Seçkin Duâ ve Zikirler!...
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Seçkin Duâ ve Zikirler!...
Seçkin Duâ ve Zikirler
RASÛLULLAH (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Duaları
İmam-ı Âzamın Tesbih Duası
Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hz. istigasesi
Kul İhvani : Salât ve Kur'ân Duası
RASÛLULLAH (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Duaları
İmam-ı Âzamın Tesbih Duası
Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hz. istigasesi
Kul İhvani : Salât ve Kur'ân Duası
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
RASÛLULLAH (sallallahu aleyhi ve sellem)'in DUALARI
ŞEHADET GETİRİRKEN DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şehâdet getirirken şu duayı okurdu:
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ نَسْتَعِينُهُ وَ نَسْتَغْفِرُهُ ، وَ نَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِنَا ، مَنْ يَهدِ اللّٰهُ فَلَا مُضِلَّ لَهُ ، وَ مَنْ يُضْلِلْ فَلَا هَادِيَ لَهُ ، وَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ ، , وَ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ ، أَرْسَلَهُ بْالْحًقِّ بَشِيراً وَ نَذِيراً بَيْنَ يَدَيَ السَّاعةِ ، مَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَ رَسُولَهُ فَقَدْ رَشَدَ ، وَ مَنْ يَعْصِهِمَا ، فَإِنَّهُ لَا يَضُرُّ إِلاَّ نَفْسَهُ ، وَ لاَ يَضُرُّ اللّٰهَ شَيْءاً . .
: Elhamdülillahi nesteînuhu ve nestegfiruhu, ve neûzübillahi min şurûri enfüsinâ, men yehdillahu felâ mudille lehu, ve men yudlil felâ hâdiye lehu, ve Eşhedü en lâ ilâhe illallah, ve enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu, erselehu bil-hakki beşîren ve nezîren beyne yedeyes-sâati, men yutıllâhe ve rasûlehu fekad raşede, ve men yasıhimâ, feinnehu lâ yadurru illâ nefsehu, velâ yadurrullahe şeen :
Hamd Allaha mahsustur!
Ondan yardım diler, Ondan bağışlama bekleriz!
Nefislerimizin şerrinden Allaha sığınırız!
Allahın doğru yola ilettiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını da hiç kimse doğru yola erdiremez!
Şehâdet ederim ki Allahtan başka tapılacak yoktur; O tektir, ortağı yoktur.
Yine tanıklık ederim ki Muhammed şüphesiz Onun kulu ve elçisidir.
Kıyamet saati önünde Allah, onu müjdeleyici ve uyarıcı olarak hakla göndermiştir.
Allah ve Resûlüne itâat eden doğru yolu bulmuştur.
Onlara isyan eden ise yalnızca kendisine zara vermiş olur.
Allaha hiçbir zarar veremez!
.
(İbn Mesud (ra)dan; Ebu Davûd, 1097; Nesâî, VI-89; Tirmizî, 1105; İbn Mâce, 1892)
ŞEHADET GETİRİRKEN DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şehâdet getirirken şu duayı okurdu:
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ نَسْتَعِينُهُ وَ نَسْتَغْفِرُهُ ، وَ نَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِنَا ، مَنْ يَهدِ اللّٰهُ فَلَا مُضِلَّ لَهُ ، وَ مَنْ يُضْلِلْ فَلَا هَادِيَ لَهُ ، وَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ ، , وَ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ ، أَرْسَلَهُ بْالْحًقِّ بَشِيراً وَ نَذِيراً بَيْنَ يَدَيَ السَّاعةِ ، مَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَ رَسُولَهُ فَقَدْ رَشَدَ ، وَ مَنْ يَعْصِهِمَا ، فَإِنَّهُ لَا يَضُرُّ إِلاَّ نَفْسَهُ ، وَ لاَ يَضُرُّ اللّٰهَ شَيْءاً . .
: Elhamdülillahi nesteînuhu ve nestegfiruhu, ve neûzübillahi min şurûri enfüsinâ, men yehdillahu felâ mudille lehu, ve men yudlil felâ hâdiye lehu, ve Eşhedü en lâ ilâhe illallah, ve enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu, erselehu bil-hakki beşîren ve nezîren beyne yedeyes-sâati, men yutıllâhe ve rasûlehu fekad raşede, ve men yasıhimâ, feinnehu lâ yadurru illâ nefsehu, velâ yadurrullahe şeen :
Hamd Allaha mahsustur!
Ondan yardım diler, Ondan bağışlama bekleriz!
Nefislerimizin şerrinden Allaha sığınırız!
Allahın doğru yola ilettiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını da hiç kimse doğru yola erdiremez!
Şehâdet ederim ki Allahtan başka tapılacak yoktur; O tektir, ortağı yoktur.
Yine tanıklık ederim ki Muhammed şüphesiz Onun kulu ve elçisidir.
Kıyamet saati önünde Allah, onu müjdeleyici ve uyarıcı olarak hakla göndermiştir.
Allah ve Resûlüne itâat eden doğru yolu bulmuştur.
Onlara isyan eden ise yalnızca kendisine zara vermiş olur.
Allaha hiçbir zarar veremez!
.
(İbn Mesud (ra)dan; Ebu Davûd, 1097; Nesâî, VI-89; Tirmizî, 1105; İbn Mâce, 1892)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
İHTİYAÇ DUASI (NİKAH için de)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
الْحَمْدُ لِلّهِ نَحْمَدُهُ ، وَ نَسْتَعِينُهُ ، وَ نَسْتَغْفِرُهُ ، وَ نَعُوذُ بِاللّهِ مِنْ شُثرُورِ انْفُسِنَا ، وَسَيِّءَاتِ اعْمَالِنَا ، مَنْ يَهْدِ اللّهُ ، فَلاَ مُضِلَّ لَهُ ، وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِيَ لَهُ ،وَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّّ اللّٰهُ , وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ .
: Elhamdülillahi nahmeduhu, ve nestainuhu, ve neûzübillahi min şurûri enfüsinâ , ve seyyiâti amâlinâ, men yehdillahu, felâ mudılle lehu, ve men yudlil felâh âdiye lehu, ve Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resûlehu :
Hamd Allaha mahsustur. Ona hamd eder, Ondan yardım diler, Onun mağfiret etmesini isteriz. Nefislerimizin ve kötü amellerimizin şerrinden Allaha sığınırız. Allahın hidayet ettiğini, kimse saptıramaz. Allahın saptırdığını da kimse hidayet edemez. Allahtan başka ilâh olmadığına şehâdet ederim. Muhammedin Onun kulu ve Rasûlü olduğuna şehâdet ederim.
Daha sonra şu üç âyeti okurlardı :
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُون
Ya eyyühellezine amenüttekullahe hakka tükatihi ve la temutünne illa ve entüm müslimun :
Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin. (Âl-i İmrân 3/102)
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا
Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezi halekaküm min nefsiv vahidetiv ve haleka minha zevcelna ve besse minhüma ricalen kesirav ve nisaa, vettekullahellezi tesaelune bihi vel erham innellahe kane aleyküm rakiyba :
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. (Nisâ 4/1)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَدِيدًا يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَن يُطِعْ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمً
Ya eyyühellezine amenüttekullahe ve kulu kavlen sedida. Yuslih leküm a'maleküm ve yağfir leküm zünubeküm ve mey yütiillahe ve rasulehu fe kad faze fevzen aziyma :
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur. (Ahzâb 33/70)
( Nesâî, VI-89; İbni Mâce, 1892; Tirmizî, 1105; TahâvîI/4; Beyhakî, Sünen III-214)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), evlenen bir kişiyi tebrik ettiğinde de:
بَارَكَ اللّهِ لَكَ وَبَارَكَ عَلَيْكَ ، وَجَمَعَ بَيْنَكُمَا فِي خَيْرِ .
: Bârekeallahii leke ve bâreke aleyke, ve cemaa beynekümâ fî Hayri :
Allah mübarek etsin, seni mutlu kılsın, Allah ömür boyu birlikte
mesud olarak yaşamanızı ihsan buyursun!
(Ebu Davûd, 2130; Tirmizî, 1091; İbni Mâce, 1905; İ. Ahmed II-281)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
الْحَمْدُ لِلّهِ نَحْمَدُهُ ، وَ نَسْتَعِينُهُ ، وَ نَسْتَغْفِرُهُ ، وَ نَعُوذُ بِاللّهِ مِنْ شُثرُورِ انْفُسِنَا ، وَسَيِّءَاتِ اعْمَالِنَا ، مَنْ يَهْدِ اللّهُ ، فَلاَ مُضِلَّ لَهُ ، وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِيَ لَهُ ،وَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّّ اللّٰهُ , وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ .
: Elhamdülillahi nahmeduhu, ve nestainuhu, ve neûzübillahi min şurûri enfüsinâ , ve seyyiâti amâlinâ, men yehdillahu, felâ mudılle lehu, ve men yudlil felâh âdiye lehu, ve Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resûlehu :
Hamd Allaha mahsustur. Ona hamd eder, Ondan yardım diler, Onun mağfiret etmesini isteriz. Nefislerimizin ve kötü amellerimizin şerrinden Allaha sığınırız. Allahın hidayet ettiğini, kimse saptıramaz. Allahın saptırdığını da kimse hidayet edemez. Allahtan başka ilâh olmadığına şehâdet ederim. Muhammedin Onun kulu ve Rasûlü olduğuna şehâdet ederim.
Daha sonra şu üç âyeti okurlardı :
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُون
Ya eyyühellezine amenüttekullahe hakka tükatihi ve la temutünne illa ve entüm müslimun :
Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin. (Âl-i İmrân 3/102)
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا
Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezi halekaküm min nefsiv vahidetiv ve haleka minha zevcelna ve besse minhüma ricalen kesirav ve nisaa, vettekullahellezi tesaelune bihi vel erham innellahe kane aleyküm rakiyba :
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. (Nisâ 4/1)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَدِيدًا يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَن يُطِعْ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمً
Ya eyyühellezine amenüttekullahe ve kulu kavlen sedida. Yuslih leküm a'maleküm ve yağfir leküm zünubeküm ve mey yütiillahe ve rasulehu fe kad faze fevzen aziyma :
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur. (Ahzâb 33/70)
( Nesâî, VI-89; İbni Mâce, 1892; Tirmizî, 1105; TahâvîI/4; Beyhakî, Sünen III-214)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), evlenen bir kişiyi tebrik ettiğinde de:
بَارَكَ اللّهِ لَكَ وَبَارَكَ عَلَيْكَ ، وَجَمَعَ بَيْنَكُمَا فِي خَيْرِ .
: Bârekeallahii leke ve bâreke aleyke, ve cemaa beynekümâ fî Hayri :
Allah mübarek etsin, seni mutlu kılsın, Allah ömür boyu birlikte
mesud olarak yaşamanızı ihsan buyursun!
(Ebu Davûd, 2130; Tirmizî, 1091; İbni Mâce, 1905; İ. Ahmed II-281)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
İSTİHARE DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sizden biriniz bir işe yürekten karar verdiğinde, farz değil, (istihare niyetiyle) nafile olarak iki rekat namaz kılsın. Namazdan sonra şöyle dua etsin :
اللّٰهُمَّ إِنِّي أسْتَخَيِرُكَ بِعِلْمِكَ ، وَ أسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ ، وَ أسْءأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أعْلَمُ ، وَ أنْتَ عَلاَّمُ الْغُويُبْ ، اللّٰهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أنَّ هٰذَا الْأمْرَ خَيْرٌ لِي فِي دِينِي وَ مَعَاشِي ، وَ عَاجِلِ أمْررِي وَ آجِلِهِ ، فَاقْدُرْهُ لِي ، وَ يَسِّرْهُ لِي ، وَ بَارِكْ لِي فِيهِ ، وَ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُهُ شَزاً لِي فِي دِينِي مَعَاشِي ، وَ عَاجِلَ أمْررِي وَ آجِلِهِ ، فَاصْرِفَهُ عَنِّي ، وَاصْرِفْنِي عَنْهُ ، وَاقْدُرْ لِي الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ، ثُمَّ رَضِّنِي بِهِ .
: Allahümme innî estahayiruke biilmike, ve estekdiruke bi kudretike, ve eselüke min fazlikel-azîmi feinneke takdiru velâ ekdiru , ve talemu velâ alemu, ve ente allemül-gûyub , Allahümmein künte talemü enne hâzel- emre hayrun lî fî dinî ve meaaşî, ve acili emrî ve âcilihi, fakdurhu lî, ve yessurhu lî, vebârik lî fîhi, ve in künte talemuhu şezen lî fî dinî meaaşî, ve acile emrî ve âcilihi, fâsrifehu annî, vasrifnî anhu, vakdur lilhayra haysü kâne, Sümme raddinî bihi :
Yâ Rabb! Hakkımda hayırlısını bildiğin için, katından hayırlısını bildirmeni dilerim. Her şeye gücün yettiğinden, tarafından beni güçlendirmeni dilerim. Yâ Rabb! Hayırlı olanın açıklığa kavuşmasını ve takdirini Senin o büyük fazl ve kereminden isterim. Allahım! Senin her şeye gücün yeter; halbuki benim yetmez. Sen her şeyi bilirsin, halbuki ben bilmem. Şüphesiz Sen, aklımızın kuşatamadığı her şeyi pek yakından bilirsin. Yâ Rabb! Şu karar verdiğim iş, dinim, dünyam ve âhiretim için hayırlı ise-ki bunu bildiğinde şüphe yoktur-, bana nasib et, beni buna muvaffak kıl, kolaylaştır ve mübarek kıl. Eğer bu işim, dünyam ve âhiretimde benim için kötü ise onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Hayırlısı nerede ise bana onu takdir et, beni onunla hoşnut et!
(Câbir (ra)dan; Buharî, 80/48; Ebu Davûd, 1538; Nesâî, VI-800 Tirmizî, 480; İ. Ahmed III-344)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sizden biriniz bir işe yürekten karar verdiğinde, farz değil, (istihare niyetiyle) nafile olarak iki rekat namaz kılsın. Namazdan sonra şöyle dua etsin :
اللّٰهُمَّ إِنِّي أسْتَخَيِرُكَ بِعِلْمِكَ ، وَ أسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ ، وَ أسْءأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أعْلَمُ ، وَ أنْتَ عَلاَّمُ الْغُويُبْ ، اللّٰهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أنَّ هٰذَا الْأمْرَ خَيْرٌ لِي فِي دِينِي وَ مَعَاشِي ، وَ عَاجِلِ أمْررِي وَ آجِلِهِ ، فَاقْدُرْهُ لِي ، وَ يَسِّرْهُ لِي ، وَ بَارِكْ لِي فِيهِ ، وَ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُهُ شَزاً لِي فِي دِينِي مَعَاشِي ، وَ عَاجِلَ أمْررِي وَ آجِلِهِ ، فَاصْرِفَهُ عَنِّي ، وَاصْرِفْنِي عَنْهُ ، وَاقْدُرْ لِي الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ، ثُمَّ رَضِّنِي بِهِ .
: Allahümme innî estahayiruke biilmike, ve estekdiruke bi kudretike, ve eselüke min fazlikel-azîmi feinneke takdiru velâ ekdiru , ve talemu velâ alemu, ve ente allemül-gûyub , Allahümmein künte talemü enne hâzel- emre hayrun lî fî dinî ve meaaşî, ve acili emrî ve âcilihi, fakdurhu lî, ve yessurhu lî, vebârik lî fîhi, ve in künte talemuhu şezen lî fî dinî meaaşî, ve acile emrî ve âcilihi, fâsrifehu annî, vasrifnî anhu, vakdur lilhayra haysü kâne, Sümme raddinî bihi :
Yâ Rabb! Hakkımda hayırlısını bildiğin için, katından hayırlısını bildirmeni dilerim. Her şeye gücün yettiğinden, tarafından beni güçlendirmeni dilerim. Yâ Rabb! Hayırlı olanın açıklığa kavuşmasını ve takdirini Senin o büyük fazl ve kereminden isterim. Allahım! Senin her şeye gücün yeter; halbuki benim yetmez. Sen her şeyi bilirsin, halbuki ben bilmem. Şüphesiz Sen, aklımızın kuşatamadığı her şeyi pek yakından bilirsin. Yâ Rabb! Şu karar verdiğim iş, dinim, dünyam ve âhiretim için hayırlı ise-ki bunu bildiğinde şüphe yoktur-, bana nasib et, beni buna muvaffak kıl, kolaylaştır ve mübarek kıl. Eğer bu işim, dünyam ve âhiretimde benim için kötü ise onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Hayırlısı nerede ise bana onu takdir et, beni onunla hoşnut et!
(Câbir (ra)dan; Buharî, 80/48; Ebu Davûd, 1538; Nesâî, VI-800 Tirmizî, 480; İ. Ahmed III-344)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
İSTİĞFARLAR DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : İstiğfarların başta geleni, yani seyyidül- İstiğfar, kulun :
اللّٰهُمَّ أنْتَ رَبِّي ، لاَ إلٰهَ إِلاَّّ أنْتَ خَتَقْتَنِي وَ أنَا عَبْدُكَ ، وَ أنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أعُوذُ نِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعَتُ ، أبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ ، وَ أبُوءُ بِذَنْبِي ، فَاغْفِرْ لِي إنَّهُ لاَيَغْفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ .
: Allahümme ente Rabbî, lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve enâ abdüke, ve enâ alâ ahdike ve vadike mestetatü eûzü bike min şerri mâ sanatü, ebû leke binimetike aleyye, ve ebû bizenbî, fagfir lî innehu lâ yegfiruz- zünûbe illâ ente :
Allahım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka ilâh yoktur, beni Sen yarattın, ben Senin kulunum, gücüm yettiği kadar ahdim ve vadim üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım! Üzerimdeki nimetini kabul ve itiraf ederim, günahlarımı da kabul ve itiraf ederim, beni bağışla, Senden başka günahları bağışlayacak yoktur! demesidir. Kim sabaha çıktığında bunu yakînen inanarak okursa ve o gün ölürse, cennete girer. Akşama çıktığında bu istiğfarı yakînen inanarak okursa ve o gece ölürse, cennete girer.
(Şeddad b. Evs (ra)dan; Buharî, 80/2)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : İstiğfarların başta geleni, yani seyyidül- İstiğfar, kulun :
اللّٰهُمَّ أنْتَ رَبِّي ، لاَ إلٰهَ إِلاَّّ أنْتَ خَتَقْتَنِي وَ أنَا عَبْدُكَ ، وَ أنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أعُوذُ نِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعَتُ ، أبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ ، وَ أبُوءُ بِذَنْبِي ، فَاغْفِرْ لِي إنَّهُ لاَيَغْفِرُ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ .
: Allahümme ente Rabbî, lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve enâ abdüke, ve enâ alâ ahdike ve vadike mestetatü eûzü bike min şerri mâ sanatü, ebû leke binimetike aleyye, ve ebû bizenbî, fagfir lî innehu lâ yegfiruz- zünûbe illâ ente :
Allahım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka ilâh yoktur, beni Sen yarattın, ben Senin kulunum, gücüm yettiği kadar ahdim ve vadim üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım! Üzerimdeki nimetini kabul ve itiraf ederim, günahlarımı da kabul ve itiraf ederim, beni bağışla, Senden başka günahları bağışlayacak yoktur! demesidir. Kim sabaha çıktığında bunu yakînen inanarak okursa ve o gün ölürse, cennete girer. Akşama çıktığında bu istiğfarı yakînen inanarak okursa ve o gece ölürse, cennete girer.
(Şeddad b. Evs (ra)dan; Buharî, 80/2)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
UYANDIĞINDA DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uyandığında şöyle dua ederdi :
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي أحْيَانَا بَعْدَ ما أَمَاتَنَا وَإلَيْهِ النُّشُورُ .div>
: Elhamdülillahillezî ehyânâ bade mâ emâtenâ ve ileyhin- nuşûru :
Bizi ölümüzden sonra dirilten Allaha hamd olsun! Onun huzurunda toplanacağız!
(Buharî, 80/7, 8, 16; Tirmizî, 3413; Ebu Davûd, 5049; İbn Mâce, 3880; İ. Ahmed V-385,387)
İbn Abbas (ra) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte geçirdiği geceyi anlatıyor: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) uyandığında başını gök yüzüne doğru kaldırdı ve Âl-i İmrân Sûresinin (3/191-200) son on âyetini okudu ve şöyle dua etti:
Allahım! Hamd Sana! Göklerin, yerin ve bunların içindekilerin nurusun Sen!Hamd Sana. Sen Hakksın. Vaadin haktır. Sözün gerçektir. Sana kavuşmak haktır. Cennet haktır. Cehennem haktır. Peygamberler haktır. Muhammed haktır. Kıyamet haktır.
