La tahzen.. innAllahe meana.. /Üzülme.. Allah bizimle..

Aşıklarımız ve Aşıklarımızdan ilhamlar ve ilahiler.
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »



*İkrar olmadıkça***

Erişilmez yâre bi-yâr olmadıkça,

Bütün cihan ona ağyar olmadıkça.

Hakiki âleme bir yol bulunamaz,

Şu dünya mülkünden bizar olmadıkça.

O vahdet denizine kolay ulaşılmaz,

Akıp gözyaşları pınar olmadıkça.

Yalnız özenmekle insan dertli olmaz,

Varıp dert ehline uyar olmadıkça.

Şu gönlün aynası pasından silinmez,

Dille dostun adı tekrar olmadıkça.

Visal şerbetini içen kanmaz asla,

Yürek aşk derdiyle yanar olmadıkça.

*Eşrefoğlu* doğru sözü etme inkâr,

Yolu bulamazsın ikrar olmadıkça



alıntı
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Her defa haberi taze bir müjde;
O var!
Her defasında geç,gafletten vecde;
O var!
Ne sen varsın,ne ben,ne yar,ne kimse;
O var!
Bütün sevdiklerin elden gittiyse;
O var!
Kalacak kim var ki,dost tomarından?
O var!
Sana daha yakın şah damarından;
O var!
Arama,ilaç yok eczahanede!
O var!
Gayede,sebepte,bahanede;
O var!
Sevdiğini ebed boyu tutan dinç;
O var!
Ölümsüzlük şevki,ilahi sevinç;
O var!
Yıkılmaz dayanak,kırılmaz destek;
O var!
Tekten de tek,bir tek,tek başına tek;
O var!

NFK
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim


"Kalem Her Şeyi Yazar Ama,Aşka Gelince Başı Döner!.."

Mesnev /Hz.Mevlana



Aşk, arzdan arşa kadar her şeyi kaplamıştır. Nahifî’nin tercümesinden Mevlâna’yı dinleyelim:
“Bu söz her kulağa lâyık değildir. Onun için yüzlerce ledün sırrından ancak biri söylenildi” (Mesnevî, I, 1826, Nah.)
“Aşkı, her ne şekilde açıklasam da anlatsam da onu tarifte insan, dilsiz kalır.
Gerçi dil tefsire âşinâdır. Lakin dilsiz aşk daha aydınlıktır.
Kâlem, gerçi her şeyi yazar ama, aşka gelince başı döner(…)(Mesnevî, I, 117-119, Nah)
Eğer ben, aşkı şerh etmeye devam edecek olursam bu mevzu, yüz kıyamet geçse de yine tamamlanamaz!
Çünkü kıyametin bir hududu vardır. Ama Hakk’ın sıfatı sınırsızdır.
Aşkın beş yüz kanadı vardır ki her bir kanat, Arştan tâ yer altına kadar her şeyi kapsar” (Mesnevî, V, 2197-2199, Nah)
Kâinatın var oluşu gibi, yok oluşu da aşkladır. Hatta tevhidin sırrı da mecazen burada yatar.
“Aşk, o bir şuledir, parlayınca Ma’şuk’tan gayri her şeyi yakar!
Lâ kılıcı, Hakk’tan başka her şeyi keser atar. Bir bak, Lâ’dan sonra bir şey yüz gösterebilir mi?
Geride sadece illallah kalır, diğer hepsi gider. İkiliği yakan aşk onları tertemiz eder.” (Mesnevî, V, 593-595, Nah.).
Aşkın gücünü ifâde ederken Mevlâna, kıyamet motifine atıfta bulunur.
“Aşkın sıfatını söylemeye koyulursam yüz kıyamet kopar da yine noksan kalır.
Çünkü kıyametin kopacağı bir zaman, dünyanın bir sonu vardır. Fakat Tanrı sıfatına son nerde?
Aşkın beş yüz kanadı vardır. Her kanadı, Arştan yer altına kadar bütün kâinatı kaplar” (Mesnevî, V, 2189-2191)
“Aşk’tan başka ne varsa her şeyi aşk yer, yutar, iki âlem de aşk kuşunun gagası önünde bir taneden ibarettir” (Mesnevî, V, 2726
Mevlâna, “aşkı tariflere sığdıramaz; ama tesirini, aşkın gücünü anlatmadan edemez. Ona göre kâinatın yaratılış sebebi olan aşk, yine kâinatın intizamı ve devamı konusunda sonsuz cazibesiyle birleştirici bir güçtür” (E.Yeniterzi, s. 62) Nitekim:
“Aferin üstat Akl-ı Küll’e yüz binlerce zerreye birlik bahşetti.” (Mesnevî, II, 3765 ) demektedir.

Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Resim


Nedir aşk ?

Elvend Dağı’nın karını
eriten midir
içindeki ilahi aşk ile ?
Yoksa dağdaki kar mıdır
gördüğünde eriyen aşk ile ? ...


alıntı..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim


Bir Aşk Hikayesi

Geceleri balkonda ışığın etrafını alan pervane böceklerini fark etmiş miydik hiç?
Ya onların aşk uğruna yaşadıklarını bilir miyiz? Yani pervanenin mum ışığıyla yaşadığı aşkın hikayesini…
Aşk bir farkına varış, bir idrak seviyesidir… ‘Aşk odu önce ma’şuka, andan âşıka düşer.’ derler, malum. Yani aşk ateşi önce sevilene ondan sonra sevene düşer. Önce sevilende bir ateş yanmalı ki pervane onun etrafında dönsün, pervane o ateşi görsün, sonra aşkının farkına varsın… Pervane aşkını ispat edebilmek için gördüğü anda ışığı, etrafında dönmeye başlar. Bir cezbedir bu. Bu cezbenin gittikçe daralan bir çemberi vardır. Işığın etrafında döner, döndükçe biraz daha yakından dönmek ister. Işığı gördüğü anda aşkı ilmel yakin olarak tanıyan pervane, onu aynel yakin bilmek istediği için gittikçe mumun etrafındaki çemberi daraltıyor. Çember daraldıkça pervanenin aşkı artıyor, şevki artıyor, coşkusu artıyor. Coşkusu arttıkça da cesareti artıyor. Aşk cesaret işidir, neticede. Ve pervane cesaretle kanadını şöyle bir değdirir ateşe. İlk lezzettir işte o acı. Acı verir, yakar içini. Ama ona verdiği acı o kadar hoşuna gider ki, daha fazla dönmeye başlar. Acı ve lezzet… Birbirine zıt bu iki duygunun bir arada olması nasıl mümkün… İşte bu noktada, azabın ve acının lezzet olmasındaki sırrı yakalamak gerek.
Azap kelimesi azp kelimesinden türüyor. Azp lezzet demek. Azabın ne olduğunu buna göre ölçün ve düşünün. İşte kanadının ucunu bir defa yaktığı zaman pervane ilk azabı duyar; fakat öyle bir lezzettir ki o azap… Bu azap ve ondan alınan lezzet, insanı yavaş yavaş nefsinden sıyırıp vuslatı mümkün kılar. Bu sefer daha büyük bir cesaretle kendini ateşe atarcasına gider ışığı kucaklar.
Ve burada ateş pervaneyi yakar kavurur. Bir buğday tanesi gibi toparlayıp yere düşürür. Artık pervane ‘hakkal yakin’ biliyordur vuslatı. Bu fenadır. Bu canını verdiği noktadır. Mumun bundan haberi bile yoktur belki. Olmasına da gerek yoktur. Bu pervanenin aşkıdır çünkü. Aşkı uğruna can veren pervanenin aşkı. Ama öbür taraftan mum da yanar. Onun aşkı da, acısı da kendincedir. Önce can ipliğine bir ateş düşer ve yanmaya başlar mum… Sonra içindeki o yangını söndürmek için gözyaşı döker. Ateşi su söndürür çünkü. Ama mumun gözyaşları onun ateşine daha da bir güç verir, elemi arttıkça artar. Ve erir can ipi, sevgilinin yolunda yok olana dek…


İskender Pala

Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim
Resim

OTURURUM DAĞLARIN, TEPESİNDEN BAKARIM, AN'A YAŞAYAMAZSAM,
YAR YÜK YIĞMIŞ GÖNLÜME, TAŞITIRIM YA ONA, AMA TAŞIYAMAZSAM
ATEŞİNDE YANIYOR, IZDIRAPLAR İÇİNDE, AĞLIYOR İNLİYORUM,
İSYANDAYIM ŞAŞKINIM, O AFEDER Mİ BENİ, BEN BAĞIŞLIYAMAZSAM,



NAZDAYIM, NİYAZDAYIM, BİLİR BENİ HALİMİ, YARIM, YARIM, AH YARIM,
SANA NASIL YALVARIM, BEN YOKUM BU ALEMDE, YADA SENİNLE VARIM,
AŞK DEDİĞİN NEDİR Kİ, AŞKIN ÖTELERİNDE, BİR YERDE BAHTİYARIM,
DAMLA DÜŞMÜŞ UMMANA, NE İRADEM VAR BENİM ,NE DE BİR İHTİYARIM.


