Avcıysan AV ını, İZ le bulursun,
Manâyı, şarkıyla SÖZ le bulursun,
Sureti GÜZEL i GÖZ le bulursun,
Her ŞEY de OL-AN ı nasıl bulmalı
MİSÂL ÂLEMİ...
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
- kamuran
- Aktif Üye
- Mesajlar: 183
- Kayıt: 17 Eki 2008, 02:00
kitap
Sevgili Halim...
Ben yukardaki konuyla ilgili düşünce ve hislerimin çoğunu dile getirmekten hakikaten çekindim. Ama arif olan anlıyor işte. Anlaşıldığımı çok net biliyorum. Bir iki şey daha söylemek istiyorum. Necip Fazıl poetikasında şiiri tarif ederken "SANAT cephesinden MUTLAK HAKİKATİ aramaktır" diyor. Ben "SANİ" sıfatının tecellisiyle O'na bir adım yaklaştığımı hissettim. Hem mesleğim hem bütün hobilerim sanat üzerine olduğundan dağa taşa, zerreye küreye, kendime ve kainata bakarken elimde olmadan bu gözle baktım ve hayran oldum.
***
her kitap iki kapağın arasında. kitabın içindeki yüzlerce sayfada anlatılan olay isterse milyonlarca yıla yayılsın. Yazar o kitabın içindeki zaman ve mekanın dışındadır. Onun zihninde tasarlaması yeterli. Kalem, kağıt emrinde. İster yazar ister yazmaz. İster yazıp yayımlar. İster sobaya atar.
Dostum öyle bir konu ki, uzatmak anlamına zarar verecek diye endişe ediyorum.
Kitabın içinde, kitabın içinde geçenleri aydınlığa kavuşturan ve roman kahramanlarına kitabın yazarını ve maksadını anlatan bir kitap var. Yazar O kitabı, Uğruna bambaşka bir kitap yazdığı Sevgilisi aracılığıyla bize göndermiş.
***
Tüm Ümmet-i Muhammed için iki cihanda Hüsn-ü Hatime niyazıyla...
Ben yukardaki konuyla ilgili düşünce ve hislerimin çoğunu dile getirmekten hakikaten çekindim. Ama arif olan anlıyor işte. Anlaşıldığımı çok net biliyorum. Bir iki şey daha söylemek istiyorum. Necip Fazıl poetikasında şiiri tarif ederken "SANAT cephesinden MUTLAK HAKİKATİ aramaktır" diyor. Ben "SANİ" sıfatının tecellisiyle O'na bir adım yaklaştığımı hissettim. Hem mesleğim hem bütün hobilerim sanat üzerine olduğundan dağa taşa, zerreye küreye, kendime ve kainata bakarken elimde olmadan bu gözle baktım ve hayran oldum.
***
her kitap iki kapağın arasında. kitabın içindeki yüzlerce sayfada anlatılan olay isterse milyonlarca yıla yayılsın. Yazar o kitabın içindeki zaman ve mekanın dışındadır. Onun zihninde tasarlaması yeterli. Kalem, kağıt emrinde. İster yazar ister yazmaz. İster yazıp yayımlar. İster sobaya atar.
Dostum öyle bir konu ki, uzatmak anlamına zarar verecek diye endişe ediyorum.
Kitabın içinde, kitabın içinde geçenleri aydınlığa kavuşturan ve roman kahramanlarına kitabın yazarını ve maksadını anlatan bir kitap var. Yazar O kitabı, Uğruna bambaşka bir kitap yazdığı Sevgilisi aracılığıyla bize göndermiş.
***
Tüm Ümmet-i Muhammed için iki cihanda Hüsn-ü Hatime niyazıyla...
- Mehmet63
- Üye
- Mesajlar: 30
- Kayıt: 14 Mar 2008, 02:00
Hadi dedim ben de yalnızca bir roman kahramanıysam. İki sevgilinin aşk hikayesinde sıradan bir figür. Kısacak bir anda adı anılıp geçen bir KELİME. Kendini etiyle kanıyla yaşıyor sanan bir kelime. Aklı fikri olan, evren cümlesinin içinde geçen bir gezegen kelimesindeki bir ülke harfinde vektörel bir noktacık...
BUKADARMI ÖNEMSİZ ?
BAKARA 30 ''MUHAKKAK BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE TAYİN EDECEĞİM''
BUKADARMI ÖNEMSİZ ?
