Tarih: 13.10.2010 Saat: 16:49 Gönderen: kulihvani
SEViyelenMEK ~ SEVİyeleŞMEK
aNKa
SEVİ : Muhabbet, sevgi, aşk.
SEVA : Beraber olma. Beraberlik. Denk, müsavi.
SEVİLE : İnsan topluluğu.
SEVİYY : Bir, beraber. * Düz, doğru.
SEVİYYE : Müsavilik, birlik, beraberlik. * Düzlük, doğruluk.
SEVİYYEN : Müsavi olarak. Bir düziye. Eşit olarak.
SEVİYYET : Eşitlik, müsavilik, denklik.
SEViyelenMEK...
Seviyelenmenin ilk ve ana kuralı SEVMEK olsa gerek
Sevmek ise Muhammedi Merhamet, Muhabbet ve Hasbî Hizmet ile olabilir..
Ancak sevmenin ilk şartıda tanımaktan geçer...
Öyle ya, insan tanımadığı birisini sevebilir mi?..
İlim - İrade - İdrak ve İştirak bazında T-AN-ımak ; o kişiyi AN da yaşamak demek olabilir mi?..
Bir düşünün her AN onunla olduğunuzu, aynı Et - Tırnak gibi..
Parmaktaki yüzük öylemidir?.. istediğin zaman çıkarırsın..
Gerçek dişler ile takma dişler aynımıdır?..
Zaten sahte şeyler başkalarını da korkutur, ürkütür, kendinden uzaklaştırır
Geçenlerde babam takma dişlerini çıkarıp taktı da bunu gören küçük yeğenim korktu..
Sahte sevgilerde güvenilir olmaz ve kaçırır insanı..
Gerçek sevgi zor bulunur ama kolay yaşanır..
Bir gün ERmişlerden birine sormuşlar; "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" diye..
"Ee gelin, göstereyim" demiş..
Önce sevgiyi dilden gönlüne indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış
Hepsi oturmuşlar yerlerine
Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından derviş kaşıkları denen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş..
Ermiş "bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş..
Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.. Fakat o da ne?.. Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına
En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan...
Bunun üzerine "şimdi de sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.." demiş Ermiş..
Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen nurlu insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa...
Buyrun deyince, her biri uzun boylu kaşığı çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş
Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan...
Ermiş demiş ki ;
"İşte kim ki gerçek sevgi sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın; gerçek sevgi pazarında alan değil veren kazançtadır daima..."
وَالْعَصْرِ
اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖى خُسْرٍ
اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
--- Vel asr. İnnel insane le fi husr. İllellezine amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakki ve tevasav bis sabr :
Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.
(Asr 103/1-3)
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اسْتَجٖيبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيٖيكُمْ وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّٰهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهٖ وَاَنَّهُ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
--- ''Ya eyyuhellezine amenustecibu lillahi ve lir rasuli iza deakum lima yuhyikum va'lemu ennellahe yehulu beynel mer'i ve kalbihi ve ennehu ileyhi tuhşerûn..: Ey inananlar! Size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman, ALLAH ve Resûlüne uyun... Ve bilin ki ALLAH kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız..."
(Enfâl 8/24)
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقٖينَ
--- ''Ya eyyuhellezine amenuttekullahe ve kunu meas sadikîn..: Ey imân edenler! ALLAH (celle celâluhu)'dan korkun ve sadıklarla beraber olun..."
(Tevbe 9/119)
وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُدْخِلَنَّهُمْ فِى الصَّالِحٖينَ
--- ''Vellezine amenu ve amilus salihati le nudhilennehum fis salihîn. .: Îmân edip sâlih amel işleyenleri muhakkak sâlihler içine dahil ederiz. (katarız)."
(Ankebût 29/9)
اِنَّ الَّذٖينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتٖى كُنْتُمْ تُوعَدُونَ
--- ''İnnellezine kalu rabbunellahu summestekamu tetenezzelu aleyhimul melaiketu ella tehafu ve la tahzenu ve ebşiru bil cennetilleti kuntum tuadûn. .:Şüphesiz, RABB'imiz ALLAH'tır deyip, sonra dostoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin size va'dolunan cennetle sevinin!"derler"
(Fussilet 41/30)
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَابْتَغُوا اِلَيْهِ الْوَسٖيلَةَ وَجَاهِدُوا فٖى سَبٖيلِهٖ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
--- ''Ya eyyuhellezine amenuttekullahe vebteğu ileyhil vesilete ve cahidu fi sebilihi leallekum tuflihûn. .: Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz."