GİT DİYOR GİDİYORUM, GEL DİYOR GELİYORUM, EMRİNE AMADEYİM,
KUDRET ONUN GÜÇ ONUN,BEN DAHA NEDİYEYİM, NASILIM NE HALDEYİM
SEVERSE SEVİYORUM, GÖR DERSE GÖRÜYORUM, ONUNLA YÜRÜYORUM,
O TUTARSA ELİMDEN, CENNET MEKAN HALDEYİM, YOKSA VİRANEDEYİM



KAYBOLUP ONDA YİTTİM, ÖLMEDEN ÖLDÜM ZAHİR, UNUTTUM NEYDİ ADIM
BUNCA ZAMAN NASILDI, ÖMÜR NEYDİ BİLMEDİM, NEYİ NASIL YAŞADIM,
ARZULARIM VARMIYDI, HİÇ AŞIK OLDUMMU Kİ, KULUN KİMDİ YARABBIM
ELİFLE KİTAB YAZDIM, NOKTAYLA CANDAN BEZDİM, NEYDİ ANLAYAMADIM


BİR GARİB ALEMDEYKEN.....
GÜLİZARIN NAZ NİYAZI.....
Resim
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim





Kanadı kırık bir kuş gibiyiz.

Uçsak uçamıyoruz, göçsek göçemiyoruz.

Yarım bırakılmış bir düş gibiyiz.

Yardan da, serden de geçemiyoruz.

Menzile erememe korkusu sardı benliğimizi

Kolumuz kanadımız kırık , gönlümüz bin pare!

Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi !

Yaraları saran , dağılanı toplayan Sensin !

Varlığımız Senin varlığının şahidi

Varlığımız Senin Rahmetinin şahidi!



alıntı
Kullanıcı avatarı
ceylin
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 213
Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00

Mesaj gönderen ceylin »

maşallah barekallah yüreklerinize sağlık
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/ucankuslar.gif[/img]
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/soyres/colyuru_1.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Dert Makamı..

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim



Muhabbet makâmında;

Kişi mahbub'unu görürse mesrûr olur, görmezse kaydında değildir...



Aşk makamında;

Kişi mahbub'unu görürse mesrûr olur, görmezse mahzûn olur...



Dert makamında;

Kişi mahbub'unu görse de mahzûn olur, görmezse de mahzûn olur...




Hüzün ki, en çok yakışandır aşka...





Kitab-ı Aşk
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Dîl-Besteyim Ey Yar...

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim




Dil-besteyim fermanına kapında köleyim yâr.

Haber gönder mesud eyle yolunda
öleyim yâr...



İsyan yağar gözlerime leyli gibi simsiyah,

Köprü kurup diyarına ruhsarın
göreyim yâr...



Nağmene muhtaç gönlüm hep aradım diyar diyar,

Çöllere bir nur indi gül yurduna
varayım yâr...



Gülşende bülbülünüm bir kez olsun açmaz mısın?

Hem açtın hem gül verdin sızı sızı
akayım yâr...



Der ki derviş bu derdime derman derdine imiş,

Derdindeyim dermanımsın ummanına
gireyim yâr...



Günahtaydık perişandık birer birer eridik,

El açtık kabul gördük bunu nasıl
ödeyim yâr?...



Bizarım hasretinden damla damla nurun gönder,

Feryadım dağ çökertti nurun ile
çoşayım yâr...



Kıtmir olsam ağlasam eşiğinde senelerce,

Müjdenle kurtar beni bahar gibi
açayım yâr...



Yolunda kapındayım derbederim Sultanım,

Güller gönder lütfeyle sana doğru koşayım yâr...