Allahım! Sana teslim oldum. Sana inandım. Sana tevekkül ettim. Sana sığındım. Sana yöneldim. Davamı Sana açtım ve Senin hakemliğine baş vurdum. Yapmış olduğum ve yapacağım gizli-âşikâr bütün günahlarımı bağışla. İlâhım Sensin. Senden başka ilâh yoktur. Güç ve kuvvet ancak Aliyyül- Azîm olan Allaha aittir.
(Buharî, 19/1; Müslim 769; İ. Ahmed I-358)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kuşluk namazını kılar, sonra yüz kere şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لٍي ، وَرْحَمْنِي ، وَأ تُبْ عَلَيَّ إِنَّنَكَ أَنْتَ ألرَّحِيمُ الْغَفُورُ.
: Allahümmegfirî, ver- hamnî, ve etübaleyye inneke enter- rahîmül-gafûru :
Allahım! Beni bağışla! Bana acı! Tevbemi kabul et! Şüphesiz tevbeleri kabul eden, acıyan, bağışlayan yalnız Sensin!
(Aişe (ra)dan; Hâkim, Fazlud- Duhâ)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uyandığında şöyle dua ederdi :
الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي أحْيَانَا بَعْدَ ما أَمَاتَنَا وَإلَيْهِ النُّشُورُ .div>
: Elhamdülillahillezî ehyânâ bade mâ emâtenâ ve ileyhin- nuşûru :
Bizi ölümüzden sonra dirilten Allaha hamd olsun! Onun huzurunda toplanacağız!
(Buharî, 80/7, 8, 16; Tirmizî, 3413; Ebu Davûd, 5049; İbn Mâce, 3880; İ. Ahmed V-385,387)
İbn Abbas (ra) Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte geçirdiği geceyi anlatıyor: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) uyandığında başını gök yüzüne doğru kaldırdı ve Âl-i İmrân Sûresinin (3/191-200) son on âyetini okudu ve şöyle dua etti:
Allahım! Hamd Sana! Göklerin, yerin ve bunların içindekilerin nurusun Sen!Hamd Sana. Sen Hakksın. Vaadin haktır. Sözün gerçektir. Sana kavuşmak haktır. Cennet haktır. Cehennem haktır. Peygamberler haktır. Muhammed haktır. Kıyamet haktır.
Allahım! Sana teslim oldum. Sana inandım. Sana tevekkül ettim. Sana sığındım. Sana yöneldim. Davamı Sana açtım ve Senin hakemliğine baş vurdum. Yapmış olduğum ve yapacağım gizli-âşikâr bütün günahlarımı bağışla. İlâhım Sensin. Senden başka ilâh yoktur. Güç ve kuvvet ancak Aliyyül- Azîm olan Allaha aittir.
(Buharî, 19/1; Müslim 769; İ. Ahmed I-358)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kuşluk namazını kılar, sonra yüz kere şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لٍي ، وَرْحَمْنِي ، وَأ تُبْ عَلَيَّ إِنَّنَكَ أَنْتَ ألرَّحِيمُ الْغَفُورُ.
: Allahümmegfirî, ver- hamnî, ve etübaleyye inneke enter- rahîmül-gafûru :
Allahım! Beni bağışla! Bana acı! Tevbemi kabul et! Şüphesiz tevbeleri kabul eden, acıyan, bağışlayan yalnız Sensin!
(Aişe (ra)dan; Hâkim, Fazlud- Duhâ)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
YATTIĞINDA DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uyumak için yatağına yattığında şu duayı okurdu:
بِسْمِكَ اللّٰهُمَّ أَحْيَا وَ أَمُوتُ .
: Bismikâllahümme ehyâ ve emût :
Allahım! Senin adınla dirilirim, ölürüm!
(Buharî, 80/7,8; Müslim, 2711; Tirmizî, 3413; Ebu Davûd, 5049; İbni Mâce, 3284)
Bu dua yı okuduktan sonra avuçlarını birleştirir ihlâs, felak ve nas sûrelerini okur avuçlarına üfürür, sonra bedenin ön kısımlarından, başı ve yüzünden başlamak üzere avuçlarını vücudunun sürebildiği yerlerine sürerdi. Bunu üç kere yapardı.
(Buharî, 11/107; Tirmizî, 3399; Ebu Davûd, 5056)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu : Yatağına geldiğinde namaz abdesti gibi abdest al. Sonra sağ yanına yat ve şöyle de :
اللَّهُمَّ إسْلَمْتُ نَفْسِي إلَيْكَ وَ وَجَّهْتُ وَجْهِي إلَيْكَ ، وَ فَوَّضْتُ أمْرِي إلَيْكَ ، وَ ألْجَأْتُ ظَهْرِي إلَيْكَ رَغْبَةً ، وَرَهْبَةً إلَيْكَ ، لا مَلْجَاً وَلا مَنْجَا مِنْكَ إلاَّ إلَيْكَ ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أنْزَلْتَ ، وَ بِنَبِيِّكَ الَّذِي أرْسَلْتَ .
.
: Allahümme islemtü nefsî ileyke ve veccehtü vechî ileyke, ve fevvadtü emrî ileyke, ve elcetü zahrî ileyke ragbeten, ve rabeten ileyke, lâ melcen velâ mencâ minke illâ ileyke, âmentü bikitâbikeellezî enzelte, ve bi nebiyyîkekellezî erselte :
: Allahım! Nefsimi sana teslim ettim, yüzümü Sana döndürdüm, işimi Sana havale ettim, sırtımı Sana dayadım! Çünkü ümidim Sendedir, korkum da Senden dir! Sığınacak ve kurtuluş yeri Sensin. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin peygamberine iman ettim!
Bunları son sözlerin olarak söyle! Şâyet o gece ölürsen, doğduğun gibi tertemiz ölürsün! buyurdu.
(Berâ b. Âzib (ra)dan; Buharî, 11/93; Müslim, 2710)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uyumak için yatağına girdiğinde şu duayı okurdu:
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَ سَقَانَا وَ كَفَانَا وَ آوَانَا ، فَكَمْ مِمَّنْ لاَ كَافِىَ لَهُ وَلاَ مُؤْوِيَ .
.
: Elhamdülillahillezî etamenâ ve sakânâ ve kefânâ ve âvânâ, fekem mimmen lâ kâfiye lehu velâ müviye :
Bizi yediren, içiren, bizi koruyan, bize sığınak olan Allaha hamd olsun!
Nice kimseler var ki, kendisine yeterli olacak, onu koruyacak, barındıracak kimsesi yoktur.
(Müslim, 2715; Tirmizî, 3393; Ebu Davûd, 5053; İ. Ahmed III-153,167, 288)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uyumak için yatağına yattığında şu duayı okurdu:
بِسْمِكَ اللّٰهُمَّ أَحْيَا وَ أَمُوتُ .
: Bismikâllahümme ehyâ ve emût :
Allahım! Senin adınla dirilirim, ölürüm!
(Buharî, 80/7,8; Müslim, 2711; Tirmizî, 3413; Ebu Davûd, 5049; İbni Mâce, 3284)
Bu dua yı okuduktan sonra avuçlarını birleştirir ihlâs, felak ve nas sûrelerini okur avuçlarına üfürür, sonra bedenin ön kısımlarından, başı ve yüzünden başlamak üzere avuçlarını vücudunun sürebildiği yerlerine sürerdi. Bunu üç kere yapardı.
(Buharî, 11/107; Tirmizî, 3399; Ebu Davûd, 5056)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu : Yatağına geldiğinde namaz abdesti gibi abdest al. Sonra sağ yanına yat ve şöyle de :
اللَّهُمَّ إسْلَمْتُ نَفْسِي إلَيْكَ وَ وَجَّهْتُ وَجْهِي إلَيْكَ ، وَ فَوَّضْتُ أمْرِي إلَيْكَ ، وَ ألْجَأْتُ ظَهْرِي إلَيْكَ رَغْبَةً ، وَرَهْبَةً إلَيْكَ ، لا مَلْجَاً وَلا مَنْجَا مِنْكَ إلاَّ إلَيْكَ ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أنْزَلْتَ ، وَ بِنَبِيِّكَ الَّذِي أرْسَلْتَ .
.
: Allahümme islemtü nefsî ileyke ve veccehtü vechî ileyke, ve fevvadtü emrî ileyke, ve elcetü zahrî ileyke ragbeten, ve rabeten ileyke, lâ melcen velâ mencâ minke illâ ileyke, âmentü bikitâbikeellezî enzelte, ve bi nebiyyîkekellezî erselte :
: Allahım! Nefsimi sana teslim ettim, yüzümü Sana döndürdüm, işimi Sana havale ettim, sırtımı Sana dayadım! Çünkü ümidim Sendedir, korkum da Senden dir! Sığınacak ve kurtuluş yeri Sensin. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin peygamberine iman ettim!
Bunları son sözlerin olarak söyle! Şâyet o gece ölürsen, doğduğun gibi tertemiz ölürsün! buyurdu.
(Berâ b. Âzib (ra)dan; Buharî, 11/93; Müslim, 2710)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uyumak için yatağına girdiğinde şu duayı okurdu:
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَ سَقَانَا وَ كَفَانَا وَ آوَانَا ، فَكَمْ مِمَّنْ لاَ كَافِىَ لَهُ وَلاَ مُؤْوِيَ .
.
: Elhamdülillahillezî etamenâ ve sakânâ ve kefânâ ve âvânâ, fekem mimmen lâ kâfiye lehu velâ müviye :
Bizi yediren, içiren, bizi koruyan, bize sığınak olan Allaha hamd olsun!
Nice kimseler var ki, kendisine yeterli olacak, onu koruyacak, barındıracak kimsesi yoktur.
(Müslim, 2715; Tirmizî, 3393; Ebu Davûd, 5053; İ. Ahmed III-153,167, 288)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
GECE NAMAZINDA DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gece yarısından önce veya sonra uykusundan uyanınca dişlerini misvaklar Âl-i İmrân 3/190 âyetini ve sûre sonuna kadar okuyarak abdest alır, rükû ve secdesini uzattığı 2 rekat namaz kılardı.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Her hangi biriniz gece namaz kılmaya kalktığında, namazına önce kısa 2 rekat kılmakla başlasın! buyurdu.
(Müslim, 767(198), İ. Ahmed II-399)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Teheccüd namazının başlangıcında şu duayı da okurdu :
اللَّهُمَّ رَبَّ جِبْررِيلَ وَ مِيكَاءِلَ وَ إسْرَافِيلَ ، فَاطِرَ السَّمَوَاتِ وَ الأرْضِ ، عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ ، أنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادَكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ ، إهْدِنِي لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنْ الْحَقِّ بِإذْنِكَ ، إنَّكَ تَهْدِي مِنْ تَشَاءُ إلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ .
: Allahümme rabbe Cibrîle ve Mikâîle ve İsrâfîle, fâtıras- semâvâti vel- ardi, âlimel- gaybi veş- şehâdeti, ente tehkümü beyne ibâdike fîmâ kânû fîhiyahtelifûne, ihdinî limâhtulife fîhi minel-hakki biiznike, inneke tehdî min teşâü ilâ sırarâtin müstakimin :
:Cebrâil, Mikâil ve İsrâfilin Rabbi, göklerin ve yerin yaratıcısı, gizliyi, âşikârı bilen Allahım! Ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında Sen hükmedersin. İzninle Hak yolunda ayrılığa düşüldüğünde beni doğruya ulaştır. Şüphesiz Sen dilediğini doğru yola eriştirensin.
(Müslim, Sahih-770)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Gece namazları sonunda 3 rekat Vitir Namazını kılar ve arkasından şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُوراً ، وَ فِي لِسَانِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي سَمْعِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ خَلْفِي نُوراً ، وَ مِنْ أَمَمِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ فَوْقِي نُوراً ، وَمِنْ تَحْتِي نُوراً ، اللّٰهُمَّ أَعْطِي نُوراً .
: Allahümme ecal fî kalbî nuren, ve fî lisânî nuren, ve ecal fî semî nuren, ve ecal fî basarî nuren, ve ecal halfî nuren, ve min emâmî nuren, vel ecal min fevkî nuren, ve min tahtî nuren, Allahümme eatî nuren :
Allahım!
Kalbimde bir nûr kıl!
Dilimde bir nûr kıl!
Kulağımda bir nûr kıl!
Gözümde bir nûr kıl!
Arkamda bir nûr kıl!
Önümde bir nûr kıl!
Üstümde bir nûr kıl!
Altımda bir nûr kıl!
Allahım! Bana bir nûr ver!..
(Müslim, 765(191)
İmam Ali (keremallahu vechu)dan gelen rivayette Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vitirin sonunda şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ إِنِّى اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِرًِضَكَ مِنْ سَخَطِكَ ، وَ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْكَ لاَ أُحْصِيَ ثَنَاءً عَلَيْكَ ـ وَلَوْ حَرَصُ ـ ، أَنْتَةَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ...
: Allahümme innî eûze birizake min sehatike, ve bimuaafâtike min ukuubetike eûze bike minke lâ uhsıye senâen aleyke velev harasu entehu kemâ esneyte alâ nefsike :
Allahım! Gazabından hoşnutluğuna, azabından affına sığınırım. Senden yine Sana sığınırım.
(Çok istesem de) Sana övgüler sıralayamam!
Sen kendini övdüğün gibisin!
(Tirmizî, 3571; Ebu Davûd, 1427; İbn Mâce, 1179; Nesâî, III-248, 249; Hâkim, Müstedrek III-306)
İbn Abbas (ra)dan gelen rivayette Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vitirin sonunda şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي فَلْبِي نُوراً ، وَ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ فِي سَمْعِي نُوراً وَ عَنْ يَمِنِِي نُوراً ، وَ عَنْ شِمَالي نُوراً ، وَ فَوْقِي نُوراً ، وَ تَحْنِي نُوراً ، وَ أَمَمِي نُوراً ، وَ خَلْفِي نُوراً ،وَ اجْعَلْ لِي يَوْمَ لِقَاإِكَ نُوراً .
: Allahümme ecal fî kalbî nuren, ve fî basarî nuren, ve fî semî nuren, ve an yeminî nuren, ve an şimâlî nuren, ve fevkî nuren, ve tahtî nuren, ve emâmî nuren, ve halfî nuren, vecal lî yevme likaaike nuren :
Allahım!
Kalbimde bir nûr kıl!
Gözümde bir nûr kıl!
Kulağımda bir nûr kıl!
Sağımda bir nûr kıl!
Solumda bir nûr kıl!
Üstümde bir nûr kıl!
Altımda bir nûr kıl!
Önümde bir nûr kıl!
Arkamda bir nûr kıl!
Sana kavuşma gününde benim için bir nûr ver!..
(Hâkim, Müstedrek III-536)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Gece namazları sonunda 3 rekat Vitir Namazını kılar ve arkasından şu duayı okurdu :
سُبْحَانَ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ
: Subhânel- Melikil- Kuddûsi! :
:Melik ve Kuddûs olan Allahı eksikliklerden tenzih ederim. der üçüncü söyleyişte sesini uzatırdı.
(Aişe (ra)dan; Ebu Davûd, 1430; Nesâî, III-235; İ. Ahmed III-406, 467)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gece yarısından önce veya sonra uykusundan uyanınca dişlerini misvaklar Âl-i İmrân 3/190 âyetini ve sûre sonuna kadar okuyarak abdest alır, rükû ve secdesini uzattığı 2 rekat namaz kılardı.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Her hangi biriniz gece namaz kılmaya kalktığında, namazına önce kısa 2 rekat kılmakla başlasın! buyurdu.
(Müslim, 767(198), İ. Ahmed II-399)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Teheccüd namazının başlangıcında şu duayı da okurdu :
اللَّهُمَّ رَبَّ جِبْررِيلَ وَ مِيكَاءِلَ وَ إسْرَافِيلَ ، فَاطِرَ السَّمَوَاتِ وَ الأرْضِ ، عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ ، أنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادَكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ ، إهْدِنِي لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنْ الْحَقِّ بِإذْنِكَ ، إنَّكَ تَهْدِي مِنْ تَشَاءُ إلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ .
: Allahümme rabbe Cibrîle ve Mikâîle ve İsrâfîle, fâtıras- semâvâti vel- ardi, âlimel- gaybi veş- şehâdeti, ente tehkümü beyne ibâdike fîmâ kânû fîhiyahtelifûne, ihdinî limâhtulife fîhi minel-hakki biiznike, inneke tehdî min teşâü ilâ sırarâtin müstakimin :
:Cebrâil, Mikâil ve İsrâfilin Rabbi, göklerin ve yerin yaratıcısı, gizliyi, âşikârı bilen Allahım! Ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında Sen hükmedersin. İzninle Hak yolunda ayrılığa düşüldüğünde beni doğruya ulaştır. Şüphesiz Sen dilediğini doğru yola eriştirensin.
(Müslim, Sahih-770)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Gece namazları sonunda 3 rekat Vitir Namazını kılar ve arkasından şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُوراً ، وَ فِي لِسَانِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي سَمْعِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ خَلْفِي نُوراً ، وَ مِنْ أَمَمِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ فَوْقِي نُوراً ، وَمِنْ تَحْتِي نُوراً ، اللّٰهُمَّ أَعْطِي نُوراً .
: Allahümme ecal fî kalbî nuren, ve fî lisânî nuren, ve ecal fî semî nuren, ve ecal fî basarî nuren, ve ecal halfî nuren, ve min emâmî nuren, vel ecal min fevkî nuren, ve min tahtî nuren, Allahümme eatî nuren :
Allahım!
Kalbimde bir nûr kıl!
Dilimde bir nûr kıl!
Kulağımda bir nûr kıl!
Gözümde bir nûr kıl!
Arkamda bir nûr kıl!
Önümde bir nûr kıl!
Üstümde bir nûr kıl!
Altımda bir nûr kıl!
Allahım! Bana bir nûr ver!..
(Müslim, 765(191)
İmam Ali (keremallahu vechu)dan gelen rivayette Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vitirin sonunda şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ إِنِّى اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِرًِضَكَ مِنْ سَخَطِكَ ، وَ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْكَ لاَ أُحْصِيَ ثَنَاءً عَلَيْكَ ـ وَلَوْ حَرَصُ ـ ، أَنْتَةَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ...
: Allahümme innî eûze birizake min sehatike, ve bimuaafâtike min ukuubetike eûze bike minke lâ uhsıye senâen aleyke velev harasu entehu kemâ esneyte alâ nefsike :
Allahım! Gazabından hoşnutluğuna, azabından affına sığınırım. Senden yine Sana sığınırım.
(Çok istesem de) Sana övgüler sıralayamam!
Sen kendini övdüğün gibisin!
(Tirmizî, 3571; Ebu Davûd, 1427; İbn Mâce, 1179; Nesâî, III-248, 249; Hâkim, Müstedrek III-306)
İbn Abbas (ra)dan gelen rivayette Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vitirin sonunda şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي فَلْبِي نُوراً ، وَ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ فِي سَمْعِي نُوراً وَ عَنْ يَمِنِِي نُوراً ، وَ عَنْ شِمَالي نُوراً ، وَ فَوْقِي نُوراً ، وَ تَحْنِي نُوراً ، وَ أَمَمِي نُوراً ، وَ خَلْفِي نُوراً ،وَ اجْعَلْ لِي يَوْمَ لِقَاإِكَ نُوراً .
: Allahümme ecal fî kalbî nuren, ve fî basarî nuren, ve fî semî nuren, ve an yeminî nuren, ve an şimâlî nuren, ve fevkî nuren, ve tahtî nuren, ve emâmî nuren, ve halfî nuren, vecal lî yevme likaaike nuren :
Allahım!
Kalbimde bir nûr kıl!
Gözümde bir nûr kıl!
Kulağımda bir nûr kıl!
Sağımda bir nûr kıl!
Solumda bir nûr kıl!
Üstümde bir nûr kıl!
Altımda bir nûr kıl!
Önümde bir nûr kıl!
Arkamda bir nûr kıl!
Sana kavuşma gününde benim için bir nûr ver!..
(Hâkim, Müstedrek III-536)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Gece namazları sonunda 3 rekat Vitir Namazını kılar ve arkasından şu duayı okurdu :
سُبْحَانَ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ
: Subhânel- Melikil- Kuddûsi! :
:Melik ve Kuddûs olan Allahı eksikliklerden tenzih ederim. der üçüncü söyleyişte sesini uzatırdı.