(Mâide 5/35)
SEVİleŞMEK ise bambaşkadır..
Manevi anlamda SEVİŞMEK denince aklıma ilk gelen Âşık Cemal amcanın ; BİZ Kul İhvani ile çok sevişiriz!.. sözüdür..
Âşıkların sevişmesi Muhabbetle olunca..
Muhabbet, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'den olunca..
O ise zaten ve ezelden Habibullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'dir.
Kul İhvanî de muhabbeti zevklenmiş bir zaman;
Muhammedî AŞKın MEŞKi, YAŞAnAN hayat-MİHENKtir.
Kırk kanatlı salâvâtla ARŞa uçuşan ÂHENKtir.
MUHABBET Bağında bahar: DUYdu-UYdu CAN dirildi.
Sînemdeki SEVGİ Gülü, bin bir koku-yedi RENKtir
14.03.2007 14:38
Solingen-Almanya
----Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Nefsim yed-i kudretinde olan zâta yemin ederim ki, imân etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırın!"
(Müslim, İman 93, (54); Ebu Davud, Edeb 142, (5193); Tirmizi, İsti'zan 1, (2589).)
----Nu'man İbnu Beşir (radıyallahu anhüma) anlatıyor:
"Resulullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki:
"Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü'minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler."
(Buhari, Edeb 27; Müslim, Birr 66, (2586).)
----Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Aziz ve Celil olan Allah Teala hazretleri Kıyamet günü şöyle diyecek:
"Benim celalim adına sevişenler nerede? Gölgemden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı şu günde onları gölgemde gölgelendireyim!"
(Müslim, Birr 37, (2566); Muvatta, Şi'r 13, (2952).)
----Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri buyuruyor ki:
"Benim celalim adına birbirlerini sevenler var ya! Onlar için nurdan öyle minberler vardır ki, peygamberler ve şehidler bile onlara gıbta ederler."
(Tirmizi, Zühd 53, (2391).)
----Ebu İdris el-Havlani, Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh'den naklediyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "
Allah Tebareke ve Teala Hazretleri şöyle hükmetti:
"Benim rızam için birbirlerini sevenlere, benim için bir araya gelenler, benim içiin birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur."
(Muvatta, Şi'r 16, (2, 953, 954).)
----Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah'ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehidlerdir. Üstelik Kıyamet günü Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler de, şehidler de onlara gıbta ederler."
Orada bulunanlar sordu:
"Ey Allah'ın Resulü! Onlar kim, bize haber ver!"
"Onlar aralarında ne kan bağı ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde, Allah'ın ruhu (Kur'an) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim, onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken, onlar üzülmezler.
Ve şu ayeti okudu: "Haberiniz olsun Allah'ın dostları var ya! Onlara ne korku var ne de onlar üzülecekler" (Yunus 62).
(Ebu Davud, Büyü 78, (3527).)
----Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh hazretleri anlatıyor:
"Resûlullah buyurdular ki:
"Din nasihatten (hayırhahlıktan) ibarettir!"
Yanındakiler sordu:
"Kimin için ey Allah'ın Resulü?"
"Allah için, kitabı için, Resulü için, müslümanların imamları ve hepsi için! Müslüman müslümanın kerdeşidir. Ona yardımını kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez. Herbiriniz, kardeşinin ayinesidir, onra bir rahatsızlık görürse bunu ondan izale etsin."
(Tirmizi, Birr 17, 18, (1927, 1928, 1930); Müslim, İman 95, (55).)
Şimdi Rasulî Seviyelenmek ile ilgili gönül gözü bir şey gördüğünü iddia etti, parmaklarda ben bunu çizerim dedi
Sonuç :
Şimdi ben ne anladım, sen ne anladın, o ne anladı ve BİZ ne anlamamız gerekiyor düşünelim lütfen
Anka kuşunun anladığı şu:
Küçük-büyük, cahil-kâmil, alt-üst demeden kalblerimizi Rasulullah s.a.v. efendimizin kalbinde Muhammedi bir bağ ile birleştirip bileşik kaplar haline getirirsek Nurullahtan kaynayan Nur-u Mim çeşmesinden akan İlahi İlim ve Muhammedi Edep SUyunu kalblerimize-kaplarımıza doldurarak ancak Rasulî Seviyeye ulaşılabilir inşaallah
Bu Rasulî Seviyeyi BİLen, BULan ve BİZ OLan her cAN; İmam-ı Mutlak, Rehber-i Mutlak, Mürşid-i Mutlak ve Resûl-ü Mutlak Muhammed Aleyhissalâtü vesselâm Efendimizi DUY-AN ve UY-ANların içinde BİZ BİR-İZ de YAŞAr inşâallah...