BAKARA 30 ''MUHAKKAK BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE TAYİN EDECEĞİM''
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Değerli Kardeşim... Yazmış olduğunuz satırlarda iki sözün altını çizdim...Mehmet63 yazdı:Hadi dedim ben de yalnızca bir roman kahramanıysam. İki sevgilinin aşk hikayesinde sıradan bir figür. Kısacak bir anda adı anılıp geçen bir KELİME. Kendini etiyle kanıyla yaşıyor sanan bir kelime. Aklı fikri olan, evren cümlesinin içinde geçen bir gezegen kelimesindeki bir ülke harfinde vektörel bir noktacık...
BUKADARMI ÖNEMSİZ ?
BAKARA 30 ''MUHAKKAK BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE TAYİN EDECEĞİM''
Biri KAHRAMAN... diğeri SIRADAN BİR FİGÜR...
BEN' lik her öykünün KAHRAMANI olmak ister... hem de sıradan değil... EN BAŞTAKİ KAHRAMAN olmayı ister...
GÖNÜL GÖZÜ ile bakan ise bilir ki bunu söyleyen BEN' lik bırakın sıradan bir figür olmayı BİR HİÇ BİLE DEĞİLDİR...
NE' ye... NEREDEN... NASIL... NİÇİN ve NEDEN baktığınıza göre değişir her şey...
Bu anlamda EN BÜYÜK KAHRAMAN ! ;
Fakrımla iftihar ederim... buyurandı...
Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:
"Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcudatı umumen isterim."
(Sözler - 221)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Ağladığımda
Doğduğum günkü halimle
Güldüğümde ise
Öleceğim günkü halimle
Bakmaya çalışıyorum hayata
İkisinin arasında geçen kısmın ise ne olduğunu bugüne kadar anlamış değilim
Kırklı yaşlarda olanlar bilirler Komiser Kolombo diye bir dizi film oynardı televizyonlarda
O filmi o kadar dikkatli izlerdim ki
Ancak ona rağmen bir türlü bulamazdım suçlu kişinin kim olduğunu
Tahminlerim olurdu haline, tavırlarına ve kendime göre delil kabul ettiğim şeylere bakarak
Ancak filmin sonunda Kolombo
Bir kenarda hiç dikkatimi çekmeyen, belki de en masum diyebileceğim
kişinin suçlu olduğunu ortaya koyardı delilleriyle
Filmleri izlerken gösterdiğimiz dikkatin nedeni nedir
Biliriz ki Filmde hiçbir şey boşuna oluyor değildir
Mutlaka filmin konusu ile bir bağlantısı vardır
O nedenle filmin ne anlattığını anlamak istiyorsak
Veya Kolombo dizisindeki gibi suçluyu bulmak istiyorsak hiçbir detayı gözden kaçırmamaya dikkat ederiz
Peki Hayat Filmi nin kurgusu, senaryosu
İzlediğimiz bir filmin senaryosundan daha mı basittir
Hayata aynı dikkatle bakabiliyor muyuz? Her olana
Her olaya Her ANa
Bunu yapamıyoruz veya yapmıyoruz
En azından ben kendi adıma böyle olduğumu söyleyebilirim
Bu konuda çeşitli şekillerde uyarı almaktayım
Hayretim had safhaya varmakta
Ancak sonradan yine kendi iç dünyama çekilmekten dışarıda olanları kaçırmaktayım
Daldığımı bile fark etmediğim bir zamanda dalgın dalgın düşünürken;
- Ne düşünüyorsun baba? Dedi küçük kızım İrem
- Halletmem gereken bir takım şeyler var kızım... Onları düşünüyorum dedim
Neymiş o halletmen gereken şeyler deseydi ne diyecek ne anlatacaktım
bilmiyorum ama öyle bir şey söyledi ki dilim tutuldu
- Dervişler derdim yok diye ağlarmış Sen de derdim var diye mi ağlıyorsun baba? Dedi
- Kızım sen nerden biliyorsun bu sözü Kimden duydun Falan dedim ama
- E sen beni ne sanıyorsun ki Çocuk mu?
- Yok, kızım olur mu? Sen aklı başında bir genç kızsın dedim Kendisi henüz 10 yaşında
Ben camiye giderken İrem de benimle birlikte gelmek ister
Sık sık ta yapar bunu
Fakat daha önce de yazdığım gibi Camide öyle insanlar var ki bazen
onların yüzüne ben dahi gitmek istemiyorum Camiye Birkaç kere İrem i
götürdüm ama hep sıkıntı oldu bu kişilerle
Bir şey diyen olmasa dahi Bir kız çocuğunu camide görenlerin yüzündeki
ifadeyi görmek benim için yeteri kadar can sıkıcı
Bu nedenle dedim ki İrem e ;
- Kızım seni götürdüğüm zaman problem oluyor Yaşlı amcalar rahatsız oluyorlar
- Tamam, baba sen git
Sen bu şekilde sevap kazandığını sanıyorsun ama nasıl bir günah işlediğinin farkında değilsin
Dedi
E hadi bakalım Git te gönül huzuru içinde kıl o namazı Bu sefer içime sinmedi;
Tamam, haydi gel Boş ver ihtiyar amcaları Onlar çocuk olmuşlar
zaten Sen onlardan daha büyüksün Gel kim ne derse desin
Dedim.
