SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimTecellîle nefes ursa nefes bâr-i hüviyyetden
Gönül bahri kamu gevherlerin taşra atar bir bir


İnsan Nefsin BİLse El Hüve Hüviyyeti yansımasıyla yaratıklarına lâzım-lâyık hüviyetler nefeslese,
Öz Akrabadan-Gönül Deryasından içindeki nesebleri kimlik-kişilikler olarak atar BİR BİR..



ResimOlan kesret nikâbiyle cemâl-i vahdete nâzır
Kör oldu pertev-i şems-i hakîkatdir şerer bir bir


“KûN! feyeKÛN” OL-ANlar KESRET perdesi arkasından ASL OL-AN VAHDET CEMÂLİne bakanlar,
Körler gibi göremezler,
Oysa Hakikat Güneşi IŞIKları kıvılcımlar halinde her ÂN BİR BİR..



ResimMüsemmâsı nefesdir ism-i Hakkın ey nefeszâde
Nefes üzre musaffâlar durur halk-ı beşer bir bir


El HAKK celle celâluhu İsminin karşıtı bu Âlemde NEFEStir ey Nefesinoğlu!
İnsanoğluna baksdan ya nefes üzere saf saf durmaktalar BİR BİR..



ResimSe mevlûd dört tabiat çâr anâsır nüh felek yekbâr
Kamu ol bir nefes hükmüyle seyr eyler gezer bir bir


Üç Doğuş, Dört Huy, Dört Anaunsur, Dokuz Gögün Dokuz Katı bir defada,
Bunların tümü bir tek EL HAYY-El HAKK Nefhası Hükmüyle Seyrân edip gezerler her ÂN BİR BİR..



ResimHakın ilminde müstağrak idin meyl eyledin ayna
Feleklerden geçip esfelde seyr etdin kamer bir bir


ASLında İlmullahda gerk olmuş iken Varından-Nurundan VAR eden iradesiyle AYN-a gelip Halifeliğe yönelince,
Sennice İlliyyin Felek-göklerinden Esfelin semâsına İnip AY setrder oldun BİR BİR..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

111

ResimMa'âdinden nebâta sonra hayvana irişdin sen
Nihâyet âdeme erince çok çektin hatar bir bir


Sen; dönülüp gidilecek yer olan SILAndan, bitkiye sonra hayvana ERiştin,
Neticede AKL kartın yüklenince ÂDEMoğlu OLunca imkanla imtihanda nice KORKUlar çektin BİR BİR..



ResimÇü geldin âdemi gördün kıyâmı kâmete durmuş
Düşüp endâmına lerze eder uzvun hazer bir bir


Ne zaman ki geldin ÂLEMde ÂDEMi gördün lâzım ve lâyıkınca; letafet, intizam ve üslub içinde KULluk Kıyamına kalkmış,
Bu muhteşem ve her imkanı elinde kendinin sandığı GÖLGE KİMlik titreyişlerinden kendinden kendi organlarını korur BİR BİR..


ResimTıfıl oldun yiğit oldun kocaldın za'fa yüz tutdun
Bu haletlerde gezdin eyledin yüz bin zarar bir bir


BeBek oldun, delikanlı yiğit oldun, kocaldın yaşlandın organlarında ökğntü başladı,
Halden hale geçerek yer yüzünde yaşadın gezdin ve aslında zarar ettin durdun BİR BİR..



ResimAvâlimden güzer kıldın erişdin vech-i insâna
Gönül mir'âtına bin fikr ile verdin keder bir bir


Âlemler geçtin gittin İNSAN VECHine Eriştin,
Gönül AYNasına AKLın binbir FİKRi ile kederlendin BİR BİR..



ResimNe tohm ekdi ise abd-i mükellef arz-ı dünyâda
O tohmun hâsılın ruz-u kıyâmetde biçer bîr bir


KUL-luk Tevhidi külfetini kabul etmiş ÂDEMoğlu, yer yüzündeki zâhiri yaşayışında ne TOHUM ekti ise,
Bu tohumdan ortaya çıkan mahsülünü Kıyamet Günü biçecektir ve görecektir mahşerde BİR BİR..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimGönül bostânı eşcârın besile eşk-i çeşminle
Cihân bağına bâr vermez yağmayınca matar bir bir


Gönül Bahçesin ağaçlarını Gözyaşınla sual gönül deminle DEMle.
Cihan Bağına Yağmur yağınca meyvelerin DÖKer insanlığa BİR BİR..



ResimMahabbet tohmunu cân ile perverde eden ârif
Birine bin olur ol tohmu gönlüne eker bir bir


Kâmil Ârif Mahabbet HABBEsini-Tohmunu CANıyla Terbiye eder-EDEBlendirir, yetiştirir, beslen de,
Bir Tohumun BİN eyler de GÖNLüne EKer BİR BİR..



ResimVücûdun zâhiri vü bâtını cem'idürür âdem
Bu cem'iyyet butûnundan zuhûrunu sürer bir bir


ÂDEM-İnsanoğlu Mevcûd oluşu zâhir ve bâtınının BİRliği-CEM’idir.
İşte Olduğu hâlde ortaya henüz çıkmamış olan BÂTINında Bu ÂLEMe zuhur eder, çıkar durur ZÂHİRi BİR BİR..



Resimİki kaşın kemânı kab-e kavseynin nişânıdır
Ene'l- Hakdır gözün merdümleri kiprik kapar bir bir


İki Kaşın YAY gibi oluşu “kâbe kavseyn”in İzi, Nişanı, Alâmeti, İşaretidir.
Hallac-ı Mansurun “Ene’l-HAKK!” gözün gözbebekleri ki, gözkapağı-kirpikler kapatır AN ve AN durmadan göz kırpar BİR BİR..


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Mîrac gecesinde bilmediğimiz bir şekilde Allahü teâlâya yakınlığından kinâye olan bir tâbir.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى

Resim---“Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ : Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.” (Necm Sûresi, 53/9)

Resim---"Mîrâc, ruh ve cesed birlikte olarak Mekke-i mükerremeden Kudüs'e ve oradan yedi kat göke, sonra Sidre denilen yere ve Sidre'den Kâbe Kavseyn makâmına uyanık olarak, gece bir anda götürülmüş ve getirilmiştir. Bunu yapan, Allahü teâlâdır ve ancak O yapabilir.”
(Abdülhakîm Arvâsî)

Resim---“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem, Kâbe Kavseyn makâmına varınca ne Cebrâil aleyhisselâm ve ne de başka hiçbir vâsıta olmadan doğrudan doğruya Allahü teâlâ O'na vahyetti, bildireceğini bildirdi. Beş vakit namaz bu sırada Farz kılındı.”
(Fahreddîn Râzî)

Resim---“Kâbe Kavseyn tahtının Sultânı sen, ben bir hiçim, Misafirinim dememi saygısızlık sayarım.”
(Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

ResimŞuûnâtında feyzi faslını görmek için zâtı
Mezâhir nev'ine kesret libâsını biçer bir bir


ALLAH celle celâluhu ZÂTına Mahsus her ÂN Yeniden Yaratıp Durmak OL-AN Şe’ÂNullahında ASLın fASLını- Bâtının zâhir kılış FEYZini, Füyuunu, bolluk, bereket, ilim, irfan, şan, şöhret, ihsan, fazıl, kerem ve LÜTFULLAH fışkırtıp durmasını GÖRmek ve göstermek için,
Mahlukat-Mevcudat olarak VAHDETinden-TEKliğinden Zâhire çıkardığı küllî ŞEYlere KESRET-ÇOKluk elbiseleri BİÇip GİYdirir durur BİR BİR..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

121

ResimGörünür vech-i zât-ı pâk-i Hak kesret libâsından
Karîn-i lûtf olan canlar zılâlinden kaçar bir bir


HAKK Teâlâ’nın tertemiz ZÂTının vechi-yüzü Kesret-Çokluk elbisesinden görünür.
Lutfullaha yakın olan canlar Gölgesinden kaçar BİR BİR..



ResimBu âlemde tekebbür nerdibânından inen cânlar
O âlemde terakki nerdibânına basar bir bir


Bu Kesret âleminde Kibirlenmek Merdiveninden inen NEFSler,
O Vahdet âleminde İlerleme Merdivenine basarak çıkarlar BİR BİR..



ResimKamu evler yıkılsa yere geçse târumâr olsa
Şuâ'-yı şemse noksan eylemez zerre kadar bir bir


Bütün evler yıkılp yerin dibine batsa ve perişan olsa,
Güneşin ışığına zerre kadar eksiklik veremez BİR BİR..



ResimMetâ-ı ma'rifetle kârbân-ı lâ-mekân geldi
Bu çârşû-yı anâsırda cevâhirler satar bir bir


Mekansızlık Kervanı, Mârifet Tüccarı malıyla geldi,
Bu 4 Unsur (Toprak-Ateş-Su-Hava) Çarşısında çok kıymet verilen ve az bulunan şeyler mücevherler satarlar BİR BİR..



ResimKamu amâl-ü ef'âlin bu evde deftere aldı
Bu evde yazdığı defterleri bir gün dürer bir bir


Ey Nefs sahibi bu Kapısız HAN-da bütün amâlini fiillerini defterine yazdı.
Ve bu Dünya Evinde yazdığı Ömür Defterlerini gün gelir dürer BİR BİR..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimKemâle ermeğe devrin tamâm etmek diler her şey
Kamu nâ-puhteler devrin tamam edip pişer bir bir


Bu âleme gelen her Şey, olgunluğa ulaşıp varlık süresini tamamlar.
Tüm olmamış-hamlar, bu hayt çile sıcağında pişerlerde KÂMİL olurlar BİR BİR..



ResimDahî âdem halife olmadan evvel giden cânlar
Mürekkeb olmadılar müfredâtda kaldılar bir bir


Bu âleme insan sûretinde gelip de ÂDEMiyyet Halifeliğine ermeden gidenler,
Bir bütünü meydana getiren parçalardan biriyken, kendi BEN-lik ferdliğinde kalıp TEVHİD TERKİBine katılamadılar BİR BİR..



ResimMurâd evvel giden canlar demek remz-ü- işâretdir
Mürekkeb müfredatı ilm-i ayna yüz tutar bir bir


Âdem aleyhisselâm halife olmadan evvel dediğimiz bir gizli anlatım sanatıdır, işaretidir.
Bu âlemde Vahdet-Kesret gözüken Mârifet kaynağı Öz-Göz İlme; Kesrette Vahdet, Vahdette Kesret zevkleri sunar BİR BİR..



ResimŞu cânlar kim kemâle ermeden yüz koya toprağa
O gün (yâ leyteni kuntu turâben) ol diler bir bir


Nefislerinin Hevâ ve Hevesine uyrak cehâlette ölüp de Kemâlatta dirilmeyen canlar son-uçta akıl tasını toprağa gömdüklerinde,
O acı bir şekilde: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek BİR BİR..



إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا
Resim---“İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yenzurul mer’u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ(turâben) : Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.” (Nebe78/40)


ResimBir emre muntazırdır cümle ulviyyât-ü- süfliyyât
Olar kulltıkculardır birbirin işe salar bir bir


Mahlukât âleminde somut-soyut yüce-yüksek veya alçak beğenilmeyen her iş ve olay bir EMRi bekler dururlar.
Bu sebebler-sonuçlar âleminde zincir halkaları gibi birbirlerini işe salan koltukçular gibidirler. Buyruk buyruğa sürer gider olaylar BİR BİR..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

131

ResimHakîm ismi bu hikmet üzre devr eyler feleklerde
Kamu devri zuhal devri bu hükm üzre döner bir bir


El Hakîm İsm-i Şerifi işte bu hikmetleri tecellî ettirerek devrÂN eyler durur fezâ boşluğunda dönüp duran sayısız FELEKlerde DEVirler içinde.
Tümü de böyledir, Zühal- Satürn Gezegeni ve diğerleri de bu El Hakîm ALLAH celle celâluhu HÜKMü ile Döner dururlar.
Bu dönüş Devr-i Zühal da denilen İLK OLUŞtan beri böyledir.
AHADİYYET Â’mâsından çıkışta VARından VAR EDİŞte, Güneş Sisteminin Bulut halidir.


أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
Resim---“E ve lem yerellezîne keferû ennes semâvâti vel arda kânetâ retkan fe fetaknâhuma, ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy(hayyin), e fe lâ yu’minûn(yu’minûne) : O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?” (Enbiyâ 21/30)

Kur'ân-ı Kerim’imiz bakınız insanların Big-bang teorisi i vs ile açıklamaya çaılştığı hakikati, bir damla suda milyarlarca canlıların varlığını ve hayatın ilk defa denizlerde başladığına ne güzel işaret etmektedir.

Abdullah İbni Abbas, bu âyetten şunu anlamıştır: “Eskiden gökten yağmur gelmiyor ve yerden de bitki bitmiyordu. Bu hal bir Retk = bitişiklik halidir. Sonra, şartları oluşturuldu (yani atmosfer teşekkül ettirildi) gökten yağmur, yerden de bitkiler bitiverdi. Bu ise bir Fetk = ayrışma anlamına geliyordu. Canlıların sudan yaratılması ise, genellikle sperma ile açıklanıyordu. Bu tespitler de doğrudur ve o zamanki insanları tatmin etmektedir.”

ALLAH celle celâluhu gerçek ve tek El Hakîmü ALLAH celle celâluhu dur.

El Hakîmü :
Hikmet sahibi olup, başkasını müdahale ettirmeden hükmeden ve idâre eden; Gâlib olup Hak ve adâlet üzere yürüten, her işi lâzım, lâyık ve yerli yerinde olan. Hakîm-i Mutlak. Mutlak hikmet sahibi Alîm ve Hakîm olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL. Hüküm ve hikmet sahibi, hükmünü hikmetle uygulayan ve uygulatan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.

El Hakemü : Haklı-haksızı tek ayırıcı ve son hükmü verecek olan Hakem. Mutlak hükmedici ve uygulatıcı olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.

Resim--- Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), künyesi "Ebu'l-Hakem" olan Hânî ibniYezîd'e: "Hakem, sadece ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL dir, her türlü hüküm O'na aittir." buyurunca künyesini "Ebu Şüreyh" olarak değiştirmiştir. (Ebu Davûd, Edeb, 70-4955; Nesâî, Kudât 7,8-276,277)

ResimZuhal devri tamâm oldukda terkibe gelir bunlar
Serâir aşikâr olur nikâbını açar bir bir


Dehr İçinden zamana sığan ve Takdirullah ile Sünnetullahta Tamamlanıp giden Zuhal Devri oluştukça BİRleşmelerle AKIL için yeni ŞEYler ortaya çıkar durur ve keşfedilir.
Gizli şeyler, sırlar sanılanlar perdelerini açarlar ve apa çık ortaya çıktıkça insan aklı da” Buldum!” der durur BİR BİR..


ResimNe kim tafsîl emirdir ol denir ol söylenir ol gün
İkilik nakşını ol günde levhinden siler bir bir


ASLın FASLı.. Muradın EMRe geçişi..
Yaratma Kudreti elinde olan ALLAH celle celâluhu: “KûN!” buyurunca bu ASL fermanı AN bile geçmeden “yfeyeKûN” olup FASLa geçer..
İnsan AKLı bu tafsilat içinde boğuşur durur artık.
Etraflı olarak bilmeye, açıklamaklamaya uğraşır Kesret FASlında Vahdet ASLına geçen Mütezekkâ ve Mutahherun SİLM AKILlar için,
HAKK Teâlâ, Levh-i Mahfuz İlm-i İlâhîsindeki
İKİ-lik Şeytanlığını siler BİR BİR..



ResimNihân olur zuhûr hem ism-i zâhir ism-i bâtında
Bu dünya dediğin ukbâ görünür serbeser bir bir


Bu geri DÖNüşüm Başladığı ANda El Zâhir İsmi Şerifi El Bâtın İsmine gark olur ve El Zâhir İsminin zuhuru-ortaya çıkışı olan zuhurat BÂTIN karanlığına gömülür.
AYNı yerde Gündüz Güneşi batıp da Gece olduğu gibi, pırıl pırıl Zâhir Dünyası yerini Âkibeti olan Ukbâ-ÖBÜR Âleme dönüşür baştan başa BİR BİR..



ResimGidenler cennet-i zâta olurlar dâim-ül-bâki
Azâb-ı bu'd hirmaniyle mahbublar yanar bir bir


Hak ettikleri ZâtuLLAH CeNNetine Erenler El Bâki ALLAH celle celâluhu da Dâimen muhalled olurlar.

وَادْخُلِي جَنَّتِي
Resim---“Vedhulî cennetî : Gir cennetime!..” (Fecr 89/30)

Bu âşıklar, ASLından UZAK kalış AZABıyla çok çok yanmışlardı bu âlemde BİR BİR..
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen gullale »

Resim

Ben demekten geç bu sende BEN diyen HAKK'dır beyim
Belki can ayn-ı bâtındır cümle ten
HAKK'dır beyim
Hüsnü zâhir olmak icün nevbenev hil'ât giyüp
Ahsen-i sûrette dâim devr iden
HAKK'dır beyim
Arş-ı dilde ma'rifet mirâcın eden Ârifâ
Vech-i âdemden cemâli gösteren
HAKK'dır beyim
Dîde-i Gaybî ile baksan hakîkat âşıka
Zerre zerre kâinatta görünen
HAKK'dır beyim

Sun'ullah Gaybi Hazretleri
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimŞu sâlikler ki zât-ı Hakkı hâdîde eder isbât
Baîd olmaz bular yol erleridir yol arar bir bir


Tarikat-ı MuhaMMediyye yolundaki şu Sâlikler ki HAKK’ın Zâtını Hidâyete iştirak yolu ARAyarak isbat ederler.
Hakk’tan ırakta olamayan EREN YOLU Erleridirler ve Yol ararlar BİR BİR..



ResimŞu ârifler ki zât-ı Hakkı zâtında görür yeksân
Muhakkıkler dürür bir kılı bunlar kırk yarar bir bir


Mârifet-ı MuhaMMediyye yolundaki şu Ârifler ki HAKK’ı, Zâtında her zaman görürler.
Bunlar Hakikatlara hakkı ile vakıf ve ehl-i tahkik olan büyük İslâmÂrifleri olup, ince eler sık dokur ve kılı kırk yararlar BİR BİR..



ResimMükemmel mazharında zât-ı Bâri ayn-ı zâtımdır
Mükemmelde kamu ismini zâtı cem'eder bir bir


Mükemmel- Tamam, olgun, noksansız, eksiksiz, Kemal bulmuş-erdirilmiş Zuhur yeri olan İnsanda, Lâzım ve lâyıkı, örneksiz-modelsiz yaratan El Bâri ALLAH celle celâluhu, Zâtımın AYNı-ASLı, Kaynağıdır.
Bu sonsuz kemâlinde bütün İSİMlerini ZÂTında CEM’ eder BİR BİR..


El Bâriü : Lâzım ve lâyıkı, örneksiz-modelsiz yaratan (canı var eden)...
Yaratıcı, aklın içinde ve ötesindeki tüm olusuzluklardan münezzeh olan, münezzeh olarak modelsiz yaratan ve kulluk imtihanında salih kullarını berî' kılan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.

ResimDil-i danada zâtı sırr-ı zâtım ayn-ı zâtımdır
Merâtib üzre esmâ zâtına âyinler bir bir


Bilgili, bilen, malûmatlı, âlim gönülde benim BENliğimin-Zâtımın AYNI ve SıRRı, O’nun ZÂTıdır.
Tasavvufun YOLUna mahsus Nefsin seyr ü Süluk meratibi-mertebeleri, basamakları, kademeleri, dereceleri gereği-sonucu tüm İSİMLeri ZÂTına; Dinî âdâb, adet, örf gereği ULAŞtırır BİR BİR..



Resimİşit Ruh-ul-Kudüsden zinde-demdir âdemin ilmi
Dürüst idrâk ile zabt eyle ne var bir bir


Sanki Ruhu’l-Kudüs-Cebrâil aleyhisselâmdan DUYan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem SESinden İŞİT ki; ÂDEM aleyhisselâm’a Yüklenen AKIL Emâneti ESMÂuLLAH İlmi her AN diridir.
AKL-ı SİLM ile İLmet, İrade et de DORUKa Çek kesin karar ver ve iyice koru ne varsa Hakk ve Hayrda BİR BİR..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »


141

Resimİlimden ayna gelmiş her ne denlü var ise eşya
Cemi'isi talebkârın sana ermek diler bir bir


Yâ RABBî!
Küllî ŞEY olarak İnsan Aklının GÖRdüğü her ne ki Mevcûd gözükmekte,
Cümlesi İLMullahdan İnsan İlmi için birer AYNadırlar.
Maddî-Manevî tüm yaratıkların Seni ve Sana rucû’–dönüş dileyen BİR BİR.. Talebkârların



Resimİlimden ayna isti'dâd ite nâzil olan cânlar
Neferlik eyleyip en son olurlarsa nefer bir bir


Her CAN yaratılış-Fıtrî meyil ve Kabiliyetiyle İLM AYNAlığı ile bu âleme gelen-inenlerdir.
Bu Cunudullahta-ALLAH Ordusunda neferlik-Erlik-Aslî Kulluk görevi ile SILAlarına ulaşırlar BİR BİR..



ResimVücûdundur vücûdun âlemeyne illet-i ga'î
Kamu ma'lûm olanlar feyzi senden aldılar bir bir


Muradullahın Tecellî sebebi-gayesi olan şu İKİ Âlemin Mevcud oluşu-gölge vücud gözükmesi Zât-i Âliyin Vâcibü’l- Vücûdudur.
Her kim ki bir şeyler bidi AKLıyla hepsi de Senden-İlmullahtan ALdılar BİR BİR..


Cemî'-i i'tikâdâtın heyulâsıdürür ârif
Özüne ne satursa cümleye onu satar bir bir
Onun içindir ki Mükemmel-Mükemmil Kâmil OL-AN Ârif İnsan,
Akılların tümünün heyülâsıdır- “Eşyâ”nın Hakikatını İLMinde CEM’ eder.
Ki Bu ZÂT TEKtir MuhaMMED aleyhisselâm dır.

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:” Yâ RABBî! Bana EŞYÂnın Mâhiyetini Öğret!” buyurmuştur.

Rahmetenlilâlemin ve görevli Olan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Nebiyyu’l ÜMMî olarak Bir ANNE gibi NÛRundan yaratılan her VARlığa ÖZündekin AYNnen ULAŞtırmaktadır BİR BİR..
Elbette Gerçek MuhaMMedî Kâmil, Ârif ve Âşıkları da O’nu İZlemektelerdir BİR BİR..
ÇAĞ-ın Kâmil İNSANı Dürr-i Yektadır ve İmamiyyet ve Hilâfet İŞİ Başındadır hamdolsun!..


ResimKi cânı cümlenin cem'iyyet etdi kevn-i câm'ide
Hayat Abın susuzlar kevn-i câm'ide içer bir bir


Şu ANda Şe’enullahta her ÂN YENİden Nesl-i Cedîd Yaratılıp DURmaktadır.
Bütün CANlar; İLK-Ana Tohum, Nurullahtan “KûN!:Ol!” Emrullahı ile Yaratılan İLK ŞEY- “feyeKûN” OL-AN NûR-u MîM’de CEM’iyette BİZ-BİR-İZ de topludurlar- Tektirler.


Sonsuz-Ebedî Hayatın Hakikatına Özlerindeki hakikat-ı MuhaMMediyyeleri ile BİL-BUL-OL-YAŞA EDip-Erenler,
Bu ALLAH celle celâluhuya Şehâdet Şehrinde ÖNce ve SONca mâsivâ olarak MuhaMMediyyette Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemle salavat SILAsı ederler de, KEVSERİnde DAMLa olup SUSUzluk biter de ANLar-Mutmâin NEFS olur ki ve Kur'ân-ı Kerimimizi OKUr ki ALLAH celle celâluhu SALL RESÛL CEM’iyyetinde BAŞlar ve ALLAH celle celâluhu da CEMiyyet değil VAHDET VARdır..
DENize DÜŞen Herdamla DENİZin içine değil de DENİZe Düşer.. Onda O OLur BİR BİR..