Mustafa Demirci
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

_Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen_

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen



Resim



Ey dil ey dil niye bu rütbede pürgamsın sen
Gerçi virane isen genc-i mutalsamsın sen
Secde-ferma-yi melek zat-ı mükerremsin sen
Bildiğin gibi değil cümleden akvamsın sen
Ruhsun nefha-i Cibril ile tev'emsin sen



Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen



Merteben ayn-ı müsemmadadır esma sanma
Merci'in Halik-i eşyadadır eşya sanma
Gördüğün emr-i muhakkakları rüya sanma
Başkasın kendini suretle heyula sanma
Keşf ile sabit olan ma'niyi da'va sanma
Hakkına söylenen evsafı müdera sanma



Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen



İnleyip sırrını faş eyleme ağyara sakın
Düşme bilmezlik ile varta-i inkara sakın
Değmesin ahların kakül-i dildara sakın
Sonra Mansur gibi çıman olur dara sakın
Arz-ı acz etmeyesin yareden ol yare sakın
Bulduğun cevher-i alileri bi-çare sakın



Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen



Sendedir mahzen-i esrar-ı muhabbet sende
Sendedir ma'den-i envar-ı fütuvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice halet sende
Marifet sende hüner sende hakikat sende
Nazar etsen yer ü gök düzah u cennet sende
Arş u kürsi ü melek sendedir elbet sende



Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen



Hayfdır şah iken alemde geda olmayasın
Kader-alude-i ümmid-i rica olmayasın
Vadi-i ye'se düşüp hiç ü heba olmayasın
Yanılıp reh-ver-i sahra-yı bela olmayasın
Ademe muttasıl ol ta ki cüda olmayasın
Secdeler eyle ki merdud-ı Huda olmayasın



Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen






Şeyh Galib
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni ...

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim



Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni.
Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni.
Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek,

Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni ...


Bend-i peyvend-i dilim ebrû-yı gaddârındadır,
Rişte-i cem’iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır,
Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır
,
Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni ...


Ey hilâl-ebrû dilin meyli sanadır doğrusu,
Sûy-i mihrâba nigâhım kec-edâdır doğrusu,
Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu,

Yâ savâb olmuş veya olmuş hatâ sevdim seni ...


Bî-gubârım hasret-i hattınla hâk olsam yine,
Sıhhatim rûh-i lebindendir helâk olsam yine,
Tîğ-i gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine,

Hâsılı beyhûde cevr etme bana sevdim seni ...


Gâlib-i dîvâneyim Ferhâd u Mecnûn’a salâ,
Yüz çevirmem olsa dünya bir yana ben bir yana,
Şem’ine pervâneyim pervâ ne lâzımdır bana,

Anlasın bîgâne bilsin âşinâ sevdim seni...





Şeyh Galib
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Gönül ehli görüntüye takılmaz..

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim




Âşıklar Kâbe’ye bile sırt döndü,
Bildiler, dostun sadrınadır hürmet...
Alınlarında peygamberin mührü,

Nerede hayâ var, orası mâbet...


Zamana mekâna sığmaz Sevgili,
Kavuşmak için mescide ne hâcet...
Yeryüzü, gökyüzü, bir uçsuz handır,

Nerede ki aşk var, orası mâbet...


Yetmez ki âh yetmez onlara gündüz,
Âşıkların uykusu da ibâdet...
Havra, kilise, câmi kuru yapı,

Nerede sevdâ var, orası mâbet...


Gönül ehli görüntüye takılmaz,
Ne sırlıdır iman denen alâmet...
Mağara, sahil, ağaç dalı, dağlar...

Nerede zikir var, orası mâbet...


Gaflet ile cem olduğun yer değil,
Nerede tefekkür, orası mâbet...
Nankör olup oturduğun yer değil,

Nerede şükür var, orası mâbet...


Cümle âlem ibâdet-gâh âşığa,
Toprak, deniz, hava, su birer âyet...
Yönelmek iste yeter ki Cânâna,

Tarla, tezgâh, çarşı, pazar hep mâbet...






Neslihan Nur Türk
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Resim

Gavs-ı Azam S. Abdülhakim k.s. bir sohbetinde buyurdular ki;

Nuh a.s. Ulul azam bir peygamberdir. Onun oğlu, kötü kimselerle arkadaşlık ettiği için tufan kopacağı zaman babası, onu gemiye binmek için çağırdığı zaman arkadaşlarından ayrılıp gelemedi. Onların arkadaşlıkları kalbinde onlara bağlayan bir bağ oldu. Onlardan kopup ayrılamadı. Tufan koptu. Gemiye binmedi ve boğuldu. İmansız gitti. Bir peygamber evladı olduğu halde, kötü arkadaşa kalbini bağladığı için ve onlardan ayrılamadığından imansız gitti. Kötü arkadaş, bir peygamber evladının imansız gitmesine sebep oldu.

