor ki bu kelime “İslam'ın uluhiyyet inancını naslara başvurmak suretiyle tesbit edip anlamak, benimsemek ve bu inanca uygun bir ruhi yetkinlik kaydetmek” anlamını içermektedir.Konuya bir de şu yönden bakabiliriz: Yüce Allah (CC) Hz.leri Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “...Allah'ı (CC) anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah (CC) yaptıklarınızı bilir.”[5] “Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın (CC) zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı (CC) anmakla huzur bulur.”[6]


Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz de Ashabını (RA) ve ümmetini kalplerinin her zaman Allah’ı (CC) hatırlama ile nurlanması yönünde eğitmiş ve tavsiyelerde bulunmuştur. O (SAV) bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyurmuştur: “...Dikkat edin! İnsan bedeninde öyle bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün beden iyi olur; o kötü olursa bütün beden bozulur: O et parçası kalptir.”Bunlar ışığında düşünecek olursak kalp iyi ve kötü düşünce ve davranışların yönledirildiği bir kaynaktır.

Eğer inanmış kişinin kalbinde Allah'ı (CC) hatırlama yönünde bir gevşeklik olursa burada kötü düşünce ve fikirler daha kolay oluşacaktır. Fakat bu kalpte Allah'ı (CC) hatırlama kuvvetli ise bu takdirde kötü düşünce ve fikirler dağılacak bu durum da güzel davranışlara sebep olacaktır.Yukarıdaki Ayet-i Kerime’ye (Ankebut S. A.45) tekrar bakacak olursak Allah (CC) Hz.leri’ni hatırlama ve bunun sebep olduğu davranışlar arasıdaki ilişkiyi sezebiliriz: Allah-ü Teala (CC) Hz.leri kendisini anmaktan bahsettikten sonra “Allah (CC) YAPTIKLARINIZI bilir.” buyurmaktadır.Öyle ise Esmaül-Hüsna’yı saymak veya ezberlemek bize Allah (CC) Hz.leri’ni hatırlatacak, Allah (CC) Hz.leri’ni hatırlamak kalbimizi aydınlatacak ve güzelleştirecek, bu güzel kalp güzel davranışlara sebep olacak ve bu güzel davranışlar da Allah (CC) Hz.leri’nin izniyle insanın Cennet'e girmesine sebep olacaktır.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni birden fazla isimle anmak veya bazı sıfatlarla nitelendirmek acaba İslam'ın çok önem verdiği tevhid ilkesini zedeler mi? “Zat-ı ilahiyyeye (Allah'ın (CC) zatına) nisbet edilen mana” şeklinde tarif edilebilen isim veya sıfatlar zihnin dışında müstakil bir varlığa sahip bulunmadıkları için böyle bir endişeye mahal görülmemiştir.

Matüridi’nin de belirttiği gibi insanlar ancak duyularıyla idrak ettikleri konularda bilgi sahibi olabilirler. Bu sebeple duyular ötesi olan Allah (CC) Hz.leri kendisini duyular aleminin kavramlarıyla tanıtmıştır. Ancak Allah-ü Teala (CC) Hz.leri ile diğer şeyler arasında benzerlik kurulamayacağını: “O (CC) , gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle çoğalmanızı sağlamıştır. O'nun (CC) benzeri hiçbir şey yoktur. O (CC) işitendir, görendir.”[7] Ayet-i Kerime’si, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hakkında akıl ve hayale gelebilecek her türlü yaratılmışlık özelliğini bertaraf eder. Aslında yaratılmışlar arasındaki benzetmeler sadece bir isimlendirmeden kaynaklanmaz. İki şey arasındaki benzerlik genellikle duyular yoluyla tesbit edildikten sonra ortak bir kelime ile adlandırılır. Halbuki Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hakkında böyle bir tesbitten söz etmek mümkün değildir.Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isim veya sıfatları, O'nun (CC) zatına nisbet edilen mana ve kavramlardan ibarettir.

Bu kavramlar şekil itibariyle isim, fiil veya zarf olabileceği gibi tamlama veya başka yollarla oluşmuş bir terkip halinde de bulunabilir. Kur'an-ı Kerim'in edebi üslûbu gereği aynı kökten gelen veya ayrı köklerden olmakla birlikte eş anlamlar taşıyan isimler de az değildir. İslam'a mahsus ulûhiyyet inancında ilim, kudret ve yaratıcılık büyük bir yer tutar ve Kur'an ayetlerinin temel örgüsünü oluşturur. Bundan dolayı çeşitli kalıplarla Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne nisbet edilen fiillerden birçok isim ve sıfat türetmek mümkündür.

Konuyla ilgili çalışmalarda Kur'an-ı Kerim'den değişik sayılarda Esmaül-Hüsna tesbit edilmiştir. Esmaül-Hüsna ile ilgili ayetlerden ilham alan birçok alim eski dönemlerden itibaren Kur'an'da bulunan isimleri doksan dokuz sayısına bağlı kalmadan araştırıp listeler düzenlemeyi denemişlerdir.Esmaül-Hüsna’nın yüzlerle ifade edilecek kadar çok oluşu, İslam ilahiyatı alanında zengin bir malzeme oluşturmuş, ulûhiyet inancının açıklık kazanmasına, kulun dua, niyaz ve zikirlerle Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne yaklaşmasına yardımcı olmuştur.


Esmaül-Hüsna’nın İslam inancında sahib olduğu bu önemden dolayı İslam alimleri tarafından (Allah (CC) hepsinden razı olsun) Esmaül-Hüsna ile ilgili yüzlerce eser yazılmış ve - internet ortamı da dahil olmak üzere - hala da yazılmaktadır. Önde gelen İslam alimlerinden birçoğu kitap serilerine - belki de manevi bir bereket umuduyla- Esmaül-Hüsna ile ilgili bir kitap eklemişlerdir. Sadece Esmaül-Hüsna ile ilgili eserleri inceleyen kitaplar bile mevcuttur.Ve Müslüman bir hattatın eserleri arasında mutlaka bir Esmaül-Hüsna kolleksiyonu vardır.

Birçok müslüman hoca ve anne-baba yukarıda geçen ayet ve hadislerin manevi yönlendirmesi sonucunda öğrencilerine ve çocuklarına çeşitli hediyeler vaad ederek Esmaül-Hüsna’yı ezberlemelerini isterler. Yine ellerinden öpülesi birçok iyi müslüman da manevi yükselişleri ve Hz. Resul (SAV) Efendimiz’in müjdelediği Cennet'e girmeyi ümid ederek hergün özellikle sabah namazından sonra Esmaül-Hüsna’yı okurlar.Hattatlar tarafından yazılan Esmaül-Hüsna tablolarında genellikle şöyle bir plan uygulanır: En üste bir “Bismillahirrahmanirrahim” yazılır. Altına Esmaül-Hüsna ile ilgili ayet ve hadis yazılır. Daha sonra meşhur olan hadiste sayıldığı sıra ile 99 isim yazılır. Her ismin soluna “Celle Celaluh” (Şanı Yüce) şeklinde okunan bir saygı ifadesi yazılır; okunurken de her ismin ardından veya bazen belli aralıklarla Celle Celaluh denilir. Yasadığımız dünya, felekler, yıldızlar, ay ve güneş birer alemdir. Bütün bu alemler bir ahenk içindedirler.