NeBî: BİLelik Nûru Menbağı, Mesnedi ve el ÂN CAN CERYÂNI AKIŞ KAYNAğımızdır Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem!..
ÜMMî: ANA, temel, Nurundan kâinat yaratılan rahmetenli’l- âlemin Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem.
Hateme’n-NebîYYu’l-ÜMMî Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selemin HATM NOKTASI OLuşu Kilit Noktadır AKIL İçin..

BU Naz-Niyaz NOKTAmızın daha iyi AN-laşılması İçin:

Âlem-i Asgâr (küçük âlem) olan insanoğlu, hakikatte Âlem-i Ekber’in (Büyük Âlemin) timsâlidir-benzeridir, örneğidir.
O’nda olan o’nda da mevcûddur.

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: "Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır"
(Suyutî’nin el- Cami’us-Sağir 1/415, İbni Hacer el-Heytemi' nin Sevaik’ul Muhrika 73; İbn-i Hacer Askalanî’nin Tehzib’ut-Tehzib 6/320; Hâkim en-Nîsâbûrî’nin Müstedrek-i Hâkim 3/126)

Buyurduğu Azîz Efendimiz İmâmı Alî kerremullahi veche:
Resim---Eyâ insan cirmike cirmis-sâgirun, ve fike intavâ âlemü’l-ekber...” buyurmuştur.

Tavâ kökü: elbiseyi, yatağı v.s. dürüp katlamaktır.
Mündemic: (dümûc’dan) indimâc eden, dürülüp sarılan, içine yerleşen, içine sokulması olup aynı anlamdadır.

Resim---Ey insanoğlu! Cirmin (cisim, hacim) çok küçüktür, fakat âlemü’l-ekber sende intevadır, mündemictir. İçine sokulmuştur (o kadar da değerin var) !
Buyurması ne hârikadır.

Ey insanoğlu Âlemü’l-Ekber senin özüne, enfüsüne, fuadına dürülüp sokulmuştur.
Tıpkı bir TOHUMun içine yerleşen dev AĞAÇlar gibi...
Ruh “Âlemü’l-Emr”dendir.
Âlemü’l-Emr ise Emri veren Âlemdendir!...

Kişinin Muhammedî oluşu:
ŞerîatMuhammedîyye,
TarikatMuhammedîyye,
Mârifet-i Muhammedîyye ve
Hakikat-i Muhammedîyye her kişinin özünde fitraten mündemictir.
Piriz gibi herkesin HİLKıyetinde-Yaratılış Proğramında ve ÖZ-ünde HAZIR beklemektedir...

Hakikat-i MuhammedîyyeSÎNi;
BİL-ir, Arar, BUL-ur, KULlanır O’nunla bizzât OL-ur ve O’nunla YAŞARsa ne mutlu SAÎDdir (EVLİYÂdır).
REDDederse ne yazık ki ŞÂKİdir (EŞKIYÂ) dır...

Bir başka rivâyette ise İmâmı Alî kerremullahi veche:
Resim---Eyâ insan: Ve tezeimu inneke cismi’ssâgir ve fike intiva’l-âlemil kebir: Ey insan, sen cismi sagirsin, zum’ edersin!... Hâlbuki Âlemû’l-Ekber sende müntâvidir (intiva etmiştir, katlanmıştır).

Zum’ etmek: Bâtıl zann, sanı, şüphe.
Müntâvi, Mültevî: ihtivâ eden, bükülüp sarılıp sokulan.

Resim---Ey insanoğlu; sen kendini, küçücük bir şey, bir cisim mi sanıyorsun? Hâlbuki en büyük âlem (evvel-âhir-zâhir-bâtın) sende dürülüp toplanmıştır...

Azîz Efendimiz İmâm-ı Alî kerremullahi veche’nin bu güzellikleri ve ÖZellikleri buyurmasındaki İNSAN, elbette prototip (ilk örnek) olan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dir.
İlk Yaratılan “ŞEYNûR-u MîMdir..

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ise; ALLAH (İsm-i celâl) celle celâluhu’nun Azamet ve Kudreti karşısında, “ABDULLAH”ı olarak kulluk vasıflarını,
Fakriyet, Acziyet Zillet ve İlletini; Yâni Mahviyetini,
İLÂHÎ İLİM, İRADE, İDRAK VE İŞTİRAK TEVHİDİ ile ebedîyyen giyinip tenezzül ve tevâzu’ ile DEVRÂN edip, yuvarlanıp “Nokta” (İLK=ÜMM=ANA=HALKIN ASLI) olarak RABB’ısı Huzurunda küçüldükçe küçülüp en sonunda beyaz kağıda (var etme iradesi) İlâhî Kalemin (Nurullah) ucu ile konulan NOKTA HÂLinde ASL-dan HASL-hasıl olmuştur…

Resim---Câbir bin Abdullah radiyallahu anhu’dan:
“Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAH’ın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin?” dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yâ Câbir! eşyâdan önce, kendi nurundan (Nurullah) senin PEYGAMBERİNİN NURUnu yarattı.” Ve şöyle buyurdu:
“O nur ALLAH’ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi.” Ondan sonra buyurdu ki:
“ALLAH Teâlâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nuru taksim edip 4 parça yaptı:
İlk parçadan KALEMi yarattı.
İkinci parçadan LEVH’i yarattı.
Üçüncü parçadan ARŞ’ı yarattı.
Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı:
İlkinden GÖKleri yarattı.
İkincisinden YERi yarattı.
Üçüncüsünden CENNET ve CEHENNEMi yarattı.
Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı:
Birincisinden mü’minlerin GÖZlerinin NURUnu yarattı.
İkincisinden KALBlerinin NURUnu yarattı ki o, ALLAH’ı bilmedir.
Üçüncüsünden DİLlerinin NURUnu yarattı ki o da Kelime-yi Tevhiddir....

(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)

Cümle HAT-lar (Hareketten; kâinât, eşyâ) ve Cümle HARFler (Harekeden; sözler, ahdler vs.) bu NOKTAnın ŞEENULLAHtaki; Evvel, Âhir, Zâhir ve Bâtın Hareketi, Mârifeti ve Hünerleridir.

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin : Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an YARATMA halindedir.
(Rahmân 55/29)

إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاء
Resim---İnnâ enşe’nâ hunne inşââ(inşâen) :Biz onları yeniden inşa etmişizdir
(Vâkıa 56/35)

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu) : Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.
(Yâ-Sîn 36/82)

ResimCihan deyrinde esnâma bakıp döndürme yüz zâhid
Vücûhât-ı ilâhîdir der ârifler tapar bir bir


Cihan Deyri ki;
Hakka inanıp Hayrı İŞleyenlerin İmtihan Sahası İnsanlık- Şehâdette KULluk Âlemi,
Bâtıla sapıp Şerr İŞlyenlerin Şaytana Kulluk Kilisesidir tercihle maazallah!
ÖZündeki habli’l- Verid Hakikat-ı MuhaMMediyyesinden ve KIBLeden habersizce EŞYÂ-Nefsî Hevâ-heves PUTlarına bakma ey dünyadan geçip Ukbâ dileyen Saff SÛfi..
Bilmeyen için PUT Gözüken ve olan küllî ŞEY’i Kâmil İnsanlar Ârifçe ve Kur'ân-ı Kerimce VECHULLAH görürde tapar BİR BİR..


وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Resim---Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun) :Doğu da Allah'ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir.
(Bakara 2/115)

ResimAyân oldu ledün ilmi Hızır derviş lisânından
Ana benzer Nil ırmağı ki her yılda taşar bir bir


Ey cÂNN Kardeşim!.
Bunca Okuduklarını sakın Benden-senden BİLme!
Bunlar ın ASL-ANA-Var ediş Kaynağı El Kerîm ALLAH celle celâluhudur.
Her ÂN VAHYen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Kerem KEVSERine ZÂTından-İNDinden-LedüNNünden Sıfatına AK-ÂN Suyun,
GAYBÎ BaBa Çeşmesinden fışkıran Kul İhvÂNi Damlalarıdır..
Kimki Huzurullahta HAZIR ise Hızır kendi Özünde hazır DOSTun DOSTu DOST DERVİŞtir.
MuhaMMedî NİL Irmağında-Lufullah NÛRunda BİZ-BİR-İZ Baharı YAŞAyanlar üstü AK Köpüklü bahar SELLi Olup SuhânaLLaHa SALL ederler NİL Yatağı Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve selemin PÂK Yüreğinde inşae ALLAH!..



ResimEğer serçeşme-i Âb-ı Hayâta ermek istersen
Zamânın Hızrının bâbına başın eyle yer bir bir


HaMM AKLın ilk-son SORusu “NASIL?” diyeceksin!?
Çağla-Çiğ ve de Câhil AKLını MuhaMMedî İlim-Edeb-İrfan-Erkan Tâlim-Öğretim ve Terbiye-Eğitimi VERmekle Her ÇAĞda GÖRevli Ehl-i Beyt aleyhumusselâm EL-i Hakk Dostu ERENlerin BAŞı-GAVSı- Baş ÇEŞMEsini İnancını BİLmeli-Amelini BULmalı- Ahlâkında OLmalı- Hâllerinin Şehâdetini YAŞAmalısın ki Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ALLAH celle celâluhuya yalancı ŞÂHİD Olmayasın!

O zaman Zamanın HIZIRını ARAma!
Sen LÂYIK Olmaya MuhaMMedî Gayret et Gelmesi LÂZIM Olduğu ÂNda Huzurda Hazırdır.
İstemeden VERecektir SORmadan Söyeleyecektir!..
Ve sakın Kelle-Kafa Başını VURacak Tahta-Demir Kapı ARAma!
Bâb-ı Hızır Kâmilin KALBidir!..
Hakk teâlâ’ya giden YOL KâMiL-lerin KALBinden geçer BİR BİR.. !


ElhamdulillahiRABBi’l-ÂLeMîN!..

(148 beyitlik BİR BİR Kasidesi sonu)


Gâibî Gönül Gârımızın Müdâvimlerinden GAYBÎ BaBama İlmullahça RaHMetler Niyaz Ederim..
SALLatu SELLâm Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ÜMMetine OLsun inşae ALLAH DERim!..

Resim''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''Resim


MuhaMMedî MuhaBBet…
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

..ÂN EDER BİR BİRKASİDESi

1
Resim

Şuûn-u tende zâtı zâtını pinhân eder bir bir
Cemâlin dide-i a'yan ile seyrân eder bir bir


ResimALLAH celle celâluhu; İnsan Rûhunun, Kalbinin, Nefsinin perdesi-KABı olan cesedinde-teninde, beninde, kendi ZÂTî Tecellilerini CELÂLiyle, Ez Zâhir Esmâsı Tecellîsi olarak her ÂN, Şe’enullahta NÛR-u OLarak Tecellî ettirip dururken ASLen gizli kalmakta ve ŞEYler-EŞYÂ gözükmekte BİR BİR…
CELÂLinin Ateşinde KEMÂL bulan ÖZ GÖZü sâhiplerinin A’yân-ı Sâbitelerinden CEMÂLullahı seyreder durur BİR BİR…



اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim---ALLÂHU NÛRU'S-SEMÂVÂTİ VE'L-ARD(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhu'l-emsâle li'n-nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NÛRUDUR. O'nun nûrunun misâli, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da âit olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. ALLAH, kimi dilerse onu kendi nûruna yöneltip iletir. ALLAH insanlar için örnekler verir. ALLAH, her şeyi bilendir.
(Nûr 24/35)

Resim

Adem âyînesinden vâcibe mümkin olur zâhir
Vücûd-i mümkine feyzi vücûd ihsan eder bir bir


ResimVâcibu’l- Vucûd ALLAH celle celâluhu, ÂDEM MEKANın yaratarak Ez Zâhir Tecellîsinin zuhur ettirir her ÂN.
Sebeblere bağlı varlık sâhibi yaratıklarına, imkânlar sağlandığı sürece MEVCÛD gözüken mahlûkatına gölge varlık sâhibliğini bolluk-bereketini ve devamlılığını İHSAN etmektedir BİR BİR…


