Şehadet
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
bir Beyitim
zahm-ı sevda ile yazdıgım bir beyit...
kalıp
fâilâtün fâilâtün fâilün
Ol suveydâ noktas'olmuş bak kelâm
Neş'egû dil oldu tâcir mâlı gam
Kelimeler:
ol:o
suveyda noktası:kalpteki olan şeylerin ilk düştüğü nokta.
kelâm:sözler
neş'egû:neşe söyleyen(neşeli)
tâcir:satıcı
gam:üzüntü,keder
kalıp
fâilâtün fâilâtün fâilün
Ol suveydâ noktas'olmuş bak kelâm
Neş'egû dil oldu tâcir mâlı gam
Kelimeler:
ol:o
suveyda noktası:kalpteki olan şeylerin ilk düştüğü nokta.
kelâm:sözler
neş'egû:neşe söyleyen(neşeli)
tâcir:satıcı
gam:üzüntü,keder
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
Methiye Gazelim(Pîrime Kuddise Sirruh)
Kalıp
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Tâ ezelden olmuşam benden a Pîrim Kaygusuz (Kuddise Sİrruh)
Şol kulun geçmek diler "ben"den a Pîrim Kaygusuz
Huccetim nûrun a üstâdım Kul'oğlandır adım
Bâb-ı nîrânım meded senden a Pîrim Kaygusuz
Her erin maksûdu ten olmuş güzellik hiç değil
Ol teberlen yık geçir tenden a Pîrim Kaygusuz
Çûş eyler tüm cihan nûrun senin Şeh! olsa rû
Tûr'olur cânım şu dil ol dem a Pîrim Kaygusuz
Derd dermân oldu şol ahkâr benden oldu HÛ!
Nâr olmuş dost bak hemdem a Pîrim Kaygusuz
Lâşekî ölmüşdurur hem canlıdır hem ârede
Düşmüşüm aşkınla ver çârem a Pîrim Kaygusuz
Kelimeler:
bende:hizmetçi,köle,kul
şol:şu
Huccet:delil
bâb-ı nîrân: bab-kapı niran-ateşler nurlar bab-ı niran:ateşlerin,nurların kapısı
maksud:istenilen
teber:derviş gazilerin baltası(kalender ehli tarikatların simgesidir.)
Çûş eylemek:çoşmak,kaynamak
şeh:şâh,sultan
rû:yüz
dil:kalp,gönül
ol:o
dem:an
ahkâr:en hakir, en aşağı
nâr:ateş
hemdem:arkadaş
âre:ara
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Tâ ezelden olmuşam benden a Pîrim Kaygusuz (Kuddise Sİrruh)
Şol kulun geçmek diler "ben"den a Pîrim Kaygusuz
Huccetim nûrun a üstâdım Kul'oğlandır adım
Bâb-ı nîrânım meded senden a Pîrim Kaygusuz
Her erin maksûdu ten olmuş güzellik hiç değil
Ol teberlen yık geçir tenden a Pîrim Kaygusuz
Çûş eyler tüm cihan nûrun senin Şeh! olsa rû
Tûr'olur cânım şu dil ol dem a Pîrim Kaygusuz
Derd dermân oldu şol ahkâr benden oldu HÛ!
Nâr olmuş dost bak hemdem a Pîrim Kaygusuz
Lâşekî ölmüşdurur hem canlıdır hem ârede
Düşmüşüm aşkınla ver çârem a Pîrim Kaygusuz
Kelimeler:
bende:hizmetçi,köle,kul
şol:şu
Huccet:delil
bâb-ı nîrân: bab-kapı niran-ateşler nurlar bab-ı niran:ateşlerin,nurların kapısı
maksud:istenilen
teber:derviş gazilerin baltası(kalender ehli tarikatların simgesidir.)
Çûş eylemek:çoşmak,kaynamak
şeh:şâh,sultan
rû:yüz
dil:kalp,gönül
ol:o
dem:an
ahkâr:en hakir, en aşağı
nâr:ateş
hemdem:arkadaş
âre:ara
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
bir beytim daha
Kalıp: fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
Çeşme mildir, kalbe oddur, gizli gamdır şol belâ
Gelse derler bilmeyenler "Aklı yok!" sevdâ kula
Kelimeler:
Çeşm: göz
mil: gözü dağlayarak kör eden kızgın demir
od: ateş üzüntü, keder
şol: şu
Çeşme mildir, kalbe oddur, gizli gamdır şol belâ
Gelse derler bilmeyenler "Aklı yok!" sevdâ kula
Kelimeler:
Çeşm: göz
mil: gözü dağlayarak kör eden kızgın demir
od: ateş üzüntü, keder
şol: şu
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
Selefilere(Vahabilere) Taşlama
Selefilere (Vehhabilere) Taşlama
Bağdat halkı soyundan
Halep müftüsü huyundan
Hakka kafirler boyundan
Dinsiz İmansız Selefi
Put dikmiş göğe tapınır
Mağralı, konak yapınır
Göğe tapmaktır sende sır
Dinsiz İmansız Selefi
Elli ayaklı İlâhın
Mümine doğru silâhın
İsmin anma Ol Allahın(Celle Celâlüh)
Dinsiz İmansız Selefi
Ere suru çalan Pîrler
Canlı canın alan Pîrler
Hakk Dinini salan Pîrler
Dinsiz İmansız Selefi
Mürted gibi mezarsızdır
Ona mürted demek azdır
Münkirsin boş sende sadır
Dinsiz İmansız Selefi
Rabbimiz bizim Lâ Mekân
Ezelden açık bu dükkân
Bizde Enel Hakk yazan kan
Dinsiz İmansız Selefi
Mansuruz dâra Tâlibiz
Bâtında sana gâlibiz
Er görmemişsin nasibsiz
Dinsiz İmansız Selefi
Rasul(aleyhisselam) âlin reddedersin
Âl cem-i Ashabdır dersin
Rasul (Aleyhisselam) soyuna düşmansın
Dinsiz İmansız Selefi
İman batında görülmez
Dinde gönle mil sürülmez
Kuloğlan senle derilmez
Dinsiz İmansız Selefi
Bağdat halkı soyundan
Halep müftüsü huyundan
Hakka kafirler boyundan
Dinsiz İmansız Selefi
Put dikmiş göğe tapınır
Mağralı, konak yapınır
Göğe tapmaktır sende sır
Dinsiz İmansız Selefi
Elli ayaklı İlâhın
Mümine doğru silâhın
İsmin anma Ol Allahın(Celle Celâlüh)
Dinsiz İmansız Selefi
Ere suru çalan Pîrler
Canlı canın alan Pîrler
Hakk Dinini salan Pîrler
Dinsiz İmansız Selefi
Mürted gibi mezarsızdır
Ona mürted demek azdır
Münkirsin boş sende sadır
Dinsiz İmansız Selefi
Rabbimiz bizim Lâ Mekân
Ezelden açık bu dükkân
Bizde Enel Hakk yazan kan
Dinsiz İmansız Selefi
Mansuruz dâra Tâlibiz
Bâtında sana gâlibiz
Er görmemişsin nasibsiz
Dinsiz İmansız Selefi
Rasul(aleyhisselam) âlin reddedersin
Âl cem-i Ashabdır dersin
Rasul (Aleyhisselam) soyuna düşmansın
Dinsiz İmansız Selefi
İman batında görülmez
Dinde gönle mil sürülmez
Kuloğlan senle derilmez
Dinsiz İmansız Selefi
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
M.İslamoğlu Kurukafasına taşlama
Nuru maneviyatı Olmayan din bilmezem
Erleri sevmiyeni Asla Mü'min bilmezem
Arifler okur elif Arapça bilen değil
Yok mu dersin sen Esrâr?Ben dişsiz sin bilmezem
Derler bana okusan Nolur İslâmoğlu'nu
Derim Eyâ Sâlûsân! Nûr-i Şa-y-Tîn bilmezem
İnandım ariflere ağladı hep düşmânım
Şeyh Ekbere müfteri olan müslim bilmezem
Müşrik oldun! öldürem, kâfir seni dediler
Hallacım verilmeyen Hakka boyun bilmezem
Lâşekiyim bildim Er, Sersizim Velîler ser
Anla esrârı hem Ezherce lâin bilmezem
Erleri sevmiyeni Asla Mü'min bilmezem
Arifler okur elif Arapça bilen değil
Yok mu dersin sen Esrâr?Ben dişsiz sin bilmezem
Derler bana okusan Nolur İslâmoğlu'nu
Derim Eyâ Sâlûsân! Nûr-i Şa-y-Tîn bilmezem
İnandım ariflere ağladı hep düşmânım
Şeyh Ekbere müfteri olan müslim bilmezem
Müşrik oldun! öldürem, kâfir seni dediler
Hallacım verilmeyen Hakka boyun bilmezem
Lâşekiyim bildim Er, Sersizim Velîler ser
Anla esrârı hem Ezherce lâin bilmezem
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
Kaside-i Methi Huccetul İslam(Gazali) Kuddise Sirruh
Bu fakir çok sevdiği İmam-ı Gazali Kuddise Sirruha yazdığı kaside..
