---.......Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Kim ki benim üzerime Cuma günü 80 defa Salâvât getirirse ALLAH onun 80 yıllık günâhını bağışlar
Ashabı Güzin soruyor: Yâ Resûlullah! Bu nasıl bir salâvâttır? Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Allahümme salli âlâ Muhammedin abdike ve nebîyyike ve resûlike ven- nebîyyül-ümmiyyi salâvâtını (bir oturuşta 80 kere) okur. buyurmuştur.
(Hâkim-i Tirmizî-Nevâdirül-Usûl)
kulihvani yazdı:
Şu güzel Cuma gününde..
Allahu zü'l-celâl, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e, âilesine ashabına ve ümmetine Salât ve's-Selamımızı ulaştırsın İnşâallah!
Allah Celle Celalihu razı olsun..
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de...
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e18b#12557ankakusu yazdı:
KUL İHVANİ SOHBETLERİ-I
01 MART 2008 SOHBETİ
....BİSMİLLAHİRRAHMÂNİRRAHÎM....
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...
Muahammed Aleyhissalâtü vesselâmın Abdike
Allahım! Senin ilk ve tek kulun Muahmmed Aleyhissalâtü vesselâma salât ve selâm ediyoruz
Abdike; bedene girmiş, son halini almış, daha önceki aşamaların tümünü içinde tutan, fiilen en son tekâmül hale gelmiş, eşya bazına inmiş, en alt kadamede bütün ötekileri içinde tutan hali demek Abdike
Bu Şeriat âlemi demektir Abdike
Çünkü Şeriat bedenle görülür, fiilen beden işleri ile ancak şeriat vardır
Hayali olamaz...
Sadece fikirle olamaz yani düşünmekle olamaz
Abdest alacaksınız, namaz kılacaksınız gibi
Abdike Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın kendisinin de Abdullah olarak gelip bu âlemde fiilen yaşadığı
Muhammediyyettir daha doğrusu
Ve Nebiyyike
Allahım! Senin Nebine
Nebe haber getirmek demektir.
Nebi haberi getirendir.
Kaynaktan, aracısız, bizzat kendisi en doğru haberi, haberin sahibi adına getiren demektir
Ve Nebiyyike
İşte bu da fikir bazındadır.
Tarikat bazındadır.
Fiiliyat işlerin karar mekanizmasının başladığı yerdir
Yani amel ile karar verme mekanizmasıdır Tarikat
Çünkü işlemek Şeraitte olur.
İnsan kafasında bir şeyi tasarlar, işlerken yürümesi lazımsa yürür, konuşursa konuşur.
Fakat arkasındaki aşama karar aşamasıdır
İşte bu Tarikattır.
Burada Nebidir Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm
Amellerin habercisidir
İşte Tarikat makamındaki, ikinci makamdaki, sohbet makamındaki bütün bu şeyleri sayabiliriz
Yani dörtlü sistemin ikinci sistemindeki her şeyi sayabiliriz
Zâtullahın seçtiği kişi Muahmmed Aleyhissalâtü vesselâmın kabuğunun hemen içindeki olan Mahmudiyyettir
Makam-ı Mahmud dediğimiz
Nebi makamıdır Nebiyyettir
Ona da salâtü selâm olsun
Ve Rasûlike Onun bir daha içindeki Ahmediyyettir
Marifet makamıdır
İnsan fikrinin oluşabilmesi için temel çekirdektir
Ana bilgidir Akıl gibi
Bunlar olmadan, ana bilgi olmadan, akıl çalışmadan, fikir vs olmadan olamaz
İşte o içerdeki Marifet bölümü dediğimiz Rasûliyet; fiilen haber getirmenin ötesinde tek seçicilik, tek elçicilik Ahmediyyet makamıdır
Ona da salâtü selâm olsun
Dördüncü aşamada Ve Nebiyyil- Ümmiyi
Allahü zül-Celâlin zât makamıdır
Kendisinden başka orada bir şeyin olması söz konusu değildir
Onun için Zât makamında, senin şunun var bunun var da denemez
Orada Allah cc. vardır nokta
Başka bir şey olamaz
Bizim bildiğimiz bir şey olamaz, yani bir şey söyleyemeyiz
Allahü zül-Celâl tek başına var iken, kendisi var iken Muahmmed Aleyhissalâtü vesselâm vardı denemez
Çünkü öyle bir şey olamaz
Onun içinde zâten orası Nebiyyil- Ümmiyi makamıdır
