BEN O' na BAĞ' lıyım...

Cevapla
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

BEN O' na BAĞ' lıyım...

Mesaj gönderen halimkok »

Resim

Şimdilerde artık pek kalmadı da eskiden ufak panayırlar kurulurdu bayram günleri.
Bayramın ilk günü aile içi bayramlaşmaların hemen ardından birkaç arkadaş toplanır soluğu bu panayırlarda alırdık.
Üstümüzde en yeni kıyafetlerimiz, cebimizde harçlığımız olurdu. Aceleyle yola çıkardık… Mutluluk yoluna…
Güne bu şekilde başlamak… Mutluluk aramak için yola çıkmak aslında mutluluğun ta kendisiydi…
Adı üstünde “BAYRAM”… O yüzden bayramın tüm coşkusu doldururdu içimizi…

Kafamızda gönlümüzde bir sürü telaş ve sıkıntı ile yaşadığımız diğer günlerden tek farkı
O günün “BAYRAM” kabul edilmesiydi. Böyle kabul ettiğimiz için de bu günü diğer günlerden farklı yaşardık…
Mutlu olmamız için neden vardı ve bu nedenle mutlu olurduk.

İnsan aklı NeDeN-lere ne kadar da bağlıdır… Yaptığınız şeyin nedenini bilmezse; “Bu ne DENSİZLİK !” der.
Densizlik midir? Dinsizlik midir ?… DİN – SİZ lik midir?

Ne diyecektim nerelere gitti söz… Akıl nerelerden nerelere atlıyor… Hiç boş durmuyor.

Hani Allah cc. Buyuruyor ya;

فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْ
Feiza ferağte fensab.
O halde boşaldın mı yine kalk yorul. İnşirah suresi 7. ayet

Bu açıdan bakınca AKIL adeta Allah cc.’ un bu ayetine fiili olarak uygun bir halde.
Öyle ki isteseniz de istemeseniz de her an bir düşünce ile… Yani kendince BİR İŞ’ le meşgul.
Bir işten yorulunca, sıkılınca onu bırakıyor başka bir İŞ’ e… Düşünceye geçiyor. Ama kesinlikle bir an boş kalmıyor. Rüyalarda dahi…

Aslında boş kaldığı bir an var. Kısa bir an… O da cinsel birleşme esnasında yaşanan bir hal…

Şimdi aklım diyor ki; Aklı uçkurunda olanlar;
“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” der gibi Allah’ ın (cc) ayetinden sonra sözü
“CİNSEL BİRLEŞME” ye getiriyor… Bu adamın aklı uçkurunda” diyebilirler.

Onlara göre bu; DENSİZLİK’ tir… Çünkü onlar “N” den mahrum bakarlar ve NEDEN’ ini bilmedikleri şeyi DENSİZLİK olarak görürler…

Söz buraya gelmişken M.Arabî’ nin Füsus-ul Hikem’deki bu konuya ilişkin cinsel birleşmeyi müşahedenin en yetkin biçimi olarak tasvir ettiğini belirtelim.

M.Arabi der ki;
“Hakk’a erişmek bu yönden (Öz bakımından) olanaksız olup, bu ancak maddede söz konusudur ve Hakk’ın kadınlarda müşahedesi, Hakk’ı görmenin [şuhud] en azim ve en kâmil olanıdır. Ve en büyük kavuşma [vuslat] da cinsel birleşmedir.”

E tabi işin ŞEHVET boyutuyla meşgul olan bu yanını görmez ki. Asıl densizlik te budur. İŞ’ i TEN olanlar İŞİTEN olamaz.

Çocukken gittiğimiz o panayırlarda KUKLA oyunları da olurdu.
Kuklaların BAĞ-lı oldukları incecik ipler vardır… Bazen saydam olur bu ipler… Uzaktan bakan göremez… Gören de bir süre sonra unutur zaten oyunun seyrine dalar... Oyun sürdüğü sürece kuklaların hareketli hayatları de sürer… Onlarla gülünür, ağlanır, onlara kızılır…
Oysa ne suçu vardır ki kuklaların… Onların İP’ i KUKLACI’ nın ELlerindedir ve her yaptıkları KUKLACI’ nn istediğinden başkası değildir.