Öte yandan, Eshab-ı Kefh’in köpeği kıtmir, onlarla beraber olduğu için onlardan ayrılmak istememesinden, onlar gibi cennetlik oldu.

Köpek necis bir hayvan olduğu halde iyilerle arkadaşlık ettiği için Allah’ ü Teala onu iyiler gibi yaptı. Cennetlik oldu. Demek ki, iyilerin arkadaşlığı insanı iyiler sınıfına sokar. Kötülerin arkadaşlığı da insanı kötüler sınıfına sokar. Bunun için Resul-i Ekrem s.a.v. buyurmuştur ki; “ Kişi, dostunun dini üzeredir. O halde, herkes kiminle arkadaşlık ettiğine baksın.” Diye sohbet etti.


alıntı..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Hüzün ki en çok yakışandır bize

belki de en çok anladığımız”


Yüreğimizin sessiz çığlığıdır “hüzün”. Yüreğimizle lisanı hal ile konuşmaktır. Bazen de uykularımızı bölen bir sestir gecelerde. Hüzün, Kureyş'te Süheyb-i Rumi’dir; Yemen'de rahip Bahira’dır. Hüzün bir ceylandan zalim bir avcıya yollanmış acı ve masum bir bakıştır. Hüzün kalpte bir aşkı taşımaktır. Kalbi olmaktır hüzün.

Rabbi bilmenin adıdır aslında hüzün. O'nda olmanın, O’nunla olmanın cevabıdır hüzün. “Allah’ım! Hissetmeyen kalpten sana sığınırım” derken peygamber, aslında O’na sığınmanın yoludur hüzün. İbrahim'ce, Eyyub'ca, Yusuf'ca, Sümeyye'ce, Mus’ab'ca yaşamanın kutsallığıdır.

Peki hüzne ne denli ihtiyacımız var? Hissetmek, hüzünlenmek, içten içe sessizce çağıldayabilmek “insan olduğumuzun” ve hala içimizde kökleri derinlerde olan bir erdemin ve bir bilgeliğin var olduğudur. Yürek; hüznün yatağıdır, beslendiği topraktır, olgunluğa eriştiği ve mayalandığı mekandır.

Hüzün, hayatın gözelerinden süzülerek yüreğimizin derinliklerinde mayalanır. Esas özünü öylece bulur; canımızı acıtır, içimizi dağlar, tüylerimizi diken diken eder, ama bizi daima canlı kılar.

Hüzün; “acıyı bal eylemektir.” Tasavvufta müritlerin belli bir süre içinde “çile hane” adı verilen küçük odacıklarda çile çekmeleri bu bakımdan oldukça anlamlıdır. Hüzün olaylara dıştan değil, içten ve derinlemesine bir bakıştır..

Hüzün kalbin canlı ve dinamik olduğunun göstergesidir. Hüzün, hayatın basitliğine ve sıradanlığına karşı bir başkaldırıdır. Hüzün mektuplarda, roman ve hikayelerde, özellikle şiirlerde kendine hep yer bulagelmiştir.

"Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilirMübtela-yı gama sor kim geceler kaç saattir!" “Acımı elletmiyorum, acır diye elleri…”

Belki de bu mısralarda saklıdır hüzün. Belki de sözün bittiği yerde hüzün konuşur ve sessizce çağıldar yüreklerde. Hüzünlenmeyen yürekten endişelenmek bunun içindir.

Her şeyden önce, postmodern çağda hüzne ve bunun doğal bir sonucu olan gözlerimizin çiçeklenmesine ve hüzün dağları kurmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var…


Aşk hüznü duyabilenlerin üzerine olsun.

Hüznü duyabilene “aşk” olsun…


Yakup İNCEGÜL
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »




duvara bir titiz örümcek gibi
ince dertlerimle işledim bir ağ.
ruhum gün boyunca sönecek gibi
şimdiden ediyor hayata veda.

kalbim yırtılıyor her nefesinde
kulağım ruhumun kanat sesinde
eserim duvarın bir köşesinde
çıkamaz göğsümden başka bir seda.