Hiç birşey yok iken, Allah kendi âleminde Allahü zül-Celâl iken, varlık ve yokluk yok iken; o bölümden, o amâdan, o körlükten, o karanlıktan, bilinemezlikten, varılamazlıktan bize ana haberi, Allah ismini getiren, bize Kuranı taşıyan, hükmü taşıyan, varlığı taşıyan yani kâinatın ilk ana tohumunu Nur-u Mimi taşıyan o Habibiyyet makamındaki, Hakikat Makamındaki, Nur-u Mimin hakikati, Nur-u Mim bile değil yani
Ona da salâtü selâm olsun
İşte bu dört âlemde bu salâtü şerife Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemi, Allahü zül-Celâl, melekler ve bütün varlık birlikte selâm ettiği için dört makam o da çok ilginçtir yani
BismillahirRahmânirRahîm
İnnallahe ve mela iketehu yüsallüne alennebiyyi ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellima teslima
Ey kâinat, ey insan ve ey melekler ve Allahü zül-Celâlin bizzat kendisi dördü birden bu salâvâtta cemdir yani
Biz burada en uçta salâvâta başladığımız anda Allahü zül-Celâl dahi direk iştirak eder
Hiçbir ibadete Allah iştirak etmez hâşâ
Salâvât hariçtir
Ve diğer ibadetler de yapmadan da sevap alınabilir, fakat salâvâtta asla alınamaz
Mutlaka yapılması lazım
Yani imam durmadan salâvât okusa biz de dinlesek hiç birşey söylemesek sıfıra sıfırdır yani
Sevap alamayız..
Çünkü salâvât fiilen iştirakı emreder, farz-ı ayndır yani
Onun için Allahü zül-Celâl: Şüphesiz ki Allah ve melekleri şimdi peygamberine salâtü selâm ediyorlar. Ey iman edenler siz de salâtü selâm edin ve teslim olun!
Öyle bir teslimiyet ki ve teslima
teslimukum değil yani, siz teslim olun değil
teslima bütün sistem, bütün kâinat ve maddi mânâ bütün sistemin Allahü zül-Celâl salâvâta iştirakini emretmektedir
Ve kendisinin de bizzat Tekliğini ilan etmiştir bu âyette
Onun için çok önemlidir yani
Dolayısıyla biz de salâvâtı getirirken Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimize dört âlemde getirmemiz gerekiyor
Yani bu anlamda bu salâvât:
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyûl-ümmîyyi dediğimiz zaman böyle güzel kelimeleri arka arkaya sıralıyor değiliz
Dört âlemi birden aşmaktayız
Peygamber Aleyhissalâtü vesselâmın Şeriatına iştirakı arz ediyoruz, Tarikatına iştirakı arz ediyoruz, Marifet ve hakikatına da kendi kablarımız kadar, kendi kalblerimiz kadar, kaderlerimiz ve kadarlarımız kadar iştiraka varız diyoruz yani
Buna mecburuz yani
Biz tercihimizi böyle kullanıyoruz
İşte bu salâvât bağlantıdır
Şuandaki TS2 ye bağlandığımız gibi bağlantıdır
Bunu kullanırız, kullanmayız, iyiye-kötüye kullanırız, sadakat gösteririz, ya da Allah korusun ihanet edilir, her şey yapılabilir fakat bağlantı olmadan hiç bir şey olamaz, sadece hayal olur yani
İşte burada sall kökü, sıla kökü, sılah-yı Rahîm kökü Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma direk bağlantıyı emreder
Bu bağlantı sağlanmadığı sürece avara kasnak yıllarca, adına ne derseniz deyin hiç bir şey olmaz
Bu bağlantı kurulursa kişi meyhanedeyse de ampul yanar, Mekkedeyse de yanar
Hesab ayrı şey
Hesabı herkes kendi verecektir
Fakat ceryan olacaktır orda onu demek istiyorum
Yani orada Nur-u Mim vardır
Oranın iyiliği kötülüğü, yanlışı doğrusu Nur-u Mimle hiç ilgisi yoktur
Yani bir ahırda ampul yanar, orada o iş onunla görülür
Ama ceryanı keserseniz Kabeyi bulamazsınız
Yok olur, Mekke yok olur yani
Kâinat yok olur
İşte onun için diyorum
Sall kökü Nur-u Mim bağlantısını kurmak içindir
Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem bir işe başlarken;
Euzibillahimişşeytanirracim deyin, şeytandan emniyete geçin!.