Kaside-i Meth-i Huccetul İslâm Li'l Ahkâr Li'l Gulâm
fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
İmam-ı Gazâlî Kuddise Sirruh Hazretlerine
Şîdsin bir muhtefî cânım Gazalî cân şehim!
Örmetk çün meh, sözün kâfî çevirsen her gehim!
Seyf oldun düştü serler, şem'asın pervâneye
Etmedin sen kenze şenn* râhın senin olsun rehim!
Hôş nârın ejderiydin Hyaderiydin hep dilin
Sîn-i Rik'aydın eyâ nâdâne hem er! asl-ı sîn
Bâ Dâl velVâv VelHâ olmuşun kâtib Şehâ!(*)
Babuş Şehrussırra HÛ! miftâhdır ol beşdehin
Sırlı birşeyden yapılmış köşk tam şeş beyt var(*)
Himmet'et meh! değmesin ahkâre hubb şın ye tîn
Fikri bildin katre gönlün ekber ummân ey ziyâ
Hakkı dersin durmadan esrârım etmişsin hatim
Hâmidiydin hamd ettirdin hamîd ol ey gönül
Kelb'olup her demde çün odurki bâbul hâlisîn
Necm-i Kutbum, Oldu Usturlâb hem gün gârde
Ol bulut olmuş dilin ey dembedem sen ta'limim
Bulmuşam ben Râh-ı Hak Bakmam erenler münkire
Dinlemem mizmârı varken Nâdiyel îmân-u Dîn
Şah'olup neyler şu zâif bende varken Hak Melîk
Hâdim'olmak niyyetim er! şebde oldun sen mehim!
Hablsın sen Kâfden gelmiş simurgun benzeri
Lâşekiyâ Pîr bil nâmûteberdir herdem vehim!
Kerem Kervan
Laşekiyul Kelbul Babul Urefa
*=Eski bir şifreleme ilmiyle sadece kendm anlıyabileyim diye bu iki beyti şifreledim, san'at derin olsun diyen Hazretimize Kuddise Sirruh yakışsın diye.
Kaside-i Meth-i Huccetul İslâm Li'l Ahkâr Li'l Gulâm
fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
İmam-ı Gazâlî Kuddise Sirruh Hazretlerine
Şîdsin bir muhtefî cânım Gazalî cân şehim!
Örmetk çün meh, sözün kâfî çevirsen her gehim!
Seyf oldun düştü serler, şem'asın pervâneye
Etmedin sen kenze şenn* râhın senin olsun rehim!
Hôş nârın ejderiydin Hyaderiydin hep dilin
Sîn-i Rik'aydın eyâ nâdâne hem er! asl-ı sîn
Bâ Dâl velVâv VelHâ olmuşun kâtib Şehâ!(*)
Babuş Şehrussırra HÛ! miftâhdır ol beşdehin
Sırlı birşeyden yapılmış köşk tam şeş beyt var(*)
Himmet'et meh! değmesin ahkâre hubb şın ye tîn
Fikri bildin katre gönlün ekber ummân ey ziyâ
Hakkı dersin durmadan esrârım etmişsin hatim
Hâmidiydin hamd ettirdin hamîd ol ey gönül
Kelb'olup her demde çün odurki bâbul hâlisîn
Necm-i Kutbum, Oldu Usturlâb hem gün gârde
Ol bulut olmuş dilin ey dembedem sen ta'limim
Bulmuşam ben Râh-ı Hak Bakmam erenler münkire
Dinlemem mizmârı varken Nâdiyel îmân-u Dîn
Şah'olup neyler şu zâif bende varken Hak Melîk
Hâdim'olmak niyyetim er! şebde oldun sen mehim!
Hablsın sen Kâfden gelmiş simurgun benzeri
Lâşekiyâ Pîr bil nâmûteberdir herdem vehim!
Kerem Kervan
Laşekiyul Kelbul Babul Urefa
*=Eski bir şifreleme ilmiyle sadece kendm anlıyabileyim diye bu iki beyti şifreledim, san'at derin olsun diyen Hazretimize Kuddise Sirruh yakışsın diye.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kamuran
- Aktif Üye
- Mesajlar: 183
- Kayıt: 17 Eki 2008, 02:00
Ümmet-i Muhammedin en büyük problemlerinden biri DİNLER ARASI DİYALOG adına diğer ehl-i kitapla oturup kalkıp halleşip dertleşmeye bile gönül indirdiğimiz bir dönemde MÜMİNLER ARASI DİYALOG adına zerre kadar adım atmamaktır. Ümmet-i Muhammed denildiğinde yalnızca kendi mensup olduğumuz cemaati anlamaktan vazgeçip, Akaidinde kesin ve aleni sapma göstermeyen bütün Mü'min/Müslümanlarla kardeş olduğumuzu, birbirimizi sahiplenmemiz gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Yoksa ne BİR oluruz, ne BİZ oluruz. İlim ehliyle tasavvuf ehli arasında öteden beri varolagelen tartışmalarda da şayet taraf olacaksak, ifrat ve tefrite düşmekten sakınmamız, kimseyi tekfir etmeden varsa yanlışlarımızı birlikte düzeltmemiz gerekiyor. İnşallah bu olgunluğa erişiriz.
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
ALLAH c.c razı olsun kamuran kardeşim..
Hammadesi makbul fakat adresini yitirmiş birini gördüğünde,'bundan ne güzel müslüman olur' demeli ve tüm yüreğinle hidayeti için dua etmeli...
Ve toprak cevaben seslenir gür bir tonla:
Oynadın, oyalandın
Bir rüzgara kandın
Üzgünüm yenildin
Gel artık zaten benimdin
sevgiyle.....
Hammadesi makbul fakat adresini yitirmiş birini gördüğünde,'bundan ne güzel müslüman olur' demeli ve tüm yüreğinle hidayeti için dua etmeli...
Ve toprak cevaben seslenir gür bir tonla:
Oynadın, oyalandın
Bir rüzgara kandın
Üzgünüm yenildin
Gel artık zaten benimdin
sevgiyle.....
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Allah' ın verdiği gücü, nefesi...
Gönüllerde O' nun bir kulunu kötü göstermek için harcamaktansa...
GÖNÜL' lerde SEVGİ' yi yeşertmek için harcamak...
İnanıyorum ki Allah katında daha makbuldür...
Hem bakarsınız bu vesileyle bir gün...
Kötü zannettiğiniz kimsenin de gönlüne SEVGİ' yi ekmişsiniz...
SEVER - SEVİLİR olmuşsunuz...
Kötüyü görmek... söylemek kolaydır...
Köpek leşine "MÜBAREK" deyişine şaşıranlara
SAV Efendimiz buyuruyor ki;
Bir köpek için güzel ahlakımı bozamam...
Herhalde gönlümüz hiç bir insanı köpek leşinden daha kötü görecek kadar kararmamıştır...
