DİRİ' ler diYÂRına...

Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

DİRİ' ler diYÂRına...

Mesaj gönderen halimkok »

Resim
- Mukadderat… dedim Hocama… Gelemeyeceğim Hocam…
- Dağlarda saz çalmak, türkü söylemek varsa kaderde gelirsin Halimcan… dediydi Hocam…

Ben; “YOK” sanıyordum… VAR’ mış…

Doğruyu bildiğini sanır insan… Ama hayat sık sık bunun tersini anlatır insana…

Doğru nedir… diye sorar insan… hayret eder…

Gerçekten gidiyor muydum !!!

Köyden taşınırken kamyonun arkasındaki halim geldi aklıma…
O zamanda hiç inanamamıştım…

Hayatın cazibesi de bundandır belki… Her şey bildiğimiz gibi değildir…
Ve bu cazibe cezbeder de çeker içe doğru insanı… derinlere daha derinlere…

Lâdikli Ahmet Ağa diyarında kuyunun içine doğru bakışım
Bu içe çekilişimin zahirdeki görüntüsü gibiydi…
Orada hem içten hem dıştan çekiliyordum… derinlere doğru…
Bıraksam akıp giderdim KUYU’ ya… Çok istedim… ama “DUR” diyor akıl…

Ben dururken… otururken bir koltukta… Durmayan akan giden yollarda…
Aynı düşünceler alır beni…
Bu yüzden şehirlerarası yolculuğu çok severim…
Özellikle geceleri… Işıklar söner…
Derin bir sessizlik içinde… Bir rüyada mıyım… yoksa gerçekten o anda o ıssız dağ başlarında akıp gitmekte miyim…

Düşünür… düşünür… düşünürüm….
Ve isterim ki bu esnada beni lâfa tutan olmasın…
O nedenle otobüse binmeden hep merak ederim yanıma nasıl biri oturacak diye…
Çok ve boş konuşan biri olmasın isterim…

Sanırım bu sefer gerçekten çok içten istedim ki…
Gidiş esnasında otobüste yanımda Japonya’ dan biri vardı…
Gelirken de işitme (dolayısıyla konuşma) engelli biri...

Japon arkadaşı görünce dedim ki kendi kendime;
- Hah tamam… paylaşacağımız bir şey olamaz…
Yine yanılmışım…
Mola sonrasında tekrar koltuğuma döndüğümde baktım ki elindeki bisküvi paketini bana uzatıyor;
- Abi???
- Yok… Teşekkür ederim dedim İngilizce… Barbaros’ un kulakları çınlasın… Hep imrenmiştir benim İngilizceme !!! Kendisi İngiltere’ de yaşadığı halde benim bu konudaki maharetime daima gıpta ile bakmıştır…
Uzatılan bisküvi paketine hayır desem de… Konya’ ya gittiğini öğrendiğim Japon Kardeşim… Oraya varıp ta otobüsten inerken hiç el sürülmemiş bir şekilde bisküviyi bana bırakarak indi arabadan…

O da bana teşekkür etti ama ne için anlamadım… Onun bu halini… bu insanlığını görünce utandım kendimden… Keşke sohbet etseydim dedim Çok mu mesafeli davrandım acaba… Ne kadar bencilce kendi rahatımı düşünmüşüm… İnsem otobüsten bir kucaklasam dedim içimden…

Ama yol devam ediyordu… Ve herkes kendi yolundan gidiyordu…
Nereye gidiyordum?…
Ömrümde ilk defa göreceğim… Gönlümde ise hep tanıdığım bir insanın yanına…

Ne kadar da rahattım… Nasıl karşılanırım… kabul görür müyüm…
Neden aklıma hiç böyle olumsuz bir düşünce gelmiyordu...

Yol yorgunluğu ile sarhoş gibi Aksaray Otogarı’ nda otobüsten indiğimde…
Rüya gibiydi her şey…
“En iyisi gidip bir yüzümü yıkayayım… Belki kendime gelirim…”
Diyerek lavaboya gittim… geldim… Henüz elimdeki çantayı yere bırakmadan;

- Halim Abiii?
- Hakan?

Sarıldık… Yıllardır hasrettik adeta…
Oysa Hakan’ ı da ilk görüşümdü…

Şaşkın şaşkın… yollar akıp geçti…
Baktım bir evin önünde durduk…

Neden içimde hiç telaş yok… merak yok… nasıl bir manzarayla karşılaşacağım diye…
Sanki kendi evime gelir gibi rahatım…

Merdivenlerden yukarı doğru çıkarken biraz sonra… o an orada olmamın nedeni olan… Hocam Kulihvani’ yi görecektim…
Acaba düşündüğüm gibi miydi…

Nasıl düşünüyordum ki…
Yabancı gibi olmasın diye düşünüyordum…
Oysa yabancı diye bildiğim Japon Kardeşim bana yabancı konusundaki düşüncemin de yanlış olduğunu göstermişti… Belki de yabancı olan ancak insanın kendisiydi…

Hocam yabancı olamazdı… Değildi de zaten… Evimde beni bekleyen babam gibiydi… abim gibiydi…dostum arkadaşım gibiydi…
Öylesine tanıdık… öylesine benimsediğim… benden olan… benim gibi olan…