Resim

Âdem mümkin yüzünden vâcibe mutlak muzaf olsa
Cemi'-i emr hâzır sûreti insan eder bir bir


ResimEğer Âdem kazandığı geçici, eğreti, izâfi İMKÂNlarla, VARlığı Mutlak VÂCİB olana kesin bağlansa;
KûN!EMRullahı sebebiyle sayısız, sonsuzfe yeKûNsonucu her ÂN Hazırda Huzûra çıkıp ez-Zâhirde; Rahmâniyyetin, Rahimiyyette İnsan Sûretinde tecellî CEM’i olurdu BİR BİR…

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “ Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın
Müslim’in rivâyetinde şu ziyâde var: “ … zîra ALLAH Âdem’i kendi sûretinde yaratmıştır
(Ebu Hureyre (r a); Buhari, Itk 20; Müslim, Birr, 112, (2612)

Resim

Ayân bil âdeme dört neş'e hasıldır bu sûretde
Dahî dört nefh-i sûr nevbet çalar lerzan eder bir bir


ResimAçık-seçik bil ki, bu Sûret Tecellîsinde Âdem’e 4 Neş’e-Şe’ende yeniden OLuş meydana gelir.
Ve Her Oluş aşamasında Sûr Üfürüşü sırası-nevbeti gelince titreyerek inler ve duyulur BİR BİR…


Resim

Dahi ölmek dirilmek devridir erkân-ı âdemde
Bu dört ölmek dirilmek rütbesin rüchân eder bir bir


ResimBu aynı zamanda 4 defa ÖLüp DİRİlmek Devirleri-Kemâlat Kademeleridir ÂDEM oluşun İlâhî Gereğinde Esaslarında.
Âdem’e tanınan 4 defa ÖLüp DİRİlmek Olgunlaşma Rütbelerinin; yükseklik, tüm yaratıklar içinde Akıl Nûrundan dolayı seçkin üstün olma fazîleti, hasletin yaşar durur BİR BİR…


MuhaMMedî MuhaBBetle…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
Olur ilk neş'ede ol sûret-i eşyâ ile zinde
Tabâyi'den olur mürde teni bî-cân eder bir bir


Resimİlk-birinci neş’ede -Şe’ende yeniden Oluşta, eşyâ sûretiyle can gelir de din-diri olur.
Bu ilki tâkibedenlerde eşyâ sûreti ölüme koşar da tenini cansız eder BİR BİR…


Resim
İkinci neş'ede ol tab'-ı eşyâdan olur zinde
Olupdur hassa-i eşyâdan istimdâd eder bir bir


Resimİkinci neş'edeyse, eşyâ fıtrî karakteri yapısından diriliğini sürdürür.
Her eşyânın kendine mahsus özelliğinden meded diler durur BİR BİR…


Resim
Tabâyi'den üçüncü neş'ede mürde olur âdem
Dirilir hâssa-i eşyâdan istihsân eder bir bir


ResimÜçüncü neş'e kademesinde Âdem ölür.
Ancak her eşyânın kendine mahsus özelliğindeki dirilik taşıyan-gıdâ deposundan HAKK’ın ihsanını beğenerek alır kullanır da dirilir BİR BİR…


Resim
Bu demde hassa-i eşya kalur mürde olur âdem
Hakâyıkla dirilir her nefes bin can eder bir bir


ResimBu fasılda-zamanda eşyâya tahsis edilenler kalır da Âdem ölür.
Hakîkatlerle dirilir de her nefes bin can değerinde olur BİR BİR…


Resim
Gelir dördüncü neş'e pes hakâyıkla olur zinde
Hakâyık âşikâr olur işin asan eder bir bir


ResimVe dördüncü neş'e gelir ardından Hakîkatlerle dirilir-canlanır dinçleşir.
Ve ÖZündeki hakîkat-ı sâbitesi açıkça ortaya çıkıp etkinleşir de her bir işini kolay kılar BİR BİR…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

11
Resim
Olur ilk neş'ede bil yol eri ilk uykudan bîdâr
Gözü gördüğünü özünden izân eder bir bir


ResimYol ERi-Muhib ilk yeniden oluş neş’esinde ilk uykusundan uyanır aklen.
Baş basarın-gözün basarla gördüğünü öz gözünden basîretle idrak eder BİR BİR…


Resim
İki uykudan uyanır ikinci neş'ede sâlik
Tabâyi' âlemini bahr-i bî-pâyân eder bir bir


Resimİkinci yeniden doğuşunda ikinci uykusundan uyanır.
Tabiatında-yapısında var olan âlemini-hâlini sınırsız kıyısız bir deniz eder BİR BİR…


Resim
Üçüncü uykudan bîdâr olur neş'e ile ârif
Îrişir hassa-i eşyâya lutf erzân eder bir bir


ResimÂrif, üçüncü uykusundan yeniden yeni Hâle doğuş neş’esiyle uyanır.
Her şeyin kendine özel özelliklerine ermek lutf u keremi lâzım ve lâyıkınca erer BİR BİR…


Resim
Tamâm dördüncü neş'ede olur dört uykudan bîdâr
Kemâl-i âdemî zâhir olur dîvân eder bir bir


ResimVe Ârif, dörüncü uykusundan yeniden yeni Hâle doğuş neş'esiyle uyanır.
İnsan-ı Kâmil oluş erdemi ortaya çıkmaya toplanmaya başlar BİR BİR…


Resim
Bu bîdârlıkdan evvel her ne bildi her ne gördüyse
Ol evvel bildiğini gördüğün noksan eder bir bir


ResimBu 4 UYANış neş'esinden önce ham aklıyla ne görüp-bildiyse,
Tümünü de naklen bir noksanlık olarak ANladı BİR BİR…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Ne vech ile kusur etmişdi ise HAKKa evvel ol
Galat eylediğin yanıldığın iz'ân eder bir bir


ResimHer ne sebeble olursa olsun, HAKK Teâlâ’ya kulluk kusuru işlemiş ise başta,
HatÂsını basîretle anladığını ve yanıldığını bildirir BİR BİR…


Resim

Neliksiz niteliksiz Hak netice zâhir oldukda
Velinin her kılı bin Mûsî-i îmrân eder bir bir

ResimNeliksiz, niceliksiz, niteliksiz olarak hakk tecelî edip zuhur ettikçe,
MuhaMMedî İrfana ulaşan ALLAH Dostunun her bir kılı, Âl-i İmrân’dan Mûsâ aleyhi's-selâm’a uyanlardan olurlar BİR BİR…

Âl-i İmrân: İmran soyundan gelenler. (İmran ikidir. Birisi: Hz. Mûsâ ve Hârun'un (A.S.) babaları olan İmran ibn-i Yashür ibn-i Lâvi ibn-i Yakub ibn-i İshak ibn-i İbrahim'dir (A.S.) İkincisi: Hz. Meryemin babası olan İmran ibn-i Metan ki, bu da Süleyman ibn-i Dâvud ibn-i İşa neslinden, bunlar da Yahuda ibn-i Yakub neslindendirler. İki İmran arasında 1800 sene geçtiği söylenir.)

Resim

Her ismin mazharında ZÂTını görmek için ZÂTı
Cihân mir'âtını âyîne-i Subhân eder bir bir


ResimZât.. Sıfat.. Esmâ.. Eşyâ.. Şe’enullah Tecellîsinde, her bir İSİMin Nûr-u MuhaMMed Mazharında zuhurunda, ALLAH celle celâluhu ZÂTî Tecellisini ZÂTının Nûru olarak görmekin bizzat ZÂTı,
Cisim-CAN CihÂNını MuhaMMedî Mir’ât, ASLa SubhÂNî AYNa eder BİR BİR…


Resim

Bunu bil kim vücûd-u vâhidin sûretleri çokdur
Bu sûretlerde esmâsı ile cevlân eder bir bir

ResimEy tâlib!
Sen şunu iyi ANla ki; VAHDET-te, Vâcibu’l-Vücûd olan El Vâhid ALLAH celle celâluhu’nun Mevcûdlar Âlemindeki KESRET Gölge görüntüleri sonsuzdur-çoktur.
Bu gördüğün çoklukta-esmâ yansımalarında, TEK OL-AN, olduğu halde gözükmeyen-bilinenemeyen ve ettiği ile bilinen ceryan gibi, havadaki nem gibi her zeRRe ile tavaf eder durur BİR BİR…


Resim

Tabâyi' encüm-u-eflâk dört unsurla üç mevlûd
Kemâle ermeğe sâlik olup devrân eder bir bir


ResimYaratıldığından beri durmadan DÖNüp duran, SEBBAHA raksındaki ZeRRE-KüRRe Feleklerinin sayısız YILDIZların bu tabiatları-karakterleri 4 UNSUR ki Toprak-Ateş-Su-Hava ile 3 DOĞuş yâni ara geçişleri ile olmaktadır.
Maddî-Mânevî Her OLuş takdir edilen SONuna sülûka-gitmeye, Sünnetullah gereğince DEVR-ÂN eder durur BİR BİR…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUN'ULLAH GAYBÎ DÎVÂNI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

21
Resim
Kemâli bu seferde bunların insâna ermekdir
Erip insâna mi'rac etdiğin îkan eder bir bir


ResimÂLEMlerdeki tüm mevcûdların yaratılış gâyesince ulaşacağı kemâl-gelişim sonucu, ÂDEM’e ERmektir ki;
İNSAN, TÜMM Esmâların NûR-u MÎM MEKÂNında-Mazharında-Masdarında TAMM ZUHURudur.
ALLAH celle celâluhu tüm Yaratıklarını insanoğlunun emrine musahhar kılmıştır.
Ve her varlık Fıtrî Hizmetiyle İNSANa mi’racın ettiğin kendince, yakînen ve mecbûren bilir durur BİR BİR…


أَلَمْ تَرَوْا أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً وَمِنَ النَّاسِ مَن يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُّنِيرٍ
Resim---E lem terev ennellâhe sehhare lekum mâ fî's-semâvâti ve mâ fî'l-ardı ve esbega aleykum niamehu zâhireten ve bâtıneh(bâtıneten), ve mine'n-nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin) : ALLAH'ın, göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi? Yine de, insanlar içinde, -bilgisi, rehberi ve aydınlatıcı bir kitabı yokken- ALLAH hakkında tartışan kimseler vardır.
(Lokmân 31/20)

Resim

Bu mevcûdat vücûd-u vâhide âyîneler oldu
Görüp âyînelerde kendini tâbân eder bir bir


ResimBU GÖRdüğümüz gölge, geçici, izafî mevcûd gözükenler;
Vâcibu’l- Mutlak olanın el VÂHİD-Tek ve GERÇEK VÜCÛDuna AYNalardırlar.
Her bir AYNa yansıttığı ESMÂ Zuhûrunda, Güneş, Ay, koyun, elma ağacı gibi kendini gösteriyormuşçasına O’nu IŞIKlandırır durur BİR BİR…


Resim

Dil-i insân-ı dânâda kemâliyle görür kendin
Cemâlinin kemâlin âdeme erzân eder bir bir


ResimVe İnsandan gayrı varlıklar kemâl gelişimleri sonucunu, MuhaMMedî Kâmilin gönlünde görürler. Ki BAŞlangıçta NûR-u MİM idi.
ALLAH celle celâluhu böylece küllî Şey’den CEMÂLİnin Erginliğini ÂLEMlerin gözbebeği ÂDEM’e en lâzım ve lâyık şekilde sunar durur BİR BİR…


Resim

Eğer esmâ eğer eşyâ eğer sûret eğer ma'nâ
Kamusun âdeme ermek için puyân eder bir bir


ResimÂLEMlerdeki var gözüken tüm varlık; Eşyâ, Sûret, Esmâ veya mânâ her ne ki “kûn feyeKûN” olmaktaysa cem’isi de, ÂDEM’e Ermek için türlü şekillerde Koşar, Batar Dalar ve can atar durur BİR BİR…

Resim

Bu sûretler cemâlinin zuhûruna mahallerdir
Görünür bu mahallerden kerem rizân eder bir bir