Bir bir insana yönelik olarak dile getirilen olumsuz bir söz ile onu seven sayan nice insana da aynı şeyi söylemiş oluruz... Karşılığı da misli ve misli ile geri döner...
Aynı şeyi SEVGİ için yapmak çok daha hayırlı sonuçlar doğurur.
İYİ- KÖTÜ...
GÜZEL-ÇİRKİN...
GÖRÜNEN GÖREN İÇ'İNDİR..
Gönüllerde O' nun bir kulunu kötü göstermek için harcamaktansa...
GÖNÜL' lerde SEVGİ' yi yeşertmek için harcamak...
İnanıyorum ki Allah katında daha makbuldür...
Hem bakarsınız bu vesileyle bir gün...
Kötü zannettiğiniz kimsenin de gönlüne SEVGİ' yi ekmişsiniz...
SEVER - SEVİLİR olmuşsunuz...
Kötüyü görmek... söylemek kolaydır...
Köpek leşine "MÜBAREK" deyişine şaşıranlara
SAV Efendimiz buyuruyor ki;
Bir köpek için güzel ahlakımı bozamam...
Herhalde gönlümüz hiç bir insanı köpek leşinden daha kötü görecek kadar kararmamıştır...
Bir bir insana yönelik olarak dile getirilen olumsuz bir söz ile onu seven sayan nice insana da aynı şeyi söylemiş oluruz... Karşılığı da misli ve misli ile geri döner...
Aynı şeyi SEVGİ için yapmak çok daha hayırlı sonuçlar doğurur.
İYİ- KÖTÜ...
GÜZEL-ÇİRKİN...
GÖRÜNEN GÖREN İÇ'İNDİR..
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- habibi
- Özel Üye
- Mesajlar: 1059
- Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00
MINA yazdı:ALLAH c.c razı olsun kamuran kardeşim..
Hammadesi makbul fakat adresini yitirmiş birini gördüğünde,'bundan ne güzel müslüman olur' demeli ve tüm yüreğinle hidayeti için dua etmeli...
Ve toprak cevaben seslenir gür bir tonla:
Oynadın, oyalandın
Bir rüzgara kandın
Üzgünüm yenildin
Gel artık zaten benimdin
sevgiyle.....
AMİN.....AMİN.....AMİN......
RABBİM HEPMİZE VERİMLİ TOPRAK OLABİLMEYİ NASİPETSİN.... İNŞALLAH....
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Velilerden Yahya b. Ziyad'ın (rah), kötü huylu bir kölesi vardı. Bir gün
kendisine, "Bu kötü huylu köleyi niçin yanında tutuyorsun; onu sat da
kurtul. Sen bunu bedava vermiş olsan yine kazançlı olursun" dediklerinde,
o büyük zat şöyle demiştir:
"Hayır, onu satmayacağım, ben onun kötü huylarına sabrederek geniş olmaya
ve yumuşak davranmaya alışıyorum"
Sevgili dostlar!....
Mutlu ve huzurlu bir yuva, sevgilerin yeşertilip büyütüldüğü
Yerdir..
Sevgi ile kalın İNŞAALLAH!....
kendisine, "Bu kötü huylu köleyi niçin yanında tutuyorsun; onu sat da
kurtul. Sen bunu bedava vermiş olsan yine kazançlı olursun" dediklerinde,
o büyük zat şöyle demiştir:
"Hayır, onu satmayacağım, ben onun kötü huylarına sabrederek geniş olmaya
ve yumuşak davranmaya alışıyorum"
Sevgili dostlar!....
Mutlu ve huzurlu bir yuva, sevgilerin yeşertilip büyütüldüğü
Yerdir..
Sevgi ile kalın İNŞAALLAH!....
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
Bu sitedede kötü karşılanacağımı düşnmüyordum bu taşlamayı yazma sebebimi eğer tam okursaydınız anlıyacaktınız:
İnandım ariflere ağladı hep düşmânım
Şeyh Ekbere müfteri olan müslim bilmezem
Şeyh Ekber:Muhyiddin İbn Arabi El Endülüsi Kuddise Sirruh.....
Ayrıyetten sapık bir ilişki türüne güya sahabe-i kirâmdan cevaz verenler varmış bilmemne, gidiyor Humeyniyi savunuyor, Reformculuk naneleri yiyiyor, Abduhu övmeler bilmemene bu arada Abduh ve cümle reformcu Tasavvuf düşmanıdır.
İnandım ariflere ağladı hep düşmânım
Şeyh Ekbere müfteri olan müslim bilmezem
Şeyh Ekber:Muhyiddin İbn Arabi El Endülüsi Kuddise Sirruh.....
Ayrıyetten sapık bir ilişki türüne güya sahabe-i kirâmdan cevaz verenler varmış bilmemne, gidiyor Humeyniyi savunuyor, Reformculuk naneleri yiyiyor, Abduhu övmeler bilmemene bu arada Abduh ve cümle reformcu Tasavvuf düşmanıdır.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
değerli kardeşlerimiz,
Mustafa İslam Oğlu kendi inanç ve düşünceleri doğrultusunda bir uygulama içindedir.
Elbette bizler de çok iyi tanırız.
Kendisinin sesinden bir video konmuştu sitemize, kim koydu unutttum ama bizim inaç sistemimize uyamaktaydı ve derhal kadırdık.
Bir salavatta Resûlullah sav e "Rahimsin!" denmekteydi.
Mustafa İslaoğlu da bu denemez veya küfür demekteydi.
Hatta Hz. Ömer olsa bunları katleder vs deyince insanlar da gülmekte idi.
Oysa Allahuzülcelâl Tevbe Sûrsi 128 âyette kedisi: Raufü'r- Rahîm buyurmaktadırResûlullah sav için...
Kısacası biz bu konuyu tartışma içinde devam ettirmemek için silip atmıştık.
Zaten bizim işimizde kendi Muhammedi görüşümüz içinde hasbi hizmettir.
Kimseyi hedef ve yandaş almayız.
Yukarda söylenenler de kendi bakışları açısından doğrdur.
Ancak kimsenin sadece Kur'ân yeterine, tasavvuf uydurmadır sözüne, M. Arabî şudur buduruna da katılmak zorunda değiliz..
BİZim Muhammedinur Sitemiz,
Kimseyle uğraşmadan kendi İçinde Kur'ân-ı Kerimi esas alan,
Resûlullah sav i merkezde bilen ve ,
Hakk Erenleri izleyen bir tasavvuf sitesidir.
Fikirlerimizi soran olursa açıklarız inşaallah.
Ama bizler kimseyi âyetle mecbur kalmadıça tekfir etmeyiz ve çok da karışmayız..
Ve kendi aramızda asla fikir alış-verişlerimizi kaba sözlere dökmeyiz.
İşimiz hasbi hizmettir...
kardeşlerimizin hassasiyetine teşekkür ederiz..
Muhabbetle..
Mustafa İslam Oğlu kendi inanç ve düşünceleri doğrultusunda bir uygulama içindedir.
Elbette bizler de çok iyi tanırız.
Kendisinin sesinden bir video konmuştu sitemize, kim koydu unutttum ama bizim inaç sistemimize uyamaktaydı ve derhal kadırdık.
Bir salavatta Resûlullah sav e "Rahimsin!" denmekteydi.
Mustafa İslaoğlu da bu denemez veya küfür demekteydi.
Hatta Hz. Ömer olsa bunları katleder vs deyince insanlar da gülmekte idi.
Oysa Allahuzülcelâl Tevbe Sûrsi 128 âyette kedisi: Raufü'r- Rahîm buyurmaktadırResûlullah sav için...
Kısacası biz bu konuyu tartışma içinde devam ettirmemek için silip atmıştık.
Zaten bizim işimizde kendi Muhammedi görüşümüz içinde hasbi hizmettir.
Kimseyi hedef ve yandaş almayız.
Yukarda söylenenler de kendi bakışları açısından doğrdur.
Ancak kimsenin sadece Kur'ân yeterine, tasavvuf uydurmadır sözüne, M. Arabî şudur buduruna da katılmak zorunda değiliz..