AKIL da aynı o kuklalar gibidir… Hayat oyunu sürdüğü sürece hep hareket halinde…
Kuklalar nasıl ki KUKLACI’ nın elinde ise AKIL da Allah’ ın (cc) KUDRET ELlerinde…
Allah’ ın (cc) İP’ ine BAĞ’ lı…

O yüzden Allah’ ın (cc) ayetine uygun olarak her an başka bir işle yorulur…
Ve yine Allah’ ın yaratmasına bağlı olarak sık sık unutur BAĞ’ ını… Cahillik eder, Zalimlik eder… DENSİZLİK eder… NUR’ unu unuttuğu için…

Ne zaman ki kendinden üstün bir güce tanık olur. O zaman afallar sorar;
Ne, Neden, Niçin, Nasıl, KİM, Nerede, Niye ?Sorularının hepsi N ile başlar… BİR TEK “KİM?” sorusu “K” iledir…
O da N’ ye… NUR’ a KEVN’ de VüCuD VeReN KuDReT SAHİBİ’ nden BAŞKA’ sı olamaz.

O "K" yi BAŞ' ına alsa aKıL... KuKLa oluşunu görecek

AKIL’ ın DENSİZLİĞİ bunu bilemeyiştir… O bu ayıbını SORU’ larındaki N ile örtmek için CeVaB arar… NeDeN’ i AN’ larsa yine kendini rahat hisseder… AN’ layamazsa ACİZ’ lik içinde kalır ve
OL-AN’ ı MuCiZe… Rastlantı… Tesadüf gibi örtülere bürümek ister.

Allah cc. AKIL’ ın DENSİZLİĞİ’ nin adı olan İblis’ in şöyle dediğini bildirir;

قَالَ اَرَاَيْتَكَ هٰـذَا الَّذى كَرَّمْتَ عَلَیَّ لَئِنْ اَخَّرْتَنِ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ لَاَحْتَنِكَنَّ ذُرِّيَّتَهُ اِلَّا قَليلًا

Kale e raeyteke hazellezi kerramte aleyye le in ehherteni ila yevmil kiyameti le ahtenikenne zurriyyetehu illa kalîla.
Baksan a dedi: şu benim üzerime tekrim ettiğine, kasem ederim ki eğer beni Kıyamet gününe kadar te'hır edersen ben onun zürriyyetini pek azı müstesna olmak üzere mutlak kumandam altına alırım. İsrâ Suresi 62.Ayet

BEN’ im üzerine KeReM SaHiB’ i KILdığına bak… diyerek Allah’ ın (cc) kıymet verdiğini küçümsüyor İblis…

Ve Eğer diyor; BEN’ i KıYaMeT GüNü’ ne kadar TeHiR edersen…
Yani; BEN’ e AHİR zamanda iMKâN verirsen… ZaMaN-MeKâN verirsen…
Benim gibi BEN diyenlerin çoğunu BEN’ in hükmü altına alırım…

BEN’ in KıYaMeT’ i ne zamandır?

Hani namazda KıYaM’ da dururuz ya… Elif gibi dimdik ayakta dururken Allah’ ın (cc) TEK’ liğini eşsizliğini hatırlarız.

O AN ağzımızdan çıkanlar Allah cc’ un SÖZ’ leridir… O’ nun Adına konuşuruz.
Zaten her işe de O’ nun ADI ile başlarız.Rükû dan doğrulurken beyan ederiz;
"Allah (cc.) Hamd edenin Hamdini işitti."
Sonra kendi adımıza deriz ki; Hamd Alemlerin Rabbi OL-AN Allah’ adır.
Nasıl da İKİ’ li konuşuruz he?

