HAKK'I ŞİKAYET ETMEMEK
Sana tavsiye: İhsan edildiğin hiçbir hayrı kimseye söyleme
İsterse bu dostun olsun
Sonra
Hikmeti icabı sende yapacağı ve tecrübe için vereceği bazı belalardan dolayı Allahı (C.C.) ithama kalkışma
Bil ki; sana düşen vazife, bela olursa sabır göstermektir, hayra da şükretmek
Nimeti bulmadan bulmuş gibi görünüp şükretmek, içinde bulunduğun bir felaketi şikayet etmekten daha iyidir
Nimet-i İlâhiyeden mahrum olan tek kişi gösterebilir misin?
Hayır!..
İşte ayet:
- Allahın (C.C.) nimetlerini saymağa kalksanız bitiremezsiniz
Sende o kadar Nimet-i İlâhiye var ki; hiç birini görmek istemiyorsun
Kalben hiçbir mahluka gönül verme. Ve, kalben hiçbir kimse ile ünsiyet etme
Bulunduğun hali kimseye anlatma. Ülfetin Allaha (C.C.) olsun. Ona (C.C.) güven. Derdini Onun (C.C.) kuvvetiyle Ona (C.C.) açarsın
Arada ikinci bir varlık göremezsin
Çünkü başkası varlığını ispat edip zarar veya menfaat vermeğe haklı değildir. Belayı senden yine O (C.C.) defeder. İzzeti ve zilleti O (C.C.) meydana getirir
Ondan (C.C.) başkası ne yükseklik vaad eder; ne de aşağı derecelere indirir. Başkası ne zengin edebilir, ne de fakir. Ve hiçbir şeyi hareket ettiremez ve durduramaz. Hepsini Hakk (C.C.) yaratır ve hepsi Onun (C.C.) yedinde ve Onun (C.C.) iznindedir. Her şey Onun (C.C.) emriyle cereyan eder ve yürür. Her şey muayyen vakte bağlıdır. Kafi derecede gelir. Sonra gelecek evvel gelmez. Evvel gelecek de sonraya kalmaz.
Allah-ü Teala (C.C.) şöyle buyuruyor:
- Allah (C.C.) sana bir zarar verecekse alacak yine Odur (C.C.). Şayet sana bir hayır murat edecekse, o hayrı senden çevirecek yoktur.
İhsanını istediği kullara verir. O (C.C.) hem Rahîm (C.C.), hem de Gafûrdur (C.C.)
Afiyette bulunduğun halde Hakkı (C.C.) şikayete kalkışma. Yanında Allahın (C.C.) bol nimeti olduğu halde fazlasını isteme. Sana verdiği nimeti görmez olup inkar yoluna sapma. Bu halin bir nevi istihza olur. Sonra, Allah-ü Teala (C.C.) seni inceden inceye hesaba çeker. Dünyada belanı arttırır, ahirette ise seni azarlar. Cehenneme atar. Sonra, seni manevi halden soyar, rahmet nazarını senden çeker.
Hakikaten şekva[1] etmekten sakın. Etlerin makaslarla parça parça doğransa da itiraz yoluna sapma.
Sakın ha sakın itiraz etme:
- Allah (C.C.), Allah(C.C.)
De
Kurtuluş iste. Fakat şekva etmekle değil. Hazer[2] et
Yanlış yola sapmaktan kork. Şekva yolunu tutmaktan çekin. Çünkü ademoğlunun başına gelecek belalar ancak itirazından dolayı gelir
O (C.C.), Erhamerrâhimîn olduğu halde, nasıl Ondan (C.C.) şikayet edilir?
Hakîm (C.C.), Habîr (C.C.); kullarına en çok acıyan ve lütfunu esirgemeyen O (C.C.) olduğu halde, nasıl Ondan (C.C.) dert yanılır?
O (C.C.), kullarına zulmetmez. Kuvvetli, işinden iyi anlayan bir doktora kızılır mı?
Evladına acıyan bir ana cinayetle itham edilir mi?
Peygamber (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyuruyor:
- Allah-ü Teala (C.C.) kuluna çok merhamet eder; bir ananın evladını o kadar esirgemesi imkansızdır.
Ey zavallı, Allaha (C.C.) karşı edep tavrını takın. Zorla gelen belaya sabret, sabretmeye çalış. Güçlükle de olsa kendini bu yola uydurmaya alıştır. Rıza ve muvafakat yolunu tut. Maneviyattan az buçuk nasibin varsa, bu yolu tutarsın. Hakikaten bu yola devam edersen eşi bulunmaz bir cevher olursun. Aksi halde her şey elinden gider, artık bir daha bulmana da imkan kalmaz.