BİZim Muhammedinur Sitemiz,
Kimseyle uğraşmadan kendi İçinde Kur'ân-ı Kerimi esas alan,
Resûlullah sav i merkezde bilen ve ,
Hakk Erenleri izleyen bir tasavvuf sitesidir.
Fikirlerimizi soran olursa açıklarız inşaallah.
Ama bizler kimseyi âyetle mecbur kalmadıça tekfir etmeyiz ve çok da karışmayız..
Ve kendi aramızda asla fikir alış-verişlerimizi kaba sözlere dökmeyiz.
İşimiz hasbi hizmettir...
kardeşlerimizin hassasiyetine teşekkür ederiz..
Muhabbetle..
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
OKlayıp cümle efkârı(beyt)
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Oklayıp cân cümleten efkârı, birden seyf-i reh
Oldu diller, Lâşekî Serhâd'imiş bak kâmu geh
Kerem Kervan
Kuloğlan, Lâşekî
Oklayıp cân cümleten efkârı, birden seyf-i reh
Oldu diller, Lâşekî Serhâd'imiş bak kâmu geh
Kerem Kervan
Kuloğlan, Lâşekî
En son kuloglan tarafından 08 Haz 2009, 21:33 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
manası:
Tüm fikirleri oka tutup dillerimiz yolun kılıcı oldu, Ey Lâşekî tüm yönler düşmânın saldırdığı yer oldu.
(Ya'ni doğruya vesveselerden kurtularak aklı atarak tutununca cümle sapkınlık her yönden bize saldırdı, Şeytânlar vesveseleriyle, Nefs içten, Sapık İnsanlar sözleriyle)
Tüm fikirleri oka tutup dillerimiz yolun kılıcı oldu, Ey Lâşekî tüm yönler düşmânın saldırdığı yer oldu.
(Ya'ni doğruya vesveselerden kurtularak aklı atarak tutununca cümle sapkınlık her yönden bize saldırdı, Şeytânlar vesveseleriyle, Nefs içten, Sapık İnsanlar sözleriyle)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
ZEVK 3587
OK Atmaktır AVCI işi, Avınki dâim kaçmaktır
Bir nefeslik CANın ALmak, kanını ÇÖLe saçmaktır
OLsun! Olmasın! Koşusu.. Sürer gider CANlar Cengi
En Küçük EĞRİdir, DOĞRU!.. Nedir Muhabbet Mihengi?
ASL-ı Kâlû Belâdansın, EREN İZİn İZLEyensin
Sen ki Kâr ü Belâdansın Cümle VARı BİZleyensin
Aşk Âlemin Aruz Dilli KULOĞLANı KEREM KERVAN
Çile ÇÖLÜ Hayr-AN eder! Seyre sokar! Döner DEVR-AN!..
Muhabbetle devamın dilerim canoğul
25.04.09 23:17
G ö l b a ş ı
OK Atmaktır AVCI işi, Avınki dâim kaçmaktır
Bir nefeslik CANın ALmak, kanını ÇÖLe saçmaktır
OLsun! Olmasın! Koşusu.. Sürer gider CANlar Cengi
En Küçük EĞRİdir, DOĞRU!.. Nedir Muhabbet Mihengi?
ASL-ı Kâlû Belâdansın, EREN İZİn İZLEyensin
Sen ki Kâr ü Belâdansın Cümle VARı BİZleyensin
Aşk Âlemin Aruz Dilli KULOĞLANı KEREM KERVAN
Çile ÇÖLÜ Hayr-AN eder! Seyre sokar! Döner DEVR-AN!..
Muhabbetle devamın dilerim canoğul
25.04.09 23:17
G ö l b a ş ı
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
İLMÜ'l-ARÛZ
bu beyti çok değişik yazdım, sâde türkçeyle yazdım.Sâde türkçeyle yazınca pek san'atlı olmuyor.Buda aruz zevkimi baltalıyor, o yüzden burda tekrîr ve sesli-sessiz tekrârı kullanıp agır dille yazılan beytlere bir nebzede olsa, yetişsin diye.
feûlün feûlün feûlün feûl
.--/.--/.--/.-
Serenler derenler girenler yola
Öğenler yerenler Erenler ola
feûlün feûlün feûlün feûl
.--/.--/.--/.-
Serenler derenler girenler yola
Öğenler yerenler Erenler ola
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- safa-merve
- Özel Üye
- Mesajlar: 649
- Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
"Sevilenler" kelimesi olmamış hocam.2 tane açık hece olmuş.Arûz ilmini öğrenmek isterseniz forumda bir konu açabilirim...safa-merve yazdı: kıymetli kardeşim acizane banada bu güzellik esti sizin verdiğiniz ölçüyü uygulamaya çalıştım. olmuşmu acaba?
Bilenler bulanlar olanlar yola
Sevenler sevilenler ERENler ola
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
Lâşekî(kuloğlan)'dan bir beyt daha
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
-.--/-.--/-.--/-.-
Aklı at kurtul ahî, toz bilmiyor ekber rehi
Katre bilmez dost ummân! sor: ziyâ bilmez mehi!
Ahlı at Velilere uy da kurtul kardeşim, toz üzerinde bulunduğu ekber "en büyük" yolu bilmez, yani tamamen tozlardan kumlardan oluşan bir yol düşün, burdaki bir toz tanesine desek: sen yüce büyük bir yolun üstündesin! o bunu bilmez.
Ey dostum! Damlada içinde olduğu ummânı bilmez, bilmeden yaşar, şu ışığa sor, ama bilmez o kendinden kaç kat fazla ışık veren ayı!
-.--/-.--/-.--/-.-
Aklı at kurtul ahî, toz bilmiyor ekber rehi
Katre bilmez dost ummân! sor: ziyâ bilmez mehi!
Ahlı at Velilere uy da kurtul kardeşim, toz üzerinde bulunduğu ekber "en büyük" yolu bilmez, yani tamamen tozlardan kumlardan oluşan bir yol düşün, burdaki bir toz tanesine desek: sen yüce büyük bir yolun üstündesin! o bunu bilmez.
Ey dostum! Damlada içinde olduğu ummânı bilmez, bilmeden yaşar, şu ışığa sor, ama bilmez o kendinden kaç kat fazla ışık veren ayı!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
Es Selâmu Aleykum Kardeşlerim!
Bugün size arûz ilmi hakkında bildiklerimi âcizâne yazacağım.
Lise 1. sınıftan beri arûzla ilgiliyim .Şuan Lise 3. sınıftayım.
Allah-u Teâlâ ve Tekaddes hazretlerine şükürler olsunki bayağı bir birikimim oldu.
Önce arûz nedir, ne işe yarar? size faydası var mıdır? onları beyân edelim.
a)Arûz Nedir?:
Arûz İslâmiyyetin zuhurundan öncede vâr olan hecenin uzunluk kısalık-kapalılık açıklık sistemine dayanan bir ölçü birimidir.
Hece ölçüsünden farklı yanıysa arûzun âdetâ bir ilm olmasıdır.
İslâm târihinde arûzu ilmini ilk defâ bir sisteme oturtan İmâm-ı Halîl "Rahımehullahu Teala"dır.
Arâbların matematiksel-geometrik zekâsını bu ilmdede göstermiş arûzu beş dâire, beş dâireye bağlı 15 bahr ve 15 bahre bağlı vezinlerden müteşekkil bir sistemle cedvellemiştir.
Bu açık-kapalı uzun-kısa şeklinde âdetâ 2 harften müteşekkil bir alfâbe olması hakkında çeşitli rivâyetler mevcûttur.
Bunlardan en bilineni Eski arâbların uzun yollara giden ticâret kervânlarındaki develerin yürüyüşleriyle üzerlerindeki yüklerden: "Tak-Tuk" şeklinde 2 adet ses çıkması sonucu oluşmasıdır.
