RAMAZAN NE GÜZELDİR

Cevapla
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

RAMAZAN NE GÜZELDİR

Mesaj gönderen katre-iNur »

Ramazan ne güzeldir :

Ramazan ayında hep çocukluğum aklıma gelir. Sahura kalkan büyüklerimizi takip ederdik ve biz de kalkacağız ve oruç tutacağız diye yarışırdık kardeşlerimizle. Çoğunlukla uykudan kalkamaz sonrada anneme kızardık neden bizi kaldırmadın diye. O nur yüzlü melek kaç kere yanına geldim uyan dedim ancak uyandırmadım dediğinde inanmazdık. Gözlerimizde yaş feryat figan ederdik. Babam da o zaman siz tekne orucu tutun derdi.
Tekne orucu nedir bilir misiniz? Bizim memlekette tekne orucunu henüz aklı baliğ olmayan çocuklar tutar. Bir çeşit alıştırma orucudur. Acıkırsan dayanamayacak olursan yemek içmek serbest. Ancak karnın doydu mu tekrar oruç devam eder. Anne ve babanın sözleri bu süre içerisinde daha başka tutulur. Bakkala gidilecekse o gitsin bu gitsin denmez. Kim oradaysa hemen gider evin ihtiyacını bakkaldan alır gelir. Edepli olmaya dikkat edilir. Kardeşler kavga etmemeye gayret ederler. Bahçedeki kediye sokaktaki köpeğe ya da daldaki kuşa taş atılmaz. Oruçluyken bunlar kat kat daha da günah derdi annem.Onlar da ramazanda kendilerine göre oruçludur.
Oruç tutana merhamet oruç tutanın görevidir derdi babam. Asla elimizde ekmekle sokağa çıkarmazlar dı . Babam bize sakın ha derdi belki birinin canı çeker çok günah olur derdi…
Akşama doğru oyun öyle tatlı olurdu ki ezan okunmaya yakın annem seslenirdi bizi çağırırdı hadi gelin iftara diye. Eve geldiğimizde iftar sofrası kurulmuş olurdu. Evi mis gibi pide kokusu sarardı. Herkes masanın başında toplanırdı oturur beklerdik . Ezan okunurdu top atıldı derdik mahya ışıkları yanınca. Hep birlikte orucumuzu açardık. Allah ne verdiyse.
Babam hep Ramazanın bereketinden bahsederdi.

Ne güzeldir Ramazan. Teravihe giderdi büyüklerimiz biz de onlarla birlikte…
Ancak camide arkadaşlarımızla bir araya getirmezlerdi bizi. Çocukluk işte bir fıkırdama başladımı kimse susturamazdı bizi. Sonunda kulak çekilecek biliyorduk ama nedense bir gülme tutar bir türlü kurtaramazdık kendimizi bundan. Çoğu zaman sakallı büyük dedeler bizi camiden kovar rahatça teravihlerini kılarlardı. Biz de dışarıda oyun oynardık büyüklerimiz camiden çıkıncaya kadar. Şimdilerde ben böyle bir durumlar karşılaşınca çocuklara kızmıyorum biliyorum ki biz de aynısını yapardık.

Eve döndüğümüzde aile büyüklerimiz bir araya gelir dini sohbetler yaparlardı. Bizim oralı tüfekçi Mehmet Ağa diye bir aile dostumuzu hiç unutmam kendisi çok bilgiliydi. Bize peygamberlerin hayatı şeytanın hileleri ve kuran-ı kerimden bazı bölümleri anlatır tüm aile can kulağı ile dinlerdik kendisini. Ben bazı bölümlerde korkardım . Cennet cehennem ve ölümden sonraki hayat konularında nedense çocuk saflığında bir korkuydu bu.

Gece saat ilerlediğinde tekrar başlardı sahurda kaldırın ama sakın unutmayın ha mevzusu. Annemi bu konuda iyice tembihledikten sonra çocuk masumiyetiyle uykuya dalardık. Arkadaşlarımız arasında güzel bir rekabet de vardı. Ben dayanabiliyorum sen dayanamadın mı diye bir birimizi de kontrol ederdik. Oruca dayanabilenler daha bir ağırdan alırdı kendisini.