Bu, Allah'ın (CC) Rab sıfatının bir tecellisidir. Dünyadaki düzenin kaidelerini koyup, varlıkları bir ahenk içinde yaşatma da Rab sıfatının gereğidir.Doğmamız, büyümemiz, ölmemiz, insanlardaki yücelik, ahlak, terbiye, kemal hep Rubûbiyet sıfatının yansımasındandır. Gözün görmesi, aklın ermesi, bütün iş ve hareketler, olma ve oluşma Rab sıfatının bir tecellisidir. Onsuz bir hareket ve düşünce yoktur.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isimlerini iki grupta ele almak mümkündür:1) Hak Teala'nın (CC) zatına mahsus bir özel isim olan “Allah” lafz-ı şerifi, O’ndan (CC) başka bir varlık hakkında kullanılmamıştır. Kullanılması caiz değildir. Bu ismin tesniyesi (ikil siğası) ve çoğulu da yoktur. Bir başka dile tercüme edilemez, hiçbir kelime bu ismin yerini tutamaz.2) Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin ikinci gruba giren isimleri, sıfatlarından alınan isimlerdir. Bunlardan her biri O'nun (CC) sıfatları ile ilgili ve onlardan alınan isimlerdir. Rahman (CC), Rahim (CC) , Alim (CC) , Halik (CC) vs. gibi. Bu isimler bir başka dile tercüme edilebilir. Mesela, Halik (CC) ismi, yaratan veya yaratıcı olarak söylenebilir. Müminin Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hakkındaki inancı, O'nun (CC) zatının mukaddes olduğu, diğer zat ve eşyaya benzemediği, yüce sıfatlarla sıfatlandığıdır.

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri kendisini Esmaül-Hüsna en güzel isimler ile isimlendirmiştir. Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’lerde zikredilen isimlerinin başında “Allah (CC)” gelir. Diğer isimlerin hiçbiri anlam ve içerik itibarıyla “Allah (CC)” isminin yerini alamaz. Bu nedenle, İslam'a girecek kişi, “La ilahe İllallah” der; “La ilahe illarahman” demez. Namaza başlarken, “Allahü Ekber” der; “Rahman Ekber” diyemez. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin bütün isimleri güzeldir.

------------------***-----------------

[1] Buhari, Daavat, 68; Sahih-i Müslim, Hadis No: 4835
[2] A'raf S. A.180
[3] İsra S. A.110
[4] Haşr S. A.22-24
[5] Ankebut S. A.45
[6] Ra’d S. A.28


Selamla Duayla
ALLAH cc HAZMINI VERE...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

değerli-düşünür senim canımız,

ZÂT...Sıfat....Esmâ... Eşya..

Muhammedi Mazhariyette Esmaların zuhuru.. Eşyaların OL! uşu...
Bir zamanlar Esmaü'l-Hüsnâ üzerinde çalıştık.

Hadis-i Şerifle gelen;
Tirmizî ekinde 99 esma..
Ubu Davud ekinde 99 esma..
Kur'ân-ı Kerim de İbni Hacer'in tesbiti de 99 esma..

oğlum Musatafa da hepsini tek tek yazı-resim yapmıştı..
her esmanın geliş kökünü ve türeyen kelimeleri de yazmıştım ve birgün üzerinde çalışma olursa kolaylık olsun dilemiştim.
bazı zevkler dışında eksik kalmıştı bence..

İnşaallah el ve gönül birliğiyle her esmayı zengince zevk ederiz...

Unutmayalım ki burada hepimiz öğrenciyiz ve birbirimizin hizmetçisiyiz..

Bu açtığın Nuru Yolu yürüyüp bitirmene duacıyız inşaallah..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Senim,
Bu üzerinde sistemsel çalışmayı gerektiren bir konu olduğundan, bunu zamana bırakmış, şimdilik tabanı kuvvetlendirmeye çalışıyordum. İsimlerin manalarını özetleyen tariflerden oluşan kitaplar mevcut fakat benim fikrim, isimlerin sistemsel işleyişlerini örneklerle göstermekti bunu kimyadaki periyodik tablodaki elementlerin kaynaşması bileşikler oluşturması v.s gibi düşünebiliriz. Mana kaynaşmalarını ve zuhurların işleyişini irdeleyen bir çalışma yapmak istiyordum. Fakat madem ki böyle bir çalışma açtınız, elimizden geldiği kadarıyla katkıda bulunur hizmet etmeye çalışırız inşaallah.

Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban
Kullanıcı avatarı
elifdostu
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 06 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen elifdostu »

Değerli Senim kardeşimiz,

Allah(CC) Razı Resulüllah(SAV) memnun olsun inşaallah. Daha önce benzer bir teklifle gelmiş ve 1001 esma hakkında kısa da olsa malümat hazırlamıştık.Bu çalışma inşaallah 99 esma ile başlayıp bunun genişletilmiş hali olan 1001 esma ile devam edecektir inşaallah. Ancak burada şunu da belirtmek isterim ki yalnız emaları bilmek, tekrar etmekten daha ziyade, bu esmalar ile süslenmeli, kendimizdeki esmaları görebilmeliyiz. Ne demek istediğimi birkaç misal ile izah etmeden evvel, 1001 esma zevkimi yazmak, paylaşmak isterim:

1001 esma: "Ben insanda göründüğüm kadar hiçbir şeyde görünmedim" hadis-i kudsisince, insanın görünüşünden tutun davranış ve fiillerine kadar her halinde tecelli ve tezahür eden(görünen) Allahın(CC) isimleridir.

1 00 1

1 olan Allahtır(CC)
0 yok anlamındadır matemetikte. BİZ buna masiva(yaratılmış eşya) diyelim. (çift sıfır da yine sıfırdır)
1 (sondaki bir) her bir insanı temsil eder

Şimdi zevklenelim inşaallah:
1 olan Allah(CC) ile 1 kulu arasında 70000 çeşit eşya vardır (0 yani) ki perdedir.
Kul eşyaya değer vermediği anda tüm 70000 perdeyi kaldırıp kendisine ŞAH DAMARINDAN YAKIN olanı(Kaf/16) görebilir. Üstteki bahsettiğim hadis-i kudsiden de bunu anlıyoruz. Şunu demek isitiyorum ki BİZler eğer önce 99 sonra da 1001 esmayı kendimizde (tecelli edenleri) görmek ve nekadar "Allahın(CC) ahlakı" ile ahlaklandığımıza bakıp tartmalıyız. Ne dediğimi örneklerle anlatıyorum:

"Çok merhametli bir insan" = Allahın(CC) ER RAHMAN, ER RAHİM ve EŞ ŞEFİK isimlerinden bolca tecelli nasibi olan insan demektir ki merhamet etmek bizim elimizdedir.