Arûz isminin beyâz dişi deve mânâsına geldiği şeklindeki rivâyetlerde bu rivâyeti kuvvetlendirmektedir.
b)Ne işe yarar?:
Arûz yazdığınız şiire aheng katar.Âdetâ şiirinizi nağmeler.
c)Size faydası var mıdır?:
O kadar çoktur ki!Bu konuda bir anımı anlatıp, sonra örneklerle pekiştireyim;
Ben ilk arûzlu şiirimi Lise 2. sınıfta ya'ni geçen sene yazmıştım.
O zamana kadar hep hece ölçüsüyle şiirler yazmıştım.
Söz san'atlarını pek bilmiyordum o şiiri yazdığım zaman.
Edebiyat dersi hocâma söz sanatları bâkımından bu şiiri incelemesini istedim.
Bilindiği gibi edebiyât hocaları genelde Arûz ve Divân edebiyâtına düşmân olarak yetiştirilir.
Dile sokulan milliyetçilikle âdetâ 5000 kelimeden müteşekkil duyulduğu zaman moğolcayı andıran bir dili savunurlar.
Halbuki türkçedeki 3. tekil şahıs dahî Fârsîden alınmıştır.
BU hocâ ise arûza karşı değil, httâ bâzı arûzlu şiirlere:"Şu san'ata bakarmısınız!" diyebilen, amâ yinede arûza temkînli yaklaşan biriydi.
Berâber inceledik, 11li heceye deng gelen tam 5 beytte 10'u aşkın söz san'atı bulduk.
Bunun ardından birkaç beyt daha yazdım.
Onlardada böyle oldu.Ama yazarken böyle bir niyetim yoktu.
Edebiyât fakültesinde görevli bir Üniversite hocasıyla görüştüm.
Kendisi milliyetçi bir insândı.Arûza karşıydı.Ona sordum:
"Hocam, ben 1 senedir heceyle şiirler yazıyorum, geçen aruzla bir şiir yazdım, 5 beyt sürdü bayağı zorlandım, 10'u aşkın söz sanatı çıktı, ama ben daha söz sanatlarını bilmiyorum, asla ve kathâ yazarken söz san'atı kullanma niyetim yoktu, sebebi nedir?"
Hoca bana içinden sıkılarak şöyle dedi:
"İstemeden söz san'atı yaptırmağa zorlaması arûzun en bilinen özelliğidir. Bunu şöyle açıklıyalıp, sen "Ali okula yazıldı" diyeceksin.
Bakıyorsun uymuyor arûza.
Bunu değiştiriyorsun; "Ali ilim bahçesinde artık" dedin, buda uymadı.
Ali isimli Tâze Tohum İlim Bahçesine atıldı" dedin ve uydu.
Sadece bir mecâz hâricî söz sanatı bulunmayan cümleyi âdetâ söz san'atları fışkıran bir cümle hâline getirdin.
Bunuda istemsiz yaptın, kimi araştırmacılar söz sana'atlarının çıkma sebebinide bu olduğunu söyler.
AMa arûz dilimize uygun olmadığından sen yinede heceyle yaz"
İşte arûzun faydası budur Sevgili kardeşlerim.
Söz san'atlarını bilmezken bana 5 beytte 10'u aşkın söz san'atı yaptırdı.
Derste Su Kasîdesini işlemiştik, her beytte 5'i aşkın söz san'atı vardı.
Buda istem dışı yapılmıştı büyük ihtimâlle.
Bir Divân şâiri "Ahımdan devrildi sütünlar" diyor.
Âh insanın cigerinden gelen bir sestir, ağızdan âdetâ ufak bir yel çıkar bu kelime söylenirken.
Öyle bir âh çektimki bu yelle sütunlar yıkıldı diyor.
Şu müthiş san'ata bakınız!Böyle bir yelle ısıdan çiğer kızarır, ya'ni gizli olarak aşk âteşi içimi yaktı diyor.
Elbette bu şâir bu san'atı kullanma niyetiyle böyle yazmadı, belki diyeceği cümle "ah ettim ciğerim yandı" idi.
Ama denedi ölçüye tutmadı, bir daha denedi yine tutmadı, bir daha denedi yine tutmadı, en sonunda her denemesinde kelimeleri değiştirerek mecâz teşbih kapalı teşbîh kullanarak bu muhteşem mısrâya sâhip oldu.
Şimdi arûz napılır ona gecelim;
ARUZ NASIL YAPILIR?
a)Hece Çeşitleri:
Aruzda üç çeşit hece vardır:
1.Açık-kısa Hece:
Son harfi ünlüyle(uzatılmayan düz) biten hecedir. -Sa- , -o- gibi.Arûzun işâretlerle gösteriminde (.) işâretiyle gösterilir.
2.Kapalı-uzun Hece:
Sonu tek ünsüzle veyâ bir çeker ünlüyle(â, î, û gibi) biten hecedir.Gösterimde(-) şeklinde gösterilir.-er- , -ser-, -an-, dem-, -râ-, -yâ-, -fâ- gibi.
3.Bir buçuk hece:
Sonu iki tâne sessizle biten veyâ sonu ünsüzle bitip o son ünsüzden önce bir çeker ünlü bulunan hecedir.Sondaki ünlü "n" ise bundan müstesnâdır, Kapalı-Uzun hece sınıfına dâhil olur.
Bir Kapalı-Uzun Hece+Bir Açık-Kısa hece şeklinde hesâblanır.
Gösterimdede bu şekilde(-.) şeklinde gösterilir.
Bu en çok zorlanılanlardan olduğı için örnek verelim:
Meselâ Dost veyâ yâr kelimelerinden birini kullanacağız.
Dost kelimesi sonunda iki tane ünsüz olduğu için, yâr kelimeside sondaki ünsüzden evvel bir çeken ünlü geldiği için bir buçuk hece.
Yâni işâretle gösterirsek (-.) Fâilâtün'e uygulayalım.
Fâilâtün ne oluyor?
Fâ= sonu çeken ünlüyle bittiğinden kapalı uzun hece(-), i= sonu çekmeyen normal ünlüyle bittiğinden açık kısa hece(.), lâ= çeken ünlüyle bittiğinden kapalı uzun hece(-), tün= ünsüzle bittiğinden kapalı
uzun hece(-)
Tablolaştırırsak;
(-.--)
Dost veyâ yâr kelimesini koyarsak y'ni(-.) koyarsak "Fâ-i hecelerini karşılar, "Dost geldim!" =fâilâtün olur. Yâni (-.--)
Bu örneklerle anlaşılacağı kanâtindeyim.
b)Hile Kullanımı:
Arûz zor zanâat olduğundan bu zanâatte hile kullanımı vardır.
Elbette hile arûzun amacını bozmasına karşılık 4 aded olan hîle çeşitlerinden ikisi tam tersine arûzun Ahengini artıran unsûrlar olarak sayılmıştır.
Türk şiirinde türkçeye arûzun pek uymaması hasebiyle hîle özellikle
kötüleri çok kullanılmıştır.
1.Kötü sayılanlar:
İmâle:Açık-Kısa heceyi uzun hâle çevirmek.
Kendi şiirlerimden örnek verirsem,
fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
-.--/ -.--/ -.--/ -.-
Tânı olmuş şeblerin, geh âbı olmuş leblerin
Bilindiği üzere tan kelimesi türkçe bir kelimedir ve çekilmez.
Ama bu fakîr bu çok hôş kelimeyi bozmamak için imâle yaparak tan kelimesinin "a" harfini çekmiş ve "tân" hâline getirmiştir.
Zihâf:Uzun-Kapalı heceyi kısa hâle getirmektir.
Arûzda en zararlı sayılan kusurdur.
Çok zor durumlar hâricinde yapılmaması gerekir.
Buna Pîr Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Kuddise Sirruh'un Evlâd-ı Mübârek'i Sultân Veled Kuddise Sirruh'tan misâl verelim.
canum aldı gözün dakı ne eydür
Burada cân kelimesindeki câ'nın çeken a'sı yâni "â" sâir "a" hâline getirilmiştir.
2.İyi Sayılanlar, Âhengi kuvvetlendirdiği Söylenenler:
Medd:Bir buçuk hecelik heceyi 2 kapalı-uzun hece sayılacak şekilde yapmaktır.Buda bir buçuk hece 2 şekilde olduğundan 2 şekilde olur.