Allah-ü Tealanın(C.C.) şu ayetini dinle:
- Kıtâl[3] size farz oldu. Halbuki siz bundan hoşlanmazsınız
Bununla beraber sizin sevdiğiniz şey iyi olabilir, sevdiğiniz şey belki de fenadır; bunu siz anlayamazsınız, ancak Allah (C.C.) bilir.
Çünkü hakikat ilimleri gizlidir. Böyle olunca, her hangi bir şeyi hissiyatına göre iyi veya kötü görerek uygunsuz bir yola sapma.
Eğer takva halinde isen, Allahın (C.C.) emirlerine uymaya bak.
Böyle olmak, yolumuzda ilk basamağı teşkil eder.
İkincisi velayet halidir.
Burada da sakin ol. Hiçbir işe karışma. Nefsini güzelleştirmeye bak. Haddi hiçbir zaman aşma.
Son mertebe gavslık, bedeliyet hallerine vardığın zaman, kader yolunda sıddıkiyet mertebesine çıktığın zaman, bütün yolları gönlüne aç. Yalnız, nefsine meydan verme. Kötü isteklerini araya sokma.
Dilini şikayetten sakla
Bu halleri özüne benimsettikten sonra, her şey sana hoş gelir.
Gelecek hayır olursa senin için güzelleşir. Şer gelirse korkma; seni, taat ibadet yolunda felaketlerden Hakk (C.C.) saklar. Seni o beladan dolayı halka rüsvay etmez. Hatta, o belanın, gelip gidişinden senin haberin bile olmaz. Bir karanlığın gelişi gibi, akşam gelir; gün doğunca gider. Gidince de her taraf ışıkla dolar. Ve o bela, senin için sıcak karşısında yok olan soğuk gibi olur.
Bu anlatılan güzel işleri, kendine örnek al ve misallerden ibret almaya çalış.
Bu bela geldikten sonra günaha, kötülüğe yaklaşma
Kerim olan Mevlanın (C.C.) huzuruna günahla giremezsin. Oraya ancak iyiler girerler. O (C.C.), kapısına ancak temizleri sokar. Kapısına ancak bütün manevi hastalıklardan beri olanları alır.
Nasıl ki, bir padişahın huzuruna, bütün koku ve kirlerden temiz olanların girmesi icap eder. Hakka da (C.C.) ancak saf, temiz olanlar gider.
Beladan korkma
.
Onlar günahlara kefaret olur.
Nasıl ki; Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bu hali işaret ederek:
- Bir günlük sıtma, bir yıllık günaha kefaret sayılır. Buyurmuştur.
Zahirde bela gibi görünen haller, seni daha da olgunlaştırır; bulunduğun hali muhafaza hakkı sana tanınır. İlahi sırları saklamaya emin görünürsün. Kalbin nurlanır, gönlün açılır. Lisanında bir fesahet olur. Bu fesahetin sebebiyle hikmetli konuşmalar yaparsın. Sana muhabbet, sevgi yolları açılır, hep bunları anlatırsın
Sendeki bu üstünlük sebebi ile herkesin sevdiği bir varlık olursun. İnsanlar da seni sever, başka yaratılmışlar da
Dünya da sana koşar, ahiret de
.
Sen artık Allahın (C.C.) sevgilisi oldun. Her şey seni sevmeğe başlar. Mahlukatın sevgisi, Hakkın (C.C.) sevgisine bağlıdır. Aynı şekilde buğzu da, Onun (C.C.) buğzuna bağlıdır.
Allah (C.C.) seni sevince; seni her şey sever. Buğzedince de her varlık sana düşman olur.
Bu makama yetiştiğin zaman Hakka (C.C.) kavuşmuş olursun. Kendi varlığın gider. Bir şey dileyemez olursun. Yanılıp da istekte bulunacak olsan, alacağın zaman bir de bakarsın ki, o şey kaybolmuş gitmiş.
Bu halinde, dünyadan sana pek az nasip verilir. Asıl çoğu senin için öteki aleme saklanır. Burada isteyip alamadığını ötede bol bol alırsın. Bunların arasında o kadar büyük nimetler vardır ki, akıl bir türlü onun aslına eremez
Yükseğin yükseği ve gönlün mesrur olacağı her büyük nimet orada bulunur
Eğer bunları beklemeden, bu meşekkâtli teklif evinde onlara kavuşmak istersen, az bir şey alabilirsin, fakat buna mukabil kalbin safiyeti gider, basiretin söner. Asıl istenen ve tahakkuku ahirete kalan nimetlere kavuşmaktan mahrum edilirsin.