Yabancı olan bendim…
O da bunu anladı ki herhalde yabancılık çekmeyeyim diye bana hiç misafirmişim gibi davranmadı zaten …
Sadece ilk başta; Hoş geldiniz… İyisiniz inşallah… dedi…

Sonra döndü bilgisayarına… çalışıyor…Bir şeyler yazıyor…

Sanki hep orada olan biriymişim gibi… Ya da orada değilmişim de kendisi yalnızmış gibi…

Değil miydim yoksa… hocam kendi başına mıydı şu anda…
Ben bir kameradan falan mı izliyordum olanları…

Yok… öyle değildi…
Barbaros Can geldi biraz sonra… Gariban Kardeşimiz… Gurbetteki muHABBEt Kuşumuz..
Bir girdi kapıdan… Neredeyse başı kapıya değecek…

Ben onu hayâl penceremde benim boylarımda birisi gibi görmüştüm…
Neredeyse iki katım…

Ben hep derim zaten… Barbaros’ un İngilizcesi yanında benimkinin lafı mı olur canım !!!
Hayy Allah… Tam bir koca bebek… Maşallah… Dışı kocaman bir adam… içi bebek

Hakan Can ise sanki hizmet etmek için var… Görevini yapan bir asker gibi…
Kendini tüketinceye kadar koşan bir koşucu gibi bu yolda…
Ve ancak böyle mutlu olabilecek olan biri gibi…

Biraz sonra Hacı Mahmut Abimiz de geldi…
Bir şaka yapılmış ta çok gülmüş gibi yüzü her zaman… Hep gülümsüyordu…

Bir tek;
Geri dönüş zamanı geldiğinde öyle değildi… Barbaros Canla beni uğurlarken…

- İnsan alıştıra alıştıra gider be kardeşim dedi… hüzünlü bir yüzle

Hacı Mahmut Abimiz… Barbaros Can ve Ben… oturduk…
Hocam Kuran-ı Kerim’ i aldı eline… Bir yandan sesli düşünür gibi… anlatıyor…

Doğru nedir ? diye sormuştum ya…

Hocam burada cevap verdi…

İnsan ne kadar da doğru sanır kendi bildiğini…
Öyle ki kendi gibi bilmeyeni kesin yanılıyor zanneder.

“Ben biliyorum size yolu göstereyim” diyerek rehber olarak arabaya aldığımız
ve daha ilk yol ayrımında;

Dili ; “Dosdoğru”… derken… eliyle sağ tarafı gösteren ve “SAĞdan” diyen Ramazan Amcanın haline şaşar… güler..

Ramazan amca ise… Madem ki bildiğine müşteri yoktur;

Bilemediğim için mahçup oldum size karşı… Ben ineyim arabadan en iyisi der…

- İşte burası seninle yollarımızın ayrıldığı yerdir… dercesine…

Annemiz geldi sonra… çocuklar geldi… Nur-ye Can geldi…
Hepsi birbirinden yakın…

Kahvaltıya buyurun…

Kahvaltımızı yaptık… Şükür duamızı yaptık…

* * *
Hocam yaptığı gezi proğramını anlatıyor…
- Benim kafamda gönlümde böyle şekillendi… Sizler için de uygunsa?
- Çünkü ben kendime verdiğim sözlere karşı sadakatı borç bilirim…

- Hazırsak çıkalım…

Bir baktık yollardayız…

Bir şey var buraların havasında… suyunda…
Seni sana bırakmayan… Tatlı tatlı içine işleyen… hissedilen ama anlatılamayan…
Tatlı bir hüzün gibi…

Benim küçük kızım İrem… Msn ‘ sine ;
“Ölmek istiyorsan… AŞIK ol yeter” yazmış…
Aynı öyle… Benlik ölü gibi… Ama aşkın coşkusu ile gönül öyle diri ki…

Ve DİRİ’ ler diyarında yollardayız…

Arabada;
Hocam, Ben, Gariban Can…arkada…
Önde şoför koltuğunda Hakan Can… Sağında Nur-ye Can…

Hocam;
- Söyle bakalım Halimcan… dedi,
- Ne söyleyim Hocam? Dedim
- Ne istersen söyle… Ama şöyle acılı olsun…aşık işi olsun…

Söyledim;

Selanik içinde selâm okunur
Selâmın sedası bre dostlar cana dokunur.
Gelin olanlara kına yakılır…
Aman ölüm, zalım ölüm… üç gün ara ver…
Al başımdan bu sevdayı götür Yâr’ e ver…

Baktı ki Hocam ben dağılacağım… Kendi bir şeyler mırıldanmaya başladı…

Biraz nefeslendim… sonra bir daha…

Alıştım… yabancılık falan kalmadı bende… Gözlerim boşalınca zaten… Tutarım sandığımı da tutamadığımı anladım…
Zaten buralarda olan şey bu… Seni sana bırakmayan… Dışını yerle bir edip içini dirilten…

Hacı Bektaş Veli Dergahına vardığımızda bunu daha da güçlü bir şekilde hissettim…
Oradaki ruhaniyet… o ilahi cezbe anlatılır gibi değil…

İNCİNSEN DE İNCİTME…

Hararet nar’ dadır sac’ da değildir,
Hakikat baş’ tadır tac’ da değildir,
Her ne arar isen kendinde ara,
Kudüs’ te, Mekke’ de, Hac’ da değildir.