1.Çeken Harfli Bir buçuk heceliğin Çeken ünlüsünü çok çekmekle:
Bir buçuk hecede verdiğimiz "yâr" kelimesini örnek verelim.
Soru: Bu nedir?
Cevâb: Bir buçuk hecedir yâni(-.)dır.
İşte bunun çeken ünlüsünü yânî "â"sını çok çekerek bunu iki kapalı-uzun hece yaparız.Yani(--)
2.Sonu iki ünsüzle biten Bir Buçuk Heceliğin sonundaki iki ünsüzü çok vurgulayarak:
Burdada "dost" kelimesini ele alalım.
Soru:Bu kelime nedir?
Cevâb, Bir buçuk hecedir yânî,(-.)dır.İşte bu kelimenin sonundaki iki ünsüzü yânî "st"yi çok vurgularayarak bunu iki kapalu uzun hece yaparız. Yânî(--)
Vasl:Ulamadır.Bunun yapımı kolaydır,ve çok fazla yapılır.
Genelde bir buçuk heceyi uygulamak istemeyince yapılır.
Kelimenin son ünsüzünü ondan sonra gelen kelimeyle ulamaktır.
Bu fakîr çok kullanmaktadır.
Misâl verelim:
"Dost oldum" diyeceğiz.Yânî "dost" kelimesi bir buçuk hece olduğundan (-.--) Ama kalıbımız. (---) Bunun için "dos-tol-dum" şekline getirerek kalıba uydururuz.Hemde Arûzun ses âhengini sağladığından arûz alimlerine göre iyi bir iş yapmış oluruz.
Kardeşlerim; çok yoruldum; bir dahaki yazımda En bilinen arûz vezinlerini yazıp bitireceğim, bana duâ ediniz.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
- kuloglan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 156
- Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00
Esselâmu Aleykum ve Rahmetullah-i Teâla ve Berakâtühü
Bismillahirrahmânirrahîm
Elhamdulillahi Rabbil Âlemîn
Essalâtu Vesselâmu Alâ Rasulinâ ve Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedivve Alâ Âlihi ve Eshâbihi ve Ehli Beytihi ve Hulefâ-i Râşidînihi Ecmâıyn....
Sevgili Kardeşlerim bugün arûzun en çok kullanılan vezinlerini bahirlere ayrılmış bir şekilde sizlere sunacağım.
Bu kardeşinizin tek istediği bu muhteşem ilmi öğrenmeniz, Sahabe-i Kiram Aleyhimurrıdvân efendilerimizin şiirleri dahî bu muhteşem ölçüyle yazılmış.
Hattâ bugün Hz.İmâm-ı Alînin Aleyhirrıdvan Kasîde-i Celcelûtiyyesine baktım.
Ondada arûz var.
Bu ilmin bu fakîr tarafından sıklıkla vurgulanan en büyük özelliği şiirinizi âdetâ bir mânâ denizi haline çevirmesi üstelik bunu yaparken farketmeden şuanki şâir taslaklarının 10 kıtalık şiirde kullandığı söz san'atı sayısını bir beytte hattâ iyice zorlar ve ilhâmınız iyi ise bir mısrâda yaptırmasıdır.
Arûz hakkında bugün yaptığım tahkîklerimiytkîklerimi anlatıp vezinleri verip bu dersi bitireceğim.
Efkaru fî Mir'atul Arûz
Arûzun Aynasından Düşünceler
Bugün arûz hakkında derin düşüncelere daldım.
Acâbâ geçen çözdüğümü kabûl ettiğim o sırrından başka bu bir beytte 10 tane söz san'atı yaptıran şiirleri âdetâ bir mânâ denizi hâline getiren veznin sırrı var mıydı?
Derin düşüncelere daldım....
"Aklıma niye arûzda sondaki ünsüzden evvel çeken ünlü gelince bir buçuk hece oluyorda sondaki ünlü "n" ise olmuyor?" şeklinde bir soru geldi.
Bunun sebebini anlamak için mâ hecesine sessizleri tek tek ekleyerek test etmeğe karar verdim.
İnandığım sonuç müthişti-inanılmazdı.
Eklediğim her ünsüz devâm etmişti, hem ağızda hem seste."b" harfi o çatlamasıyla,"c" harfi o çınlamasıyla,"d" harfi o vuruşuyla,"f" harfi o tıslamasıyla...
En dikkâtimi çekense kalın-ince "k" ve "g" harfleriydi.Hepimizin devâm etmiyeceğiniz umacağımız bu harfler dahi o kırılma seslleriyle devâm etti.
En sonunda bir buçuk hece'de istisnâ olan "n" harfine yani eski alfabemizdeki "nûn" harfine gelmişti sıra.Bu harf devâm etmiyor sihirli bir şekilde dilden çıktığı anda bir mum gibi sönüyordu.
Dil hiç zorlanmadan tepedeki yerine hemencecik oturuveriyordu!
Bir düşünün kardeşlerim!
Bize arâb toplumunu kaba-câhil hattâ bâzı din düşmânı kişiler insânlıktan bile haberi olmayan bir toplum olarak lanse ederler.
Şuan ilkokullarda hâlâ ünsüzlerin çoğunu "devâm etmeyen" olarak öğretirler.
Amâ kısa, 5 dakîkanızı almıyan bir tahkîkle tek devâm etmeyen ünsüzün "n" olduğunu görüyorsunuz ve arûzda ondan bu harfin bir buçuk hece olmadığını bluyorsunuz.
Peki Bu "Filoloğum! peh peh!" diye gezinen zât-i mürâîlerin bahsini dahî etmediği hakîkati onlara göre kaba-saba câhil-bilgisiz (hattâ bazan iğrenç kelimeler kullanırlar) arâb toplumu kaç sene evvel ifâde etmekle kalmamış o müthiş sistemlerine almış?
El-Cevâb:Bilinmiyor.Evet bilinmiyor.İslâmiyyetten öncede vâr'olduğu hâricinde hiçbirşey bilinmiyor.
Peki arûzla İslâmın ilk yıllarında yazılan şiirler manalı mı?
Malum ozaman araplar kaba-sabaydı(!)?
El Cevâb:Sahabe-i Kirâm Aleyhirrıdvân Efendilerimizden Ka'b bin Zuheyr Radıyallahu Teala Anh'ın Efendimiz Aleyhisselâma Yazdığı Banet Su'ad kasîdesi geçen türkçeye çevrilmiş.
Tâmamen çevrilemediği belli.
Mânâ öyle derînki Ahmet Haşîm yanında bir damlaya yansıyan ışık gibi kalmış.
Teşbîhler hele, her yerden fışkırıyor öyle kerskin öyle zor teşbihlerki.
Aşksız zevksiz serbest şiir safsataları yapan onuda beceremeyen moderncilerin caddesinden bile geçemeyeceği şeyler.
Pekî sormak lâzım bu bu şiir elbette bir birikimle yazıldı, yânî bu şiirin müellefinin"Radıyallahu Teala Anh" bir selefi öncekileri Üstâdları vardı.
Bu fakîr bu konuda şöyle düşünmektedir, eğer batıcı-modern bir kafayla düşünürsek en azından 1600 sene evvel çıkmış böyle bir sistem bir âlimin eseri olmalı.
Zamanla tekâmülle geldiği muhal geliyor.
Eğer öyle olsa geçen yazımızda yazdığımız kuralları vs. 1400 senelik ümmet hayatında çok değişikliğe uğraması gerekirdi.
Ama başından beri aynı.
neyse lâfı fazla uzatmadan Bahirleriyle birlikte vezinleri verelim....
BAHİRLERİYLE ARÛZ VEZİNLERİ
Daha önceki yazımızda belirttiğimiz üzre arûz şiirimize âheng verir.
Arûz ilmini bir kitâpta toplayıp daire ve bahirlere ayıran İmam-ı Halîl "Rahımehullahu Teala" Arûz vezinlerini toplamış, bu vezinlerin verdiği âhenge göre bahirlere yani gruplara ayırmıştır.