"Çok ağırbaşlı bir insan" = Allahın(CC) EL HALİM, EL KERİM gibi isimlerindan bolca tecelli almış insan demektir.

"Çok cömert bir insan" = EL CEVVAD, EL GANİ isimlerinden bolca nasiplenen kimsedir.

Örnekler çoğaltılabilir. Amacım BİZe bir bakış açısı göstermek, kendimize bakıp bilmek. "Kendini bilen Rabini bilir" (H.Ş.) gereğince de neticede Rabbimizi bilmek inşaallah. Kötü insan diye bir şey yoktur, ancak "nefsine uyarak nefsine zulmeden", Allahın(CC) esma tecellisinden kaçan kul demektir. Çok uzun yazmaya pek vaktim olmadığı gibi, zamanımızda pek çok insan uzun yazıları okuyabileceği zamanı da pek olacağını sanmıyorum. O yüzden yazımı sonlandırmadan önce diyorum ki:

ALLAH(CC)'dan başka en sevdiğiniz şey ne ise o size perdedir. Cennet bile olsa. Bu zaten en büyük ve en geniş perdedir. Ona takılmayan insan çok azdır. En kalın perde ise nefistir, onu aşamayan ilerleme şansı tamamen Allahın dilemesi, himmet(Himmet eden olursa) ve hizmetlerine bağlıdır.(Dua almış olur)


Allah(CC) cümlemize kendini ve neticede Rabbini bilmeyi nasib etsin.Daimi duam:
Allahım ümmet-i Muhammedi(SAV) ıslah et, Allahım ümmet-i Muhmmedi(SAV) bağışla, Allahım BİZi de ümmet-i Muhammedden(SAV) eyle. Amin.
Âmaya renk tarif etme,
Siyahtan gayrını blmez,
Aşığa DOST'tan bahsetme,
ALLAH'tan gayrını bilmez...
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

ALLAHU EKBER...

Mesaj gönderen senim »

ALLAHU EKBER...


EFENDİMİZ SAV hayatını ilk okuduğumda hali tavırları şükürleri sevinçleri özellikle bu nidaları yeminleri çok dikkatimi çekmiş ve demiştim ki demek MÜMİN böyle sevinmeli sınırları bu olmalı...

Şimdi sevinç çığlıklarım ancak bu nidayla HAKK olarak parmaklarımdan dökülmekte huzurunuza.

Latif Hocam'ın gözleminde sizlerin bu hevesli girişimleri ALLAH cc izin ve ihsanıyla bir sonuca ulaşacak inşaALLAH.

Gelen fikirler tahayyül sınırlarımda dillendiremediğim nebulalar gibi...
Bir isimler otobiyografisi değil bir zahire çıkış mahali 3 boyutlu tablosu için ilk minik adımlar olsun inşaALLAH bunlar.

3 gün içinde birkaç kopyala yapıştırın ötesinde sizin ve tüm üyelerin her bir isme ayrı ayrı oluşturacağımız beyin fırtınalarının ürünleri olsun inşaALLAH.

Dünya 6 günde yaratılmışken bizim her bir ismi 6 gün beyin fırtınalarıyla doldurup 7. günü hocamızın değerli ilmi ve genel izlenimleriyle sonuçlandırmak manidar bir hava yaratır diye dillendirmek istedim.

Lütfen fikirlerinizi esirgemeyin. Bizim her bir damlamızı oluşturan ESMA'ÜL HÜSNA'nın yansımalarını ÖĞRENMEK ve YAŞAMAK kulluk borcumuzken bizi ALLAH cc izniyle SONSUZ SAADETE eriştirecekken bu pınara herkesi dahil etmenin, her bir CAN ı bu pınara katıp bir çağlayan olup DENİZE kavuşmanın yolunu bulalım.

Belki bu mücrim hallerimize bir kefaret olur
Belki KENDİMİZİ BİLİP RABBİMİZİ BULUR VE ANLARIZ...

Saygıyla, Duayla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Esmau'l-husna...

Mesaj gönderen gullale »

Değerli Senim kardeşim, değinmiş bulunduğunuz konuda bir arkadaşım ile sohbette bulunmuş hatta biraz da ders olarak çalışmıştık diyebilirim...
Esmaların bedenli varlığımızda açacağı kilitler ve oluşturacağı zuhuratlar üzerine konuştuktan sonra, Kur'ân-ı Kerîmde yer alış hallerine dikkatimiz çekildi.
Her sûrede âyetler içerisinde dağılış ve kullanılış metodunun boşuna ve gelişigüzel olmayacağından yola çıkarak bunun üzerinde tefekkür etme yoluna koyulduk.
Mânâ sırları olarak varamadığımız ancak hikmetinden kuşkusuz yararlanacağımız kanaati ile bu şekilde kullanalım dedik.
Sizin bu başlığı açmanız büyük bir kapının yerinden bahsedilmesi gibi birşey oldu.
Bu sitede, bu mübârek zâtlar arasında bu konunun konuşularak kat kat katlanması mânâsına erilmesi ve neş vü nemâ bulunması ümidindeyim.
İnşâallah bu başlık çoğu üyenin dikkatini celbeder de katılım fazla olur, sadece bir yorum yazmak ile kalmayarak mübârek sonuçlara ulaşmamıza vesile kılınır, himmet edilir, hikmeti açılır, mânâsına erilir...
Gönlünüze sağlık, aklım erdiğince gönlüm yettiğince izin verildiğince sizleri takip etmeye çalışacağım.
“İnsan nisyan ile ma’luldur” sözü beni anlatıyor âdeta.
Bu nedenle konunun netten sohbet halinde konuşulması durumunda haberdâr edilirsem memnun olurum.
Resim
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

Fikirler

Mesaj gönderen senim »

ALLAH ın Selamı ve Bereketi üzerinize olsun,

Bu girişimler nefesimi kesiyor.
Aylardır derinine inmem gerektiğini dikte eden duygular altında ezilmekten kurtuluşun ışıkları yanıyor.
NURLAR YAĞIYOR sanki gökten üzerimize...

Düzgün bir çalışma ile bu konuyu açmamız ve altından kalkmamız mümkün olur duasındayız Bİ İZNİLLAH.

İsimleri tek tek her birini birer hafta boyunca incelemenin de öteseinde kişiler isimler ve kendi ilgi alanları doğrultusunda "özetlenmiş bilgileri" başlık altında toplayabilirler mi acaba diye bir düşünce kapladı;

Özellikle SÜNETULLAH'ı bize en güzel şekilde açıklayan KUR'ÂN-I KERÎM' de ki kullanım mahalleri anahtar niteliğinde önemlidir duygusundayım.

İlmimiz kısıtlı ancak DAMLALAR BİRLEŞİRSE çok özel sonuçlar alırız ALLAH'ın izni inayetiyle...