Sevgimiz ve Saygımız da Rasulullah s.a.v. Efendimizin bUYurup UYguladığı Rasulî Seviyeyi aşamaz
Unutmamalıyız ki Muhammedi tasavvufta kimse kimseye bilgi yükleyemez, kendinden bir şey veremez, alamaz ve satamaz
Ancak onda olan ortaya çıkarılması ve çıkarması için hizmet edilir merhameten ve muhabbeten
İşte seviyelenmek budur!..
Sadakatle Samimiyetle ve birbirimize Sabrı tavsiye ederek Şeriat-ı Garra YOLunda yürüyerek Can Cana olur el ele tutarsak elimizin üzerinde Allahu zül- Celâl in eli vardır..
Diğer taraftan sırat-ı Müstakim üzere gidemeyiş ve iblis uşaklığıyla olagelen edebsizlik de seviyesizlik olmasın
Tek derdimiz Rasulullah s.a.v.in gönül çeşmesinde bulunmak veya bulunamamak
Kiminin fincanı vardır, kiminin kazanı.. Ancak kimin neyi varsa bu çeşmeye koşmalı değimli!..
Kabımızı ters çevirmedikten sonra veya eksik-fazla dolmayı şeytan işi bildikten sonra ve seviyeyi seviyeleyici Rasulullah s.a.v. efendimize bırakarak İlâhi İlim, Ehl-i Beytî Edeb, Muhammedî İrfan ve Rabbânî ERkAN Tâlimi-Öğretimi ve Terbiyesi-Eğitimine iştirakte bulunuruz inşaallah
O halde BİZ BİR olalım da İmam-ı Mutlak Rasulullah s.a.v. efendimizin, aynı Kâbe imamının cemaatı namaz öncesi istevuu
çağrısı = seviyelenin emrini söylediği gibi SEVİYELENİN!.. çağrısını DUYup UYalım inşaallah
اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَا اُنْزِلَ اِلَيْهِ مِنْ رَبِّهٖ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَمَلٰئِكَتِهٖ وَكُتُبِهٖ وَرُسُلِهٖ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ اَحَدٍ مِنْ رُسُلِهٖ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَاِلَيْكَ الْمَصٖيرُ
--- ''Amener rasulu bi ma unzile ileyhi mir rabbihi vel mu'minun, kullun amene billahi ve melaiketihi ve kutubihi ve rusulih, la nuferriku beyne ehadim mir rusulih, ve kalu semi'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masîr. .:Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri; Allaha, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. Şöyle de dediler: İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.
(Bakara 2/285)
Birde kaplarımız yemek tabakları gibidir, kirlenebilir.. genetik veya çevresel, geçmişteki kirlerimizden arınmalı
Mesela sirke küpüne bozulacak bir şey koyamayız.. kapta bir damla sirke kalmış dahi olsa koyacağımız bir sürü balı heba etmiş, bozmuş oluruz
Onun için önce edeblenmeli, sonra temizlenmeli ve daha sonrada tasfiye edilmeli - arıtılmalı yani... Kablarımızın cilalanması işi ise Rasulullah s.a.v. efendimize ait olmalı sanki...
Bakınız nasılda merhamet duamızı herkese yapmamızı emretmekte Rahmetenlilâlemin olan Muhabbet Sultanımız Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Allahümme islâh ümmet-i Muhammed,
Allahümme Ferec an ümmet-i Muhammed,
Allahümme irham ümmet-i Muhammed rahmeten ammeten!..
Allahım ümmet-i Muhammedi islâh et,
Allahım ümmet-i Muhammede ferec ver (çıkış yolu, kurtuluş sebebi),
Allahım ümmet-i Muhammede merhamet et. Umûmen hepsine Yâ RABBimiz!...
Âmin!..
Yâ Muin (celle celâluhu)!...
