DaKâiK-in HaKâiK-in RaKâiK-in Hakku’l-HAKK-ıdır;
El Latîf ALLAH celle celâluhu…
ZEVK 4577
“KûN feyKûN”Şe’eN-inde..Küllî ŞeY’in KaDîR ALLAH celle celâluhu
Es-SeMi’u’l-BaSîr ALLAH..El-HaLîMu’s- SaBîR ALLAH celle celâluhu
Rahmeten li’l-Âlemin-in YÜZü SU-yu Hurmetine sallallâhu aleyhi ve sellem
LUTF u İHSAN et!..BAĞIŞla!..El-LATÎFu’l-HABÎR ALLAH celle celâluhu!..
13.08.11 22:47
gkksg..bbbg..nrml..
RaKâiK:(Rekik. C.) İnce ve nâzik olan şeyler. HaKâiK:(Hakayık) (Hakikat. C.) Hakikatler. DaKâiK:(Dekayık) (Dakik. C.) İncelikler. Anlaşılması çok dikkat isteyen incelikler ve keyfiyetler.
El-Latîfu ALLAH celle celâluhu
Latif;Mülâyim. Yumuşak. Nâzik. Mütenâsip. Güzel. Şirin. Küçük ve hoşa giden. Cisimle alâkası olmayan. Göze görünmeyen. Çok lutf edici. Derin, gizli. Lâtif:Gizli sırlara vâkıf ve bilici.. İnce anlamlı söz. Sık olmayan ince. Sıkı olmayan seyrek. Mânâsı gizli kapalı olan söz. Zarif. Letefe:Kibâr, nâzik, merhâmetli davranmak. Letufe:İnce ve kibâr olmak. Şeffâf olmak. Ufak ve küçük olmak. Eltafe:İyilik yapmak. İltifât etmek. Latafe:İhsan etmek. Okşamak. Şaka yapmak. Telattafe:Bir işi güzellikle centilmence yapmak. İnce ve nezâketle davranmak. Yolunu bulup sırrını anlamak. Lutf:Lütûf. ALLAH-U ZU'L-CELÂL'in muvaffak kılması, koruması. Saygı. Latîfe:İnsanın çok ince, gizli ve hassas kalbî-rûhî-derûnî duygusu. Latife-i RABBânî:İnsanın fıtrî yapısı gereği; bedeninden Habli’l- Veridine-Hakîkat-ı MuhaMMediyyesine ulaşan duygularının SALL Sultanı olan; ince, gizli ve lübbü’l- lüb lutfu bir duygudur ki, RABBânî Hakâik (hakikatlar) ve Dakâik (incelikler) onunla hissedilip zevkedilir-hazzedilir. İnsan AKLı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi,BİLip-BULup Esrarında OLunca“kendi NEFSini BİLir”MuhaMMedî Mutmain Nefs,RABBını RASÛLüyle BİLmeye, işte bu CAN CeRRyÂNı Kevser Kablosuyla İKRÂma ER-ER.. Lütuf:Lutf. Rıfk, yumuşaklık, yavaşlık, tatlılık, güzellik, iyilik, nezâket. Nevâziş, muhaBbetle okşayış. İltifat, dikkat ve îtina ile davranış muâmele, eylemek. Rıfk ve Suhûletle, en kolay, en elverişli-uygun, en râzı, en gizli ve en nezih olarak karşısındakini öz murâdına muvaffak eyleyip maksadına kavuşturmak.
Kur'ân-ı Kerîm'de 5 yerde Latîfu'l Hâbir celle celâluhu:En ince (latîf) sırlardan bile haberdâr olan diye geçer. Lûtfüyle verici (Yusuf 12/100; Şûrâ 42/19 bkz.)
وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّواْ لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا أَبَتِ هَذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بَي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاء بِكُم مِّنَ الْبَدْوِ مِن بَعْدِ أَن نَّزغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ ---Ve refea ebeveyhi alel arşı ve harrû lehu succedâ(succeden), ve kâle yâ ebeti hâzâ te’vîlu ru’yâye min kablu kad cealehâ rabbî hakkâ(hakkan), ve kad ahsene bî iz ahrecenî mines sicni ve câe bikum minel bedvi min ba’di en nezegaş şeytânu beynî ve beyne ıhvetî, inne rabbî latîfun limâ yeşâ’(yeşâu) innehu huvel alîmul hakîm(hakîmu) : Anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandılar. Bunun üzerine Yusuf dedi ki: İşte bu durum, o rüyamın çıkmasıdır. Gerçekten Rabbim onu hak rüya kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Doğrusu Rabbim dilediğine lutfunu ihsan eder. Şüphesiz O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Yusuf 12/100)
اللَّهُ لَطِيفٌ بِعِبَادِهِ يَرْزُقُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْقَوِيُّ العَزِيزُ ---Allâhu latîfun bi ibâdihî yerzuku men yeşâu, ve huvel kavîyyul azîz(azîzu) :Allah kullarına çok lütufkârdır. Dilediğine rızık verir. O çok kuvvetlidir, çok güçlüdür. (Şûrâ 42/19 )
لاَّ تُدْرِكُهُ الأَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الأَبْصَارَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ ---Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâr(ebsâru) ve huvel lâtîful habîr(habîru) :Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır. (En'âm 6/103)
يَا بُنَيَّ إِنَّهَا إِن تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ فَتَكُن فِي صَخْرَةٍ أَوْ فِي السَّمَاوَاتِ أَوْ فِي الْأَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٌ ---Yâ buneyye innehâ in teku miskâle habbetin min hardalin fe tekun fî sahretin ev fîs semâvâti ev fîl ardı ye’ti bihâllâh(bihâllâhu), innellâhe latîfun habîr(habîrun) : "Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah, latif olandır, (her şeyden) haberdardır." (Lokmân 31/16)
El Latîfü isminin;El Alîmü,El Habîru,El Berru,Er Rahmânü,Er Raûfü,El Kerîmü,El Bâtınü isimleriyle mânâ ilişkisi aşikârdır.
El Alîm :Hakkıyla mutlak bilen. İlmi; Evvel-Âhir-Zâhir-Bâtın olan. Mutlak bilici ve Uygulayıcı OL-AN ALLAHU ZÜ'L-CELÂL. El Âlim: ÂLEM-leri halkeden. El Alîm: Aynı zamanda âlemleri anlayacak ÂDEM-i yani AKL-ı da halkeden ve “âlemle” öğreten..
El Habîru :Olmuşu, olanı ve olacağı bilen, sûret ve sîretlerdeki gaybî olandan haberdâr olan. Halkettikleri için olmuş, olan ve olacağı mutlak bilen ve haberdâr olan ALLAHU ZÜ'L-CELÂL.
El Berru : Ahdinde, İyilikte, Hakta, Hayırda mutlak sadık olan ve yerine getiren ALLAHU ZÜ'L-CELÂL. İkram, lütüf ve ihsân vâ'dinde sadık olan. Ni'metlerini herkese umumâ bahşeden keremkâr olan. İyilik, güzellik ve hayr dileyen ve yerine getiren. Birrin ve bereketin yaratıcısı... Mutlak birrin sahibi, iyiliği sürekli sever, ahdine sadık ve vefâkâr olan ALLAHU ZÜ'L-CELÂL.
Er Rahmânü : Genellikle merhamet eden ve mahlûkatının tümüne önceden ve şartsız ni'met veren bağışlayıcı, yargılayıcı, yâr muamelesi yapan cümleye Evvelî Rahmân. Âfâkî, vücûdî.. Merhameti zâtına mahsus ve sınırsız olan ALLAHU ZÜ'L-CELÂL. Özdeki "nun" un (Nûrullah) "mim" hakk olup Rübûbiyyet rüyetine çıkış çekirdeği… Koşulsuz ve genellikle tüm mevcûdatına RAHMÂN olup hayat için lâzım ve lâyıkı bağışlayan ALLAHU ZÜ'L-CELÂL.