Necip fazıl
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Sevgilinin yüz bin cefâsına katlanmak ne ola?
Nuh felek devran eyledikçe sözden dönmemek ne ola?
Sevgisinin sevap yahut hata oluşuna aldırmamak ne ola?
Sevgisinde sâdık-samîmî ve sabûr olmak kimin harcı ola?
Resim
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim


Candan İçeru...



Severim ben seni candan içeru,
Yolum vardır bu
erkandan içeru.

Beni bende demem bende değilim,
Bir ben vardır bende
benden içeru.

Nereye bakar isem dopdolusun,
Seni nere koyam
benden içeru.

O bir dilber dürür yoktur nişanı,
Nişan olur mu
nişandan içeru.

Beni sorma bana bende değilim,
Suretim boş yürür
dondan içeru.

Beni benden alana ermez elim,
Kim kadem basa
sultandan içeru.

Tecelliden nasip erdi kimine,
Kiminin maksudu
bundan içeru.

Kime didâr gününden şule değse,
Onun şulesi var
günden içeru.

Senin aşkın beni benden alıptır,
Ne şirin dert bu
dermandan içeru.

Şeriat tarikat yoldur varana,
Hakikat meyvası
andan içeru.

Dini terk edenin küfürdür işi,
Ol ne küfürdür
imandan içeru.

Unuttum din diyanet kaldı benden,
Bu ne mezhep dürür
dinden içeru.

Süleyman kuş dilin bilir dediler,
Süleyman
Süleyman'dan içeru.

Derviş Yunus gözü tuş oldu sana,
Kapında kuldur
sultandan içeru...





Yunus Emre
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim



Semâdan sırr-ı tevhidi duyan gelsin bu meydana,
Derûn içre bugün Allah diyen gelsin bu meydana.


Duyanlar sırr-ı Settâr'ı, görenler nûr-i Gaffâr 'i,
Cihandâ şîşe-i âr'ı kıran gelsin bu meydana.


Sezâdır ehl-i irfana, getirsin cânı meydana.
Fedâ kılmaya ol cânı duyan gelsin bu meydana.


Gönül maksûdunu buldu, cihân envar ile doldu.
Bu gün Nuri imam oldu, duyan gelsin bu meydana.




Pir Abdülehad Nuri Efendi
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim




Ta ezel "kâlû belâ"dan, eyledim ikrâr-ı aşk,

Öldürürlerse beni, ben etmezem inkâr-ı aşk,

Zâil olmaz haşra dek kalbimde bu efkâr-ı aşk,

Her nefes verdikçe, zikrim dâimâ ezkâr-ı aşk...

...



(G.Askerî)
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
ayyildiz
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 710
Kayıt: 17 Ağu 2009, 02:00

***Aşkı yaşada gör. ***

Mesaj gönderen ayyildiz »

