CuMâ CeM'im-İZ

Dinimizde mübarek gün ve geceler hakkında bilgiler.
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ResimGELİNimizzz..

İHVÂNim>DOSt DUYGUmuzLa,
===>YUVAsında KUMRUmuzLa,
CEMMü’L-CEM CUMâ SALLAdık,
UMUDumuz<=-=>KORKUmuzla!.


ZEVK 10.628

EŞYâ-OLAy-ZamÂN-ZÂNNda=>HeR GÜNü=>AKŞAMLı HAYyAt,
NE ARARsan=>VAR İNSÂNda==>NEŞE->KEDER-GAMLı HAYyAt,
NÛR-u MîM’in=>ELİf-LÂM’ı,
ES SELÂM DÂRü’s- SELÂM’ı,
KÜLLî ŞEYy=>ALLAHın NÛRu=->BİZ BİR-İZ BAYRAMLı HAYyAt!.


28.04.2023.. 13:08..
brsbrsm...tktktrstkkmizdvolkanteycumamımızzz..


ZİNCİRim-ZİKKeMde==>CUMÂ,
TEKe TEKk TEKkeMde=>CUMÂ,
ÖZden OĞuL->VOLKAN CÂNLa,
MEDİNe=>MEKkeMde==>CUMÂ!.



Resim

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Resim---“Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nûdiye li’s- salâti min yevmi’l- cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerû’l- bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn (ta’lemûne).: Ey iman edenler! Cumâ günü namaza nidâ olunduğu ZAMÂN (çağrıldığınız ZAMÂN) hemen ALLAH'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. İşte bu, sizin için daha hayırlıdır, keşke bilseniz.” (Cum‘a 62/9)


فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِن فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Resim--- “Fe izâ kudiyetı’s- salâtu fenteşirû fî’l- ardı vebtegû min fadlillâhi vezkurûllâhe kesîren leallekum tuflihûn (tuflihûne).: Artık namazı kaza ettiğiniz (kılıp bitirdiğiniz) ZAMÂN yeryüzüne yayılın ve ALLAH'ın fazlından isteyin ve ALLAH'ı çok zikredin. Umulur ki, böylece siz felâha (kurtuluşa) erersiniz.” (Cum‘a 62/10)

وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا قُلْ مَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ مِّنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Resim--- “Ve izâ reev ticâreten ev lehveninfaddû ileyhâ ve terekûke kâimâ (kâimen), kul mâ indallâhi hayrun minel lehvi ve mine’t- ticâreh (ticâreti), vallâhu hayru’r- râzıkîn (râzıkîne).: Ve tiâaret veya eğlenceyi görünce ona yönelip dağıldılar ve seni ayakta bırakıp gittiler. De ki.: “ALLAH'ın Katında olan şeyler, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır ve ALLAH, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cum‘a 62/11)

Resim
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Her kim önemsemediğinden dolayı Cuma Namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.” buyurdu.
(Ebû’l-Ca’d ed-Damrî radiyallahu anhu’dan; İbn Mâce, İkâmet, 93)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Cuma Namazına gitmek, bulûğa ermiş olan herkese farzdır.” buyurdu.
(Peygamberimizin Eşi Hafsa radiyallahu anha’dan; Nesâî, Cum’a, 2)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Güneşin doğduğu en hayırlı gün, Cuma Günüdür. Âdem (aleyhisselâm) o gün yaratıldı, o gün CeNNete konuldu ve o gün CeNNetten çıkarıldı. Kıyamet de ancak Cuma Günü kopacaktır.” buyurdu.
(Ebû Hüreyre radiyallahu anhu’den; Müslim, Cum’a, 18)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salât ü selâm getiriniz; zira sizin salât ü selâmlarınız bana sunulur. ” buyurdu.
(Evs İbni Evs radiyallahu anhu’den; Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26)

Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî’nin, Babası aracılığıyla Dedesinden (Amr b. Avf’tan) naklettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Cuma Günü öyle bir ÂN vardır ki kul o ÂN da ALLAH’tan bir şey dilerse ALLAH mutlaka ona o isteğini verir.” buyurmuştur..
(Tirmizî, Cum’a, 2)

Ebû Bürde İbni Ebû Mûsâ el–Eşarî radiyallahu anhu.: “Bir gün Abdullah İbni Ömer -radıyallahu anh- bana.: “Cuma Günü DUÂLarın kabul edildiği ZAMÂN (Vakit- ÂN) hakkında Babanın Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’tan bir hadis rivâyet ettiğini duydun mu?” diye sordu.
Ben de.:
“Evet, duydum. Babam, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyururken işittiğini söyledi.: “O Vakit (ZAMÂN-ÂN), İmamın minbere oturduğu ÂNdan namazın kılındığı ZAMÂNa kadar olan süre içindedir. ” dedim.
(Müslim, Cuma, 16)

Ebû Hüreyre radiyallahu anhu.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Cuma Gününden söz ederek.: “Cuma Gününde bir ZAMÂN (Vakit- ÂN) vardır ki şâyet bir Müslüman namaz kılarken o VAKTe rastlar da ALLAH’tan bir şey isterse, ALLAH o’na dileğini mutlaka verir. ” buyurdu.
Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz o ZAMÂNın pek kısa olduğunu eliyle gösterdi."
buyurmuştur..
(Buhârî, Cuma 37, Talâk 24, Daavât 61; Müslim, Müsâfirîn 166, 167, Cuma 13–15)

Ebû Hüreyre ile İbni Ömer radiyallahu anhum’den rivâyet edildiğine göre bu iki Sahâbî.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in minber üzerinde şöyle buyurduğunu duymuşlardır.:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bazı kimseler Cuma Namazlarını terk etmekten ya vazgeçerler veya ALLAH TeALÂ onların KALBLerini mühürler de gâfillerden olurlar. ” buyurmuştur..
(Müslim, Cuma 40)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Büyük Günahlardan kaçınıldığı sürece, Beş Vakit Namaz ile İki Cuma ve İki Ramazan, aralarında geçen günahlara keffâret/günahtan arınma sebebi olur.” buyurmuştur..
(Ebû Hüreyre radiyallahu anhu’denMüslim, Tahâret 16)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Üzerine güneş doğan en hayırlı gün, Cuma Günüdür. Âdem (aleyhisselâm) o gün yaratıldı, o gün CeNNete konuldu ve yine o gün CeNNetten çıkarıldı. ” buyurdu.
(Ebû Hüreyre radiyallahu anhu’den; Müslim, Cuma 17, 18)


Resim

YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4966
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen Hakan »

YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

->BURSAm BAHARında SELÂH,
TEKe TEKk TEKkemde FELÂH,
=>TÖVBE<=>RIZA<=>DUÂ İLe,
BİteR ÖMüR==>İNŞâe ALLAH!.


ZEVK 10.632

CEVR-i CİHÂN->ÇARk-ı ÇİLLe=->COŞştukça YORuLuR İNSÂN,
TeZ GEÇeR GENÇLiKk ÇAĞLaRı =>YAŞLaNıR DURuLuR İNSÂN,
İkİ GöZÜ=>DOYma BİLmez,
HAKk’ı DUYup-UYma BİLmez,
=>OKu<=>YAYı=>KENDi ELİnde=>ECELLe=>VURuLuR İNSÂN!.


05.05.2023.. 13:14..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumacemimizzz..


RABBını DUYmazsa==>İNSÂN,
=>HALİFEyken=->HÂiN OLuR!.
ŞEYTÂNI’n UYmazsa=>İNSÂN,
MÜKERREM=>MUTMÂİN OLuR!.

SAĞLık-VAKt’in=->İSRAf Etme,
====->HEVESin PEŞİne Gitme,
=>HASBî HİZMEt BÜLBÜLÜsün,
=>YÂD EL GÜLBAĞI’nda Ötme!.

İHVÂNim=>ÇOKk ŞEYy UMARız,
OYNAnan=>OYUN==->KUMARız,
ZamÂN GEÇeR==->O ÂN GELiR,
==>İKİ GÖZümüz===->YUMARız!.


Resim

SAĞLık-VAKt’in=->İSRAf Etme

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İki ni’met vardır ki insanların çoğu onlar(ı değerlendirme) hususunda aldanmıştır =>Sağlık ve Boş Vakit.” (İbn Abbâs radıyallahu anhu’dan; Buhârî, Rikâk, 1)


Resim =>MeVtin ->“ZÂİKa ZeVKi”nde:


كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Resim---“Küllü nefsin zâikatu'l- mevt (mevti), ve neblûkum biş şerri ve'l- hayri fitneh (fitneten), ve ileynâ turceûn (turceûne).: Her CÂNlı, ÖLÜMü TADar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak "BİZ"e döndürüleceksiniz.” (Enbiyâ 21/35)

RAZİYyetEN =>MERZİYyetEN RÜCÛ’.:

Bismillahirrahmânirrahîm;


يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Resim---“Yâ eyyetuhân nefsu'l- mutmâinnetuç.: Ey mutmâin (tatmîn bulmuş) nefis,” (Fecr 89/27)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---“İrciî ilâ RABB’iki râdıyeten mardıyyeten.: Razı olmuş ve kendisinden razı olunmuş bir halde RABB’ine dön.” (Fecr 89/28)

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
Resim---“Fedhulî fî ibâdî.: Gir kullarımın içine!” (Fecr 89/29)

وَادْخُلِي جَنَّتِي
Resim---“Vedhulî CeNNetî.: Ve CeNNetime gir!” (Fecr 89/30)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

BURSA’da EZÂN bAŞKa OLuR,
==->YEDi İKLiMden ÜNLENiR!.
SES’in ÇAĞRIsı=->AŞKa OLuR,
HABLi’L-VERîD’den DİNLENiR!.


ZEVK 10.637

GEÇmiş<->GELecek=>Şu ÂN’da=>NÛRULLAH AKAN Bir NÛR,
==>İkİ ÂLEM BERZÂHı==>KALB=>NÛR’a KAVUŞması=->ONUR,
NAHNU SIRRI’n YAŞA!.ması=>NEFS’e=->SELÂH-FELÂH SÜRÛR,
HAKk’ın HAKkın-HAYRın YAŞA!.=>Biz BEDEN’e->Budur GURUR!.


12.05.2023.. 13:07..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumacemimizzz…


=>İŞimiz=->SAVDÂmızdır KUR'ÂN,
MECNÛNuz LEYLÂmızdır KUR'ÂN,
==>CÂN CERYÂNı==>KuL İHVÂNi,
==->EBEDî MEVLÂmızdır KUR'ÂN!.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ResimGELİNimizzz..

KUMRUm GÖNüL YUVAsında,
=>TEVHiDULLAH TÛVÂsında,
==>KUR'ÂN’a İŞTİRAKk EDer,
E Lem NEŞRÂH->DÛHÂsında!.

YETmiş İkİ MİLLEt===>BURda,
MÂNEVî LâBiReNt===->BURSA!.
MUKADDEs TÛVâdır==>TÛRda,
BEŞinci HAYy BAŞKeNt>BURSA!.


ZEVK 10.644

AKLa==>LüTûf LâBiReNti==>CÂNsız da NE?=->CÂNLı da KiM?
KÜLLî ŞEYy=>ALLAHın NÛRu=>CEMMü’L-CUMâ CİHÂNda CiM!.
=>“Ey İNSÂN”ı=>Yâ-SîN.. =>YEDi Hâ-MîM..==->KALB-i SELiM,
=>ŞİFRELeR ŞÛRÂsı =>KUR'ÂN.. AYN-SiN-Kâf... ELif-LâM-MiM!.


19.05.2023.. 13:07..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcem’imizzz…


KuL İHVÂNi’m=->TEKeTEKk’te,
TEKk BAŞına TEKk GERÇEKkte,
GÜVERCİNLeR=>KUMRULaRLa,
YEDi RENKk GÜLLe->ÇİÇEKkte!.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim Resim DUÂ..

===>KALB KİLİDin==>ANAHTARı,
=>SIRR-ı NAHNU=>DUÂmız HAYy!.
EBDÂL-AHRÂR-AHYÂR=>AHRÂRı,
CUMMÜ’L-CUMÂ DUHÂmız HAYy!.


ZEVK 10.651

OLsun! OLmasın!. ÇARşIsI=>DÖNeR ÖMüR DEĞİRMENi,
DÖKtüğün BUĞDAy KARşIsI==>ZaVaR EdEr=>sENi-bENi,
BeBe->BaBa->DeDe OLup =>GECE-GÜNDÜZ TELAŞInda,
BeBe->aNNe->NeNe OLup==>İkİ BÜKLÜm YÜZ YAŞInda,
SoN NEFESin aRaR HeR CÂN=>GÖRemez GELEN-GİDENi!.


01.06.2023.. 13:14..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumacemimizzz..


KÜRRE GiBi SONSUZ YÜZLü,
BURSA’mda==>CUMÂ EZÂNı!.
İNiŞ-ÇIKıŞ…=>YOKuŞ-DÜZLü,
ELESt-ü-MAHŞER==>MİZÂNı!.
İHVÂNİ’m=>İKÂN<=>İZ’ÂNı!.

YERde-GÖKte==>ARASI’nda,
AYAKta<->YATARken=>ZİKİR!
ZITLARın=->AK-KARASI’nda,
DOĞARken BATARken ZİKİR!.


İKÂN.: İyi ve yakînen bilmek. * Sağlam bir iş. * Yakin hasıl etmek ve edilmek suretiyle bilmek.
İZ’ÂN.: Basiret. Anlayış. * Teslim olup itaat etmek. * Akıl. Zekâ. İnanç. İdrak. Bilmek. (Bak: Dimağ)
MİZÂN.: Terazi, ölçü, tartı. * Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas. * Fık: Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup, hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir. Terazi, ölçü, tartı. * Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas. * Fık: Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup, hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir.
ZaVaR.: Hayvanlara yedirilmek için hazırlanan tahıl kırması. Boş laf..


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
“Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tulhikum emvâlukum ve lâ evlâdukum an zikrillâh (zikrillâhi), ve men yef'al zâlike fe ulâike humu’l- hâsirûn(hâsirûne).: Ey imân edenler, ne mallarınız, ne çocuklarınız sizi ALLAH'ı zikretmekten 'tutkuya kaptırarak alıkoymasın'; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrâna uğrayanların ta kendileridir.” (Münâfikûn 63/9)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًا كَثِيرًا
“Yâ eyyuhâllezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ (kesîran).: Ey imân edenler, ALLAH'ı çokça zikredin!.” (Ahzâb 33/41)

وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
“Ve sebbihûhu bukreten ve asîlâ (asîlen). Ve sebbihûhu bukreten ve asîlâ (asîlen).: Ve O'nu sabah ve akşam tesbih edin!.” (Ahzâb 33/42)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:

اَللّٰهُمَّ أَعِنّ۪ي عَلٰى ذِكْرِكَ وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ
“ALLAHümme eınnî alâ zikrike ve şükrike ve husni ibâdetike.:
ALLAH’ım! SENi ANmak, SANA ŞÜKRetmek, SANA güzelce KULLuk etmekte bana yardım et!.” buyurmuştur.
(Ebu Dâvûd (Salât 361))
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

BURSA’da=-CÂN CEM’e ÇAĞRı,
=>HAYYeLe’s-SELÂH-FELÂH’a!.
=>KaFa<->KaLB GÖZLeRin AÇ,
İHVÂNİ’m==>YALVAR ALLAH’a!.

mE.kE.mE.kE=>ÖMRü BiR GüN,
AL-VeR NEFEs==>YARınLa-DüN,
ŞiMDi-Şu ÂN=>GeL!.GEÇ!.inde,
KULLuk-SULTÂNLığı =>Bu GüN!.


ZEVK 10.655

ALLAH RAZı OLSun!. OLSun!.=>RAZı OLAN KUL’u NERDE,
SIIRı SIRfta=>SIRR-ı NAHNU=->bENLiği MEÇHUL’u NERDE,
=->GÜNEŞLe-IŞIğı GiBi,
ÂLETLe-ELEKTiRik SEVgi,
RAZÎYyeten<=>MERZÎYyeten=->DUÂ’sı MAKBUL’u NERDE!.


09.06.2023.. 13:10..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumacemimimizzz…


İLE’L-EBED==>NAHNU SIRRı,
SONSUZda==>SIRR-ı SIFIRRı,
=>BİZ BİR-İZ İLe==>BİLELik,
SON NEFES=>ALLAHa FIRRı!.

ÇEKTiReN=>BİLe YAŞA!.mak,
ÇEKiLeN ÇİLLe=>YAŞA!.mak,
===>GÜNEŞL=><==IŞIğı GiBi,
=>BİZ BİR-İZ İLe YAŞA!.mak!.

TARLA-TOHuM==>İLİM NEDiR,
EL HAYy HAYAt=>bİLİM NEDiR,
EL=>ELe=>ELLeR=->ALLAH’a,
BİL=>BUL=>OL EĞİLİM NEDiR?!.

BiR ÂYEt<=>BiR HADiS EKkmek,
=====->İNSÂN AKıL TARLASI’na!.
ESRETten=>VÂHDETe ÇEKkmek,
BİZ BİR-İZ===>HASLaR HASI’na!.


Resim
mE.kE.mE.kE=>ÖMRü BiR GüN,
AL-VeR NEFEs=->YARınLa-DüN.:

mE.kE.mE.kE.: Mavi Kanatlı Mavi Kelebeğim..

bİr GÜNlük AL-VeR NEFEs ÖMRünde =>yumurta =>larva/tırtıl =>koza =>Mavi Kanatlı Mavi Kelebek..
bİr GÜNlük AL-VeR NEFEs ÖMRünde =>EBDÂL =>EBRÂR =>AHYÂR =>AHRÂR =>MuhaMMêdî MeLâmî HAKk ÂŞIk..

Resim
=>BİZ BİR-İZ İLe=>BİLELik,
SON NEFES=>ALLAHa FIRRı!.

Resim===>“feFiRRû=>İLâ ALLAH!.”

فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
“FE FİRRÛ İLÂLLÂH (ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn (mubînun).: Ey MuhaMMed! de ki.: “Öyleyse ALLAH'a koşun/fırlayın!. Gerçekten BEN size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir UYARICIyım.” (Zâriyât 51/50)

TARLA-TOHuM=->İLİM NEDiR,
EL HAYy HAYAt->bİLİM NEDiR,
EL=>ELe=>ELLeR==>ALLAH’a,
BİL=>BUL=>OL EĞİLİM NEDiR?!.