Aklım kendi dertlerinin peşinde Kendi filmine dalmış Ancak Hayat o
kadar çok boyutlu bir film ki Daha doğrusu sınırsız boyutlu Sınırsız
sayıda film
Ve molası da yok Arada çıkıp ta hava alalım
Her an bir şey anlatmakta insana Anlatanın kim olduğunu GÖRDÜĞÜNÜ
BİLDİĞİNİ ZAN eden insana sık sık yanıldığı hatırlatılmakta Tıpkı
Komiser Kolombo Filmini ilerken suçlu kişiyi bulmakta yanıldığım gibi
Hayat Filminde de çoğu zaman aynı yanılgıyı yaşamaktayım Veya
yaşamaktayız İyi dediklerimiz kötü Kötü dediklerimiz ise iyi
olabilmekte Ancak nasıl ki filmde iyi olan da kötü olan da kendisine
yüklenen rolü yapmakta ise Gerçek hayatta da öyle
Evet, herkes bir ROL de Ama herkes YÖNETMEN in emrinde
İyi ya da kötü olan kişinin-oyuncunun kendisi değil Yaptığı iş Ancak o
kişi o işi yaparken yalnızca kendisine yükleneni yapmakta
Oyuncuyu görüp te yönetmeni unutmak bilmem ki ne derece doğru olur
SAV Efendimiz doğduğu, büyüdüğü Mekke şehrini terk etti Hicret diyoruz
buna
Yunus (as) da doğduğu büyüdüğü yeri terk etti Uzaklara gitti
SAV Efendimiz yaptığı şeyi Allah ın emri ile yaptı Yunus (as) ise KENDİ
AKLININ KARARINI UYGULADI
Sonuç bellidir
Hz. İbrahim Efendimiz Hacer Ana mızı ve oğlu İsmail (sa) i o zaman
ıssız bir çöl olan bugünkü Kâbe nin bulunduğu yere bırakıp giderken
Hacer Anamız sordu;
- Beni burada bırakmanı sana kim söyledi?
- Rabbim Dedi
- Tamam, o zaman Güle güle git
Camiye giderken İrem i geride bıraktığımda bana bunu yapmamı kim
söylemişti
Eğer hayatın her anında yaptığımız şeyleri söyleyen Allah CC. ise filmin
sonunda KOMİSER bizi suçlu ilan etmez Değilse Nasıl ki ROL dahi olsa
filmde her suçlunun yakasına yapışılıyorsa Hayat Filminde de öyle
Filmin sonunda Hesap Günü yakamıza yapışılır
Doğduğum günkü halimle
Güldüğümde ise
Öleceğim günkü halimle
Bakmaya çalışıyorum hayata
İkisinin arasında geçen kısmın ise ne olduğunu bugüne kadar anlamış değilim
Kırklı yaşlarda olanlar bilirler Komiser Kolombo diye bir dizi film oynardı televizyonlarda
O filmi o kadar dikkatli izlerdim ki
Ancak ona rağmen bir türlü bulamazdım suçlu kişinin kim olduğunu
Tahminlerim olurdu haline, tavırlarına ve kendime göre delil kabul ettiğim şeylere bakarak
Ancak filmin sonunda Kolombo
Bir kenarda hiç dikkatimi çekmeyen, belki de en masum diyebileceğim
kişinin suçlu olduğunu ortaya koyardı delilleriyle
Filmleri izlerken gösterdiğimiz dikkatin nedeni nedir
Biliriz ki Filmde hiçbir şey boşuna oluyor değildir
Mutlaka filmin konusu ile bir bağlantısı vardır
O nedenle filmin ne anlattığını anlamak istiyorsak
Veya Kolombo dizisindeki gibi suçluyu bulmak istiyorsak hiçbir detayı gözden kaçırmamaya dikkat ederiz
Peki Hayat Filmi nin kurgusu, senaryosu
İzlediğimiz bir filmin senaryosundan daha mı basittir
Hayata aynı dikkatle bakabiliyor muyuz? Her olana
Her olaya Her ANa
Bunu yapamıyoruz veya yapmıyoruz
En azından ben kendi adıma böyle olduğumu söyleyebilirim
Bu konuda çeşitli şekillerde uyarı almaktayım
Hayretim had safhaya varmakta
Ancak sonradan yine kendi iç dünyama çekilmekten dışarıda olanları kaçırmaktayım
Daldığımı bile fark etmediğim bir zamanda dalgın dalgın düşünürken;
- Ne düşünüyorsun baba? Dedi küçük kızım İrem
- Halletmem gereken bir takım şeyler var kızım... Onları düşünüyorum dedim
Neymiş o halletmen gereken şeyler deseydi ne diyecek ne anlatacaktım
bilmiyorum ama öyle bir şey söyledi ki dilim tutuldu
- Dervişler derdim yok diye ağlarmış Sen de derdim var diye mi ağlıyorsun baba? Dedi
- Kızım sen nerden biliyorsun bu sözü Kimden duydun Falan dedim ama
- E sen beni ne sanıyorsun ki Çocuk mu?