ResimÂLEMlerdeki bütün sûretler Cemâlullah zuhûruna mekân ve mazhar yerleridirler.
Bu YERler sanki bir İKRAM ÇEŞMESİ gibi durmadan AKar-DÖKülür durur BİR BİR…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
Bu mazharlar sıfâtının zuhûruna merâtibdir
Mezâhirde görünür hükmünü fermân eder bir bir


ResimBu Kâinât dediğimiz ve her bir ŞEY’in bir Esmaullah için zuhur yeri OLuşu ASLında ALLAH celle celâluhunun Sıfatlarının ortaya çıkmasına sebeb olan mertebeler, basamaklar, kademeler ve derecelerdir.
Açıkça, zâhirde ve insan aklınca şahid olunanlar olarak “KûN!” hükmünü tebliğ eder ve “feyeKûN” eyleyip Şe’ÂN-ında-ÂNında uygular BİR BİR…



Resim
Vücûd-ı vâhidin Hak (kul huve'l-lâhu ahad) birdir
Bu birden zâhir oldu her levin elvân eder bir bir


ResimEl vâhid ALLAH celle celâluhunun Vahdaniyetinde Vâcibu’l- VüCÛDu İnsan aklınca bilinemezlik-AHADiyyeti ardında BİR-TEKtir:

قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ
Resim---Kul huvallâhu ehad (ehadun) : De ki: O Allah, birdir.(İhlâs 112/1)

İşte bu her hususta erişelemez AHADiyyet NURundan AHMEDiyyet NuRunda zâhir olan-gözüken levn; renkler, boylar, sıfatlar, nev'ler, çeşitler, türler ve kısaca bir şeyi diğerinden ayıran alâmetler, nişanlar ve işaretler halinde muhtelif nicelik ve nitelikte kimseler-şeyler olurlar BİR BİR…


اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim---ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nûr 24/35)

Câbir bin Abdullah radiyallahu anhu’dan: “Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAH’ın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin?” dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Yâ Câbir! eşyâdan önce, Kendi Nurundan (Nurullah) senin PEYGAMBERİNİN NURUnu yarattı.” Ve şöyle buyurdu: “O nur ALLah’ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi.” Ondan sonra buyurdu ki: “ALLAH Teâlâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nuru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan KALEMi yarattı. İkinci parçadan LEVH’i yarattı. Üçüncü parçadan ARŞ’ı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı: İlkinden GÖKleri yarattı. İkincisinden YERi yarattı. Üçüncüsünden CENNET ve CEHENNEMi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı: Birincisinden mü’minlerin GÖZlerinin NURUnu yarattı. İkincisinden KALBlerinin NURUnu yarattı ki o, ALLAH’ı bilmedir. Üçüncüsünden DİLlerinin NURUnu yarattı ki o da Kelime-yi Tevhiddir....” (İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)

Resim
Vücûdun zâhiri var bâtını var ey cihân-ârâ
Bütûnunun zuhûrudur cihân imkân eder bir bir


ResimEy Cihanı süsliyen, dünyada yaşayan can!
VüCÛD’un; Zâhiri-âfâkî, dışa ait, âşikâr olan, açık, belli, meydanda olan, aklen şüphesiz, sûret halinde görünen yüzü ile ve Bâtını-enfusî, içe ait ve gizli olan, belirsiz, sîret halinde gayben bilinip inanaılan yüzü vardır.
VüCÛD dediğimiz dâimiyet lutfunun cİSİM-cÂN cihÂNına çıkıp duran bu gölge görünüşlerin tümü Bâtınlardan Zâhire çıkan ve Cihan MEKÂNında ancak yaratanın “OL!” durup durduğu imtihan imkanlarıdırlar BİR BİR…


هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim---Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın(bâtınu), ve huve bi kulli şey’in alîm(alîmun) :O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, her şeyi bilendir.(Hadîd 57/3)

Resim
Vücûd-ı vâhidin bil zâhiridir âlem-i ecsâm
Hüviyyet âlem-i ecsam kuru ebdan eder bir bir


ResimBu gördüğün cİSİMler Âlemin Vücûd-ı vâhid ALLAH celle celâluhu’nun El Zâhir Esamasının zuhuru-ortaya çıkışıdır akıllar için.
Hüviyyetullah, cİSİMler Âlemi şeklinde çeşitli bedenler-kablar-görüntüler halinde iğreti hüviyetler verir durur BİR BİR…


Resim
Vücûdun bil hakikat bâtınıdır âlem-i ervah
Vücûdüyle mahabbet varlığın yeksan eder bir bir


ResimVücûd-ı Vâhid ALLAH celle celâluhu’nun El Bâtın Esamasının tecellîsi ise gerçekten Ruhlar Âlemidir.
Gerçek-Vâcib- Lüzumlu, Mecburî-ZÂTına mahsus olan Vahdaniyyet Vücûdüyle yarattıklarına her AN gelen CAN CERRyanı gibi Muhabbet aktarır-Resulî SEViyede herkese ve her ŞEY’e BİR BİR…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

31
Resim
Mukayyed üzredir ecsâm dahi cân-ı âdemde
Biribirinden ayrılmaz ziya rahşân eder bir bir


ResimCümle cisimler, Âdemoğlunun canıyla kayıldı birlikteliğe mecbur, can-cisim tammalaynıdırlar.
Biribirinden ayrılamazlar yanan mum ile parlayıp duran ışığı gibi BİR BİR…


Resim
Hakikat âlem-i ecsâma mebde' cevher-i hâkdır
Kabûle müstaiddir rahmeti Rahmân eder bir bir


ResimCisimler Âleminin ibtidası-başlangıcı HAKK’ın cevheri, kendine mahsus tekliği, ASL oluşu gerçektir.
Bundan dolayı da Rahmân Rahmetini kabul etmek kabiliyeti, istidadı vardır ve her an kabul eder durur BİR BİR…


Resim
Bunu bil âlem-i ervâha mebde' tab'-ı hâk oldu
Birikdi tab'-ı hâkin cevheri Hak kân eder bir bir


ResimŞunu iyi bil ki;
Ruhlar Âleminin ibtidası-başlangıcı Toprağın Tabiatı karekteri oldu.
Bu gördüğün birikmiş sayısız Toprak Tabiatların ana menbaı, kuyusu, kaynağı, mâden ocağı HAKK’ın ÖZ Vechinden her AN Yaratış fışkırır durur BİR BİR…


Resim
Merâtib üzre devrân eyleyen hâke tâbî'atdır
Şuûnâtında her bir şânı yüzbin şân eder bir bir


ResimSÜNNETULLAHdaki nice Mertebeler, Basamaklar, Kademeler, Dereceler içinde dönüp duran mevcudat Toprağın Tabiatıdır.
ŞE’ENULLAHda, her ANda her yeniden yaratış “KÛN!” unda yüzbin “feyeKûN” eder durur BİR BİR…


Resim
O denlü devr eder hâk-i tabî'at ân-ı dâ'imde
Cihân eşyâsını var eyleyip bir ân eder bir bir


ResimÂn-ı dâ'im ki; her AN yenisi, ne aynısı ne gayrısı..
Her gün yağan yağmur o gününkü, asla bu günkü dünkü değildir.
Değişmeyen, geçmişi-geleceği cem’ eden ancak akla değişen gözüken ân-ı dâ'imde bu toprak unsurlu tabia, yaratılış, huy, karakter oluşumu O türlü döner durur ki;
Cümle Cihandaki eşya-ŞEYleri AKLa ver gösterir ancak Anında yok eder, her Şe’eNullahta her yeniden yaratır durur BİR BİR…

Bu yeniden yaratıştaki Var-YOK, Aç-Kapa ikilemi, Mekik Teorisi olarak teknikte açıkçadır.
Elektiriğin akmadan git-gelişi budur.
Ve bir gün teknik Kur'ân-ı Kerimin buyurduğu “Sebbaha” sırını çözdüğünde ATOMların dönmediğini sonsuz ve sıkça yeniden yaratılmasını dönmek zannetmekteymişiz!!
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Kemâle erişir devr etmesi sâkin olur anın
Bu kez insânda kâmil olmağa gerdân eder bir bir


ResimNe zaman ki Dış Sûreti RÜŞDe-erginlik kemâline erer Devranda rüşd devri tamamlanır ve çocukken baba olacak hale gelip onda sükun bulur,
İşte o zaman da İç Sîretinin rüşde ermesi için İnsan-ı Kamil edebinde “İNSAN” olmak için iç dönbüşe-SEYRANa geçer BİR BİR…


Resim

Yoruldukda beden sûret karışır cevher-i hâke
Erişir ruh-u hâke tab' itmi'nân eder bir bir


ResimBu hayat Yolunun çile yokuşlarında beden yoruldukça-yaşlandıkça sûreti çöker ve toprak özüne-esasına karışır.
Öyle ki fıtrî yapısı toprağa üfürülen RUHa erişir de tatmin olur, en son kararlı hale girip inancı tamlanır BİR BİR…


Resim

Bu minvâl üzre varıp gelmesi tekrâr olur anın
Ki her varmakda gelmekde yolun çendân eder bir bir


ResimBu hareket tarzı içinde her AN yeniden yaratılış tekrarlarıyla nabız atışı gibi hep var gözükür ki elektiirik ışığına dağlardan ve gece uzaktan bakanlar yanıp sönmekte sandıkları gibidir. Oysa olan her an git-geldir ve MEKİK TEORİSidir..
İşte bu her git-gellerle ÖMÜR yolun bir o kadar daha almış bitirmiş olur BİR BİR…


Resim

O her bâr kim merâtible ilimden ayna yüz tutsa
Olur sonra geliş evvel geliş cem'ân eder bir bir


ResimBu her defasında “KûN-OL!”uşum Mertebeleri, Basamakları, Kademeleri, Dereceleri nedir diye İLİM AYNasına göz atsa,
İlk Geliş-Son Gelişin CEM’ olduğunu ANlar BİR BİR…

Ki ALLAH celle celâluhu önce, şu an ve sonra yaratmaktan, plan-projeden ve eski malzeme kullanmaktan münezzehtir her AN yeniden yaratır.


وَأَنَّ عَلَيْهِ النَّشْأَةَ الْأُخْرَى
Resim---“Ve enne aleyhin neş’etel uhrâ : Sonradan oluşturup yaratma da O'na aittir.” (Necm 53/47)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Eğer bir kûzeyi bin kez denizden kimse doldursa
Yine deryâya dökse katresin ummân eder bir bir


ResimEğerki bir kimse bir su testisi bir denizden bin defa doldursa da yine denize dökse,
TüMMün parçası da tüm özellik ve güzelliklerini keyfiyet olarak taşıdığından her damla da deniz gibidir BİR BİR….


Resim

Yine ol kûzeyi bir nevbet-i âharde doldursa
Ol evvel dahi sonra nevbeti çendân eder bir bir


Resimyine bir kimse bir su testisini başka bir zamanda doldursa,
o evvelki doldurduğunun birkaç defa tekrarı olur BİR BİR…


Resim

Muhassal cism-i insan ruh-ı insan bâtın-u- zâhir
Ma'âdı mebde'i hâki tabî'at-şân eder bir bir


Resimİnsanoğlunun cismi-cesedi, insan Ruhunun bâtını ve zâhirinden meydana gelmiştir, hasıl olmuştur.
Dönüp gideceği yeri-avdet edeceği mahal, geldiği başlangıcı
Aslın astarı Tabiatı toprak olup, ŞE’ENUllahta inşâ edilip-yeniden her AN yaratılıp durmaktadır BİR BİR…


Şe’eNULLAH:

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---“Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin : Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.” (Rahmân 55/29)

Resim

Ma'âdı mebde'i ya hâk yahud tab'-ı hâk olsa
Kalan hâk içre madenhânesin mihmân eder bir bir


ResimDönüp gideceği yeri-avdet edeceği mahal, geldiği başlangıcı Ya toprak olsa ya da Toprağın karakterinde-tabiatında olsa,
Yine de sonuçta cesedini Yartıldığı madenocağı olan toprakta misafir eder mezarlarda BİR BİR…


Resim

Letâfetle tebâyi' âlemine yol bulan cânlar
Kesâfetden letâfet mülküne perrân eder bir bir


Resimİlliyyin letafetinden esfelin kesafetine indirilen Âdemoğlu ve aklı; gittikçe incelen, maddeden mânâya geçen ince duyuşlarla, yaratılış âlemi ve gereklerine ulaşma yolları bulan sufî CANlar,
Kesif-yoğun-maddesellikten, latif, şeffaf-mânâsal âlemine kanat açıp uçarlar BİR BİR…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Bu sözden anlanan bu tâife Hakk-el-yakîn Hakkı
Bilip bildirdiler ârif olan imân eder bir bir


ResimBu Hikmetli SÖZlerden ANlanması gereken odur ki;
Bu Hâlleri BİLip-BULup-OLup-YAŞAyan ÖZ MuhaMMedî Melamîler hususî sınıfı BİZ BİR-İZ izcileri olup TaMM İman ederler BİR BİR…


Resim

Bunu bil gâhi eczâ kendi küllüne rucû' eyler
Ve gâhî gül gibi eczâsını perişan eder bir bir


ResimŞını iyice bilki;
Her bir TÜMMün-Küllün cüz’leri-Parçaları zaman zaman ASLına döner durur Sünnetulahta.
Bâzen de GÜL gibi Kokusunu SALLar göklere de perişan-paramparça eder dönemez geriye Uçar gider BİR BİR…


Resim

Kamu nev'in nihâdı çözülür ol küllünü özler
Ki her cüz kendi küllün kendine burhân eder bir bir


ResimTüm yartıkların; tabiatı, hilkatı, bünyesi, yaratılış yapısı çözüzlür de fASL olanlar ASLını ÖZ-lerler.
Ki bu Sünnetullahda her parça-cüz’ kendini TÜMMleyen ASLını bürhan, delil isbat vasıtası eyler BİR BİR…

Eşyânın Hakikat-ı MuhaMMediyyesi HAKKtır..


Resim

Cihân eczâsı küllî netice vech-i âlemdir
Ki her cüz kendi küllün keffe-i mizân eder bir bir


ResimCan-Cisim CEM’i gözüken şu Cihan parçacıklarının tümünün neticesi, ÂLEM kavaramın Özüdür..
Bundandır ki her parça, zâhir-Bâtın mevcudluğu kefeleriyle TEK olan ASLının Tevhid Terazisinde ÖLÇer durur ve ARAyıp bulmak diler BİR BİR…
RABBu’l- ÂLEMîn.. Rahmetenli’-l ÂLEMîn…


Resim

Gelir gayb-ı mecâlîden mecâlîden olur zâhir
Yine Gaybî mecâliden mecaline gider bir bir.


ResimGaybî-olduğu halde gözükmeyen AYNAlardan-tecellî noktalarından gelir de yine Tecellî AYNasında gözükür-zuhur eder.
Yine AYNen devam eder gider OL-uşlar BİR BİR..
Har AN Şe’enullahta Sünnetullah üzre “”kûn feyekûn” yeniden yaratma sürmektedir..
Sebeb-sonuç-sebeb-sonuç-sebeb..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

"Kafiyet-ül- Elif : ELİF Kafiyesi.”

Osmanlıca eski yazıda, sonu yatan elif-elif-i meksura ile biten beyitler...


*I*

Âdem-i mâ'nâ durur eşyâya evvel ibtidâ
Âdem-i sûrîdürür eşyâya âhir intiha


ResimEŞYÂ-nın evveli-başlangıcı Âdemin mânâsı-yaratılış sebebidir.
EŞYÂ-nın âhiri-sonucu ise Âdemin zâhiren gözüken şekli-şemâli-sûretidir.


Resim

Âdem-i mâ'nâ dürür rûh-ı izafî âleme
Cümle zerrât-ı cihân andan bulurlar intişa


ResimŞu âlemlerin geçici-iğreti Ruhu Âdemin mânâsı-yaratılış sebebidir.
Ve Cihandaki tüm ZERReler-Atomlar Âdemin mânâsından-yaratılış sebebinden meydena gelir, neş'et eder, gelişir, yetişirler.


Resim

Öldü halvethane-i Hak cümle âlem serteser
(Leyse gayrullah şey'ün) virdin okur ahfiya


ResimÂdem, Âlemi ve kendini OKU-yunca sanki, HaKK Teâlâ’nın gizlilik yurdu tüm Âlemler baştan başa öldü gibi, sırrı açıldı.
Bunu Anlayan Silm Akıllar Kâmil Nefisler için artık tüm Ahfiya-örtüler, perdeler, gizli şeyler, çekirdeklerin çiçek tomurcuklarını örten kabuklar Şe’ENULLAH içinde bu Âlemde: “ALLAH’tan başka ŞEY Yoktur!” zikrini vird edip hiç durmadan söyleyip ilan etmekteler.


Resim

Hamdülillâh ehl-i tevhidiz ki bulduk zevk ile
Ayn-ı vahdetdir bu âlem itibarîdir sivâ


ResimALLAH celle celâluhuya el HAMDimiz olsun ki,
BİZler TEVHİD EHLiyiz Tevhidin, Söz-Sohbet-ZEVKiyle bu Âlemin; VAHDETin Kaynağı, AYNı - tâyin edilmiş Muayyen ve şahıslaştırılmış Müşahhas, sûretleri ve hakikatleri ezel-ebed İlm-i İlahîde olan A’yan-ı Sâbiteler olduğunu Anladık.
Ham AKLın ALLAH celle celâluhu dan ayrılık-gayrılık zannettiği mâSivâ-O’ndan gayrısı her ŞEYlik ise İtibarîdir.
Hakiki kıymetleri-kendilerine mahsus devamlı KİMlikleri olmayıp, geçici gölge görüntülerinden dolayı kıymeti var kabul edilen farazî, izafî, VAR-lığı HaKK Teâlâ’ya nisbet edilmesi-bağlı kılınması halinde bilinen Akıl Algılamalarıdırlar.


Resim

Sûret-i tevhidi kogıl ma'nî-i tevhide var
Güft; El-ma'na hüye'llâh an Aliyy'ül-Murtaza


ResimEy can o zaman Silm Aklınla sen;
Tevhidin Yaratılanı esas alan-Şeysel-Şeklî-Aklî Görüntüsünü bırak ki, EŞYÂ-Şeyleri Yaratanı esas alan Hakikatleriyle Naklî Tevhidin Mânâsına ULAŞ!
Aliyy'ül-Murtaza kerremullahi veche dan gelen SÖZ ki: “Mânâ denilen Hüve ALLAH’tır!”
Madde-Mânâ gözlüklerinin TEK GÖRüşü: Lâ Hüve İllâ HÜVE: O’ndan başka O Yoktur!”
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Sırr-ı vahdetden haberdâr oldun ise şirki ko
Nice bir bu ( lâ ve illâ) niceye dek huy u ha…


ResimEğer sen bu Kesret-ÇOKluk-YOKluk Diyarında, VAHDET-TEKlik SıRRını BİLdin-BULdun-OLdun ve de İ’tidali YAŞAdınsa, İfrat-Tefrit Şirkini terk et artık!
Ne zamana kadar Lâ-YOKluğu ile İllâ-ÇOKluğunun sadece sözde kalan Hayy-Huusunu deyip duracaksın!
Zâhirde El Hüve Bâtında el Hayy OL-AN ALLAH celle celâluhuyu MuhaMMedî Şuur içinde DUYup-UYmadan!


Resim

Nice bir bu âlem-i kesretde devrân idesin
Merkez-i vahdetde kutb ol devr iden gelsin sana…


ResimBu ÂLEM ki her ZeRRenin yaratılışından son buluşuna kadar durmadan DEVR-Döngüsü SEBBAHAsı DevrÂN ÂLEMidir.
Sen ne zamana kadar bu SONsuz sayıda ATOMların Kesret-ÇOKluğunun Vahdet TEKliğini ANlamdan MUHİTTE DÖNüp duracaksın kısır döngünde!
MuhaMMedî MERKEZ VAHDET kutbuna-MİLine Teslim ol ki en MERKEZde Olup dönmeyen ve tüm DEVR Edenlerin KIBLEsi Olduğunu BİZ BİR-İZ Kevserinde MuhaMMedî DAMLA olarak YAŞA!


Resim

Tâlib-i esmâ isen sen bil biz ism-i a'zâmız
İsm-i a'zâm sohbetiyle bul fenâ içre bekâ…


ResimZÂTtan Sıfat Resim SIFATTan Esmâ Resim ESmâdan Resim EŞYa ŞE’Eninin MuhaMMedî ESRÂRını BİLip-BULup-OLup-YAŞAmak Tevhid Tercihini AKLen-NAKLen İSTEmekteysen iyice bil ki;
Esmâların CEM’ÂN ÖZÜ- BîİSM-i BİZ-İZ!..
YED’uLLAH Resim YED-i Rasûlullah Resim Yed-i Ehl-i Beyt Resim Yed-i HaKK ERENlerle Kalb-Kalbe en UÇta bu ÇAĞda RIZA PİRİZi BİZiz..


YED': El. * Mc: Kuvvet, kudret, güç. * Yardım. * Vasıta. * Mülktür.
YED': Dâimiyyet NEŞ'esini ve NEŞ'etini MuhaMedî Şuurda Yaşayış İştirakidir.
YED': CAN CERRyÂNı Merkezine BAĞlayan ANA Kablodur. EL ELe Kalb Kalbe BİZ BİR-İZ liktir...

Çiğce ANlama BİZ dediğimizi, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “BİZ” liğindeki TESLİMİYYET CEM’iyyetidir..
Ondandır ki bütün ESMAların Azamiyyeti-ÂDEMiyyeti- Hakikat-ı MuhaMMediyyeti “kullehâ” sı BİZdedir.


وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Resim---“Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn(sadikîne) : Allah Âdem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi.” (Bakara 2/31)

RABBulâlemin SÖZünü Rahmetenlilâlemin SESinden DUY-Uyarsan İNSAN-ı Kâmil KALBini ANlarsın!..
İşte o zamAN İNSAN-ı Kâmil SOHBeti HiMMetiyle;
Ben BUZ Dağların ERİR-YÜRÜR de Ravza-yı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemde Geçici-İğreti-İzafî Varlığın FENÂ-Sıfır olur ve ebedî BEKÂ-Sonsuzluğa kavuşursun!..


Resim

Ya'ni esmâ vü müsemma ayn-ı âdemdür hemân
(Men aref nefseh fekad) remzini duydunsa dilâ…


ResimReSSamla Resimi, Usta ile Eseri, İsim ile Müsemmayı ÂLEM Kur'ânında OKUrsan ÂDEM Kur'ânında kendi AYN-ı Sabiteni OKURsun!
Nimet-i İlahî AKLınla, Nimet-i UZMA MuhaMMed Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selemin Küllî AKLında Şu ÂN NAKLine İştirak NEŞ’esine karışır şu ÂNın İNSAN-ı Kâmil Çeşmesinden İÇ-yıkan ki;
NeFSen-AKLen Kendini BİL! Resim MuhaMMedî Hasbî Hizmetçin Kâmilini BUL! Resim Mârifet İrfÂNının Menbağı MuhaMMed aleyhi's-selâmın RABBanî MERKEZinde OL! ki Resim Küllî ŞEYin MUHİTi YAŞA!


وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Resim---“Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı). Ve kânallâhu bi kulli şey’in muhîtâ(muhîtan) : Göklerde ve yerde olanların hepsi ALLAH'ındır. ALLAH herşeyi kuşatıcıdır.” (Nisâ 4/126)

Bunun içindir ki SEVgili Efendimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemimizin: “RABBini BİL-BUL-OL-RABBine DÖN!
Şu ANdaki ŞE’ENULLAH’a Her AN ŞÂHİD OL RAVZAMda!” SALL SeLÂ sını DUY-UY!


يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ
الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ

Resim---“Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm (hakîmi) : Göklerde ve yerde olanların hepsi padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih etmektedir.”
(Cuma 62/1)

Bu Zâhiri DÖNüşü GÖRmen, NEFSen-AKLen AN-laman, KALBen İnanman ve BEDENen YAŞAman için,

Resim---Sevgili Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz: “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsinin Bilen RABBini BİLir”” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

Resim

Sofi kim vakıf değil sırr-ı maâd-ü-mebde'e
Mübtedidir kendüyi isterse tutsun müntehâ…


ResimSıRR-ı Sıfır SUFÎliğin Sonunu-avdedini-Varış Sılasını-fASLını ve Başını-ibtidasını-ASLını;
SADRdan SADRa Hakk İNSAN-ı Kâmil KALBinden DİRİden-DİRİye ALmadan vASLına vakıf-âşinâ OLmadan hamm softalık yaparsa;
Kuru-boş laf canbazlığıyla tasavvuf simsarlığı yapan “RABBa RÜCU” Seyr u Süluk YOLunun Başında ŞaŞakalmıŞ bir Şaşkın-Taşkındır ki isterse “Ben nihayete ulaşan bir Hakikat Ehliyim!” dese de!..


Resim

(garibÂNca bir gayBÎ Ba Ba SALLandı Muhammedî MuhaBBetle)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Bu vücûdun zâhiri vü bâtını Hak olıcak
Nice sûret bağlar anda ibtidâ vü intihâ


ResimGerçekte Vâcibu’l- Vücûd olan ALLAH celle celâluhu’nun tecellîsi ve nuru olan şu gördüğümüz MevCÛDların zâhiri ve bâtınları Hak olunca,
Başlangıcı, en öncesi ve sonuçu en sonu mutlaka olan iğreti-geçici ve izafî sayısız SÛRETler görürsün Mahlukat ÂLEMinde..



Hâsılı gel gir tarik-i vahdete ta'nı bırak
Yohsa vallahil'azîm irmez sana feyz-i atâ


ResimSözlerimin özü şudur ki; sen bu Kesret ÂLEMinde ham aklınla HAKK’ı arayıp durma da, VAHDET YOLUna gir ve fASLın-AYNın ASLını tanı ve EŞYÂnın mâhiyetini ANla!
Yoksa Azîm olan ALLAH'a yemin ederimki, sana Zu’l- Celâli ve’l- İkrâmın durmadan yağdırdığı bağışlama ve bahşiş, lütuf, ihsandan başına, bir damla bile ilim-irfan olarak bolluk-bereket yağmaz!..



Sûret ugrusunu râh-ı Hakda sanma mukteda
Her asırda birdir ancak hâmil-i sırr-ı Hudâ


Resimİnsanoğlunun SÎRETi olan Özünü Takdirullah gereği Sünnetullahta şu AN Şe’enullahta,
Sûret Âleminin eşyâ, cisim, şekil ve olayları içinde imkanla Kulluk imtihanı gereği AKILları Çelen İKİlik Şeytanlığını sakın sen HaKK YOLUnda önde önder İmam sanmayasın!
Bu her asırda her zaman bu tarzdadır ve bu Hakk Teâlâ’nın SıRRını taşır..



Geldi akup selsebil-i nûr-ı Hak bizden bize
Vech-i İbrâhimden oldı Gaybî'ye Hak rü-nüma


ResimOkuduğunuz bu selsebil; CeNNnet pınarı gibi ALLAH Rızası için herkese açık Hakk Teâlâ’nın Nuru olan ZEVKler, BİZden BİZe dir.
BİZ dediğim Şeyhim-Pîrim-Aksaraylı Pîr Ali Babanın oğlu, Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendi'm kalbinden, ben Sunullah Gaybî’ye-BİZe HaKk’tan yüz-gösterip çıkan AKarak gelen feyzler-doğuşlardır..

Gaybî Babamızın buyurduğu;
“HaKK’a Giden yol, Hakk Dostlarının Kalbinden geçer!”
Kul İhvÂNi..



Filhakîka âşıka budur sırat-ı müstakîm
Kim bir ola anda rah u rehber u hem rehnümâ


ResimEy Hakk Âşıkları!
Filhakîka- Hakikatte, esasında, hakikaten, doğrusu Şeriatı Garra’nın Sırat-ı Müstakîmi-Tek dosdoğru İstikamet Yolu kısacası, Melâmette BİZ BİR-İZ İZidir.
Kim kendini BİLirse, Kâmilini-Pîrini BULursa ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selemin Sırat-ı Müstakîminde OLursa,
O kimse;
Hakk YOLcudur, Hakk YOLdadır, Hakk YOLluğu verilir ve Hakk YOLdaşı, Yol gösteren Kılavuzu, Rehberi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemdir ve's- selâm!.


Resim''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

*II*

Cehâlet perdesin kaldır
İnâyet eyle yâ Mevlâ
Meârifle dili doldur
İnâyet eyle yâ Mevlâ..


ResimYâ Mevlâ Teâlâmız!
Nefsime meded-yardım et Cehâlet Engelimi kaldır ki Kemâlâtım Oluşa,
Gönlümü Meârif-i MuhaMMedimizle doldur Meded kıl Yâ Mevlâ Teâlâmız!.



Şarâb-ı aşkını içem
Hicâblardan kamu geçem
Bilip nefsim seni seçem
İnâyet eyle yâ Mevlâ..


Resimİlahî AŞK Şarabından İçeyim,
Hakkı DUYup-Uymama engel olan yalıtkan pis-pas engellerimden geçip kurtulayım..
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemle SILA SALL Salâvâtımızla;
Nefsim BİLeyim ki RABBım Bulayım İnşâallah..
Meded kıl Yâ Mevlâ Teâlâmız!.


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:
“Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsinin Bilen RABBini BİLir” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)


Vücûdumu yakıp kül et
Gider gafletimi kul et
Dehir bağında bir gül et
İnâyet eyle yâ Mevlâ..


ResimNefs-i Emmâremin dünya âleti bedenim de dahil AŞKuLLah ateşiyle yakıp etkisiz kıl!
Gaflet pasımı sil ki can CERyÂNıma kavuşup KULun Olayım!
Sonsuz devrÂN DeHRinden, şu gelip geçmekte olan kendi çağımda Açan bir MuhaMMedî GÜL eyle beni de..
Meded kıl Yâ Mevlâ Teâlâmız!.



Fenâ eden kamu varın
Bu gün oldu ana yarın
Temâşâ etmede yârın
İnâyet eyle yâ Mevlâ..


ResimKim ki şu yalan dünya çarşısındaki gölge varlığını yok bilirse,
O nefs-akıl yarını bu günden gören AYIK-UYANIK bir Kuldur,
Geleceğini ve ALLAH celle celâluhunun vaadlerini olmuşçasına görmekte ve tahkik imanla inanmaktadır..



Dile ilhâm-ı Gaybî ver
Kemâlâtı gönülde der
Kamu halimde bana er
İnâyet eyle yâ Mevlâ..


ResimBen GAYBî Kulun Gönlüme GAYBî İlhamlarından ver,
Kulluk Kemâlâtıını gönlümde topla,
Bu ilim, Edeb, İrfan Kemâli; her zaman, her yerde, her hâlde beni “ERENler ERi” kılsın. Meded kıl Yâ Mevlâ Teâlâmız!.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

*III*

Ey talebkâr-ı Hüdâvend-i kerim-i zû'l-ata
Sâdık-ul-kavl-ü-ulv-ül-hamt-ü-abdü'r-rıza


ResimEy bağış, bahşiş, lütuf, ihsan Sahibi olan El Kerîm ALLAH celle celâluhundan Hüdâ vergisi AŞK isteyen Tâlib!
Sözü Kavli-Sözü, ulviyeti-yüceliği, hamdi sadık ve Rızasını dileyen bir kulu olarak…



Bir latifedir gönülden söyleriz taliblere
Kalb-i mü'min beyt-i yezdândır buyurdu Mustafa


ResimDerunumuzdan-tâ gönülden gelen bir Ledünnî İNCElik olarak dileyenler söyleriz ki,
Mustafa aleyhi's-selâm: “Mü'minin Kalbi Yezdân ALLAH celle celâluhunun Evidir” buyurdu..


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Yere göğe sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım ”
(Aclunî, K eşfu’l- Hafâ: 2256)
"Mü'minin kalbi Allah'ın evidir." (Marifetnâme, Sayfa: 971)
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Mü'min Kâ'be'den efdaldır."
(Râmûz'ul-Ehâdis, Hadîs No: 4323)

أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَى نُورٍ مِّن رَّبِّهِ فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
Resim---“E fe men şerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin) : Demek ki, Allah kimin bağrını İslama açmış ise işte o, Rabbinden bir nur üzerinde değil midir? O halde vay kalpleri, Allah'ın zikrinden (boş kalıp) kaskatı olanlara. Onlar, açık bir sapıklık içindedirler.” (Zumer 39/22)


Gönüle gir kim ve men dahale kâne amina
Hakkın evidir ana giren emin olur şehâ


ResimGönle gir ki ve gör ki: “Kim girdi Emin oldu!”
Ey Şâhım-müridim! Gönül Hakk Teâlâ’nın Evidir ona giren emin olur!.



Kibri öldür ki nefis kaydını bırakıp varasın
Anda Hakkanî hemîşe fikr edersin dâimâ


ResimOna varmak-girmek için, önce kibrini öldür ki Nefsiyin “benlik kaydı” nı silebilesin!
Girdiğinde onda hakkanî- lâzım ve lâyık olanı, hakça âdilâne fikredersin dâima-her zaman!.



Dünyevî ya uhrevî efkârı gelse eyle revâ
Mâsivâdır fikr-i Hakdan gayri hep ey müctebâ


ResimDünya veya ahretle ilgili fikirler gelse bile “uygundur-bir hikmetle meydana geldi!” de!
Ey seçilmiş can! Unutma ki Hakk’ın FİKRinden başkası SEViyelenememiş - Hakk’tan gayri ŞEYlerdir..



Varlığı Hakka verip varlık Hakın olsun hemîn
Pes çık aradan hemân kalsın yaradan mutlaka


ResimBu giyindiğin iğreti-izafî-geçici “ben varlığı”nı Hakk Teâlâ’ya VER ki VARlık, VÂRlığı MUTLAK Vâcibu’l- VüCÛDun olsun Hakk yerini bulsun!
Öyleyse sen hemen aradan çık ki Merkezde-Muhitte Yaratan ALLAH celle celâluhu(Nuru) kalsın!..



Hakkı var kendini yok fikr et ve anda ol mukîm
Bu teveccühden gönül oğlu doğar ey mutlaka


Kendi “ben” liğinin “izafî”, ALLAH celle celâluhu”BEN” liğinin hakikat olduğunu Fikret- kesin ANla ki O’nda mukîm- ebeden kalan olasın Denizde DAMLa gibi!
Var ama yok! Yok ama Var!..
Böylesi mânen düşünceden-yönelişten Veledü’l-Kalb, İbnu’l-Kalb, Kalb Oğlu doğar mutlaka!



يَوْمَ لَا يَنفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ
Resim---“Yevme lâ yenfau mâlun ve lâ benûn(benûne) : Malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde” (Şuarâ 26/88)

إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ
Resim---“İllâ men etâllâhe bi kalbin selîm(selîmin) : Ancak Allah'a kalb-i selîm (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur).” (Şuarâ 26/89)


Bil ki dildir câna cânân hep büt-i tersâ-beçe
Sahib-i şevk-i kerâmet zevk-ü-şevk ey pür-safâ


ResimEy Zevk, Şevkin ve Kerâmet Şevki Sahibi Sefâ ehli can!
İşte yukardaki kalb oğlu DİL-indir ki canına CÂNÂNdır.
Yoksa o, Hristiyan Çocuğunun PUTudur!



Taliba kâmil gerekdir âşık-ı serbâz ola
Mahv ede öz varlığın tâ kim göre Hakdan lika


ResimEy İlahî AŞKa Talib olan-İsteyen can!
Seni kâmil edecek bir İnsan-ı KÂMİL gerektir ki; korkusuz, cesur, bir Yiğit Hakk Âşığı ola!
İşte o Hizmetçin ÖZündeki gizli ŞİRK Varlığını harab edip Beşerî noksanlıklardan seni kurtuluşa çıkarıp Hakk Teâlâ’ya kavuşmanı SAĞlaya!..