Resim

KELÂMuLLAH’da İLiM ve İLiM ÖĞRETmek.:

فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ وَلَا تَعْجَلْ بِالْقُرْآنِ مِن قَبْلِ أَن يُقْضَى إِلَيْكَ وَحْيُهُ وَقُل رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا
“Fe teâlallâhu’l- meliku’l- hak(hakku), ve lâ ta’cel bil Kur’ÂNi min kabli en yukdâ ileyke vahyuhu ve kul RABBi zidnî ILMâ(ılmen).: İşte Hakk ve Melik olan ALLAH, YüCe'dir. Ve Kur’ÂN'ın tamamlanması hususunda O'nun vahyi, sana kada edilmeden (tamamlanmadan) önce acele etme. Ve.: “RABBim, benim İLMimi artır.” de. İşte HALk ve MELİK olan ALLAH, YüCe'dir. Ve Kur’ÂN'ın tamamlanması hususunda O'nun vahyi, sana kada edilmeden (tamamlanmadan) önce acele etme. Ve.: “RABBim, benim İLMimi artır.” de.” (Tâ-Hâ 20/114)

أَمَّنْ هُوَ قَانِتٌ آنَاء اللَّيْلِ سَاجِدًا وَقَائِمًا يَحْذَرُ الْآخِرَةَ وَيَرْجُو رَحْمَةَ رَبِّهِ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
“Em men huve kânitun ânâe’l- leyli sâciden ve kâimen yahzeru’l- âhırete ve yercû rahmete RABBih (RABBihî), kul hel yestevîllezîne ya’lemûne vellezîne lâ ya’lemûn (ya’lemûne), innemâ yetezekkeru ulû’l- elbâb (elbâbi).: Gece boyunca secde ederek ve kıyamda (ayakta) durarak kanitin olan, ahiretten çekinen (korkan) ve RABBinin Rahmetini dileyen mi? De ki: "(Hiç) BİLenle BİLmeyen bir olur mu? Ancak Ulû’l- ELbâb (daimî zikir sâhibleri) tezekkür eder." (Zümer 39/9)

وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ كَذَلِكَ إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ
“Ve mine’n- nâsi ved devâbbi ve’l- en’âmi muhtelifun elvânuhu kezâlik (kezâlike), innemâ yahşâllâhe min ibâdihi’l- ULEMÂu, innallâhe AZÎZun GAFÛR (gafûrun).: Ve bunun gibi insanlardan, davarlardan, yürüyen hayvanlardan da çeşitli renkte olanlar vardır. Ancak kullarından ULEMÂ (âlimler), ALLAH'a karşı huşû’ duyar. Muhakkak ki ALLAH; AZÎZ'dir (üstün, yüce), GAFÛR'dur (mağfiret eden).” (Fâtır 35/28)

وَلَئِنْ أَتَيْتَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ بِكُلِّ آيَةٍ مَّا تَبِعُواْ قِبْلَتَكَ وَمَا أَنتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْ وَمَا بَعْضُهُم بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم مِّن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ إِنَّكَ إِذَاً لَّمِنَ الظَّالِمِينَ
“Ve le in eteytellezîne ûtû’l- kitâbe bi kulli âyetin mâ tebiû kıbletek (kıbleteke) ve mâ ente bi tâbîın kıbletehum, ve mâ ba’duhum bi tâbîın kıblete ba’d (ba’dın), ve le initteba’te ehvâehum min ba’di mâ câeke mine’l- İLMi inneke izen le mine’z- zâlimîn (zâlimîne).: Ve eğer gerçekten, kendilerine kitab verilenlere âyetlerin (mucizelerin) hepsini getirsen (yine de) senin kıblene tâbî olmazlar. Ve sen de onların kıblesine tâbî olacak değilsin. Ve onların bir kısmı da diğerlerinin kıblesine uymazlar. Sana gelen İLİMden sonra gerçekten onların hevalarına uyacak olursan, o zaman muhakkak ki sen, zâlimlerden olursun.” (Bakara 2/145)

هُوَ الَّذِيَ أَنزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ آيَاتٌ مُّحْكَمَاتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ وَأُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَأَمَّا الَّذِينَ في قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاء الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاء تَأْوِيلِهِ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ آمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الألْبَابِ
“Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummu’l- kitâbi ve uharu muteşâbihât (muteşâbihâtun), fe emmâllezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâe’l- fitneti vebtigâe te’vîlihi, ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh (illâllâhu), ve’r- râsihûne fî’l- İLMi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi RABBinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulû’l- elbâb (elbâbi).: Kitab'ı sana indiren O'dur. Onun bir kısmı muhkem (hüküm ihtivâ eden, mânâsı açık olan) âyetlerdir, onlar Kitab'ın esasıdır ve diğerleri, muteşâbihtir (yoruma açık âyetlerdir). Fakat kalblerinde eğrilik (bâtıla meyil) bulunanlar, bu sebeble muteşâbih olanlara (yorum gerektirenlere) tâbî olurlar. Ondan fitne çıkarmak için, onun te'vilini (yorumunu) yapmak isterler. Ve onun te'vilini ALLAH'dan başka kimse bilmez ve ilimde rusuh sâhibleri ise.: "Biz O'na îmân ettik, hepsi RABBimizin katındandır" derler, onlar da tezekkür edemezler, sadece Ulû’l-Elbab (daimi zikrin ve sırların sâhibleri) (tezekkür edebilir). Kitab'ı sana indiren O'dur. Onun bir kısmı muhkem (hüküm ihtiva eden, mânâsı açık olan) âyetlerdir, onlar Kitab'ın esasıdır ve diğerleri, muteşâbihtir (yoruma açık âyetlerdir). Fakat kalblerinde eğrilik (bâtıla meyil) bulunanlar, bu sebeble muteşâbih olanlara (yorum gerektirenlere) tâbî olurlar. Ondan fitne çıkarmak için, onun te'vilini (yorumunu) yapmak isterler. Ve onun te'vilini ALLAH'dan başka kimse bilmez ve İLİMde rusuh sâhibleri ise.: "Biz O'na îmân ettik, hepsi RABBimizin katındandır" derler, onlar da tezekkür edemezler, sadece Ulûl'elbab (daimi zikrin ve sırların sâhibleri) (tezekkür edebilir).” (Âl-i İmrân 3/7)

شَهِدَ اللّهُ أَنَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ وَالْمَلاَئِكَةُ وَأُوْلُواْ الْعِلْمِ قَآئِمَاً بِالْقِسْطِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
“Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve, ve’l- melâiketu ve ulû’l- ilmi kâimen bil kıst (kıstı), lâ ilâhe illâ huve’l- azîzu’l- hakîm (hakîmu).: ALLAH, şehâdet (şâhidlik) etti: Muhakkak ki O'ndan başka ilâh yoktur. Melekler ve İlim Sde adaletle kâim oldular (şâhid oldular) ki, O'ndan başka İLÂH yoktur, (O) AZÎZ'dir, HAKÎM'dir. ALLAH, şehâdet (şâhidlik) etti: Muhakkak ki O'ndan başka İLÂH yoktur. Melekler ve İLİM Sâhibleri de adaletle kâim oldular (şâhid oldular) ki, O'ndan başka ilâh yoktur, (O) Azîz'dir, Hakîm'dir.” (Âl-i İmrân 3/18)

لَّكِنِ الرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ مِنْهُمْ وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَالْمُقِيمِينَ الصَّلاَةَ وَالْمُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالْمُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أُوْلَئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا
“Lâkini’r- râsihûne fî’l- İLMi minhum ve’l- mu’minûne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablike ve’l- mukîmîne’s- salâte ve’l- mu’tûnez zekâte ve’l- mu’minûne billâhi ve’l- yevmi’l- âhir (âhiri). Ulâike se nu’tîhim ecran azîmâ (azîmen).: Fakat, onlardan İLİMde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ve namazı ikâme edenler, zekâtı verenler, ALLAH'a ve Âhiret Gününe inananlar; işte onlara “büyük ecir” vereceğiz.” (Nisâ 4/162)

ثُمَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يُخْزِيهِمْ وَيَقُولُ أَيْنَ شُرَكَآئِيَ الَّذِينَ كُنتُمْ تُشَاقُّونَ فِيهِمْ قَالَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْعِلْمَ إِنَّ الْخِزْيَ الْيَوْمَ وَالْسُّوءَ عَلَى الْكَافِرِينَثُمَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يُخْزِيهِمْ وَيَقُولُ أَيْنَ شُرَكَآئِيَ الَّذِينَ كُنتُمْ تُشَاقُّونَ فِيهِمْ قَالَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْعِلْمَ إِنَّ الْخِزْيَ الْيَوْمَ وَالْسُّوءَ عَلَى الْكَافِرِينَ
“Summe yevme’l- kıyâmeti yuhzîhim ve yekûlu eyne şurekâiyellezîne kuntum tuşâkkûne fîhim, kâlellezîne ûtu’l- İLMe inne’l- hızye’l- yevme ve’s- sûe ale’l- kâfirîn (kâfirîne).: Sonra kıyâmet günü (ALLAH), onları alçaltacak (rezil rüsvâ edecek). Ve onlara.: “Ortaklarım nerede?” diyecek. “Onlar için ayrılıklara düştünüz.” Kendilerine İLİM verilenler şöyle dedi: “Muhakkak ki rezillik ve azâb, bugün kâfirlerin üstünedir.” (Nahl 16/27)

وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ عِلْمًا وَقَالَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي فَضَّلَنَا عَلَى كَثِيرٍ مِّنْ عِبَادِهِ الْمُؤْمِنِينَوَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ عِلْمًا وَقَالَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي فَضَّلَنَا عَلَى كَثِيرٍ مِّنْ عِبَادِهِ الْمُؤْمِنِينَ
“Ve lekad âteynâ dâvûde ve suleymâne İLMâ (ilmen), ve kâlal hamdu lillâhillezî faddalenâ alâ kesîrin min ibâdihi’l- mu’minîn (mu’minîne).: Ve andolsun ki Dâvud (aleyhisselâm)'a ve Süleyman (aleyhisselâm)'a ilim verdik. Ve (onlar).: "Mü'min kullarının çoğundan bizi üstün kılan ALLAH'a hamdolsun." dediler. Ve andolsun ki Dâvud (aleyhisselâm)'a ve Süleyman (aleyhisselâm)'a İLİM verdik. Ve (onlar).: "Mü'min kullarının çoğundan bizi üstün kılan ALLAH'a hamdolsun." dediler.” (Neml 27/15)

بَلْ هُوَ آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ فِي صُدُورِ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَمَا يَجْحَدُ بِآيَاتِنَا إِلَّا الظَّالِمُونَ
“Bel huve âyâtun beyyinâtun fî sudûrillezîne ûtû’l- İLM (ilme), ve mâ yechadu bi âyâtinâ ille’z- zâlimûn (zâlimûne). Bel huve âyâtun beyyinâtun fî sudûrillezîne ûtû’l- İLM (ilme), ve mâ yechadu bi âyâtinâ ille’z- zâlimûn (zâlimûne).: Hayır O (Kur’ÂN-ı Kerim), ilim verilenlerin sînelerinde beyân olunan âyetlerdir. Ve zâlimler hariç, onlar âyetlerimizi bile bile inkâr etmezler. Hayır O (Kur’ÂN-ı Kerim), İLİM verilenlerin sinelerinde beyan olunan âyetlerdir. Ve zâlimler hariç, onlar âyetlerimizi bile bile inkâr etmezler.” (Ankebût 29/49)

وَيَرَى الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ الَّذِي أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ هُوَ الْحَقَّ وَيَهْدِي إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِوَيَرَى الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ الَّذِي أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ هُوَ الْحَقَّ وَيَهْدِي إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِوَيَرَى الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ الَّذِي أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ هُوَ الْحَقَّ وَيَهْدِي إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
“Ve yerellezîne ûtû’l- ılmellezî unzile ileyke min RABBike huve’l- hakka ve yehdî ilâ sırâtı’l- azîzi’l- hamîd (hamîdi). Ve yerellezîne ûtû’l- İLMellezî unzile ileyke min RABBike huve’l- hakka ve yehdî ilâ sırâtı’l- AZÎZi’l- HAMÎD (hamîdi).: Kendilerine İLİM verilmiş olanlar görüyorlar ki, RABBinden sana indirilen Kur’ÂN, hakkın kendisidir. O, gücüne nihayet olmayan, her hamde lâyık bulunan ALLAH'ın yolunu gösteriyor.” (Sebe’ 34/6)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا قِيلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللَّهُ لَكُمْ وَإِذَا قِيلَ انشُزُوا فَانشُزُوا يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌيَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا قِيلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللَّهُ لَكُمْ وَإِذَا قِيلَ انشُزُوا فَانشُزُوا يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
“Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ kîle lekum tefessehû fî’l- mecâlisi fefsehû yefsehıllâhu lekum, ve izâ kîlenşuzû fenşuzû yerfeillahullezîne âmenû minkum vellezîne ûtû’l- İLMe derecât (derecâtin), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr (habîrun). Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ kîle lekum tefessehû fî’l- mecâlisi fefsehû yefsehıllâhu lekum, ve izâ kîlenşuzû fenşuzû yerfeillahullezîne âmenû minkum vellezîne ûtû’l- İLMe derecât (derecâtin), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr (habîrun).: Ey iman edenler! Meclislerde size: “(Oturmak için) yer açın!” denildiği zaman, o takdirde yer açın. ALLAH da size yer açar (genişlik verir). Ve: “Kalkın!” denildiği zaman hemen kalkın! ALLAH, sizden imân edenlerin ve İLİM verilmiş olanların derecelerini yükseltir. Ve ALLAH, yaptıklarınızdan haberdârdır.” (Mücâdele 58/11)

قَدْ جَاءكُم بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ فَمَنْ أَبْصَرَ فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَا وَمَا أَنَاْ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍ
“Kad câekum basâiru min RABBikum fe men ebsara fe li nefsih (nefsihi) ve men amiye fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz (hafîzin). Kad câekum basâiru min RABBikum fe men ebsara fe li nefsih (nefsihi) ve men amiye fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz (hafîzin).: RABBinizden size basîretler (kalb gözlerinize görme yeteneği) gelmiştir. Artık kim bu basîretle (kalb gözüyle) görürse onun lehinedir (kendi nefsi içindir). Kimin de kalb gözü kör kalırsa, o takdirde onun aleyhinedir. Ve ben, sizin üzerinize muhafız değilim.” (En’âm 6/104)

وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ كَذَلِكَ إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ
“Ve minen nâsi ve’d- devâbbi ve’l- en’âmi muhtelifun elvânuhu kezâlik (kezâlike), innemâ yahşâllâhe min ibâdihi’l- ULEMÂu, innallâhe AZÎZun GAFÛR (gafûrun).: Ve bunun gibi insanlardan, davarlardan, yürüyen hayvanlardan da çeşitli renkte olanlar vardır. Ancak kullarından ULEMÂ (âlimler), ALLAH'a karşı huşû’ duyar. Muhakkak ki ALLAH; AZÎZ'dir (üstün, yüce), GAFÛR'dur (mağfiret eden).” (Fâtır 35/28)

Resim
RESÛLuLLAH’da İLiM ve İLiM ÖĞRETmek.:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yalnız şu iki kimseye gıbda edilir: ALLAH’ın kendisine ihsân ettiği malı Hak Yolunda harcayıp tüketen kimse; ALLAH’ın kendisine verdiği İLİMle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse.” buyurmuştur.
(Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ’tisâm 13, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 268.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:ALLAH, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir ANLAyış verir.” buyurmuştur.
(Buhârî, İlim 10, Humus 7, İ’tisâm 10; Müslim, İmâre 175, Zekât 98, 100.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:ALLAH’a yemin ederim ki, Cenâb–ı HAKk’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidâyete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya ni’meti olan kırmızı develere sâhib olmandan daha hayırlıdır.” buyurmuştur.
(Buhârî, Fezâilü’l–ashâb 9, Meğâzî 38; Müslim, Fezâilü’s–sahâbe 34.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim İLİM tahsil etmek için bir yola girerse, ALLAH o kişiye CeNNetin Yolunu kolaylaştırır.” buyurmuştur.
(Müslim, Zikr 39. Ayrıca bk. Buhârî, İlim 10; Ebû Dâvûd, İlim 1.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevâbı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnâdır: Sadaka-i Câriye, istifâde edilen İLİM, kendisine DUÂ eden hayırlı evlâd.” buyurmuştur.
(Müslim, Vasiyyet 14.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:ÂLİMin âbide üstünlüğü, BENim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir. Şüphesiz ki ALLAH, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile insanlara hayrı öğretenlere DUÂ ederler.” buyurmuştur.
(Tirmizî, İlim 19.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Mü’min, CeNNete girinceye kadar hiçbir HAYRa doymaz.” buyurmuştur.
(Tirmizî, İlim 19.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:Hidâyete dâvet eden kimseye, kendisine uyanların sevâbı kadar sevâb verilir. Bu onların sevâblarından da hiçbir şey azaltmaz.” buyurmuştur.
(Müslim, İlim 16.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “BENim tarafımdan (tebliğ edilen Kur’ÂN’dan) bir âyet bile olsa insanlara ulaştırınız. İsrailoğulları(nın ibretli kıssaları)ndan da haber verebilirsiniz. Bunda bir sakınca yoktur. Kim bile bile bana yalan isnad ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın!.” buyurmuştur.
(Buhârî, Enbiyâ 50. Ayrıca bk. Tirmizî, İlm 13.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece ALLAH’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, İLİM öğreten ÂLİM ve öğrenmek isteyen ÖĞRENCİ bundan müstesnâdır.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Zühd 14.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:İLİM tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar ALLAH YoLu'ndadır.” buyurmuştur.
(Tirmizî, İlim 2.)


Resim

YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4966
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen Hakan »

YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

==>HİZMEt YÜREKLi HAY BaBa,
EBDÂL-EBRÂR==>ÂLiM-KÂMiL!.
==>CENNEt DİREKLi HAY BaBa,
AHYÂR-AHRÂR ÂRİF-ÂŞIKk BiL!.


ZEVK 10.659

=>NiCe CUMÂLaR CEM’inde==>BİZ BİR-İZ==>BAHt-ı BURSA’da,
“BİZ” OLduk=>DEM bU DEM’inde->SEVeNLeR AŞKuLLAH SEÇti!.
=>KÛN feyeKÛN BÂZÂRI’ndan=>FEVKi’nde=>TAHt-ı BURSA’da,
=>MUHAMMEDî MAHREM’inde====>KuL İHVÂNi KITMiR GEÇti!.


16.06.2023.. 13:11..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcem’imizzz…


SEBîLiLLAH=->Lî-VECHiLLAH,
HASBî HİZMEt=>Bî-İZNiLLAH,
KELÂMuLLAH<->RESÛLuLLAH,
MAŞÂe ALLAH=>İNŞÂe ALLAH!.

=>fASL’ın==->ASL’ına VARIŞı,
=>HEPLeRin=->HİÇçe SARIŞı,
ALıP<=>VERdiğin=>NEFESte,
YAŞAMAKk==>ALLAH YARIŞı!.


celle celâlihu..
sallallahu aleyhi vesellem..