(Aişe (ra)dan; Ebu Davûd, 1430; Nesâî, III-235; İ. Ahmed III-406, 467)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
ABDEST ALIŞTA DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Abdest aldıktan sonra şu duayı okurdu:
أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِكَ لَهُ ، وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ ، اللّٰهُمَّ أَجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِىنَ ، وَ أَجْعَلْنِي مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ
: Eşhedü en lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehü, Allahümme ecalnî minet-tevvâbîne, ve ecalnî minel-mütetahhirîn :
Bir tek Allahtan başka ilâh ve Onun ortağı bulunmadığına şehâdet ederim.
Muhammed (sav) Onun kulu ve peygamberidir.
Allahım! Beni tevbe edicilerden eyle!
Beni (her türlü maddî-manevî pisliklerden) arınmış kimselerden eyle!
(Müslim, 234; Tirmizî, 55)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Abdest aldıktan sonra şu duayı okurdu.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim abdest alır, abdestini bitirdikten sonra:
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمءدِكَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ ، أَسْتَغْفِرُكَ وَ أَتُوبُ إِلَيْكَ
: Subhaneke Allahümme ve bihamdike, eşhedü en lâ ilâhe illâ ente, estagfiruke ve etûbü ileyk :
Allahım! Her türlü eksiklikten münezzehsin.
Hamd Sana, şükran Sana!
Şehâdet ederim Senden başka başka ilâh yoktur.
Affına sığınır, sana tevbe ederim! derse bu söylediği beyaz bir kâğıda yazılır, bir mühürle mühürlenir, sonra Arşın altına kaldırılır. Kıyamet gününe kadar mührü kırılıp açılmaz!
(Ebu Saîd el-Hudrî (ra)dan; Nesâi, Sünen, El Kebîr; İbnüs- Sünnî, Amelü- Yevm vel-Leyl-shf 30)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Abdest aldıktan sonra şu duayı okurdu:
أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِكَ لَهُ ، وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ ، اللّٰهُمَّ أَجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِىنَ ، وَ أَجْعَلْنِي مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ
: Eşhedü en lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehü, Allahümme ecalnî minet-tevvâbîne, ve ecalnî minel-mütetahhirîn :
Bir tek Allahtan başka ilâh ve Onun ortağı bulunmadığına şehâdet ederim.
Muhammed (sav) Onun kulu ve peygamberidir.
Allahım! Beni tevbe edicilerden eyle!
Beni (her türlü maddî-manevî pisliklerden) arınmış kimselerden eyle!
(Müslim, 234; Tirmizî, 55)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Abdest aldıktan sonra şu duayı okurdu.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim abdest alır, abdestini bitirdikten sonra:
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمءدِكَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ ، أَسْتَغْفِرُكَ وَ أَتُوبُ إِلَيْكَ
: Subhaneke Allahümme ve bihamdike, eşhedü en lâ ilâhe illâ ente, estagfiruke ve etûbü ileyk :
Allahım! Her türlü eksiklikten münezzehsin.
Hamd Sana, şükran Sana!
Şehâdet ederim Senden başka başka ilâh yoktur.
Affına sığınır, sana tevbe ederim! derse bu söylediği beyaz bir kâğıda yazılır, bir mühürle mühürlenir, sonra Arşın altına kaldırılır. Kıyamet gününe kadar mührü kırılıp açılmaz!
(Ebu Saîd el-Hudrî (ra)dan; Nesâi, Sünen, El Kebîr; İbnüs- Sünnî, Amelü- Yevm vel-Leyl-shf 30)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
KURÂN OKURKEN DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Kurân- Kerîm okuyacağı zaman ilk önce :
اَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمْ
: Eûzübillahi mineş- şeytânir- racîm :
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allaha sığınırım
للّٰهُمَّ عنِّي أعُوذُ بكَ مِنْ الشَّيْطَانِ الرَّجِيم مِنْ هَمَّزِهِ وَنَفْخِهِ وَنَفْثِهِ
: Allahümme annî eûzü bike mineş- şeytânir- racîm min hemmezihi ve nefhihi ve nefsihi :
Allahım! Şeytanın kışkırtmasından, üflemesinden ve fısıldamasından Sana sığınırım.
(Tirmizî, 242; Ebu Davûd, 764; İbn Mâce, 807; İ. Ahmed IV-80,85; İbn Hibbân, 443; Hâkim, I-235)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Kurân- Kerîm okuyacağı zaman ilk önce :
اَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمْ
: Eûzübillahi mineş- şeytânir- racîm :
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allaha sığınırım
للّٰهُمَّ عنِّي أعُوذُ بكَ مِنْ الشَّيْطَانِ الرَّجِيم مِنْ هَمَّزِهِ وَنَفْخِهِ وَنَفْثِهِ
: Allahümme annî eûzü bike mineş- şeytânir- racîm min hemmezihi ve nefhihi ve nefsihi :
Allahım! Şeytanın kışkırtmasından, üflemesinden ve fısıldamasından Sana sığınırım.
(Tirmizî, 242; Ebu Davûd, 764; İbn Mâce, 807; İ. Ahmed IV-80,85; İbn Hibbân, 443; Hâkim, I-235)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
TİLÂVET SECDESİNDE
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secde âyetine ulaşınca tekbir alır secde eder ve secdede şu duayı okurdu :
سَجَدَ وَجْهِي لِلَّذِي خَلَقَهُ وَ صَوَّرَهُ وَ شَقَّ سَمْعَهُ وَ بَصَرهُ بِحَوْلِهِ وَ قُوَّتِهِ
: Secede vechiyellezî halakhu ve savverahu ve ve şekka semâhu ve basarahu bihavlihi ve kuvveh :
Yüzü secde etti, güç ve kudretiyle kendisini yaratan, şekillendiren, göz-kulak veren Allaha!
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Bazen da secdede şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ احْطُطْ عَنِّي بِهَا وِزْراً ، وَ أكْتُبْ لِي بِهَا أَجْراً ، وَاجْعَلْهَا لِي عِنْدَكَ ذُخْراً ، وَ تَقَبَّلَهَا مِنِّي كَمَا تَقَبَّلتََهَا مِنِّ عَبْدِكَ دَاوُةً
: Allahümmahtut annî bihâ vizren, ve uktüb lî bihâ ecren, vecalhâ lî indeke zühren, ve tekabbelehâ, minî kemâ tekabbelehâ mini abdike Davuden :
Allahım! Bu secdeme karşı bir günahımı sil, benim adıma bir sevab yaz ve onu kendi katında muhafaza et! Kulun Davuddan kabul buyurduğun gibi benden de kabul buyur.
(Tirmizî, 579; İbn Mâce, 1053; İbn Huzeyme, 562; İbn Hibbân,691; Hâkim, I-219)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secde âyetine ulaşınca tekbir alır secde eder ve secdede şu duayı okurdu :
سَجَدَ وَجْهِي لِلَّذِي خَلَقَهُ وَ صَوَّرَهُ وَ شَقَّ سَمْعَهُ وَ بَصَرهُ بِحَوْلِهِ وَ قُوَّتِهِ
: Secede vechiyellezî halakhu ve savverahu ve ve şekka semâhu ve basarahu bihavlihi ve kuvveh :
Yüzü secde etti, güç ve kudretiyle kendisini yaratan, şekillendiren, göz-kulak veren Allaha!
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Bazen da secdede şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ احْطُطْ عَنِّي بِهَا وِزْراً ، وَ أكْتُبْ لِي بِهَا أَجْراً ، وَاجْعَلْهَا لِي عِنْدَكَ ذُخْراً ، وَ تَقَبَّلَهَا مِنِّي كَمَا تَقَبَّلتََهَا مِنِّ عَبْدِكَ دَاوُةً
: Allahümmahtut annî bihâ vizren, ve uktüb lî bihâ ecren, vecalhâ lî indeke zühren, ve tekabbelehâ, minî kemâ tekabbelehâ mini abdike Davuden :
Allahım! Bu secdeme karşı bir günahımı sil, benim adıma bir sevab yaz ve onu kendi katında muhafaza et! Kulun Davuddan kabul buyurduğun gibi benden de kabul buyur.
(Tirmizî, 579; İbn Mâce, 1053; İbn Huzeyme, 562; İbn Hibbân,691; Hâkim, I-219)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
EZAN DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim müezzini işittiğinde :
.
وَأَنَا أشْهَدُ أتاَّٰ أَلاَّ إلٰهَ إلاَّ ﷲ وَاَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُﷲ ، رَضِيتُ بِاللّهِ رَبًّا ، وَبِالإسْلاَمِ ديناً .
.
: Ve enâ eşhedü en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden Rasûlullah, razîtü billahi Rabben, ve bil- İslâmi dinen :
Ben de Allahtan başka ilâh olmadığına, Muhammedin Onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet ederim. Rabb olarak Allahı , din olarak İslamı, Resûl olarak da Muhammedi kabul ettim! derse günahları bağışlanır.
(Sad b. Ebi Vakkas (ra)dan; Müslim, 386;Tirmizî, 210; Ebu Davûd; Nesâî; İbni Mâce; İbni Huzeyme, 422)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ezan bittiğinde salâvâttan sonra :
.
اللّٰهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ ، وَالصَّلاَةِ الْقَءِمَةِ ، آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَلْفَضِيلَةَ ، وَبْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً االَّذِي وَعَدْتَهُ إنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ .
: Allahümme Rabbe hâzihid-davetit-tâmmeti, ves-salâtil-kaimeti, âti Muhammedenil- vesîleti vel-fâzîlete, vebashu makamen mahmûdenil-lezî veadtehu inneke lâ tühlifül- miâd :
Bu eksiksiz çağrının vakti giren kılınacak nazmın Rabbi olan Allahım! Muhammede vesîleyi ve fazileti ihsan et ve vaat ettiğin Makam-ı Mahmuda eriştir. Şüphesiz Sen vâdinden caymazsın!
(Nesâî, İbn Hibbân, Tahavî, Taberânî, Beyhakî, İbn Hacer Fethül- Bârî.)
Ümmü Seleme (ra) anlatıyor: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana akşam ezanı okunurken şöyle dememi öğretti :
اللّٰهُمَّ إنَّ هَذَا إقْبَالُ لَيْلِكَ ، وَ إدْبَارُ نَهَارِكَ ، وَ أصْوَتُ دُعَاتِكَ ، فَاغْفِرْ لِي .
: Allahümme inne hâzâ ikbâlü leylike, ve idbâru nehârike, ve asvetü duâtike, fâgfirlî :
Allahım! İşte gecenin başlangıcı, gündüzün sonu ve müezzinlerin sesleri! Artık beni bağışla!
(Ebu Davûd, 530; Tirmizî, 3583; Hâkim I-199)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim müezzini işittiğinde :
.
وَأَنَا أشْهَدُ أتاَّٰ أَلاَّ إلٰهَ إلاَّ ﷲ وَاَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُﷲ ، رَضِيتُ بِاللّهِ رَبًّا ، وَبِالإسْلاَمِ ديناً .
.
: Ve enâ eşhedü en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden Rasûlullah, razîtü billahi Rabben, ve bil- İslâmi dinen :
Ben de Allahtan başka ilâh olmadığına, Muhammedin Onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet ederim. Rabb olarak Allahı , din olarak İslamı, Resûl olarak da Muhammedi kabul ettim! derse günahları bağışlanır.
(Sad b. Ebi Vakkas (ra)dan; Müslim, 386;Tirmizî, 210; Ebu Davûd; Nesâî; İbni Mâce; İbni Huzeyme, 422)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ezan bittiğinde salâvâttan sonra :
.
اللّٰهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ ، وَالصَّلاَةِ الْقَءِمَةِ ، آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَلْفَضِيلَةَ ، وَبْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً االَّذِي وَعَدْتَهُ إنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ .
: Allahümme Rabbe hâzihid-davetit-tâmmeti, ves-salâtil-kaimeti, âti Muhammedenil- vesîleti vel-fâzîlete, vebashu makamen mahmûdenil-lezî veadtehu inneke lâ tühlifül- miâd :
Bu eksiksiz çağrının vakti giren kılınacak nazmın Rabbi olan Allahım! Muhammede vesîleyi ve fazileti ihsan et ve vaat ettiğin Makam-ı Mahmuda eriştir. Şüphesiz Sen vâdinden caymazsın!
(Nesâî, İbn Hibbân, Tahavî, Taberânî, Beyhakî, İbn Hacer Fethül- Bârî.)
Ümmü Seleme (ra) anlatıyor: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana akşam ezanı okunurken şöyle dememi öğretti :
اللّٰهُمَّ إنَّ هَذَا إقْبَالُ لَيْلِكَ ، وَ إدْبَارُ نَهَارِكَ ، وَ أصْوَتُ دُعَاتِكَ ، فَاغْفِرْ لِي .
: Allahümme inne hâzâ ikbâlü leylike, ve idbâru nehârike, ve asvetü duâtike, fâgfirlî :
Allahım! İşte gecenin başlangıcı, gündüzün sonu ve müezzinlerin sesleri! Artık beni bağışla!
(Ebu Davûd, 530; Tirmizî, 3583; Hâkim I-199)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
NAMAZ SIRASINDAKİ BAZI DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنْ عَذَابِ القَبْرِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ فِتْنَتِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ فِتْنَتِالْمَحْيَا وَ الْمَمَاتِ ، اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْمأْثَمِ وَ الْمَغْرَمِ
: Allahümme innî eûze bike min azâbil- kabri, ve eûze bike min fitnetil- mesîhid-deccâli, ve eûze bike min fitnetil- mehyâ velmemâti, Allahümme innî eûze bike minel- mesemi vel-megrami :
Allahım! Ben kabir azabından Sana sığınırım!
Mesih Deccâl fitnesinden Sana sığınırım!
Hayat ve ölümün fitnelerinden Sana sığınırım!
Allahım! Ben, günah ve borçlanmaktan Sana sığınırım!
(Buharî, 10/149; Müslim, 589; Ebu Davûd, 880; Nesâî, III-56, 57; İ. Ahmed VI-244)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي ، وَ وَسَّعْ لِي فِي دَارِي ، وَ بَارِكْ لِي فِيمَا رَزَقْتَنِي .
: Allahümmegfirlî zenbî, ve vessa lî fî dârî, ve bârik lîf îmâ razaktenî :
Allahım! Günahımı bağışla. Yerimi (âhirette) geniş eyle!
Bana rızık olarak verdiklerini benim için mübârek eyle!
(Tirmizî, 3496)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ إِنِّى اَسْأَلُكَ الثَّبَاتَ فِي الْ أمْريِ ، وَ الْعَزِمَتَ عَلَى الرُّشْدِ ، وَ اَسْأَلُكَ شُكْرَ نِعْمَتِكَ ، ,َ حُسْنَ عِبَادَتِكَ ، ,َ اَسْأَلُكَ قَلْباً سَلِيماً ، وَ لِسَاناً صَادِقاً ، وَ اَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا تَعْلَمُ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا تَعْلَمُ ، وَ أَسْتَغْفِرُكَ لِمَا تَعْلَمُ .
: Allahümme innî eselükes- sebâte fîl-emrî, vel-azimete alâr- rüşdi, ve eselüke şükra nimetike, husne ıbâdetike, eselüke kalben selimen, ve lisânen sâdikan, ve eselüke min Hayri mâ talemü, ve eûze bike min şerri mâ talemü, ve estagfirüke limâ talemü :
Allahım! Senden işimde sebat ve doğru yolda kararlılık dilerim. Nimetine şükür ve Sana güzel ibadet edebilmeyi dilerim!
Senden selim bir kalb, doğru bir lisan dilerim!
Bildiklerinin hayırlısını dilerim!
Bildiklerinin şerrinden Sana sığınırım!
Bildiğin şeyler için Senden bağışlanma dilerim!
(Tirmizî, 3404; Nesâî, III-54; İ. Ahmed IV-125)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
رَّبِّ اَعْطِ نَفْسِي تَقْوَاهَا ، وَ زَكِّهَا أَنْتَ خَيْرُ مَنْ زَكَّاهَا ، أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاَهَا
: Rabbi âtinefsî takvâhâ, ve zekkihâ ente hayru men zekkâhâ, ente veliyyühâ ve mevlâhâ :
Rabbim! Nefsime takvâsını ver, onu arındır.
Onu arındıracak en hayırlı zât Sensin.
Sen onun Velîsi ve Mevlâsısın!
(İ. Ahmed VI-209)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
رَّبِّ اَعْطِ نَفْسِي تَقْوَاهَا ، وَ زَكِّهَا أَنْتَ خَيْرُ مَنْ زَكَّاهَا ، أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاَهَا .
: Allahümme egsilnî min hataayâye bis-selci vel-mâi vel-beredi, bâidü beyne hataayâye kemâ bâadte beynel-meşrikı vel- magribi :
Allahım! Hatalarımı kar ile, su ile, dolu ile yıka!
Allahım! Benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasını ayırdığın gibi ayır!
(Buharî, 10/89; Müslim, 598)
Hasan b. Ali (ra) şöyle buyurmuştur :
Dedem Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana vitirde okumam için şu duayı öğretti :
اللّٰهُمَّ اهْدِنِي فِيمَنْ هَدَيْتَ ، وَ عَافِنِي فِيمَنْ عافَيْتتتَ ، وَ تَوَلَّنِي فِيمَنْ تَوَلَّيْتُ ، وَبَارِكْ لِي فِيمَا أَعْطَيْتَ ، وَقِينِي شَرَّ مَاقَضَيْتَ ، إِنَّكَ تَقْضِي وَ لاَ يُقْضَى عَلَيْكَ ، إِنَّهُ لاَ يَذِلُّ وَ الَيْتَ ، تَبَارَكْتَ رَبَّنَا وَتَعَالَيْتَ
: Allahümme ihdinî fîmen hedeyte, ve afinî fîmen aafeytete, ve tevellenî fîmen tevelleytü, ve bârik lîf îmâ etayte, vekînî şeere mâ kazayte, inneke takzâ velâ yukzâ aleyke, innehu lâ yezillü ve ileyte, tebâkte Rabbenâ ve tâleyte :
Allahım! Doğru yola ilettiklerinin arasına beni de kat!
Sıhhat ve âfiyet verdiklerinin arasına beni de kat!
Bana her neyi bağışlarsan bereketli ve devamlı kıl!
Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru!
Hükmeden şüphesiz Sensin!
Sana hükmedilmez.
Senin kolladığın zelil olmaz.
Yücesin, Ulusun Ey Rabbımız!
(Tirmizî, 464; Ebu Davûd, 1425; İbn Mâce, 1178; Nesâî, III-248; İ. Ahmed I-199,200; Dârimî, I-373; Taylisî I-101; Hâkim III-172)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنْ عَذَابِ القَبْرِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ فِتْنَتِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ فِتْنَتِالْمَحْيَا وَ الْمَمَاتِ ، اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْمأْثَمِ وَ الْمَغْرَمِ
: Allahümme innî eûze bike min azâbil- kabri, ve eûze bike min fitnetil- mesîhid-deccâli, ve eûze bike min fitnetil- mehyâ velmemâti, Allahümme innî eûze bike minel- mesemi vel-megrami :
Allahım! Ben kabir azabından Sana sığınırım!
Mesih Deccâl fitnesinden Sana sığınırım!
Hayat ve ölümün fitnelerinden Sana sığınırım!
Allahım! Ben, günah ve borçlanmaktan Sana sığınırım!
(Buharî, 10/149; Müslim, 589; Ebu Davûd, 880; Nesâî, III-56, 57; İ. Ahmed VI-244)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي ، وَ وَسَّعْ لِي فِي دَارِي ، وَ بَارِكْ لِي فِيمَا رَزَقْتَنِي .
: Allahümmegfirlî zenbî, ve vessa lî fî dârî, ve bârik lîf îmâ razaktenî :
Allahım! Günahımı bağışla. Yerimi (âhirette) geniş eyle!
Bana rızık olarak verdiklerini benim için mübârek eyle!
(Tirmizî, 3496)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ إِنِّى اَسْأَلُكَ الثَّبَاتَ فِي الْ أمْريِ ، وَ الْعَزِمَتَ عَلَى الرُّشْدِ ، وَ اَسْأَلُكَ شُكْرَ نِعْمَتِكَ ، ,َ حُسْنَ عِبَادَتِكَ ، ,َ اَسْأَلُكَ قَلْباً سَلِيماً ، وَ لِسَاناً صَادِقاً ، وَ اَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا تَعْلَمُ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا تَعْلَمُ ، وَ أَسْتَغْفِرُكَ لِمَا تَعْلَمُ .