(Küllü şey'in halik illa vechehu) buyurdu Hak
Yokdurur gayrın vücûdu gözin aç gör ey fenâ


ResimHakk Teâlâ: “kullu şey’in hâlikun illâ vecheh: O'nun yüzünden (zâtından) başka her şey helâk olucudur ” buyurdu
Ey fenâ ehli can! Gözünü AÇ da iyi bak-gör! Bu gördüğün geçici MevCÛDları var sanma O’ndan başkasın gerçek vüCÛDu asla yoktur!..


وَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ إِلَّا وَجْهَهُ لَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Resim---“Ve lâ ted’u meallâhi ilâhen âhar(âhara), lâ ilâhe illâ hû(hûve), kullu şey’in hâlikun illâ vecheh(vechehu), lehul hukmu ve ileyhi turceûn(turceûne) : Ve Allah ile beraber başka bir ilaha tapma. O'ndan başka ilah yoktur. O'nun yüzünden (zatından) başka her şey helak olucudur. Hüküm O'nundur ve siz O'na döndürüleceksiniz.” (Kasas 28/88)

Hak ile vuslat dilesen varlığın eyle fenâ
Kendiliksiz vâsıl oldu enbiyâ-vü-evliyâ


ResimASLına SILAna SALL, kavuşma-VuSLat diliyorsan kendi geçici “ben” liğini yok et!
Tüm evliyâlar ve peygamberler kendi KiMlik ve KiŞiliklerini yok ederek, SıRF-SaFF ABDuLLaH olarak Hakk Teâlâ’ya kavuştular..



Senlikdir sana perde aradan kaldır seni
Senliğin gitse bulurdun derdine Hakdan devâ
Tüm yaratıklara ALLAH celle celâluhunun hitabı: “sen!” dir.
Ancak tüm bu “sen” ler izafi varlıktır-fânidir, Yaratanla aradaki İKİlik Perdesidir.
Senin “geçici sen” liğin seni Yaratanla arandaki engelin, kaldır ki
Ebeden ASLından ayrılık derdine çâre bulasın!.



Lâ-mekâni veş bu uslûb üzre gönlün bekliye
Fâni olur kendi özünden Hak ile bulur baka


ResimKiM ki, şimdiki şu Mekan Âlemindeyken, Mekansızlık Âlemindeymiş gibi,
Bu üslub-tarz, yol, biçim, ifade tarzı üzere gönlü, irfÂN kemâlâtı yaparsa,
Kendi ÖZündeki en gizli şirk benlikten kurtulur ve Hakk Teâlâ ile bekâ- Evvelki hâli üzere ebeden kalma hâli bulur…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12888
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SUNULLAH GAYBİ (ks) DİVANI ŞERHİ

Mesaj gönderen kulihvani »

Kafiyetü’l- Bâ Resim Be Kafiyesi..

*I*


Resim Hâcemiz aşk-ı ezeldir bize andandır hitâb
Dersimiz ilhâm-ı Hakdır gönlümüz ümm-ül-kitâb


Bizim CEM’iyyet hakikatımızı ANlatan İlahî AŞK Hocamız EZELî AŞKuLLaHtır.. RABBu'l-Âlemîn Hitabın-Kitabın Rahmeten li'l-Âlemîn SESinden DUYar Uyarız inşâe ALLAH!.
Bizim virdimiz-dersimiz vahyden ilhamdır ve el-HAKK ALLAH celle celâluhudandır.
Onun için Hitâbullah gönlümüzde Doğar.. Gönlümüz Kitabın ANAsıdır..


يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِ
Resim---Yemhûllâhu mâ yeşâu ve yusbit(yusbitu), ve indehu ummu'l-kitâb(kitâbi): ALLAH, dilediğini ortadan kaldırır ve bırakır. Kitabın anası O'nun katındadır.”
(ra’d 13/39)

ResimBu vücûdumuz kitâbı ilm-î nâfi'dir bize
(Men arefe kad aref) dir çün kelâm-ı mütetâb


Şu bedenimiz-mevCÛD görünüşümüz bize En-Nâfi ALLAH celle celâluhu'dan menfaat kaynağı şifâ çeşmesidir. AKLımıza-vicdânımıza fayda sağlayan insan ilimin kitabıdır..

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz: “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsinin Bilen RABBini BİLir”” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)
Buyruğu bizim tâbi olacağımız kelam-ı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ve kelâmullah…

Resim


ResimVarlığımız mülkünü kahhâr-ı aşk etdi harâb
(Limenil-mülk) nüktesine biz su'âliz hem cevâb


Bizim AKLen “ben”im sandığımız izafî-iğreti-geçici mevCÛDluk mülkümüz, bedenimiz evimiz ve sairelerimizi AŞKuLLAHın mutlak mahvediciliğ harâb etti- Viran. Issız. Yıkık. Perişan Kıldı..
Onun için CÜMMle yaratıkları mahveden Yaratıcımız el Kahhar ALLAH celle celâluhu’nun TEKe TEK sorduğu Soruyuz ve de Cevabıyız buna MuhaMMedî Hamd ederiz..


يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ[/color]
Resim---Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li menil mulkul yevm(yevme), lillâhil vâhidil kahhâr(kahhâri): O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar:) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah'ındır."
(Mü’min 40/16)

Resim

Resim


ResimBerzah-ı havf u recâdan geçmişüz vahdetdeyüz
Âlem-i kesretdedir münkir nekir soru hisâb


Aşk u Cezbe, Zühd ü takvâ, Sıdk u Huşû yolun aşıp Havf u Recâ GEÇitinden geçmişiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yüreğinde ve VAHDET EHLiyiz hamd olsun!
Hakikat-ı MuhaMMediyyesini Şariat-ı Garra içinde YAŞAyarak ŞÂHİDi olanlar iyice BİLirki kabir azabı Bilelik Berzahının bu tarafındaki KESRET yok-çokluk ÂLEMindedir. VAHDETTe olamaz olan: “Lâ Huve İllâ HUVE!”dir..
Kabir, Münkir-Nekir, soru sormak ve hesâba çekilmek..
ANlatılmak istenen inkar değil de MUTLAK VAHDET ANlayışını idraktir.


Münker-Nekir: Mezardaki suâl meleklerinin isimleridir ve haktırlar..


Resim Hamdülillâh biz behişt-i ma'rifetde sakiniz
Duzah-ı cehl içre da'im yanmada ehl-i azâb


ALLAH celle celâluhu ya şükürler ve hamd ü senâlar olsun ki biz Mârifet-i MuhaMMediyye CeNNetlerinde el AN yaşamaktayız, mesken edinmişiz hamd olsun!.
Oysa hamm akılların AKL-ı Silm etmeyen zır câhiller kendi cehâlet ceheNNeMlerinde azablarını el AN çekip durmaktadırlar hayatta da..



ResimBiz o (kenz-i mahfi) yiz kim devrimiz her dem bizim
Ferd-i câmi' sûretidir bî-şumâr u bi-hisâb


Biz o gizli hazineleriz ki Özümüzden döndürenle her AN sebbaha RAKSındayız durmadan zÂHİRen dönen ATOM-ZeRRelerle ki devrÂNda DEVRimiz ebedîdir.
Sayısız hesabsız gözüken Cem’iyyet- Sûret çokluğumuzun ASLı astarı FERDiyyettir..
ALLAH celle celâluhunun Vahdet-TEKliğinde bütün kâinata birden tasarruf eden el FERD sıfatının yansımasıdır insan AKLının gördüğü…


MeşhurKüntü kenzen mahfîKudsî Hadisi..
Resim---ALLAH celle celâluhu:Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, mahlukatı yarattımbuyurur.
(Aclunî,Keşfu'l-hafa II, 132)

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e soruluyor: “ RABB’ımız, gökleri ve yeri yaratmadan önce neredeydi?” Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ Üstünde ve altında hava bulunmayan bir “a’mâ” daydı” buyuruyor.”
(İbni Mâce, Mukaddime 13)

İmâm-ı Alî keremullâhi veche ise:Elân dahi öyledirbuyuruyor.

A’mâ ise körlüktür...
Sonsuz ve zifirî karanlıkta asla bir şey görememek oraya âit bir husûsu bilememektir...
İşte ALLAHU ZU’L-CELÂL’e âit bu bilinemezlik karanlığının adı AHAD’dır...
Koyu bir karanlığa benzetildiğinden câhilliğe de mecâzen “Ümmî” denilmiştir.
Hatta ledün ilminden nâsibsiz ve sözde ilim ehlince Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in “Nebîyyu’l-Ummî” oluşu, anasından nasıl doğmuş ise öyle kalıp okuma yazma öğrenmemiş (câhil) kimse sanılmıştır.
Böyle anlayış ve anlatış ahmakçadır.
Arapça’da anneye “UMM” denmesi, karnındaki bebeği için zifirî karanlık içinde emniyet yuvası ve bilinemezlik karanlığının benzeri oluşundandır.

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e Nebîyyil Ummî: buyurulması ise; Nebî: haber getiren, Nebîyyil Ummi ise bilinemezlik a’mâsından haber getiren ezel habbesinin (Habibîyyetten) zuhûru olan demektir.



ResimDar-ı vahdetde dü âlem zevkini câmi' olup
Dehr ile devr eylemeziz bu bize Gaybî meâb


Biz, VAHDET diyârında iki ÂLEM zıdlar zevkini CEM’ eylemişiz MuhaMMedî Melâmette-selâmette..
Onun için zaman kavaramının içinde DEVRimiz olamaz.
Bu lütuf bize gıyâben verilen, muhaMMedî MeÂBımız-Dönülecek yerimiz-Sığınılacak yerimiz-Melce'miz-Kurtuluş Kapımızdır..


Gaybî Baba burada “Gaybî” kelimesini çift anlamlı kullanarak Hasbî Hizmetini de dile getirmektedir..

Dehr, çok uzun zaman, ebedîyyettir.. Tüm zamanları yutar.
İnsan AKLının zaman algısında,
EŞYâ-şeyler-mekan tek boyutlu koordinattır..

İki ŞEYin münâsebetinden OLAY ortaya çıkar-doğar.
İki OLAYın münâsebetinden ZAMAN ortaya çıkar-doğar.
İki ZAMANın münâsebetinden ZANN ortaya çıkar-doğar ki çoğu çürüktür..

وَمَا يَتَّبِعُ أَكْثَرُهُمْ إِلاَّ ظَنًّا إَنَّ الظَّنَّ لاَ يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا إِنَّ اللّهَ عَلَيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ
Resim---"Ve mâ yettebiu ekseruhum illâ zannâ(zannen), innez zanne lâ yugnî minel hakkı şey'â(şey'en), innallâhe alîmun bimâ yef'alûn(yef'alûne): Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz. ALLAH onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.
(Yûnus 10/36)

DEmem o ki her AN yeniden Yaratılış-ŞE’ENULLahın Sünnetullahla icrası içinde zamanı ve limitte “AN” ı ANlamalıyız inşâe ALLAH…

هَلْ أَتَى عَلَى الْإِنسَانِ حِينٌ مِّنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْئًا مَّذْكُورًا
Resim---Hel etâ ale'l-insâni hînun mined dehri lem yekun şey’en mezkûrâ(mezkûren): Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip geçti.”
(İnsân (Dehr) 76/1)

وَقَالُوا مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَا إِلَّا الدَّهْرُ وَمَا لَهُم بِذَلِكَ مِنْ عِلْمٍ إِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ[/color]
Resim---Ve kâlû mâ hiye illâ hayâtune'd-dunyâ nemûtu ve nahyâ ve mâ yuhlikunâ ille'd-dehr(dehru), ve mâ lehum bi zâlike min ilm(ilmin), in hum illâ yezunnûn(yezunnûne): Dediler ki: "(Bütün olup biten,) Bu dünyâ hayâtımızdan başkası değildir, ölürüz ve diriliriz; bizi 'kesintisi olmayan zaman' (dehrin akışın)dan başkası yıkıma (helâke) uğratmıyor." Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; yalnızca zannediyorlar.”
(Câsiye 45/24)
Resim
Cevapla

“►Allah Dostları Divan Şerhleri◄” sayfasına dön