Yâ Lâtif (celle celâluhu)!...
Yâ Kerîm (celle celâluhu)!...
Yâ Rahîm (celle celâluhu)!...
Yâ Rahmân (celle celâluhu)!...
Yâ Hannân (celle celâluhu)!...
Yâ Mennân (celle celâluhu)!...
Yâ Deyyân (celle celâluhu)!...
Yâ Furkân (celle celâluhu) !...
Yâ Sultân (celle celâluhu)!...
Yâ ALLAH (celle celâluhu) !...
Bir hikâyeyle son verelim zevkimize;
Vücut uzuvları bir gün kendi aralarında toplantı yaptılar. Hepsi mide için çalıştıklarından şikayetçiydiler. Halbuki, mide hiçbir şey yapmıyordu ve onlar olmadan da hiçbir şey yapamazdı. Oldukça sinirliydiler. Toplantının sonunda organlar artık midenin isteklerini yerine getirmemeye karar verdiler. Öyle ya, mide için çalışamazlardı.
Göz, ben bundan sonra seçmeyeceğim, diyor; eller, tutmayacağım; ağız gıdalarını kabul etmeyeceğini söylüyor; dişler çiğnemekten vazgeçtiğini haykırıyor; ayak, mide için adım atmama kararını ifade ediyordu.
Dediklerini yaptı, mideyi boş bıraktılar. Fakat aradan çok geçmemişti ki, gözler bulanmaya, eller titremeye, ağız kurumaya, dişler çürümeye, ayaklar takatsiz kalmaya başladı. Görünen o ki, mide onlarsız hayatını sürdüremese de, onlar da midesiz yaşayamayacaktı.
Bir vücudu meydana getiren bütün uzuvların bir biri için çalıştığını ve böyle bir birliktelik olmadan yaşayabilmenin mümkün olmadığını anladılar. Demek ki, herkes birbiri için çalışıyordu ve her uzvun eksikliği hissedilecekti.
MuhaMMedi MuHABBEt ve Rasulî Seviye dilek ve dularımızla..
Re: SEViyelenMEK (Puan: 1)
Gönderen: kulihvani Tarih: 13.10.2010 Saat: 16:57
RESÛLÎ SEVİYE
Azîz kardeşlerim!
ALLAH Teâlânın KULLUK İmtihan Sistemi AKLın İdrakinin elbette üstündedir.
İnsanın Mâiyeti, Hüviyeti, Mâhiyeti ve Mâliyeti, Kelâmullah ve Kelâm-ı Rasûlullah ile AN-latıldı.
Hayat Sıratından GEÇ-mek gerçekten; “Kıldan İnce Kılıçtan Keskin!” SIRAT SÖZÜ-yle anlatılabilir.
Nur-u Muhammed’e kavuşmuş uyanık bir AKIL, kendine zulmü bırakan bir NEFS, pâk bir KALB ve etken bir RUH Sahibinde, zerre kadar İslamî İnanç Şuûru varsa;
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme vahyedilen Kurân-ı Kerîmi ve açıklaması olan SÖZlerini yâni Şerîat-ı Garrasını,
Tatbikatını ve örnek uygulaması olan AMELlerini Sünneti Seniyesini yâni Tarîkat-ı Garrasını;
Kurân-ı Kerim Aklâkı ve Fitrî- Hılkiyyetten olan Azîm AHLÂKını yâni Mârîfet-i Garrasını,
Ve Hak Ve Hayra olan HÂLlerini yâni Hakîkat-ı Garrasını,
DUYar ve UYar!
Ve görür ki tümü baştan sona İTİDAL, Ortayol, Denge Ve Düzen üzeredir ve SIRAT-i Mustakîmdir.
TEVHİDi; Tebliğ, Tenzir, Tebşir ve Teşhidden ibâret RESÛLÎ SEVİYE-dir..
Asla TEFRİT ve İFRATa geçit vermemiştir.