Şöyle bir fikrim var sizler ne düşünürsünüz?:

1-) İsimler ESMA'ÜL HÜSNA ana kategorisi altında ayrı ayrı başlıklar üzere açılır

2-) Her isim için genel KISA bilgiler verilir

3-) Her üye önce bu konuda kendi ilgi alanına göre "KUR'ÂN-I KERÎM" den
- HADİS-İ ŞERİF'lerden ve tüm cevherlerden ""düşünebileceğimiz tüm zuhur alanları" SEYR oluşturabilecek düşüncelerini yazar

4-) Bu paylaşımlar yine aynı başlık altında sorgulanır

5-) Bir hafta sonunda son görüşler ve hocamızın genel açıklamasıyla toplanır düzenlenir.

6-) 99 isim aynı düzende işlenir "" ki bu 2 yıla yakın bir süreyi kapsar""


Bu çalışma sisteminin BİZe getirisi ne olur?:

**En kıymetli ibadeti düzenli hâle getirmiş oluruz "" TEFEKKÜR"" (((İbâdetin az da olsa devamlası evlâdır...)))

**Düzenli bir çalışmayla oluşacak SİNERJİ nin pozitif etkisiyle verimli bir ilim tabanı oluştururuz. ((( Müslümanlar HAYIR üzerine istişare yaparlar)))

**Sürekli tekrarın dışında canlı bir ESMA'ÜL HÜSNA SEYR'inin DÜŞÜNCEDEN ÖRÜLMÜŞ BEDEN VE YAŞAMLARIMIZA getireceği katkıları tarif edecek kelimeleri ise bulmaktan aczim açıktır ((( ESMA'ÜL HÜSNA müjdesi)))


Fikirleriniz katılımlarınız çok çok önemli çok değerli
ALLAH yolumuzu açık eder inşaALLAH...

Saygıyla, Duayla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kariyb
Üye
Üye
Mesajlar: 36
Kayıt: 04 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen kariyb »

çok güzel bir konu açandan ve katkıda bulunan ve bulunacaklardan ALLAH razı olsun.
ilgi ile ve merakla bekliyor ve takip ediyorum.
nasib olursa , bizde küçükte olsa katkı da bulunuruz inşaALLAH.
Henüz başlamamışken, hadiste geçen ihsa kelimesini biraz daha açan olursa sevinirim.
kısaca değinilmiş ama biraz daha açmakta yarar var diye düşünüyorum.
(bu paylaşımda değil ama genelde sanki esma-ül hüsnayı EZBERLEMEKLE cennete gidilecek şeklinde tercüme ediliyor..)
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur_umim »

sevgili senim,
öz emekle böylesine önemli bir konuda BİZ BİRlik Olarak çalışmamıza sebeb olmanız ne kadar güzel düşüncedir.
sizi candan kutlar elden gönülden geleni ekleriz inşaallah..

ihsa :ahsâ kökünden gelen bir kelimedir. Saymak. Sayılmak. İstatistik, sayım. * Zaptetmek. * Ezber etmek. * Fehmetmek. İdrâk eylemek.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Senim kardeşim güzel bir organize olarak görünüyor. RABBİMİZDEN dileyelim manaları üzerimize açıla, sırları verile, ikram ve ihsan ile manada yürüşümüze olgunluk ve derinlik kata...

Bende izin verilir nasip edilirse Kur'an-ı Kerimdeki kullanılışlarını tesbit ederek oradaki terkipleri hazırlayabilir, bunları sunabilirim, sizce de uygun olursa...
Resim
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

Katılımlar...

Mesaj gönderen senim »

Sevgili Güllale NUR,

Gönlünüz nasıl isterse onlarla akın inşaALLAH.
Her türlü fikirle hisle gelin BİRLİKTE BİRlikle BİRleşmek nasip edilsin tüm üyelerle inşaALLAH...

Selamla Duayla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Azîz kardeşim,

Biliyorsun ki ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL:

" De ki: İster ALLAH diye dua edin (deyin) ister RAHMÂN diye dua edin. Hangisi ile dua etseniz olur. Çünkü (Esmâü'l-Hüsnâ) güzel isimler O'na hastır..." (İsrâ 17/110) buyurmaktadır.

Rahmânü'r-Rahîm olan Rabbü'lâlemîn, zâtı olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e Esmâü'l-Hüsnâsıyla dua, yâni zikretmemizi emretmektedir. Muradullah ise bu esmâların mânâsı ve sırrı ile tevhidî tekemmülümüzü tamamlamamızdır. Esmâü'l-Hüsnâ tıpkı bir eczane gibidir. Her derdin devâsı ordadır. Her birisi tek, emsâlsiz ve kıymetlidir. Nasıl ki öksürüğün, ateşin, gribin, iltihabın, kabızlığın, ishalin v.s. bir ilacı var ise mânevî âlemde de RABB'ımızın güzel isimleri böyledir. Yeter ki bilinçli ve şuûrlû kullanılsın. Bunun için eczacıların başı olan Fahr-i Kâinât (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizi duymamız ve uymamız şarttır. Muhammedî metodun dışında ve tersinde ise, zarar verebilir. Onun içindir ki nicelerini gördük ki çok yakıcı olan " Lâfzullah" zikrini, alt yapısı oluşmadan, rastgeleye, ehli olmayan zavallı şeyhlerin nefsî istekleriyle, çokça zikredip çektiklerinde, hayatları alt-üst oldu. Ne ev-bark, ne çoluk-çocuk ve ne de din kaldı!...

Kul İhvani.

Değerli Kardeşim Senim ,

Bu önemli konunun bizlerde açılımlar sağlamasına fırastı verecek girişiminizden dolayı sizleri tebrik ederim.

Allah CC Yar ve Yardımcımız olsun...
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

İnsanoğlu mükemmel bir fizyolojik ve psikolojik yapıya sahibtir.
Kendisini, yaşadığı mekanı, geçmiş ve geleceği düşünür.
Elbette bu sistemi muazzam bir denge ve düzen içinde var edip yürüten sistemin Sahibi ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'i de düşünür.
Ustasını ve Sahibini, sisteme sorar!..
Yaratanın özelliklerini (sıfatlarını) araştırır.
Zât-i İlâhîyyeyi niteleyen kavram kelimeler, sıfat ya da isim adı almıştır.
En güzel isimler olan Esmâü'l-Hüsnâ; Kur'ân-ı Kerîm'de 4 yerde (A'râf 7/180; İsrâ 17/110; Tâ Hâ 20/8; Haşr 59/24 bkz.) ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'e nisbet edilmiştir.
Gerçek isim Zât-i Âlisine aittir ve tektir ki: "ALLAH" dır.
Diğer isimler; niteleyen, ululayan, yücelten ve hürmet-saygı ifâde eden kelimelerdir.
Ve kesinlikle Kur'ânî nasslardan seçilip hepsiyle de dua edilebileceği bildirilmiştir.

Kur'ân-ı Kerîm'de ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'e nisbet edilen 300 civarında kavram vardır.
Hadis-i Şerîflerde 99 Esmâü'l-Hüsnâ bildirilmiştir.
Bu isimlerin mânâları gerçek anlamda olmayıp bizim anlayışımıza yaklaştırıcı ifâdelerdir.
Bilmediğimiz nice isimlerinin olduğunu Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dualarında buyurmuştur. (İmâm Ahmed, Müsned I-391 bkz.)