: Allahümme innî eselükes- sebâte fîl-emrî, vel-azimete alâr- rüşdi, ve eselüke şükra nimetike, husne ıbâdetike, eselüke kalben selimen, ve lisânen sâdikan, ve eselüke min Hayri mâ talemü, ve eûze bike min şerri mâ talemü, ve estagfirüke limâ talemü :
Allahım! Senden işimde sebat ve doğru yolda kararlılık dilerim. Nimetine şükür ve Sana güzel ibadet edebilmeyi dilerim!
Senden selim bir kalb, doğru bir lisan dilerim!
Bildiklerinin hayırlısını dilerim!
Bildiklerinin şerrinden Sana sığınırım!
Bildiğin şeyler için Senden bağışlanma dilerim!
(Tirmizî, 3404; Nesâî, III-54; İ. Ahmed IV-125)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
رَّبِّ اَعْطِ نَفْسِي تَقْوَاهَا ، وَ زَكِّهَا أَنْتَ خَيْرُ مَنْ زَكَّاهَا ، أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاَهَا
: Rabbi âtinefsî takvâhâ, ve zekkihâ ente hayru men zekkâhâ, ente veliyyühâ ve mevlâhâ :
Rabbim! Nefsime takvâsını ver, onu arındır.
Onu arındıracak en hayırlı zât Sensin.
Sen onun Velîsi ve Mevlâsısın!
(İ. Ahmed VI-209)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
رَّبِّ اَعْطِ نَفْسِي تَقْوَاهَا ، وَ زَكِّهَا أَنْتَ خَيْرُ مَنْ زَكَّاهَا ، أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاَهَا .
: Allahümme egsilnî min hataayâye bis-selci vel-mâi vel-beredi, bâidü beyne hataayâye kemâ bâadte beynel-meşrikı vel- magribi :
Allahım! Hatalarımı kar ile, su ile, dolu ile yıka!
Allahım! Benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasını ayırdığın gibi ayır!
(Buharî, 10/89; Müslim, 598)
Hasan b. Ali (ra) şöyle buyurmuştur :
Dedem Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana vitirde okumam için şu duayı öğretti :
اللّٰهُمَّ اهْدِنِي فِيمَنْ هَدَيْتَ ، وَ عَافِنِي فِيمَنْ عافَيْتتتَ ، وَ تَوَلَّنِي فِيمَنْ تَوَلَّيْتُ ، وَبَارِكْ لِي فِيمَا أَعْطَيْتَ ، وَقِينِي شَرَّ مَاقَضَيْتَ ، إِنَّكَ تَقْضِي وَ لاَ يُقْضَى عَلَيْكَ ، إِنَّهُ لاَ يَذِلُّ وَ الَيْتَ ، تَبَارَكْتَ رَبَّنَا وَتَعَالَيْتَ
: Allahümme ihdinî fîmen hedeyte, ve afinî fîmen aafeytete, ve tevellenî fîmen tevelleytü, ve bârik lîf îmâ etayte, vekînî şeere mâ kazayte, inneke takzâ velâ yukzâ aleyke, innehu lâ yezillü ve ileyte, tebâkte Rabbenâ ve tâleyte :
Allahım! Doğru yola ilettiklerinin arasına beni de kat!
Sıhhat ve âfiyet verdiklerinin arasına beni de kat!
Bana her neyi bağışlarsan bereketli ve devamlı kıl!
Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru!
Hükmeden şüphesiz Sensin!
Sana hükmedilmez.
Senin kolladığın zelil olmaz.
Yücesin, Ulusun Ey Rabbımız!
(Tirmizî, 464; Ebu Davûd, 1425; İbn Mâce, 1178; Nesâî, III-248; İ. Ahmed I-199,200; Dârimî, I-373; Taylisî I-101; Hâkim III-172)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
KIYAMDA DUALARI
Ebu Saîd el- Hudrî (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gece kıyama kalktığında tekbir alır, sonra Subhaneke duasını okur,
3 kere Lâ ilâhe illallah,
3 kere Allahu ekberu kebîran der ve
Eûzü billahissemîilalîmi mineşşeytanirracîmi min hemezetihi ve nefhihî ve nefsihî diyerek kırâate başlardı.
(Tirmizî, 242; Ebu Davûd, 775; İ. Ahmed III-50)
İbn Ömer (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte namaz kılıyorduk birden cemâatten birisi :
Allahu ekberu kebîran! Velhamdülillâhi kesîran ve Subhânallahi bükraten e asîlâ! dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
Şöyle şöyle diyen kimdir? diye sordu.
Cemâatten birisi :
Benim Yâ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)! dedi.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) :
Şaştım kaldım! Bu sözler üzerine göğün kapıları açıldı! buyurdu.
(Müslim, 601; Ebu Avâne)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tekbir aldıktan sonra şu duayı okurdu:
اللّٰهُ أَكْبَرُ ، اللّٰهُ أَكْبَرُ ، اللّٰهُ أَكْبَرُ ، اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِراً ، اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِراً ، اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِراً ، وَ سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَ أَصِيلاً ، سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَ أَصِيلاً ، سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَ أَصِيلاً ، اللّٰهمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ مِنْ هَمْزِهِ وَ نَفْخِهِ وَ نَفْثِهِ
: Allahuekber! Allahuekber! Allahuekber! Elhamdülillahi kesiran! Elhamdülillahi kesiran! Elhamdülillahi kesiran! Ve Subhanallahi bükreten ve esîlen! Ve Subhanallahi bükreten ve esîlen! Ve Subhanallahi bükreten ve esîlen! Allahümme innî eûze bike mineş- şeytânir-racîmi min hemzihi ve nefhihi venefsih :
Allah en büyüktür!
Allah en büyüktür!
Allah en büyüktür!
Allaha çokça hamd ve senâlar!
Allaha çokça hamd ve senâlar!
Allaha çokça hamd ve senâlar!
Sabah-akşam Allahı eksikliklerden tenzih ederim!
Sabah-akşam Allahı eksikliklerden tenzih ederim!
Sabah-akşam Allahı eksikliklerden tenzih ederim!
Şeytanın kışkırtmasından, üflemesinden ve fısıldamasından sana sığınırım!
(Ebu Davûd, 764; İ. Ahmed IV-80,85; İbn Mâce, 807)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tekbir aldıktan sonra şu duayı okurdu:
Sırasıyla;
10 kere: Subhânallah
10 kere: Elhamdülillah
10 kere: Estağfirullah
Sonra 10 kere de şu duayı okurdu:
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لٍي وَ اهْدِنِي وَ رْزُقْنِي وَ عَافِنِي
: Allahümmegfirlî vehdinî verzüknî ve âfinî :
Allahım!
Beni bağışla!
Beni doğru yola eriştir!
Beni rızıklandır!
Bana âfiyet ihsan et!
Bu duayı okuduktan sonra da şu duayı okurdu:
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنْ ضِيقِ الْمُقَامَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
: Allahümme innî eûze bike min dîkılmükâme yevmel-kıyâmeh :
Allahım! Kıyamet günü yer darlığından Sana sığınırım!
(Ebu Saîd el- Hudrî (ra)dan; İbn Mâce, 804; Tirmizî, 242; Ebu Davûd, 775; Nesâî, II-132; İ. Ahmed III-50)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tekbir aldıktan sonra şu duayı okuyarak da namaza başlamıştır:
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ ، وَ تَبَارَكَ اسْمُكَ ، وَ تَعَالَى جَدُّكَ ، وَ لا إلٰهَ غَيْرُكَ
: Subhaneke Allahümme ve bihamdike, ve tebârekesmüke, ve Teâlâ ceddüke, velâ ilâhe gayruk :
Allahım!
Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim!
Yalnız Sana hamd ederim!
Senin adın övgüye lâyıktır.
Senin şanın yücedir!
Senden başka ilâh yoktur!
.
(Tüm Sünenlerde)
Subhâneke duasını Hz. Ömer İbn Hattab (ra) namaza başlarken daima okumuştur.
(Müslim, 399 (52)
Ebu Saîd el- Hudrî (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gece kıyama kalktığında tekbir alır, sonra Subhaneke duasını okur,
3 kere Lâ ilâhe illallah,
3 kere Allahu ekberu kebîran der ve
Eûzü billahissemîilalîmi mineşşeytanirracîmi min hemezetihi ve nefhihî ve nefsihî diyerek kırâate başlardı.
(Tirmizî, 242; Ebu Davûd, 775; İ. Ahmed III-50)
İbn Ömer (ra) : Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte namaz kılıyorduk birden cemâatten birisi :
Allahu ekberu kebîran! Velhamdülillâhi kesîran ve Subhânallahi bükraten e asîlâ! dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
Şöyle şöyle diyen kimdir? diye sordu.
Cemâatten birisi :
Benim Yâ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)! dedi.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) :
Şaştım kaldım! Bu sözler üzerine göğün kapıları açıldı! buyurdu.
(Müslim, 601; Ebu Avâne)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tekbir aldıktan sonra şu duayı okurdu:
اللّٰهُ أَكْبَرُ ، اللّٰهُ أَكْبَرُ ، اللّٰهُ أَكْبَرُ ، اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِراً ، اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِراً ، اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِراً ، وَ سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَ أَصِيلاً ، سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَ أَصِيلاً ، سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَ أَصِيلاً ، اللّٰهمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ مِنْ هَمْزِهِ وَ نَفْخِهِ وَ نَفْثِهِ
: Allahuekber! Allahuekber! Allahuekber! Elhamdülillahi kesiran! Elhamdülillahi kesiran! Elhamdülillahi kesiran! Ve Subhanallahi bükreten ve esîlen! Ve Subhanallahi bükreten ve esîlen! Ve Subhanallahi bükreten ve esîlen! Allahümme innî eûze bike mineş- şeytânir-racîmi min hemzihi ve nefhihi venefsih :
Allah en büyüktür!
Allah en büyüktür!
Allah en büyüktür!
Allaha çokça hamd ve senâlar!
Allaha çokça hamd ve senâlar!
Allaha çokça hamd ve senâlar!
Sabah-akşam Allahı eksikliklerden tenzih ederim!
Sabah-akşam Allahı eksikliklerden tenzih ederim!
Sabah-akşam Allahı eksikliklerden tenzih ederim!
Şeytanın kışkırtmasından, üflemesinden ve fısıldamasından sana sığınırım!
(Ebu Davûd, 764; İ. Ahmed IV-80,85; İbn Mâce, 807)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tekbir aldıktan sonra şu duayı okurdu:
Sırasıyla;
10 kere: Subhânallah
10 kere: Elhamdülillah
10 kere: Estağfirullah
Sonra 10 kere de şu duayı okurdu:
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لٍي وَ اهْدِنِي وَ رْزُقْنِي وَ عَافِنِي
: Allahümmegfirlî vehdinî verzüknî ve âfinî :
Allahım!
Beni bağışla!
Beni doğru yola eriştir!
Beni rızıklandır!
Bana âfiyet ihsan et!
Bu duayı okuduktan sonra da şu duayı okurdu:
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنْ ضِيقِ الْمُقَامَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
: Allahümme innî eûze bike min dîkılmükâme yevmel-kıyâmeh :
Allahım! Kıyamet günü yer darlığından Sana sığınırım!
(Ebu Saîd el- Hudrî (ra)dan; İbn Mâce, 804; Tirmizî, 242; Ebu Davûd, 775; Nesâî, II-132; İ. Ahmed III-50)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tekbir aldıktan sonra şu duayı okuyarak da namaza başlamıştır:
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ ، وَ تَبَارَكَ اسْمُكَ ، وَ تَعَالَى جَدُّكَ ، وَ لا إلٰهَ غَيْرُكَ
: Subhaneke Allahümme ve bihamdike, ve tebârekesmüke, ve Teâlâ ceddüke, velâ ilâhe gayruk :
Allahım!
Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim!
Yalnız Sana hamd ederim!
Senin adın övgüye lâyıktır.
Senin şanın yücedir!
Senden başka ilâh yoktur!
.
(Tüm Sünenlerde)
Subhâneke duasını Hz. Ömer İbn Hattab (ra) namaza başlarken daima okumuştur.
(Müslim, 399 (52)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
RÜKÛ DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûda 3 kere :
سُبْحَانَ رَبَّى الْعَظِيمِ
: Subhane Rabbiyel-azîm :
Yüce Rabbimi eksiklikten tenzih ederim!
(Müslim, 772; Tirmizî, 262; Ebu Davûd, 871; İ. Ahmed V-382, 384, 394; İbn Mâce, 888)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûda bazan da 3 kere :
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ رَبَّنًا ,َ وَ بِحَمْدِكَ ، اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي
: Subhaneke Allahümme Rabbenâ, ve bihamdike, Allahümmegfirlî! :
Rabbımız olan Allahım!
Sana hamd ederek Seni her türlü eksikliklerden tenzih ederim!
Allahım! Beni bağışla!
(Buharî, 10/123; Müslim, 484; Ebu Davûd, 877; Nesâî, II-190; İbni Mâce, 880; İ. Ahmed VI-43, 49, 100,190)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûda bazan da 3 kere :
سُبُّوحٌسُبُّوحٌ قُدُّسٌ رَبُّ الْمَلَآإِكَةِ وَ الرُّوحُ
: Subbûhun Kuddûsun Rabbüül-melâiketi ver-ruh :
O Allah her türlü noksanlıktan münezzeh Subbûh, Kuddûs isimlerinin sahibi, meleklerin ve Rûhun Rabbidir!
(Müslim, 487; Ebu Davûd, 872; Nesâî, II-191; İ. Ahmed VI-35, 94, 115,148)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gece namazlarında rükûda bazan da 3 kere :
اللّٰهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ ، وَ بِكَ آمَنْتُ ، وَ لَكَ أَسْلَمْتُ ، خَشَعَ لَكَ سَمْعِي وَ بَصَرِي وَ مُخِّي ,َ عَظْمِي وَ عَصَبِي
: Allahümme leke rekatü, ve bike âmentü, ve leke eslemtü, haşea leke semî ve basarî ve muhhî, azmî ve asabî :
Allahım! Sana rükû ettim, Sana inandım, Sana teslim oldum!
Kulağım, gözüm, beynim, sinirim hep Senin önünde eğildi!
(Müslim, 771)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûdan sonra ayakta durmayı rükû ve secde miktarı uzatarak :
سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، اللّٰهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ ، مِلْءَ السَّمَاوَاتِ ، وَ مِلْءَ االْأرْضِ ، وَ مِلْءَ مَا شِءْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ ، أَهْلَ الثَّنَاءِ وَ الْمَجْدِ ، أَحَقُّ مَا قَالَ الْعَبْدُ : لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ ، وَ لاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ ، وَ لاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
: Semiallahu limen hamideh, Allahümme Rabbenâ leekl-hamdü, miles- semâvâti, ve milel-arz, ve mile mâ şite min şeyin badü, ehles-senâi vel-mecdi, ehakku mâ kâlel-abdü : lâ mânia limâ eatayte, velâ mutıye limâ menate, velâ yenfeu zel- ceddi minkel-ceddü :
Allah kendisine hamd edeni dinler!
Ey Rabbimiz olan Allahım! Hamd yalnız Sanadır!
Gökler dolusu, yer dolusu, bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd Sana!..
Övgüye , yüceliğe lâyık olan Allahım!
Herhangi bir kulun dediği söz şudur :
Allahım! Senin verdiğine engel olacak yok, vermediğini verecek yok!
Senin rızan olmadan hiç kimseye bahtı yâr olmaz!
(Müslim, 477, 478; Ebu Davûd, 847; Nesâî, III-198; İbni Mâce, 879)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûdan doğrulduktan sonra ayakta şu duayı okurdu:
سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، اللّٰهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ ، مِلْءَ السَّمَاوَاتِ ، وَ مِلْءَ االْأرْضِ ، وَ مِلْءَ مَا شِءْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ ، اللّٰهُمَّ طَهِّرْنِي بِالثَّلْجِ وَ الْبَرَدِ ، وَ الْمَاءِ الْبَارِدِ ، اللّٰهمَّ طَهِّرْنِي مِنَ الذُنُوبِ وَالْخَطَايَا كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الْأبْيَضُ مِنَ الْوَسَخِ
: Semiallahu limen hamideh, Allahümme Rabbenâ leekl-hamdü, miles- semâvâti, ve milel-arz, ve mile mâ şite min şeyin badü,
Allahümme tahhirnî bis-selci vel-beredi, vel-mâel-bâridi, Allahümme tahhirnî minez-zünûbi vel-hatâyâ kemâ yünakkâs-sevbül-ebyadu minel-vesahi :
Allah kendisine hamd edeni dinler!
Ey Rabbimiz olan Allahım! Hamd yalnız Sanadır!
Gökler dolusu, yer dolusu, bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd Sana!..
Allahım! Beni kar ile dolu ile ve soğuk su ile tertemiz eyle!
Allahım! Beni günahlardan ve hatalardan beyaz kumaş kirden nasıl arınırsa öylece temizle!
(Abdullah b. Ebî Evfâ (ra)dan; Müslim, 476)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûda 3 kere :
سُبْحَانَ رَبَّى الْعَظِيمِ
: Subhane Rabbiyel-azîm :
Yüce Rabbimi eksiklikten tenzih ederim!
(Müslim, 772; Tirmizî, 262; Ebu Davûd, 871; İ. Ahmed V-382, 384, 394; İbn Mâce, 888)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûda bazan da 3 kere :
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ رَبَّنًا ,َ وَ بِحَمْدِكَ ، اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي
: Subhaneke Allahümme Rabbenâ, ve bihamdike, Allahümmegfirlî! :
Rabbımız olan Allahım!
Sana hamd ederek Seni her türlü eksikliklerden tenzih ederim!
Allahım! Beni bağışla!
(Buharî, 10/123; Müslim, 484; Ebu Davûd, 877; Nesâî, II-190; İbni Mâce, 880; İ. Ahmed VI-43, 49, 100,190)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûda bazan da 3 kere :
سُبُّوحٌسُبُّوحٌ قُدُّسٌ رَبُّ الْمَلَآإِكَةِ وَ الرُّوحُ
: Subbûhun Kuddûsun Rabbüül-melâiketi ver-ruh :
O Allah her türlü noksanlıktan münezzeh Subbûh, Kuddûs isimlerinin sahibi, meleklerin ve Rûhun Rabbidir!
(Müslim, 487; Ebu Davûd, 872; Nesâî, II-191; İ. Ahmed VI-35, 94, 115,148)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gece namazlarında rükûda bazan da 3 kere :
اللّٰهُمَّ لَكَ رَكَعْتُ ، وَ بِكَ آمَنْتُ ، وَ لَكَ أَسْلَمْتُ ، خَشَعَ لَكَ سَمْعِي وَ بَصَرِي وَ مُخِّي ,َ عَظْمِي وَ عَصَبِي
: Allahümme leke rekatü, ve bike âmentü, ve leke eslemtü, haşea leke semî ve basarî ve muhhî, azmî ve asabî :
Allahım! Sana rükû ettim, Sana inandım, Sana teslim oldum!
Kulağım, gözüm, beynim, sinirim hep Senin önünde eğildi!
(Müslim, 771)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûdan sonra ayakta durmayı rükû ve secde miktarı uzatarak :
سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، اللّٰهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ ، مِلْءَ السَّمَاوَاتِ ، وَ مِلْءَ االْأرْضِ ، وَ مِلْءَ مَا شِءْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ ، أَهْلَ الثَّنَاءِ وَ الْمَجْدِ ، أَحَقُّ مَا قَالَ الْعَبْدُ : لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ ، وَ لاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ ، وَ لاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
: Semiallahu limen hamideh, Allahümme Rabbenâ leekl-hamdü, miles- semâvâti, ve milel-arz, ve mile mâ şite min şeyin badü, ehles-senâi vel-mecdi, ehakku mâ kâlel-abdü : lâ mânia limâ eatayte, velâ mutıye limâ menate, velâ yenfeu zel- ceddi minkel-ceddü :
Allah kendisine hamd edeni dinler!
Ey Rabbimiz olan Allahım! Hamd yalnız Sanadır!
Gökler dolusu, yer dolusu, bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd Sana!..
Övgüye , yüceliğe lâyık olan Allahım!
Herhangi bir kulun dediği söz şudur :
Allahım! Senin verdiğine engel olacak yok, vermediğini verecek yok!
Senin rızan olmadan hiç kimseye bahtı yâr olmaz!