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kumu düzleyip âsası ile ortaya bir dikey çizgi çizdi ve: Bu ALLAHın Yoludur.” buyurdu. Sonra, o çizginin sağına ve soluna başka çizgiler çizdi ve: “Bunlar yollardır ve her yolun başında oraya çağrıda bulanan bir Şeytân vardır!” buyurdu. Sonra da şu âyeti okudu: “Şüphesiz bu Benim dosdoğru yolumdur. Bana uyun. (Başka) yollara uymayın. Zirâ o yollar sizi ALLAHın yolundan ayırır. İşte sakınmazın için ALLAH size bunları emretti.” (En’âm 6/153) “
(İbni Kesir, 2/190)
---İbn. Mesud (ra): “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize düz bir çizgi çizdi ve: “Bu RÜŞD YOLUdur.” dedi. Sonra bunun sağından ve solundan bir çok çizgiler daha çizdi: Bunlar da bir takım yollardır ki herbirinde bir Şeytân vardır, ona (kendisine) çağırır!” buyurdu ve En’âm 6/151-153 Âyetlerini okudu.” dedi.
(Buhârî, Rikak 4;Tirmizî, Kıyâmet 22; Ibn. Mâce, Mukaddime 1; Darimî, Mukaddime 23)
Bakınız, RESÛLÎ SEVİYEyi BİL-ip, BUL-up, OL-up da YAŞA-yarak Kurtulan Fırka: FIRKA-yı NÂCİYE kimlerdir:
--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Yahudiler 71 fırkaya ayrıldı, birinden başka hepsi cehennemdedir. Hristiyanlar 72 fırkaya ayrıldı, birinden başka hepsi cehennemdedir. Ümmetim de 73 fırkaya ayrılacaktır, birinden başka hepsi cehennemdedir.” “O bir tane kurtulan fırka kimlerdir yâ Rasûlullah?” sorusuna: “Onlar benim ve ashabımın üzerinde gittiğimiz yola gidenlerdir.” buyurmuştur.
(Ebu Dâvud, Sünnet 1; Tirmizî, Îmân 18; Ibn. Mâce, Fiten 17; İ. Ahmed II/332)
Kıyamete kadar HAK üzere hep GALİB VAR OL-acak OL-AN Muhammedî Hasbî-Habibî Hizmetçilere Es SELÂM OL-sun Ebeden Dâimen İnşaallah!
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ümmetimden bir fırka HAK üzere galib olup duracaklardır: Velâ tezâlü taifetün min ümmetî zâhirine alâ’l-hakki.”
(Buhârî, Tevhid 29; Müslim, Îmân 247; Ebu Dâvud, Cihâd 4; Tirmizî, Fiten 51; Ibn. Mâce, Mukaddime 1)
Mübârek ve muhteşem Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz sahabelerinin arasına oturup kumu düzeltiyor ve kumun üzerine dostoğru bir çizgi çekiyor ve:
“Bu, benim ve ashabımın yoludur.” buyurup sonra sağ tarafına ana yola paralel çizgiler çizip sonra da sol tarafına yine ana yola paralel çizgiler çizip:
“Bunlar ise benden değildir ve her birisinin başında bir şeytân vardır.” buyuruyor.
Sağ tarafta gözükenler hâşâ, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden de dindârmışçasına; dini zorlaştıran, nefret ettiren, bezdiren, ürküten, kaçıran, çekilmez ve altından kalkılmaz hâle getiren, nerdeyse ve elinden gelse Tevbe Kapısını kapayıp işi kökünden bitirecek kadar basîretsiz, sîretten habersiz, sûrete sarılan İFRATçılardır, Şucular, Buculardır...
Sol tarafta gözükenler ise; sanki İslâm Dini ve Kuralları yokmuş, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de bir insanmış, ölmüş gitmiş ve hâşâ geride bir şey kalmamışçasına açıkça ve zındıkça, dindâr (dinli) gözüken sapık TEFRİTçiler ve onlarda Şucular, Buculardır...
Her iki fırkada da sapık ve Dünya Sevgisi ve Ölüm Korkusunun kullarıdırlar!..
Hâlbuki Muhammedî Oluş Şuûrunun; YAŞA-yışta Yürüyüş Ayakları, Merhamet ve Muhabbet Elleri, HAKKa HALK için DUAda ALLAH DOSTU DUDAKLARI Her ÂN Yeniden AÇ-makta Şe'ÂNullahta!..
Elhamdulillahirabbilâlemîn!..
'
Nur-u MiM MuHABBEtiyle..