ALLAH lâfzı Kur'ân-ı Kerîm'de 2739 yerde çeşitli şekillerde geçmekte, harf-i târif almadan tüm harf-i târifli isim ve sıfatlarının mânâlarını kendisinde cem' eden câmi'dir.
Yâni ALLAH (celle celâluhu) dediğimiz anda, EL HAYY, EL VEDÛD v.d. ne dersek diyelim tüm Esmâ ve sıfatların anlamını Lâfzullah içerir ve kapsar.
Zâtî esmâ - sıfatî esmâ - esmâî esmâ - eşyâî esmâ...

Dikkat et ki gece ve gündüz isimleri aynı yerin, ayrı zaman ve hâldeki isimleridir.
Esmâlar da böyledir...
"ALLAH" ismi celâlî tektir ve asıldır.
Diğer tüm esmâları bu tek esmâ, kendi sıfatı olarak yansıtır...
Bu bir bakıma; bakan kişinin düz, çukur ve tümsek aynalarda değişik görünümü gibidir.
Veya aynı elektrik akımının her âlete kendi işini yaptırması gibidir...
Elektrik aynı iken fırının yandırması ve buzdolabının dondurması gibidir...

Muhammedî Tasavvufta esmânın da zâhiri ve bâtını vardır ki örnek olarak:
Muhabbetin çekirdeği olan "habbe" nin zâhiri; tohum, asl ve anadır.
Bâtını ise; BİZ BİLEliğinin Hak oluşudur.
Onun için Muhammedî Tasavvufta söz canlı bir tohum (habbe) dur ki, ehlini buldu mu vücûd bulur.
Ehlinden kasdımız muhatab olan kişi; uyur, uyurgezer veya sarhoş değil de ayıksa mutlaka bu sözden bir nâsibi vardır ki kısmet olması için gayret göstermesi gerekir.

Muhammedî Tasavvufta kişinin öğretim ve eğitiminde; kendi özünün parmak izi gibi özel (hususî) ve kişiye mahsus galib (hakîm) esmâ vardır ki, isti'dâd ve karakteri olup kulluk kemâlâtında asıldır ve a'yân-i sabitedir.
Sabit nokta ve Muhammedî nur prizi dediğimiz öze ulaşım (sıla) için, Muhammedî oluş şuûruna erip Muhammedî islâh ve iflâh istasyonunda;
bedeni terbiye,
nefsi tezkiye,
kalbi tasfiye ve
ruhu teclîye gerekmektedir.
Mürşid-i Mutlak olan Muhammed aleyhisselâm Rahmetenlilâlemin olarak tek İlâhî İstasyondur.

--- "Ve alleme Âdeme'l- esmâe küllehâ.....:Âdem'e bütün isimleri öğretti....." (Bakara 2/31)

Biliyoruz ki insana fıtrî olarak her esmâ yüklenmiş ve bunları çeşitli işlerde kullanmaktadır.
Bu esmâlar ise zıdlıklar taşır.
Kişiyi, EL NÂFİÜ (cc) esmâsı insanlara menfâat ve fayda vermeye çağırırken, EL DARRU (cc) esmâsı ise zarar vermeye çağırabilir.
Kişinin merkezindeki "Galib (etken) Esmâ", etrafında dönen esmâlardan etkilenir.
Ne var ki Muhammedî metodla rüşdüne eren Hususî Esmâ, saf nur ve sırf hayr olur.
Sanki Muhabbet Mıknatısı gibi bir ucuyla emredilen hak ve hayrı çekerken diğer ucuyla da yasaklanan bâtıl ve şerri iterler.
Esmâ gücünün fayda ve zararı kulun, kulluk imtihanındaki tercihi ve cüz'î iradesine bağlıdır.
Ateş gibi, bizi ısıtır da yakar da!..
Kâinâtta tüm esmâlar EL ZÂHİRU (cc) esmâsının mazharında (masdar mimi aynasında) zuhûr ederler...
Ve tüm esmâların kendilerine mahsus muhteşem, muazzam ve mübârek hünerleri vardır...

--- Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH (cc)'ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. ALLAH tektir, teki sever." buyurmuştur. (Ebu Hureyre (ra) dan; Buhârî, Da'avât 68; Müslim, Zikr 5-2677; Tirmizî, Da'avât 87-3502)

(KUL İHVANİ DİVANI)
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Azîz kardeşim,
Bazı konularda özellikle ve israrla duruşumuzun sebebi; maksadımız olan Muhammedî söz (i'tikad, inanç), amel (sünneti seniyye), ahlâk ve hâle ulaşmak için; tek yol, tek çâre ve tek veri (done) olan Kur'ânî (Rabbanî) ve Muhammmedî metodun esası oluşlarındandır.
Esmâü'l-Hüsnâ'da böyledir.
Mârifet; kişinin önce kendini, sonra RABB'ini bilip tanımasıdır.
RABB'ini tanımanın yolu ise masal, hikaye, rüyâ, hayal v.s. ile olmayıp, bunun için merhameten ve ikrâmen inzal buyurulan Kur'ân-ı Kerîm ve onu tatbik edip yaşayan Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dir.
Esmâü'l-Hüsnâ, nasslarda (delili Kur'ân-ı Kerîm âyeti celilesi olan) terkibi (birlikteliği, sentezi) ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e nisbet edilen isimlerdir.
Hiç unutma ki MUHAMMEDÎ TASAVVUF Tevhid ilmidir.
Tevhid ise; herşeyde tekliği esas alan İslâm Dininin aslıdır.
Tasavvufta da tevhid esasdır, tektir ve konuşan (mütekellim) ALLAH Tealâ'dır.
Muhatab (dinleyen ve uygulayacak) olan da tektir ve "BİZ" dir...
"BİZ" ise; bir vücûd, bir şühûd, bir sücûd ve bir ühûd (ahd, ahdler) sahibi olan Fahr-i Kâinât MUHAMMED ALEYHİ'S SELATÜ VE'S SELÂM'ın; söz, amel, ahlâk ve hâllerinde yok olup Muhammedî tebliğe ermişleriz...
Sen, ben, o; birleşti ve BİZ olduk.
BİZ, BİRiz ve Muhammedîyiz!...