***Aşkı yaşada gör. ***

***
Aşk aşıkı, deyl eylemiş,*
Aşk gülüne, meyl eylemiş,*
Aşk ilinden, seyl eylemiş,*
Aşık Uslu, neyl eylemiş.*
***
Aşk ummandır, gark eylemiş,*
Aşk yolunu, ark eylemiş,*
Aşk gurbeti, bark eylemiş,*
Aşk her yönü, şark eylemiş.*
***
Aşk özünü, dâr eylemiş,*
Aşk gözünü, zâr eylemiş,*
Aşk sözünü, nâr eylemiş,*
Aşk yüzünü, yâr eylemiş,*
***
Aşk gül ayak, baş eylemiş,*
Aşk bal kaymak, aş eylemiş,*
Aşk can baymak, şaş eylemiş,*
Aşk yay saymak, kaş eylemiş.*
***
Aşk deli at, dor eylemiş,*
Aşk balı tat, sor eylemiş,*
Aşk vavlı hat, yor eylemiş,*
Aşk nazlı zat, hor eylemiş,*
***
Aşk bilinmez, sır eylemiş,*
Aşk gelinmez, kır eylemiş,*
Aşk yenilmez, hır eylemiş,*
Aşk silinmez, pır eylemiş.*
***
Aşk kamaşır, berk eylemiş,*
Aşk sırnaşır, berk eylemiş,*
Aşk akışır, terk eylemiş,*
Aşk çalışır, çark eylemiş,*
***
Aşk can içre, can eylemiş,*
Aşk damarda kan eylemiş,*
Aşk fırında yan eylemiş,*
Aşk, seherde, tan eylemiş.*
***
Aşk dikenli, gül eylemiş,*
Aşk güzeli, tül eylemiş,*
Aşk ateşi, kül eylemiş,*
Aşk kralı, kul eylemiş.*
***
Aşk Hak için, sev eylemiş
Aşk er için, ev eylemiş,*
Aşk sor niçin, nev eylemiş,
Aşk nar için, kav eylemiş.*
***
Aşk sarmaşık, dal eylemiş,*
Aşk karmaşık, kâl eylemiş,*
Aşk tatlışık, bal eylemiş,*
Aşk barışık, hâl eylemiş.*
***
Aşk sülünü, yar eylemiş,*
Aşk çölünü, nar eylemiş,
Aşk gönülü, dar eylemiş,*
Aşk dölünü, bar eylemiş,*
***
Aşk kardeşi, el eylemiş,*
Aşk evdeşi, bel eylemiş,*
Aşk haldeşi, del eylemiş,*
Aşk gözdeşi, sel eylemiş.*
***
Aşk yakını, uz eylemiş,
Aşk mevsimi, kuz eylemiş,*
Aşk aşını, tuz eylemiş,*
Aşk başını, buz eylemiş.*
***
Aşk benini, biz eylemiş,*
Aşk senini, siz eylemiş,*
Aşk tenini, iz eylemiş,*
Aşk eşini, giz eylemiş.*
***
Aşk dağları sur eylemiş,*
Aşk bağları, tur eylemiş,*
Aşk ağları, kur eylemiş,*
Aşk sağları, Nur eylemiş.*
***
Aşık Uslu, söz eylemiş,*
Aşk buğulu, köz eylemiş,*
Aşk çoğulu, öz eylemiş,*
Aşk al gülü, göz eylemiş.*
***


Âşık Uslu Niksarî (Zübeyir Güngör Uslu)
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Ah n'ideyim ömrüm seni
Yunus Emre

“ Ömrüm beni sen aldadın
Ah n'ideyim ömrüm seni
Beni deprenimez kodun
Ah n'ideyim ömrüm seni

Benim derdim hey sen idin
Canım içinde can idin
Hem sen bana sultan idin
Ah n'ideyim ömrüm seni

Gönlüm sana eğler idim
Gül deyüben yiyler idim
Garipseyip ağlar idim
Ah n'ideyim ömrüm seni

Gider imiş bunda gelen
Dünya işi cümle yalan
Ağlar ömrüm yavı kılan
Ah n'ideyim ömrüm seni

Hayrım şerrim yazılısar
Ömrüm ipi üzüliser
Gidip suret bozulısar
Ah n'ideyim ömrüm seni

Bari koyuban kaçmasan
Göçgüncü gibi geçmesen
Ölüm şarabın içmesen
Ah n'ideyim ömrüm seni

Bir gün ola sensiz kalam
Kurda kuşa öyün olam
Çürüyüben toprak olam
Ah n'ideyim ömrüm seni

Miskin Yunus bilmez misin
Yoksa nazar kılmaz mısın
Ölenleri anmaz mısın
Ah n'ideyim ömrüm seni

”
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
mim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2416
Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00

Mesaj gönderen mim »

zahidzenderun yazdı:Resim




Ta ezel "kâlû belâ"dan, eyledim ikrâr-ı aşk,

Öldürürlerse beni, ben etmezem inkâr-ı aşk,

Zâil olmaz haşra dek kalbimde bu efkâr-ı aşk,

Her nefes verdikçe, zikrim dâimâ ezkâr-ı aşk...

...



(G.Askerî)

Ellerinize sağlık zahidzenderun AŞK'a emanet olunuz!...

4lüklerin anlamını merak ettim. Araştırınca bunları buldum. Sizlerede aktarıyorum.