Er Raufu :Katından gelen bir re'fetle, isteyrek rahmetle (şefkatle) kullarına çok merhâmetli, Çok acıyan, pek esirgeyen, re'fet eden, şefkatlı olan. Çok esirgeyen, çok merhamet ve şefkat gösteren ALLAHU ZÜ'LCELÂL.
El Kerîmü :Her hususta; iyilik, faydalılık, fazîlet ve kerem ile sıfatlanmış. İhsân ve inâyet sahibi. Şerefli ve izzetli, muhterem ikrâm edici, cömert, musamahakâr, muazzez, mükerrem olan. Mutlak Kerîm olan ALLAHU ZÜ'L-CELÂL.
El Bâtinu :Zâtı ve künhü (aslı, cevheri, özü, vechi v.s.) itibariyle mahlûkatına gizli olan Cenâb-ı HAKK (celle celâluhu). Zât'ının görülmesi, kühnünün bilinmesi gizli olan. Gizli ve sırları mutlak bilen ALLAHU ZÜ'L-CELÂL.
El Latîfü : Lâzım ve lâyıkı, vechiyle ve rıfk ile lûtfedici olan. Mâhiyeti insan idrakinin uluşamayacağı kadar lâtîf olan, kesif olmayan, görülmeyen. Letâfet (hoş, güzel, yumuşak, nâzik, ince duygulu) sahibi olan. Kullarına yumuşaklık ve lûtfüyle iyilik, merhamet ve ihsan edici olan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.
EL LÂTÎFÜ(celle celâluhu)ZEVKİ:
ALLAH celle celâlihunun KULlarını; yumuşaklık, okşayış, kolaylık, yavaşlık, tatlılık, nezaket ve incelikle LUTF ederek murâdına muvaffak eylemesi.
EL LÂTÎFÜ celle celâluhu esması Mazharı olanlar; letâfet(hoşluk, güzellik)nezâket(incelik-naziklik),nezâfet(temizlik-paklık)ve asâlet ehli olurlar.
Kur'ân-ı Kerîm'in, Kalbin, Kâinâtın ve " Kün fe yekun" un ince sırlarına müttâli'-derin bilgili olurlar. Azîz kardeşlerim, Cümleleri "olurlar" filân diye, kesin hükümle anlatabilmek için bitirdim.
Âcizâne görüşüm böyle demek istiyorum.
"Hüsn-i niyyet, Sadakat, Samimîyyet, Ciddîyyet ve Muhammedî Gayretkeşlikle, OLurlar İnşâallah!..." demek istiyorum!...
Esas vurguladığımız husus ise Esmâü'l-Hüsnâ'yı bilerek, anlayarak, şuûrla ve yaşarak ZİKRetmektir.
Su içer gibi; candan, her hücrede serinliğini, lezzetini ve diriliğini duyarcasına derunî, enfüsî ve latifî Zikirler, Fikirler, Şükürler ve de bu YOLda SabırlarinşâeALLAH!...
EL LÂTÎFÜ (celle celâluhu) Esması ile ilgili; Dertten,Kederden,Kördüğümden FEREC-ÇIKIŞ KAPISI DUASI Vardır:
Eûzu bi'llahi min eş-şeytâni'r-racîm. Bismi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm.
Es-salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ MuHaMMeDullah sallallâhu aleyhi ve sellem! Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ MaHMûDullah sallallâhu aleyhi ve sellem! Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ HaMîDullah sallallâhu aleyhi ve sellem! Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ AHMeDullah sallallâhu aleyhi ve sellem! Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ HABÎBullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Yâ latîfu entellezi teltifu biıbâdike ve tusiluhum ilâ envain niamı ve terfuki biehlil hicabi fetuhrecuhum min ğavailin nikami ve terhamu min ilticai ileyke birahmetike’l- amîmete ve teczibehu ile’l- envari mine’z- zulmi ta’lemu hafiyyati’l- eşyai ve dekaikıha ve tecudu biihsanike ala ibadike bienvai’l- berri ve keşfi dekaikiha.