BismillahirRahmânirRahîm deyin, Rahmân ve Rahîm olana, maddiyatta Rahmân, mâneviyatta Rahîm olana sığının
böyle olan Allahın ismiyle başlayın
Bana bir salâvât getirin!.
Dediğimiz gibi:
Allahümme salli ve sellim ve barik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyûl-ümmîyyi ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi diyerek başlamamız gerekir
Bir istiğfar edin!.
İnsan yemek tabakları gibidir, her zaman kirlenmek zorundadır
Hiç birşey yapmasa da kirlenir
Dolayısıyla tevbe istiğfar sürekli nefesler gibidir yani
Aldığın nefesin gereğini yapmadığımız için, çünkü imtihan olmaktayız, bu kadar mükemmel olamayız, olsak zâten imtihan olamayız, mümkün değil
Dolayısıyla her an tevbe istiğfarı Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellem Efendimizinki ile buluşturmak çok akıllıca ve de dinen doğru olan bir haldir
Rasûlullah Efendimizin işidir yâni
Şurası muhakkakki, bazen kalbime bulut çöker. Ancak, Ben ALLAHa 100 sefer istiğfâr ederim! (1)
Bunu buyuran Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmdır
Yâni Rasûlullah sallallahu aleyhi vessellemdir
O zaman bizim hepimizin çok çok dikkat etmesi gerekiyor
Tevbe istiğfara demek istiyorum
(1) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Şurası muhakkakki, bazen kalbime bulut çöker. Ancak, Ben ALLAHa 100 sefer istiğfâr ederim (affımı dilerim) buyurmuştur.
(El Egarrul-Mûzenî (ra) dan; Müslim, Zikr 41-2702; Ebu Dâvud, Salât 36-1515)
Hadis-i şerîfte geçen gayn: buluttur, örten ve kaplayandır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in kalbî hayatını idrak gerçekten mümkün olmayıp kendisi bizi ikâz etmektedir.
Biz ise insanız, elbette süreklilik olamaz. Yaratılış, yapımız ve emredilen itidâl üzere ibâdette iken; aksaklık, noksanlık ve hatanın olması da onun içindedir ki kulluğunun gereklerinden olan tevbe istiğfâr edilebilsin.
Bir hamd ediniz
Elhamdülillahi Rabbil âlemin
Hamd, Nur-u Mimin Nurullaha karşı secdesi gibidir
Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın, Rasûlullahın Allaha secdesi gibidir
İşte bu hamd, aklın bu hamdı Allaha aittir
Başka hiçbir varlığa diyemeyiz
Şükür farklı bir şeydir
Şükrü her varlık yapar
Bir çiçeğe su verirseniz yapraklarını açar, çiçek açar, güler
Suyu bir köpeğe verirseniz neşelenir, size saygı gösterir
Şükrü her varlık yapar
Fakat hamd ancak akıl gereğidir
Hangi aklın gereğidir?
Nakli bulan aklın gereğidir
Yani 7N 1K
7 N yi sorup Kim sorusunun cevabını; Allah olarak bulandır
Rabbdır daha doğrusu
Bunu bulduğu taktirde, olduğu taktirde, İnşaAllah, Allahın izni ve inayetiyle hamdimiz Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın hamdi ile en azından Makam-ı Mahmudda birleşir
Şimdi ben konuya girmeden basit şeyleri tekrar ediyorum
Akıllarımızda kalsın çünkü bunlar kapı anahtarı gibidir
Eğer bunları çok iyi bilirsek, elimizde bir sürü anahtar var, evin anahtarını elli tane anahtarın içinde eğer bilemezsek ellisini de denemek zorunda kalırız ki bu büyük bir zaman kaybıdır, doğru değildir
Çok basit gibi gözüken bu bilgiler çok önemlidir
(1. SOHBET DEVAM EDECEK İNŞAALLAH)