- Yok, kızım olur mu? Sen aklı başında bir genç kızsın dedim Kendisi henüz 10 yaşında
Ben camiye giderken İrem de benimle birlikte gelmek ister
Sık sık ta yapar bunu
Fakat daha önce de yazdığım gibi Camide öyle insanlar var ki bazen
onların yüzüne ben dahi gitmek istemiyorum Camiye Birkaç kere İrem i
götürdüm ama hep sıkıntı oldu bu kişilerle
Bir şey diyen olmasa dahi Bir kız çocuğunu camide görenlerin yüzündeki
ifadeyi görmek benim için yeteri kadar can sıkıcı
Bu nedenle dedim ki İrem e ;
- Kızım seni götürdüğüm zaman problem oluyor Yaşlı amcalar rahatsız oluyorlar
- Tamam, baba sen git
Sen bu şekilde sevap kazandığını sanıyorsun ama nasıl bir günah işlediğinin farkında değilsin
Dedi
E hadi bakalım Git te gönül huzuru içinde kıl o namazı Bu sefer içime sinmedi;
Tamam, haydi gel Boş ver ihtiyar amcaları Onlar çocuk olmuşlar
zaten Sen onlardan daha büyüksün Gel kim ne derse desin
Dedim.
Aklım kendi dertlerinin peşinde Kendi filmine dalmış Ancak Hayat o
kadar çok boyutlu bir film ki Daha doğrusu sınırsız boyutlu Sınırsız
sayıda film
Ve molası da yok Arada çıkıp ta hava alalım
Her an bir şey anlatmakta insana Anlatanın kim olduğunu GÖRDÜĞÜNÜ
BİLDİĞİNİ ZAN eden insana sık sık yanıldığı hatırlatılmakta Tıpkı
Komiser Kolombo Filmini ilerken suçlu kişiyi bulmakta yanıldığım gibi
Hayat Filminde de çoğu zaman aynı yanılgıyı yaşamaktayım Veya
yaşamaktayız İyi dediklerimiz kötü Kötü dediklerimiz ise iyi
olabilmekte Ancak nasıl ki filmde iyi olan da kötü olan da kendisine
yüklenen rolü yapmakta ise Gerçek hayatta da öyle
Evet, herkes bir ROL de Ama herkes YÖNETMEN in emrinde
İyi ya da kötü olan kişinin-oyuncunun kendisi değil Yaptığı iş Ancak o
kişi o işi yaparken yalnızca kendisine yükleneni yapmakta
Oyuncuyu görüp te yönetmeni unutmak bilmem ki ne derece doğru olur
SAV Efendimiz doğduğu, büyüdüğü Mekke şehrini terk etti Hicret diyoruz
buna
Yunus (as) da doğduğu büyüdüğü yeri terk etti Uzaklara gitti
SAV Efendimiz yaptığı şeyi Allah ın emri ile yaptı Yunus (as) ise KENDİ
AKLININ KARARINI UYGULADI
Sonuç bellidir
Hz. İbrahim Efendimiz Hacer Ana mızı ve oğlu İsmail (sa) i o zaman
ıssız bir çöl olan bugünkü Kâbe nin bulunduğu yere bırakıp giderken
Hacer Anamız sordu;
- Beni burada bırakmanı sana kim söyledi?
- Rabbim Dedi
- Tamam, o zaman Güle güle git
Camiye giderken İrem i geride bıraktığımda bana bunu yapmamı kim
söylemişti
Eğer hayatın her anında yaptığımız şeyleri söyleyen Allah CC. ise filmin
sonunda KOMİSER bizi suçlu ilan etmez Değilse Nasıl ki ROL dahi olsa
filmde her suçlunun yakasına yapışılıyorsa Hayat Filminde de öyle
Filmin sonunda Hesap Günü yakamıza yapışılır
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]