Kur'ân-ı Kerîm'de geçen Esmâü'l-Hüsnâlarla beraber hadîs-i şerîflerde de geçen Esmâlar da vardır.
Esmâü'l-Hüsnâ; RABB'ımıza karşı saygı duymamızı, kani' olmamızı, kalbî huzur duymamızı, lütûf, ikrâm ve ihsânını umarak dualarımıza vesile saymamızı sağlar.
ALLAH Tealâ hakkında yeterli ve doğru bilgi sahibi kılar.
Tanıtıcı ve imânda mutmaîn kılıcıdır.
Esmâü'l-Hüsnâ insana zihnen ve fiilen, "Var olan" yaratıcıyı anlatmaktadır.
İsim ve sıfatları sayesinde aklen; ilim, irade ve idrak edilebileceğini bildirir.
Kur'ân-ı Kerîm' de israrla ve defalarca insana emir ve tavsiye bulunan dua ve zikrin sebebi; aklen ve vicdanen yaratık olan insanın yaratanı ile bağ kurmasıdır.
Esmâ kelimelerinin ağızlardaki seslerde kalmayıp kalblerdeki ilim ve irfân anlayışına dönmesinin şart oluşunu Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in dualarında geçen sayısız isimlerden anlamaktayız.
İnsan ve aklı, ilâhî isimlerin tecellîsine mazhar olurken kâinât hayatında da bizzât yaşamaktadır.
Hatta her kişiye özellikle tecellî eden galib isim olduğu da bildirilmiştir.
Sıfatlar ve isimler; Zât-i İlâhiyyeye nisbet edilen mânâlardır.
İnsan aklının (hafsalasının) anlayabileceği düzeyde bir benzetme ile ifâde edilebilmiştir.
Duyular ötesi olan ALLAH (celle celâluhu); Zât-i Alîsininin sıfat ve isimlerini duyular âleminde ve bu âlemin kavramları ile ifâde buyurmuştur.

EL BASÎR (celle celâluhu): "Herşeyi, her zaman, her yerde ve her hâlde mutlak mânâda tümüyle ve hakkıyla görücüdür" diyeceğiz ve bileceğiz!...

Ve görmesi, bizim görmelerimizden târifsiz bir şekilde farklı iken aklın imkanları içinde yine de insanın görmesi anlamındaki "Basar-basîret" kelimesini kullanmak mecburiyetindeyiz.
Başka da yol yok!..

Resim--- ".... O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir." (Şûrâ 42/11)

Buyuran ALLAH Tealâ'nın her hususta benzerlik ve benzetmekten münezzeh olduğunu azıcık aklı olan bile anlar...
Esmâ ummanında insanoğlunun kendi aklı ve duyuları ile sonradan konulmuş bir tek isim bile olamaz.
Çünkü ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL, tanıttığı kadarıyla tanınabilir.
Her birisi, Aşk Âleminde sonsuz seyahat için birer füze gibi olan isimlerin markası tek olup Kur'ânî (Muhammedî) dir…


İSİM ve İSİMLER (ESMÂ)

Kur'ân-ı Kerîm'de 113 sûre "Besmele (isim)" ile başlarken, 2 sûre içinde daha geçer.
"İsm" kelimesi 9 yerde,
"İsmullah" 9 yerde,
"İsmü Rabbike" 9 yerde,
"İsmuhu" ise 20 yerde zikredilir.
"Esmâü'l-Hüsnâ" ise Kur'ân-ı Kerîm' de 4 yerde yer alır ki bu âyeti celilelerde ALLAH Tealâ'nın Tevhidi bildirilip; tenzihî, subûtî ve fiîlî sıfatlarını içiren isimler zikredilir.

Resim--- "Oysa en güzel isimler (Esmâü'l-Hüsnâ) ALLAH'ındır. Onun için siz O'nu onlarla çağırın ve O'nun isimlerinde sapıklık eden mülhidleri bırakın. Yarın onlar yaptıklarının cezâsını çekeceklerdir." (A'râf 7/180)

Resim--- "ALLAH, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O en güzel isimler (Esmâü'l-Hüsnâ) hep O'nundur." (Tâ Hâ 20/8)

Resim--- "O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren ALLAH'tır. En güzel isimler (Esmâü'l-Hüsnâ) O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar, O'nu tesbih ederler. O öyle üstündür, öyle hikmet sâhibidir." (Haşr 59/24)

Resim--- "De ki; " ALLAH deyin, RAHMÂN deyin; hangisini derseniz, hep O'nundur, o en güzel isimler (Esmâü'l-Hüsnâ)...." (İsrâ 17/110)

Bizler, Lâfzullah olan ALLAH (celle celâluhu) için mânâ aramayız, diğer isimleri anlar ve hayatımızda dua, iltica, yalvarı ve tatkibatta yaşarız, severiz ve sayarız.
Önemli olan ALLAH rızasıdır!...

--- Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): " ALLAH (cc)'ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. ALLAH tektir, teki sever." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; Buhârî, Da'avât 68; Müslim, Zikr 5-2677; Tirmizî, Da'avât 87-3502)

Bu hadîs-i şerîfle Ebu Hureyre (Radiyallahu anhu)'dan bildirilen ve Tirmizî ve İbn Mâce tarafından ek olarak verilen isim listesinde; Tirmizî, ALLAH (celle celâluhu) ile başlar ve Es Sabur (celle celâluhu) ile biter ve 99 ismi bildirir.
İbni Mâce'nin listesi ise isimler açısından farklılık arzeder ve EL AHADÜ (celle celâluhu) ile bitirip 100 ismi bildirir.
İki liste birlikte 125 isim içerir.
Bu listelerde olmayıp da Kur'ân-ı Kerîmde geçen 15 isim daha olup toplam olarak 140 ism-i şerîftir.
Sahih hadîs-i şerîflerde bildirilen ve dua içlerinde olan isimler de vardır...
Ancak; önemli olan; sayı değil de saygıdır...
Kim, "KİM" in ismini zikrediyor.
Kişinin ağzının söylediğini kulağı duyuyor mu?
Kulağı duyuyorsa, kalbi bu duyuma uyuyor mu?
Ve "El Hâlimü (celle celâluhu)" yu zikreden kul kendi imtihanı olan hayatta da hâlim selim mi?
Yoksa yedi başlı canavar mı?..
Esmâü'l-Hüsnâ çokluğu, çok yönden kolayca ve tezce kemâlâtımızı temin içindir...
Biz felsefe ve cedeli istemeyiz.
Çünkü tasavvuf içindeki Muhammedî neş'e ve cem' bizi "BİZ" yapar ve ilâhî isimleri anlayarak zikreder ve bizi ilgilendirenlerinin hükmüyle yaşamaya azmederiz.


(KUL İHVANİ - ESMÂLAR)
Resim
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

teşekkür

Mesaj gönderen senim »

Bu muhteşem katkı için teşekkür etmek istedim sadece...

Halka teşekkür etmeyen HAKK'a şükredemez ...