Her bahrin yani grubun verdiği ahengi yine müthiş arâb dilinin müthiş teşbihleriyle isimlendirmiştir.
Bahirlere isim verirken yaptığı teşbîhler son derece belig yani anlaşılırdır.
Not:Burada Türk edebiyatında en fazla kullanılanları vericeğiz.Yoksa 500'ü aşkın arûz vezni vardır.
Bahr-i Hezec(Gök Gürültüsü Bahri)
1.mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün
(.---/ .---/ .---/ .---)
2.mefâîlün mefâîlün feûlün
(.---/ .---/ .--)
3.mef'ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
(--./ .--./ .--./ .--)
4.Mef'ûlü mefâilün feûlün
(--./ .-.-/ .--)
5.Mef'ûlü faûlün(yalnız müstezâdlarda(türk arûzuna has bir şiir biçimidir))
(--./ .--)
Bahr-i Recez
(Recez Manzûme şiir Manasınada gelir ama bu bahirdeki vezinlerle yazılan şiirlerede recez denir, hangi mana kast edliyor bilemiyorum)
1.Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün
(--.-/ --.-/ --.-/ --.-)
2.Mefâilün Mefâilün Mefâilün Mefâilün
(.-.-/ .-.-/ .-.-/ .-.-)
3.Müstef'ilün feûlün müstef'ilün feûlün
(--.-/ .--/ --.-/ .--)
4.Mef'ûlü fâilâtün mef'ûlü fâilâtün
(--./ -.--/ --./ -.--)
Bahr-i Remel(Rüzgarlanan Bahir)
1.Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün(bu fakirin çoğunlukla kullnadığı vezin)
(-.--/ -.--/ -.--/ -.--)
2.Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
(-.--/ -.--/ -.-)
3.Feilâtün(veyâ fâilün) Feilâtün Feilâtün feilün(veya fa'lün)-bu vezin çok gariptir-
(..--(veyâ--.--)/ ..--/ ..-- ..-(veya --))
4.Feilâtün(veya fâilâtün) Feilâtün Feilün(veya fa'lün)
(..--(veya -.--)/ ..--/ ..-(veya --))
Bahr-i Münserih(Çabuk ve Çevik Bahir)
(Münserihin diğer bir manası hızlı hızlı giden hayvandır)
1.müfteilün fâilün müfteilün fâilün
(-..-/ -.-/ -..-/ -.-)
Bahr-i Muzâri'(Benzer Bahir)
1.Mef'ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün
(--./ -.-./ .--./ -.-)
2.Mef'ûlü fâilâtün mef'ûlü fâilâtün
(--./ -.-./ --./ -.--)
3.(bu 2.nin yerine kullanılır aynı vezin sayılır)
Müstef'ilün feûlün müstef'ilün feûlün
(--.-/ .--/ --.-/ .--)
Bahr-i Müctes
(bu isimler eski arapçadan olduğu için manasını bulmak çok zor bunun bulamadım)
1.Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(veyâ fa'lün)
(.-.-/ ..--/ .-.-/ ..-(veyâ --))
Bahr-i Hafîf(Hafif Bahir)
1.feilâtün(veyâ fâilâtün) mefâilün feilün(fa'lün)
(..--(veya -.--) / .-.-/ ..-(veyâ --)
Bahr-i Seri(Seri Bahir)
1.müfteilün müfteilün feûlün
(-..-/-..-/.--)
Bahr-i Mütekarib(Birbirine yaklaşan Bahir)
1.feûlün feûlün feûlün feûlün(çok az kullanılmıştır)
(.--/ .--/ .--/ .--)
2.feûlün feûlün feûlün feûl
(.--/ .--/ .--/ .-)
Bahr-i Kâmil(Kemâle Ermiş, Olgun Bahir EREN Bahir)
(bu bahir en uzun vezinleri barındırır, İmâm-ı Halîl bu Veznin isminin Kâmil olduğunu belirtiyorsa ozamana Arûzlu şiirlerde bir anlatım bakımından en geniş anlatım bu vezinlerle yapılmış olabilir.)
1.Mütefâilün mütefâilün mütefâilün mütefâilün
(..-.-/ ..-.-/ ..-.-/ ..-.-/ ..-.-)
2.Mütefâilün feûlün mütefâilün feûlün
(..-.-/.--/ ..-.-/ .--)
Elhamdulillah Alâ Kulli Hâl Sival Küfri VedDalâl...
Yazım burada sona eriyor, eminim yazımdan etkilenip bu ilme merâk saran kardeşlerimden sorular gelicektir.
Sorularınızı bu başlığın altına yazınız, bu fakîr bizzât cevâp vericektir.
Ben yinede bir hatırlatma yapayım,
Sondaki hece her zaman uzun kapalı ya'ni(-) sayılır, vezinlerdeki kimi bir buçuk, kimi açık-kısa hece türüne giren hecelerin sonda her zemân(-) ile ifâde edilme sebebi budur.
Saygılarımla,
Kerem Kervan
Lâşekî
Bismillahirrahmânirrahîm
Elhamdulillahi Rabbil Âlemîn
Essalâtu Vesselâmu Alâ Rasulinâ ve Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedivve Alâ Âlihi ve Eshâbihi ve Ehli Beytihi ve Hulefâ-i Râşidînihi Ecmâıyn....
Sevgili Kardeşlerim bugün arûzun en çok kullanılan vezinlerini bahirlere ayrılmış bir şekilde sizlere sunacağım.
Bu kardeşinizin tek istediği bu muhteşem ilmi öğrenmeniz, Sahabe-i Kiram Aleyhimurrıdvân efendilerimizin şiirleri dahî bu muhteşem ölçüyle yazılmış.
Hattâ bugün Hz.İmâm-ı Alînin Aleyhirrıdvan Kasîde-i Celcelûtiyyesine baktım.
Ondada arûz var.
Bu ilmin bu fakîr tarafından sıklıkla vurgulanan en büyük özelliği şiirinizi âdetâ bir mânâ denizi haline çevirmesi üstelik bunu yaparken farketmeden şuanki şâir taslaklarının 10 kıtalık şiirde kullandığı söz san'atı sayısını bir beytte hattâ iyice zorlar ve ilhâmınız iyi ise bir mısrâda yaptırmasıdır.
Arûz hakkında bugün yaptığım tahkîklerimiytkîklerimi anlatıp vezinleri verip bu dersi bitireceğim.
Efkaru fî Mir'atul Arûz
Arûzun Aynasından Düşünceler
Bugün arûz hakkında derin düşüncelere daldım.
Acâbâ geçen çözdüğümü kabûl ettiğim o sırrından başka bu bir beytte 10 tane söz san'atı yaptıran şiirleri âdetâ bir mânâ denizi hâline getiren veznin sırrı var mıydı?
Derin düşüncelere daldım....
"Aklıma niye arûzda sondaki ünsüzden evvel çeken ünlü gelince bir buçuk hece oluyorda sondaki ünlü "n" ise olmuyor?" şeklinde bir soru geldi.
Bunun sebebini anlamak için mâ hecesine sessizleri tek tek ekleyerek test etmeğe karar verdim.
İnandığım sonuç müthişti-inanılmazdı.
Eklediğim her ünsüz devâm etmişti, hem ağızda hem seste."b" harfi o çatlamasıyla,"c" harfi o çınlamasıyla,"d" harfi o vuruşuyla,"f" harfi o tıslamasıyla...
En dikkâtimi çekense kalın-ince "k" ve "g" harfleriydi.Hepimizin devâm etmiyeceğiniz umacağımız bu harfler dahi o kırılma seslleriyle devâm etti.
En sonunda bir buçuk hece'de istisnâ olan "n" harfine yani eski alfabemizdeki "nûn" harfine gelmişti sıra.Bu harf devâm etmiyor sihirli bir şekilde dilden çıktığı anda bir mum gibi sönüyordu.
Dil hiç zorlanmadan tepedeki yerine hemencecik oturuveriyordu!
Bir düşünün kardeşlerim!