- Ana sayfa Forum ana sayfa SİTE GENEL Ana Sayfa Haber Arşivi 2010 EKİM
-
- Zaman: 04 May 2024, 14:25
- Tüm zamanlar UTC+02:00
2010 Haber Arşivi;SEViyelenMEK ~ SEVİyeleŞMEK
- sev-guzel
- Özel Üye
- Mesajlar: 609
- Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00
Geçiş yap
- SİTE GENEL
- ↳ MuhammediNur.com Önsöz
- ↳ Ana Sayfa Haber Arşivi
- ↳ 2007
- ↳ 2008
- ↳ 2009
- ↳ 2010
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2011
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2012
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2013
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ Yönetici Odası
- ↳ Sohbet Odası
- ↳ Münir Derman (k.s.)
- FORUM GENEL
- ↳ Tanışalım mı? ~Hoş geldiniz~
- ↳ Forum Kuralları
- ↳ Duyurularımız
- ↳ Yenilikler
- ↳ Önerileriniz
- ↳ Yardım
- ↳ Anma ve Kutlama Mesajları
- ↳ Bayram ve Kandil Mesajları
- ↳ Mübarek Gün ve Geceler
- ↳ Tebrik ve Taziye
- ↳ Basın ve Güncel haberler
- İSLAM
- ↳ Esmaü’l – Hüsna
- ↳ Kur'an-ı Kerim
- ↳ ►Kuranda Geçen 28 Peygamber◄
- ↳ ►Günün Ayeti◄
- ↳ Peygamber Efendimiz (S.A.V)
- ↳ ►Salavat-ı Şerifeler◄
- ↳ ►Sünnet-i Seniyye◄
- ↳ ►Hadis-i Şerifeler◄
- ↳ ►Günün Hadisi◄
- ↳ ►Sahabeleri◄
- ↳ Ehl-i Beyt (A.S.)
- ↳ ►Hz. Ali Keremallahu Veche◄
- ↳ ►Nehc'ül-Belağa◄
- ↳ Allah (c.c.) Dostları
- ↳ ►Abdulkadir Geylani◄
- ↳ ►Ahmed Kuddisi◄
- ↳ ►Ahmed Er Rufaî◄
- ↳ ►Ahmed Yesevi◄
- ↳ ►Ataullah İskenderi◄
- ↳ ►Aşık Sümmani◄
- ↳ ►Bawa Muhyiddin◄
- ↳ ►Celaleddin-i Rumi◄
- ↳ ►Hacı Bektaşı Veli◄
- ↳ ►Haluk Nurbaki◄
- ↳ ►İmam-ı Busiri◄
- ↳ ►İmam-ı Gazali◄
- ↳ ►İmam-ı Şazeli◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık◄
- ↳ ►Muhiddin-i Arabi◄
- ↳ ►Niyazi Mısri◄
- ↳ ►Sadreddin Konevi◄
- ↳ ►Said Nursi◄
- ↳ ►Seyyid Muhammed Nur'ül Arabi◄
- ↳ ►Somuncu Baba◄
- ↳ ►Şems-i Tebrizi◄
- ↳ ►Ümmi Sinan◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Yusuf-i Hakiki◄
- ↳ ►Diğerleri k.s.◄
- ↳ İz Bırakanlar
- ↳ ►Aşıklar◄
- MÜNİR DERMAN (K.S.)
- ↳ Münir Derman (k.s) Kimdir?
- ↳ Münir Derman (k.s) Eserleri
- ↳ ► Münir Derman(k.s) Eserleri
- ↳ Münir Derman (k.s) Sohbetleri
- ↳ TAKDİM
- ↳ SOHBET - 1
- ↳ SOHBET - 2
- ↳ SOHBET - 3
- ↳ SOHBET - 4
- ↳ SOHBET - 5
- ↳ SOHBET - 6
- ↳ SOHBET - 7
- ↳ SOHBET - 8
- ↳ SOHBET - 9
- ↳ SOHBET - 10
- ↳ SOHBET - 11
- ↳ SOHBET - 12
- ↳ SOHBET - 13
- ↳ SOHBET - 14
- ↳ SOHBET - 15
- ↳ SOHBET - 16
- ↳ SOHBET - 17
- ↳ SOHBET - 18
- ↳ SOHBET - 19
- ↳ SOHBET - 20
- ↳ SOHBET - 21
- ↳ SOHBET - 22
- ↳ SOHBET - 23
- ↳ SOHBET - 24
- ↳ SOHBET - 25
- ↳ SOHBET - 26
- ↳ SOHBET - 27
- ↳ SOHBET - 28
- ↳ SOHBET - 29
- ↳ SOHBET - 30
- ↳ SOHBET - 31
- ↳ SOHBET - 32
- ↳ SOHBET - 33
- ↳ SOHBET - 34
- ↳ SOHBET - 35
- ↳ SOHBET - 36
- ↳ SOHBET - 37
- ↳ SOHBET - 38
- ↳ SOHBET - 39
- ↳ SOHBET - 40
- ↳ SOHBET - 41
- ↳ SOHBET - 42
- ↳ SOHBET - 43
- ↳ SOHBET - 44
- ↳ SOHBET - 45
- ↳ SOHBET - 46
- ↳ SOHBET - 47
- ↳ SOHBET - 48
- ↳ SOHBET - 49
- ↳ SOHBET - 50
- ↳ SOHBET - 51
- ↳ SOHBET - 52
- ↳ SOHBET - 53
- ↳ SOHBET - 54
- ↳ SOHBET - 55
- ↳ SOHBET - 56
- ↳ SOHBET - 57
- ↳ SOHBET - 58
- ↳ SOHBET - 59
- ↳ SOHBET - 60
- ↳ Münir Derman (k.s) Albümü
- ↳ Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler
- KUL İHVÂNİ
- ↳ Kul İhvâni Kimdir?