Dualar ettik... fotoğraflar çekildik bol bol…

Balım Sultan Türbesi’ ni gezdik… Zahid Can’ ın kulaklarını çınlattık…

KARA DUT’ un yapraklarından yedik… Tırtıllar gibi…
Ve içimizdeki KELEBEK’ e ulaşmak için dualar ettik…

Sonra şehrin dışında tepe başına kurulan ÇİLEHANE’ ye gittik…

GELİN CANLAR BİR OLALIM

Güzel aşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi
Bu bir rıza lokmasıdır,
Yiyemezsin demedim mi.

diyen Pir Sultan Abdal…

* * *

Eğer bana gel gel olsa yüceden,
Çırpar kanadımı uçar giderim.
İsteğim yok gündüz ile geceden,
Ben bir Mahzuniyim naçar giderim.

Diyen Mahzuni Şerif…

* * *

Dünyaya geldiğim anda,
Yürüdüm aynı zamanda,
İki kapılı bir handa,
Gidiyorum gündüz gece

Diyen Aşık Veysel…

* * *

Sağ yanında bir ceylan…
Sol yanında bir kurt

İle Hacı Bektaş Velimizi gördük…

Delikli taş denilen kayadan ilk önce Hakan Can geçti…
Sonra Gariban Can geçti…
- Hadi bakalım Halim Can sıra sende… Geçebilecek misin bakalım… diyor
Kendisi benim iki katım geçiyor da oradan ben geçemeyeceğim he…
Geçtim tabi… Hocam da geçti…

Bir tek Nur-ye Can… Hanım olmanın verdiği temkinli hareket etmek endişesi ile şansını zorlamadan vazgeçti…

İstemeye istemeye oradan ayrıldık… Avanos, Ürgüp, Göreme…

Tarihi ve turistik yerleri gezdik… Rehberler eşliğinde hayran hayran duvardaki çizimleri inceleyen turist kafilesinin içine daldım… kalabalıkta çekim yaparken…

Geldiğimiz yerdeki ilahi havanın tam zıddına bir ses kolumdan tutarak;
Çekmesene… çekme… ne yapıyorsun… dedi… Belli ki kendini zorladığı halde ancak bu kadar kibar olabiliyordu…
- Dövseydin bari dedim…

Akşamı ettik…
Dönerken arabada Hasan Dağı’ nın başında şapka dediğimiz bulutlar toplanmış.
Adeta;
- Bir de buradaki şahasere baksanıza dercesine… nazlı bir gelin gibi nispet yaparcasına çıkıverdi karşımıza… Bol bol fotoğraflarını çektik… Baktıkça bakası geliyor insanın… Erişilmez bir güzellik ile insanı kendine çekiyor Hasan Dağı…

Akşam Namazı… yemek… çay faslı…
Aşık Cemal’ i dinledik… datlım diyen datlı diliyle
“Leyla Leyla diye yaktın canımı…”

Hocamın şiirleri sohbetleri… Hangi birini anlatmak imkanı var ki bu satırlarda…

Alice Harikalar Diyarı’ nda…

Ertesi gün sabah kahvaltısından hemen sonra çıktık Konya yollarına…
Cuma namazından önce Mevlana Müzesi’ ni gezdik…
Burada da fotoğraf veya film çekmemize izin verilmedi…
Nedenini anlamış değilim…

Sonra biraz dolaştık… Kitapçılara uğradık…
Konya’ nın etli ekmeği meşhurmuş…
Bolu Lokantası da meşhurmuş…
- Namaz sonrası yer bulamazsınız…
dediler… Biz de namaz öncesi gittik…
Zaten bir süre sonra Cuma vakti geldiği için gelen müşterileri geri çeviriyorlardı
- Cuma’ ya gideceğiz… Müşteri kabul edemiyoruz… Namazdan sonra inşallah… diyerek…
Selimiye Camisinin bahçesinde çimlerin üzerinde ancak yer bulabildik Cuma vaktinde…

Mevlana Celaleddin Rumi… Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesi…
Konya gezisi…

Sonra çıktık Ladikli Ahmet Ağa’ nın kabri ve evine doğru yollara…

Sohbete daldık arabada… geçtik gittik… yarım saat fazladan….
Geri döndük…

Kabri başında dualar ediyorken ikindi ezanı okunuyordu…

Kabristan’ ın hemen yanındaki camide namaza durduk…

Çıkışta Hocam cemaatten genç birine Ladikli Ahmet Ağa’ nın dolandığı ve kuyusu bulunan yeri soruyordu. Genç adam;
- Tamam ben biliyorum… Sizi götüreyim dedi…
Sonra Ramazan Amcamız çıkageldi…
- Ben de biliyorum… dedi….
Genç Adam;
- Bu daha iyi bilir… O götürsün dedi…
- Eyvallah… dedik…
Ben Hocamla ön koltuğa sıkıştım… Ramazan Amcamız da arka tarafa bindi….
- Nereden gidiyoruz? Diye sorduk…
Ramazan Amcamız eliyle SAĞ’ ı işaret ederek
- Dosdoğru…. SAĞ’ dan diyor…
Hakan Can;
- Doğru mu?... SAĞ dan mı? Derken…
Ramazan Amca;
- Ben bilemedim… mahçup oldum size karşı… En iyisi ben arabadan ineyim… dedi…
Tabi Hocam;
- Yok canım… niye inesin …
Ramazan Amca;
- İyi o zaman… şurdan birine soralım