Annem bazen de yemek pişmiş mi diye bize baktırırdı. Derdi ki iftar yapanların sevabının bir kısmı da size yazılır. Oruç tutanlara güzel iftarlıklar hazırlanması için yardım edenin de sevabı çoktur derdi.
Bazı geceler babam ve annem de uyanamazdı sahura. Son dakikalarda uyanılıp bir şeyler atıştırma telaşı olurdu evde bu duruma birkaç defa şahit olmuştum. Ne güzel bir telaştı bu.
Ramazan sonuna doğru bayramlık giyecek ayakkabı vs hevesi kaplardı içimizi. Ramazan bayramında eller öpülecek ve bahşiş toplanacaktı. Bu ne güzel bir heyecandı.
Bayram arefesinde bayramlık ayakkabı ve elbiselerimizi başucumuza koyardık. Sabahı zor eder hemen onları giyip iyelik duygumuzu yatıştırmaya çalışırdık. Ne güzel bir heyecandı. Erkekler bayram namazına gider hanımlar evde sabah kahvaltısı hazırlığı yapardı. O zamanlar Bayram gazetesi çıkardı. Fırından sıcak ekmek ve bakkaldan bayram gazetesi alınır eve gelinirdi. Kahvaltı hazır olmasına rağmen tüm aile önce bayramlaşır sonra kahvaltısını yapardı.

Ne güzeldir Ramazan…

Rabbim hepimizi Ramazanı hakkıyla yaşayan ve günahlarından arınmış olarak sonuna ulaşan kullarından eylesin.

Es Selam
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Amin Sevgili Nurullah kardeşim… yüreğine sağlık ne güzel, ne tatlı bir sohbet olmuş…
Ne kadar da BİZ’den tüm anlattıkların…

“Hâlin ne ise müşterisi sen oldun” der Kenan Rıfai Hazretleri…
Muhakkak doğru söylemiştir mübarek… ancak hikmetini kavrayamadığımdan olsa gerektir ki
Bazen hayata bakıp ta diyorum ki; Keşke hep çocuk kalsaydım… büyümeyi ben mi istedim?

Bu yaşadıklarıma ben mi müşteri oldum, ben mi talep ettim acaba?
Bunu düşündüğümde neden ve nasıl olduğunu tam kestiremesem de içimden bir ses yürekten ;” EVET” diyor… Çünkü insan bir şeyi istiyor ama o istediği şeye nelerden geçerek ulaşacağını bilmediğinden sanıyor ki yaşadıkları istediği şeyler değildir… Sonuç ile nedenleri bağdaştıramıyor…
Çocukken yaşadıklarımızın, o anda onları yaşarken sonra gün gelip te bize bunları hissettireceğini, düşündüreceğini biliyor muyduk… O çocuksu heyecanlar ile coştuğumuz Ramazan sevinçleri nedeniyle değil mi bugün bu halde ;”Ne güzeldir Ramazanlar” deyişimiz…

Bugün yaşadıklarımız da inşallah ileride daha da fazla Allah cc.’u ve Resulünü sevmemize neden olsun.
BİZ’i Salih kullarından eylesin inşallah…

Selam ve sevgiler…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Değerli Halim Can;

Biz hepimiz Muhammediyiz . İşte bu sebeptendir ki farklı illerde yaşamamıza ; aramızda yüzlerce ,binlerce kilometre mesafelerin bulunmasına rağmen can cereyanı bir olduğundan duyumlarda aynı oluyor haliyle... İnşaallah evletlarımız bizimle birlikteyken böyle güzel tadlar hissederler de ileride bizden sonra bu tadları birbirleriyle paylaşırlar.

Muhammedi muhabbetlerimle...

Es Selam


[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Zehra
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 422
Kayıt: 10 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen Zehra »

Sağolasın benim gönlü güzel NURULLAH abicim
Allah (cc) razı olsun ellerine sağlık
O kadar güzel olmuş ki yazını okurken ağladım
Cocukluğunda yaşadıkların bende de aynısıydı
Hepsi gözümde öyle bir canlandı ki icim sızladı
O iftar vaktinde top atılmasını beklemeler,
Dediğin gibi niye sahura kaldırmadın kavgası
Camiye gidip teravih namazları ve arife akşamı
Bayramlık elbiselerim ayakkabılarımı başucuma koyup yatardım
Sabah olmasını dört gözle beklerdim akşamdan
ANNEM (o melek yüzlüm ) ellerime kına yakardı...

Gerçekten bu mübarek ayın ayrı bir tadı vardır
Çocukluğumda küçük yaşta oruç tutuyordum
Sabah kalktım çok susamıştım masanın üstündeki
sürahideki suyu hep bitirdim bu arada annem ve babam
birbirlerine bakıp gülüyorlar ama ben anlamıyorum niye güldüklerini
Suyu bitirdim ANNEM "Hani oruç tutmuyor musun?" dedi
Ben aglamaya başladım niye hatırlatmadın
ben ne yapacam şimdi diye
Sonra dediler unuttuğun için bişey olmaz

Halim abinin dediği gibi keşke çocuk kalsaydım
O günlere dönmek için neler vermezdim ki ahh ....


