Kul İhvÂNi HÜMEZE Sûresi Sohbeti

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hacer
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 505
Kayıt: 03 Nis 2007, 02:00

Kul İhvÂNi HÜMEZE Sûresi Sohbeti

Mesaj gönderen Hacer »

ResimKul İhvÂNi HÜMEZE Sûresi Sohbeti

HÜMEZE SÛRESİ..
Mekke Döneminde indi.
Fasılası-duruş harfi “He”” dir. 9 âyet-i celîlesi vardır


VAYY ki ne VAHH şu HÜMEZLERE!! ve LÜMEZELERE!!..

Bu yüce buyruğun Sözü-Sohbeti-Zevk-Hazzı ki,
Alamanyada gurbette yaşamakta olan,
İsmailin ANAsı en küçük kızkardeşim Hacer’in,
Sırr-ı sıfır siparişi üzere hazırlanmıştır. 18. Kasım 2007……
Elhamdülillahirabbilâlemîn..
…
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ
Resim---Veylun li kulli humezetin lumezeh: Arkadan çekiştirmeyi ve kaş-gözle alay etmeyi alışkanlık haline getirenlerin hepsinin vay haline!(Humerze 104/1)

Humezetin: arkadan çekiştirmeyi alışkanlık haline getirme
Lumezetin: kaş-göz hareketleriyle alay etme


Hümeze kelimesi, Hemz kelimesinin aşırılığını anlatır.
Hemz ise, birisini ayıplamak ve arkasından çekiştirmektir.
Hümeze arkadan arkaya gizlice ve yanında çaktırmadan hafife alıp küçümseyip alay ederek başkasının namus ve şerefiyle oynayarak incitmeyi, yermeyi ve kötülemeyi içerir.
Hümeze, durmadan bir kötülük dürtüştüren çekiştirici, koğucu ve gammaz demektir.
Hümeze; birisinin arkasından gizlice ve daima gönül kırıp üzmeyi sanat edinen alçakça bir karekter sahibidir.
İşte bunlar Cehennemdeki Veyl Deresine yolcu kahrolmaya mahkum dünya, din ve âhiretleri hüsran olmuş kişilerdir.
Hüsran ise değil kâr etmek ana sermayeyi de şeytana kaptırıp mahvolan demketir.

Lümeze de hümeze gibidir farkı ise;
Lümeze, lemz kelimesinin aşırılığını anlatır.
Lemz ise, birisini o görmeden yanındakilere gizlice kaş-göz işaretleri ile ayıplamak eğlenceye almak ve bunu ok saplar gibi çaktırmadan ve hemen yapıvermek âdetidir.
Kendini beğenerek, karşısındakinde eksiklik bulmaya çalışmaktır.
Her şey ve her insanda mutlaka olan mükemmeli seyretmeyerek noksanlık arama hastalığıdır..
İnsanoğlu aklı 2 boyutludur; Zahiri Dışa dönük-Bâtını İçe dönüktür.. Evvel ve Âhirine eğemen değildir.. Pozitif ve Negatif düşünceleri de böyledir..
Hümeze, de gaybî bir kıskançlık, kapris, kinin ortaya çıkışı vardır ki o kişinin kendi yüzüne diyemediğine göre, yalan iftira veya münafıklık vardır..
Lümeze deyse açıkça ikiyüzlülük ve sahtekârlık vardır..

Resim---İbni Abbas (ra) dan : “Allah Teâlâ’nın veyl (yazıklar olsun!) ie başladığı kimseler kimlerdir” diye sorulduğuda : “Koğuculuk ile gezenler, dostlar arasını ayıranlar ve enbüyük ayıp arayanlar”” demiştir.
(İmam Suyutî, Camiü's-Sağîr VIII-624)

Resim---Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : “Mü’min akıllı ve uyanıktır. Münafık ise, insanları yüzlerine karşı kınayıcı, arkadan ayıplayıcı ve sert olup geceleyin odun toplayan gibi malını, nereden kazanıp nereye harcadığını bilmez.”''
(Kudaî, Müsnedü’ş- şihab; İmam Süyutî, Fethü’l- Kebîr 3/251)

Kısacası Hümeze de Lümeze de, kusur bulup bir şekilde ayıplamak ahlâksızlığıdır.
Bunu ister hased ve kiniden dolayı yapsın isterse eğlence ve güldürmek için yapsın fark etmez.

Zaten İslam Dininde büyük suç olan gıybet doğru bile olsa konuşulan kişi duyduğunda üzülecek olduğu konuşmadır.
Kaldı ki yalansa en büyük suçlardan olan iftira olursa Allah korusun!...

الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ
Resim---Ellezî cemea mâlen ve addedeh: Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır.” (Humeze 104/2)

addede-hu: ve onu adetlendirdi, onu tekrar tekrar saydı

Bu kimseler, yalan dünyaya tapıcı olmuş, durmadan mal biriktirip de mallarının Haktan ve Hayırdan saptırdığı kibirli ve şımarık zavallılar!
Herkese tepeden bakan, caka satan, nerde bir dostluk, güzellik, iyilik ve hayr görse eliyle veya diliyle yıkıp yok etmeye çalışan Muhammedî ahlâktan yoksun şeytana uşaklığı tercih etmiş kimselerdirler…
İşleri sadece mal toplayıp onunla gösteriş yapmayı üstünlük sanmaktır.
Ve asla malın nerden geldiğini ve nere gitmesi gerektiğini düşünemezler..


يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ
Resim---Yahsebu enne mâlehû ahledeh: onu halid kıldı, onu ebedî kıldı(Humeze 104/3)

ahlede-hu: onu halid kıldı, onu ebedî kıldı

Malı kendisini ebedî kılmamıştır, ölümü durdurmuştur sanmaktadır ya da öylece yaşamına devam etmektedir!..
Kendi aklını yutan, sonsuza baktıran uzun emeli, ayak ucundaki ecelini unutturmuştur.
Bu çok yanlış ve tehilkeli hesabıyla dünyaya kazık çaktım sanmaktadır ve böyle hesabetmektedir..

İmam Ali (keremullahi veche) efendimiz : “Mal biriktirenler öldü. Halbuki onlar canlı idiler. Âlimler ise zaman geçtikçe ebedîleşen kimselerdir.”” buyurmuştur.

كَلَّا لَيُنبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ
Resim---Kellâ le yunbezenne fîl hutameh: Hayır. Andolsun ki o Hutame'ye atılacaktır.(Humeze 104/4)

Hutame: hutamenin içine, hutameye, tutuşturulmuş ateşe.

Nebz : bir şeye hiçbir değer vermeden fırlatıp atıvermektir.
Hor ve hakir kılıp rezil-rüvay etmektir.
İşte böylesi herkesin hukuk ve haysiyetini hiçe sayan kimseleri İlâhi Adalet kesinlikle Hutmaye fırlatıp atıverecektir.
Hutame : Oraya kıran girmiş gibi kırıp geçiren, önüne geleni yalayıp yutuveren ve geride hiçbir şey bırakmayan, Tamu demektir.

MuhaMMedî TAMMlığın Hakikatinden mahrum olanlar ZIDDına burada düşmekteler kendi ELLeriyle DİLLeriyle ne acıklı!.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ
Resim---Ve mâ edrâke me’l- hutameh: "Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir?(Humeze 104/5)

Bir şeyin bilinip de gereğini yapmak için:
İlim ->–İrade -> İdrak -> İştirak TüMMlüğü gerek…
İlim : O şey iyice tanınır BİLinir.
İrade : Hayr mı şer mi, iyi mi kötü mü irade kullanılır, doğrusu BULunur.
İdrak : Hayr ise, iyiyse, doğruysa ve hak ise doruğa çekilir, en doğruda OLunur.
İştirak : Kesinleşen bu bu karar artık uygulanır ve fiilen YAŞAnır..…

Bu âyet-i celîlede de “Bu Hutame’nin dehşetini idra ettinmi?” sorulmakta.

نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ
Resim---Nârullâhi’l- mûkadeh: Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir.(Humeze 104/6)

Bu Âlemde yaşarken Nûrullahın VAKTını-her ÂNın niçin her ŞEYle yaratıldığını bİLmeye önem vermeyenler SALL etmeyenler,
Bu Âlemde yaşarken Nârullahın VAKDına-Ateşlerini tutuşturmya DALLe koşarlar…

Resim---Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Cehennem kıpkırmızı kesilinceye kadar bin yıl yakıldı, sonra bembeyaz kadar bin yıl daha yakıldı, daha sonra da simsiyah olana kadar bin yıl daha yakıldı. O şimdi simsiyah ve kapkaranlıktır.”
(Tirmizî, Cehennem, 2594; İbn. Mâce Zühd 38 (2/1445))

İmam Ali (keremullahi veche) efendimiz : “Ne acayibtir o insanlar ki, altalarından ateş kaynayıp dururken yeryüzünde Allah’a isyan ederler!”” buyurmuştur.

Günümüz tekniğinde ise dünyanın içindeki mağma kızgın ateşi bilinip durmaktadır. Her 33 metrede ise sıcaklık +1 C0 santigrat derece artmaktadır yer kürenin içine inildikçe..
Ancak bu âyet-i celîledeki ateş dünyadaki gibi zâhirîden çok bâtınî bir ateştir. Neden böyle dedim?
Çünkü bu ateş dünya ateşi gibi yakıp öldürüp işini bitirivermez bu Hümezecilerin ve Lümezecilerin..

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى
“Resim---''Sümme la yemütü fiyha ve la yahya. : Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.”'' (A’lâ 87/13)

Ölmek yok! Dirilmek yok! Sadece can çekişmek var! ki bu Âlemde de böyle basit bir çekişme içindedirler ve Sekînet-i MuhaMMediyyeye hasrettirler. Allahu Teâlâ ÜMMet-i MuhaMMedi korusun!...

Öyelsine acı ki tıpkı burada yaşarken kıskançlık, nefret ve kinlerinin durmadan değişip yenilendiği gibi, gerçek hayata geçince derileri dökülüp döklüp yenilenecek buyurulmakta:

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا سَوْفَ نُصْلِيهِمْ نَارًا كُلَّمَا نَضِجَتْ جُلُودُهُمْ بَدَّلْنَاهُمْ جُلُودًا غَيْرَهَا لِيَذُوقُوا الْعَذَابَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمًا
Resim---İnnellezine keferu bi ayatina sevfe nuslihim nara küllema nedicet cüludühüm beddelnahüm cüluden ğayraha li yezukul azab innellahe kane azizen hakima : Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir.” ''(Nisâ 4/56)

الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ
Resim---Elletî tettaliu alel ef’ideh: Ki o, yüreklerin üstüne tırmanıp çıkar.” (Humeze 104/7)

İnsanın maddî-mânevî yapısımda:
Beden -> Nefis -> Kalb -> Fuad -> lüb -> lübbü’l- lüb -> AKDES……
Fuad kalbin de içinde-özünde olan ana ANlama merkezidir.
Madde-Somut ile Mânâ-Soyutun arakesiti gibi sanki.. Efide, Ruha bitişik olan bölümdür…
Âyet-i celîlede geçen ıttıla’ bir şeyin üzerine çıkmaktır ki o şeyi içiyle dışıyla yutup tamamen yutmaktır, yukarıdan aşağı bakmak, haberi, malumatı bulunmaktır. Muttali’ olmak da bu kelimeden türer.
O öyle bir Kıskançlık ateşidir ki Özlerini bile yutmuştur o kişiyi resmen emri altına almıştır.. Şerr uşağı yapmıştır… Maazallah!..

إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌ
Resim---İnnehâ aleyhim mu’sadeh: O, onların üzerine kilitlenecektir;” (Humeze 104/8)

mu'sade: kilitlenmiştir, kapatılmıştır

Çıkış kapıları ebediyen kapatılmış olarak..
Mu’sade : Tıpalanmış, sımsıkı kapatılmış mânâsınadır.
Şu ŞEHÂDEt Âleminde her NEFS İmkanlarıyal KULLUK İmtihanı olurken Hakkı ve Hayrı TERCİH etmeyişleri o kadar kesin ve keskindir ki elleriyle bu ateş küresine girerler ve çıkış kapısı da yoktur artık..

فِي عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍ
Resim---Fî amedin mumeddedeh: (Kendileri de) Dikilip yükseltilmiş sütunlarda (bağlanacaklardır).(Humeze 104/9)

Dikilmiş direklere bağlı oldukları halde…
Azab kapısı dikmeler ve dayaklarla perçinlenmiş olarak kapatılacaktır.
Kale kapılarının akasındaki dayaklar gibi içerden kitli..
Bu insanlar MADDeyi MÜDDeti Hakkın ve Hayrın EMRinde değil de Bâtıl ve Şerrin Yasaklarına âmâde kıldılar.. Kibir ve kıskançlık KOLONlarını göklrer yükselttiler ancak bu kendi darağaçlarıydı..

اللّهُمَّ أَجِرْنَا مِنَ النَّارِ وَ أَدْخِلْنَا الْجَنَّةَ مَعَ الْأَبْرَارِ
“Allahümme ecirnâ mine’n- nar ve edhilne’l- cennete maa’l- Ebrâr: Allahım bizi cehennem atşinden koru, iyiler ileberaber cennete dahil eyle!””

Âmin Yâ Latîf!
Âmin Yâ Kerîm!
Âmin Yâ Rahîm!
Âmin Yâ Rahmân!
Âmin Yâ Hannân!
Âmin Yâ Mennân!
Âmin Yâ Deyyân!
Âmin Yâ Furkân!
Âmin Yâ Sultân!
Âmin Yâ ALLAH! (celle celâlhu)

Hacer canım,
İnsanların ve hanımların en çok canını yakacak olan âlet dilleridir.
İki dudak iki diş kapısını kırarak çıkan dil dünyayı karıştırmak istemektedir.
Bu nedenle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem aşağıdaki hadis-i şerifini buyurduğunda mübârek eliyle ağzını işaret ederek, susup sahip olmalarını istemiştir.


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem) : Kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, namusunu korur ve zevcine de itaat ederse, ona: "Cennetin hangi kapısından istersen Cennete gir." denilir.
(Ramuzu’l- Ehadis; Ravi: Hz. Ebû Hüreyre radiyallahu anhu)

Onun için Hacer sen de, her kadın nefsinin olmazsa olmazı; Kıskançlık, Kapris, Kibir ve Kinden kendini korumak için sık sık Fatımatü’z- ZEHRÂ aleyha's-selâm AYNAsında YÜZünü-ÖZünü seYRet ve SEVİYEle inşa Allahu Teâlâ


Resim SıRRSîNem Kur'ÂN-ı Kerîm'den MiMM MuhaBBetlerimle…
Resim
Cevapla

“Kuran-ı Kerim Sohbetleri” sayfasına dön