Bize arâb toplumunu kaba-câhil hattâ bâzı din düşmânı kişiler insânlıktan bile haberi olmayan bir toplum olarak lanse ederler.
Şuan ilkokullarda hâlâ ünsüzlerin çoğunu "devâm etmeyen" olarak öğretirler.
Amâ kısa, 5 dakîkanızı almıyan bir tahkîkle tek devâm etmeyen ünsüzün "n" olduğunu görüyorsunuz ve arûzda ondan bu harfin bir buçuk hece olmadığını bluyorsunuz.
Peki Bu "Filoloğum! peh peh!" diye gezinen zât-i mürâîlerin bahsini dahî etmediği hakîkati onlara göre kaba-saba câhil-bilgisiz (hattâ bazan iğrenç kelimeler kullanırlar) arâb toplumu kaç sene evvel ifâde etmekle kalmamış o müthiş sistemlerine almış?
El-Cevâb:Bilinmiyor.Evet bilinmiyor.İslâmiyyetten öncede vâr'olduğu hâricinde hiçbirşey bilinmiyor.
Peki arûzla İslâmın ilk yıllarında yazılan şiirler manalı mı?
Malum ozaman araplar kaba-sabaydı(!)?
El Cevâb:Sahabe-i Kirâm Aleyhirrıdvân Efendilerimizden Ka'b bin Zuheyr Radıyallahu Teala Anh'ın Efendimiz Aleyhisselâma Yazdığı Banet Su'ad kasîdesi geçen türkçeye çevrilmiş.
Tâmamen çevrilemediği belli.
Mânâ öyle derînki Ahmet Haşîm yanında bir damlaya yansıyan ışık gibi kalmış.
Teşbîhler hele, her yerden fışkırıyor öyle kerskin öyle zor teşbihlerki.
Aşksız zevksiz serbest şiir safsataları yapan onuda beceremeyen moderncilerin caddesinden bile geçemeyeceği şeyler.
Pekî sormak lâzım bu bu şiir elbette bir birikimle yazıldı, yânî bu şiirin müellefinin"Radıyallahu Teala Anh" bir selefi öncekileri Üstâdları vardı.
Bu fakîr bu konuda şöyle düşünmektedir, eğer batıcı-modern bir kafayla düşünürsek en azından 1600 sene evvel çıkmış böyle bir sistem bir âlimin eseri olmalı.
Zamanla tekâmülle geldiği muhal geliyor.
Eğer öyle olsa geçen yazımızda yazdığımız kuralları vs. 1400 senelik ümmet hayatında çok değişikliğe uğraması gerekirdi.
Ama başından beri aynı.
neyse lâfı fazla uzatmadan Bahirleriyle birlikte vezinleri verelim....
BAHİRLERİYLE ARÛZ VEZİNLERİ
Daha önceki yazımızda belirttiğimiz üzre arûz şiirimize âheng verir.
Arûz ilmini bir kitâpta toplayıp daire ve bahirlere ayıran İmam-ı Halîl "Rahımehullahu Teala" Arûz vezinlerini toplamış, bu vezinlerin verdiği âhenge göre bahirlere yani gruplara ayırmıştır.
Her bahrin yani grubun verdiği ahengi yine müthiş arâb dilinin müthiş teşbihleriyle isimlendirmiştir.
Bahirlere isim verirken yaptığı teşbîhler son derece belig yani anlaşılırdır.
Not:Burada Türk edebiyatında en fazla kullanılanları vericeğiz.Yoksa 500'ü aşkın arûz vezni vardır.
Bahr-i Hezec(Gök Gürültüsü Bahri)
1.mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün
(.---/ .---/ .---/ .---)
2.mefâîlün mefâîlün feûlün
(.---/ .---/ .--)
3.mef'ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
(--./ .--./ .--./ .--)
4.Mef'ûlü mefâilün feûlün
(--./ .-.-/ .--)
5.Mef'ûlü faûlün(yalnız müstezâdlarda(türk arûzuna has bir şiir biçimidir))
(--./ .--)
Bahr-i Recez
(Recez Manzûme şiir Manasınada gelir ama bu bahirdeki vezinlerle yazılan şiirlerede recez denir, hangi mana kast edliyor bilemiyorum)
1.Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün
(--.-/ --.-/ --.-/ --.-)
2.Mefâilün Mefâilün Mefâilün Mefâilün
(.-.-/ .-.-/ .-.-/ .-.-)
3.Müstef'ilün feûlün müstef'ilün feûlün
(--.-/ .--/ --.-/ .--)
4.Mef'ûlü fâilâtün mef'ûlü fâilâtün
(--./ -.--/ --./ -.--)
Bahr-i Remel(Rüzgarlanan Bahir)
1.Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün(bu fakirin çoğunlukla kullnadığı vezin)
(-.--/ -.--/ -.--/ -.--)
2.Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
(-.--/ -.--/ -.-)
3.Feilâtün(veyâ fâilün) Feilâtün Feilâtün feilün(veya fa'lün)-bu vezin çok gariptir-
(..--(veyâ--.--)/ ..--/ ..-- ..-(veya --))
4.Feilâtün(veya fâilâtün) Feilâtün Feilün(veya fa'lün)
(..--(veya -.--)/ ..--/ ..-(veya --))
Bahr-i Münserih(Çabuk ve Çevik Bahir)
(Münserihin diğer bir manası hızlı hızlı giden hayvandır)
1.müfteilün fâilün müfteilün fâilün
(-..-/ -.-/ -..-/ -.-)
Bahr-i Muzâri'(Benzer Bahir)
1.Mef'ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün
(--./ -.-./ .--./ -.-)
2.Mef'ûlü fâilâtün mef'ûlü fâilâtün
(--./ -.-./ --./ -.--)
3.(bu 2.nin yerine kullanılır aynı vezin sayılır)
Müstef'ilün feûlün müstef'ilün feûlün
(--.-/ .--/ --.-/ .--)
Bahr-i Müctes
(bu isimler eski arapçadan olduğu için manasını bulmak çok zor bunun bulamadım)
1.Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(veyâ fa'lün)
(.-.-/ ..--/ .-.-/ ..-(veyâ --))
Bahr-i Hafîf(Hafif Bahir)
1.feilâtün(veyâ fâilâtün) mefâilün feilün(fa'lün)
(..--(veya -.--) / .-.-/ ..-(veyâ --)
Bahr-i Seri(Seri Bahir)
1.müfteilün müfteilün feûlün
(-..-/-..-/.--)
Bahr-i Mütekarib(Birbirine yaklaşan Bahir)
1.feûlün feûlün feûlün feûlün(çok az kullanılmıştır)
(.--/ .--/ .--/ .--)
2.feûlün feûlün feûlün feûl
(.--/ .--/ .--/ .-)
Bahr-i Kâmil(Kemâle Ermiş, Olgun Bahir EREN Bahir)
(bu bahir en uzun vezinleri barındırır, İmâm-ı Halîl bu Veznin isminin Kâmil olduğunu belirtiyorsa ozamana Arûzlu şiirlerde bir anlatım bakımından en geniş anlatım bu vezinlerle yapılmış olabilir.)
1.Mütefâilün mütefâilün mütefâilün mütefâilün
(..-.-/ ..-.-/ ..-.-/ ..-.-/ ..-.-)
2.Mütefâilün feûlün mütefâilün feûlün
(..-.-/.--/ ..-.-/ .--)
Elhamdulillah Alâ Kulli Hâl Sival Küfri VedDalâl...
Yazım burada sona eriyor, eminim yazımdan etkilenip bu ilme merâk saran kardeşlerimden sorular gelicektir.
Sorularınızı bu başlığın altına yazınız, bu fakîr bizzât cevâp vericektir.
Ben yinede bir hatırlatma yapayım,
Sondaki hece her zaman uzun kapalı ya'ni(-) sayılır, vezinlerdeki kimi bir buçuk, kimi açık-kısa hece türüne giren hecelerin sonda her zemân(-) ile ifâde edilme sebebi budur.
Saygılarımla,
Kerem Kervan
Lâşekî
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]