Hepimizin Ramazan Ayı mübarek olsun
Rabbim cümlemize bu mübarek ayı hakkıyla geçirmek ve
bu ayın bizden razı olarak dönmesini nasip etsin İNŞAALLAH
Resim
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Kıymetli Kardeşim Zehra;

Ne güzeldi değilmi o günler. Çok güzel bir anekdot aktardın bize Allah CC Razı olsun. Eminim ki senin yazdıkların da bir çok kardeşimizde nice çağrışımlar uyandırmıştır.

Çünkü ben de senin gibi orucu unutup karnımı doyurmuştum. Babam da üzüldüğümü görünce" Allahu Teala sana özel sofra kurmuş ikram etmiş bu onun sana özel ikramıdır üzülme orucuna devam et" demişti.
Hey gidi günler hey!

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Bu mübarek ayın kendisine hoş ve manevi atmosferi içerisinde herşeyden zevk almanın doruk noktasını yaşarız. Her zaman Ramazan ayı iyiyi, güzeli ve manevi alemi yaşamada zevk vermiştir.
Çocukluk muhteşem. Çocukluk mükemmel. Ancak her yaşın bir güzelliği de var hani. Diyor ya Rasulullah sav. "Keşke demeyin" diye. Zaten takdirleri yazılmış olan imtihan alemindeki bizler bu günü nasıl oynayabiliyoruz diye imtihan oluyoruz. Akıldan dolayı. Doğru dürüst ve Rahmani mi yoksa Şeytani mi...

Çocukluğumuzda ekonomimiz fazla iyi değildi. Her zaman şükür ederdik. Annemle birlikte halı dokurdum. Taa ki uzun bir süre. Bayram da şeker bayramı diyerek 4. günün sonuna kadar şeker toplardık. Bazen bir elimizde ekmek, bir elimizde su kapının önünde Hoca Efendi nin Allahuekber demesini bekler, hadi bi oku. Hadi bakalım. Az kaldı. dakika, saniye derken. Ezan okunmaya başladı mı Besmele ile birlikte su. Su nun ardından da ekmeğe yanaşırdık.

Şeker toplarken kaliteli çikolata veren yer olursa ikinci kez giderdik. Birisinde Şehrin göbeğindeki bir apartmana girdik. Tüm arkadaşlarla şeker topluyoruz. Poşetlerimize. Zile bir bastık ki hayatımızda görmediğimiz bir zil. Zilde Konyalı'dan tutunda kardeşim. Aklınıza gelmedik oyun havası yok. Bir defa basıyorduk zile ha bire oynuyorduk. Allah' dan da evin sahibi evde yok. İkinci kez bastın mı oyun havası değişiyor biz yine devam ediyorduk. Ne eğlendik haa ne...

Sonra dedim ki ben çocukluğumda yaşadığım bu heyecanları ve eğlenceleri hiç bir zaman bu bayramları unutamadım. Ne yapayım ne yapayım derken aklıma şu öten balonlar var ya onlar geldi. Eskiden uçları kamıştı ama şu an plastik. İki kutu aldım. Çocuklara dağıtmaya başladım bayramda. Taaaa uzak sokaklardaki çocuklar da duymuş geliyorlar. Öyle sevindim ki. Çok hoşuma gitti. Şimdiden Bayramda çocuklara ne süpriz yaparım diye düşünüyorum. Benim bi balon işinden mahalleli de nasibini aldı. Bizim evden çıkan çocuk grubu balonu bir şişiriyor azizim. 10-15 tane çocuk. Birde bırakıyor. Mahallenin içinden sonra orkestra geçiyor. Tüm mahalleli balkonda. Ne diyeceksin kardeşim bunlar çocuk... sevinecekler...

Tüm çocuklara gönül dolusu öpüceklerle, Ramazan ayının gönüllerinde bir çiçek gibi güzel anılarla yaşanması dileğiyle.... Muhammedi Muhabbetler...
Resim
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Kıymetli Hakan Can;

Eskiden maddi bolluk yoktu haklısın herşeyi bol bol bulamazdık ancak manevi bolluk alabildiğince vardı. Belki de bu sebepledir ki eskiden aldığımız tadı şimdi alamıyoruz.

Dualarımızın kabulü dileği ile...

Es Selam
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Dostlarım,
Ne kadar güzel hatıralarınız var, okumak insana zevk veriyor.
Nurullah kardeşimin yazdıklarını az çok hepimiz degişik şekillerle yaşamışız anlaşılan.
Eski fırın vardı bizim Yedikule semtinde, ramazanda onunde hep kuyruk olurdu ve ramazan kış aylarına rast gelir kar yagdımı buz üstünde lapa lapa yagan kar altında kuyrukta sıcak ekmek ve pide beklerdik.
Bir saat evvelinden kuyruga girerdik anca sıra gelirdi.
Kuyrugun muhabbeti de ayrı olurdu.
Kimileri pidelerini iftar vaktinden once alamazdı.