ALLAH cc BİZden razı BİZ ALLAH'tan razı BİRe döneriz inşaALLAH

Selam ve Dua ile
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

ESMA UL HUSNA'DA

Mesaj gönderen Gariban »

Resim
ESMA ÜL HÜSNA'DA :

Biz Esma ül-Hüsna'nın manasından dağınık ve gevşek bir şekilde konuşuyoruz. Fakat İlm okyanusunu açıp baktığımızda, farkederiz ki esma olan kişi İnsan'dır. Esma; suret, beden, yahut şekil anlamındadır ve hüsna ise bu suretteki ALLAH'ın zatıdır. Zat, açıklamadır, O'nun rahmeti, O'nun sırrıdır. Bu Zat, 28 harf ile birbirine bağlanmış esma olan "Surat ul-İnsan" dan, İnsanın suretinden doğru görülmek zorundadır. Bu esmada Hüsna - O'nun vilayeti vardır. İlm okyanusundan anlasılması gereken şey budur. Bunu sadece yazıp ezberlemenin bir anlamı yoktur. Fakat; Resul'un "Gidin ve İlmi arayın"dediği gibi,bu en harika hazine olan İlahi İlmi aramalıyız. İlim budur. Su ana kadar gördüğümüz şeyler görülebilen şeyler hakkındaki yazılardır. Bu, sadece örneklerden öğrenmektir. Fakat Rasulullah'a gelen bu şey ise İlim'dir. Bu, kalp üzerine damgalanmıştır. Kalbin üzerine damgalanan ALLAH'ın kudreti ve kelimeleri hakiki İlim'dir. Vilayetler ise kalpteki ve kalpten doğru olan tecellilerden olan şeylerdir. Ve kalp açıldığı zaman, bu hal ibadettir ve dua halidir. Bunu anlamalıyız. Eğer bu durağı gerçekten anlarsak, o zaman bu mükemmel saflığın İlmi denilen şey gerçekleşmiş olur.

Çocuklarım! Sahip olduğumuz çeşitte bir bilgi ile, ALLAH'ın 99 güzel ismi olan Esma ül-Hüsna'nin tam bir anlayışına ulaşmayı asla ümit edemeyiz. Bu İlmi kullanmamız ve onunla her bir kısmı ince ince inceleyip icine bakmamiz lazim.

99'dan bir vilayeti, sadece bir tekini alsak, ve İlim kılıcıyla onu 10 milyon zerreye bölsek, ve bu bu parçalardan birisini alıp onu 10 milyon zerreye bölsek, ve sonra bu zerrelerden birisini alıp baksak içine , 99 zerrenin bir birlerine dokunmaksızın dönüp dönüp devir yaptiklarını görürüz.

Simdi, bu zerrelerin birisini alıp onu kesip 9 milyon zerreye acsanız ve onu inceleseniz, 99 zerrenin birbirine dokunmadan devrederek dönüp dönüp durduklarını ve ALLAH'ı tesbih ettiklerini görürsünüz. Şimdi, Bütün gerisini bir kenara attıktan sonra bir zerresini alırsanız ve onu 5 milyon zerreye kesip açarsanız ve bu parçaların birisini alıp baktığınızda, 99 zerrenin birbirine dokunmadan devrederek dönüp dönüp durduğunu görürsünüz. Bu parçalardan birisini tekrar alırsanız ve onu iki buçuk milyon kez keserseniz, diğerlerini bir kenara atıp içinden birisini alıp incelediğinizde yine 99 zerrenin devri daim yaparak bir birleri etrafinda dönüp dönüp durduklarını görürsünüz. O'nun vilayetleri, O'nun rezonansları ve O'nun sesleri biri diğeri etrafında devrederek bir birlerine dokunmadan dönüp dönüp dururlar.

Eğer bu zerrelerden birisini alır ve onu iki milyon zerreye ayırırsanız, bu zerrelerin birisi 99 zerrenin(kısmın) bir birine dokunmaksızın devri daim ile dönüp dönüp durduğunu gösterecektir. Bütün gerisini atıp bir tek zerreyi alarak onu bir milyon zerreye bölseniz, ve bu zerrelerden birisini inceleseniz , bu 99 halen birbirine dokunmadan devredip dönüp dönüp dururlar.

Simdi, bu zerrelerin birisini alıp onu 500 bin zerreye ayırsanız ve bunlardan birisini inceleseniz, tekrar 99 kısmın dönüp dönüp bir birine dokunmadan devrettiklerini göreceksiniz.

Simdi, bu zerrelerin birisini alıp onu 100 bin zerreye ayırsanız, ve bu zerrelerin zerresini alıp kestiğinizde, İlim ile kesmeye devam ettiğiniz müddetce, içinde bulunan kuvvet büyüyüp durur. Ve kesip baktığınızda, bu parlaklık birbirine dokunmaksızın 99'ar 99'ar devri daime devam ederler. Eğer bir zerreyi alır 50 in zerreye bölerseniz ve bunların birisini incelerseniz bir birine dokunmadan 99 zerre olarak devri daim edeceklerdir. Eğer bunu alıp bin parçaya kesseniz ve bunlardan birisini inceleseniz birinin diğeri etrafinda bir birine dokunmadan dönüp dönüp durduklarına şahit olursunuz.

Ondaki kuvvet tanımlanamayacak kadar aşırı büyüktür. Sizi yutacaktır. Sizi içeri çekeçektir. Suretiniz, İlminiz ve İrfaniniz kendinden gececek, bu kudret karşısında gözü kamaşacaktır. Böylece, bu kuvvet sizi, sizde bu kuvveti yutarsınız. Bu sadece ALLAH'ın vilayetlerinden birisinin halidir. Fakat, daha O'nun fiilleri, hizmeti, görevleri, nitelikleri, idaresi olan 99 vilayeti vardır. O'nun ifa ettiği gorevlerin hali bu dur. Esma-ül Hüsna denilen şey budur.

İlm ALLAH ile seni vuslat ve birlik haline getiren şeydir. Kalb yukarı ALLAH'a doğru döndüğü zaman o KALB'tir. Hilkate doğru aşağı dönerse o zaman köpektir. Aşağı doğru baktığı zaman , dışarıya doğru sarkık dili ile salyasını ağzından akıtan KELB'tir(Kelb arapçada köpek demektir). Kalp yukarı baktiğı zaman, ALLAH'a dönmüş bir KALB'tir. Bu kalb Bahrul-İlm'dir, İlahi İlm okyanusudur. İnsan'in Esma-ül Hüsna'nın manasını anlaması lazım, fakat bunu anlayacak olan köpek midir? Hayır. Kalp aşağı doğru baktığı zaman, sadece pislikleri, kemik, kir, leşleri ve atılmış şeyleri gören bir köpektir. Köpeğin ardına düşüp araştıracağı seyler bunlardır. Bu İlim değildir, bu KELB'tir. Kalp yukarı doğru ALLAH'a baktığında , işte İlm bu dur. Işte o zaman Bütün bu öğrendiğimiz şeyler doğru olur. Bu hal bizde belirmediği müddetçe, KELB olduğumuz müddetce orada doğru bir öğrenme yoktur... Orda İlm yoktur... Bu, şehvet köpeğinin öğrenmesi, koklaması ve yalamasıdır sadece. Fakat İlm; ALLAH'ın harikaları, O'nun rahmeti, O'nun hazinesi ve İnsana verilmiş olan Bütün bilgi olan Esma -ül Husna'yı anlayacak İlahi bilgidir. Bu İlm İnsan'a Bütün bunu anlasın diye ihsan edildi.