(Müslim, 477, 478; Ebu Davûd, 847; Nesâî, III-198; İbni Mâce, 879)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) rükûdan doğrulduktan sonra ayakta şu duayı okurdu:
سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، اللّٰهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ ، مِلْءَ السَّمَاوَاتِ ، وَ مِلْءَ االْأرْضِ ، وَ مِلْءَ مَا شِءْتَ مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ ، اللّٰهُمَّ طَهِّرْنِي بِالثَّلْجِ وَ الْبَرَدِ ، وَ الْمَاءِ الْبَارِدِ ، اللّٰهمَّ طَهِّرْنِي مِنَ الذُنُوبِ وَالْخَطَايَا كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الْأبْيَضُ مِنَ الْوَسَخِ
: Semiallahu limen hamideh, Allahümme Rabbenâ leekl-hamdü, miles- semâvâti, ve milel-arz, ve mile mâ şite min şeyin badü,
Allahümme tahhirnî bis-selci vel-beredi, vel-mâel-bâridi, Allahümme tahhirnî minez-zünûbi vel-hatâyâ kemâ yünakkâs-sevbül-ebyadu minel-vesahi :
Allah kendisine hamd edeni dinler!
Ey Rabbimiz olan Allahım! Hamd yalnız Sanadır!
Gökler dolusu, yer dolusu, bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd Sana!..
Allahım! Beni kar ile dolu ile ve soğuk su ile tertemiz eyle!
Allahım! Beni günahlardan ve hatalardan beyaz kumaş kirden nasıl arınırsa öylece temizle!
(Abdullah b. Ebî Evfâ (ra)dan; Müslim, 476)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
SECDEDE DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı okurdu :
سُبْحَانَ رَبِّيَ الْأعْلَى
: Suhâne Rabbiyel-alâ :
1- En yüce olan Rabbimi tenzih ederim!
(Müslim, 772, ; Tirmizî, 262; Ebu Davûd, 871; Nesâî, II-224; İbn Mâce, 888 İ. Ahmed V-382, 384, 389,394, 397, 398, 400)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ رَبَّنًا ,َ وَ بِحَمْدِكَ ، اللّٰهمَّ اغْفِرْ لِي
: Subhaneke Allahümme Rabbenâ ve bihamdike, Allahümmegfirlî :
Rabbimiz olan Allahım!
Sana hamd ederek Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Allahım! Beni bağışla!
(Buharî, 10/123; Müslim, 484; Ebu Davûd, 877; Nesâî, II-190; İbni Mâce, 880; Ahmed VI-43, 49, 100,190)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
سُبُّوحٌ قُدُّسٌ رَبُّ الْمَلَآإِكَةِ وَ الرُّوحُ
: Subbûhun Kuddûsun Rabbül- melâiketi ver-rûh :
O Allah, her türlü noksanlıktan münezzeh Subbûh, Kuddûs isimlerinin sahibi, meleklerin ve Ruhun sahibidir.
(Müslim, 487; Ebu Davûd, 872; Nesâî, II-191; İ. Ahmed VI-35, 94, 115,148)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ ، لاَ إلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ
: Subhaneke Allahümme ve bihamdike, lâ ilâhe illâ ente :
Allahım! Sana hamd ederek Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Senden başka ilâh yoktur!
(Müslim, 485; Nesâî, II-223; İ. Ahmed VI-15)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ ، ,َ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ ،وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْكَ ، لاَ أُحْصٍيَ ثَنَاءً عَلَيْكَ ، أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ
: Allahümme innî eûze birıdâke min sahatike, bimuaafâtike min ukûbetike, ve eüze bike minke, lâ uhsî senâen aleyke, ente kemâ esneyte alâ nefsike :
Allahım! Gazabından hoşnutluğuna, azabından affına sığınırım. Senden yine Sana sığınırım. Sana övgüler sıralayamam.
Sen kendini övdüğün gibisin!
(Müslim, 486; Ebu Davûd, 879; Nesâî, II-222; İ. Ahmed VI-58, 201)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
.
اللّٰهُمَّ لَكَ سَجَدْتُ ، وَ بِكَ آمَنْتُ ، وَ لَكَ أَسْلَمْتُ ، وَجْهِي لِلَّذِي خَلَقَهُ ,َ صَوَّرَهُ وَ شَقَّ سَمْعَهُ وَ بَصَرَهُ ، تَبَارَكَ اللّٰهُ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ .
: Allahümme leke secdtü, vebike âmentü, veleke eslemtü, vechî lillezî halakahu, savverahu ve şekka semahu ve bsarahu, tebârekallahu ahsenel-hâlikîn :
Allahım! Sana secde ettim, sana inandım! Sana teslim oldum! Yüzüm secde etti, kendisini yaratan, şekillendiren, göz-kulak veren Allaha! En güzel yaratıcı olan Allahın şanı ne yücedir!
(Müslim, 771)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي كُلَّهُ ، دِقَّهُ وَ جِلَّهُ ، ,َ أَوَّلَهُ ,َ آخِرَهُ ، عَلَانِيتَهُ وَ سِرَّهُ
: Allahümme fâgfirlî zenbî küllehu, dikkahu ve cillehu, evvelehu, âhirehu, alâniyetehu ve sırrahu :
Allahım! Bütün günahlarımı, ufağını-büyüğünü, ilkini-sonunu, açığını-gizlisini bağışla!
(Müslim, 483; Ebu Davûd, 878)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
.
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي خَطِيءَتِي وَ جَهْلِي وَ إِسْرَافِي فِي أَمْرِي ، وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي ، اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي جِدِّي ,َ هَزْلِي ، وَ خَطَءِي ,َ عَمْدِي ، وَ كُلُّ ذٰلِكَ عِنْدِي ، اللّٰهمَّ اغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ ، وَمَا أَسْرَرْتُ ، وَمَا أَعْلَنْتُ ، أَنْتَ إِلٰهِي ، لاَ إلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ
.
: Allahümme fâgfirlî haîetî ve cehlî ve israfî fî emrî, vemâ ente ealemü bihi minî, Allahümme fâgfirlî ciddî, hezlî, ve hataî, amdî, ve küllü zâlike indî, Allahümme fâgfirlî mâ kaddemtü vemâ âhhertü, vemâ esrartü, vemâ âlentü, ente ilâhî lâ ilâhe illâ ente :
Allahım! Günahımı, bilgisizliğimi, işimdeki savurganlığımı ve benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla!
Allahım! Benim tarafımdan olan ciddi-şaka, hatalı-kasıtlı bütün kusurlarımı bağışla!
Allahım! Gelmiş-geçmiş, gizli-açık yaptığım günahlarımı bağışla!
Sen benim ilâhımsın!
Senden başka ilâh yoktur!
(Buharî, 80/60; Müslim, 2719)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
.
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُرُواً ، وَ فِي سَمْعِي نُرُواً ، وَ فِي بَصَرِي نُرُواً ، وَ عَنْ يَمِينِي نُرُواً ، وَ عَنْ شِمَلِي نُرُواً ، وَ اَمَامِي نُرُواً ، وَ خَلْفِي نُرُواً ، وَ لافَوْقِي نُرُواً ، وَ تَحْتِي نُرُواً ، وَاجْعَلْ لِي نُرُواً
: Allahümme ecal fî kalbî nuren, ve fî semî nuren, ve fî basarî nuren, ve an yeminî nuren, ve an şimâlî nuren, ve emâmî nuren, ve halfî nuren, vel fevkî nuren, ve tahtî nuren, vecal lî nuren :
Allahım! Kalbimde bir nûr, kulağımda bir nûr, gözümde bir nûr, sağımda bir nûr, solumda bir nûr, önümde bir nûr, arkamda bir nûr, üstümde bir nûr, altımda bir nûr var et!
Benim için bir nûr yarat!
(Müslim, 736(187)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) iki secde arasında şu duayı da okurdu :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي وَرْحَمْنِي وَ اجْبُرْنِي ,َ اهْدِنِي ، ,َ ارْزُقْنِي
: Allahümmegfirlî verhamnî vecburnî, ihdinî, irzüknî :
Allahım! Beni bağışla, bana acı, bana bağışta bulun, beni doğru yola ilet, beni rızıklandır!
(İbn Abbas(ra)dan; İbn Mâce, 898; Tirmizî, 284; Ebu Davûd, 850; Beyhakî, II-122; Hâkim I-271)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) iki secde arasında şu duayı da okurdu :
رَبِّ اغْفِرْ لِي ، رَبِّ اغْفِرْ لِي
: Rabbigfirlî , Rabbigfirlî :
Rabbim! Bağışla beni. Rabbim! Bağışla beni.
(Huzeyfe (ra)dan; İbn Mâce, 897; Ebu Davûd, 874; Nesâî, II-231)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı okurdu :
سُبْحَانَ رَبِّيَ الْأعْلَى
: Suhâne Rabbiyel-alâ :
1- En yüce olan Rabbimi tenzih ederim!
(Müslim, 772, ; Tirmizî, 262; Ebu Davûd, 871; Nesâî, II-224; İbn Mâce, 888 İ. Ahmed V-382, 384, 389,394, 397, 398, 400)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ رَبَّنًا ,َ وَ بِحَمْدِكَ ، اللّٰهمَّ اغْفِرْ لِي
: Subhaneke Allahümme Rabbenâ ve bihamdike, Allahümmegfirlî :
Rabbimiz olan Allahım!
Sana hamd ederek Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Allahım! Beni bağışla!
(Buharî, 10/123; Müslim, 484; Ebu Davûd, 877; Nesâî, II-190; İbni Mâce, 880; Ahmed VI-43, 49, 100,190)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
سُبُّوحٌ قُدُّسٌ رَبُّ الْمَلَآإِكَةِ وَ الرُّوحُ
: Subbûhun Kuddûsun Rabbül- melâiketi ver-rûh :
O Allah, her türlü noksanlıktan münezzeh Subbûh, Kuddûs isimlerinin sahibi, meleklerin ve Ruhun sahibidir.
(Müslim, 487; Ebu Davûd, 872; Nesâî, II-191; İ. Ahmed VI-35, 94, 115,148)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ ، لاَ إلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ
: Subhaneke Allahümme ve bihamdike, lâ ilâhe illâ ente :
Allahım! Sana hamd ederek Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Senden başka ilâh yoktur!
(Müslim, 485; Nesâî, II-223; İ. Ahmed VI-15)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ ، ,َ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ ،وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْكَ ، لاَ أُحْصٍيَ ثَنَاءً عَلَيْكَ ، أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ
: Allahümme innî eûze birıdâke min sahatike, bimuaafâtike min ukûbetike, ve eüze bike minke, lâ uhsî senâen aleyke, ente kemâ esneyte alâ nefsike :
Allahım! Gazabından hoşnutluğuna, azabından affına sığınırım. Senden yine Sana sığınırım. Sana övgüler sıralayamam.
Sen kendini övdüğün gibisin!
(Müslim, 486; Ebu Davûd, 879; Nesâî, II-222; İ. Ahmed VI-58, 201)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
.
اللّٰهُمَّ لَكَ سَجَدْتُ ، وَ بِكَ آمَنْتُ ، وَ لَكَ أَسْلَمْتُ ، وَجْهِي لِلَّذِي خَلَقَهُ ,َ صَوَّرَهُ وَ شَقَّ سَمْعَهُ وَ بَصَرَهُ ، تَبَارَكَ اللّٰهُ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ .
: Allahümme leke secdtü, vebike âmentü, veleke eslemtü, vechî lillezî halakahu, savverahu ve şekka semahu ve bsarahu, tebârekallahu ahsenel-hâlikîn :
Allahım! Sana secde ettim, sana inandım! Sana teslim oldum! Yüzüm secde etti, kendisini yaratan, şekillendiren, göz-kulak veren Allaha! En güzel yaratıcı olan Allahın şanı ne yücedir!
(Müslim, 771)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي كُلَّهُ ، دِقَّهُ وَ جِلَّهُ ، ,َ أَوَّلَهُ ,َ آخِرَهُ ، عَلَانِيتَهُ وَ سِرَّهُ
: Allahümme fâgfirlî zenbî küllehu, dikkahu ve cillehu, evvelehu, âhirehu, alâniyetehu ve sırrahu :
Allahım! Bütün günahlarımı, ufağını-büyüğünü, ilkini-sonunu, açığını-gizlisini bağışla!
(Müslim, 483; Ebu Davûd, 878)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
.
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي خَطِيءَتِي وَ جَهْلِي وَ إِسْرَافِي فِي أَمْرِي ، وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي ، اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي جِدِّي ,َ هَزْلِي ، وَ خَطَءِي ,َ عَمْدِي ، وَ كُلُّ ذٰلِكَ عِنْدِي ، اللّٰهمَّ اغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ ، وَمَا أَسْرَرْتُ ، وَمَا أَعْلَنْتُ ، أَنْتَ إِلٰهِي ، لاَ إلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ
.
: Allahümme fâgfirlî haîetî ve cehlî ve israfî fî emrî, vemâ ente ealemü bihi minî, Allahümme fâgfirlî ciddî, hezlî, ve hataî, amdî, ve küllü zâlike indî, Allahümme fâgfirlî mâ kaddemtü vemâ âhhertü, vemâ esrartü, vemâ âlentü, ente ilâhî lâ ilâhe illâ ente :
Allahım! Günahımı, bilgisizliğimi, işimdeki savurganlığımı ve benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla!
Allahım! Benim tarafımdan olan ciddi-şaka, hatalı-kasıtlı bütün kusurlarımı bağışla!
Allahım! Gelmiş-geçmiş, gizli-açık yaptığım günahlarımı bağışla!
Sen benim ilâhımsın!
Senden başka ilâh yoktur!
(Buharî, 80/60; Müslim, 2719)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secdede şu duayı da okurdu :
.
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُرُواً ، وَ فِي سَمْعِي نُرُواً ، وَ فِي بَصَرِي نُرُواً ، وَ عَنْ يَمِينِي نُرُواً ، وَ عَنْ شِمَلِي نُرُواً ، وَ اَمَامِي نُرُواً ، وَ خَلْفِي نُرُواً ، وَ لافَوْقِي نُرُواً ، وَ تَحْتِي نُرُواً ، وَاجْعَلْ لِي نُرُواً
: Allahümme ecal fî kalbî nuren, ve fî semî nuren, ve fî basarî nuren, ve an yeminî nuren, ve an şimâlî nuren, ve emâmî nuren, ve halfî nuren, vel fevkî nuren, ve tahtî nuren, vecal lî nuren :
Allahım! Kalbimde bir nûr, kulağımda bir nûr, gözümde bir nûr, sağımda bir nûr, solumda bir nûr, önümde bir nûr, arkamda bir nûr, üstümde bir nûr, altımda bir nûr var et!
Benim için bir nûr yarat!
(Müslim, 736(187)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) iki secde arasında şu duayı da okurdu :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي وَرْحَمْنِي وَ اجْبُرْنِي ,َ اهْدِنِي ، ,َ ارْزُقْنِي
: Allahümmegfirlî verhamnî vecburnî, ihdinî, irzüknî :
Allahım! Beni bağışla, bana acı, bana bağışta bulun, beni doğru yola ilet, beni rızıklandır!
(İbn Abbas(ra)dan; İbn Mâce, 898; Tirmizî, 284; Ebu Davûd, 850; Beyhakî, II-122; Hâkim I-271)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) iki secde arasında şu duayı da okurdu :
رَبِّ اغْفِرْ لِي ، رَبِّ اغْفِرْ لِي
: Rabbigfirlî , Rabbigfirlî :
Rabbim! Bağışla beni. Rabbim! Bağışla beni.
(Huzeyfe (ra)dan; İbn Mâce, 897; Ebu Davûd, 874; Nesâî, II-231)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
TEŞEHHÜDDE DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) teşehhüd oturuşunda daima et tehiyyatüyü okurdu :
أَتتَّحِيَّتُ لِلّٰه وَ الصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ، أَلسَّلَامُ علَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ ، أَلسَّلَامُ علَيْنَا وَ علَى عِبَادِ اللّٰهِ الصَّلِحِينَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ .
: Ettahiyetülillahi ves-salâvâtü vet-tayyibâtü, esselâmü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü, esselâmüaleynâ ve alâ ibâdillahis-salihîne, Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu :
Selâmlar, dualar ve bütün güzellikler Allah için.
Ey Peygamber! Selâm sana!
Allahın rahmeti ve bereketleri sana!
Selâm bize ve Allahın Salih kullarına!
Şehâdet ederim ki Allahtan başka tapılacak yoktur.
Yine şehâdet ederim ki Muhammed şüphesiz Onun kulu ve elçisidir.
(Buharî, 10/148, 150, 80/17; Müslim, 402; Tirmizî, 289; Ebu Davûd, 968; Nesâî, II-237,238, 239; İ. Ahmed I-376,382, 408)
İmam Nesâî, Ebuz-Zübeyir (ra) yoluyla :
.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize teşehhüdü, sanki Kurândan bir sûre öğretiyormuşçasına öğretirdi:
ِسْمِِ اللّٰهِ ، وَ بِاللّٰهِ ، أَتتَّحِيَّتُ لِلّٰه وَ الصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ، أَلسَّلَامُ علَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ ، أَلسَّلَامُ علَيْنَا وَ علَى عِبَادِ اللّٰهِ الصَّلِحِينَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ . أَسْاَلُ اللّٰهَ الْجَنَّةَ ، وَ أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ النَّرُ .
: Bismillahi, ve billahi, Ettahiyetülillahi ves-salâvâtü vet-tayyibâtü, esselâmü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü, esselâmüaleynâ ve alâ ibâdillahis-salihîne, Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu, eselüllahel-cennete, ve eûzübillahi minen-narü :
Allahın adıyla ve Allah ile!
Selâmlar, dualar ve bütün güzellikler Allah için.
Ey Peygamber!
Selâm sana! Allahın rahmeti ve bereketleri sana!
Selâm bize ve Allahın Salih kullarına!
Şehâdet ederim ki Allahtan başka tapılacak yoktur.
Yine şehâdet ederim ki Muhammed şüphesiz Onun kulu ve elçisidir.
Allahtan cenneti dilerim.
Cehennemden Allaha sığınırım!
(Nesâî, II-243; İbn Mâce, 902)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) teşehhüd oturuşunda daima et tehiyyatüyü okurdu :
أَتتَّحِيَّتُ لِلّٰه وَ الصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ، أَلسَّلَامُ علَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ ، أَلسَّلَامُ علَيْنَا وَ علَى عِبَادِ اللّٰهِ الصَّلِحِينَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ .
: Ettahiyetülillahi ves-salâvâtü vet-tayyibâtü, esselâmü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü, esselâmüaleynâ ve alâ ibâdillahis-salihîne, Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu :
Selâmlar, dualar ve bütün güzellikler Allah için.
Ey Peygamber! Selâm sana!
Allahın rahmeti ve bereketleri sana!
Selâm bize ve Allahın Salih kullarına!
Şehâdet ederim ki Allahtan başka tapılacak yoktur.
Yine şehâdet ederim ki Muhammed şüphesiz Onun kulu ve elçisidir.
(Buharî, 10/148, 150, 80/17; Müslim, 402; Tirmizî, 289; Ebu Davûd, 968; Nesâî, II-237,238, 239; İ. Ahmed I-376,382, 408)
İmam Nesâî, Ebuz-Zübeyir (ra) yoluyla :
.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize teşehhüdü, sanki Kurândan bir sûre öğretiyormuşçasına öğretirdi:
ِسْمِِ اللّٰهِ ، وَ بِاللّٰهِ ، أَتتَّحِيَّتُ لِلّٰه وَ الصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ، أَلسَّلَامُ علَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ ، أَلسَّلَامُ علَيْنَا وَ علَى عِبَادِ اللّٰهِ الصَّلِحِينَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَ أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَ رَسُولَهُ . أَسْاَلُ اللّٰهَ الْجَنَّةَ ، وَ أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنْ النَّرُ .
: Bismillahi, ve billahi, Ettahiyetülillahi ves-salâvâtü vet-tayyibâtü, esselâmü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü, esselâmüaleynâ ve alâ ibâdillahis-salihîne, Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlehu, eselüllahel-cennete, ve eûzübillahi minen-narü :
Allahın adıyla ve Allah ile!
Selâmlar, dualar ve bütün güzellikler Allah için.
Ey Peygamber!
Selâm sana! Allahın rahmeti ve bereketleri sana!
Selâm bize ve Allahın Salih kullarına!
Şehâdet ederim ki Allahtan başka tapılacak yoktur.
Yine şehâdet ederim ki Muhammed şüphesiz Onun kulu ve elçisidir.
Allahtan cenneti dilerim.
Cehennemden Allaha sığınırım!