Oruç tutmak istedigimizde ,annem bize siz çocuksunuz dayanamazsınız derdi, ama bir şekilde tutmak için can atardık ve oruca iştirak ederdik.
Bazen oruçluyken unutup dolaptaki suyu başımıza diktigimiz, bir başka çocugun ekmeginden bir parça yeyip sonra hatırladıgımız anlarda olurdu.
Çocuklar boyle anlarda kendi bilgileriyle degişik soylemlerle gelir kimisi "Oglum orucunuz bozuldu 61 gun cezası var şimdi yandınız" der,
kimisi "Annem dedi ki ALLAH boyle anlarda bize ikram edermiş bir şey olmadı oruca devam edin",
kimi ise "Olurmu lan artık bozuldu orucunuz şimdi artık yiyebilirsiniz" derdi,
İş sonunda ana babalarımızın bu konudaki bilgisine intikal edene kadar tereddütler içerisinde kalırdık.

Bayramlar ayrı bir lezzetti, o Hakan'ın bahsettigi çizgili düdüklü balonları çok iyi bilirim, renkleri hep kirmizi olurlardı genelde.
Bazen küçük barutlu roketler ve çatapatlarda cabası.
Elimizi yaktıgımızda olurdu bazen.
Zil çalıp şeker toplama işinide çok yapardık.
Öyle ki zaten mahallede bizi bilmeyen yoktu, topladıgımız paralarla tamek içerdik.
Bir bayram günü yine böyle gezinirken bir ailenin evine girmiştik, evleri çok pis idi, çocuklarının başları bitli idi, bana da o gün ilk defa bit bulaşmış, saçlarımdan babannem tek tek ayıklamıştı bitleri :) Bu da bayram bitimizdi , her zaman şeker olacak degil ya!

Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Barbaros Can;

Bitli bile olsa Ramazan ne güzeldir değilmi. Allah CC ya emanet olalım.

Selam ve Muhabetlerimle.
:)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

1653 - Ebu Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ben sizin görmediğinizi görür, işitmediğinizi işitirim. Nitekim sema uğuldadı, uğuldamak da ona hak oldu. Semada dört parmak sığacak kadar boş bir yer yoktur, her tarafta Allah'a secde için alnını koymuş bir melek vardır. Allah'a yemin olsun, benim bildiğimi siz bilse idiniz az güler, çok ağlardınız, yataklarda kadınlarla telezzüz etmezdiniz, yollara, çöllere dökülür, (belanızı defetmesi için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz."

Ebu Zerr (radıyallâhu anh) ilâve etti:
"Keşke sökülen bir ağaç olsaydım." Tirmizî, Zühd 9, (2313); İbnu Mâce, Zühd 19, (4190).


"Keşke" demek şeytan işidir diye sık sık duyuyoruz... Ancak her "KEŞKE" aynı değildir, doğru değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. İnsanların ağzından her "KEŞKE" çıktığında sanki yanlış bir şey söylemiş ve şeytana uymuş gibi hissetmelerine neden olmamak gerekir diye acizane hatırlatmak istedim...

Selamlar...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Allah CC bizlere bilerek veya bilmeyerek bil cümle uzvumuzla işlediğimiz günahlardan dolayı af ve mağfiret eyler inşaAllah.

Es Selam.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »


Benim inancım şudur ki; İslam'da illâ şu şudur demek insanı yanlışa götürür... Mesela domuz eti haram mıdır? Evet haramdır... Peki kişi açlıktan ölmek üzereyse... o zaman da haram mıdır domuz eti?

Cana kıymak yasaktır... büyük günahtır...
Peki Allah için savaşırken...?

Duruma, şartlara niyetlere göredir doğru-yanlış, haram helâl... vs.

Derman Hocam elbette ki doğru söyler... ancak o söylediğini açacak olsa eminim ki iş sadece ağızdan çıkan bir "KEŞKE"den ibaret değildir izah edecektir...

Söyleyen kim olursa olsun... Derman Hocam olsun... Geylani Hz. olsun...
SAV Efendimiz ne söylüyorsa onu söylerler ÖZ'de...

Ben şimdi yürekten imrenerek desem ki; Keşke SAV Efendimiz gibi güzel bir ahlâka sahip olabilseydim... Keşke O'nu görebilseydim... vs.

Burada ki keşke sözünün şeytandan olduğunu kim söylerse söylesin benim gönlüm kabul etmez... Elbette ki herkes kendi tercihlerinden sorumludur... En doğrusunu Allah cc. bilir...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Cevapla

“Toplum ve aile” sayfasına dön