ALLAH sizlere İlahi İrfan ya da İlm ihsan etsin. Fakat İman'nınızı güçlendirmek zorundasınız. Her ne yapmaya koyulursanız koyulun İman kuvvetine ihtiyaç vardır. Her nefes , ALLAH'a doğru sizin niyetinizi taşımalıdır. Gözlerinizde , bakışlarınızda, ve her göz atışınızda ALLAH düşüncesi olmal. Gözlerini doğruyu ve yanlışı anlamalı. Kulaklarınız doğruyu ve yanlışı nasıl ayıracağını bİlmeli. Burun, doğru ve yanlış arasındaki farkı bilmeli. Dil doğru ve yanlışı ayird etmeli. Lezzet helali haramdan ayırmak zorunda. Bedenin, tavazu, ihtiyat, kötülükten tiksinme ve iç kuvvet gibi doğru nitelikleri anlaması lazım. Midenin sabır ve şükürü anlaması lazım.

Bizim her cüzümüz yapmak zorunda olduğu şeyi, gerçek bir şekilde anlar ve yaparsa, o zaman bu İlm hali olur. O zaman biz kötülük işlemeyiz. ALLAH'a doğru döndürülmüş oluruz. Fiziksel görüntümüzden yanlış olan Bütün şeyleri bertaraf etmiş oluruz, ve ondan sonra bize Bütünlük ve doğruluk yolu açılır. Hadi hepimiz bunu düşünelim şimdi.

Esma ül-Hüsna'nın sadece küçük bir anlamından bahsettim. İrfani olanlar onunla daha daha yükseğe gidebilirler. Bu açıklama bir karıncanın, bir kırmızı karıncanın, karıncaların en küçüğünün, Bütün karıncaların en hakir görülen ve küçüğü olan karıncanın İrfanına aittir. İrfan'a sahip olanlar, İnsan olanlar, onun ihtişamını anlayacaktır. İçinde ayırımcılık olanlar anlamayacaklardır. "Sen" ve ya "Ben" denilen şeye sahip olanlar anlamayacaktır. Benim ki senin ki , benim kitabım, senin kitabın, benim dinim, senin dinin diyerek fanatik ayrımcılığa düşmüş olanlar anlamayacaklardır. Fakat bu farklılıkları kurban etmiş, bu farklılıkları kesmiş atmış olanlar ALLAH'ın niteliklerini ve O'nun Esma ül-Hüsna diye bilinen şefkatli hizmetini anlayacaklardır. Esma ül-Hüsna, O'nun ifa ettiği hizmetlerdir(görevlerdir). Lütfen bunu anlayın.

Bu nedenle çocuklar, lütfen ALLAH'ın ilk sebep olduğunu bilip anlayın. Bunun için, inanç, inanç kararlılığı, bayrak gibi dalgalanmayan istikrar ve İman gereklidir. Bütün dünya, böyle bir İmana sahip olan kişiye karşı cephe alacak ve onu ezmeye çalışacaktır. Bu nedenle, şeytanın niteliklerini kesip atmak için, ALLAH'ın tahtı olan arşın kaplanı olarak bilinen, kararlılığın, istikrar ve İmanın o kudretli kılıcına sahip olmalısınız. Baska her şey kesip atılmalıdır. yapmamız gereken şey bu dur. Lütfen deneyin.

Hepimiz bu İlahi İlimi anlayabilirmiyiz. ALLAH İlmini üzerimize ihsan etsin. ALLAH bizdeki niteliklerini yeşertsin. Yaptığımız işleri fiilleri O'nun fiillerine çevirsin. Haydi, ciddi bir azimle O'nun sözüne itaatkar olmak için çalışalım. O'nu, O'nun Resulunü, ve O'nun kalbini takip edelim. Bundan doğru , Sır-at' ül mustakime dönelim, ve bu duayı direkt olarak ALLAH'a yapalım. Rahmetini üzerimize ihsan etsin.

Es-selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühu kulluh; ALLAH'ın huzuru, O'nun rahmeti , O'nun cömert ihsanları ve her şeyi üzerinize olsun.

M.R. Bawa Muhyiddin (K.S)

Referans: Muhammed Raheem Bawa Muhaiyaddeen, "Asma Ul-Husna-99 Beatiful Names of ALLAH", 2002 print ,The Fellowship Press, p.166-172.
Çevirmen: Barbaros Sert
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Barbaros kardeşim gönlüne bereketler dilerim çok harika sırrları bize ulaştırdın KARINCA ADAMIMIZdan. Sav Efendim memnun, ALLAH cc razı olsun bu hizmetinden inşaALLAH!....

muhammedi muhabbetlerimle
Resim
Kullanıcı avatarı
NuruM
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 350
Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen NuruM »

Onk. Dr. Haluk Nurbaki

Hayyu'l- Kayyum Esmalarının Sırrı

Varlıklarda iki temel nitelik vardır.

a) Var olup mekâna uyum sağlama, durabilme, durumunu devam ettirecek geometrik ve fizik dengeyi sağlama.

Varlıkların bu niteliği Kayyûm sıfat-i ilâhî’sinin yansıması ile oluşan bir var oluştur. Maddesel varlıklarda bu eylem gravidasyon dediğimiz manyetik bir gizem şeklinde görülür.

b) Varlikların ikinci temel niteliği ise uyum sağlayıp var olduğu durumu devam ettirme eylemidir. Canlılarda yaşam eylemi şeklinde görülen canlılık, varlıkların varlıklarını devam ettirmek için verilen imkânlardan sadece bir tanesidir. Çok net görüldüğü için hayatiyet deyince akla canlılık gelir. Halbuki her madde yaşamak için elektromanyetik bir eyleme mahkûmdur. Atomun elektronu, güneşin gezegenleri ve nihayet ışınlar tüm enerji zerrecikleri daim bir hareket eylemi içindedirler. Iste çeşitli değişim ve hareketlerle temsil edilen bu özellik ise Allah’ın Hayy esmasının yansımasından doğan bir başka var oluş sırrıdır.

İşte Allah kendi sonsuz ve mutlak varlığını âyet-el kürsinin ilk cümlesinde emrettikten sonra varlık diye görülen her şeyin ilâhî sıfat ve esmâların yansımasından doğduğunu bildirerek:

Elbette “O’ndan başka bir şey yoktur” sırrını bu kez âlemlerin seyri açısından bildiriyor.

Hayyu’l-Kayyûm esmâlarınınn anlaşılması fevkalade önemlidir. Çünkü âlemlerdeki her olay ve varlık enfüsûndan bu esmâlarin sırrını taşır. Ne var ki hiçbir sekilde Allah’ın bir parçası degildir. Kavranması fevkalâde güç olan bu ciheti dilim döndüğünce açiklamaya çalışacağım.

Önce evrendeki Hayy ve Kayyûm esmâlarının yansıması ile varlıkların oluşundaki yasalari örneklerle tanımamız gerekiyor. Cenab-ı Hak âyet-el kürsi’de bu iki esmâyi birlikte zikrederek Hayy ve Kayyûm sırlarının iç içe ve beraber seyrettiklerini bildirerek hârika bir Kur’an mucizesi sergilemiştir. Çünkü tüm fizik ve biyoloji olaylarının temel ilkesi budur.Hem esmâlari daha iyi anlamamız hem bu mucizeyi fark etmemiz için birkaç örnek vermek istiyorum.

devam edecek inşaallah.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
Cevapla

“Esmaü’l – Hüsna” sayfasına dön