Es’eluke Allahumme bilatîfi lutfike ve feyzi fazlike ve durreti bahri cudike ve kuvveti sultani askerike ve cunudike en tec’aleni nazıyfen fil’akvali ve’l- ef’ali refiykan filhali velmali verzuknı min bereketi lutfike hazzan vafiren ve e’ınni ala kabuli asari fadlike vec’al li minhu hasemen vafiren zâhiren ve eyyedeni bitedbîrike lienale min bahri cûdike feyzan zâhiren inneke ente’r- rahîmu ya latîfu edrikni bilutfike’l- hafiyi..
''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike(Muhammedîyyeti)ve nebîyyike(Mahmudîyyeti)ve Resûlike(Ahmedîyyeti)ve Nebîyyûl-ümmîyyi(Habibîyyeti)ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi ve ümmetihi.''
İnşallahurahman
Âmin Yâ Latîf Yâ Kerîm ALLAH celle celâluhu! Âmin Yâ Rahîm Yâ Vedûd ALLAH celle celâluhu! Âmin Yâ Fettâh Yâ Gaffâr ALLAH celle celâluhu! Âmin Yâ Settâr Yâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin... Âmin!.. Yâ Muîn Celle Celâluhu.
MÂNÂSI:
Yâ Latîf ALLAH celle celâlihu!
Sen’sin Kullarına iltifat eden karşılıksız ihsan eden!
Ve Sen’sin sayısız ni’metleri hasıl eden, meydana getiren!
Ve Sen’sin Perdelilerin, “Halk içinde HAKK’la OL-AN” ların Refiki-Yoldaşı!
Ve Sen’sin; musibetler, belâlar, dertler, sıkıntılar, kederler, hüzünler, felâketler, âfetler ve nikmetler olan intikamlar, öc almalardan; Yoldan çıkmış, yolunu şaşırmış azgınları selâmete çıkaran!
Ve Sen’sin Sana iltica edip sığınanlara her zaman, her yer ve halde umumen RAHMET eden!
Ve Sen’sin Zulmet Karanlıklarından NURULLAHına CEZB eden, kendine çeken!
Ve Sen’sin Eşyâ Gizlilik Sırlarını ve dakaiklerini- anlaşılması çok dikkat isteyen inceliklerini ve keyfiyetlerini bilen ve bildiren..
Ve Sen’sin Kuluna lutfen-İHSANınla, Eşyanın sayısız BeRR Gerçekliğinin ve Hakikatının Keşfini vücûda getiren ve CÛD-cömertliğini Herşey ve Herkese yağdıran el CEVVAD ALLAH celle celâluhu!
ALLAHım celle celâlihu!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfin hürmetine SEN-in LUTFundan İsterim!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfin hürmetine SEN-den; Fazlından- Cömertlik, İhsan, Kerem, İlim, Ma'rifet, Üstünlük, Hüner, Tefâvüt, İnayet ve Hidayetinden Feyzinin-Bolluk, Bereketini İsterim!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfin Hürmetine SENin Cömertlik-CÛD Denizinden, muhtaçlığımı kimselere bildirmeye meydan vermeksizin lütuf ve ihsandan bir damla İNCİ Dilerim!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfin hürmetine SEN-den;
SÖZlerimi ve Fiillerimi temiz, pâk ve nazik kıl diye,
HÂLime ve MALıma Refik-Yoldaş ol diye,
Madde ve Mânâda SULTANÎ Askerleriyin ve Ordularıyın güç, kuvvet ve yardımını dilerim!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfiyin Bereketinden SENin Lutfunla Hazan- Sevinçle, Hoşlukla, Zevkle, Saadetle, Nimet Bahtlı Nasible ve Sürurla çok çok bolca Dilerim!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfiyin Fazl Hediyeyesi Âtiyyesinden El Latîf celle celâlihu hürmetine Beni de Ni’metlendirmeni Dilerim!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfin hürmetine SEN-den Benim için El Latîf celle celâlihu İSM-i ŞERÎFiyin LUTFundan kesin olarak bir Problemlerimden, engellerimden ve Manevî saprtıcılarımdan kurtuluşumu hâlledip neticeye varmama Zâhiren-açıkça ve bolca hidâyet kılmanı Dilerim!