Sorduğumuz kimseler de Ramazan Amca gibi…Eliyle solu gösteriyor… SAĞ’ dan diyor
- Kaç yıldır bu köydesin Ramazan Emmi? Dedi Hocam…
- 34 yıldır
- Eş, çoluk çocuk?
- Ayrıldık eşten… buralara geldik…
- Nereye üflüyordun Cami çıkışında Ramazan Emmi?
- Anamın babamın mezarı var da burada… Oraya doğru…
Dedim ki;
- Rüzgarı arkana alaydın Ramazan Amca…
Hocam;
- Söyle bir şeyler Ramazan Emmi… diyor
- Ben bilmeeemmm… diyor
- Bilirsin ya… niye bilmeyesin…
- Ben bilmeeemmm

Yolu bilirim diye bizi bulan Ramazan Emmimiz;
- Ben bilmeeemmm… diyor da başka bir şey demiyor…

Sora sora Bağdat bulunurmuş derler… On dakikalık yolu yirmi kişiye sorduk belki…
Bulduk ya şükür…
Zaten köyden bakınca da görünüyor neredeyse… o kadar yakın…

KUYU’ nun başına vardık… Su çektik içtik… dualar ettik…Fotoğraflar çektik bol bol…

Kuyunun içine doğru tuttum fotoğraf makinesını…
Garip şekiller alıyor derinlerdeki su… insanı çekiyor içine doğru sanki…
Ya da usulca… sessizce… başka bir lisandan bir şeyler anlatıyor gibi…
Kaç metre vardı derinliği bilemiyorum ama su yüzeyi 10-15 metre gibiydi… bir o kadar da suyun aşağısı vardı…
Belki daha da derin… Ama o derinlikte suyun yüzüne bir esinti geliyor ki bazen…
Sanki açık denizin dalgalanışı gibi…
Sonra bir ara hareketsiz bir anında bir fotoğraf …
Kuyunun dibinde suya yansıyan kendi fotoğrafımı çektim…
O an çok garipti… Beni kendime çağırır gibi…
Resim

Sonra döndük Ladikli Ahmet Ağamızın köyüne doğru… Yanımızda Ortadoğu ve Balkanların en yetenekli rehberi var… Üç beş kişiye sora sora geldik…

Evini bulduk… Aynı ruhaniyet burada da var… İki rekat namaz kıldık…
Çıktık geldik köy meydanına…
Orada başka bir cami yanında abdest aldık…
Ramazan Amca’ ya doğru yeşil erik uzattı Hocam…
- Yer misin?
- Ben yerim diyerek bisikletli bir çocuk çıkageldi…
Hocam ona da verdi yeşil erikten… Ramazan Emmiye de verdi…
Elinde yeşil erikle fotoğrafını çektim…

Sonra orada bulunan Vakıftan kitap alacağız Ladikli Ahmet Ağa ile ilgili…
Ama kapalı vakıf…

Ramazan Emmi yanıma geldi…
- Bana bir ekmek alsana şurdan… dedi
- Bir ekmek mi? Dedim
- Bir ekmek… dedi
Girdim içeriden bir ekmek aldım eline verdim… Ramazan Emmi;
- Bir ekmek mi aldın? Dedi…
- Evet dedim… Sen bir ekmek demedin mi?
- Yooo dedi… Ben sana üç ekmek dedim…
- İyi dedim… üç olsun…
Girdim iki tane ekmek daha aldım verdim…
- Tamam mı dedim
- Tamam… dedi…
Sarıldı yüzümü öptü… Ayrıldık Ramazan Emmiden…
Ama ben öyle şaşkınım ki… Ramazan Emminin ne dediğini anlamak çok zor…
Sanki her şey bir şaka gibi… İnsanlar ağız birliği etmişçesine…

O günü de öyle akşam ettik… Ve oradan otogara… Dönüş için yarına biletlerimizi alalım Gariban Canla…

Eve döndüğümüzde saat 22:00’ ye yakındı sanırım…
- Benim karnım acıktı dedim…
Girdik mutfağa… Annemiz elime tepsiyi tutuşturdu…
Kocaman tepsi… içi dolu… kapıdan zor geçiyor…
Haydi bakalım dedim… İÇ DENGE DIŞ DÜZEN bu işte…
Dökmeden getirip yerine sağ salim bıraktım…
Dökseydim de zaten herhalde herkes; Allah razı olsun derdi…

Allah hepsinden razı olsun…
Ailemize getirmek için kuyudan aldığımız su orada kaldı…
Hocam diyor ki;
- Gelin kendiniz alın…
Nasıl da SUsamışım… ne etsek…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »

zevkle okudum halimcan yazınızı eklemek istedigim bir nokta oldu

MEVLANA' hz giderken beniunuttunuz yada nasipolmadı diyelim :)

RABBİM tekrar ederse İNŞALLAH görüşmek nasipolur!....

siz KONYA'dayken inanın herdaim sizlendim....


ayrıca bolu lokantası :) çokmemnun etti bizi yabancı yerde yememişsiniz yemegi :)



kuyu aramanıza gelince hazret herkese yapar bunu:) arayan bulur suyu ....