Ama bu İKİ’ lik VAR oluşun gereği…
O BİLMEK istedi BİLİNMEK istedi…

Hem BİLMEK hem de BİLİNMEK İKİ taraflı BİR İL-İŞ-

Bilmek; Bilen ve Bilinen’ i gerektirir.
BİLGİ Cebrail as. Gibi bu İKİ’ si arasında gider gelir.
Çünkü BİLİNMEK’ te roller, yönler değişir.

Neyse…
Akıl işte düşünüyor Ha-BİR’ e… Haber vermek için de yazıyor…
BEN bunları düşündüm diye…
KıYaMeT GÜNÜ’ Ne kadar TeHiR edildi ya… Dileriz ki TaHiR de edilsin…

AKIL’ ın TAHİR olması ancak İKİ’ likten kurtulması ile olur…
ÇOK BİR’ in ZIDDI’ dır…
AKIL ÇOK’ la meşgul her an… Yeni bir düşünce içinde…
Allah cc. Her an yeni bir yaratmada iken…

AKIL demeli ki Allah cc. Her AN yarattığı için BEN de her AN düşünebilmekteyim.
BEN O’ na BAĞ’ lıyım…
BEN GECE’ yim ama GÜNDÜZ’ e DELİL’ im… DELİ değil…

Çünkü artık her günü BAYRAM kabul ediyorum da...


وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَ
Ve ayetul lehumul leyl, neslehu minhun nehara fe iza hum muzlimûn.
Gece de onlara bir delildir. Ondan gündüzü soyarız (çekip alırız), bir de bakarlar ki, karanlığa dalmışlar. Yasin Suresi 37.Ayet.

HÂLimce... Her AN DÜŞünse de Her AN yazamıyor...
19.07.2010 - 20:00
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: BEN O' na BAĞ' lıyım...

Mesaj gönderen der-ya »

Senin için yaratılan bir varlık sana isyan ettiği zaman,

Senin için yaratılan bir varlık sana isyan ettiği zaman, önce ondan ne istediğine bak, sonra kendi nefsine dön ve senin dile getirdiğin bu talebe uygun olarak Rabbinin senden ne istediğine bak. Eğer Rabbinin bunun aynısını senden istediğini, senin de isyan edip yüz çevirdiğini görürsen, bil ki kendisinden talepte bulunduğun varlık da bu yüzden sana baş kaldırmıştır. Çünkü yüce Allah, ister senin benzerin olsun ister olmasın senin için yarattığı şeylere yönelik bir talebi senin içine yerleştirmişse, bil ki yüce Allah da senden aynısını taleb etmektedir, ama sen bunun farkında değilsin. Eğer sen bu hususta Allah’a itaat etmişsen, talepte bulunduğun varlık da sana itaat edecektir. Eğer tam tersi bir davranış sergilemişsen, sana karşı da tam tersi bir davranış sergilenecektir. Bil ki, yüce Allah şu insan türünü yine insan için yaratmıştır. Nitekim bir ayette bu konuya şöyle işaret etmektedir: “Ve refe’na ba’dehum feuka ba’din derecatin li yettehize ba’duhum ba’den suhriy-ya / Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık.” (Zuhruf,32) Bu işareti iyice anla; inşallah doğruyu bulursun.

Muhyiddin İbn-i Arabî,Risaleler-1,Kitsan Yayıncılık,Çev: Vahdettin İnce,syf:77


أَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَةَ رَبِّكَ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُم مَّعِيشَتَهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُم بَعْضًا سُخْرِيًّا وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِّمَّا يَجْمَعُونَ
E hum yaksimûne rahmete rabbik(rabbike), nahnu kasemnâ beynehum maîşetehum fîl hayâtid dunyâve refa’nâ ba’dahum fevka ba’dın derecâtin li yettehıze ba’duhum ba’dan suhriyyâ(suhriyyen), ve rahmetu rabbike hayrun mimmâ yecmaûn(yecmaûne).: Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. (Zuhrûf 43/32)
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön