HADÎS-İ ŞERÎF-DUÂ
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) Enes (radiyallahu anh)a :
Yâ Enes! ALLAH Tealâdan bir hâcet dileyeceksen ve çabuk olmasını istiyorsan şöyle söyle:
Bismillahirrahmânirrahîm
Lâ ilâhe illâllahu vahdehu lâ şerike lehul- Aliyyül- Azîm!
Lâ ilâhe illâllahu vahdehu lâ şerike lehul-Halîmül Kerîm!
Bismillâhillezi Lâ ilâhe illâ Hüvel- Hayyul- Halîmu!
Subhânallahi Rabbil- Arşil- Azîm!
Elhamdu lillâhi Rabbil-âlemîn!
".. Keennehum yevme yerevne mâ yuadune lem yelbesüüüü illâ saaten min neharin belâgun fehel yuhleku illel- kavmul- fâsikun. (Ahkâf 46/35)
Allahümme! İnnî eselüke mûcibâti rahmetike ve azaime magfiretike ves- selâmete min küllî birrin vel-fevze bil- cenneti ven- necâte minen- nâr!
Allahümme! Lâ tedaa lî zenben illâ gafertehu velâ hemmen illâ ferectehu velâ deynen illâ kazaytehu velâ hacetun min havâicid- dünya vel-âhireti illâ kazayteha bi rahmatike yâ Erhamer-Rahimîn!
MÂNÂSI :
Vâhid olan ALLAHdan başka gerçek ilâh yoktur, Onun ortağı da yoktur, El Aliyyül- Azîmdir!
Vâhid olan ALLAHdan başka gerçek ilâh yoktur, Onun ortağı da yoktur, El Halîmül Kerîmdir!
El Hayyul- Halîm olan ALLAHın ismiyle, yüce Arşın Rabbi ALLAH tealâyı tesbih ederim.
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAHa mahsustur.
...onlar vâdedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan çıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç!. (Ahkâf 46/35)
Allahım!
Senden rahmetine mucibâtı
Mağfiretini sağlayacak her türlü;
Her türlü ism den selâmeti;
Her türlü birr den ganimeti;
Cennete Fevzi;
Ateşten necâtı isterim!...
Allahım!
Bana bağışlamayacağın bir günah;
Ferec vermeyeceğin bir hemm;
Ödettirmeyeceğin bir borç;
Yerine getiremeyeceğim dünya ve âhiret ihtiyaçlarından bir ihtiyaç bırakma!..
Eyy merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım rahmetinle ihsan eyle
(Yâ Rabbenâ! Âmiiiin!.)
(Enes radiyallahu anhudan Tabaranî, Duâ)
Hâcet : İhtiyaç, lüzum, muhtaçlık.
Vâhid : Zâtında tek olan.
El Aliyyül- Azîmdir : Çok yüce ve uludur.
El Halîmül Kerîmdir : Çok yumuşak ve ikram edicidir.
El Hayyul- Halîm : Daima diri ve kullarına hilm sahibi.
Tesbih ederim : Tüm noksanlıklardan uzak olduğuna inanırım ve söylerim.
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAHa mahsustur : Onun hakkıdır, Onun içindir.
Senden rahmetine mucibâtı : Kabul etmeyi, kabul edilmeyi, uymayı, vesilelerin gereğini işlemeyi, bizim için Rahmetenlilâlemîn olan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi duymayı ve her hususta uymayı..
Mağfiretini : Bağışlamanı.
Azaimi : Azm, irade, karalılık, ve gayretle yapılabilen işleri.
Her türlü ismden : Suç, günah, hata, zenb, kötülükten.
Selâmeti : Salimliği, eminliği, korku ve endişesiz şekilde kurtulmayı ve korunmayı.
Her türlü birr den : İyilik, güzellik, hayr, bağışta bulunmadan.
Ganimeti : Çalışmaksızın, emeksiz ve beklenmedik nâsib ve kısmet, zenginlik payı.
Fevzi : Selâmetle ulaşıp kurtuluş zaferine kavuşmayı.
Ateşten : Cehennemden.
Necâtı : Kurtuluşu, halâsı isterim!...
Ferec : Çıkış yolu, çözüm, ferahlık.
Hemm : Gam, keder, tasa, kaygı, sıkıntı, problem.
İhtiyaçlarından : Havâic: ihtiyac, hâcet, lüzum, gereklik, muhtaçlık, zarüret.
Bir ihtiyaç bırakma : Gelmesini isteme, dilemez teşvik etme, denkleştirme, muhtaç etme!....
Hadis-Duâ
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz bir gün şöyle yalvardılar:
Allah Teâlâ´m! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce
katında en sevimli olan, onunla dua edildiği takdirde hemen icabet ettiğin, onunla senden istenince hemen verdiğin, onunla rahmetin talep edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş talep edilince kurtuluş verdiğin isminle Sen´den istiyorum.
Başka bir gün Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem Hz. Aişe radiyallâhü anhâ´ya
Ey Aişe! Kendisiyle dua edildiği takdirde icabet ettiği ismi, Allah Teâlâ´nı n bana gösterdiğini sen biliyor musun?diye sordu.
Hz. Aişe radiyallâhü anhâ der ki:
Ey Allah Teâlâ´nı n Resûlü! Annem babam sana feda olsun, onu bana da öğret!
Ey Aişe onu sana öğretmem uygun düşmez! buyurdu.
Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başı ma oturdum. Sonra kalkıp, başını öptüm ve: Ey Allah Teâlâ´nın Resulü! Onu bana öğret diye ricada bulundum.
O yine: Onu sana öğretmem uygun olmaz, Ey Aişe! Onunla senin dünyevî bir şey talep etmen uygunsuz olur buyurdu.
Hz. Aişe radiyallâhü anhâ devamla der ki:
Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rekat namaz kıldım, sonra: Allah´ım! Sana Allah isminle dua ediyorum. Sana Rahmân isminle dua ediyorum. Sana Bir´rur-rahîm isminle dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim güzel isimlerinin hepsiyle dua ediyorum. Beni mağfiret et, rahmet eyle diye dua ettim.
Hz. Aişe radiyallâhü anhâ devamla der ki:
Bu duam üzerine Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem güldü ve: İsm-i Âzam, senin yaptığın şu duanın içinde geçti buyurdu.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
" Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Sabah namazını kılmak için evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُوراً ، وَ فِي لِسَانِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي سَمْعِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ خَلْفِي نُوراً ، وَ مِنْ أَمَمِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ فَوْقِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ وَمِنْ تَحْتِي نُوراً ، اللّٰهُمَّ أَعْطِي نُوراً
Allahümmecal fî kalbî nuren, vefî lisânî nuren, vecal fî semî nuren, vecal fî basarî nuren, vecal min halfî nuren, ve min emamî nuren, vecal min fevkî nuren, vecal vemin tahtî nuren, Allahümme atî nuren :
"
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُوراً ، وَ فِي لِسَانِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي سَمْعِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ خَلْفِي نُوراً ، وَ مِنْ أَمَمِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ فَوْقِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ وَمِنْ تَحْتِي نُوراً ، اللّٰهُمَّ أَعْطِي نُوراً
Allahümmecal fî kalbî nuren, vefî lisânî nuren, vecal fî semî nuren, vecal fî basarî nuren, vecal min halfî nuren, ve min emamî nuren, vecal min fevkî nuren, vecal vemin tahtî nuren, Allahümme atî nuren :
"