RABBİM tüm kullarına böyle tatları tattırsın İNŞALLAH..

KONYA mıza yine bekleriz selam ve duaile....


himmetleri üzerimize olsun İNŞALLAH..



nasipolursa hatunsaray yolu üzerinde PEYGAMBERİMİZİN SANCAKTARINIDA ziyaret etmenizi dilerim...her adıdma bir evliya yatagıdır KONYA !.....
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Merhaba Halim CAN kardeşim.
Ne kadar güzel anlatmışsın, ne kadar güzel ifade etmişsin, tekrar tekrar okudum.
Tekrar tekrar AYNen yaşadım. Ellerine sağlık gönlüne bereket İNŞAALLAH!

BEDENimizi tekrar İMKANlarıyla İMTİHAN sahamıza getirdik, RUHumuz ise HAYYYY olanın DİRİler diYÂRında kaldı şükür.
HIZIR a.s kUYusunda yaşananlar ne kadar muazzamdı.

kUYunun içi engin bir gökYÜZü mü? engin bir DERYA mı? ydı!....

İçine çekercesine SEYRettiriyordu kendini, BİZ BİR OLuvermişcesine!

EVVEL-AHİR-ZAHİR ve BATINımız; Ey YOLcu! ZAHİR kafa gözüyle bakmayı bırak ARTIK!...Kalb gözüyle BATINına SEYR eyle diyordu....
ZAHİR gözüyle baktığımız kUYunun içine DALıp en dERininde olmak ne hoş olurdu...
BATINında HÜCRelerimiz tir-tir titreşmeliydi, ulaşmak istediğine...
ÖZlediği O ANdı!...
O ANda O'nunla HİÇ ama daima DAİMde HEP OLarak!...
Sanki hemencecik ulaşıverecekmişiz gibi geldi ..
BİR EL mesafesi kadardı sANki, kUYunun en dERini.
En GİZemli yERİ…

Ne Muhteşem, ne Muazzam, ne Mubarek ve ne Mukaddes SU idi.
Lezzeti bambaşka idi. İçenlere, içmek isteyenlere ŞİFA olsun..İNŞAALLAH!

HUZURunda, MUHAMMEDi MuHABBEtimİZ daim olsun ….
Resim
Kullanıcı avatarı
Nurten
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 724
Kayıt: 25 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen Nurten »


Degerli Halim abim Gariban, Latif Babam ve Nur Ye ablam, ne güzel şeyler yaşamışsınız...
Ben de aynı duyguları geçen sene Güllale ve Galip abim ile Münir babanın kabrini ziyaret ettigimde hissetmiştim...
En nihayet geçen sene HAC da bu hisler dar kalıpları bir bir kırdı çok şükür...
Ve bir sürü rayıha kokladık Can Ahmed in bağrında..
O ve ona bağlı olan herkes güzeldir ve BİR dir.
Şükürler olsun bu günümüze, şükürler olsun bu bilinci verene...
Gönlüm sizinle
SElam ve dualarımla
Nurten
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/krgl.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Allah razı olsun CANlar...

Aslında insanlar ayna gibidir diye düşünüyorum. Nasıl isek onu karşıda görüyoruz. Bu zamana kadar sitedeki arkadaşlarla tanışmalarımda hepsinde çok ayrı güzellikler, özellikler ve hoşluklar gördüm. Hiç birinde kibir, kin, asık surat ve ortama uymayan ve uymamak için sorun arayan bir hal içerisinde olmadığını gördüm. Hepsi SU gibiydiler. Hepsinin tüm zerresi yerde idi. Bu dostlarla çıktık yollara. Her gün ayrı bir güzelilk içerisinde ayrı ayrı insanlarla tanıştık. Somuncu Baba da Yunus Emre ile, Şeyh Gaznevi nin türbesinde Enver Emmiyle, Hacı Bektaşi Veli de başka bir sürümü olan yine Enver emmiyle, Ladikli Ahmet Ağa da Ramazan Emmiyle derken ya Rabbi bu ne güzellik dedim. Sonra misafirler de çok hoştur haaa dedim. İnsan için önemli olan gönüllerden geçebilmektir. Gönüllere yer edebilmek ve gönüldaş olmaktır. Çok şükür ederim ki bir çok gönüldaşım var...
Muhammedi muhabbetlerimle...
Resim
Kullanıcı avatarı
Nurten
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 724
Kayıt: 25 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen Nurten »


HAKAN ABI, KUSURA BAKMA SENI UNUTTUK
ELBETTE AYNI DÜSÜNCELER SENIN ICINDE GECERLI..
SELAM VE MUHABBETLERIMLE
NURTEN
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/krgl.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Estağfirullah önemli değil. Bizde kusur aramak yok. Her zaman, her yerde güzellikleri seyretme azmi var inaşllah...
Muhammedi Muhabbetlerimizle...
Resim
Kullanıcı avatarı
derunilale
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 268
Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen derunilale »

ne güzel olmuş maşaAllah.. mukadderat.. nasip.. samimi sevgi insanı sevdikleriyle buluştururmuş..Resulullah sav efendimiz öyle buyurmuyor mu "kişi sevdiğiyle beraberdir".. can yakınlığı.. çekerler alırlar seni..
Allah razı olsun Halim abim ne iyi ettin de paylaştın.. mısralarını okurken dilimden Yunus Emre hz.nin "yan yüreğim yan"ı döküldü :