(Nesâî, II-243; İbn Mâce, 902)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
NAMAZDAN SONRA DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namazdan selamla çıkar ve 3 kere istiğfar eder şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ أَنْتَ السَلَامُ وَمِنْكَ السَّلَامُ . تَبَارَكْتَ يَاذَا الْجَلَالِ وَالإِكْرَامِ
.
: Allahümme entes-selâmü ve minkes-selâmü, tebârekte yâ zel-celâli vel-ikrâmi :
Allahım! Selâm Sensin! Yalnız Sendendir selâmet. Çok Ulusun, Ey Celâl ve İkram Sahibi!
(Müslim, 591, 592; Tirmizî, 300; Ebu Davûd, 1513; İbn Mâce, 928; Nesâî, III-68; İ. Ahmed V-275,279)
İmam Ali (keremalallhu vechu)dan gelen rivayette Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namazdan çıkınca şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ ، وَمَا أَخَّرْتُ وَمَا أَسْرَرْتُ ، وَمَا أعْلَنْتُ وَمَاأَسْرَفْتُ ، وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي ، أَنْتَ الْمُقَدَّمُ ، ,َ أَنْتَ الْمُﺅَخِّرُ ، لاَ إلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ
: Allahümmegfirlî mâ kaddemtü, vemâ âhhertü vemâ esrartü, vemâ âlentü vemâ esraftü, vemâ ente ealemü bihi minî, entel-mukaddemü, entel- muâhhirü, lâ ilâhe illâ ente :
Allahım!
Önden işlediğim, geriye bıraktığım, gizlediğim, âşikâre işlediğim, israf ettiğim ve benden daha iyi bildiğin bütün günahlarımı bağışla!
Öne geçiren, geri bırakan yalnız Sensin Senden başka İlâh yoktur!
(Tirmizî, 3419; Ebu Davûd, 1509)
İmam Müslimin hadisinde Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu duayı teşehhüd ile selâ arasında da okumuştur.
(Müslim, 771(201,202)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim her farz namazın arkasında Âyet el Kürsîyi (Bakara 2/255) okursa, o kimseyi cennete girmekten yalnızca ölmemesi alıkor. Buyurmuştur.
(Ebu Ümâme (ra)dan; Nesâî, Es Sünenül-Kebîr)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
SABAH - AKŞAM DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı zaman şu duayı okurdu :
.
اللّٰهُمَّ بِكَ أصْبَحْنَا وَ بِكَ أمْسَيْنَا ، وَ بِكَ نَحْيَا ، وَ بِكَ نَمُوتُ ، وَ إلَيْكَ النُّشُورُ
: Allahümme bike esbahnâ ve bike emseynâ, ve bike nahyâ, ve bike nemûtü ve biken-nuşûru :
Allahım! Senin sayende sabahladık, Senin sayende akşamladık. Senin sayende yaşayacağız, Senin sayende öleceğiz. Senin huzurunda toplanacağız.
(Ebu Hureyre (ra)dan; Tirmizî, 3388; Ebu Davûd, 5068; İbn Mâce, 3868)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı zaman şu duayı okurdu :
أَصْبَحْنَا عَلَى فِطْرَةِ الْإسْلاَمِ ، وَكَلِمَةِ الْإخْلاَصِ ، ,َدِينِ نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ ، وَ مِلَّةِ أبِينَا إِبْرَاهِيمَ حَنِيفاً مُسْلِماً ، وَ مَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
: Esbahnâ alâ fıtratil-islâmi, ve kelimetil- ihlâsi, dîni nebiyyinâ Muhammedin, ve milleti İbrâhîme hanîfen müslimen, ve mâ kâne minel- müşrikîne :
İslam fıtratı üzere, ihlâs kelimesiyle, peygamberimiz Muhammedin dini üzere, müşriklerden olmayan, hanîf ve Müslim olan babamız İbrahimin milleti (dini) üzere sabaha eriştik
(İ. Ahmed III-406, 407)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı zaman şu duayı okurdu :
.
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْءَلُكَ عِلْماً نَافِعاً ، وَرِزْقاً طَيِّباً ، وَ عَمَلاً مُتَقَبَّلاً
: Allahümme innî eselüke ilmen nâfian, ve rizkan tayyiben, ve amelen mütekabbelen :
Allahım! Senden faydalı ilim, temiz rızık ve kabul edilecek amel niyaz ederim!
(Ümmü Seleme (ra)dan; İbn Mâce, 925)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sevgili kızı Fâtıma annemiz (aleyhasselâm)a şöyle buyurmuştur: Sabaha ve akşama çıktığında:
.
يَا حَيُّ ، يَا ٌَيُّومُ بِكَ أسْتَغِيثُ
: Yâ Hayy! Yâ Kayyûmu bike estegîsü :
Yâ Hayy! Yâ Kayyûm! Senden rahmet ve bereket istiyorum! İşimi yoluna koy ve beni göz açıp kapayıncaya kadar bile kendi başıma bırakma! demene dair sana yaptığım nasihati dinlemekten seni alıkoyan nedir?
(Enes b. Mâlik (ra)dan; Hâkim, I-545; İbnüs- Sünnî, 48)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sizden birisi sabahladığında şöyle desin :
أصْبَحْنَا وَ أصْبَحَ الْمُلْكُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ ، اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ خَيْرَ هَذَا الْيَوْمِ فَتْحَهُ وَ نَصْرَهُ وَ نُورَهُ وَ بَرَكَتَهُ وَهِدَايَتَهُ ، وَأَعُووذُ بِكَ مِنْ شُرِّ مَا فِيهِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ
: Esbahnâ ve esbahal- mülküllahi Rabbil- âlemîne, Allahümme innî eselüke hayra hâzâl- yevmi fethahu e nasrahu ve nûrahu ve beraketehu ve hidâyetehu, ve eûzü bike min şerri mâ fîhi ve şerri mâ badehu :
Biz sabahladık mülk de âlemlerin Rabbi Allaha ait olarak sabaha erişti. Allahım! Senden, bu günün hayrını; fethini, yardımını, nurunu, bereketini ve hidayetini dilerim! Bu günün ve sonrasının şerrinden Sana sığınırım! sonra akşamladığında da aynısını söylesin buyurdu.
(Ebu Mâlik el-Eşârî (ra)dan; Ebu Davûd, 5084)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabaha çıktığında on defa:
لا إلٰهَ إِلاّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرِكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ ، وُ لَهُ الْحَمْدُ ، وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
: Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehul- mülkü, velehul- hamdü, ve hüve alâ külli şeyin kadîrun :
Allahtan başka ilâh yoktur. Onun ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Ona mahsustur. Onun her şeye gücü yeter! derse Allah söylemiş olduğu bu sözler sebebiyle kendinse on sevab yazar, on günahını bağışlar, on köle azad etmiş gibi olur. Allah o gün onu kovulmuş şeytandan muhafaza eder. Akşama çıktığında söylerse, sabaha kadar benzeri mükâfat vardır.
(Ebu Davûd, 5077; İbni Mâce, 3867; Ahmed IV-60)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabaha çıktığında yüz defa:
لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ ، وُ لَهُ الْحَمْدُ ، وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
: Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehul- mülkü, velehul- hamdü, ve hüve alâ külli şeyin kadîrun :
.
Tek Allahtan başka ilâh yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Ona mahsustur. Onun her şeye gücü yeter! Derse, on köle azad etmiş kadar sevaba girer; yüz sevab yazılır, yüz günahı silinir; Akşam oluncaya kadar o gün şeytandan muhafaza olunur, ondan daha çok amel işleyen bir adamdan başka hiçbir kimse onun yaptığından daha faziletlisini yapmış olamaz.
(Ebu Hureyre (ra)dan; Buharî, 80/64; Müslim, 2691; Muvatta, I-209; Tirmizî, 3464)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ensardan bir adama: Sana söylediğin zaman Allahın endişeni gidereceği ve borcunu ödeteceği bir söz öğreteyim mi? buyurdu.
Adam:
Evet Yâ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem)! dedi.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sabahladığı ve akşamladığında şöyle de :
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدِّينِ وَقَهْرِ الرِّجَالِ
: Allahümme innî eûzübike minel- hemi vel- hazeni, ve eûzübike minel- aczi vel- keseli, ve eûzübike minel- cebni vel- buhli, ve eûzübike minel- galebetid- dîni ve kahrir- ricâli :
Allahım! Endişe ve hüzünden Sana sığınırım! Âcizlikten ve tembellikten Sana sığınırım! Korkaklıktan ve cimrilikten yine Sana sığınırım! Borca batmaktan ve insanların bana galabe çalmalarından da Sana sığınırım!
Râvi diyor ki : Bunları söyledim, Allah endişemi giderdi ve borcumu ödeme imkanı verdi.
(Ebu Saîd el-Hudrî (ra)dan; Ebu Davûd, 1555)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sabaha ve akşama çıktığında her kim yedi defa:
حَسْبِيَ ﷲ لاَ إلٰهَ إِلاَّّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيممُ
: Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil-azîmü :
Kendinden başka ilâh olmayan Allah Teâlâ bana kâfidir. Ona tevekkül ettim! O yüce Arşın Rabbidir! derse Allah Teâlâ dünya ve âhiretine ait olup kendisini ilgilendiren işlerinde ona kâfidir.
(Ebud-Derdâ (ra)dan; Ebu Davud, 5081; İbnüs- Sünnî, Amelü- Yevm vel-Leyl-shf 19)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabaha ve akşama çıktığında yüz defa:
سُبْحَنَ اللّهِ وَبِحَمْدِهِ
: Subhanallahi ve bihamdihi :
Allahı hamdiyle birlikte tesbih ederim! derse kıyamet günü söylediğinin benzeri ya da daha fazlasını söyleyen birileri dışında kimse onun getirdiğinden daha faziletlisini getiremez
(Ebu Hureyre (ra)dan; Buharî, 11/173; Müslim, 2692; Ebu Davûd, 5091)
Ebu Bekir Sıdık (ra), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) e : Bana sabahladığımda ve akşamladığımda söyleyeceğim birkaç kelime emret! dediğinde Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ ، عَالِمَ الْغَيْبِ وَاالشَّهَادَةِ ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ وَمَالِكَهُ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّّ أَنْتَ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ شَرِّ ألشَّيْطَانِ وَ شِرْكِهِ ، وَ أَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً أوْأَجُرَّهُ إلَى مُسْلِمٍ
: Allahümme fatiris- semâvâti vel-ardi, âlimel- gaybi veş- şehâdeti, Rabbe külli şeyin ve melîkehu ve mâlikehu, Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente, ve eûzü bike min şerriş- şeytani ve şirkihi, ve en ekterife alâ nefsî sûen ev ecürrehu ilâ müslimin :
Gökleri ve yeri yaratan, görüneni ve görünmeyeni bilen, her şeyin Rabbi, hükümranı ve sahibi Allahım! Senden başka ilâh olmadığına şâhidlik ediyorum. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirke düşürmesinden Sana sığınıyorum. Nefsime kötülük yaptığımı veya kötülüklerimi bir müslümana dokundurduğumu itiraf ediyorum. Buyurdu ve devamla : Buları sabahladığında, akşamladığında ve yatağına vardığında hep söyle! buyurdu.
(Ebu Hureyre (ra)dan; Tirmizî, 3389; Ebu Davûd, 5067)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim her günün sabahında ve her gecenin akşamında üç defa:
بِسْمِ اللّهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَعَ اِسْمِهِ شَيْءٌ فِي الأرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
: Bismillahi'l-lezî lâ yedurru mea ismihi şeyun fil-arzi velâ fis- semâi ve hüves- semiul-alîmü :
Onun ismi yanında, yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allahın adıyla! O, her şeyi işiticidir ve bilicidir. Derse ona hiçbir şey zarar veremez.
(Tirmizî, 33385; Ebu Davûd, 5088; İbn Mâce, 3869; İ. Ahmed, 446, 474)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabahladığı ve akşamladığı vakit :
رَضِيتُ بِاللّهِ رَبًّا ، وَبِلْلإسْلاَمِ دِيناً ، وَ بِمُحَمَّدٍ نَبِيًّا ، كَانَ حَقًّا عَلَى اللّهِ أنْ يُرْضِيهُ
: Raditü billahi Rabben, ve bil- İslâmi dînen, ve bi muhammedin nebiyyen, kâne hakan alâllahi en yurdîhu :
Rabb olarak Allaha, din olarak İslama, peygamber olarak Muhammede razıyım! derse Allahın kendisinden razı olmasına hak kazanmış olur.
(Tirmizî, 3386; Ebu Davud, 1529; hâkim I-5189)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı ve akşamladığı vakit şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةُ ، اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَالْعَفْوَ وَالْعَافِيَة فِي دِينِي وَدُنْيَايَ ,َأهْلِي ، اللّٰهُمَّاسْتُرْ عَوْرَاتِي ، وَآمِنْ رَوْعَاتِي ، اللّٰهُمَّ احْفِظْنِي مِنْ بَيْنِ يَدَيَّ ، ,َمِنْ خَلْفِي ، وَعَنْ شِمَالِي ، وَمِنْ فَوْقِي ، وَأعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتِي
: Allahümme innî eselükel- âfiyete fid- dünyâ vel- âhiretü, Allahümme innî eselükel-afve vel- âfiyeri fî dîni, ve dünyâye, ehlî, Allahümmestür avretî, ve âmin ravâtî, Allahümmehfiznî min beyni yedeyye, min halfî, ve an şimâlî, ve minfevkî, ve eûzü biazametike en ugtâle min tahtî :
Allahım! Senden dünya ve âhirette afiyet isterim! Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında aff ve afiyet dilerim! Allahım! Ayıplarımı gizle! Korkularımdan emin kıl! Allahım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden, koru! Atımdaki yerin çökmesinden Senin azametine sığınırım!
(İbn Ömer (ra)dan; Ebu Davûd, 5074; İbn Mâce, 3871)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı zaman şu duayı okurdu :
.
اللّٰهُمَّ بِكَ أصْبَحْنَا وَ بِكَ أمْسَيْنَا ، وَ بِكَ نَحْيَا ، وَ بِكَ نَمُوتُ ، وَ إلَيْكَ النُّشُورُ
: Allahümme bike esbahnâ ve bike emseynâ, ve bike nahyâ, ve bike nemûtü ve biken-nuşûru :
Allahım! Senin sayende sabahladık, Senin sayende akşamladık. Senin sayende yaşayacağız, Senin sayende öleceğiz. Senin huzurunda toplanacağız.
(Ebu Hureyre (ra)dan; Tirmizî, 3388; Ebu Davûd, 5068; İbn Mâce, 3868)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı zaman şu duayı okurdu :
أَصْبَحْنَا عَلَى فِطْرَةِ الْإسْلاَمِ ، وَكَلِمَةِ الْإخْلاَصِ ، ,َدِينِ نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ ، وَ مِلَّةِ أبِينَا إِبْرَاهِيمَ حَنِيفاً مُسْلِماً ، وَ مَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
: Esbahnâ alâ fıtratil-islâmi, ve kelimetil- ihlâsi, dîni nebiyyinâ Muhammedin, ve milleti İbrâhîme hanîfen müslimen, ve mâ kâne minel- müşrikîne :
İslam fıtratı üzere, ihlâs kelimesiyle, peygamberimiz Muhammedin dini üzere, müşriklerden olmayan, hanîf ve Müslim olan babamız İbrahimin milleti (dini) üzere sabaha eriştik
(İ. Ahmed III-406, 407)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı zaman şu duayı okurdu :
.
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْءَلُكَ عِلْماً نَافِعاً ، وَرِزْقاً طَيِّباً ، وَ عَمَلاً مُتَقَبَّلاً
: Allahümme innî eselüke ilmen nâfian, ve rizkan tayyiben, ve amelen mütekabbelen :
Allahım! Senden faydalı ilim, temiz rızık ve kabul edilecek amel niyaz ederim!
(Ümmü Seleme (ra)dan; İbn Mâce, 925)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sevgili kızı Fâtıma annemiz (aleyhasselâm)a şöyle buyurmuştur: Sabaha ve akşama çıktığında:
.
يَا حَيُّ ، يَا ٌَيُّومُ بِكَ أسْتَغِيثُ
: Yâ Hayy! Yâ Kayyûmu bike estegîsü :
Yâ Hayy! Yâ Kayyûm! Senden rahmet ve bereket istiyorum! İşimi yoluna koy ve beni göz açıp kapayıncaya kadar bile kendi başıma bırakma! demene dair sana yaptığım nasihati dinlemekten seni alıkoyan nedir?
(Enes b. Mâlik (ra)dan; Hâkim, I-545; İbnüs- Sünnî, 48)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sizden birisi sabahladığında şöyle desin :
أصْبَحْنَا وَ أصْبَحَ الْمُلْكُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ ، اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ خَيْرَ هَذَا الْيَوْمِ فَتْحَهُ وَ نَصْرَهُ وَ نُورَهُ وَ بَرَكَتَهُ وَهِدَايَتَهُ ، وَأَعُووذُ بِكَ مِنْ شُرِّ مَا فِيهِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ
: Esbahnâ ve esbahal- mülküllahi Rabbil- âlemîne, Allahümme innî eselüke hayra hâzâl- yevmi fethahu e nasrahu ve nûrahu ve beraketehu ve hidâyetehu, ve eûzü bike min şerri mâ fîhi ve şerri mâ badehu :
Biz sabahladık mülk de âlemlerin Rabbi Allaha ait olarak sabaha erişti. Allahım! Senden, bu günün hayrını; fethini, yardımını, nurunu, bereketini ve hidayetini dilerim! Bu günün ve sonrasının şerrinden Sana sığınırım! sonra akşamladığında da aynısını söylesin buyurdu.
(Ebu Mâlik el-Eşârî (ra)dan; Ebu Davûd, 5084)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabaha çıktığında on defa:
لا إلٰهَ إِلاّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرِكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ ، وُ لَهُ الْحَمْدُ ، وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
: Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehul- mülkü, velehul- hamdü, ve hüve alâ külli şeyin kadîrun :
Allahtan başka ilâh yoktur. Onun ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Ona mahsustur. Onun her şeye gücü yeter! derse Allah söylemiş olduğu bu sözler sebebiyle kendinse on sevab yazar, on günahını bağışlar, on köle azad etmiş gibi olur. Allah o gün onu kovulmuş şeytandan muhafaza eder. Akşama çıktığında söylerse, sabaha kadar benzeri mükâfat vardır.
(Ebu Davûd, 5077; İbni Mâce, 3867; Ahmed IV-60)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabaha çıktığında yüz defa:
لاَ إلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ ، وُ لَهُ الْحَمْدُ ، وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
: Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehul- mülkü, velehul- hamdü, ve hüve alâ külli şeyin kadîrun :
.
Tek Allahtan başka ilâh yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd Ona mahsustur. Onun her şeye gücü yeter! Derse, on köle azad etmiş kadar sevaba girer; yüz sevab yazılır, yüz günahı silinir; Akşam oluncaya kadar o gün şeytandan muhafaza olunur, ondan daha çok amel işleyen bir adamdan başka hiçbir kimse onun yaptığından daha faziletlisini yapmış olamaz.
(Ebu Hureyre (ra)dan; Buharî, 80/64; Müslim, 2691; Muvatta, I-209; Tirmizî, 3464)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ensardan bir adama: Sana söylediğin zaman Allahın endişeni gidereceği ve borcunu ödeteceği bir söz öğreteyim mi? buyurdu.
Adam:
Evet Yâ Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem)! dedi.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sabahladığı ve akşamladığında şöyle de :
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدِّينِ وَقَهْرِ الرِّجَالِ
: Allahümme innî eûzübike minel- hemi vel- hazeni, ve eûzübike minel- aczi vel- keseli, ve eûzübike minel- cebni vel- buhli, ve eûzübike minel- galebetid- dîni ve kahrir- ricâli :
Allahım! Endişe ve hüzünden Sana sığınırım! Âcizlikten ve tembellikten Sana sığınırım! Korkaklıktan ve cimrilikten yine Sana sığınırım! Borca batmaktan ve insanların bana galabe çalmalarından da Sana sığınırım!
Râvi diyor ki : Bunları söyledim, Allah endişemi giderdi ve borcumu ödeme imkanı verdi.
(Ebu Saîd el-Hudrî (ra)dan; Ebu Davûd, 1555)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Sabaha ve akşama çıktığında her kim yedi defa:
حَسْبِيَ ﷲ لاَ إلٰهَ إِلاَّّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيممُ
: Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil-azîmü :
Kendinden başka ilâh olmayan Allah Teâlâ bana kâfidir. Ona tevekkül ettim! O yüce Arşın Rabbidir! derse Allah Teâlâ dünya ve âhiretine ait olup kendisini ilgilendiren işlerinde ona kâfidir.
(Ebud-Derdâ (ra)dan; Ebu Davud, 5081; İbnüs- Sünnî, Amelü- Yevm vel-Leyl-shf 19)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabaha ve akşama çıktığında yüz defa:
سُبْحَنَ اللّهِ وَبِحَمْدِهِ
: Subhanallahi ve bihamdihi :
Allahı hamdiyle birlikte tesbih ederim! derse kıyamet günü söylediğinin benzeri ya da daha fazlasını söyleyen birileri dışında kimse onun getirdiğinden daha faziletlisini getiremez
(Ebu Hureyre (ra)dan; Buharî, 11/173; Müslim, 2692; Ebu Davûd, 5091)
Ebu Bekir Sıdık (ra), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) e : Bana sabahladığımda ve akşamladığımda söyleyeceğim birkaç kelime emret! dediğinde Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :
اللّٰهُمَّ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ ، عَالِمَ الْغَيْبِ وَاالشَّهَادَةِ ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ وَمَالِكَهُ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلٰهَ إِلاَّّ أَنْتَ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ شَرِّ ألشَّيْطَانِ وَ شِرْكِهِ ، وَ أَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً أوْأَجُرَّهُ إلَى مُسْلِمٍ
: Allahümme fatiris- semâvâti vel-ardi, âlimel- gaybi veş- şehâdeti, Rabbe külli şeyin ve melîkehu ve mâlikehu, Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente, ve eûzü bike min şerriş- şeytani ve şirkihi, ve en ekterife alâ nefsî sûen ev ecürrehu ilâ müslimin :
Gökleri ve yeri yaratan, görüneni ve görünmeyeni bilen, her şeyin Rabbi, hükümranı ve sahibi Allahım! Senden başka ilâh olmadığına şâhidlik ediyorum. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirke düşürmesinden Sana sığınıyorum. Nefsime kötülük yaptığımı veya kötülüklerimi bir müslümana dokundurduğumu itiraf ediyorum. Buyurdu ve devamla : Buları sabahladığında, akşamladığında ve yatağına vardığında hep söyle! buyurdu.
(Ebu Hureyre (ra)dan; Tirmizî, 3389; Ebu Davûd, 5067)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim her günün sabahında ve her gecenin akşamında üç defa:
بِسْمِ اللّهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَعَ اِسْمِهِ شَيْءٌ فِي الأرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
: Bismillahi'l-lezî lâ yedurru mea ismihi şeyun fil-arzi velâ fis- semâi ve hüves- semiul-alîmü :
Onun ismi yanında, yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allahın adıyla! O, her şeyi işiticidir ve bilicidir. Derse ona hiçbir şey zarar veremez.
(Tirmizî, 33385; Ebu Davûd, 5088; İbn Mâce, 3869; İ. Ahmed, 446, 474)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim sabahladığı ve akşamladığı vakit :
رَضِيتُ بِاللّهِ رَبًّا ، وَبِلْلإسْلاَمِ دِيناً ، وَ بِمُحَمَّدٍ نَبِيًّا ، كَانَ حَقًّا عَلَى اللّهِ أنْ يُرْضِيهُ
: Raditü billahi Rabben, ve bil- İslâmi dînen, ve bi muhammedin nebiyyen, kâne hakan alâllahi en yurdîhu :
Rabb olarak Allaha, din olarak İslama, peygamber olarak Muhammede razıyım! derse Allahın kendisinden razı olmasına hak kazanmış olur.
(Tirmizî, 3386; Ebu Davud, 1529; hâkim I-5189)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabahladığı ve akşamladığı vakit şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةُ ، اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَالْعَفْوَ وَالْعَافِيَة فِي دِينِي وَدُنْيَايَ ,َأهْلِي ، اللّٰهُمَّاسْتُرْ عَوْرَاتِي ، وَآمِنْ رَوْعَاتِي ، اللّٰهُمَّ احْفِظْنِي مِنْ بَيْنِ يَدَيَّ ، ,َمِنْ خَلْفِي ، وَعَنْ شِمَالِي ، وَمِنْ فَوْقِي ، وَأعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتِي
: Allahümme innî eselükel- âfiyete fid- dünyâ vel- âhiretü, Allahümme innî eselükel-afve vel- âfiyeri fî dîni, ve dünyâye, ehlî, Allahümmestür avretî, ve âmin ravâtî, Allahümmehfiznî min beyni yedeyye, min halfî, ve an şimâlî, ve minfevkî, ve eûzü biazametike en ugtâle min tahtî :
Allahım! Senden dünya ve âhirette afiyet isterim! Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında aff ve afiyet dilerim! Allahım! Ayıplarımı gizle! Korkularımdan emin kıl! Allahım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden, koru! Atımdaki yerin çökmesinden Senin azametine sığınırım!
(İbn Ömer (ra)dan; Ebu Davûd, 5074; İbn Mâce, 3871)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
YEMEK DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemeğe besmele ile başlar ve sonunda hamd eder ve şu duayı okurdu:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ حَمْداً كَثِيراً طَيِّبَاً مُبَارَكاً فِيهِ غَيْرَ مَكْفِيٍ وَلامُوَدَّعاً وَلاَ مُسْتَغْنىً عنْههُ رَبُّنَا.
: Elhamdülillahi hamden kesiran tayyiben mübâreken fîhi gayre mekfiyyin velâ mustagnen anhu Rabbuna :
Ey Rabbimiz!
En hoşundan-güzelinden, mübâreğinden, kifâyetince-gereği kadar olamasa da, hamd etme isteğinde israrlı, ve asla müstağni kalınamayan bir hamd ile sana çokça hamd ederiz!
(Buharî, 70/54; Tirmizî, 3452; Ebu Davûd, 3849; İbni Mâce, 3284)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemeğe besmele ile başlar ve sonunda hamd eder ve bâzen de şu duayı okurdu:
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَ وَ سَقَى ، وَ سَوَّغَهُ وَ جَعَلَ لَهُ مَخْرَجاً
: Elhamdülillahillezî etame ve sekâ, ve sevvegahu ve ceale lehu mahracen :
Yediren, içiren kolaylıkla boğazdan geçiren ve bir çıkış yolu yaratan Allaha hamdolsun!
(Ebu Davûd, 3851; İbn Hibbân 1351)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : Biriniz yemek yediğinde :
اللَّهُمَّ اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيهِ وَ أطْعِمْنَا خَيْراً مِنْهُ
: Allahümme bârik lenâ fîhi ve etımnâ hayren minhu :
:Allahım! Onu bize bereketli kıl! En iyisini yedir! desin.
(Tirmizî, Câmi)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : Biriniz süt içtiğinde :
اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيهِ وَ زِدْنَا مِنْهُ
: Allahümme bârik lenâ fîhi ve zidnâ minhu :
: Allahım! Onu bize bereketli kıl ve ondan bize bol miktarda bağşla! desin.
(Tirmizî, 3451; Ebu Davud, 3730; İ. Ahmed, I-225; İbn Mâce, 3322)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemekten sonra şöyle dua ederdi:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُبَارَكاً فِيهِ ، غَيْرَ مَكْفِيٍ وَلا مُسْتَغْنىً عَنْهُ رَبَّنَاَ
: Elhamdülillahi hamden kesiran tayyiben mübâreken fîhi gayre mekfiyyin velâ mustagnen anhu Rabbuna :
Muhtaç olmadan, devamlı, sayısız, bereketli, temiz (lâyık) hamd Sadece Rabbımız Allaha mahsustur!
(Buharî, 70/54; Tirmizî, 3456)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemekten sonra çoğu kere şöyle dua ederdi:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَ سَقَانَا وَ جَعَلَنَا مُسْلِمِينَ
: Elhamdülillahillezî etamenâ ve sekânâ ve cealenâ müslimîn:
Bizi yediren, içiren ve Müslümanlardan kılan Allaha hamd olsun!
(Tirmizî, 3457; Ebu Davûd, 3850; İbni Mâce, 3283; İbnüs- Sünnî, 458 )
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemekten sonra şöyle de dua ederdi:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَفَاانَا وَآوَانَا
: Elhamdülillahillezî kefânâ ve âvânâ :
Bize yeterli derecede rızık veren ve bizi muhafaza eden Allaha hamd olsun!
(Buharî, 70/54)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim yemek yer de :
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَنِي هَذَا مِنْ غَيْرِ حَوْلٍ مِنِّي وَلاَ قُوَّةٍ ، غَيْرَ اللّهُ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
: Elhamdülillahillezî etamenî hâzâ min gayri havlin minnî velâ kuvveti, gayrallahu leh umâ ekaddeme min zenbihi :
Güç ve kuvvet harcamaksızın beni doyuran Allaha hamd olsun!
(Enes (ra)dan; Tirmizî, 3458)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) huzuruna yemek geldiğinde Bismillah der başlar ve yemekten sonra şöyle de dua ederdi:
اللّٰهُمَّ أَطْعَمْتَ وَ سَقَيْتَ ، ,َ أغْنَيْتَ وَ أَقْنَيْتَ ، وَ هَدَيْتَ وَ أحْيَيْتَ ، فَلَكَ الْحَمْدُ عَلَى مَا أعْطَيْتَ
.
: Allahümme etamte ve sekayte, egneyte ve ekneyte, ve hedeyte ve ahyeyte, felel-hamdü alâ mâ atayte :
Allahım! Yedirdin, içirdin. Muhtaç etmedin, memnun ettin. Hidayet ettin. Dirilttin. Verdiğin nimetlerin mukabilinde Sana hamd olsun!
(İ. Ahmed IV-62, V-334; İbnüs- Sünnî, 466 )
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemek yediği ev halkı için dua ederdi işte Abdullah b. Büsr (ra)nın evindeki duası:
اللّٰهُمَّ بَارِكْ لَهُمْ فِيمَا رَزَقْتَهُمْ ، ,َ اغْفِرْ لَهُمْ وَ ارْحَمْهُمْ
: Allahümme bârik lehum fîmâ razekehum, igfir lehum ve irhamhum :
Allahım! Vermiş olduğun rızıkta onları bereketlendir! Onları affet! Onlara merhamet et!
( Müslim, 2042)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemek yediği ev halkı için dua ederdi işte Sad b. Ubâde (ra)nın evindeki duası:
أفْطَرَ عِنْدَكُمُ الصَّاءِمُونَ ، وَأكَلَ طَعَامَكُمْ الأبْرَارُ ، وَصَلَّتْ عَليْكُمً المَلاَءِكَةُ
: İftara indekümüs- sâimûne, ve ekele taâmukümül- ebrârü, ve sallet aleykümül- melâikeh :
Oruç tutanlar, yanınızda iftar ettiler. Yemeğinizi iyi kişiler yediler. Melekler de sizin için Allaha istiğfar ettiler!
(Ebu Davûd, 3854; İ. Ahmed III-138; TahavîI-498, 499; Beyhakî, VII-287)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemeğe besmele ile başlar ve sonunda hamd eder ve şu duayı okurdu:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ حَمْداً كَثِيراً طَيِّبَاً مُبَارَكاً فِيهِ غَيْرَ مَكْفِيٍ وَلامُوَدَّعاً وَلاَ مُسْتَغْنىً عنْههُ رَبُّنَا.
: Elhamdülillahi hamden kesiran tayyiben mübâreken fîhi gayre mekfiyyin velâ mustagnen anhu Rabbuna :
Ey Rabbimiz!
En hoşundan-güzelinden, mübâreğinden, kifâyetince-gereği kadar olamasa da, hamd etme isteğinde israrlı, ve asla müstağni kalınamayan bir hamd ile sana çokça hamd ederiz!
(Buharî, 70/54; Tirmizî, 3452; Ebu Davûd, 3849; İbni Mâce, 3284)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemeğe besmele ile başlar ve sonunda hamd eder ve bâzen de şu duayı okurdu:
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَ وَ سَقَى ، وَ سَوَّغَهُ وَ جَعَلَ لَهُ مَخْرَجاً
: Elhamdülillahillezî etame ve sekâ, ve sevvegahu ve ceale lehu mahracen :
Yediren, içiren kolaylıkla boğazdan geçiren ve bir çıkış yolu yaratan Allaha hamdolsun!
(Ebu Davûd, 3851; İbn Hibbân 1351)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : Biriniz yemek yediğinde :
اللَّهُمَّ اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيهِ وَ أطْعِمْنَا خَيْراً مِنْهُ
: Allahümme bârik lenâ fîhi ve etımnâ hayren minhu :
:Allahım! Onu bize bereketli kıl! En iyisini yedir! desin.
(Tirmizî, Câmi)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : Biriniz süt içtiğinde :
اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيهِ وَ زِدْنَا مِنْهُ
: Allahümme bârik lenâ fîhi ve zidnâ minhu :
: Allahım! Onu bize bereketli kıl ve ondan bize bol miktarda bağşla! desin.
(Tirmizî, 3451; Ebu Davud, 3730; İ. Ahmed, I-225; İbn Mâce, 3322)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemekten sonra şöyle dua ederdi:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُبَارَكاً فِيهِ ، غَيْرَ مَكْفِيٍ وَلا مُسْتَغْنىً عَنْهُ رَبَّنَاَ
: Elhamdülillahi hamden kesiran tayyiben mübâreken fîhi gayre mekfiyyin velâ mustagnen anhu Rabbuna :
Muhtaç olmadan, devamlı, sayısız, bereketli, temiz (lâyık) hamd Sadece Rabbımız Allaha mahsustur!
(Buharî, 70/54; Tirmizî, 3456)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemekten sonra çoğu kere şöyle dua ederdi:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَ سَقَانَا وَ جَعَلَنَا مُسْلِمِينَ
: Elhamdülillahillezî etamenâ ve sekânâ ve cealenâ müslimîn:
Bizi yediren, içiren ve Müslümanlardan kılan Allaha hamd olsun!
(Tirmizî, 3457; Ebu Davûd, 3850; İbni Mâce, 3283; İbnüs- Sünnî, 458 )
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemekten sonra şöyle de dua ederdi:
.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَفَاانَا وَآوَانَا
: Elhamdülillahillezî kefânâ ve âvânâ :
Bize yeterli derecede rızık veren ve bizi muhafaza eden Allaha hamd olsun!
(Buharî, 70/54)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim yemek yer de :
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي أَطْعَمَنِي هَذَا مِنْ غَيْرِ حَوْلٍ مِنِّي وَلاَ قُوَّةٍ ، غَيْرَ اللّهُ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
: Elhamdülillahillezî etamenî hâzâ min gayri havlin minnî velâ kuvveti, gayrallahu leh umâ ekaddeme min zenbihi :
Güç ve kuvvet harcamaksızın beni doyuran Allaha hamd olsun!
(Enes (ra)dan; Tirmizî, 3458)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) huzuruna yemek geldiğinde Bismillah der başlar ve yemekten sonra şöyle de dua ederdi:
اللّٰهُمَّ أَطْعَمْتَ وَ سَقَيْتَ ، ,َ أغْنَيْتَ وَ أَقْنَيْتَ ، وَ هَدَيْتَ وَ أحْيَيْتَ ، فَلَكَ الْحَمْدُ عَلَى مَا أعْطَيْتَ
.
: Allahümme etamte ve sekayte, egneyte ve ekneyte, ve hedeyte ve ahyeyte, felel-hamdü alâ mâ atayte :
Allahım! Yedirdin, içirdin. Muhtaç etmedin, memnun ettin. Hidayet ettin. Dirilttin. Verdiğin nimetlerin mukabilinde Sana hamd olsun!
(İ. Ahmed IV-62, V-334; İbnüs- Sünnî, 466 )
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemek yediği ev halkı için dua ederdi işte Abdullah b. Büsr (ra)nın evindeki duası:
اللّٰهُمَّ بَارِكْ لَهُمْ فِيمَا رَزَقْتَهُمْ ، ,َ اغْفِرْ لَهُمْ وَ ارْحَمْهُمْ
: Allahümme bârik lehum fîmâ razekehum, igfir lehum ve irhamhum :
Allahım! Vermiş olduğun rızıkta onları bereketlendir! Onları affet! Onlara merhamet et!
( Müslim, 2042)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yemek yediği ev halkı için dua ederdi işte Sad b. Ubâde (ra)nın evindeki duası:
أفْطَرَ عِنْدَكُمُ الصَّاءِمُونَ ، وَأكَلَ طَعَامَكُمْ الأبْرَارُ ، وَصَلَّتْ عَليْكُمً المَلاَءِكَةُ
: İftara indekümüs- sâimûne, ve ekele taâmukümül- ebrârü, ve sallet aleykümül- melâikeh :
Oruç tutanlar, yanınızda iftar ettiler. Yemeğinizi iyi kişiler yediler. Melekler de sizin için Allaha istiğfar ettiler!
(Ebu Davûd, 3854; İ. Ahmed III-138; TahavîI-498, 499; Beyhakî, VII-287)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
TUVALETE GİRERKEN DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tuvalete girerken şu duayı okurdu:
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنْ اَ لْخُبُثِ وَ ا لْخَبَاءِثِ
: Allahümme innî euzü bike minel- hubusi vel- habâis :
Allahım! Görünen-görünmeyen, maddi-mânevi bütün pisliklerden Sana sığınırım!
(Buharî, 4/9, 80/15; Müslim, 375; Tirmizî, 5; Ebu Davûd, 4; Nesâî, I-20 İ. Ahmed III-99,101, 282)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tuvalete girerken şu duayı okurdu:
اللّٰهُمَّ إِنِّى أَعُوذَ بِكَ مِنْ اَ لْخُبُثِ وَ ا لْخَبَاءِثِ
: Allahümme innî euzü bike minel- hubusi vel- habâis :
Allahım! Görünen-görünmeyen, maddi-mânevi bütün pisliklerden Sana sığınırım!
(Buharî, 4/9, 80/15; Müslim, 375; Tirmizî, 5; Ebu Davûd, 4; Nesâî, I-20 İ. Ahmed III-99,101, 282)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
GİYECEK DUALARI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yeni bir elbise giydiğinde duâsı:
اللّٰهُمَّ أَنْثَ كَسَوْتَنِى هٰذَا اَلْقَمِيصَ أَوْ اَلرِّدَاءَ أَوْ اَلْعِمَامَةَ ، أَسْأَلُكَ خَيْرَهُ وَ خَيْرَ مَا صُنِعَ لَهُ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ شَرِّهِ وَ شَرِّ مَا صُنِعَ لَهُ
: Allahümme ente kesevtenî hâzâ elkamîsa ev erridâe ev elamâmeh.
Eselüke hayrahu ve ayra mâ sunia lehu.
Ve euzü bikemin şerri mâ sunia lehu:
Allahım! bu gömleği, veya ridayı veya sarığı Sen bana giydirdin. Onun hayırlı olmasını ve yapıldığı amaçta hayırla kullanılmasını Senden dilerim!
Onun şerrinden ve kötü amaçla yapılmışsa bu amacın şerrinden Sana sığınırım!
(Ebu Davûd, 4020; Tirmizî, 1767; İ. Ahmed III-30, 50)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim bir elbise giyer ve :
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَسَانِي هَذَا وَرَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلِ مِنِّي وَلاَ قُوَّةِ
: Elhamdülillahillezî kesânî hâzâ ve razekanîhi min gayri havli minnî velâ kuvveti :
Bana bunu giydiren ve tarafımdan herhangi bir güç ve kuvvet harcamaksızın beni bununla rızıklandıran Allaha hamd olsun! derse Allah geçmiş günahlarını bağışlar.
(Ebu Davûd, 4023; Hâkim IV-192, 193)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim yeni bir elbise giyer ve :
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَسَانِي مَا أُوَارِي بِهِ عَوْرَتِي ، وَ أَتَجَمَّلُ بِهِ فِي حَيَاتِي
: Elhamdülillahillezî kesânî mâ üvârî bihi avretî, ve etecemmelü bihi fî hayatî :
Avretimi gizleyebileceğim ve hayatımda onunla süslenebileceğim elbiseyi bana giydiren Allaha hamd olsun! der sonra eskittiği elbisesini çıkartıp tasadduk ederse, sağ olsun ölü olsun Allahın muhafazası ve Allahın koruması altında Allahın yolunda olur.
(Ömer (ra)dan; Tirmizî, 3555; İbni Mâce, 3557)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yeni bir elbise giydiğinde duâsı:
اللّٰهُمَّ أَنْثَ كَسَوْتَنِى هٰذَا اَلْقَمِيصَ أَوْ اَلرِّدَاءَ أَوْ اَلْعِمَامَةَ ، أَسْأَلُكَ خَيْرَهُ وَ خَيْرَ مَا صُنِعَ لَهُ ، وَ أَعُوذَ بِكَ مِنْ شَرِّهِ وَ شَرِّ مَا صُنِعَ لَهُ
: Allahümme ente kesevtenî hâzâ elkamîsa ev erridâe ev elamâmeh.
Eselüke hayrahu ve ayra mâ sunia lehu.
Ve euzü bikemin şerri mâ sunia lehu:
Allahım! bu gömleği, veya ridayı veya sarığı Sen bana giydirdin. Onun hayırlı olmasını ve yapıldığı amaçta hayırla kullanılmasını Senden dilerim!
Onun şerrinden ve kötü amaçla yapılmışsa bu amacın şerrinden Sana sığınırım!
(Ebu Davûd, 4020; Tirmizî, 1767; İ. Ahmed III-30, 50)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim bir elbise giyer ve :
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَسَانِي هَذَا وَرَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلِ مِنِّي وَلاَ قُوَّةِ
: Elhamdülillahillezî kesânî hâzâ ve razekanîhi min gayri havli minnî velâ kuvveti :
Bana bunu giydiren ve tarafımdan herhangi bir güç ve kuvvet harcamaksızın beni bununla rızıklandıran Allaha hamd olsun! derse Allah geçmiş günahlarını bağışlar.
(Ebu Davûd, 4023; Hâkim IV-192, 193)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim yeni bir elbise giyer ve :
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي كَسَانِي مَا أُوَارِي بِهِ عَوْرَتِي ، وَ أَتَجَمَّلُ بِهِ فِي حَيَاتِي
: Elhamdülillahillezî kesânî mâ üvârî bihi avretî, ve etecemmelü bihi fî hayatî :
Avretimi gizleyebileceğim ve hayatımda onunla süslenebileceğim elbiseyi bana giydiren Allaha hamd olsun! der sonra eskittiği elbisesini çıkartıp tasadduk ederse, sağ olsun ölü olsun Allahın muhafazası ve Allahın koruması altında Allahın yolunda olur.
(Ömer (ra)dan; Tirmizî, 3555; İbni Mâce, 3557)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
EVİNDEN ÇIKTIĞINDA - EVİNE GİRDİĞİNDE
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu :
بِسْمِ ﷲِ ، تَوَكَّلْتُ عَلَى ﷲِ ، اللّٰهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ أنْ أَضِلَّ ، اوْ أُضِلَّ ، أوْ أَزِلَّ ، أوْ أُزَلَّ ، أوْ أَظْلِمَ أوْ أُظْلَمَ ، أوْ أَجْهَلَ أوْ يُجْهَلَ عَلَيَّ
: Bismillahi, tevekkeltü alâllahi, Allahümme innî eûzü bike en edille, ev udille, ev ezile, ev uzille, ev ezllimu, ev uzlimu, ev echele, ev yuchele aleyye :
Allahın adıyla Allaha tevekkül ettim. Allahım! Sapıklığa düşmekten veya düşürülmekten, ayağımın kaymasından veya kaydırılmasından, zulmetmekten veya zulme uğramaktan , cehâlete düşmekten veya câhil görülmekten Sana sığınırım!
(Tirmizî, 3423; Ebu Davûd, 5094; İbn Mâce, 3884; Nesâî, VIII-285; İ. Ahmed VI-306)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim evinden çıktığında:
بِسْمِ ﷲِ ، تَوَكَّلْتُ عَلَى ﷲ ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِللّهِ
: Bismillahi, tevekkeltü alâllahi, velâ havle velâ kuvvete illâ billahi :
Allahın adıyla! Allaha tevekkül ettim! Güç ve kuvvet ancak Allaha aittir derse kendisine : Hidayete erdirildin, kifâyet olundun ve korundun! denir ve şeytan ondan uzaklaştırılır buyurdu.
(Enes b. Mâlik (ra)dan; Ebu Davûd, 5095; İbni Hibbân, 2375 )
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evine döndüğü zaman şu duayı okurdu :
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي كَفَانِي ، وَآوَانِي ،وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أطْعَمَنِي وَ سَقَانِي ، الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي مَنَّ عَلَيَّ فَأَقْضَلَ ، أسْأَلُكَ أنْ تُجِيرَنِي مِنَ النَّار
: Elhamdülillahil-lezî kefânî, ve âvânî, vel-hamdülillahil-lezî etamenî ve sekaanî, el-hamdülillahil-lezî mene aleyye feefdale, eselüke en tücîranî minen-nâr:
Beni koruyan ve sığındıran Allaha hamd olsun! Beni yediren ve içiren v Bana iyilikte bulunan ve iyiliğini artıran Allaha hamd olsun! Yâ Rabb! Senden beni cehennemden korumanı dilerim!
( Ömer (ra)dan, Ebu Davûd, 5058;Abdullah b. Amr b.As (ra)dan, İbnüs- Sünnî, Amelü- Yevm vel-Leyl-shf 157)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kişi evine girdiğinde :
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَوْلَجِ ، وَ خَيْرَ الْمَخْرَجِ ، بِسْمِ ﷲِ وَلَجْنَا ، وَعَلَى ﷲِ رَبَّنَا تَوَكَّلْنَا
: Allahümme innî eselüke hayral- mevleci, ve hayral- mahraci, Bismillahi velecnâ, ve alâllahi Rabbenâ tevekkelnâ :
Allahım! Senden girişin ve çıkışın hayırlısını isterim! Allahın adıyla girdik ve Rabbımız Allaha tevekkül ettik! desin, sonra ailesine selâm versin!
(Ebu Mâlik el-Eşârî (ra)dan; Ebu Davûd, 5096)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Sabah namazını kılmak için evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُوراً ، وَ فِي لِسَانِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي سَمْعِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ خَلْفِي نُوراً ، وَ مِنْ أَمَمِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ فَوْقِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ وَمِنْ تَحْتِي نُوراً ، اللّٰهُمَّ أَعْطِي نُوراً
: Allahümmecal fî kalbî nuren, vefî lisânî nuren, vecal fî semî nuren, vecal fî basarî nuren, vecal min halfî nuren, ve min emamî nuren, vecal min fevkî nuren, vecal vemin tahtî nuren, Allahümme atî nuren :
Allahım!
Kalbimde bir nûr kıl!
Dilimde bir nûr kıl!
Kulağımda bir nûr kıl!
Gözümde bir nûr kıl!
Arkamda bir nûr kıl!
Önümde bir nûr kıl!
Üstümde bir nûr kıl!
Altımda bir nûr kıl!
Allahım! Bana bir nûr ver!..
(Müslim, 765(191)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Namaz kılmak için evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ بِحَقِّ السَّاءِلِينَ عَلَيْكَ ، وَ بِحَقِّ مَمْشَايَ هَذَا إلَيْكَ ، فَإِنِّي لَمْ أَخْرُجْ بَطَراً وَلاَ أَشَراً ، وَلاَ رِيَاءً ، وَلاَ سُمْعَةً ، وَ إنَّمَا خَرَجْتُ أتَّقَاءَ سُخْطِكَ ، وَ إبْتِغَاءَ مَرْضَاتِكَ ، أسْأَلُكَ أنْ تُنْقِذَنِي مِنَ النَّارِ ، وَ أنْ تَغْفِرَ لِي ذُنُوبِي ، فَإنَّهُ لاَ يَغْفِرَ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ
: Allahümme innî eselüke bihakkis-sâilîne aleyke, ve bihakki memşâye hâzâ ileyke, feinnî lem ehruc betaran velâ eşaran, velâ riyâen, velâ sumaten, ve innemâ haractü ittikaae suhtike, ve ibtigaae merdaatike, eselüke en tünkizenî minen- nari, ve en tegfira lî zünûbî, feinnehu lâyagfirez-zünûbe illâ ente :
Allahım! Senden isteyenler hakkı için, beni Sana götüren şu yol hakkı için istiyorum. Ben, taşkın bir şekilde, kibirlenerek, riyâkârlıkla, gösteriş olsun diye çıkmadım. Ancak gazabından sakınmak ve rızanı kazanmak için çıktım. Beni cehennemden kurtarmanı, günahlarımı bağışlamanı dilerim. Çünkü günahları bağışlayan ancak Sensin diyen kimseye Allah, o kimse için istiğfar eden yetmiş bin melek vekil kılar ve namazını bitirinceye kadar Allah, yüzünü o kulundan çevirmez.
(İbn Mâce,778; İ. Ahmed III-21)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Mescide girdiği zaman şu duayı okurdu :
أَعُوذُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ ، وَ بِوَجْهِهِ الْكَرِيمِ ، وَ سُلْطَضانِهِ ، مِنَ الشَّيْطَانِالرَّجِيمِ
: Eûzü billahil-azîmi, ve bivechihil-kerîmi, ve sultânihil- kadîmi, mineş-şeytânir-racîmi :
Kovulmuş şeytandan yüce Allaha, ulu Zâtına, ezelî hükümranlığına sığınırım! buyururdu. O böyle buyurduğu zaman şeytan : Günün geri kalanında benden korundun! der.
(Ebu Davûd, 466)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Biriniz mescide girdiği zaman Bana salâvât okusun ve:
االلّٰهُمَّ افْتَحْ لِي أبْوَابَ رَحْمَتِكَ
: Allahümmeftah lî ebvâbe rahmetike:
Allahım! Bana rahmetinin kapılarını aç! desin.
.
Çıktığında da:
.
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
: Allahümme innî eselüke min fadlike :
Allahım! Ben Senin fazlından istiyorum! desin.
(Ebu Davûd, 465; İbn Mâce, 772; Müslim, 713)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Mescide girdiği zaman Muhammede ve âilesine salât ü selâm getirir sonrada :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذُنُوبِي وَافْتَحْ لِي أبْوَابَ رَحْمَتِكَ
: Allahümmegfir lî zünûbi veftah lî ebvâbe rahmetike:
Allahım! Günahlarımı bağışla ve bana rahmetinin kapılarını aç! diye dua ederdi.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Mescidden çıktığında da Muhammede ve âilesine salât ü selâm getirir sonrada :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذُنُوبِي وَافْتَحْ لِي أبْوَابَ فَضْلِكَ
: Allahümmegfir lî zünûbi veftah lî ebvâbe rahmetike:
Allahım! Günahlarımı bağışla ve bana ihsanının kapılarını aç! diye dua ederdi
(Tirmizî, 314; İbn Mâce, 771; İ. Ahmed VI-282, 283)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu :
بِسْمِ ﷲِ ، تَوَكَّلْتُ عَلَى ﷲِ ، اللّٰهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ أنْ أَضِلَّ ، اوْ أُضِلَّ ، أوْ أَزِلَّ ، أوْ أُزَلَّ ، أوْ أَظْلِمَ أوْ أُظْلَمَ ، أوْ أَجْهَلَ أوْ يُجْهَلَ عَلَيَّ
: Bismillahi, tevekkeltü alâllahi, Allahümme innî eûzü bike en edille, ev udille, ev ezile, ev uzille, ev ezllimu, ev uzlimu, ev echele, ev yuchele aleyye :
Allahın adıyla Allaha tevekkül ettim. Allahım! Sapıklığa düşmekten veya düşürülmekten, ayağımın kaymasından veya kaydırılmasından, zulmetmekten veya zulme uğramaktan , cehâlete düşmekten veya câhil görülmekten Sana sığınırım!
(Tirmizî, 3423; Ebu Davûd, 5094; İbn Mâce, 3884; Nesâî, VIII-285; İ. Ahmed VI-306)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kim evinden çıktığında:
بِسْمِ ﷲِ ، تَوَكَّلْتُ عَلَى ﷲ ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِللّهِ
: Bismillahi, tevekkeltü alâllahi, velâ havle velâ kuvvete illâ billahi :
Allahın adıyla! Allaha tevekkül ettim! Güç ve kuvvet ancak Allaha aittir derse kendisine : Hidayete erdirildin, kifâyet olundun ve korundun! denir ve şeytan ondan uzaklaştırılır buyurdu.
(Enes b. Mâlik (ra)dan; Ebu Davûd, 5095; İbni Hibbân, 2375 )
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evine döndüğü zaman şu duayı okurdu :
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي كَفَانِي ، وَآوَانِي ،وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أطْعَمَنِي وَ سَقَانِي ، الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي مَنَّ عَلَيَّ فَأَقْضَلَ ، أسْأَلُكَ أنْ تُجِيرَنِي مِنَ النَّار
: Elhamdülillahil-lezî kefânî, ve âvânî, vel-hamdülillahil-lezî etamenî ve sekaanî, el-hamdülillahil-lezî mene aleyye feefdale, eselüke en tücîranî minen-nâr:
Beni koruyan ve sığındıran Allaha hamd olsun! Beni yediren ve içiren v Bana iyilikte bulunan ve iyiliğini artıran Allaha hamd olsun! Yâ Rabb! Senden beni cehennemden korumanı dilerim!
( Ömer (ra)dan, Ebu Davûd, 5058;Abdullah b. Amr b.As (ra)dan, İbnüs- Sünnî, Amelü- Yevm vel-Leyl-shf 157)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Kişi evine girdiğinde :
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَوْلَجِ ، وَ خَيْرَ الْمَخْرَجِ ، بِسْمِ ﷲِ وَلَجْنَا ، وَعَلَى ﷲِ رَبَّنَا تَوَكَّلْنَا
: Allahümme innî eselüke hayral- mevleci, ve hayral- mahraci, Bismillahi velecnâ, ve alâllahi Rabbenâ tevekkelnâ :
Allahım! Senden girişin ve çıkışın hayırlısını isterim! Allahın adıyla girdik ve Rabbımız Allaha tevekkül ettik! desin, sonra ailesine selâm versin!
(Ebu Mâlik el-Eşârî (ra)dan; Ebu Davûd, 5096)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Sabah namazını kılmak için evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُوراً ، وَ فِي لِسَانِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي سَمْعِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ فِي بَصَرِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ خَلْفِي نُوراً ، وَ مِنْ أَمَمِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ مِنْ فَوْقِي نُوراً ، وَ اجْعَلْ وَمِنْ تَحْتِي نُوراً ، اللّٰهُمَّ أَعْطِي نُوراً
: Allahümmecal fî kalbî nuren, vefî lisânî nuren, vecal fî semî nuren, vecal fî basarî nuren, vecal min halfî nuren, ve min emamî nuren, vecal min fevkî nuren, vecal vemin tahtî nuren, Allahümme atî nuren :
Allahım!
Kalbimde bir nûr kıl!
Dilimde bir nûr kıl!
Kulağımda bir nûr kıl!
Gözümde bir nûr kıl!
Arkamda bir nûr kıl!
Önümde bir nûr kıl!
Üstümde bir nûr kıl!
Altımda bir nûr kıl!
Allahım! Bana bir nûr ver!..
(Müslim, 765(191)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Namaz kılmak için evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu :
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ بِحَقِّ السَّاءِلِينَ عَلَيْكَ ، وَ بِحَقِّ مَمْشَايَ هَذَا إلَيْكَ ، فَإِنِّي لَمْ أَخْرُجْ بَطَراً وَلاَ أَشَراً ، وَلاَ رِيَاءً ، وَلاَ سُمْعَةً ، وَ إنَّمَا خَرَجْتُ أتَّقَاءَ سُخْطِكَ ، وَ إبْتِغَاءَ مَرْضَاتِكَ ، أسْأَلُكَ أنْ تُنْقِذَنِي مِنَ النَّارِ ، وَ أنْ تَغْفِرَ لِي ذُنُوبِي ، فَإنَّهُ لاَ يَغْفِرَ الذُّنُوبَ إلاَّ أنْتَ
: Allahümme innî eselüke bihakkis-sâilîne aleyke, ve bihakki memşâye hâzâ ileyke, feinnî lem ehruc betaran velâ eşaran, velâ riyâen, velâ sumaten, ve innemâ haractü ittikaae suhtike, ve ibtigaae merdaatike, eselüke en tünkizenî minen- nari, ve en tegfira lî zünûbî, feinnehu lâyagfirez-zünûbe illâ ente :
Allahım! Senden isteyenler hakkı için, beni Sana götüren şu yol hakkı için istiyorum. Ben, taşkın bir şekilde, kibirlenerek, riyâkârlıkla, gösteriş olsun diye çıkmadım. Ancak gazabından sakınmak ve rızanı kazanmak için çıktım. Beni cehennemden kurtarmanı, günahlarımı bağışlamanı dilerim. Çünkü günahları bağışlayan ancak Sensin diyen kimseye Allah, o kimse için istiğfar eden yetmiş bin melek vekil kılar ve namazını bitirinceye kadar Allah, yüzünü o kulundan çevirmez.
(İbn Mâce,778; İ. Ahmed III-21)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Mescide girdiği zaman şu duayı okurdu :
أَعُوذُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ ، وَ بِوَجْهِهِ الْكَرِيمِ ، وَ سُلْطَضانِهِ ، مِنَ الشَّيْطَانِالرَّجِيمِ
: Eûzü billahil-azîmi, ve bivechihil-kerîmi, ve sultânihil- kadîmi, mineş-şeytânir-racîmi :
Kovulmuş şeytandan yüce Allaha, ulu Zâtına, ezelî hükümranlığına sığınırım! buyururdu. O böyle buyurduğu zaman şeytan : Günün geri kalanında benden korundun! der.
(Ebu Davûd, 466)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Biriniz mescide girdiği zaman Bana salâvât okusun ve:
االلّٰهُمَّ افْتَحْ لِي أبْوَابَ رَحْمَتِكَ
: Allahümmeftah lî ebvâbe rahmetike:
Allahım! Bana rahmetinin kapılarını aç! desin.
.
Çıktığında da:
.
اللّٰهُمَّ إنِّي أسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
: Allahümme innî eselüke min fadlike :
Allahım! Ben Senin fazlından istiyorum! desin.
(Ebu Davûd, 465; İbn Mâce, 772; Müslim, 713)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Mescide girdiği zaman Muhammede ve âilesine salât ü selâm getirir sonrada :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذُنُوبِي وَافْتَحْ لِي أبْوَابَ رَحْمَتِكَ
: Allahümmegfir lî zünûbi veftah lî ebvâbe rahmetike:
Allahım! Günahlarımı bağışla ve bana rahmetinin kapılarını aç! diye dua ederdi.
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Mescidden çıktığında da Muhammede ve âilesine salât ü selâm getirir sonrada :
اللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي ذُنُوبِي وَافْتَحْ لِي أبْوَابَ فَضْلِكَ
: Allahümmegfir lî zünûbi veftah lî ebvâbe rahmetike:
Allahım! Günahlarımı bağışla ve bana ihsanının kapılarını aç! diye dua ederdi
(Tirmizî, 314; İbn Mâce, 771; İ. Ahmed VI-282, 283)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9093
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
MEZAR ZİYARETİ DUASI
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dua edilmesini emretmişti :
السَّلاٰمُ علَيْكُمْ أَهْلَ الدِّيَارِ مِنَ الْمُﺅْمِنِينَ وَ تلْمُسْلِمِينَ ، وَ إنَّا إنْشَااللّهُ بِكُمْ لاحِقُونَ ، نَسْأَلُ اللّٰهُ لَنَا وَلَكُمْ الْعَافِيَةَ
: Esselâmüaleyküm ehlid-diyâri minel-müminîne ve telmüslimîne, ve innâ inşâallahu biküm lâhikûne, neselüllahu lenâ velekümül-âfiyeh :
Ey bu diyârda yatan iman ehli Müslümanlar! Es- Selâmü aleyküm! Biz de İnşâallah sizin aranıza katılacağız. Allahtan hem bizim, hem sizin için âfiyet dileriz.
(Büreyde (ra)dan; Müslim, 975; Nesâî, IV-94; İ. Ahmed V-353,359, 360)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dua edilmesini emretmişti :
السَّلاٰمُ علَيْكُمْ أَهْلَ الدِّيَارِ مِنَ الْمُﺅْمِنِينَ وَ تلْمُسْلِمِينَ ، وَ إنَّا إنْشَااللّهُ بِكُمْ لاحِقُونَ ، نَسْأَلُ اللّٰهُ لَنَا وَلَكُمْ الْعَافِيَةَ
: Esselâmüaleyküm ehlid-diyâri minel-müminîne ve telmüslimîne, ve innâ inşâallahu biküm lâhikûne, neselüllahu lenâ velekümül-âfiyeh :
Ey bu diyârda yatan iman ehli Müslümanlar! Es- Selâmü aleyküm! Biz de İnşâallah sizin aranıza katılacağız. Allahtan hem bizim, hem sizin için âfiyet dileriz.
(Büreyde (ra)dan; Müslim, 975; Nesâî, IV-94; İ. Ahmed V-353,359, 360)