El Latîf celle celâlihu İsm-i Şerîfin hürmetine;
SEN-in Tedbirinle- Bir duamın karşılığını te'min edecek veya def' edecek yolu bulmamda başarmam için lâzım gelen hazırlık ve uygulamamda,
SEN-in CÖMERTlik DENİZİnden en feyzle-bolca ve zâhiren-açıkça NAİL olmam ve MURADıma Ermem için,
El Latîf celle celâlihu Adınla, Beni TE’YİD Etmeni-Kuvvetlendirmeni, Sağlamlaştırmanı, Metânet vermeni, HAKK’ta Doğrulamanı, HAYR-da doğru çıkarmanı ve Desteklemeni İsterim-Dilerim!
Kesinlikle ve Şüphesiz ki Er RAHÎM ALLAH celle celâlihu SENsin!
Yâ El Latîf celle celâlihu!
En Derekede-Dipteyim ve Doruk’a çıkarmanı- Duamı DUYmanı-Yardım etmeni El Hafî celle celâlihu İsminle lutfundan Dilerim-DUÂ Ederim Yâ RABBu’l-Âlemîn ALLAH-ımız celle celâlihu! !
El Hâfî:Mahlükâtının; maddî-mânevî her türlü gizli ihtiyaç ve isteklerini hoş karşılayıp karşılıksız ikrâm eden ve karşılayan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.. Hafâ:İkrâm etmek. vermek. Tehaffâ:İkrâm eden. Bir şeyi derinlemesine bilen âlim.
Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike ve nebîyyike ve Resûlike ve Nebîyyû’l-ümmîyyi ve âlâ alihi ve Ehl-i Beytihi ve’s-sahbihi ve ümmetihi...
“Es selât u ve’s- selâmu aleyke Yâ SeYYidinâ Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Huz biyedi Kallet hilleti edrikni edrikni edrikni bi lutfike ve keremike yâ sahibe’l- lutfu ve’l- ihsan Yâ Rahmeten li’l- âlemin!”
Yâ RABBu’l-Âlemîn ALLAH celle celâlihu!
El Latîf ALLAH celle celâluhu ve LÜTUF Buyurduğun 7 İSM-i ŞERÎFlerinle 7 LETÂİF-imİZe İMDAD Eyle! Ferec Ver! Kördüğümlerimizi Çöz!
Âmin Yâ Latîf Celle Celâlihu Âmin Yâ Kerîm Celle Celâlihu Âmin Yâ Rahîm Celle Celâlihu Âmin Yâ Vedûd Celle Celâlihu Âmin Yâ Fettâh Celle Celâlihu Âmin Yâ Gaffâr Celle Celâlihu Âmin Yâ Settâr Celle Celâlihu Âmin Yâ ALLAH Celle Celâlihu!..
SIRR-ı SIFIR İSM-i AZAM-ınla Âmin Yâ RABBu’l-Âlemîn ALLAH celle celâlihu!
Âmin Yâ Latîf Celle Celâlihu Âmin Yâ Kerîm Celle Celâlihu Âmin Yâ Rahîm Celle Celâlihu Âmin Yâ Rahmân Celle Celâlihu Âmin Yâ Hannân Celle Celâlihu Âmin Yâ Mennân Celle Celâlihu Âmin Yâ Deyyân Celle Celâlihu Âmin Yâ Furkân Celle Celâlihu Âmin Yâ Sultân Celle Celâlihu Âmin Yâ ALLAH Celle Celâlihu!..