Yan Yüreğim Yan

Yan yüreğim yan
Gör ki neler var
Bu halk içinde
Bize gülen var

Koy gülen gülsün
Hak bizi bilsin
Gafiller bilsin
Hakkı seven var

Bu yol uzundur
Menzili çoktur
Geçidi yoktur
Derin sular var

Her kim merdane
Gelsin meydane
Kıyamaz cane
Kimde hüner var

Yunus sen burda
Meydan isteme
Meydanlar içinde canım
Merdaneler var.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Evet Halim abicim mukadderat işte gelemedik :-(
Kaç gün önceden planlamıştım ama okul vs işler sonra birde zahiren uzaklık...
Nasib işte...
Çok isterdim yüzyüze de görüşmek ama daha hayattayız olur birgün inşaallah...
Ama güzel abim öyle anlatmışsın ki güzellikleri ordaymışcasına yaşadım Allah c.c. razı olsun..
Zaten Kul İhvanimizin olduğu yerde şenlik olmazmı!..
Birde Hakan abiminde dediği gibi Aksarayda ikende çeşitli insanlarla tanıştık delimi desek velimi desek...
Birde aklıma geldi sanki böyle bir söz vardı :
Hoca hocayı tekkede,
Hacı hacıyı Mekkede,
Deli deliyi dakkada bulur :wink:
Kul İhvanim der ya "delilik parayla olsa bir tır alırdım."
Ayrı bir âlemleri var tabi...
Neyse üzüldüm orda olmadığıma ama BİZde gönüller BİRdir inşâallah...
Es Selam ile...
Muhammedi muhabbetler.
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

habibi yazdı:zevkle okudum halimcan yazınızı eklemek istedigim bir nokta oldu

MEVLANA' hz giderken beniunuttunuz yada nasipolmadı diyelim :)

RABBİM tekrar ederse İNŞALLAH görüşmek nasipolur!....

siz KONYA'dayken inanın herdaim sizlendim....


ayrıca bolu lokantası :) çokmemnun etti bizi yabancı yerde yememişsiniz yemegi :)



kuyu aramanıza gelince hazret herkese yapar bunu:) arayan bulur suyu ....

RABBİM tüm kullarına böyle tatları tattırsın İNŞALLAH..

KONYA mıza yine bekleriz selam ve duaile....


himmetleri üzerimize olsun İNŞALLAH..



nasipolursa hatunsaray yolu üzerinde PEYGAMBERİMİZİN SANCAKTARINIDA ziyaret etmenizi dilerim...her adıdma bir evliya yatagıdır KONYA !.....
Değerli Habibi Can... Bizler de sizinle görüşmeyi çok istedik.
Adınız sürekli dilimizdeydi Konya' ya varıncaya kadar... yani biz de sürekli sizinleydik...
Sizi görmek ne kadar mutlu ederdi ise görememek te o kadar üzdü bizleri.

RABBİM tekrar ederse İNŞALLAH görüşmek nasipolur!.... diyorsunuz...

Rabbim tekrar etmez... O hiç bir şeyi iki defa yaratmaz.
İnşallah yeni bir yaratılışta buluşuruz.

Diyorum ya... mukadderat... Takdir edenin takdiri bu yönde imiş...
Belki de O... içimizdeki hasret biraz daha büyüsün istemiştir.

KUYU derinleşsin istemiştir.
KUYU deyince akla YUSUF (as) gelir...

YUSUF ismi ;

Y harfi... O
S harfi... Sen, Sînen...
F harfi... İç, İÇin.. ÖZ' ün

Her Gönülde bir YUSUF KUYU' su vardır...
Hacı Bektaş Veli Hz.nin

Her ne arar isen KENDİ' inde ara

demesinin hikmeti de bu olsa gerek.

Habibi Can biz sizi seviyoruz. Görüşememek bundan bir şey eksiltmedi.
Ancak hasretimizi merakımızı arttırdı.
Zaten önemli olan GÖNÜL' den görebilmek.
Yoksa biz bu yolculukta
İLK DEFA GÖRDÜĞÜMÜZ insanlarla mı birlikteydik...

İnşallah Can... Allah cc. takdir eylemişse görüşürüz.

Sevgi ve selam ile...
En son halimkok tarafından 27 Haz 2009, 13:41 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

nur-ye yazdı: Merhaba Halim CAN kardeşim.
Ne kadar güzel anlatmışsın, ne kadar güzel ifade etmişsin, tekrar tekrar okudum.
Tekrar tekrar AYNen yaşadım. Ellerine sağlık gönlüne bereket İNŞAALLAH!
Merhaba Nur-ye Can...

Senin de ellerine gönlüne bereket İNŞAALLAH...

BİR MeRHaBa neler anlatır değil mi...