Gönlünden aşk fikirlerini, dilinden aşk zikirlerini düşürmeyen sûfînin tek amacı, “ezel”de verdiği ikrârı inkâr etmemektir. Onun için aşktan gayri hiçbir şeyin birbirinden farkı yoktur. Mescidi meyhaneden, Kâbe’yi put haneden ayırt edemez. Ciğerlerine çektiği her nefesle aşk sarhoşluğu bahşeden kâinat meyhanesini terk etmeyecek bir rinddir o. “Sevgili”nin elinden içtiği “elest” şarabı ile ezelden ebede dek doğruyu yanlıştan ayıramayacak bir sarhoş olmuştur artık:

Tâ ezel “kâlû belâ”dan eyledim ikrâr-ı aşk
Öldürürlerse beni ben etmezem inkâr-ı aşk
Zâ’il olmaz haşre dek kalbimde bu efkâr-ı aşk
Her nefes verdikçe zikrim dâ’imâ ezkâr-ı aşk

Arifem fark etmezem hiç Kabe’yi puthaneden
Aşık u rindem cihanda çıkmazam meyhaneden
Bâde-i câm-ı “elest”i nûş edip cânâneden
Mest-i lâ-ya’kil olup oldum edeb hammâr-ı aşk


(G.Askerî)

Hasılı, tasavvufi düşüncede aşk, dünya hislerinden bir his değil aksine dünya, aşkın etrafında pervane olan aşıklardan yalnızca bir tanesidir. En küçük zerresiyle bile aşkı haykıran kainatın içinde insan da, “mağdûr-ı aşk” değil, bütün uzuv ve kabiliyetleriyle bir “mecbûr-ı aşk”tır. Mecburiyet halinde ne gerekiyorsa o yapılmalıdır, zira mecbûr, mâzûrdur!

İltifat etmez Süleymân-ı zamâna nûr-ı aşk;
Hükmeder sultana zira böyledir düstür-ı aşk!
Mest olur, mecnûn olur, nâmûs u ârı terk eder;
Ey Sezâî böyledir âlemde çün mecbûr-ı aşk!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

mim yazdı: Hasılı, tasavvufi düşüncede aşk, dünya hislerinden bir his değil aksine dünya, aşkın etrafında pervane olan aşıklardan yalnızca bir tanesidir. En küçük zerresiyle bile aşkı haykıran kainatın içinde insan da, “mağdûr-ı aşk” değil, bütün uzuv ve kabiliyetleriyle bir “mecbûr-ı aşk”tır. Mecburiyet halinde ne gerekiyorsa o yapılmalıdır, zira mecbûr, mâzûrdur!
Aşk..Öyle istemek ki..Kavuşmak mecbur kalsın..

Resim

Çaresiz kalmıştı Leyla’da…

Kavuşmak imkansızdı…

İhtiyar, tatlı-sert yol gösterdi;

“Gir şu odaya; çağır Leyla’yı..”

Aklı almadı önce..

Pek de inanmamıştı..

Ama yapacak da başka bir şey yoktu…

Çaresiz adam, çaresiz girdi odaya…

Sayıkladı günler boyu, geceler boyu…

Çıkmadan o odadan, çağırdı Leyla’yı..

Kırk asırdır yandığı aşkı,

Daha kırk vakit dolmadan…

İşte geliyordu…

İşte görüyordu;

Leyla, kendisini çağıranı ararcasına geliyordu…

Korktu genç adam..

Anladı genç adam..

Unuttu genç adam..

Gidip sarıldı ihtiyarın eline..

“istersem olduğuna göre..

Çağırırsam geldiğine göre..

Bana AŞK’ı öğret!..”



Dedi ki ihtiyar:

“Bu kainat..

Aşkına yaratıldı Sevgili’nin..

Sen AŞK’ı ne sandın?”



AŞK…

Öyle istemek ki…

Kavuşmak mecbur kalsın…


alıntı...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim


“ Gel, gel aramıza katıl;
biz Hakk’a gönül vermiş aşk insanlarıyız!
Gel bize katıl da sevgi kapısından içeriye giriver,
Giriver ve evimizde bizimle beraber otur...
Gel birbirimizle içten konuşalım,
Kulaklardan, gözlerden gizli konuşalım...
Güller gibi dudaksız ve sessiz görüşelim,
Tıpkı düşünce gibi dudaksız, dilsiz görüşelim...
Mademki hepimiz biriz,
Birbirimize dilsiz, dudaksız gönülden seslenelim...
Madem ki ellerimiz kenetli,
Gel bu halden bahisler açalım.
El ayak gönül hareketlerini daha iyi anlar,
Öyle ise gel dilimizi tutalım,
Titreyen gönüllerimizle buluşalım”




(Hz. Mevlana)
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Cevapla

“►Aşıklar◄” sayfasına dön