Halbuki senin isteyeceğin ne dünyaya ne de ahirete ait olmalı; sebepleri yaratan, yeri seren, semayı yükselten Mevla (C.C.) olmalı.
Halbuki sen, ne buranın, ne de öteki alemin nimetini beklemeden az bir dünyalığa razı oluyorsun.
Kullarına doğru yolu O (C.C.) nasip eder, O (C.C.) Sübhândır (C.C.), en iyiyi bilen Odur (C.C.)
[1] şikayet, hoşnutsuzluk, sızlanma
[2] sakınma, korunma, kaçınma
[3] savaş, birbirini öldürme
Kaynak: Gavsulazam Abdulkadir-i Geylani (K.S.) - Fütûh-ul Gayb (Gizliden Sesler)
*HAKK'I ŞİKAYET ETMEMEK*
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
rıza bulasınız çok güzell bir konu...
HAKKI şikayet etmekten HAKKA sığınırız inşallahh....
herdem elhamdülillah.....
*Şükür; Allahü Tealaya karşı kulun yapması gereken bir vazifedir.Çünkü Hz.Allah onu yaratmış ve sayısız nimetler ihsan etmiştir.Bu nimetlere karşı kullarının şükran veya küfran yollarından herhangi birini seçmek üzere serbest bırakmıştır..Kul ,şükür yolunu tercih ederse;elindeki nimetleri ,Hz.Allahın razı olacağı bir surette sarf ederse,Allahü Teala onun bu şükrünü karşılıksız bırakmaz, nimetini arttırır.
şükrü sevgiyle.......
TEFVİZNAME
Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Arif onu seyreyler;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Sen Hakk'a tevekkül kıl
Tefvhiz et ve rahat bul
Sabreyle ve razı ol;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Kalbin O'na berk eyle
Tedbirini terk eyle
Takdirini derk eyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hallâk-ı Rahim O'dur
Rezzâk-ı Kerim O'dur
Feâl-i Hakim O'dur;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bil kat-ı hacâtı
Kıl O'na münacâtı
Terk eyle murâdâtı;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bir işi murâd etme
Olduysa inâd etme
Hakdandır o reddetme;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hakk'ın olacak işler
Boştur gâm-u teşvişler
Ol hikmetini işler;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hep işleri fâiktir
Birbirine lâyıktır
Neylerse muvâfıktır;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Dilde gamı dûr eyle
Rabbinle huzur eyle
Tefviz-i umûr eyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Sen adli zulüm sanma
Teslim ol oda yanma
Sabret sakın usanma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Deme şu niçin şöyle
Bak sonuna sabr eyle
Yerincedir ol öyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hiç kimseye hor bakma
İncitme gönül yıkma
Sen nefsine yan çıkma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Mümin işi renk olmaz
Akıl huyu cenk olmaz
Arif dili tenk olmaz;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hoş sabr-ı Cemilindir
Takdir-i Kefilindir
Allah ki Vekilimdir;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her dilde O'nun adı
Her canda O'nun yâdı
Her kuladır imdâdı;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Nâçâr kalacak yerde
Nâgâh eder ol perde
Dermân eder ol derde;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her kuluna her anda
Gâh kahr-û gâh ihsânda
Her anda O bir şanda;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh Muti û gâh Mâni
Gâh Darr ü gâh Nâfi
Gâh Hâfizu gâh Râfi
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh âbdin eder ârif
Gâh eymenü gâh hâif
Her kalbin O'dur Sârif;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh kalbini boş eyler
Gâh hulkunu hoş eyler
Gâh aşka duş eyler;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh sâde ve gâh rengin
Gâh tabun eder rengin
Gâh hürrem gâh gamgin;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Az ye az uyu az iç
Ten mezbelesinden geç
Dil gülşenine gel göç;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bu nass ile yorulma
Nefsinle dahi kalma
Kalbinde irab olma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Geçmişle geri kalma
Müstakbele hem dalma
Hal ile dahi olma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her dem anı zikreyle
Zirekliği koy şöyle
Hayrân-ı Hakk ol şöyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gel hayrete dal bir yol
Kendin unut O'nu bul
Koy gafleti hazır ol;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her sözde nasihat var
Her nesnede ziynet var
Her işte ganimet var;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hep rumzu işarettir
Hep gamz ve beşâdettir
Hep ayn-ı inayettir;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her söyleyeni dinle
Ol söyleteni anla
Hoş eyle kabul canla;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bil elsine-i halkı
Eklâm-ı Hakk ey Hakkı
Öğren edeb-u hulkû;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Vallahi güzel etmiş
Billahi güzel etmiş
Tallahi güzel etmiş;
Allah görelim netmiş
Netmişse güzel etmiş
İbrahim Hakkı Erzurumî
HAKKI şikayet etmekten HAKKA sığınırız inşallahh....