Mîm vardır...
R vardır Rûyamızdır, Rûyetimizdir... İÇimizdeki HAYY-aldir..
HA... O dur ZAT-en..
B ise BİLEliğimizdir...

Böyle olduğu içindir ki

Güzellik yaşadıklarımızdaydı...

O yüzden onu anlatan herşey bize güzel görünmekte.

Hani derler ya;
Mecnun Leyla' nın mahallesindeki köpekleri bile severmiş.

o hesap işte...


Sevgi ve selam ile
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Nurten yazdı:
Degerli Halim abim Gariban, Latif Babam ve Nur Ye ablam, ne güzel şeyler yasamissiniz...
Bende ayni duygulari gecen sene Güllale ve Galip abim ile Münir babanin kabrini ziyaret ettigimde hissetmistim...
En nihayet gecen sene HAC da bu hisler dar kaliplari bir bir kirdi cok sükür...
Ve bir sürü rayiha kokladik Can Ahmed in bagrinda..
O ve ona bagli olan herkes güzeldir ve BIR dir.
Sükürler olsun bu günümüze, sükürler olsun bu bilinci verene...
Gönlüm sizinle
SElam ve dualarimla
Nurten
Eyvallah Nurten Can...
Yaşadığımız tüm güzellikler SAV Namına, Hesabına ve Şerefinedir...
BİZleri BİR eden de bu değil mi zaten...
Sonsuz şükürler olsun yaşatana... bu bilinci verene...
Selam ve sevgi ile...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Hakan yazdı:Allah razı olsun CANlar...

Aslında insanlar ayna gibidir diye düşünüyorum.
Nasıl isek onu karşıda görüyoruz.
Bu zamana kadar sitedeki arkadaşlarla tanışmalarımda hepsinde çok ayrı
güzellikler, özellikler ve hoşluklar gördüm.
Hiç birinde kibir, kin, asık surat ve ortama uymayan ve uymamak için sorun arayan bir hal içerisinde olmadığını gördüm.

Hepsi SU gibiydiler. Hepsinin tüm zerresi yerde idi.
Bu dostlarla çıktık yollara. Her gün ayrı bir güzelilk içerisinde ayrı ayrı
insanlarla tanıştık.

Somuncu Baba da Yunus Emre ile,
Şeyh Gaznevi nin türbesinde Enver Emmiyle,
Hacı Bektaşi Veli de başka bir sürümü olan yine Enver emmiyle,
Ladikli Ahmet Ağa da Ramazan Emmiyle derken;

Ya Rabbim bu ne güzellik dedim.
Sonra misafirler de çok hoştur haaa dedim.
İnsan için önemli olan gönüllerden geçebilmektir.
Gönüllere yer edebilmek ve gönüldaş olmaktır.
Çok şükür ederim ki bir çok gönüldaşım var...

Muhammedi muhabbetlerimle...
Eyvallah Hakan CAN...
AYNA' mız BİRleşmiş... BİZ de AYNen böyle görüyoruz.

Bir de ben seni Efendimizi Mirac' ta taşıyan BURAK var ya
ona benziyor gördüm.

Kanatsız kuş gibi Efendimizin İZ' inde olmak azminde olan BİZleri
oradan oraya taşıyıverdin.
Allah cc. razı olsun.
Şükür ki Kardeşiz... Yoksa bunu ödeyemezdik.

Muhammedi Muhabbetlerimle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

derunilale yazdı:ne güzel olmuş maşaAllah.. mukadderat.. nasip.. samimi sevgi insanı sevdikleriyle buluştururmuş..Resulullah sav efendimiz öyle buyurmuyor mu "kişi sevdiğiyle beraberdir".. can yakınlığı.. çekerler alırlar seni..
Allah razı olsun Halim abim ne iyi ettin de paylaştın.. mısralarını okurken dilimden Yunus Emre hz.nin "yan yüreğim yan"ı döküldü :


Yan Yüreğim Yan

Yan yüreğim yan
Gör ki neler var
Bu halk içinde
Bize gülen var

Koy gülen gülsün
Hak bizi bilsin
Gafiller bilsin
Hakkı seven var

Bu yol uzundur
Menzili çoktur
Geçidi yoktur
Derin sular var

Her kim merdane
Gelsin meydane
Kıyamaz cane
Kimde hüner var

Yunus sen burda
Meydan isteme
Meydanlar içinde canım
Merdaneler var.
ESRAcık seni çok ÖZledim...

Sevgi ve selam ile...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

ankakusu yazdı:Evet Halim abicim mukadderat işte gelemedik :-(
Kaç gün önceden planlamıştım ama okul vs işler sonra birde zahiren uzaklık...
Nasib işte...
Çok isterdim yüzyüze de görüşmek ama daha hayattayız olur birgün inşaallah...
Ama güzel abim öyle anlatmışsın ki güzellikleri ordaymışcasına yaşadım Allah c.c. razı olsun..
Zaten Kul İhvanimizin olduğu yerde şenlik olmazmı!..
Birde Hakan abiminde dediği gibi Aksarayda ikende çeşitli insanlarla tanıştık delimi desek velimi desek...
Birde aklıma geldi sanki böyle bir söz vardı :
Hoca hocayı tekkede,
Hacı hacıyı Mekkede,
Deli deliyi dakkada bulur :wink:
Kul İhvanim der ya "delilik parayla olsa bir tır alırdım."
Ayrı bir âlemleri var tabi...
Neyse üzüldüm orda olmadığıma ama BİZde gönüller BİRdir inşâallah...
Es Selam ile...
Muhammedi muhabbetler.
Sevgili Ali Can..

Sen den Allah cc. razı olsun güzel kardeşim...

Sen de bilirsin ki ;
Bir işi yapabilmeyi istemek yapmış olmak gibidir...

Bizim için sen geldin ama gel de hasreti yaratana anlat...

O illa ki göreyim der...

Zaman zaman her birimiz Veysel Karani gibiyiz sanki...
İstediklerimizin kapısına kadar varıp ta görmeden geri dönmek zorunda kalmaktayız...

Takdir eden takdir etmiştir de İnşallah görüşmek nasip olur...

Selam ve sevgi ile
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

ayvaz yazdı:Maşallah...
Dostum kendine Biraz su bırakmışsın ama kuyuyu allıp gelmişsin bize sağolasın...
Sen sağolasın Ayvaz Kardeşim...

O senin gönlünün genişliğindendir...

Sevgi ve selam ile.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Nur-ye, Gariban ve Hakan Can...

Resim

Resim


Resim

ZOOM 1
Resim

ZOOM 2
Resim

Resim

Ramazan Amcamız-Hocam ve Hakan Can

Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Resim

HAYR-et...

Çektiğim fotoğrafların hiç birinde ben çıkmamışım.

Kuyuya bakarak çektiğim hariç.

Orada SU sayesinde kendimi de görebildim.

En son halimkok tarafından 29 May 2012, 10:34 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

:-D
Ya Halim abim güldürdün beni ya Allah c.c. da seni dünya ahret güldürsün her daim inşaallah...
Demek çektiğin fotoğraflarda yoksun ha...
Ama ben o kuyu resmini gördüğümde geçem gün demiştim içimden "Halim abime bak ay gibi parlıyor maşaallah!.." diye..

Abicim demekki seni de ilk görüşte çok farklı bulacakmışım Barbaros abi gibi...
Kafamızda tasarladığımızdan farklı mı oluyor ne...
Ama sen de ben gibi kısaymışın be abim
Dikkat ettimde Barbaros abiyle yanyana pek gelmemişin :wink:

Barbaros abim ya gönlü çapından büyük maşaallah...
Bir de demiştiniz ya "Dışı kocaman bir adam, içi bebek" diye çok doğru...

Değerli büyüğüm Nuriye hanım yüzünü göremedik özlemiştikte iyice...
ama inşâallah kısa süre sonra Bursa ziyaretine gitmeyi düşünüyoruz...

Sevgili Hakan abim ise bildiğimiz gibi birisi yardım isteye görsün hemen koşa koşa gitmesi gerek...
Yüce yürekli Hasbi hizmet askerimiz...

Allah c.c. ve Rasulullah s.a.v. için birbirimizi severiz sayarız inşaallah...

Bu güzellikleri paylaştığın için ömrüne bereket halim abim sağolasın...

Muhammedi muhabbetle.
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Ya Ali Can...

Ben gayretle fotoğraf çekip duruyorum...
Gelince gösteririm eşe dosta... bakın bakın nereleri gezdim geldim diyerek.

Anaa bir baktım ben yokum...

İşte nasıl olduysa bazen Gariban bazen de Hakan çekti de resimleri öyle görünebildim.

Ben makinayı özellikle Gariban' a uzatıyorum ki... hani onunla aynı fotoğrafta çıkmayım diye... Hakan hemen uzanıyor ya Allahım yarabbim...

O kadar kaş göz anlamıyor...

Garibanın yanına durupta resim çektirmenin ne alemi var...
Yani; Hey millet görün bakın ne kadar kısayım diye reklam mı edeyim.

O da inadına geliyor geliyor yanıma duruyor.
Bak Hocam Kulihvani işi biliyor... Garibanla yan yana gelse bile oturuyor.


Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Aha bak burada Gariban' a verdim makinayı...
En son halimkok tarafından 29 May 2012, 10:35 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Burada da onu tek çektim.
O da çilehaneye girdi...

Bak benden gördü çekinirken o da aynı benim gibi durmuş...
Ben öyle durdum ya çilehanede

Ama baksana benim başım nereye geliyor aynı yere oturduğumda
Gariban' ın başı nereye geliyor... Ayağa kalksa tavana değecek... Tam çile olacak...


Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Ladikli Ahmet Ağamızın Evi Önünde...

Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Hocam Kulihvani,

Ladikli Ahmet Ağamızın Evinde...


Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Ali Can... demişsin ya...

"Ama ben o kuyu resmini gördüğümde geçem gün demiştim içimden "Halim abime bak ay gibi parlıyor maşaallah!.." diye.. "

Yok Gözüm... Nerdeeee biz de öyle ay gibi parlamak...

Orada flaş patlıyor... Senin de gönül makinanda flaş patlamıştır...
Ondan sana öyle ay gibi görünmüştür...

Allah razı olsun Ali Can...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Cevapla

“İz Bırakanlar” sayfasına dön