- ↳ Kul İhvâni Söz ve Sohbetler
- ↳ ►Sohbetleri◄
- ↳ ►SÖZ mü? KÖZ mü? lerinden!◄
- ↳ ►Divanından Sistemler!◄
- ↳ Kuran-ı Kerim Sohbetleri
- ↳ Kul İhvani Divanında Esmalar
- ↳ Divanında Muhammedi Tasavvuf
- ↳ Divanında Sall ve Namaz
- ↳ Kul İhvâni ŞERHleri
- ↳ ►Salavat Şerhleri◄
- ↳ ►Allah Dostları Divan Şerhleri◄
- ↳ ►Kul İhvÂNi ŞiiR ve ZeVK ŞeRH'leri◄
- ↳ Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri
- ↳ ►Kul ihvâni ŞİİRleri◄
- ↳ ►Kul ihvâni ZEVKleri◄
- ↳ Kul İhvÂNi SÖZ SOHBETi ZEVKleri
- ↳ Muhammedi Teknik Tasavvuf
- İLİM
- ↳ İlim
- ↳ ►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄
- ↳ Tasavvuf
- ↳ ►Tasavvuf Kavramları Sözlüğü◄
- ↳ ►Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sözlüğü◄
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►Ç◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►İ◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►Ö◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►Ş◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►Ü◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄
- ↳ Namaz
- ↳ İslamda Kadın
- ↳ ORUÇ
- TARİH/EDEBİYAT – DÜŞÜNCE/FİKİR
- ↳ Tarih
- ↳ ►İslam Tarihi◄
- ↳ ►Peygamberler Tarihi◄
- ↳ Türk Edebiyatı Klasikleri
- ↳ ►Kitap tavsiyesi◄
- ↳ Hikaye, Makale ve Yazılar
- ↳ ►Kendi Yazdıklarınız◄
- ↳ ►Nasihat ve Güzel Sözler◄
- ↳ ►Günün Sözü◄
- GÖNÜLDEN ESİNTİLER
- ↳ Dost Emin
- ↳ Şiirler
- ↳ Kendi Şiirleriniz
- ↳ Dua Köşesi
- ↳ ►Günün Duası◄
- GENEL
- ↳ Serbest Kürsü
- ↳ ►İslami Sohbetler◄
- ↳ ►Soru - Cevap◄
- ↳ ►Tartışmalı Konular◄
- ↳ ►Gençlik Köşesi◄
- ↳ Toplum ve aile
- ↳ ►Şifalı Bitkiler◄
- ↳ ►Beden ve Ruh Sağlığı◄
- ↳ ►İbretlikler◄
- ↳ Resim ~ Video Galerisi
- ↳ İslami Resimler
- ↳ Görsel Tasarım
- ENGLİSH FORUM
- ↳ Islamic Articles
- ↳ ►Munir Derman◄
- ↳ ►Bawa Muhaiyaddeen◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık Hekim◄
- ↳ ►Kulihvani◄
- ↳ ►Islam General◄
- ↳ ►Poetry◄
- ↳ Dictionary of Tasawwuf
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►J◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►Q◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►W◄
- ↳ ►X◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