Resim
HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.

Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMetinLe,
Yâ RABBenâ!.
YEDi İKLİMde;
YEtim-ÖKSüz =>YERsiz-YURtsuz,
EVsiz-BARksız YALNız ve UMUtsuz,
KALan İSLÂM YAVRULarımıza YARdım EYyLe!.
DUÂmızı İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..


الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


...M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

ResimKUL İHVÂNİmResim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

NÂZ-NiYÂZ NEHRi BURSA’mda,
->AŞKk PANZEHRi BURSA’mda,
==>İHVÂNim===>BÂTıN SİLÂsı,
ŞEHÂDEt ŞEHRi=->BURSA’mda!.

GEÇmiş<=>GELecek=>ŞU ÂN’ı,
==>EMR-i MURADın==>OLÂN’ı,
=>BİZ BİR-İZ=>ZÂHiR BASAR’ı,
=>AYN-ı BASîREt=->MÜJGÂN’ı!.

=>Lî-VECHiLLAH<==>SEBîLiLLAH,
=>İNŞÂeALLAH<=->MÂŞÂeALLAH,
==>REHBER-i HAYy RASÛLuLLAH,
YÂ HAYy Yâ HAKk YÂ HUu ALLAH!.


ZEVK 10.663

MUHAMMEDî TASAVVUF mu=>NÛRsuz AKLın TASAVVURu,
==>GÜNEŞin=>IŞIĞI GiBİ===->ÂLETteki=>CERYÂN NÛRu,
NÛR-u NAHNU=>MîM O-NÛRu,
SIRR-ı SIRFf>KULLuk SÜRÛRu,
==>ŞEHÂDEt=>ŞU ÂN ŞEREFi.. =->ŞEFÂAt=>ŞİFÂ ŞÛURu!.


23.06.2023.. 13:13..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcem’imizzz…


KuL İHVÂNi’m==>DEVRÂNın BİL,
==>SIRR-ı SIFıR->SEYRÂNın BUL,
CÂN’da=>CÂNÂN CEVLÂN’da OL,
=>HAYRÂN’da==>ŞEHÂDEt YAŞA!.



...M.M.M. MuhaBBetLerimLe...


ResimKUL İHVÂNİm
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

BURSA MAKSEM’de İHVÂNİ’m,
CÂN>CUMÂ CEM’de İHVÂNİ’m,
===>GÜNEŞLe<===>IŞIĞI GiBi,
NAHNUyuz>DEM'de İHVÂNİ’m,
BİZ BİR-İZ->HEM de İHVÂNİ’m!.

KELÂMULLAH İLMİ’ni>BiL,
RESÛLULLAH EDEBİ’n>BuL,
İRFÂN->ERKÂN->İKÂNı İLe,
HÂLiS->MUHLiS ÜMMEti OL!.


ZEVK 10.668

ÜREmek<=>BESLENmek İÇİn=>AÇLIk<->TOKkLUktadır İNSÂN,
İkİ ŞEYy”Lik=>İKİLiği==>YOKkLuk<=>ÇOKLUKktadır ŞEY-tÂN,
RAKAM=>ÇOKktur.. SAYı=->TEKktir,
=>“TEKe TEKk” OLÂN=>GERÇEKktir,
NAHNU SIRRI’nı=>KALDIRıp>HeR ÂN=>YAKîN KILAN=>KURBÂN!.


30.06.2023.. 13:14..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcem’imizzz…


=>HER ŞEYy’i TARATAN->ALLAH,
MÜNEZZEHtir=>ŞEYy OLmaktan!.
===>Attığını===>ATAN=->ALLAH,
MÜNEZZEH=>BOŞa DOLmaktan!.
MÜNEZZEH=->AÇıp SOLmaktan!.
MÜNEZZEH=>BAtıp DOĞmaktan!.

KÜLLî ŞEYy=->ALLAHın NÛRu,
VARLık OLAN=>ŞEY-tÂN BİLe!.
===->ZITLARın ZEVKi ŞÛURu,
==>AHMAğa DEsEN=>NÂFİLe!.
ANLAmaz==>HAYyı=>LÂF İLe!.
CEVR-i CİHÂN<=>ÇARK-ı ÇİLe!..


Resim
İRFÂN.: Bilmek, anlayış, tecrübe ve zekâdan ileri gelen zihnî kemâl. * İkrar. * Mücâzat..
ERKÂN.: (Rükn. c.) Rükünler. Esaslar. Temeller..
İKÂN.: İyi ve yakînen bilmek. * Sağlam bir iş. * Yakîn hasıl etmek ve edilmek sûretiyle BİLmek..
HÂLiS.: Hilesiz. Katıksız. Saf. Duru. Saffetli. * Pek beyaz. * Evvelce karışık iken kusuru zâil olan. * Her ameli, yalnız ALLAH Rızası için işleyen.
MUHLiS.: Hâlis olan. İhlâsı kazanmak için gayret gösteren, samîmi ve itikadı doğru olan. Her hâli içten ve riyâsız olan. Katıksız.
ÜMMEt.: Cemaat, kavim, tâife. * Bir hâkim milletin ashabından olan hey'et-i içtimâiye. * Bir Peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi. Bir Peygamberin Hakk’a dâvet ettiği cemaat..
Nezh.: (Nezih) Nezihlik, temizlik, saflık. * Hiçbir kötü hareketi olmamak. * Kerim, pâk, pâkize.
Nezih.: (Nezihe) Pâk, temiz.
Münezzeh.: (Nezâhet. den) Tenzih edilmiş, teberri edilmiş. * Pâk, kusur ve noksanlıklardan uzak. Hiç bir şeye muhtaç olmayan. Kötülükten, kusurdan ve noksanlık gibi şeylerden tenzih edilen..
Nezâhet.: Ahlâk temizliği, temizlik. * İncelik, rikkat..
Tenzih.: Cenâb-ı HAKk'ı (c.c.) her çeşit kusur, noksan, şerik gibi hallerden uzak bilip söylemek..


YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

=>EZEL<=>EBED=->EZÂNımız,
GöNüL BURSAm’da DİNLEdik!.
İLİM<=>İRFÂN==>ERKÂNımız,
ARZı’ndan=->ARŞ’a ÜNLEdik!.


ZEVK 10.673

=>AKL’a SORma==>NEdEN<=>NİÇiN=>ANLAtıLan=->AKıL İÇiN,
=>AĞıZLaRda=>DİLLi DüDüKk=->dOKUz DELik NEYy DEĞiLdir!.
ASL OLaN=>TEKe TEKkLiği ANLAmak=>ARAsında HEPin-HİÇiN,
=>HeR ŞEYyi YARATAN==>ALLAH==>YARATtığı ŞEYy DEĞiLdir!.


07.07.2023.. 13:14..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcem’imizzz…


AŞk-u-MEŞk=>ŞEVkini ANLA!
====>EBED’e SEVkini ANLA!
KuL İHVÂNim SORma NİÇiN?
==>ÂLEMde MEVkin’i ANLA!.

YAğAN RAHMEt->KELÂMuLLAH,
KULakLa İŞit->KALBinLE DUYy!.
RABBî REHBER=->RESÛLuLLAH,
=>TAHKîK İMÂN->AMELLE UYy!.

===->BESLENmek<=>ÜREMEk İÇiN,
CÂN’dan<=>CÂN’a=>HAYy ZİNCiRi!.
EL HAYy=>HAYyat!. =>DEMEk İÇiN,
==>TOHuM<=>TARLAsı’nda=>DiRi!.



Resim

Lâ TAHZeN..
’yı BİLiRsem===>’m KALmaz==->ÜZMEm,
İLÂHE’yi BULuRsam=>İLÂH DERim=>ÜZÜLMEm,
=====>İLLâ’da OLuRsam====>İLLâ SEVeRim,
==>ALLAH’ı YAŞARsam==->ALLAH’ta SEViLRim!.


إِلاَّ تَنصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا فَأَنزَلَ اللّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَّمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُواْ السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللّهِ هِيَ الْعُلْيَا وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
“İlla tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fî’l- gâri iz yekûlu li SÂHİBİHÎ LÂ TAHZEN innallahe meanâ, fe enzelallahu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferû’s suflâ, ve kelimetullâhi hiye’l- ulyâ vALLAHu AZÎZun HAKÎM (hakîmun).: O'na sizin yardım etmeniz dışında (etmediğinizde) o zaman ALLAH, O'na (Resûl'e) yardım etmişti. Kâfir olanlar, O'nu (Mekke'den) çıkardığı (çıkmaya mecbur ettikleri) zaman iki (kişi)nin ikincisi idi. İkisi mağarada iken arkadaşına şöyle demişti:: “Mahzun olma/ÜZÜLme! Muhakkak ki; ALLAH, BİZİMLE beraber.” O zaman ALLAH, O'nun üzerine sekînetini indirdi.Ve O'nu göremediğiniz bir ordu ile destekledi. Kâfirlerin sözünü suflî kıldı. Ve ALLAh'ın SÖZÜ; O, çok YÜCEdir. Ve ALLAH; AZÎZ'dir (üstündür), HAKÎM'dir (hüküm sâhibi ve hikmet sâhibidir).” (Tevbe 9/40)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

OTURmuş=>ULU CÂMİ’ye,
BURSAya->FETvâ VERiyor!.
BİNmiş DÜMENsiz GEMİ’ye,
CEHENNEMe>GÖNDERİyor!.

YÜCE ALLAHın KULLarını,
ALLAH İLe KORKUTanLar!.
=>PARASInı==>PULLarını,
->HAYATLaRını YUTanLar!.

===->EN ACIsı=>ALLAH=>İLe,
HAKkın KULLarın KANDIRmak!.
ZÂHiR=>BÂTıN=->FİTNe-HİLe;
ŞEYHPERESt’e=>İNANDIRmak!.


celle celâlihu..

ZEVK 10.679

MÂZi=>EL ÂN=>ÂTi=>Şu ÂN.. ==>AL!.<->VER!. NEFESin ARAsı,
HeR YeR-HeR ÂN-HeR HÂLde>OLUş!. GÖLGEdir=>AKı-KARAsı,
ÂŞIKkLaRLA=>AŞIk Atma,
HAKk YOLUna PUSu Yatma,
==>LÂF CANBAZı=>DİLLi DÜDÜk==>DÖRt ÂLEMin MASKARAsı!.

14.07.2023.. 13:16..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcemimizzz…


Şu=->TASAVVuf SİMSARLaRı,
VE de>TEVHiD TÜCCÂRLaRı,
HAKk YOLUnun YOL KESENi.
İSTİSMARMACı SANSARLaRı!.

İHVÂNİm=>DEVRÂN DEVREyLe,
SIRRInda=->SEYRÂN SEYREyLe,
=>KARIŞma==>CÂN CEVLÂNIna,
“EL ÂN” da HAYRÂN HAYREyLe!.


Resim
[/b]
قُلْ إِنِّي أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ اللَّهَ مُخْلِصًا لَّهُ الدِّينَ
Resim---“Kul innî umirtu en a’budALLÂHe muhlisân lehu’d- DÎN (dîne).: De ki.: "Muhakkak ki ben, ALLAH'a, DÎNi O'na hâlis kılarak KUL OLmakla emrolundum."//”ALLAH’ın DÎNini ve düzenini içtenlikle benimseyerek samîmiyetle/ihlâsla ÜMMetim içinde uygulayan KUL olarak =>ALLAH’ı ->İLÂH tanımakla ->candan müslüman olarak ALLAH’a BAĞLanmakla ->SAYgıyla ALLAH’a KULLuk ve ibâdet etmekle emrolundum!.” de.” (Zümer 39/11)

Muhlis.: Hâlis olan. İhlâsı kazanmak için gayret gösteren, samimi ve itikadı doğru olan. Her hâli içten ve riyâsız olan. Katıksız..

ALLAH’ın DÎNini ALLAH’a tahsis etmek başka şeydir.. “Ben ALLAHtan korkuyorum!.” diyor.
Kardeşim kormaya kork da, gel önce ALLAH’ın Kadir ve Kıymetini bilelim!.


مَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ
Resim---“Mâ kaderûllâhe hakka kadrihî, innallâhe le kaviyyun azîz (azîzun).:ALLAH’ın Kadrini de (Kudretini de) hakkıyla takdir edemediler. Muhakkak ki ALLAH, mutlaka Kavîyy’dir (kuvvetli-metin), Azîz’dir (yüce).” (Hacc 22/74)

Bu âyetleri bilelim ki ALLAH’a sevgi ve saygı duyalım önce. ondan sonra da ALLAHtan korkacak mısın mı korkmayacak mısın mı ona bak.. korkmak ne demek?. Kavî olmak korkmak mıdır korkmak mıdır, BİZ BİR-İZ demek korkmak mıdır?. Öyle şey mi olur!.

AZîZ.: İZZEtli. Çok İZZEtli. Sevgili. Çok nurlu. * Dost. * Şerîf. * Nâdir. * DÎNi dünyaya âlet etmeyen. * Sîreti temiz. * Ermiş. Mânevî kudret ve kuvvet sâhibi. * Mağlup edilmesi mümkün olmayan ve daima gâlib olan mânâsında Cenâb-ı HAKk'ın bir İsmidir.

Resim

Ve unutmayalım ki Kur’ÂN-ı Kerîmde MuhaMmedî Mü’min İZZEt Sâhibidir.:


EL AZÎZÜ celle celâluhu ZEVKİmİZ:
ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'in ihsânı ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şerefli şifâsı ile El Azîzu celle celâluhu zikrinin zuhûru nâsib ve kısmet olunca o kimsenin emsâli nâdir olur, kendisine çok ihtiyaç duyulur ve ulaşılması da güç olur.
Çünkü bu değerli Zâtlar haddini bilir halka gösteriş ve riyâ tantanası yapamaz, gizli ve mütevâzi yaşarlar.
Ne var ki böylesi Azîz Ehlullah'ın Eli’ne değenin eli Resûllah sallallahu aleyhi ve sellem'in Eli’ndedir ve =>Ellerinin üzerinde ise
"YEDULLAH" vardır.
Bu husus âyetle sâbittir azîz kardeşim.
Azîzlik Zinciri Zevki Kur’ÂN-ı Kerîm'dedir..

Resim

İZZEt =>Mutlak Kudrete, insan aklının erdiği Zâhir ve Bâtın SAHİBliğe ZÂTen ve AYNen sahib OLuş ve UYgulayıştır.
İZZEt, CeLÂL TecCELLÎsinin İkram HAYyatıdır.
MURADULLAHın EMRULLAHın SÜNNETULLAH üzere Şe’ÂNullahta; ALLAH celle celâluhu’nun Kaza-kader-İrade ve Meşîyyetince yeniden Küllî ŞEY-mekÂN, Küllî ŞEY OLay, Küllî ŞEY zamÂN ve her AKLın kapasitesince ZANNı içindeki imkÂNla İMtihÂN OYUNunun cÂN CeRRyÂNının Sâhiblik Adıdır..
Bu ise, ZÂTen ve ASLen Vâcibu’l- vüCÛD ALLAH celle celâluhu'nun Uluhîyyetidir..
Onun için açık-seçik İZZEt HAKku’l- HAKKtır. HaKK TeÂLÂmızın ZÂTen Hakkıdır, O’nundur:


وَلاَ يَحْزُنكَ قَوْلُهُمْ إِنَّ الْعِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Resim---“Ve lâ yahzunke kavluhum, inne’l- İZZEte lillâhi cemîâ (cemîan), huve’s- semîu’l- alîm.: Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz “İZZEt ve Gücün” tümü ALLAH'ındır. O, işitendir, bilendir.” (Yûnus 10/65)

Ve İZZEtiyle var edip imtihana soktuğu ŞeKLen ve AKLen =>RÜŞDe ERen AKILLarı UYARmaktadır ve Dâvet etmektidir =>İZZEtine.:


مَن كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعًا إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُوْلَئِكَ هُوَ يَبُورُ
Resim---“Men kâne yurîdu’l- İZZEte fe lillâhi’l- İZZEtu cemîâ (cemîan), ileyhi yes’adu’l- kelimu’t- tayyibu ve’l- amelu’s- sâlihu yerfeuh (yerfeuhu), vellezîne yemkurûne’s- seyyiâti lehum azâbun şedîd (şedîdun), ve mekru ulâike huve yebûr.: Kim İZZEti istiyorsa, artık bütün İZZEt ALLAH'ındır. Güzel Söz =>O'na yükselir, Sâlih Amel de =>onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli biz azâb vardır. Onların tasarladıkları =>“boşa çıkıp bozulur.” (Fâtır 35/10)

Hak-Hayr ve Bâtıl-Şerr Tercihinde =>Hak-Hayr seçenlerin HaYyat Tecellîsinde geri dönmeyen-gabirun olamayanları vasıflandırırken;


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لآئِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Resim---“Yâ eyyuhâllezîne âmenû men yertedde minkum an dînihî fe sevfe ye’tîllâhu bi kavmin yuhıbbuhum ve yuhıbbûnehû eZİLLEtin alâ’l- mu’minîne eİZZEtin alâ’l- kâfirîn (kâfirîne), yucâhidûne fî sebîlillâhi ve lâ yehâfûne levmete lâim (lâimin) zâlike fadlullâhi yu’tîhi men yeşâ (yeşâu) vallâhu vâsiun alîm: Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidad eder)se, ALLAH (yerine) KENDİsinin onları SEVdiği, onların da KENDİsini SEVdiği, mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise “güçlü ve onurlu”, ALLAH YOLUnda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, ALLAH'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. ALLAH (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir” (Mâide 5/54)

RABBu’l-ÂLEMin KeLÂMını-SÖZünü, RAHMetenli’l-i ÂLEMin Kelimesinden-Sessinde DUYup/UYanları KENDİ İZZEti içinde AZÎZkılmaktadır hem de bu Dünyada YAŞArken..
Burada “ortağıyım” sanmak cehâletini yıkan
“BİZ BİR-İZ” MuhaMMedî ŞÛURunu unutmamalıyız!.


يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Resim---“Yekûlûne le in reca’nâ ile’l- medîneti le yuhricenne’l- eazzu min hel ezell (ezelle), ve LİLLÂHil İZZEtu ve li RESÛLihî ve li’l- MÛ’MİNîne ve lâkinne’l- munâfikîne lâ ya’lemûn : Diyorlar ki.: “(eğer bu savaştan) Medîne’ye bir dönersek kuvvet ve şerefi çok olan (bizler), zayıf ve düşük olanı (mü’minler topluluğunu) oradan çıkaracaktır. Halbuki Kuvvet ve Üstünlük =>ALLAH’ın =>RASÛLÜnün ve =>MÜ’MİNlerindir; fakat münâfıklar bilmezler!.” (MunâfikûN 63/8)

3 günlük Oyun ve Eğlence Diyârı Dünyanın şak-şukasına aldanıp daİZZEti =>Şunun bunun yalan-hayal elinde sanan ve HİZBULLAHı terk edip AKLen HİZBUŞŞEYTANlığa dönenler için ise;


الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا
Resim---“Ellezîne yettehızûne’l- kâfirîne evliyâe min dûni’l- mu’minîn (mu’minîne. E yebtegûne indehumu’l- İZZEte fe inne’l- İZZEte LİLLÂHi cemîâ.: Onlar, mü'minleri bırakıp kâfirleri dostlar (velîler) edinirler. “Kuvvet ve Onuru (İZZEti)” onların yanında mı arıyorlar?. Şüphesiz =>Bütün Kuvvet ve Onur =>ALLAH'ındır.” (Nisâ 4/139)

“Takdir.. Tercih.. TeceLLî.. TEVHiD” 4 lüsünü ÇÖZemeyen yoz, çiğ, kısır bıraktıkları AKIL Sâhibleri =>İLaHî İZZEtin kendilerinde EMÂNet olduğunu sollayıp kendi Kibir-Gururları hâline getirtemektelerdir ne yazık!!!..


بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ
Resim---“Belillezîne keferû fî İZZEtin ve şikâk: Hayır; o inkâr edenler (boş) bir gurur ve bir parçalanma içindedirler.” (Sâd 38/2)

Bu bunların İLK-SON kötü Tercihleri ve Neticeleridir. =>UYANmaları ve AYIKmaları için DUÂ ise =>BİZ MuhaMMedîlerin ASLî GörevimİZdir İnşâe ALLAH!..
Firavunî bir İnad ve İnkâr içinde olanların bu HÂLe GELişlerindeki =>Kasd, İhmâl, Gaflet, Cehâlet, Dalâlet Ve İhânet Sebebleri =>RASÛLULLAH sallallahu aleyhi ve selemi DUYup-UYmamlarıdır!.


MuhaMMedî ŞÛurun BİLinmesindeki,
MuhaMMedî NÛRun BULunmasındaki,
MuhaMMedî SürÛurda OLunmasındaki,
MuhaMMedî O-NÛRun YAŞAnmasındaki,
OLmazsa OLmazlık olan =>MuhaMMedî KULLUK TÂLİM ve TERBİyEsinden Geçmeyen, tenezzül etmeyenler bu dünya yiyip-içip, çalıp-oynayıp, geberip-giderken tek HATAları =>ALLAH celle celâluhu ya ait olan Kudret SâhiBliği İZZEti kendi Nefsî HEVÂ-HEVESLerinde görmeleridir ki Kur'ÂN-ı Kerîmimizde uyarılmışlardır yaşadıkaları HÂLLeri =>Fiilen CeheNNeMdir;


]وَإِذَا قِيلَ لَهُ اتَّقِ اللّهَ أَخَذَتْهُ الْعِزَّةُ بِالإِثْمِ فَحَسْبُهُ جَهَنَّمُ وَلَبِئْسَ الْمِهَادُ
Resim---“Ve izâ kîle lehuttekıllâhe ehazethu’l- İZZEtu bi’l- ismi fe hasbuhu Cehennem (cehennemu), ve le bi’se’l- mihâd: Böylesine.: "ALLAH'tan kork!./İlk sözünde kavîy ol" denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Cezâ ve azâb olarak) ona Cehennem yeter. O ne kötü yerdir!.” (Bakara 2/206)

SonUÇ-HÜKM şudur ki gözünü kapatan =>Kendini KÖReder.
Yoksa GÜNEŞ açık-seçik ve her ÂNdır =>BİZ BİR-İZ TEVHİDuLLah Zâhir-Bâtın İşlemektedir =>Her Nefes ALıp-VERmeleridir bu HÂL..


سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ
Resim---“SUBHÂNe RABBike RABBi’l- İZZEti ammâ yasifûn: Üstünlük ve Güç (İZZEt) Sâhibi olan senin RABBin, onların nitelendirdiklerinden YÜCEdir.” (Sâffât 37/180)

Çünkü, yoktan-vardan değil BiZZÂT Kendi NÛRu’ndan, her ÂN Şe’ÂNında nabız ATar gibi hep YENİden SeBBuhh edip duran ALLAH celle celâluhu ve =>Her AKıL istese de istemese de YARATANıdır..
ÖLümü ÖLdürüp Kabir Kapısını Kapatamadıkları sürece, ReSSamın TüMM resimlerini YAPmaya İktidarı olan MUKTEDİR olduğunu ve bunu böyle BİLmeye her AKIL =>Muhtaç-Mecbur-Me’mur ve de Mahkumdur.. ve’s- seLÂM!..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SENLik<->BENLik KAVGASInda,
İNSÂNLaR=>ŞAŞKıN İHVÂNİ’m!.
KALB KAZANı<=>KAFA TASInda,
ÇILGINLıKk->TAŞKıN İHVÂNİ’m!.
ALLAHu EKBER!.
ALLAHu EKBER!.
SESstir==>BURSA SEMÂ’sında!.
ZERRe-KÜRRe=>TEKRaR EDER,
CÂNCEMMü’L-CEM’ CUMÂ’sında!.

=>AYNAda=>YÜZÜn GÖRENLeR,
==>BÂTıN SIRRInı===>SİLMeDi!.
GECE->GÜNDÜZÜn GÖRENLeR,
=>ZITLaRıN ZEVKin=>BİLMeDi!.


ZEVK 10.683

İKİLİkte=>NEFREt<->SEVgi=>CENNEt’ten>ÇIKtık ÇIKALı,
İNSÂN=>ŞEHVEt<->ŞEHÂDEtte->DENGe-DÜZeN YIKILALı,
=>İLİM=>İRFÂN=>EDEBini,
UNUttu=>SONuç->SEBeBini,
YARıM NEFEs=>CÂNsız KALdı=>SU’yunu=>SIKtık ASIKALı!.


21.07.2023.. 13:21..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcemimizzz…


===>ELinden EMîN KiM KALdı?
==->DİLinden EMîN KiM KALdı?
HİCREt=>NEFREtten->SEVgiye,
==>YOLundan EMîN KiM KALdı?!.

SENLik<->BENLik KAVGASInda,
İNSÂNLaR=>ŞAŞKıN İHVÂNİ’m!.
KALB KAZANı<=>KAFA TASInda,
ÇILGINLıKk->TAŞKıN İHVÂNİ’m!.


Resim

NOT.:
Hicrî Yılbaşını kutlamak için mesajlar almaktayız.. Kutlu Olsun HİCREtimiz de =>BİLgiLi ve BİLinçLi bir Müslümân için Kur'ÂN-ı Kerîm’imiz ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz Ne DUYuRmuş ve Ne BUYuRmuştur.. BUYURunuz!.;

Sözlükte.: “terketmek, ayrılmak, ilgisini kesmek” anlamına gelen HECR (hicrân) masdarından isim olan HİCRET =>“Kişinin herhangi bir şeyden bedenen, lisânen veya kalben ayrılıp uzaklaşması” demektir; ancak kelime daha çok.: “bir yerin terkedilerek başka bir yere göç edilmesi” anlamında kullanılır. Terim olarak genelde Gayri Müslim Ülkeden/Dârü’l- Harb’den =>İslâm Ülkesine göç etmeyi, özelde ise Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in ve Mekkeli müslümanların Medine’ye göçünü ifade eder. Medine’ye göç eden müslümanlara “Muhâcir”, Resûl-i Ekrem’e ve muhâcirlere yardım eden Medineli müslümanlara da ”ensâr” unvanı verilmiştir.
Medine’ye HİCRET eden ilk sahâbî Ebû Seleme el-Mahzûmî’dir. Ebû Seleme Akabe biatlarından bir yıl önce (620) tek başına Medine’ye gitmiş, Mekke’den çıkışı engellendiği için onunla birlikte hareket edemeyen hanımı Ümmü Seleme ise yaklaşık bir yıl sonra küçük yaştaki oğlu Seleme ile birlikte HİCRET etmiştir..


Kur’ÂN-ı Kerîm’de “HİCRET” kelimesi yer almamakla birlikte 27/yirmi yedi âyette 31/otuz bir defa “hecr” kökünden gelen çeşitli türevlerin geçtiği görülür. Bunlar kullanılışlarına göre;
* “Kur’ÂN’ı terketmek”.:

وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا
“Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâze’l- kur’ÂNe mehcûrâ (mehcûran).: Ve elçi dedi ki.: “RABBim gerçekten benim kavmim, bu Kur'ÂN'ı terkedilmiş (bir kitab) olarak bıraktılar.” (Furkân 25/30)


* “Bir kişiden veya gruptan ayrılmak” =>(en-Nisâ 4/34; Meryem 19/46; el-Müzzemmil 73/10),
* “Kötü şeyleri terketmek” =>(el-Müddessir 74/5) ve,
Terim anlamına uygun olarak =>“ALLAH uğrunda başka bir yere göç etmek” (meselâ bk. el-Bakara 2/218; Âl-i İmrân 3/195; en-Nisâ 4/89, 97; et-Tevbe 9/20) anlamlarına gelmektedir.
* “HİCRET eden kimse” anlamında muhâcir ve çoğul olarak muhâcirîn, muhâcirât kelimeleri de Kur’ÂN-ı Kerîm’de kullanılmakta (meselâ bk. en-Nisâ 4/100; et-Tevbe 9/100, 117; en-Nûr 24/22; el-Mümtehine 60/10) ve bu âyetlerin çoğunda Mekke’den Medine’ye göç eden müslümanlar kastedilmektedir..

الَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ اللّهِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
“Ellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim a'zamu dereceten indallâh (indallâhi) ve ulâike humu’l- fâizûn (fâizûne).: İmân edip, özgürce ALLAH’a kulluk ve ibâdet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için HİCRET edenler, ALLAH yolunda, İslâm uğrunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler, ALLAH Katında en büyük rütbeye, makama sâhib olacaklar. İşte bunlar mutluluğa eren, kazançlı kimselerdir.” (Tevbe 9/20)

İbrâhim aleyhisselâm, kavminin kendisini ateşte yakma teşebbüsünün ardından, “Doğrusu ben RABBimin emrettiği yere HİCRET ediyorum” demiştir..

فَآمَنَ لَهُ لُوطٌ وَقَالَ إِنِّي مُهَاجِرٌ إِلَى رَبِّي إِنَّهُ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
“Fe âmene lehu lût (lûtun) ve kâle innî muhâcirun ilâ RABBî, innehu huvel azîzul hakîm (hakîmu).: Bunun üzerine ona sadece Lût imân etti. (İbrahîm) de dedi ki.: “Ben RABBime HİCRET edeceğim. Şüphe yok ki O çok güçlüdür, Hüküm ve Hikmet Sâhibidir.” (Ankebût 29/26)

Ve önce Filistin’e, ardından Mısır’a göç edip daha sonra da Ken‘ân Diyârı’na yerleşmişti. Hz. İbrâhim’le beraber Filistin’e kadar bu HİCRETe katılan Hz. Lût, peygamberlik görevini yaparken kâfirlerin azgınlık ve ahlâksızlıkları karşısında Cenâb-ı HAKk’tan aldığı emirle bir gece vakti inananlarla birlikte yurdundan çıkmış, arkasına dönüp bakmadan gitmesi istenilen yere gitmişti (Hûd 11/80-81; el-Hicr 15/65).

وَقُل رَّبِّ أَدْخِلْنِي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَأَخْرِجْنِي مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَل لِّي مِن لَّدُنكَ سُلْطَانًا نَّصِيرًا
“Ve kul RABBi edhılnî mudhale sıdkın ve ahricnî muhrece sıdkın vec’al lî min ledunke sultânen nasîrâ (nasîren).: Ve de ki.: “RABBim beni sıdk ile dâhil et ve beni sıdk ile çıkar. Ve bana SENin Katından (gizli ilminden) bir yardımcı sultân kıl.” (İsrâ 17/80).

‘Allah’ın arzı geniş değil miydi, siz de HİCRET edeydiniz ya’ derler. İşte onların barınakları cehennemdir. O ne kötü bir yerdir!”

إِنَّ الَّذِينَ تَوَفَّاهُمُ الْمَلآئِكَةُ ظَالِمِي أَنْفُسِهِمْ قَالُواْ فِيمَ كُنتُمْ قَالُواْ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِي الأَرْضِ قَالْوَاْ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ اللّهِ وَاسِعَةً فَتُهَاجِرُواْ فِيهَا فَأُوْلَئِكَ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَسَاءتْ مَصِيرًا
“İnnellezîne teveffâhumu’l- melâiketu zâlimî enfusihim kâlû fîme kuntum. Kâlû kunnâ mustad’afîne fî’l- ard (ardı). Kâlû e lem tekun ardullâhi vâsiaten fe tuhâcirû fîhâ. Fe ulâike me’vâhum cehennem (cehennemu) ve sâet masîrâ (masîran).: Muhakkak ki melekler, kendi nesflerine zulmedenleri öldürürken.: "Siz nerede (ne işte) idiniz?" dediler. (Onlar da).: "Biz yeryüzünde zayıf (güçsüz) kimselerdik." dediler. (Melekler).: "ALLAH'ın arzı (yeryüzü) geniş değil miydi? Öyleyse orada HİCRET etseydiniz!" dediler. İşte onlar, onların varacağı yer Cehennemdir ve (o) kötü bir varış yeridir.” (Nisâ 4/97)

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُوْلَئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَلَمْ يُهَاجِرُواْ مَا لَكُم مِّن وَلاَيَتِهِم مِّن شَيْءٍ حَتَّى يُهَاجِرُواْ وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ إِلاَّ عَلَى قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَاقٌ وَاللّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
“İnnellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike ba'duhum evliyâu ba'dın, vellezîne âmenû ve lem yuhâcirû mâ lekum min velâyetihim min şey'in hattâ yuhâcirû, ve inistensarûkum fî’d- dîni fe aleykumu’n- nasru illâ alâ kavmin beynekum ve beynehum mîsâk (mîsâkun), vallâhu bimâ ta'melûne basîr (basîrun).: Gerçek şu ki, iman edenler, HİCRET edenler ve ALLAH YOLUnda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ile (HİCRET edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velîsi olanlar bunlardır. İman edip HİCRET etmeyenler, onlar HİCRET edinceye kadar, sizin onlara hiç bir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. ALLAH, yaptıklarınızı görendir.” (Enfâl 8/72)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Muhacir =>ALLAH’ın yasakladığı şeylerden uzaklaşan ve onları terkeden kimsedir.” buyurmuştur.
(Buhârî, “Îmân”, 4, “Rikâk”, 26; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 2)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların zarar görmediği kimsedir. Muhâcir ise =>ALLAH’ın yasakladığı şeylerden uzak duran kimsedir.” buyurmuştur.
(Buhârî, Îmân 4-5, Rikâk 26; Müslim, Îmân 64-65. Ebû Dâvûd, Cihâd 2;)
Hadisin bâzı rivayetlerinde.: Muhâcir ise =>Elinden ve dilinden insanların sâlim kaldığı kimse.” şeklinde de gelmiştir.
(Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 224; İbni Hacer el-Heysemî, Mecmaü’z-zevâid, III, 268).


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Hakiki Muhacir =>ALLAH'ın yasakladığı şeylerden kaçan, onları terk eden kimsedir.” buyurmuştur.
(Buhari, İman 4, Rikak 26; Nesaî, İman 9)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Hakiki Muhacir =>Hata ve günahları terk edendir.” buyurmuştur.
(İbnu Mace, Fiten 2)
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Hakiki Muhacir =>ALLAH´ın üzerine haram kıldığı şeyleri terk edendir.” buyurmuştur.
(Müsned, 3/412; Ebu Davud, Vitr 12)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

=>İkİ KeZ->YOLum DÜŞüRdü,
YÜCE MEVLÂM>KERBELÂ’ya!.
“bENLik DEFTERim”i DüRdü,
AL KAN’da->KaRa SEVDÂ’ya!.


ZEVK 10.685

BURHANİYe=>CÂN CUMÂsı==>KÂR-ü-BELÂ=>ON MUHARREM,
CEVR-i CİHÂN=>ÇARk-ı ÇİLLe=>NÂRında YANdı DEM bu DEM!.
BiR DAMLa SU=>SU’ya HASREt,
=>ŞÜHEDÂ..=>KOPtu KIYAMEt,
HeR YeR->HeR ÂN->HeR HÂL=>HeR NEFESte CEMMü’L- CEM’!.


28.07.2023.. 13:27..
burhaniye..mesudağacıkcamimizz…


ALLAH-RASÛL-KELÂMULLAH,
SALLda ŞEHîD OLdu ALİ ŞAH,
=>VELÂYEt’e==>NÜBÜVVEti,
DERC EYyLedi->RASÛLULLAH!.

NE FARS’ın==->NE de ARAB’ın,
MASKEsi DEĞiL==>EHL-i BEYt!.
====>ELİdir==->EBû TÜRÂB’ın,
HAkta-HAYRda BiL EHL-i BEYt!.
İHVÂNİm>YEMi OLma SERÂB’ın,
BİZ BİR-İZ!.. EĞİL!.. EHL-i BEYt!.


celle celâlihu..
aleyhumusselâm..



Resim

EHL-i BEYt.: Ev Ehli, evdeki çoluk çocuk. Daha ziyade. Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in EVİne mensub olanlar bu isimle anılırlar..
ÂL-i ABâ.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in KENDİsi ile beraber, Kızı Fâtıma aleyhasselâm Vâlidemiz, Damadı ALi kerremallahu vechehu, Torunları Hasan aleyhisselâm ve Hüseyin aleyhisselâm'den müteşekkil hey'et. "Hamse-i Âl-i Abâ" da denir. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in giydiği ABÂsı’nı örterek hususi DUÂ ettiğinden bu isimle anılmaları meşhurdur..


Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "Ni’metleriyle sizi beslediği (gıdalandırdığı) için ALLAH’ı SEVin. Beni de ALLAH SEVgisi için SEVin. Ehl-i Beytimi de benim SEVgim için SEVin!.” buyurmuştur.
(İbni Abbas radiyallahu anhu'dan; Tirmizî, Menâkib 3792;Taberanî, Kebîr; İbn Hibbân)

İlâhî, Fıtrî, Kevnî ve Muhammedî SEVgi zinciri!.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "ALLAH’ı =>Kendi ni’metleriyle sizi beslediği için SEViniz!. BENi =>ALLAH’a olan muhabbetinizle SEViniz!. Ehl-i Beytimi de =>BANA olan muhabbetiniz sebebiyle SEViniz!.” buyurmuştur.
(İbni Abbas radiyallahu anhu'dan; Tirmizî, Menâkib 3792;Taberanî, Kebîr; İbn Hibbân)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "İnnî târikûn fikümü’s- sâkaleyni kitâballahi ve ıtretî.: BEN sizin içinizde iki ağırlık bıraktım biri ALLAH’ın KİTÂBı, biri DE ITRETim (Zürriyetim, Ehl-i Beytim)” buyurmuştur.
(Müslim Fezailü's- sahabe 36,37; Darimî, Fezâilü'l-Kur'ân 1; İ. Ahmed, III/14,17-4/367,371; Şeybe; Hatîb)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "BEN size temessük edip (tutunup) sıkı sarıldığınız takdirde dalâlete (sapıklığa) düşmekten korunacağınız iki şey bırakıyorum.: Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür: KİTÂBULLAH. Bu, semâdan arza uzanan ALLAH’ın İPİdir. Diğeri EHL-i BEYTim olan yakınlarımdır. Bu iki şey, Kevser Havzının başında buluncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaktır. Bu iki şey hakkında benden sonra nasıl davranacağınıza iyi bakın!.” buyurmuştur.
(Zeyd ibn-ü-Erkâm radiyallahu anhu’dan; Kütüb-i Sitte, Muhtasar C.12/499)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "Aranızda bulunan Ehl-i Beytim, Nûh’un (aleyhisselâm) Gemisi’nin misâlidir. Ona binen kurtulur, binmeyen boğulur!.” buyurmuştur.
(İbn Abbas radiyallahu anhu’dan; Darimî, Tabaranî-Kebirinde; Ebi Zerr (ra) dan; Hâkim-Müstedrekinde ve Hatîb tarihinde.)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "Ben ALLAH’ın kuluyum, O’nun RESÛLÜ’nün KARDEŞİyim. SIDDIK-ı EKBER de BENim. BENden sonra Kezzâb (çok yalancı) Adam’dan başka hiç kimse bunu (Sıddık-ı Ekber olduğunu), söyleyemez. İnsanlardan 7 yıl önce namaz kıldım!.” buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime isnad sahih raviler sika Hâkim, Müstedrek'inde bu hadisi El Minhal’den rivâyetle Buhârî ve Müslim “şartları üzere sahihtir”demiştir. Nesâî, Fezail-i Alî de)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Daneyi açan, canlar yaratan ZÂT-ı Zü’L- CeLÂL’e yeminle söylüyorum: ÜMMÎ PEYGAMBERİ Aleyhi’s-salâtı ve’s- selâm, BANA şu hususu garantiledi =>BENi mü’min olan SEVecek, münâfık olan da bana buğz edecek!.” buyurdu.”
buyurmuştur.
(Müslim, Îmân 131, (78); Tirmizî, Menakib (3737); Nesâî, Îmân 20 (8,117))

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "ALî=>BENden, BEN =>O’ndanım. ALî’den başka hiç kimse (yapmak durumunda olduğum şeyi) benim yerime edâ edemez.” buyurmuştur.
(Hubşiy bin Cenâde Zeyd bin Erkam radiyallahu anhu'dan; İbni Mâce, Mukaddime 119)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "ALî, Fâtime, Hasan ve Hüseyin aleyhumusselâm’a hitâben.:””Enâ silmün limen sâlemtüm, ve harbun limen harb tüm.: Sizin barış (silm, sulh) hâlinde olduğunuz kimse ile BEN de barış hâlinde olurum ve sizin harb hâlinde olduğunuz kimse ile BEN de harb hâlinde olurum!.” buyurmuştur.
(Zeyd bin Erkam radiyallahu anhu'dan; İbni Mâce, Mukaddime 145)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Erkeklerinizin en hayırlısı ALî, gençlerinizin en hayırlısı Hasan ve Hüseyin, kadınlarınızın da en hayırlısı Fatıma’dır.” buyurmuştur.
(İbâde radiyallahu anhu'dan; Deylemi; İbn Mâce; Tabarânî-Kebirinde; Hâkim-Mustedrekinde; İbnu Mes’ud (ra) dan İbn Asâkir; Hatîb, tarihinde.)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Hasan ve Hüseyin aleyhumusselâm’a bakarak.: “ALLAH’ım! BEN bunları SEViyorum =>SEN de SEV!.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkib 3784)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "BENden sonra ÜMMetimde hilâfet 30 sene sûrecektir. Bundan sonra Saltanat (Melikler) Devri gelecektir.” buyurmuştur.
(Sefine radiyallahu anhu'dan; İmâmı Ahmed; Taylâsî; Nâim; Ebu Yâ’lâ; Begavî; İbn Hibban; Tirmizî)

NOt.: 4 Halife Devri 29 yıl 6 ay + İmam Hasan aleyhisselâm Hilâfet Devri 6 ay => 30 yıl.. sonrası krallık gibidir..


Resim ALİYyü’L- MÜRTEZÂ kerremallahu vechehu.: Esedullah, ALiyy-ibni Ebi Tâlib, Ebu’t-Turâb, İmâm-ı Ali kerremallahu vechehu İsimleri ile de anılır. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Amcası Ebu Tâlib'in Oğlu olup Hicretten 23/yirmi üç yıl önce doğmuş ve Bi'setin ikinci günü daha 10/on yaşında iken imân etmiş, hiç putlara tapmamıştır. Bunun için mübârek ismi söylendiğinde =>“Kerremallâhü Veche” diye tâzim edilir.
Bütün gazâlarda, din muharebelerinde çok kahramanlık ve fedâkârlığından dolayı =>"ESEDULLAH.: ALLAH'ın ASLANı" nâmını da almıştır. Aşere-i Mübeşşeredendir. Kur'ÂN-ı Kerîmde âyetle medhedilmiştir.
VELîYyULLAH ELİdir =>EVLİYÂnın Reisidir. Hicretin 40/kırkıncı yılında şehîd edilmiştir.

Resim FATIMÂtü’z- ZEHR Â aleyhasselâm.: Resul-i Ekrem aleyhisselâm Efendimizin Hatice aleyhisselâm'den doğma KIZı. Hicretten 18 yıl önce doğmuş, Ali kerremallahu vechehu ile evlenmiş ve Hz. Hasan ve Hüseyin aleyhumusselâm'ın Vâlideleri olmuştur. Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’den 6 ay sonra Dâr-ı Bekâya göçmüştür..

Resim Hasan aleyhisselâm.: (Hi: 3-49).. Ali kerremallahu vechehu'nin Büyük Oğludur. Hz. Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in Sevgili Torunudur. Cennet'le tebşir olunmuştur. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kendisi için.: “CeNNet Gençlerinin Seyyidi.” buyurmuştur.

Resim Hüseyin aleyhisselâm.: (Hi: 6-61).. Ali kerremallahu vechehu'nin Küçük Oğludur. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Sevgili Torunudur. Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Hüseyin BENden, BEN Hüseyin'denim. ALLAH Hüseyini SEVeni SEVer." buyurmuştur. KERBELÂda şehîd edildi..


Resim

Yâ RASÛLULLAH sallallahualeyhi vesellem.

İmâm-ı ALİ kerremullahi vecheye ait SaLâvâtı Şerîfe..



Resim

TÜRKÇESİ.:
Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Resim Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Resim Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Resim Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Resim Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Resim Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Resim Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Resim Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.

MÂNÂSI:
“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”


RABBenâ!.
7 LETÂİFimizin SALLini-İSÂLini-SILÂsını-ULAŞımını SAĞLa!.



Âmin Yâ Latîf Yâ Kerîm ALLAH celle celâluhu!.
Âmin Yâ Rahîm Yâ Vedûd ALLAH celle celâluhu!.
Âmin Yâ Fettâh Yâ Gaffâr ALLAH celle celâluhu!.
Âmin Yâ Settâr Yâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!.

Âmin... Âmin... Âmin... Âmin!.. Yâ Muîn Celle Celâluhu!.



MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...

Resim İHVÂNİmResim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

==>BURSA’da=>Şu ÂN SESİnde,
CÂNÂNın CEM’=->CÂN SESİnde,
GÖKLeR İNLeR>GÖNüL DİNLeR,
ARZü’s-SEMÂ==>EZÂN SESİnde!.


ZEVK 10.695

HeR ŞEYy’in ÖZÜ’nde->RABBi=>CEMMü’L-CEM’de=>CÂN CUMÂsı,
=======->“DU”nın=>RIZA KAPIsı===>CUMÂ’nın=>EŞREF SAAti!.
====>“YAKîN İKLİMİ”ne=>UÇAR===>GÖNÜLde=>KULLuk HUMÂsı,
=>BiR NEFESte==>GELiR<=>GEÇeR===>Şu ÂN’dadır=>İŞin VAKti!.


04.08.2023.. 13:24..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcem’imizzz…


HAKk YOLU’ndan ÇIKmış MİLLEt,
=>CUMÂ’ya=>VAKti KALmamıŞş!.
===>BU NASıL==>ÇÂREsiz İLLEt,
RABBİ’ne===->AKti KALmamıŞş!.

===>İFLÂs Etti==>NİCELeRi,
Şu=>İMTİHÂN SAHNESİ’nde!.
==->CÜCELERi==>YÜCELERi,
PARA PUTu==>HERKESinde!.
=>OYsa=>TEVHiD HECELeRi,
İHVÂNİm=>EN SON SESinde!.


Resim

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
“Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nûdiye li’s- salâti min yevmi’l- cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerû’l- bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn (ta’lemûne).: Ey iman edenler! Cuma Günü namaza nida olunduğu zaman (çağrıldığınız zaman) hemen ALLAH'ın Zikrine koşun ve alışverişi bırakın. İşte bu, sizin için daha hayırlıdır, keşke bilseniz!.” (Cumâ 62/9)

فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِن فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
“Fe izâ kudiyetı’s- salâtu fenteşirû fî’l- ardı vebtegû min fadlillâhi vezkurûllâhe kesîren leallekum tuflihûn (tuflihûne).: Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. ALLAH'ın fazlını isteyip arayın ve ALLAH'ı çokca zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz.” (Cumâ 62/10)

وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا قُلْ مَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ مِّنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
“Ve izâ reev ticâreten ev lehveninfaddû ileyhâ ve terekûke kâimâ (kâimen), kul mâ indallâhi hayrun mine’l- lehvi ve mine’t- ticâreh (ticâreti), vallâhu hayru’r- râzıkîn (râzıkîne).: Ve ticâret veya eğlenceyi görünce ona yönelip dağıldılar ve SENİ ayakta bırakıp gittiler. De ki.: “ALLAH'ın Katı’nda olan şeyler, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır ve ALLAH, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cumâ 62/11)

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
"Ve lekad halakne’l- insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh (nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min habli’l- verîdi.: Andolsun, insanı BİZ yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından-cÂN Damarından daha YAKINız.” (Kaf 50/16)

لِّكُلِّ نَبَإٍ مُّسْتَقَرٌّ وَسَوْفَ تَعْلَمُونَ
“Likulli nebein mustekar (mustekarrun), ve sevfe ta’lemûn (ta’lemûne).: Kur’ÂN’daki her haberin/İŞin tahakkuk edeceği muayyen (kararlaştırılmış-belirlenmiş) bir zamanı var. Artık yakında öğrenirsiniz.” (En’âm 6/67)

وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ
“Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr (mustekırrun).: Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her İŞ’in ulaşacağı yeri vardır." (Kamer 54/3)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Üzerine güneş doğan en hayırlı gün Cumâ Günüdür. Âdem (aleyhisselâm) o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı.” buyurmuştur.
(Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den; Müslim, Cum`a 17, 18. Ayrıca bk. Tirmizî, Cum`a 1, 2; Nesâî, Cum`a 4, 45)

Bir Cuma Günüydü. Peygamber Efendimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, günlerce süren meşakkatli Hicret Yolculuğunda nihâyet Medine’ye yaklaşmıştı. Medine’nin yakınında bulunan “Rânûnâ” denen yere ulaştığında öğle vakti girmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, coşkuyla kendisini karşılamaya gelen kalabalığa hutbe irad etti ve ilk Cuma Namazını kıldırdı.
Bu Hutbede Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Ashabı nezdinde hepimize şöyle buyurdu.: “Kendiniz gitmeden önce âhirete sâlih ameller gönderiniz. ALLAH’a yemin olsun ki, her biriniz dünyaya vedâ edeceksiniz. Sonra ALLAH celle celâlihu.: "Resûlüm sana dinimi tebliğ etmedi mi? Sana mal vermedim mi? İmkan bahşetmedim mi? Dünyadayken âhiretin için ne hazırladın?.” diye soracak… Öyleyse herkes gücü nisbetinde kendini cehennem ateşinden korusun. Yarım bir hurmayı infâkla ya da güzel bir sözle dahi olsa bunu yapsın.” buyurmuştur.
(İbn Hişâm, Sîret, III, 30.)


Resim

YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

İHVÂNim=>ÖLmeden=>ÖLüp,
YÜZ DERİni=->POStun EYyLe!.
=>NEFSini<=>RABBini=>BİLip,
EZEL<=>EBED DOStun EYyLe!.

==>EŞHedu EN Lâ İLÂHe=>İLLÂ ALLAH,
EŞhedu ENNe MuhaMMed RASûLALLAH,
HAYyeLe’s-SELÂH,
HAYyeLe’L-FELÂH,
HAYye
==>Lî-VECHiLLAH=>SEBîLİLLAH!.

Yâ RASûLALLAH!.
sallallahu aleyhi vesellem..

RABB’a->KULLuk SIRASI’nda,
FITRÂTuLLAH NEŞRi>SENsÎn!.
AL!<>VER!. NEFEs ARASI’nda,
HİSÂBuLLAH HAŞRi->SENsÎn!.
İHVÂNİm=>HASBî HİZMEtçin,
==>ŞERİAtın TEŞRi’->SENsÎn!.


ZEVK 10.699

CÂN’da>CÂNÂN’sın=>CÛD-u-CED=>Er RAHMÂN RAHMETuLLAHı’sın!
====>EZELîsÎn===>İLe’L-EBED========>Er RAHÎM HARuLLAHı’sın!
ZITLaR ZEVKİ’n=->ZİNCİRisÎn,
RAKAM ÇOKk!. SAYı=1/BİRisÎn,
====>NÛRuLLAH<=>NÛR-u MuHaMMeD===>HAYR-ı MAHLuKÂTı’sın!.


11.08.2023.. 13:31..
brsbrsm...tktktrstkkmizdthycumâcemimizzz..


SoL ELinde >KELÂMuLLAH,
SaG ELinde->RESÛLuLLAH,
YOLun=>SIRat-ı MaSTaKîM,
KuL İHVÂNİm İNŞÂeALLAH!.

=>EHL-i BEYt EDEBin==>İZLe,
=>SON-UÇ’un SEBEBin=>İZLe,
SıRR-ı NAhNU->DamLa-DENİZ,
YAŞA!.nmakta=>BİZ BİR-İZLe!.

DUÂ’nın SIRRın İDRAKk Et,
DAVÂ-DAVEt’e İŞTİRAKk Et,
ŞİKÂTYEtin=>ŞÜKRe ÇEViR,
HAKk’ın=>HAKkı’n,
HAKku’L- HAKk Et!.

HAKk’ın KULLaRın->AYIRma,
NEFSin HEVÂSI’n->KAYIRma,
GÖNÜLLeR->BİLLûR KÂSEdir,
=->HAKk’ın KADEHİni KIRma!.


celle celâlihu..
aleyhumusselâm..


Resim
NEŞR.: (Neşir) Neşretmek, yaymak, bir haberi fâşetmek, herkese duyurmak, şâyi kılmak..
NEŞR.: (Neşir) Neşretmek, yaymak, bir haberi fâşetmek, herkese duyurmak, şâyi kılmak..
HAŞR.: (Haşir) Toplanmak, bir yere birikmek. * Toplama, cem'etmek. * Kıyametten sonra bütün insanların bir yere toplanmaları. ALLAHu zü’L- CeLÂL’in, ölüleri diriltip mahşere çıkarması. Kıyamet.
TEŞRi’.: Yolu açık ve vâzıh kılma. * Şeriata isnad ve nisbet eylemek. * Kanun vaz' ve tenfiz eylemek. * Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şeriata dâir emretmesi.
Şer’î.: Şeriata uygun, İslâmiyetçe makbul olan. İlâhî Kanuna dâir. Meşru'.
Şeriat.: Doğru yol. Hak Din Yolu. * Büyük ve geniş cadde. * Nûr, aydınlık, ışık. * Kur'ÂN-ı Kerim ve Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in tÂRİF ettiği ve BİLdirdiği yol. ALLAHu zü’L- CeLÂL tarafından Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in vâsıtasiyle vaz' ve tebliğ olunan hükümleri hâvi İlâhî Kanunların Hey'et-i Mecmuası. Şeriat, aynı zamanda din mânâsına müsta'meldir ki, Ahkâm-ı Asliye denen =>İ’tikadiyâtı ve Ahkâm-ı Fer'iye denen =>ibâdet, Ahlâk ve Muâmelât yâni =>İslâm Hukukunu ihtivâ etmektedir..
Şeriat-ı Fıtrîyye.: ALLAHu zü’L- CeLÂL’in kâinatta vaz'ettiği Fıtrî Kanunlar. Âlemin harekât ve sükûnetini tanzim eden ve ALLAHu zü’L- CeLÂL’in İrade Sıfatı’ndan gelen kanunlar.
Şeriat-ı Garrâ.: ParLak ve NÛRLu Şeriat. İSLÂMiyet..


Resim
وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى
“Ve en leyse li’l- insâni illâ mâ seâ.: Ve insÂn için, ÇALIŞmasından/ hâlis niyetinden, gayretinden, emeğinden) başka bir şey yoktur.” (Necm 53/39)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Günlerinizin en faziletlisi Cuma Günüdür. Bu sebeble o gün bana çokça salât ü selâm getiriniz; zirâ sizin salât ü selâmlarınız BANA sunulur.” buyurmuştur.
(Evs İbni Evs radiyallahu anhu’den; Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26)

Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî’nin, babası aracılığıyla dedesinden (Amr b. Avf’tan) naklettiğine göre,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Cuma Günü öyle bir ÂN vardır ki kul o ÂN’da ALLAH’tan bir şey dilerse =>ALLAH mutlaka o’na o isteğini verir.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Cum’a, 2)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Cuma Gününde bir ÂN/zaman vardır ki şâyet bir Müslümân namaz kılarken o vakte rastlar da ALLAH’tan bir şey isterse, ALLAH ona dileğini mutlaka verir. ” buyurmuştur.
Resûl–i Ekrem sallâllahu aleyhi ve sellem Efendimiz =>O ÂN’ın/zamanın çok kısa olduğunu eliyle gösterdi..
(Ebû Hüreyre radiyallahu anhu’den; Buhârî, Cuma 37, Talâk 24, Daavât 61; Müslim, Müsâfirîn 166, 167, Cuma 13–15)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan, aralarında geçen günahlara keffaret olur. ” buyurmuştur.
(Ebû Hüreyre radiyallahu anhu’den; Müslim, Tahâret 16)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Güneşin doğduğu en hayırlı gün, Cuma Günüdür. Âdem (aleyhisselâm) o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve o gün cennetten çıkarıldı. Kıyamet de ancak Cuma Günü kopacaktır.” buyurmuştur.
(Ebû Hüreyre radiyallahu anhu’den; Müslim, Cum’a, 18)


Resim

YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


ResimİNSÂN..

İNSÂN=->KİMdir?
İHVÂN=->KİMdir?
İHVÂNi===>KİM?
TEk CÂN KİMdir?.

==>ANLAt BİZe İNŞÂeALLAH,
==>NEŞEsi NE?==>TASAsı NE?
KELÂMuLLAH<>RESÛLuLLAH,
===>KARINDAŞLık YASAsı NE?.


Resim

SıMSıCAKk=>BURSA CUMÂsı,
TEKeTEKk TEKkEm’de YiNE!.
HABîBuLLAH=>KEVSER TASı,
MEDiNE<->MEKkEmde YiNE!.

=>MEKkE’den ARAdı==>FERDÂ,
“BEYTuLLAHa SELÂM!” DEdim!.
=>GEÇmişim TARAdı==>FERDÂ,
LEBEYke! LEBEYk!. SÖYLEdim!.


ZEVK 10.702

=>ELİndeki SANma İHVÂNim==>SENin KADERini YAZAN,
ZamÂNsız=>ÂN’da KURULdu=>ELEStte MAHŞERî MİZÂN,
HAKkı-HAYRı TERCiH==>İŞin,
TEDBİRin=>GEL-İŞ<>GİDİŞin,
NEFSin ve RABBi’n=>BİLİŞin=->ÇİLLEye ÇAĞRIdır EZÂN!.


18.08.2023.. 13:14..
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcemimizzz..
ferdaümredemekkedengrntlütlfaradı..


=>İkİ OMUZunda=->KAMERA,
=>HeR İŞin=->KAYda ALıYOR!.
CeNNet-CeHeNNEm ZüMeRA,
HeRKEs=->NEFSİni SALıYOR!.

KADERin YAŞıYOR=->HERKEs,
ELBEt ÇÖKeR=>KANLı KAFEs,
ALdığın NEFEs=->SoN NEFEs,
HİZMEte KOŞş KuL İHVÂNİm!.



BEYTuLLAH.: Kâbe..
LEBEYk.: Buyurunuz. Emredersiniz. * Benim muhabbet ve incizâbım dâim sanadır, başkasına değildir, sıdk ve ubudiyyetim dâim sanadır (gibi mânâlar ifâde eder.)..
KEVSER.: Kıyâmete kadar gelecek Âl, Ashâb, Etbâ' ve onların iyilikleri, hayırları. * Bereket. * Kesretten mübâlağa. Çokluğun gayesine varan şey. Gayet çok şey. * Pek çok hayır. Hikmet, ilim. Kur'ÂN, İslâm, Tevhid. İlm-i Ledünn. Ma'rifetullah. * Cennet Irmaklarının Kaynakları. * Cennet'te bir Havuz veya Nehir.
MİZÂN.:Terazi, ölçü, tartı. * Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas. * Fık: Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup, hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir..
TERCiH.: Üstün tutmak. Bir şeyi diğerinden fazla beğenmek, fazla itibar etmek..
TEDBİR.:.: Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol. * Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet. * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık..
ELESt.: RABBiniz değil miyim? (meâlinde olan âyet-i kerimenin kısaltılmış işâretidir..
BEZM-i ELESt.: Cenâb-ı HAKk celle celâlihu RÛHLarı yarattığında "Ben RABBiniz değil miyim?” diye sorduğunda, RÛHLar.: "BİLÂkis =>Evet RABBimizsin" diye cevâb vermeleri ÂNına =>"ELest MeLisi" veyâ "BeZM-i Elest" tâbir edilir.
ZüMeRA.: (Zümre. c.) Gruplar, zümreler..


Resim

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
“Ve iz ehaze RABBuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevme’l- kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn (gâfilîne).: Hani RABBin, Âdem Oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şâhidler kılmıştı.: "BEN sizin RABBiniz değil miyim?" (demişti de) onlar.: "Evet (RABBimizsin), şâhid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü.: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.” (A'râf 7/172)

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ اتَّقِ اللَّهَ وَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَالْمُنَافِقِينَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا
“Yâ eyyuhe'n- nebiyyuttekillâhe ve lâ tutıil kâfirîne ve'l- munâfikîn (munâfikîne), innallâhe kâne alîmen hakîmâ (hakîmen).: Ey NeBî (Peygamber), ALLAH'a karşı takvâ sâhibi ol! Ve kâfirlere ve münâfıklara itaat etme! Muhakkak ki ALLAH; Alîm'dir (en iyi bilen), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sâhibi).” (Ahzâb 33/1)

وَاتَّبِعْ مَا يُوحَى إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
“Vettebi’ mâ yûhâ ileyke min rabbik (rabbike), innallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ (habîren).: Ve sana RABBinden vahyedilene/(Kur'ÂN’a) tâbî ol. Muhakkak ki ALLAH, yaptığınız şeylerden haberdârdır.” (Ahzâb 33/2)

وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلًا
“Ve tevekkel alâllâh (alâllâhi) ve kefâ billâhi vekîlâ (vekîlen).: Ve ALLAH'a tevekkül et. Ve ALLAH, Vekîl olarak yeter.” (Ahzâb 33/3)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

BURSA'da=>İSLÂH=->SELÂHı,
BURSA'da=>İFLÂH=>FELÂHı,
KUVVEt=->HAKk’ın,
=>HAVLi=>HAKk’ın,
====>SIRR-ı Fî SEBÎLULLAHı!.


ZEVK 10.707

HARF-HECe-KELiMe-CÜMLE=->RAHMET ÇAĞLARsa CUMÂ’dır,
AKıL-UKuL=>“BAĞ” DEMektir=>HAKk’a BAĞLARsa CUMÂ’dır,
BİTMEyEN İŞLeR BAŞIndan,
ÇIKıp->DÜNYÂ TELÂŞIndan,
“=>MUtu =>KABLe en TEMUtu SIRRın=>SAĞLARsa CUMÂ’dır!.


25.08.2023.. 13:13
brsbrsm...tktktrstkkmizdcumâcemimizzz..


EYNeMâ TUVeLLû.. VECHULLÂH,
SELL-ü-SALL YOLu==>DÎNULLAH,
=>MuHaMMeDî==>HASBî HİZMEt,
======>İ’LÂ-yı KELİMETULLAH!.


Resim

BURSAda=>İSLÂH=>SELÂHı,
BURSAda=>İFLÂH=->FELÂHı.:

SELÂH.: Bir şeyin en iyi hâli. Rahatlık, sulh, iyileşme, düzelme, iyilik. Dine olan bağlılık. Her hayra câmi faziletlerin toplanmasında hâsıl olan yüksek bir sıfat. (Mukabili fesad ve fücurdur)
İSLÂH.: İyileştirmek. Düzeltmek. Kusurları gidermek.
FELÂH.: Selâmet. Saadet. Kurtuluş. Hayır ve ni'metlerde refah, rahatta dâim olmak. Fevz ve zafer. Necat ve beka.
İFLÂH.: Mübarek ve muvaffakiyetli olmak. Selâmete çıkmak. Felâha kavuşmak. * Ni’mette dâim ve kararlı olmak.
SEBÎLULLAH.: ALLAH celle celâlihu YOLu. Karşılıksız. ALLAH RIZAsı..

Resim

AKıL-UKuL=>“BAĞ” DEMektir
=>HAKk’a BAĞLARsa CUMÂ’dır.:

UKL.: Bağlamak..
AKL.: İp ile bağlamak..
AKıL.: *İnsanın; hayrı, şerri ve ilimleri anlayan, sebeblerden neticeleri çıkaran ve eserden eser sahibine intikal eden hassası. Düşünme ve anlama kabiliyeti. Zihin, zekâ, tefehhüm, fehim, irade, anlayış, kuvve-i hâfıza, mülâhaza, re'y, yaptığını bilme. İlim, zihinde hâsıl olan sûret. İnsan zihninin sıfatı. Kalbde Hak ve bâtılı ayırdedebilen bir NÛR..

AKıL=>İLİM->İRADe-İDRAk-İŞTİRAk..
AKıL=>EDEB->İLİM->İRFÂN->ERKÂN..
AKıL=>ŞERİÂt->TARİKAt->MÂRİFEt->HAKîKAt!.


أَفَتَطْمَعُونَ أَن يُؤْمِنُواْ لَكُمْ وَقَدْ كَانَ فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَسْمَعُونَ كَلاَمَ اللّهِ ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُ مِن بَعْدِ مَا عَقَلُوهُ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
“E fe tatmeûne en yu’minû lekum ve kad kâne ferîkun minhum yesmeûne kelâmallâhi summe yuharrifûnehu min ba’di mâ akalûhu ve hum ya’lemûn (ya’lemûne).: (Ey mü'minler)! Hâlâ onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir fırka (grup) vardı ki, ALLAH'ın kelâmını işitirler, sonra onu AKıL ettikleri (anladıkları) halde, bile bile tahrif ederler/bile bile değiştirirler.” (Bakara 2/75)

وَإِذَا نَادَيْتُمْ إِلَى الصَّلاَةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًا ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لاَّ يَعْقِلُونَ
“Ve izâ nâdeytum iles salâtittehazûhâ huzuven ve leıbâ (leıben) zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’kılûn (ya’kılûne).: Ve namaza çağırdığınız (ezân okuduğunuz) zaman, onu oyun ve alay konusu edindiler. Bu, onların AKıL etmeyen (aklını kullanmayan) bir kavim olmaları sebebiyledir.” (Mâide 5/58)

وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
“Ve mâl hayâtu’d- dunyâ illâ leibun ve lehv (lehvun), ve le’d- dâru’l- âhiretu hayrun lillezîne yettekûn (yettekûne), e fe lâ ta’kılûn (ta’kılûne).: Dünyâ Hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Âhiret yurdu, takva sâhibleri için elbette daha hayırlıdır. Hâlâ AKıL etmez misiniz?” (En'âm 6/32)

إِنَّ شَرَّ الدَّوَابَّ عِندَ اللّهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذِينَ لاَ يَعْقِلُونَ
“İnne şerred devâbbi indallâhi’s- summu’l- bukmullezîne lâ ya’kılûn (ya’kılûne).: Muhakkak ki; ALLAH katında, (yerde yürüyen-debelenen) hayvanların en şerrlisi (kötüsü) AKıL etmeyen sağır ve dilsizlerdir.” (Enfâl 8/22)

هَذَا بَلاَغٌ لِّلنَّاسِ وَلِيُنذَرُواْ بِهِ وَلِيَعْلَمُواْ أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ
“Hâzâ belâgun li’n- nâsi ve li yunzerû bihî ve li ya’lemû ennemâ huve ilâhun vâhidun ve li yezzekkere ûlu’l- elbâb (elbâbi).: Bu (Kur'ÂN-ı Kerim), O'nunla uyarılmaları ve O'nun (ALLAH'ın) tek bir İLÂH olduğunun bilinmesi ve ûlu’l- elbâb’ın (sırların, temiz AKıL ve vicdan sâhiblerinin) tezekkür etmesi için insanlara bir açıklamadır.” (İbrahîm 14/52)

هُدًى وَذِكْرَى لِأُولِي الْأَلْبَابِ
“Huden ve zikrâ li ulî’l- elbâb (elbâbi).: ûlu’l- elbâb için hidâyet ve zikir olarak.// Temiz AKıL ve vicdan sâhiblerine bir yol gösterici, bir öğüt, bir hatırlatma olsun istedik.” (Mü'min 40/54)

وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ
“Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbi’s- saîr (saîri).: Ve.: “Eğer biz işitmiş veya AKıL etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler.” (Mülk 67/10)


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:ALLAH, AKıLdan daha değerli bir şey yaratmamıştır.” buyurmuştur.
(Gazalî, İhyâ, 1/217)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "AKıLlı, nefsini kontrol altına alıp, ölümünden sonraki Ebedî Hayat için hazırlanan kimsedir." buyurmuştur.
(İbn-i Mâce, Zühd, 31.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:AKLı olmayanın =>DİNi de yoktur.” buyurmuştur.
(Câmiü’s-Sağir Muhtasarı, Tercume ve Şerhi, Yeni Asya Neşriyat, İst. 1996, c. 3, s. 98, Hds. 2938.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şu üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır.:
1-) İyileşinceye kadar AKıL Hastası olan deliden,
2-) Uyanıncaya kadar uyuyandan,
3-) Büluğ Çağına erinceye kadar çocuktan.”
buyurmuştur.
(Buharî, Hudud 22; Ebu Davûd, Hudud 17; Tirmizî, Hudud, 1; İbn Mâce, Talâk 15.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Hiç kimse kendisini hidâyete götürecek ya da tehlikeden alıkoyacak AKıLdan daha faziletli bir şey kazanmamıştır.” buyurmuştur.
(Ragıb el-İsfahanı, Müfredat, s. 342.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:AKıLlı kimse nefsini kontrol altına alıp (her türlü günahlardan korunmaya çalışarak) ölümden sonraki hayat için hazırlık yapan; Âciz (aklını gereği gibi kullanmayan) insan da, nefsinin hevâsına (istek ve tutkularına, kötü arzularına) uyup da ALLAH’tan (olmayacak şeyleri ve cenneti) temenni eden kimselerdir.” buyurmuştur.
(İbn Mâce, Zühd 31; Tirmizî, Kıyâmet 25.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:ALLAH’ım!. Huşû’ duymaz bir KALBden, kabul olmayan DUÂdan, faydası olmayan İLİMden, doymak bilmeyen NEFİSten =>SANA sığınırım.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Deavât 69 (3478); Nesâî, İstiâze, 2 (255))

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Mücâhid =>Nefsine karşı cihâd edendir.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Cihad, 2 ( 1671); İbn Mâce, Cihad, 7 ( 2767))

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dünyânın Gayr-ı Meşrû işlerinde AKıL ->zarar kaynağı, Din İşlerinde ise AKıL ->SEVniç kaynağıdır.” buyurmuştur.
(Câmiü’s-Sağir, Muhtasarı, Tercume ve Şerhi, Yeni Asya Neşriyat, İst. 1996,, c. 3, s. 996, Hds. 2933)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ey İnsanoğlu, RABBine itaat et ki =>sana AKıLlı denilsin. O’na isyan etme ki =>sana câhil (aptal) denmesin.” buyurmuştur.
(Câmiü’s-Sağir, Muhtasarı, Tercume ve Şerhi, Yeni Asya Neşriyat, İst. 1996, c. 1, s.43, Hds. 39.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Günahtan tevbe eden kimse =>hiç günahı olmayan kimse gibidir.” buyurmuştur.
(İbn Mâce, Zühd 30.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “CeNNet size ayakkabılarınızın bağından daha yakındır. CeheNNem de öyledir.” buyurmuştur.
(Buhârî, Rikak 29.)

İmâm Ali kerremallahu vechehu.: “İnsanı, şeref ve izzet sahibi yapan üç şey vardır. Bunlar.: AKıL, Din ve İlimdir.” buyurmuştur.
(Maverdî, Edebü’d-Din ve’d-Dünya, s. 4, 11)

Resim

=>MUtu =>KABLe en TEMUtu.:

ULu Peygamberimiz, Efendimiz Aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm.: “Men arefe nefsehu =>fekad arefe RABBehu.: Nefsini/Kendini TANıyan/BİLen =>RABB’ini TANır/BİLir.” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfu’l-Hâfâ, II, 236.)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Mutü kable en temutü.: ÖLmeden önce =>ÖLünüz!” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II-291-2669)

Resim

EYNeMâ TUVeLLû.. VECHULLÂH,
SELL-ü-SALL YOLu==>DÎNULLAH,
=>MuHaMMeDî==>HASBî HİZMEt,
======>İ’LÂ-yı KELİMETULLAH!.:

وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
“Ve lillâhi’l- meşriku ve’l- magribu fe eynemâ tuvellû fe semme VECHULLÂH (vechullâhi) innALLAHe VÂSİun ALÎM (alîmun).: Ve doğu da ALLAH'ındır batı da. Artık hangi tarafa dönerseniz dönün, ALLAH'ın VECHİ (ZÂT'ı) işte oradadır. Muhakkak ki ALLAH VÂSİ'dir ALÎMdir (Rahmeti ve Lutfu geniştir, herşeyi İlmi ile kuşatandır).” (Bakara 2/115)

VECHULLÂH.: ALLAHu zü’L- CeLÂL'in VECHİ (ZÂT'ı)..
DÎNULLAH.: ALLAHu zü’L- CeLÂL'in DÎNi.. İSLÂM DÎNi..
İ’LÂ-yı KELİMETULLAH.: ALLAH KELÂMInın, İslâmiyetin ulvîyyetini ve hakikatlarının kıymetini bildirmek ve yaymak. Hakaik-ı Kur'ÂNîyye ve İmânîyyenin neşir ve tâmimine cehd ile çalışmak. =>Bu zamanda her bir mü'min İ'Lâ-yı KeLimetullah ile mükelleftir.

RASûL<=>ALLAH=>RASûLALLAH..
SELL/(TESLİMîYYet)-ü-SALL/(İSTİKÂMEt) YOLu..

أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
[/color]“E lâ lillâhi’d- dînu’l- hâlis (hâlisu), vellezînettehazû min dûnihî evliyâ, mâ na’buduhum illâ li yukarribûnâ ilallâhi zulfâ, innallâhe yahkumu beynehum fî mâ hum fîhi yahtelifûn (yahtelifûne), innallâhe lâ yehdî men huve kâzibun keffâr (keffârun).: Haberin olsun; halis (katıksız) olan DÎN yalnızca ALLAH'ındır. O'ndan başka VELÎler edinenler (şöyle derler.:.) "Biz, bunlara bizi ALLAH'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibâdet ediyoruz." Elbette ALLAH, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten ALLAH, yalancı, kâfir olan kimseyi hidâyete erdirmez.” (Zümer 39/3)

Resim

KUVVEt=->HAKk’ın,
=>HAVLi=>HAKk’ın,
====>SIRR-ı Fî SEBÎLULLAHı!.:

SEBÎLULLAH.: ALLAH celle celâlihu YOLu. Karşılıksız. ALLAH RIZAsı..


Resim

ARAPÇASI.:
لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ


TÜRKÇESİ.:
Lâ HaVLe Ve Lâ KuVVete İLLâ BiLLAHi’L-ALîYyu’L-AZîM..


MÂNÂSI.:
Güc ve Kuvvet =>Sâdece Yüce ve Büyük olan ALLAH TEALÂ’nın yardımıyladır.


Resim

وَاتَّقُواْ فِتْنَةً لاَّ تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنكُمْ خَآصَّةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
“Vettekû fitneten lâ tusîbennellezîne zalemû minkum hâssah (hâssaten), va'lemû ennallâhe şedîdu’l- ıkâb (ıkâbi).: Ve sizden (içinizden), sadece zâlim kimselere isabet etmeyen, onlara has (özel) olmayan (diğerlerine de isâbet eden) fitneden sakının (takvâ sâhibi olun). ALLAH'ın Azâbının çok şiddetli olduğunu BİLiniz!.” (Enfâl 8/25)

* ZÂHiR-AFÂk-MUHİT-DıŞ-DÜZeN.. FİİLî KUVVEt.. AZAMEtULLAH ÂLEMi..
* BÂTıN-ENFÜs-MERKEZ-İÇ-DENGE.. HAVL/POTANSİYEL GÜC.. KUDREtULLAH ÂLEMi..
* ALiYyu’L-AZîM ALLAH celle celâlihu..

=>ZÂHİRî->AKLın ANLAyıp ALGILAyaBİLdiği AZAMEtULLAH’ın FİİLî KUVVEti,
=>BÂTıNî-> AKLın ANLAyıp ALGILAyamadığı KUDREtULLAH’ın HAVL/POTANSİYEL GÜCünün MutLak SâHiBi,
=>ANCAk ve ANCAk ÂLiYyu’L-AZîM OLaN ALLAH celle celâlihu’dur..


وَلَوْلَا إِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَاء اللَّهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ إِن تُرَنِ أَنَا أَقَلَّ مِنكَ مَالًا وَوَلَدًا
“Ve lev lâ iz dehalte cenneteke kulte mâ ŞÂALLÂHU LÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂH(billâhi), in tereni ene ekalle minke mâlen ve veledâ (veleden).: “(Sana bahşedilen o güzel) Bağına girdiğin zaman, ’Maşaallah, Allah’tan başka kuvvet (ve kudret sahibi) yoktur’ demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan (ne bileceksin;)” (Kehf 18/39)

DUÂ’nın asıl söyleniş şekli.: “Lâ Havle Ve lâ Kuvvete İllâ Billâh”tır. (Buharî, Ezan, 7; Müslim, Salât, 12).

Lafzen kısa fakat anlam itibâriyle çok kapsamlı olan bu ZİKİR ve DUÂ cümlesi için;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "CeNNet'in hazinelerinden bir hazinedir" buyurmuştur.
(Tirmizî, Daavât, 57, 119).

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Evinden çıkarken,şu DUÂyı okuyan kişiye bu DUÂ kâfidir. O Adam muhafaza altına alınır. Şeytân da o Adamdan uzaklaşıp bir kenara çekilir.
O DUÂ.: Bismillâhi tevekeltü alallâhi lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh'tır"
buyurmuştur.
(Tirmizî, Daavât, 34).

İbn Zübeyr radiyallahu anhu.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, her namazın sonunda bunlarla tehlil/tevhidi tekrar yapardı" demiştir.
(Müslim, Mesacid, 139).

"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" DUÂsının okunduğu bir başka yer de Hacerül-Esved'in karşısıdır.. (İbn Mâce, Hacc, 32).

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Her kim günde yüz defâ.: “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l- Aliyyi’l- Azîm” derse, günahları denizin köpükleri kadar da olsa bağışlanır." buyurmuştur.
(Tirmizî, Daavât, 82).

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Her kim sabahleyin üç defa.: “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l- Aliyyi’l- Azîm” derse, o gün ona hiçbir şey zarar vermez." buyurmuştur.
(Tirmizî, Daavât, 82).

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Her kim geceleyin üç defâ.: “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l- Aliyyi’l- Azîm” derse, o gece ona hiçbir şey zarar vermez." buyurmuştur.
(Tirmizî, Daavât, 82).

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Bir sıkıntıya düşünce.: “Bismillâhirahmanirrahim ve lâ havle velâ kuvvete illa billâhil Aliyyi’l- Azîm” diyeni ALLAHu TeALÂ, sıkıntı ve belâlardan muhafaza eder.” buyurmuştur.
(Deylemî, İbni Sünnî).


Resim

YÂ HAYyu’L- HUuu!. ALLAH celle celâlihu!.


Resim

Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-CEM’ et CUMÂmıza İnşâe ALLAH!..



M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

DOSt EL ATaR ÇÂREme DOSt,
=>CUMÂ EZÂNı==>OKUNuR!.
KANı DİNMez YÂREme>DOSt,
=>YÂR’in NEFESi->dOKUNuR!.


ZEVK 10.715


=>İZZEt SÂHiBi=>AZîZdir=>MÜKERReM KILıNaN=>İNSÂN,
KÜLLî ŞEYy’in=>ASLı>fASLı=>NÛRULLAHtır Budur İMÂN,
İMÂN>AMEL..TECiH>TEDBiR,
TEKEMMüL TEVHiDi=>TEKBiR,
->HeR İŞin Bir VAKti VARdıR.. NÂSİBin>KISMEti=>Şu ÂN!.


01.09.2023.. 13:11
brsbrsm... tktktrstkkmdcumâcem’imizzz..


AYRı-gAYRı==>YOKk İHVÂNİ’m,
VaR DİYENLeR ÇOKk İHVÂNİ’m,
RABBi=>BÂKi.. KENDi->FÂNİ’m,
EMEL’e=>ECEL->OKk İHVÂNİ’m!.


Resim

يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ
“Yekûlûne le in reca’nâ ile’l- medîneti le yuhricenne’l- eazzu min hel ezell (ezelle), ve LİLLÂHi’l- İZZEtu ve li RESÛLİHî ve li’l- MÛ’MİNÎNe ve lâkinnel munâfikîne lâ ya’lemûn (ya’lemûne).: “Eğer biz şehre dönersek, mutlaka daha AZÎZ (güçlü) olan, daha ZELÎL (güçsüz, zayıf) olanı, oradan (şehirden) çıkarır.” diyorlar. İZZET =>ALLAH'ın ve =>O'nun RESÛLÜ’nün ve =>MÜ'MİNLERindir. Ve lâkin münâfıklar bilmiyorlar.” (Münâfikûn 63/8)

Resim

وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِّمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلاً
“Ve lekad KERREMNÂ benî âdeme ve hamelnâhum fî’l- berri ve’l- bahri ve razaknâhum mine’t- tayyibâti ve faddalnâhum alâ kesîrin mimmen halaknâ tafdîlâ (tafdîlen).: Ve andolsun ki; Âdemoğlunu KEREM SÂHİBİ (şerefli) kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Ve onları helâl şeylerden rızıklandırdık. Ve onları yarattıklarımızın çoğundan fazilet (açısından) üstün kıldık.” (İsrâ 17/70)

Âyette geçen “kerramnâ/mükerrem kıldık” fiilinin kökü ise =>“k-r-m” kelimesidir.
“k-r-m” =>“artmak, çoğalmak, bol olmak, cömertlik”, “izzet, şeref, yücelik” kök anlamlarındadır.

İnsân=>Toprak->Ateş->Su->Hava Unsurlarında RABBimiz TeALÂ’nı ELLeriyle YARATıLıp =>İdeal bir kıvam vermiştir. İnsan mayasına konulan bu "Ahsen-i Takvîm"Le ALLAH celle celâlihu’ya Şehâdet Şerefine MuhaMMedî Gayretiyle ERecektir.. Kendi KİMLik ve KiŞiLiğine =>Fıtraten =>Edeb ->İlim ->İrade ->İdrak ile =>Tahkik İmânın =>Sâlih Ameliyle =>Şehâdet Şerefine ERişecektir..
KeLâMuLLAh’ı DUYup=>RASûLuLLAH’a Uyması İçin=>Beden->NEFis->Kalb->RÛH Sâhibi Mükerrem KILınmış ve =>HaLifesi SEÇilmiştir...
İlk Nefesten Son Nefese Kadar Hakkı ve Hayrı TERCiH etmemizi EMRetmiş ve RAHmetiyLe İlgi ve ALâkasını esirgememiştir.. HamdoLsun!.

Resim

VAKT.: Muayyen, belli bir zamÂN.. ZamÂNdan KuLLandığın ÂN..
=>VASL-ı VUSLât VAKTin BULmak.. Her İŞin bir VAKTi vardır!.:

وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ
“Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırr (mustekırrun).: Yalanladılar ve kendi hevâ (istek ve tutku)larına uydular; oysa her İŞ =>Sonunda kendi amacına varıp KARAR KILacaktır.//(Kıyameti ve mu’cizeyi) inkâr ettiler; hevâlarına uydular. Halbuki (ALLAH’ın vaad ettiği) her İŞ için bir hakikat/Vakit var.” (Kamer 54/3)

İbnü’L- Vakit.: RABBını BİLen VAKTini Bilen MuhaMmedî ÂRiF-ÂŞIK..

Resim

قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا
“Kad efleha men zekkâhâ.: Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse(kötülüklerden temizleyip arındırmışsa) felâha (kurtuluşa) ermiştir.” (Şems 91/9)

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
“Lekad halakne’l- insâne fî ahseni takvim (takvîmin).: Andolsun ki BİZ, insanı (nefsini), AHSENİ TAKVİM içinde (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparak en güzele ulaşabilecek özellikte, imkân ve kabiliyet KIVAMında) yarattık.” (Tîn 95/4)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

“ALLAHu EKBER!”=->SEMÂ’da,
===->AZAMEti<===>KİBRİYÂsı!.
BURSAmız CEMMü’L-CUMÂ’da
==>NÛRun ALÂ NÛR=->ZİYÂsı!.


ZEVK 10.722

=>ÜMMEtin OLAN=>KULLaRım==->BENi=>SANA SORARLaRsa,
HeR ZamÂN-HeR YeR-HeR HÂLde=->DUÂsına İCÂBEt EDERim!
===->ŞEFÂAt ŞİFÂsına ERiP==>HAYRı=>HAKkLa YORARLaRsa,
=>ŞEHÂDEt ŞEREFin VERiP=->“Şu ÂN>CeNNEt’tesÎn!” DERim!.


08.09.2023.. 13:13
brsbrsm... tktktrstkkmdcumâcem’imizzz..


==>İSLÂM DÎNi==>İLİM İLe,
BİZ BİR-İZ-LE==>BİLİM İLe,
==>HABiBî TÂLiM-TERBiye,
HAKk’a=>HAYR EĞİLİM İLe!.

=>ŞEHÂDEt=>DÜNYÂda İKeN,
=>AHMAKktır=>AHREte ATaN!.
BURda>GÜBRe-GÜLLe-DİKeN,
=>BİLemez->GAFLEte BATaN!.
=>ÇEKTİReNLe=>BİLe ÇEKeN,
KuL İHVÂNİ’m>ZİNCİR-ŞİKeN!.
HİZMEte==>YOL OLuP YATaN!.


Resim

Resim


ZUHURAt.:
AZAMEt.: Büyüklük. Cenab-ı HAKk'ın büyüklüğü. * Kibirlilik
KİBRİYÂ.: Azamet. Cenâb-ı ALLAH'ın Azameti ve Kudreti, her cihetle Büyüklüğü.
ZİNCİR-ŞİKeN.: Zincir kıran..
İCÂBEt.: Kabul olmak. Kabul etmek. * Râzı olma, rızâ gösterme, muvafakat etme.
GAFLEt.: Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı HAKk'a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve hevesâtına tâbi olarak ALLAHı ve Emirlerini unutmak..


وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
Resim---“Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb (karîbun) ucîbu da’vete’d- dâi izâ deâni, fe’l- yestecîbû lî ve’l- yu’minû bî leallehum yerşudûn (yerşudûne).: Ve kullarım SANA, BENden sorduğu zaman, muhakkak ki BEN, (onlara) yakınım. BANA DUÂ edilince, DUÂ edenin DUÂ sına (dâvetine) icâbet ederim. O halde onlar da BANA (BENim dâvetime) icâbet etsinler ve Bana imân etsinler. Umulur ki böylece onlar irşada ulaşırlar (irşad olurlar).//(Ey Nebîm!) Kullarım SANA BENi soracak olursa (onlara de ki:) muhakkak ki BEN (onlara) pek yakınım. BANA DUÂ ettiği zaman, DUÂ edenin DUÂsına cevâb veririm. Öyleyse, onlar da BENim çağrıma cevâb versinler ve BANA (hakkıyla) imân (itaat ve itimat) etsinler. Umulur ki (böylece) irşad (doğru yolu bulmuş) olacaklardır.” (Bakara 2/186)

Resim

ENâ=>SENsÎn.. SEN ALLAH celle celâlihu..:


يَا مُوسَى إِنَّهُ أَنَا اللَّهُ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Resim---”Yâ mûsâ innehû ENÂLLÂHu’l- AZÎZu’l- HAKÎM (hakîmu).: Ey Musâ! Muhakkak ki BEN, AZÎZ (yüce), HAKÎM (hüküm ve hikmet sâhibi) olan ALLAH'ım.” (Neml 27/9)

فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِي مِن شَاطِئِ الْوَادِي الْأَيْمَنِ فِي الْبُقْعَةِ الْمُبَارَكَةِ مِنَ الشَّجَرَةِ أَن يَا مُوسَى إِنِّي أَنَا اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Resim---”Fe lemmâ etâhâ nûdiye min şâtıı’l- vâdi’l- eymeni fî’l- buk’ati’l- mubâreketi mine’ş- şecerati en yâ mûsâ İNNÎ ENÂLLÂHu RABBu’L- ÂLEMÎN (âlemîne).: Böylece oraya geldiği zaman vâdinin sağ tarafından, mübârek yerdeki ağaçtan nidâ edildi.: “Ey Musâ! Muhakkak ki BEN, ÂLEMLERİN RABBİ ALLAH'ım!.” (Kasas 28/30)

Resim RABBenâ =>Biz NÛRunuz.:

اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim---”ALLAHu Nûru’s- semâvâti ve’l- ard (ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ MISBÂHun, el mısbâhu fî zucâcetin, ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durriyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr (nârun), NÛRUN ALÂ NÛR (nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle li’n- nâsi, vallâhu bi kulli şey’in alîm (alîmun).: ALLAH, göklerin ve yerin NÛRu’dur. O’nun NÛRu, içinde MİSBAH (lâmba) bulunan kandil (ışık saçan bir kaynak) gibidir. Misbah, sırça (cam) içindedir. Sırça (cam), inci gibi (parlayan) yıldız gibidir. Doğuda ve batıda bulunmayan mübârek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı, ona ateş değmese de kendi kendine ışık verir. NÛR üzerine NÛRdur. ALLAH dilediğini NÛRuna hidâyet eder (ulaştırır)..” (Nur 24/35)

Resim =>MeVtin ->“ZÂİKa ZeVKi”nde:


كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Resim---“Küllü nefsin zâikatu'l- mevt (mevti), ve neblûkum biş şerri ve'l- hayri fitneh (fitneten), ve ileynâ turceûn (turceûne).: Her CÂNlı, ÖLÜMü TADar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak "BİZ"e döndürüleceksiniz.” (Enbiyâ 21/35)

RAZİYyetEN =>MERZİYyetEN RÜCÛ’.:

Bismillahirrahmânirrahîm;


يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Resim---“Yâ eyyetuhân nefsu'l- mutmâinnetu.: Ey mutmâin (tatmîn bulmuş) nefis,” (Fecr 89/27)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---“İrciî ilâ RABB’iki râdıyeten mardıyyeten.: Razı olmuş ve kendisinden razı olunmuş bir halde RABB’ine dön.” (Fecr 89/28)

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
Resim---“Fedhulî fî ibâdî.: Gir kullarımın içine!” (Fecr 89/29)

وَادْخُلِي جَنَّتِي
Resim---“Vedhulî CeNNetî.: Ve CeNNetime gir!” (Fecr 89/30)

==>İSLÂM DÎNi==>İLİM İLe,
BİZ BİR-İZ-LE==>BİLİM İLe,
==>HABiBî TÂLiM-TERBiye,
HAKk’a=>HAYR EĞİLİM İLe!.


اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Resim---“Ikra’bismi RABBikellezî halak (halaka).: Yaratan RABBin’in İsmi ile oku!.”(Alak 96/1)

خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Resim---“Halaka’l- insâne min alak (alakın).: İnsanı bir alaktan (embriyodan) yarattı.”(Alak 96/2)

اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ
Resim---“Ikra’ ve RABBuke’l- Ekrem (ekremu).: Oku ve senin RABBin, sonsuz Kerem Sâhibidir.”(Alak 96/3)

الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ
Resim---“Ellezî alleme bi’l- KALEM (kalemi).: Ki O, KALEM ile öğretti.”(Alak 96/4)

عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
Resim---“ “Alleme’l- insâne mâ lem ya’lem.: İnsâna BİLmediği şeyleri öğretti.” : Ki O, KALEM ile öğretti.”(Alak 96/5)

وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Resim---“Ve alleme âdeme’l- esmâe kullehâ summe aradahum ale’l- melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn (sadikîne).: Ve (ALLAH), Âdem'e, (ALLAH'ın) İsimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek dedi ki:. “Haydi sadıklardan iseniz bunları isimleri ile bana haber verin (söyleyin)!.” (Bakara 2/31)

أَمَّنْ هُوَ قَانِتٌ آنَاء اللَّيْلِ سَاجِدًا وَقَائِمًا يَحْذَرُ الْآخِرَةَ وَيَرْجُو رَحْمَةَ رَبِّهِ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
Resim---“Em men huve kânitun ânâe’l- leyli sâciden ve kâimen yahzeru’l- âhırete ve yercû rahmete rabbih (rabbihî), kul hel yestevîllezîne ya’lemûne vellezîne lâ ya’lemûn (ya’lemûne), innemâ yetezekkeru ulû’l- elbâb (elbâbi).: Gece boyunca secde ederek ve kıyamda (ayakta) durarak Kânitin olan, Âhiretten çekinen (korkan) ve RABBinin Rahmetini dileyen mi? De ki: "(Hiç) BİLenle BİLmeyen bir olur mu? Ancak ulû’l- elbâb (daimî zikir sâhibleri) tezekkür eder (öğüt alıp düşünür.)" (Zümer 39/9)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ben ancak muallim olarak gönderildim…” buyurmuştur.
(Abdullah b. Amr radiyallahu anhu’dan; İbn Mâce, Sünnet, 1)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi destekleyen ol. Beşincisi olma, helâk olursun!” buyurmuştur.
(Dârimî, Mukaddime, 26.; Taberânî; Beyhakî.)



Resim

RABBenâ celle celâlihu..

RABBenâ =>Biz NÛRunuz.. ALLAHu NÛRu’s- semâvâti ve’l- ard..
RABBenâ =>Biz KULunuz.. Ve ENte hayru’l- vârisîn..
RABBenâ =>Biz MUHTAÇız.. Ve ENte Hayru’r- Râzikîn..
RABBenâ =>Biz MECBURuz.. Ve Ente Erhamu’r- Râhimîn..
RABBenâ =>Biz ME’MURuz.. Ve Ente Hayru’l- Munzilîn..
RABBenâ =>Biz MAHKUMuz.. Ve Ente Ahkemu’l- Hâkimîn..

RABBenâ =>Bize HAKiKatu-L HAKk’ı BİLdir.. Ve Ente Erhamu’r- Râhımîn..
RABBenâ =>Bize HAYRu’l- HAKk’ı BULdur.. Ve Ente Hayru’r- Râhimîn..
RABBenâ =>Bizi ŞÂHiDu’ş- ŞÂHîD OLdur.. Ve Ente Hayru’l- Fâtihîn..
RABBenâ =>Bizi Eş ŞEHîD ŞEREFinLe GÜLdür.. Ve ENte Alâ Kulli Şey’in Şehîd..


M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

CUMÂ EZÂNı==>ÇAĞRı CEM’e,
BURSA’da BİZ>DEM bU DEM’e,
TEKe TEKk TEKkEM’de=>YiNe,
Es SELÂM OLsun=>HeMDeM’e!.

HeR CANLı'nın=>GÖBEk BAĞı,
İLk TOHUMdan=>BU GÜNedir!
CANLaR CENGİn->ÇİLLe ÇAĞı,
=>YARINın KÖKü==>DÜNedir!.


ZEVK 10.725

BİTki=>HAYVÂN ve İNSÂNda=->Şu HAYAtın HÜLÂSAsı,
=>ÜREMk İÇiN=>BESLENmek=->CANLıLık ANA YASAsı,
RAHMÂNîYyet TOHUMu>ERKEk,
=>DİŞİ==>RAHÎMîYyet TARLAsı,
SÜNNETULLAH’taki=>AKIL=>ALLAHın BÜtÜN ESMÂsı!
.

15.09.2023.. 13:08
brsbrsm... tktktrstkkmdcumâcemimizzz..


HAYAt->ÇİÇEKk=>AÇıp<->SOLmak,
=>ORTAsında==>HEPin<==>HİÇin!.
İLiM==>BİLMek->BULMak->OLMak,
=====>ŞEHÂDEti YAŞA!.mak İÇin!.

ÜZÜLmeden==->gAYRI YAŞA!.
BÂTıL-ŞERRden=>AYRI YAŞA!.
HÂLiS-MUHLiS-SıDDıKk->ÂDiL,
MUHAMMEDî==>HAYRI YAŞA!.

==->MuhaMMedî ŞÛURu BiL,
AŞKk OLsun->AŞKın İHVÂNi!.
MuhaMMeduLLaH NÛRu BuL,
AKLı=>ARŞa tAŞKın İHVÂNi!.
=>MuhaMMedî SÜRÛRda OL,
NÂZ-NİYÂZ NAKŞın İHVÂNi!.
MuhaMMedî O-NÛRu>YAŞA!.
Eğ BAŞın=->şAŞKın İHVÂNi!.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ALLAHu EKBERü’L- CEM’i,
BURSA’mda CUMÂ EZÂNı!.
KÂiM-DÂiM DEM bU DEM’i,
E LEst>MAHŞERi>MİZÂNı!.


ZEVK 10.730

SÜNNEt->ÖKSüZ! KUR'ÂN->YETîM!. Şu ÂN=>ÇİLLe ÇAĞı KUR'ÂN,
==>RÛHumuzun=>CAN CERYÂNı==>BİZe=>NAHNU BAĞı KUR'ÂN,
YALANcı SİYÂSEt=>BİLmez!.
HARAMcıTİCÂREt=>BİLmez!.
==>ŞEHÂDEt ŞE’ÂNı=>Şu ÂN.. ===>ŞİFÂnın=>KAYNAĞı KUR'ÂN!.


22.09.2023.. 13:07
Brsbrsm.. tktktrstkkmdcumâcem’imimizzz..



DEVLEtte=>SADAKAt-ADALEt,
MİLLEtte->ŞEFKÂt-MERHÂMEt,
Bİtti!.. ÇILGıN ZÂLiM=>ZULMü,
=>GÖĞe ÇEKiLdi==->SELÂMEt!.

ZIDLaR ZEVki==>ÂHiR ZAMÂN,
AL!-VER!. NEFEs->BAŞı-SONda!.
ÂHiR SEVki===>ZÂHiR ZAMÂN,
HeR ŞEYy-HeRKEs>bU OYUNda!.

=>BİLip->BULup da->OLanLaR,
YAŞA!.yANLAR=>KuL İHVÂNİm!.
BOŞaLıp=>HAKk’La->DOLanLaR,
BİZ’i=>ANLAR=->KuL İHVÂNİm!.


Resim

وَهَذَا كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ فَاتَّبِعُوهُ وَاتَّقُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
“Ve hâzâ kitâbun enzelnâhu mubârekun fettebiûhu vettekû leallekum turhamûn (turhamûne).: İşte bu (Kur'ÂN-ı Kerîm), BİZim indirdiğimiz mübârek bir KİTAPtır. Buna uyun ve ALLAH'tan korkun ki size merhamet edilsin.” (En’âm 8/155)

إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالإِحْسَانِ وَإِيتَاء ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
“İnnallâhe ye’muru bi’l- adli ve’l- ihsâni ve îtâi zî’l- kurbâ ve yenhâ ani’l- fahşâi ve’l- munkeri ve’l- bagy (bagyi), yeizukum leallekum tezekkerûn (tezekkerûne).: Muhakkak ki ALLAH, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden (ALLAH'ın yasakladığı şeylerden) ve azgınlıktan (hakka tecavüzden) sizi nehyeder. Böylece umulur ki siz, tezekkür edersiniz diye size öğüt veriyor.” (Nahl 16/ 90)

– “Biz, Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.”
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إَلاَّ خَسَارًا
“Ve nunezzilu minel Kur’ÂNi mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ(hasâran).: Kur'ân'dan indirdiğimiz şeyler, mü'minler için şifadır ve rahmettir. Ve zalimlerin sadece hüsranını (kaybettiği dereceleri) arttırır.” لَوْ أَنزَلْنَا هَذَا الْقُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
“Lev enzelnâ hâzel Kur’ÂNe alâ cebelin le reeytehu hâşian mutesaddian min haşyetillâh(haşyetillâhi), ve tilkel emsâlu nadribuhâ lin nâsi leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne).: Kur'ân'dan indirdiğimiz şeyler, mü'minler için şifadır ve rahmettir. Ve zalimlerin sadece hüsranını (kaybettiği dereceleri) arttırır.” (İsrâ 17/82)
– “Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.”

لَوْ أَنزَلْنَا هَذَا الْقُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
“Lev enzelnâ hâzel Kur’ÂNe alâ cebelin le reeytehu hâşian mutesaddian min haşyetillâh(haşyetillâhi), ve tilkel emsâlu nadribuhâ lin nâsi leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne).: Eğer Biz, bu Kur'ân'ı, dağa indirseydik, O'nu mutlaka, ALLAH'ın korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, parça parça olmuş görürdün. Ve insanlar için bu misalleri veriyoruz. Umulur ki, böylece onlar tefekkür ederler.” (Haşr 59/21)
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
“Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâh(rahmetillâhi), innallâhe yagfiruz zunûbe cemîâ(cemîan), innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu).:
De ki.: "Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış, ölçüyü taşıran) kullarım! ALLAH'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki ALLAH, günahların hepsini mağfiret eder (sevâba çevirir). O, muhakkak ki O; GAFÛR'dur (mağfiret eden), RAHÎM'dir (Rahmet NÛRu gönderen)." (Zümer 39/53)

إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
“İnnâ nahnu nezzelnez zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).: Muhakkak ki zikri (Kur'ÂN-ı Kerim'i), BİZ indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka BİZiz.” (Hicr 15/9)

فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
“Fe men ya’mel miskâle zerretin hayren yereh (yerehu). Ve men ya’mel miskâle zerretin şerren yereh (yerehu).: Artık kim zerre kadar HAYIR işlerse onu görür. Ve kim zerre kadar ŞERR işlerse onu GÖRür!.” (Zilzâl 99/7-8)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizden birisi RABBi ile münâcât ve mükâlemeyi (O’na yalvarıp O’nunla konuşmayı) severse huzûr-i kalb ile Kur’ÂN okusun.” buyurmuştur.
(Suyûtî, I, 13/360)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim Kur’ÂN-ı Kerîm’i okur ve onunla amel ederse, kıyâmet günü ebeveynine bir tâc giydirilir. Bu tâcın ışığı, güneş dünyâdaki bir eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’ÂN-ı Kerîm ile bizzat amel edenin ışığı nasıl olur, düşünebiliyor musunuz?” buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Vitr, 14/1453)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Her ziyâfet çeken, ziyâfetine (insanların) gelmesini ister ve bundan memnun olur. Kur’ÂN da ALLAH’ın ziyfetidir. Ondan uzak durmayınız.” buyurmuştur.
(Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ÂN, 1)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şüphesiz insanlardan ALLAH’a yakın olanlar vardır!” buyurmuştu.
Ashâb-ı kirâm.:
“Yâ Resûlullah! Onlar kimlerdir?” diye sorunca,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Onlar, Kur’ÂN Ehli, ALLAH Ehli ve ALLAH’ın Has Kullarıdır!” buyurmuştur.
(İbn-i Mâce, Mukaddime, 16)

Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi ve sellem:
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim Kur’ÂN’ı okur =>O’nu güzelce ezberler =>helâlini helâl =>haramını haram kabul eder ve =>bunlara uyarsa =>ALLAH bu sâyede o kimseyi CeNNetine koyar. =>Âilesinden hepsi CeheNNemi hak etmiş on kişiye şefaat etme hakkı verir.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ÂN, 13/2905; İ. Ahmed, I, 148)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kur’ÂN okuyunuz... Çünkü ALLAH, içinde Kur’ÂN bulunan bir KALBe azâb etmez...” buyurmuştur.
(Dâfrimî, Fezâilü’l-Kur’ÂN, 1)


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Devânın en hayırlısı Kur’ÂN’dır.” buyurmuştur.
(İbn-i Mâce, Tıb, 28)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH, geceleyin iki rekat namaz kılan (ve Kur’ÂN okuyan) bir kulu dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemez. ALLAH’ın Rahmeti, namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır. Kullar, Kur’ÂN’la hemhâl oldukları ÂNdaki kadar hiçbir zaman ALLAH’a yaklaşmış olamazlar.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Fedâilu’l-Kur’ÂN, 17/2911)
Ebû Zerr radıyallâhu anhu.: “Yâ Rasûlallâh! Bana nasihatte bulun!” dediğinde,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kur’ÂN okumaya ve ALLAH’ı zikretmeye bak, çünkü Kur’ÂN yeryüzünde senin için bir NÛR, gökyüzünde de bir AZIKtır.” buyurmuştur.
(İbn-i Hibbân, II, 78)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Çocuklarınızı üç hususta yetiştirin.:
1-) Peygamber SEVgisi,
2-) Ehl-i Beyt SEVgisi ve
3-) Kur’ÂN kıraati…
Çünkü Hamele-i Kur’ÂN (yâni Kur’ÂN Hafızları) hiçbir gölgenin bulunmadığı Kıyâmet Gününde Peygamberler ve Asfiyâ (yâni safâya ermiş olan ALLAH Dostları) ile birlikte ARŞ’ın Gölgesindedir.” buyurmuştur.
(Münâvî, I, 226)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kur'ÂN-ı Kerîm okuyunuz. Çünkü Kur’ÂN, Kıyamet Gününde kendisini okuyanlara ŞEFÂatçı olarak gelecektir!.” buyurmuştur.
(Ebû Ümâme radıyallahu anhu’dan; Müslim, Müsâfirîn 252.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizin en hayırlılarınız, Kur’ÂN’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” buyurmuştur.
(Osmân İbni Affân radıyallahu anh’den; Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ÂN 21)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH, şu Kur’ÂN’la bazı kavimleri yükseltir; bazılarını da alçaltır.” buyurmuştur.
(Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh’den Müslim, Müsâfirîn 269)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sadece şu iki kimseye gıpta edilir.:
1-) Biri ALLAH’ın kendisine Kur’ÂN verdiği ve gece gündüz onunla meşgul olan kimse,
2-) Diğeri ALLAH’ın kendisine mal verdiği ve bu malı gece gündüz O’nun YoLunda harcayan kimse.” buyurmuştur.
(Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh’den; Buhârî, İlm 15, Zekât 5, Ahkâm 3, Temennî 5, İ’tisâm 13, Tevhîd 45)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kalbinde Kur’ÂN’dan bir miktar bulunmayan kimse harab ev gibidir.” buyurmuştur.
(İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan; Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ÂN 18)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Her zaman Kur’ÂN okuyan kimseye şöyle denecektir.: “Oku ve yüksel!. Dünyâda tertîl ile okuduğun gibi burada da tertîl ile oku. Şüphesiz senin merteben, okuduğun âyetin son noktasındadır.” (Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anh’dan; Ebû Dâvûd, Vitr 20)

Tertîl.: Kur'ÂN-ı Kerim'i usul ve kaidesine göre, acele etmeksizin dura dura anlaya anlaya okumaktır. Kur'ÂN-ı Kerim tertil üzere nâzil olmuştur..

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Size, sımsıkı sarıldığınız müddetçe benden sonra sapıtmayacağınız iki mühim emânet bırakıyorum.:
1-) Biri diğerinden daha büyüktür. O da ALLAH’ın Kitâbı’dır! Kur’ÂN, semâdan yeryüzüne uzatılmış sağlam bir İP gibidir.
2-) Diğer emânet de Âilem, EhL-i Beyt’imdir..
Kur’ÂN ve Ehl-i Beyt’im CeNNette Havuz’un başında BENimle buluşuncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl muâmelede bulunduğunuza iyi bakın, dikkat edin!.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb, 31/3788)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ey Câbir!. Sana =>Nâzil olan Kur’ÂN Sûrelerinin en hayırlısını haber vereyim mi? =>Fâtihâtü’l-Kitab. O’nda =>Her derdin ŞİFÂsı vardır.” (İmam Şevkânî, Tuhfetü’z-Zâkirîn, 263)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır:
1-) Helâl PARA,
2-) Can u gönülden arkadaşlık yapılacak bir KARDEş ve,
3-) Kendisiyle amel edilecek bir SÜNNEt.” buyurmuştur.
(Heysemî, I, 172)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” buyurmuştur.
(Buharî, Büyû; 7)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. Onlar Kur’ÂN okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar…” buyurmuştur.
(Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ÂN, 36)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Öyle bir zaman gelecek ki okumaya meraklı kurrâ/Kur'ân-ı Kerimi göre okuyanlar çoğalacak; fakîhler (dini anlayıp yaşayan âlimler) ise azalacak ve bu sûretle ilim çekilip alınacak ve herc çoğalacak!”
Ashâb-ı Hirâm.: “Herc nedir Yâ Resûlullah?” diye sorunca,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Birbirinizi öldürmenizdir. Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki insanlar Kur’ÂN okuyacaklar, okudukları boğazlarından aşağı geçmeyecek…” buyurmuştur.
(Hâkim, Müstedrek, IV, 504/8412)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Öyle bir zaman gelecek ki bütün insanlar ribâ ile iş yapacak. Ondan sakınanlar dahi tozuna bulaşmak durumunda kalacaklar.” buyurmuştur.
(Nesâî, Büyû 2; İbn-i Mâce, Ticârât 58; Ahmed, IV, 494; Beyhakî Sünen, IV, 275)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şiddetli bir şekilde yaklaşan fitne sebebiyle vay insanların hâline! Kişi mü’min olarak sabahlar da akşam kâfir oluverir. Bir takım insanlar dinlerini küçücük bir dünya menfaati karşılığında değiştiriverirler. İşte öyle zamanda dinine sıkıca sarılan kişi, elinde kor ateşi tutan kimse gibidir.” buyurmuştur.
(Ahmed, II, 390; Ayrıca bkz. Müslim, İman, 186; Tirmizi, Fiten, 30/2196)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

fe yeKÛN OYUNU TEVHiD,
KURT İLe OYUNU TEVHiD,
EZELden EBEDE=>NAHNu,
İŞ’in BAŞı->SONU TEVHiD!.


ZEVK 10.732

SILÂ-yı RAHiMde=>AKASARAY=>GÖNüL YURDum ULU CÂMi,
==>ERENLeR ERVAH YATAğı==>Es SEMÎ’u’L-SUBHÂN=>SÂMi’,
şU ÂN=>ŞE’ÂN HABîR ALLAH,
KÜLLî ŞEYy’e->KADîR ALLAH,
BİZ BİR-İZ NAHNU SIRRI’nda>EL MeNNÂNu’L-HANNÂN HÂMi!.


29.09.2023.. 13:14
Aksaray.. sılayırahmcumacem’imizzz..


DEVRÂN DEVRi>KuL İHVÂNi,
=>CİHÂN CEVRi KuL İHVÂNi,
DİLE GELdi->GEÇEN YILLAR,
=>SİLÂ SEYRi=->KuL İHVÂNi!.


HÂMi.: İşiten, duyan, dinleyen..
SÂMi’.: Himâye edici, himâye eden. Koruyucu, koruyan. Kayıran..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CuMâ CeM'im-İZ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ÇiLLe Çıngırağım,
GÖNüL Güğümüm,
HiZMEt HELKEmm,
AŞKk KAZANımmm!.

TEKe TEKk’im=>YiNE SESsiz,
KUMRu SESinde=->CUMÂmız,
RABB’im DİNLerim->NEFESsiz,
BURSABe”sinde =>CUMÂmız!..

=>İNSÂNoğLu->BiR KuŞ GiBi,
DüN AKSARAY Bu GüN BURSA!.
=>HAKkın YOLu->SAFî SEVGi,
Yâ RABB!..” KAPIsını VURSA!.


ZEVK 10.733

=>MELÂNEtten==>SELÂMEte=->KADEME-yi SIRAt MELÂMi,
CEHENNEMLerden>CENNEte->KIRk KANAt KIRAt MELÂMi,
VAKtin>ÂN’ı=>ŞE’ÂNuLLAH,
SEBîLİLLAH=>İNŞâe ALLAH,
Lî-VECHiLLAH->MELÂMEte=>HADEME-yi HAYRAt MELÂMi!.


06.10.2023.. 13:18
brsbrsm.. tktktrstkkmdteycumâcem’imimizzz..


EL HAKk!. =>KELÂMi İHVÂNİ,
EL HAYy!.. =>SELÂMi İHVÂNİ,
>ER-RABBu’r-RASûL KITMİRi,
Yâ HUuu!. ->MELÂMi İHVÂNİ!.


celle celâlihu..
sallallahu aleyhi vesellem..
Resim
Cevapla

“Mübarek Gün ve Geceler” sayfasına dön