herdem elhamdülillah.....
*Şükür; Allahü Tealaya karşı kulun yapması gereken bir vazifedir.Çünkü Hz.Allah onu yaratmış ve sayısız nimetler ihsan etmiştir.Bu nimetlere karşı kullarının şükran veya küfran yollarından herhangi birini seçmek üzere serbest bırakmıştır..Kul ,şükür yolunu tercih ederse;elindeki nimetleri ,Hz.Allahın razı olacağı bir surette sarf ederse,Allahü Teala onun bu şükrünü karşılıksız bırakmaz, nimetini arttırır.
şükrü sevgiyle.......
TEFVİZNAME
Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Arif onu seyreyler;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Sen Hakk'a tevekkül kıl
Tefvhiz et ve rahat bul
Sabreyle ve razı ol;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Kalbin O'na berk eyle
Tedbirini terk eyle
Takdirini derk eyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hallâk-ı Rahim O'dur
Rezzâk-ı Kerim O'dur
Feâl-i Hakim O'dur;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bil kat-ı hacâtı
Kıl O'na münacâtı
Terk eyle murâdâtı;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bir işi murâd etme
Olduysa inâd etme
Hakdandır o reddetme;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hakk'ın olacak işler
Boştur gâm-u teşvişler
Ol hikmetini işler;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hep işleri fâiktir
Birbirine lâyıktır
Neylerse muvâfıktır;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Dilde gamı dûr eyle
Rabbinle huzur eyle
Tefviz-i umûr eyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Sen adli zulüm sanma
Teslim ol oda yanma
Sabret sakın usanma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Deme şu niçin şöyle
Bak sonuna sabr eyle
Yerincedir ol öyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hiç kimseye hor bakma
İncitme gönül yıkma
Sen nefsine yan çıkma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Mümin işi renk olmaz
Akıl huyu cenk olmaz
Arif dili tenk olmaz;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hoş sabr-ı Cemilindir
Takdir-i Kefilindir
Allah ki Vekilimdir;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her dilde O'nun adı
Her canda O'nun yâdı
Her kuladır imdâdı;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Nâçâr kalacak yerde
Nâgâh eder ol perde
Dermân eder ol derde;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her kuluna her anda
Gâh kahr-û gâh ihsânda
Her anda O bir şanda;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh Muti û gâh Mâni
Gâh Darr ü gâh Nâfi
Gâh Hâfizu gâh Râfi
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh âbdin eder ârif
Gâh eymenü gâh hâif
Her kalbin O'dur Sârif;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh kalbini boş eyler
Gâh hulkunu hoş eyler
Gâh aşka duş eyler;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gâh sâde ve gâh rengin
Gâh tabun eder rengin
Gâh hürrem gâh gamgin;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Az ye az uyu az iç
Ten mezbelesinden geç
Dil gülşenine gel göç;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bu nass ile yorulma
Nefsinle dahi kalma
Kalbinde irab olma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Geçmişle geri kalma
Müstakbele hem dalma
Hal ile dahi olma;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her dem anı zikreyle
Zirekliği koy şöyle
Hayrân-ı Hakk ol şöyle;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Gel hayrete dal bir yol
Kendin unut O'nu bul
Koy gafleti hazır ol;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her sözde nasihat var
Her nesnede ziynet var
Her işte ganimet var;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Hep rumzu işarettir
Hep gamz ve beşâdettir
Hep ayn-ı inayettir;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Her söyleyeni dinle
Ol söyleteni anla
Hoş eyle kabul canla;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Bil elsine-i halkı
Eklâm-ı Hakk ey Hakkı
Öğren edeb-u hulkû;
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Vallahi güzel etmiş
Billahi güzel etmiş
Tallahi güzel etmiş;
Allah görelim netmiş
Netmişse güzel etmiş
İbrahim Hakkı Erzurumî
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78